Kooperatiflerde Ek Tasfiye, İhya Nedir Nasıl Uygulanır ?

Sorularınız için:[email protected]

Ek tasfiye

MADDE 547 (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.

(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.

GEREKÇE/Madde 547 – Madde, 6762 sayılı Kanunda bulunmayan, fakat uygulamanın ihtiyaçları nedeniyle öğreti ile yargı tarafından benimsenen ve uygulanan bir hukukî kurumu düzenlemektedir. Ek tasfiye, tasfiye işlemleri tamamlanıp tasfiyenin bitirilmiş olmasına rağmen, daha sonra başkaca tasfiye önlemleri alınmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde başvurulan geçici bir tedbirdir. Bu yeni düzenlemenin esasları şu şekilde sıralanabilir:
Birinci fıkra: Ek tasfiye kararı geçici bir tedbir kararıdır. Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemekte, alınması ihmâl edilmiş tedbirler alınmaya çalışılmaktadır. Yapılması ihmâl edilmiş tasfiye işlemlerinin yapılmasını takiben, şirket yine sona erdirilecektir.
(1) Ek tasfiye sadece tasfiyenin kapanmış olmasına rağmen halen alınması zorunlu ek tedbirlere gereksinim duyulması halinde söz konusu olabilir. Zorunluluk yoksa ek tasfiyeye gidilemez. Bu hüküm bağlamında şirketin yeniden sicile kaydedilmesini ve ek tasfiye yapılmasını zorunlu kılabilecek durumlar özellikle şunlar olabilir:
a) Şirkete ait bazı aktifler, dağıtım sırasında dikkate alınmamaları nedeniyle, dağıtım dışında kalmışlarsa; (bu malvarlığı unsuru bilinmekle beraber unutulmuş olabileceği gibi, sonradan bir malvarlığı unsuru da olabilir).
b) Anlaşmazlık konusu olan ve bu nedenle tasfiyeye ilişkin özel hüküm gereği tevdi edilmiş veya güvenceye bağlanmış bir borç, şirket lehine çözülmüşse ve söz konusu borçların karşılıkları boşta kalmışsa,
c) Malvarlığının dağıtımı esnasında ilgili kanunî hükümlere uyulmamışsa,
d) Pay sahiplerince haksız olarak alınmış olan tasfiye payları için geri verme davasının açılması gerekiyorsa,
e) Organlara karşı sorumluluk davası açılacaksa,
f) Şirket tarafından yapılması ve web sitesine konulması gerekli olan açıklamalar ve şirket tarafından kabul edilmesi zorunluluğu bulunan işlemler varsa,
g) Şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması, şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılması söz konusu ise.
(2) Yeniden tescil isteğinde bulunulabilmesi ve ek tasfiye yapılabilmesi, üç ana şartın gerçekleşmesine bağlıdır: Bu şartlar yukarıda örnek olarak verilen hallerde aranır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir.
a) Yeniden tescil isteği korunmaya değer bir menfaate dayanmalıdır (menfaat şartı). Korunmaya değer menfaatin varlığı inandırıcı delillerle açıklanmalıdır. İstemin ve ilgili delillerin inandırıcı olmaları yeterlidir. İspat şart değildir.
b) Yeniden tescil isteği amaca ulaşmada kullanılabilecek tek yol olmalıdır (amaca ulaşma şartı). Bu nedenle amacın gerçekleştirilmesinin bir başka yolu varsa ve örneğin alacağın bir başka şekilde elde edilmesi imkânı bulunuyorsa yeniden tescil isteğinde bulunulamaz.
c) Sicil memurunun şirketi sicilden silme kararına karşı; bir alacağın veya aktifin varlığı kanaat doğuracak bir şekilde belgelendirilerek, silme kararının iptali dava olunmalıdır.
(3) Ek tasfiye, tasfiyenin gayesinde herhangi bir değişikliğe yol açmaz. Şirket yine tasfiye şirketidir ve şirket organları tasfiye gayesi çerçevesinde işlem yapmak zorundadır.
(4) Ek tasfiyeyi talep edebilecek kişiler sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar, tasfiye memurları, son yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri ve şirket alacaklılarıdır. Ticaret sicil memurunun talepte bulunma yetkisi yoktur. O sadece ilgilileri talepte bulunmaya zorlayabilir.
(5) Ek tasfiye, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeden talep edilir.
(6) Ek tasfiye, şirketin sicile yeniden tescilini talep etmeye yöneliktir.
İkinci fıkra: Mahkeme davada, talebin doğruluğunu inceledikten sonra, olumlu sonuca varırsa şirketin yeniden tesciline karar verir. Mahkeme gösterilen delilleri inandırıcı bulmazsa, yeniden tescil talebini reddeder. Davanın reddine karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
(1) Ek tasfiye kararının tescili bildiricidir. Zira, eksik kalan işlemler nedeniyle gerçekte tasfiye sona ermemiştir. Tescil üzerine şirket, tüzel kişiliğini yeniden kazanır ve organlar yeniden çalışmaya başlarlar. Ancak, bu durum şirketin sona ermiş olduğu gerçeğini değiştirmez. Şirket yine tasfiye şirketidir.
(2) Ek tasfiye halinde yeniden alacaklılara çağrı yapılmasına ve bloke yılına gerek yoktur.
(3) Ek tasfiye tamamlandıktan sonra, yeni bir kapanış bildirimi, tescil ve defterlerin korumaya alınması işlemlerine ihtiyaç vardır.
(4) Ek tasfiye başlatıldığında tasfiye memurları yeniden atanmalıdır. Zira, önceki tasfiye memurlarının görevi sona ermiştir. Bu nedenle, mahkeme şirketin tescilini takiben tekrar son tasfiye memurlarını veya yeni kişi veya kişileri tasfiye memuru olarak atar. Davacı amaca uygun şekilde önceden şahsî bir öneri de sunabilir. Mahkemenin belirlediği tasfiye memuruna karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
(5) Atanan kişi ticaret siciline tescil ve ilân ettirilmelidir. Tescil, yeniden atanan tasfiye memurları tarafından gerçekleştirilir.
(6) Ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredicidir. Bu usulden sözleşme hükümleri ve genel kurul kararlarıyla ayrılmak caiz değildir.

YAPI KOOPERATIFLERININ EMLAK VERGISI KANUNU KARSISINDAKI DURUMU

YAPI KOOPERATIFLERININ EMLAK VERGISI KANUNU KARSISINDAKI DURUMU

Kooperatif Uzmanı

Mali Müşavir Evren ÖZMEN

 Genel Bilgi
31.12.1997 tarihinden itibaren konut yapı kooperatiflerinin arsaları ile bu arsalar üzerine inşaa ettirdikleri konutlar, emlak vergisine tabi olmuştur. Bu nedenle konut kooperatifleri de sahibi oldukları arsa ve binalar için emlak vergisi beyannamesi verip, emlak vergisi ödemek ile mükelleflerdir.
Bilindiği üzere ferdi mülkiyete geçilmeyen kooperatif binalarında mülkiyet kooperatif adına tescilli olduğundan, tapular ortaklar adına tescil edilmediği sürece inşaatlar tamamlanmış olsa bile emlak vergisi mükellefi kooperatif tüzel kişiliğidir. Kur’a veya tahsisin yapılmış olması, ortakların vergi mükellefi olmasını gerektirmeyeceği gibi, Emlak Vergisi Kanunu’nun 3. maddesine göre intifa hakkı sahibi olmaları da bina beyannamelerini kendi adlarına vermelerini gerektiren bir husus değildir.
Arsa maliki kooperatif olduğu sürece (tapu devri yapılmadığı sürece ) emekli ortakların 200 metrekareyi aşmayan tek konutları olsa dahi indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanmalarına imkan bulunmamaktadır.

white generator set near industrial machines
Photo by Markus G on Pexels.com

Özetle:
1- Yapı kooperatiflerinin arsaları, emlak vergisine tabidir.
2- Konut yapı kooperatiflerinin konutlar ile ilgili vergi değerinin ¼’ü için inşaatın sona erdiği bütçe yılından itibaren 5 yıllık süre ile geçici olarak emlak vergisinden muaftır.
3- Organize Sanayi bölgesinde yer alan işyerleri-(sanayi siteleri) kiraya verilmemek şartı ile daimi olarak emlak vergisinden muaftır. ( İşyerini kendi kullananlar emlak vergisi ödemeyeceklerdir)
4-Yapı kooperatiflerinin kiraya vermedikleri kendi hizmet binaları, daimi olarak emlak vergisinden muaftır.
5- Kooperatiflere ait tasarrufları, yani yapılaşması kısıtlanan arsaların ilgili yönetmelik kapsamında emlak vergisi ödenmelidir.
6- Toplu işyeri yapı kooperatiflerinin kiraya vermedikleri kendi hizmet binaları için emlak vergisi ödemezler.
7- Yukarıdaki muafiyet hükümlerinden yararlanılması için yasal süresinde bildirim verilmiş olmalıdır. Aksi halde süresinde verilmeyen bildirimin geciktirildiği süre muafiyet süresinden düşürülmektedir. Muafiyetten yararlanmak için işyerinin el değiştirmesi bir engel teşkil etmemektedir.
8- Kamuya ait taşınmazların emlak vergisine tabi olmaması nedeniyle, Hazineden veya başka bir kamu kurumundan kiralık arsa üzerine inşaat yapan kooperatiflerin arsaları emlak vergisine tabi olmadığı gibi, daha sonra binaya dönüşmesi durumunda verilecek emlak vergisi beyannamesinde de (bina olarak) arsa ile ilgili emlak vergisi hesaplanmayacaktır
9-Yapı Kayıt Belgesi alınan ve daha önce emlak beyannamesi verilmeyen yerler için Belediyelerin geriye dönük tarhiyat yapma hakkı bulunmaktadır
10-Organize Sanayi Bölgelerindeki arsalar Sanayici lehine tapudaki tescilin yapılacağı tarihe kadar emlak vergisinden muaftır.
Saygılarımla

 

Kooperatiflerin Düzenli Yapılmayan Mahsupları Vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indirimi avantajını kullanmasına engel

Konu: Vergi indirimi (Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi)

İlgi: 21/02/2018 tarihli ve 600945 sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin 12/2/2016 tarihinde 10.000 TL tutarındaki ihracat istisnasından doğan KDV iade talebinin 958,92 TL lik kısmına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı …….. Gümrük Müdürlüğünün …….. Vergi Dairesine göndermiş olduğu yazılara istinaden daha önce ihraç edilen ve KDV açısından ihracat istisnasına konu malların ithal edilmek üzere geri gelen eşya kapsamında olduğu gerekçesiyle bahsi geçen Müdürlük tarafından şerh konulduğu, mahsup talebi gerçekleştirilmeyen söz konusu tutar nedeniyle mahsup talebine konu geçici vergi borcunun 2,24 TL lik gecikme zammı ile birlikte ilgili Daire tarafından Şirketinizden tahsil edildiği belirtilerek, bu durumun Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinden faydalanılmasına engel teşkil edip etmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” başlıklı mükerrer 121 inci maddesinde; “Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilir.

Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;

1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.),

2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),

3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

şarttır.

…” hükümleri yer almaktadır.

Öte yandan, konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara 301 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “4.1. İlgili dönem beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması” başlıklı bölümünde yer verilmiştir.

Buna göre, Şirketinizin 2015/4 geçici vergilendirme dönemi beyannamesini kanuni süresi içerisinde vermekle birlikte tahakkuk eden vergiye ilişkin mahsup talebinizin 958,92 TL lik kısmının yerine getirilmeyerek gecikme zammı ile birlikte vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle anılan madde hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Yapı Kayıt Belgesi Alınan Yerlerin Emlak Vergisi Nasıl Ödenecek ?-Yapı Kayıt Belgesi alınan yerler için  Belediyeler geriye dönük emlak vergisi tahakkuk ettirebilir mi ?

Yapı Kayıt Belgesi alınan yerler için  Belediyeler geriye dönük emlak vergisi tahakkuk ettirebilir mi ?

Yapı kayıt belgesi alımından sonra yapıları belediyeye tespit ettirildikten sonra;  yapılara yapım tarihinden itibaren geçmişe yönelik emlak vergisi , vergi ziyaı cezası ve gecikme zammı alınabilir mi ?

Bu noktada  İmar Barışından yararlanılarak yapı kayıt belgesi alınan yapılara ilişkin, geçmişe yönelik emlak vergisi tahakkuk ettirilebilir mi ? Bu soru önemli

Detaylı bilgi için

[email protected]

 

2018 Yılı Emlak Vergisi 2. Taksit Ödemesinin son Tarihi Ne Zaman ?

Son ödeme tarihi: 30.11.2018 dir.

Emlak vergisi nereye ödenir: Taşınmazın Bağlı Bulunduğu Belediye’ye

İnternetten ödenebilir mi : Belediyelerin web sayfası üzerinden ödenebilir.

30/11/2018 2018 Yılı Emlak Vergisi 2. Taksit Ödemesi
brown and white wooden house on green forest
Photo by Pixabay on Pexels.com

CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ İŞYURTLARI KURUMU KONSİNYE SATIŞ İŞLEMLERİNE DAİR YÖNETMELİK

1 Kasım 2018 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 30582
YÖNETMELİK
Adalet Bakanlığından:

CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ İŞYURTLARI KURUMU

KONSİNYE SATIŞ İŞLEMLERİNE DAİR YÖNETMELİK

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik, konsinye satış işlemlerinde uygulanacak usul ve esasların belirlenmesi ile uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla hazırlanmıştır.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 6/8/1997 tarihli ve 4301 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumuna İlişkin Bazı Mali Hükümlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 10 uncu maddesi ile 15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 81 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar ve kısaltmalar

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;

a) Açık halde satılan mal: Özellikle meyve ve sebze gibi önceden paketlenmeksizin ölçülerek satılan malı,

b) Başkan: İşyurtları Daire Başkanını,

c) Firma: Konsinye satış sözleşmesi yapılması için başvuruda bulunan ve başvuruya konu ürün veya ürünleri imal eden ya da satış konusunda yetkilendirilen veya ilgili mevzuat çerçevesinde satış yetkisi bulunan gerçek ve tüzel kişiyi,

ç) İndirimli satış: Mevsim değişmeleri, mal stoklarının eritilmesi ve benzeri nedenlerle indirimli fiyatlarla gerçekleştirilen satışı,

d) Kantin: İç kantin, dış kantin, adliye kantini, satış yerleri ve diğer satış yapılan üniteleri,

e) Konsinyatör firma: Konsinye satış sözleşmesi kapsamında ürünü kantine gönderen ve diğer yükümlülükleri yerine getiren firmayı,

f) Konsinye satış: Bir firmanın daha önceden belirlediği ve bildirdiği fiyatla satılmak üzere bir ürünü veya ürün grubunu irsaliye ile kantine teslim ettiği ve satışın yapılması durumunda işyurtları konsinye satış geliri ve öngörülmesi durumunda reyon kullanma bedelinin ödendiği satış yöntemini,

g) Konsinye satış sözleşmesi: Kurum ile konsinyatör firma arasında konsinye satışlara ilişkin karşılıklı yükümlülükleri düzenlemek amacıyla imzalanan sözleşmeyi,

ğ) Konsinye sözleşmesi yürütücüsü merkez işyurdu: Belirli ürünlerde konsinye sözleşmesinin daha etkin yürütülebilmesi için belirlenen bir veya birden fazla işyurdunu,

h) Kurul: Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Yüksek Kurulunu,

ı) Kurum: Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunu,

i) Reyon: Kantinlerde benzer ürünlerin satıldığı bölümleri,

j) Ürün: Her türlü gıda malzemesi, mama, şekerleme, içecek, meyve, sebze, kahvaltılık malzemeler, kâğıt, deterjan, kozmetik, temizlik ve kişisel bakım malzemeleri, gündelik hayatta ve el işi faaliyetlerinde kullanılan malzemeler, giyim eşyaları ve diğer tekstil malzemeleri, elektrikli eşyalar, oyuncaklar, yeme ve içmede kullanılan araç ve gereçler, kırtasiye malzemeleri gibi alışverişe konu mallar ile iletişimin sağlanmasında kullanılan telefon kartları, süreli ve süresiz yayınlar ile kitapları,

k) Ürün birim fiyatı: Bir ürünün ticari teamül ile yerleşmiş satış usul ve şekillerine göre adet, uzunluk, ağırlık, alan veya hacim ölçülerinden birinde tüm vergiler dâhil fiyatını,

ifade eder.

Temel ilkeler ve uygulama esasları

MADDE 4 – (1) Konsinye satış sözleşmesi kapsamında kantinlere bırakılan ürünlerin mülkiyeti, satış işlemi gerçekleşene kadar bu ürünü kantine bırakan konsinyatör firmaya aittir. Bu ürünün satılamaması veya raf ömrünü doldurması durumunda ürün, konsinyatör firma tarafından geri alınır. Konsinyatör firma, satış için bırakılan ürünleri yangın ve diğer riskler sonucu meydana gelebilecek maddi kayıplara karşı sigorta ettirebilir. Sigorta yaptırması halinde konsinyatör firma Kuruma bilgi verir.

(2) Konsinye satış sözleşmesinde, işyurtları müdürlüklerinin konsinye satışlardan alacağı konsinye satış gelirine ilişkin madde ile konsinyatör firmanın başvurusu kapsamında sunduğu belgeler yer alır. Konsinyatör firma tarafından Kuruma, reyon kullanma bedeli ödenecek ise sözleşmede bu hususa yönelik düzenlemeye de yer verilir. İşyurtları konsinye satış geliri ve reyon kullanma bedeli, sözleşme konusu ürün ya da ürün grupları çerçevesinde belirlenir. Bu belirleme belirli bir oran veya sabit tutar çerçevesinde olabileceği gibi bu iki yöntemin birlikte kullanıldığı karma usulde yapılması da mümkündür. Kurum, konsinye satış gelirinin asgari ve azami tutarını ya da oranını belirleyerek konsinyatör firmaların bu aralıkta bir oran veya tutar belirlemesine yönelik düzenleme yapabilir. Ayrıca satış tutarının belirli bir miktarı geçmesi halinde, Kuruma belirli bir tutarda veya oranda promosyon ücreti ödeneceğine yönelik düzenleme yapılabilir.

(3) Kurum belirli ürün veya ürün gruplarında işyurdu konsinye satış geliri tutarı ya da oranı belirleyerek, bu tutarı veya oranı kabul eden firmalarla konsinye satış sözleşmesi imzalayabilir. Bu durumda yeterliği sağlayan tüm başvuru sahipleriyle sözleşme yapılabileceği gibi sayısı üçten az olmamak üzere belirli sayıda firma ile de konsinye satış sözleşmesi imzalanabilir. Bu durumda sözleşme süresi en fazla yirmi dört aydır. Kurum, sözleşme imzalandıktan sonra konsinyatör firmalara en az üç ay önceden bilgi vermek suretiyle sözleşme süresini on iki aya kadar kısaltabilir.

