7033 Sayılı Kanundan sonra Osb’lerde alıcılardan tapu harcı alınacak mıdır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Konu : Organize Sanayi Bölgesinde tapu harcı pexels-photo-680013.jpeg

 Ekran Resmi 2017-11-05 19.29.28

İlgi : 31/07/2017 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, 01/07/2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8 inci maddesiyle 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinin “Organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan gayrimenkullerin ifraz veya taksim veya birleştirme işlemleri, söz konusu bölgelerde bulunan arsaların tahsisi nedeniyle şerhi gerektiren işlemleri ile bu arsa ve üzerine inşa edilen binaların tahsis edilene devir ve tescili işlemleri ve cins değişikliği işlemleri” şeklinde değiştirildiği, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesi gereğince OSB tüzel kişiliğinin bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, bu Kanunun uygulanmasına yönelik satış işlemlerinin OSB tüzel kişiliğinin harçtan muaf tutularak ancak alıcılardan harç tahsil edilerek gerçekleştirildiği belirtilerek, Harçlar Kanununun 59/n bendine eklenen hüküm uyarınca Organize Sanayi Bölgelerinin satış işlemlerinde alıcı taraflar için de tapu harcının aranılıp aranılmayacağı hususunda görüş sorulduğu anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde, tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu, Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I/13-a maddesinde, arsa ve arazi üzerine inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde (Her bir bağımsız bölüm vesair tesis için); I/13-c maddesinde ise (a) fıkrası dışında kalan her nevi cins ve kayıt tashihinde (her bir işlem için) maktu tutarda harç alınacağı, I/20-a maddesinde de gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde tekdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı nispi harç alınacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, anılan Kanunun 7033 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen “Harçtan müstesna tutulan işlemler” başlıklı 59 uncu maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan gayrimenkullerin ifraz veya taksim veya birleştirme işlemleri, söz konusu bölgelerde bulunan arsaların tahsisi nedeniyle şerhi gerektiren işlemleri ile bu arsa ve üzerine inşa edilen binaların tahsis edilene devir ve tescili işlemleri ve cins değişikliği işlemlerinin harçtan müstesna tutulacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise, “Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde, “Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmü bulunmaktadır.

Bu itibarla, Organize Sanayi Bölgeleri sınırları içinde yer alan arsaların tahsisi nedeniyle şerhi gerektiren işlemleri ile bu arsa ve üzerine inşa edilen binaların tahsis edilene devir ve tescili işlemleri ile cins değişikliği işlemlerinden 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/n bendine göre alıcı ve satıcıdan harç aranılmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatifin ortak kullanıma tabi taşınmazların tapu düzeltimi (malik düzeltimi) -EVREN ÖZMEN

Sayı : 66813766-140.04.01[57-2017-18]-82728 16.10.2017
Konu : Tapu Harçları  

bible-job-reading-christianity-159679.jpeg

İlgi : 17.05.2017 tarihli özelge talep formu.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve Esas No: 2011/ … , Karar No: 2015/ … sayılı kararına istinaden ortak kullanıma tabi taşınmazların tapu düzeltimi (malik düzeltimi) işleminden ne şekilde harç alınacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde, “Tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu ve kadastro harçlarına tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I/13-c fıkrasında; (a) fıkrası dışında kalan her nevi cins ve kayıt tashihinde (her bir işlem için) maktu harç alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Özelge talep formunuz ekinde alınan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve Esas No: 2011/167 , Karar No: 2015/19 sayılı kararının incelenmesinden, İzmir ili … ilçesi … köyü … Çiftliği mevkiinde kain … ada 1 parselin ortak alan olarak kullanılan “Arıtma Tesisi” vasıflı  tapu kaydının iptal edilerek “Arsa” vasfı ile S.S. … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi adına, … ada, 10 parselde kayıtlı “Arsa” vasfı ile anılan Kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile ortak alan olarak “Arıtma Tesisi” vasfı ile, “Ortak yer” olarak tescilli olan “Sosyal Tesis” vasıflı … ada 11 parsel ve … ada 1 parselin, “Ticaret Alanı” vasıflı  … ada 1 parselin,  “Trafo Yeri” vasıflı … ada 2 parselin malik kısmının muhtelif ada ve parseller adına düzeltilerek kayıt ve tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.

