Kooperatiflerde Ana sözleşme değişikliği izin işlemleri-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Ana sözleşme değişikliği izin işlemleri-EVREN ÖZMEN

Kooperatif-Ana sözleşme- değişiklik-.png

(1) Kooperatiflerde ana sözleşme değişiklikleri kuruluştaki usul ve esaslara tabidir.

(2) Anasözleşme değişiklik başvurusunda istenilecek gerekli bilgi, belge ve dilekçe örnekleri Genel Müdürlük internet sitesinde yayımlanır.

(3) Anasözleşme değişiklik izni talep edilmesi halinde sırasıyla;

a) Yönetim kurulunca, anasözleşmenin tamamının veya bazı maddelerinin değiştirilmesi talebine ilişkin gerekçeli karar alınır. Bazı maddelerin değiştirilmesinin talep edildiği durumlarda bu maddelerin numaraları yönetim kurulu kararında açıkça belirtilir.

b) İzin talebini içeren bir dilekçe ekinde değişiklik kararının sureti ve gerekli diğer belgeler ile izin merciine başvurulur.

Tescil ve ilan

(1) Kuruluş izin işlemi tamamlandıktan sonra ticaret sicili müdürlüğünde kooperatifin kuruluşu Kanunun 3 üncü maddesine göre tescil ettirilerek bu maddede belirtilen hususlar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilir.

(2) Anasözleşme değişikliği izin işlemi tamamlandıktan sonra izin verilen değişiklikler kooperatif genel kurulunda görüşülür. Genel kurulca kabul edilen değişiklikler ticaret sicili müdürlüğünde tescil ettirilir.

(3) Ana sözleşmenin bazı maddelerinin değiştirilmesi halinde yapılan değişiklikler arasında Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen hususlar varsa ilan ettirilir. Ana sözleşmenin bütünüyle değiştirildiği durumlarda ise ilan bu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre yapılır.

 

YAPI KOOPERATİFLERİNDE GENEL KURULA KATILMA-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE GENEL KURULDA TEMSİL İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR

Mali Müşavir EVREN ÖZMEN

[email protected]

Kooperatiflerde Genel kurula bütün ortakların katılma hakkı var mıdır ?

Yapı Kooperatiflerinde kooperatife bir gün önce bile ortak olunsa bütün ortakların genel kurula katılma hakkına sahiptir. Diğer kooperatif türlerinde farklılık arz edebilir.

pexels-photo-70292

Birden fazla hisseye sahip olanların genel kuruldan kaç oy hakkı vardır ?

Her ortak yalnız bir oya sahip olup, yazı ile izin verilmek suretiyle bir ortak diğer bir ortağın oyunu kullanmak üzere temsilci tayin edebilir.

pexels-photo-1059114

1000 ortak üzeri kooperatiflerde bir ortak kaç adet vekalet alabilir ?

Kooperatifin ortak sayısı 1000’i geçtiğinde her ortak en çok 9 olmak üzere birden fazla ortağı temsil edebilir.

pexels-photo-296878

500 Ortak üzeri kooperatiflerde seçim nasıl yapılır ?

Ancak, ortak sayısı 500’den fazla olması halinde, yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır.

Bu durumda her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir. Eş ve birinci derece (ortağın; çocuğu, anne ve babası, eşinin annesi ve babası) akrabalar için temsilde ortaklık şartı aranmaz.

Ekran Resmi 2018-04-26 14.16.35

Kooperatiflerde yönetim kurulu vekalet alabilir mi ?

Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili kılınılan kimseler vekaleten oy kullanamazlar.

pexels-photo-515169

Kooperatiflerde Yönetim Kurulunun ibrasında kimler oy kullanamaz ?

Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifin işlerinin görülmesine herhangi bir suretle katılmış olanlar yönetim kurulunun ibrasına ait kararlarda oylamaya katılamazlar.

Bu hüküm denetçiler hakkında uygulanamaz.

Denetçiler kendi ibralarında oy kullanamazlar.

Hiçbir ortak; kendisi, eşi veya usul ve füruğu ile kooperatif arasında ortaklık ilişkileri dışındaki şahsi bir işe veya uyuşmazlığa ait görüşmelerde oy kullanamaz

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatiflerde Genel Kurul Başvurusu Nasıl Yapılır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Genel Kurul Başvurusu Nasıl Yapılır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde toplantı yeter sayısı kooperatifin türüne ve ilk ve devam eden toplantı olmasına göre değişiklik arz etmektedir. Genel olarak diğer kooperatif türleri yapı kooperatifleri ile karıştırılmaktadır.

Bu kapsada sorularınız ve danışmanlık hizmeti almak için [email protected]

Ekran Resmi 2018-04-24 12.18.11.png

Temsilci talebinde nasıl bulunulur?

Kooperatiflerce genel kurul toplantıları için temsilci görevlendirilmesi talebinde bulunulması zorunludur.

 Temsilci görevlendirilmesi başvurularında;

a) Bu genelge ekinde yer alan başvuru formu

b) Çağrı için alınan kararın örneği (görev süresi sona ermiş olsa bile kooperatifi temsil ve ilzamla yetkili son yönetim kurulu, denetim kurulu, ana sözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ veya tasfiye memurları, varsa ortağı olduğu birlik yönetim kurulu kararı ya da kesinleşmiş mahkeme kararı),

c) Toplantı gündemi,

ç) Vezne alındısı genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce Müdürlüğe teslim edilir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KOOPERATİF GENEL KURULUNDA SÖZ ALMA-EVREN ÖZMEN

Kooperatif Genel Kurul toplantısında söz alma

Görüşülmekte olan gündem maddesi üzerinde söz almak isteyen ortaklar  durumu toplantı başkanlığına bildirirler.

Başkanlık söz alacak kişileri genel kurula açıklar ve başvuru sırasına göre bu kişilere söz hakkı verir.

Evren Özmen

Kendisine söz sırası gelen kişi, toplantı yerinde bulunmuyor ise söz hakkını kaybeder. Konuşmalar, bunun için ayrılan yerden, genel kurula hitaben yapılır.

Kişiler kendi aralarında konuşma sıralarını değiştirebilirler.

Konuşma süresinin sınırlandırılması halinde, sırası gelip konuşmasını yapan bir kişi, konuşma süresi dolduğu zaman, ancak kendinden sonra konuşacak ilk kişi konuşma hakkını verdiği takdirde konuşmasını, o kişinin konuşma süresi içinde tamamlamak koşuluyla sürdürebilir.

Diğer bir biçimde konuşma süresi uzatılamaz.

