Kooperatif Davalari 2012

20120315-183528.jpg

20120315-183500.jpg

Kat mulkiyeti kanunu 2012

II – TARÝFLER:

MADDE 2 – Bu kanuna göre :

a) Kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününe (Anagayrimenkul); yalnýz esas yapý kýsmýna (Anayapý); anagayrimenkulün ayrý ayrý ve baþlý baþýnakullanýlmaya elveriþli olup, bu Kanun hükümlerine göre baðýmsýz mülkiyeti konu olan bölümlerine (Baðýmsýz bölüm); bir baðýmsýz bölümün dýþýnda olup, doðrudan doðruya o bölüme tahsis edilmiþ olan yerlere (Eklenti); baðýmsýz bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkýna (Kat mülkiyeti) ve bu hakka sahip olanlara (Kat maliki);

b) Anagayrimenkulün baðýmsýz bölümleri dýþýnda kalýp, korunma ve ortaklaþa kullanma veya faydalanmaya yarýyan yerlerine (Ortak yerler); kat maliklerinin ortak malik sýfatiyle paydaþý bulunduklarý bu yerler üzerindeki faydalanma haklarýna (Kullanma hakký);

c) (Deðiþik: 2814 – 13.4.1983) Bir arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapýlacak veya yapýlmakta olan bir veya birden çok yapýnýn baðýmsýz bölümleri için o arsanýn maliki veya ortak malikleri tarafýndan bu Kanun hükümlerine göre kurulan irtifak hakkýna (kat irtifaký); bu hakka sahip olanlara da (kat irtifak sahibi);

d) Arsanýn, bu kanunda yazýlý esasa göre baðýmsýz bölümlere tahsis edilen ortak mülkiyet paylarýna (Arsa payý);

e) Kat mülkiyetinin veya irtifakýnýn kurulmasýna ait resmi senede (Sözleþme);

denir.

III – KAT MÜLKÝYETÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKININ NÝTELÝÐÝ:

MADDE 3 – Kat mülkiyeti, arsa payý ve anagayrimenkuldeki ortak yerlerle baðlantýlý özel bir mülkiyettir.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.1) Kat mülkiyeti ve kat irtifaký, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün baðýmsýz bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan deðerleri ile oranlý olarak projesinde tahsis edilen arsa payýnýn ortak mülkiyet esaslarýna göre açýkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarýnýn baðýmsýz bölümlerin paylarý ile oranlý olarak tahsis edilmediði hallerde, her kat maliki veya kat irtifaký sahibi, arsa paylarýnýn yeniden düzenlenmesi için mahkemeye baþvurabilir. Baðýmsýz bölümlerden her birine bu fýkra uyarýnca tahsis edilen arsa payý, o bölümlerin deðerinde sonradan meydana gelen çoðalma veya azalma sebebiyle deðiþtirilemez. 44 üncü madde hükmü saklýdýr.

(Deðiþik 3. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.1) Kat irtifaký arsa payýna baðlý bir irtifak çeþidi olup, yapý kullanma izin belgesi alýndýktan sonra arsanýn malikinin veya kat irtifakýna sahip ortak maliklerin veya bunlardan birinin tapu idaresine yapacaðý istem üzerine, bu Kanunda gösterilen þartlar uyarýnca, kat mülkiyetine çevrilir.

IV – ORTAK YERLER:

MADDE 4 – Ortak yerlerin konusu sözleþme ile belirtilebilir. Aþaðýda yazýlý yerler ve þeyler bu Kanun gereðince her halde ortak yer sayýlýr.

a) Temeller ve ana duvarlar, (Ek ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.2) “taþýyýcý sistemi oluþturan kiriþ, kolon ve perde duvarlar ile taþýyýcý sistemin parçasý diðer elemanlar,” baðýmsýz bölümleri ayýran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriþ kapýlarý, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlýklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lâvabolar, kapýcý daire veya odalarý, genel çamaþýrlýk ve çamaþýr kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazý saatlerinin korunmasýna mahsus olup baðýmsýz bölüm dýþýnda bulunan yuvalar ve kapalý kýsýmlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnýçlar, yapýnýn genel su depolarý, sýðýnaklar,

b) Her kat malikinin kendi bölümü dýþýndaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanallarý ile kalorifer, su, havagazý ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak þebeke ve antenler; sýcak ve soðuk hava tesisleri,

c) Çatýlar, bacalar, genel dam teraslarý, yaðmur oluklarý, yangýn emniyet merdivenleri,

Yukarýda sayýlanlarýn dýþýnda kalýp da, yine ortaklaþa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diðer yerler ve þeyler de (Ortak yer) konusuna girer.

B) BAÐLANTILAR:

I – BAÐIMSIZ BÖLÜMLERLE ARSA PAYI ARASINDAKÝ BAÐLANTI:

MADDE 5 – Kat mülkiyetinin baþkasýna devri veya miras yoliyle geçmesihalinde, ona baðlý arsa payý da birlikte geçer; arsa payý, kat mülkiyetindenveya kat irtifakýndan ayrý olarak devredilemiyeceði gibi, miras yoliyle degeçmez ve baþka bir hakla kayýtlanamaz.

Anagayrimenkulde, kat mülkiyetine baðlanmamýþ veya lehine kat irtifakýkurulmamýþ arsa payý býrakýlamaz.

Kat mülkiyetini kayýtlýyan haklar, kendiliðinden arsa payýný da kayýtlar.

Kat irtifakýna konu olan arsa üzerinde bu hakla baðdaþmasý mümkün olmýyan irtifaklar kurulamaz.

Anagayrimenkulde kat mülkiyetinin kurulmasýndan önce o gayrimenkulün kütükteki sayfasýna tescil veya þerhedilmiþ olan haklar kat mülkiyetini de,kaide olarak arsa payý oranýnda, kendiliðinden kayýtlar.

II – BAÐIMSIZ BÖLÜMLERLE EKLENTÝLER VE ORTAK YERLER ARASINDAKÝ BAÐLANTI:

MADDE 6 – Bir baðýmsýz bölümün dýþýnda olup, doðrudan doðruya o bölümetahsis edilmiþ olan kömürlük, su deposu, garaj, elektrik, havagazý veya susaati yuvalarý, tuvalet gibi eklentiler, ait olduðu baðýmsýz bölümünbütünleyici parçasý sayýlýr ve o bölümün maliki, eklentilerin de tek baþýnamaliki olur. Eklentiler kat mülkiyeti kütüðünün (Beyanlar) hanesine kaydedilir vebunlardan anayapýnýn oturduðu zeminin dýþýnda kalanlar kadastro plânýnda veyatapu haritasýnda ayrýca gösterilir.

Baðýmsýz bölüm üzerinde kat mülkiyetiyle ve diðer kat maliklerininhaklariyle baðdaþmasý mümkün olmýyan irtifaklar kurulamaz. Baðýmsýz bölümlerin baþkasýna devri, kayýtlanmasý veya kiralanmasý halinde,eklentiler ve ortak yerler de kendiliðinden devredilmiþ, kayýtlanmýþ veyakiralanmýþ olur.

C) ORTAKLIÐIN (ÞÜYUUN) GÝDERÝLMESÝ VE ÖNCELÝKLE SATINALMA (ÞÜF’A) HAKKI:

I – ORTAKLIÐIN GÝDERÝLMESÝ:

MADDE 7 – Kat mülkiyetine veya kat irtifakýna tabi olan gayrimenkuldeortaklýðýn giderilmesi istenemez. Baðýmsýz bölümler, baðýmsýz bir gayrimenkul gibi dâva ve takip konusuolabilir; bunlarda ortaklýðýn giderilmesi istenebilir.

