Aylık Muhasebe işlemleri-Evren Özmen

Şirketiniz kuruldu peki sonra ? Şimdi ne yapacaksınız ? Mesela bankada hesap mı açacaksınız. Peki şirket olarak bankada hesap açmak için neler gerekli veya mesela kağıt fatura değil mail ortamında fatura kesip dijital ortamda göndermek istiyorsunuz ama nasıl ? Giderleriniz için fiş olur mu yoksa fatura mı ? Kime neyi soracaksınız ? Hangi bilgi ve belgeler sizde duracak hangileri mali müşavirinizde ? gibi onlarca soru aklınızda olabilir.

Biliyorum belirsizlik kaygınızı artırıyor ama merak etmeyin, inanın karışık bir konu yok, ilk 30 günde yaptıklarınızı daha sonraki aylarda tekrarlamanız yeterli. Aşağıda sırası ile size yazmaya çalıştım. Aklınıza takılanlar olur ise bana sorabilirsiniz.

  • Vergi Levhanızın oluşturulması ve internet vergi dairesi şifresi alınması ( Mali müşavirinizden isteyeceksiniz)
  • İmza Sirküleri/ Beyannamenizin çıkarılması (Mali müşaviriniz ile beraber notere gidip çıkartacaksınız, bu noktada mali müşavirinize vekalet de isterseniz verebilirsiniz)

Konu vergiler ise son dakikaya kadar beklemek çok mantıklı bir düşünce tarzı maalesef değil. Mali müşavirlik firması ile sürekli bir diyalog sürdürmeniz durumunda finansal tarafa daha fazla odaklanma imkanı yakalayarak son dakika süprizlerinden uzak olursunuz. Yani burada şunu demek istiyorum. Mali müşaviriniz ile evraklarınızı erken paylaşıp kısa-orta ve uzun vadede ne kadar vergi ödeyeceğinizi sormayı unutmayın.

  • Banka Hesaplarınızın açılması ve internet bankacılığı şifrenizin alınması ( Vergi levhanız, ticaret sicil gazeteniz ve imza sirküleri/beyannameniz yanınızda olmalı )-Yurtdışından döviz olarak hesabınıza para gelecek ise masrafları sormanız gerekli. 90 usd kesildiğini gördüm !!
Şirket Sahipleri için Günlük Kontrol Listesi Örneği
  • Fatura Bastırılması veya e-arşiv faturası kesecek iseniz gerekli başvuruların yapılması. Kağıt fatura ise kaşe de yaptırmanız gereklidir. Nasıl yapılıyor derseniz, mali müşaviriniz sizi yönlendirecek. Kağıt fatura için bir matbaadan hizmet alabilirsiniz. Dijital ortamda fatura keseceğim derseniz bir iki hafta içinde mali mühür ve diğer başvurular bitiyor ve dijital ortamda fatura kesebiliyorsunuz. Bu noktada da bu hizmeti veren kurumlar var, mali müşavirinize sorabilirsiniz.Faturanız üzerinde mutlaka hesap ,Iban bilgileriniz olmasını öneriyorum.
  • Sabit Dosyanızın oluşturulması ( Bu dosya içinde kuruluş ticaret sicil gazeteniz, imza sirküleri ve Patent, Marka Tescil, Logo, Kurumsal Kimlik ile bilgi ve belgeleriniz bulunması en azından gerekli )
  • Sözleşme Dosyanızın oluşturulması ( Hizmet vereceğiniz firma ile sözleşme yaptıysanız bu sözleşme, kira sözleşmeniz ve mali müşavir veya avukat ile sözleşme yaptıysanız bu sözleşmeler, araç kiralama sözleşmesi varsa bu tip sözleşmeler ayrı bir dosyada dursun arkadaşlar)
Şirket Sahipleri için Haftalık Kontrol Listesi Örneği
  • Muhasebe Dosyanızın oluşturulması ( Gelir faturalarınız, gider faturalarınız, banka ekstreleriniz v.b.)-Daha önce adınıza olan domain, hosting, program lisansı v.b. giderleri de şirket adına revize etmeyi de unutmayın.

Gider ve Gelirinizi excele veya ön muhasebe programına girilmesi önemli. Muhasebenizdeki rakamların sizin için gerçekten faydalı olacak ve kullanabileceğiniz yol gösterici tavsiyelere dönüşebilmesi ancak gelir ve gider evraklarınızı özenli tutmanız durumunda söz konusu olabilir.

  • Mali Müşavirinizin talep ettiği süre içinde evraklarınızı hazırlamak ve ulaştırmak ( Dosya paylaşımı ,mail gönderilmesi, ön muhasebe programına erişim v.b. de olabilir ) Hangi evraklar diyorsanız; gelir ve gider faturaları, banka ekstreleri, fişler, dekontlar(OGS-HGS), makbuzlar gibi. Düzenli olmanız önemli , o ayın evrağı o ay mutlaka mali müşavirinize ulaşsın.
  • Limited veya anonim şirkete sahip iseniz şirket adına araç var ise bu aracın ruhsat fotokopisi de dosyalarınızda durabilir.

Sonuç olarak muhasebe süreçleri her ay tekrarlanan rutin faaliyetlerden oluşuyor. Kontrol listeleri ile bu süreçleri hatasız hale getirmeniz mümkün. Bundan sonraki yazılarımda sizler ile basit ve uygulaması kolay kontrol listeleri de paylaşacağım. Biz bu tip listeleri trello üzerinden çalıştığımız mükelleflerimiz ile paylaşıyoruz ve listeler üzerinden işaretleyerek gidiyoruz ama google drive da kullanılabilir.

Konutta Tapu Harcı düşürüldü-2018 MAYIS-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Konutta Tapu Harcı düşürüldü-2018 MAYIS-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

info@ozmconsultancy.com

Tapu Harçları Ekim Sonuna kadar tekrar % 3

05.05.2018 Tarih ve 2018/11674 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ;

1-5 Mayıs 2018 Tarihli ve 30412 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 2018/11674 sayılı bakanlar kurulu kararı ile  31.10.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere  binde 20 nispetinde alınan tapu harcı, konut ve işyerlerinde binde 15 olarak belirlenmiştir . ( Toplam % 4 olan harç % 3 uygulanacaktır-Ekim ayı sonuna kadar )

pexels-photo-462358.jpeg

2-% 18 katma değer vergisine tabi olan konutların ( 150 metrekareden büyük veya yapı ruhsatı alındığı tarihte metrekare emlak vergi değeri 1000 TL üzerinde olanların )  tesliminde 31.10.2018 tarihine kadar katma değer vergisi oranı % 8 e indirilmiştir

Bilglerinize sunarız

Saygılarımızla

Error: Contact form not found.

Nevi değişikliği dolayısıyla anonim şirkete dönüşen şirkette nevi değişikliği nedeniyle ortaklara verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi.-MALİYE GÖRÜŞ DEĞİŞTİRDİ !!!-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

62030549-120[Mük.80-2017/386]-154561

14.02.2018

Konu

:

Nevi değişikliği dolayısıyla anonim şirkete dönüşen şirkette nevi değişikliği nedeniyle ortaklara verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi.  

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, hisselerine sahip olduğunuz ………………… Ltd. Şti.’nin 10.11.2003 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, söz konusu limited şirketin 01.12.2015 tarihinde nevi değişikliği yaparak anonim şirkete dönüştüğü ve unvanının ………………. A.Ş. olduğu, 10.05.2017 tarih ve 2017/2 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile sahip olunan tüm hisseler için hisse senedi bastırıldığı, bahse konu hisse senetlerinin satışa konu edilmesi durumunda söz konusu hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak limited şirketin kuruluş tarihi olan 10.11.2003 tarihinin mi, nevi değişikliğinin gerçekleştiği 01.12.2015 tarihinin mi, yoksa hisse senetlerinin bastırıldığı 10.05.2017 tarihinin mi dikkate alınacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Değer artışı kazancı” başlıklı mükerrer 80 inci maddesinde;

“Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.

1. İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.

4. Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar.

Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 11.000 Türk Lirası (1.1.2017 tarihinden itibaren) gelir vergisinden müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

23/03/2000 tarihli 23998 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 232 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “2- Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi” başlıklı bölümünde;

“Hisse senetlerinin üç ay süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde doğan değer artış kazancının vergilendirilmeyecek olması hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini izlemeleri gerekmektedir.

Genel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre; ortağı bulunduğunuz limited şirkete ait ortaklık hakkınız, anonim şirkete dönüşmesinden sonraki bir tarihte (10.05.2017 tarihinde) hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğundan, sahip olduğunuz hisse senetlerinin satışının değer artış kazancı kapsamı dışında değerlendirilmesinin tespitinde, iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğunuz (hisse senetlerinin bastırıldığı) 10.05.2017 tarihinin esas alınması gerekmektedir.

 

Takviye Kurslarında Kazanç İstisnası var mıdır ?-EVREN ÖZMEN

Eğitim Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası-Mali Müşavir Evren ÖZMEN

info@ozmconsultancy.com

pexels-photo-261895.jpeg

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz incelenmiş olup, … Temel Lise faaliyetiniz ile ilgili olarak 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinde yer alan eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnasından yararlanmak üzere Maliye Bakanlığı’ndan gerekli olan izni aldığınız, söz konusu faaliyetinizin yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetmeliği uyarınca temel lise faaliyetleri çerçevesinde ek ücret karşılığı takviye kursu verdiğiniz ve takviye kursundan elde ettiğiniz kazançlar için eğitim ve öğretim kazanç istisnasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda  Defterdarlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

pexels-photo-710737.jpeg

Bilindiği üzere, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Eğitim ve Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası” başlıklı 20 nci maddesinde; “Özel kreş ve gündüz bakımevleri ile okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır. İstisna, kreş ve gündüz bakımevleri ile okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.” hükmü yer almaktadır.

girl-rabbit-friendship-love-160933.jpeg

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 254 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “2. Kapsam” başlıklı bölümünde ise; “Eğitim ve öğretim işletmelerine tanınan kazanç istisnası, ticari kazanç mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri tarafından 625 sayılı Kanun kapsamında işletilen okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarından elde edilen kazançlara uygulanacaktır.

İstisna, okulların eğitim-öğretim, merkezlerin ise rehabilitasyon faaliyetlerinden elde edilen kazançlara uygulanacaktır. Dolayısıyla, eğitim tesisleri ile rehabilitasyon merkezlerinde yer alan kantin, büfe, kafeterya, kitap satış yeri gibi tesislerin gerek bizzat işletilmesinden gerekse kiraya verilmesinden elde edilen kazançlara istisna uygulanması söz konusu değildir. Ancak, yemek ve konaklama hizmetlerinin de okul bünyesinde verildiği ve yemek ve yatma bedelinin okul ücretine dahil olduğu durumlarda, herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın elde edilen kazanca istisna uygulanacaktır.

pexels-photo-206443.jpeg

Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan; öğrencileri istedikleri derslere yetiştirmek, bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren dershaneler ile kişilerin sosyal, kültürel ve mesleki alanlarda bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirmek veya serbest zamanlarını değerlendirmek üzere faaliyet gösteren özel öğretim kurumları (üniversiteye veya Anadolu liselerine hazırlık, bilgisayar, sürücü, dans, bale, mankenlik ve spor kursları gibi) ile öğrenci etüt eğitim merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar hakkında istisna uygulanmayacaktır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

pexels-photo-346796.jpeg

Bu hüküm ve açıklamalara göre, temel lise faaliyetiniz çerçevesinde öğrencilerinize derslerde eksik kaldığı konularda ders saatleri dışında ve belli bir ek ücret karşılığında verilen takviye kursları, bahsi geçen istisna kapsamındaki eğitim-öğretim faaliyetleri dışında, öğrencileri istedikleri derslere yetiştirme ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla yürütülen faaliyetler kapsamında değerlendirildiğinden, söz konusu takviye kurslarından elde ettiğiniz kazançlar nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinde yer alan eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnasından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.

