Kooperatiflerde Arsa payı karşılığı olarak inşa edilen bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından arsa sahibine verilmesinin trampa olmadığını ve bu işlemin arsanın değerlendirilmesi olduğunu”

Arsa payı karşılığı olarak inşa edilen bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından arsa sahibine verilmesinin trampa olmadığını ve bu işlemin arsanın değerlendirilmesi olduğunu”

 

Belirterek, yükleniciler tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak verilen konut veya işyerlerinin emsal bedelleri üzerinden cezalı olarak salınan katma değer vergileri  terkin etmiştir.

 

Danıştay 9. Dairesi’nin verdiği bir Karar’da ise; “Arsa karşılığında daire alınması  işleminin arsa sahibi yönünden ticari muamele değil arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik olduğu ve trampa niteliği taşıması nedeniyle katma değer vergisine tabi tutulamayacağını” belirtmiştir.

 

“Arsasını kat karşılığı müteahhide teslim eden arsa sahibinin bu işleminin kendisi yönünden ticari bir muamele değil arsanın değerlendirilmesi  amacına yönelik olması nedeniyle katma değer vergisine tabi olmadığı, müteahhidin arsa sahibine arsanın karşılığı olarak daire ve işyeri teslimlerinin ise trampa olmaması nedeniyle katma değer vergisine tabi tutulmayacağı” belirtilmektedir

Kooperatif Mali Tabloları ile ilgili Yargıtay Kararları-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN-2012

Kooperatiflerde bilançonun ortaklara tebliği zorunlu olmayıp, ancak kooperatif merkezinde incelemeye açık tutulması yeterlidir. (Y.11.HD. 08.02.1994 E.3562/K.870)

 

– İddia edilen zarar, genel kurulda görüşülmemiş olmasına göre, verilen ibra kararı kooperatifi bağlamaz. (Y.11.HD. 25.06.1993 E.3929/K.4650)

 

– Kooperatif defter ve belgesi zayi olmuş ise, TTK’nun 68’nci maddesindeki koşullar gözönüne alınarak, bu defter ve belgelerin zayi olduğuna karar verilmesi istenebilir. (Y.11.HD. 21.05.1993 E.3910/K. 3763)

 

– Bilançonun onanmasına ilişkin görüşmeler en az bir ay sonraya bırakılır. Bu süreden daha az bir süreye erteleme yasaya aykırıdır.

 

Genel kurulun ertelenmesi halinde, izleyen toplantının günü, toplantı yeri ve gündemin normal genel kurul toplantıları için yasaca  öngörülen biçimde çağrı ile ilân yoluyla paydaşlara duyurmalıdır. (Y.11.HD. 14.10.1982 E. 3556/K. 3887)

 

         – Yönetim kurulu üyelerinin oy hakkından mahrumiyetleri sadece ibraya ilişkindir (TTK. 374). Bilançonun onanmasında ise, yönetim kurulu üyeleri oy kullanabilirler. (Y.11.HD. 18.05.1982 E. 2253/K. 2385

Kooperatiflerle ilgili Önemli Yargıtay Kararları 2012

Tüzel kişi kooperatife tebligat yapılabilmesi için, yetkili temsilcilerden birine yapılan tebligat geçerli olur. (Y.11.HD. 01.12.1997  E.8017/K.8750)

 

–   Kooperatif ortaklarının A ve B olmak üzere iki gruba ayrılmalarına ve davacılarında B grubuna geçirilmelerine ilişkin genel kurul kararları, kamu düzeni ve ahlak ve adaba aykırı olmadığından, batıl sayılamaz. (Y.11.HD. 06.03.1997 E.8383/K.1388)

 

–   Kooperatifler, yasa ve anasözleşmelerinde öngörülen amacın dışında faaliyette bulunamazlar. Ticari faaliyet yasağı kooperatifler için de söz konusu olduğundan, amacı dışında faaliyette bulunan kooperatiflerin feshi ilgili Bakanlıkça istenebilir. (Y. 11. HD. 17/12/1992 E.5062/K.11603)

 

–   3476 sayılı Yasa uyarınca  kooperatif anasözleşmesinde intibak yapılmış ise, artık kooperatif tüzel kişiliğinin devam ettiğinin kabulü gerekir. (Y.11.HD. 11.05.1992 E. 2798/K.K. 3419)

 

–   Kooperatifin tescilinden önce bir takım işlemleri yapanlar, bu işlemlerinden kişisel olarak sorumludurlar. Ayrıca, dört yıl geçmedikçe, sulh ve ibra suretiyle bu sorumluluktan ıskat edilemezler. (Y.11.HD.  31.10.1986  E. 4724/K.5661)

 

–   Kooperatif yöneticilerinin kişisel eylemlerinden kaynaklanan suiistimal nedeniyle kooperatif TTK’nun 274’ncü maddesi uyarınca fesih edilemez. (Y.11.HD. 26.10.1984 E./K.5069)

 

–   Anasözleşmede çelişkili hükümler varsa, ticaret sicil memuru tescil ve ilan istemini red eder. (Y.11.HD. 05.11.1982 E.4755/K.4444)

 

–   Bir ticari işletmenin kendi anasözleşmesinde belirtilen işletme konusuna doğrudan doğruya girmemekle birlikte o işletmenin ticari faaliyetlerini kolaylaştıran ticari iş ve ticari sözleşmelerin de o işletmenin konusu içinde bulunduğunun kabulü zorunludur. (Y. 11. HD. 23.03.1982, E. 1982/851, K. 1982/1225)

 

–   Kooperatif borcundan dolayı ortakların sorumluluğu, Kooperatifler Kanunu’nun 29, 30 ve 31’nci maddelerinde öngörülen koşullara göre saptanır. (Y.12.HD. 30.11.1981  E.6824/K.8987)

Gayrimenkulün gerçek satış bedelinin, tapu harcına esas matrahı oluşturan emlak vergi değerinden düşük veya yüksek olduğu durumlarda, değer artışı kazancının tespitinde tapu harcına esas teşkil eden vergi değeri değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınacağı hk.-2012

Gayrimenkulün gerçek satış bedelinin, tapu harcına esas matrahı oluşturan emlak vergi değerinden düşük veya yüksek olduğu durumlarda, değer artışı kazancının tespitinde tapu harcına esas teşkil eden vergi değeri değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınacağı hk.

Özelge talep formunuzda, 2009 yılında satın aldığınız gayrimenkulünüzü satmak istediğinizi ve gayrimenkulün emlak vergisine esas değerinin satış bedelinden yüksek olduğunu belirterek, değer artış kazancının hesaplanmasında satış bedeli olarak hangi değerin esas alınması gerektiği hususunda Başkanlığımızın görüşünü sorduğunuz anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Değer Artışı Kazançları” başlıklı mükerrer 80. maddesinde, “Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazançlarıdır.

……

6. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70. maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tâbi çiftçilerin ziraî istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarakbeş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır).

Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 8.000 Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır.

……” hükümleri yer almaktadır.


Aynı Kanun’un “Safi Değer Artışı” başlıklı mükerrer 81. maddesinde ise “Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanunu’nun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.

……

Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsü’nce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinin (C) bendinde, “Vergi Kanunlarında yer alan “toptan eşya fiyatları genel endeksi” ibaresi “üretici fiyatları genel endeksi” ve  “TEFE” ibaresi “ÜFE” olarak uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanun’un 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hüküm altına alınmıştır.

Gayrimenkulün gerçek satış bedelinin, tapu harcına esas matrahı oluşturan emlak vergi değerinden düşük veya yüksek olduğu durumlarda değer artışı kazancının tespitinde tapu harcına esas teşkil eden vergi değeri değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınacağı tabiidir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; 2009 yılında satın aldığınız gayrimenkulün satışından doğacak kazancın  değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup değer artış kazancının hesabında satış bedeli olarak,  gerçek satış bedelinin dikkate alınması gerekir.

Yonetim Kurulunun sorumluluğu 2012

“İbra edilmiş Yönetim Kurulu hakkında sorumluluk davası 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesi yollamasıyla TTK nun 341. maddesine göre, Genel Kurulca dava açılması yoluyla karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir.” (14)

Kooperatiflerde Genel Kurul Nasıl Yapılır 2012 ?-Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

   

Madde 45 –

(Değişik madde: 04/10/1988 – 3476/11 md.)

    Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur.

 

    Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.

 

    Genel kurul toplantı tarihi, yeri ve gündemi toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir.

 

    Genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır.

 

   

 

 

 

 

Kooperatif üyeliğinden men -Kemal OZMEN

7. Ceza Dairesi 2002/21921 E., 2003/2149 K.

1163 SAYILI KANUNA AYKIRILIK
KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN MEN ETMEK
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]

“ÖZET”

SANIĞIN 1163 SAYILI YASAYA AYKIRILIK OLUŞTURAN EYLEMİ NEDENİYLE “SANIĞIN 6 AY KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN MEN’İNE” ŞEKLİNDE HÜKMOLUNAN TEDBİRİN 647 SAYILI KANUNUN 4/4. MADDESİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİNE YASAL OLANAK BULUNMADIĞI NAZARA ALINMADAN KARAR VERİLMESİ YASAYA AYKIRIDIR.

“İçtihat Metni”

1163 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Ahmet hakkında yapılan duruşma sonunda; hükümlülüğüne ve ertelemeye dair (Ihsan gazi Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.10.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 169530 sayılı tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

647 sayılı Kanunun 4/4. maddesinde kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar için bir yılı geçmemek kaydıyla muayyen bir yere gitmekten, bazı faaliyetleri veya meslek ve sanatı icradan men’e çevrilmesinden söz edildiği konular yasaklılığın suçluyu ıslah edeceği kanısını vermesi koşulu ile uygulanması mümkün olduğu cihetle sanığın 1163 sayılı Yasaya aykırılık oluşturan eylemi nedeniyle “sanığın 6 ay kooperatif üyeliğinden men’ine şeklinde hükmolunan tedbirin bu ölçüler içinde değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı nazara alınmadan yazılı sekide karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak (BOZULMASINA), bozmanın niteliği gereği hükmü temyiz etmeyen sanıklar Celal ile Kemal’e teşmiline 1.5.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.

20120313-070849.jpg

Kooperatif Eski yoneticisinin sorumluluğunun belirlenmesi

11. Hukuk Dairesi 2003/1000 E., 2003/1636 K.

KOOPERATİF ESKİ YÖNETİCİSİNİN SORUMLULUĞU
MADDİ ZARARIN BELİRLENMESİ
SORUMLULUK DAVASI
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]

“ÖZET”

DAVACI KOOPERATİFİN ESKİ YÖNETİCİSİ OLUN DAVALININ, HAZİNE ARAZİSİ ÜZERİNE İNŞA ETTİRDİĞİ DİSKONUN İNŞAAT DEĞERİNİN DAVALIDAN TAHSİLİNE KARAR VERİLİRKEN, DAVALI ESKİ YÖNETİCİ İNSİYATİFİNDE YAPTIRILAN DİSKO İNŞAATI KONUSUNDA GENEL KURULCA ALINMIŞ BİR KARARLA YÖNETİM KURULUNUN YETKİLENDİRİLİP YETKİLENDİRİLMEDİĞİ, ONAYLI İNŞAAT RUHSATI VE PROJESİNDE KOOPERATİF ARSASINDA DİSKO İNŞA EDİLMESİNE YER VERİLİP VERİLMEDİĞİ, KOOPERATİFİN BÖYLE BİR YAPI İNŞASINA UYGUN ARSASI OLUP OLMADIĞI, DİSKONUN HAZİNE ARAZİSİNE İNŞA EDİLMESİNDEN DOLAYI DAVACININ İLERİDE MUTLAKA GERÇEKLEŞECEK BİR YARARLANMADAN YOKSUN KILINMIŞ OLUP OLMADIĞI VE BUNA BAĞLI OLARAK BİR ZARARIN GİDERİMİNİ İŞLEYEBİLME OLANAĞI GENİŞ BİR ÇERÇEVEDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR.

“İçtihat Metni”

Taraflar arasında görülen davada (Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 28.3.2002 gün ve 2001/189-2002/103 sayılı kararı onayan Daire’nin 18.11.2002 gün ve 2002/5948-2002/10533 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin kooperatifin eski yöneticisi olan davalının Hazine arazisi üzerine inşa ettirdiği kaçak disco yüzünden idarece binanın mühürlendiğini ve müvekkiline ecrimisil tazminatı ödetildiğini ileri sürerek, 4.168.100.000. liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, zamanaşımı ve esastan davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.

Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen biçimde varlığı kabul edilen uzamış ceza zamanaşımının ilişkin bulunduğu cezai yaptırım gerektiren suç ve suçların ne olduğuna değinilmemiş ise de, davalıya yükletilen iş ve eylemlerin TCK.nun 230 ve 240. maddelerinde tanımlanan suçlara uyması ve bu maddelerin tabi bulunduğu olağan dava zamanaşımı süresi içerisinde sorumluluk davasının açılmış bulunmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Ancak, davacı kooperatif adına Hazine arazisi üzerine yap-işlet-devret yöntemiyle disko inşa ettirilmesinden dolayı davacının Belediye ve Maliye’ye ödediği ceza ve ecrimisilin gerçekleşmiş (eylemli) zarar oluşturması nedeniyle bu sözleşmeyi yapan davalı eski yöneticiye yükletilmesi doğru ise de, maddi zarar iddiasının diğer kalemi olan diskonun inşaat değerinin zamanında kooperatif arazisine yapılmış olsaydı kooperatifin böyle bir varlığa sahip olabilecekken, bundan yoksun kaldığı gerekçesiyle davalıdan tahsiline karar verilmesi yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmadığından yerinde görülmemiştir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi hükmünce davalı eski yöneticinin inisiyatifinde yaptırılan disko inşaatı konusunda genel kurulca alınmış bir kararla yönetim kurulunun yetkilendirilip yetkilendirilmediğini onaylı inşaat ruhsatı ve projesinde kooperatif arasında disko inşa edilmesine yer verilip verilmediği, bunun yanında kooperatifin böyle bir yapı inşa edilmesine uygun arsası bulunup bulunmadığı gibi koşul ve olguların alıştırılıp belirlenmesinden sonra Hazine arazisi üzerinde disko inşa edilmesinden dolayı davacının ileride mutlaka gerçekleşecek bir yararlanmadan yoksun kılınmış olup olmadığı ve buna bağlı olarak bir zararın giderimini işleyebilme olanağı geniş bir çevrede değerlendirmek gerekirken, salt söz konusu yapının Hazine arazisinde yapılması sonucu sözleşmeyle öngörülen on yılın sonunda davacının böyle bir malvarlığı unsuruna kavuşmadığı gerekçe gösterilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yöne ilişen karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemiz onama ilamı kaldırılarak yerel mahkeme kararının kısmen bozulması gerekmiştir.