II – ÖNCELÝKLE SATINALMA HAKKI:

MADDE 8 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat mülkiyeti kurulmuþ bir gayrimenkulün baðýmsýz bölümlerinden birinin veya kat irtifaký baðlanmýþ arsa payýnýn satýlmasý halinde diðer kat maliklerinin veya irtifak hakký sahiplerinin öncelikle satýn alma hakký yoktur.

Bir baðýmsýz bölümün paydaþlarýndan birinin kendi payýný baþkasýna satmasý halinde öteki paydaþlar, öncelikle satýnalma hakkýný kullanabilirler.

Sözleþmede bu maddenin aksine hüküm konulabilir.

D) GENEL HÜKÜMLERÝN UYGULANMA ALANI:

MADDE 9 – Kat mülkiyetine veya kat irtifakýna ait kütük kaydýnda veya katmalikleri arasýndaki sözleþmede veya yönetim plânýnda veya bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, kat mülkiyetinden doðan anlaþmazlýklar, Medeni Kanun ve ilgili diðer kanunlar hükümlerine göre karara baðlanýr.

ÝKÝNCÝ BÖLÜM

KAT MÜLKÝYETÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKININ KURULMASI

A) GENEL KURAL:

MADDE 10 – Kat mülkiyeti ve kat irtifaký resmi senetle ve tapu siciline tescil ile doðar.

Anagayrimenkulün tümünün mülkiyeti (Kat mülkiyeti) ne çevrilmeden o gayrimenkulün yalnýz bir veya birkaç bölümü üzerinde kat mülkiyeti kurulamaz.

(Deðiþik 3. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.3) Kat mülkiyeti kurulurken ayný katta birbirine bitiþik bulunan ayný nevideki birden fazla baðýmsýz bölüm veya bir yapýnýn otel, iþ veya ticaret yeri gibi iktisadi açýdan veya kullanma bakýmýndan bütünlük arz eden birden çok katý veya bölümü, kat mülkiyeti kütüðüne tek baðýmsýz bölüm olarak tescil edilebilir. Böyle bir tescilin yapýlabilmesi için, buna uygun deðiþiklik projesinin ve yapý kullanma izin belgesinin Tapu Sicil Müdürlüðüne verilmiþ olmasý gereklidir.

Kat mülkiyetinin tescili, tapu memurunca düzenlenen resmi senet uyarýncaveya aþaðýdaki fýkraya göre verilen bir mahkeme hükmü ile yapýlýr.

Kat mülkiyetine konu olmaya elveriþli bir gayrimenkul üzerindeki ortaklýðýn giderilmesi dâvalarýnda, mirasçýlardan veya ortak maliklerden biri, paylaþmanýn, kat mülkiyeti kurulmasý ve baðýmsýz bölümlerin tahsisi suretiyle yapýlmasýný isterse, hâkim o gayrimenkulün mülkiyetinin, 12 nci maddede yazýlý belgelere dayanýlarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleþtirilmek suretiyle baðýmsýz bölümlerin ortaklara ayrý ayrý tahsisine karar verebilir.

(Ek fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.3) Gelirinin ortak giderlere harcanmasý için veya baþka bir amaçla ortak yararlanmaya tahsis edilen baðýmsýz bölümlerin malik hanesine, bunlardan yararlanan “baðýmsýz bölümlerin numaralarý” yazýlmak suretiyle kat mülkiyeti kütüðüne tescil edilir. Bu husus baðýmsýz bölümlerin beyanlar hanesinde gösterilir.

B) KAT MÜLKÝYETÝ KÜTÜÐÜ:

MADDE 11 – (Deðiþik: 5711 – 14.11.2007 / m.4) Kat mülkiyeti ve kat irtifaký, Tapu Sicili Tüzüðü’ne göre tutulacak kat mülkiyeti kütüðüne tescil olunur. Bu Kanunda aksine hüküm olmadýkça, tescille ilgili genel hükümler, kat mülkiyeti kütüðüne yapýlacak tescillerde de uygulanýr.

Henüz kadastrosu yapýlmamýþ olan yerlerde kat mülkiyeti ve kat irtifaký, Tapu Sicili Tüzüðü’ndeki formüle göre, ayrýca tutulacak Kat Mülkiyeti Zabýt Defterine tescil olunur.

C) KAT MÜLKÝYETÝNÝN KURULMASI:

I – ÝSTEM VE BELGELER:

MADDE 12 – (Deðiþik: 5711 – 14.11.2007 / m.5) Kat mülkiyetinin kurulmasý için, anagayrimenkulün kat mülkiyetine çevrilmesi hususunda o gayrimenkulün maliki veya bütün paydaþlarýnýn aþaðýda yazýlý belgeler ile birlikte tapu idaresinde istemde bulunmasý gerekir:

a) Anagayrimenkulde, yapý veya yapýlarýn dýþ cepheler ve iç taksimatý baðýmsýz bölüm, eklenti, ortak yerlerinin ölçüleri ve baðýmsýz bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan deðerleriyle oranlý arsa paylarý ve baðýmsýz bölümlerin yapý inþaat alaný da açýkça gösterilmek suretiyle, proje müellifi mimar tarafýndan yapýlan ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaþlarý tarafýndan imzalanan, yetkili kamu kurum ve kuruluþlarýnca onaylanan mimari proje ve birden çok yapýlarda yerleþimlerini gösteren vaziyet planý ile yapý kullanma izin belgesi.

b) Baðýmsýz bölümlerin kullanýlýþ tarzýna, birden çok yapýnýn varlýðý halinde bu yapýlarýn özelliðine göre 28 inci maddedeki esaslar çerçevesinde hazýrlanmýþ, kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafýndan imzalanmýþ bir yönetim planý.

c) Her baðýmsýz bölümün arsa payýný, kat, daire, iþ bürosu gibi nevini ve bunlarýn birden baþlayýp sýra ile giden numarasýný, varsa eklentisini gösteren ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaþlarý tarafýndan imzalanmýþ noterden tasdikli liste.

II – SÖZLEÞME VE TESCÝL:

MADDE 13 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Tapu memuru kendisine verilen belgelerin tamam ve usulüne uygun ve dilekçeyi verenlerin veya istemde bulunanlarýn yetkili olduklarýna kanaat getirdikten sonra, katmülkiyeti veya kat irtifaký kurulmasýna dair resmi sözleþmeyi düzenler. Bu sözleþme ayný zamanda tescil istemi sayýlýr.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.6) Sözleþme düzenlenince kat irtifakýnýn kat mülkiyetine çevrilmesinde kat irtifakýnýn kayýtlý olduðu kat mülkiyeti kütüðü sayfasýndaki, doðrudan doðruya kat mülkiyetinin kurulmasý halinde ise anagayrimenkulün kayýtlý bulunduðu tapu kütüðü sayfasýndaki mülkiyet hanesine “Bu gayrimenkulün mülkiyeti kat mülkiyetine çevrilmiþtir.” ibaresi yazýlarak, sayfa anagayrimenkulün leh ve aleyhine tesis edilecek irtifak haklarý dýþýndaki iþlemlere kapatýlýr ve kat mülkiyetine konu olan her baðýmsýz bölüm, kat mülkiyeti kütüðünün ayrý bir sayfasýna o bölüme baðlý arsa payý ve anagayrimenkulün kayýtlý bulunduðu genel kütükteki pafta, ada, parsel, defter ve sayfa numaralarý gösterilmek suretiyle tescil edilir; anagayrimenkulün kayýtlý bulunduðu genel kütük sayfasýna da, baðýmsýz bölümlerin kat mülkiyeti kütüðündeki defter ve sayfa numaralarý iþlenmek suretiyle, kütükler arasýnda baðlantý saðlanýr.

