|
Kooperatifler Mevzuatı ile ilgili Güncel Bilgilere Sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz
|
Bilindiği üzere Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden istisna edilmiştir. İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren 5 vergilendirme dönemi için geçerlidir.
5 Yıldan sonra bu istisnadan faydalanmak mümkün olamamaktadır.
Ancak Gümrük ve Ticaret bakanlığı tarafından tip ana sözleşmesi yayımlanan eğitim kooperatifleri ile vergisel avantajların devam ettirilmesi mümkün hale gelmektedir.
Kooperatifler ile ortakların arasındaki ilişki ana sözleşme kapsamında yapıldığı takdirde ticari bir ilişki olmayıp, kurumlar vergisinin konusuna girmemektedir.
1163 Sayılı kooperatifler kanununa göre tüzel kişilerin de kooperatif ortağı olarak kurucu olabilmeleri imkanı da göz önüne alındığında şirketin türünün kooperatife çevrilmesi veya yeni bir kooperatif kurularak ilerlenmesi de mümkün gözükmektedir.
Kooperatif ana sözleşmesinde yapılacak ufak değişiklikler ve kooperatif kurulduktan sonra yapılacak ilk genel kurulda gerekli kararlar alındığı takdirde okul ücretlerindeki yüksek artışa bir çözüm sunulması mümkün olabilecektir.
Detaylı bilgi için
Hata: İletişim formu bulunamadı.
7103 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 17 nci maddede yapılan düzenleme ile sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanma şartlarına haiz olmasına karşın, daha evvel herhangi bir kanun numarası seçilmeksizin teşviklerden yararlanılmayan ayların/dönemlerin ya da kanun numarası seçilerek teşvikten yararlanılmış olmakla birlikte yararlanılan teşvik türünün tercih edilecek başka bir teşvik türü ile geriye yönelik olarak değiştirilmesine imkan tanınmıştır. Anılan Ek 17 nci maddenin ikinci fıkrası kapsamında yapılacak başvuru tarihinin son günü 1/6/2018 (dahil) tarihi olmakla birlikte, geriye yönelik sigorta primi teşvik ve desteklerden yararlanmak üzere işverenlerce yapılan müracaatların, genel itibariyle iptal/asıl/ek aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenmek suretiyle ünitelerimize dilekçe ekinde ibraz edildiği gözlemlenmektedir. Gerek ünitelerimizin iş yoğunluğunu azaltmak gerekse uygulamadaki iş ve işlemlerin kolaylığı açısından söz konusu müracaat dilekçeleri ile geriye yönelik olarak yararlanılmayan ya da yararlanılmış olmakla birlikte yararlanılan teşvik türünün başka bir teşvik türü ile değiştirilmesi talep edilen ay/dönemlere ait iptal/asıl/ek aylık prim ve hizmet belgelerinin işverenlerimizce internet ortamında verilmesine yönelik Kurumumuzca hazırlanan programlar işletime açılmıştır
sorularınız için
Hata: İletişim formu bulunamadı.
ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK-ATAŞEHİR
S.S. ……………. ARSA VE KONUT YAPI KOOPERATİFİ
MUHASEBE İÇ YÖNETMELİĞİ
İş bu yönetmelik S.S. ……… Arsa ve konut yapı kooperatifi ;bundan sonra (Kooperatif olarak anılacaktır ) ile S.S. ………. Arsa ve konut yapı kooperatifi iktisadi işletmesinin; bundan sonra
( iktisadi işletme olarak anılacaktır ) muhasebe iş ve işlemlerinin kapsamı ve detayının belirlenmesi maksadıyla hazırlanmıştır.
Vergisel Mükellefiyetler
Kooperatif
31.12.2017 tarihi itibari ile kooperatif’in kurumlar vergisi mükellefiyeti kapatılmış olup, aşağıda bulunan vergilerin mükellefidir.