Toplantı başkanınca, görüşülen konular hakkında açıklamada bulunmak isteyen yönetim kurulu üyeleri ile denetçiye sıraya bakılmaksızın söz verilebilir.

Konuşmaların süresi, başkanın veya pay sahiplerinin önerisi üzerine, gündemin yoğunluğu, görüşülmesi gerekli konuların çokluğu, önemi ve söz almak isteyenlerin sayısına göre genel kurulca kararlaştırılır.

Bu gibi durumlarda, genel kurul, önce konuşma süresinin sınırlanmasının gerekip gerekmeyeceğini ve sonra da sürenin ne olacağı konularında, ayrı ayrı oylamayla karar verir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatiflerde Vekaletnamenin unsurları ve geçerlilik süresi-EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Vekaletnamenin unsurları ve geçerlilik süresi-EVREN ÖZMEN

Vekaletnamede; kooperatifin unvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, ortağın pay adedi ile adı ve soyadı veya unvanı ve imzasının bulunması uygun olacaktır.

Kooperatif Genel Kurul 2018

Vekaletnameler, ait olduğu genel kurul toplantısı ve yeni bir vekil atanmadığı sürece hukuken bunun devamı sayılan toplantılar için geçerlidir.

Gündemin değiştirilmemesi kaydıyla, nisabın yokluğu, azlığın talebi veya genel kurulun kararıyla yahut herhangi bir nedenle toplantının ertelenmesi halinde yapılacak toplantılar hukuken önceki toplantının devamı sayılır.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KOOPERATİF GENEL KURULUNDA HAZIR BULUNDURULMASI GEREKEN BELGELER NELERDİR ?-EVREN ÖZMEN

Kooperatif Genel kurul Toplantısında hazır bulundurulacak  bilgi ve belgeler

pexels-photo.jpg

Genel kurul toplantı yerinde;

  1. a) Kooperatif Ana sözleşmesi
  2. b) Pay defteri,
  3. c) Toplantıya çağrının yapıldığını gösteren  belgeler,

ç) Yönetim kurulunca hazırlanan yıllık faaliyet raporu,

  1. d) Denetçi raporu,
  2. e) Finansal tablolar,
  3. f) Gündem,
  4. g) Gündemde esas sözleşme değişikliği varsa, izne tabi şirketlerde Bakanlıktan alınan izin yazısı ve eki değişiklik tasarısı, diğer şirketlerde ise yönetim kurulunca hazırlanmış değişiklik tasarısı,

ğ) Hazır bulunanlar listesi,

  1. h) Genel kurul erteleme üzerine toplantıya çağrılmışsa bir önceki toplantıya ilişkin toplantı tutanağı,

fiziki ve/veya elektronik ortamda hazır bulundurulur.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatiflerde Genel Kurul Nerede yapılabilir ?-Nerede yapılamaz ?-EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Genel Kurul Nerede yapılabilir ?-Nerede yapılamaz ?-EVREN ÖZMEN

Genel kurul toplantıları, esas sözleşmede aksine hüküm olmadıkça, şirketin merkezinin bulunduğu mülki idare birimi sınırları içinde yapılır. Kooperatif merkezinin bulunduğu yerde toplantının hangi adreste yapılacağı ana sözleşmede özel olarak belirtilmemişse, bunu belirleme yetkisi toplantı çağrısı yapanlara aittir.

Toplantının, kooperatif merkezinin bulunduğu mülki idare birimi sınırları dışındaki başka bir yerde veya yurt dışında yapılabilmesi için bunun esas sözleşmede açıkça düzenlenmesi gerekir.

Çağrı ilanında; toplantı yerinin doğru, anlaşılır ve ayrıntılı biçimde belirtilmesi gerekir.

Farklı bir ilde toplantı yapılabilir mi ?

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatif genel kurul çağrı örneği -EVREN ÖZMEN

Kooperatif genel kurul çağrı örneği -EVREN ÖZMEN

Genel kurula çağrı yapılması.

Ana sözleşmede genel kurul toplantısı için yapılacak çağrının, “toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok iki ay içinde yapılması, toplantının günü, saati, yeri ve gündem maddelerinin bildirilmesi zorunluluğu getirilmiştir” (Ana Sözleşme. madde 28)

Genel kurul toplantısı için yapılacak çağrılarda süreler hesaplanırken “duyuru” ve “toplantı” günlerinin hesaba katılmaması gerekir.

Ekran Resmi 2018-01-12 08.10.46

Bu nedenle ortaklara gönderilecek çağrı mektuplarının süresine çok dikkat etmek gerekir. Çağrı mektubuna gündemin yazılması zorunludur. Yapı kooperatiflerinde genel kuruldan bir gün önce bile kooperatife ortak olunsa dahi genel kurula katılma hakkı bulunmaktadır. Ayrıca gündemin ekine boş vekaletname de gönderilmesi uygun olmaktadır.

Çağrı örneği için aşağıdaki iletişim kutusundan bize ulaşabilirsiniz.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

 

Kooperatif Genel Kurulu kaç yılda bir yapılır ?-EVREN ÖZMEN

Kooperatif Genel Kurulu kaç yılda bir yapılır ?-EVREN ÖZMEN

Genel kurulun her yıl yapılması gerekmektedir. Ancak bazı şartlarda üç yılda bir yapılabilir.

Kooperatifinizin genel kurulunu yapabilmeniz için öncelikle yönetim kurulu tarafından genel kurul kararı alınması gerekmektedir.

Genel kurul kararı alınan yönetim kurulu kararında gündemin de yazılması uygun olacaktır.

Gündem hazırlanırken ana sözleşmenin ilgili maddeleri mutlaka dikkate alınması gereklidir.

Kooperatiflerde genel kurul işlemleri isimli kitabımıza aşağıdan ulaşabilirsiniz.

https://www.seckin.com.tr/browser/fa/592786621/title/kemal-ozmen.html

Genel kurul için ayrıca yönetim ve denetim raporlarınızı da hazırlamanız gerekmektedir.

Online rapor hazırlama sitemiz üzerinden raporlarınızı hazırlayabilirsiniz

RAPORLARI HAZIRLAMAYA BAŞLAYIN

Genel kurul ile ilgili sorularınız için formu doldurunuz

Hata: İletişim formu bulunamadı.

 

Kooperatifin Genel Kurul Gündemi nasıl hazırlanması gerekli ? Mali Müşavir Evren Özmen

Kooperatiflerde Genel Kurul Gündeminin önemi-EVREN ÖZMEN

Kooperatifinizin genel kurulunu yapabilmeniz için öncelikle yönetim kurulu tarafından genel kurul kararı alınması gerekmektedir.