(Deðiþik 3. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.6) Anagayrimenkulün sayfasýnda evvelce mevcut olan haklara ait sicil kaydý, irtifak haklarý hariç, baðýmsýz bölümlerin kat mülkiyeti kütüðündeki sayfasýna geçirilir. Anagayrimenkulün mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesinden sonra, anagayrimenkulün leh ve aleyhine tesis edilecek irtifak haklarý da anagayrimenkulün tapu kütüðü sayfasýna tescil edilir ve kat mülkiyeti kütüðünün beyanlar hanesinde belirtilir.

Kat mülkiyeti kütüðüne tescil edilen her baðýmsýz bölüm ayrý bir gayrimenkul niteliðini kazanýr ve kütükte o bölümün tasdikli plânýndaki numarayý alýr.

(Deðiþik 5. fýkra: 3814 – 13.4.1983) Kat malikine, anagayrimenkulün çaplý tasarruf belgesinden baþka, istem halinde, 12 nci maddenin (a) bendinde belirtilen projeden kendi baðýmsýz bölümüne ait olan kýsmýnýn tasdikli bir örneði de verilir.

D) KAT ÝRTÝFAKININ KURULMASI:

MADDE 14 – (Deðiþik 1. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.7) Henüz yapý yapýlmamýþ veya yapýsý tamamlanmamýþ bir arsa üzerinde kat irtifakýnýn kurulmasý ve tapu siciline tescil edilmesi için o arsanýn malikinin veya bütün paydaþlarýnýn buna ait istem ile birlikte 12 nci maddenin (a) bendine uygun olarak düzenlenen proje ve plan, (b) bendindeki yönetim planý ile (c) bendindeki listeyi tapu idaresine vermeleri lazýmdýr. Kat mülkiyetine geçiþte ayrýca yönetim planý istenmez.

Bir arsa üzerinde kat irtifaklarý ancak sözleþmede veya dilekçede her kat irtifakýnýn ilgili bulunduðu baðýmsýz bölüme tahsisi istenen arsa payý, arsanýn kayýtlý olduðu kütüðün (Beyanlar) hanesinde belirtilmek suretiyle kurulur ve yapýnýn, verilen projeye göre tamamlanmasýndan sonra kat mülkiyetine konu olacak baðýmsýz bölümlerinin numarasý ve bu bölümlere baðlý eklentiler kütüðün beyanlar hanesinde belirtilir.

Yapýnýn tamamlanmasýndan sonra kat irtifaklarýnýn kat mülkiyetine çevrilmesi, irtifak sahiplerinden biri tarafýndan istenince, tescil, kat irtifakýnýn tesciline ait resmi senete ve 12 nci maddede yazýlý belgelere ve anagayrimenkulün baðýmsýz bölümlerinin, evvelce verilmiþ olan plâna uygunluðunun belediye tasdikýna dayanýlarak yapýlýr.

(Ek fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.7) Yapýlarý tamamlanmýþ olan kat irtifaklý anagayrimenkulde, yapý kullanma izin belgesinin alýndýðý tarihten itibaren bir yýl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunludur. Belirtilen süre içinde kat irtifak hakký sahiplerinden birinin veya varsa yöneticinin yazýlý uyarýsýna raðmen, kat mülkiyetinin kurulmasý için tapu idaresine verilmesi gereken 12 nci maddede yazýlý belgelerden eksik olanlarý tamamlamaktan veya imzalanmasý gerekenleri imzalamaktan kaçýnan kat irtifak hakký sahiplerinden her birine, kendine ait her baðýmsýz bölüm için, anagayrimenkul belediye sýnýrlarý içinde ise belediye, belediye sýnýrlarý dýþýnda ise mülki amir tarafýndan bin Türk Lirasý idari para cezasý verilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KAT MALÝKLERÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKI SAHÝPLERÝNÝN HAKLARI

A) KAT MALÝKLERÝNÝN HAKLARI:

I – BAÐIMSIZ BÖLÜM ÜZERÝNDE:

MADDE 15 – Kat malikleri kendilerine ait baðýmsýz bölümler üzerinde, bu Kanunun ilgili hükümleri saklý kalmak þartiyle, Medeni Kanunun maliklere tanýdýðý bütün hak ve yetkilere sahiptirler.

II – ORTAK YERLER ÜZERÝNDE:

MADDE 16 – Kat malikleri anagayrimenkulün bütün ortak yerlerine, arsa paylarý oranýnda, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar. Kat malikleri ortak yerlerde kullanma hakkýna sahiptirler; bu hakkýn genel kömürlük, garaj, teras, çamaþýrhane ve çamaþýr kurutma alanlarý gibiyerlerdeki ölçüsü, aksine sözleþme olmadýkça, her kat malikine ait arsa payýile oranlýdýr.

B) KAT ÝRTÝFAKI SAHÝBÝNÝN HAKLARI:

MADDE 17 – Kat irtifaký sahipleri, ortak arsa üzerinde yapýlacak yapýnýn, sözleþmede yazýlý süre içinde baþlamasý ve tamamlanmasý için kendilerine düþen borçlarýn yerine getirilmesini, karþýlýklý olarak isteme ve dâva etme hakkýnasahiptirler.

(Deðiþik 2. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat irtifaký sahipleri yapýnýn tamamlanmasý için kendi aralarýndan veya dýþarýdan bir veya birkaç kiþiyi yönetici olarak tayin edebilirler. Kat mülkiyeti yöneticisinin görev, yetki ve sorumluluklarýna dair hükümler, bu yönetici hakkýnda da uygulanýr.

Kat irtifaký kurulmuþ gayrimenkullerde yapý fiilen tamamlanmýþ ve baðýmsýz bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanýlmaya baþlanmýþsa, kat mülkiyetine geçilmemiþ olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanýr.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KAT MALÝKLERÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKI SAHÝPLERÝNÝN BORÇLARI

A) KAT MALÝKLERÝNÝN BORÇLARI:

I – GENEL KURAL :

MADDE 18 – Kat malikleri, gerek baðýmsýz bölümlerini, gerek eklentileri veortak yerleri kullanýrken doðruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsýz etmemek, birbirinin haklarýný çiðnememek ve yönetim plâný hükümlerine uymakla, karþýlýklý olarak yükümlüdürler.

Bu kanunda kat maliklerinin borçlarýna dair olan hükümler, baðýmsýz bölümlerdeki kiracýlara ve oturma (Süknâ) hakký sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir suretle devamlý olarak faydalananlara da uygulanýr; bu borçlarý yerine getirmeyenler kat malikleriyle birlikte, müteselsil olarak sorumlu olur.

(…) (Madde 18 in son fýkrasý, 28.11.2007 tarih ve 26714 sayýlý R.G.’de yayýmlanan, 14.11.2007 tarih ve 5711 sayýlý Kanun’un 24. maddesi hükmü gereðince yürürlükten kaldýrýlmýþtýr.)