Buna göre, İzmir ili … ilçesi … köyü … … Çiftliği mevkiinde kain … ada 1 parsel,  … ada 10 parsel,  … ada 11 parsel, … ada 1 parsel,  … ada 1 ve 2 parsellerde kayıtlı taşınmazların tapuda yapılan arsa ve ortak alanlarının vasıf  ve malik değişikliğine ilişkin düzeltme işlemlerinden 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin yukarıda açıklanan I/13-c fıkrasına  göre harç aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica eder

Kooperatifin düzenlediği e-Arşiv Faturalarının üzerine “İrsaliye yerine geçer.” ifadesini yazması durumunda ayrıca sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hk.-EVREN ÖZMEN

Konu

:

Kooperatifin düzenlediği e-Arşiv Faturalarının üzerine “İrsaliye yerine geçer.” ifadesini yazması durumunda ayrıca sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hk. pexels-photo-632470.jpeg

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden; kooperatifinize ait araçlarla müşterilerinize teslim edilmek üzere sevk edilen ürünler için düzenlenen e-Arşiv Faturasının üzerine “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılması durumunda ayrıca sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde; Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Mezkûr Kanun hükümleri uyarınca kâğıt ortamında düzenlenmek, muhafaza ve ibraz edilmek zorunluluğu bulunan fatura belgesinin elektronik ortamda düzenlenmesi, ikinci nüshasının elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine ve alıcının talebi doğrultusunda kağıt veya elektronik ortamda iletilmesine imkân tanıyan e-Arşiv Fatura Uygulamasına ilişkin usul ve esasların 433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde düzenlenmiştir. Söz konusu Genel Tebliğin “7.1- 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Getirilen e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Olmayan Mükelleflere Faturanın Teslimi” başlıklı bölümünün  443 Sıra No.lu Genel Tebliğ İle Değişen Halinde; ” e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir.

 

            Öte yandan, alıcısına malın yanında kâğıt olarak verilen fatura, irsaliyeli fatura yerine kullanılabilir. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için faturanın, malın teslimi anında düzenlenmesi ve “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılması zorunludur.” açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Teslim” başlıklı 2’inci maddesinin 1 numaralı bendinde;  “1.Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir.” hükmüne yer verilmiştir.  Söz konusu hüküm çerçvesinde; kooperatifinize ait araçlarla müşterilerinize teslim edilmek üzere malın sevk edilmesi “malın nakliyesinin başlatılması” olarak kabul ediilmesini ve “teslim” sayılmasını gerektirmektedir.

 

Yapılan açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinize ait araçlarla müşterilerinize teslim edilmek üzere malın nakliyesinin başlatılması mal teslimi sayılacağından, malın nakliyesinin başlatılması ile birlikte düzenleyeceğiniz e-Arşiv Faturalarının üzerine “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılması durumunda; alıcısına verilen e-Arşiv Faturasının kağıt çıktısı “İrsaliyeli Fatura” yerine kullanılabileceğinden ayrıca “Sevk İrsaliyesi” belgesinin  düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İşletme kooperatifi ortaklarına ait kira gelirlerinin eklenmesiyle oluşan ve 2015 yılı brüt satış hasılatının 10 milyon TL yi geçmesi halinde e-fatura uygulamasına geçip geçmeyeceği-EVREN ÖZMEN

Sayı

:

11395140-105[Mük.257-2016/VUK-1-19905]-368021

17.10.2017

Konu

:

İşletme kooperatifi ortaklarına ait kira gelirlerinin eklenmesiyle oluşan ve 2015 yılı brüt satış hasılatının 10 milyon TL yi geçmesi halinde e-fatura uygulamasına geçip geçmeyeceği.  