Error: Contact form not found.

KOOPERATİFLER VE KURULUŞU

Ekran Resmi 2018-03-11 22.45.24

KOOPERATİFLER VE KURULUŞU

  • Kooperatif ve Özellikleri

İnsanların ihtiyaçları sınırsız olup, bu ihtiyaçların tamamının kıt kaynaklarla karşılanması imkânsızdır. Kooperatifler, insanların “kıt kaynaklarla ihtiyaçlarımı en iyi şekilde nasıl karşılarım?” sorusuna bir cevap olarak ortaya çıkmıştır. Böylelikle ihtiyaçların; dayanışma, yardımlaşma ve iş birliği içerisinde ve en iyi şekilde karşılanması hedeflenmiştir.

 

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere kooperatiflerin amacı; ortaklarının ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle ve en az maliyetle karşılamaktır. İşte kooperatifler bu ortak amacı gerçekleştirmek için kurulur ve ticari işletmelerden farklı olarak kâr ön planda değildir. Bilindiği üzere diğer ticari işletmelerin ortak amacı kâr elde etmektir. Kooperatiflerde ise ana amaç ortakların ihtiyaçlarını en az maliyetle karşılamaktır. Kooperatifler, bireylerin tek başlarına yetersiz olan sermayelerini birleştirerek yatırıma yöneltir ve üretimde artış sağlar. Böylece bireysel tasarruflar uygun kooperatif modelleriyle ekonomiye kazandırılır.

 

 

 

Kooperatifler hem kişilerin tek başlarına yapmaya güçlerinin yetmediği işleri bir araya gelerek yapmalarını sağlar hem de toplumun kalkınmasına katkıda bulunur. Örneğin, insanların zorunlu ihtiyaçları arasında bulunan barınma ihtiyacını gidermek amacıyla kurulan yapı kooperatifleri, insanların küçük birikimlerini bir araya getirerek hem insanların konut ihtiyaçlarını karşılar hem de inşaatın yapımında çalıştırdığı işçiler ile işsizliği azaltmış, belediyeye ödenen vergi ve harçlarla ülke ekonomisine katkı sağlamış olur.

Resim 1.1:Kooperatiflerde işbirliği

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını, işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermeyeli ortaklıklara kooperatif denir.

İnsanların konut ihtiyaçlarının karşılanmasında kooperatiflerin önemi büyüktür.

 

Kooperatiflerin başlıca özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

 

  • Kooperatifler, ortaklarının müşterek ihtiyaçlarını veya meslekleri ile ilgili gereksinimlerini en az maliyetle karşılamak amacıyla
  • Kooperatiflerde ortak sayısı arttıkça kooperatifin sermayesi de

 

 

 

  • Kooperatiflerde sermaye olarak ayni sermaye (paranın dışında mal, demirbaş, taşıt, bina vb.) konulması veya başka bir işletmenin kooperatife devredilmesi ancak ana sözleşmede belirtilmiş olmakla mümkündür.
  • Gerçek veya tüzel kişiler kooperatife ortak olabilirler. Her ortağın ortaklık haklarının ada yazılı ortaklık senedi ile temsil edilmesi
  • Kooperatiflerde ortaklıktan çıkış, ancak hesap döneminin sonunda ve en az 6 ay önceden haber vermek şartıyla yapılır. Ancak ana sözleşmeye ortaklıktan çıkış ile ilgili bir hüküm konmuşsa bu hüküm bağlayıcıdır.
  • Kooperatiflerde ortakların en az bir ortaklık payları vardır. Bir ortak 5000’den fazla paya sahip olamaz. Bir ortaklık payının değeri 100-TL’dir.
  • Kooperatiflerde her ortak sermaye payı ne olursa olsun bir oy hakkına sahip olup, ortak isterse oyunu başka bir ortağa ya da eşi ve birinci derece akrabasına (ortağın; çocuğu, ana ve babası, eşinin annesi ve babası) kullandırabilir.
  • Kooperatiflerin sorumluluğu ana sözleşmede aksi bir hüküm yoksa mal varlığıyla sınırlıdır. Ortaklar ise sermaye payları ile sorumludur.

 

  • Kooperatiflerle Diğer Şirketler Arasındaki Farklar

 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kooperatifleri ticaret şirketlerinden biri olarak saymıştır. Kanun ticaret şirketlerini; sermaye şirketi, şahıs şirketi ve kooperatifler olarak üçe ayrılmıştır. Bu bakımdan her ne kadar yeni Türk Ticaret Kanununun 124’üncü maddesi gereği ticaret şirketi sayılsa da kooperatiflerin yapısını ve ekonomideki yerini tahlil edebilmek için diğer şirketlerden farklı olan yönlerinin de irdelenmesi gerekmektedir.

 

Sermaye şirketlerinde ve şahıs şirketlerinde amaç kâr elde etmektedir. Sermaye şirketlerinde kâr olgusu, her bir ortağın koymuş olduğu sermayeyle doğru orantılı olarak yılsonunda almayı hedeflediği kazançla açıklanır.

 

Kooperatiflerde ise amaç; her bir ortağın tek başına verdiği hizmetten elde ettiği meslek ve geçimine yönelik gelirinin kooperatif çatısı altında verimli olmasının sağlanması, ortakların verecekleri hizmetler için ihtiyaç duydukları araç,gereçlere tek başlarına ödeyecekleri miktarın kooperatif çatısı altında düşük seviyelere çekilmesi ve bunun gibi ortakların tek başlarına elde ettikleri gelirin ve verdikleri hizmetin yükseltilmesi gibi hususlar ön plana çıkar.

 

Şahıs şirketleri ve sermaye şirketlerinde hedef kitle müşteriler yani şirketin dışındakiler olduğu halde kooperatiflerde hedef kitle ortaklardır. Çünkü kooperatiflerde tabi oldukları mevzuat gereği ortak dışı işlemler sınırlıdır.

 

Şahıs ve sermaye şirketlerinin olmazsa olmazı sermaye olduğu halde kooperatiflerde ortakların kendisi önemlidir. Dolayısıyla, şirketler sermaye, kooperatifler ise şahıs ortaklığı olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Şirketlerin sermayesini oluşturan hisse senetleri ile kooperatifin sermayesini oluşturan ortaklık payları farklı özellikler gösterir. Hisse senetleri, alınıp satılabilmeleri sebebiyle

 

 

 

hisselerin tek bir elde toplanmasına imkân vermekte ve buna bağlı olarak sermaye şirketi şahıs şirketine veya aile şirketine dönüşebilmektedir. Kooperatiflerde ortaklık payları alınıp satılamaz ve belirli şartlar haricinde devredilemez. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 19’uncu maddesi gereğince de ortaklarının 5000 üzerinde pay almasına izin vermez, payı çok ortaklara fazla oy imkânı tanımaz.

 

Sermaye şirketlerinde belirli sermaye ve buna bağlı olarak değişik kâr söz konusudur. Kooperatiflerde ise sermaye değişkendir. Her yeni ortak sermayenin artmasını ve çıkan ortak azalmasını sağlar. Anonim şirketlerde hisse senetlerinin değeri şirketin başarısına göre değişmekle birlikte kooperatiflerde ortaklık payı sabittir.

 

  • Kooperatiflerle Dernekler Arasındaki Farklar

Kooperatiflerin ekonomik ve sosyal olmak üzere ortaklarına sunduğu iki farklı yönü bulunmasına rağmen derneklerin sadece sosyal yönü bulunmaktadır. Kooperatiflerde hedef kitle ortaklar olduğu halde derneklerde hedef kitle genelde üyeler değildir.

 

  • Kooperatiflerin Toplum Kalkınmasındaki Rolleri

 

Bireylerin refah düzeylerini artırmak amacıyla kurulan kooperatifler, bireyle birlikte toplumun çekirdeğini oluşturan aileyi ve ailelerle birlikte de toplumun refah düzeyini artırmada önemli bir fonksiyon icra etmektedir.

 

Konut, işyeri,tüketim, üretim pazarlama, turizm geliştirme, motorlu taşıyıcılar, işletme, temin ve tevzi, yayıncılık, enerji, bankacılık, sigortacılık gibi değişik türlerle ekonomik hayatın hemen her alanında kurulabilen kooperatifler vasıtasıyla kişiler tek başlarına yaptıkları tasarruflarla sahip olamayacakları konut ve işyerine, tüketiciler düşük fiyatla ucuz ve kaliteli mala sahip olabilmekte, üreticiler üretimde kullanacakları araç ve gereçleri ucuza mal edebilmekte ve bu sayede ürettikleri ürünleri de ucuza satabilmektedir. Yine bu kapsamda aracıların ortadan kaldırılması suretiyle üretici ve tüketici döngüsü oluşabilmekte, ihtiyaç fazlası malın ihracatı yapılabilmekte, serbest piyasa ekonomisinin oluşumu ve buna bağlı olarak pazarlarda fiyat düzeninin kurulmasına yardımcı olabilmekte ve üreticinin düşük ve uzun vadeli kredi ihtiyacı karşılanabilmektedir.

 

Bir diğer ve önemli husus olarak da kooperatiflerin demokrasiyi topluma öğretmeleridir. Demokratik bir sistemle yönetilen kooperatifler, ekonominin her alanında faaliyette bulunmalarından dolayı demokrasinin toplum geneline yayılmasında önemli bir yapıtaşıdırlar.

 

Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkelerde kalkınmanın temel araçlarından birisi kooperatifler olup, gelişmiş demokratik ülkelerin ekonomik ve sosyal alanlarda ileri konuma gelmelerinde kooperatiflerin büyük katkısı ve yardımı bulunmaktadır.

 

 

 

  • Kooperatifçilik İlkeleri

 

21 Aralık 1844 yılında İngiltere’nin Rochdale kasabasında 28 dokuma işçisi tarafından ilk tüketim kooperatifini kuran ve kendilerine Rochdale öncüleri adını veren kooperatif kurucularının kooperatiflerinin amacına ulaşmasına yönelik bazı ilkeleri kabul ettiği (Tüketim Kooperatifi ilkeleri) bilimsel olarak 1937 yılında Uluslararası Kooperatifler Birliğince saptanmıştır. 1895 yılında Londra’da kurulan ve 1982 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde faaliyetini sürdüren ve Türkiye’den Türk Kooperatifçilik Kurumu, Köykop,Yolkop, Kentkop gibi üst kooperatif örgütleri ile dünya ülkelerinin kooperatif üst örgütlerinin kayıtlı olduğu, dört yılda bir toplanan ve uluslararası kooperatifçilik dergisi adıyla bir dergi çıkartan ICA, muhtelif ülkelerin kooperatif uygulamalarını dikkate alarak 1937 yılından bu tarafa kooperatifçilik ilkeleri üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

 

Değişen dünya koşulları, yoğun sosyal ve ekonomik gelişme ve değişikliklerin kooperatifçilik ilkelerini de etkilemesi sebebiyle bu ilkelerin sık sık gündeme gelmesine sebep olmuş ve bu ilkeler bir bütün ve birbirine eş değer olarak kabul edilmiş, mutlak ve ikinci derecedeki ilkeler ayrımından vazgeçilmiş ve kooperatiflerin genel tanımı ile kooperatifçiliğe ilişkin yedi ilke 1995 yılında kabul edilmiştir.