II – ANAGAYRÝMENKULÜN BAKIMI, KORUNMASI VE ZARARDAN SORUMLULUK:

MADDE 19 – Kat malikleri, anagayrimenkulün bakýmýna ve mimari durumu ile güzelliðini ve saðlamlýðýný titizlikle korumaya mecburdurlar.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.8) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beþte dördünün yazýlý rýzasý olmadýkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inþaat, onarým ve tesisler, deðiþik renkte dýþ badana veya boya yaptýramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluðun anayapýya veya baðýmsýz bir bölüme veya bölümlere zarar verdiðinin ve acilen onarýlmasý gerektiðinin veya anayapýnýn güçlendirilmesinin zorunlu olduðunun mahkemece tespit edilmiþ olmasý halinde, bu onarým ve güçlendirmenin projesine ve tekniðine uygun biçimde yapýlmasý konusunda kat maliklerinin rýzasý aranmaz. Kat maliki kendi baðýmsýz bölümünde anayapýya zarar verecek nitelikte onarým, tesis ve deðiþiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine baðlantýlý bulunan baðýmsýz bölümlerin baðlantýlý yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rýzasý ile anayapýya zarar vermeyecek onarým, tesis ve deðiþiklik yapýlabilir.

Her kat maliki anagayrimenkule ve diðer baðýmsýz bölümlere, kusuru ile verdiði zarardan dolayý diðer kat maliklerine karþý sorumludur.

III – ANAGAYRÝMENKULÜN GENEL GÝDERLERÝNE KATILMA:

MADDE 20 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat maliklerinden her biri aralarýnda baþka türlü anlaþma olmadýkça :

a) Kapýcý, kaloriferci, bahçývan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eþit olarak;

b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakým, koruma (Ek ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.9) “, güçlendirme” ve onarým giderleri ile yönetici aylýðý gibi diðer giderlere ve ortak tesislerin iþletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payý oranýnda;

Katýlmakla yükümlüdür.

c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerinde kullanma hakkýndan vazgeçmek veya kendi baðýmsýz bölümünün durumu dolayýsýyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadýðýný ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payýný ödemekten kaçýnamaz.

(Deðiþik 2. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Gider veya avans payýný ödemeyen kat maliki hakkýnda, diðer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafýndan yönetim planýna, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açýlabilir, icra takibi yapýlabilir. Gider ve avans payýnýn tamamýný ödemeyen kat maliki ödemede geciktiði günler için aylýk (Deðiþik ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.9) “yüzde beþ” hesabýyla gecikme tazminatý ödemekle yükümlüdür.

Birinci fýkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun baðýmsýz bölümünden herhangi bir suretle faydalanan kiþinin kusurlu bir hareketi sebep olmuþsa, gidere katýlanlarýn yaptýklarý ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu haklarý vardýr.

IV – SÝGORTA ANLAÞMASI:

MADDE 21 – Anagayrimenkulün, kat malikleri kurulunca tayin edilecek deðer üzerinden sigorta edilmesi kat malikleri kurulunca kararlaþtýrýlabilir.

Sigorta yapýlmasý halinde kat malikleri, sigorta giderlerine, arsa paylarý oranýnda, katýlmakla yükümlüdürler.

Anagayrimenkulün tümünün harap olmasý halinde alýnacak sigorta bedeli, aksine sözleþme olmadýkça, kat maliklerine, arsa paylarý oranýnda paylaþtýrýlýr.

Yalnýz bir veya bir kaç baðýmsýz bölüm veya eklentisi veya ortak yerlerden bir kýsmý hasara uðramýþsa, alýnacak sigorta bedeli hasara uðrayan yerlerin onarýmýna arsa paylarý oranýnda harcanýr.

Kat malikleri anagayrimenkulün sigortasýyla giderilemeyecek olan zararlarýný karþýlamak üzere, kendi baðýmsýz bölümlerini ayrýca kendi ad ve hesaplarýna sigorta ettirebilirler; bu halde alýnacak sigorta bedeli, anagayrimenkulün sigorta bedelindeki paylarý da ayrýca saklý kalmak üzere, yalnýz kendilerine ait olur. Sigorta hakkýndaki emredici hükümler saklýdýr.

V – ORTAK GÝDERLERÝN TEMÝNATI:

MADDE 22 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat malikinin, 20 nci madde uyarýnca payýna düþecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatýndan, baðýmsýz bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkýna veya baþka bir sebebe dayanarak devamlý bir þekilde faydalananlar da müþtereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracýnýn sorumluluðu ödemekle yükümlü olduðu kira miktarý ile sýnýrlý olup, yaptýðý ödeme kira borcundan düþülür.

Kat malikinin borcu bu yolla da alýnamazsa, mahkemece tesbit edilen borcunu ödemiyen kat malikinin baðýmsýz bölümü üzerine, varsa yöneticinin yoksa kat maliklerinden birinin yazýlý istemiyle bu borç tutarý için, diðer katmalikleri lehine kanuni ipotek hakký tescil edilir. (Deðiþik son cümle: 5711 – 14.11.2007 / m.10) 4721 sayýlý Türk Medeni Kanunu’nun 893 üncü maddesinin son fýkrasý hükmü burada da uygulanýr.

(Deðiþik 3. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat maliklerinin, gider borcunu ödemeyen kat maliki veya diðer sorumlulardan olan alacaklarý önceliklidir.

VI – MÜSAADE MECBURÝYETÝ:

MADDE 23 – Kat maliklerinden birinin baðýmsýz bölümünde veya bu bölümdeki tesislerde meydana gelen bir hasar veya bozukluðun onarýmý veya giderilmesi veya tesislerin yeniden yapýlmasý (Ek ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.11) “ile yapý güvenliðiyle ilgili olarak yapýlmasý gerekli görülen teknik incelemeler” için diðer bir baðýmsýz bölüme girmek gerekiyorsa, o bölümün maliki veya o bölümde baþka sýfatla oturanlar, giriþ müsaadesi vermeye ve bölümde gerekli iþlerin yapýlmasýna katlanmaya mecburdurlar.

Anagayrimenkulün bir kýsmýnýn harap olmasý halinde, harap olan baðýmsýz bölüm ve eklentilerinin veya ortak yerlerin veya baðýmsýz bölümdeki tesislerin yeniden yapýlmasý için, saðlam kalan baðýmsýz bölümlerin içinden veya dýþýndan faydalanýlmasý gerekiyorsa, o bölümlerin malikleri veya orada baþka sýfatla oturanlar buna müsaade etmeye mecburdurlar.

Yukarýdaki fýkralarda yazýlý müsaade yüzünden, kat maliklerinin veya orada baþka sýfatla oturanlarýn uðrayacaklarý zararý, lehine müsaade verilen baðýmsýz bölüm malikleri derhal ödemekle yükümlüdürler.

VII – YASAK ÝÞLER:

MADDE 24 – Anagayrimenkulün, kütükte mesken, iþ veya ticaret yeri olarak gösterilen baðýmsýz bir bölümünde hastane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza lâboratuvarý gibi müesseseler kurulamaz; kat maliklerinin buna aykýrý sözleþmeleri hükümsüzdür; dispanser, klinik, poliklinik niteliðinde olmayan muayenehaneler bu hükmün dýþýndadýr.

Anagayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen baðýmsýz bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve emsali gibi eðlence ve toplantý yerleri ve fýrýn, lokanta, pastahane, süthane gibi gýda ve beslenme yerleri ve imalâthane, boyahane, basýmevi, dükkân, galeri veçarþý gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliði ile vereceði kararla açýlabilir. Bu karar yöneticinin veya kat maliklerinden birinin istemi üzerine bütün baðýmsýz bölümlerin kat mülkiyeti kütüðündeki sahifelerine þerh verilir.