pexels-photo-313690.jpeg

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kooperatifinizin faaliyetini …… Sitesinde işyeri sahibi ortaklarının oluşturduğu kat malikleri kurulunun verdiği yetkiye binaen, yetki ve görevleri kat malikleri kurulu ile birebir aynı kişilerden oluşan ortakların teşkil ettiği işletme kooperatifi sıfatıyla yürütüldüğü, Kooperatifinizin ana sözleşmesinin 6. maddesinde de belirtildiği gibi ticari bir amacınızın ve faaliyetinizin olmadığı, gelirlerinizin kooperatif ortaklarından alınan ortak giderler aidatı ve gayrimenkul kiralarından oluştuğu ve bu tutarlara fatura düzenlendiği; ayrıca ortaklarınızın ve ortaklarınızın kiracılarına ait işyerlerinin elektrik ve su ihtiyaçlarını, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı ve İski Genel Müdürlüğünden tek sayaç ve tek fatura ile almakta olduğu ve süzme tabir edilen sayaçlar ile kar amacı olmadan aynı birim fiyatlar üzerinden kooperatif ortakları ve/veya kiracılarına yansıtma faturaları düzenlendiği belirtilerek; 454 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca 2015 yılı brüt satışlarınızın 10 milyon TL yi aşmakta olduğu belirtilerek, ortak ve ortaklarınızın işyerlerindeki kiracılara kar amacı olmadan aynı birim üzerinden düzenlenen yansıtma faturalarının brüt satışlar içinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, 1/1/2017 tarihi itibariyle elektronik fatura uygulamasına geçme zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Anılan Kanunun mükerrer 242 nci maddesi ile Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Konuya ilişkin yayımlanan 421 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bir kısım mükelleflere 2013 takvim yılında e-fatura uygulamasına, 2014 takvim yılı içerisinde ise e-defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirilmiştir.

 

Mezkûr Tebliğ ile zorunluluk getirilen mükelleflere ilave olarak 20.06.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 454 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile aşağıda sayılan mükelleflere de elektronik defter tutma ve e-fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirilmiştir.

 

a) 2014 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hâsılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler.

 

b) 06.06.2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’dan lisans alan mükellefler. Bayilik lisansı olanlar, münhasıran bu lisansa sahip olmaları nedeniyle bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir.

 

c) Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listedeki malları imal, inşa ve ithal eden mükellefler.

 

(a) bendindeki şartı, 2014 hesap döneminde sağlayan mükellefler 01.01.2016 tarihinden itibaren, 2015 veya müteakip hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler ise ilgili hesap dönemine ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi takip eden hesap döneminin başından itibaren, (b) ve (c) bentlerinde sayılanlardan bu Tebliğin yayım tarihinden önce lisans alan veya mükellefiyet tesis ettirenler 01.01.2016 tarihinden itibaren, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra lisans alan veya mükellefiyet tesis ettirenler ise, lisans aldıkları ya da mükellefiyet tesis ettirdikleri tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. Bununla birlikte, lisans ya da mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler bir sonraki hesap döneminin başından itibaren elektronik defter tutabilecekler ve e-Fatura uygulamasına geçebileceklerdir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre; ortak ve ortaklarınızın işyerlerindeki kiracılara kar amacı olmadan aynı birim fiyatlar ile tanzim edilen yansıtma faturalardan kaynaklı olsa dahi 2015 yılı brüt satış hâsılatınızın 10 Milyon TL’nin üzerinde olması dolayısıyla kooperatifiniz, 01.01.2017 tarihi itibarıyla elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim

Kooperatifin bitmiş konut alması durumunda vergileme-EVREN ÖZMEN

pexels-photo-106399.jpeg

 
Sayı : 27575268-105[229-2016-211]-398668 19.10.2017
Konu : Konut yapı kooperatifinin belediyeden satın aldığı dairelerin üyelerine tesliminin Kurumlar Vergisi ve KDV karşısındaki durumu ile belge düzeni hk.  

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin 23.12.2015 tarihinde kurularak, ticaret siciline tescil edildiği, 04.02.2016 tarihinde belediyeden tapuda tarla vasfında olan bir taşınmazı KDV ödemeksizin satın aldığı, alınan taşınmazın üzerinde iskanı mevcut 28 daireli 2 apartman bulunduğu, tarla vasfında bulunan söz konusu taşınmazın cins tashihi yapılarak 28.02.2016 tarihinde mesken haline dönüştürüldüğü belirtilerek, 28 üyeli kooperatifinizin aktifinize kayıtlı bulunan söz konusu meskenlerin üyelerinize teslim edilmesi durumunda, kooperatifiniz adına Kurumlar Vergisi ve KDV yönünden mükellefiyet tesis edilip edilmeyeceği ile belge düzeni hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

  1. A)KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

            Kooperatiflerin muafiyet şartlarına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin; 4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde,

            “Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

            Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için; işlem, faaliyet amacına, diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olmalıdır ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir.

         Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Kooperatifinizin 23.12.2015 tarihinde kurularak, ticaret siciline tescil edildiği, 04.02.2016 tarihinde belediyeden tapuda tarla vasfında olan taşınmazı KDV ödemeksizin satın aldığı, alınan taşınmazın üzerinde iskanı mevcut 28 daireli iki apartman bulunduğu, söz konusu taşınmazın cins tashihi yapılarak 28.02.2016 tarihinde mesken haline dönüştürüldüğü ve aktifte kayıtlı bulunan söz konusu meskenlerin kooperatifiniz üyelerine teslim edileceği anlaşılmıştır.

            Bu itibarla, Kooperatifinizin belediyeden almış olduğu tarla vasfındaki taşınmazın üzerinde yer alan 28 daireli iki apartmanın cins tashihinin yapılması ve bu dairelerin üyelerinize dağıtılması, Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartının ihlali sayılmayacak ve kurumlar vergisi muafiyetiniz diğer şartların da sağlanması koşuluyla devam ettirilecektir.

  1. B)KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

            3065 sayılı KDV Kanununun;

             – 1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu; söz konusu faaliyetlerin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanununa göre, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuata göre belirleneceği; verginin konusuna giren işlemleri yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin vergilendirmeye engel teşkil etmeyeceği,

            – 2/1 inci maddesinde; teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

            – 4 üncü maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek,onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği, bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirileceği

             hüküm altına alınmıştır.

            Konuyla ilgili KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/G-4.1.) bölümünde;

            “3065 sayılı Kanunun geçici 28 inci maddesinde; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimlerinin KDV’den müstesna olacağı hükmüne yer verilmiştir.

             Söz konusu madde hükmüne göre, 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince, üyelerine yapılan konut teslimleri KDV’den istisnadır.

            3/7/2009 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alınmış olması halinde ise üyelere yapılan150 m²ye kadar konut teslimlerinde (% 1), 150 m²nin üstündeki konut teslimlerinde ise (% 18) oranında KDV hesaplanır. Ayrıca, üyeler dışında üçüncü şahıslara yapılan konut teslimleri ile kooperatif üyelerine bile olsa işyeri teslimleri genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir.

            3065 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca konut yapı kooperatiflerinin inşa ettikleri konutların üyelerine tesliminin karşılığını teşkil eden bedel, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihte üyeler tarafından ödenen veya borçlanılan tutarlar toplamı olacaktır.

            Ancak, üyelerden toplanan aidatlara, kat karşılığında verilen arsaya ilişkin bedelin dâhil olmaması durumunda, matrahın tespitinde arsa bedelinin her bir üyeye düşen kısmı ile her bir üye tarafından ödenen veya borçlanılan tutarlar birlikte dikkate alınır.

            Diğer taraftan, konut yapı kooperatiflerinin mükellefiyet tesisi konusunda ise aşağıdaki şekilde hareket edilmesi gerekmektedir.

            Geçici 28 inci maddenin yayımlandığı 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olması halinde bu ruhsatlara dayanılarak inşa edilecek konutların üyelere tesliminde (vergiye tabi başka işlemleri bulunmamak kaydıyla) mükellefiyet tesis edilmesine ve beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadır.

            Bu kooperatiflerin 3/7/2009 tarihi itibarıyla inşaat ruhsatı alınmamış başka arsalarının bulunması halinde, bu arsalarda inşa edilecek konutlar için inşaat ruhsatı alınıncaya kadar adlarına mükellefiyet tesis edilmesi gerekmez.

            3/7/2009 tarihi itibarıyla arsası olup bina inşaat ruhsatı almamış kooperatifler ile bu tarih itibarıyla hiç arsası bulunmayan veya bu tarihten sonra kurulacak kooperatiflerin, bina inşaat ruhsatı almadıkları müddetçe mükellefiyetleri tesis edilmez.