(4) Telefon kartları başta olmak üzere belirli ürünlerde bir veya birden fazla işyurdu, konsinye satış sözleşmesi yürütücüsü merkez işyurdu olarak belirlenebilir. Merkez işyurdu, diğer işyurtlarının taleplerinin konsinyatör firmaya iletilmesi, ürünlerin dağıtılması ve ürün tedarik planlaması yapılmasına yönelik faaliyetlerden birini, birkaçını ya da tamamını yerine getirir. Bu durumda merkez ve diğer işyurtlarının konsinye satış gelirinden alacakları pay, konuya yönelik Kurulun düzenleyici kararı esas alınarak belirlenir.

(5) Konsinye satış sözleşmesi yapılmasına yönelik başvurunun, belirli sayıda ürün veya ürün grubundan az olmamasına yönelik düzenleme yapılabilir. Sözleşmenin uygulanması sürecinde konsinyatör firmanın teslim ettiği farklı ürün sayısının, sözleşmede belirtilen ürün sayısının yarısından daha az olması durumunda Kurul kararı ile sözleşme sona erdirilebilir.

(6) Kurul kararıyla belirli il veya illerde konsinye satış sözleşmesi yapılması konusunda işyurdu görevlendirilebilir. Bu durumda konsinye satış sözleşmesi yapılmasına yönelik başvurular bu işyurdunca alınır ve değerlendirilir. İşyurdu, sözleşme yapılmasına yönelik kararını Kurul onayına sunar. Kurulun kararı çerçevesinde diğer işlemler görevli işyurdunca gerçekleştirilir.

(7) Kurum tarafından konsinye satış işlemlerinde kullanılacak konsinye satış sözleşmesi tasarısı hazırlanır. Bu kapsamda sektörde kullanılması mutat olan sözleşmelerden yararlanılabilir. Farklı ürün veya ürün grupları için farklı sözleşme tasarıları hazırlanabilir.

(8) Konsinyatör firma, ürünleri kantine gönderirken sevk irsaliyesi düzenler. Düzenlenen bu irsaliyede ürünün konsinye olarak satılacağının anlaşılabilmesi için “Konsinye olarak teslim edilmiştir.” ifadesine yer verilir. Konsinyatör firma mali mevzuat çerçevesinde irsaliye ve faturalandırma işlemlerini yapmakla sorumludur.

(9) Teslim edilen ürünlerin muhafazası için gerekli tedbirler kantin görevlilerince alınır.

(10) Çabuk bozulabilen maddeler ile dondurulmuş ürünler için uygun soğutucuların olmaması halinde konsinyatör firma tarafından bu soğutucuların sağlanması öngörülebilir. Firmanın talep etmesi halinde soğutucular sözleşmenin sona ermesiyle birlikte iade edilir. Talep edilmemesi halinde soğutucular demirbaşa kaydedilir.

(11) Vergi mevzuatı çerçevesinde vergi mükellef kaydı bulunmayan gerçek veya tüzel kişiler ile konsinye satış sözleşmesi imzalanamaz.

(12) Kantinlerde, konsinye satış sözleşmelerine konu olan ürün veya ürün gruplarında üçten az olmamak üzere belirli sayıda marka olmasına yönelik sınırlama yapılabilir.

(13) Konsinye satış sözleşmesine konu olan ürünler, teslim sırasında görevli personelce kontrol edilir. Talep ve stok yönetimi ile muayene işlemlerinin etkinleştirilmesine yönelik elektronik sistem kurulması yönünde gerekli tedbirler alınır.

(14) Görevli personelce her hafta başında bir önceki hafta satılan ürünlerin miktarı belirlenerek satış raporu düzenlenir. Her ayın ilk işgünü bu raporlar birleştirilerek aylık satış miktarı ve tutarı belirlenir. Ürünlerin konsinyatör firmaya iadesi sırasında da tutanak düzenlenir.

(15) Konsinye satış sözleşmesine konu ürün veya ürün grupları dışında kalan ürünler bu sözleşme kapsamında satılamaz. Ancak mücbir sebepler ya da acil ihtiyaçların karşılanması veya diğer bir konsinyatör firma ile yapılan sözleşmenin feshi durumunda ihtiyaçların temini amacıyla Kurumun ön izniyle sözleşmede yer almayan ürün veya ürünler satılabilir. Kurum, satışına ön izin verdiği ürün veya ürünlerin konsinye satış sözleşmesi kapsamında satışının devam edip etmeyeceğine ilişkin kararın alınması için gündem teklifini en geç bir ay içinde Kurulun onayına sunar. Kurulun kararı çerçevesinde işlem tesis edilir.

(16) Konsinyatör firma, konsinye satış sözleşmesinin uygulanması sürecinde satışa konu ürün veya ürün gruplarında farklı markalı ürün satışının gerçekleştirilmesi için başvuruda bulunabilir. Bu başvuru Kurul tarafından değerlendirilir ve Kurul kararı çerçevesinde işlem tesis edilir.

(17) Kurum, konsinye satış sözleşmesi kapsamında yerli ürünlerin satılmasına yönelik tedbirler alabilir.

(18) Konsinyatör firma, ürünlerin son kullanma tarihinden sonra satılmamasına yönelik gerekli önlemleri alır.

(19) Konsinyatör firma, ürünün teslimi ve diğer işlemler sırasında güvenlik koşullarına uygun davranmak zorundadır. Ürünün teslimini gerçekleştiren çalışanlar hakkında bilgi talep edilmesi halinde iki işgünü içinde çalışanın nüfus bilgileri ve adli sicil kaydı ile istenen diğer belgeleri ilgili işyurtları müdürlüğüne dilekçe ekinde sunar.

(20) Konsinye satış sözleşmesi kapsamında sözleşme konusu ürünler tüm kantinlerde satılabileceği gibi belirli kantinlerde satışının yapılmasına da karar verilebilir. Sözleşmenin uygulanması sürecinde Kurum, konsinyatör firmadan satışların diğer kantinlerde de yapılmasını talep edebilir. Ayrıca konsinyatör firma satış yapılan kantinlere ilave olarak farklı kantinlerde de satış yapmaya yönelik talepte bulunabilir. Bu talep Kurulca değerlendirilir ve karar verilir.

(21) Konsinyatör firma ve kantinde görevli personel, satış istatistiklerini dikkate alarak yeterli miktarda ürünün kantinde bulunmasını sağlarlar. Her ay satış miktarları dikkate alınarak gerekli ürün teslim programları hazırlanır. Kurum ve konsinyatör firma, belirli aralıklarla ürün teslimi ve uygulamada karşılaşılan sorunlara yönelik toplantılar yapabilir. Stok ve dağıtım faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için depo, lojistik ve konsolidasyon ile dağıtım merkezleri oluşturulabilir. Bu depo ve merkezlerin oluşturulması ve işletilmesine yönelik usul ve esaslar Kurul kararıyla belirlenir.

(22) Konsinyatör firmanın sözleşmesi kapsamında yer alan kantinler için tek fiyat uygulaması yapılır. Ancak belirli kantin ya da kantinlerde indirimli satış uygulaması yapılabilir. Bu durumda konsinye satış geliri sabit tutar olarak alınıyorsa bu tutar indirimden etkilenmez. Meyve ve sebzeler için haftalık satış fiyatları belirlenebilir. Bu belirleme, toptancı hal fiyatları üzerinden indirim oranları şeklinde olabilir. Fiyatların belirlenmesinde 7/7/2012 tarihli ve 28346 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetmelikte yer alan sistem internet sayfası ile toptancı hallerinin resmî internet sayfasındaki fiyatlardan yararlanılabilir. Fiyatların belirlenmesinde yararlanılan verilerin belgeleri veya çıktıları muhafaza edilir.

(23) Konsinye satış sözleşmesine konu ürünler, iş saatlerinde kantine teslim edilir. Ancak kantin sorumluları ile konsinyatör firma görüşerek ticari hayatın gerekleri çerçevesinde teslim programları oluşturabilir.

(24) Konsinyatör firma, konsinye satış sözleşmesini üçüncü kişi ya da kişilere devredemez. Ancak konsinyatör firmanın unvan ve tür değişiklikleri ile tam bölünmesi sözleşmenin yürütülmesini etkilemez.

(25) Konsinyatör firma, imalatçısı/üreticisi ya da yetkili satıcısı olduğu ürünün kantinlere dağıtım sürecinde lojistik firmalarından ya da yetkili bayilerden yararlanabilir. Ancak irsaliye ve faturalandırma işlemi konsinyatör firma tarafından yapılır ve satış gelirleri bu firmanın banka hesaplarına aktarılır.

(26) Konsinye satış yapılan kantinler, konsinye satış sözleşmesine konu ürün ve ürün gruplarının ihale ya da doğrudan temin yöntemiyle tedarik edilmesi uygulamalarını sona erdirir. Ancak işyurtlarınca veya ortak üretim ve işbirliği programı kapsamında üretilen ürünler kantinlerde bulundurulabilir. Ayrıca ihtiyacın konsinyatör firma tarafından sağlanamaması ve ihtiyacın acil olarak temin edilmesine gereksinim duyulması durumunda doğrudan temin ya da ihale usulüyle ihtiyaç temin edilebilir. Bu durumda ilgili işyurtları ihale ya da doğrudan temin yöntemiyle ihtiyacı sağlamasının gerekçeleri konusunda Kuruma en kısa sürede bilgi verir.

(27) Kurul, konsinye satış başvurularının belirli dönemlerde yapılmasına karar verebilir. Ayrıca konsinye satış geliri ve reyon kullanma bedeline yönelik alt ve/veya üst oranlar ya da tutarlar belirleyebilir.

(28) Konsinye satış sözleşmesine konu ürünlerin 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olması zorunludur.