Genel kurul kararı alınan yönetim kurulu kararında gündemin de yazılması uygun olacaktır.

Gündem hazırlanırken ana sözleşmenin ilgili maddeleri mutlaka dikkate alınması gereklidir.

Kooperatiflerde genel kurul işlemleri isimli kitabımıza aşağıdan ulaşabilirsiniz.

https://www.seckin.com.tr/browser/fa/592786621/title/kemal-ozmen.html

Genel kurul için ayrıca yönetim ve denetim raporlarınızı da hazırlamanız gerekmektedir.

Online rapor hazırlama sitemiz üzerinden raporlarınızı hazırlayabilirsiniz

RAPORLARI HAZIRLAMAYA BAŞLAYIN

Kooperatif Genel Kurul 2018

 

 

kooperatif genel kurul evrakları 2017

ekran-resmi-2016-12-24-14-24-06

KOOPERATİFİN GENEL KURULU YAPILMADAN ÖNCE

1-BİLANÇO

2-GELİR GİDER FARKI

3-YÖNETİM KURULU RAPORU

4-DENETİM KURULU RAPORU

5-TAHMİNİ BÜTÇE

devamı için

Continue reading

KOOPERATİF GENEL KURULLARINDA HANGİ MADDELERE GÜNDEME YAZILMAK ZORUNDADIR ? GÜNDEME MADDE NASIL EKLENİR ?-EVREN ÖZMEN

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL NASIL YAPILIR ?-GÜNDEM NASIL HAZIRLANIR ?-ORTAKLARA MEKTUP KAÇ GÜN ÖNCE GÖNDERİLİR ?-KAÇ GÜN ÖNCE BAKANLIĞA BAŞVURULUR ?-KAÇ ADET HAZIRUN HAZIRLANIR ?-EVREN ÖZMEN

Genel Kurul günü yapılacak Çalışmalar

1-Toplantı salonunun hazırlanması

2-Vekaletlerin alınması

3-Bakanlık temsilcilerinin gelmesinin beklenmesi, usulüne uygun müracaat yapıldığı halde, temsilci toplantıya gelmez ise toplantı icrasını temin etmek üzere, mahalli idare amirine durum bildirilir. Temsilci yine gelmez ise bir saat sonunda toplantıya başlanır.

4-Çoğunluğun sağlanmasının beklenmesi: Yukarıda belirttiğimiz üzere yapı kooperatiflerinin ilk ve müteakip genel kurullarında toplantı nisap 1⁄4 tür.

5-Genel kurul tutanağının yazılması: Genel kurul toplantı tutanağının, toplantının yapıldığı yerde yazılıp imzalanması zorunlu olup tutanağın toplantı yerinde, genel kurul divanınca düzgün ve okunaklı biçimde mümkün ise bilgisayar ile yazılacaktır.

KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL NASIL YAPILIR ?-GÜNDEM NASIL HAZIRLANIR ?-ORTAKLARA MEKTUP KAÇ GÜN ÖNCE GÖNDERİLİR ?-KAÇ GÜN ÖNCE BAKANLIĞA BAŞVURULUR ?-KAÇ ADET HAZIRUN HAZIRLANIR ?

Hata: İletişim formu bulunamadı.

ekran-resmi-2016-09-16-20-17-49

KOOPERATİFLERDE GENEL KURULLAR- EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE GENEL KURULLAR

Kooperatiflerde Genel Kurul Çalışmalarını üç ana başlık halinde toplayabiliriz.

  1. Genel Kurul öncesi, hazırlık çalışmaları
  2. Genel Kurul gunu yapılacak çalışmalar
  3. Genel Kurul Sonrası yapılacak çalışmalar

Genel Kurul öncesi hazırlık Çalışmaları

Genel kuruldan önce, genel kurula hazırlık çalışmaları sırasında aşagıdaki iş ve işlemler yapılır.

a-Genel kurul toplantısı için karar alınması.

Genel kurul yapılması için yönetim kurulu tarafından karar alınması gerekir. Bu kararda toplantının olağan veya olağanüstü oldugu, olağan ise hangi yıla ait olduğu, hangi tarihte, saatte ve nerede yapılacağı yazılır.

Uygulamada aranmamakla birlikte kararda genel kurul gündeminin yer alması uygundur.

Ayrıca istendiği takdirde nisap oluşmadığı takdirde toplantının ne zaman nerede tekrar yapılmak için toplanılacağı da yazılabilir. Yapı kooperatiflerinde ilk ve müteakip toplantılarda toplantı yeter sayısı hazır un cetvelinde kayıtlı ortakların ¼ üdür.

b-Genel kurul gündemi ve belgeleri hazırlanması.

Genel olarak olağan genel kurullarda hazırlanması zorunlu olan belgeler şunlardır:

  1. Genel kurul gündeminin hazırlanması,
  2. Yönetim kurulu yıllık çalışma raporunun hazırlanması,
  3. Denetim kurulu raporunun hazırlanması,

4. En az genel kuruldan 15 gün önce ortaklara …

Hata: İletişim formu bulunamadı.

ekran-resmi-2016-12-24-14-24-06

KOOPERATİFLERDE İBRA -EVREN ÖZMEN

Bilançonun tasdikine dair olan genel kurul kararı, yönetim kurulu ile denetim kurulunun ibrasını da kapsar.

Ancak, bilançoda bazı hususlar gösterilmemiş veya bilanço yanlış olarak düzenlemiş ise bilançonun tasdiki ile bu organlar ibra edilmiş olmazlar.

Ekran Resmi 2017-03-26 22.21.19.png
EVREN ÖZMEN-MALİ MÜŞAVİR

Denetim raporunun okunmasından önce bilanço ile hesapların kabulu hakkında verilen kararlar geçerli değildir.

İbra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu organlara aynı genel kurulda tekrar seçilemezler.

İbra edilmeyen yönetim kurulu aleyhine tazminat davası açılabilmesi için, bu konuda genel kurulca karar verilmiş olması gereklidir.

Kooperatif denetçileri genel kurul karar tarihinden itibaren bir ay içinde dava açmaya mecburdur.

Bu müddetin geçirilmesi ile dava hakkı düşmez.

Davanın reddi halinde, yönetim kurulu üyeleri tazminat talebinde bulunamazlar

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KOOPERATİFLERDE OLAĞAN GENEL KURUL İŞLEMLERİ 2017-EVREN ÖZMEN

Genel kuruldan önce, genel kurula hazırlık çalışmaları sırasında aşagıdaki iş ve işlemler yapılır.

ekran-resmi-2016-12-24-14-24-06

a-Genel kurul toplantısı için karar alınması.