            3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren KDV mükellefiyeti tesis edilir, vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi sözü edilen konut yapı kooperatifleri tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla KDV beyannamesi verilir.”

             açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, konut yapı kooperatifinizin üçüncü kişilerden satın aldığı konutları üyelerine teslimi 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV’ye tabi olup, Kooperatifinizin KDV mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

  1. C)VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu; 231 inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

            Buna göre, Kooperatifinizin, belediyeden satın aldığı daireleri üyelerine teslim etmesi durumunda, kooperatifiniz adına katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edileceğinden ve katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatiflerin sattıkları emtia ya da yaptıkları iş nedeniyle Vergi Usul Kanununa göre fatura düzenleme mecburiyetleri bulunduğundan, söz konusu gayrimenkullere ilişkin satış işleminin tapuya tescil tarihinden itibaren, ancak tapuya tescil tarihinden önce fiilen teslim gerçekleşmiş ise mal tesliminin gerçekleştiği tarihten itibaren azami yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekeceği tabiidir.

               Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kat Mülkiyeti kanununa göre birden fazla evi olanın oy hakkı-EVREN ÖZMEN

Yasanın 31. maddesine göre her kat maliki arsa payı oranına
bakılmaksızın bir-tek oy hakkına sahip olup birden fazla bağımsız bölüm
sahibi de her bağımsız bölümü için ayrı bir oy hakkına sahiptir. Ancak; yasa
koyucu genel kaideye bir istisna getirerek bağımsız bölümlerinin sayısı ne
olursa olsun, sahip olacağı oy sayısı, bütün oyların üçte birinden fazla
olamayacağını hüküm altına alarak bu kişinin karar alınırken diğer maliklere
tahakkümünü önlemek istemiştir. Bu hükümlerin ışığı altında da tekli veya
gerektiğinde çiftli karar nisabının hesaplanması gerekir.
Kat malikleri kurulunun bir karar alabilmesi için önce yasaya uygun
toplanması gerekir. 30. maddeye göre kurul “kat maliklerinin” sayı ve arsa
payı bakımından yarısından fazlası ile toplanır ve oy çoğunluğu ile karar
verir. Toplantı nisabının oluşması için; katılanların arsa paylarının
toplamının 51’i geçmesi ve ayrıca katılanların sayısının da yarıdan fazla
olması gerekir. Her bağımsız bölüm ayrı kişilere ait ise yapılacak iş ve
nisap bellidir. Ancak bir kat maliki birden fazla bağımsız bölüme malikse
toplantı nisabının hesaplanmasında sayı olarak bir kişi mi yoksa malik olduğu
bağımsız bölüm adedi miktarınca mı yoksa en az kullanabileceği oy sayısı
kadar mı hesaba alınacaktır.calculator-calculation-insurance-finance-53621.jpeg

SİTELERDE VEKALET SORUNU-TAMER HEPER

read-reading-book-reader-159623.jpeg

kat mülkiyetinde, kat malikleri kurulunda herhangi bir kimse vekil olarak tayin edilebilir. Yeter ki toplantıya katılacak vekilin elinde yazılı bir vekaletname bulunsun. Yazılı vekaletname deyince de mutlaka noterden olması gerekmez. Düz beyaz kağıda yazılı bir vekaletname yeterlidir ve geçerlidir. Kat mülkiyeti ile ilgili vekalet ilişkisinde tek sınırlama vardır, o da herhangi bir kimsenin, bağımsız bölüm sayısının yüzde 5’inden fazlasının vekaletini alamayacağı ve oy kullanamayacağıdır. Bu, 40 bağımsız bölümden daha fazla bağımsız bölüme sahip siteler ve binalar içindir. Ancak 40 ve daha az sayıda bağımsız bölüm bulunan bina ve sitelerde bir kişi ancak iki kişinin vekili olabilir. Görüldüğü gibi sınırlama sayı ile ilgilidir, yoksa sorduğunuz gibi kişilikle ilgili değildir. Kanunda bu yönde bir sınırlama yoktur.

Bitcoin Tüketici kanunu kapsamında mıdır ?

