Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk. Tarih 09/12/2011-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

Başlık Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk.
Tarih 09/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KDV VE DİĞER VERGİLER GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714

09/12/2011

Konu

:

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, … Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı … ve … mahallelerindeki arsalar, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak, ilgili belediye başkanlığı tarafından, kooperatifinize konut yapılmak üzere tahsis edildiği ve bahse konu arsalar üzerine inşa edilen konutların ortaklara tapularının verildiği anlaşılmış olup, ancak konut yapımı gerçekleşmeyen üç adet arsanın ise 5656 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik ve yapılan sözleşme gereği … Büyükşehir Belediyesine iadesi gerektiği belirtilerek, tapuda yapılacak devir işleminde aranılacak harç miktarı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu hükmüne, 58 inci maddesinde de; tapu ve kadastro harçlarını Kanuna ekli tarifede belirtilen kişilerin; tarifede belirtilmeyen işlemlerde taraflar aksini kararlaştırmamış ise Kanunda (6) bent halinde sayılan kişilerin ödeyeceği hükmüne ve 59 uncu maddesinin (a) bendinde ise, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinlerinin harçtan müstesna olduğu, hükmüne yer verilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasında; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra veya şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu harcın oranı 29/12/2009 tarih ve 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere binde 16,5 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, Anayasanın 73 üncü maddesinde, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulup, değiştirilip veya kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre, tarafınıza … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmelik hükümlerine ve ilgili belediye başkanlığı ile yapmış olduğunuz sözleşme hükümlerine dayanılarak harca ilişkin muafiyet getirilemeyeceği tabidir.

Buna göre, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak kooperatifinize tahsis edilen taşınmazların … Büyükşehir Belediye Başkanlığına tapuda yapılacak devir ve tescil işleminde; ilgili belediye başkanlığından 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/a bendi gereğince harç aranılmaması, ancak kooperatifinizden aynı Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin 20/a fıkrası gereğince binde 16,5 oranında tapu harcı aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

Tarih 14/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72

14/09/2011

Konu

:

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

İlgi Özelge Talep Formu ile Başkanlığımız … Malmüdürlüğü’nün … vergi numarasında kayıtlı mükellef olduğunuzu; kooperatifinize 13.08.2010 tarihinde hidromek kırıcı iş makinası alındığını; iş makinası ile üyelerinize bedel karşılığında iş yapılacağını, üyelerinizin işi olmadığı zamanlarda ise üye olmayan kişi ve kurumlara bedel karşılığı iş yapılacağını belirterek; üye olmayanlara bedel karşılığı yapılan işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacağınız ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız durumunda sadece iş makinası gelirinden mi yoksa tüm kooperatif gelirinden oluşan kardan mı vergilendirilmeniz gerektiği, hususunda görüş talep etmektesiniz.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup; 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında; kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere,ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilciliklerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Tebliği’nin “4.13-Kooperatifler” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Bu hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinizin 13.08.2010 tarihinde aldığı hidromek kırıcı iş makinası ile üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara veya kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda üyelerinize bedel karşılığı hizmet verilmesi durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k bendindeki “sadece ortaklarla iş görülmesine” ilişkin muafiyet şartı ihlal edilmiş olacağından, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefi olması ve kooperatifiniz bünyesinde elde edilen kazançların kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kat Karşılığı İnşaat Yapan Konut Yapı Kooperatifinin Zarar Mahsubu

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

AYDIN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.09.15.01-2.2010.3/KVK.9.MD.-3

02/10/2010

Konu

:

Kat Karşılığı İnşaat Yapan Konut Yapı Kooperatifinin Zarar Mahsubu

İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince 01.01.2006 tarihi itibariyle … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından … vergi kimlik numarasında kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiğini; kooperatifinizce verilen 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait geçmiş yıl zararlarının yazılması nedeniyle, Vergi Dairesi Müdürlüğünce kurumlar vergisi mükellefiyetinizin bulunmadığı dönemlere ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmemesi gerektiği ifade edilerek düzeltme beyannamesi vermeniz gerektiği yönünde sözlü uyarıda bulunulduğunu; oysa ki kooperatifinizin 1996 yılında kurulduğunu ve 1996 – 2005 yılları arasında bir takım giderlerinin bulunduğunu; söz konusu giderlerin “geçmiş yıl zararı” olarak beyan edilmemesi durumunda ne şekilde işlem yapılacağı hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

Konu ile ilgili olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınan … tarih ve … sayılı yazı ve eklerin incelenmesinden; kooperatifinize …/…/1996 tarihinden itibaren stopaj gelir vergisi mükellefiyetinin tesis edildiği; … tarihli yoklama fişiyle kooperatifinizin kurulduğu tarihte gayri faal olduğu ve stopaja tabi bir ödemenin bulunmadığı; … tarihinde yapılan genel kurul toplantısında tasfiye kararı alındığı ancak kooperatifin tasfiye edilmeyerek … tarihinde arsa temin edip üye kaydı yaparak yeniden faal duruma geldiği; temin edilen arsanın … adına kayıtlı bulunması ve inşaat ruhsatının adı geçen şahıs adına düzenlenmiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2006 tarihi itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, gerek Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, gerekse 01.01.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince kooperatifler esas itibariyle kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmışlardır. Ancak kooperatifler sosyal amaçlı kurulan ve kendi ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini korumaya yönelik tüzel kişilikler olduğundan gerek Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, gerekse 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa hüküm konulmak suretiyle, kooperatiflerin belirli şartları taşımaları durumunda kurumlar vergisinden istisna tutulması sağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde; “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri.” hükmü yer almaktadır.

Kooperatiflerin amacı, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlamak olduğundan, üçüncü kişilere değil, kendi ortaklarına hizmet etmesi gerekmektedir. Yapı kooperatiflerinin kendi ortakları dışındaki kişilere ait inşaat yapmaları, kooperatifçilik temel amacından uzaklaşılarak bir ticaret şirketi hüviyetine bürünmelerine neden olacaktır. Bu nedenle yapı kooperatiflerinin ortaklarının sahip olacağı payın üzerinde konut üreterek, fazla üretilen konutları arsa sahibine vermeleri istisna için gerekli olan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartının ihlaline ve genel esaslara göre vergilendirilmelerine neden olacaktır.

Kaldı ki, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde, daha önce yürürlükte bulunan 5422 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin (16) numaralı bendinde bulunan şartlara ek olarak kooperatiflerin kuruluşundan inşaatın bitimine kadar yönetim ve denetim kurullarında görevli gerçek ve tüzelkişilerin inşaatın yapımında görev almamaları gerektiği, ayrıca yapı ruhsatı ve arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olma şartı getirilmiştir.