(29) Kurum, konsinye satış yönteminin geliştirilmesine yönelik tedarik stratejilerine ve elektronik yazılım sistemlerine ilişkin çalışmalar yürütür. Bu çerçevede ürün talep, takip, stok ve satış işlemleri ile kayıt ve kontrole yönelik yazılım programlarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılır. Bu çalışmaların yürütülmesi ve konsinye satış uygulamasının takibi ve ilgili birimler arasında koordinasyonun sağlanması için merkezi birim oluşturulabilir. Bu birimde görevli personel, fiilen konsinye satışlara yönelik çalışmalarda yer alabilir.

(30) Kurum bünyesindeki ilgili birim, konsinye sözleşmesi kapsamındaki ürünlerin piyasa fiyatlarını izleyerek gerekli kontrolleri yapar. Konsinyatör firmaların fiyat değişikliklerine yönelik başvurularını alarak inceler ve uygulamaya yönelik kararı verir. Fiyat değişikliklerine göre satış işlemlerinin yapılması için gerekli bilgilendirmeleri yapar. Bu işlemlerin elektronik ortamda yürütülmesi için elektronik sistemlerden yararlanabilir. İşyurtları, ürünlerin sözleşmede yer alan ve daha sonra sözleşmeye uygun olarak uyarlanan fiyatlardan satışını sağlar.

(31) Kurul kararı ile konsinye satış sözleşmelerinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için usul ve esaslar belirlenebilir. Özellikle fiyat değişikliklerinin uygulanmasına yönelik ilke kararları alınabilir. Kurul tarafından Kurum ve işyurtlarının sorumluluklarına yönelik düzenlemeler yapılabilir. Kurulun onay vermesi durumunda Kurum belirli dönemlerde ürünlerin en üst satış fiyatını belirleyebilir.

(32) Konsinyatör firmadan ürünlerin satış işlemlerinde yararlanılmak üzere tanıtım materyalleri ve/veya ürün bilgileri ve fiyatlarının yer aldığı satışı kolaylaştıracak belgeler talep edilebilir.

(33) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar ayıplı olarak kabul edilir.

(34) Konsinye satış sözleşmesi kapsamındaki bir ürünün güvenli olmadığının tespit edilmesi, ürünün piyasaya arzının kısıtlanması, piyasadan toplatılması ve bertaraf edilmesine ilişkin önlemler alınması halinde konsinyatör firma, Kurum ve işyurtlarındaki ilgilileri en kısa sürede sözlü ve yazılı olarak bilgilendirir ve ürünün satış işlemleri durdurulur. Konsinyatör firma, faaliyetleri çerçevesinde gerekli olduğu durumlarda ürünlerin taşıdığı riskler ve bu risklerden korunmak için alınması gereken önlemler hakkında ilgililere bilgi verir. Ayıplı malın neden olduğu zararlara yönelik sorumlulukların belirlenmesinde ilgili mevzuat hükümleri esas alınır.

(35) Konsinye satış sözleşmesi kapsamındaki bir üründen kaynaklandığı tespit edilen ve sağlık kurumlarına intikal eden vakalara ilişkin bilgiler en kısa sürede yetkili kurumlara iletilir ve taraflarca gerekli tedbirler alınır.

Konsinye satış sözleşmesi imzalamak isteyen firmaların sahip olması gereken nitelikler

MADDE 5 – (1) Konsinye satış sözleşmesi imzalamak isteyen gerçek veya tüzel kişinin, teklif ettiği ürünlerin imalatçısı ya da yetkili satıcısı olması zorunludur. Bu hususa yönelik belgeler Kuruma sunulur. Ayrıca sözleşme süresinin bir yıldan daha uzun olduğu durumlarda bu belgelerin her yıl sunulması zorunludur. Konsinyatör firmanın belirli ürünlerdeki yetkili satıcılığının sona ermesi durumunda Kuruma en kısa sürede bilgi vermesi zorunludur. Bu durumda konsinyatör firma söz konusu ürünleri kantinlere bırakamaz.

(2) Sözleşme imzalanan gerçek veya tüzel kişinin imalatçılık ya da yetkili satıcılıklarının tamamının sona ermesi durumunda kantinlere bıraktığı ürünlerin satışının tamamlanmasıyla birlikte sözleşme sona erer.

(3) Konsinye satış sözleşmesi kapsamında meyve ve sebzenin bulunması durumunda konsinyatör firmanın 11/3/2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde ürünün satımı ve/veya devri konusunda yetkili olması gerekmektedir.

Konsinye satış geliri ve reyon kullanma bedeli

MADDE 6 – (1) Konsinye sözleşmesi imzalamak isteyen firma, her bir ürün ya da ürün grubu için işyurdu konsinye satış geliri teklif eder. Konsinye satış geliri, parasal bir tutar ya da orana tekabül edecek şekilde saptanabilir. Kurum belirli ürün gruplarında işyurdu konsinye satış geliri belirleyerek firmalarla konsinye satış sözleşmesi imzalayabilir. Ayrıca toplam satışın belli bir tutarı geçmesi halinde, satış tutarının belirli bir oranına ya da tutarına tekabül eden bedelin işyurtları hesaplarına aktarılmasına yönelik sözleşmede düzenleme yapılabilir.

(2) Üçer aylık dönemler itibarıyla sabit bir tutarın veya konsinyatör firmaya aktarılan tutarın belirli bir oranına tekabül edecek bedelin, Kuruma reyon kullanma bedeli olarak aktarılmasına yönelik düzenleme yapılabilir. Bu bedel hiçbir surette firmaya aktarılan tutarın yüzde ikisini geçemez. Belirli alımlarda reyon kullanım bedeli alınmayabilir.

İKİNCİ BÖLÜM

Başvuruların Yapılması, Değerlendirilmesi ve Onaya Sunulması

Firmaların konsinye satış sözleşmesi yapmasına yönelik başvuruları

MADDE 7 – (1) Firmalar konsinye satış sözleşmesine yönelik başvurularını, yazılı ve imzalı talep mektubu ile yapar. Talep mektubunun yetkili kişilerce imzalanmış olması zorunludur.

(2) Talep mektubunun ekinde aşağıdaki bilgilere ve belgelere yer verilir:

a) Konsinye satış sözleşmesi imzalanması talep edilen ürün ya da ürün grupları ile işyurtları konsinye satış geliri ve reyon kullanma bedeli önerisinin yer aldığı açıklama dokümanı,

b) Konsinye satış yapmayı talep ettiği kantinler ile ürün dağıtım ağına yönelik açıklama dokümanı,

c) Ürün veya ürün gruplarının imalatçısı ve/veya yetkili satıcısı olduğunu gösteren belgeler,

ç) Başvuruda bulunmaya yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;

1) Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,

2) Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Türkiye Ticaret Sicili Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,

d) Vekaleten başvurulması halinde; vekil adına düzenlenmiş, başvuruda bulunmaya ilişkin noter onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi,

e) Oda kayıt belgesi.

Başvurunun incelenmesi ve müzakere süreci ile sözleşme tasarısının Kurulun onayına sunulması

MADDE 8 – (1) Konsinye satış sözleşmesi yapılmasına ilişkin talep başvurusu Kurum tarafından incelenir. Belgelerinde eksiklik bulunmayan ve konsinye satış geliri ile reyon kullanma bedeli uygun görülen başvuru sahibiyle müzakere gerçekleştirilir. Müzakere sonucunda netleştirilen başvuru ve sözleşme tasarısı, Kurulun onayına sunulur. Kurul tarafından başvurunun uygun görülmesi halinde sözleşme imzalanır. Kurul tarafından sözleşmede değişiklik yapılmasına karar verilmesi ve firmanın da bu değişiklikleri kabul etmesi durumunda da sözleşme imzalanır.

(2) Konsinye satış sözleşmesi yapılmasına ilişkin başvurunun incelenmesi sonucu belgelerinde eksiklik bulunmayan ancak konsinye satış geliri ve reyon kullanma bedeli ile diğer önerilerinden biri, birkaçı ya da tamamı uygun görülmeyen başvuru sahibine teklifinin uygun bulunmadığı bildirilir.

(3) Başvuru belgelerinde eksiklik bulunmayan ancak konsinye satış geliri ve reyon kullanma bedeli ile diğer önerilerinden biri, birkaçı ya da tamamı uygun görülmeyen firmayla, bu hususların görüşülmesinde yarar görülürse firma müzakereye çağrılır. Kurum ve başvuru sahibinin bu müzakere süreci sonunda mutabakata ulaşmaları halinde, tarafların üzerinde anlaştığı sözleşme tasarısı Kurulun onayına sunulur. Kurul tarafından sözleşmenin uygun görülmesi halinde sözleşme imzalanır. Kurul tarafından sözleşmede değişiklik yapılmasına karar verilmesi ve firmanın da bu değişiklikleri kabul etmesi durumunda da sözleşme imzalanır.

(4) Firma müzakere sürecine davet edildiği halde müzakereye katılmaz ise başvurusu reddedilir. Bu firmanın başvuruları bir yıl süresince değerlendirmeye alınmaz.

(5) Müzakere sürecinde konsinye satışa yönelik teknik detaylar ve gerçekleştirme yöntemleri gibi hususlar ele alınır. Başvuru sahibinin diğer satışları hakkında ticari sır niteliği bulunmayan bilgiler talep edilebilir. Ayrıca başvuruların incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere başvuru sahiplerinden bilgi ve belge istenebilir. Kurumun yazılı açıklama talebine, yazılı olarak cevap verilir. İstenilen sürede yazılı olarak açıklama sunulmaz ise başvuru değerlendirme dışı bırakılır.

Sözleşmeye davet ve başvuru sahibinin sözleşme yapılmasında sorumluluğu

MADDE 9 – (1) Sözleşme yapılmasına onay verilen başvuru sahibi, sözleşme imzalamaya davet edilir. Bu davet yazısında, tebliğ tarihini izleyen on işgünü içinde sözleşmeyi imzalayacağı ifade edilir.