Genel kurul yapılması için yönetim kurulu tarafından karar alınması gerekir. Bu kararda toplantının olağan veya olağanüstü oldugu, olağan ise hangi yıla ait olduğu, hangi tarihte, saatte ve nerede yapılacağı yazılır.

Uygulamada aranmamakla birlikte kararda genel kurul gündeminin yer alması uygundur.

Ayrıca istendiği takdirde nisap oluşmadığı takdirde toplantının ne zaman nerede tekrar yapılmak için toplanılacağı da yazılabilir. Yapı kooperatiflerinde ilk ve müteakip toplantılarda toplantı yeter sayısı hazır un cetvelinde kayıtlı ortakların ¼ üdür.

b-Genel kurul gündemi ve belgeleri hazırlanması.

Genel olarak olağan genel kurullarda hazırlanması zorunlu olan belgeler şunlardır:

1. Genel kurul gündeminin

Continue reading

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası, Yetkili mahkeme kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesidir. Sözkonusu çevrede Ticaret Mahkemesi bulunmazsa Asliye Hukuk Mahkemesi Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.

KOOPERATİF GENEL KURUL KARARININ İPTALİ DAVASI DAVA AÇMA SÜRESİ NEDİR

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası Dava açma süresi toplantıyı takip eden günden başlamak üzere bir aydır.

KOOPERATİF GENEL KURUL KARARININ İPTALİ DAVASI NASIL AÇILIR

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası açılması için, Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri, Yönetim Kurulu, kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine dava açabilirler.

Ortaklık sıfatı, ortağın açacağı iptal davasının dinlenebilmesi koşuludur. Davacı, bu sıfatını davanın kesin hüküm ile sonuçlanmasına kadar korumak zorundadır. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan bir kişinin, yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa ortağın davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Genel Kurul kararının iptalini isteyebilmek için, toplantıya katılan üyenin karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi gerekmekte olup, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında, alınacak karara karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımaz. Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur.

Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası ile ilgili genel olarak, Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür. Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir. Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.

Kat karşılığı inşaat sözleşmesine ek protokolün damga vergisi var mı ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Konu   : Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tadiline

ilişkin ek protokolün birden fazla

işlemi içermesi nedeniyle damga

vergisi ve harcın aranıp aranmayacağı

 Ekran Resmi 2016-05-09 06.21.53

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Noterliğinizce tasdiki istenen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tadiline ilişkin ek protokolün birden fazla işlemi içermesi nedeniyle harç ve damga vergisi yönünden incelenmesi ile emlak rayiç bedeli üzerinden nispi harç ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinde, vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olacağı; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerindeki yazının tazammum ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı; 6 ncı maddesinde, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisinin en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı, ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işleminin de ayrıca vergiye tabı olacağı; 10 uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/l fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, özelge talebine konu sözleşmenin … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye ek olarak düzenlendiği, arsa sahiplerinin … , … Tic. Ltd. Şti., … , … ve … , müteahhidin ise … Tic. Ltd. Şti olduğu, … tarafından … Ada … no.lu parseli kapsayan … m2 alan içerisinde toplam 6 bloktan ibaret yapının 4 bloğunun yapılacağı, 4 bloğa ait arsa payının … m2 olduğu, bu ek protokole göre … m2 arsanın müteahhide düşen payının 2/3 ü olan … m2’nin tapuda … Tic. Ltd. Şti. adına devredileceği, devredilen arsa payının % 40’lık kısmı olan … m2 arsa payının üzerine arsa sahipleri lehine 1. derece ipotek tesis edileceği ve bu ipotek müteahhidin inşaatı ve daireleri ana sözleşmede bulunan teknik şartnamedeki şartlara uygun bir şekilde anahtar teslimi olarak teslim etmesinden sonra kaldırılacağı, arsanın 1/3 ü olan … m2 arsanın ise arsa sahipleri adına kalacağı, 4 blok dışındaki blokların yapılmaması konusunda tarafların mutabakata vardıkları, geriye kalan 2 blok inşaatının sözleşme kapsamından çıkarıldığı, arsa sahiplerinden … ‘ın söz konusu ifraz işleminden sonra oluşturulan … parseldeki hissesinin tamamını … Tic. Ltd. Şti., … , … ve … ‘a bu kişilerin … parseldeki hisselerinin tamamına karşılık olmak üzere hisseleri oranında devir ettiği ve bu işlem sonrası … ‘ın ana sözleşmenin tarafı olmadığı hususunun belirlendiği anlaşılmaktadır.

Buna göre özelge talep formu eki “Ek Protokol”’de;

–     … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşme ile düzenlenen … m2 arsa üzerine altı bloktan ibaret arsa karşılığı inşaat yapımı işinin “Ek Protokol” ile toplam arsanın sadece … m2’lik kısmında önceki sözleşmede belirtilen sadece dört bloğun ilk sözleşme şartları çerçevesinde arsa karşılığında inşaa edilmesi,

–     … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu … m2 arsanın ifraz edilmesi sonucunda oluşan … parseldeki … ‘ın hisselerini … parseldeki hisselerinin tamamı karşılığında hisseleri oranında … Tic. Ltd. Şti., … , … ve … ile karşılıklı olmak üzere devri,

şeklinde iki ayrı işlemin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabi olduğu; 41 inci maddesinde, noter harçlarının (2) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer veya ağırlık ölçüsüne göre nispi, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 42 nci maddesinde ise değer veya ağırlık ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (2) sayılı tarifede yazılı değer veya ağırlığın esas olduğu, menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilmesinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, özelge talep formu eki “Ek Protokol”ün noterde tasdiki işleminden; … parselde yer alan taşınmazla ilgili arsa karşılığı inşaat yapımı işinden sözleşmenin düzenleyici hükümlerine paralel bir değer gösterilerek bu değer üzerinden nispi noter harcı; … parseldeki hisselerin devriyle ilgili işlemden de yine sözleşmenin düzenleyici hükümlerine paralel bir değer gösterilerek bu değer üzerinden ayrı ayrı nispi noter harcı ve damga vergisi tahsil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, ek protokolde yer alan, ilk sözleşmede yer alan altı blok inşaat yapım işinin dört bloka indirilmesine ilişkin işlemin … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmenin tutarında bir artış yaratmaması durumunda, bu kısma isabet eden işlemlerden damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Hangi kooperatif genel kurullarında 2.toplantıda nisap aranmaz-EVREN ÖZMEN