-Aylık Katma Değer vergisi
-Aylık 2 Numaralı Katma Değer vergisi
-Aylık Muhtasar Beyannamesi
Devamı için bize ulaşın
Danışmanlık hizmetlerimiz ücretlidir.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
Aynı kanunun 25’inci maddesinin 5 numaralı bendinde ise, “Evlenme ve doğum
münasebetiyle hizmet erbabına yapılan yardımlar (Bu istisna hizmet erbabının iki aylığına veya buna tekabül eden gündeliklerinin tutarına kadar olan yardım kısmına uygulanır.)” gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu iki hüküm birlikte incelendiğinde işveren tarafında işçilere yapılan doğum ve evlenme yarımları kişinin iki aylık maaşını geçmedikçe hiçbir gelir vergisi tevkifatı yapılmadan gider yazılabileceği anlaşılmaktadır.
Yapılacak yardımların ayın cinsinde olması durumunda tahsis edilen ayni yardımın piyasa değeri dikkate alınarak tutarının belirlenmesi gerekir.
Örneğin düğün yapan çalışana takılan altın bu esaslar çerçevesinde işlem görecektir. Peki yapılan yardımın iki aylığını aşmamasını hesaplarken işçinin net ücreti mi yoksa brüt ücreti mi dikkate alınacaktır sorusuna Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı 31.07.2013 tarih 38418978-120[25-12/1]-823 sayılı muktezası ile brüt ücretin dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
Yapılacak yardım tutarı çalışanın iki aylın brüt ücretini aşacak olursa aşan kısım için gelir vergisi tevkifatı yapılacak, altına kalan tutar için gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.
Tabii dir ki söz konusu yardımın yapıldığı tarihte kişinin şirket çalışanı olması gerekmektedir. Eski çalışana düğününde altın takılması bu kapsamda değerlendirilemez.
KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAF OLAN KOOPERATİFLER MATRAH ARTIRIMI YAPABİLİR Mİ ?-EVREN ÖZMEN
5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine göre kurumlar vergisinden muaf bulunan ve bu nedenle kurumlar vergisi beyannamesi ile muhtasar beyanname vermemiş olan kooperatifler de 7143 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
Sosyal Kooperatifçilik Tanıtım, Eğitim, Geliştirme ve Uygulama Projesi” kapsamında, Sosyal Kooperatifler Eğitim ve Tanıtım Treni ile bu hedefe ulaşma yolunda bir adım daha atılacaktır. Sosyal kooperatif treninin uğrayacağı illerde sosyal kooperatiflerin halka tanıtılması, yerel inisiyatiflerin harekete geçirilmesi, üniversitelerde çalıştaylar ve konferanslar düzenlenmesi planlanmakta ve alanında uzman kişilerin, akademisyenlerin ve kamuoyunun dikkatinin bu alana çekilmesi hedeflenmektedir.
Ülkemizde; engelliler, uzun süreli işsizler, göçmenler ve benzeri dezavantajlı grupların istihdam edilebilmeleri, üretim süreçlerine katılabilmeleri, ortak ihtiyaçlarının temini ve/veya bir sebeple devlet tarafından yerine getirilemeyen veya eksik yerine getirilen kamusal hizmetlerin sunumu gibi doğrudan kamu yararına yönelik faaliyetlerde bulunmaları ya da yapmış oldukları faaliyetler neticesinde daha adaletli gelir dağılımı, bölgesel kalkınma farklılıklarının azaltılması, toplumsal cinsiyet açığının kapanması, sosyal dışlanmanın asgariye indirilmesi ve sosyal içermenin sağlanması gibi kamu yararına müteallik sonuçların ortaya çıkması amacıyla, dünyada yaygın bir şekilde uygulaması bulunan “sosyal kooperatifçilik” hakkında bir farkındalık oluşturulması hedeflenmektedir.