Sonuç : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (REDDİNE), 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 18.11.2002 gün ve 2002/5948-10533 sayılı onama ilanı kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı kararına (BOZULMASINA), ödediği karar düzeltme, temyiz ilam ve temyiz peşin harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 27.2.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

20120313-070654.jpg

İmar planı olmayan kooperatif arsası hakkında 2012-Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal OZMEN

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında yer alan düzenlemeye göre, imar planı bulunmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla taşınmazları hisselere ayıracak özel parselasyon planları ile satış vaadi sözleşmelerinin yapılamayacağı açıktır.
Bu itibarla, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında kaldığı gerekçesiyle tasfiyeye karar verildiğinden bahisle kooperatifçe taşınmazın 1/21’er pay olarak ortaklar adına müşterek mülkiyet halinde tescil ve tahsisi yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan’ın Düşüncesi : Edirne İli, ? İlçesi, ? Köyü sınırları içinde bulunan 2078 parsel sayılı taşınmazın 1/21’er müşterek mülkiyet halinde tescili istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 30.3.2004 günlü, 1520 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararını davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı kooperatifin tasfiyesi için karar alındığı, tasfiyenin yapılabilmesi için kooperatif adına kayıtlı taşınmazın kooperatif üyelerine hisseleri oranında taşınmazın müşterek mülkiyete çevrilerek hisselere ayrılması istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacı ile arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamayacağı hükme bağlanmış ve anılan kanun maddesinin nasıl uygulanması gerektiği yolunda da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 3.10.1997 günlü, 1997/12 sayılı Genelgesi yayımlanmıştır.
Olayda, taşınmazın bulunduğu alana ilişkin imar planının bulunmaması nedeniyle hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin yapılmasına olanak bulunmadığından, davacının isteminin reddine yönelik işlemde 3194 sayılı Kanuna ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 3.10.1997 günlü, 1997/112 sayılı Genelgesine aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Edirne İli, ? İlçesi, ? Köyü, 2078 parsel sayılı taşınmazın, 1/21 oranında müşterek mülkiyet halinde tescili istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 30.3.2004 günlü, 1520 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacı kooperatife ait olduğu, taşınmazı kapsayan alanın imar planının bulunmadığı, alanın 1. derece doğal sit olarak belirlenmesine ilişkin Mahkeme kararının Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20.5.1999 günlü, E:1998/2636, K:1999/2778 sayılı kararıyla onandığı, ardından kooperatif tarafından tasfiye kararı alındığı ve idareye taşınmazın müşterek mülkiyet halinde parsellere ayrılması istemiyle başvuruda bulunulduğu, olayda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre imar planı olmayan yerlerde yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planlarının yapılamayacağının açık olduğu, ancak taşınmazın 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesi nedeniyle üzerinde yazlık konut yapılamayacağından bahisle kooperatifin tasfiyesine karar verildiği, bu durumda davacı kooperatif tarafından yapılaşma amacı ile taşınmazın hisselere ayrılması talep edilmediğinden ve yeni yapılaşma amacı bulunmadığından, tapu kayıtları üzerinde doğal sit şerhi bulunmadığı ve hisseli tescilin mümkün olmadığı gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin son fıkrasında, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmeleri yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 3.10.1997 günlü, 1997/12 sayılı genelgesiyle, anılan Kanunun 18. maddesinin son fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca yapılacak uygulamalara yön verilmiştir.
Olayda, davacı kooperatife ait taşınmazı kapsayan bir imar planının bulunmadığı, tasfiye kararı üzerine taşınmazın 1/21’er pay olarak ortaklar adına müşterek mülkiyet halinde tescili ve tahsisi yönünde talepte bulunulduğu ancak başvurunun 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrası uyarınca reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan düzenlemeler uyarınca, imar planı bulunmayan bir alanda hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin mümkün olmaması karşısında, bu yöndeki başvurunun reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla anılan husus gözetilmeksizin verilen idare mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Edirne İdare Mahkemesinin 22.11.2005 günlü, E:2004/1474, K:2005/1339 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 10.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk. Tarih 05/12/2011

Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal OZMEN
Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 05/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121

05/12/2011

Konu

:

Gelir Vergisi Tevkifatı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin sahip olduğu dükkanlardan elde ettiği kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinde; “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veyahesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:

a)….

b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.

….” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı 15.3.2.1. bölümünde;

– Bu Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı,

– 01.01.2007 tarihinden itibaren 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacağı,

– Söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türü, mükellef veya muaf olup olmamasının bir önemi bulunmadığı

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu tevkifat oranı, 03.02.2009 tarih ve 27130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/14594 sayılı B.K.K. ile % 20 olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; Türkiye’de ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi bulunduğu hükmü ile aynı fıkranın (3/f) bendinde ise Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinin konusuna girdiği hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerdenve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) geçmesi veya bedeli 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinize ait dükkanlar dolayısıyla kooperatifinize yapılan kira ödemeleri için fatura düzenlenmesi, kooperatifiniz tarafından kiracılar adına düzenlenecek bu faturalarda kira bedeli üzerinden genel oranda (% 18) katma değer vergisi hesaplanması ve kiracıların vergi tevkifatı yapmakla yükümlü bulunması halinde söz konusu kira bedelleri (KDV hariç) üzerinden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fırkasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

20120312-192853.jpg

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti 2012-Kemal OZMEN

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/16]-10

03/01/2012

Konu

:

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin arsa tapusuna belli bir hisse ile sahip olduğu, henüz inşaata başlamadığı belirtilerek, kurumlar vergisi mükellefiyetiniz hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf oldukları hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.” ve “4.13.2.” bölümlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde, “…..Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz eklerinin incelenmesi neticesinde; arsa tapusuna belli bir hisse ile (1817197/1985200) sahip olunduğu, inşaata başlanmadığı, yapı ruhsatının alınmadığı ve kat karşılığı sözleşmenin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca, kooperatifinizin henüz inşaat aşamasına gelmemiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı muafiyet şartları arasında yer alan yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şartı aranmayacak olup anılan maddedeki diğer şartları da taşımanız kaydıyla arsa tapusunun hisseli olması kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanıza engel teşkil etmeyecektir.

Ancak, inşaat aşamasına gelinmesi durumunda arsa tapusunun ve yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şart olup bu aşamada arsa tapusu ve/veya yapı ruhsatının belli bir hisse ile adınıza tescil edilmiş olması durumunda ise kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatiflerde Yonetim kurulu 2012

MADDE 56 – (Değişik: 3476 – 6.10.1988) Yönetim kurulu üyelerindeaşağıdaki şartlar aranır.

1. Türk vatandaşı olmak,

2. Aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmamak.

3. Türk Ceza Kanunu’nun zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, görevi suistimal, sahtekârlık, hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, emniyeti suistimal ve Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlara ilişkin hükümlerine veya bu Kanuna göre mahkûm olmamak. Üyelik şartları denetçiler tarafından araştırılır. Bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir.

Haklarında yukarıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılcak ilk genel kurul gündemine madde konulur.

Kemal Özmen’in kooperatifler isimli kitabı 2. Baskısını yapmıştır

20120310-075619.jpg

İflas masasına kayıt dilekçesi 2012

Müvekkilim …, Müflis …’den … TL. alacaklı olup, alacağına ilişkin belgeleri dilekçemizle beraber sunuyoruz.

Müvekkilim …’in alacağının kabul edilerek, tasfiye sonunda alacağının ödenmesini saygılarımla arz ve talep ederim. …/…/…

Alacaklı Vekili

Av.

Kooperatiflerde karar nisabi

51- Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.Kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir

Kooperatif Nasıl Kurulur 2012

A) KURULUŞ

1. Dilekçe (yetkililer tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir. Vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya tasdikli sureti eklenmelidir.)
2. İlgili Bakanlık tarafından onaylanmış ana sözleşme kitapçığı (1 adet)
3. Bakanlık izin yazısı
4. Kurucuların TC Kimlik Numaraları verilmeli
5. Yönetim kurulu üyelerinin kooperatif unvanı altında imza beyannameleri (1 adet)
6. Noter onaylı ana sözleşme özeti (2 nüsha)
7. Taahhütname (yetkililer tarafından imzalanmış olmalıdır)
8. Oda kayıt beyannamesi (Yetkililerce İmzalanması ve ortakların resimleri bulunmalıdır)
· 10.1.2003 Tarih 24984 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24.01.2002 tarih 2002/5089 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince; 1163 sayılı kooperatifler kanununa tabi kooperatiflerde 1 ortaklar payının değeri 1.TL yükseltilmiştir.

20120309-211148.jpg

Kooperatiflerde tasfiye işlemleri 2012

1. Dilekçe (yetkililer tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir. Vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya tasdikli sureti eklenmelidir)
2. Genel kurul toplantı tutanağı (2 nüsha)
3. Hazirun cetveli
4. Bakanlık temsilci atama yazısı aslı
5. Tasfiye Memurlarının tasfiye halinde ibaresi ile başlayan ünvan altında düzenlenmiş imza beyannamesi
· Tasfiye girişinin tescili sonrasında Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde alacaklılara çağrıya ait ilanın yapılması gereklidir. Bu yapılmadığı takdirde tasfiye süresinin uzaması durumu ortaya çıkmaktadır.Memurluğumuzda bulunan ilan formları kaşe ve tasfiye memurunun imzası ile ilana verilmelidir.
G) TASFİYE SONU

1. Dilekçe
2. Tasfiye sonuna ilişkin genel kurul toplantı tutanağı (2 nüsha)
3. Hazirun cetveli
4. Bakanlık temsilci atama yazısı aslı
5. Tasfiye Sonu Beyanı (2 nüsha – kooperatif kaşesi ile tasfiye memuru tarafından imzalanmış olmalı)
· Tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye sonuna ait genel kurul alacaklıları 3.defa davetten itibaren 1 yıl sonra toplanabilir.
· Tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye soruna ait toplantıda evvelce yapılmayan olağan genel kurullar var ise bu dönemlerin de görüşülerek ibra edilmesi gerekmektedir.
6. Ortakların / Yönetim Kurulu üyelerinin TC kimlik numaraları kararda yazılmalı veya karar ekinde internet çıktısı verilmeli.

20120309-211014.jpg

Kooperatiflerde temsil 2012

Madde 49 – Anasözleşmede açıklama bulunduğu takdirde, bir ortak yazı ile izin vermek suretiyle Genel Kurul toplantısında oyunu ancak başka bir ortağa kullandırabilir. Bir ortak Genel Kurulda birden fazla ortağı temsil edemez.

Üye sayısı 1000 in üstünde olan kooperatiflerde anasözleşme ile her ortağın en çok 9 olmak üzere birden fazla başka ortağı temsil edebileceği öngörülebilir. Eş ve birinci derecede akrabalar için temsilde ortaklık şartı aranmaz.

Kooperatiflerde genel kurullar -Kooperatif danismani Kemal Ozmen

IV – BÜTÜN PAY SAHİPLERİNİN HAZIR BULUNMASI HALİ:

Madde 47 – Kooperatifin bütün ortakları toplantıda hazır bulunduğu sürece ve bir itiraz olmadığı takdirde Genel Kurul toplantılarına dair olan diğer hükümler saklı kalmak şartiyle toplantıya çağrı hakkındaki hükümlere uyulmamış olsa dahi kararlar alınabilir. Bu gibi kararların, ortaklar veya ortakların toplantıda oy birliği ile seçecekleri temsilciler tarafından imzalanması gereklidir.

20120309-210347.jpg

Kooperatiflerde genel kurullar 2012

III – GÜNDEM:

Madde 46 – (Değişik madde: 06/10/1988 – 3476/12 md.)

Toplantı çağrısına ve ilana gündem yazılır. Anasözleşmenin değiştirilmesi bahis konusu ise, yapılacak ilanda değiştirilecek maddelerin numaralarının yazılması ile yetinilir.

Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantısından en az 20 gün önce yazılı olarak bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur.

Gümdemde olmayan hususlar gürüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.

20120309-210024.jpg