Detaylı bilgi için [email protected]

Ekran Resmi 2016-05-09 06.16.551163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNUNA TABİ

YAPI KOOPERATİFLERİ VE ÜST KURULUŞLARININ GENEL KURUL TOPLANTILARINDA ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ İLE TİCARET SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ İŞLEMLERİ

GENEL KURUL GENEL BİLGİLENDİRME :

1163 Sayılı kooperatifler kanununa tabi yapı kooperatifleri ve üst kuruluşları )

  1. 1-  Yapı kooperatifleri ve üst kuruluşlarınca, genel kurul toplantıları
    için Bakanlık Temsilcisi görevlendirilmesi isteminde bulunulması zorunludur.
  2. 2-  Olağan genel kurul toplantısının her yılın ilk 6 ayı içinde (Haziran ayı sonuna kadar) ve en az yılda bir kere yapılması zorunludur.
  3. 3-  Genel kurul ana sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplanır (Anasözleşme 28.madde). Çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok iki ay içinde yapılması gerekmektedir.

4- Çağrıda, birinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, yapılacak olan sonraki toplantının tarihi, saati ve yeri açıklanarak yeni bir bildirime gerek kalmaksızın bir defada ortaklara duyuru yapılabilir.

5- Toplantıların arasında en az 7 ve en fazla 30 gün süre bulunması gerekir.

6- İkinci toplantı için Müdürlüğümüze ikinci bir dilekçe ile yeniden temsilci isteminde bulunulmalıdır.

  1. 7-  Sürelerin hesabında duyuru ve toplantı günleri hesaba katılmaz.
  2. 8-  Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 47. maddesine göre yapılan genel kurul toplantıları için de Bakanlık Temsilcisi görevlendirilmesi hususunda başvuruda bulunulması zorunlu olup, bu tip toplantılar için yapılacak başvurularda yukarıda belirtilen 15 günlük süre şartı aranmamaktadır. Ancak bu durumda yönetim kurulu kararı alınması ve müracaat dilekçesinde Genel Kurul Toplantısının 47. maddeye göre yapılacağı hususunun belirtilmesi gerekmektedir.

9. Genel kurul toplantılarını üç yıl üst üste yapmayarak kanunen dağılmış sayılan kooperatiflerin veya üst kuruluşlarının genel kurul toplantısı için Bakanlık Temsilcisi müracaatında bulunmaları halinde, toplantı gündeminde özellikle tasfiye kararı alınması yönünde madde bulunması zorunludur. Söz konusu durumu içeren bir gündem maddesi yoksa temsilci görevlendirilmeyecek, ancak faaliyetlerinin devam ettiğine dair mahkemece verilmiş karar bulunması halinde temsilci görevlendirilebilecektir.

kooperatifler kanunu ile ilgili yargıtay kararları,kooperatifler hakkında yargıtay kararları,kooperatife karşı açılan davalarda görevli mahkeme,kooperatifler ile ilgili yargı kararları,

 Ekran Resmi 2016-04-10 22.57.13

 

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

  1. 2011/11-61
  2. 2011/188
  3. 15.4.2011
  • KOOPERATİF ADINA TESCİLLİ TAŞINMAZ ( Tapu Kaydının İptali ve Tescil Davası/Belediye ve Hazine de Dahil Birden Fazla Davalı Olduğu – İş Bölümü İtirazını Kabul Eden Asliye Hukuk Mahkemesinin Yalnızca Dosyanın Gönderilmesine Karar Vereceği/Diğer Davalılar Hakkında Görevsizliğe Karar Veremeyeceği )
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Davada Belediye ve Hazine de Dahil Birden Fazla Davalı Olduğu – İş Bölümü İtirazını Kabul Eden Asliye Hukuk Mahkemesinin Yalnızca Dosyanın Gönderilmesine Karar Vereceği/Diğer Davalılar Hakkında Görevsizliğe Karar Vermemesi Gereği )
  • GÖREVSİZLİK KARARI ( Kooperatif Adına Tescilli Taşınmazın Tapu Kaydının İptali ve Tescil Davası/Belediye ve Hazine de Dahil Birden Fazla Davalı Olduğu – İş Bölümü İtirazını Kabul Eden Asliye Hukuk Mahkemesinin Yalnızca Dosyanın Gönderilmesine Karar Vermesi Gereği )
  • İŞ BÖLÜMÜ İTİRAZI ( Kooperatif Adına Tescilli Taşınmazın Tapu Kaydının İptali ve Tescil Davası/Belediye ve Hazine de Dahil Birden Fazla Davalı Olduğu – İş Bölümü İtirazını Kabul Eden Asliye Hukuk Mahkemesinin Yalnızca Dosyanın Gönderilmesine Karar Vereceği )

1086/m. 1, 2, 43,187

6762/m.4,5

ÖZET : Dava; davacının davalılara herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen, davacı adına tahsis edilen ve davalı kooperatif adına tescilli olan taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz konulmasından kaynaklanan muarazanın, davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili ile tapu kaydı üzerindeki hacizlerin kaldırılması suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; işbölümü itirazını kabul eden mahkemenin, gerçek kişi davalılar ile davalı belediye ve Hazine’ye yönelik dava hakkında görev yönünden bir karar vermesinin gerekip gerekmediği; noktalarında toplanmaktadır. Asliye hukuk mahkemesinde birden fazla davalıya ( ihtiyari dava arkadaşına ) karşı açılan dava, davalılardan birisi için ticari dava, diğeri için ticari dava değil ise ve ayrıca diğerleri hakkındaki dava yargı yolu bakımından farklı olması hallerinde dahi, hakkındaki dava ticari dava olan davalı süresinde işbölümü itirazında bulunursa, asliye hukuk mahkemesinin işbölümü itirazını kabul ederek, davanın tümünün ticaret mahkemesine gönderilmesine karar vermesi gerekir. İşbölümü itirazını kabul eden asliye hukuk mahkemesi, diğer davalılar hakkındaki davanın ise, yargı yolu bakımından idari dava olduğunu tespit etse bile; bunlar hakkındaki davalar için ayrıca görevsizliğe karar vermemelidir. Öyleyse, asliye hukuk mahkemesi işbölümü nedeniyle dava dosyasının tümünü ticaret mahkemesine göndermeli; göreve ilişkin bu inceleme ve değerlendirme asliye ticaret mahkemesince yapılmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki ” tapu iptali ve tescil, çekişmenin önlenmesi, takiplerin durdurulması, haczin kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Sarıyer Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi )’nce davalı kooperatif yönünden işbölümü itirazının kabulüne, diğer davalılar yönünden görevsizliğe ve bir kısım davalılar yönünden açılan davanın görev yönünden reddine dair verilen 20.02.2007 gün ve 2006/348 E., 2007/32 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi’nin 19.03.2009 gün ve 1706 E., 3208 K. sayılı ilamı ile;

( … Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve kooperatife ait 26 … Blok … nolu B tipi dubleks meskenin müvekkiline tahsis edildiğini, ancak davalı kooperatifin bir kısım borçlarından dolayı davalılar tarafından anılan taşınmaza haciz konulduğunu, oysa bu dairenin müvekkiline ait olduğunu ve müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını ileri sürerek, anılan dairenin kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesini ve davalılar tarafından yapılan takiplerin durdurularak hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı kooperatif vekili, ticaret mahkemesinin görevli olduğunu savunarak, işbölümü itirazında bulunmuştur.

Davalı Belediye vekili, davalı kooperatifin vergi borçlarından dolayı 6183 sayılı Yasa’ya dayalı olarak kooperatife ait taşınmazlara haciz konulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, davaya bakma görevinin idari yargının görev alanına girdiğini savunarak, görev itirazında bulunmuştur.

Diğer davalılar vekili, görevli mahkemenin icra mahkemesi olduğunu ve müvekkillerinin davalı kooperatiften alacaklarından dolayı taşınmazlara haciz konulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin işbölümü itirazının kabulü ile talep halinde dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davalılardan Hazine ve Belediye Başkanlığı hakkında açılan davanın ise idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise icra mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, davacının davalılara herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen, davacı adına tahsis edilen ve davalı kooperatif adına tescilli olan taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz konulmasından kaynaklanan muarazanın, davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili ile tapu kaydı üzerindeki hacizlerin kaldırılması suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir.

Asliye hukuk mahkemesinde HUMK’nın 43. maddesine göre birden fazla kişiye ( ihtiyari dava arkadaşlarına ) karşı açılan dava, davalılardan bazısı için ticari dava, diğerleri için ticari dava değil ise ve haklarındaki dava ticari dava olan davalılar süresince işbölümü itirazında bulunursa, asliye hukuk mahkemesinin işbölümü itirazını kabul ederek davanın tümünün ticaret mahkemesine gönderilmesine karar vermesi gerekir. Çünkü davanın ticari dava olan bölümüne TTK’nın 5/2. maddesi gereğince ticaret mahkemesinde bakılması gerekir. Davalar arasında HUMK’nın 43. maddesi anlamında bir bağlantı olduğu için de asliye hukuk mahkemesi ayırma kararı veremez ( Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, shf. 694, 6. Bası 2001 ).

Bu durumda, mahkemece, işbölümü itirazı kabul edildiğine göre gerçek kişi davalılar ile davalı belediye ve Hazine’ye yönelik dava hakkında görev yönünden bir karar verilmeden sadece gönderme kararı verilmesi ile ye- tinilmesi ve bu davalılar yönünden göreve ilişkin incelemenin gönderilen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bir bölüm temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına… ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; davacının davalılara herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen, davacı adına tahsis edilen ve davalı kooperatif adına tescilli olan taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz konulmasından kaynaklanan muarazanın, davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili ile tapu kaydı üzerindeki hacizlerin kaldırılması suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemenin, davalı kooperatifin işbölümü itirazının kabulü ile talep halinde dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davalılardan Hazine ve Belediye Başkanlığı hakkında açılan davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle reddine, diğer gerçek kişi davalılar hakkındaki davanın ise icra mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle reddine dair verdiği karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmünü davacı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlık; işbölümü itirazını kabul eden mahkemenin, gerçek kişi davalılar ile davalı belediye ve Hazine’ye yönelik dava hakkında görev yönünden bir karar vermesinin gerekip gerekmediği; mahkemenin sadece gönderme kararı verilmesi ile yetinmesi ve bu davalılar yönünden göreve ilişkin incelemenin gönderilen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılmasının gerekip gerekmediği, noktalarında toplanmaktadır.

Bu noktada, öncelikle hukukumuzda mahkemeler ve görevleri konusunda genel ve kısa bir açıklamanın yapılmasında yarar vardır.

İlk derece ( hüküm-bidayet ) mahkemeleri, genel ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılır. Bakacakları davalar belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmayan, Kanun tersini öngörmedikçe Medeni Usul Hukuku alanındaki her türlü işe bakan mahkemelere genel mahkemeler denir. Hukukumuzda genel mahkemeler sulh ve asliye hukuk mahkemeleridir.

Buna karşılık, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli türdeki uyuşmazlıkları çözmek üzere özel kanunlarla kurulan mahkemelere özel mahkemeler denir. Örneğin iş mahkemeleri, bu anlamda özel mahkemelerdir. Özel bir mahkemede görüleceğine ilişkin özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava, genel mahkemelerde görülür. İstisnai nitelikteki özel mahkemelerin hangi tür davalara bakacakları, özel kanunlarınca belirlenir.

Asliye ticaret mahkemeleri, bulundukları yerdeki asliye hukuk mahkemesinin daireleri durumundadırlar. Dolayısıyla, yukarıdaki ayırım çerçevesinde özel değil, genel mahkemeler arasında yer alırlar.

Bir yerdeki asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemesi arasındaki işbölümü kanunla düzenlenmiştir ( 6762 sayılı TTK m. 4, 5 ). Ticaret mahkemeleri az önce açıklandığı üzere kanunla düzenlenmiş ticari davalara bakar, asliye hukuk mahkemesi ise ticari davalar dışındaki hukuk davalarına ( dar anlamda ) bakar. Ancak TTK’nın 5/3. maddesi hükmü gereğince münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili davalara mutlaka Kanunda gösterilen mahkemelerde bakılır ve bu davalara ilişkin işbölümü itirazı ilk itiraz değildir. Bu davalar, tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır. Örneğin, kamulaştırma davaları asliye hukuk mahkemesi bakımından, Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ile iflas davaları ticaret mahkemesi bakımından münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan davalardır. Taraflar yargılama bitinceye kadar işbölümü itirazında bulunabilecekleri gibi, yargılamanın her aşamasında mahkemece de dosyanın işbölümüne sahip mahkemeye gönderilmesine karar verilebilir. Ancak, bu kararlar “görevsizlik” kararı gibi temyiz edilebilir. Çünkü, bu davalar iki tarafın arzularına tabi olmayan dava türü olduğundan emredici yasa kuralı gereğince Kanunda gösterilen mahkemede görülmesi gerekir.