Bu amaçla 2018 yılı içerisinde yürütülmesi planlanan “Sosyal Kooperatifçilik Tanıtım, Eğitim, Geliştirme ve Uygulama Projesi” kapsamında, Gümrük ve Ticaret Uzmanı R. Gökçen MERT KORKMAZ tarafından 24-28 Temmuz 2017 tarihleri arasında İzmir ili ve ilçelerinde farklı konularda faaliyette bulunan; Girişimci Engelliler İşletme Kooperatifi, Genç İşi Kooperatifi, Başka Bir Okul Mümkün Renkli Orman Eğitim Kooperatifi ve Yeni Yetenek Kooperatifi ve Ege Tüm Engelliler Çevre İşletme ve Kültür Kooperatifi ile sosyal kooperatifçiliğin eksik yönleri, sorunları ve geliştirilmesi gereken faktörler üzerine bir saha araştırması yürütülmüştür.
Yapı Kooperatiflerinde kooperatife bir gün önce bile ortak olunsa bütün ortakların genel kurula katılma hakkına sahiptir. Diğer kooperatif türlerinde farklılık arz edebilir.
Her ortak yalnız bir oya sahip olup, yazı ile izin verilmek suretiyle bir ortak diğer bir ortağın oyunu kullanmak üzere temsilci tayin edebilir.
Kooperatifin ortak sayısı 1000’i geçtiğinde her ortak en çok 9 olmak üzere birden fazla ortağı temsil edebilir.
Ancak, ortak sayısı 500’den fazla olması halinde, yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır.
Bu durumda her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir. Eş ve birinci derece (ortağın; çocuğu, anne ve babası, eşinin annesi ve babası) akrabalar için temsilde ortaklık şartı aranmaz.
Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili kılınılan kimseler vekaleten oy kullanamazlar.
Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifin işlerinin görülmesine herhangi bir suretle katılmış olanlar yönetim kurulunun ibrasına ait kararlarda oylamaya katılamazlar.
Bu hüküm denetçiler hakkında uygulanamaz.
Denetçiler kendi ibralarında oy kullanamazlar.
Hiçbir ortak; kendisi, eşi veya usul ve füruğu ile kooperatif arasında ortaklık ilişkileri dışındaki şahsi bir işe veya uyuşmazlığa ait görüşmelerde oy kullanamaz
Hata: İletişim formu bulunamadı.
EVREN ÖZMEN-Ataşehir
1- Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi olmak.
2- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya yabancı uyruklu olmakla birlikte 2644 Sayılı Tapu Kanunu veya yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre Türkiye’de gayrimenkul edinmesine imkan sağlanmış kişilerden bulunmak,
3- 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 9’uncu maddesinde sayılan tüzel kişilerden olmak.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
Kooperatif Kuruluşu ile ilgili olarak tarafımıza mail atabilirsiniz.
40 yıllık sektörel deneyimimiz ile Türkiye’nin önde gelen kooperatiflerinde yönetim ve mali danışmanlık deneyimi. Konusunda uzman 18 kişilik ekibi ile 250’den fazla kooperatife tarafımızdan mali ve hukuki danışmanlık hizmeti verilmektedir.
Ortakların taahhüt ettikleri pay bedellerinin en az 1/4’ü peşin, geri kalanı ise yönetim kurulunca belli edilecek eşit aylık taksitler halinde ve en fazla bir yıl içinde ödenir.
Sorularınız için Mali Müşavir Evren ÖZMEN
KİMLER KATILIR
1-BAŞKA BİR ORTAK
2-ANNE -BABA
3-EŞİN ANNE BABASI
4-ÇOCUKLAR
KİMLER KATILAMAZ
1-AVUKATLAR VEKALETNAME İLE KATILAMAZ
2-KARDEŞLER KATILAMAZ
EK BİLGİ: YAPI KOOPERATİFLERİNDE YÖNETİM VEKALET ALAMAZ- İŞLETME KOOPERATİFLERİNDE YÖNETİM VEKALET ALIR ( BU HUSUSTA FARKLI ANA SÖZLEŞMELER OLABİLMEKTEDİR-ANA SÖZLEŞMENİZİ KONTROL EDİNİZ )
VEKALETNAME
…… no ile ortağı bulunduğum S.S. …………………………………..…. Kooperatifinin …/…/20… tarihinde ………………………………………/İstanbul adresinde Saat …:…..’de yapılacak ………… yılına ait olağan/olağanüstü genel kurul toplantısında beni temsil etmeye ve gündemdeki maddelerin karara bağlanması için oy kullanmaya …………………….………..’yı vekil tayin ettim…./…./20
VEKALET VERİLENİN VEKALET VEREN
Adı-Soyadı/İmza Adı-Soyadı/İmza
Ortak No:
(Vekalet verilen eş ve birinci derecede akraba ise
eşi, annesi, babası, oğlu gibi yazılacak).