 

Buna göre kooperatif; “Ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir teşkilattır.” Bu tanımda kooperatiflerin temel değerleri olarak; kendi kendine yardım, kendi kendine sorumluluk, demokrasi, eşitlik, adalet, dürüstlük ve dayanışma sıralanmaktadır.

 

Aşağıda açıklanan kooperatifçilik ilkeleri birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, ilkelerden biri yerine getirilmediğinde kooperatif amacından uzaklaşmış olur. Diğer taraftan bu ilkeler aynen uyulması gereken emirler olarak algılanmamalı, kooperatif çalışmalarında bu ilkeler rehber alınarak, alınacak kararlarda bu ilkelere bağlı kalınmaya çalışılmalıdır.

ICA tarafından belirlenen yedi kooperatifçilik ilkesi şunlardır:

 

  • Gönüllü ve Serbest Giriş İlkesi

 

“Açık kapı ilkesi” olarak da adlandırılan bu ilke, kooperatif hizmetlerinden yararlanmak isteyen ve ortaklık koşullarını taşıyan herkesin sosyal, politik, ırk, din, mezhep ayrımı gözetilmeksizin gönüllü olarak kooperatife girip çıkabilmesini ifade etmektedir.

Resim 1. 3: Kooperatiflere girişte gönüllülük esastır.

 

 

 

Öte yandan gönüllü ve serbest giriş ilkesi, her isteyenin her istediği kooperatife ortak olabileceği anlamına da gelmez. Kooperatifler tabi oldukları yasaları dikkate alarak kooperatifin amacı, çalışma konusu, ortaklık sıfatını kazandıran ya da kaybettiren durum ve koşullara yönelik hükümleri kuruluş aşamasında bir anasözleşme hazırlayarak belirtir. Her ne kadar kural olarak ortaklığa giriş serbest ise de ortak olacak gerçek ve tüzel kişilerin anasözleşmede yer alan ortaklık şartlarını taşımaları gerekir. Örneğin kuruluş amacı ortaklarının taşıma hizmetlerini pazarlamak olan bir motorlu taşıyıcılar kooperatifine şoför esnafı olmayan ve aracı bulunmayan birinin ortak alınması doğru ve anlamlı olmayacaktır. Aynı şekilde on adet konut ihtiyacını gidermek için kurulmuş ve yeterli ortak sayısına ulaşmış bir yapı kooperatifine yeni ortak alınmaması da gayet doğaldır.

 

Dolayısıyla, amaç ve faaliyet konularına göre kooperatif türleri oluşturulduğundan, türe göre oluşturulan ortaklık şartlarıyla ortak olmaya bir sınırlama getirilmesi, bu ilkenin dışına çıkıldığı anlamına gelmemektedir.

 

  • Ortağın Demokratik Yönetimi İlkesi

 

Kooperatifler, tüm ortakların katılımıyla oluşan genel kuralda kooperatifi yönetecek ve onu temsil edecek yönetim kurulunu ve yönetim kurulunun yaptığı işlemleri denetleyecek olan denetim kurulunu seçer. Kooperatiflerde her ortak eşit oy hakkına sahiptir. Ortağın sermaye payı veya kooperatifle alışverişi ne olursa olsun genel kuralda yapılacak oylamalarda bir oy kullanma hakkına sahiptir.

Resim 1.4: Kooperatiflerde organların seçimi ve kararların alınması oylama ile yapılır.

 

Kooperatif ortakları seçilmiş yöneticileri eleştirebilir, hatta onları değiştirebilir. Gerek ortakların yönetim ve denetim kurallarını seçmesi, gerekse onları eleştirmesi hatta değiştirme yetkisinin olması, kooperatiflerin demokratik yönetiminin bir sonucudur.

 

 

 

Bu ilke ile belli bir amacın yerine getirilmesine yönelik olarak bir araya gelen kişilerce kurulan kooperatiflerde, bu amacın yerine getirilmesi görevi, kooperatif çatısı altında bir araya gelen kişilerce seçilen yönetim kuruluna aittir. Bu ilke sayesinde kooperatifteki sermayesi ne olursa olsun her ortak alınan kararlara, sahip olduğu bir oyla etki etmektedir. Ortak, ortağı olduğu kooperatifi temsil edecek kişileri yani yönetim kurulu üyelerini seçmede, yönetim kurulu üyelerinin yetkilerini belirlemede, amaca ulaşmak için alınacak kararlarda diğer ortaklar gibi sahip olduğu bir oyla söz sahibi olmaktadır.

 

  • Ortağın Ekonomik Katılımı İlkesi

 

Ortaklar, çatısı altında birleştikleri kooperatiflerinin amaç ve faaliyetlerinin gerçekleşmesini, koydukları sermaye payları ve tüm ortakların temsil edildiği genel kurulca alınan kararlar gereği ödemekle yükümlü oldukları aidat ve ek ödemelerle sağlamaktadırlar.

 

Bu bağlamda da ortaklar, kooperatifin elde ettiği olumlu gelir-gider farkından kooperatifle yaptıkları muameleleri oranında risturn almakta ve yine tasfiye durumunda arta kalan tasfiye artığından da faydalanmaktadırlar. Kısaca, kooperatifin amacını gerçekleştirebilmesi büyük ölçüde ortaklarının mali katılımı ile sağlanmaktadır.

 

Genel amacı ortaklarının müşterek ihtiyaçlarını en az maliyetle gidermek olan kooperatiflerin iyi bir şekilde yönetilmesi sonucu gelir fazlası, yani kâr ortaya çıkabilir. Kooperatiflerin amaçları arasında kâr elde etmek olmadığından ortaya çıkan gelir ve gider fazlaları kâr veya zarar değil, gelir fazlası veya gider fazlası olarak adlandırılır. Ortağın ekonomik katılımı ilkesi, elde edilen gelir ve gider fazlalarının nasıl dağıtılacağını gösterir.

 

Ortaya çıkan gelir fazlası kanun ve anasözleşmede belirlenen yedek akçe, sermayeye faiz, üst birlik payları ve varsa fonlar ayrıldıktan sonra kalan risturn (ortakların kooperatiften yaptıkları alışveriş oranlarına göre gelir fazlasından pay alması) olarak dağıtılır.

 

  • İşletme gelir fazlasından yedek akçe ayrılması: Kooperatiflerde ortaya çıkan gelir fazlasının tamamı ortaklara dağıtılmaz. Kooperatiflerde doğabilecek zararlardan korunmak ve sermaye birikimi sağlamak için yedek akçeler kullanılır. Kooperatifler Kanunu’nun 39’uncu maddesi uyarınca; kooperatiflerde gelir farkının en az %10″u yedek akçe olarak, kooperatif üst kuruluşlarında ise

%10’a ilaveten %5’i fevkalade yedek akçe olarak ayrılmadıkça ortaklara dağıtım yapılamaz. Yine, Kooperatifler Kanununun 38’inci maddesi uyarınca anasözleşmede aksine bir hüküm yoksa ortaklarla yapılan muamelelerden bir yıllık faaliyet sonucunda elde edilen hâsılanın tamamı yedek akçe olarak ayrılır ve ayrılan yedek akçeler hiçbir şekilde ortaklara dağıtılamaz. Yedek akçelerin ortaklara dağıtılacağı şeklinde bir hüküm anasözleşmeye konmuş olsa dahi bu hüküm geçersizdir. Kooperatifin bir yıllık faaliyeti neticesinde gider farkı ortaya

 

 

 

çıkmış ise bu gider farkı ayrılan yedek akçelerden, yedek akçeler yetmezse, ayrılan özel fonlardan karşılanır.

Resim 1.5: Kooperatif gelirlerinden yedek akçe ayrılarak, kötü günler için tedbir alınır.

 

  • İşletme ortaklarının sermayelerine faiz verilmesi: Kooperatifler Kanununun 38’inci maddesine göre gelir-gider farkının en az %50″si ortaklara dağıtıldıktan sonra, ortakların sermaye paylarına genel kurul kararı ile devlet tahvillerine verilen en yüksek faiz haddini geçmemek üzere faiz ödenebileceği anasözleşme ile hükme bağlanabilir.
  • Özel fon ayrılması: Kooperatiflerin faaliyet yılı içerisinde kooperatif ortakları dışındaki gerçek ve tüzel kişilerden elde ettiği hasılanın ortaklara sermaye payları oranında dağıtılabileceği anasözleşmede belirtilerek, bu farkın ortaklara dağıtımı sağlanabilir. Anasözleşmede böyle bir hüküm yoksa bu farklar, kooperatifin gelişmesine yarayacak işlerde kullanılmak üzere özel bir fonda toplanır. Ayrıca anasözleşmede yer verilmek suretiyle gerek kooperatifin memurları ile işçileri, gerekse kooperatifin ortakları için yardım kuruluşları oluşturmak ve bunları işletmek amacı ile yardım fonları
  • Ortaklara “Risturn” dağıtılması: Kooperatifler yıllık faaliyetleri sonucu elde ettikleri işletme gelir fazlasını risturn adı altında ortaklarına dağıtır. Risturn dağıtımı yasa ve anasözleşmede belirtilen yedek akçeler, özel fonlar ve sermaye paylarına faiz verilmesi işlemleri tamamlandıktan sonra yapılır. Ortakların risturn payları anasözleşmedeki hükümlere göre ve ortakların kooperatiften yaptıkları muameleleri dikkate alınarak dağıtılır.

 

  • Özerklik ve Bağımsızlık İlkesi

 

Kooperatifler kendine özgü bir yasası (1163 sayılı Kooperatifler Kanunu) olması itibariyle özerk kuruluşlardır. Bazı durumlarda Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) bazı hükümleri uygulansa da kooperatiflerin kuruluşlarından dağılmalarına kadar tüm işlemler Kooperatifler Kanununda belirtilmiştir; bu da kooperatiflere özerklik kazandırmaktadır.

 

 

 

Resim 1.6: Kooperatiflerin kendine özgü yasaları bulunmaktadır.

 

Kooperatiflerin yönetimi ve denetiminin ana sözleşmelerinde belirlenen hükümler dâhilinde karşılıklı yardım ve dayanışma içerisinde yürütülmesi bağımsız bir kuruluş olduğunun göstergesidir.

 

Demokratik yönetim ilkesinin bir benzeri olarak algılanabilen bu ilke, kooperatifin ortakları tarafından özerk olarak karar alınıp yönetilmesini ifade etmektedir. Dolayısıyla, tüm ortakların temsil edildiği genel kurulca alınacak kararlara karışacak bir dış etmen bulunmamakta, Devlet sadece bu ortaklıkların kuruluşunu, işleyişini ve denetimini yürütmektedir.

 

  • Eğitim, Öğretim ve Bilgilendirme İlkesi

 

Kooperatiflerin başarıya ulaşması için kooperatifi yönetenlerin, ortaklarının ve halkın kooperatifçilik hakkında bilgili olmaları gerekir. Oy kullanacak, kooperatif yöneticilerini seçecek, yeri geldiğinde eleştirecek, hatta değiştirecek ve fikir verecek olan ortakların tüm bunları yerine getirebilmeleri için kooperatifçilik hakkında yeterli bilgi ve beceriye sahip olmaları gerekir.