VIII – KAT MÜLKÝYETÝNÝN DEVRÝ MECBURÝYETÝ:

MADDE 25 – Kat maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düþen borçlarý ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle diðer kat maliklerinin haklarýný, onlar için çekilmez hale gelecek derecede ihlâl ederse, onlar, o kat malikinin müstakil bölümü üzerindeki mülkiyet hakkýnýn kendilerine devredilmesini hâkimden istiyebilirler.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.12) Bu gibi bir kat maliki hakkýnda, baðýmsýz bölümün mülkiyetinin hükme en yakýn tarihteki deðeri o kat malikine ödenerek bu mülkiyetin diðer kat maliklerine, arsa paylarý oranýnda devredilmesi için davanýn açýlmasý, aksi kararlaþtýrýlmýþ olmadýkça, diðer kat maliklerinin sayý ve arsa payý çoðunluðuyla karar vermesine baðlýdýr. Bu karara raðmen kat maliklerinden bir kýsmý bu davayý açmak istemezse, davayý öteki kat malikleri açar ve hakim hüküm vermeden önce devir bedelinin ileride hak sahibine ödenmek üzere bankada üçer aylýk vadeli hesaba yatýrýlmasý ve makbuzunun ibrazý için davacýlara resen belirleyeceði uygun bir süre verir. Devir bedelinin süresi içinde yatýrýldýðýna iliþkin belge ibraz edildiðinde ve davanýn kabulü halinde hakim, davalýnýn baðýmsýz bölümünün mülkiyetinin davayý açmýþ olan kat maliklerine arsa paylarý oranýnda devredilmesine ve devir bedelinin iþlemiþ faiziyle birlikte davalýya ödenmesine karar verir.

20120315-183338.jpg

15 mart 2012 Kooperatifleride ilgilendiren 2b tasarisi Kabul edildi

Ekonomi Haberleri 15.03.2012 16:26
“2B” tasarısı kabul edildi

Orman özelliğini yitirmiş ve 2B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısı, TBMM Tarım Komisyonunda kabul edildi

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, orman özelliğini yitirmiş ve kamuoyunda 2B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısını kabul etti.

AK Parti İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit başkanlığında toplanan komisyon, Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısını ele aldı.

Görüşmelerin ardından kabul edilen tasarı, orman niteliğini kaybettiği için Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin, rayiç değeri üzerinden satılmasını öngörüyor.

TASFİYE KÂRI KAVRAMI VE HESAPLAMA YÖNTEMİ

III- TASFİYE KÂRI KAVRAMI VE HESAPLAMA YÖNTEMİ

Tasfiye halindeki kurumlarda vergi matrahı, tasfiye kârıdır (KVK md. 17/4). Tasfiye kârı, tasfiye dönemi sonundaki servet değeri ile tasfiye dönemi başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.

Servet kıyaslaması yapılırken tasfiye dönemi içinde ortaklara ve sahiplere işletmeden yapılan her nev’i ödemeler tasfiye dönemi sonundaki servet değerine; mevcut sermayeye ilaveten ortaklar veya sahipler tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye dönemi içinde elde edilmiş olan vergiden müstesna kazanç ve iratlar, tasfiye döneminin başındaki servet değerine eklenir (KVK md. 17/4-a).

Tasfiye halinde, Yasa’da, öz sermaye yerine servet değeri deyimine yer verilmiştir. Aslında, servet değerinin, öz sermayeden farklılığı yoktur.

KVK’nın 17/5. maddesinde, “tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir” denilmek suretiyle, bu husus açıkça ifade edilmiştir.

KVK’nın 17/5. maddesine göre servet değerini ifade eden öz sermaye, aktif toplamıyla borçlar arasındaki farkı ifade eder (VUK md. 192) .

Tasfiye kârı, bilanço esasında öz sermaye kıyaslama suretiyle belirlenir.

KVK’nın 8. maddesinde yer alan giderler, tasfiye kârının hesabında matrahtan indirilir. Buna karşılık 11. maddedeki indirimler tasfiye sırasında kabul edilmez.

KVK’nın 17. maddesindeki tasfiye kârının tespitine ilişkin düzenleme GVK’nın 38. maddesindeki ticari kazancın tespitindeki özkaynak kıyaslaması yöntemiyle paralellik taşır. Her iki düzenlemede de işletmeye konulan sermayenin ve sermayenin ayrılmaz parçası sayılan kaynakların (yedek akçeler, dağıtılmayan kârlar ve diğer içsel kaynaklar) ticari kazancın (matrahın) hesabında dikkate alınamayacağı açık bir şekilde belirtilmiştir.

Emlak Vergisi

T.C.

Gelir İdaresi Başkanlığı

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

Sayı  : B.07.1.GİB.4.34.18.01/6-1.134.54.13162/6459

         13 Aralık 2007

 

S.S. …. Konut Yapı Kooperatifi

………………

……….-İstanbul

 

İlgi  : 06/12/2007 tarihli ve 4895 sayılı dilekçeniz.

 

Dilekçenizde, Kooperatifinizin Üsküdar İlçesi, Çengelköy mevkiinde kurulu bulunan 2754 ortaklı konut yapı kooperatifi olduğu, inşaat yapımı esnasında hazinece açılan dava sonucunda arsaların 2/3’ünün tapuda hazine lehine tescilinin yapıldığı, hazine lehine tescili yapılan arsa üzerinde 1600 konutun bulunduğu belirterek, sözkonusu konutların emlak vergi değeri hesaplanmasında arsa payı değerinin Emlak Vergisi değerine dahil edilip edilmeyeceği hususunda bilgi verilmesi istenilmiştir.

 

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 3. 13.maddelerinde, bina vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenlerin, arazi vergisini, arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi her ikisi de yoksa araziye malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftar, 6 seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin A/1-d bendinde, özellikle büyük şehirlerde Devletin veya özel hukuk kişilerinin sahip oldukları arazi ve arsalar üzerine, sahibinin rızası alınarak veya alınmayarak binalar yapıldığının bilindiği Kanunda tarif edilen bina kavramına dahil bulunan bu çeşit binaların değerlemesinde de bina değerlemesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve beyannamenin binaya tasarruf edenler tarafından verileceği belirtilmiştir.

 

13 seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin I-A/4-d bendinde ise, başkasının arsa veya arazisi üzerine sahibinin rızası alınarak veya alınmaksızın inşa edilen binalarda, bina normal inşaat maliyet bedeline göre bulunun değere arsa veya arazi değeri ilave edilmeyeceği, zira Emlak Vergisi Kanunun 13.maddesi uyarınca arsa veya arazi vergisini sahibinin ödemesi gerektiği açıklanmıştır.

 

Bu itibarla, Hazineye ait arsa üzerinde Kooperatifinizce inşa edilen 1600 konutun Emlak Vergisi Kanununun  29 uncu maddesi hükmüne göre tespit edilecek Emlak Vergisi değerine arsa payı değerinin ilave edilmemesi gerekmektedir.

 

Ayrıca, Emlak Vergisi Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, Katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere ve köy tüzel kişiliğine, kanunla kurulan üniversitelere ve Devlete ait arazilerin daimi olarak Emlak Vergisinden muaf tutulacakları tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

…………………..

Başkan a.