(2) Sözleşmenin imzalanmasına ilişkin her türlü vergi, resim ve harçlar ile diğer sözleşme giderleri başvuru sahibine aittir.

(3) Mücbir sebep halleri dışında başvuru sahibinin, sözleşmeyi imzalamaması durumunda bir yıl süresince yapacağı başvurular değerlendirilmez.

(4) Sözleşme, Başkan veya görevlendireceği kişi ve başvuru sahibi tarafından imzalanır. Sözleşmenin Kurumca onaylı bir örneği firmaya verilir.

(5) Kurum, işyurtları müdürlüklerine imzalanan konsinye satış sözleşmesi hakkında bilgi verir.

(6) Konsinyatör firma, Kuruma konsinye satışlara yönelik bir çalışma planı sunar. Kurum, işyurtları müdürlüklerini bu çalışma planı hakkında bilgilendirir.

Konsinye başvurusunda bulunamayacak olanlar

MADDE 10 – (1) Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı ya da alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde konsinye satış sözleşmesi yapmaya başvuruda bulunamazlar:

a) Geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar ile affa uğramış olsa bile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan veya örgütlü suçlardan ya da devletin güvenliğine karşı suçlardan, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan mahkûm olanlar.

b) İlgili mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilenler.

c) Kurum ve işyurtlarında ortak üretim ve faaliyette bulunmaya yönelik işlemleri hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanlar ile bu şahısların eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenleri.

ç) Kanunla görevlendirilen kamu kurumları tarafından, terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu bildirilen gerçek ve tüzel kişiler.

d) 29/5/2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesi kapsamı dışında vatandaşlıktan çıkarılan gerçek kişiler.

e) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan gerçek kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti kanunları ile kurulmamış tüzel kişiler.

f) Yukarıdaki bentlerde sayılanların ortaklıkları.

(2) Yukarıdaki fıkrada sayılanların başvuruda bulunmaları durumunda başvuruları dikkate alınmaz. Bu durumun başvurunun değerlendirilmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri ile sözleşme yapılmasına karar verilmiş ve sözleşme imzalanmadan önce bu durum belirlenmişse sözleşme imzalama süreci iptal edilir. Sözleşme imzalanmışsa sözleşme feshedilir.

Kantinde görevli personelin sorumlulukları

MADDE 11 – (1) İşyurtları müdürlüklerinde veya kantinlerde görevli personel doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bir konsinyatör firma lehine veya aleyhine işlem yapamayacağı gibi üçüncü kişilerin de kantinlerde bu tür faaliyette bulunmalarına da izin veremez. Bu Yönetmelikte yer alan görev ve sorumluluklarını eksiksiz bir şekilde yerine getirir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Konsinye Satış Sözleşmesinin Uygulanma Süreci

Konsinye satış sözleşmesi ve sözleşmenin uygulanması süreci

MADDE 12 – (1) Konsinye satış sözleşmesinde, satış yapılacak kantinler ve ürün ya da ürün grupları ile markaları belirtilir. Konsinyatör firmanın başvurusu kapsamında sunduğu belgeler ile firmanın sözleşmenin uygulanma sürecinde kabul edilen taleplerine yönelik belgeleri sözleşmenin eki olarak yer alır.

(2) Konsinye satış sözleşmesi en az bir yıl, en fazla üç yıl olarak yapılır. Ancak pilot uygulamalar için bir yıldan daha kısa süreli konsinye satış sözleşmesi yapılabilir.

(3) Konsinye satış sözleşmesinin uygulanması sürecinde, ürünlerin fiyatlarında değişiklikler olması durumunda sözleşmeye esas konsinye satış geliri oranı korunarak satış fiyatı değiştirilir. Bu değişiklik ürün fiyatının yükselmesi veya düşmesi şeklinde olabilir. Kurumun ilgili birimi, sözleşmenin uygulanması sürecinde altışar aylık fiyat değişiklikleri konusunda Kurula rapor sunar.

(4) Sözleşmenin uygulanması sürecinde sözleşme konusu ürünlerin piyasaya arzı için zorunlu olan izin veya benzeri belgeler konsinyatör firmadan talep edilebilir. Bu talep en geç beş işgünü içinde yerine getirilir.

(5) Sözleşmenin uygulanması sürecinde yetkili kurum veya kuruluş tarafından sözleşme konusu ürünün satışının gerçekleştirilebilmesi için ürünün, imalatçısının, satıcısının kaydına ilişkin bir düzenleme gerçekleştirilmesi durumunda, konsinyatör firma yapılan düzenlemeyi esas alarak bu belge veya belgeleri Kuruma sunmak zorundadır.

Ayıplı malın iadesi ve özen borcu

MADDE 13 – (1) Kantinde görevli personelin gönderilen ürünün ayıplı mal olduğunu belirlemesi durumunda konsinyatör firma bilgilendirilir ve ürün iade edilir.

(2) Konsinye satış sözleşmesine konu ürün veya ürün gruplarının piyasadan geri çekilmesi durumunda konsinyatör firma Kuruma en kısa sürede bilgi verir ve kantin sorumlularını bilgilendirir.

Satış bedelinin konsinyatör firmaya aktarılması

MADDE 14 – (1) Her ayın ilk işgünü bir önceki ayda satışı gerçekleştirilen konsinye ürün miktarı belirlenir. Toptan satış tutarı ile işyurtları konsinye satış geliri hesaplanır. Konsinye satış geliri, işyurtları hesabına gelir olarak kaydedilir. Ayın ilk on günü içinde konsinyatör firma banka hesabına satış bedeli aktarılır.

(2) Piyasa koşulları, iş yükü ya da mali mevzuatın zorunlu kılması durumunda satışı gerçekleştirilen konsinye ürün miktarının belirlenmesi ve satış bedelinin firmaya aktarılmasına yönelik farklı tarihler de belirlenebilir. Bu hususta tarafların görüş birliği içinde olması durumunda sözleşmenin uygulanması aşamasında sözleşmede değişiklik yapılabilir.

Yasak fiil ve davranışlar ile sözleşmenin feshi

MADDE 15 – (1) Mücbir sebepler hariç olmak üzere ürünlerin sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edilmemesine ilişkin yaygın şikâyetlerin olması durumunda Kurum firmaya yazılı bir ihtarda bulunur. Bu durumun devam etmesi halinde sözleşme feshedilir.

(2) Konsinyatör firma, sözleşme konusu ürünün veya ürünlerin fiyat değişikliği konusunda Kuruma bilgi vermekle yükümlüdür. Bu bilginin faks veya elektronik ortamda verilmesine yönelik düzenleme yapılabilir. Bu fiyat değişikliği ile ürünün piyasa fiyatlarının üzerinde fahiş fiyata satılmasının amaçlandığının anlaşılması halinde sözleşme feshedilir. Firma sözleşmenin feshinden sonra beş işgünü içerisinde ürünleri alıp reyonları boşaltmak zorundadır.

(3) Konsinyatör firmanın sözleşme konusu ürünlerin fiyatı ve kalitesi konusunda dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarda bulunduğunun belirlenmesi durumunda, sözleşme feshedilir. Firma sözleşmenin feshinden sonra beş işgünü içerisinde ürünleri alıp reyonları boşaltmak zorundadır.

(4) Gerçek ve tüzel kişinin yetkisi bulunmaksızın veya yetki sınırlarını aşarak Kurum ile konsinye satış sözleşmesi imzaladığının belirlenmesi halinde sözleşme feshedilir. Kurum, işyurtları müdürlüklerine konuya yönelik bilgi verir.

(5) Konsinyatör firmanın sözleşmenin uygulanması sürecinde yasak fiil ve davranışlarda bulunduğunun belirlenmesi halinde sözleşme feshedilir. Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:

a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.

b) Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.

c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak.

ç) Sözleşme konusu işleri yerine getirirken idareye zarar vermek.

d) Sözleşme konusu işi yerine getirirken elde ettiği bilgi ve deneyimini idarenin zararına kullanmak.

e) Sözleşmenin düzenlemelere aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması.

(6) Doğal afetler, kanuni grev, genel salgın hastalık, kısmî veya genel seferberlik ilanı ile gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller mücbir sebep olarak kabul edilir. Süre uzatımı verilmesi ya da sözleşmenin feshi gibi durumlar da dâhil olmak üzere, Kurum tarafından yukarıda belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için konsinyatör firmadan kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, firmanın bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen on işgünü içinde Kuruma yazılı olarak bildirimde bulunulması ve belgelendirilmesi zorunludur. Mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshedilmesi halinde, hesap genel hükümlere göre tasfiye edilir.

(7) Sözleşmenin feshini izleyen ayın ilk işgününde veya en geç yirmi işgününde satışlara yönelik hesaplamalar yapılır. İşyurtları konsinye satış geliri ve ödenmeyen reyon kullanım bedeli bu tutardan tahsil edildikten sonra ürün satış gelirleri firmanın banka hesabına aktarılır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Başlamış olan konsinye satış sözleşmeleri

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce 2/5/2018 tarihli ve 2018/18 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Yüksek Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Konsinye Satış İşlemlerine Dair Usul ve Esaslar çerçevesinde pilot uygulama kapsamında başlatılmış olan konsinye satış sözleşmeleri, 31/12/2018 tarihine kadar uygulanmaya devam eder.

Yürürlük

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 17 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.

 

İmar Barışı Başvurusu Süre Uzatımı Resmi Gazetede Yayımlandı.

31.10.2018 Tarihli resmi gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı kararnamesine göre başvuru süresi 31.12.2018 tarihine kadar uzatılmıştır. Son ödeme tarihlerinde değişiklik bulunmamaktadır.

İmar Barışı Süre Uzatımı Resmi Gazete.png

Başvuran bir çok kişi için imar barışının son ödeme tarihi olan 31.12.2018 Tarihine yaklaşıldığında ödeme konusunda bir uzatma olabilir beklentisi bulunmaktadır.

