Kooperatifin borcu olan ya da daha az ödeme yapan ortaklarına daire tapularını verdiği dikkate alındığında, eşitlik ilkesi bakımından kooperatife borcuda bulunsa ferdi daire tapusunu davacıya vermesi gerektiği sonucuna varılmalıdır.

KOOPERATİF HUKUKU •

EŞİTLİK İLKESİ ÖZET: Kooperatifin borcu olan ya da daha az ödeme yapan ortaklarına daire tapularını verdiği dikkate alındığında, eşitlik ilkesi bakımından kooperatife borcuda bulunsa ferdi daire tapusunu davacıya vermesi gerektiği sonucuna varılmalıdır. Y. 23 HD., E. 2017/1334, K. 2017/2132, T. 13.9.2017

Davacı vekili, müvekkilinin 15.04.1993 tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu, üyelikten kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, kooperatifkonutlarının inşaatlarının tamamlandığını, binaların tamamen iskana açıldığını, ferdileşme ile diğer üyelere tapularının verildiğini, mü- vekkiline 13.03.1995 tarihli kur’a ile tahsis edilen bağımsız bölümün tapusunun ise halen devredilmediğini ileri sürerek, 3………. no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının aidat borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin kurulduğu tarihten beri muhasebe kayıtlarının düzenli tutulmadığı, ortaklar tarafından yapılan tüm ödemelerin kayıtlara işlenmediği, bazı ödemelerin yöneticiler tarafından zimmete geçirildiği, davacının da aralarında bulunduğu dört kooperatif ortağı- nın şikayeti üzerine, zimmet suçunu işledikleri sabit görülen kooperatif yöneticilerinin cezalandırılmalarına karar verildiği, ceza yargılamasında, ödemeleri çok az olmasına rağmen kooperatifyöneticilerine ferdi tapularının verildiğinin tespit edildiği, bunlardan fazla ödemesi olduğu tespit edilen davacıya ise ferdi tapusunun verilmediği, kooperatiftarafından aidat borçlarının tahsili amacıyla 2005 yılında başlatılan icra takibine karşı davacının itirazı üzerine takibin durduğu, kooperatifçe bu tarihten sonra ilgili icra dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığı, kooperatif üyesinin parasal yükümlülükleri ile ilgili davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, icra takibine konu alacak ile ilgili son işlem tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin geçtiği, söz konusu borç nedeniyle zamanaşı- mının işlemediği kabul edilse dahi,kooperatifin borcu bulunan ya da daha az ödemesi olan ortaklarına daire tapularını verdiği göz önünde bulundurulduğunda, eşitlik ilkesi gereğince,kooperatife borcu bulunsa dahi davacıya da ferdi tapusunu devretmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline dair verilen karar Dairemizin 26.01.2017 tarihli ilamı ile onanmıştır. Davalı vekili, karar düzeltme talep etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nın 440. maddesinde sayı- lan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Üç yıl süreyle art arda üç kez genel kurul toplantılarına mazeretde bildirmeden katılmayan üye hakkında verilen ihraç kararı doğrudur-EVREN ÖZMEN

KOOPERATİF HUKUKU •

shout_1515906769465

ÜYELİKTEN İHRAÇ ÖZET: Üç yıl süreyle art arda üç kez genel kurul toplantılarına mazeret de bildirmeden katılmayan üye hakkında verilen ihraç kararı doğrudur.

Y. 23 HD., E. 2017/1775, K. 2017/1887, T. 20.6.2017 Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifyönetim kurulunun 30.12.2013 tarih ve 324 nolu kararı ile 06.04.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda gündemin 14. maddesi gereğince genel kurul kararı ile üyeliğine son verildiğini, bu hususun noter ihtarnamesi ile bildirildiğini, davacının çiftçi olduğunu, ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin noter ihtarının ortaklıktan çıkarılması ile ilgili net ve anlaşılabilir bilgileri ve gerekçeyi ihtiva etmediğini, ortaklıktan çıkarma kararının yasaya uygun olmadığını, zira kooperatif yönetim kurulu yönetimi elinde tutabilmek amacıyla çifçilik yapan birden fazla üyenin üyelikten ihracına karar verirken, çifçilikle ilgisi olmayan tarlası olmayan kişileri kooperatife üye yaptığını ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamındanı; davacının 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait genel kurul toplantılarına katılmaması konusunda herhangi bir delil veya mazeret gösteremediği, kendisinin üyelikten ihracı konusunda yalnızcakooperatif yönetiminin kötüniyetli olduğu iddiasında bulunduğu, ancak bu konuda herhangi bir delil ibraz etmediği, celp edilen kooperatif genel kurul toplantı evraklarından, davacının o yıllardaki toplantılara (arka arkaya üç defa) katılmadığı, bu durumda, kooperatif anasözleşmesinin 13. maddesinin (f) bendindeki şartın oluştuğu, üyelikten çıkarma kararının usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Kooperatif inşaatları tamamlanmadan açılan aidiyet tespiti ve tescil davasının reddi gerekir

ÖZET: Kooperatif inşaatları tamamlanmadan açılan aidiyet tespiti ve tescil davasının reddi gerekir. Y. 23 HD., E. 2017/1655, K. 2017/1789, T. 13.6.2017

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften 01.12.2003 tarih ve 115 no’lu karar ile 27.000,00 TL karşılığında B-2 blok 2. kat … caddesi cepheli doğu-batı giriş sağ yan daireyi satın aldığını, dairenin müvekkiline dava tarihine kadar teslim edilmediğini ileri sürerek, B-2 blok 2. kat … caddesi cepheli doğu-batı giriş istikameti esas alındığında sağ yan dairenin müvekkiline ait olduğunun tespitini ve tapuya tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilleri, müvekkiline yapılmış bir ödeme bulunmadığını, daire satışına ilişkin yönetim kurulu imzalarının bir kısmının sahte olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; davacının genel kurullara çağrıldığı ve 20.06.2010 tarihli genel kurulda kooperatife 65.760,00 TL borçlu olduğunun belirlendiği, böylelikle davacının kooperatifin ortağı olduğu, ancak davacıya tahsisine karar verilen … cepheli doğu-batı giriş sağ yan dairenin 26.05.2012 tarihli genelkurulda … ‘a tahsisine karar verildiği ve bu kişiye teslim edildiği, … ‘ın daire tahsisinin davacıya tahsis kararının düzeltilmesinden önce olduğu, dava konusu taşınmazda üstün hak sahibinin … olduğu, 2. kat dairelerin ise arsa sahiplerine tahsis edildiği, davacının davalı kooperatif ortağı olmasına rağmen davacıya tahsis edilmiş bir dairenin bulunmadığı, bu nedenle dairenin aidiyetinin tespiti ve tapu iptal tescil davasının bu aşamada dinlenemeyeceği, kooperatif inşaatı devam ettiğinden ve davacıya bir daire tahsisinin mümkün olduğundan bu aşamada tazminat talep hakkı da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacıya tahsisli yerin belirlenemeyip, peşin ödemeli ortak olarak konut verilememesi halinde kooperatifinşaatlarının tamamlanması sonrasında, bu üyeliğe bağlı olarak tazminat talep edebileceğine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kooperatif ile üye arasında olmayan davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmalıdır

KOOPERATİFİN TARAF OLDUĞU DAVA •

DAVADA GÖREV ÖZET: Kooperatif ile üye arasında olmayan davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmalıdır. Y. 23 HD., E. 2017/1308, K. 2017/1631, T. 31.5.2017 Davacı vekili, müvekkilinin kooperatifte ödemesiz daire sahibi olduğunu, bu bağımsız bölümün kullanılmasına rağmen kooperatif ortak giderlerine katılmadığını, giderlerin ödenmesi için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını; ancak davalı tarafın haksız itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, davalı tarafın haksız itirazının iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatının ödenmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; dava, kooperatif ile üyesi arasındaki ortak giderlere katılım payının ödenmesine ilişkin dava olmakla, Kooperatifler Kanunundan kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 114/1,c hükmüne göre görev konusu dava şartı olup HMK’nın 115. madde hükmüne göre dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştırması gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanundan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü karşısında davanın ticari dava niteliğini taşıdığı, 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre ticari davaların Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki dava, üye ile kooperatif arasında değildir. Davacının talebikooperatiften bedelini peşin ödeyerek satın alınan iki konut nedeniyle davalının sorumlu olduğu genel giderlerden payına düşen tutara ilişkin olup bu durumdakooperatif ile davalı arasında üyelik ilişkisi bulunmadığından, davaya bakma görevinin mahkemece düşünüldüğünün aksine Ticaret Mahkemesi olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, görevsizlik kararı yerine işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KOOPERATİFİN TARAF OLDUĞU DAVADA GÖREV-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFİN NİTELİĞİ •

KOOPERATİFİN TARAF OLDUĞU DAVADA GÖREV

ÖZET: Kooperatifler kar ve zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu nedenle yapı kooperatiflerini tacir kabul edip tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu nedenle kooperatif ile şirket arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekir. * Y. 23 HD., E. 2015/9522, K. 2017/1556, T. 23.5.2017 Davacı vekili; müvekkili ile davalı kooperatif arasında Arsa Payı İnşaat Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, azilname nedeniyle tamamlanamadığından tapu devirlerinin alınamadığını ileri sürerek, bir kısım bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacı şirket ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99/1. maddesi gereğince tacir sayılan kooperatif arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası olduğu, bu nedenle davanın ticari dava sayılacağını belirterek, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davaya bakma görev ve yetkisinin… Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğuna karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki arsa payı inşaat yapımı ve satış vaadi sözleş- mesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifler, “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tanımlanmıştır. Maddede, kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır. Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde gösterilen bu tanımdan açıkça anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr – zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanım ve amaç 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 171. maddesinde, “Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.” şeklinde anlamını bulmuştur. Bu tanım ve düzenlemelere göre, yapı kooperatiflerini tacir kabul edip, tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir. Aksi bir kabul, kooperatiflerin ticari kazanç elde etme amacına yönelik hareket etmeleri sonucunu doğurur ki, bu durumun Anayasa’da dahi kendisine yer verilen kooperatifçiliğin amacına uygun düşmeyeceği açıktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124/1. maddesinde, “Kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “Şahıs şirketleri” ve “Sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bu düzenlemelere benzer hükümler, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nda da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasında yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.1996 tarih ve 1995/956 E., 196/45 K. Dairemizin 08.06.2016 tarih ve 2015/1147 E., 2016/3470 K. ve 05.04.2016 tarih ve 2014/10937 E., 2016/2136 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.) Dava konusu olay, davacı şirket ile davalı kooperatif arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, kooperatif ile üye arasında bir uyuşmazlık söz konusu olmadığı gibi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, her iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işlerinden kaynaklandığı bir uyuşmazlık da mevcut değildir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde gö- revsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

KOOPERATİFLER TACİR MİDİR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLER TACİR MİDİR ?

MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

ekran-resmi-2016-10-22-19-29-31

Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde gösterilen bu tanımdan açıkça anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr – zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanım ve amaç 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 171. maddesinde, “Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.” şeklinde anlamını bulmuştur. Bu tanım ve düzenlemelere göre, yapı kooperatiflerini tacir kabul edip, tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir. Aksi bir kabul, kooperatiflerin ticari kazanç elde etme amacına yönelik hareket etmeleri sonucunu doğurur ki, bu durumun Anayasa’da dahi kendisine yer verilen kooperatifçiliğin amacına uygun düşmeyeceği açıktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124/1. maddesinde, “Kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “Şahıs şirketleri” ve “Sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bu düzenlemelere benzer hükümler, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nda da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasında yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.1996 tarih ve 1995/956 E., 196/45 K. Dairemizin 08.06.2016 tarih ve 2015/1147 E., 2016/3470 K. ve 05.04.2016 tarih ve 2014/10937 E., 2016/2136 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.)

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatifin ortaklarına veya ortakların birbirlerine ya da kooperatife karşı açacakları davalara kooperatifin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacaktır.

KOOPERATİF HUKUKU •

Ekran Resmi 2016-04-10 22.57.13

DAVALARDA YETKİ KURALI ÖZET: Kooperatifin ortaklarına veya ortakların birbirlerine ya da kooperatife karşı açacakları davalara kooperatifin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacaktır.

ekran-resmi-2016-10-22-19-29-31

Y. 23 HD., E. 2017/1265, K. 2017/1464, T. 16.5.2017 Davacı vekili, müvekkilinin ağabeyi ve aynı zamanda davalıların murisi … ile 1978 yılında müştereken dava dışı kooperatife üye olduklarını, ilk üyelik taksidini de müştereken yatırdıklarını, ancak diğer taksitlerin sa-dece davacı tarafından ödendiği halde, kooperatif tarafından bu müşterek üyeliğe tahsis edilen üç adet bağımsız bölümün sadece davacı adına tescili gerekirken, hatalı olarak davacı ile davalılar murisi adına müştereken tapuya tescil olunduğunu ileri sürerek, davalılar murisi …adına tescil edilen hisselerin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davaya konu üç adet bağımsız bölümün üyelik taksitlerinin murisleri … tarafından ödendiğini savunarak, mesnetsiz davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davacının davalı kooperatif ile olan üyelik ilişkisinden kaynaklanmakla birlikte ortaklık ilişkisi kapsamında kalan bir uyuşmazlık bulunduğu, gerek asıl dosyada, gerek birleşen dosyada uyuşmazlığın salt taşınmazın aynıyla ilgili olmayıp, davalıkooperatifle olan üyelik ilişkisinden kaynaklandığı, birleşen dosyada davalı …Yapı Kooperatifi’nin adresinin “…Cad. No:45/11… …” olduğu, 1086 sayılı HUMK’nun 17. maddesine (6100 sayılı HMK’nın 14.mad.) göre kooperatifin ortaklarına ya da ortakların bu sıfatla diğer ortaklar veya kooperatife açacağı davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı, anılan yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikte olduğu, bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ç ve 115/2. maddeleri uyarınca asıl dava ile birleşen davanın kesin yetkiye iliş- kin dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kooperatif ile ortaklar arasında veya ortaklar arasında çıkan uyuşmazlıklarından doğan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacaktır.

KOOPERATİFİN DAVALARI •

TİCARET MAHKEMESİ ÖZET: Kooperatif ile ortaklar arasında veya ortaklar arasında çıkan uyuşmazlıklarından doğan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacaktır. Y. 23 HD., E. 2017/480, K. 2017/360, T. 13.2.2107

Davacı vekili, … Öğretim Üyeleri için kurulmuş bulunan davalı kooperatif tarafından…’de öğretim üyesi olarak çalışan müvekkilinin, davalı kooperatifin … bölümünde bulunan, bahçeli natamam evin toplam 80.000 ABD bedelle satışı hususunda bilgi verildiğini ve müvekkilinin 1/2 peşin, 1/2’si daha sonra ödenmek üzere 14 bağımsız numaralı taşınmazın satışı hususuna kooperatif yönetimi ile konut satış vaadi sözleşmesi imzaladı- ğını, müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan bedelin bir kısmını peşin bir kısmını taksitlerle kooperatife ödediğini, sözleşme konusu yapı kaba inşaat halinde müvekkiline teslim edildiğini ve müvekkilinin tarafından yaklaşık 100.000 ABD doları masraf yapılarak oturulmaya başlandığını ve hala sözleşme konusu konutta aile ile yaşadığını, müvekkili tarafından davalıkooperatife, 29.05.2014 tarihinde ihtarname ile, müvekkilinin kooperatife borcu kalmadığını, kat irtifak/kat mülkiyeti tapularının müvekkili adına düzenlenmesini ihtar ve talep ettiğini, cevabı ihtarnamede, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığı, satış vaadi sözleşmesinin feshedilmiş olduğu hususunun ihtar edilerek talebinin reddedildiğini ileri sürerek,dava konusu taşınmazın tapu iptali ve tesciline mümkün olmadığı takdirde dava tarihi itibari ile değerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bahse konu gayrımenkulün bulunduğu site ile kooperatifin uzaktan yakından herhangi bir alakası olmadığını, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilerek dosyanın …Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Kooperatif ile ortakları veya ortaklar arasında çıkan uyuşmazlıkların hallinde kooperatifler kanunu ile kooperatif sözleşme hükümleri, kooperatifin niteliği kuruluş amacının gözönünde bulundurularak çözülmesi gerektiği, davacı kooperatifüyesi olduğunu ileri sürerek taşınmaz tescilini talep ettiği, iddiadaki ileri sürülüş şekli gözönüne alındığında 6502 sayılı Kanun’nun 3 ve 73/1. maddesi gereğince çözülmesi gereken bir tüketici işleminin söz konusu olmadığı, dava konusu istemin ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, dosyanın görevli ve yetkili mahkemenin …Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları- nın reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kooperatif ile tacir olmayan kişi arasındaki davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılacaktır.

KOOPERATİFİN TARAF OLDUĞU DAVA •

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

ÖZET: Kooperatif ile tacir olmayan kişi arasındaki davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılacaktır.

Y. 23 HD., E. 2017/180, K. 2017/170, T. 13.1.2017 Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin davalılar dahil … ortağı ile birlikte … …. mevkiinde bulunan taşınmazın malikleriyle birlikte dü- zenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını; arsa sahipleri tarafından müvekkili aleyhine başka dosya üzerinden alacak davası açıldığını; müvekkilinin … yapı ortağından hisseleri oranında daha önce ödediği paranın kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak davalıların ödemeye yanaşmadıklarını, davalılardan hisseleri oranında ….616,00 TL alacağının kanuni faizi ile birlikte ayrı ayrı rücûen tahsilini, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, usule ilişkin olarak mahkemenin görevine itiraz etmiş ve eldeki davanın…. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/445 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek görülmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının kooperatif, davalıların ise tacir olmayan gerçek kişiler olduğu; davacının dayanağının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin devri, sözleşmenin kısmen iptali davası olduğu; davaya konu uyuşmazlıkta TBK’nın 470 vd. hükümlerinin uygulanacağı; söz konusu davada taraflardan birisi tacir olmadığından nisbi ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın konusunun Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir konu olmadığından cihetle de mutlak ticari dava olmadığı; uyuşmazlık konusuna Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılacağına dair yasal bir düzenlemenin de bulunmadığı, söz konusu uyuşmazlığın ticari dava olmadığı ve haliyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevinde olmadığı; ….06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasa’nın …. maddesi ile değiştirilen TTK’nın …/…. maddesi uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı; HMK’nın 114/…-c maddesi hükmü gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, davanın HMK’nın 115/…. maddesi hükmü gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları- nın reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ….01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KOOPERATİFLER KANUNUNDAKİ SON DEĞİŞİKLİKLER

KOOPERATİFLER KANUNU[1],[2] (1)(2)

 

B) Kuruluş, muteberlik şartları, isim kullanma yetkisi :

   Madde 2 – (Değişik: 15/2/2018-7099/7 md.) Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulur. Anasözleşmenin ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerekir. İlgili Bakanlık faaliyet konuları itibarıyla kooperatifleri sınıflandırmaya, çalışma bölgeleri oluşturmaya, kooperatif kuruluşu için asgari ortak sayısından az olmamak üzere ortak sayısı ve kooperatif kurulmasına yönelik diğer şartlar ile usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenir.

   Yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin anasözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir.

   Sermaye miktarı sınırlandırılarak kooperatif kurulamaz. Kooperatif adını ancak bu kanuna göre kurulmuş teşekküller kullanabilir.

   (Ek: 6/10/1988-3476/1 md.) Kooperatifler ve üst kuruluşlarının unvanlarında, kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerine yer verilemez.

 

..

 

 

4. Tescil:

   Madde 61 – (Değişik: 15/2/2018-7099/8 md.) Kooperatif yönetim kurulu, kooperatifi temsile yetkili kılınan kimselerin isimlerini ve imzalarını ticaret siciline bildirir ve bu yetkiye dayanak olan kararları ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personele tasdik ettirir.

 

 

..

 

D) Muhasebe usulü ve defterler:

   Madde 89 – (Değişik: 15/2/2018-7099/9 md.) Kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin muhasebe usulleri ve mecbur olarak tutacakları defterler hakkında 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ ile belirlenir.