Bu hükümlere göre, kooperatifinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda muafiyet için belirtilen şartları taşımaması nedeniyle bina inşaat ruhsatı alarak faaliyete geçtiğiniz tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi işleminde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Öte yandan; aynı Kanunun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında; kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla zararların indirilebileceği; (a) bendinde ise, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre kurumlar vergisi mükellefiyetinizin başlangıç tarihi 2006 yılı olduğundan ve 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait herhangi bir beyanınız bulunmadığından,anılan yıllara ilişkin zararların mahsubuna kanunen imkan bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı V.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Konut yapı kooperatiflerinin KDV yönünden mükellefiyetlerinin silineceği, vergiye tabi işlem yapmadığı sürece de Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermeyeceği tabiidir

Konut yapı kooperatiflerinin KDV yönünden mükellefiyetlerinin silineceği, vergiye tabi işlem yapmadığı sürece de Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermeyeceği tabiidir.

Tarih 25/03/1999
Sayı B.07.0.GEL.0.52/5217-23/12184
Kapsam
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 25.03.1999
SAYI : B.07.0.GEL.0.52/5217-23/12184
KONU : Konut yapı kooperatiflerinin KDV
yönünden mükellefiyetleri hk.

ANKARA VALİLİĞİNE
(Defterdarlık: Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü)

İLGİ : 30.11.1998 tarih ve 11041 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızdan, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kooperatiflere uygulanan muafiyet hükümlerinden bahsedilerek, bu Kanuna göre muafiyetten faydalanamadığı için kurumlar vergisi mükellefi olan kooperatiflerin katma değer vergisi yönünden mükellef olup olmayacağı konusunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmıştır.

4369 sayılı Kanunun 60. Maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4. Maddesine eklenen (k) bendi hükmüne göre, konut yapı kooperatiflerinin inşa ettiği konutları üyelerine teslimi katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Sözü edilen istisna tüm konut yapı kooperatiflerinin konut teslimlerine münhasır olup, bu kooperatiflerin kurumlar vergisi istisnasından yararlanıp yararlanmaması, konut teslimlerinde katma değer vergisi istisnası uygulanmasını etkilememektedir.

Bu durumda, konut yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisi yönünden mükellef olup olmadıklarına bakılmaksızın, 69 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde açıklandığı gibi, vergiye tabi başka işlemlerinin bulunmaması şartıyla Temmuz, Ağustos ve Eylül 1998 dönemiyle ilgili Katma Değer Vergisi Beyannamesini verdikten sonra katma değer vergisi yönünden mükellefiyetlerinin silineceği, vergiye tabi işlem yapmadığı sürece de Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermeyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini ve konunun buna göre değerlendirilerek durumun adı geçen mükellefe bildirilmesini rica ederim.

Bakan a.
Daire Başkanı

Emeklinin kullandığı tapusu kooperatif adına olan mesken için indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanıp yararlanılmayacağı hk.

Emeklinin kullandığı tapusu kooperatif adına olan mesken için indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanıp yararlanılmayacağı hk.

Tarih 11/04/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-259
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-259

11/04/2011

Konu

:

Emeklinin kullandığı tapusu kooperatif adına olan gayrimenkulün Emlak Vergisi hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ……, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:…’da bulunan kooperatifinizin henüz ferdileşmediğini, üyelerinizin ikamet ettiğini ve emlak vergisinin … Belediye Başkanlığınca tarafınızdan tahsil edildiğini belirterek emekli üyelerinizin indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanıp yararlanamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun bina vergisinin mükellefini belirleyen 3 üncü maddesinde, bina vergisini binanın malikinin, varsa intifa hakkı sahibinin, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun, vergi değerini tadil eden sebepleri belirleyen 33 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasında, bir bina veya arazinin taksim veya ifraz edilmesi veya mükellefinin değişmesinin vergi değerini tadil eden sebep olduğu, bina vergisi mükellefiyetinin başlamasını belirleyen 9/a maddesinde de, bina vergisi mükellefiyetinin bu Kanunun 33 üncü maddesinin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vukubulduğu tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı belirtilmektedir.

Bu itibarla, Kooperatifiniz tarafından inşa edilen ve tapu devri yapılmaksızın üyelere teslim edilen gayrimenkullerin maliki, dolayısıyla emlak vergisi mükellefi Kooperatifiniz olduğundan, bu binalara ait emlak vergisinin Kooperatifiniz tarafından ödenmesi gerekmekte olup tapu devri yapılmadığı sürece emekli üyelerinizin indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanmalarına imkan bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Gayrimenkulün bulunduğu binanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre müteahhite devredilmesi ve bu binanın arsası üzerine yapılan yeni binadan eski konutunuz yerine,yeni konutunuzu, iktisap tarihinden başlayarak dört yıllık süre dolmadan değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Gayrimenkulün bulunduğu binanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre müteahhite devredilmesi ve bu binanın arsası üzerine yapılan yeni binadan eski konutunuz yerine,yeni konutunuzu, iktisap tarihinden başlayarak dört yıllık süre dolmadan değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Tarih 24/02/1999
Sayı B.07.0.GEL.0.43/4305-105/6587
Kapsam
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 24.02.1999
SAYI : B.07.0.GEL.0.43/4305-105/6587
KONU : İktisap tarihinden itibaren dört yıllık süre dolmadan
satışı yapılan konuttan doğan kazancın değer artış kazancına
tabi olup, olmayacağı hk.
……………….

İLGİ : 08.01.1999 tarihli dilekçeniz.
İlgi dilekçenizin incelenmesinden; 1988 yılında satın aldığınız konutun bulunduğu binanın diğer maliklerle de anlaşılarak 1994 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak müteahhite verildiği müteahhitin bu binayı yıkarak arsası üzerine yeni bir bina inşa ettiği, inşa edilen yeni binadan 1998 Ocak ayında eski binadaki konutunuzun yerine bir konut verildiğini ve buna ilişkin olarak tapuda cins tashihi yapılan konutu 1998 Kasım ayında 13 Milyar liraya sattığınızı belirterek, Gelir Vergisi Kanunu yönünden vergi mükellefiyetinizin doğup doğmadığı hakkında bilgi istediğiniz anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4369 sayılı Kanunla 01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmadan önceki mükerrer 80 inci maddesinin 7 numaralı bendinde; iktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının 1, 2, 4 ve 7 numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançların (kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkuller, tahsis tarihinden ortak tarafından satın alınmış sayılır.) değer artış kazıncı olarak vergiye tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4369 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki mükerrer 81 inci maddesine 3946 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle eklenen fıkrada, mükerrer 80 inci maddenin birinci fıkrasının 7 numaralı bendinde belirtilen değer artış kazancının hesabında iktisap bedelinin, gayrimenkul ve bu nitelikteki hakların iktisap edildiği ve elden çıkarıldığı takvim yılları hariç olmak üzere, her takvim yılı için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak tespit edileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununa 4008 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle eklenen geçici 41 inci maddede, söz konusu fıkra hükmünün 01.01.1993 tarihinden itibaren iktisap edilen mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümler çerçevsinde; 1988 yılında iktisap ettiğiniz gayrimenkulün (konut) bulunduğu binanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre müteahhite devredilmesi ve bu binanın müteahhit tarafından yıkılarak, arsası üzerine yapılan yeni binadan eski konutunuz yerine, 1998 yılı Ocak ayında iktisap ettiğiniz yeni konutunuzu, iktisap tarihinden başlayarak dört yıllık süre dolmadan Kasım 1998 ayında elden çıkarmanızdan doğan kazanç, değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Söz konusu değer artış kazancının hesabında, elden çıkardığınız konutun maliyet bedeli olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonunca iktisap tarihiniz esas alınmak suretiyle tespit edilecek değeri dikkate alınacaktır.