Bitcoin, heryerde herkese anında ödeme imkanı sunan, merkezi olmayan dijital kriptoparadır. Bitcoinler satın alınabilir, satılabilir ve diğer para birimleriyle takas edilebilirler. Bitcoin kabul edilebilir bir seviyede gizlilik ve anonimlik sağlar. Bitcoin kullanıcıları gizli anahtarlarıyla bitcoin ağındaki işlemlerinin sahipliğini ispatlar ve kendilerine ait değeri harcayabilir, yeni sahibine transfer edebilirler. Bitcoin, transfer işlemlerini uçtan uca ağ bağlantısı kullanarak gerçekleştirir. Ödemeler bir kaç saniye içerisinde gerçekleşir. Ortalama her 10 dakikada bir, bir öbek transfer işlemi, küresel işlem defteri olan Blok-Zincir’e yazılarak onaylanır. Yeni bloklar, küresel işlem defterine, bir matematik problemini çözmek için yarışan madenciler tarafından yazılırlar. Başarılı madenciye yeni bitcoin hediye edilir. Dolaşımdaki bitcoin sayısı, kolayca tahmin edilebilen bir eğriye göre hesaplanabilir, 2140 yılında 21 milyon bitcoin üretilmiş olacaktır. Bitcoin teknolojileri kullanılarak tanımlanmış binlerce altcoin vardır. Kripto-para marketinin toplam kapitalizasyonu 14 Milyar Doların üzerindedir. Dünyada pek çok hükümet Bitcoin’e karşı olumlu bakarken, vatandaşlarını fiyat oynaklığı, Bitcoin’in arkasında bir merkezi otorite olmaması ve Bitcoin’in herhangi bir fiziki varlık ile ilişkili olmaması hususlarında uyarmaktadır. Blok-Zincir’in, Bitcoin olmasa dahi, evrakın, dijital ve fiziki varlıkların sahipliğinin izlenmesi veya oy kullanılması gibi çok geniş bir kullanım yelpazesi vardır.

Kooperatiflerde Konutların dağıtımı ne zaman yapılır ?-EVREN ÖZMEN

Konutlar, maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ortaklar veya temsilcilerinin katılımıyla noter önünde çekilecek kura ile dağıtılır. Ancak, 59. maddenin 2. fıkrası uyarınca, konutların ortaklara önceden dağıtılması halinde kuraya başvurulmaz. Kuranın yer ve zamanı en az 15 gün önce taahhütlü mektupla veya imza karşılığı ortaklara bildirir.

Osb fizibilite raporu

Yapı Kooperatiflerinde Genel Kurulun yetkileri nelerdir ?-EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE GENEL KURULUN GÖREVLERİ[email protected]

Kooperatiflerde Yönetim Kurulu

    I – Yetki:

    Madde 42 – Genel Kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır.

Genel Kurul, aşağıdaki yetkilerini devir ve terk edemez.

  1. Anasözleşmeyi değiştirmek,
  2. Yönetim Kurulu ve Denetçiler Kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek,
  3. İşletme hesabiyle bilanço ve gerektiğinde gelir gider farkının bölüşülmesi hakkında karar almak,
  4. Yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek,
  5. Kanun veya anasözleşme ile Genel Kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek.
  6. (Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek.
  7. (Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) İmalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirlemek.
  8. (Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) Yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tesbit etmek.

Sözleşmede temerrüt faiz oranı yazılmadığı takdirde 2018 de uygulanacak oran nedir ?-EVREN ÖZMEN

Sözleşmede temerrüt faiz oranı yazılmadığı takdirde 2018 de uygulanacak oran nedir ?-EVREN ÖZMEN

1 Ocak 2018 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30288
TEBLİĞ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1530 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde uygulanacak faiz oranı yıllık yüzde 10,75, alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı 185,00 Türk Lirası olarak tespit edilmiştir.

Belirlenen bu oran ve tutar 01/01/2018 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 Ekran Resmi 2017-11-05 19.29.28

Hangi şartlarda kooperatiflerin kurumlar vergisi açılır ?-EVREN ÖZMEN

Kooperatifler

Ekran Resmi 2017-03-26 22.55.32

Kooperatifler, üyelerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ile sağlanması esasıyla kurulmaktadırlar. Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır.

4.13.1. Muafiyet şartları

Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

  • Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,
  • Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,
  • Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,
  • Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.
Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır.