NOT :
1- Üye sayısı 1000’den az olan kooperatiflerde 1 (bir) ortak birden fazla ortağı temsil edemez.
2- Üye sayısı 1.000’den fazla olan kooperatiflerde anasözleşme ile belirlenmişse 1 (bir) ortak en çok 9 (dokuz) ortağı temsil edebilir.
3- Eş ve birinci derecede akrabalar için temsilde ortaklık şartı aranmaz.
4- Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeler ile kooperatifi temsile yetkili kılınılan kimseler vekalet oy kullanamazlar.
|
Elektronik belge olarak düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin kâğıt olarak düzenlenebileceği haller
(1) Elektronik belge olarak düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin;
a) Gelir İdaresi Başkanlığının ve elektronik belge uygulamalarına taraf olan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem sistemlerinde meydana gelen arıza, kesinti ile bu sistemlerde yapılan bakım,
b) İspat veya tevsik edilmek kaydıyla, mükellefin ya da 397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığından izin almış özel entegratör kuruluşların bilgi işlem sistemlerinde meydana gelen arıza, kesinti ile bu sistemlerde yapılan planlı bakım (yazılı bildirimde belirtilen süre ile sınırlı kalmak kaydıyla),
c) İspat veya tevsik edilmek kaydıyla, kullanılmakta olan mali mührün veya elektronik imza aracının arızalanması veya çalınması (yeni mali mühür veya elektronik imza aracının temini süresince),
ç) Bakanlığımızca elektronik belge uygulamalarına ilişkin olarak yayımlanan genel tebliğ, sirküler ve teknik kılavuzlarda, belgelerin elektronik belge yerine kâğıt olarak düzenlenmesine izin verilmesi,
gibi nedenlerle, kanunen düzenlenmesi gereken sürenin geçirilmemesi kaydıyla, kâğıt olarak düzenlenmesi durumunda özel usulsüzlük cezası kesilmeyecektir.
(2) Mükelleften kaynaklanan diğer nedenlerle, elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken belgelerin kâğıt olarak düzenlenmesi halleri, bu maddenin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmez.
|
|
Aktifteki varlıkların yeniden değerlenmesi mümkün hale geldi-Mali müşavir EVREN ÖZMEN
25.05.2018 Tarihinde yayınlanan 7144 Sayılı kanununun 5.maddesi ile aktifte yer alan varlıkların yeniden değerlenmesi mümkün hale gelmiştir.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
2018 1. DÖNEM EMLAK VERGİSİ ÖDEMESİ BU AY YAPILACAK.
DAHA ÖNCE SANAYİ SİTELERİNE SAĞLANAN 5 YILLIK MUAFİYET KALKTI
ANCAK KİRAYA VERİLMEMEK ŞARTI İLE DAİMİ MUAF OLDU.
KİRADA OLAN YERLER İÇİN ÖDEME YAPILMASI GEREKMEKTEDİR.
Sorularınız için [email protected]
20 Mayıs 2018 Tarihli ve 30426 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İstanbul İmar Yönetmeliği kapsamında gerçekleşen bazı değişiklikleri aşağıda bulabilirsiniz.
