|
Kooperatifler Mevzuatı ile ilgili Güncel Bilgilere Sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz
|
Yapı kooperatiflerine aşağıdaki şekillerde ortak olunmaktadır.
1.1. Kooperatifin kurucu ortağı olarak ortak olunması,
1.2. Kooperatifin kurulmasından sonra ortak olunması,
1.3. Ortaklığın devir alınması yoluyla ortak olunması,
1.4. Veraset yoluyla ortak olunması.
1.5. Taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortak olunması.
15.2.2018 tarihli ve 7099 sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (10.03.2018 tarihli ve 30356 sayılı Resmi Gazete) ile;
28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (15/03/2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmi Gazete) ile;
21/03/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (27/03/2018 tarihli ve 30373 sayılı 2. Mükerrer Resmi Gazete) ile;
28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete) ile
Bakanlığımız ile Maliye Bakanlığı ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlar arasında yapılan çalışmalar neticesinde 7061 sayılı Kanunla kooperatiflerin yıllardır yaşadığı birçok sorun çözülmüştür.
Bu çerçevede:
Özel Eğitim Kurumu” olarak faaliyet gösterdiği, okulda yıllık ortalama 400 öğrenciye hizmet verildiği, okul binası içerisinde bulunan yemekhanede ise öğrencilere yemek hizmeti verildiği belirtilerek hizmet bütünlüğü içerisinde aynı binada bulunan şirketiniz ve yemek hizmeti veren şirketin, ayrı ayrı çevre temizlik vergisi ödemesi gerekip gerekmediği ile çevre temizlik vergisinin eğitim kurumunda fiilen bulunan öğrenci sayısı üzerinden mi yoksa kontenjan üzerinden mi alınması gerektiği
14 seri no.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinin “6.DERECELER İNTİBAK VE İLAN” başlıklı bölümünde de, öğrenci sayısı ve yatak kapasitesi esas alınan binaların, yürütülen hizmetlerin bütünlüğü bakımından birlikte dikkate alınacağı, hizmet bütünlüğünün gerektirdiği bina gruplarının tek bina olarak değerlendirileceği, ancak, bunlardan hizmet bütünlüğü dışında kullanılanlar ile ayrı ayrı ya da bölümleri itibarıyla hizmet bütünlüğü içinde veya dışında başka kişiler tarafından kullanılan kurs, spor sahaları, yurt, büfe, kantin gibi bölümlerin ayrı bina olarak, dahil oldukları gruplar ve kriterler dikkate alınarak vergilendirileceği belirtilmektedir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalara göre, öğrenci sayısı esas alınan binalarda hizmet bütünlüğünün gerektirdiği bina gruplarının tek bina olarak değerlendirilerek çevre temizlik vergisinin buna göre alınması ancak, bu binalardan hizmet bütünlüğü dışında kullanılanlar ile ayrı ayrı ya da bölümleri itibarıyla hizmet bütünlüğü içinde veya dışında başka kişiler tarafından kullanılanların ayrı bina olarak değerlendirilerek, dahil oldukları gruplar ve kriterler dikkate alınarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca eğitim kurumu olarak faaliyet gösteren binalara ait çevre temizlik vergisi tarifesine ilişkin grup ve derecenin belirlenmesinde kontenjan sayısına ilişkin bir belirleme bulunmadığından, özel eğitim faaliyeti gösterilen binalarda kapasite doluluğuna bakılmaksızın, mevcut öğrenci sayısı dikkate alınarak çevre temizlik vergisinin hesaplanması gerekmektedir.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
YOL HARİTASI
Sorularınız için
YOL HARİTASI
Sorularınız için
Hata: İletişim formu bulunamadı.
Kooperatif Genel Kurullarında Yönetim ve Denetim Kurulu seçimlerinde oylarda eşitlik olması halinde ne yapılmalıdır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN
Oylarda eşitlik olması durumunda kuraya başvurulur
internet ağı üzerinden Hindistan, Amerika ve Almanya’dan alan adlarını (domain) alarak Türkiye’de satmak suretiyle hosting hizmeti yaptığınız, bu hizmet nedeniyle internet üzerinden gönderilen fatura bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisini 2 No.lu KDV Beyannamesi ile, yaptığınız gelir vergisi tevkifatını ise muhtasar beyanname ile beyan edip ödediğinizi belirterek, söz konusu bu işlemlerin mevzuata uygun olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3. maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1. maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almakta olup, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında da bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı GVK.nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış; ikinci fıkrasında ise ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılması öngörülmüş olup 12.01.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranı %20 olarak belirlenmiştir.
Bu çerçevede, yurtdışından satın alınan (domain) alan adı karşılığı yapılan ödemeler gayrimaddi hak ödemesi niteliğinde olup, yapılan bu ödemeler üzerinden, kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 3065 sayılı KDVK.nun;
hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 15 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Yurt Dışından Sağlanan Hizmetler” başlıklı (C) bölümünde; “KDV Kanununun 1. maddesine göre, işlemler Türkiye’de yapıldıkları takdirde vergiye tabi tutulabilecektir. Aynı Kanunun 6/b maddesine göre, Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetler Türkiye’de ifa edilmiş sayılacaktır. Yurt dışındaki firmalara yaptırılan hizmetlerden bu kapsama girenlerin vergiye tabi olacağı açıktır. Bu gibi hizmet ifalarında mükellef esas olarak yurt dışındaki firma olmakla birlikte, firmanın Türkiye’de ikametgahı, işyeri, kanuni merkez ve iş merkezi bulunmaması halinde vergi, sözü edilen Kanunun 9. maddesi gereğince hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından bağlı bulunulan vergi dairesine sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.” açıklamasına yer verilmiştir.
Bu itibarla, yurtdışında mukim firmalardan alınan (domain) alan adlarına ilişkin bedeller üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin tarafınızca 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Yapı kooperatiflerine aşağıdaki şekillerde ortak olunmaktadır.
1.1. Kooperatifin kurucu ortağı olarak ortak olunması,
1.2. Kooperatifin kurulmasından sonra ortak olunması,
1.3. Ortaklığın devir alınması yoluyla ortak olunması,
1.4. Veraset yoluyla ortak olunması.
1.5. Taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortak olunması.
Yapı kooperatifleri en az 7 kişinin bir araya gelmesi ile kurulmaktadır. Bu kişiler uygulamada kurucu ortak olarak ifade edilmektedir.
Kooperatifin kurucu ortakları Kooperatif Anasözleşmesinin sonundaki ilgili bölüme adı, soyadı, tabiiyeti, adresi, sermaye taahhüdü, ödediği sermaye ve imzaları belirtmek suretiyle kooperatif kayıtlarına intikal etmiş olmaktadırlar.
Kooperatifin kuruluşunda kooperatif anasözleşmesi notere onaylattırıldığından, bu onay sırasında noter kurucu ortakların kimlik tespitini yaptığı gibi, ayrıca kurucu ortakların nüfus kayıt örnekleri ile ikametgah belgeleri kuruluşa izin veren makama verilmektedir.
Her ne kadar ortaklığa kabul, yönetim kurulu kararıyla gerçekleşeceğine dair kooperatif anasözleşmesinde hüküm yer almakta ise de, kurucu ortaklar için bu koşul aranmamaktadır. Yetkili Makam, kooperatifin kuruluşuna izin vermiş olmakla kurucu ortakların ortak olarak kabulünü de yapmış olmaktadır. Başka bir anlatımla kurucu ortakların ortak olması için yönetim kurulu kararı koşulu aranmamaktadır. İşlemin yasal dayanağı KK’nın 1. maddesidir.
Kurucu ortakların medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip gerçek kişi olmaları, T.C. vatandaşı olmaları veya yabancı uyruklu olmakla birlikte 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun veya yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre Türkiye’de taşınmaz mal edinmesine olanak tanınan ülkelerin vatandaşı olması zorunludur.
Ancak, T.C. vatandaşı olmadığı halde, Türkiye’de taşınmaz mal edinme hakkı verilen ülkelerin vatandaşları kooperatife ortak olmakla birlikte kooperatif organlarında görev almaları mümkün değildir.
Kurucu ortak olacak tüzel kişiler ise, kamu ve özel hukuk tüzel kişileridir.
Bu konu kooperatif ana sözleşmesinde hüküm altına alınmış olup, yukarıda da açıklanmıştır. Kooperatife ortak olmak isteyen kişiler yazılı olarak başvuruda bulunup ortaklık koşullarını taşıdıklarına ilişkin belgelerini bu dilekçelerine eklemek durumundadırlar.
Yönetim kurulu ortak olmak isteyen kişilerin ortaklık koşullarını taşıyıp taşımadığını araştırmak zorundadır.
Ortaklık yönetim kurulu kararıyla gerçekleşir.
Uygulamada her ortağa bir ortaklık numarası verilmesi birtakım iş ve işlemlerden dolayı zorunlu olmaktadır. Kooperatifçilik mevzuatında ortaklık numarasının ortaklığa giriş tarihine göre verilmesi gerekmektedir. Ancak, ortaklık numarasının kişi esas alınarak mı, yoksa işyeri ya da konut esasına göre mi verileceği hususu duraksama yaratmaktadır.
3476 sayılı yasa ile 25 Ekim 1988 tarihinden itibaren ortaklığın devri serbest bırakılmıştır. Ortaklığı devralan ve devreden kişilerin birlikte kooperatife müracaatı halinde devre mani herhangi bir hususun olmaması durumunda yönetim kurulu ortaklığın devrine karar almaktadır.
Devirde eski ortağın bütün hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer. Yeni ortağın devir sırasında ortaklık koşullarını taşıması ve konut veya işyerinin adına tescil edilmesine kadar bu koşulların bulunması zorunludur.
Yönetim kurulu ortaklığın devri konusunda başvuruda bulunan kişinin ortaklığını uygun gördüğü taktirde karar almak suretiyle devir işlemini kabul eder.
Devir sadece devralan kişinin ortaklık koşullarını taşımaması halinde yerine getirilemez. Ayrıca ortaklığı devreden kişinin ihraç edilmiş olması veya büyük miktarda borcunun bulunmuş olması durumunda da ileride bir anlaşmazlığın oluşmaması için bu hususlara da (devir yapılmadan önce) çözüm getirilmesi gerekmektedir.
İhracı kesinleşen kişilerin ortaklığı devir hakları bulunmamaktadır.
Veraset yoluyla da ortak olunması olanaklıdır. Kooperatif ana sözleşmesine göre ferdi ilişkilere geçilmeden önce vefat eden ortağın hakları yasal mirasçılarına geçer. Yasal mirasçıları 3 ay içinde durumu kooperatife bildirmeleri koşuluyla ortaklık hakları mirasçıları lehine devam eder.
Mirasçılardan biri, veraset ilamını dilekçeye eklemek suretiyle vefat eden ortağın ortaklık haklarının varislere intikalini isteyebilir. Ayrıca varis sayısı birden fazla ise, varisler arasından birini temsilci olarak görevlendirilmesi gerekir. Temsilci belgesinin yazılı olması şarttır.