Münhasıran iki tarafın arzusuna bağlı olan işlerle ilgili işbölümü itirazı ise, yalnız “ilk itiraz” olarak ileri sürülebilir ( HUMK m. 187 vd ). Bir davanın hukuksal niteliğine göre, asliye hukuk veya ticaret mahkemesinin iş alanına girdiği veya girmediğine ilişkin itiraza “işbölümü” veya “iş alanı” itirazı denir ( TTK m. 5/3 ). İş alanı ( veya işbölümü ) itirazı hem asliye hukuk, hem de ticaret mahkemesinde yapılabilir. İşbölümü itirazı hadiseler gibi incelenir ( HUMK m. 190, 222 vd ). Davalı süresinde işbölümü itirazında bulunmazsa, işbölümüne sahip olmayan mahkemenin davaya bakmasına onay vermiş olacağından, yanlar arasında bir “işbölümü” sözleşmesi kurulmuş olur. Çünkü, az yukarıda açıklanan sebeplerle buna ilişkin kanuni düzenleme “emredici” hukuk kuralı değildir.

Ayrı bir ( veya daha fazla ) ticaret mahkemesi bulunan yerlerde, asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri arasında görev değil, işbölümü ilişkisi olduğu hukuk bölümü belirtilmişti ( Esasen, bir yerdeki birden fazla asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki de bir işbölümü ilişkisidir; ancak buradaki işbölümü ilişkisi, gerçekte bir iç ilişki niteliğindedir. Aynı şekilde, bir yerdeki birden fazla ticaret mahkemelerinin ve birden fazla sulh hukuk mahkemelerinin kendi aralarındaki ilişki de, gerçekte iç ilişki niteliği taşıyan bir işbölümü ilişkisidir ).

Ancak, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme; örneğin birden çok asliye hukuk mahkemesi arasındaki işbölümü ilişkisi ( iç ilişki ) ile, o yerdeki asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisi arasında şu iki önemli fark vardır:

İlkin, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki işbölümü, yukarıda belirtildiği üzere kaynağını kanundan almaktadır. Şöyle ki: Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış; 5. maddenin 1. fıkrasında aksine hüküm bulunmadıkça, müddeabihe göre ticari davaların sulh veya asliye hukuk mahkemelerince de görüleceği açıklanmış; 2. fıkrada, ayrı ticaret mahkemesi bulunan yerlerde, asliye hukuk mahkemesinin görevinde olan ve 4. madde uyarınca ticari sayılan davalara ticaret mahkemesince bakılacağı belirtilmiş; 3. fıkrada ise, kural olarak ( münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili olanlar hariç olmak üzere ) iş alanı ( işbölümü ) itirazının taraflarca ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği öngörülmüştür. Kanunun düzenlediği bu işbölümüne göre, bir yerdeki ticaret mahkemesi kanunda belirtilmiş olan ticari davalara; asliye hukuk mahkemesi ise bunun dışındaki hukuk davalarına ( dar anlamda ) bakacaktır.

İkinci fark şudur: Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan bir yerdeki asliye hukuk mahkemelerinden birinde görülmekte olan bir davada, tarafların, o davanın, aynı yerdeki başka bir asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde işbölümü itirazında bulunması mümkün olmadığı halde; o yerdeki asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri yönünden böylesi bir işbölümü itirazının -örneğin, asliye hukuk mahkemesinde açılmış bir davayla ilgili olarak, oradaki ticaret mahkemesinin görevli bulunduğunun veya bunun tersinin- ileri sürülmesi mümkündür ( Baki K.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt: 1, s. 53 vd., 675 vd.; Aynı yönde Hukuk Genel Kurulu’nun 07.06.2006 gün ve E: 2006/19-300, K: 2006/342 sayılı ilamı ).

Açıkça görüleceği üzere, buraya kadar yapılan genel açıklamalar, aynı yargı çevresinde hem asliye hukuk ve hem de asliye ticaret mahkemelerinin birlikte bulunduğu hallere ilişkin ve bu hallerle sınırlıdır.

Öte yandan belirtilmelidir ki, görev kuralları ( HUMK m. 1-8 ) kamu düzenindendir. Bu sebeple, mahkeme, görevli olup olmadığını re’sen nazara alabilir ve görevsiz olduğu sonucuna varırsa re’sen görevsizlik kararı verir ( HUMK m. 7f.I ). Mahkeme, duruşma yapmadan da görevsizlik kararı verebilir. Bu husus taraflarca da karar kesinleşinceye kadar her zaman ileri sürülebilir ( HUMK m. 7/2 ). Davaya bakan hüküm mahkemesi gibi, Yargıtay da görev meselesini re’sen nazara alıp incelemek zorundadır. Bunun için, tarafların hükmü görevsizlik sebebiyle de temyiz etmiş olmalarına lüzum yoktur. Görev itirazında bulunulmuşsa ( ve hatta görev itirazında bulunulmamış olsa bile, re’sen ), mahkemenin ilkönce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlaması gerekir.

Gerek görev itirazı üzerine gerekse re’sen görevli olmadığı sonucuna varan mahkeme, görevsizlik kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunu da bildirmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine de karar vermelidir ( HUMK m. 27 ). Yargısal uygulamada görevsizlik kararında görevli mahkemenin yanlış gösterilmiş olması veya “dava dilekçesinin görevsizlik bakımından reddine ve dosyanın görevli ( hangi mahkeme olduğu yazılarak ) mahkemesine yollanmasına” şeklinde karar verilmemiş olması bozmayı gerektiren eksikler olarak kabul edilmektedir.

Tüm bu açıklamalar göstermektedir ki, görev bir usuli dava koşuludur. Görevsiz mahkemeye başvuran davacı dahi sonradan mahkemenin görevsizliğini ileri sürebilir ( HUMK m. 7 ). Öyle ki, usuli kazanılmış hak doğduktan sonra da mahkemenin görevsizliğine karar verilebilir ( YİBK 04.02.1959 T. 1957/13 E. 1959/5 sayılı kararı ). Bu husus kamu düzeninden olmakla tüm yargı mercilerince gözetilmesi gerekir.

Hemen burada, işbölümü ve görev itirazının birlikte karara bağlanması gerekip gerekmediği konusuna da değinmek gerekir.