 

Kooperatifin yönetimini üstlenen yönetim kurulu ile yönetim kurulu çalışmalarını kontrol edecek olan denetim kurulu üyeleri bu görevlerini yasaya uygun olarak yürütmelidir. Tüm bu nedenlerle ortakların, kooperatif organlarının ve halkın kooperatifçilik hakkında bilgilendirilmesi zorunlu bir hal alacaktır.

 

Başta kooperatif ortakları olmak üzere, kooperatif çalışanlarına ve topluma kooperatif ilkeleri ile yararlarını ve kooperatifçiliğin diğer olumlu taraflarını anlatmak için kabul edilen bu ilke sayesinde kooperatif ortaklarının belirli bir bilgiye sahip olmaları ve sahip oldukları bilgiyle de kooperatif ana sözleşmesini, hesap ve işlemlerini anlayabilmeleri amaçlanmaktadır.

 

 

 

 

Bu ilkenin amaçlarından bir diğeri de ortakla kooperatif, kooperatif ile kooperatif üst örgütü arasındaki bağların kuvvetlenmesi, ortak, yönetici, personel ve geniş bir tabanı oluşturan halkın kooperatif eğitimi alması, kooperatif ile devlet arasındaki ilişkilerin düzenlenmesidir. Bu çerçevede, kooperatif ortaklarının, kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, kooperatif müdür ve personelinin eğitilmesinde kooperatifçilik eğitiminin geliştirilmesi ilkesi önemli rol oynamaktadır.

 

  • Kooperatifler arası İş Birliği İlkesi

Kooperatiflerin amaçlarına ulaşabilmeleri için diğer kooperatiflerle iş birliğine gitmeleri gerekir. Bu sayede kooperatifler, ortaklarına daha fazla ve daha etkili hizmet sağlayacak aynı zamanda da ulusal ve uluslararası düzeyde kooperatifçilik hareketinin güçlenmesine katkıda bulunacaklardır.

 

Kooperatifler, iş birliği yaparak ulusal düzeyde büyük aracı, tefeci, sanayici ve holdinglerle; uluslararası düzeyde ise çok uluslu şirketlerle rekabet edebilir.

 

İşbirliğinin kooperatif çatısı dışındaki diğer kooperatifler arasında da gözetilmesini amaçlayan bu ilkeyle kooperatiflerin hem ortaklarına hem de işbirliği sayesinde topluma daha fazla hizmet etmeleri amaçlanmıştır.

 

Zira, kooperatif aracılığıyla ortakların sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel kalkınmalarında işbirliği önem arz etmektedir.

 

  • Toplumsal Sorumluluk İlkesi

 

Kooperatifler, ortaklarının gereksinimlerini ön planda tutarken diğer yandan da içinde bulundukları toplumun çıkarlarını gözetmelidir. Ayrıca kooperatifler, çevrenin korunması için de gereken önlemleri almakla sorumludur.

 

Bu ilkenin bir gereği olarak kooperatifler, toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kalkınmalarını sağlamak ve korumak için de çalışmalıdırlar.

 

  • Kooperatiflerin Sınıflandırılması

 

Kooperatiflerin kuruluş amaçları birbirinden farklı olduğundan çeşitleri de bir hayli fazladır. Kooperatifleri tabi olduğu mevzuata göre sınıflandırmak mümkün olmakla birlikte en uygun sınıflandırma, faaliyet alanıyla irtibatlı sektör bazında yapılacak sınıflandırmadır. Bu çerçevede kooperatifleri üretim ve pazarlama, tüketim ve kredi sektörü olarak üç grupta ele alacağız.

 

 

 

  • Üretim ve Pazarlama Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Tarım Satış Kooperatifleri

 

Çiftçilerin, özellikle de küçük çiftçilerin en büyük sorunlarından biri ürettikleri ürünleri pazarlama aşamasında ortaya çıkmaktadır. Ürünlerin pazarlanması sırasında çiftçi çoğu kez tüccar ve komisyoncu ile karşılaşmakta ve ürününü pazar değerinin çok altına bu tür aracılara satmaktadır. Böylelikle birden fazla el değiştiren ürünün fiyatı artmakta, fiyatı artan mala olan talep ise düşmektedir. Ayrıca ürününü pazar fiyatının çok altında satan çiftçi de elde ettiği gelir ile çoğu kez üretim giderlerini ancak karşılar.

 

Tarım satış kooperatiflerinin en önemli amacı, ortakları olan çiftçilerin ürünlerini en iyi biçimde değerlendirmek, iç ve dış pazarlarda piyasa fiyatından satışını gerçekleştirmektir.

Resim 1.7: Tarım satış kooperatifleri ortaklarının ürünlerini pazarlar.

 

 

Tarım satış kooperatifleri sadece çitçilerin ürünlerini satmakla kalmaz aynı zamanda ürünlerin iyileştirilmesi ve standardizasyonu için onlara teknik yardımda da bulunur. Öte yandan ortaklarının tarımsal girdi ihtiyacını karşılar.

 

Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri

 

Ortağı olan kişilerin mal ve hizmet üretimine yönelik ihtiyaçlarını karşılamak ve ortaklarının ürettiği mal ve hizmetleri pazarlamak amacıyla kurulurlar.

 

Karayolu Yük ve Yolcu Taşıma Kooperatifleri

 

Ortaklarının karayoluyla yük ve yolcu taşıma hizmetlerini pazarlamak, bizzat taşımacılık yapmak ve yaptırmak, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamında faaliyetlerde bulunmak ve ortaklarının bu hizmetlerle ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulurlar.

 

 

 

Taşıma sektöründe faaliyet gösteren kişilerin kurdukları bu kooperatifler; ortaklarına iş bulma, sözleşme yapma, yük bulma sorununu çözme, yükleme istasyonları kurma, yakıt, lastik, yedek parça alma, bakım onarım gibi konularda kolaylık sağlamaktadır. Ülkemizde bu alanda özelliklede motorlu taşıyıcılar adı altında çok sayıda kooperatif bulunmaktadır.

Resim 1.8: Taşıma kooperatifleri, üyelerine iş bulma, sözleşme yapma olanağı sağlar.

 

Tüketim kooperatifleri

 

Ortaklarının tüketim ihtiyaçlarını, aracıları ortadan kaldırarak veya onların kâr düzeylerini en düşük seviyeye indirerek daha ucuza karşılamak amacıyla kurulurlar. Örneğin ortaklarının ihtiyacı olan şekeri çuval olarak toptancıdan satın alarak, ortaklarının şeker ihtiyaçlarını market fiyatının altında bir fiyatla karşılar.

Resim 1.9.: Tüketim kooperatifleri, ortaklarının tüketim ihtiyaçlarını en ucuz ve kaliteli şekilde karşılamak için çalışır.

 

Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin ortaklarının tamamı veya büyük çoğunluğu kadındır. Konusu ile ilgili olarak belediyeler gibi tüzel kişiler de bu kooperatiflere ortak olabilmektedir.

 

Ortaklarının ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile ekonomik faaliyetleri kapsamında yer alan mal ve hizmet üretimi ile bunların pazarlanmasına yönelik ihtiyaçlarını karşılamak, girişimlerini desteklemek, üretim becerilerini geliştirmek, böylece ortaklarının ekonomik menfaatlerini koruyarak sağlıklı ve gelişmiş bir çevrede yaşamalarını sağlamak amacıyla kurulurlar.

 

 

 

Resim 1.10: Kooperatifler, Kadın emeğini ekonomiye kazandırır.

 

Turizm Geliştirme Kooperatifleri

 

Doğal, tarihi arkeolojik ve kültürel turizm değerleri ile diğer turizm potansiyelinin gelişmesine yardımcı olmak ve ortaklarının turizm ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulurlar.

 

Genellikle turizm sektöründe faaliyet gösteren işletme sahiplerinin bir araya gelerek kurdukları bu kooperatifler, turistlik yerlerde faaliyet gösteren ortaklarının kendilerini iç ve dış pazarda en iyi şekilde tanıtmaları ve pazarlamalarına yardımcı olur. Türkiye’de 1980 yılından beri turizm alanında kooperatifler kurulmaya başlanmış olup bu tür kooperatifler daha çok Ege, Akdeniz kıyıları ve Nevşehir’de yoğunlaşmıştır.

 

Yaş Sebze ve Meyve Pazarlama Kooperatifleri

 

İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ortaklarının yaş sebze ve meyve ürünlerini iyi şartlarla değerlendirmek, pazarlamak ve ortaklarının ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla kurulurlar.

Resim 1.11: Sebze ve meyvenin üreticiden tüketiciye sunulmasında kooperatifler bir yandan ürün güvenliğini sağlarken bir yandan da piyasada fiyatların aşırı artmasını engeller.

 

Pazarcılar İşletme Kooperatifleri

 

Pazarcı esnafı olan ortaklarının mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını karşılayarak ekonomik durumlarını iyileştirmek amacıyla kurulurlar.

 

 

 

Küçük Sanat Kooperatifleri

 

Ortaklarının sanat ve mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak amacıyla kurulurlar.

Resim 1.12: Küçük sanat kooperatifleri, ortalarının hammadde ihtiyacını karşılar.

 

Türkiye’de marangozluk, ayakkabı imalatı, leblebicilik, lüle taşı işletmeciliği, dokumacılık, kilimcilik, halıcılık, deri imalatı, battaniyecilik, av tüfeği imalatı, tabakçılık, fırıncılık vb. alanlarda faaliyet gösteren küçük sanatkârların kurdukları kooperatiflerdir.

 

Site İşletme Kooperatifleri

 

Ortaklarının sahibi bulunduğu konutlardan oluşan sitenin ve site sakinlerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek amacıyla kurulur.

 

Temin Tevzi Kooperatifi

 

Ortakları için gerekli olan mesleki ihtiyaç maddelerini sağlamak amacıyla kurulan bu kooperatifler üretim merkezlerinden, ilk ellerden ve diğer satıcılardan uygun şartlarla ve ucuza satın alacağı ürün ve mesleki ihtiyaç maddelerini peşin veya kredili olarak ortaklarına tevzi ederler.

 

Eczacılar Üretim Temin ve Dağıtım Kooperatifleri

 

Eczacılık alanında faaliyet gösteren ortaklarına ilaç temin etmek, ilaçların dağıtılması ve gerektiğinde üretilmesi gibi temel amaçları gerçekleştirmek için kurulur.

 

1970’li yıllarda ilaç deposu işletmelerinin keyfi bir uygulama sonucu istedikleri eczanelere ilaç verip, istediklerine vermemesi birçok eczanenin kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına yol açmış ve bu durum eczacıları kooperatif kurmaya yöneltmiştir. Türkiye’de ilk ecza kooperatifi 1978 yılında 22 eczacının katılımı ile Manisa’da kurulmuş olup, daha sonra birçok ilde bu alanda faaliyet gösteren kooperatifler kurulmuştur.

 

 

 

  • Tarım Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri Bu kooperatifler ortaklarının;
  • Her türlü bitkisel, hayvancılık, ormancılık konularındaki üretimini geliştirmek,
  • İhtiyaçlarını temin ve tedarik etmek; ortaklarının ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerine yardımcı olmak,
  • İş sahası temin etmek,
  • Ortaklarının ekonomik gücünü arttırmak için tabi kaynaklardan faydalanmak,
  • El ve ev sanatları ile tarımsal sanayinin gelişmesini sağlayıcı tedbirler almak gibi temel amaçları gerçekleştirmek için faaliyette

 

Tarımsal kalkınma kooperatifleri, ortaklarının ihtiyaç duydukları gübre, tohum, yem, ilaç gibi girdilerin temin edilmesini sağladığı gibi üretimin gerçekleştirilmesi aşamasında bu girdilerin hangi oranda kullanılacağı konularında da ortaklarına yardımcı olur. Böylelikle yanılma tehlikesine karşı ortakları olan çiftçileri korudukları gibi üretimin kalitesinin artmasını da sağlar.

 

Sulama Kooperatifleri:

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Sulama kooperatifleri kurak ve yeterli su kaynağı olmayan yerlerde zirai sulama tesislerini kurarak tarımda verimin arttırılması için büyük ihtiyaç olan su problemini çözmeyi amaçlar. Bu amaçla çiftçilerin kullanacağı su miktarını ve sırasını düzenlerler. Bu kooperatifler ayrıca kurulmuş olan sulama tesislerinin bakımını yapma görevini de üstlenir.

Resim 1.13: Sulama Kooperatifleri,

 

 

 

Su Ürünleri Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Bu kooperatifler her türlü su ürünlerinin üretimi, işlenmesi, depolanması ve pazarlanması konularında ortaklarına hizmet vermek ve ortaklarının ihtiyacı olan av araç gereçlerini ve donatımlarını temin etmek amacıyla kurulur ve faaliyet gösterir.

Resim 1.14: Su ürünleri kooperatifleri, ortaklarına üretim, işleme, depolama ve pazarlama hizmetleri sunar.

Pancar Ekicileri Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Pancar ekicileri kooperatifleri; üretim esnasında ortaya çıkan toprak hazırlığı, ekim işleri, pancar ve diğer tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, korunması, dekar veriminin artırılması konularında gerekli tedbirleri almak ve ortaklarının yararlı bilgiler edinmesine yardımcı olmak amacıyla kurulur.

 

  • İnşaat Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Konut Yapı Kooperatifleri

 

İnsanların zorunlu ihtiyaçları arasında yer alan barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan bu tür kooperatifler, özelliklede dar ve orta gelirli ailelerin konut sahibi olmasında aktif rol oynar. Bu tür kooperatifler sayesinde kişilerin küçük birikimleri bir araya getirilip, gerekli durumlarda banka kredilerinden de yararlanılarak, ortakların konut ihtiyaçları karşılanır. Ülkemizde bu tür kooperatiflere yaygın olarak rastlanmaktadır.

 

 

 

Resim 1.15: Yapı kooperatifleri insanları daha kolay ev sahibi yapar.

 

Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifleri

 

Küçük sanayicilerin günün icaplarına uygun modern ve teknik şartları haiz birer işyerine sahip olmalarını sağlamak ve topluluğun genel hizmetlerini karşılayacak tesisleri içine alan küçük sanayi sitesi kurarak teknik görgü ve bilgilerini artırmak, modern imalat metotlarından faydalandırmak, işbirliği ve ihtisaslaşmanın gerçekleşmesi gibi çalışmalar yaparak mesleki gelişmelerini sağlamak amacıyla kurulurlar. Sanayi sitesi uygulamalarına; çarpık sanayinin önlenmesi ve sanayi yapılaşmalarının disipline edilmesi amacıyla, planlı kalkınma dönemi olan 1960’lı yıllarda başlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, sanayi sitesi yapı kooperatifleri Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından büyük oranda altyapı ve üstyapı yapım kredileri ile desteklenmektedir.

Resim 1.16: Küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri küçük sanayicileri iş yeri sahibi yapar.

 

Toplu İşyeri Yapı Kooperatifleri

 

Ortaklarının işyeri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulurlar.

 

  • Kredi Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin amacı, kooperatife ortak olan esnaf ve sanatkârlara mesleki faaliyetleri için gerekli krediyi sağlamak veya kredi ve banka teminat mektubu almak üzere kefil olmaktır.

 

 

 

Türkiye’de ilk esnaf ve kefalet kooperatifi 1951 yılında Ankara’da kurulmuş olup, bugün sayıları bine yaklaşan kooperatifler Merkez Birliği(TESKOMB) çatısı altında toplanarak 650 bini aşkın ortağına hizmet sunmaktadır.

 

Resim 1.17: Kredi ve kefalet kooperatifleri

 

Tarım Kredi Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin amacı, tarımsal üretimde kullanılmak üzere ortaklarına olabildiğince ucuz ve yeterli kredi sağlamaktır. Türkiye’de 1929 yılına kadar çiftçilerin kredi ihtiyacı T.C Ziraat Bankası tarafından karşılanırken, 1929 yılından sonra tarım kredi kooperatifleri kurulmaya başlanmış ve böylelikle çiftçilerin kredi ihtiyaçları bu kooperatifler aracılığıyla giderilmeye başlanmıştır.

 

Bu kooperatiflerin ortakları genelde küçük çiftçilerdir. Küçük çiftçilerin bankalardan kredi almaları oldukça zordur; şahıslardan borç almaları durumunda ise yüksek faiz başta olmak üzere birçok sorunla baş başa kalmaktadırlar. Ayrıca bu işletmeler aracılığıyla çiftçi ortağın diğer ihtiyaçları da temin edilebilmektedir.

Resim 1.18: Tarımsal kredi kooperatifleri, ortaklarına ucuz ve yeterli kredi sağlar.

 

  • Kooperatiflerin Kuruluşu

Kooperatiflerin hedeflenen amaca ulaşması ve başarılı olabilmesi için, kooperatif kurma işlemlerine başlanmadan önce bazı araştırmaların yapılarak, elde edilecek bilgilerin iyi bir şekilde değerlendirilmesi yapılarak kooperatif kurma fikri hayata geçirilmelidir.

 

 

 

Resim 1.19: Kooperatif kurulmadan önce, iyice düşünülmeli ve gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

 

Yapılacak bu araştırmada dikkat edilecek başlıca konular şunlardır:

 

  • Kooperatifin kurulacağı yerleşim yerinin kooperatifin amaçlarını gerçekleştirebilecek bir alt yapıya sahip olması (bir konut yapı kooperatifi kurulacaksa, konut yapılacak zeminin inşaata uygun olup olmadığı ve ihtiyaç duyulacak iş gücünün nerden sağlanacağı, konuları araştırılmalıdır).
  • Kooperatifin üretim ve pazarlamasını yapacağı ürünlere ilişkin ham madde ve pazar araştırmasının yapılması.
  • İhtiyaç duyulan sermayenin hesaplanması (konut inşa etmek amacıyla bir kooperatif kurulacak ise kooperatifin yapacağı konutların toplam maliyetleri belirlenmeli ve ortakların bu maliyetleri nasıl karşılayacağı ortaya konmalıdır).
  • Ortak sayısının belirlenmesi (bir konut yapı kooperatifi kurulacak ise bu kooperatifin yapmayı planladığı konut sayısından fazla ortak alınmamalıdır).
  • İhtiyaç duyulması durumunda kredinin hangi kaynaklardan sağlanacağı.
  • Kooperatifin çalışma alanıyla ilgili ileride doğabilecek riskler ve bunlara karşı alınacak önlemler.

 

Yukarıda saydığımız konular dışında, kurulacak kooperatifin türü ve amacına göre araştırılması gereken hususlar varsa ayrıca ortaya konulup, gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

 

Bu araştırmalar yapılırken Tarımsal amaçlı kooperatif anasözleşmeleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yapı kooperatifi anasözleşmeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, diğer anasözleşmeler ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın internet sayfalarından veya ilgili Bakanlıkla iletişime geçilerek temin edilebilir.

 

Yapılan araştırma sonucu olumlu bilgiler elde edilip kurulacak kooperatifin kuruluş amaçlarını başarıyla yerine getirebileceği fikri ortaya konmuşsa, kooperatifin kurulması için aşağıdaki işlemlere başlanmalıdır.

 

  • Kurucu Ortakların Bir Araya Gelmesi

 

Bir kooperatifin kurulması için en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda azami bir sınırlama getirilmediğinden yediden fazla kurucu ortakla kooperatif kurulması mümkündür.

 

 

 

Resim 1.20: Kooperatif kurulması için en 7 ortak gereklidir.

 

Kooperatifler Kanununun 19’uncu maddesine göre kooperatife giren her ortak en az bir ortaklık payı almayı taahhüt eder. Ortakların alabileceği en fazla ortaklık payı miktarı ise 5000 paydır. Bir ortaklık payının değeri 100-TL’dir.

 

Kurucuların taahhüt ettikleri pay bedellerinin en az ¼’ü tescilden önce, gerisi de kooperatifin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde kooperatife ödenmesi gerekir.

 

  • Anasözleşmenin Hazırlanması, İmzalanması ve Tasdiki

 

Kooperatif kuruluş başvuruları 2015 yılında uygulamaya konulacak Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOP-BİS) http://koopbis.gtb.gov.tr üzerinden yapılacaktır. Bu sistem üzerinden kuruluş başvurusu yapıldığında aşağıdaki yöntem izlenecektir:

 

Vatandaşlık kimlik numarası ve şifre ile e.devlet kapısından giriş yapılacak,

 

Kuruluş işlemleri seçilerek sonraki adımlar takip edilecektir. Yapılacak işlemler için eğitim CD’sinde gösterilen yol izlenmelidir.

 

KOOP-BİS yürürlüğe girinceye kadar kuruluş işlemleri Merkezi Sicil Sistemi(MERSİS)’ne ait http://mersis.gumrukticaret.gov.tr adresinden yapılmaktadır.

 

Kooperatif kuruluşu için en az yedi gerçek veya tüzel kişi bir araya geldikten sonra, anasözleşme hazırlanması ve her sayfasının kurucu ortaklar tarafından imzalanması ve imzaların da notere tasdik ettirilmesi gerekir.

 

Uygulamada ilgili Bakanlık tarafından hazırlanan örnek anasözleşmelerden yararlanılmaktadır. Örnek anasözleşmeler kullanılması, kuruluş izni verilmesi sırasında Bakanlığın (ya da İl Müdürlüğünün) denetimi ve incelenmesini kolaylaşmakta ise de bunlara uyma zorunluluğu yoktur.

 

Kooperatifler Kanununun 4’üncü maddesinde yer alan ve aşağıda değinilen hükümleri taşımak ve kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla, kurucuların istedikleri şekilde anasözleşme hazırlamaları mümkündür.

 

 

 

 

Resim 1.21: Hazırlanan anasözleşme ortaklar tarafından imzalandıktan sonra noter tarafından imzalar onaylatılmalıdır.

 

Kooperatifler Kanunu uyarınca anasözleşmede bulunması gereken hükümler şunlardır:

 

Zorunlu Hükümler (KK md. 4);

 

  • Kooperatifin adı ve merkezi,
  • Kooperatifin amacı ve çalışma konuları,
  • Ortaklık sıfatını kazandıran ve kaybettiren hâl ve şartlar,
  • Ortakların pay tutarı ve kooperatif sermayesinin ödenme şekli, nakdi sermayenin en az 1/4 nün peşin ödenmesi,
  • Ortakların aynı sermayeyi koyup koymayacakları,
  • Kooperatiflerin yükümlerinden dolayı ortakların sorumluluk durumu ve derecesi,
  • Kooperatifin yönetici ve denetleyici organlarının görev ve yetki ve sorumlulukları ve seçim tarzları,
  • Kooperatifin temsiline ait hükümler,
  • Yıllık gelir gider farklarının, hesaplama ve kullanma şekilleri,
  • Kurucuların adı, soyadı iş ve konut adresleri,
  • İhtiyari Hükümler (KK md. 5);
  • Genel kurulun toplantısı, kararların alınması, oyların kullanılması hakkındaki hükümler,
  • Kooperatifin çalışma şekline dair esaslar,
  • Kooperatifin birliklerle olan münasebetleri,
  • Kooperatifin diğer bir kooperatifle birleşmesine ait hükümler,
  • Kooperatifin süresi.

 

Yorumlayıcı Hükümler (KK md. 6);

 

Yukarıda zikredilen 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 5’inci maddesinin 1 ve 2’nci bentlerinde yazılı hususlar hakkında anasözleşmede hüküm olmadığı takdirde aşağıdaki hükümler uygulanır.

 

  • Genel kurul, kooperatifi temsile yetkililer tarafından imzalanan taahhütlü mektuplarla veya mahalli gazete ile köylerde ise yazılı olarak imza karşılığı toplantıya çağrılır.
  • Kooperatifin faaliyeti; kooperatifin amacı ve çalışma konusuyla sınırlıdır.

 

 

 

  • Kuruluş izninin Alınması

 

Bir kooperatifin kurulabilmesi için, öncelikle ilgili Bakanlıktan izin alınması gerekmektedir. Tarımsal amaçlı kooperatifler, tarım kredi kooperatifleri ve bunların üst kuruluşları için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; yapı kooperatifleri ve bunların üst kuruluşları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; tarım satış kooperatifi, kredi ve kefalet kooperatifi ve motorlu taşıyıcılar kooperatifi ile diğer tüm kooperatifler ve bunların üst kuruluşları için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ilgili bakanlık olarak gerekli izin işlemini gerçekleştirmektedir. Uygulamada ilgili Bakanlıklarca hazırlanan örnek anasözleşmeyle kooperatif kuruluşlarına izin vermede illerde ilgili Bakanlığın İl Müdürlükleri yetkili kılınabilmektedir.

 

Ana sözleşme hazırlanıp notere onaylatıldıktan sonra kooperatife kuruluş izninin verilmesi hususunda, ilgili izin merciine hitaben iki nüsha dilekçe yazılır (Şekil 1.1).

 

Hazırlanan dilekçenin aslı kurulacak kooperatifin türüne göre izin alınacak Bakanlığa veya kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki il müdürlüklerine (Ticaret İl Müdürlüğü/İl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü/Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) verilir.

 

Müracaat dilekçesini kurucu ortakların tamamı imzalayabileceği gibi hepsi adına ortaklardan biri de imzalayıp verebilir. Müracaat dilekçesine şu belgeler eklenir:

 

  • 6 adet noter onaylı anasözleşme,
  • Kooperatif kurucularının nüfus cüzdanı örnekleri ve ikametgâh belgeleri,
  • Yönetim kurulu üyelerinin iyi hal belgeleri,
  • Yönetim kurulu üyelerinin aynı türden başka bir kooperatifte yönetim kurulu üyesi olmadıklarına ilişkin beyanları,
  • Kuruluş bilgi formu,
  • Taahhüt edilen nakdi sermayenin ¼ tutarının 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa bağlı bir bankada kurulmakta olan kooperatif adına açılacak özel bir hesaba yatırıldığına dair dekont,
  • Türüne göre ortaklık şartlarını ispat eder belgeler (oda kayıt belgesi ya da araç ruhsatı, mükellefiyet kaydı, kira sözleşmesi, tapu belgesi) (Şekil 2).

 

 

 

 

Şekil 1.1: Kuruluş müracaat dilekçesi

 

 

 

 

   
  KOOPERATİF KURULUŞ BİLGİ FORMU
  KOOPERATİFİN
UNVANI Sınırlı Sorumlu ………….Kooperatifi
ADRESİ ……………………………………………….

…………../ANKARA

KURUCU ORTAK SAYISI 13 (on üç)
  YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN
ADI SOYADI BABA ADI DOĞUM YERİ VE TARİHİ
1. ……………… ………………………….., ……………
2. ……………….. ……………………….., ……………..
3. ……………………………., …………….
  DENETİM KURULU ÜYELERİNİN
ADI SOYADI BABA ADI DOĞUM YERİ VE TARİHİ
1.……. …………..
2……… ……………

İmza

Kurucu ortaklar adına ……………………..

Şekil 1.2: Kooperatif kuruluş bilgi formu örneği

 

Kurucu ortaklar tarafından izin merciine verilen dilekçe ve ekleri izin mercii tarafından şekil ve esas yönünden incelenir. Şekil yönündeki incelemede dilekçeye ilave edilmesi gereken belgelerin mevcut olup olmadığı, esas yönünden ise ekte verilen belgelerin özellikle anasözleşmenin kanunlara ve genel kabul görmüş şekillere uygun hazırlanıp hazırlanmadığına bakılır.

 

Bu araştırma ve incelemeler sırasında noksan belgeler varsa bunların tamamlanması; anasözleşmede kanunun emredici hükümlerine aykırı hükümler yer alıyorsa, anasözleşme emredici hükümlerin bir veya birkaçını taşımıyorsa bunların düzeltilmesi istenir ve ondan sonra kuruluş izni verir.

 

 

 

  • Kooperatifin Tescil ve İlanı

 

Kooperatifin kurulması için gerekli izin alındıktan sonra 15 gün içerisinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil müdürlüğüne başvurularak kooperatifin tescil ettirilmesi gerekir. Kooperatif ticaret siciline tescil edildikten sonra tüzel kişilik kazanır. Kooperatifler Kanunu’nun 7’nci maddesine göre kooperatifin tescilinden önce kooperatif adına işlem yapanlar, yaptıkları işler dolayısıyla şahsen ve zincirleme olarak sorumludurlar. Yani tescilden önce yapılan işlemlerden doğan zararlar kooperatifi değil, işlemleri yapan ortakları bağlar.

Resim 1.22: Kuruluş izni alınan kooperatifler, 15 gün içerisinde ticaret siciline tescil ettirilir.

 

Müracaat kooperatifi temsil ve ilzamla yükümlü yönetim kurulu üyelerince ya da vekillerince ticaret sicili müdürlüğüne verilecek bir dilekçe ile yapılır (Şekil 1.3).

 

 

 

Şekil 1.3: Tescil ve ilan için ticaret siciline verilecek dilekçe örneği

 

Tescil talebi için verilecek bu dilekçeye eklenecek belgeler şunlardır:

  • Anasözleşme: Kooperatifin tescili için ticaret sicili Müdürlüğüne iki adet anasözleşme verilir. Anasözleşmenin noterden tasdikli olması ve izin merciinin kuruluş izni verdiğine ilişkin şerhini taşıması
  • Bakanlık izin yazısı: Kooperatifin kuruluşuna ilişkin alınan izin yazısının aslı sicil Müdürlüğüne
Ø   Taahhütname
Ø   Yönetim kurulu imza sirküleri
Ø   Kurucuların nüfus cüzdanı örnekleri
Ø   Kurucuların ikametgâh belgeleri
Ø   Oda kayıt beyannamesi
  • Yönetim kurulu üyelerinin imza sirküleri (örnekleri): Kooperatifin kuruluşu sırasında, ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapacak olan yönetim kurulu üyeleri anasözleşmeyle atandıklarından, bunların ad ve soyadları ile ne şekilde imza edeceklerine ilişkin imza sirküleri de dilekçe ekinde ticaret sicili Müdürlüğüne verilir (Şekil 1.5). İmza sirkülerinin noter tasdikli olması

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adı ve Soyadı 1. İmzası 2. İmzası 3. İmzası
……………………… ………… ………… …………
…………………………… ………… ………… …………
…………………… ……….. ……….. ………….

 

 

 

Şekil 1.4: Yönetim kurulu üyelerinin imza sirküleri (örnekleri)

 

  • Kurucu ortakların nüfus cüzdanı örnekleri ve ikametgâh belgeleri: Kuruluş izni sırasında izin merciine verildiği gibi, kurucu ortakların nüfus cüzdanı örnekleri ile ikametgâh belgelerinin, tescil talebi dilekçesi ekinde sicil memurluğuna verilmesi zorunlu bulunmaktadır.

 

 

 

Ø   Tescil ve ilan edilecek hususlara ilişkin beyanname:

 

TESCİL VE İLANAN EDİLECEK HUSUSLARA İLİŞKİN BEYANNAME

  1. Şirket Sözleşmesindeki imzaların noter onay Tarihi: 20/07/2014
  2. Kooperatifin Amacı: Ortaklarının Eğitime yönelik ihtiyaçlarım sağlamak ve eğitim hizmetlerini pazarlamak,
  3. Kooperatifin Konusu: Arsa ve arazi satın alır, birleştirir, imar planına uygun olarak alt yapı, plan, proje ve maliyet hesapları hazırlar ve ortaklarına konut yaptırır.
  4. Kooperatifin Süresi (varsa): 15 yıl
  5. Kooperatifin Unvanı : S,,,,,,,,,,,,Kooperatifi
  6. Kooperatifin Merkezi: Ankara
  7. Kooperatifin sermayesi 13.000 TL olup, bunun nakdi kısmına karşılık 3.250 TL’si ödenmiştir. Her ortaklık payı ise 100 TL’dir.
  8. Ortaklık payı belgeleri her ortağın adına yazılıdır.
  9. Kooperatif ilk genel kurula kadar 10. maddede adı geçen yönetim kurulu üyelerince, ilk genel kuruldan soma ise seçilecek, yönetim kurulu üyelerince temsil
  10. Yönetim kurulu üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili olan kimselerin ad ve soyadları: …………………………., …………………, ………………………….
  11. Olağan ve olağanüstü toplantılara çağrı; taahhütlü mektupla, ayrıca gerektiğinde gazete ile gazete olmayan yerlerde mahalli örf ve adete göre ilan yolu ile yapılır. Çağrının sadece yazılı olarak imza karşılığı yapılması da mümkündür.

Şekil 1.5: Ticaret siciline tescil ve ilan edilecek hususlara ilişkin beyanname örneği

 

Kooperatifler Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre tescil ve ilan olunacak hususlar şunlardır:

 

a- Şirket Sözleşmesindeki imzaların noter onay tarihi, b- Kooperatifin amacı, konusu ve varsa süresi,

  • Kooperatifin unvanı ve merkezi,

ç- Kooperatifin sermayesi ve bunun nakdi kısmına karşılık olarak ödenen en az miktar ve her ortaklık payının değeri,

  • Ortaklık payı belgelerinin ada yazılı olduğu,
  • Ayni sermaye ve devralınan akçalı kıymetlerle işletmelerin neden ibaret oldukları ve bunlara biçilen değerler,

 

 

 

  • Kooperatif ne suretle temsil olunacağı ve denetleneceği,

Denetçiler, Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatifi temsile yetkili kimselerin adı ve

KOOPERATİF DAVALARI HANGİ MAHKEMELERDE GÖRÜLÜR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİF DAVALARI HANGİ MAHKEMELERDE GÖRÜLÜR ?

MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN-info@ozmconsultancy.com

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

Kooperatif ile ortaklar arasında veya ortaklar arasında çıkan uyuşmazlıklarından doğan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacaktır

Kooperatif ile tacir olmayan kişi arasındaki davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılacaktır.

Kooperatifin ortaklarına veya ortakların birbirlerine ya da kooperatife karşı açacakları davalara kooperatifin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacaktır.

Kooperatifler kar ve zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu nedenle yapı kooperatiflerini tacir kabul edip tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu nedenle kooperatif ile şirket arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekir

Error: Contact form not found.

2019 YILI NOTER DEFTER TASDİK ÜCRETLERİ 2019- DEFTER TASDİK ÜCRETİ 2019-RESMİ DEFTER ÜCRETLERİ-EVREN ÖZMEN MALİ MÜŞAVİR

[mailchimp_subscriber_popup baseUrl=’mc.us10.list-manage.com’ uuid=’69c6d526b898edca6d59fe356′ lid=’bc8d847c5e’ usePlainJson=’true’ isDebug=’false’]

Ekran Resmi 2017-12-17 08.46.55.png

ŞİRKET SAHİPLERİNİN AYLIK YAPMASI GEREKEN MUHASEBE İŞLEMLERİ NELERDİR ?

Noter harçları için aşağıdaki linke basınız

Noter-2019

TALEP FORMU

https://medium.com/@evrenozmen/muhasebeci-de%C4%9Fi%C5%9Ftirme-i%C5%9Flemlerinde-yap%C4%B1lacak-i%C5%9Flemler-459d306f4017

Error: Contact form not found.

Konu :2018 Yılı Defter Tasdik ve Kırtasiye Masrafları Hk.

Sayın Üyemiz, Defter Tasdikleri, Kırtasiye vb. gibi masraflar konusunda komisyonumuzca yapılan çalışmalar sonucu, elde edilen veriler aşağıdaki gibidir. 2017 Takvim Yılında kullanılacak olan Yasal Defterler ’in Noter Tasdik ücretleri, defterlerle ilgili kırtasiye masrafları, yol masrafları ve diğer çeşitli harcamaların uygulanabilir Asgari maliyetleri belirlenmiş olup, bu rakamlar işyerlerinin kapasiteleri göz önünde bulundurularak artırılabilir. Şube işyerleri için % 20 ilave edilir. Bu liste tavsiye niteliğindedir. Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla, Sekreter Başkan Mustafa ÖNDER Oğuz Nihat ALKAN

SERBEST MESLEK KAZANÇ VE İŞLETME DEFTERLERİ TABLO I İşletmenin Türü İşçisiz İşçili 1 Hizmet İşletmeleri/Serbest Meslek 445,00 TL 545,00 TL 2 Alım Satım İşletmeleri 575,00 TL 690,00 TL 3 Her ikisi aynı işletmede 630,00 TL 750,00 TL

BİLANÇO USULÜ DEFTERLER TABLO II Sayfa Sayısı İşçisiz İşçili 1 001 / 150’ye kadar 880,00 TL 1.015,00 TL 2 151 / 500 arası 1.240,00 TL 1.535,00 TL 3 501 / 1.000 arası 1.610,00 TL 2.130,00 TL 4 1.000 / 2.000 arası 2.415,00 TL 3.230,00 TL 5 2.001 ve üstü tasdik işlemlerinde, ilave her 1.000 sayfa için 400.00 TL ilave edilecektir. 6

TİCARET ŞİRKETLERİNDE İLAVETEN TASDİKİ ZORUNLU DEFTERLER (TTK 64/4) – Yönetim Kurulu Karar Defteri, – Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri, – Pay Defteri, 535,00 TL

KOOPERATİF, VAKIF, DERNEK ve İKTİSADİ İŞLETMELERİ TABLO III Defter Türü İşçisiz İşçili 1 İşletme Esası 805,00 TL 1.040,00 TL 2 Bilanço Esası 1.155,00 TL 1.500,00 TL NOT: Haziran 2017’de yapılacak kapanış tasdik ücretleri bu tabloya dahil edilmemiştir. LTD: Müdürler Kurulu Karar Defteri (Açılışı yapıldıysa) A.Ş. ve Koop. : Y.K. Karar Defteri ve 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa Göre Apartman Karar Defterinin Kapanış Tasdikleri 31.01.2017 tarihine kadar yapılmalıdır.

Mali Müşavir seçiminde dikkat edilecek hususlar, Mali Müşavir değiştirme nedenleri, Mali Müşavirlik Hizmet kalitesinde belirleyici unsurlar

Hizmet Almak için Bize Ulaşın info@ozmconsultancy.com

 

ekran-resmi-2016-09-30-12-00-51

MUHASEBE VE MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİNDE MODERN PAZARLAMA ANLAYIŞI

Prof.Dr.Cemal YÜKSELEN

Mustafa Kemal Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi

 

  1. Muhasebecilik ve Müşavirlik Hizmetlerinin Özellikleri

Serbest muhasebecilik, serbest muhasebeci ve mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik mesleğini yerine getiren meslek mensuplarının sayısı her yıl artmaktadır. Mevcut meslek mensupları arasında yaşanan rekabetin yanısıra, pazara girenlerin de “pasta”dan pay alma hedefi, rekabetin yoğunluğunu arttırmaktadır. Bu rekabet ortamı ise meslek mensupları arasında öncelikle “fiyat rekabeti” yaratmaktadır. Fiyat rekabeti ise ya meslek mensubunun gelir kaybına neden olmakta, ya da uğradığı gelir kaybı sonucu meslek mensubu sunduğu hizmetten mükellefin beklediği kalite düzeyinin altında hizmet sunmak zorunda kalmaktadır. Düşük hizmet kalitesinin vereceği zararı göze alamayan meslek mensupları gelir kaybına razı olmakta, hedefledikleri yaşam kalitesine ulaşamamaktadırlar.

Öte yandan her geçen gün vergi mevzuatındaki değişiklikleri mükelleflere aktarma ve gerekli düzenlemeleri yapma zorunluluğu da emek ve zaman maliyetine katlanmayı gerektirmektedir. Bu alanda gerekli özenin gösterilmemesi durumunda ya mükellef zarara uğramakta, ya da mükellefin yeni düzenlemeleri başka şekilde öğrenmesi ile meslek mensubu hakkındaki izlenimi olumsuz yöne kaymaktadır. Her iki durum da meslek mensubu için imaj ve mükellef kaybı anlamına gelmektedir.

Son yıllarda mükellefler, vergisel işlemler dışında da meslek mensuplarından çeşitli konularda bilgi alma gereksinimi duymaktadırlar. İşyeri, şube açma, büyüme olanaklarını araştırma, makine/teçhizat satınalma veya kiralama vb. konular, mükelleflerin bilgilenmek istedikleri hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır1.

Ayrıca, gerek uluslararası ve ulusal muhasebe standartlarının her geçen gün önem kazanması, gerekse yabancı firmaların ortak yatırım yapmak amacıyla yerli firma hakkında doğru, güvenilir mali bilgi alma ihtiyacı karşısında önem kazanan meslek, elektronik iletişimin de yarattığı yeni ufuklarla önemli değişimlere uğramaktadır.

Bütün bu gelişmeler, meslek mensuplarının, sırlarını paylaştıkları mükellefleriyle daha yakın ilişkiler kurmalarını ve sundukları hizmetin kalitesini mükellef beklentisine uygun hale getirmelerini zorunlu kılmaktadır.

Meslek mensuplarının sundukları hizmetin pazarlanması, mal pazarlamasından daha zordur. Bu zorluk, hizmetlerin mallardan farklı şu özelliklerinden kaynaklanmaktadır2:

  • Hizmetler soyuttur. Fiyat, kalite vb. karşılaştırması bir takım güçlükler yaratır.
  • Hizmetin kalitesini belirleyen önemli unsur, hizmeti sunan personeldir.
  • Hizmetlerin kalite kontrolünü yapmak mümkün değildir. Hizmet sunumunda yapılan hata ve ihmallerin ortadan kaldırılması, düzeltilmesi, hizmetin yeniden sunulması çoğu zaman güçtür.
  • Müşteriler satınalma aşamasında mamullerin çeşitli özelliklerini görebilme ve değerleyebilme şansına sahip olmalarına rağmen, hizmetlerinde böyle bir olanak yoktur.
  • Hizmetlerin stoklanması söz konusu değildir. Hizmet işletmelerinde kullanılmayan kapasite, para ve emek maliyet anlamını taşır. Talebin kapasiteyi aşması durumunda ise bazı müşterilere hizmetin yeterince ve gereğince sunulamaması söz konusudur. Bu durumda müşteri hayal kırıklığı yaşar ve işletme hakkında olumsuz düşüncelere kapılır.
  • Hizmet sunumunda hizmet işletmesi aracı kullanmaz, çoğu zaman ya doğrudan, yüzyüze veya elektronik kanallarla müşteriyle karşı karşıya gelir. Bu nedenle personel, hizmet sunumunda önemlidir.

Soyutluk, hizmetlerin en önemli özelliğidir. Bir malın ambalajına, etiketine, bileşimine vb. bakarak satınalma esnasında fikir edinip satınalmaya veya almamaya karar verebiliriz. Ancak bir hizmeti bu şekilde değerleme olanağımız yoktur. Bir mali müşavirin bir yıllık “muhasebecilik ve mali müşavirlik” işi gereği mükellefine sunduğu hizmetin karşılığı talep ettiği hizmet bedeli (sunduğu fiyatı) mükellefin hizmeti eline alıp mal gibi değerleme olanağı olmadığı için fikir edinmesi uygun/yüksek şeklinde değerlemesi kolay değildir. Bu nedenle meslek mensubunun sunmayı taahhüt ettiği hizmetin ne kadar “iyi” olduğu konusunda mükellefi ikna etmesi; mükellefin ise satınalmayı istediği hizmetin karşısındaki meslek mensubunca ne kadar “iyi” sunulacağı konusunda ikna olması, zorluk yaratmaktadır. Bu iletişimde mükellefin, meslek mensubu ile ilgili duyumlarının önemli bir rol oynadığı dikkate alınmalıdır.

Hizmet kalitesini belirleyen önemli unsur, personeldir. Personelin ilgili hizmet sunumunda sahip olduğu bilgi ve beceri ile güler yüzlü olması, sıcak iletişime açık ve yatkın olması önemlidir. Örneğin, bir müşavirlik işyerine gelen mükellefin doğrudan meslek mensubu kadar işyerinde çalışan elemanlar tarafından da karşılanmakta olduğu dikkate alınırsa, mükellefe verilecek bilgi, gösterilecek saygı ve güler yüz, mükellefin işyerinden memnun ayrılmasına olanak sağlayacaktır. Meslek mensubunun işyerinde bulunmaması durumunda personelin tutum ve davranışları ve bilgileri ayrı bir önem kazanmaktadır.

Hizmetlerde yapılan hataların düzeltilmesi çok güçtür. Örneğin, muhasebe hizmetlerinde kayıtların hatalı girilmesi, beyannamenin hatalı doldurulması telafisi güç sonuçlar doğurabilmektedir.

Müşteri hizmeti satınalırken mal özellikleri gibi hizmeti görebilme ve değerleme olanağından yoksundur. Örneğin, mali müşavirinden bir işyeri kurmak üzere fizibilite etüdü hazırlamasını isteyen mükellef, hizmet bedeli konusunda anlaşmayı yaparken nasıl bir “hizmet” için bu bedeli kabul ettiğini önceden görebilme olanağına sahip değildir.

Bir hizmet işletmesinde kullanılmayan (boş) kapasite o ölçüde boşa harcanan zaman ve katlanılan gider olarak görülür. Tersi durum ise hizmetin kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bir müşavirlik işyerinde personelin mesai süresince çalışır durumda olamaması, meslek mensubu için fazla personel, yüksek gider, düşük verimlilik sonuçlarını doğurur. Buna karşılık bir işyerinin tüm personel olanaklarıyla sunabileceği muhasebecilik ve mali müşavirlik hizmetinde fazla mükellefe karşı yükümlülük üstlenilmesi, kimi aksamalara, hatalara, mükellef – meslek mensubu iletişiminde tatminsizliklere neden olabilir.