Uygulamada görülmemekle beraber Kooperatifler Kanunu taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortak olunabileceğine dair hüküm içermektedir. KK’nın konuya ilişkin “görev veya hizmetin bitmesi, taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortaklık” başlığın taşıyan 15. madde hükmü aynen aşağıdaki şekildedir:
“Madde 15-Ortaklık sıfatı bir görev veya hizmetin yerine getirilmesine bağlı ise, bu görev veya hizmetin sona ermesi ile ortaklık sıfatı kalkar. Bu halde anasözleşmeye hüküm konulmak suretiyle ortaklığın devamı sağlanabilir.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
Madde 1- Kapsam :
Hazırlayan: Şeref Kısacık
İstanbul İli, ……………….. ilçesi, …….. Ada ………. nolu Parsel / parseller üze- rinde kurulu, Belediyece onaylı yerleşim planı ve uygulama projelerine göre yapılmış ve yapılacak olan ( ve hatta daha sonra yapılması muhtemel imar planı değişiklikleri ile yapılacak olan), konut ve işyeri üniteleri, ticari ve sosyal donatı alan ve üniteleri, alt yapı tesisleri, ortak kullanım yerleri ve sosyal tesisleri, …………………..SİTESİ adı altında, (Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ve ilgili diğer yasaların emredici hükümleri saklı kalmak koşuluyla) BU YÖNETİM PLANI’NA GÖRE YÖNETİLİR.
(Site Yönetim Planı, bundan böyle SYP kısaltması ile anılacaktır.) Madde 2 –Yönetim Planında Hüküm Bulunmayan Hallerde Uygulanacak Yasal Mevzuat:
Yönetim Planı, Site’ deki tüm kat malikleri arasında geçerli bir sözleşme niteli- ğindedir. Herhangi bir uyuşmazlık çıktığında, uyuşmazlığın çözümünde önce- likle Yönetim Planındaki hükümler uygulanır. Yönetim Planında hüküm bulunmayan hallerde, Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) hükümleri uygulanır. KMK.’nda da hüküm bulunmayan hallerde ise, Türk Medeni Kanunu (TMK), Türk Borçlar Kanunu (TBK, Tebligat Kanunu ve diğer yasaların ilgili hükümleri ve yerleşik Yargıtay içtihatları ile aynı/benzer konuda daha önce alınmış ve uygulanmış emsal nitelikteki Toplu Yapı Temsilciler Kurulu (TYTK tarafından aksi yönde bir karar alınmadıkça ) kararı uy- gulanır.
İş bu Yönetim Planı, yukarıda belirtilen parsel / parseller üzerinde oluşan
……………….Sitesi’ndeki tüm kat maliklerini, kat irtifak hakkı sahiplerini, onların mirasçılarını, bağımsız bölüm veya kat irtifakının bağlı bulunduğu arsa payını; satış, bağış vs. bir yolla iktisap edecek olanları ve bu Site’de oturan ve çalışan bütün şahısları kendiliğinden bağlar. Site sakinlerinin, Yönetim Planı hükümlerine uyması zorunludur.
Yönetim Planı, sitedeki tüm kat maliklerinin 4/5’inin oyu ile veya Toplu Yapı Tem- silciler Kurulu üyelerinin ve temsil ettikleri bağımsız bölümlerin toplam sayısının beşte dördünün oyu ile değiştirilebilir.
yapıları, altyapıları, sosyal-ticari tesisleri vb.) kapsayan ve kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününü ifade eder.
ç) Blok Kat Malikleri Kurulu : Sitedeki yapılardan, birbirinden bağımsız (ayrık) olarak yapılan 25 ayrı blok yapıdan her bir binaya “BLOK YAPI”, her bir blok yapı- daki bağımsız bölüm maliklerinden oluşan kurula “BLOK KAT MALİKLERİ KURU- LU” denilir. (Bundan böyle, BKMK kısaltmasıyla adlandırılacaktır.)
(Bundan böyle, TYTK kısaltmasıyla adlandırılacaktır.)
(Bundan böyle, SYK kısaltmasıyla adlandırılacaktır.)
(Bundan böyle, SDK olarak adlandırılacaktır.)
ı) Ortak Yer: KMK.’ nun 4. ve 67. maddelerinde sayılan yerler ile, blokların ve ba- ğımsız bölüm niteliğindeki diğer yapı ve tesislerin oturduğu ortak alanlar dışında kalan ve münhasıran bir bağımsız bölüme tahsis edilmemiş olan, ortaklaşa kullanma, korun- ma veya faydalanma için zaruri olan Sitedeki bütün ortak yerler, yapı ve tesisler, bu yönetim planının uygulanmasında ORTAK YER, ORTAK YAPI ve TESİS SAYILIR. Ortak yerlerle ilgili olarak, ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI AÇILAMAZ. A15 Bloktaki 2 adet ve A25 bloktaki 1 adet kapıcı dairesi ile yönetim binası, mar- ket ve sosyal tesis sayılacak benzer yerler hangi parsel veya blokta olursa olsun, sitenin ortak yer ve tesisi sayılır.
netmeliği’ne veya alınan kararlara göre, SİTE YÖNETİM KURULU veya üçüncü bir gerçek ya da tüzel kişi tarafından işletilen; yönetim binası, açık- kapalı havuz, sauna, fitness salonu, kafeterya, tenis kortu,basketbol sahası, oturma kamelyaları, çocuk park- ları gibi oyun- spor alanları, ofis, dükkan, market vs. den oluşan tüm sosyal, kültürel ve ticari tesisleri ifade eder. Ortak yer olan bu sosyal tesislerle ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açılamaz.
TYTK tarafından (kurul üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölüm sayılarının 4/5’inin oylarıyla) aksi kararlaştırılmadıkça;
Sitedeki ana gayrimenkul üzerinde ayrık düzende inşa edilmiş olan blok yapıların bağımsız bölüm maliklerinden (kat maliklerinden) oluşan “BLOK KAT MALİKLE- Rİ KURULU”; sadece kendi bloklarını, eklentilerini ve münhasıran kendilerine tah- sis edilmiş olan ortak yerlere ilişkin konularda olmak üzere karar alır ve kendilerini TYTK’ da temsil edecek olan blok temsilcilerini seçer.
Bloklarıyla ilgili karar alma hak ve yetkisi BLOK KAT MALİKLERİ KURU- LU’NA AİTTİR. Alınan bu kararlar, Site’nin genel yönetim ilkeleri ve bloklar arası ahengi bozmayacak nitelikte olmak ve imar mevzuatına uygun olmak kaydı ile (gerekli İŞLETME PROJESİ YAPILARAK), SİTE YÖNETİM KURULU tarafından uygulanır.
yısının yüzde beşinden fazlasını kullanmak üzere vekil tayin edilemez. Vekil, temsil yetkisini yazılı bir belge ile kanıtlamak zorundadır. Ancak belgenin ıslak imzalı olması şart değildir. Faks ve e-posta yolu ile de vekalet verilebilir. Ancak e-postanın site yöne- timinin belirlediği adrese, malikin daha önce site yönetiminde kayıtlı olan adresinden gönderilmesi gerekmektedir. Eş, çocuk ve ana-babanın vekaleten toplantıya katılması halinde yazılı vekalet aranmaz. Vekilin kat maliki olması şart değildir.
TYTK tarafından (kurul üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölüm sayılarının 4/5’inin oylarıyla) aksi kararlaştırılmadıkça;
Olağan Blok Kat Malikleri Kurulu toplantıları 2 (iki ) yılda bir blok temsilcilerini seçmek ve blokla ilgili sorunları görüşmek üzere aşağıda belirtilen gün ve saatlerde, Site Yönetim Ofisinde toplanırlar. Birinci toplantıda çoğunluk sağlanamaması halinde ikinci toplantı aynı yerde, aynı gündemi görüşmek üzere ( çoğunluğa bakılmaksızın, ikinci toplantı günü olarak) belirlenen gün ve saatte yapılır.
Olağan BKMK toplantıları 2 iki yılda bir hep aynı tarih ve saatte yapılacağından (bu husus önceden bilindiğinden) bu toplantılar için çağrı merasimine uyma zorun- luluğu yoktur. Ancak, site yönetim kurulu isterse; blok kapılarındaki panoya asmak, evlere davet metnini dağıtmak ve/veya site yönetiminin web sayfasında yayınlamak, SMS veya e- posta göndermek yöntemlerinden herhangi biri veya birkaçıyla da duyu- rulabilir.
BLOK NO | İLK TOPLANTI | İKİNCİ TOPLANTI |
A1 BLOK | Aralık ayının 1. Cumartesi günü saat 11.00 | Aralık ayının 3. Cumartesi günü saat 11.00 |
A2 BLOK | Aralık ayının 1. Cumartesi günü saat 12.00 | Aralık ayının 3. Cumartesi günü saat 12.00 |
A3 BLOK | Aralık ayının 1. Cumartesi günü saat 13.00 | Aralık ayının 3. Cumartesi günü saat 13.00 |
A4 BLOK | Aralık ayının 1. Cumartesi günü saat 14.00 | Aralık ayının 3. Cumartesi günü saat 14.00 |
A5 BLOK | Aralık ayının 1. Cumartesi günü saat 15.00 | Aralık ayının 3. Cumartesi günü saat 15.00 |
A6 BLOK | Aralık ayının 1. Cumartesi günü saat 16.00 | Aralık ayının 3. Cumartesi günü saat 16.00 |
A7 BLOK | Aralık ayının 1. Pazar günü saat 11.00 | Aralık ayının 3. Pazar günü saat 11.00 |
A8 BLOK | Aralık ayının 1. Pazar günü saat 12.00 | Aralık ayının 3. Pazar günü saat 12.00 |
A9 BLOK | Aralık ayının 1. Pazar günü saat 13.00 | Aralık ayının 3. Pazar günü saat 13.00 |
A10 BLOK | Aralık ayının 1. Pazar günü saat 14.00 | Aralık ayının 3. Pazar günü saat 14.00 |
A11 BLOK | Aralık ayının 1. Pazar günü saat 15.00 | Aralık ayının 3. Pazar günü saat 15.00 |
A12 BLOK | Aralık ayının 1. Pazar günü saat 16.00 | Aralık ayının 3. Pazar günü saat 16.00 |
A13 BLOK | Aralık ayının 2. Cumartesi günü saat 11.00 | Aralık ayının 4. Cumartesi günü saat 11.00 |
A14 BLOK | Aralık ayının 2. Cumartesi günü saat 12.00 | Aralık ayının 4. Cumartesi günü saat 12.00 |
A15 BLOK | Aralık ayının 2. Cumartesi günü saat 13.00 | Aralık ayının 4. Cumartesi günü saat 13.00 |
A16 BLOK | Aralık ayının 2. Cumartesi günü saat 14.00 | Aralık ayının 4. Cumartesi günü saat 14.00 |
A17 BLOK | Aralık ayının 2. Cumartesi günü saat 15.00 | Aralık ayının 4. Cumartesi günü saat 15.00 |
A18 BLOK | Aralık ayının 2. Cumartesi günü saat 16.00 | Aralık ayının 4. Cumartesi günü saat 16.00 |
A19 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 11.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 11.00 |
A20 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 12.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 12.00 |
A21 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 13.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 13.00 |
A22 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 14.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 14.00 |
A23 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 15.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 15.00 |
A24 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 16.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 16.00 |
A25 BLOK | Aralık ayının 2. Pazar günü saat 17.00 | Aralık ayının 4. Pazar günü saat 17.00 |
610 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 89 • Sayı: 6 • Yıl: 2015
SYK; Blok Kat Malikleri Kurulu’nu (toplantı tarihinden en az 15 gün önce bütün Blok Kat Maliklerine imzalatılacak çağrı veya taahhütlü mektupla toplantıya davet ederek), gerekli gördüğü her zaman toplantıya çağırabilir.