Bir dava ticaret mahkemesinde HUMK m. 43’e göre birden fazla kişiye ( ihtiyari dava arkadaşına ) karşı açılır ve davalılardan biri ( veya birkaçı ) için ticari dava ( diğerleri için ticari dava değil ) ise, bu sonuncu davalılar ( haklarındaki dava ticari dava olmayanlar ) işbölümü itirazında bulunamaz; bulunurlarsa, ticaret mahkemesi, onlar hakkındaki davanın ayrılmasına ve asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar veremez; işbölümü itirazının reddine karar verir. Çünkü, bu halde HUMK m. 43’e göre davalılara karşı birlikte dava açılması mümkündür.

Ticaret mahkemesinde HUMK m. 43’e göre birden fazla kişiye ( ihtiyari dava arkadaşına ) karşı açılan davanın tümü ticari dava değil ve davalılardan bazısı işbölümü itirazında bulunmuş, diğerleri bulunmamış ise, ticaret mahkemesinin, işbölümü itirazında bulunan davalılar hakkındaki davanın ayrılmasına ve asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermeyip, işbölümü itirazını reddetmesi gerekir.

Buna karşılık, asliye hukuk mahkemesinde HUMK m. 43’e göre birden fazla kişiye ( ihtiyari dava arkadaşına ) karşı açılan dava, davalılardan bazısı için ticari dava, diğerleri için ticari dava değil ise ve haklarındaki dava ticari dava olan davalılar süresinde işbölümü itirazında bulunurlarsa, asliye hukuk mahkemesinin işbölümü itirazını kabul ederek, davanın tümünün ticaret mahkemesine gönderilmesine karar vermesi gerekir.

O halde asliye hukuk mahkemesince; gerek TTK’nın 5/3. maddesi hükmü gereğince münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili davalarda yargılama süresince re’sen, gerek münhasıran iki tarafın arzusuna bağlı olan işlerle ilgili davalarda yasal süresinde ileri sürülen işbölümü itirazı hallerinde, görevli olup olmadığı hususu öncelikle karara bağlanmalı; işbölümü nedeniyle görevsizliğe karar verilmişse oluşturulacak hüküm fıkrası da kararın bu niteliğine uygun olmalı; bu kapsam dışında kalacak, hükmün diğer unsurları ile çelişecek, bütünlüğü bozup infazını güçleştirecek esas ya da diğer usule ilişkin değerlendirmelere hüküm fıkrasında yer verilmemelidir.

Daha açık ifadeyle, işbölümü nedeniyle görevli olmadığına hükmeden asliye hukuk mahkemesinin, bir taraftan da görevli olsaydı irdeleyeceği usul ya da esasa ilişkin hususları da kapsayacak şekilde hüküm fıkrası oluşturması usulen olanaklı değildir.

Bu cümleden olarak; Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2010 gün ve E:2010/19-470, K:474 sayılı kararın gerekçesinde; “…hem görevine hem de yetkisine itiraz edilen ya da yalnız yetkisine itiraz edilmiş olup da kendiliğinden görevli olup olmadığını tespit eden mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varması halinde kuracağı hüküm, sadece görevsizliğe ve dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine ilişkin olmalı; yetki konusunda doğrudan veya dolaylı bir başka açıklama bu hükümde yer almamalıdır. Zira, yetki konusunda karar verecek olan merci, görevsiz mahkeme değil, görevli olan mahkeme…” belirtildiği gibi, burada da aynı şekilde mahkemece, işbölümü itirazının kabulü halinde görevsizliğe dair hüküm oluşturulup, dava dosyası tümüyle görevli mahkemeye gönderilmesine ilişkin olmalı; diğer davalar hakkında herhangi bir hüküm kurulmamalıdır.

Sonuç olarak; davacı bir dava dilekçesi ile asliye hukuk mahkemesinde HUMK m. 43’e göre birden fazla davalıya ( ihtiyari dava arkadaşına ) karşı açılan dava, davalılardan birisi için ticari dava, diğeri için ticari dava değil ( dar anlamda adli yargıya dahil bir hukuk davası ) ise ve ayrıca diğerleri hakkındaki dava yargı yolu bakımından farklı ( idari dava niteliğinde ) olması hallerinde dahi, hakkındaki dava ticari dava olan davalı süresinde ( münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili olanlar hariç olmak üzere ) işbölümü itirazında bulunursa, asliye hukuk mahkemesinin işbölümü itirazını kabul ederek, davanın tümünün ticaret mahkemesine gönderilmesine karar vermesi gerekir. İşbölümü itirazını kabul eden asliye hukuk mahkemesi, eldeki davanın bir davalı için dar anlamda hukuk davası ( örneğin iş mahkemesinin görevine giren iş davası ), diğer davalılar hakkındaki davanın ise, yargı yolu bakımından idari dava olduğunu tespit etse bile; bunlar hakkındaki davalar için ayrıca görevsizliğe karar vermemelidir.

Öyleyse, asliye hukuk mahkemesi işbölümü nedeniyle dava dosyasının tümünü ticaret mahkemesine göndermeli; eldeki davanın davalılardan biri için dar anlamda bir hukuk davası veya yargı yolu bakımından idari dava niteliğinde görüp, yasal anlamda bir görevsizlik kararı verilmesi gerekiyorsa, göreve ilişkin bu inceleme ve değerlendirme asliye ticaret mahkemesince yapılmalıdır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:

Sarıyer Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, davalı kooperatif vekilinin yaptığı işbölümü itirazının kabulü ile, talep halinde buna ilişkin dava dosyasının İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş; bunun yanında hüküm fıkrasında davalılardan Hazine ve Belediye Başkanlığı hakkında açılan davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizliğine; diğer gerçek kişi davalılar hakkındaki davanın ise icra mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle reddine dair karar oluşturulmuştur.

Ne var ki, mahkemece işbölümü itirazı kabul edildiğine göre, gerçek kişi davalılar ile davalı belediye ve Hazine’ye yönelik dava hakkında görev yönünden bir karar verilmeden, sadece gönderme kararı verilmesi ile yetinilmesi ve bu davalılar yönünden göreve ilişkin incelemenin gönderilen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılması gerekir.

Aksi gerekçelerle işbölümü nedeniyle görevsizlik kararı yanında ve ayrıca aralarında HUMK’nın 43. maddesi anlamında bağlantı bulunan diğer davalar hakkında da ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi, yukarıda ayrıntısıyla açıklanan ilkelere uygun olmadığı gibi, usul ve yasaya da aykırıdır.

Hal böyle olunca; açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nın 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.04.2011 gününde, oybirliği ile karar verildi.