   Vergi Usul Kanununun bu hususlarla ilgili hükümleri saklıdır.

 

[1]     13/12/1983 tarih ve 183 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 50 nci maddesi hükmü gereğince anılan maddede sayılan kooperatiflerle ilgili olarak Ticaret Bakanlığına ve Bakanına verilmiş olan görev ve yetkiler Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığına ve Bakanına devrolunmuştur.

[2]     11/3/2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 18 inci maddesiyle, bu Kanunda 5957 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda mezkur kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay bir kararda “davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısı için kooperatif ortağı olan davacıya davetiye gönderilmediği anlaşılmaktadır. Toplantıya çağrı usulsüz olduğuna göre, davacının dava açma hakkı vardır” kararını vermiştir

Yargıtay bir kararda “davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısı için kooperatif ortağı olan davacıya davetiye gönderilmediği anlaşılmaktadır. Toplantıya çağrı usulsüz olduğuna göre, davacının dava açma hakkı vardır” kararını vermiştir

Yabancı ülkede yerleşik olan imzaya yetkili kimselerin imza beyanı, bunların imzalarının o ülkedeki Türk konsolosluğundan onaylatılması suretiyle de verilebilir.

17 Nisan 2018 SALI Resmî Gazete Sayı : 30394
TEBLİĞ
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

ŞİRKET KURULUŞ SÖZLEŞMESİNİN TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNDE

İMZALANMASI HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

MADDE 1 – 6/12/2016 tarihli ve 29910 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Şirket Kuruluş Sözleşmesinin Ticaret Sicili Müdürlüklerinde İmzalanması Hakkında Tebliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 7 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Kurucunun işitme, konuşma veya görme engelli olması durumunda sözleşme engellinin isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda imzalanır. İlgilinin işitme veya konuşma engelli olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “verilmesi veya MERSİS’e yüklenmesinin” ibaresi “verilmesinin veya beyanname başka bir Müdürlükte onaylanmışsa beyannamenin bir örneğinin elektronik ortamda kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlüğe iletilmesinin” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Beyannameyi onaylayan Müdürlük beyannamenin bir nüshasını fiziki ve bir örneğini de elektronik ortamda ilgili Müdürlüğe gönderir.”

“(6) Yabancı ülkede yerleşik olan imzaya yetkili kimselerin imza beyanı, bunların imzalarının o ülkedeki Türk konsolosluğundan onaylatılması suretiyle de verilebilir.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin 15 inci maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Belgelerin saklanması

MADDE 15 – (1) Kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlükte imzalanan sözleşme ile düzenlenen imza beyannameleri, ilgili şirketin dosyasında saklanır.

(2) İmza beyannamesinin kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlükten başka bir Müdürlüğe verilmesi durumunda, ilgili Müdürlükçe beyannamenin bir nüshası bu amaçla oluşturulmuş dosyada muhafaza edilir.”

MADDE 5 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

 

Kamuya ayrılan yerlerin düzenlenmesi, işletilmesi ve bakımı, bu konuda yetkili kamu kurumu ile mutabakat sağlanması hâlinde, kamunun kullanımını kısıtlamamak şartıyla toplu yapı yönetimince üstlenilebilir.

Kamuya ayrılan yerlerin düzenlenmesi, işletilmesi ve bakımı, bu konuda yetkili kamu kurumu ile mutabakat sağlanması hâlinde, kamunun kullanımını kısıtlamamak şartıyla toplu yapı yönetimince üstlenilebilir.

Blok yönetimi Site yönetimi ayrımı neye göre yapılır ? Yönetim Planında bu husus nasıl yazılmalıdır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Blok yönetimi Site yönetimi ayrımı

Üst organ kalsın denilen yerlerde site yönetimi gereklidir. Ancak Küçük sitelerde blok yönetimine gerek yok, sitenin özelliğine göre blok yönetimine gerek olup, olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.

Ekran Resmi 2018-03-11 23.08.30

 

İşletme projesi nedir ve kim hazırlar ? İtiraz edilebilir mi ? Fahiş harcamalara itiraz edilebilir ? Ne kadar süre içinde nereye itiraz edilmelidir ?

Toplu yapılarda , site kat malikleri kurulu veya temsilciler kurulu ( üst organ )

1-Kat malikleri kurulu belirler işletme projesini- Genel kurul=Kat malikleri kurulu =temsilciler kurulu

2-Yeni yönetim hazırlasın denilir ise

Yönetici hazırlar ise bütün kat maliklerine tebligat yapmak zorundadır.

Yönetim planı tebligat sorununu çözülmesi gereklidir. Büyük bir sitede temsilci gerekli. 50 blok önce kendileri toplanacak, blok temsilcisini seçecekler. Toplu yapı temsilciler kurulu-Kat malikleri kurulunun bütün hak ve yetkilerini toplu yapı temsilciler kurulu kullanacak

Genel kurula çağrı

Blokların her yıl ne zaman toplanacağını gün ve saat belirterek yazarsanız ayrıca tebligat yapmanıza gerek bulunmaz.Bu durum siteyi mali külfetten kurtaracaktır.

İptal davalarında tebligat sorunu ortadan kalkar

İşletme projesini genel kurulda belirlenmedi ve yönetim kuruluna yetki verildi . Tek bir kişi 5 ay sonra bile itiraz edebilir.

Kat malikleri kurulunda karar alınır ise ayrıca tebligata gerek yok.

Yeni işletme projesi düzenlenene kadar eskisinin geçerli olacağı yazılmaktadır. ( Yönetim planına bu husus yazılması uygun olacaktır)

Eğer işletme projesi kiracının sorumlu olduğu, mal sahibinin sorumlu olduğu aidat ayrımına gitmediyse, bütün bloklar

Site ne demektir ? Ne zaman site vasfı kazanılır ?-Mali Müşavir EVREN ÖZMEN

Kat mülkiyeti kanununa göre site tanımı nasıl yapılır ?

ekran-resmi-2016-10-22-19-29-31

Duvar çevirerek, güvenlik konulması yeterli midir ?

Etrafı çevrili olan kapısına güvenlik konulan, içeriye girilmesi için güvenliğe kimlik vermeniz gereken yerler site midir ?

Bir yerin site olması için vaziyet planının tek olması gereklidir. Belediyedeki projede vaziyet planı, ayrı inşaat ruhsatı alınmamış olacak

1-Tek vaziyet planı

2-Yönetim planı tek olması gereklidir.

Sorular

1-Parsellerin tamamı kime aittir ?

2- Kadastral yol var mı ?

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatiflerde Eşyaya bağlı mülkiyet nasıl olur ?-Mali Müşavir EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Eşyaya bağlı mülkiyet nasıl olur ?-Mali Müşavir EVREN ÖZMEN

Örnek- Basketbol sahasının tapusunda bağımsız bölüm numarası yazmalıdır. Bağımsız bölümün numarası yazıyor. Bağımsız bölümün sahibi kim ise basketbol sahasının da sahibi de o olacaktır.

Bu kapsamda sorularınızı aşağıdaki iletişim kutusundan iletebilirsiniz.

ekran-resmi-2016-10-22-19-29-31

Hata: İletişim formu bulunamadı.

 

 

Kişisel verilerin korunması hakkında bilgilendirme-ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK

Kişisel verilerin korunması hakkında bilgilendirme-ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK

Değerli Mükelleflerimiz

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında tarafımıza bildirmiş olduğunuz veya Müşavirliğimiz/Şirketimiz tarafından çeşitli kanallarla temin edilmiş olan kişisel bilgilerinizin/verilerinizin, aşağıda açıklanan amaçlar ve kapsam doğrultusunda kaydedilebilecek, saklanabilecek, güncellenebilecek, yasal mevzuatın izin verdiği durumlarda 3. kişilere açıklanabilecek / devredilebilecek, sınıflandırılabilecek ve işlenebilecek olduğunu hatırlatarak, işbu aydınlatma formu ile kişisel verilerinizin işlenmesine ve aktarılmasına ilişkin yöntem, amaç, hukuki sebepler ile kişisel verilerinizin korunmasına ilişkin haklarınız hakkında tarafınızı aydınlatmak ve bilgilendirmek isteriz

Kişisel verileriniz, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ve diğer yasal mevzuat kapsamında;

Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye Sınırları içerisinde kurulu olan Belediyeler, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, İş-Kur, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurumu, Finansal Kurumlar Birliği, Kredi Kayıt Bürosu, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi, Bankalar Arası Kart Merkezi ve diğer Adli ve İdari Resmi Makamlar, Bağımsız Denetim Şirketleri, Yeminli Mali Müşavirler, Gümrük Müşavirleri, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve bu Odalara bağlı Ticaret Sicil Müdürlükleri gibi tüzel ve gerçek kişilere, hukuki zorunluluklar nedeniyle ve yasal sınırlamalar çerçevesinde mesleki işlemlerimizi yerine getirmek ve faaliyetlerimizi yürütmek üzere, KVKK’nun 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde aktarılabilecektir.

Saygılarımızla
Özmen Mali Müşavirlik

KOOPERATİFLER KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU KAPSAMINDA MIDIR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Bu konu ile ilgili danışmanlık hizmeti almak için: [email protected]

Kooperatifler Özelinde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Yapılması Gerekenler

Bilindiği üzere 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 07.04.2016 Tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun bazı hükümleri yayım tarihinde bazı hükümleri ise belli bir zaman cetveli kapsamında uygulanmaya başlanmıştır.

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununu kooperatifler özelinde değerlendirmeden önce kanunda yer alan bazı tanımların açıklanması uygun olacaktır.

Hazırlayan Mali Müşavir Evren ÖZMEN

Kişisel Veri Nedir ?

Kanunda yer alan kişisel veri tanımının ne anlama geldiği ile ilgili olarak, Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiye kişisel veri denilmektedir. ( 6698 -Madde 3-d)

Kişisel Veri Örnekleri Nelerdir ?