Grup Müdür

Kooperatiflerde Arsa payı karşılığı olarak inşa edilen bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından arsa sahibine verilmesinin trampa olmadığını ve bu işlemin arsanın değerlendirilmesi olduğunu”

Arsa payı karşılığı olarak inşa edilen bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından arsa sahibine verilmesinin trampa olmadığını ve bu işlemin arsanın değerlendirilmesi olduğunu”

 

Belirterek, yükleniciler tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak verilen konut veya işyerlerinin emsal bedelleri üzerinden cezalı olarak salınan katma değer vergileri  terkin etmiştir.

 

Danıştay 9. Dairesi’nin verdiği bir Karar’da ise; “Arsa karşılığında daire alınması  işleminin arsa sahibi yönünden ticari muamele değil arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik olduğu ve trampa niteliği taşıması nedeniyle katma değer vergisine tabi tutulamayacağını” belirtmiştir.

 

“Arsasını kat karşılığı müteahhide teslim eden arsa sahibinin bu işleminin kendisi yönünden ticari bir muamele değil arsanın değerlendirilmesi  amacına yönelik olması nedeniyle katma değer vergisine tabi olmadığı, müteahhidin arsa sahibine arsanın karşılığı olarak daire ve işyeri teslimlerinin ise trampa olmaması nedeniyle katma değer vergisine tabi tutulmayacağı” belirtilmektedir

Kooperatif Mali Tabloları ile ilgili Yargıtay Kararları-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN-2012

Kooperatiflerde bilançonun ortaklara tebliği zorunlu olmayıp, ancak kooperatif merkezinde incelemeye açık tutulması yeterlidir. (Y.11.HD. 08.02.1994 E.3562/K.870)

 

– İddia edilen zarar, genel kurulda görüşülmemiş olmasına göre, verilen ibra kararı kooperatifi bağlamaz. (Y.11.HD. 25.06.1993 E.3929/K.4650)

 

– Kooperatif defter ve belgesi zayi olmuş ise, TTK’nun 68’nci maddesindeki koşullar gözönüne alınarak, bu defter ve belgelerin zayi olduğuna karar verilmesi istenebilir. (Y.11.HD. 21.05.1993 E.3910/K. 3763)

 

– Bilançonun onanmasına ilişkin görüşmeler en az bir ay sonraya bırakılır. Bu süreden daha az bir süreye erteleme yasaya aykırıdır.

 

Genel kurulun ertelenmesi halinde, izleyen toplantının günü, toplantı yeri ve gündemin normal genel kurul toplantıları için yasaca  öngörülen biçimde çağrı ile ilân yoluyla paydaşlara duyurmalıdır. (Y.11.HD. 14.10.1982 E. 3556/K. 3887)

 

         – Yönetim kurulu üyelerinin oy hakkından mahrumiyetleri sadece ibraya ilişkindir (TTK. 374). Bilançonun onanmasında ise, yönetim kurulu üyeleri oy kullanabilirler. (Y.11.HD. 18.05.1982 E. 2253/K. 2385

Kooperatiflerle ilgili Önemli Yargıtay Kararları 2012

Tüzel kişi kooperatife tebligat yapılabilmesi için, yetkili temsilcilerden birine yapılan tebligat geçerli olur. (Y.11.HD. 01.12.1997  E.8017/K.8750)

 

–   Kooperatif ortaklarının A ve B olmak üzere iki gruba ayrılmalarına ve davacılarında B grubuna geçirilmelerine ilişkin genel kurul kararları, kamu düzeni ve ahlak ve adaba aykırı olmadığından, batıl sayılamaz. (Y.11.HD. 06.03.1997 E.8383/K.1388)

 

–   Kooperatifler, yasa ve anasözleşmelerinde öngörülen amacın dışında faaliyette bulunamazlar. Ticari faaliyet yasağı kooperatifler için de söz konusu olduğundan, amacı dışında faaliyette bulunan kooperatiflerin feshi ilgili Bakanlıkça istenebilir. (Y. 11. HD. 17/12/1992 E.5062/K.11603)

 

–   3476 sayılı Yasa uyarınca  kooperatif anasözleşmesinde intibak yapılmış ise, artık kooperatif tüzel kişiliğinin devam ettiğinin kabulü gerekir. (Y.11.HD. 11.05.1992 E. 2798/K.K. 3419)

 

–   Kooperatifin tescilinden önce bir takım işlemleri yapanlar, bu işlemlerinden kişisel olarak sorumludurlar. Ayrıca, dört yıl geçmedikçe, sulh ve ibra suretiyle bu sorumluluktan ıskat edilemezler. (Y.11.HD.  31.10.1986  E. 4724/K.5661)

 

–   Kooperatif yöneticilerinin kişisel eylemlerinden kaynaklanan suiistimal nedeniyle kooperatif TTK’nun 274’ncü maddesi uyarınca fesih edilemez. (Y.11.HD. 26.10.1984 E./K.5069)

 

–   Anasözleşmede çelişkili hükümler varsa, ticaret sicil memuru tescil ve ilan istemini red eder. (Y.11.HD. 05.11.1982 E.4755/K.4444)

 

–   Bir ticari işletmenin kendi anasözleşmesinde belirtilen işletme konusuna doğrudan doğruya girmemekle birlikte o işletmenin ticari faaliyetlerini kolaylaştıran ticari iş ve ticari sözleşmelerin de o işletmenin konusu içinde bulunduğunun kabulü zorunludur. (Y. 11. HD. 23.03.1982, E. 1982/851, K. 1982/1225)

 

–   Kooperatif borcundan dolayı ortakların sorumluluğu, Kooperatifler Kanunu’nun 29, 30 ve 31’nci maddelerinde öngörülen koşullara göre saptanır. (Y.12.HD. 30.11.1981  E.6824/K.8987)

Gayrimenkulün gerçek satış bedelinin, tapu harcına esas matrahı oluşturan emlak vergi değerinden düşük veya yüksek olduğu durumlarda, değer artışı kazancının tespitinde tapu harcına esas teşkil eden vergi değeri değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınacağı hk.-2012

Gayrimenkulün gerçek satış bedelinin, tapu harcına esas matrahı oluşturan emlak vergi değerinden düşük veya yüksek olduğu durumlarda, değer artışı kazancının tespitinde tapu harcına esas teşkil eden vergi değeri değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınacağı hk.

Özelge talep formunuzda, 2009 yılında satın aldığınız gayrimenkulünüzü satmak istediğinizi ve gayrimenkulün emlak vergisine esas değerinin satış bedelinden yüksek olduğunu belirterek, değer artış kazancının hesaplanmasında satış bedeli olarak hangi değerin esas alınması gerektiği hususunda Başkanlığımızın görüşünü sorduğunuz anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Değer Artışı Kazançları” başlıklı mükerrer 80. maddesinde, “Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazançlarıdır.

……

6. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70. maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tâbi çiftçilerin ziraî istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarakbeş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır).

Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 8.000 Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır.

……” hükümleri yer almaktadır.


Aynı Kanun’un “Safi Değer Artışı” başlıklı mükerrer 81. maddesinde ise “Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanunu’nun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.

……

Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsü’nce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinin (C) bendinde, “Vergi Kanunlarında yer alan “toptan eşya fiyatları genel endeksi” ibaresi “üretici fiyatları genel endeksi” ve  “TEFE” ibaresi “ÜFE” olarak uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanun’un 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hüküm altına alınmıştır.

Gayrimenkulün gerçek satış bedelinin, tapu harcına esas matrahı oluşturan emlak vergi değerinden düşük veya yüksek olduğu durumlarda değer artışı kazancının tespitinde tapu harcına esas teşkil eden vergi değeri değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınacağı tabiidir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; 2009 yılında satın aldığınız gayrimenkulün satışından doğacak kazancın  değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup değer artış kazancının hesabında satış bedeli olarak,  gerçek satış bedelinin dikkate alınması gerekir.