Bu suretle Takdir Komisyonunca takdir edilen bedel ile satış bedeliniz arasındaki olumlu farkın değer artış kazancı olarak 1999 yılı Mart ayı içerisinde verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatife Ait Gayrimenkulün Kiralanması İşleminin Kurumlar Vergisi ve KDV Karşısındaki Durumu 2012

Başlık Kooperatife Ait Gayrimenkulün Kiralanması İşleminin Kurumlar Vergisi ve KDV Karşısındaki Durumu hk.
Tarih 21/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.G.15-1053
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KATMA DEĞER VERGİSİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.G.15-1053

21/07/2011

Konu

:

Kooperatife Ait Gayrimenkulün Kiralanması İşleminin Kurumlar Vergisi ve KDV Karşısındaki Durumu

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kooperatifinize ait gayrimenkulün kiraya verilmesinin Kurumlar Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu karşısındaki durumu konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmakla birlikte, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarım kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olacağı belirtilmiştir.

Aynı Kanunun “Beyan” başlıklı 14 üncü maddesinin beşinci fıkrasında ise, Kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmeyeceği hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, maddenin birinci fıkrasında sayılanlar tarafından kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

Maddenin dördüncü fıkrası ile Bakanlar Kuruluna, bu maddede belirtilen vergi kesintisi oranlarını, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, kurumlar vergisi oranına kadar yükseltmeye ve aynı sınırlar dahilinde üçüncü fıkrada belirtilen kazançlar için fon veya ortaklık türlerine göre ya da portföylerindeki varlıkların nitelik ve dağılımına göre farklılaştırmaya yetki verilmiş olup, bu yetkiye istinaden yayımlanan 12/01/2009 tarihli ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanununun Genel Tebliğinin “14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan” başlıklı bölümünde, kooperatiflerin taşınmazlarım kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmesinin gerektiği, ancak, anılan kooperatiflerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmadığı, yapılan vergi kesintilerinin nihai vergileme olacağı, kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında diğer gelirleri de bulunan kooperatiflerin, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edecekleri, ancak,kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergilerin, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği, öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu kooperatiflerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini de yerine getireceklerinin tabii olduğu açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, anılan kooperatifin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermesine gerek bulunmamakta olup, bu durumda kira ödemeleri üzerinden yapılan vergi kesintileri nihai vergi olacaktır.

Ancak, kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında diğer gelirlerinin de bulunması durumunda, söz konusu kooperatif kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduğundan, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil etmesi gerekecektir. Bununla birlikte, kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergileri, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edebilecektir.

Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi durumunda bahse konu kooperatifin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevleri de yerine getirmek zorunda olduğu tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-f maddesinde de Gelir Vergisi Kanununun (70) inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı maddede, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı açıklanmıştır.

Diğer taraftan, KDV Kanununun 17/4-d maddesiyle, sadece iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri KDV den istisna edilmiştir.

Buna göre, Kooperatifinize ait gayrimenkulün kiraya verilmesi işlemi genel oranda (%18) KDV ye tabi olacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin bina inşaat harcından istisna olup olmadığı hk

Başlık Kooperatifin bina inşaat harcından istisna olup olmadığı hk.
Tarih 20/10/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/HK-10-99
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/HK-10-99

20/10/2011

Konu

:

Kooperatifin bina inşaat harcından istisna olup olmadığı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Kooperatifiniz üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile … İlçesi … beldesinde işyeri yapılmak istenildiği belirtilerek bu inşaattan dolayı bina inşaat harcından müstesna olup olmadığınız hususunda Başkanlığımızdan bilgi sorulmaktadaır.

Konuyla ilgili olarak … Belediye Başkanlığından alınan … tarihli ve … sayılı yazıda, üyeleriniz için yapılması düşünülen işyerlerinin, Belediyeleri sınırları içerisinde imar planında küçük sanayi alanı olarak planlanan … parseller üzerine yapılacağı belirtilmiştir.

İlgi özelge talep formu ekinde alınan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Ana sözleşmesinin incelenmesinden, Kooperatifiniz amacının ortaklarınızın işyeri ihtiyaçlarını karşılamak olduğu anlaşılmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun; Ek 1 inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil) inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.”, bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2 nci maddesinin (e) fıkrasında ise, ” Kooperatifler eliyle, ana sözleşmelerine uygun olarak, yapılan sanayi ve küçük sanat siteleri ile esnaf çarşıları,”nın bina inşaat harcından müstesna olduğu hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “İmar ile İlgili Harçlar” başlıklı 80’inci maddesinin son fıkrasında, “Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Kooperatifiniz ana sözleşmesinin tetkikinden, yapılması düşünülen işyerlerinin, organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yapılan yapı ve tesislerden olmadığı ve Kooperatifinizin toplu işyeri yapı kooperatifi olduğu anlaşıldığından, ayrıca imar planında küçük sanayi alanı olarak planlanan işyerlerinin 2464 sayılı Kanunun 80’inci maddesi ile Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrasında sayılanlar arasında yer almaması nedeniyle, bina inşaat harcından istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, Kooperatifiniz aracılığıyla yapılacak işyerlerinin, ilgili belediyece “esnaf çarşısı” kapsamında değerlendirilmesi halinde anılan Kanunun Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrası hükmü gereğince bina inşaat harcından istisna tutulması mümkün olabilecektir.

20120228-231331.jpg

11 adet iş yeri bulunan 960 daireli sitede çalıştırılan, kaloriferci, elektrikçi,aşçı,bahçıvan,temizlik işçisi,güvenlik ve büro elemanlarına yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:24/02/2012
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık 11 adet iş yeri bulunan 960 daireli sitede çalıştırılan, kaloriferci, elektrikçi,aşçı,bahçıvan,temizlik işçisi,güvenlik ve büro elemanlarına yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi hk.
Tarih 14/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 23-1999
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 23-1999

14/11/2011

Konu

:

11 adet iş yeri bulunan 960 daireli sitede çalıştırılan, kaloriferci, elektrikçi,aşçı,bahçıvan,temizlik işçisi,güvenlik ve büro elemanlarına yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 11 adet işyeri bulunan 20 blok 960 daireli sitenizde kaloriferci, elektrikçi, aşçı, bahçıvan, temizlikçi, güvenlik görevlisi olarak 16 kişi, büro elemanı olarak 2 kişi olmak üzere toplam 18 kişi çalıştırdığınız belirtilerek, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinin gelir vergisi tevkifatına tabi olup olmadığı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” denilmiş olup aynı maddenin dördüncü bendinde, yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde ise hizmetçilere ödenen ücretlerin istisna kapsamında olduğu belirtildikten sonra hizmetçinin tanımı yapılmıştır.