Kişisel verilere aşağıdaki veriler örnek olarak sayılabilir ;

  • Ad Soyad
  • T.C.KimlikNumarası
  • Araç Plakası
  • Özgeçmiş
  • Diploma, Sınav Sonuç Belgesi, Transkript
  • Fatura, Bordro, Şahsi Gelir Vergisi Beyanı
  • Ip Adresi, Internet Gezinme Geçmişi
  • Parmak İzi, Irk, Etnik Köken, Dernek veya Parti Üyeliği
  • Retina Taraması
  • Konum Bilgisi

Tüzel Kişilere ait veriler bu kapsamda mıdır ?

Kanunun gerçek kişilere ait verileri kapsamaktadır. Tüzel kişilere ait veriler bu kapsamda değildir. ( Bilanço, ticaret sicil gazetesi, beyannameler v.b.) Tüzel kişilere ait veriler Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu kapsamında korunmaya devam etmektedir.

Kanuna Göre Veri İşleme Ne demektir ? Kooperatifler veri işlemekte midir ?

6698 Sayılı Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında Kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlem veri işleme kapsamındadır. 

Kooperatifler özelinde değerlendirdiğimiz takdirde kooperatifler ortaklarının, kiracılarının, çalışanlarının bu tip bilgilerini hazirun cetveli hazırlanması, koop bis sistemine girilmesi, ortak kayıt defteri tutulması, bordro hazırlanması ve daha bir çok nedenle kayıtlamakta ve kanuni olarak zorunlu olarak aktarmak zorunda olduğu kurumlara aktarmaktadır.

Kanunda belirtilen veri sorumlusu kimdir ? Kooperatifler bu kapsamda mıdır ?

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3 maddesinin I fıkrasında veri sorumlusu olarak Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiler ifa edilmektedir. Bu nedenle kooperatifler kanunda veri sorumlusu olarak değerlendirilmektedir.

Kooperatiflerin Kanunda belirtilen Açık Rıza ve Aydınlatma Metni neyi ifade etmektedir ? Kooperatiflerin ilgili hükümleri yerine getirmesi gerekmekte midir ? 

Açık rıza6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3-a maddesinde tanımlanmıştır. Maddeye göre açık rıza “belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rızayı” ifade etmektedir. Açık Rızanın yazılı alınmasına gerek olmasa da Açık rızanın bu anlamda, rıza veren kişinin “olumlu irade beyanı”nı içermesi gerektiği için ispat külfiyeti nedeni ile yazılı alınmasını önermekteyiz.

Açık rızanın elektronik ortam ve çağrı merkezi vb. yollarla alınması da mümkündür. Burada ispat yükümlülüğü veri sorumlusuna aittir.

Aydınlatma Metni nedir ?

Kişisel verilerin elde edilmesi sırasında veri sorumluları veya yetkilendirdiği kişilerce, ilgili kişilerin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu aydınlatma yapılırken kanunun öngördüğü şekilde aydınlatma yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda hazırlanan metne aydınlatma metni denir.

Kooperatiflerin Kimlerden Açık Rıza Alması gerekirken, kimlere sadece aydınlatma yapması yeterli olacaktır ?

6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanununun Kişisel verilerin işlenme şartları başlıklı 5.maddesinin 2. fıkrasında Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür denilmiştir. Kanunlarda açıkça öngörülmesi halinde açık rıza alınmadan sadece aydınlatma yapılması yeterli olacaktır. Aydınlatma “Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ’e” uygun yapılması gerekmektedir.

Kooperatifler kimlere aydınlatma yapması gerekmektedir ?

Kooperatifler açık rıza almaya gerek kalmadan ortaklarına ve personellerini bu kapsamda aydınlatması gerekmektedir.

  • Ortaklarına
  • Personellerine ( Alt Taşerondan hizmet aldığı personelleri dahil)

Aydınlatma metninde aşağıdaki unsurların bulunması zorunludur.

  1. a) Kooperatifin ve varsa temsilcisinin kimliği,
  2. b) Kooperatifin ortakların veya çalışanların Kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği, ( Bakanlığın istediği evrakların gönderilmesi, genel kurul yapılması, bordro hazırlanması v.b.)
  3. c) Kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılabileceği, ( Koop-bis sistemi, Maliye, Sosyal Sigortalar müdürlüğü, İş-kur v.b.)

ç) Kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi, ( 1163 Sayılı Kooperatifler kanunu ve diğer ilgili Kanunlar )

  1. d) İlgili kişinin Kanunun 11 inci maddesinde sayılan diğer hakları.

Hangi Kooperatifler Verbis Sistemine Kayıt Olması Gerekmektedir ?

Yukarıdaki yükümlülükleri bütün kooperatiflerin yerine getirmesi gerekmekle beraber Yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları için Veri Sorumluları Siciline kayıt yükümlülüğünün 30.09.2019 tarihine kadar gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Saygılarımızla

 

Kişisel verilerin işlenme şartları

Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.

(2) Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür: a) Kanunlarda açıkça öngörülmesi.

b) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması.

c) Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.

ç) Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması.

d) İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması.

e) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması.

f) İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması

shout_1515906769465

 

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ek 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir

 

26 Temmuz 2013  CUMA

Resmî Gazete

Sayı : 28719

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı    : 2012/134

Karar Sayısı : 2013/34

Karar Günü : 28.2.2013

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Bodrum 1. Sulh Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ek 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.

I- OLAY

Kooperatif denetçisi olan sanık hakkında, kooperatif yevmiye defterinin kapanış onaylarının süresinde yaptırılıp yaptırılmadığının denetiminde ihmal gösterdiği iddiasıyla açılan kamu davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

“Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dosyasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara karar gereğince;

S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’nin 2008 yılında kullandığı yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin süresinde yaptırılmadığı, bu işlemden sorumlu olan yönetim kurulu üyesi …’ya TTK m. 67/3 maddesine uyan eylemi nedeniyle çıkartılan ön ödeme ihtaratına uymayarak üzerine atılı suçu işlediği, kooperatifin denetim kurulu üyeleri olan sanıklar … ve …’ın da denetim görevlerini ifa etmeyerek 1163 sayılı Kanun’un Ek 2/3 maddesince düzenlenen müsnet suçu işledikleri anlaşılmakla, sanıkların mahkememizce yargılamasının yapılarak, sanık …’ın TTK m. 67/3 ve sanıklar … ile …’ın 1163 sayılı Yasanın Ek 2/3 maddesi gereği cezalandırılmasına karar verilmesi talebiyle kamu davası açıldığı, sanık …’nın eyleminin sabit görülmesi durumunda, hakkında, 20/06/2012 tarih ve 6335 sayılı Yasanın 30. maddesi ile değişik, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 562/1. maddesi gereği, sanığın eylemi suç olmaktan çıkartılıp, kabahate dönüştürüldüğü için, dört bin TL idari para cezasının, adı geçen Yasanın 562/13. fıkrası gereği, mahallin en büyük mülki idari amirince uygulanacağı, bu itibarla adı geçen sanık hakkında, yargılamaya konu eylemin “suç” olmaktan çıkartıldığı, sanık …’nın, yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle atılı eylemde asli sorumlu olduğu; zira, 6102 sayılı Yasanın 64. maddesi ile ticari defterlerin usulüne uygun tutulmasının yasa ile doğrudan doğruya kendisine yüklenen görev olduğu, sanıklar… ve …’ın ise, sanık …’nın asli sorumluluğunu taşıdığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığını denetleme görevleri nedeni ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun (iddianamede sehven 1162 yazılmıştır) Ek Madde 2/3 delaletiyle 1163 sayılı Yasanın 66. maddesine aykırı davrandıklarından bahisle cezalandırılmaları talebiyle kamu davasında sanık sıfatı ile yer aldıkları, sanıklar … ve…’ın, ticari defterler üzerindeki “denetim görevi”nin, tali sorumluluğa konu olduğu bir an için tüm sanıkların “ticari defterlerin, usulüne uygun tutulması ve bu uygunluğun denetlenmesi” yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle doğan sorumluluklarının eşit olduğu kabul edilse bile, “ticari defterleri usulüne uygun tutma” yükümlülüğüne aykırı davranan sanığın eyleminin suç olmaktan çıkartılıp kabahate dönüştürülmesi karşısında, “uygunluğu denetleme” yükümlülüğüne aykırı davranan sanıklar yönünden eylemin; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun. 66/1. maddesine göre “Denetçiler, işletme hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler. Ortakların şahsan sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar.” ve aynı Yasanın Ek.Madde 2/3 uyarınca; “ … 66 ve 67 nci maddeye aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının denetim kurulu üyeleri bir aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.” hükümleri gereği, eylemlerinin “suç” olarak kalması ve hapis ve adli para cezasına hükmedilmesi gerekliliğinin, 1982 Anayasası’nın 10. maddesinde tanımlanan “kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.

1982 Anayasası’nın 10. maddesine göre;

Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

(Ek fıkra: 07/05/2004 – 5170 S.K./l.mad) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 07/05/2010-5982 S.K./l. md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

(Ek fıkra: 07/05/2010-5982 S.K./l. md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (..) (İptal ibare: Anayasa Mah.nin 05/06/2008 tarihli ve E. 2008/16, K. 2008/116 sayılı Kararı ile.) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Yasa önünde eşitlik ilkesi, “ayrımcılık yasağı”nı da içinde barındıran bir temel ilkedir. Eşitlik ilkesinde kural olarak, herkes için kanun önünde mutlak eşitlik (şekli eşitlik) geçerliyken, aynı durumda olan  hak öznelerinin “haklı nedenlere dayalı olarak” farklı muameleye tabi tutulmaları  “maddi eşitlik”de söz konusu olmaktadır.

Şöyle ki; “ayrımcılık yasaklı eşitlik, aynı durumda bulunan hak öznelerinin; haklı nedenler olmadıkça, özellikle ırk, cinsiyet, dil, din ve inanç, siyasal ya da başka görüşler, yaş, engel, cinsel yönelim ve benzeri nedenlere dayalı ayrım gözetilmeksizin aynı kurallara bağlı olmasını ve yasaklama, kısıtlama, dışlama ya da yeğleme gibi eylemlere başvurmaksızın, tüm insan haklarından eşitlik koşulları içinde Devlet tarafından yararlandırılmalarının sağlanmasını amaçlayan üstün bir ilke, temel bir haktır.”

Hukuk önünde eşitlik ilkesinin, gerek Uluslararası İnsan Hakları Ortak Hukuku, gerek Avrupa Birliği Hukuku ve gerekse iç hukukumuzun pozitif kuralları ile Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay kararları ve öğretideki kimi görüşler çerçevesinde yapılan bu “eklektik” tanımda, “olmazsa olmaz” nitelikli dört öge birlikte bulunmaktadır.

Birincisi, öncelikle hak öznelerinin insan haklarından yararlanmalarındadır ki; bu, kısaca, sosyal hakların da kapsamında olduğu “insan haklarından yararlanmada eşitlik” olarak ifade edilebilir. Bu özelliği nedeniyledir ki, ayrımcılık yasaklı eşitlik, Devlet’in uyması gereken “üstün” bir ilke, bir “ölçü” ilkedir; buna karşılık hak özneleri açısından, bir “insan hakkı”dır, uluslararası ve “usulüne göre yürürlüğe konuldukları” için Türkiye açısından “ulusalüstü” nitelik taşıyan uluslararası sözleşmelerin ve ulusal hukukun güvenceye aldığı bir “temel hak”tır

İkinci öge, ayrımcılık yasaklı eşitliğin ve eşit işlemin, hak öznelerinin her durumda, her koşulda, her konuda ve her zaman “mutlak” biçimde eşit olmadıkları, eşitleştirilmelerine olanak bulunmadığı gerçeğiyle ilgilidir.. Tersine bir söyleyişle, kimi zaman aynı, benzer ya da özdeş olmayan “farklı” durum ya da koşullarda bulunan kişilere, aynı kuralların uygulanamaması, uygulanmasının da eşitliği sağlama yerine daha da bozma, eşitsizliği artırma sonucu doğurmasıdır. Yani ayrımcılık yasaklı eşitlik, farklı durumlarda bulunan kişiler için farklı kurallar konulmasına ve uygulanmasına engel olmaz. Var olan eşitsizlikler bunu gerektirmektedir. Ancak, biçimsel düzenlemelerle üstesinden gelinemeyen eşitsizliklerin hafifletilmesi ve giderek kaldırılması amacıyla olumlu önlemler alınması da, ayrımcılık yasaklı eşitlik ilkesinin kapsamındadır.

Üçüncü öge, ikincisiyle bağlantılıdır. Birbirinin aynı olmayan durumlarda farklı kuralların uygulanabilmesinin “haklı” sayılabilecek gerekçeleri, ölçütleri olmalı; böyle bir uygulama, “keyfi” nitelik taşımamalıdır. Kimi hak özneleri için öngörülen farklı işlemler, nesnel, makul, inandırıcı, kısacası “haklı” nedenlere dayanıyorsa ayrımcı sayılmaz.

Dördüncü ve sonuncu öge, eşitlikle bağdaşmayan ayrımcı eylemlere ilişkindir. Haklı nedenlere dayanmayan ayrımcı bir eylem ya da farklı işlem, hak ve özgürlüklerin eşitlik koşullarına uygun biçimde kullanılmasını doğrudan yasaklama ve/veya kısıtlama biçiminde gerçekleştirilebileceği gibi, hak öznelerinin dışlanması ya da yeğlenmesi biçiminde de kendini gösterebilir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağı öngören 14. maddesinde, gerekse de 12 sayılı protokolün 1. maddesinde eşitlik ilkesine doğrudan ve açık bir gönderme yapılmamış olmasına karşın, “işlem eşitliği” ve “cinsiyetlerin eşitliği” ilkelerine göndermelerde bulunmuş, sözleşme ve protokolün anılan maddelerinin bu ilkeleri içerdiğine karar vermiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ayrımcılık kavramını tanımladığı gibi, sözleşmenin sağladığı korumanın doğrudan ayrımcılıkların yanı sıra dolaylı ayrımcılıkları da kapsadığını belirtmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ayrımcılık kavramını, “bir birey ya da gruba, uygun haklı gösterme olmaksızın, sözleşme daha elverişli bir işlem gerektirmese bile, bir başkasına oranla daha az iyi davranıldığı durumları kapsar.” (Affaire Abdulaziz) şeklinde tanımlamış ve bir çok kararında bu tanımlamayı uygulamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamaları ile, 1982 Anayasası’nın 10. maddesinde tanımlanan kanun önünde eşitlik ilkesinin yanı sıra, Anayasa’nın Başlangıç bölümü ve sistematiği de hep birlikte göz önüne alındığında, 1982 Anayasası’nın, genel olarak “eşitlik” ilkesini ve aynı zamanda “sosyal adalet” ilkesini, “kanun önünde eşitlik” ile sınırlı olmaksızın Cumhuriyetin “değiştirilemez” niteliklerinden biri (m.4) düzeyine yükselttiği sonucuna varılmaktadır.

Şöyle ki; 1961 Anayasası’nda olduğu gibi 1982 Anayasası da, “Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmının, Anayasa metnine dahil” olduğunu (m. 176) ve 2. maddesinde de, “Türkiye Cumhuriyeti’nin … başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan … sosyal bir hukuk devleti” niteliği taşıdığını öngörmüştür. Başlangıç’taki ilkeler arasında ise, “Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak (…) onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu” da bulunmaktadır.

1982 Anayasası’nın, 1961 Anayasası’ndan ayrılarak, yasa önünde eşitlik ilkesine “Genel Esaslar” içinde yer vermiş olmasının, bu ilkeye “Anayasa’nın tümüne ve Devlet’e egemen bir ilke” niteliği kazandırdığı; bu düzenleme biçiminin, yani ilkenin Anayasa’daki yerinin, “eşitliğin temel bir Devlet yönetimi ilkesi olarak düşünülmesi gerektiği görüşüne güç kattığı belirtilmiştir. Yasa önünde eşitlik ilkesinin demokrasinin vazgeçilmez üç ilkesinden birini oluşturduğunu vurgulayan 10. maddenin gerekçesi göz önüne alındığında, “eşitlik ilkesinin Genel Esaslar kısmındaki Devlet’in kuruluş unsurları ve dayanaklarından biri olduğunu söylemek gereklidir, tıpkı 2. ve 5. maddelerde belirtilen Demokrasi, Hukuk Devleti ve İnsan Hakları gibi.”

Mevcut açıklamalar ışığında, somut olayda, sanık … ile sanıklar … ve …’ın eylemlerine farklı yasal düzenlemelerin tatbikinin, “haklı sayılabilecek gerekçelere ve ölçütlere” dayanmadığı, sanıkların aynı hukuki statüde bulundukları ve aralarında statüler eşitliğin de bulunduğu, mevcut yasal mevzuat ile hak özneleri arasında ayrımcılık oluşturulduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu arasında, özel yasa – genel yasa ilişkisinin bulunduğu, bu itibarla, sonradan yürürlüğe giren ve Kooperatifler Kanunu’ndaki yasal düzenlemeyi açıkça yürürlükten kaldırdığını ifade etmeyen genel yasa hükmü ile, özel yasa hükmünün çelişmesi durumunda, bu çelişkinin Hukukun genel ilkeleri ile giderilemeyeceği, özel yasanın genel yasaya karşı üstünlüğünü koruyacağı ve somut olayda sorumluluğun konusu aynı olan (hatta yönetim kurulu üyelerinin eylemine nazaran, denetim kurulu üyelerinin eylemi, kusuru, sorumluluğu ikincil nitelikte kalmaktadır, eylemi ve sorumluluğu doğuran asıl davranış yönetim kurulu üyelerinin davranışıdır.) sanıklar hakkında, eylemi daha ağır olan sanık …’nın eyleminin suç olmaktan çıkartılıp, hakkında yargılama yapmayı dahi gerektirmeyen ve idari mülki amir tarafından uygulanacak idari para cezasına çeviren 6102 sayılı Yasanın 562. maddesi karşısında, 1162 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2/3 maddesinin Anayasa’nın 10. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesinde tanımlanan kanun önünde eşitlik ilkesine, Anayasa Mahkemesi’nin “aynı hukuksal durumda olan kişilerin aynı kurallara bağlı tutulacağı” ve “Anayasa’nın 10. maddesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin arasında haklı nedene dayanmayan ayrımları önleyerek eşitliği sağlamaktır” şeklindeki yorum ve uygulamaları ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağını öngören 14. maddesine, 12 sayılı protokolün işlem eşitliğine yer veren ilgili hükmüne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar ve uygulamalarına konu ve kaynak olan, Hukukun evrensel ilkesi, “eşitlik ilkesi”ne aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakla, somut norm denetimi açısından Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi uyarınca dosyanın ilgili belgeleri dizi pusulasına bağlanarak ekli gönderilmiş olup, Mahkemeniz kararının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir.”

III- YASA METİNLERİ

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı

24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun itiraz konusu kuralı da içeren “Cezai sorumluluk”başlıklı ek 2. maddesi şöyledir:

“Ek Madde 2- (Ek: 6/10/1988 – 3476/26 md.; Değişik: 23/1/2008-5728/340 md.)

1. 8 inci maddenin üçüncü fıkrasına, 16 ncı maddenin beşinci fıkrasına, 56 ncı maddenin altıncı fıkrasına, 59 uncu maddenin dördüncü, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarına ve 90 ıncı maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.

2. Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2 nci maddenin dördüncü fıkrasına, 8 inci maddenin ikinci fıkrasına, 16 ncı maddenin birinci fıkrasına, 66 ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90 ıncımaddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî  para cezası ile cezalandırılırlar.

3. 56 ncı maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarına, 66 ve 67 nci maddeye aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının denetim kurulu üyeleri bir aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî  para cezası ile cezalandırılırlar.

İlgili bakanlık, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma talebinde bulunabilir.

B- İlgili Yasa Kuralları

1163 sayılı Kanun’un ilgili görülen “Üyelik şartları ve ücret” başlıklı 56.,  “İnceleme yükümlülüğü” başlıklı 66. ve “Rapor düzenlenmesi” başlıklı 67. maddeleri şöyledir:

“Madde 56- (Değişik: 6/10/1988 – 3476/14 md.)

Yönetim kurulu üyelerinde aşağıdaki şartlar aranır.

1. Türk vatandaşı olmak.

2. Aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmamak.

3.(Değişik: 23/1/2008-5728/338 md.) Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak.

Üyelik şartları denetçiler tarafından araştırılır. Bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir.

Haklarında yukarıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılacak ilk genel kurul gündemine madde konulur.

Bu veya anasözleşmede gösterilecek diğer bir sebeple yönetim kurulu toplantı nisabını kaybederse, boşalan yönetim kurulu üyeliklerine denetim kurulu üyeleri tarafından gecikilmeksizin yeteri kadar yedek üye çağrılır.

Yönetim kurulu üyelerinden bir veya bir kaç kooperatifi temsil yetkisini haiz murahhas üye seçilebilir. Murahhas üyelerin seçilmesi ve değiştirilmesi Ticaret Siciline tescil ettirilir.

Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiç bir ad altında başkaca ödeme yapılamaz.

Madde 66- Denetçiler, işletme hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler. Ortakların şahsan sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar.

Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler. Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir.

Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler.

Madde 67- Denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmaya mecburdurlar.

Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya anasözleşmeyeaykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdürler.

Denetçiler yönetim ve genel kurul toplantılarına katılırlar. Ancak, yönetim kurulunda oy kullanamazlar.”

C- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları

Başvuru kararında, Anayasa’nın 10. maddesine dayanılmış, 2. maddesi ise ilgili görülmüştür.

IV- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri gereğince Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN’ın katılımlarıyla 22.11.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

V- ESASIN İNCELENMESİ

Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Hasan Mutlu ALTUN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Başvuru kararında, kooperatif denetçileri ile ilgili olarak uygulanacak yaptırımları gösteren itiraz konusu kuralda yer alan hükümlerin, aynı görevi yapan ve bu görevin asli ve tali sorumluluklarını paylaşan kişiler arasında eşitsizliğe yol açabileceği, değişik görevleri ifa eden kişiler ile ilgili olarak sorumluluk belirlenirken haklı bir nedene dayanmayan bir ayrım yapılmasının da eşitsizlik doğuracağı belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 10. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. maddesi yönünden de incelenmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinin (3) numaralı fıkrasında, ticari defterlerden olan yevmiye defterinin kapanış onaylarının notere yaptırılacağı kural altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 562. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde ise bu kurala uymayan şirket yöneticilerinin idari para cezası ile cezalandırılacakları belirtilmiştir. Söz konusu kural, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi gereğince kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında da uygulanmaktadır.

1163 sayılı Kanun’un 56. maddesinde, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin üyelik şartlarının ve sayılarının; 66. maddesinde, kooperatif defter ve hesaplarının düzenli tutulmasının; 67. maddesinde ise kooperatif raporlarının düzenli olarak genel kurula sunulmasının denetlenmesi yükümlülükleri düzenlenmektedir.

İtiraz konusu kuralda, bu maddelerde belirlenen görevlere aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının denetim kurulu üyelerinin bir aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî  para cezası ile cezalandırılacakları hükme bağlanmıştır.

Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.

Hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun ana ilkeleri ile Anayasa’nın konuya ilişkin kuralları başta olmak üzere, ülkenin sosyal, kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın gereksinmeleri göz önüne alınarak saptanacak ceza siyasetine göre belirlenir. Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken toplumda kimlerin hangi eylemlerinin suç sayılacağı, bunun hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımı ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir.

İtiraz konusu kuralda, Kanunla belirlenen bazı görevleri yapmada ihmali bulunan denetim kurulu üyelerine verilecek cezalar düzenlenmiştir. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, kooperatif yönetim kurulu üyelerine uygulanan yaptırım ile denetim kurulu üyeleri hakkında uygulanan cezayı karşılaştırarak, bu hususun suç ve ceza dengesini bozduğunu ileri sürmüş ise de, kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin görev ve sorumluluklarındaki farklılıkları dikkate alarak,  itiraz konusu kural uyarınca denetim görevinin ihmal edilmesi durumunu yaptırıma bağlamak ve bunun karşılığında verilecek cezayı belirlemek kanun koyucunun takdirindedir.

Anayasa’nın 10. maddesinde belirtilen “kanun önünde eşitlik ilkesi” hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.

1163 sayılı Kanun’da, yönetim kurulu ve denetim kurulu arasında bir astlık ya da üstlük ilişkisine yer verilmemiştir. Ancak bu durum iki organın birbirine eşit olduğu anlamına gelmemektedir. Kooperatiflere özgü işbölümü esaslarına göre her iki organa farklı işlev ve statüler tanınmıştır. Bu durumuyla her iki organın birbiriyle eşit değil, birbirini tamamlayıcı statüde olduklarını kabul etmek gerekir. Dolayısıyla farklı hukuksal konumda bulunan kişiler hakkında farklı yaptırımların uygulanmasını öngören itiraz konusu kuralda eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

VI- SONUÇ

24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ek 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 28.2.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

 

Başkan

Haşim KILIÇ

Başkanvekili

Serruh KALELİ

Başkanvekili

Alparslan ALTAN

 

Üye

Mehmet ERTEN

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ

Üye

Recep KÖMÜRCÜ

Üye

Burhan ÜSTÜN

 

Üye

Engin YILDIRIM

Üye

Nuri NECİPOĞLU

Üye

Hicabi DURSUN

 

Üye

Celal Mümtaz AKINCI

Üye

Erdal TERCAN

 

 

 

Üye

Muammer TOPAL

Üye

Zühtü ARSLAN

 

 

 

Kooperatiflerde Denetim Kurulu Raporu-Mali Müşavir Evren ÖZMEN

Kooperatiflerde Denetim Kurulu Raporu-Mali Müşavir Evren ÖZMEN

 

Raporu online olarak sitemiz üzerinden ücretsiz hazırlayabilirsiniz.

http://raporolustur.raporhazir.com/

 

Raporu word olarak aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.

Kooperatif Denetim Kurulu Raporu

Kooperatifinizin genel kurul işlemleri ile ilgili hizmet taleplerinizi aşağıdaki mail adresine gönderebilirsiniz.

  [email protected]

 

………………………………………………………………………………KOOPERATİFİ

………………….YILI GENEL KURULU’NA İLİŞKİN

DENETLEME KURULU RAPORU

(TASLAK)

Genel Kurul Toplantı Tarihi               :……………………………………………………………………………….

İncelemenin ait olduğu Dönem            : ………………………………………………………………………………

Rapor Düzenleme Tarihi                    : ……………………………………………………………………………… Raporun Yönetim Kuruluna teslim tarihi: …………………………………………………..

I- KURULUŞ İŞLEMLERİ

(Bu bölüm 1. Genel Kurul için doldurulacaktır.)

  • Kuruluş işlem ve harcamalarından usulsüzlük……………………………: (Varsa açıkla) ……………………………………………………………………………………………………
  • Kooperatif unvanında kamu kurum ve kuruluşunun ismine yer verilip verilmediği …………………………( varsa açıkla)

II. YÖNETİM KURULU VE PERSONEL İŞLEMLERİ

1.Yönetim Kurulu üyeleri üyelik şartlarını ………………………(değilse açıkla)………………………..

…………………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. İnceleme dönemimiz içerisinde Yönetim Kurulu toplantı çoğunluğunu ……………………………

(kaybetmiş ise açıkla)……………………………………………………………………………………………………..

…………………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında dava açılmışsa son durumu açıkla:

Davacı                                    Dava Konusu             Mahkemesi               Dosya No

…………..                      ……………………….        ………………………         ………………………………….. 4. Yönetim Kurulu üyelerine genel kurulca tespit edilen ödemelerin dışında veya belirlenen tutarların üzerinde bir ödeme…………………………………

  1. Gayrimenkul alım ve satımında yapılan imalat ve inşaat işlerinde Genel Kurul kararlarına ..

………………………..(uyulmamış ise açıkla) …………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Yönetim Kurulu üyeleri ile kooperatif çalışanlarının kooperatifle, yaptığı işin konusuna giren bir ticari muamele ………………………………….(yapmış ise açıkla) …………………………………

…………………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Yapı kooperatiflerinde, genel kurulca alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, kat karşılığı arsa devralınmasının, yönetim kurulunca tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılıp yapılmadığına yer verilir.
  2. Defter ve belgelerin incelenmesinde ve tesliminde bir zorluk ………………………………………….

(zorluk yaşanmışsa açıkla)………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Yönetim Kurulu Çalışma Raporu gerçek durumu eksiksiz ve hatasız olarak yansıtmaktadır. (değilse açıkla) ……………………………………………………………………………………………………………..

…………………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Müdür ve Kooperatif çalışanlarına ödenen ücretlere dair SSK primleri tam ve zamanında yatırılmaktadır. (değilse açıkla) ………………………………………………………………………………………

III- ORTAKLIK İŞLEMLERİ BÖLÜMÜ

  1. Ortaklar listesi Anasözleşmeye uygun ……………………………..(düzenlenmemiş ise açıkla)…

……………………………………………………………………………………………………………………………………

  1. Ortaklıktan ayrılanlar ile yeni ortakların Yönetim Kurulu kararları ……………………………….

(alınmamış ise açıkla) …………………………………………………………………………………………………..

  1. a) Genel Kurul Ortaklar Listesi Ortaklar Defteri kayıtlarına uygundur/uygun değildir.
  2. b) Oy kullanma hakkı olmayan ortaklar listelerinde yeralmıştır/yeralmamıştır.
  3. c) Çıkarma kararı kesinleşmeyen ortaklar listelerde yeralmıştır/yeralmamıştır.
  4. d) Üç ay öncesinden ortak olmayanlar ortaklar listesinde yer almıştır/almamıştır.
  5. Genel Kurulca kararlaştırılan ortak sayısının üzerinde ortak kaydedilmiştir/kaydedilme-miştir.
  6. a) Usule aykırı ortak ihraç edilmiştir/edilmemiştir
  7. b) Çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınmıştır/alınmamıştır.
  8. Kooperatif ortakları tarafından denetim kuruluna Kooperatif Yönetim Kurulu üyeleri ve çalışanları hakkında intikal ettirilen şikayetler vardır/yoktur. (varsa yapılan incelemeyi açıkla) ……………………………………………………………………………………………………………………

7.   Yönetim kurulu, ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine uygun davranmıştır/davranmamıştır

IV- TÜRK TİCARET KANUNU GEREĞİ TUTULMASI ZORUNLU OLAN

        DEFTER VE BELGELER

  1. Defter Adı: Noter Tasdiki

(Açılış)             (Kapanış)       Noter  Kayıtlara

Var/Yok          Tarih             No       Tarih No         Adı   Uygundur

     

  1. Def, …..   …….        ………………..    ……………………………   ……………..
  2. Kebir, …..   …….        ………………..    ……………………………   ……………..
  3. ve Bilanço Def. …..   …….        ………………..    ……………………………   ………..
  4. Yön. Krl Karar Def. …..   …….       ………………..    ……………………………   …………..
  5. Krl. Karar Def. …..   …….        ………………..    ……………………………   …………….

Envanter defterine bilançolar işlenmiştir/işlenmemiştir.

  1. Defter ve belgeler 10 yıl süreyle

Saklanmaktadır/Saklanmamaktadır.

  1. Tahsilat ve ödemelerin tümü kanunen geçerli belgelere dayanmamaktadır/ dayanmaktadır.

 

V- BİLANÇO, GELİR GİDER FARKI HESABI VE MALİ DURUM

  1. Bilanço ve Gelir/Gider Tablosu, kayıtlara ve muhasebe standartları ve ilkelerine

uygundur/uygun değildir. (uygun değilse açıkla: …………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Bir önceki yıla ait Tahmini Bütçe ile gerçekleşen bilanço uyumludur/uyumlu değildir. (uyumlu değilse açıkla: …………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………………………………………….

  1. Hazır Değerler Tutar
  2. ………………………………………………………………. ………………………………………………..
  3. ………………………………………………………………. ………………………………………………..
  4. ………………………………………………………………. ………………………………………………..
  5. Menkul Kıymetler Tutar
  6. ………………………………………………………………. ………………………………………………..
  7. ………………………………………………………………. ………………………………………………..
  8. ………………………………………………………………. ………………………………………………..

Bu hesaplardaki tutarların sayımı yapılmış olup fiilen bulunduğu/bulunmadığı tespit edilmiştir.

  1. Kooperatif Alacakları

Alacağın Türü                       Borçlu Adı     Tutarı     Nedeni      Tahsil Tarihi

  1. ……………………………. ………………………….     ……………………       ……………………
  2. ……………………………. ………………………….     ……………………       ……………………
  3. ……………………………. ………………………….     ……………………       ……………………
  4. Avanslar Verildiği

Avans Verilen Kişi               Konusu          Tarih              Tutar             Kap. Tarihi …………………………………            ………………      ……………….     …………………   ………………..

…………………………………         ………………      ……………….     …………………   ………………..

…………………………………         ………………      ……………….     …………………   ………………..

…………………………………         ………………      ……………….     …………………   ………………..

 

  1. Kooperatif Borçlarının Dökümü

Borcun Konusu            Alacaklısı               Tutar              Ödenen             Bakiye …………………………           ………………………         ……………….       ………………           …………… …………………………        ………………………         ……………….       ………………         …………… …………………………            ………………………         ……………….       ………………         ……………

 

 

  1. Ortaklardan

Toplam Alacak Miktarı                               Tahsil Edilen                                  Bakiye ………………………………………………………….            ………………………………….       …………………

………………………………………………………….     ………………………………….       …………………

………………………………………………………….     ………………………………….       …………………

Tahakkuk Eden Gecikme Faizi                  Tahsil Edilen                                  Bakiye ………………………………………………………….            ………………………………….       …………………

………………………………………………………….     ………………………………….       …………………

………………………………………………………….     ………………………………….       …………………

  1. Kooperatifin Ödediği Faiz

Kurum                                    Tutarı                        Ödenen                     Bakiye

…………………………                  ………………………         ……………………            …………………

  1. Kooperatifin Ödediği Gecikme Cezası

Kurum                                    Tutarı                        Ödenen                     Bakiye

…………………………                  ………………………         ……………………            …………………

  1. Genel Yönetim Giderlerinin usulüne uygun, Kooperatifin iş hacmiyle uyumlu olup olmadığı:

…………………………………………………………………………………………………………………….

  1. İlgili faaliyet döneminde gerçekleşen farkın: Müsbet          Menfi

1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve Anasözleşmesine uygun olarak işlemlerinin yapılıp/yapılmadığı …………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………….

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

  1. Mali duruma ilişkin genel değerlendirme:

 

VI- ARSA ALIMI VE İNŞAAT ÇALIŞMALARI

  1. a) Alınan arsanın Genel Kurul kararlarına ve kooperatif amaçlarına uygun olup olmadığı : ………………………………….

………………………………………………………………………………………………………………………………

  1. b) Arsanın Alım Bedeli Yapılan Ödeme Tutarı Bakiye Borç

………………………………………         ……………………………………………..       ……………………………

………………………………………         ……………………………………………..       ……………………………

  1. a) Projelerin ilgili Belediyece onay tarihi:
  2. b) Yapı Ruhsatının Tarih ve Numarası:
  3. (Teknik) Yapılan sözleşmeler kooperatif menfaatlerine, ihale sonucuna veya piyasa koşullarına uygundur/ uygun değildir.
  4. Yükleniciye yapılan Ödemeler :

Ödeme Tarihi                             Tutarı                                     Avans/Hakediş

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

Yükleniciye yapılan ödemeler sözleşmeye uygundur/ uygun değildir.

  1. (Teknik) hak ediş raporları uygundur/ uygun değildir
  2. (Teknik) İnşaat, projeye ve ruhsata uygundur / uygun değildir
  3. İmalatın iş planlarına uygun olup olmadığı uygun değilse aksaklığın nedenleri : ………………………………………………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………………………………………………

  1. a) Yapılan Müşterek Altyapının

Cinsi                                            Miktarı                                  Tutarı

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

……………………………………….        ………………………………            ……………………………………..

  1. b) Yapılan Arsa Tahsisi :

Tahsis Yapılan Birlik                Tahsisin

veya Koop.                                Mik.(m2)        Tutarı       Tahsil Edilen       Bakiye

……………………………………….        ………………      ……………….     …………………..   ……………..

VII- AÇIKLAMALAR :        

  1. Kur’a Çalışması : ………………………………………………………………………………………..
  2. Tapu işlemleri : ………………………………………………………………………………………..
  3. Tasfiye Çalışması : ………………………………………………………………………………………..
  4. Gerekli Görülen Diğer Hususlar : ………………………………………………………………………………………..
  5. İncelemeler sırasında eksiklik ve kanuna aykırılık tespit edilmiş ise yapılacak işlem:

SONUÇ :

Kooperatifin işlem ve hesaplarının incelenmesi sonucunda, ibra ile ilgili olarak varılan kanaat olumlu/olumsuz …………………………………………………………………………………………………………….

RAPORU HAZIRLAYAN DENETİM KURULU

11 Haziran 2008 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 26903
TEBLİĞ

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından:

KOOPERATİFLER VE ÜST KURULUŞLARI DENETİM KURULU ÜYELERİNİN GENEL KURUL TOPLANTILARINA SUNACAKLARI DENETİM KURULU

RAPORUNUN USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN TEBLİĞ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Dayanak

             Amaç

             MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, kooperatif ve üst kuruluşlarının denetim kurulu üyelerinin, mevzuat uyarınca kendilerine yüklenen işlem ve hesapları denetleme görev ve yetkisini yerine getirdikten sonra, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 67 nci maddesi uyarınca hazırlayarak genel kurul toplantılarına sunacakları “Denetim Kurulu Raporu”na ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

             Kapsam

             MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ hükümleri, 24/04/1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa tabi olan Bakanlığımız görev alanındaki kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği hakkında uygulanır.

             Hukuki Dayanak

             MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 13 üncü maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 86 ncı maddesinin 1 inci fıkrasının 5 inci bendi hükmüne dayanılarak hazırlanmıştır.

 

İKİNCİ BÖLÜM

Denetim Kurulu Raporu Genel İlkeleri

             MADDE 4 – (1) Denetim kurulu raporunda; Raporun görüşüleceği genel kurul toplantı tarihi, incelemenin ait olduğu dönem ve düzenleme tarihi belirtilir. Raporun tüm sayfaları, düzenleyen denetim kurulu üyesi veya üyeleri tarafından imzalanır.

(2) Rapor, genel kurulda görüşülecek döneme ilişkin tüm işlem ve hesapları kapsayacak şekilde ayrıntılı bilgiler içerir. Rapor, açık, öz ve düzgün bir dille yazılır.

(3) Raporda, ortaklar ve diğer kişiler nezdinde yanlış kanaat uyandırıcı, gerçeğe aykırı ifadelere yer verilemez.

(4) Denetim kurulu raporu, ilgili olduğu genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce düzenlenerek yönetim kuruluna teslim edilir. Daha sonra rapor içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz.

(5) Bu Tebliğdeki esaslara uygun olarak düzenlenmeyen denetim kurulu raporları, genel kurullarda görüşülemez ve kabul edilemez.

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Denetim Kurulu Raporunda Bulunması Zorunlu Hususlar

             Denetim Kurulu Raporunun İçeriği

             MADDE 5 – (1) Denetim kurulu raporunun, aşağıda belirtilen bölüm ve konuları içerecek şekilde düzenlenmesi esastır.

a) Kuruluş işlemleri bölümü

1) Yeni kurulan kooperatif veya üst kuruluşlarında, kuruluş işlemleri için yapılan harcamalar ve buna ilişkin muhasebe kayıtları incelenir, kuruluş işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunup bulunmadığı raporda belirtilir.

2) Kooperatif veya üst kuruluşun unvanında, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa aykırı olarak, kamu kurum ve kuruluşunun ismine yer verilip verilmediği açıklanır.

b) Yönetim kurulu ve personel işlemleri bölümü

1) Yönetim kurulu üyelerinin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif anasözleşmesinde öngörülen üyelik şartlarını taşıyıp taşımadığı yönünde yapılan araştırma neticesine yer verilir.

2) Raporun ilgili olduğu dönemde, yönetim kurulu toplantı nisabı kaybedilmiş ise, denetim kurulu tarafından gecikilmeksizin yeteri kadar yedek üye çağrılıp çağrılmadığı belirtilir.

3) Yönetim kurulu üyeleri hakkında, kooperatifi zarara uğratıcı eylemleri dolayısıyla açılmış hukuki sorumluluk davası veya göreve devam konusunu etkileyecek nitelikte Kooperatifler Kanununda belirtilen suçlarla ilgili açılmış kamu davası bulunmakta ise, davaya ilişkin genel bilgilere yer verilir.

4) Yönetim kurulu üyelerine, genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında başka bir ad altında veya belirlenen bu tutarların üzerinde ödeme yapılıp yapılmadığı belirtilir.

5) 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesine aykırı olarak, genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerin yönetim kurulu üyelerince kullanılıp kullanılmadığı, bu bağlamda; gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliği, yeri ve azami fiyatı ile satılacak gayrimenkulün asgari fiyatıyla ilgili genel kurul kararına uygun hareket edilip edilmediği, imalat ve inşaat işlerinin genel kurulca belirlenen yöntemle yapılıp yapılmadığı açıklanır.

6) Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurlarının, kooperatifle, kooperatif konusuna giren bir ticari muamele yapıp yapmadıkları belirtilir.

7) Yapı kooperatiflerinde, genel kurulca alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, kat karşılığı arsa devralınmasının, yönetim kurulunca tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılıp yapılmadığına yer verilir.

8) Yönetim kurulu üyelerinin, kooperatife ait defter ve belgeleri incelenmek üzere denetim kuruluna verip vermedikleri, bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşanıp yaşanmadığı ortaya konulur.

9) Genel kurul toplantısına sunulan yönetim kurulu yıllık çalışma raporunun, kooperatifin gerçek durumunu yansıtır şekilde eksiksiz ve hatasız hazırlanıp hazırlanmadığı açıklanır.

10) Müdür ve kooperatif memurlarına ödenen ücretler kapsamında, ilgililerin sigorta primlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna tam ve zamanında yatırılıp yatırılmadığı belirtilir.

c) Ortaklık işlemleri bölümü

1) Genel kurul toplantısına ilişkin ortaklar listesinin, kooperatif anasözleşmesinde belirtilen bilgileri içerir şekilde düzenlenip düzenlenmediği belirtilir.

2) Kooperatife ortak kaydedilen veya ortaklığı sona erenlerle ilgili olarak yönetim kurulu kararları alınıp alınmadığına yer verilir.

3) Genel kurul toplantısına ilişkin düzenlenen ortaklar listesinin, kooperatifin ortaklar defterindeki kayıtlarla uygunluk içerisinde bulunup bulunmadığı, bu bağlamda, genel kurul toplantısına katılma hakkı bulunmayanların ortaklar listesinde yer alıp almadığı, yapı kooperatifleri hariç olmak üzere diğer kooperatiflerde genel kurul tarihinin üç ay öncesinden ortak olmayanların listede yer alıp almadığı, haklarında alınan çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların listede kayıtlı olup olmadıkları hususlarına yer verilir.

4) Yapı kooperatiflerinde, genel kurulca kararlaştırılan ortak sayısının üzerinde ortak kaydedilip kaydedilmediği belirtilir.

5) Anasözleşmede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan ihraç olup olmadığı, haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınıp alınmadığı açıklanır.

6) Kooperatif ortakları tarafından, yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif personeli hakkında, denetim kuruluna intikal ettirilmiş şikayetler var ise, bu konularda yapılan incelemelerden bahsedilir.

7) Yönetim kurulu tarafından, ortaklar arasında hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine uygun hareket edilip edilmediği konusunda açıklama yapılır.

ç) Defter ve belgeler bölümü

1) Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca tutulması zorunlu olan, yevmiye defteri, defteri kebir, envanter ve bilanço defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul karar defterinin kullanılıp kullanılmadığı belirtilir.

2) Yevmiye defteri kayıtlarının kanunda öngörülen sürede yapılıp yapılmadığı, kayıt nizamına uyulup uyulmadığından bahsedilir.

3) Envanter ve bilanço defterine, kooperatifin dönem sonu bilançosu ile dönem başı açılış bilançosunun işlenip işlenmediği açıklanır.

4) Yevmiye ve envanter defterlerinin, kanunda öngörülen süre içerisinde noter kapanış tasdikinin yaptırılıp yaptırılmadığı ortaya konulur.

5) Defterler ile saklanması zorunlu olan belgelerin, Türk Ticaret Kanununda öngörülen süreyle saklanıp saklanmadığı belirtilir.

6) Muhasebe kayıtlarında yer alan tahsilat ve ödemelerin tümünün kanunen geçerli belgeye dayanıp dayanmadığı açıklanır.

d) Bilanço, gelir gider farkı hesabı ve mali durum bölümü

1) Bilanço ve gelir gider tablosunun, kooperatifin muhasebe defterlerine uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı, yanlış, eksik bilgi bulunup bulunmadığı, bilanço kalemlerinin ayrıntılı bilgi içerip içermediği ortaya konulur.

2) Bilanço ve gelir gider tablosunun muhasebe standartları ve ilkelerine göre düzenlenip düzenlenmediği belirtilir.

3) Bir önceki genel kurulda görüşülerek kabul edilen bütçe ile gerçekleşen bilanço kalemlerinin uyumlu olup olmadığı açıklanır.

4) Bilançoda “Hazır Değerler”, “Menkul Kıymetler” bölümünde yer alan tutarların fiilen bulunup bulunmadığı sayım ile tespit edilir ve sayım sonuçlarına raporda yer verilir.

5) Kooperatifin alacaklarının hangi işlemlerden kaynaklandığı, alacakların takibi ve tahsili konusunda yönetim kurulunca gerekli gayret ve titizliğin gösterilip gösterilmediği belirtilir.

6) Kooperatif kayıtlarında görünen avansların ayrıntılı dökümü ile bu avansların kooperatifin amaç ve faaliyeti kapsamında verilip verilmediği, avans kapatma işlemlerinde süre ve belge yönünden gerekli titizliğin gösterilip gösterilmediği ortaya konulur.

7) Kooperatifin genel olarak borçlarının dökümü, gerçek bir mal veya hizmet alımına dayanıp dayanmadıkları, borçların vadesinde ödenmesi konusunda yönetim kurulunca gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı doğrultusunda açıklama yapılır.

8) Ortaklardan yapılan her türlü tahsilatın kayıtlara eksiksiz intikal ettirilip ettirilmediği, gecikme faizi tahakkuk ve tahsilatlarının yapılıp yapılmadığı belirtilir.

9) Vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin tam ve zamanında yerine getirilip getirilmediği, kooperatif faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında herhangi bir faiz, gecikme cezası ödenmiş ise bunların dökümü, nedenleri ve bilançoda açık olarak yer verilip verilmediği açıklanır.

10) Genel yönetim giderlerinin usulüne uygun, kooperatifin iş hacmiyle uyumlu olup olmadığı ortaya konulur.

11) Kooperatifin ilgili faaliyet dönemindeki işlemleri neticesinde olumlu gelir gider farkı oluşmuş ise, bu farkın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerine uygun olarak dağıtımının yapılıp yapılmadığı, işlemler neticesinde menfi gelir gider farkı oluşmuş ise, bu farkın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesihükümlerine uygun olarak karşılanıp karşılanmadığı belirtilir.

12) Yukarıda yer verilen tespitler çerçevesinde, kooperatifin mali durumu hakkında genel bir değerlendirme yapılır.

             e) Arsa alımı ve inşaat çalışmaları bölümü

1) Arsa alımı gerçekleşmiş ise, arsanın kooperatif amaçlarına uygun olup olmadığı, alım bedeli, yapılan ödemelerin tutarı belirtilir.

2) İnşaat yapımına başlanmış ise, projelerin ilgili belediyece onaylanıp onaylanmadığı, yapı ruhsatı alınıp alınmadığı belirtilir.

3) Yapımcı firma veya taşeronlarla düzenlenen sözleşmelerin kooperatif menfaatlerine, ihale sonucuna veya piyasa koşullarına uygun olup olmadığı ortaya konulur.

4) Yüklenicilere yapılan ödemelerin, düzenlenen sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı açıklanır.

5) Yüklenicilerin hazırladığı hak ediş raporlarının, imalatın durumuna, teknik şartnameye ve sözleşmeye uygun olup olmadığı belirtilir.

6) İnşaatın, onaylı projeye, yapı ruhsatına uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği belirtilir.

7) İlgili faaliyet döneminde gerçekleşen imalat düzeyinin, iş planlarına uygun olup olmadığı, planlandığı halde tamamlanmayan işler var ise aksaklığın nedenleri ve sorumlularının kimler olduğu açıklanır.

8) Yapı kooperatifleri birlikleri ve merkez birliklerinde, arsa temini, alt yapı çalışmaları, ortak kooperatiflere arsa tahsisi işlemlerinin mevzuata uygun yapılıp yapılmadığı ortaya konulur.

f) Diğer açıklamalar ve sonuç bölümü

1) Kooperatif tasfiye halinde ise, tasfiye aşamasına ilişkin açıklamalara yer verilir.

2) Kooperatifin türü, özel durumu gibi nedenler gözetilerek, bu tebliğde yer almayan hususlara ilave olarak denetim kurulu raporlarında gerekli görülen açıklamalara ve önerilere yer verilebilir.

3) İşlerin yürütülmesinde görülen eksiklikler ile kanun ve anasözleşmeye aykırı hareketler belirlenmiş ise, kısa açıklama yapılır ve yapılacak işleme dair görüşlere yer verilir.

4) Sonuç bölümünde, kooperatifin işlem ve hesaplarının incelenmesi sonucunda ulaşılan kanaat belirtilerek, yönetim kurulunun ibra edilmesi veya ibra edilmemesi genel kurulun takdirine sunulur.

             Yürürlük

             MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

             Yürütme

             MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Sanayi ve Ticaret Bakanı yürütür.