SYK, blok kat maliklerinin üçte birinin birlikte yapacakları yazılı başvuru üzeri- ne, kurulu gecikmeksizin toplantıya çağırmakla yükümlüdür. SYK bu istemi başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde yerine getirmezse, SDK kat maliklerini olağanüstü BKMK toplantısına çağırabilir. Toplantı isteminde bulunan malikler, istemlerinde top- lantının gündemini belirtmek ve tebliğ giderlerini de karşılamak zorundadırlar. SYK ve SDK. nun toplantı istemini yerine getirmemesi ( BKMK ‘ yı toplantıya çağırmaması halinde ) halinde, ilgili kat maliklerinin yasal yollara başvurma hakları saklıdır.
TYTK tarafından (kurul üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölüm sayılarının 4/5’inin oylarıyla) aksi kararlaştırılmadıkça;
Herhangi bir nedenle 2 (iki) yıl içerisinde BKMK toplanamaz ve / veya blok tem- silcisini seçemezse, yeni seçim yapılana kadar, mevcut blok temsilcileri göreve devam eder.
BKMK kararları, toplantıya veya karara katılmış olmasalar dahi, o bloktaki bütün kat maliklerini, kiracıları ve bağımsız bölümü herhangi bir şekilde onlardan devir almış olanları ve o bağımsız bölümden yararlanan herkesi bağlar. Karara muhalefet şerhi ko- nulması sonucu değiştirmez.
Tebliğ zorunlu olmamakla birlikte, site yönetim kurulu isterse; blok kapılarındaki panoya asmak, evlere elden dağıtmak ve/veya site yönetiminin web sayfasında yayın- lamak, SMS veya e- posta göndermek yöntemlerinden herhangi biri veya birkaçıyla da kararları duyurabilir.
BKMK kararları, SYK tarafından her bir blok için ayrıca tutulacak olan ve (1) den başlayıp sırasıyla giden sayfa numaralarını taşıyan karar defterine yazılır veya bilgisa- yarda yazılan tutanak yapıştırılır.
Aksi kararlaştırılmadıkça, toplantı tutanağı Divan Kurulunca imzalanır ve bununla yetinilir.
Ancak, toplantıya katılan kurul üyeleri de, istedikleri takdirde tutanağı imzalarlar. Karara aykırı oy verenler (arzu ederlerse) aykırılığın sebebini yazılı olarak belirterek tutanağı imzalayabilirler.
TYTK, Blok Kat Malikleri Kurulları tarafından seçilen blok temsilcilerinden ( 25
kurul üyesinden ) oluşan Sitedeki en üst karar organıdır.
mak, TYTK’ nda yöneticilere bir ücret belirlenmemişse, Yönetim Kurulu üyeleri olağan yönetim giderlerine (demirbaş ve kalıcı yatırım kalemleri hariç) katılmaz. Denetim Kurulu üyeleri ise yarısına katılmaz. (KMK md.40)
) kesin olarak belirlemek. (Gecikme tazminatına ilişkin bir karar alınmamış veya bir oran belirlenmemişse, bu Yönetim Planındaki gecikme zammı oranı vd. ilgili hükümler uygulanır. )
(KMK md.69)
TYTK, iki yılda bir OCAK ayının 2. Pazar günü saat 11.00’de Site Yönetim Ofisinde, ibra gündemli olarak toplanır. İlk toplantıda çoğunluk sağlanamazsa, ikinci toplantı aynı yerde, saat 12:00 de, aynı gündemle Ocak ayının 3. (ilk toplantı günü olarak belirlenen günden sonraki) Pazar günü yapılır.
Geçmiş dönemde görev yapan (mevcut) SYK ve SDK’ nun ibrası, geçmiş dönem kesinleşen bütçe ve o döneme ait diğer konular bu toplantıda görüşülür ve karara bağ- lanır. Bu toplantı, ilgili dönemde görev yapan (eski) temsilcilerin katılımı ile yapılır, yeni seçilen temsilciler de isterlerse (söz ve oy hakkı olmazsızın) dinleyici olarak katı- labilirler.
TYTK, iki yılda bir OCAK ayının 3. Pazar günü saat:14.00’de Site Yönetim Ofisinde, seçim gündemli olarak toplanır. İlk toplantıda çoğunluk sağlanamazsa, ikinci toplantı aynı yerde, saat 15:00 te, aynı gündemle Ocak ayının 4. (ilk toplantı günü olarak belirlenen günden sonraki ) Pazar günü yapılır. Seçim gündemli TYTK top- lantılarına, yeni seçilen temsilciler katılırlar.
İlk çağrı yapılırken; birinci toplantıda toplantı yeter sayısının sağlanamaması halin- de, ikinci toplantının nerede ve hangi tarihte yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikin- ci toplantı arasında bırakılacak zaman yedi günden az, on beş günden fazla olamaz.
Yukarıda belirtilen tarihler dışında toplantı yapılmak istendiğinde, SYK olağanüstü toplantı merasimine uymak zorundadır.
Önemli bir sebebin çıkması halinde veya gerek görülen durumlarda; SYK veya SDK veya TYTK
Site Yönetim Kurulu, böyle bir talep olduğunda, kurulu gecikmeksizin toplantıya çağırmakla yükümlüdür. SYK’ nun, bu istemi başvuru tarihinden itibaren 30 gün içe- risinde yerine getirmemesi halinde SDK, TYTK Kurul üyelerini olağanüstü toplantıya çağırabilir.
Toplantı isteminde bulunanlar, istemlerinde toplantının gündemini de belirtmek zo- rundadırlar.
bölüm sayısının yarısından bir fazlası ile toplanır ve toplantıya katılanların oy çok- luğu ile karar alır. Blok temsilcileri, temsil ettikleri bağımsız bölüm sayılarını gösteren hazirun cetvelini imzalayarak toplantıya katılırlar ve her temsilci temsil ettiği bağımsız bölüm sayısı kadar oy hakkına sahiptir.
Alınmış olan bir kararın tekrar görüşülmesi ve yeniden karara bağlanması, bu konu- da verilen önergenin, toplantıya katılanların ( hazirun listesinde imzası bulunanların) oy çokluğu ile kabul etmesine bağlıdır.
TYTK’ nun kararları, toplantıya veya karara katılmış olmasalar dahi; tüm kurul üyelerini, kat maliklerini, kat maliklerinin külli ve cüzi haleflerini, kiracıları, tüm site sakinlerini ve çalışanlarını, Site Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerini bağlar.
Karara muhalefet şerhi konulması sonucu değiştirmez. Mahkeme tarafından, ka- rarın iptaline ilişkin kesinleşmiş bir Mahkeme kararı verilmedikçe veya kararın uygu- lanmasının durdurulmasına ilişkin Mahkemece tedbir kararı verilmedikçe, ALINAN KARARLAR DERHAL UYGULANIR.
TYTK kararları, tebliğe gerek olmaksızın, alındığı andan itibaren uygulanır. Tebliğ zorunlu olmamakla birlikte, alınan kararlardan Site Sakinlerini ilgilendirenler BLOK GİRİŞLERİNDEKİ İLAN PANOLARINA DUYURU şeklinde asılır ve asgari 10 gün süreyle askıda kalır. Duyurunun bu şekilde ilan edildiğine ilişkin olarak, blok temsil- cilerinden veya site yönetiminden asgari bir kişinin ve bir Site görevlisinin imzalamasıy- la tutanak düzenlenir. Alınan kararlar BLOK GİRİŞLERİNDEKİ İLAN PANOLARINA asılabileceği gibi; sitenin web sayfasında yazılı olarak da ilan edibilir, SMS ve e-posta yoluyla da ilgililere bildirilebilir. Kat malikleri ve diğer ilgililer kendilerine tebligat ya- pılmadığını belirterek alınan miktarlarını ve ödeme günüyle gecikme zammı kararını ve oranını ve ödenecek aidat kararlarını bilmediklerini iddia edemezler.
TYTK’ nun kararları bir (1)den başlayıp sırasıyla giden sayfa numaralarını taşıyan ve her sayfası noter mührü ile onaylı karar defterine yazılır veya bilgisayar çıktısı tu- tanak yapıştırılır. Aksine bir karar alınmamışsa, tutanakları Divan Kurulu’nun imzala- ması yeterlidir. Ancak, toplantıya katılan kurul üyeleri de, istedikleri takdirde tutanağı imzalarlar. Karara aykırı oy verenler, (arzu ederlerse) aykırılığın sebebini de yazılı olarak belirterek tutanağı imzalayabilirler.
TYTK tarafından (kurul üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölüm sayılarının 4/5’inin oylarıyla) aksi kararlaştırılmadıkça;
TYTK, iki yılda bir yapacağı seçim gündemli toplantıda, kurul üyelerinden veya malikler arasından
iki yıllığına, 5 asıl ve 5 yedek üyeden oluşan “SİTE YÖNETİM KURULU” nu seçer. Aynı kişilerin tekrar seçilmesi mümkündür. Herhangi bir nedenle iki yıl içerisin- de TYTK toplanamazsa veya seçim yapılamazsa, yeni seçim yapılana kadar, mevcut Yönetim Kurulu (makul bir süre) göreve devam eder.
Site Yönetim Kurulu ilk toplantısında; kendi içinden bir başkan, iki başkan yar- dımcısı, bir sayman ve bir sekreter üye seçerek görev paylaşımını yapar. Site’nin yöne- tilmesiyle ilgili önemli işlerin kararları Yönetim Kurulunda alınır. Site Yönetim Kurulu Başkanı (aynı zamanda) yönetici sıfatını da taşır.
Site Yönetim Kurulu, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve katılanların salt çoğunluğu ile karar alır. Eşitlik halinde, ikinci kez oylama yapılır, yine eşitlik olur- sa başkanın oyu çift oy sayılır. Alınacak karar, münhasıran herhangi bir blok hakkında ise, konu, o bloğu temsilen seçilen Site Yönetim Kurulu Üyesinin veya blok temsil- cisinin veya yedeğinin ya da o bloktaki kat maliklerinden en az birinin katıldığı bir toplantıda görüşülür. Site Yönetim Kurulu üyesi olmadığı halde (bu şekilde) toplantıya katılan kişi, sadece ilgili maddenin görüşmesine katılır, görüşlerini belirtir. Ancak oy hakkı yoktur.
Yönetim Kurulunun üç toplantısına üst üste ( yazılı mazeret göstermeden) katılma- yan Yönetim Kurulu üyelerinin SYK üyeliği, hiçbir ihtara gerek kalmadan kendiliğin- den düşer, yerine yedek SYK üyeleri sırayla çağırılır.
BKMK, TYTK, SYK ve SDK’ nun kararları, SYK’ nun temin ve muhafaza ettiği, her kurul için ayrı ayrı tutulan ve her sayfası noter mührü ile onanmış bir karar defteri- ne yazılır. Karara aykırı oy verenler, (arzu ederlerse) aykırılığın sebebini yazılı olarak belirterek kararı imzalayabilirler.
Site Yönetim Kurulu; idari işlemler ve muhasebe için ve BKMK, TYTK ve SYK. için gereken defter, kayıt ve belgeleri tutar. Yaptığı giderleri belgeler. Bütün gider bel- gelerini gerektiğinde incelenmek üzere ( yasalarca daha uzun bir süre öngörülmemiş- se, asgari 5 yıl süreyle) saklar. Mevcut ve yeni alınacak veya oluşturulacak demirbaş ve tesisleri envanter defterine kaydeder, ilgilisine imza karşılığı teslim eder.
Site ortak yer ve tesislerini ve bağımsız bölüm niteliğinde olanların KMK’ nun 10. ve 67. maddesi uyarınca kat mülkiyeti kütüğüne tescil edilen veya edilecek olan ve ortak yararlanmaya tahsis edilmiş olan tüm bağımsız bölümleri işletir veya kiraya ve- rir. Site ortak alanlarındaki uygun yerlere reklam panoları koyabilir. Bu panoları veya blok duvarlarını reklam amaçlı olarak kiraya verebilir. Bunlarla ilgili sözleş- meleri ve diğer hukuki işlemleri yapar. Yönetim Kurulu, ( TYTK. kararı varsa ) Site’nin yönetimi ile ilgili olan tüm işleri, kısım kısım veya tamamen bir şahsa veya bir şirkete verebilir. İlgili kişi, servis şirketi ya da şirketleri ile yapılacak olan sözleşmelerin esas- ları Site Yönetim Kurulu tarafından belirlenir. Bu sözleşmeler, Site Yönetim Kurulu’n- da karar ve yetki alınması kaydı ile, Yönetim Kurulu Başkanı veya yardımcısıyla en az bir Yönetim Kurulu üyesi tarafından imzalanır.
bakımı ve onarımı için gerekli olan tedbirleri alır, personeli istihdam eder. İdari – hukuki – mali sistemi ve örgütlenmeyi sağlar. Görev, hak ve mükellefiyetleri detaylı olarak gösteren ve belli süreleri kapsayan sözleşmeleri (Müdür, Avukat, Muhasebeci, kapıcı, bahçıvan, temizlikçi, güvenlik görevlisi, elektrikçi vb.) yapar. Site’deki tüm çalı- şanların, çalışmaları ve görevleri ile ilgili düzenlemeleri yapar ve çalışmalarını denetler.
Bu işletme projesinde, özellikle;
( Aidatların Site Yönetim Kurulunca açılmış banka hesabına yatırılması esastır. )
SYK tarafından hazırlanmış olan işletme projesi, kat maliklerine veya bağımsız bölümden fiilen yararlananlara imzaları karşılığında veya taahhütlü bir mektupla ya da siteye yazılı olarak bildirdikleri e-posta adreslerine bildirilir. Bildirimin tebliğinden başlayarak 7 gün içinde, işletme projesine itiraz edilirse, itiraz TYTK’ nda incelenir ve işletme projesine kesin şekli verilir. ( İtiraz yapılmış olması, aidat ödeme yükümlülü- ğünü ortadan kaldırmaz.)
İtirazı TYTK inceler. TYTK ’nun itiraz üzerine vereceği karar ( tebliğe gerek olun- maksızın) alındığı anda kesinleşir. İşletme Projesi, TYTK tarafından kabul edilmişse, tebliğe gerek olmadan ( karar alındığı anda) kesinleşir.
İşletme projesi veya işletme projesi niteliğindeki TYTK kararı uyarınca, aidat / avans ödemelerini belirlenen günde yapmayan kat maliki veya ödemekle yükümlü olan kişi (hiçbir sözlü ve yazılı uyarıya gerek olmaksızın, belirtilen son ödeme gününde, ödeme günü belirtilmemişse aidatın ait olduğu ayın son gününde) kendiliğinden TE- MERRÜDE DÜŞER.
Kesinleşen işletme projeleri ve/veya TYTK’ nun işletme giderleri ile ilgili kararla- rı, İcra ve İflas Kanunu’nun 68/1. maddesinde belirtilen ( İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASINI SAĞLAYAN) belgelerden sayılır.(KMK.37, 72duytadilaulmt,astaımhairişlindeleriyvleeyilgailitümgidbleroklelrarsitedaoayrtanı)kbanütçdaesinyadedanksaırrşayılalanıry.a)pılan / yapılacak olan boya, onarım,
Kooperatiflerde ön muhasebe personelinin önemi ve görev tanımı-Mali Müşavir Evren ÖZMEN
Bilindiği üzere kooperatifler gerek mevzuat gerek faaliyet konuları kapsamında limited ve anonim şirketlerden ayrılmaktadır. Bu nedenle ön muhasebe personelinin yeterliliği kooperatifin başarısında önemli rol oynar.
Bu nedenle kooperatiflerde ön muhasebe firmalardaki ön muhasebe işlemlerine göre zaman zaman farklılık arz etmektedir.
Kooperatiflerde ön muhasebe personelinin genel olarak yapması gereken iş ve işlemler aşağıda sıralanmış olup, tereddüt uyandıran hususlarda tarafımızla iletişime geçilmesini rica ederiz.
Bilgilerinize sunarız
Saygılarımızla
Hata: İletişim formu bulunamadı.
1-5 Mayıs 2018 Tarihli ve 30412 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 2018/11674 sayılı bakanlar kurulu kararı ile 31.10.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere binde 20 nispetinde alınan tapu harcı, konut ve işyerlerinde binde 15 olarak belirlenmiştir . ( Toplam % 4 olan harç % 3 uygulanacaktır-Ekim ayı sonuna kadar )
2-% 18 katma değer vergisine tabi olan konutların ( 150 metrekareden büyük veya yapı ruhsatı alındığı tarihte metrekare emlak vergi değeri 1000 TL üzerinde olanların ) tesliminde 31.10.2018 tarihine kadar katma değer vergisi oranı % 8 e indirilmiştir
Bilglerinize sunarız
Saygılarımızla
Hata: İletişim formu bulunamadı.
1-5 Mayıs 2018 Tarihli ve 30412 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 2018/11674 sayılı bakanlar kurulu kararı ile 31.10.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere binde 20 nispetinde alınan tapu harcı, konut ve işyerlerinde binde 15 olarak belirlenmiştir . ( Toplam % 4 olan harç % 3 uygulanacaktır-Ekim ayı sonuna kadar )
2-% 18 katma değer vergisine tabi olan konutların ( 150 metrekareden büyük veya yapı ruhsatı alındığı tarihte metrekare emlak vergi değeri 1000 TL üzerinde olanların ) tesliminde 31.10.2018 tarihine kadar katma değer vergisi oranı % 8 e indirilmiştir
Bilglerinize sunarız
Saygılarımızla
Hata: İletişim formu bulunamadı.
İÇİNDEKİLER Sayfa No
III. DENETÇİLERİNİN GÖREV, YÜKÜMLÜLÜK VE SORUMLULUKLARI 9
1.1. Denetçilerin Kooperatifler Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri 11
bulunup bulunmadığını incelemek 11
hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemek 12
yönetim kurulu üyesi çağırmak 14
ı. Yıllık rapor düzenleme yükümlülüğü 14
1.2. Denetçilerin Türk Ticaret Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri 16
2.1. Hukuki sorumluluk 17
2.2. Cezai sorumluluk 20
DENETÇİLERİN ÇALIŞMA USULLERİ 22
Belirlenmiş kurallar gereğince, görevlendirilen kişilerin görevlerini gereği gibi yapıp yapmadığı veya görevleriyle ilgili kurallardan ayrılıp ayrılmadıklarının araştırılmasına, dar anlamda denetim denir.
Geniş anlamda denetim ise, yapılanların ilke ve kurallara uygun olup olmadığının belirlenmesinin yanında, bu ilke ve kuralların gerektiğinde değiştirilmesine yönelik önerilerde bulunulması, denetlenen kişilere rehberlik edilmek yoluyla eğitici olunması, suç oluşturan tutum ve davranışları olanlar hakkında mevzuat hükümlerinin uygulanması olarak tanımlanabilir.
Denetim kavramı revizyon, kontrol, murakabe, teftiş ve araştırma gibi alt başlıklar halinde incelenebilir. Bu kavramlar yakın anlam taşımakla birlikte farklılıklarıyla birlikte şu şekilde tanımlanabilirler:
Kontrol, yalnız araştırma ve inceleme ile sınırlı değildir. Denetime esas olacak ölçütleri, işlemlerin sonuçları, bu işlemlerin hedeflerinden sapmalarını ve bu sapmaların düzeltilmesi için gerekli olan önlemleri de gösterir.
Genel Denetim Standartları, denetçilerin görevini gerektiği biçimde yapılması için gereken kişisel özellikleri kapsamaktadır. Amaç, denetçinin görevini gereği gibi yapabilmesi ve saygınlığının korunmasıdır. Genel kabul görmüş denetim standartlarını şu şekilde sınıflandırılabilmektedir;
Kooperatifler açısından denetim, kooperatiflerin tüm faaliyetlerinin mevzuat hükümleri, kanun, tüzük, yönetmelik, ana sözleşme, genel kurul kararları ve iyiniyet esaslarına uygun olup olmadığının araştırılması için yapılan tüm çalışmalardır.
Kooperatiflerde denetim kendinden beklenen amaca hizmet etmelidir. Kooperatifte denetimden beklenen amaç; yanlışlıklardan ve yolsuzluklardan arınmış bir kooperatif yapısına ulaşmak için tüm eksikliklerin tamamlanması ve yanlışlıkların düzeltilmesidir. Bu nedenle denetimin amacı yıpratmak ya da cezalandırmak değil, yapıcı sonuçlar elde etmek olmalıdır. Ancak, art niyet ya da kötü amaç izlenimi veren en küçük bir bilgi veya bulguya ulaşıldığında inceleme ve araştırmaların yoğunlaştırılması ve bu konuda gereğinin yapılması gerekliliktir.
Kooperatiflerde iç denetim, üst denetim ve dış denetim olmak üzere başlıca üç türlü denetim vardır.
Kooperatif ortaklarının, kooperatifin faaliyetleri ya da bu faaliyetleri düzenleyen mevzuat hükümleri konusunda bilgi sahibi olmaları beklenemeyeceği gibi ortakların kooperatifin tüm işlem ve hesaplarını denetleyecek imkan ve mesleki bilgilerinin olması mümkün olmayabilir. Diğer yandan, kooperatiflerin tüm ortaklarına tek tek tüm belge ve bilgilerini sunmaları da imkan dahilinde bulunmamaktadır.
Kooperatiflere, denetçi olabilmek için şu şartlar aranır:
Bununla birlikte, Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde, genel olarak denetçilerde aşağıda belirtilen şartların aranacağı belirtilmektedir:
Bu itibarla, kooperatiflerde, denetçilerin seçilme şartlarının neler olduğunun bilinmesi için kooperatifçe kabul edilen ana sözleşmenin ilgili hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Kooperatifler ani kuruluş usullerine tabidirler, bu itibarla ilk denetçiler ana sözleşme ile tayin olunmaktadır (TTK m.303). İlk denetçilerin kuruluş aşamasında, ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere atanmasına yönelik maddeler Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde belirtilmektedir. Bu itibarla, kooperatifin kurucu ortakları tarafından ilk denetçiler belirlenecek ve bunlar ana sözleşmede gösterileceklerdir.
Kooperatiflerde denetçiler ve bunların yedekleri genel kurulca seçilirler (KK m.65, f.2).
Kooperatifler Kanunu’nda gündemde bulunmayan hususların genel kurulda görüşülemeyeceği ilkesi kabul edildiği için yapılacak genel kurul gündemine denetçi seçimine ilişkin maddenin konulması gerekmektedir.
Ayrıca, Kooperatifler Kanunu’nda, kooperatiflerde seçim kararı için, kanun ve ana sözleşmede aykırı bir hüküm bulunmaması halinde oyların yarısından bir fazlasının gerekli olduğu belirtilmektedir(KK m.51, f.1).
Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde, genel kurul toplantı nisabı açısından oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu gerekli görülmektedir.
Kooperatiflerin kuruluş aşamasında, ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere denetçilerin atanması yapılmaktadır. Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmeler de bu yöndedir. Bu ana sözleşmeler ile 3 denetçiye kadar atama yapılabilmektedir.
Bu itibarla, kooperatifin kurucu ortakları tarafından kabul edilecek ana sözleşmede belirlenen sayı kadar denetçi, yapılacak ilk genel kurulda denetçi seçiminin yapılmasına kadar görev yapmak üzere atanacaktır.
Kuruluştan sonra yapılacak genel kurullarda en az bir yıl, en çok üç yıl için, en az bir ve en çok beş denetçi seçilebilecektir, genel kurul yedek denetçiler de seçebilmektedir (KK m.65, f.2; KK m.98, TTK m.347, f.2).
Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde denetçilerin sayısı ve görev sürelerine ilişkin maddeler bulunmaktadır. Bu itibarla, kooperatif ana sözleşmelerinin bu yöndeki hükümlerinin dikkate alınması gerektiği de unutulmamalıdır.
Kooperatifler Kanunu’nda ya da Türk Ticaret Kanunu’nda denetçilerin ücretlerinin ne şekilde belirleneceğine yönelik doğrudan bir hüküm bulunmamaktadır.
Ancak, Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde denetçilere verilecek ücretin miktarı ile ödeme şeklinin genel kurul tarafından tespit olunacağına yönelik maddeler konulmaktadır.
Bu itibarla, ana sözleşmesinde bu yönde hükümler bulunan kooperatiflerin genel kurul gündemine denetçilere verilecek ücretin belirlenmesine yönelik madde ilave edilmesi gerekmektedir. Zira, Kooperatifler Kanunu’nda gündemde bulunmayan hususların genel kurulda görüşülemeyeceği ilkesi kabul edilmiştir (KK m.46, f.3).
Genel kurullarda denetçiler için toplantı başına huzur hakkı veya aylık ya da yıllık bir ücret belirlenebilmektedir. Ayrıca, denetçilere kooperatif işleri ile ilgili olarak yapacakları seyahatler için yolluk ödenmesi de kararlaştırılabilir.
Kooperatifte bir denetçiliğin boşalması halinde, kooperatif genel kurulunca yedek denetçiler seçilmişse, ilk önce en çok oy alan denetçiler sırasıyla göreve çağırılır.
Genel kurulca yedek denetçi seçilmemiş olması veya genel kurulca seçilen yedek denetçi ya da denetçilerin görevi kabul etmemiş olmaları veyahut yedeklerle birlikte denetçi sayısı genel kurulca belirlenen sayıya tamamlanamadığı takdirde, mevcut denetçi ya da denetçiler genel kurulun ilk toplantısına kadar görev yapmak üzere mevcut olmayan üye yerine birini seçerler (TTK m.351).
Kooperatifte, yedekler de dahil olmak üzere hiçbir denetçinin kalmaması halinde, genel kurulun ilk toplantısına kadar görevli olması şartıyla, her ortağın veya yönetim kurulu üyelerinden her birinin talebi üzerine kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesince denetçi tayin edilir (TTK m.351).
Kooperatiflerde, denetçilerin görevleri aşağıdaki hallerde sona erer:
Denetçilerin seçimi, tayini veya görevlerinin sona ermesi halleri yönetim kurulu tarafından ticaret siciline tescil ve aynı zamanda Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilir (TTK m.37, 352).
III. DENETÇİLERİNİN GÖREV, YÜKÜMLÜLÜK VE SORUMLULUKLARI
Denetçiler, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını incelerler (KK m.65, f.1). Bu işlemler, kooperatifin yapısının, faaliyetlerinin, işlemlerinin ve hesaplarının, kanun, ana sözleşme, yönetmelik hükümleri, genel kurul kararları ve iyi niyet esasları çerçevesinde incelenmesi; eksiklik, yanlışlık, tutarsızlık veya çelişki bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılması faaliyetlerini ifade etmektedir.
Kooperatifler Kanunu’nda, genel anlamda denetçilere yukarıdaki görevler yüklenmekle birlikte, Kooperatifler Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nun muhtelif maddelerinde de denetçilerin görev ve yükümlülükleri belirlenmiştir.
Bu itibarla, denetçilerin görev ve yükümlülükleri şunlardır:
Kooperatifler Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri:
Türk Ticaret Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri:
Bununla birlikte, denetçilerin görev, yetki ve sorumluluklarına yönelik hükümlerin kooperatif ana sözleşmelerine konulması gerekmektedir (KK m.4, f.1, b.7).
Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde bu yönde maddeler yer almaktadır. Bu nedenle, denetçilerin görev, yetki ve sorumluluklarının nelerden oluştuğu konusunda kooperatiflerin ana sözleşmelerinin ilgili hükümlerine de bakılması gerekmektedir.
Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerle denetçilere verilen görevler şunlardır:
Aşağıda denetçilerin Kooperatifler Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
1.1. Denetçilerin Kooperatifler Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri:
İşletme hesabından anlaşılması gereken kooperatifin gelir-gider tablosudur. Gelir-gider tablosu, kooperatifin belli bir dönemde elde ettiği tüm gelirler ile aynı dönemde yüklendiği maliyet ve giderlerin ve bunun sonucunda elde edilen olumlu ya da olumsuz gelir gider farkını gösteren mali tablodur. Bilanço ise, kooperatifin belli bir dönemde sahip olduğu varlıkları ve bu varlıkların kaynaklarını gösteren mali tablodur.
Yönetim kurulu, gerekli defterleri tutmak ve geçen iş yılına ait bilançoyu kanun hükümleri gereğince düzenlemek (TTK m.72 – 74) ve genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren ve bir yıl süre ile ortakların incelemesi için hazır tutmak zorundadır (KK m.24, f.1).
Kooperatifin ortakları ve üçüncü kişiler kooperatifin faaliyetlerini bilanço ve gelir- gider tablosu ile değerlendirmektedirler. Bu nedenlerle, bu mali tabloların kooperatifin defterleri ile uyumlu olup olmadığının denetlenmesi önem taşımaktadır. Denetçiler, bu tablolar üzerinde hata ve noksanlık olup olmadığını incelemek ve bu incelemenin sonucunu raporlarında belirtmek zorundadırlar.
Kooperatifler tüzel kişi tacirdirler. Kooperatiflerin tutmak zorunda oldukları defterler ve bunlarla ilgili esaslar Türk Ticaret Kanunu’nun 66–78. maddelerinde açıklanmıştır. Bununla birlikte, Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde ve Vergi Usul Kanunu’nun bu husustaki hükümleri saklı olmak şartıyla, Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikte kooperatiflerin tutmaları gereken defterler belirlenmiştir (KK m.89).
Buna göre kooperatiflerin tutmak zorunda oldukları defterler;
Denetçilerin, en az altı ayda bir defa (KK m.98, TTK m.353, f.1, b.2) kooperatif yönetim kurulunca defterlerin tutulup tutulmadığını ve tutulan defterlerin mevzuata uygun şekilde tutulup tutulmadığını incelemeleri gerekmektedir. Bu itibarla denetçiler özellikle, söz konusu defterlerin kanuni süreleri içerisinde tutulup tutulmadığını, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığını, defterlerin tek düzen muhasebe usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığını incelerler.
Bu incelemeler neticesinde denetçilerce bulunan hata ve noksanlıklar hakkında yönetim kurulu üyeleri uyarılır. Ayrıca bu hata veya eksiklikler denetçilerin yıllık raporlarında belirtilir.
“İşletmenin neticeleriyle” ifadesinden, kooperatifte bir yıllık faaliyet sonucunda elde edilen gelir gider farkını anlamak gerekmektedir. Bu gelir gider farkı olumlu ya da olumsuz olabilir.
Gelir gider farkı, paylara faiz verilmesi, yedek akçe ayrılması ve gelir-gider farkından ayrılacak fonlarla ilgili hükümler Kooperatifler Kanunu’nun 38 – 41. maddelerinde düzenlenmiştir.
Yıllık gelir-gider farklarının hesaplama ve kullanma şekilleri ise kooperatif ana sözleşmesinde gösterilmesi gereken hususlardandır (KK m.4, f.1, b.9).
Denetçiler bu hükümler çerçevesinde gelir gider farkları hakkında uygulanması gereken hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığı konusunda da inceleme yapmak durumundadırlar.
“Malvarlığı” ifadesinden ise kooperatifin bütün malvarlığının, alacak ve borçlarının, tüm işlem ve hesaplarının anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle, denetçilerin kooperatifin bütününü göz önünde bulundurarak anılan konularda inceleme yapmaları gerekmektedir.
Kooperatifler Kanunu’nda “ortakları şahsen sorumlu veya ek ödeneme ile yükümlü olan” kooperatiflerde, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının denetçilerce incelenmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Ortaklar listesi, “cetvel”, “hazirun cetveli” ya da “hazirun listesi” olarak da adlandırılmaktadır. Ortaklar listesine, genel kurul toplantısında hazır bulunan ortakların veya temsilcilerinin ad ve soyadları ile ikametgahlarının yazılması ve Bakanlık temsilcisi yanında genel kurul divan başkanı tarafından imzalanması gerekmektedir (TTK m.376).
Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelere ortaklar listesi ile ilgili maddeler yer almaktadır. Bu itibarla, inceleme kapsamında bu hükümlerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Genel kurulu toplantıya çağırmak idari bir işlem olup bu görev öncelikle yönetim kuruluna verilmekle birlikte, genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili olanlar arsında “… gerektiğinde denetçiler kurulu…” da sayılmıştır (KK m.43).
Türk Ticaret Kanunu’nda, denetim kurulunun görevleri arasında, yönetim kurulunun ihmali halinde genel kurulu olağan veya olağanüstü toplantıya çağırmak da sayılmıştır (TTK m.353, f.1, b.8).
Dolayısıyla, kooperatifte olağan ve olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi aslen yönetim kuruluna ait olmakla birlikte, denetçiler yönetim kurulunun ihmali halinde olağan ve olağanüstü olarak genel kurulu toplantıya çağıracaklardır.
Genel kurul ana sözleşmede gösterilen şekil ve suretle toplantıya çağırılır (KK. m.45, f.2). Bu itibarla, denetçilerin genel kurulu toplantıya davet etmeleriyle ilgili görevleri sırasında ana sözleşmenin bu yöndeki hükümlerine uymaları işlemlerin sıhhati açısından önemlidir.
Yönetim kurulu üyelerinde bulunması gereken şartlar mevzuatta şu şekilde belirlenmiştir:
Denetçiler, yönetim kurulu üyelerinin üyelik şartlarını taşıyıp taşımadıklarını incelemek zorundadırlar.
Bu itibarla, denetçilerin, yönetim kurulu üyelerinden nüfus cüzdanı sureti, aynı türde başka bir kooperatifte yönetim kurulu üyesi olmadıklarına ilişkin imzalı bir beyan, Cumhuriyet Savcılıklarından alınmış adli sicil kaydı, yaptığı işi gösterir belge gibi evrakı alıp bunları muhafaza etmeleri yerinde olacaktır.
Denetçilerce yapılan araştırma sonucunda, üyelik şartlarını taşımadıkları halde yönetim kurulu üyeliğine seçilenlerle bu şartları sonradan kaybettikleri anlaşılanların görevlerine yönetim kurulunca son verilir. Bu itibarla, yapılan inceleme sonucunda yönetim kurulu üyesinin üyelik şartlarına haiz olmadığının belirlenmesi durumunda, durumun yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmesi gerekmektedir.
Kooperatifler Kanunu’nun 56. maddesinde belirtilen sebeplerle veya kooperatifin ana sözleşmesinde gösterilen diğer bir sebeple yönetim kurulunun toplantı nisabını kaybetmesi halinde, boşalan yönetim kurulu üyeliklerine denetçiler tarafından geciktirilmeksizin yeteri kadar yedek üye çağrılması gerekmektedir (KK m.56, f.4).
Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler (KK m.66).
Buna göre, ortaklar, denetçilere bir şikayette bulunabileceği gibi denetçilerden bir hususun aydınlatılmasını da isteyebilirler. Böyle bir talep halinde denetçiler konuyu incelemek durumundadırlar.
Ortakların, denetçilerin kooperatifle ilgili olarak dikkatini çekebileceği konularda bir sınırlamaya gidilmezken, ortakların açıklama yapılmasını isteyebilecekleri hususlar Kooperatifler Kanunu’nun 25. maddesinde belirlenmiştir.
Bu itibarla, denetçilerin hukuki ve cezai sorumlulukları açısından Kooperatifler Kanunu’nun belirlediği sınırları dikkate almaları yerinde olacaktır.
ı. Yıllık rapor düzenleme yükümlülüğü:
Denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmaya mecburdurlar (KK m.67, f.1).
Kooperatifin ortakları, kooperatifin yapısının, faaliyetlerinin, işlemlerinin ve hesaplarının, kanun, ana sözleşme, yönetmelik hükümleri, genel kurul kararları ve iyi niyet esaslarına uygun olup olmadığını, eksiklik, yanlışlık, tutarsızlık veya çelişki bulunup bulunmadığını denetçi raporları aracılığıyla öğrenmektedirler.
Denetçi raporları, yönetim ve denetçilerin ibrasında, bilançonun kabulünde etkili olmaktadır. Denetçi raporu okunmadan genel kurulun bilanço hakkında bir karar vermesi mümkün değildir (TTK m.354).
Denetçilerin tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısının en az 15 gün öncesinden ve bu tarihten itibaren bir yıl süre ile kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların incelemesine hazır tutulur (KK m.24).
Bu itibarla, denetçilerin, raporlarını olağan genel kurul tarihinden en az 15 gün öncesinden hazır etmeleri gerekmektedir.
Denetçi raporlarıyla ilgili daha geniş bilgiye ileride yer verilecektir.
Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya ana sözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdürler (KK. m.67, f.2).
Denetçiler incelemeleri sırasında noksanlık ya da mevzuata aykırılıklarla karşılaşabilirler. Bu durumda denetçiler, bu bulguya sebep olan ya da olanları, örneğin kooperatifin çalışanı, müdürü, genel müdürü ya da yönetim kurulu üyesini, bunların bağlı olduğu organa, örneğin, müdür, genel müdür, yönetim kurulu ya da yönetim kurulu başkanına, bildirmekle yükümlüdürler. Ayrıca denetçiler, bu durumu, gerekli hallerde, genel kurula da haber vermek durumundadırlar.
Bu durumda, konunun önemine yönelik olarak ya genel kurulun derhal toplanmasının sağlanması ya da genel kurulun yıllık toplantısında ilgili hususun denetçi raporlarında konu edilmesi suretiyle genel kurul bilgilendirilebilir.
Denetçiler, bu noksanlığın ya da mevzuata aykırılığın talimat vermek suretiyle giderilmesini isteyemezler.
Denetçiler, yönetim ve genel kurul toplantılarına katılırlar. Ancak, yönetim kurulunda oy kullanmazlar (KK m.67, f.3).
Denetçiler, yönetim kurulunun toplantılarında yönetim kurulunun mevzuat hükümlerine uygun hareket edip etmediklerini, bu yönde karar alıp almadıklarını takip edebilirler. Bu itibarla, toplantının yeri ve zamanının yöneticiler tarafından denetçilere önceden bildirilmesi yerinde olacaktır.
Denetçiler, yönetim kurulu toplantılarıyla birlikte, kooperatifin olağan ve olağanüstü toplantılarına da katılmak durumundadırlar.
Denetçiler, görevleri sırasında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatifin veya ortakların şahısları için zarar umulan hususları kooperatif ortaklarına ve üçüncü şahıslara açıklayamazlar (KK m.68).
Bu itibarla, denetçilerin görevleri sırasında kooperatif veya ortakları hakkında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatif ve ortakları açısından zarar umulan hususları açıklamamaları gerekmektedir.
1.2. Denetçilerin Türk Ticaret Kanunu’na göre görev ve yükümlülükleri:
Kooperatifler ani kuruluş usullerine tabidirler. Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelerde ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere denetçi tayinine ilişkin maddeler konulmakta ve kooperatif kurucularınca bu atamalar yapılmaktadır.
Atanan bu denetçiler kooperatifin kuruluş işlemleri tamamlanıp tüzel kişilik kazanması sonrasında, kooperatifin kurulması safhasında yolsuzluk olup olmadığını incelemekle yükümlüdürler (TTK m.308).
Bu yolsuzluklar ise genellikle, kuruluş aşamasında düzenlenen belgelerin doğru olmaması, kuruluş sermayesi hakkında yanlış beyanda bulunulması, malvarlığı cinsinden sermaye konulmuşsa buna değer biçilmesinde hile yapılması şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Kooperatif denetçileri, üç aydan fazla ara vermemek üzere sık sık ve haber vermeden kooperatif kasasını teftiş etmek zorundadırlar (TTK m.353, f.1, b.3).
Denetçiler bu teftişlerinde, kayıtlarda görülen tutarın kasada bulunup bulunmadığını, yönetim kurulu kararıyla belirlenen tutarın üzerinde kasada para olup olmadığını ve bu nedenle bir zararın doğup doğmadığını araştırmak zorundadırlar.
Denetçiler, en az ayda bir defa kooperatif defterlerini inceleyerek rehin veya teminat yahut kooperatif kasasında saklamak üzere emanet olarak bırakılan her türlü kıymetli evrakın, kooperatif bünyesinde olup olmadığını incelemek ve kayıtlarla karşılaştırmakla görevlidirler (TTK m.353, f.1, b.4).
Kooperatifler faaliyetlerinde kıymetli evrak kullanabilmektedirler. Bu kıymetli evrakların kıymetli evrak defterine ve yine kooperatif kayıtlarına işlenmesi gerekmektedir. Denetçiler de bu kıymetli evrakların kooperatifte mevcut olup olmadığını ve kayıtlarla uygunluk halinde bulunup bulunmadığını incelemelidirler.
Kooperatiflerin tasfiye haline girilmesi halinde organların görev ve yetkileri tasfiyenin yapılabilmesi için gerekli olan ve fakat mahiyetleri icabı tasfiye memurlarınca yapılamayan muamelelerle sınırlı hale gelir (TTK m.440, f.1).
Denetçilerin görev ve yetkileri tasfiye ile sınırlı hale gelmekle birlikte, kooperatifin işlerini kontrol görev ve yetkileri devam edecektir.
Bu itibarla, denetçiler, tasfiye işlerinin kanun, ana sözleşme ve genel kurul kararları doğrultusunda yapılıp yapılmadığını izlemek durumundadırlar (TTK m. 353, f.1, b.7).
Yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmek suretiyle kendi kusurlarından dolayı kooperatif ortaklarının zararına sebebiyet veren yönetim kurulu üyeleri fiil ve davranışlarından dolayı kooperatife karşı hukuki olarak sorumlu olmaktadırlar.
Genel kurul yönetim kurulu üyelerinin faaliyetleriyle ilgili görüşmelerde bulunabilir ve neticesinde yönetim kurulu aleyhine dava açılmasına karar verebilir ya da genel kurulca dava açılmamasına karar verilmekle birlikte ortakların onda biri dava açılmasını isteyebilir.
Böyle bir durumda bu karar tarihinden itibaren bir ay içerisinde, kooperatif adına ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine denetçilerce dava açılması gerekmektedir (TTK m.341).
