İhracat bedelinin 180 gün içinde bozmanız gerekli-Evren özmen

4 Eylül 2018 SALI Resmî Gazete Sayı : 30525
TEBLİĞ
Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA

32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(İHRACAT BEDELLERİ HAKKINDA)

(TEBLİĞ NO: 2018-32/48)

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 11/8/1989 tarihli ve 20249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararın 8 inci maddesine istinaden hazırlanmıştır.

İhracat bedellerinin yurda getirilmesi

MADDE 3 – (1) Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilir veya getirilir. Bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemez. Söz konusu bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılması zorunludur.

(2) İhracat işlemlerine ilişkin bedeller aşağıdaki ödeme şekillerinden birine göre yurda getirilebilir.

a) Akreditifli Ödeme,

b) Vesaik Mukabili Ödeme,

c) Mal Mukabili Ödeme,

d) Kabul Kredili Akreditifli Ödeme,

e) Kabul Kredili Vesaik Mukabili Ödeme,

f) Kabul Kredili Mal Mukabili Ödeme,

g) Peşin Ödeme.

(3) İhracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esas olup, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesi mümkündür.

(4) İhracat bedelinin yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi halinde gümrük idarelerine beyan edilmesi zorunludur.

Peşin döviz

MADDE 4 – (1) Peşin döviz karşılığında ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi zorunludur. Dâhilde İşleme İzin Belgesi ve Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgesi kapsamında ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerle ilgili olarak sağlanan peşin dövizlerin kullanım süresi belge süresi (ek süreler dahil) kadardır.

(2) Tamamı tek seferde iade edilmeyen veya süresi içinde ihracatı gerçekleştirilemeyen peşin dövizler prefinansman hükümlerine tabi olur. Prefinansman hükümlerine tabi hale gelen peşin dövizlerin, ihracat taahhüt sürelerinin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde uzatılması halinde, alıcının muvafakat etmesi kaydıyla kullanım süreleri de verilen ek süre kadar uzatılmış sayılır.

Özelliği olan ihracat

MADDE 5 – (1) Yurt dışına müteahhit firmalarca yapılacak ihracatın bedelinin 365 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

(2) Konsinye yoluyla yapılacak ihracatta bedellerin kesin satışı müteakip; uluslararası fuar, sergi ve haftalara bedelli olarak satılmak üzere gönderilen malların bedellerinin ise gönderildikleri fuar, sergi veya haftanın bitimini müteakip 180 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

(3) İlgili mevzuat hükümlerine göre yurt dışına geçici ihracı yapılan malların verilen süre veya ek süre içinde yurda getirilmemesi veya bu süreler içerisinde satılması halinde satış bedelinin süre bitiminden veya kesin satış tarihinden itibaren 90 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

(4) Yürürlükteki İhracat Rejimi ve Finansal Kiralama (leasing) Mevzuatı çerçevesinde kredili veya kiralama yoluyla yapılan ihracatta, ihracat bedelinin kredili satış veya kiralama sözleşmesinde belirlenen vade tarihlerini izleyen 90 gün içinde yurda getirilerek bankalara satılması zorunludur.

İhracat işlemlerinde sorumluluk

MADDE 6 – (1) İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilerek, bankalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçılar sorumludur.

(2) Alacak hakkının satın alınması suretiyle ticari riskin bankalar veya faktoring şirketlerince üstlenilmesi durumunda, ihracat bedelinin yurda getirilmesi ile ilgili sorumluları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

(3) İhracata aracılık eden bankalar ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izlemekle yükümlüdür.

İhracat bedelinden indirimler

MADDE 7 – (1) İhracatla ilgili navlun, sigorta primi, komisyon, ardiye, depolama, antrepo, gümrük resmi, harç ve faktoring masrafları ile uluslararası para piyasalarında geçerli faiz oranlarını geçmemek üzere iskonto giderleri gibi masraflar için yapılacak indirimler ile konsinyasyon yoluyla ihraç edilen mallarla ilgili nakil, muhafaza, bakım ve fümügasyon, rafa (maniplasyon), satış ve benzeri masrafların ihracat bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.

(2) Ticari teamüllerin gereği olarak satış akdinde veya akreditiflerde ayrıca varış yerinde tartı ve analiz yapılması şartı bulunuyorsa, tartı ve analiz sonucunda tespit edilen vezin noksanlığı veya kalite farkı ile ekspertiz ve tahkim ücretleri ve rafa (maniplasyon) masraflarının (hariçteki gözetme şirketleri ücretleri dahil) mal bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.

(3) Bedel getirme süreleri içinde yurda getirilen ihracat bedelleri; ihracatçının ithalat bedelleri, sermaye hareketlerine ilişkin ödemeleri, görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ve transit ticaretinin alış bedeli ile söz konusu süreler içinde bankalarca mahsup edilebilir.

(4) Dış ticaret mevzuatı hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilen mal ihraç ve ithalinde, tarafların aynı kişiler olması ve ihraç bedellerinin yurda getirilme süresi içinde kalınması kaydıyla, mal ihraç ve ithal bedellerinin bankalarca mahsubu mümkündür.

(5) Üçüncü ve dördüncü fıkrada belirtilen haller dışında kalan talepler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır. İhracat bedellerinden mahsuba izin verilen hallerde, ihracat bedelleri süresi içinde yurda getirilmiş sayılır. Mahsuba tabi tutulan kısım için mahsup tarihinde geçerli döviz alış kuru üzerinden döviz alım ve satım belgeleri düzenlenir.

Hesap kapatma, ihbar ve ek süre

MADDE 8 – (1) Ticari amaçla mal ihracında, bedelleri yurda getirilme süresi içinde gelen ihracat ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılır.

(2) Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalarca 5 iş günü içinde muamelenin safhalarını belirtecek şekilde yazılı olarak ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilir.

(3) İlgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, ihbarı müteakip 10 iş günü içinde ilgililere hesapların kapatılmasını teminen 90 gün süreli ihtarname gönderilir. Bu süre içinde hesapların kapatılması veya 9 uncu maddede belirtilen mücbir sebep hallerinin ya da haklı durumun belgelenmesi gereklidir.

(4) Mücbir sebeplerin varlığı halinde, mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir.

(5) Mücbir sebep halleri dışında kalan haklı durumların varlığı halinde, hesapların kapatılmasına ilişkin altı aya kadar olan ek süre talepleri, firmaların haklı durumu belirten yazılı beyanına istinaden üçer aylık devreler halinde ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, altı aylık süreden sonraki ek süre talepleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Mücbir sebep halleri

MADDE 9 – (1) Mücbir sebep kabul edilebilecek haller;

a) İthalatçı veya ihracatçı firmanın infisahı, iflası, konkordato ilan etmesi veya faaliyetlerini daimi olarak tatil etmesi, firma hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi, şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,

b) Grev, lokavt ve avarya hali,

c) İhracatçı veya ithalatçı memleket resmi makamlarının karar ve işlemleri ya da muhabir bankaların muameleleri dolayısıyla hesapların kapatılmasının imkânsız hale gelmesi,

ç) Tabii afet, harp ve abluka hali,

d) Malların kaybı, hasara uğraması veya imha edilmesi,

e) İhtilaf nedeniyle dava açılması veya tahkime başvurulması,

Mücbir sebep hallerinin tevsiki;

(a) ve (e) halinin yetkili mercilerden, (b) ve (ç) halinin, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya mahalli odaca tasdik edilmiş olmak kaydıyla alıcı veya ithalatçı firmadan (harp ve abluka hali hariç), (c) halinin resmi makamlarımızdan, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya muhabir bankalardan, (d) halinin ise sigorta şirketlerinden, uluslararası gözetim şirketlerinden veya ilgili ülke resmi makamlarından alınmış belgelerle tevsik edilmesi şarttır.

(2) Mücbir sebep halleri ile ilgili olarak yurtdışından temin edilecek belgelerin dış temsilciliklerimizce veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması gerekir.

Terkin

MADDE 10 – (1) Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla;

a) 100.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, mücbir sebeplerin varlığı dikkate alınmaksızın beyanname veya formda yer alan bedelin %10’una kadar noksanlığı olan (sigorta bedellerinden kaynaklanan noksanlıklar dahil) ihracat hesapları doğrudan bankalarca ödeme şekline bakılmaksızın,

b) 200.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, bu Tebliğin 9 uncu maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri göz önünde bulundurulmak suretiyle beyanname veya formda yer alan bedelin % 10’una kadar açık hesaplar ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce,

terkin edilmek suretiyle kapatılır.

(2) Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla, 200.000 ABD doları veya eşitini aşan noksanlığı olan açık hesaplara ilişkin terkin talepleri bu Tebliğin 9 uncu maddesinde belirtilen mücbir sebepler ile haklı durumlar göz önünde bulundurulmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Yetki

MADDE 11 – (1) Bakanlık bu Tebliğin tatbikatını temin etmek amacıyla gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya, haklı durumları değerlendirip sonuçlandırmaya, tereddütlü hususları gidermeye, Tebliğde öngörülen haller dışında kalan özel durumları inceleyip sonuçlandırmaya, döviz getirme sürelerini uzatmaya, döviz getirme zorunluluğunu kısmen veya tamamen kaldırmaya, bu Tebliğde öngörülen miktarlar ile süreleri belirlemeye ve değiştirmeye yetkilidir.

Usul ve müşterek hükümler

MADDE 12 – (1) Bu Tebliğin uygulanmasına yönelik Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar Merkez Bankasınca ilan edilir.

(2) Türkiye’de yerleşik kişilerce bu Tebliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde fiili ihracı gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedel getirme süresinin bu Tebliğin yürürlükten kalktığı tarihten sonra sona ermesi halinde bu Tebliğ hükümleri uygulanmaya devam edilir.

Yürürlük

MADDE 13 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(2) Bu Tebliğ hükümleri yürürlük tarihinden itibaren 6 ay süresince geçerlidir.

Yürütme

MADDE 14 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

 

Kooperatiflerde Satış Bedellerinin ortaklara devri-Evren ÖZMEN

Genel kuruldan karar alınması şartı ile (KK. 42, Anas. 23) kooperatif sosyal ve müşterek tesislerinin tamamının veya bir kısmının satılarak elde edilen gelirin ortaklara dağıtılması mümkün bulunmaktadır.

Genel kurulca satılacak sosyal ve müşterek tesislerin belirlenerek (asgari bedelinin ve satış yönteminin) satışına karar verilmesi ve satış gelirlerinin ortaklara dağıtılması mümkün olabilmektedir

 

İmar Barışı Kooperatiflerde neden istenilen sonuçlara ulaştıramıyor ?-EVREN ÖZMEN

İmar Barışı Kooperatiflerde neden istenilen sonuçlara ulaştıramıyor ?

Hazırlayan: Evren ÖZMEN

İmar Barışı ile kooperatiflerde ve toplu yapılarda istenilen hedeflere ulaşılamadığını gözlemlemek zor değil. Bunun nedenini detaylı olarak yazmadan önce bazı tanımlamalar yapmanın faydası olacağını düşünüyorum.

Ekran Resmi 2018-03-11 22.45.24

Genel olarak kooperatiflere ve toplu yapılar ile çalıştığım için karşılaşılan sorunları, ortaklar tarafından sorulan soruları ve paydaşların ( Belediye v.b.) çekincelerini, devam eden davaların akibetinin belli olmamasını, 2B arsalar ile ilgili süreçleri v.b hususları bu yazıda anlatmaya çalışacağım

İlk olarak Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarına konut veya işyeri teslim etmek olduğu için imar barışı diğer kooperatif türlerine göre daha çok tabi ki yapı kooperatiflerini ilgilendiriyor.

architecture bay bridge buildings
Photo by Pixabay on Pexels.com

Peki yapı kooperatiflerinde imar barışından yeterince istifade edilememesinin nedeni bütün yapı kooperatifleri için aynı mı ? 

Bilindiği üzere yapı kooperatifleri üç ayrı şekilde kurulabilmekte ve tüzel kişiliklerini devam ettirebilmektedirler.

1-Konut Yapı Kooperatifleri

2-Toplu İşyeri Yapı Kooperatifleri

3-Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifleri

Toplu İşyeri yapı kooperatifleri ve küçük sanayi sitesi kooperatiflerinde başvurunun az olması nedeni % 5 oranında yapı kayıt bedeli ve devamındaki % 5 ve diğer masrafların yüksekliği. Aynı şekilde organize sanayi bölgelerinde de oranının yüksekliğinden şikayet var. 7099 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun ile sanayiciye önemli faydalar sağlanmıştı. Ancak imar barışında bu hususu göremiyoruz.

people standing near concrete buildings
Photo by Joshua Humphrey on Pexels.com

Sonuç olarak, işyeri yapı kooperatiflerinde ve organize sanayi bölgelerinde başvurunun az olmasının birinci sebebi ödenecek bedellerin yüksekliği.

Peki konut yapı kooperatiflerinde durum nedir ?

Yaz tatili, bayram tatili derken vatandaşlarımız oturdukları yerlere geri dönüş yapmaya başladı. Yaz boyunca kooperatif ortaklarının bir çoğu tatilde olması nedeni ile bir çok kooperatif ve site bu konuda ortaklarına/maliklere yeterli bilgilendirme yapamadı ve gerekli toplantılarını tertipleyemedi.

Eylül ayı itibari ile bir çok kooperatif ve site bu toplantılarını yapmaya başladı. Ancak yapı kayıt bedeli tutarının 31.12.2018 tarihine kadar ödenmesi gerekeceği için, bu rakamın bu kadar kısa sürede toplanması çok mümkün gözükmüyor. Ayrıca yapı kayıt bedeli için bankaların sunduğu kredi olanakları da, faiz oranlarının yüksekliği nedeni ile pek rağbet görmediği için şu an kooperatifler için yapı kayıt belgesi başvurularında benim gözlemlediğim pek artış yok.

pink car in front of building
Photo by Daria Shevtsova on Pexels.com

İmar barışı ile ilgili olarak her konut yapı kooperatifin kendine özel durumu olacağı için toplu olarak, şu şekilde işlem yapmaları gereklidir diye söylemek mümkün değil.

  • Kooperatifte kat irtifakı kurulmamış ise;
  1. a) Kooperatifin yapılaştığı arsanın mülkiyetinin tamamı kooperatife ait olabilir.
  2. b) Kooperatifin yapılaştığı arsanın mülkiyeti kısmen kooperatif kısmen hazineye ait olabilir.
  3. c) Kooperatif arsa sahibi ile yapılan kat karşılığı sözleşme neticesinde ortaklarına konut teslimi yapmış olmasına rağmen, arsa sahibi eksik imalatlar nedeni ile arsanın ferağını yapmamış olabilir.

Bu durumda yapı kayıt belgesi için başvurulabilmesi için mülkiyetin tamamen kooperatife ait olması gerekmektedir. Kooperatifin amacı ana sözleşmesinin 6.maddesine istinaden ortaklarına konut teslim ederek, ortakları adına ferdileştirilmesi olduğu için yapı kayıt belgesi alınması kooperatifin amacını gerçekleştirdiği anlamına gelmemektedir.

Bu noktada arsasının mülkiyetinin tamamı kooperatife ait olan konut yapı kooperatifi için yapı kayıt belgesi alındıktan sonra, belediyeden terklerin yapıldığına dair yazı ve beraberinde daha önceki yazılarımda belirttiğim belgeler ile beraber 2018–8 Tapu kadastro genel tebliğine uygun olarak başvuru yapılması gerekmektedir.

grayscale photo of concrete building
Photo by yentl jacobs on Pexels.com

Ancak terklerin fiilen yapılması mümkün değil ise ne yapılacaktır ?

Yani düzenleme ortaklık payı olarak belediyeye % 40 a kadar terk yapılması mümkün değil ise, kat mülkiyeti tapularının alınması da mümkün olmayacaktır.( Örnek olarak terk yapılacak alanın üzerinde bir blok bulunması ) İşte bu nedenden dolayı kooperatifler imar barışı noktasında istedikleri sonucu alamamaktadırlar.

Belediyeden terklere dair yazı alınabilmesi için devam eden davalar ile ilgili olarak sulh olunması gereklidir, ancak kooperatif ortakları da hukuki anlamda bir hak kaybı yaşamak istemedikleri için bu duruma da sıcak bakmamaktadırlar.

Plan tadilatı mümkün müdür ?

Belediyelerin imar barışı sürecinde biraz devre dışı bırakılmış olması nedeni ile imar barışının çözüm olmadığı siteler için plan tadilatları tekrar gündeme geldiğini duymaktayız.

Kat irtifakı kurulmuş ancak yapı ruhsatına uygun imalat yapmamış bu nedenle iskan alamamış kooperatiflerde imar barışı başvuruları neden istenilen seviyede değil ?

Kat irtifakı kurulmuş kooperatiflerde insiyatif kooperatif genel kurulunda değil, kat irtifakına sahip kat maliklerinde olduğu için blok bazında yapı kayıt belgesi başvurusu yapılıyor. Blokların tamamı yapı kayıt belgesi ödemesini yapıp, e devlet üzerinden yapı kayıt belgelerini indirdikten sonra ; devamında birden fazla bloktan oluşan kooperatif ve sitelerde projenin çizilmesi ve bütün maliklerin muvafakatname alınması ( örnek olarak 1000 konut) çok zor olduğundan süreç de, bu noktada tıkanıyor.

brown and white wooden house on green forest
Photo by Pixabay on Pexels.com

Peki ne yapılabilir ?

  • Öncelikle işyerleri için oranlar düşürülmelidir.
  • Yapı Kayıt Belgesi başvuru ve ödeme süresi uzatılmalıdır.
  • Muvafakatname zorunluluğunda bütün kat maliklerinden rıza alınması noktasında kentsel dönüşümdekine benzer oranlar uygulanmalıdır.

Saygılarımla

 

Kooperatiflerde Olağan üstü Genel kurullarda yönetim kurulları vekalet kullanabilir mi ?-Evren ÖZMEN

Gerek olağan, gerek olağan üstü kooperatif genel kurullarında Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili kişiler vekaleten oy kullanamazlar.

Ekran Resmi 2018-04-23 21.30.14

KÂR PAYI AVANSI DAĞITIMI HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

1 Eylül 2018 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30522
TEBLİĞ
Ticaret Bakanlığından:

KÂR PAYI AVANSI DAĞITIMI HAKKINDA TEBLİĞDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

MADDE 1 – 9/8/2012 tarihli ve 28379 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde yer alan “genel kanuni yedek akçeler ile” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “varsa imtiyazlı pay sahipleri, intifa senedi sahipleri ve kâra katılan” ibaresi “varsa intifa senedi sahipleri ile sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3 – Aynı Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “dağıtım tarihleri itibarıyla ortaklara payları oranında” ibaresi “sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, dağıtım tarihleri itibarıyla ortağın sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olacak şekilde ikinci fıkra hükümleri dikkate alınarak” şeklinde, aynı maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “alınmadan” ibaresi “alınarak” şeklinde ve aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “ortak olmayan yönetim organı üyelerine ve ortaklar dışında kâra katılan” ibaresi “ortaklıkları nedeniyle dağıtılacak kâr payı avansı hariç olmak üzere yönetim organı üyelerine ve sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 4 – Aynı Tebliğin ekinde yer alan Ek-1 ekteki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür.

 

Eki için tıklayınız

 

Dövizdeki Artışı sebep göstererek ürüne zam yapmak aldatıcı sebep olarak kabul edilebilir .-EVREN ÖZMEN

Aldatıcı Ticari Uygulamalar” bölümüne aşağıdaki bent eklenmiştir.

“19) Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapmak.”

7143 Sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 10 uncu Maddesinin Onüçüncü Fıkrasının (h) Bendinde Yer Alan Sürelerin, Bitim Tarihinden İtibaren 6 Ay Uzatılmıştır.

  1. h) 1) Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların;

(aa) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları,

(bb) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları,

(cc) Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları,

31/10/2018 tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2018 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

Kooperatif aynı yükleniciden hem kaba inşaat hem de ince işler için hizmet almasının vergisel boyutu-Evren ÖZMEN

Kooperatiflerde aynı yükleniciye ihale usulü  yaptırılan kaba inşaat ve devamında ince inşaat işleri dönem atladığı takdirde yıllara yaygın olması gereklidir ve hakedişlerden stopaj kesintisi yapılması gerekmektedir.

Ekran Resmi 2018-04-23 21.30.14

Kooperatiflerde Yönetim kurulları bu hususu özenle takip etmeleri gereklidir.

Evren ÖZMEN

 

Kooperatiflerde Murahhas Aza için sigorta primi ödenir mi ? Evren ÖZMEN

Uygulamada çok fazla örneği olmasa da bazı kooperatiflerde murahhas aza görevlendirilmesi söz konusu olmaktadır.

Eğer Murahhas aza kooperatifte fiilen çalışmakta ve mesai saatleri içinde görev yapmakta ise mutlaka sigorta ödemesi yapılması gerekmektedir.

Aksi takdirde cezai sorumluluklar söz konusu olmaktadır.

Kooperatiflerde murahhas aza

KOOPERATİFLERDE YÖNETİM VE  DENETİM KURULU ASIL ÜYELİKLERİNDE BOŞALMA OLURSA YAPILACAK İŞLEMLER NELERDİR ?

KOOPERATİFLERDE YÖNETİM VE  DENETİM KURULU ASIL ÜYELİKLERİNDE BOŞALMA OLURSA YAPILACAK İŞLEMLER NELERDİR ?

Hazırlayan : Mali Müşavir Evren ÖZMEN                                                                                       

Kooperatiflerde yönetim ve denetim kurulu asıl üyeliklerinde gerek istifa gerekse başka nedenlerle boşalma olduğu taktirde yapılacak işlem konusunda tereddüt yaşandığı görüldüğünden, bu konuda yapılması gereken uygulamaya özetle aşağıda yer verilmiştir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/2. maddesine ve bu kanunun 88.maddesine istinaden Bakanlıkça çıkarılan örnek anasözleşmenin 23/2.maddesine göre yönetim ve denetim kurullarını seçme görev ve yetkisi genel kurula ait olup, bu yetki başka bir organa devredilememektedir.

justice-law-case-hearing-159832

Bilindiği üzere kooperatiflerde  yönetim kurulu üye sayısı en az 3, denetim kurulu üye sayısı ise en az 2 kişidir. Yönetim kurulu üyelerinin görev süresi en fazla 4 yıl olduğu halde, denetim kurulu üyelerinin görev süresi ise  en fazla 3 yıldır.

Yönetim ve denetim kurulu asıl üye sayısı kadar yedek üyenin de genel kurulca seçilmesi zorunluluğu  bulunmaktadır. Bu nedenle  yönetim ve/veya denetim kurulu asıl üye sayısında boşalma olduğu taktirde, genel kurulca seçilen sayıda asıl üyelerin çalışma zorunluluğu bulunduğundan aşağıdaki doğrultuda işlem yapılarak asıl üye sayısı kadar kişi ile  yönetim ve/veya denetim kurullarının çalışması gerekmektedir. Aksi halde asıl üyelerde boşalma  söz konusu olduğu halde, genel kurulca seçilen sayıya tamamlanmamış olması cezai yaptırımı gerektirmektedir. (KK. 56/6)

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

a-Yönetim kurulu asıl üyeliğinin boşalması durumunda yapılacak işlem:

Yönetim kurulu asıl üyelerinin genel kurulca seçilen sayıda çalışması gerekmektedir. Her ne kadar uygulamada yönetim kurulu toplantı nisabını (çoğunluğunu) kaybetmediği durumlarda yedek üye çağrılmadan işlem yapılmakta ise de, bu uygulama kooperatifler mevzuatına aykırıdır. Dolayısıyla  genel kurulca seçilen sayıda yönetim kurulu üyelerinin çalışması zorunluluğu bulunmaktadır.

Yönetim kurulu üyeliğinden boşalma olduğu taktirde, mevcut yönetim kurulu toplantı nisabını kaybetmemişse yönetim kurulu tarafından yedeklerden alınan oy sayısına göre, liste halinde ise kur’a ile  tespit edilerek çağrılan yedeklerle asıl üye sayısı tamamlanır. Eğer yönetim kurulu  üyeliğinden boşalma dolayısıyla mevcut yönetim kurulu toplantı nisabını kaybederse yedekler denetçiler tarafından çağrılır.

Yedeklerle de genel kurulca seçilen  sayıya ulaşılamadığı taktirde, ortaklar arasından kişi veya kişiler çağrılarak asıl üye sayısı tamamlanır.

Yukarıdaki  uygulamada dikkat edilmesi gereken husus, boşalmalar dolayısıyla yönetim kurulu toplantı nisabını kaybetmemişse  yedekten ve  üyeler arasından denetçiler tarafından çağrılacak kişi veya kişilerle birlikte yönetim kurulu genel kurulca seçilen sayıya tamamlanmak suretiyle işlem yerine getirilir. Ancak  mevcut yönetim kurulu toplantı nisabını kaybetmiş ise (sayının yarısının altına düşmüş ise) anasözleşme hükmü gereği (Anas. 47) denetim kurulu tarafından seçimler yapılmak üzere derhal genel kurul toplantıya çağrılır.

Bilindiği üzere yönetim kurulunun karar alabilmesi için toplantı  yeter sayısı  genel kurulca belirlenen yönetim kurulu asıl üye sayısının yarıdan fazlası olması gerekmektedir.

Ekran Resmi 2018-08-22 16.03.57

b-Denetim kurulu asıl üyeliğinin boşalması durumunda yapılacak işlem:

Yönetim kurulunda olduğu üzere; denetim kurulu üyelerinin de genel kurulca seçilen sayıda çalışması esas olup, çeşitli nedenlerle denetim kurulu üyeliğinden boşalma olursa boşalmalar yedeklerle tamamlanır. Yedeklerle tamamlanamıyor ise, üyeler arasından çağrı yapılarak tamamlanır. Toplam boşalma olduğu taktirde, yönetim kurulu genel kurul yaparak denetçi seçimini sağlayabileceği gibi, mahkemeden denetçi görevlendirilmesini isteyebilir.

Özetle; yönetim ve denetim kurulu asıl üyelerinin genel kurulca belirlenen sayıda çalışması esas olup, çeşitli nedenlerle boşalma olduğu taktirde, bu boşalmalar önce  yedeklerle  tamamlanır. Yedeklerle tamamlanması mümkün olmaz ise, ortaklar arasından çağrı yapılarak tamamlanır. Yönetim kurulunda toptan boşalma olursa, denetim kurulu seçimler için genel kurulu yapar. Ancak  denetim kurulu üyeliğinin  yedeklerde dahil tamamen boşalması durumunda yönetim kurulunun genel kurul yaparak denetçilerin genel kurulca seçimini sağlayacağı gibi, mahkemeden istekte bulunarak ilk genel kurula kadar görev yapacak denetçilerin mahkemece  atanmasını da isteyebilir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

 

VARLIK BARIŞI KAPSAMINDA YURTDIŞINDAN PARAYI GÖNDEREN KİŞİ İLE YURTİÇİNDEKİ KİŞİNİN AYNI KİŞİ OLMASINA GEREK YOK

(SERİ NO: 4)

MADDE 1 – 4/7/2018 tarihli ve 30468 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 7143 sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3)’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak hesaba ilgili varlığın transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurtdışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğe 8 inci maddenin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, 7143 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin onüçüncü fıkrası hükümleri çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek bu fıkra hükmünden yararlanılabilecektir. Ayrıca, gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurtdışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirim veya beyana konu edilmesi halinde bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi mümkündür. Ancak, bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.”

Tebliğ olunur.

2019 yılında uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri

18 Ağustos 2018 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30513
TEBLİĞ
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 73)

29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, binalar için vergi değerinin, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile aynı maddenin (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan 29/2/1972 tarihli ve 7/3995 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzük hükümlerinden yararlanmak suretiyle hesaplanan bedel olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, emlak vergisine esas olmak üzere 2019 yılında uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca bu Tebliğ ekinde yer alan cetvelde belirtilen tutarlarda tespit edilmiştir.

Tebliğ olunur.

 

Ekleri için tıklayınız.

 

İŞLETME KOOPERATİFİ NEDİR ? HANGİ AMAÇ İLE KURULUR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

YAPI KOOPERATİFLERİNİN İNŞAATI GERÇEKLEŞTİRİP, İŞLETMEYE VEYA İSKANA AÇILDIKTAN SONRA GEÇECEKLERİ HUKUKİ STATÜNÜN BELİRLENMESİ

Evren ÖZMEN :[email protected]

Gerek işyeri yapı kooperatifleri (küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri ve toplu işyeri yapı kooperatifleri), gerekse konut yapı kooperatifleri anasözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip işyerlerinin veya konutların ortakları adına tapuda tescil ettirmiş olması ile anasözleşmelerinde belirtilen amaçlarını gerçekleştirmiş olmaktadırlar.

Bu nedenle bundan sonra faaliyetini yapı kooperatifi olarak sürdürmesi hukuken ve fiilen mümkün olamamaktadır. Şöyle ki hukuken mümkün değildir. Zira Kooperatifler Kanununun 81.maddesi kooperatifin amacını gerçekleştirdikten sonra hukuki statüsünün değişmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. Diğer taraftan fiilen de mevcut statüsünü sürdürme olanağı bulunmamaktadır. Çünkü kooperatifin işletme veya iskan aşamasında gerek duyduğu hukuki düzenlemeler yapı kooperatifi anasözleşmesinde mevcut değildir.

Bilindiği üzere kooperatiflerin faaliyeti, kooperatifin amacı ve çalışma konusu ile sınırlıdır. (3) Bu durumda kooperatifin amaç ve konusuna aykırı faaliyette bulunulduğunun Bakanlıkça (STB) tesbit edilmesi durumunda (KK. 98.maddesinin yollaması ile TTK.’nın 24.06.1995 günlü 559 sayılı KHK ile değişik 274/2.maddesine göre) kanuna, anasözleşme hükümlerine veya kamu düzenine aykırı işlemler ve faaliyetlerde bulunduğu anlaşılan kooperatifler aleyhine Bakanlık tarafından fesih davası açılabilmektedir. Açılan bu dava üzerine mahkemece kooperatifin feshine karar verilmesi halinde kooperatif dağılmakta ve tasfiyeye girmektedir.

Bakanlıkça yaptırılan denetim sonucunda kooperatifin amaç ve konusuna aykırı hareket edildiğinin veya kamu yasaları gereğince kooperatifin feshini gerektiren bir nedenin varlığının tesbit edilmesi halinde düzenlenecek olan rapor Maliye Bakanlığı’na gönderilerek bu Bakanlığın Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nce gerekli dava açılmaktadır.

Kısaca kooperatiflerin anasözleşmelerinde yazılı amaçları doğrultusunda faaliyet göstermeleri zorunlu olup, amaç dışı faaliyetlerden dolayı STB’nın mahkemeye müracaat ederek, kooperatifin fesih ve tasfiyesine karar aldırma hak ve yetkisi bulunmaktadır.

Daha detaylı bilgi için

[email protected]

SAP PROGRAMI İÇİN YURTDIŞINA ÖDENEN BEDELLER NASIL MUHASEBELEŞTİRİLECEKTİR ?-EVREN ÖZMEN

şirketiniz tarafından İsviçre mukimi şirkete gayrimaddi hak bedeli niteliğindeki SAP yazılım kullanımı karşılığında yapılacak ödemeler üzerinden Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 12 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca %10 oranında kurumlar vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

apple devices books business coffee
Photo by Serpstat on Pexels.com

Diğer taraftan, bahsi geçen yazılımın Vergi Usul Kanunu düzenlemelerine uyumlu hale getirilmesi ile ilgili olarak yapılan her türlü uyarlama, uygulama, geliştirme, danışmanlık, eğitim, konaklama vb. hizmetler, söz konusu hizmetlerin ilgili sözleşmede yer alması ve ayrı bir bedel olarak belirtilmemesi halinde anılan Anlaşmanın 12 nci maddesi kapsamında, ayrı bir bedel belirlenmiş olması halinde ise Anlaşmanın “Serbest Meslek Faaliyetleri”ni düzenleyen 14 üncü maddesi yalnızca gerçek kişilere yönelik olarak düzenlenmiş olduğundan, Anlaşmanın 7 nci maddesi kapsamında ticari kazanç olarak değerlendirilecektir. Bu durumda, İsviçre mukimi bir şirketin verdiği hizmetler karşılığında elde ettiği kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için bu kazancın Türkiye’de bulunan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda vergilendirme İsviçre’de yapılacaktır.

Anlaşmanın “İşyeri” başlıklı 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (b) bendine göre, İsviçre mukimi firma tarafından şirketinize yönelik hizmetlerin anılan firmanın kendi çalışanları veya teşebbüs tarafından bu amaçla görevlendirilen diğer personel aracılığıyla gerçekleştirilmesi ve bu hizmetlerin Türkiye’de herhangi bir 12 aylık dönemde toplamda altı ayı aşan bir süre veya sürelerde devam etmesi halinde Türkiye’de bir işyeri oluşacaktır. İsviçre mukimi firmanın söz konusu faaliyetleri, Anlaşma kapsamında ticari kazanç olarak değerlendirilmekle birlikte bu kazançların Türkiye’de vergilendirilmesi gerektiği durumda vergilemenin iç mevzuatımızdaki usul ve esaslar çerçevesinde yapılacağı tabiidir. Türkiye’de icra edilen söz konusu hizmetler dolayısıyla elde edilen gelirlerin iç mevzuatımız hükümleri çerçevesinde vergi tevkifatına tabi tutulması halinde, tevkifat yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat sorumluluğunun doğduğu sırada, istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla yukarıda belirtilen toplam altı aylık süre içerisinde kalıp kalmama durumunu bilemeyeceklerinden anılan ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmaları gerekmektedir.

Hizmetin, aynı veya bağlı projeler kapsamında gerçekleştirilmesi durumunda sürenin bir bütün olarak, ayrı projeler kapsamında gerçekleştirilmesi durumunda ise her bir proje süresinin ayrı ayrı dikkate alınması ve her bir projeye ilişkin faaliyetin, söz konusu firmanın Türkiye’ye gönderdiği birden fazla personel tarafından icra edilmesi halinde ise her bir personelin Türkiye’de kaldıkları sürelerin toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan, Türkiye – İsviçre Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması uyarınca Türkiye’de vergiye tabi tutulmaması gereken bir gelir elde edildiyse, İsviçre mukimi firma, tevkifat yoluyla kendisinden alınan vergilerin iadesi için bizzat veya vekilleri aracılığıyla ilgili vergi dairesine başvurabilecektir.

Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için söz konusu İsviçre mukiminin İsviçre’de tam mükellef olduğunun ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin İsviçre yetkili makamlarından alınacak bir belge (Mukimlik Belgesi) ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile noterce veya İsviçre’deki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğinin vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir. Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi halinde ise ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.

 

VAKIFLAR TARAFINDAN KİRAYA VERİLEN GAYRİMENKULLER İÇİN FATURA DÜZENLENECEK MİDİR ?-EVREN ÖZMEN

advertising blue blur business

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bu maddenin birinci fıkrasında sayılan kişi ve kurumlarca bunlara yapılan kira ödemelerinden tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 2 nci maddesinde, 1/1/2008 – 31/12/2020 tarihleri arasında dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar dolayısıyla iktisadi işletme oluşmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, vakfınıza bedelsiz kiralanan dairelerin vakfınızca kiraya verilmesi faaliyetinin, hacim ve ehemmiyet bakımından ticari nitelik arz etmesi veya ticari amaç güdülerek yapılması ya da sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle ticari organizasyonun varlığı halinde vakfınıza bağlı bir iktisadi işletme söz konusu olacaktır. Aksi halde, vakfınıza ait gayrimenkullerin kiralanması nedeniyle bir iktisadi işletme söz konusu olmayacaktır.

Dolayısıyla, vakfınıza kuruluş amaçları doğrultusunda kullanılmak üzere hayırsever bir gerçek kişi tarafından kira sözleşmesi ile bedelsiz olarak tahsis edilen 19 dairenin vakfınızca kiraya verilmesi faaliyetinin, ticari bir organizasyona bağlı olmaksızın yürütülmesi halinde vakfınıza bağlı bir iktisadi işletme oluşmayacaktır.

Diğer taraftan, vakfınızca kiraya verilen dairelerin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılmayanlar tarafından kiralanması durumunda ise gelir vergisi kesintisi yapılmayacağı tabiidir.

Kredi Kartlarına Taksitlendirme sınırı hakkında-EVREN ÖZMEN

HANGİ ÜRÜN EN FAZLA KAÇ TAKSİTTE ALINABİLİR ?

MADDE 1 – 10/3/2007 tarihli ve 26458 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(7) Mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dâhil olmak üzere, kredi kartları ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi on iki ayı geçemez.

Bu süre; elektronik eşya alımlarında üç ay, bilgisayar alımlarında, kulüp ve derneklere yapılan ödemelerde, havayolları, seyahat acenteleri, taşımacılık ve konaklama ile ilgili harcamalarda altı ay, sağlık ve sosyal hizmetler ile ilgili harcamalarda ve sağlık ürünü alımlarında, vergi ödemelerinde dokuz ay olarak uygulanır.

Kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek kuyum, telekomünikasyon, doğrudan pazarlama ile ilgili harcamalar, yurt dışında yapılan harcamalar ve yemek, gıda, alkollü içecek, akaryakıt, kozmetik, ofis malzemesi ile hediye kart, hediye çeki ve benzeri şekillerde herhangi somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürünlerin alımlarında taksit uygulanamaz.

(8) Kurumsal kredi kartları ile mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dâhil olmak üzere gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi dokuz ayı geçemez.”

Taksitli Satışlarda bazı ürünlere taksit sınırlaması-EVREN ÖZMEN

Parekende işletmelerce mal ve hizmet satışı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemlerde dahil olarak kıymetli evrak düzenlerek veya düzenlenmeksizin satışlarda taksit sayısı 12 ayı geçemez ( Senetli satışlarda da )

Televizyon Ses görüntü sistemlerinde 3 aydan fazla taksit olamaz

Bilgisayar tablet cep telefonunda 6 aydan fazla taksit olamaz

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

Tapu Müdürlüklerinde Kooperatif İşlemlerine İlişkin Özel Durumlar-EVREN ÖZMEN

Tapu Müdürlüklerinde Kooperatif İşlemlerine İlişkin Özel Durumlar-EVREN ÖZMEN

a-Konut ve işyeri yapı kooperatiflerinin kat irtifaklı taşınmazlarını da ferdileştirmeye konu edilebilir,

cropped-ekran-resmi-2018-03-11-22-45-24.png

b-Ana sözleşmelerinde hüküm bulunması veya konut yapımımın imkansız olması halinde genel kurulca karar alınarak söz konusu taşınmazların üyelere arsa olarak tahsis edilmesi mümkündür,

Ekran Resmi 2017-03-29 23.14.11

c-Konut yapı kooperatiflerinin ana sözleşmesinde üyelerine işyeri olarak taşınmaz mal dağıtabileceği konusunda hüküm bulunması (veya bu konuda ana sözleşme değişikliği yapılması durumunda) ve sunulan yetki belgesinde bu hususun belirtilmesi halinde konut yapı kooperatifleri ferdileşme suretiyle işyeri nitelikli bağımsız bölümleri üyelerine tahsis edebilirler,

macbook pro

d-Ferdileşme işleminde noterden alınacak kura zabtının müdürlüğe sunulması zorunlu değildir, ancak sunulması halinde parsel dosyasında saklanmalıdır,

bright day environment field

e) Üzerinde haciz, ipotek gibi kısıtlamaların bulunduğu bir taşınmazın kooperatif adına edinimi için genel kurulun bu konuda yönetim kuruluna yetki vermiş olması gerekir,

beautiful bloom blooming blossom
Photo by Artur Roman on Pexels.com

f- Kamu hukukundan doğan; yola veya yeşil alana terk gibi işlemler için genel kurul kararı aranmasına gerek yoktur.

 

2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ İÇİNDE VE DIŞINDA AÇILAN/AÇILACAK ÖZEL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSELERİNDE ÖĞRENİM GÖREN/GÖRECEK ÖĞRENCİLER İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

12 Ağustos 2018 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 30507
TEBLİĞ
Milli Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığından:

2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

İÇİNDE VE DIŞINDA AÇILAN/AÇILACAK ÖZEL MESLEKİ VE TEKNİK

ANADOLU LİSELERİNDE ÖĞRENİM GÖREN/GÖRECEK ÖĞRENCİLER

İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

Bilindiği üzere, 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 12 nci maddesinin üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında;

“Bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgelerinde açılan mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören her bir öğrenci için, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılından başlamak üzere, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, her eğitim öğretim yılı itibarıyla Maliye Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken belirlenen tutarda, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten eğitim ve öğretim desteği yapılabilir.

Söz konusu eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir bu süre içinde ödenmemesi halinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı halinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.

Bu konu ile ilgili öğrenci başarı durumu da dâhil olmak üzere destek verilme kriterleri, hangi eğitim ve öğretim alanlarına destek verileceğine dair kurallar ile diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almaktadır.

5580 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda; 23/10/2012 tarihli ve 28450 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerinde;

“a) Okulun organize sanayi bölgesi içerisinde veya 21/3/2016 tarihli ve 2016/8660 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Organize Sanayi Bölgeleri Dışında Açılan Özel Meslekî ve Teknik Eğitim Okullarında Öğrenim Gören Öğrencilere Eğitim Öğretim Desteği Verilmesine İlişkin Karar kapsamında 2016-2017 öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere organize sanayi bölgesi dışında açılmış olması,

c) Her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği süresinin okulun öğretim süresini aşmaması, nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise okulun kalan öğretim süresinden fazla olmaması,

ç) Öğrencinin, o eğitim ve öğretim yılının başlamasından en geç otuz gün içerisinde okula kaydının veya eğitim ve öğretim desteği yapılan okullar dışındaki okullardan naklinin yapılmış olması,

d) Öğrencinin okula devam ediyor olması,

e) Organize sanayi bölgesi dışında açılacak özel meslekî ve teknik Anadolu liselerinde okulun açıldığı il veya ilçe nüfusunun 20.000 ve üzerinde olması,

f) Organize sanayi bölgesi dışında açılan özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde, takviye kursları, yemek, servis, pansiyon hizmetleri hariç olmak üzere eğitim ve öğretim desteği kapsamındaki öğrencilerden tebliğde desteklenecek alan/dallarda belirlenen eğitim öğretim desteği tutarı kadar eğitim öğretim ücreti alınabilecek olması şartıyla eğitim ve öğretim desteği yapılabilir.” hükmü ve aynı maddenin ikinci fıkrasında ise ; “Eğitim ve öğretim desteği verilecek okul tür, alan ve dalları ile her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarı, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne, alanına ve dalına göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak her yıl Temmuz ayında Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanacak olan tebliğde belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu kapsamda, eğitim ve öğretim desteği verilecek alanlar, destek tutarları ve bunlara ilişkin diğer hususlar aşağıda belirtilmiştir.

1- 5580 sayılı Kanun kapsamında organize sanayi bölgeleri dışında açılan özel meslekî ve teknik liselerinin Tablo-1’de yer alan, alan/dallarında öğrenim gören her bir öğrenciye verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarları; 9 uncu sınıflar için aynı, 10, 11 ve 12 nci sınıflarda ise alanlara göre ayrı ayrı olmak üzere belirlenmiştir.

 

Tablo 1 – Organize Sanayi Bölgeleri Dışında Açılan Özel Mesleki ve Teknik Liselerinde Öğrenim Gören Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilen Alanlar ve Tutarları

Sıra                    No Alan Adı Destek Tutarı (TL)
1 Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi 4.950,00
2 Biyomedikal Cihaz Teknolojileri 5.920,00
3 Denizcilik Alanı 6.460,00
4 Elektrik Elektronik Teknolojisi 6.990,00
5 Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri 6.460,00
6 Gemi Yapımı 7.420,00
7 Gıda Teknolojisi 6.240,00
8 Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlığı 5.380,00
9 İnşaat Teknolojisi 5.920,00
10 Kimya Teknolojisi 6.350,00
11 Kuyumculuk Teknolojisi 4.730,00
12 Makine Teknolojisi 6.990,00
13 Matbaa Teknolojisi 6.890,00
14 Metal Teknolojisi 6.350,00
15 Metalürji Teknolojisi 5.380,00
16 Mobilya ve İç Mekân Tasarımı 5.600,00
17 Motorlu Araçlar Teknolojisi 6.990,00
18 Tarım Teknolojileri 6.990,00
19 Tekstil Teknolojisi 6.130,00
20 Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme 5.700,00
21 Plastik Teknolojisi 6.350,00
22 Raylı Sistemler Teknolojisi 5.380,00
23 Seramik Cam Teknolojisi 4.730,00
24 Tasarım Teknolojisi 4.730,00
25 Uçak Bakım Alanı 5.920,00
26 Yenilenebilir Enerji Teknolojileri 7.210,00
27 9. Sınıf 4.590,00

 

2- 5580 sayılı Kanun kapsamında organize sanayi bölgelerinde açılan özel her türdeki mesleki ve teknik liselerinin Tablo-2’de yer alan, alan/dallarında öğrenim gören her bir öğrenciye verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarları; 9 uncu sınıflarda her alan için aynı, 10, 11 ve 12 nci sınıflarda ise alanlara göre ayrı ayrı olmak üzere belirlenmiştir.

 

Tablo 2 – Organize Sanayi Bölgelerinde Açılan Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde Öğrenim Gören Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilen Alanlar ve Destek Tutarı

 

Sıra

No

Alan Adı Destek Tutarı (TL)
1 Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi 5.060,00
2 Bilişim Teknolojisi 4.630,00
3 Biyomedikal Cihaz Teknolojileri 5.920,00
4 Elektrik Elektronik Teknolojisi 7.420,00
5 Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri 6.890,00
6 Gıda Teknolojisi 6.460,00
7 Kimya Teknolojisi 6.780,00
8 Makine Teknolojisi 7.420,00
9 Matbaa Teknolojisi 6.990,00
10 Metal Teknolojisi 6.780,00
11 Metalürji Teknolojisi 5.920,00
12 Mobilya ve İç Mekân Tasarımı 6.130,00
13 Motorlu Araçlar Teknolojisi 7.420,00
14 Plastik Teknolojisi 6.780,00
15 Tarım Teknolojileri 7.320,00
16 Tasarım Teknolojisi 5.380,00
17 Tekstil Teknolojisi 6.460,00
18 Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme 6.030,00
19 Seramik Cam Teknolojisi 5.380,00
20 Yenilenebilir Enerji Teknolojileri 7.420,00
21 9. Sınıf 4.630,00

 

3- Eğitim ve öğretim desteği, yukarıda belirlenen alanların dallarında eğitim görecek öğrencilere de uygulanır.

4- Tablo-1’de yer alan, alan/dallarda açılan özel meslekî ve teknik liselerinin öğrencilerinin 10 uncu sınıftan itibaren, okulun Tablo-1’de yer alan, alan/dallarına devam etmesi hâlinde eğitim ve öğretim desteği ödemesine devam edilecektir.

5- Bu Tebliğ kapsamında eğitim ve öğretim desteği alan 10, 11 ve 12 nci sınıflardaki öğrenciler, 5580 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında verilen eğitim ve öğretim desteğinden yararlanamazlar. 9 uncu sınıf öğrencileri ise Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında verilen eğitim ve öğretim desteğinden faydalanması durumunda bu Tebliğ kapsamındaki eğitim ve öğretim desteğinden yararlanamazlar.

6- Belirlenen destek tutarları, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Ödemeye ilişkin usulleri belirlemeye Millî Eğitim Bakanlığı yetkilidir.

7- Bu Tebliğde yer almayan hususlarda düzenleme yapmaya ve uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Millî Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

8- Millî Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanan bu Tebliğ, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı için geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

9- Bu Tebliğ hükümleri Millî Eğitim Bakanı ile Hazine ve Maliye Bakanı tarafından müştereken yürütülür.

Tebliğ olunur.

 

“Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.” Mustafa Kemal Atatürk

“Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.” Mustafa Kemal Atatürk

Ekran Resmi 2018-08-12 21.02.32