Bu tanıma göre;

-hizmetin özel fertler tarafından verilmesi,

-hizmetin ev, bahçe, apartman gibi ticaret mahalli olmayan yerlerde verilmesi,

-orta hizmetçilik, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi (Mürebbiyeler hariç) özel hizmetlerde çalıştırılması

gerekmektedir.

Öte taraftan Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar ile vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratlar sayılmış ve (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, 20 bloklu 960 daireli sitenin bağımsız bölümlerinden sadece 11 tanesinin iş yeri mahiyetinde bulunması söz konusu siteyi ticaret mahalline dönüştürmeyeceğinden, gerçek veya tüzel kişiye hizmet akdi ile bağlı olmaksızın, ticaret mahalli olmayan sitede çalıştırılan bahçıvan ve kaloriferciye yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (6) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden müstesna tutulması; elektrikçi, temizlikçi, aşçı, güvenlik ve büro işlerinde çalıştırılanların ise hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

”Sınırlı Sorumlu İnteryorum Basın Yayım ve İletişim

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, kooperatif ve organizasyonların yerel basın sektörünün gelişmesinde önemli rol oynayacağını söyledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, basın-yayım ve iletişim sektöründeki ilk kooperatifin İzmir’de kurulduğunu belirterek, ”Bu tür kooperatif organizasyonlarıyla düşük sermayeye sahip yerel basın yayın mensuplarının emeklerinin değerlendirilmesi sağlanarak yerel basın sektörünün gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunulacak” dedi.

Kooperatifçilik alanında yapılan çalışmalara ilişkin A.A muhabirine bilgi veren Bakan Yazıcı, bir şirket türü olmakla birlikte, kooperatifleri diğer şirketlerden ayıran temel özelliğin yardımlaşma ve dayanışma ilkesi olduğunu vurguladı.

İletişim sektöründe faaliyet göstermek üzere gerçek ve tüzel kişilerce kurulması amaçlanan kooperatif türü için bir ana sözleşme hazırlandığını aktaran Yazıcı, bu ana sözleşme uyarınca, Türkiye’de bir ilk olarak basın, yayım ve iletişim alanında faaliyet göstermek üzere, merkezi İzmir olan, ”Sınırlı Sorumlu İnteryorum Basın Yayım ve İletişim” Kooperatifi unvanı altında bir kooperatifin kuruluşuna izin verildiğini dile getirdi.

Yapılan işin yıllara sari inşaat işi olup olmadığı ve bu iş kapsamında şirketinize yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı.

Başlık Yapılan işin yıllara sari inşaat işi olup olmadığı ve bu iş kapsamında şirketinize yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 05/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-42-17-686
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-42-17-686

05/09/2011

Konu

:

Yapılan işin yıllara sari inşaat işi olup olmadığı ve bu iş kapsamında şirketinize yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numarasında kayıtlı mükellefi olarak havuzlara ve diğer ünitelere fıskiye su sistemleri ile ışıklı sistemlerinin imal ve montaj işi ile iştigal ettiğiniz, işveren Ankara … İnşaat Turizm AŞ. ile yüklenici … Peyzaj İnş. Proje Tic. Ltd. Şti. ve alt yüklenici olarak tarafınız arasında imzalanan 2009 tarihli sözleşme ile … Alışveriş Merkezi inşaatında yapılacak olan müzikli, danslı fıskiye sisteminin yapılmasına ilişkin söz konusu şirkete taahhütte bulunduğunuz belirtilerek ve firmanızın yapmış olduğu işin yıllara sari inşaat işi olup olmadığı ve bu iş kapsamında şirketinize yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında “İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde (5035 sayılı Kanunun 48/4-b maddesiyle değişen ibare) (1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere) geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamına giren inşaat ve onarma işlerinden olması için yapılan işin inşaat ve onarma işi olması, birden fazla takvim yılına sirayet etmesi ve taahhüde bağlı olarak yapılması gerekir.

Diğer taraftan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4üncü maddesinde “yapım” bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işleri olarak tanımlanmıştır.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.

İlgide kayıtlı dilekçeniz ekindeki sözleşmenin incelenmesi neticesinde; sözleşmenin … Peyzaj İnş. Proje Tic. Ltd. Şti. ile şirketiniz arasında imzalandığı; sözleşmenin konusunun … Alışveriş Merkezi inşaatında yapılacak olan müzikli danslı fıskiye sistemi yapılması işi olduğu; sözleşmede … İnşaat ve Turizm ve İşletme AŞ.’nin işveren, … Peyzaj İnş. Proje Tic. Ltd. Şti.’nin ise yüklenici olarak yer aldığı; sözleşmenin “H- Alt Yüklenici ve Yükümlülükleri” başlıklı bölümünde şirketinizin alt yüklenici olduğu; yüklenici ve alt yüklenicinin sözleşme konusu işlerin yapımı ile ilgili olarak aynı oranlarda sorumlu olacağı; işin süresinin yer tesliminden itibaren 90 gün olduğu ancak sözleşmenin Mayıs 2009 tarihinde yapılmış olmasına rağmen fiskiye sistemi ile ilgili malzemelerin yurt dışından ithal edilmesi nedeniyle montaj işinin Haziran 2010 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.

Buna göre; müzikli ve danslı fıskiye sistemi montajı işinin altyapı olarak inşaat işini gerektirmesi ve anılan işin sözleşmede belirtilen 90 gün içerisinde bitirilmeyip bir sonraki takvim yılına sarkması ve alt yüklenici olarak şirketinizin de işe ilişkin imalat ve montaj işlerinin üstlenilmesinde yüklenici ile birlikte aynı oranda sorumlu olması nedenleriyle, söz konusu işin ertesi yıla sarktığı tarihten itibaren Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında inşaat ve onarma işi olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup bu tarihten itibaren şirketinize ödenecek istihkak bedellerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince kurumlar vergisine mahsuben vergi kesintisi yapılacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk. Tarih 14/09/2011

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.
Tarih 14/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72

14/09/2011

Konu

:

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

İlgi Özelge Talep Formu ile Başkanlığımız … Malmüdürlüğü’nün … vergi numarasında kayıtlı mükellef olduğunuzu; kooperatifinize 13.08.2010 tarihinde hidromek kırıcı iş makinası alındığını; iş makinası ile üyelerinize bedel karşılığında iş yapılacağını, üyelerinizin işi olmadığı zamanlarda ise üye olmayan kişi ve kurumlara bedel karşılığı iş yapılacağını belirterek; üye olmayanlara bedel karşılığı yapılan işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacağınız ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız durumunda sadece iş makinası gelirinden mi yoksa tüm kooperatif gelirinden oluşan kardan mı vergilendirilmeniz gerektiği, hususunda görüş talep etmektesiniz.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup; 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında; kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere,ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilciliklerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Tebliği’nin “4.13-Kooperatifler” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Bu hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinizin 13.08.2010 tarihinde aldığı hidromek kırıcı iş makinası ile üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara veya kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda üyelerinize bedel karşılığı hizmet verilmesi durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k bendindeki “sadece ortaklarla iş görülmesine” ilişkin muafiyet şartı ihlal edilmiş olacağından, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefi olması ve kooperatifiniz bünyesinde elde edilen kazançların kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Üst Birliğe ait arsanın kooperatife tahsisi durumunda kurumlar vergisi muafiyetinin etkileyip etkilemeyeceği