Saygılarımızla
Asansör tescil belgesi: İlgili idare tarafından yapı kullanma izin belgesi öncesi düzenlenen ve asansörün kayıt altına alındığını gösteren belgedir,
Eski Tanım: İki veya daha çok sayıda katın içine açıldığı, yapı kitlesi içinde ortak hacim olarak tertiplenen, karşılıklı iki kenar arasındaki mesafenin 5.00 metreden az olmamak üzere tüm katlar boyunca devam ettiği üzeri kapalı boşluklu hacimleri
Yeni Tanım: Atrium: İki veya daha çok sayıda katın içine açıldığı, yapı kitlesi içinde ortak hacim olarak tertiplenen, karşılıklı iki uzun kenar arasındaki mesafe 3.00 metreden az olmamak üzere bodrum, zemin veya bina girişinin yer aldığı kattan başlayıp tüm katlar boyunca devam eden üzeri kapalı boşluklu hacimleri,
İskele izin belgesi: İskele kurmayı gerektiren basit tamir ve tadilatlarda ilgili idareden alınması zorunlu izin belgesini,
Süs Havuzu: Derinliği 50cm’yi geçmeyen ve peyzaj öğesi olarak kullanılan havuzları,
Yeşil çatı: Binanın enerji performansını, hava kalitesini ve kent ekolojisini iyileştiren, yağmur suyunun yarattığı problemlere yenilikçi çözümler getiren, çim serilip, çiçeklerle yeşillendirilebilen, küçük bitkilerle donatılabilen çatıları,
Konutlarda Depo amaçlı eklentilerin emsal harici tutulan kısmı net metrekarenin % 10 iken brüt metrekarenin % 10 u olacaktır.
Ayrıca ticari kullanımlı bağımsız bölüm brüt alanının % 50’sini aşmayan depo amaçlı eklentilerde emsal harici sayılacaktır. ( Eskiden net alanının % 50 siydi)
Ortak alan niteliğindeki mescit ve müştemilatın konutlarda 150 m²’si, konut dışı yapılarda 300 m²’si, emsal harici tutulmuştur. Eskiden konutlarda 100 konut dışı yapılarda 200 metrekareydi
Ticari amaç içermeyen, ortak alan niteliğindeki çocuk oyun alanlarının ve çocuk bakım ünitelerinin toplam 100 m²’si,
bu hesaba dâhil edilmeksizin emsal haricidir.
Bütün cepheleri tamamen toprağın altında kalan bodrum katları ile kısmen açıkta kalan, yola cephesi bulunmayan bodrum katlarında yer alan; tek başına bağımsız bölüm oluşturmayan, bir bağımsız bölümün eklentisi veya parçası olmayan, ticari amaç içermeyen, yapı yaklaşma sınırı içinde kalan ve 500 m2’yi aşmayacak şekilde düzenlenen ortak alan niteliğindeki; jimnastik salonu, oyun ve hobi odaları, yüzme havuzu, sauna gibi sosyal tesis, spor birimleri ve depolar
Mevcut binalarda açık oturma yerleri yapılmak istenmesi durumunda tüm parsel maliklerinden muvafakat alınması ve ilgili idarenin öngördüğü veya göreceği zamanda söz konusu ilavenin sökülüp kaldırılacağına dair taahhütname alınması ile Büyükşehir Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü’nün uygun görüşü doğrultusunda Belediyesince izin verilebilir.
Eski mevzuat Uygulama imar planına göre kat adedi 3 olan binalarda asansör yeri bırakılmak, 4 ve daha fazla olanlarda ise asansör tesis edilmek zorundadır
Kat adedi birden fazla olan umumi binalarda en az bir adet asansör yapılması zorunludur. Ayrıca, kat alanı 800 m2’den ve bodrum kat dâhil kat adedi 3’ten fazla olan umumi binalarla, yüksek yapılarda ve bağımsız bölüm sayısı 20’den fazla olan konut yapılarında ikinci fıkrada belirtilen asgari ölçülere uygun ve en az 2 adet olmak üzere binanın tipi, kullanım yoğunluğu ve ihtiyaçlarına göre belirlenecek sayıda asansör yapılması zorunludur. Bu asansörlerden en az bir tanesinin herhangi bir tehlike anında, arıza veya elektriklerin kesilmesi halinde zemin kata ulaşıp kapılarını açacak, yangına dayanıklı malzemeden yapılmış, kuyu içinde, duman sızdırmaz nitelikte, kesintisiz bir güç kaynağından beslenecek şekilde tesis edilmesi gerekmektedir.
Özel mülkiyete tabi arsa ve binalarda, fenni mesuliyet üstlenilmek ve Kanunun cezai hükümleri saklı kalmak, kat maliklerinin üçte ikisi ve gerekmesi halinde uygulamadan etkilendiği ilgili idaresince belirlenen bağımsız bölüm maliklerinin muvafakati alınmak, statik açıdan sakınca bulunmadığına dair inşaat mühendislerince hazırlanacak rapor ilgili idaresine sunulmak, bina estetiğini, görünümünü ve silüeti olumsuz etkilememek kaydıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun uygun görüşü alınarak; ruhsat alınmadan elektronik haberleşme istasyonu kurulabilir. Bina cephelerinde bu fıkrada aranan şartlara ilave olarak, sadece anten ve anten aparatları monte edilmek, cepheye bitişik olmak, dış cephe kaplamasıyla benzer görünümde olmak ve anten boyları 1,55 metreyi geçmemek şartları da aranır. Fenni mesuliyet üstlenilmek ve Kanunun cezai hükümleri saklı kalmak kaydıyla, sabit elektronik haberleşme altyapısında kullanılan; saha dolabı, varlık noktası (PoP noktası), menhol, ankesörlü telefon ve bina içi anahtarlama ekipmanları, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni alınmadan kurulabilir.
Saygılarımızla
Tarafımıza son günlerde fazlaca soru gelmesi nedeni ile bu hususta açıklama yapma ihtiyacı duyduk.
Solucan kooperatifleri üretim ve pazarlama kooperatifi olarak Gümrük ticaret bakanlığı aracılığı ile kurulur.
Vergisel durumları en son mevzuat değişikliğinden sonra diğer kooperatiflere göre bazı farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle kuruluşta ana sözleşmeye eklenecek ifadeler son derece önemlidir.
Detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz. [email protected]
Bu yazı diğer sitelerde izinsiz kullanılamaz
GÜVENLİK PERSONELİ KAÇ POSTA ÇALIŞTIRILMALIDIR-EVREN ÖZMEN
Bilindiği gibi, 4857 sayılı İş Kanunu 10/06/2003 tarihli ve 25134 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Kanununun 2. maddesine göre, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye “işçi”, işçi çalıştıran gerçek ve tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara “işveren”, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye de “iş ilişkisi” denilmektedir.
Aynı Kanunun 1. maddesinde de, bu kanunun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 4857 sayılı İş Kanununun “Çalışma süresi” başlıklı 63. maddesinde, “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir. Turizm sektöründe dört aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz; denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile altı aya kadar artırılabilir.
Çalışma sürelerinin yukarıdaki esaslar çerçevesinde uygulama şekilleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” denilmektedir.
Söz konusu Kanunun “Fazla çalışma ücreti” başlıklı 41.maddesinde de, “Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.
Bu Kanunun 42. ve 43. maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.
Yer altında maden işlerinde çalışan işçilere, bu Kanunun 42. ve 43. maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir.
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Çalışma sürelerinin uygulanmasına ilişkin esasları düzenleyen “İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği” ile fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaya ilişkin usul ve esasları düzenleyen “İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği” 06/04/2004 tarihli, 25425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Diğer yandan, aynı Kanunun “Gece süresi ve gece çalışmaları” başlıklı 69. maddesinde de, “Çalışma hayatında “gece” en geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir.
Bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin “gece” başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir.
İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. Ancak, turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir.
Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.
Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az onbir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanununun “Yönetmelikler” başlıklı 76. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hazırlanan, nitelikleri dolayısıyla sürekli çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına postalar halinde işçi çalıştırılarak işletilen veya nöbetleşe işçi postaları ile yapılan işlerde, çalışma sürelerine, gece çalışmalarına, hafta tatillerine ve ara dinlenmesine ilişkin özel usul ve esasları düzenleyen “Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” 07/04/2004 tarihli ve 25426 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Yönetmeliğin “İşçi Postaları Sayısının Düzenlenmesi” başlıklı 4. maddesinde;
“İşçi postaları;
Bütün bunlara göre, vardiyalı çalışmada; 4857 sayılı İş Kanunun yukarıda belirtilen madde hükümleri ile Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyulması gerekmektedir.
