Konutların Ortaklara Dağıtımı- Kura çekimi ve Şerefiye raporu-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

 Detaylı bilgi ve kura çekim yönetmeliği ve şerefiye raporu için info@ozmconsultancy.com

 Konutlar, maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ortaklar veya temsilcilerinin katılımıyla

noter önünde çekilecek kura ile dağıtılır.

Ancak, 59. maddenin 2. fıkrası uyarınca, konutların ortaklara önceden dağıtılması halinde kuraya başvurulmaz.

Kuranın yer ve zamanı en az 15 gün önce taahhütlü mektupla veya imza karşılığı ortaklara bildirir.

Kooperatiflerde İnşaat Mevzuatı- Kitapçık-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Ekran Resmi 2015-12-13 09.02.00

KOOPERATİFLERDE GEÇİCİ MALİYET NASIL HESAPLANIR ?

Arsa bedeli ile yapı masrafları ve yol, su, elektrik gibi müşterek tesis masrafları, okul, kütüphane, satış mağazaları, bahçe ve spor alanı gibi genel hizmet tesis bedellerinden her konuta düşecek olan miktar ile genel giderler ve yönetim masraflarından ortaklara düşecek paylar hesaplanmak suretiyle konutların geçici maliyetleri bulunur. Bundan sonra yönetim kurulu kararı ile oluşturulacak en az üç kişilik bir teknik heyet tarafından konutların yeri, yapı durumu ve sair özelliklerine göre kıymet takdir olunur.

Teknik heyet kararı bir rapora bağlanarak, tanzim tarihi ve imzaların doğruluğu bakımından noterce onandıktan sonra yönetim kuruluna tevdi edilir. Bu rapor, yönetim kurulunca, noter vasıtasıyla, taahhütlü mektupla veya elden imza karşılığında ortaklara tebliğ edilir. Ortaklar tebliğ tarihinden İtibaren 15 gün içinde bu kıymetlere itiraz edebilirler. 15 günün geçmesiyle itiraz hakkı kesin olarak düşer. İtiraz edildiği takdirde, teknik heyet ile yönetim kurulunun kendi üyeleri arasından birer, itirazda bulunan ortaklar tarafından seçilecek bir kişiden oluşan 3 kişilik yeni bir kurul marifetiyle tekrar kıymet takdir olunur. Bu heyet tarafından takdir olunan fark, geçici maliyet bedellerine eklenir veya bu bedelden indirilir. Geçici maliyet tespitinden

sonra yapılan masraflar kesinleşen kıymet takdiri ile orantılı olarak bölünerek kesin maliyet bulunur.

İtiraz taksitlerin ödenmesini geciktiremez. Her ortak kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabule mecburdur. Ortaklar, yönetim kuruluna yazı ile bilgi vermek şartıyla kendilerine düşen konutları diğer ortakların konutları ile değiştirebilirler.

KOOPERATİFLERDE ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN MALİK VE DAVA DIŞI KİŞİ TARAFINDAN İMZALANMASI

ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN MALİK VE DAVA DIŞI KİŞİ TARAFINDAN İMZALANMASI ( Adi Ortaklık Hükümleri )
YÜKLENİCİNİN İŞİ TESLİMİ VE HAKLARI ( Yapı Kullanma İzin Belgesinin Alınmış Olması – Tapu Malikinin Adi Ortaklık Oluşturması )

Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi,
yüklenici sıfatıyla davacı M… ve dava dışı İ… tarafından imzalanmış olup, sözleşmede yükleniciler ile ilgili ayrı ayrı yükümlülükler düzenlenmediğine göre, adi ortaklık niteliğiyle sözleşmenin imzalandığının kabulü gerekir.fk