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:24/02/2012
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Üst Birliğe ait arsanın kooperatife tahsisi durumunda kurumlar vergisi muafiyetinin etkileyip etkilemeyeceği hk.
Tarih 11/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/20]-986
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/20]-986

11/11/2011

Konu

:

Üst Birliğe ait arsanın kooperatife tahsisi durumunda kurumlar vergisi muafiyetini etkileyip etkilemeyeceği hakkında

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, üst birlik adına tapuda tescili olan arsanın bir kısmının kooperatifinize tahsis edilmesinin kurumlar vergisi muafiyetini etkileyip etkilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf oldukları hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde,

“… …

Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı,yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, konut ihtiyacının karşılanması amacıyla konut ve arsa üretimi yapmakta olup yapı kooperatifleri, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından tahsis edilen arsa ve araziler üzerine konut veya işyeri yapabilmekte, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de kooperatiflere arsa temini veya tahsisinde görevli ve/veya yetkili olabilmektedirler.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de anılan Kanun uyarınca kooperatif olarak değerlendirildiğinden söz konusu arsa ve arazilerin tapusunun veya yapı ruhsatlarının Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya kooperatif birlikleri ya da kooperatifler merkez birlikleri adına olması halinde de bahse konu yapı kooperatifleri, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilecektir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden, üyesi bulunduğunuz … Konut Yapı Kooperatifleri Birliğine ait 44467 ada 3 parselde yer alan 16.502,34 m2 imarlı arsanın … Yönetim Kurulunun 08.02.2008 gün ve 2008/7 sayılı kararı ile 8.847,00 m2’lik kısmının kooperatifinize tahsis edildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, kooperatifinize tahsis edilen arsanın tapusu ile yapı ruhsatının üyesi bulunduğunuz üst birliğin adına olması muafiyetinizi etkilemeyecek olup Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen diğer muafiyet şartlarının da sağlanması halinde kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olarak belirli tarife üzerinden verilen yapı denetim hizmetinin, tarifenin altında bir bedelle verilmesi durumunda yapılacak vergilendirme işlemleri hk. Tarih 15/11/2011

Başlık Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olarak belirli tarife üzerinden verilen yapı denetim hizmetinin, tarifenin altında bir bedelle verilmesi durumunda yapılacak vergilendirme işlemleri hk.
Tarih 15/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-2013
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-2013

15/11/2011

Konu

:

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olarak belirli tarife üzerinden verilen yapı denetim hizmetinin vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı dilekçenizde;

– ……. Vergi Dairesi Müdürlüğünün …. vergi kimlik numaralı mükellefi olan şirketinizin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olarak yapı denetim hizmeti verdiği ve hizmet bedelinin Bakanlık tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde belirlendiği,

– Fiili olarak, Bakanlık tarafından belirlenen fiyatların piyasa koşullarında %50 oranına kadar indirime tabi tutulduğu ancak bu indirimlerin faturalara yansıtılamadığı

belirtilmiş olup ilgili mevzuat dışında belirlenen ve fiili olarak tahsil edilmeyen indirim tutarlarının ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmış bulunmaktadır. Bu esas dikkate alındığında, gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancında dikkate alınması gerekmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde ise, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, kurumunuz tarafından verilen yapı denetim hizmetlerinin ilgili mevzuatta yer alan ücret tarifesinden daha düşük bedelle verilmesi halinde, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulaması bakımından esas alınacak bedel, bu hizmetin karşılığını teşkil eden gerçek bedel olacaktır. Ancak, hasılat olarak gösterilen ve kurum kazancına dahil edilen söz konusu bedelin emsallere uygun olacağı ve kanaat verici vesikalarla tevsik edilmesi gerekeceği de tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatifin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde ettiği kazancının vergilendirilmesi hk.

Başlık Kooperatifin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde ettiği kazancının vergilendirilmesi hk.
Tarih 23/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/9]-1052
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/9]-1052

23/11/2011

Konu

:

Kooperatifin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde ettiği kazancının vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kooperatifinizin ../../1978 tarihinde 40 üye ile … kurulduğu ve 1979 yılında arsa alındığı ancak arsa üzerine inşaat yaptırılmadan önce bu arsadan bağımsız olarak bir müteahhitten bedel karşılığı olmak üzere 40 üyeye 40 adet daire satın alındığı, söz konusu arsanın ise 2007 yılında kat karşılığı 7,75 daire karşılığında başka bir müteahhide verilerek teslim alınan dairelerden bir kısmının satıldığı ve elde edilen gelirin de 40 üyeye dağıtılacağı belirtilerek bu dağıtımdan dolayı kooperatifinizin herhangi bir vergi sorumluluğunun olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

Kooperatifinize ilişkin olarak Başkanlığımız kayıtlarının incelenmesinden 1999 yılından itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğunuz tespit edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı; 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Menkul Sermaye İradı” başlığı altındaki 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde, “İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.)” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b/i) alt bendinde ise tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) %15 tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, kooperatifinizin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde edilen kazancın, satışın yapıldığı hesap döneminin kurum kazancı olarak beyan edilmesi gerekmekte olup dairelerin satışı nedeniyle elde ettiğiniz kazancın üyelerinize dağıtılması halinde, dağıtılan kazançlar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b/i) alt bendi gereğince kooperatifiniz tarafından tevkifat yapılması ve tevkif edilen gelir vergisinin muhtasar beyanname ile beyan edilerek süresi içinde ödenmesi gerekmektedir.

Kooperatifin arsasını hisseleri oranında ortaklarına devir etmesi.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 4-2145

29/11/2011

Konu

:

Kooperatifin arsasını hisseleri oranında ortaklarına devir etmesi.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, muhtasar yönünden …… Vergi Dairesinin ……. vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu ve üye sayınızın azalması ve çıkan diğer sorunlar nedeniyle tasfiyeyi düşündüğünüzü belirterek, aktifinizde bulunan arsayı tasfiye nedeniyle ortaklarınıza hisseleri oranında devretmeniz halinde bu durumun; Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu kapsamında değerlendirilmesi yönünde Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başılıklı bölümünde, kooperatif muafiyeti ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup “4.13.1. Muafiyet Şartları” başlıklı bölümünde de, kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

– Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

– Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,

– Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına,

– Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara fiilen uyulması gerektiği, ayrıca bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatiflerin, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmiştir.

Tebliğin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde ise “Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir. Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinizin tasfiyeye tabi tutularak sahibi olduğu arsayı üyelerine hisseleri oranında devretmesi, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemlerin ortak dışı işlem sayılması nedeniyle, bu işleminiz muafiyet şartının ihlali olarak değerlendirilecek ve bu şartın ihlal edildiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilerek kurumlar vergisine tabi tutulmanız gerekmektedir.

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında menkul sermaye iradının tanımı yapılmış olup, ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde ise; iştirak hisselerinden doğan kazançların (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii kazanç dağıtımı sayılmaz.) menkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 94 üncü maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların, yine söz konusu maddelerde bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir ve kurumlar vergilerine mahsubun tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış olup, anılan maddenin (6/b-i) bendinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) % 15 tevkifat yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, kooperatifinizin ortaklarından topladığı aidatların iade edilen tutarları üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmayacaktır. Ancak, kooperatifin sahip olduğu arsayı ortaklara hisseleri oranında devretmesi halinde dağıtımı yapılacak arsanın emsal bedeli ile ortaklardan toplanan aidatlar arasındaki olumlu fark üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (6-b-i) bendine göre %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması ve muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN:

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

1/1 maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, vergiye tabi olduğu,

17/4-r maddesinde ise; kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin istisna olduğu,

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamında yer almadığı, İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, kooperatifiniz tarafından 2002 yılında iktisap edilen ancak, konut elde etme amacının gerçekleşmemesi nedeniyle üyelere devredilen arsa, en az iki tam yıl süreyle kooperatifin aktifinde bulunmuş olması kaydıyla KDV’den istisna olacaktır.

III- HARÇLAR KANUNU AÇISINDAN:

492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde, “Tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu ve kadastro harçlarına tabidir” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin I/20-a fıkrasında; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra veya şüyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde 16,5 oranında tapu harcı aranılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, kooperatifiniz tarafından konut yapmak amacıyla 2002 yılında iktisap edilen arsaların, kooperatifinizin tasfiye edilmesi nedeniyle üyelere devredilmesinden, 492 Sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı tarifenin I/20-a fıkrası uyarınca devir eden ve devir alandan binde 16,5 oranında tapu harcı alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

OSB gelirlerinin Kurumlar ve KDV den muaf olup olmadığı hk.

Başlık OSB gelirlerinin Kurumlar ve KDV den muaf olup olmadığı hk.
Tarih 27/01/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.09.15.01-1.2010.10.KVK.4.n/-4
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

AYDIN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.09.15.01-1.2010.10.KVK.4.n/-4

27/01/2012

Konu

:

OSB GELİRLERİ

İlgide kayıtlı dilekçeleriniz ve eklerinin incelenmesinden, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) bünyesinde faaliyet gösteren veya gösterecek olan katılımcılardan OSB’nin mutat giderleri için alınan aylık aidatlarda KDV uygulanıp uygulanmayacağı; OSB’ce arsa tahsisi veya satışı yapılarak OSB’de faaliyet gösterecek katılımcılardan altyapı harcamaları için alınan altyapı katılım payı gelirleri için KDV uygulanıp uygulanmayacağı; su, elektrik, doğalgaz ve arıtma tesisi vb. gelirleri için hangi oranda KDV uygulanacağı; OSB bünyesinde bulunan arsa veya arsaların satışının KDV’ye tabi olup olmayacağı ve Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı; OSB’ye yapılan bağışlarda KDV ve kurumlar vergisinin uygulanıp uygulanmayacağı; OSB aktifinde bulunan beş adet sosyal tesisin kiraya verilmesi işleminin KDV’ye tabi olup olmadığı ve söz konusu kira gelirinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılıp yapılmayacağı ile sosyal tesislere ilişkin kiralama faaliyetinin iktisadi işletme oluşturmasını gerektirecek hacim ve önemde olmaması halinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin doğup doğmayacağı; OSB sınırları dahilinde reklam panoları, ilan panoları gelirler için KDV uygulanıp uygulanmayacağı; aylık aidatlara, su faturalarına, altyapı katılım payı miktarlarına, tahsis bedellerinin gecikmelerine uygulanacak gecikme zammına KDV uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacaksa hangi oranda uygulanacağı ve OSB’nin söz konusu gelirleri için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, dernek ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmamakla birlikte, aynı maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup anılan Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında da dernek veya vakıflara ait veya tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi işletme olduğu; altıncı fıkrasında ise dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemeyeceği; mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi ile OSB’ler ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların; arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamı bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılan iktisadi işletmeler kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Vergi uygulamaları bakımından dernek olarak değerlendirilen OSB’ler tüzel kişilik olarak kurumlar vergisi mükellefi olmayıp devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai faaliyetleri dolayısıyla oluşan iktisadi işletmeleri nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde sayılan faaliyetler nedeniyle oluşan iktisadi işletmeleri ise kurumlar vergisinden muaf tutulacaktır.

03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin ” Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine ait iktisadi işletmeler” başlıklı (4.16.) bölümünde, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 4/1 (n) maddesine ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup bu bölümün ikinci paragrafında yer alan “Öte yandan, organize sanayi bölgeleri, tüzel kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisinin konusuna girmemektedirler. Ancak, organize sanayi bölgelerinin, muafiyet kapsamı dışındaki iktisadi işletmelerinin bulunması halinde, bu iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacakları hususu Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilecektir.” açıklamalarıyla organize sanayi bölgelerinin hangi iktisadi işletmelerinin kurumlar vergisine tabi olacağı belirtilmiştir.

Aynı Tebliğin (2.4.) bölümünde ise

“…Kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

İktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir. Aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemez.” denilmek suretiyle konuya açıklık getirilmiştir.

Öte yandan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde yer alan “OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır” hükmü, işlemler üzerinden alınan vergi ve harçları kapsamakta olduğundan, OSB’lerin Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde belirtilen faaliyetleri dışındaki faaliyetleri nedeniyle elde edeceği gelirlerinin kurumlar vergisine tabi tutulmasına engel teşkil etmemektedir.

Buna göre, OSB’lerin muafiyet kapsamı dışında ticari, sınai ve zirai nitelikteki faaliyetlerinin bulunması halinde iktisadi işletme oluşacak ve söz konusu iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

OSB’lerin mutat giderlerini karşılamak için OSB bünyesinde faaliyet gösteren veya gösterecek olan katılımcılardan alınan aylık aidatlar dolayısıyla ticari, sınai ve zirai bir faaliyetten söz edilemeyeceğinden iktisadi işletme oluşmayacaktır.

OSB’ler tarafından bu bölgede faaliyet gösterecek katılımcılara yapılan arsa tahsisi veya satışı karşılığında altyapı harcamaları için alınan altyapı katılım payları ile OSB içindeki su, elektrik, doğalgaz ve arıtma tesisi vb. gelirleri dolayısıyla, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi uyarınca iktisadi işletme oluşmayacaktır. Ancak bu bölge dışındaki arsa ve işyeri teslimleri, iktisadi işletme oluşturacak nitelikte ise OSB’ye bağlı bir iktisadi işletme söz konusu olacaktır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

Anılan bentte, bu istisnanın satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulmasının ve satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesinin şart olduğu, bu sürede tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziya uğramış sayılacağı, aynı şekilde istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen ve işletmeden çekilen kısmına uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyenvergilerin de ziya uğramış sayılacağı açıklamalarına yer verilmektedir.

Söz konusu istisna uygulaması dar mükellef kurumlar da dahil olmak üzere, tüm kurumlar vergisi mükellefleri için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet ve taşınmaz ticareti olan kurumların, bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.

Bu çerçevede, tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmayan … Organize Sanayi Bölgesinin anılan istisnadan faydalanması mümkün değildir. Ancak, anılan Organize Sanayi Bölgesine bağlı iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olmaları nedeniyle yukarıda belirtilen şartlar dahilinde anılan istisnadan yararlanabilecekleri tabiidir.

OSB’lerin tüzel kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayıp vergi uygulamalarında dernek olarak kabul edilmekte olduğundan … Organize Sanayi Bölgesine yapılan bağışların kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır. Ancak, söz konusu bağış ve yardımların iktisadi işletmelere yapılması durumunda, bu bağış ve yardımların iktisadi işletmeler tarafından kurum kazancına dahil edilmesi gerekecektir.

Aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hükme göre, yukarıda sayılan kuruluşlar kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan … Organize Sanayi Bölgesine ve iktisadi işletmelerine gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince makbuz karşılığı yapılacak bağış ve yardımların, bağış yapan mükellefler tarafından gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı (15.3.2.) bölümünde,

“Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca, vakıflara (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait taşınmazların kiralanması karşılığında, bunlara yapılan kira ödemelerinden gelir vergisi kesintisi yapılmaktadır.

Bu kesintinin yapılmasında, kendisine kira ödemesinde bulunulan derneğin, kamuya yararlı dernek veya vakfın BakanlarKurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıf olması önem arz etmemektedir. Başka bir deyişle, mazbut vakıflar hariç, hiç bir ayrım yapılmaksızın tüm dernek veya vakıflara ödenen kira bedellerinden bu kesintinin yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, sendikalar, ticaret odaları, sanayi odaları, ticaret borsaları, esnaf odaları ve bunların birlikleri ile diğer mesleki kuruluşlara ait oda ve birlikler, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıklarına yapılan kira ödemelerinden de gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sayılan kurumlar vergisi mükelleflerine (kooperatifler hariç) ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Bu kurumların elde ettikleri kira gelirleri ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.

Dernek veya vakıflara ait taşınmazların bir iktisadi işletme oluşturacak şekilde kiralanması halinde, oluşacak iktisadi işletme kurumlar vergisi mükellefi olduğundan elde edilen kira gelirleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

OSB’ler vergi uygulamalarında dernek olarak kabul edildiğinden OSB’lere yapılan kira ödemelerinden de gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. Ancak,bunlara ait taşınmazların bir iktisadi işletme oluşturacak şekilde kiralanması halinde ise oluşacak iktisadi işletme kurumlar vergisi mükellefi olduğundan ve elde edilen kira gelirleri de kurumlar beyannamesi ile beyan edildiğinden vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 5766 sayılı Kanunla eklenen geçici 2 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle, 1/1/2008 – 31/12/2015 tarihleri arasında uygulanmak üzere, dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar dolayısıyla iktisadi işletme oluşmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu düzenleme sonucunda, dernek veya vakıflar ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşların elde ettikleri gelirlerin münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlardan ibaret olması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla, 1/1/2008 – 31/12/2015 tarihleri arasında dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme oluşması söz konusu olmayacağından, bu süre zarfında anılan gelirler nedeniyle dernek veya vakıf ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşlar adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecek ve söz konusu vergi kesintileri de nihai vergileme niteliğinde olacaktır.

Buna göre, OSB’lerin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca kesinti suretiyle vergilendirilmiş kira gelirleri dolayısıyla, 1/1/2008 – 31/12/2015 tarihleri arasında bir iktisadi işletme oluşmayacak; tevkifata tabi tutulmuş kira gelirleri dolayısıyla daha önce oluşmuş iktisadi işletmeleri nezdinde tesis edilen kurumlar vergisi mükellefiyetleri ise bu tarih dikkate alınarak terkin edilecektir.

Öte yandan, kiralama işlemlerinde iktisadi işletme oluşup oluşmadığı hususu, kuru mülkiyet kiralaması ile iktisadi işletme mahiyetinde bulunan bir gayrimenkulün kiralanması halinde ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.

Kuru mülkiyet kiralaması şeklinde gerçekleştirilen kiralamalar ticari amaçla gerçekleştirilmediği veya devamlı surette belirli bir hacim ve ehemmiyette olmadığı müddetçe bu kiralama işlemi nedeniyle oluşacak bir iktisadi işletmeden söz etmek mümkün bulunmamaktadır. Ancak, iktisadi bir faaliyetin icrasına tahsis edilen ve işletilmeye hazır hale getirilen gayrimenkuller üzerinde sahip olunan işletme hakkının kiralanması, ticari nitelikte bir kiralama olduğundan, bu tür kiralamalarda iktisadi işletmenin oluştuğu kabul edilecektir.

Buna göre … Organize Sanayi Bölgesinin hüküm ve tasarrufunda bulunan ve kendi başına iktisadi işletme niteliğinde olan sosyal tesislerinin kiraya verilmesi halinde anılan OSB bünyesinde oluşacak iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekecektir.

Ayrıca, … Organize Sanayi Bölgesi tarafından anılan OSB sınırları dahilinde bulunan reklam ve ilan panolarından elde edilecek gelirler dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi ile tanınan muafiyetin dışında bir iktisadi işletme oluşacağından bu iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekecektir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun, 1 inci maddesinin birinci fıkrasında Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu; aynı maddenin üçüncü fıkrasının (f) bendinde Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal vehakların kiraya verilmesi işlemlerinin verginin konusuna girdiği; 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (k) bendinde organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olacağı; 24 üncü maddesinin (c) fıkrasında vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

69 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde ise organize sanayi bölgelerinin sadece arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olacağı, bu organizasyonlarınüyelerine yapacaklarıarsa ve işyeri dışındaki teslim ve hizmetlerin genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi tutulacağı açıklanmıştır.

Buna göre, organize sanayi bölgeleri tarafından yapılan arsa ve işyeri teslimleri KDV den müstesnadır. Organize sanayi bölgelerinin istisna kapsamında yer alan arsa teslimleri için tahsil ettikleri aidat KDV ye tabi tutulmayacaktır. Ayrıca üyelerden ve katılımcı kurum ve kuruluşlardan alınan aidatlar ile toplanan bağış ve yardımlar, belirli bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV nin konusuna girmemektedir.

Öte yandan, OSB’ler, altyapı ve çevre düzeni gibi bölge ve sitenin oluşturulması işlerini üstlenmekte, bölgede faaliyetlerin sürdürülmesi ile ilgili hizmetleri yapmakta, su, elektrik, doğalgaz ve arıtma tesisi gibi üyelerin ortak ihtiyaçlarına ilişkin faaliyetlerde bulunmakta bölgede bulunan sosyal tesisler ile ilan ve reklam panoları kiralamaktadırlar.

OSB’ler tarafından gerçekleştirilensöz konusu teslim ve hizmetler genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmakta olup bu teslim ve hizmetlerin karşılığı olarak tahsil edilen,

işletme projelerinin tasdik ve vize bedelleri,
elektrik ve doğalgaz bedelleri,
arıtma tesisi, sosyal tesis ve benzeri işletmelerin işletilmesi sonucu elde edilen tutarlar,
bölge ortak mülklerinin kiralanmasından elde edilen bedeller,
sunulan diğer hizmet bedelleri ile
ilan ve reklam bedelleri
üzerinden %18 oranında KDV hesaplanacak, su teslimleri ise %8 oranında KDV ye tabi tutulacaktır. KDV ye tabi bulunan teslim ve hizmetlerle ilgili olmak kaydıyla gecikme cezası, gecikme zammı, gecikme faizi gibi adlar altında alınan bedeller de ait olduğu teslim veya hizmetin tabi olduğu KDV oranında vergilendirilecektir.

Diğer yandan, OSB’lerin KDV mükellefiyeti bulunduğundan tüm gelir ve giderleri için ispat edici vesika olarak fatura veya benzeri vesikaların düzenlenmesi ve kullanılması gerekmektedir. Buna göre, istisna kapsamına giren teslimleri için düzenlenecek faturada istisna hükmüne atıfta bulunularak KDV gösterilmeyecek, istisna kapsamına girmeyen diğer teslim ve hizmetler için düzenlenecek faturalarda ise genel hükümlere göre KDV gösterilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatiflerde Yonetim kurulunun cezai sorumlulukları -2017-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Yonetim kurulunun cezai sorumlulukları- MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

8 inci maddenin üçüncü fıkrasına, 16 ncı maddenin beşinci fıkrasına, 56 ncı maddenin altıncı fıkrasına, 59 uncu maddenin dördüncü, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarına ve 90 ıncı maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.

(Maddeler aşağıda yazılmıştır)

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=1Z9JDE6H67c?list=PLlETUJ3iQ-NLwl8q6kQnmuZiiZ8nUUbxa&w=560&h=315]

8.madde Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir. Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez.

8.madde de görüleceği üzere genel kurulda alınan kararların son derece dikkatli alınması gerekmektedir.

16.madde Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.

Kooperatiflerde ortaklıktan ihraç süreci son derece uzun ve dikkatli takip edilmesi gereken bir prosedürdür. Bu noktada hem kooperatifin yönetim kurulu hem mali müşaviri, hem de avukatı tam bir uyum içinde çalışmalıdır. Aksi takdirde ödemelerini yerine getirmeyen ortakların kooperatiften ihraç süreci uzar

justice-law-case-hearing-159832.jpeg

56.madde Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiç bir ad altında başkaca ödeme yapılamaz.

59.madde (Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/15 md.) Kooperatiflerce alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılması şarttır.
(Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/15 md.) Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif personeli ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına, bizzat veya dolaylı olarak kooperatifle kooperatif konusuna giren bir ticari muamele yapamaz.

Ekran Resmi 2018-08-05 17.03.01.png

(Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/15 md.) Kooperatif ve üst kuruluşlarca tanıtma ve ortak kaydetmek amacıyla yapılacak ilan, reklam ve açıklamalar, eksik ve gerçeğe aykırı olamayacağı gibi, yanıltıcı bilgi ve unsurlar taşıyamaz.

(Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/15 md.) Yönetim kurulu üyeleri ve temsile yetkili şahıslar, genel kurulun devredemeyeceği yetkilerini kullanamaz.

8 inci maddenin üçüncü fıkrasına, 16 ncı maddenin beşinci fıkrasına, 56 ncı maddenin altıncı fıkrasına, 59 uncu maddenin dördüncü, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarına ve 90 ıncı maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Ortak yerler

Ortak yerler

MADDE 67- Toplu yapı kapsamında olup, bütünüyle bu kapsamdaki bağımsız bölümlerin ortak kullanma ve faydalanmasına tahsis edilmiş bulunan parsellerin malik hanesine, tahsis edildikleri toplu yapı kapsamındaki diğer parsellerin ada, parsel, blok ve bağımsız bölüm numaraları gösterilmek suretiyle tapu siciline kaydedilir ve bu suretle tahsis edildikleri parsellerde bulunan bağımsız bölümlerin ortak yeri olur.

Toplu yapı kapsamında bulunan birden çok yapının ortak sosyal ve alt yapı tesisleri bulundukları parsel veya yapıya bakılmaksızın, tahsis edildikleri bağımsız bölümlerin ortak yeri sayılır.

İsletme kooperatifi olarak tür değiştirme

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81’inci maddesinin 2’nci fıkrasında, konut yapı kooperatiflerinin ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılacağı ve dağılacağı, ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde ana sözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hükmün uygulanmayacağı, mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulunun yapacağı hükme bağlanmıştır.

Konut yapı kooperatiflerinde, ferdi mülkiyete geçilerek, konutların tapuda ortaklar adına tescil edilmesinden sonra kooperatif tüzel kişiliğinin devam etmesi halinde, konut sahipleri ile kooperatifler arasında çeşitli hukuki sorunların meydana geldiği gözlenmektedir.

Bu nedenle;

1- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu (m.81) ve konut yapı kooperatifi örnek ana sözleşmesi (m.85) hükümleri çerçevesinde, bütün ortakların tapularının dağıtılmış olması halinde kooperatifin amacının gerçekleştiğinin ve ferdileşmenin tamamlandığının kabul edilmesi gerekmektedir.

Böylece ferdileşmesini tamamlamış bir konut yapı kooperatifi, son ortağın tapusunun verildiği tarihten itibaren altı ay içinde amacı değiştirilerek başka bir kooperatif türüne dönüştürülmediği takdirde, herhangi bir genel kurul kararına gerek kalmaksızın dağılma durumuna gireceğinden, yönetim kurulunca anılan Kanunun 81’inci maddesinin verdiği görev ve yetkiye dayanılarak derhal ana sözleşmede öngörülen tasfiye işlemlerine başlanması zorunludur. Genel kurul toplantıya çağrılmak suretiyle tasfiye kurulu üyelerinin genel kurulca seçilmesi de mümkündür. Bu durumdaki kooperatiflerin organlarının görev ve yetkileri tasfiyenin yürütülmesi ile sınırlı olup, yeni taahhütler içeren bir tasarruf yapma ehliyetleri bulunmamaktadır.

2- İşletme kooperatiflerine dönüşen konut yapı kooperatifinin ise site işletme kooperatifi ana sözleşmesi hükümleri kapsamında 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmeleri mümkün olabilecektir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 86’ncı maddesi uyarınca tebliğ olunur.