Bir aylık sürenin geciktirilmesiyle dava açma hakkı düşmez, ancak bu yüzden denetçilerin sorumlulukları doğabilir. (TTK m. 341).
Bu davalar kooperatifin ana sözleşmesinde, kooperatifin merkezi olarak gösterilen yer mahkemesinde açılabilir (TTK m.309, f.3).
Genel kurulca yedek denetçi seçilmemiş olması veya genel kurulca seçilen yedek denetçi ya da denetçilerin görevi kabul etmemiş olmaları veyahut yedeklerle birlikte toplam denetçi sayısı genel kurulca belirlenen sayıya tamamlanamadığı durumlarda, mevcut denetçi ya da denetçiler genel kurulun ilk toplantısına kadar görev yapmak üzere yerine birini seçerler (TTK m.351).
Denetçilerin hukuki ve cezai sorumlulukları bulunmaktadır.
Kanunun yasakladığı bir fiilin gerçekleştirilmesi sonucu ortaya çıkan zararın, failin temel hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmadan telafi edilebilmesine hukuki sorumluluk denir.
Suç olan bir fiilin gerçekleştirilmesi sonucu ortaya çıkan ve faile bu fiil için kanunda belirtilen cezai müeyyidenin uygulanmasına ise cezai sorumluluk denir. Cezai sorumluluğun ortaya çıkabilmesi için konusu “suç” olan bir davranışın bulunması gerekir. Suç ise kusurlu irade ile işlenen ve özü hukuka aykırılık olan bir fiildir.
2.1. Hukuki sorumluluk:
Denetçiler, kanun veya ana sözleşme ile kendilerine yükletilen görevleri hiç veya gereği gibi yapmamalarından doğan zararlardan dolayı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen sorumludurlar (KK.m98, TTK m.359).
Bu itibarla, denetçilerin, gerek kanun gerek ana sözleşme ile kendilerine yüklenilen görevlerini kasten ya da ihmal ile yapmamaları veya hatalı olarak yapmaları sonucunda zarar doğması halinde, denetçiler kooperatif tüzel kişiliğine, kooperatif ortaklarına, kooperatif alacaklılarına veya üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olacaklardır.
Denetçiler açısından hukuki sorumluluk toplu şekilde söz konusu olur ve sorumluluktan kurtulmak isteyen denetçinin kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir. Denetçiler açısından bu durumlarda kusurlu oldukları kural olarak kabul edilmekte ve kusursuz olduklarının ispatı yükü kendilerine bırakılmaktadır.
Kuruluştan doğan zararlardan birinci derecede, kurucularla bunların yolsuz fiil ve işlemlerine katılanlar sorumludurlar. Ancak, ortaya çıkan zararın bunlardan tahsil edilememesi halinde ilk yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bu durumda denetçilerin kuruluştaki yolsuzluklarla ilgili ihmalleri olduğu ve bundan kaynaklanan tazminatın asıl sorumlulardan tahsil edilemeyeceğinin sabit olması halinde, denetçilerden tazminat talebinde bulunulabilecektir.
Daha önce de belirttiğimiz üzere, kooperatifin kuruluşunda atanan denetçiler, kooperatifin kuruluşuna ait belgelerin doğru olup olmadığını, kuruluş sermayesi hakkında yanlış beyanda bulunulup bulunulmadığını, mal varlığı cinsinden sermayeye değer biçilmesinde hile yapılıp yapılmadığı yönünde incelemelerde bulunmaları gerekmektedir.
Denetçiler bu yükümlülüğe aykırı hareket ederlerse, ortakların veya kooperatifin uğrayacağı zararları ödemekle yükümlü olurlar.
Böyle bir davanın kötü niyetle açılmış olduğunun anlaşılması halinde denetçilerin hukuki sorumlulukları doğmaktadır.
Denetçilerin hukuki sorumluluklarına gidebilmek için:
Denetçilerin hukuki sorumluluk halleri zararın ödenmesi şekli dışında
Sona erer.
Ancak, denetçilerin kuruluştan gelen sorumlulukları kooperatifin tescil tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe ibra edilemez. Bununla birlikte, genel kurul bu süre sonunda denetçileri ibra etmesine karşın tüm ortakların onda biri ibranın onaylanmasına karşı iseler ibra genel kurulca onaylanamaz (TTK m.310).
Denetçilerin ibrasına ise genel kurulca karar verilebilir, zira ibra genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerdendir (KK m.42, f.2, b.4).
Zamanaşımı, alacak hakkını ortadan kaldırmayıp sadece onu eksik borç haline dönüştürür. Böylelikle sadece alacağın dava edilebilme niteliğini bertaraf eder. Ancak bu durumda dahi, denetçilerce söz konusu zarar kendi istekleriyle karşılanabilir. Söz konusu zararın karşılanmaması sonucu açılan davada denetçilerce zamanaşımı hususu ileri sürülmezse hakim bunu kendiliğinden dikkate alarak davayı reddedemez.
2.2. Cezai sorumluluk:
Denetçilerin cezai sorumlulukları Kooperatifler Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Denetçiler, Kooperatifler Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarına, 66. maddeye ve 67 maddeye aykırı hareket etmelerinden dolayı fiilin önem ve mahiyetine göre bir aydan altı aya kadar hapis ve ağır para cezası ile cezalandırılırlar (KK ek m.2/3).
Anılan kanun hükümlerinde denetçilerin görev ve yükümlülükleri belirtilmekle birlikte daha önce bu hususlar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Burada bunları tekrar etmek gerekirse, bu görev ve yükümlülükler özetle şu şekilde sıralanabilir:
Ayrıca, denetçiler kooperatif ortakları arasından seçilmişlerse, öğrendikleri iş sırlarını sonradan ortaklık hakkını kaybetseler dahi daima gizli tutmak durumundadırlar. Bu hükme uymamaları halinde, kooperatifin şikayeti üzerine herhangi bir zarar umulmasa dahi, bir yıla kadar hapis ve ayrıca ağır para cezası ile cezalandırılırlar (KK m.25).
Türk Ticaret Kanunu’nun 308. maddesinde; Kooperatifin ilk denetçilerinin kooperatifin kuruluşunda yolsuzluk olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğu; bu hususta ihmalleri anlaşılır ve bu yüzden meydana gelen zarar karşılığı tazminat kuruculardan alınmamış bulunursa, inceleme ve araştırma işini ihmal eden denetçilerin zincirleme olarak sorumlu olacağı ve ayrıca haklarında Türk Ceza Kanunu’nun 230’uncu maddesinin tatbik olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Bilindiği üzere, 1 Haziran 2005 tarihinde 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girmiştir.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 230 uncu maddesi görevi ihmal suçunu düzenlemekle birlikte yeni Türk Ceza Kanunu’nda görevi ihmal suçu 257. maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
Bununla birlikte, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun “Yollamalar” başlıklı 3. maddesinde; mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Türk Ceza Kanununa yapılan yollamaların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelere yapılmış sayılacağı; ayrıca mevzuatta, yürürlükten kaldırılmış Türk Ceza Kanununun kitap, bab ve fasıllarına yapılmış olan yollamaların, o kitap, bab ve fasıl içinde yer almış hükümlerin karşılığını oluşturan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Sonuç olarak, yeni düzenlemelerle kooperatifin ilk denetçilerinin kooperatifin kuruluşunda yolsuzluk olup olmadığını incelemekte ihmalleri anlaşılması halinde görevlerini ihmal etmelerinden dolayı cezai sorumluluklarının doğacağı anlaşılmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’na göre kooperatif denetçilerinin Devlet Memurları gibi cezai sorumlulukları bulunmamaktadır.
Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun 37 – 41. maddelerinde suça iştirak düzenlediğinden yönetim kurulu üyelerinin işledikleri ve memur suçu olarak nitelendirilen suçlarla ilgili olarak, denetçilerin iştirak nedeniyle cezai sorumlulukları doğabilmektedir.
Ayrıca yeni Türk Ceza Kanunu’nda denetçiler için yeni bir madde düzenlenmiştir. Buna göre, denetçiler kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula sundukları raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına neden olabilecek nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler verecek veya verdirtecek olurlarsa altı aydan üç yıla kadar hapis veya bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacaklardır (TCK m.164).
Maddeyle, denetçilerin ilgililerin zarara uğramasına neden olabilecek nitelikte kasten gerçeğe aykırı önemli bilgi vermeleri suç haline getirilmiştir.
Maddede anılan “Kamuya yapılan beyanlardan” maksat, basın ve yayın yoluyla veya postayla prospektüsler gönderilerek belirli olmayan kişilere hitap edilmesi ve bunlara önemli yanlış bilgiler verilmesidir. Bu itibarla, bu tür yanlış bilgilerin kamuya gazete, dergi, televizyon, radyo, internet, reklam panosu, el ilanı gibi yollarla sunulması halinde suç oluşmaktadır.
Yine, bu tür bilgilerin genel kurula sunulan raporlarda ya da önerilerinde yer alması da suç sayılmaktadır. Ancak, bu tür bilgilerin yanlış olduğu bilinerek doğru imiş gibi gösterilmesi suçun oluşması için zorunludur.
Bu suç tanımıyla, kooperatiflerin idaresinde güven ve iyi niyetin korunmasının amaçlandığı dikkate alındığından kooperatif tüzel kişiliği, ortaklar ve alacaklılar aleyhine olmak üzere yanlış bilgi verilmesi bu suçu oluşturacaktır.
Bu itibarla, denetçiler tarafından kooperatif genel kurullarına sunulan raporların önemli olması ve bu raporlar genel kurulda görüşülmeden yönetim kurulu üyelerinin ibra edilemeyecek olması nedeniyle denetçilerin bu konularda çok daha dikkatli davranmaları yerinde olacaktır.
Denetim raporu, önemlilik kavramı da dikkate alınarak, finansal veriler üzerinde değerlendirmelere yer verilen ve denetçinin kanaatinin net bir dille yazılı olarak açıklandığı metindir. Önemlilik kavramı denetçinin tecrübesine dayalı bir yargı konusudur ve önemlilik, kontrol zayıflıkları sonucu ortaya çıkan hataların, ihmallerin ve yasa dışı fiillerin, kooperatif amacına olan menfi etkisinin değerlendirilmesidir. Denetçinin görevi, genel kontroller ve uygulamalar hakkındaki sonuçları incelemek, değerlendirmek ve bir sonuca ulaşarak denetim raporunu tamamlamaktır.
Bu itibarla, denetçiler kooperatif defter ve belgelerini inceleyerek kooperatifin gerçek durumunu yansıtacak biçimde raporlarını hazırlamalıdırlar.
Zira, denetçiler bu şekilde tamamladıkları raporlarını teklifleriyle birlikte her yıl genel kurula sunmaya mecburdurlar. Böyle bir rapor genel kurulda okunmadan genel kurulun bilanço hakkında bir karar vermesi de mümkün değildir.
Denetçilerin raporlarını, 11/06/2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” hükümlerine uygun olarak hazırlamaları zorunludur.
Denetçiler, kooperatifin ekonomik ve mali durumu, ortakların ödemeleri, arsa alım-satımı, imalat-inşaat durumu, müteahhide yapılan ödemeler gibi konularla birlikte, varsa yöneticilerin bu konulardaki görüşleri ve bunlarla ilgili kendi değerlendirmelerini raporlarında belirtirler. Bu değerlendirmelerde denetimde ortaya çıkan bulgulara kendi gözlemlerini de katarak bunların nasıl anlaşılması gerektiği hakkında yorum yaparlar.
Denetçiler, yönetim kurulunun kooperatifi zarara sokacak fiillerinin olup olmadığı; kanun, ana sözleşme ve genel kurul kararları ile iyiniyet esaslarına aykırı davranıp davranmadığı; yönetim kurulu faaliyet raporunda belirtilen hususların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı; genel kurulun bilgisinden saklanan hususların olup olmadığı; yöneticinin bu hususlarda görüşlerine katılıp katılmadığını veya bu hususlarda yöneticinin yapacağı düzeltme çalışmalarının uygun olup olmadığıyla ilgili değerlendirmede bulunurlar. Denetçiler, yöneticinin görüşlerini haklı bulması halinde, raporda bu yönde açıklamalar da yapabilirler.
Denetçiler, kooperatifin bilanço ve gelir-gider tablosunun defterlerle uygunluk halinde olup olmadığını, defterlerin mevzuata uygun bir şekilde tutulup tutulmadığını, geçerli belgelere göre düzenlenip düzenlenmediğini ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığını, bu defter ve belgelerin düzenli bir şekilde muhafaza edilip edilmediğini raporlarında belirtirler.
Denetçiler, Bakanlık veya kooperatif ortakları tarafından açıklanması istenilen hususlara cevap verilip verilmediği yönündeki incelemelerini raporlarında yer verirler. Kooperatif faaliyetlerinin daha etkin yürütülmesine yönelik teklifleri varsa onları da sunarlar.
Denetçiler, rapor düzenlemelerinden önce, tespit edilen bir aksaklığın düzeltildiğine dair bir beyanın kendilerine ulaştırılması durumunda, bu durumun doğruluğunu tahlil etmek suretiyle bulgunun ortadan kalktığı kanaatine varmaları halinde, bunun düzeltildiğine dair yargısına da raporlarında yer verebilirler.
Denetçilerin rapor düzenleme görevlerini aşağıda belirtilen ilkeler çerçevesinde yerine getirmeleri denetimin amacına varılması açısından uygun olacaktır:
1-Denetçi, raporun tam, doğru, objektif ve konunun müsaade ettiği ölçüde açık olmasına özen gösterir.
2-Denetçi, raporunda denetim amaçlarının tamamını karşılayan bilgilere yer vererek, araştırılan hususların doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak biçimde sunar.
3-Denetçi, raporun doğruluğunu, sunulan bulguların gerçekten var olmasıyla ve bu bulguların doğru bir şekilde ortaklara aktarılması ile temin eder. Denetim açısından önemli görülen işlemlerden bazılarının denetlenememesi durumunda denetçi bunu raporunda açıkça belirtir ve bu konuya ilişkin raporda herhangi bir yargıda bulunmaz.
4- Denetçi, raporunu ortakların raporda yer alan bulgulara dayanarak hareket edebilecekleri bir yaklaşımla sunar.
5-Denetçi, raporunu akıcı ve anlaşılır ifadeler kullanarak oluşturur. Raporda herhangi bir şeyi saklamayan, açık, yalın ve mümkün olduğunca teknik olmayan bir dil kullanır. Teknik terimlerin veya kısaltmaların kullanıldığı durumlarda, bu terimleri ayrıca açıklar ve kullanılan kısaltmalara ilişkin bilgilere raporda ayrı bir bölümde yer verir. Gereksiz detaylardan ve tekrarlardan kaçınır.
6-Denetçi raporda gerekli gördüğü yerlerde, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla grafik, tablo ve resim gibi görsel araçlardan faydalanabilir.
Kooperatifler Kanunu’nda ya da Türk Ticaret Kanunu’nda kooperatifin defterlerinin nerede inceleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
Bununla beraber uygulamada defter ve belgeler kooperatif merkezinde incelenmektedir. Bunun mümkün olmaması durumunda defter ve belgeler yöneticilerden tutanak ile teslim alınarak karşılıklı belirlenecek uygun bir yerde inceleme yapılabilir.
Denetçiler inceleme çalışmalarını bir sistem dahilinde yerine getirmeli ve bu çalışmalarda kanun, kooperatif ana sözleşmesi, genel kurul kararları ve iyiniyet esaslarını rehber edinmeli, kooperatifin tüm faaliyet ve çalışmalarını bu çerçevede değerlendirmelidir.
Yapılan incelemelerde, yerine göre şerh düşmek yerine göre tutanak düzenlemek suretiyle tespitlerini belgelendirmelidirler.
Yazışmalarını da imza karşılığı, iadeli taahhütlü mektupla ya da noter marifetiyle yerine getirmelidirler.
Böylelikle ileri sürecekleri hususları kanıtlayıcı belgeleri oluşturulmuş olacaklardır.
Kooperatif yönetim kurulu üyeleri denetçilerin görevlerini yerine getirmeleri için istenilen her türlü defter, belge ve bilgiyi denetçilere vermek zorundadırlar (KK m.66, f.2).
Uygulamada denetçiler yönetim kurulu üyelerinden bunları sözlü olarak istemektedirler. Ancak bazı durumlarda bu istek yerine getirilmeyebilmektedir. Bu durumda, denetçilerin, kooperatifin defter ve belgeleri ile istedikleri bilgileri yukarıda anıldığı şekilde yazılı olarak ve bir zaman belirtmek suretiyle istemeleri yerinde olacaktır.
Buna rağmen, defter ve belgelerin verilmeyerek inceleme yaptırılmaması durumunda, durumu kanıtlayacak belgelere dayanarak yöneticiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulması mümkündür (KK m.66, f.2; ek m.2/2).
Denetçilerin, inceleme yükümlülüğünü yerine getirmemeleri halinde cezai sorumluluklarının doğacağını unutmamaları gerekir (KK m.66; ek m.2/3).
Birden fazla olan denetçiler bir heyet teşkil ederler (KK m.98, TTK m.347,f.1)
Denetçilerin sayısının birden fazla olması halinde kendi aralarında iş bölümü yaparak çalışmaları mümkündür. Bu durumda denetçilerin tayin edecekleri zamanlarda bir araya gelerek incelemeleri hakkında bilgi alışverişinde bulunmaları yerinde olacaktır. Bu durum genel kurula sunacakları raporların daha verimli olmasında da faydalı olacaktır.
Öte yandan, denetçiler arasında görüş ayrılıkları ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda her denetçinin ayrı ayrı denetim yaparak rapor yazması mümkündür.
Kooperatifler Kanunu’nda denetçilerin ortaklık işlemleri dışında kendileri veya başkası namına, bizzat veya dolaylı olarak kooperatifle kooperatif konusuna giren bir ticari muamelenin yapmalarını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır.
Buna karşın, Türk Ticaret Kanunu’nun 347. maddesinin 3. fıkrasında, denetçilerin aynı zamanda kooperatifin memuru dahi olamayacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, denetçilerin kooperatifle olan ilişkileri kanunlarda belirlenen denetleme, idare ve istisnai temsil işleriyle, kanun hükümlerine aykırı olmayacak şekilde hazırlanacak ana sözleşme ile tespit edilecek denetleme ve idare işleriyle sınırlı olacaktır.
Bununla birlikte, Bakanlıkça hazırlanan ana sözleşmelere denetçilerin kooperatifin personeli olamayacakları; denetçilerin ortaklık işlemleri dışında kendi şahıslarını ilgilendiren hususlarda kooperatifle iş yapamayacakları yönünde hükümler konulmuştur.
Bu itibarla, denetçilerin kooperatifin ana sözleşmesini de göz önünde bulundurarak kooperatifle ortaklık işlemleri dışında bir iş ilişkisi içine girmemeleri ya da kooperatifin memuru olmamaları gerekmektedir.
Kooperatiflerde Denetim Kurulu üyeleri raporları ayrı ayrı yazabilir mi ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN
Yıllık bilanço ve sonuç hesaplarını inceleyerek bu husustaki görüşlerini, birlikte veya tek başına genel kurula raporla bildirmek
Hata: İletişim formu bulunamadı.
KOOPERATİF GENEL KURULLARINDA SÖZ ALMA VE DİVAN BAŞKANININ GÖREVLERİ
Görüşülmekte olan gündem maddesi üzerinde söz almak isteyen pay sahipleri veya diğer ilgililer durumu toplantı başkanlığına bildirirler. Başkanlık söz alacak kişileri genel kurula açıklar ve başvuru sırasına göre bu kişilere söz hakkı verir. Kendisine söz sırası gelen kişi, toplantı yerinde bulunmuyor ise söz hakkını kaybeder. Konuşmalar, bunun için ayrılan yerden, genel kurula hitaben yapılır. Kişiler kendi aralarında konuşma sıralarını değiştirebilirler. Konuşma süresinin sınırlandırılması halinde, sırası gelip konuşmasını yapan bir kişi, konuşma süresi dolduğu zaman, ancak kendinden sonra konuşacak ilk kişi konuşma hakkını verdiği takdirde konuşmasını, o kişinin konuşma süresi içinde tamamlamak koşuluyla sürdürebilir. Diğer bir biçimde konuşma süresi uzatılamaz.
Toplantı başkanınca, görüşülen konular hakkında açıklamada bulunmak isteyen yönetim kurulu üyeleri ile denetçiye sıraya bakılmaksızın söz verilebilir.
Konuşmaların süresi, başkanın veya pay sahiplerinin önerisi üzerine, gündemin yoğunluğu, görüşülmesi gerekli konuların çokluğu, önemi ve söz almak isteyenlerin sayısına göre genel kurulca kararlaştırılır. Bu gibi durumlarda, genel kurul, önce konuşma süresinin sınırlanmasının gerekip gerekmeyeceğini ve sonra da sürenin ne olacağı konularında, ayrı ayrı oylamayla karar verir.
Kanunun 1527 nci maddesi uyarınca genel kurula elektronik ortamda katılan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin görüş ve önerilerini iletmelerine ilişkin olarak anılan madde ve alt düzenlemelerde belirlenmiş usul ve esaslar uygulanır.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
Kooperatiflerde Ortaklıktan çıkarılan kişilerin hakları nelerdir ?-Mali müşavir Evren ÖZMEN
Ortaklıktan çıkan veya çıkarılan kişilerin ortaklığı ve ödediği para miktarı üzerinde herhangi bir anlaşmazlık yok ise, çıktığı yılı takip eden ertesi yılın genel kurulunun yapılmasını müteakip bir ay içinde gider payı düşülerek kalan miktarının ilgiliye iade edilmesi gerekmektedir.