Yonetim Kurulunun sorumluluğu 2012

“İbra edilmiş Yönetim Kurulu hakkında sorumluluk davası 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesi yollamasıyla TTK nun 341. maddesine göre, Genel Kurulca dava açılması yoluyla karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir.” (14)

Kooperatiflerde Genel Kurul Nasıl Yapılır 2012 ?-Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

   

Madde 45 –

(Değişik madde: 04/10/1988 – 3476/11 md.)

    Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur.

 

    Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.

 

    Genel kurul toplantı tarihi, yeri ve gündemi toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir.

 

    Genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır.

 

   

 

 

 

 

Kooperatif üyeliğinden men -Kemal OZMEN

7. Ceza Dairesi 2002/21921 E., 2003/2149 K.

1163 SAYILI KANUNA AYKIRILIK
KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN MEN ETMEK
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]

“ÖZET”

SANIĞIN 1163 SAYILI YASAYA AYKIRILIK OLUŞTURAN EYLEMİ NEDENİYLE “SANIĞIN 6 AY KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN MEN’İNE” ŞEKLİNDE HÜKMOLUNAN TEDBİRİN 647 SAYILI KANUNUN 4/4. MADDESİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİNE YASAL OLANAK BULUNMADIĞI NAZARA ALINMADAN KARAR VERİLMESİ YASAYA AYKIRIDIR.

“İçtihat Metni”

1163 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Ahmet hakkında yapılan duruşma sonunda; hükümlülüğüne ve ertelemeye dair (Ihsan gazi Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.10.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 169530 sayılı tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

647 sayılı Kanunun 4/4. maddesinde kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar için bir yılı geçmemek kaydıyla muayyen bir yere gitmekten, bazı faaliyetleri veya meslek ve sanatı icradan men’e çevrilmesinden söz edildiği konular yasaklılığın suçluyu ıslah edeceği kanısını vermesi koşulu ile uygulanması mümkün olduğu cihetle sanığın 1163 sayılı Yasaya aykırılık oluşturan eylemi nedeniyle “sanığın 6 ay kooperatif üyeliğinden men’ine şeklinde hükmolunan tedbirin bu ölçüler içinde değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı nazara alınmadan yazılı sekide karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak (BOZULMASINA), bozmanın niteliği gereği hükmü temyiz etmeyen sanıklar Celal ile Kemal’e teşmiline 1.5.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.

20120313-070849.jpg

Kooperatif Eski yoneticisinin sorumluluğunun belirlenmesi

11. Hukuk Dairesi 2003/1000 E., 2003/1636 K.

KOOPERATİF ESKİ YÖNETİCİSİNİN SORUMLULUĞU
MADDİ ZARARIN BELİRLENMESİ
SORUMLULUK DAVASI
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA … [ Madde 3 ]

“ÖZET”

DAVACI KOOPERATİFİN ESKİ YÖNETİCİSİ OLUN DAVALININ, HAZİNE ARAZİSİ ÜZERİNE İNŞA ETTİRDİĞİ DİSKONUN İNŞAAT DEĞERİNİN DAVALIDAN TAHSİLİNE KARAR VERİLİRKEN, DAVALI ESKİ YÖNETİCİ İNSİYATİFİNDE YAPTIRILAN DİSKO İNŞAATI KONUSUNDA GENEL KURULCA ALINMIŞ BİR KARARLA YÖNETİM KURULUNUN YETKİLENDİRİLİP YETKİLENDİRİLMEDİĞİ, ONAYLI İNŞAAT RUHSATI VE PROJESİNDE KOOPERATİF ARSASINDA DİSKO İNŞA EDİLMESİNE YER VERİLİP VERİLMEDİĞİ, KOOPERATİFİN BÖYLE BİR YAPI İNŞASINA UYGUN ARSASI OLUP OLMADIĞI, DİSKONUN HAZİNE ARAZİSİNE İNŞA EDİLMESİNDEN DOLAYI DAVACININ İLERİDE MUTLAKA GERÇEKLEŞECEK BİR YARARLANMADAN YOKSUN KILINMIŞ OLUP OLMADIĞI VE BUNA BAĞLI OLARAK BİR ZARARIN GİDERİMİNİ İŞLEYEBİLME OLANAĞI GENİŞ BİR ÇERÇEVEDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR.

“İçtihat Metni”

Taraflar arasında görülen davada (Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 28.3.2002 gün ve 2001/189-2002/103 sayılı kararı onayan Daire’nin 18.11.2002 gün ve 2002/5948-2002/10533 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin kooperatifin eski yöneticisi olan davalının Hazine arazisi üzerine inşa ettirdiği kaçak disco yüzünden idarece binanın mühürlendiğini ve müvekkiline ecrimisil tazminatı ödetildiğini ileri sürerek, 4.168.100.000. liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, zamanaşımı ve esastan davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.

Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen biçimde varlığı kabul edilen uzamış ceza zamanaşımının ilişkin bulunduğu cezai yaptırım gerektiren suç ve suçların ne olduğuna değinilmemiş ise de, davalıya yükletilen iş ve eylemlerin TCK.nun 230 ve 240. maddelerinde tanımlanan suçlara uyması ve bu maddelerin tabi bulunduğu olağan dava zamanaşımı süresi içerisinde sorumluluk davasının açılmış bulunmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Ancak, davacı kooperatif adına Hazine arazisi üzerine yap-işlet-devret yöntemiyle disko inşa ettirilmesinden dolayı davacının Belediye ve Maliye’ye ödediği ceza ve ecrimisilin gerçekleşmiş (eylemli) zarar oluşturması nedeniyle bu sözleşmeyi yapan davalı eski yöneticiye yükletilmesi doğru ise de, maddi zarar iddiasının diğer kalemi olan diskonun inşaat değerinin zamanında kooperatif arazisine yapılmış olsaydı kooperatifin böyle bir varlığa sahip olabilecekken, bundan yoksun kaldığı gerekçesiyle davalıdan tahsiline karar verilmesi yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmadığından yerinde görülmemiştir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi hükmünce davalı eski yöneticinin inisiyatifinde yaptırılan disko inşaatı konusunda genel kurulca alınmış bir kararla yönetim kurulunun yetkilendirilip yetkilendirilmediğini onaylı inşaat ruhsatı ve projesinde kooperatif arasında disko inşa edilmesine yer verilip verilmediği, bunun yanında kooperatifin böyle bir yapı inşa edilmesine uygun arsası bulunup bulunmadığı gibi koşul ve olguların alıştırılıp belirlenmesinden sonra Hazine arazisi üzerinde disko inşa edilmesinden dolayı davacının ileride mutlaka gerçekleşecek bir yararlanmadan yoksun kılınmış olup olmadığı ve buna bağlı olarak bir zararın giderimini işleyebilme olanağı geniş bir çevrede değerlendirmek gerekirken, salt söz konusu yapının Hazine arazisinde yapılması sonucu sözleşmeyle öngörülen on yılın sonunda davacının böyle bir malvarlığı unsuruna kavuşmadığı gerekçe gösterilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yöne ilişen karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemiz onama ilamı kaldırılarak yerel mahkeme kararının kısmen bozulması gerekmiştir.