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ KARARI:Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkili yüklenicinin tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak yükleniciye verilmesi gereken 2 no`lu bağımsız bölümün davalı arsa sahiplerince tapusunun devredilmediğini ileri sürerek, 2 no`lu bağımsız bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, inşatta eksik ve kusurlu işler bulunduğunu, süresinde teslim yapılmadığını, yapı kullanım izin belgesinin alınmamış olduğunu, projeye aykırılık bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen ek bilirkişi heyet raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşmeye konu yapının belediyece onaylı proje ve ruhsat ekleriyle sözleşmeye uygun olarak müteahhit tarafından tamamlandığı ve mal sahiplerine teslim edildiği,
davalılar tarafından yapıda kusur ve noksanlar olduğu belirtilerek, iki numaralı bağımsız bölümün ferağının verilmesinden kaçınılmış ise de, Y… Denetim Firması oluru ve A… Belediye Başkanlığı`nın onayı ile yapının yapı kullanım belgesi alındığı, bu çerçevede yapının kullanılmaya mani halinin bulunmadığı ve yapı kullanım belgesi alınması ile inşaatın tamamlandığının varsayılacağı, yönetim planı ile birlikte apartman sakinlerinin kat mülkiyetine geçebileceği, davacının üzerine düşen edimi yerine getirmesine rağmen davalı tarafın sözleşmeye aykırı davrandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

1-Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenici sıfatıyla davacı M… ve dava dışı İ… tarafından imzalanmış olup, sözleşmede yükleniciler ile ilgili ayrı ayrı yükümlülükler düzenlenmediğine göre, adi ortaklık niteliğiyle sözleşmenin imzalandığının kabulü gerekir.

Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK`nın 520. vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamakta olup, adi ortaklığın davacı olduğu hallerde adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davanın ortaklar tarafından birlikte açılması, sadece biri tarafından açılan davanın hemen reddedilmemesi, diğer ortağın HMK`nın 59. ve 60. madde hükümleri gözetilerek, davaya dahil edilmesi için davacı yana önel verilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken, taraf teşkiline ilişkin bu yön üzerinde durulmadan esasa girilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.

2-Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ),
(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,  oybirliğiyle karar verildi.
Y23HD 30.04.2014 E.2014/1087 – K.2014/3356

KOOPERATİFLERDE ÜYELİK DEVAM ETTİĞİ SÜRECE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN İŞLEMEYECEĞİ HAKLAR

KOOPERATİFLERDE ÜYELİK DEVAM ETTİĞİ SÜRECE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN İŞLEMEYECEĞİ HAKLAR
KOOPERATİF ÜYELİĞİNE SIKI SIKIYA BAĞLI HAKLARDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ
KOOPERATİF ÜYESİNİN TAHSİS HAKKINA BAĞLI DAVALARI ( Zamanaşımı )
KOOPERATİF ÜYELİĞİNE BAĞLI MADDİ VE MANEVİ TAHSİSAT İSTEMİ
KOOPERATİF ÜYELİĞİNDE NİSPİ EŞİTLİK İLKESİ
KOOPERATİFLERDE KONUT TESLİMİ İLKELERİ
KOOPERATİF YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN ŞAHSİ SORUMLULUKLARI

1. Somut olayda da talep, üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olmayıp, tahsis hakkına dayalıdır.

Mahkemece, somut uyuşmazlıkta zamanaşımı süresinin işlemeyeceği gerekçesiyle zamanaşımı def`inin reddine karar verilmesi gerekirken,
eser sözleşmesindeki ilkelere uygun olarak zamanaşımının teslim ile başlayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de,
zamanaşımı def`inin reddi sonucu itibariyle doğru olmuştur.

2. Kooperatif üyeliğine bağlı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davalarda:
Kooperatifler hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir.
Eşitlik ilkesi gereği tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerekir.

Diğer üyelerin konutları tamamlanıp teslim edilmiş ise davacının da dairesinin bitirilip teslimini istemek hakkıdır.
Kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup, kooperatife borcu olduğu halde dairesini teslim alıp yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde, eşitlik ilkesi uyarınca davacının da aynı süre zarfında kira bedeli talep hakkı doğacağının kabulü gerekir.

3. Kooperatif Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar.

Genel olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlerden dolayı şahsen sorumlu değildir.
Ancak, Aynı maddede Beş bent halinde sayılan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir.

Mahkemece, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bilirkişiden kararda açıklanan ilkeler çerçevesinde dava dışı yüklenici ile davalı kooperatif arasında devam eden davalar da değerlendirilerek,
birleşen davada davalıların kusurlu olup olmadıkları konusunda rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken;
Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirmediklerinden bahisle soyut gerekçe ile hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır

KOOPERATİF ORTAKLIK HİSSESİNİN DEVRİ

KOOPERATİF ORTAKLIK HİSSESİNİN HARİCEN DEVRİ ( Aidat Borcu Yönünden )
MENFİ TESBİT DAVASI ( Kooperatif Aidet Borcu – Kooperatif Ortaklık Hissesinin Devri )

Kooperatif aidat borcu sebebiyle yapılan icra takibine karşı açılan, menfi tesbit davasında:

Davacı, kooperatife ait borcunu dört (4) adet senetle (her biri 1.000 TL) ödediğini ileri sürmekle birlikte;
bu senetlerin vade tarihleri dikkate alındığında üç adet senedin vade tarihinin hisse devir tarihinden sonraki döneme denk geldiği gibi, senetlerin hangi tarihte tahsil edildiği ve buna göre, davacının hisse devir tarihi itibariyle ne kadar borçlu olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılamamaktadır.

Bu nedenle, bilirkişi raporu bu yönüyle hem tarafların denetimine, hem de Yargıtay’ın sağlıklı bir temyiz incelemesi yapmasına olanak vermemektedir.

Devirden önceki ve devirden sonraki borç ayrı ayrı tespit edilmeden hüküm tesisi doğru değildir.fk

Kooperatifler ortaklarına fatura keser mi ? Keser ise hangi bedel üzerinden ?-KEMAL ÖZMEN

 

KOOPERATİF HİSSESİ MİRAS KALIR İSE YAPILACAK İŞLEMLER-ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK

 

2013 de kooperatiflerde genel kurullar-Kemal ÖZMEN

Kooperatif Mali Tabloları ile ilgili Yargıtay Kararları-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN-2012

Kooperatiflerde bilançonun ortaklara tebliği zorunlu olmayıp, ancak kooperatif merkezinde incelemeye açık tutulması yeterlidir. (Y.11.HD. 08.02.1994 E.3562/K.870)

 

– İddia edilen zarar, genel kurulda görüşülmemiş olmasına göre, verilen ibra kararı kooperatifi bağlamaz. (Y.11.HD. 25.06.1993 E.3929/K.4650)

 

– Kooperatif defter ve belgesi zayi olmuş ise, TTK’nun 68’nci maddesindeki koşullar gözönüne alınarak, bu defter ve belgelerin zayi olduğuna karar verilmesi istenebilir. (Y.11.HD. 21.05.1993 E.3910/K. 3763)

 

– Bilançonun onanmasına ilişkin görüşmeler en az bir ay sonraya bırakılır. Bu süreden daha az bir süreye erteleme yasaya aykırıdır.

 

Genel kurulun ertelenmesi halinde, izleyen toplantının günü, toplantı yeri ve gündemin normal genel kurul toplantıları için yasaca  öngörülen biçimde çağrı ile ilân yoluyla paydaşlara duyurmalıdır. (Y.11.HD. 14.10.1982 E. 3556/K. 3887)

 

         – Yönetim kurulu üyelerinin oy hakkından mahrumiyetleri sadece ibraya ilişkindir (TTK. 374). Bilançonun onanmasında ise, yönetim kurulu üyeleri oy kullanabilirler. (Y.11.HD. 18.05.1982 E. 2253/K. 2385

Kooperatiflerde ortaklarin hakları

1. BİLGİ EDİNMEK HAKKI, BİLANÇO:

Madde 24 – Yönetim Kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine amade tutulur.

Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi mecburidir.

Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin karariyle bertaraf edilemez veya sınıflandırılamaz.

2. TİCARİ DEFTERLER VE SIR SAKLAMA HÜKÜMLERİ VE CEZA:

Madde 25 – Kooperatifin ticari defterleri ve haberleşme ile ilgili hususların tetkiki, genel kurulun açık bir müsaadesi veya yönetim kurulunun kararı ile mümkündür. İncelenmesine müsaade edilen defter ve vesikalardan öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Her ortak ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa dahi daima gizli tutmak zorundadır. Bu mecburiyete uymıyan ortak meydana gelecek zararlardan kooperatife karşı sorumlu olduğu gibi kooperatifin şikayeti üzerine herhangi bir zarar umulmasa dahi bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. *

Kooperatif Ortaklığı’ndan ihraç-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

C ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA ESASLARI VE İTİRAZ:

Madde 16 – (Değişik fıkra: 06/10/1988 – 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.

Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.

Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.

Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.

(Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.

Kooperatif yoneticisi kooperatif ile is yapabilir mı? Yargıtay 15.daire

Kooperatifin yöneticisi iken mensubu bulunduğu şirket adına işi üstlenen kişiyle imzalanan sözleşme, 1163 sayılı Yasanın 59. maddesinin 6. fıkrasının amir hükmüne aykırı olmakla geçersizdir. Bu sebeple yüklenici, ancak sebepsiz iktisap kuralına dayalı olarak kooperatifin mal varlığına giren iş bedeline karsız olarak hak kazanır.

Kooperatifteki hisseye haciz gelir mı ?-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
Esas 2004 Karar
1276 6300
Y A R G I T A Y İ L A M I

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, alacaklı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin REDDİNE,
2-Borçlu Doğan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun 19/son maddesi hükmüne göre, kooperatif ortağının alacaklıları ancak, ortağın faiz ve gider paylaşımından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasından ona düşecek payı haczettirebilirler. Ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça ortağın kooperatif payının haczi mümkün değildir. Alacaklının kooperatif olması da sözü edilen yasal durumu değiştirmez. Kaldı ki, kooperatifin aidat ödenmediği taktirde kooperatif ortağı hakkında ortaklıktan çıkarılma yasal hakkı da bulunmaktadır.
Anılan husus, Yasanın emredici kuralından kaynaklandığından buna ilişkin şikayet süreye tabi değildir.
Mahkemece borçlu Doğan’ın da şikayetinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu Doğan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Tarımsal amaçlı kooperatifin üyelerinden aldığı sütlerin satışı ve üyelerine yem teslimi ve temizlik malzeme tesliminde KDV uygulaması hk.

Tarımsal amaçlı kooperatifin üyelerinden aldığı sütlerin satışı ve üyelerine yem teslimi ve temizlik malzeme tesliminde KDV uygulaması hk.
Tarih 26/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV-2010-47-269
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV-2010-47-269

26/08/2011

Konu

:

Tarımsal amaçlı kooperatifin üyelerinden aldığı sütlerin satışı ve üyelerine yem teslimi ve temizlik malzeme tesliminde KDV

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kooperatifinizin üyelerinden süt toplayarak herhangi bir işleme tabi tutmadan fabrikalara (mandıra) satış yaptığı, üyelerinize ait hayvanların yem, küspe, kepek gibi ihtiyaçlarının kooperatifinizce temin edilerek, kooperatif üyelerine bedel karşılığında teslim edildiği ve üyelere ait süt sağım makinaları ile kooperatifin kullanımında olan süt soğutma tankının temizliğinde kullanılmak üzere gerekli olan temizlik ürünlerinin satın alınarak üyelere bedel karşılığında teslim edildiği belirtilerek söz konusu işlemlerin katma değer vergisinden istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu,

17/1 inci maddesinde, tarımsal amaçlı kooperatiflerin; ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu,

17/4-b maddesinde de, Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden istisna tutulduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre;

1. Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler tarafından kooperatifinize süt teslimi KDV den istisna olup, çiftçilerin gerçek usulde vergiye tabi olması halinde bu teslimler KDV ye tabi tutulacaktır.
2. Kooperatifinizin fabrikalara (mandıra) süt teslimleri, tarımı yaymak, ıslah ve teşvikten ziyade ticari amaç taşıdığından KDV ye tabi olacaktır.
3. Kooperatifinizin üyelerine bedel karşılığı yem, küspe, kepek gibi teslimleri ile süt makinelerinin temizliğinde kullanılmak üzere özel temizlik ürünleri teslimleri, tarımı yaymak, ıslah ve teşvikten ziyade ticari amaçlı teslimler kapsamında olduğundan KDV den istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kat karşılığı arsa tesliminde arsa sahibi açısından,vergiyi doğuran olayın ne zaman vuku bulacağı ve teslim olunan katların hangi maliyet esasına göre hesaplanacağı hk.

Kat karşılığı arsa tesliminde arsa sahibi açısından,vergiyi doğuran olayın ne zaman vuku bulacağı ve teslim olunan katların hangi maliyet esasına göre hesaplanacağı hk.

Tarih 17/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 37-1326
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı :B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 37-1326 17/08/2011

Konu : Kat karşılığı arsa tesliminde arsa sahibi açısından,vergiyi doğuran olayın ne zaman vuku bulacağı ve teslim olunan katların hangi maliyet esasına göre hesaplanacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, maliki bulunduğunuz gayrimenkulu (arsa) kat karşılığı olarak müteahhide verdiğinizi, ancak dairelerin henüz tamamlanmadığını ve ticari kazanç esaslarına göre mükellef olduğunuzu belirterek, kat karşılığı arsa tesliminde satış yapılması halinde vergiyi doğuran olayın hangi tarihte vuku bulacağı, maliyetin hangi esaslara göre hesaplanacağı ve tarafınıza arsa karşılığı teslimi öngörülen bağımsız bölümlerin kayıtlarınıza hangi tutar üzerinden intikalinin sağlanacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde edilen kazancın ticari kazanç sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 38 inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari Kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca ticari kazancın tespitine ilişkin Gelir Vergisi Kanununun 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasında; “Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.” parantez içi hükmü yer almaktadır.

Kanunda yer alan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, ticari kazancın tespitinde, dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır. Tahakkuk ise gelirin ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder.

Öte yandan, başkasının arsası üzerine inşaat yapanların arsa sahibine vermiş oldukları dairelerin inşası için yapmış oldukları harcamalarla, kendilerine ait daireler için yapmış oldukları harcamaların toplamı inşaat maliyetini verir. Müteahhide ait dairelerin maliyeti, toplam inşaat maliyetinin bu dairelere dağıtımı suretiyle bulunur. İnşaatın toplam maliyetinin arsa sahibine verilen dairelere isabet eden kısmı müteahhidin kendisine ait dairelerin arsa maliyetidir.

Bu itibarla, işletmeniz tarafından müteahhide verilen arsanızın üzerine yapılan dairelerin inşası tamamen bitirilmediği müddetçe inşaat maliyeti oluşmayacağından, inşaatın devamı sırasında yapılan satışlar karşılığında alınan tutarların avans olarak değerlendirilmesi ve söz konusu dairelerin teslim edildiği dönem kazancına dahil edilmesi gerekmektedir. Ancak, dairelerin tamamlanması ile ilgili muvazaalı bir durumun tespit edilmesi durumunda, gerekli cezai işlemlerin uygulanacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk. Tarih 09/12/2011-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

Başlık Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk.
Tarih 09/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KDV VE DİĞER VERGİLER GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714

09/12/2011

Konu

:

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, … Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı … ve … mahallelerindeki arsalar, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak, ilgili belediye başkanlığı tarafından, kooperatifinize konut yapılmak üzere tahsis edildiği ve bahse konu arsalar üzerine inşa edilen konutların ortaklara tapularının verildiği anlaşılmış olup, ancak konut yapımı gerçekleşmeyen üç adet arsanın ise 5656 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik ve yapılan sözleşme gereği … Büyükşehir Belediyesine iadesi gerektiği belirtilerek, tapuda yapılacak devir işleminde aranılacak harç miktarı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu hükmüne, 58 inci maddesinde de; tapu ve kadastro harçlarını Kanuna ekli tarifede belirtilen kişilerin; tarifede belirtilmeyen işlemlerde taraflar aksini kararlaştırmamış ise Kanunda (6) bent halinde sayılan kişilerin ödeyeceği hükmüne ve 59 uncu maddesinin (a) bendinde ise, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinlerinin harçtan müstesna olduğu, hükmüne yer verilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasında; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra veya şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu harcın oranı 29/12/2009 tarih ve 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere binde 16,5 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, Anayasanın 73 üncü maddesinde, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulup, değiştirilip veya kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre, tarafınıza … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmelik hükümlerine ve ilgili belediye başkanlığı ile yapmış olduğunuz sözleşme hükümlerine dayanılarak harca ilişkin muafiyet getirilemeyeceği tabidir.

Buna göre, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak kooperatifinize tahsis edilen taşınmazların … Büyükşehir Belediye Başkanlığına tapuda yapılacak devir ve tescil işleminde; ilgili belediye başkanlığından 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/a bendi gereğince harç aranılmaması, ancak kooperatifinizden aynı Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin 20/a fıkrası gereğince binde 16,5 oranında tapu harcı aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kat Karşılığı İnşaat Yapan Konut Yapı Kooperatifinin Zarar Mahsubu

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

AYDIN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.09.15.01-2.2010.3/KVK.9.MD.-3

02/10/2010

Konu

:

Kat Karşılığı İnşaat Yapan Konut Yapı Kooperatifinin Zarar Mahsubu

İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince 01.01.2006 tarihi itibariyle … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından … vergi kimlik numarasında kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiğini; kooperatifinizce verilen 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait geçmiş yıl zararlarının yazılması nedeniyle, Vergi Dairesi Müdürlüğünce kurumlar vergisi mükellefiyetinizin bulunmadığı dönemlere ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmemesi gerektiği ifade edilerek düzeltme beyannamesi vermeniz gerektiği yönünde sözlü uyarıda bulunulduğunu; oysa ki kooperatifinizin 1996 yılında kurulduğunu ve 1996 – 2005 yılları arasında bir takım giderlerinin bulunduğunu; söz konusu giderlerin “geçmiş yıl zararı” olarak beyan edilmemesi durumunda ne şekilde işlem yapılacağı hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

Konu ile ilgili olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınan … tarih ve … sayılı yazı ve eklerin incelenmesinden; kooperatifinize …/…/1996 tarihinden itibaren stopaj gelir vergisi mükellefiyetinin tesis edildiği; … tarihli yoklama fişiyle kooperatifinizin kurulduğu tarihte gayri faal olduğu ve stopaja tabi bir ödemenin bulunmadığı; … tarihinde yapılan genel kurul toplantısında tasfiye kararı alındığı ancak kooperatifin tasfiye edilmeyerek … tarihinde arsa temin edip üye kaydı yaparak yeniden faal duruma geldiği; temin edilen arsanın … adına kayıtlı bulunması ve inşaat ruhsatının adı geçen şahıs adına düzenlenmiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2006 tarihi itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, gerek Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, gerekse 01.01.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince kooperatifler esas itibariyle kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmışlardır. Ancak kooperatifler sosyal amaçlı kurulan ve kendi ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini korumaya yönelik tüzel kişilikler olduğundan gerek Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, gerekse 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa hüküm konulmak suretiyle, kooperatiflerin belirli şartları taşımaları durumunda kurumlar vergisinden istisna tutulması sağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde; “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri.” hükmü yer almaktadır.

Kooperatiflerin amacı, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlamak olduğundan, üçüncü kişilere değil, kendi ortaklarına hizmet etmesi gerekmektedir. Yapı kooperatiflerinin kendi ortakları dışındaki kişilere ait inşaat yapmaları, kooperatifçilik temel amacından uzaklaşılarak bir ticaret şirketi hüviyetine bürünmelerine neden olacaktır. Bu nedenle yapı kooperatiflerinin ortaklarının sahip olacağı payın üzerinde konut üreterek, fazla üretilen konutları arsa sahibine vermeleri istisna için gerekli olan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartının ihlaline ve genel esaslara göre vergilendirilmelerine neden olacaktır.

Kaldı ki, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde, daha önce yürürlükte bulunan 5422 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin (16) numaralı bendinde bulunan şartlara ek olarak kooperatiflerin kuruluşundan inşaatın bitimine kadar yönetim ve denetim kurullarında görevli gerçek ve tüzelkişilerin inşaatın yapımında görev almamaları gerektiği, ayrıca yapı ruhsatı ve arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olma şartı getirilmiştir.

Bu hükümlere göre, kooperatifinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda muafiyet için belirtilen şartları taşımaması nedeniyle bina inşaat ruhsatı alarak faaliyete geçtiğiniz tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi işleminde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Öte yandan; aynı Kanunun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında; kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla zararların indirilebileceği; (a) bendinde ise, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre kurumlar vergisi mükellefiyetinizin başlangıç tarihi 2006 yılı olduğundan ve 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait herhangi bir beyanınız bulunmadığından,anılan yıllara ilişkin zararların mahsubuna kanunen imkan bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı V.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.