Ancak site, toplu yapı ve kooperatiflerde yönetim kurullarının sanki ödeme süresinin uzayacağı gibi bir beklentiye girmeksizin hızla yapı kayıt bedellerini toplaması ve bakanlığın ilgili hesabına yatırması gerekmektedir. Toplu hareket edilen bu tip yerlerde yapıdaki maliklerin tamamını ilgilendiren bu hususta insiyatif alınmamasını önermekteyiz.

Saygılarımızla

MUHTASAR VE SİGORTA BERABER VERİLMESİ 01.07.2019 TARİHİNE UZATILDI

27 Ekim 2018 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30578
TEBLİĞ
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR

TEBLİĞ (SIRA NO: 5)

MADDE 1 – 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No:1)’nin 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ç) Diğer maddeleri 1/7/2019 tarihinde”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı müştereken yürütür.

 

Hangi Kooperatifler %1 Kdv ile inşaat yaptırabilir ?

KOOPERATİFLERE YAPILAN İNŞAAT TAAHHÜT İŞLERİ:

1- “29.7.1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan “Konut Yapı Kooperatiflerine” yapılan inşaat taahhüt işleri, katma değer vergisinden müstesnadır.”(KDVK. Geçici 15. Md)

2- “29.7.1998 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat işleri ise 2007/13033 sayılı B.K. Kararnamesine ekli (I) sayılı listenin 12. sırası uyarınca %1 oranında KDV’ye tabi bulunmaktadır.

%1 KDV Olacak şekilde inşaat taahhüt işlerinin söz konusu olabilmesi için

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli oran uygulanabilmesi için;

a) Yapı ruhsatının konut yapı kooperatifine verilmiş olması, gerekmektedir

b) İşin konut yapı kooperatifine yapılması,

c) Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması,

d) Arsanın tapu sicilinde kooperatif adına tescil edilmesi,

e) Kooperatifin konut yapı kooperatifi statüsünde olması,

Gayrimenkul Satın Alarak Türk Vatandaşlığı Kazanmak için Yapılacak İşlemler ile ilgili Genelge Yayınlandı

Geçmiş

18.09.2018 Tarih 106 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile yürürlüğe kararlaştırılan T.C.Vatandaşlığının Kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik değişiklikler olmuştur.

Yeni Gelişme

15.10.2018 Tarihinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü yabancı işler daire başkanlığı tarafından 2018–12 Sayılı Genelge yayınlanmış olup, bu genelgeye göre ;

Taşınmaz edinimi yolu ile T.C. vatandaşlığı kazanmak isteyen kişiler ile ilgili olarak;

Tapu Müdürlüklerinde yapılacak işlemler

1–12.01.2017–18.09.2018 tarihleri arası satın alınan taşınmazların değerinin en az 1.000.000 USD 19.09.2018 tarihinden sonra alınan taşınmazlar için en az 250.000 USD olması gerekmektedir.

2-Taşınmazın piyasa değerini gösteren değerleme raporu bulunması gerekmektedir. Değerleme raporunun tarihi en fazla başvurudan üç ay önceki tarih olabilir. Edinim süreci tamamlanmış taşınmazlarda ise edinim tarihi esas alınarak düzenlenmiş rapor istenir.

3-Tapu üzerinde yazan rakam değerleme raporundaki rakamdan düşük olamaz. Taşınmazın değerini tespit etmek için işlemin gerçekleştiği tarihteki efektif satış kuru dikkate alınır. Geçmiş tarihlerde alınan taşınmazlar için tapu tutarı ve değerleme raporundaki tutarın belirtilen tutarlardan yüksek olması gerekir.

4-Yeni Başvurularda satış bedeli tutarının bankalar üzerinden gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Dekontların mutlaka bankaya onaylattırılması gereklidir.

5-Edinilen taşınmaz eş, çocuk veya herhangi bir yabancı kişiye ait olamaz.

6-Eğer taşınmaz ipotekli alınıyor ise bedelin hesabında ipotek tutarı düşülecektir. Örnek olarak 250.000 usd tutarındaki taşınmazın üzerinde 100.000 usd tutarında ipotek var ise işlemin yapılması mümkün değildir.

Yapılan başvurular neticesinde tapu üzerine düşülecek şerh metni; “Türk vatandaşlığı kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 20.maddesi kapsamında Türk vatandaşlığının kazanılması amacı ile edindiğim bu taşınmazı 3 yıl boyunca satmayacağımı taahhüt ederim”

Şerh düşüldükten sonra

1-Tapu Müdürlüğünce resmi senet

2-Değerleme Raporları

3-Bankalar tarafından onaylanmış dekontlar

4-Yabancıya ait kimlik belgesi

5-Adres iletişim bilgileri ile

Yabancı işler daire başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

Saygılarımla

Acquiring Turkish Citizenship

Acquiring Turkish Citizenship

To acquire Turkish citizenship, Turkey has reduced the necessary amounts

Foreigners who meet the following conditions can apply for a Turkish Citizenship

  • Purchasing immovable property worth at least US $250,000

In the date of 15.10.2018, the General Directorate of Land Registry and Cadastre Directorate General of Foreign Affairs issued a Circular numbered 2018–12 and according to this circular,

People wishing to acquire citizenship;

Procedures to be made in the Land Registry

The value of the real estates purchased between 12.01.2017 -18.09.2018 at least 1.000.000 USD . the amount must be at least 250.000 USD for the real estates received after 19.09.2018.

The valuation report showing the market value of the real estate is required. The date of the valuation report may be the date most three months prior to the application.

The figure on the deed cannot be less than the number in the valuation report. In order to determine the value of the real estate, the effective sales rate at the date of the transaction is taken into account.

The amount of the sales fee should be made through the banks

For more information please contact us

[email protected]

TOPLU YAPI YÖNETİMİNE GEÇİLMEMİŞ İSE GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR ?

Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununa eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen toplu yapılara ilişkin özel hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle mahkemece; asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Mesken nitelikli bağımsız bölümündeki işyerinin tahliyesi için yapılması gerekenler-Evren Özmen

ÖZET: Mesken nitelikli bağımsız bölümün eski hale getirilmesi davası açılabilmesi için kat maliklerinin yöneticiye yetki vermeleri gerekir. Böyle bir yetki bulunmuyor ise, bağımsız bölüm maliki olan yöneticinin kişisel olarak da dava açabilmesi mümkündür.

Y. 20 HD E.2017/10770, K.2018/631, T.5.2.2018 KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …Sitesinde bulunan A-3 blok D.2 nolu “mesken” nitelikli bağımsız bölümde bilgisayar yazılım ve büro marinaları konusu üzerinde ticari faaliyet yapan şirket olduğunu beyanla mesken nitelikli bağımsız bölümün eski hale getirilmesine, işyerinin meskene dönüştürülmediği taktirde davalının tahliyesine, yargılama, harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Mahkemece HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince davacıya dava açma yetkisi verilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş hükmü davacı taraf temyiz etmiştir. Dava konusu uyuşmazlık bağımsız bölümün işyeri olarak kullanılmasına son verilmesi istemine ilişkindir. Davacı site yönetimi temsilcisi 16 nolu bağımsız bölüm malikidir. Yöneticiye kat malikleri kurulunca bu davayı açmak için verilmiş bir yetki bulunup bulunmadığı etraflıca araştırılmadığı gibi yönetici sıfatıyla dava açma hakkı yok ise de aynı zamanda ana taşınmazda bağımsız bölüm maliki olduğundan malik sıfatıyla bu davayı açma hakkı bulunduğu göz önünde bulundurularak yapılacak yargılama sonunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.

İmar Barışı ile Yönetim Planları Güncellenerek Mevcut Sorunlar Çözülebilir mi ?

İmar Barışı ile Yönetim Planları Güncellenerek Mevcut Sorunlar Çözülebilir mi ?

Hazırlayan: Evren ÖZMEN

Bilindiği üzere Toplu Yapı, Site ve apartmanlarda Hukuksal alt yapıyı kuran en önemli belge, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda tanımı yapılmış olan yönetim planıdır. Bir çok site ve kooperatifte, uzmanına hazırlatılmamış, kırtasiyeden alınarak tapu müdürlüğüne tescil edilmiş yönetim planları nedeni ile içinden çıkılamaz sorunlar oluşmuş, davalar açılmış, komşuluk ilişkileri bozulmuştur.

Bu hususta benim ilk aklıma gelenler ortak alanların kullanımı noktasında kural eksiklikleri, blok temsilciliği hususunun yazılmaması veya eksik yazılması, tahsisli alanların hakkaniyete uygun dağıtılmaması ( eklenti değil !) evcil hayvan besleme konusu, aidatların hesaplanma yöntemlerinin akıllı binalardaki giderler için yorumlanmasının güçlüğü, demirbaş harcaması ile rutin harcamaların birbirlerinden ayrılması noktasında hatalı yorumlamalar, muhasebe usüllerinin günümüz şartları için yetersiz kalması gibi. ( Bütçesi 10.000.000 TL üzeri bazı sitelerde bile hala işletme defteri ile gelir ve gider tutulmaya çalışılması veya Yazlık bölgelerde Kalorifer, Isınma sistemi olmayan yapılarda kalorifer giderinin paylaştırıldığı yönetim planları bile mevcuttur )

Yukarıdaki problemlere özellikle tebligat sorununu eklemedim. Çünkü bence tebligat sorunu daha detaylı incelenmesi gereken bir konu olup yönetim planı ile bu sorunun çözümlenmesi mümkündür. 7201 Sayılı Tebligat kanununun Bağımsız bölüm sahiplerine tebligat başlıklı maddesinde “Bağımsız bölüm sahibinin adres bildirmemesi veya yazılı olarak bildirdiği adrese tebligat yapılamaması hallerinde, bundan sonraki bütün tebligatlar, o kişiye ait bağımsız bölümde fiilen oturana yapılır. Tebligatın bir örneği apartman girişinde bulundurulacak ilan tahtasına asılır. Bağımsız bölümde fiilen oturana bu şekilde yapılacak tebligat, bağımsız bölüm sahibine yapılmış sayılır.Bağımsız bölümde fiilen oturan yoksa ilân tahtasına asılan tebligat örneği bağımsız bölüm sahibine yapılmış sayılır.” denilmektedir. Ancak bu madde hükümleri işletme projesinin tebliği, toplantı çağrıları ile yönetimsel işlemler dışında hüküm ifade etmez.(Yargıtay 18. HD E: 2007/7421 K: 2007/10712 T: 06.12.2007)

İşte tam bu noktada yönetim planının önemi ortaya çıkmaktadır. Yönetim planı doğru hazırlandığı takdirde site ve kooperatiflerde tebligat masraflarının minimuma indirilmesi mümkün olabilecektir. Bu konuya en basit çözüm toplantı gün ve saatlerinin yönetim planına yazılarak ayrıca tebliğ edilme zorunluluğunu ortadan kaldırılması olabilir.

İmar Barışı Sürecinin Yönetim Planı ile olan ilgisi hakkında bilgi vermeden önce genel bazı bilgilerin verilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

Yönetim Planının Konusu Nedir ?

Sitenin bütününü (blok ve bağımsız bölümler ile bunların eklentileri, tahsisli alanlar, ortak kullanım yerleri ve alt yapı tesisleri, ticari amaçlı kullanılabilecek tesisler, otoparklar, yasal düzenlemelerin elverdiği takdirde kamusal alanları, v.s.) yatay ve dikey mülkiyet anlamında kapsayacak kat mülkiyeti ilişkisi ve bunun yönetimi, yönetim planının konusunu oluşturur.

Yönetim Planı Ne Zaman Hazırlanması Gerekmektedir ?

Bu konuyu netleştirmek için inşaat sürecinin bütün adımlarını bilmek gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle aşağıdaki gibi bir infografik hazırladım.

Grafikte görüldüğü üzere kat irtifakı kurulduğunda yönetim planının tapu müdürlüğüne tescil edilmesi gerekmektedir. ( 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 14)

 10 Adımda Yapılaşma Süreci

 

 

Yönetim planı hazırlanmadan önce mutlaka

1-Proje müellifi ile görüşüp, bağımsız bölümlere ve ortak alanlara verilecek arsa paylarının projeye ve ruhsata uygun olarak verilmesinin sağlanması gerekmektedir.

2-Ortak alan olarak var olan yerlerin konutların/işyerlerinin bulunduğu parsel içinde mi, ayrı parselde mi yer aldığı önem arz etmektedir

3-Tapu fotokopisi,

4-İnşaat ruhsat fotokopisi,

5-Onaylı proje,

6-Yerleşim planı, (konut/işyeri numaralarını belirtir şekilde)

7-Kaç adet konut/işyeri olduğu, (villaların/konutların büyüklüklerinin farklı olup olmadığı, kat irtifakı kurulurken arsa paylarının farklı olup olmayacağı)

8-Konut veya İşyerlerinin dışında sitede başka hangi yapıların ve tesislerin olduğu,

9-Sitenin adı netleştirilmelidir.

10- Yaşam kuralları ile ilgili önemli konular (Evcil hayvanlar yönünden bir yasak yada sınırlama getirilip getirilmeyeceği v.b.)

11-Kat malikleri kurulunun hangi tarihlerde yapılmasının uygun olacağı.

12-Tahsisli alanlar olup, olmayacağı

13-Bağımsız bölümlere eklenti yapılıp, yapılmayacağı

14-Geçici yönetim kurulunun süresi (sınırlamaları aşmamak kaydı ile )ve kimlerden oluşacağı belirlenmelidir.

Eklenti Nedir ? Tahsisli Alan Nedir ?

Eklenti :Bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan doğruya o bölüme tahsis edilmiş olan yerlere eklenti denir. Eklentiler tapu siciline kayıt edilir ve tapu üzerinde belirtilir.

Tahsisli Alan ise Yönetim planı ve ekleri ile belli yerler belli maliklere bırakılabilir .Tapu sicilinde kayıt edilmiş, tapu belgesi üzerinde belirtilen eklentiler haricinde , gerek mimari, gerekse fonksiyon ve kullanım açısından, imar kanunu, mimari proje vs ile bağımsız bölümlere özgülendirilememiş ,hakkaniyete uygun tahsislerin ( Tahsisli alan) yönetim planları ile yapıldığı uygulamada görülmektedir.

Yönetim planında belli bağımsız bölümlere ayni haklar tesis edilirken bütün maliklere eşit davranılması gerekmektedir. “

Çünkü Ortak yerlerden malikin kullanma ve yararlanma hakkı, yönetim planına konulan bir maddeyle kaldırılamaz. Yönetim planının tapuya verilmiş olması yine bu kuralı değiştiremez. Kat Mülkiyeti Yasası’nın 28.maddesinde, yönetim planında kullanma amaç ve şeklinin gösterileceğinin bildirilmiş olması, hak sahibi olanların bu haklarını hangi amaçla ve ne biçimde kullanacaklarının belirtilmesini sağlamak içindir. Yasa, ortak yerdeki bir hakkın kullanılmasını ortadan kaldıracak hükümler konulmasına elverişli değildir”. (Y.5.HD., 18.3.1971, E.2144, K. 2516;) Odyakmaz , s. 224 veya Hasan Özkan İzahlı İçtihatlı Kat Mülkiyeti Davaları ve Tatbikatı , Ankara, 1975, s. 257).

Sonuç olarak yazımızın konusu imar barışı olması nedeni ile bilindiği üzere yapı kayıt belgesi alınmasına müteakip kat mülkiyeti tapusu alınması ile ilgili süreçte bütün maliklerin muvafakatı alınması gerekmektedir. Muvafakat metninde yönetim planının hazırlanarak tapuya tescili ibaresi bulunduğu takdirde sitenin veya apartmanın yıllardır yaşadığı sorunların çözümüne yönelik elde edilen tecrübelerden elde edilen çıkarımlar ile ilgili maddeler yönetim planına eklenerek tapuya tescil edilmesi sağlanabilir.

Somut olarak bu maddeler neler olabilir denilir ise

  • Hatalı Parklara, Gürültü ses v.b. ilişkin ceza tutarları yok ise eklenebilir veya tutar revize edilebilir
  • Fiilen işyeri olarak kullanılan ama eski yönetim planında sadece konut kullanımına ilişkin olarak hazırlanmış yönetim planı hükümleri revize edilebilir.
  • Eski yönetim planında evcil hayvan yasak ise, gürültü ve rahatsızlık vermeyecek evcil hayvanların beslenebileceğine ilişkin hüküm eklenebilir.
  • Tahsisli alanların düzeltilmesi , aynı zamanda projede arsa payları da düzeltilebilir.
  • Balkon kapama konusunda her ne kadar içtihad oluşsa da bu konu da eklenebilir.
  • Ortak alanların işgali ile ilgili cezai yükümlülükler günün şartlarına göre güncellenebilir ve caydırıcı hale getirebilir.
  • Yönetim ve denetim kurulu huzur hakları konusunda alınan sorumluluk ile orantılı olarak hesaplama veya kriter eklenebilir.
  • Giriş katta oturanlara asansör giderleri ile ilgili daha az pay verilmesi hususu ( Yönetim planı ile bu husus yapılabilir)

Yukarıdaki hususlara ek olarak bir çok husus eklenebileceği gibi günün şartlarına uygun olmayan maddelerin de çıkarılması mümkündür.

Saygılarımla

 

 

 

 

Organize Sanayi Bölgesindeki boş arsa emlak vergisinden muaf mı ?

OSB lerde bulunan binanın arsasıyla birlikte emlak vergisinden muaf olup olmadığı.  

 

İlgi

:

15.08.2017 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, 01 Temmuz 2017 tarih ve 30111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle organize sanayi bölgelerinde yer alan binalar için getirilen bina vergisi muafiyetinin, bu binalar ile birlikte binaların üzerinde bulunduğu arsalara ilişkin olarak da uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.

 

1319 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde, Türkiye sınırları içinde bulunan binaların bu Kanun hükümlerine göre bina vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinde, bu Kanundaki bina tabirinin, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inşaatın hepsini kapsadığı ile bu Kanunun uygulanmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimlerinin de bina ile birlikte nazara alınacağı hükme bağlanmıştır.

 

213 sayılı Kanunun 305 inci maddesinde, bina ile sınırlanmış olup, kullanış tarzı itibarıyla da bina ile birlik teşkil eden avlu, bahçe ve sair arazinin binanın mütemmimatından olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Ayrıca, 6 seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin A-I/b bölümünde, binayı çevreleyen ve kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil eden avlu, bahçe ve benzeri arazinin de binanın bütünleyicisi sayılacağı, buna karşılık binadan ayrı olarak kullanılması kabil olan ve bina ile birlik teşkil etmeyen bahçe ve benzeri arazinin, arsa veya arazi olarak değerlendirileceği belirtilmektedir.

 

Diğer taraftan, 1319 sayılı Kanunun 7033 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle değişen 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi ile kiraya verilmemek şartıyla, organize sanayi bölgesindeki binaların daimi olarak bina vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, kiraya verilmemek şartıyla, organize sanayi bölgesindeki binalar daimi olarak bina vergisinden muaf tutulacaktır. Ayrıca, bu bölgede bulanan bir binayı çevreleyen ve kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil eden avlu, bahçe ve benzeri arsanın da binanın bütünleyicisi olması nedeniyle, bu muafiyetten yararlandırılması gerekmektedir. Ancak, söz konusu bölgedeki bir binayı çevrelemeyen ve kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil etmeyen arsanın, bahse konu muafiyetten yararlanamayacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatiflerde  Nasıl Denetlenir ? -EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde  Denetim Kurulu -EVREN ÖZMEN

[email protected]

Denetim Kurulunu kim seçer ?

Denetçiler, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder.

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

Denetim kurulu kaç senelik seçilir ?

Genel kurul, denetleme organı olarak en az bir yıl için bir veya daha çok denetçi seçer. Genel kurul yedek deneçiler de seçebilir. Denetçilerin ve yedeklerinin kooperatif ortaklarından olması şart değildir. (Ek: 6/10/1988 – 3476/16 md.) 56 ncı maddenin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü bentlerinde yer alan hükümler denetçiler hakkında da uygulanır.

cropped-ekran-resmi-2015-11-21-18-56-29

Denetim kurulu nasıl çalışır ?

Denetçiler, işletme hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler. Ortakların şahsan sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar. Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler.Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir. Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler.

Ekran Resmi 2018-04-23 21.30.14

Denetim kurulunun görevleri

Denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmaya mecburdurlar. Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdürler. Denetçiler yönetim ve genel kurul toplantılarına katılırlar. Ancak, yönetim kurulunda oy kullanamazlar.

shout_1515906769465

Denetçilerin sır saklama yükümlülükleri

Denetçiler, görevleri sırasında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatifin veya ortakların şahısları için zarar umulan hususları kooperatif ortaklarına ve üçüncü şahıslara açıklayamazlar.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Mali Müşavirlik Hizmetleri

ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK

Özmen Mali Müşavirlik olarak , müşterilerimizin her birinin kendine özgü ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik (ingilizce/ Türkçe ) geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktayız.

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

2000 yılında kurulan ekibimiz, kişisel ve profesyonel muhasebe, vergi, bordro ve iş hizmetlerini yaşamın her kesiminden müşterilere sunma konusunda yıllara dayanan deneyimleri ile geniş müşteri tabanımızın güvenini kazandık.

pexels-photo-70292

Deneyimli uzman ekibimiz, tüm temel muhasebe ve finansal gereken bilgi derinliğine sahip olmamız nedeni ile müşterilerimizde güven sağlar.

startup-photos

Müşterilerimizin her biri kendine özgü bir arka plana, şartlara, ihtiyaçlara, hedeflere ve ümitlere sahip olduğundan, doğru soruları sormak, doğru soruları sormak ve her bir müşteriyle en yakın plan için en uygun planı keşfetmek için uzmanlığımızı uygulamak için zaman ayırırız.

pexels-photo-590022

İhtiyaçlarınız ne olursa olsun – gelecek yıl vergileri planlamaktan emeklilik planlamasına kadar – yardım etmek için buradayız.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Eğitim Kooperatiflerinin vergisel avantajları nelerdir ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Eğitim Kooperatifleri Nasıl Kurulur ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Ekran Resmi 2018-05-27 21.31.45.png

Bilindiği üzere Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden istisna edilmiştir. İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren 5 vergilendirme dönemi için geçerlidir.

5 Yıldan sonra bu istisnadan faydalanmak mümkün olamamaktadır.

Ancak Gümrük ve Ticaret bakanlığı tarafından tip ana sözleşmesi yayımlanan eğitim kooperatifleri ile vergisel avantajların devam ettirilmesi mümkün hale gelmektedir.

Kooperatifler ile ortakların arasındaki ilişki ana sözleşme kapsamında yapıldığı takdirde ticari bir ilişki olmayıp, kurumlar vergisinin konusuna girmemektedir.

1163 Sayılı kooperatifler kanununa göre tüzel kişilerin de kooperatif ortağı olarak kurucu olabilmeleri imkanı da göz önüne alındığında şirketin türünün kooperatife çevrilmesi veya yeni bir kooperatif kurularak ilerlenmesi de mümkün gözükmektedir.

Kooperatif ana sözleşmesinde yapılacak ufak değişiklikler ve kooperatif kurulduktan sonra yapılacak ilk genel kurulda gerekli kararlar alındığı takdirde okul ücretlerindeki yüksek artışa bir çözüm sunulması mümkün olabilecektir.

 

Detaylı bilgi için

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Nevi değişikliği dolayısıyla anonim şirkete dönüşen şirkette nevi değişikliği nedeniyle ortaklara verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi.-MALİYE GÖRÜŞ DEĞİŞTİRDİ !!!-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

62030549-120[Mük.80-2017/386]-154561

14.02.2018

Konu

:

Nevi değişikliği dolayısıyla anonim şirkete dönüşen şirkette nevi değişikliği nedeniyle ortaklara verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi.  

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, hisselerine sahip olduğunuz ………………… Ltd. Şti.’nin 10.11.2003 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, söz konusu limited şirketin 01.12.2015 tarihinde nevi değişikliği yaparak anonim şirkete dönüştüğü ve unvanının ………………. A.Ş. olduğu, 10.05.2017 tarih ve 2017/2 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile sahip olunan tüm hisseler için hisse senedi bastırıldığı, bahse konu hisse senetlerinin satışa konu edilmesi durumunda söz konusu hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak limited şirketin kuruluş tarihi olan 10.11.2003 tarihinin mi, nevi değişikliğinin gerçekleştiği 01.12.2015 tarihinin mi, yoksa hisse senetlerinin bastırıldığı 10.05.2017 tarihinin mi dikkate alınacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Değer artışı kazancı” başlıklı mükerrer 80 inci maddesinde;

“Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.

1. İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.

4. Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar.

Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 11.000 Türk Lirası (1.1.2017 tarihinden itibaren) gelir vergisinden müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

23/03/2000 tarihli 23998 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 232 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “2- Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi” başlıklı bölümünde;

“Hisse senetlerinin üç ay süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde doğan değer artış kazancının vergilendirilmeyecek olması hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini izlemeleri gerekmektedir.

Genel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre; ortağı bulunduğunuz limited şirkete ait ortaklık hakkınız, anonim şirkete dönüşmesinden sonraki bir tarihte (10.05.2017 tarihinde) hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğundan, sahip olduğunuz hisse senetlerinin satışının değer artış kazancı kapsamı dışında değerlendirilmesinin tespitinde, iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğunuz (hisse senetlerinin bastırıldığı) 10.05.2017 tarihinin esas alınması gerekmektedir.

 

Takviye Kurslarında Kazanç İstisnası var mıdır ?-EVREN ÖZMEN

Eğitim Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası-Mali Müşavir Evren ÖZMEN

[email protected]

pexels-photo-261895.jpeg

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz incelenmiş olup, … Temel Lise faaliyetiniz ile ilgili olarak 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinde yer alan eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnasından yararlanmak üzere Maliye Bakanlığı’ndan gerekli olan izni aldığınız, söz konusu faaliyetinizin yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetmeliği uyarınca temel lise faaliyetleri çerçevesinde ek ücret karşılığı takviye kursu verdiğiniz ve takviye kursundan elde ettiğiniz kazançlar için eğitim ve öğretim kazanç istisnasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda  Defterdarlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

pexels-photo-710737.jpeg

Bilindiği üzere, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Eğitim ve Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası” başlıklı 20 nci maddesinde; “Özel kreş ve gündüz bakımevleri ile okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır. İstisna, kreş ve gündüz bakımevleri ile okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.” hükmü yer almaktadır.

girl-rabbit-friendship-love-160933.jpeg

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 254 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “2. Kapsam” başlıklı bölümünde ise; “Eğitim ve öğretim işletmelerine tanınan kazanç istisnası, ticari kazanç mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri tarafından 625 sayılı Kanun kapsamında işletilen okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarından elde edilen kazançlara uygulanacaktır.

İstisna, okulların eğitim-öğretim, merkezlerin ise rehabilitasyon faaliyetlerinden elde edilen kazançlara uygulanacaktır. Dolayısıyla, eğitim tesisleri ile rehabilitasyon merkezlerinde yer alan kantin, büfe, kafeterya, kitap satış yeri gibi tesislerin gerek bizzat işletilmesinden gerekse kiraya verilmesinden elde edilen kazançlara istisna uygulanması söz konusu değildir. Ancak, yemek ve konaklama hizmetlerinin de okul bünyesinde verildiği ve yemek ve yatma bedelinin okul ücretine dahil olduğu durumlarda, herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın elde edilen kazanca istisna uygulanacaktır.

pexels-photo-206443.jpeg

Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan; öğrencileri istedikleri derslere yetiştirmek, bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren dershaneler ile kişilerin sosyal, kültürel ve mesleki alanlarda bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirmek veya serbest zamanlarını değerlendirmek üzere faaliyet gösteren özel öğretim kurumları (üniversiteye veya Anadolu liselerine hazırlık, bilgisayar, sürücü, dans, bale, mankenlik ve spor kursları gibi) ile öğrenci etüt eğitim merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar hakkında istisna uygulanmayacaktır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

pexels-photo-346796.jpeg

Bu hüküm ve açıklamalara göre, temel lise faaliyetiniz çerçevesinde öğrencilerinize derslerde eksik kaldığı konularda ders saatleri dışında ve belli bir ek ücret karşılığında verilen takviye kursları, bahsi geçen istisna kapsamındaki eğitim-öğretim faaliyetleri dışında, öğrencileri istedikleri derslere yetiştirme ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla yürütülen faaliyetler kapsamında değerlendirildiğinden, söz konusu takviye kurslarından elde ettiğiniz kazançlar nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinde yer alan eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnasından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.

Hata: İletişim formu bulunamadı.