Sonuç : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (REDDİNE), 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 18.11.2002 gün ve 2002/5948-10533 sayılı onama ilanı kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı kararına (BOZULMASINA), ödediği karar düzeltme, temyiz ilam ve temyiz peşin harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 27.2.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

20120313-070654.jpg

İmar planı olmayan kooperatif arsası hakkında 2012-Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal OZMEN

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında yer alan düzenlemeye göre, imar planı bulunmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla taşınmazları hisselere ayıracak özel parselasyon planları ile satış vaadi sözleşmelerinin yapılamayacağı açıktır.
Bu itibarla, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında kaldığı gerekçesiyle tasfiyeye karar verildiğinden bahisle kooperatifçe taşınmazın 1/21’er pay olarak ortaklar adına müşterek mülkiyet halinde tescil ve tahsisi yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan’ın Düşüncesi : Edirne İli, ? İlçesi, ? Köyü sınırları içinde bulunan 2078 parsel sayılı taşınmazın 1/21’er müşterek mülkiyet halinde tescili istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 30.3.2004 günlü, 1520 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararını davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı kooperatifin tasfiyesi için karar alındığı, tasfiyenin yapılabilmesi için kooperatif adına kayıtlı taşınmazın kooperatif üyelerine hisseleri oranında taşınmazın müşterek mülkiyete çevrilerek hisselere ayrılması istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacı ile arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamayacağı hükme bağlanmış ve anılan kanun maddesinin nasıl uygulanması gerektiği yolunda da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 3.10.1997 günlü, 1997/12 sayılı Genelgesi yayımlanmıştır.
Olayda, taşınmazın bulunduğu alana ilişkin imar planının bulunmaması nedeniyle hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin yapılmasına olanak bulunmadığından, davacının isteminin reddine yönelik işlemde 3194 sayılı Kanuna ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 3.10.1997 günlü, 1997/112 sayılı Genelgesine aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Edirne İli, ? İlçesi, ? Köyü, 2078 parsel sayılı taşınmazın, 1/21 oranında müşterek mülkiyet halinde tescili istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 30.3.2004 günlü, 1520 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacı kooperatife ait olduğu, taşınmazı kapsayan alanın imar planının bulunmadığı, alanın 1. derece doğal sit olarak belirlenmesine ilişkin Mahkeme kararının Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20.5.1999 günlü, E:1998/2636, K:1999/2778 sayılı kararıyla onandığı, ardından kooperatif tarafından tasfiye kararı alındığı ve idareye taşınmazın müşterek mülkiyet halinde parsellere ayrılması istemiyle başvuruda bulunulduğu, olayda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre imar planı olmayan yerlerde yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planlarının yapılamayacağının açık olduğu, ancak taşınmazın 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesi nedeniyle üzerinde yazlık konut yapılamayacağından bahisle kooperatifin tasfiyesine karar verildiği, bu durumda davacı kooperatif tarafından yapılaşma amacı ile taşınmazın hisselere ayrılması talep edilmediğinden ve yeni yapılaşma amacı bulunmadığından, tapu kayıtları üzerinde doğal sit şerhi bulunmadığı ve hisseli tescilin mümkün olmadığı gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin son fıkrasında, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmeleri yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 3.10.1997 günlü, 1997/12 sayılı genelgesiyle, anılan Kanunun 18. maddesinin son fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca yapılacak uygulamalara yön verilmiştir.
Olayda, davacı kooperatife ait taşınmazı kapsayan bir imar planının bulunmadığı, tasfiye kararı üzerine taşınmazın 1/21’er pay olarak ortaklar adına müşterek mülkiyet halinde tescili ve tahsisi yönünde talepte bulunulduğu ancak başvurunun 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrası uyarınca reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan düzenlemeler uyarınca, imar planı bulunmayan bir alanda hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin mümkün olmaması karşısında, bu yöndeki başvurunun reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla anılan husus gözetilmeksizin verilen idare mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Edirne İdare Mahkemesinin 22.11.2005 günlü, E:2004/1474, K:2005/1339 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 10.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk. Tarih 05/12/2011

Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal OZMEN
Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 05/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121

05/12/2011

Konu

:

Gelir Vergisi Tevkifatı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin sahip olduğu dükkanlardan elde ettiği kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinde; “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veyahesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:

a)….

b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.

….” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı 15.3.2.1. bölümünde;

– Bu Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı,

– 01.01.2007 tarihinden itibaren 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacağı,

– Söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türü, mükellef veya muaf olup olmamasının bir önemi bulunmadığı

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu tevkifat oranı, 03.02.2009 tarih ve 27130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/14594 sayılı B.K.K. ile % 20 olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; Türkiye’de ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi bulunduğu hükmü ile aynı fıkranın (3/f) bendinde ise Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinin konusuna girdiği hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerdenve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) geçmesi veya bedeli 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinize ait dükkanlar dolayısıyla kooperatifinize yapılan kira ödemeleri için fatura düzenlenmesi, kooperatifiniz tarafından kiracılar adına düzenlenecek bu faturalarda kira bedeli üzerinden genel oranda (% 18) katma değer vergisi hesaplanması ve kiracıların vergi tevkifatı yapmakla yükümlü bulunması halinde söz konusu kira bedelleri (KDV hariç) üzerinden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fırkasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

20120312-192853.jpg

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti 2012-Kemal OZMEN

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/16]-10

03/01/2012

Konu

:

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin arsa tapusuna belli bir hisse ile sahip olduğu, henüz inşaata başlamadığı belirtilerek, kurumlar vergisi mükellefiyetiniz hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf oldukları hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.” ve “4.13.2.” bölümlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde, “…..Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz eklerinin incelenmesi neticesinde; arsa tapusuna belli bir hisse ile (1817197/1985200) sahip olunduğu, inşaata başlanmadığı, yapı ruhsatının alınmadığı ve kat karşılığı sözleşmenin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca, kooperatifinizin henüz inşaat aşamasına gelmemiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı muafiyet şartları arasında yer alan yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şartı aranmayacak olup anılan maddedeki diğer şartları da taşımanız kaydıyla arsa tapusunun hisseli olması kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanıza engel teşkil etmeyecektir.

Ancak, inşaat aşamasına gelinmesi durumunda arsa tapusunun ve yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şart olup bu aşamada arsa tapusu ve/veya yapı ruhsatının belli bir hisse ile adınıza tescil edilmiş olması durumunda ise kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatiflerde Yonetim kurulu 2012

MADDE 56 – (Değişik: 3476 – 6.10.1988) Yönetim kurulu üyelerindeaşağıdaki şartlar aranır.

1. Türk vatandaşı olmak,

2. Aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmamak.

3. Türk Ceza Kanunu’nun zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, görevi suistimal, sahtekârlık, hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, emniyeti suistimal ve Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlara ilişkin hükümlerine veya bu Kanuna göre mahkûm olmamak. Üyelik şartları denetçiler tarafından araştırılır. Bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir.

Haklarında yukarıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılcak ilk genel kurul gündemine madde konulur.

Kemal Özmen’in kooperatifler isimli kitabı 2. Baskısını yapmıştır

20120310-075619.jpg

İflas masasına kayıt dilekçesi 2012

Müvekkilim …, Müflis …’den … TL. alacaklı olup, alacağına ilişkin belgeleri dilekçemizle beraber sunuyoruz.

Müvekkilim …’in alacağının kabul edilerek, tasfiye sonunda alacağının ödenmesini saygılarımla arz ve talep ederim. …/…/…

Alacaklı Vekili

Av.

Kooperatiflerde karar nisabi

51- Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.Kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir