TOPLU YAPILARDA YÖNETİM KURULU NASIL VE KİMLERDEN OLUŞUR-ÖZMEN MÜŞAVİRLİK

T.C. D A N I Ş T A Y Onyedinci Daire Esas No : 2015/4283 Karar No : 2015/359

634 Sayılı Kanun’un dokuzuncu bölümünde toplu yapılara ilişkin özel düzenlemeler getirilmiş, 66. maddede toplu yapının, bir veya birden çok imar parseli üzerinde, belli bir onaylı yerleşim plânına göre yapılmış veya yapılacak, alt yapı tesisleri, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetler ile bunların yönetimi bakımından birbirleriyle bağlantılı birden çok yapıyı ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Toplu yapıların yönetimini düzenleyen 69. maddede, toplu yapı kapsamında bulunan parsel ve parsellerdeki birden çok bağımsız bölümü kapsayan ana yapıda ortak yerleri bulunan blok yapıların her birinin, kendi sorunlarına ve yalnız o bloğa ait ortak yerlere ilişkin olarak, o blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan blok kat malikleri kurulunca yönetileceği, bir parselde blok niteliğinde olmayan yapılar varsa veya bu nitelikteki yapılarla blok yapılar aynı parselde yer alıyorsa, kendi sorunlarına ve o parsele ait ortak yerlere ilişkin olarak, o parselde bulunan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan kat malikleri kurulunca yönetileceği, yönetim plânında blokların ve blok niteliğinde olmayan yapıların idare tarzının ayrıca belirtileceği,

PARSEL—>ADA( ADA TEMSİLCİLER KURULU)—

ADA TEMSİLCİLER KURULU HER BLOKTAN SEÇİLİR

 

bir adada birden çok parsel yer alıyorsa, adayı oluşturan parsellere ait ortak yerlerin, o adada bulunan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan ada kat malikleri kurulunca yönetileceği ve yönetim tarzının, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılacağı, bu yetkinin, yönetim plânında ada temsilciler kuruluna verilebileceği, yönetim plânında başka türlü düzenlenmemişse, ada temsilciler kurulunun, blok yapılarda her blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerince seçilen blok yöneticileri ve blok niteliğinde olmayan yapıların bağımsız bölüm maliklerince seçilen temsilcilerden oluşacağı, ada temsilciler kurulu üyelerinin sayısı ve nasıl seçileceğinin toplu yapının özelliği dikkate alınarak yönetim plânında belirtileceği, ada temsilciler kurulunda bu yöneticiler ve temsilcilerin yönettikleri ve temsil ettikleri bağımsız bölüm sayısı kadar oy hakkına sahip olacağı, Toplu yapı kapsamındaki ortak yapı, yer ve tesislerin, bu kapsamda yer alan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan toplu yapı kat malikleri kurulunca yönetileceği ve yönetim tarzının, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılacağı, bu yetkinin, yönetim plânında toplu yapı temsilciler kuruluna verilebileceği, yönetim plânında başka türlü düzenlenmemişse, toplu yapı temsilciler kurulunun, blok yapılarda her blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerince seçilen blok yöneticileri ve blok niteliğinde olmayan yapıların bağımsız bölüm maliklerince seçilen temsilcilerden oluşacağı, toplu yapı temsilcilerin kurulu üyelerinin sayısı ve nasıl seçileceğinin toplu yapının özelliği dikkate alınarak yönetim plânında belirtileceği, toplu yapı temsilciler kurulunda bu yöneticiler ve temsilcilerin yönettikleri ve temsil ettikleri bağımsız bölüm sayısı kadar oy hakkına sahip olacağı, hükme bağlanmıştır

Yukarıda anılan Yasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, toplu yapı yönetiminin tüzel kişiliği olduğuna dair bir düzenleme olmadığı anlaşılmakta olup, tüzel kişiliği bulunmayan toplu yapı yönetimi adına ancak Yargılama Usulü Kararları toplu yapı yönetim kurulu üyesi gerçek kişi veya kişiler tarafından dava açılabilir

Dosyanın incelenmesinden; davaya konu edilen encümen kararı ile … City Sitesinden 878.400 TL ecrimisil alınmasına ilişkin işlem tesis edildiği, söz konusu encümen kararının … 2. Etapta kat maliki olan davacıya tebliği üzerine iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, yeşil alan ile mülkiyeti davalı idareye ait alanların etrafı duvarla çevirmek suretiyle oyun alanı ve otopark olarak işgalinden bahsedilerek işgalci … 2. Etap Sitesinden ecrimisil istenilmesi şeklinde tesis edilmiş olan dava konusu işlem davacı kat maliklerine tebliğ edilmiştir.

Maliklerin sorumluluk oranları gözetilerek kat malikleri adına ayrı ayrı düzenlenmesi gerekirken, Site adına düzenlenerek davacı kat maliklerine tebliğ edilmiş olan dava konusu işlem ile kat malikleri arasında sıkı bir menfaat bağı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda; davanın esasının incelenmesi gerekirken kat maliki olan davacının dava açma ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Sitelerde Yönetici Dışarıdan olabilir mi ?-EVREN ÖZMEN

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34. maddesinde kat maliklerinin, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışardan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebileceği; bu kimseye (Yönetici), kurula da (Yönetim kurulu) deneceği hükme bağlanmış olup;

anılan Kanun’un 35. maddesinde, yöneticinin görevleri düzenlenmiş, maddenin (i) bendinde yöneticinin görevleri arasında kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi yer almıştır

-KAT MÜLKİYETİ KANUNUNA GÖRE YÖNETİM KURULU 3 KİŞİ OLABİLİR VEYA BİR KİŞİ DE OLABİLİR

-DIŞARIDAN OLABİLİR

shout_1515906769465

RİSKLİ YAPI İTİRAZLARINI KİMLER YAPABİLİR ?-EVREN ÖZMEN

riskli yapı tespitine ilişkin yapılacak itirazların taşınmazın malikleri tarafından yapılması gerektiği ve riskli yapı tespitine ilişkin işlemin tapudaki şahsi ve ayni hak sahiplerine bildirileceği belirtilmiş olup, davacıların halihazırda tapuda ayni ve şahsi hak sahibi olarak gözükmedikleri, davacıların maliki olmadıkları taşınmazın riskli yapı olarak tespitine ilişkin işlem nedeniyle menfaatinin zarar görmesi ve davacılar yönünden hukuki bir sonuç doğurması söz konusu olamayacağından, bu işleme karşı davacılar tarafından açılan davada ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir

shout_1515906769465

3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesinin açıklaması-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

3194 sayılı İmar Kanunu‟nun “Arazi ve arsa düzenlemesi” baŞlıklı 18.maddesinin 1.fıkrasında; “Ġmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleŞtirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re`sen tescil iĢlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dıŞında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır” hükmü yer almıŞtır.

Ekran Resmi 2017-03-27 10.39.52

18-25 Yaş arası kişilerin işe girişleri aynı gün yapılabilecek-EVREN ÖZMEN

TORBA TASARI YASALAŞTIĞI TAKDİRDE

MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

18-25 Yaş arası kişilerin işe girişleri aynı gün yapılabilecek-EVREN ÖZMEN

Sigortalı bildirimi ve tescili

MADDE 8- (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/6 md.) İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi;

  1. a) İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar ile 18 yaşını doldurmuş 25 yaşını doldurmamış sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün,

Ekran Resmi 2017-03-27 10.39.52

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KÜÇÜK SANAYİ SİTESİ KOOPERATİFLERİNE KDV AVANTAJI GELİYOR-EVREN ÖZMEN

Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerince yapılan veya yaptırılan altyapı yatırımları (kanalizasyon, su, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme, yol) ile küçük sanayi sitelerince işyeri yapımına yönelik kendilerine yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları KDV’den istisna edilmektedir. (Madde 29)

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KÜÇÜK SANAYİ SİTESİ KOOPERATİFLERİNE KDV AVANTAJI GELİYOR-EVREN ÖZMEN

shout_1515906769465

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE BULUNAN 5 YIL EMLAK VERGİSİ MUAFİYETİNDEN FAYDALANIRKEN 7033 SAYILI KANUN SONRASI HAKLARINI KAYBEDEN SANAYİCİLER NE YAPMALI-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

5 YIL EMLAK VERGİSİ MUAFİYETİNDEN FAYDALANIRKEN 7033 SAYILI KANUN SONRASI HAKLARINI KAYBEDEN SANAYİCİLER NE YAPMALI-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Osb Trt Payı

i phone cep telefonlarının amortisman oranı nedir?-EVREN ÖZMEN

Akıllı telefon özelliğine sahip cep telefonlarının amortisman oranı nedir?

(26.09.2017 tarih ve 17833 sayılı özelge)

shout_1515906769465

Amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları”nı belirleyen 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listede, “3.3 Cep telefonu ve cep telefonu araç kiti” bölümü kapsamındaki kıymetler için faydalı ömür 3 yıl, amortisman oranı %33,33 olarak öngörülmüştür.

Buna göre kayıtlı akıllı telefon özelliğine sahip cep telefonlarının mezkûr listenin (3.3) bölümü kapsamında 3 yılda ve % 33,33 amortisman oranına göre itfa edilmesi gerekmektedir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Site yönetiminde çalışan görevlilere ödenen ücretlerden gelir vergisi kesintisi yapılması gerekir mi?- 2018 En güncel Mevzuat-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Site yönetiminde çalışan görevlilere ödenen ücretlerden gelir vergisi kesintisi yapılması gerekir mi?

(Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 09.03.2017 tarih ve E:2016/5361 K:2017/2507 sayılı kararı)

shout_1515906769465

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasında; kamu idare ve müesseseleri, İktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, demek ve vakıfların İktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarım bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış, 94. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104. maddelere göre tevkifat yapılacağı hükmü öngörülmüş, aynı Kanun’un 23. maddesinin altıncı fıkrasında; hizmetçilerin ücretlerinin gelir vergisinden istisna olduğu belirtilmiş; hizmetçilerin özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlar olduğu açıklanmış ve mürebbiyelere ödenen ücretlerin istisna kapsamına dahil olmadığı belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı Site Yöneticiliği hakkında 2010 yılı için düzenlenen vergi inceleme raporu ile site yönetiminde site müdürü, halkla ilişkiler ve muhasebe elemanı olarak çalışan işçiler dışında kalan mekanikçi, elektrikçi, temizlikçi, güvenlik amiri, güvenlik görevlisi ve santral personeline ödenen ücretlerden gelir vergisi kesintisi yapılmadığının tesbit edilmesi nedeniyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmakta ise de; davacı Site Yönetiminin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde tevkifat yapmakla yükümlü kişi ve kurumlar arasında sayılmaması ve ticaret mahalli olmayan sitede çalıştırılanların, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin altıncı fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, yapılan tarhiyata yönelik davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz istemi kabul edilerek Bursa 2. Vergi Mahkemesi’nin 04/06/2014 tarih ve E:2013/1500, K:2014/781 sayılı kararı bozulmuştur.

Kooperatifçe, konut inşaatlarının devamı sırasında veya tamamlanmasından sonra değişik yer ve zamanlarda yeniden arsa alınması ve ortak kaydedilmesi şeklinde faaliyette bulunulamaz.

Yapılacak Konutlar ve Diğer Tesislerin Belirlenmesi : Madde 59- Konutlar; arsa durumuna, projeye, ortakların ihtiyaç ve tercihlerine göre değişik tip ve gruplar halinde planlanabilir. Yaptırılacak konutlar ile 61. maddede belirtilen genel hizmet tesislerinin sayı, cins ve özellikleri, kooperatifin amacına ve ortakların ihtiyaçlarına uygun olarak genel kurulca belirlenir. Bu belirleme sırasında, konutların gerek tip ve gruplar, gerekse diğer özellikleri itibari ile; ortakların isteklerine göre dağıtılması esası da kararlaştırılabilir. Kooperatifçe, konut inşaatlarının devamı sırasında veya tamamlanmasından sonra değişik yer ve zamanlarda yeniden arsa alınması ve ortak kaydedilmesi şeklinde faaliyette bulunulamaz.

Kooperatiflerde Yönetim Kurulu

Kripto Para Madenciliği ( Mining ) faaliyetinde bulunanlar şirket kurup vergi mükellefi mi olacaklar ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kripto Para Madenciliği ( Mining ) faaliyetinde bulunanlar şirket kurup vergi mükellefi mi olacaklar ?

MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

 

Blockchain ve Muhasebe denetimiSon zamanlarda kripto para alışverişi ve değer artışları dışında sıkça duymaya başladığımız başka bir konuda kripto para madenciliği namı diğer mining .

 

Peki bu mining denen sistem nedir ? Sanal para ya da şifreli parayı yeni yeni anlamaya başlamışken, bir de para basmak da mı mümkün ? Yani gerekli alt yapıyı kuran, ekran kartları ve donanımları alan herkes evinde kripto para mı basacak ve bu paraların bir değeri mi olacak ?

 

Şöyleki; kripto para madenciliği, blok olarak bilinen mevcut kripto para işlemlerinin kayıtlarının blok zinciri olarak bilinen geçmiş işlem kayıtlarına eklendiği dijital para sistemi işlemlerinin işlenmesidir.

 

Madenciler, işlemle ilgili algoritmaları çözmek için işlem kapasitelerine erişen yazılımı kullanmaktadılar. Çözülen algoritmalar sonucunda, blok başına bir miktar kripto para üretirler

 

Başlangıçta, kripto para madenciliği daha fazla çekirdek ve daha yüksek hızla sonuçlanarak daha fazla karlılık sağlayan bireysel bilgisayarların CPU’ları üzerinde gerçekleştirilmekteyken daha sonra . sistem, daha az elektrik gücü kullanımı ile daha fazla algoritma çözmek için çoklu grafik kartı sistemleri üzerinden kullanılmaya başlandı.

 

Sistem kurulduktan sonra dönemsel olarak belli rakamlarda kripto para üretilmektedir ? Peki bu üretilen kripto paralar vergiye tabi olacak mıdır ? Şöyle düşünelim Merkez bankaları yerine siz evinizde sahte olmayan, gerçek para basabiliyorsunuz ve tedavüle sokabiliyorsunuz. Bu işleminiz vergiye tabi mi ? Açıkcası henüz hiç birşey net değil, kripto paralar şu an bir çok ülkede emtia veya döviz olarak nitelendiriliyor ve elden çıkarıldığında veya değer artış kazancı kapsamında nitelendiriliyor.

 

Bir çok alışveriş sitesinde bu madenciliği yapmak için gerekli sistem bir bütün halinde satılırken Ancak kripto para madenciliği ile ilgili mevzuat henüz net değil, bu kapsamda sorulan özelgelerin cevaplarını hepimiz merakla bekliyoruz.

MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

2018 YILI ÇEVRE TEMİZLİK VERGİLERİ (TL) -Konutlara Ait Çevre Temizlik Vergisi

2018 YILI ÇEVRE TEMİZLİK VERGİLERİ (TL)

1. Konutlara Ait Çevre Temizlik Vergisi

Konutlara ait çevre temizlik vergisi; s u tüketim miktarı esas alınmak suretiyle metreküp başına büyükşehir belediyelerinde 32 kuruş, diğer belediyelerde 24 kuruş olarak hesaplanacaktır.

Diğer taraftan, belediyenin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan ancak, su ihtiyacını belediyece veya büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerince tesis edilmiş su şebekesi haricinden karşılayan konutlara ilişkin çevre temizlik vergisi, aşağıda yer alan ilgili tarifelerin yedinci grubunun belediye meclislerince en son intibak ettirilen derecelere ait tutarlar üzerinden tahakkuk ettirilecektir.

TÜRKİYE BUZ PATENİ FEDERASYONU ANA STATÜSÜNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR ANA STATÜ

TÜRKİYE BUZ PATENİ FEDERASYONU ANA STATÜSÜNDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR ANA STATÜ

MADDE 1 – 3/4/2014 tarihli ve 28961 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Buz Pateni Ana Statüsünün 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (n) bentleri ile (i) bendinde geçen “ve Curling” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Aynı Ana Statünün 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “,WCF, ECF” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 3 – Aynı Ana Statünün 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “,WCF ve ECF’nin” ibaresi ile dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış, ikinci fıkrasının (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“h) Genel kurul tarihinden önce tamamlanmış iki sezon üst üste Federasyon faaliyetlerine katılarak tamamlamış olmak kaydıyla:

1) Artistik buz pateni (senkronize branşı hariç) ve hız pateni spor dallarında, biten iki sezonda üst üste faaliyetlere katılan kulüplerin toplam sporcu sayılarının ikiye bölünüp buçuklar tamamlanarak ortalaması alınan sporcu sayısına göre; 3-10 sporcu ile faaliyetlere katılan kulüplere üçer üye, 11-20 sporcu ile faaliyetlere katılan kulüplere dörder üye, 21-30 sporcu ile faaliyetlere katılan kulüplere beşer üye, 31-40 sporcu ile faaliyetlere katılan kulüplere altışar üye, 41 ve daha fazla sporcu ile faaliyetlere katılan kulüplere her 10 sporcu için birer üye ilave edilir.

2) Federasyonca düzenlenen biten iki sezon senkronize branşındaki faaliyetlere katılan kulüplere üçer üye.”

MADDE 4 – Aynı Ana Statünün 28 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında ve 37 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “,curling” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 5 – Bu Ana Statü yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Ana Statü hükümlerini Türkiye Buz Pateni Federasyonu Başkanı yürütür.

Ana Statünün Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
3/4/2014 28961

KOOPERATİFLERDE İKTİSADİ İŞLETME KURULMASINDAN SONRA YAPILMASI GEREKEN İŞ VE İŞLEMLER NELERDİR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE İKTİSADİ İŞLETME KURULMASINDAN SONRA YAPILMASI GEREKEN İŞ VE İŞLEMLER NELERDİR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Uygulama çok yeni olması nedeni ile tarafımıza bu konuda çok fazla soru gelmektedir.

Öncelikle ilk yapılması gereken işlem

Continue reading

KOOPERATİF İKTİSADİ İŞLETMESİNE FATURA KESEBİLİR Mİ ?-EVREN ÖZMEN

23 Aralık 2017 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30279
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SERİ NO: 14)

Bu Tebliğde, 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerin uygulanmasına ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde ilgili bölümler itibarıyla aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

MADDE 1 – 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen ve 1/1/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe giren parantez içi hükümle, kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmalarının ortak dışı işlem sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Örneğin, bir üretim kooperatifinin amacını gerçekleştirmek üzere kullanmış olduğu iş makinesini, ekonomik ömrünü tamamladıktan sonra satması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecek ve bu satış işlemi dolayısıyla kooperatif muafiyeti etkilenmeyecektir.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi

7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatifler, ortak dışı işlemlerine ilişkin hesap ve kayıtlarını kooperatif hesaplarıyla ilişkilendirmeksizin iktisadi işletme adına tasdik ettirecekleri ayrı defterlerde izleyeceklerdir.

Ayrıca, kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımları, iktisadi işletmeleri ile bu kurumlardan kazanç elde etmeleri ve söz konusu kazançları daha sonra ortaklarına dağıtmaları muafiyetlerini etkilemeyecektir.

Örnek 1: (A) narenciye üretim kooperatifinin ortaklarından almış olduğu narenciyeyi niteliğini değiştirmeden üçüncü kişilere satması ortak dışı işlem sayılmazken, niteliğini değiştirerek reçel olarak satması durumunda, kooperatif ortak dışı işlem yapmış olacağından, bu işlem nedeniyle kooperatife bağlı oluşan ayrı bir iktisadi işletme nezdinde bu işlemden doğan kazançlar kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

Örnek 2: (B) tohum üretim kooperatifi, gıda ürünleri üreten (K) A.Ş.’nin sermayesinin %20’sine iştirak etmiş ve bu iştirakinin 2017 hesap dönemine ait kârını 2018 yılı Haziran ayında dağıtması sonucunda 1.500.000.-TL kâr payı elde etmiştir. (B) kooperatifi elde ettiği bu kâr payının 600.000.-TL’lik kısmını 2019 yılı içerisinde ortaklarına dağıtmıştır.

(B) tohum üretim kooperatifinin sermaye şirketine iştirak etmesi, bu iştirakinden kazanç elde etmesi ve elde ettiği bu kazancı ortaklarına dağıtması kooperatifin muafiyetine etki etmeyecektir. (B) kooperatifinin başkaca ortak dışı işlemleri nedeniyle iktisadi işletme oluşması halinde (K) A.Ş.’nin sermayesine katılımından elde ettiği kazancını iktisadi işletme ile ilişkilendirmesi de söz konusu olmayacaktır.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin “5.6.2. Kurumlar Vergisi Kanununun yayım tarihinden sonra gerçekleşen satış işlemlerinde istisna uygulaması” başlıklı bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“7061 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendiyle 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci cümlesi değiştirilmiş olup söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği 5/12/2017 tarihinden itibaren (bu tarih dahil) yapılan taşınmaz satışlarından elde edilen kazancın %50’lik kısmına istisna uygulanacak; bu tarihten önce yapılan taşınmaz satışlarından elde edilen kazancın ise %75’lik kısmı istisna uygulamasına konu edilebilecektir.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin “5.6.2.3.2. Satış kazancının fon hesabında tutulması” başlıklı bölümünün dördüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle ve anılan bölümün sonuna da aşağıdaki örnek eklenmiştir.

“5/12/2017 tarihinden itibaren yapılan taşınmaz satışlarından elde edilen kazancın ise %50’lik kısmına istisna uygulanacağından, bu tarihten itibaren yapılan taşınmaz satışlarına ilişkin olarak kazancın sadece istisnaya konu edilen %50’lik kısmı fon hesabına alınacaktır.”

Örnek 3: Maliyet bedeli 300.000.-TL olan bir taşınmaz, 2018 yılında 1.000.000.-TL’ye vadeli olarak satılmıştır. Satışa ilişkin tahsilat 2018 yılında 300.000.-TL, 2019 yılında 300.000.-TL, 2020 yılında 200.000.-TL ve 2021 yılında 200.000.-TL olarak gerçekleştirilecektir. Ancak kurum, kazancın %50’sini (700.000 x %50 = 350.000.-TL) satışın yapıldığı yılı izleyen yılın başında özel bir fon hesabına almış bulunmaktadır.

2021 yılında tahsil edilen 200.000.-TL’ye isabet eden [(200.000 x %70) x %50=] 70.000.-TL kazanç kısmı için istisnadan yararlanılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu kazanç tutarına istisna uygulanmış olması halinde, istisnaya konu olan 70.000.-TL nedeniyle 2018 hesap dönemine ilişkin olarak tahakkuk etmesi gereken kurumlar vergisi (geçici vergi dahil) vergi ziyaına uğramış olacağından vergi aslı, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

2018 yılı beyannamesinin verilmesi sırasında, mükellef kurum tarafından, satıştan elde edilen kazanç 700.000.-TL olmasına rağmen, istisna kazanç tutarının [(800.000 x %70) x %50=] 280.000.-TL olarak uygulanması halinde, vergi ziyaının varlığından bahsedilemeyecektir.”

MADDE 5 – Aynı Tebliğin “5.6.2.4.1. Taşınmazlar ile iştirak hisselerinin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası ve kamulaştırılması” başlıklı bölümünün dördüncü paragrafında yer alan “%75’inin” ibaresinden sonra gelmek üzere “, 5/12/2017 tarihinden itibaren yapılan taşınmaz satışlarında ise %50’sinin” ibareleri eklenmiştir.

MADDE 6 – Aynı Tebliğin “5.7. Bankalara veya TMSF’ye borçlu durumda olan kurumlar ile bankalara tanınan istisna” bölüm başlığında geçen “Bankalara” ibaresinden sonra gelmek üzere “, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine” ibareleri eklenmiştir.

MADDE 7 – Aynı Tebliğin “5.7.1. Bankalara borçları nedeniyle kanuni takibe alınmış veya TMSF’ye borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerine ve ipotek verenlere tanınan istisna” bölüm başlığında geçen “Bankalara” ibaresinden sonra gelmek üzere “, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine” ibareleri ve bu bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“7061 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendiyle 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yapılan değişiklikle finansal kiralama veya finansman şirketlerine borçları nedeniyle kanuni takibe alınmış kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık finansal kiralama ya da finansman şirketlerine devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı istisna kapsamına alınmıştır.

Buna göre, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği 1/1/2018 tarihinden itibaren taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının bent kapsamında finansal kiralama ve finansman şirketlerine devrinden doğan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamına kurumlar vergisi istisnası uygulanacaktır. Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralama konusu anılan varlıkların finansal kiralama şirketince 6361 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde üçüncü kişilere satışı veya kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla finansal kiralama konusu anılan varlıklara ilişkin her türlü tasarruf hakkının kiralayana devri dolayısıyla kiracı nezdinde doğan kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.”

MADDE 8 – Aynı Tebliğin “5.7.2. Bankalara tanınan istisna uygulaması” bölüm başlığında geçen “Bankalara” ibaresinden sonra gelmek üzere “, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine” ibareleri, bu bölümün birinci paragrafında yer alan “bankaların” ibaresinden sonra gelmek üzere “; “finansal kiralama ve finansman şirketleri” kavramlarından ise 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan finansal kiralama şirketleri ile finansman şirketlerinin” ibareleri ve üçüncü paragrafında yer alan “Bankaların” ibaresinden sonra gelmek üzere “, finansal kiralama ya da finansman şirketlerinin” ibareleri eklenmiş olup aynı bölümün ikinci paragrafının sonuna aşağıdaki cümle ve anılan paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“7061 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendiyle 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan %75 oranının taşınmazlar için %50 olarak uygulanmasına ilişkin yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 5/12/2017 tarihinden itibaren (bu tarih dahil) yapılan taşınmaz satışlarından elde edilen kazancın ise %50’lik kısmına istisna uygulanacaktır. Bu tarihten önce bankalarca yapılan taşınmaz satışlarından elde edilen kazancın %75’lik kısmı istisna uygulamasına konu edilebilecektir.”

“Finansal kiralama veya finansman şirketlerinin kanuni takibe alınmış alacakları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden itibaren iktisap ettikleri; taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışından doğan kazançların ise %75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

Öte yandan, finansal kiralama şirketlerince 6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde, kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların mutabakatıyla, kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devir aldığı finansal kiralama konusu taşınmazların finansal kiralama şirketlerince üçüncü kişilere satışından doğan kazançların %50’lik kısmına da istisna uygulanacaktır.

Örnek 1: (A) Finansal Kiralama Şirketi (C) A.Ş.’ye ait olan taşınmazı (B) A.Ş.’ye finansal kiralama suretiyle kiralamak üzere 3/1/2018 tarihinde 9.000.000.-TL bedelle satın almış ve söz konusu taşınmazı 10 yıllığına (B) A.Ş.’ye 10.000.000.-TL kira ödemesi karşılığında kiralamıştır.

2.000.000.-TL’si anapara ve 400.000.-TL’si faiz olmak üzere toplam 2.400.000.-TL kira ödemesi yapıldıktan sonra, kiralama süresinin üçüncü yılında mali zorluklar nedeniyle finansal kiralama bedellerini ödeyemeyen (B) A.Ş. temerrüde düşmüştür. Daha sonra söz konusu taşınmaz rayiç değeri olan 11.000.000.-TL bedel dikkate alınmak suretiyle ve tarafların karşılıklı mutabakatıyla (A) Finansal Kiralama Şirketinin tasarrufuna bırakılmıştır. Kiralama süresinin üçüncü yılında tahakkuk ettiği halde ödenmeyen kira bedelleri 500.000.-TL anapara, 80.000.-TL faiz olmak üzere toplam 580.000.-TL’dir. (A) Finansal Kiralama Şirketi bu taşınmazı 3/3/2021 tarihinde (D) Ltd. Şti.’ne 12.000.000.-TL bedelle satmıştır.

Finansal kiralamaya konu taşınmazın sözleşmeden kaynaklanan tüm tasarruf haklarının (B) A.Ş. tarafından (A) Finansal Kiralama Şirketine devri işleminde taşınmaz devri söz konusu olmadığından, (B) A.Ş. açısından bu işlemden elde edilen kazanca ilişkin olarak istisna uygulanabilecek bir tutar da bulunmamaktadır.

Öte yandan, tarafların karşılıklı mutabakatı sonucu 11.000.000.-TL bedel dikkate alınmak suretiyle (A) Finansal Kiralama Şirketince tüm tasarruf hakları devralınan söz konusu taşınmazın (D) Ltd. Şti.’ne satılması nedeniyle doğan satış kazancının %50’lik kısmına kurumlar vergisi istisnası uygulanabilecektir.”

MADDE 9 – Aynı Tebliğin “5.11. Risturn istisnası” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yapılan ve 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle, kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile tüketim kooperatiflerinin, ortaklarının kişisel ve ailevi gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların değerine göre hesapladıkları risturnlara ilişkin kurumlar vergisi istisnası korunmuş; münhasıran üretim ve kredi kooperatiflerine tanınan risturn istisnası, Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan kooperatif muafiyetine ilişkin olarak yapılan düzenleme çerçevesinde yürürlükten kaldırılmıştır.

Buna göre, ortaklarla 1/1/2018 tarihinden önceki dönemlerde yapılan işlemler dolayısıyla üretim ve kredi kooperatiflerinin hesapladığı risturnlar kurumlar vergisi istisnasından faydalanabilecektir.”

MADDE 10 – Aynı Tebliğin “5.11.3. Üretim kooperatiflerinde risturn istisnası” ve “5.11.4. Kredi kooperatiflerinde risturn istisnası” başlıklı bölümleri yürürlükten kaldırılmış ve sonraki bölüm numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.

MADDE 11 – Aynı Tebliğin “11.4. Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçeler” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“7061 sayılı Kanunun 106 ncı maddesiyle 6361 sayılı Kanunun 16 ncı maddesine eklenen fıkra ile finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından anılan madde uyarınca ayrılan özel karşılıkların tamamının ayrıldıkları yılda kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme 1/1/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinden bu tarihten önce anılan kurumlarca ayrılan özel karşılıkların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.”

MADDE 12 – Aynı Tebliğin “14.1. Beyannamenin verilmesi” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin farklı alan veya konularda yaptığı tüm ortak dışı işlemler nedeniyle, alan veya konu ayrımı gözetilmeksizin, her bir kooperatifin tüzel kişiliğine bağlı tek bir iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilecektir. Bu iktisadi işletmenin mükellefiyetle ilgili ödevlerinin yerine getirilmesinden kooperatif tüzel kişiliği sorumlu olacaktır.”

MADDE 13 – Aynı Tebliğin “14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan” başlıklı bölümünün birinci paragrafında yer alan “kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin” ibareleri “kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin” şeklinde değiştirilmiş; aynı paragrafta yer alan “anılan kooperatiflerin” ibareleri “bu iktisadi işletmelerin” şeklinde, aynı bölümün ikinci paragrafında yer alan “diğer gelirleri de bulunan kooperatifler” ibareleri “ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler” şeklinde ve son paragrafında yer alan “kooperatiflerin” ibaresi “iktisadi işletmelerin” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 14 – Aynı Tebliğin “15.3.9. Vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr paylarında vergi kesintisi” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılan ve kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflere, iştirak ettiği tam mükellef kurumlar tarafından 1/1/2018 tarihinden itibaren dağıtılan kâr payları üzerinden %15 vergi kesintisi yapılacaktır. Ancak söz konusu kooperatiflerin elde etmiş oldukları bu kâr paylarının, daha sonra ortaklara dağıtılması durumunda dağıtılan tutarlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca herhangi bir vergi kesintisi yapılması söz konusu olmayacaktır.”

MADDE 15 – Aynı Tebliğin “16.3. Tarhiyatın muhatabı” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle oluşan iktisadi işletmenin kazançları üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi, kooperatif tüzel kişiliği adına tarh olunur.”

MADDE 16 – Aynı Tebliğin “36. Geçici Hükümler” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki alt bölüm eklenmiştir.

“36.8. 5520 sayılı Kanuna 7061 sayılı Kanunun 91 inci maddesiyle eklenen geçici 10 uncu madde hükmü aşağıdaki gibidir.

“Geçici Madde 10 – (1) Bu Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan %20 oranı, kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine) ait kurum kazançları için %22 olarak uygulanır.

(2) Bakanlar Kurulu, birinci fıkrada yazılı %22 oranını %20 oranına kadar indirmeye yetkilidir.”

Bu kapsamda, kurumlar vergisi mükelleflerinin 2018, 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait kurum kazançları üzerinden %22 oranında kurumlar vergisi alınacaktır. Ayrıca, söz konusu dönemlerde kurumlar vergisi mükelleflerince, anılan vergilendirme dönemlerinin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre %22 oranında geçici vergi ödenecektir.”

Tebliğ olunur.

 

Aidatların kredi kartı ile tahsilatı

site yönetimi olarak kat malikleri ve kiracılardan gider karşılığı toplanan aidatların kredi kartı ile tahsili durumunda banka tarafından komisyon alındığı ve bu komisyon tutarının da ödemeyi yapan kişilerden tahsil edilmesinin düşünüldüğü belirtilerek, söz konusu komisyon tutarının kredi kartı ile tahsis edilmesi durumunda vergi yükümlülüğü doğup doğmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.

Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir.

Ancak bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Buna göre, site yönetiminiz tarafından aidat tutarı ile aidat tutarına ilişkin olarak banka tarafından alınan komisyon tutarının kredi kartı ile tahsil edilmesi ticari faaliyet kapsamında bulunmadığından söz konusu aidatların kredi kartı ile tahsil edilmesi nedeniyle gelir vergisi mükellefiyeti doğmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İşhanına ait otopark işletmeciliğinin KDV karşısındaki durumu

İşhanına ait otopark işletmeciliğinin KDV karşısındaki durumu

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, işhanınıza ait otoparkın kar amacı gütmeden bina sahiplerine aidat karşılığı kullandırılması veya üçüncü kişilere kiralanmasının gelir vergisi ve katma değer vergisine tabi olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN
“İşhanı Yöneticiliği” tüzel kişiliğe haiz olmayıp, gelir ve kurumlar vergisine tabi değildir. Ayrıca kiralanan otopark, işhanı yöneticiliğine ait olmayıp, kat maliklerinin ortak mülkiyetidir. Kat maliklerinin ortak kullanım alanı olan ve dolayısıyla bunlarca kullanılan otopark ve diğer hizmetler için ödenen yönetim aidatlarının gelir olarak değerlendirilmesi söz konusu değildir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 inci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Aynı Kanunun 70 inci maddesinde ise; gayrimenkul sermaye iradının tarifi yapılmıştır. Buna göre maddede yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu belirtilmiş ve anılan maddede gayrimenkul sermaye iratları bentler halinde sayılmıştır.
Bu madde hükmüne göre, işhanıyönetiminiz tarafından kiraya verilen otoparkın, hak sahiplerinin ortak kullanımına mahsus olması, dolayısıyla elde edilen kira gelirinin de hak sahiplerinin geliri olması nedeniyle, bu kiralama işleminden dolayı yöneticiliğinizin vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktır.
Yine aynı Kanunun “vergi tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakten veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 5/a bendinde ise; 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununun “Toplama Yapılmayan Haller” başlıklı 86 ncı maddesinde; “Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahi edilemez.
1-Tam mükellefiyette;
a)  Gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar, bu kanunun 75 inci maddesinin (15) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı,
…,
c) Vergiye tabi gelir toplamının ((a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç) 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla, Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları
d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 2010 yılı için 1.090 TL’yi aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlere göre; iş hanınızın ortak mülkiyetine ait otoparkı kiraya vermek suretiyle elde edilecek kira geliri, niteliği bakımından maliklerin gayrimenkul sermaye iradı olup, elde edilen toplam hasılat her bir malike paylaştırılarak maliklerin durumlarına göre değerlendirilme yapılacaktır. Söz konusu gayrimenkul sermaye iradını sağlayan kiracılarıntevkifat yapma zorunluluğunun bulunması halinde hak sahibi gerçek kişilere isabet eden gayrisafi tutar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 5/a bendi uyarınca tevkifat yapılması, ancak hak sahibi olarak ticari, zirai veya kurumlar vergisine tabi işletmelere isabet eden gayrisafi tutarı üzerinden ise elde edilen kira geliri bu işletmelerin ticari, zirai veya kurum kazancının tespitinde dikkate alınacağından, gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.
Diğer taraftan tevkif suretiyle vergilendirilen işyeri kira gelirine ilişkin olarak;
– 2010 yılında elde edilen ve başkaca geliri bulunmayan kat maliklerinin tevkif suretiyle vergilendirilmiş kira gelirleri toplamının 22.000 TL yi aşmaması halinde Gelir Vergisi Kanununun 86/1-c maddesine göre işyeri kira gelirleri için beyanname verilmeyecek,
– Maliklerin kira gelirinin yanında başkaca bir gelirlerinin bulunması halinde ise her bir malikin durumu Gelir Vergisi Kanunu’nun 85 ve 86 ncı maddeleri çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilecektir.
Ayrıca apartmanın ortak alanlarını kiralayan mükelleflerin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen stopaj yapma zorunluluğunda bulunan kişi ve kuruluşlardan olmaması durumunda kat maliklerince hisselerine düşen ve tevkif suretiyle vergilendirilmemiş gayrimenkul sermaye iratlarının 2010 takvim yılı için Gelir Vergisi Kanunu’nun 86 ncı maddesinin 1/d bendine göre 1.090 TL yi aşması durumunda (maliklerin kira gelirinin yanında başkaca bir gelirlerinin bulunması halinde ise her bir malikin durumunun Gelir Vergisi Kanununun 85 ve 86 ncı maddeleri çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirileceği tabiidir.) yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı gerekmektedir.
Diğer yandan, işhanı sakinlerine hizmet vermek amacıyla açılan ve kazanç sağlama potansiyeline sahip otopark işletmeciliği faaliyetinin üçüncü kişilere kiraya verilmeyerek işhanı yönetim kurulunuz tarafından yürütülmesi halinde ise, söz konusu faaliyetin adi ortaklık halinde yürütülen ticari faaliyet olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-f maddesinde de Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı maddenin 2 nci fıkrasında ise bu faaliyetlerin kapsamı, niteliği ve devamlılığının Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan, Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-d maddesi ile iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Bütün bu hükümlere göre;
İşhanınıza ait otoparkın işhanıyönetiminiz tarafından sadece işhanı sakinlerine otopark maliyetine katkı payı (aidata yansıtılarak) karşılığında kullandırılması KDV ye tabi değildir.
Ancak, söz konusu otoparkın işhanı yöneticiliğinizce işletilmesi diğer bir ifadeyle otoparkın işhanı yöneticiliğiniz tarafından sakinler dışındaki kişilere veya otopark işleten üçüncü kişilere kullandırılması/kiralanması halinde, bu işlem  Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesi uyarınca KDV ye tabi olacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

Site Yönetimi tarafından düzenlenen makbuzlara istinaden kdv indirimi

SAYI   : B.07.0.GEL.0.54/5429-646

KONU :

 

 

İLGİ: 08.01.2002 tarihli dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçeniz incelendi.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 ve 34 uncu maddelerinde, mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendiği katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmesi gerektiği, Kanunun 53 uncu maddesinde ise fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği belirtilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde, fatura ve fatura yerine gecen belgelere ilişkin düzenlemeler yapılmış. bulunmaktadır. Söz konusu Kanunun 229, 230, 231 ve 232 inci maddelerinde, faturanın tarifi, sekli, nizami ve fatura kullanma mecburiyetinde (fatura vermek ve almak zorunda) olanlara dair hükümler; 233, 234 ve müteakip maddelerinde ise, fatura yerine gecen belgelerden perakende satış vesikaları (fatura kullanma haddini asmamak kaydıyla ), gider pusulası ve diğer belgelere ilişkin hükümler yer almaktadır.

Bu hükümlerden de anlaşılacağı gibi, apartman yönetimince apartmanın ortak giderleri karşılığında kat ve işyeri kullanıcılarına düzenlenen makbuzlar fatura yerine geçen belgeler kapsamında bulunmamaktadır. Dolayısıyla, vergi mükelleflerinin faaliyetlerine yönelik olarak kendi adlarına yaptıkları harcamalarına ilişkin işletme giderlerini yukarıda sayılan (fatura veya fatura yerine geçen ) belgelerden herhangi biriyle belgelendirmeleri kaydıyla muhasebe kayıtlarına intikal ettirebilmeleri mümkün olmaktadır.

Bu durumda faaliyetinizi sürdürdüğünüz işhanı için yapılan giderlere ait faturaların ( yakıt, elektrik, su vs.) işhanında ikamet edenlere paylaşılmak suretiyle is ham yönetimince düzenlenmiş olan makbuzun, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca fatura veya fatura yerine geçen bir belge olarak kabulü söz konusu olmadığından ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.