Hizmet sunumunda hizmet sunan personel, başarıda önemli unsurdur. Bir müşavirlik işyerinde mükellef meslek mensubundan ihtiyaç duyduğu bilgiyi alması ölçüsünde tatmin olur. Sorduğu sorulara yanıt alması, sorunlarının çözülmesi, beyannamelerinin zamanında hazırlanmış olması müşteri tatmini yaratır. Meslek mensubunun işyerinde bulunmaması halinde aynı koşulların personelce de sağlanması büyük önem taşır.

Görüldüğü gibi hizmet bir performans olarak görülmektedir. Bu performansı sağlayan ise “insan”dır. Bu nedenle muhasebe ve mali müşavirlik hizmeti sunan bir işletmede meslek mensubu ve personelinin birlikte sundukları değer, performans düzeyini gösterir. O halde işletme bu değeri ne kadar arttırırsa performansını da o denli yükseltmiş olacaktır. Bu ise, mükellefin tatmin olmasını sağlayacaktır.

  1. Modern Pazarlama Anlayışı Nedir?

Amerikan Pazarlama Derneği’nin yaptığı tanıma göre, “Pazarlama, kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun şekilde değişimi sağlamak üzere, malların, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir”3.

Dikkat edileceği üzere tanım, faaliyet konusu ne olursa olsun bir işletmenin, kendi lehine değişimi yani mal ve hizmet sunumu ile karşılığında parasını alma işlemini sağlamaya yönelik bir çaba olarak pazarlamayı ifade etmektedir. Bu anlamda muhasebe ve müşavirlik hizmeti sunan bir işletmenin de amacı, mükelleflerin o işletmeyi tercih etmesini ve tercih sonrası kurulan iş ilişkisinin her iki tarafı da tatmin edecek şekilde sürmesini sağlamaktır. Bunun için bir işletmede tüm personelin bu değişimin müşavirlik işletmesi lehine değişimi sağlamada sorumluluk ve atkısı olduğu gerçeğinden hareketle günümüzde pazarlama, “Modern Pazarlama Anlayışı” olarak bir yönetim anlayışı olarak da ifade edilmektedir.

Modern pazarlama anlayışı, müşteri ihtiyaç ve isteklerini hareket noktası alan, faaliyetleri bu ihtiyaç ve istekleri karşılayacak şekilde pazarlama programı çerçevesinde planlayan ve uygulayan, hedefi de rakiplerden daha etkin ve yeterli müşteri tatmini yaratmak olan bir anlayıştır.

 

  1. Bir Muhasebe ve Müşavirlik İşletmesinde Modern Pazarlama Anlayışı

Bir muhasebecilik ve mali müşavirlik işletmesinde modern pazarlama anlayışı, mükellef beklentileri doğrultusunda söz konusu hizmetleri sunarak mükellef tatmini yaratma hedefi taşımalıdır.

Modern pazarlama anlayışının dört temel unsuru bulunmaktadır4:

  • Müşteriye yönelik olma
  • Hedef Pazar
  • Bütünleşik pazarlama çabaları
  • Müşteriyi tatmin ederek kar sağlama

Bir muhasebecilik ve mali müşavirlik işletmesinde müşteriye yönelik olma, mükellefin ihtiyaç ve isteklerini dikkate alma anlamı taşımaktadır. Mükellef müşavirinden ne bekler? Öncelikle vergisel işlemlerde doğru ve güvenilir hizmet sunulmasını bekler. Dolayısıyla, meslek mensubu kendisi ve tüm personeliyle bu noktayı temel almalıdır. Her bir mükellefin beklentilerinin farklı olabileceği de dikkate alındığında günümüzde “bire bir pazarlama”, “ilişkisel pazarlama” gibi kavramlarla adlandırılan her bir mükellefe uygun hizmet yaratma ve sunma faaliyetinin önemi ortaya çıkmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere, müşavirlik işletmesinin sunduğu hizmet, performanstır. Bu ise hizmet akdi gerçekleştikten sonra izlenebilecek bir işin riskini almak olarak görülebilir. Bu nedenle mükellefin, meslek mensubundan beklentilerinin ne olduğunu öğrenmek ve bunları karşılamak hedeflenen tatmini yaratır.

Modern pazarlama anlayışının ikinci unsuru hedef pazardır. Hedef pazar unsuru, müşteri ihtiyaç ve isteklerinin farklılığından hareket ederek onların çeşitli kriterlere ayrılarak pazarın bölümler haline getirilmesi ve işletmenin bu bölümleri dikkate alarak uygun gördüğü sayıdaki pazar bölümünü hedef pazar/pazarlar seçip bu bölümlere mal ve hizmet sunmayı ifade etmektedir.

Bu anlayışa göre müşavirlik işletmesi mükelleflerini çeşitli kriterlere göre gruplara, pazarlama kavramıyla pazar bölümlerine ayırmalıdır. Bu çerçevede önem kazanan husus, her bir pazarlama bölümünde veya bölümlerinde uzmanlaşma sayesinde daha etkin olabilmektir. Örneğin, mükellefler işkollarına göre bölümlere ayrılabilir. Meslek mensubu, kendisinin “uzman” olduğu alandaki muhasebe kayıt düzeni ve mevzuat bilgisine göre daha doğru, daha güvenilir hizmet sunacağından emin olarak hareket eder. Mükellefler de meslek mensubunun o konunun, iş kolunun uzmanı olarak gördüklerinden hizmeti o kişiden satınalmayı yeğleyeceklerdir. Her geçen gün artan mevzuat hacmi ve sayısal olarak yoğunluğu dikkate alındığında hedef pazar kavramının taşıdığı önem daha açık şekilde ortaya çıkmaktadır. BU kavram aynı zamanda meslek mensupları arasında çok az görülen “şirketleşme”yi de beraberinde getirecektir. Arklı alanlarda uzman olan meslek mensupları bir şirket çatısı altında her bir mükellef grubuna, başka bir anlatımla pazar bölümüne hizmet sunacaklar ve hedefledikleri mükellef tatminini de yaratmış olacaklardır.

Üçüncü unsur bütünleşik pazarlama programıdır. Pazarlama programı mal (hizmet), fiyat, dağıtım ve tutundurma araçlarında oluşur. Bir hizmet işletmesinde bu araçlara ayrıca personel, fiziksel varlıklar ve süreçler de eklenmelidir.

Bütünleşik pazarlama programı kavramı, belirtilen bu yedi aracın birlikte kullanılarak hedeflenen müşteri tatmini yaratacağını ifade etmektedir. Hizmet, özellikle hizmet kalitesi ile anlam bulur. Hizmet kalitesi ise, hizmeti alanın isteklerine uygunluk derecesi olarak tanımlanır. Bir müşavirlik işletmesinde hizmet kalitesi, meslek mensubunun, mükellefin beklediği hizmeti ona sunabilme düzeyidir. Fiyat, müşavirlik işletmesi için hizmetin karşılığında talep ettiği ücrettir. Bu ücretin hem mükellefin beklentilerine, hem de sunulan hizmetin kalitesine uygun olması gerekir. Dağıtım, müşavirlik hizmetinin mükellefe sunulduğu işyerinin konumu, şubeleridir. Mükellefin bu hizmeti satınalmak için yoğun çaba göstermemesi, ulaşım olarak kolay erişebileceği yerde faaliyet göstermesi, ya da belge ve bilgi akışında personeli ile destek olması mükellefte hedeflenen tatmini yaratır.

Tutundurma, müşavirlik işletmesinin, mükellefler nezdinde kendisini, faaliyetlerini tanıtmayı amaçlayan çabalardır. 18 Ekim 2001 tarih ve 24557 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Meslek Ahlak Kuralları ile ilgili Mecburi meslek Kararı” çerçevesinde yapabilecekleri çalışmalar, hükümlerle düzenlenmiştir. Bu çerçevede müşteri ilişkileri yönetimi, ayrı bir önem kazanmaktadır.

Personel, makalemizin başında da belirttiğimiz gibi, hizmet işletmesinin en önemli unsurudur. Personelin bilgili, mükellefle bire bir iletişim kurmayı bilen iletşime açık kişiler olması müşavirlik işletmesinin hedeflediği mükellef tatmini açısından büyük önem taşımaktadır.

Fiziksel varlıklar, işyerinde kayıt ve beyannamelerin hazırlanmasında kullanılan araçlardan, büro donanımına kadar uzaman geniş bir alanı kapsar. Bilgisayar kullanılması, modern donanım malzemeleri, temiz bir büro, temiz giyimli personel, mükellefin beklerken rahat olabileceği, ağırlanabileceği bir salon bu kapsamda düşünülmelidir.

Süreçler, müşavirlik işletmesinde yerine getirilen hizmetlerin nasıl yapıldığına ilişkindir. Kayıt işlemlerinin zamanında yapılmasını sağlamak, personel arasında görev dağılımını yaparak işlerin düzenli yürümesine olanak tanımak, beyannamelerin zamanında hazırlanması ve mükelleflere ulaştırılmasını sağlayacak şekilde iş düzeni kurmak, işyerinde verimliliği sağlayacağı gibi, mükellefte de hedeflenen tatmini yaratacaktır.

Unutulmamalıdır ki, müşavirlik işletmesinin mükellefi tatmini, hizmet pazarlamasında büyük önem taşıyan “ağızdan ağıza pazarlama”, “fiskos pazarlaması” gibi adlarla tanımlanan mükellef tavsiyesini sağlayacaktır.

  1. Sonuç

Bir muhasebecilik ve müşavirlik işletmesinin başarısında, sunulan hizmetin, mükellef beklentilerin uygun olması ayrı bir önem arz etmektedir. Mükellefin beklentilerini     alması, meslek mensubu ile uzun dönemli bir iş ilişkisi içinde olmasını sağlayacağı gibi, memnuniyet, mükellefin meslek mensubunu çevresine de tavsiye etmesi sonucunu getirmektedir. Bu ise bir muhasebe ve müşavirlik işletmesinde tüm personel ile paylaşılmasını gerektiren değerleri ifade eden ve mükellef tatminini hedefleyen modern pazarlama anlayışı ile sağlanır.

Günümüzde artan rekabet, yabancı müşavirlik işletmelerinin pazara girişleri ve yeni standartlar ışığında yapılması gereken düzenlemeler, genellikle içe dönük, yani kayıt ve beyanname işlemleri hedefli çalışan meslek mensuplarının dışa dönük, başka bir anlatımla mükellefe yönelik pazarlama çabalarına da girmelerini zorunlu kılmaktadır.

Vergisel sorumluluklar çerçevesinde yapılacak işlerin yanısıra, modern pazarlama anlayışı doğrulturunda pazarlama çabalarını da planlamaları ve yürütmeleri günümüzde artan bir önemle meslek mensuplarını karşı karşıya bırakmaktadır.

DİPNOTLAR

  • Gülhan Suadiye, Cemal Yükselen, “Mükelleflerin ve Muhasebecilerin Birbirlerinden Beklentileri”, Mali Çözüm, İSMMMO Yayını, Yıl:11, Sayı:56, s.15-26.
  • Christopher Lovelock, Services Marketing, Third Edition, Prentice Hall International, 1996, 10-14.
  • İlhan Cemalcılar, “Pazarlama’nın Tanımı”, Pazarlama Dünyası, Yıl:1, Sayı:5, Eylül/Ekim 1987, s.13.
  • Cemal Yükselen, Pazarlama, İlkeler, Yönetim, 2. Baskı, Detay Yayıncılık, Ankara, 2000, s.