Ancak, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununa göre, işçilerle işverenler arasında hizmet akdinden, toplu iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının kesin olarak çözüme bağlanması görev ve yetkisi iş mahkemelerine ait bulunmaktadır.
Davacı kooperatifin 13.06.1993 tarihinde yapılan genel kurulunda kooperatife ait niza konusu taşınmazın satışı konusunda karar alınmış,bu karar Ticaret Sicilinde ilan edilmiş, hiç kimse tarafından bu kararın uygulanmasının durdurulması yolunda mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alınmamış, ve bu kararın iptali ile ilgili olarak bir dava açılmamıştır.
Bu karardan çok sonra 30.12.1993 tarihinde nizalı taşınmaz davalı kooperatife satılmış ve tapuda devri verilmiştir.
Satıştan üç yıl kadar sonra 09.08.1996 tarihinde satışa dayanak teşkil eden kooperatif genel kurul kararının iptali için ve 1163 Sayılı Kooperatifler Yasasının 51.maddesinde öngörülen toplantı ve karar yeter sayısı sağlanmaksızın yapıldığı gerekçesi ile elimizdeki davada davacı olan kooperatif tüzel kişiliği aleyhine dava açılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki her dava açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılır, eldeki bu davanın açıldığı 1995 tarihi itibarı ile satışa dayanak teşkil eden genel kurul kararının iptali yönünde açılmış bir dava mevcut değildir, dava 1996 yılında açılmıştır.
Zaten dava dilekçesinin içeriğinden de anlaşılacağı gibi davacı hiçbir mahkeme kararı olmaksızın ve kendi yorumuna göre genel kurul kararının yok sayılması gerektiğini belirterek davasını açmış olup zaten bu hali ile ve dava tarihi göz önüne alındığında geçerli bir genel kurul kararı mevcut olduğundan koşulları bulunmayan davanın reddi gerekir idi.
Daha sonra açılan bu dava halen devam etmektedir, davanın kabul ile sonuçlanması halinde davaya konu olan genel kurul kararlarının alındığı tarihten itibaren yok hükmünde sayılacağına kuşku yoktur, ancak bu yok hükmü sadece ve sadece davada taraf olanlar ve 1163 Sayılı Kooperatifler Yasasının 53/son maddesindeki ayrık hüküm nedeni ile kooperatif tüzel kişiliği ile birlikte bütün ortaklar için de hüküm ifade edecektir.
Elimizdeki davanın davalısı kooperatif üyesi değildir, genel kurul kararının iptali için açılan davada taraf da değildir ki taraf olsa bile husumetten reddi gerekir, öyle ise bu dava sonucu verilecek kararın elimizdeki davaya hiçbir etkisi söz konusu olamayacaktır. Aksi halde her genel kurul kararının iptalinde bu karara göre kooperatif ile hukuki ilişkiye girmiş olan üçüncü kişilerin bu ilişkilerinin salt bu nedenle sonlandırılması hem kararların ancak taraflar için bağlayıcı olması ilkesine, hem de Türk Ticaret Yasasının 38 ve 39.maddelerinde hüküm altına alınan sicile itimat kuralının ihlali olacaktır.
Örneğin kooperatif genel kurulunun aldığı bir karar ile kooperatife ait taşınmaz üzerine bina yapımı kararlaştırılsa ve bu karara göre kooperatif üçüncü bir kişi ile sözleşme yapıp bu bina inşaatı tamamlansa, ancak yapıma onay veren genel kurul kararı nisap yokluğundan iptal edilse bu durum inşaat sözleşmesinin iptalini mi gerektirecektir,inşaatı yapan kişinin bu sözleşmeden doğan bütün hakları yok mu sayılacaktır? Kanaatimizce böyle bir sonuca varmanın hukuki dayanağı bulunmamaktadır.
Hata: İletişim formu bulunamadı.