4.13.1.1. Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması

Sermaye üzerinden kazanç dağıtılması sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin elde ettikleri kazancı ortaklarına sermaye paylarına göre dağıtması durumunda, kooperatiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

4.13.1.2. Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi

Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmesi sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin, elde ettikleri kazancı yönetim kurulu başkan ve üyelerine dağıtması durumunda, kooperatiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

4.13.1.3. Yedek akçelerin dağıtılmaması

Kooperatiflerce ayrılan yedek akçelerin ortakların sermayeye iştirak oranlarına veya kooperatif ile yaptıkları muamele miktarlarına ya da başka bir esasa göre dağıtılmasına izin verilmemiştir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde ayrılan yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi

Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.

Kooperatiflerde Gelir gider farkları, bölünmesi ve paylara faiz verilmesi-EVREN ÖZMEN-MALİ MÜŞAVİR

Gelir gider farkları, bölünmesi ve paylara faiz verilmesi:

ekran-resmi-2017-02-12-21-40-45

Madde 38 – Anasözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde ortaklarla yapılan muamelelerden bir yıllık faaliyet sonunda elde edilen hasılanın tamamı gelir gider farkı olarak kooperatifin yedek akçelerine eklenir.

Gelir gider farkının ortaklar arasında bölüşülmesi öngörülmüş ise bu bölünme ortakların muameleleri oranında yapılır.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

(Değişik: 6/10/1988 – 3476/7 md.) Gelir-gider farkının en az % 50’si ortaklara dağıtıldıktan sonra, ortakların sermaye paylarına genel kurul kararı ile Devlet Tahvillerine verilen en yüksek faiz haddini geçmemek üzere faiz ödenebileceği anasözleşme ile hükme bağlanabilir.

(Değişik: 6/10/1988 – 3476/7 md.) Ortak dışı işlemlerden elde edilen hasılanın ortaklara sermaye payları oranında dağıtılabileceği anasözleşmede hükme bağlanabilir. Dağıtılmadığı takdirde, bunlar kooperatifin gelişmesine yarayacak işlerde kullanılmak üzere özel bir fonda toplanır.

Bir yıllık faaliyet neticeleri menfi olduğu takdirde açık, yedek akçelerden ve bunların kafi gelmemesi halinde ek ödemelerle veya ortak sermaye paylariyle karşılanır.

Menfi neticeler ortadan kaldırılmadıkça gelir gider farkı ve faiz dağıtımı yapılamaz.

Kurumlar vergisi mükellefi bir kurumun iktisadi işletme kurabilmesi vergi tekniğine aykırı değil midir ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kurumlar vergisi mükellefi bir kurumun iktisadi işletme kurabilmesi kanuna aykırı değil midir ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

city lights

Hata: İletişim formu bulunamadı.

İktisadi işletme kuran kooperatifler genel kurulda tablolarını nasıl sunacaklardır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

İktisadi işletme kuran kooperatifler genel kurulda tablolarını nasıl sunacaklardır ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Bu konudaki rapora ulaşmak için bize mail atabilirsiniz. Raporumuz ücretlidir.

Saygılarımızla

city lights

Hata: İletişim formu bulunamadı.

2018 Agi Tutarları-Mali Müşavir Evren özmen

2018 Agi Tutarları2018 Agi Tutarları.png

AGİ (ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ) 2018 TABLOSU

 

Medeni Durum Aylık Tutar
Bekar 152,18 TL
Evli, eşi çalışmayan 182,51 TL
Evli, eşi çalışmayan 1 çocuklu 205,44 TL
Evli, eşi çalışmayan 2 çocuklu 228,16 TL
Evli, eşi çalışmayan 3 çocuklu 258,70 TL
Evli, eşi çalışmayan 4 çocuklu 258,70 TL
Evli, eşi çalışmayan 5 çocuklu 258,70 TL
Evli, eşi çalışan 152,18 TL
Evli, eşi çalışan 1 çocuklu 175 TL
Evli, eşi çalışan 2 çocuklu 197,83 TL
Evli, eşi çalışan 3 çocuklu 228,56 TL
Evli, eşi çalışan 4 çocuklu 243,48 TL
Evli, eşi çalışan 5 çocuklu 258,70 TL

 

Hata: İletişim formu bulunamadı.

2018 YILI ARABULUCULUK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ-özmen müşavirlik

30 Aralık 2017 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30286
TEBLİĞ
Adalet Bakanlığından:

2018 YILI ARABULUCULUK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Amaç, konu ve kapsam

MADDE 1 – (1) Özel hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde, arabulucu ile uyuşmazlığın tarafları arasında geçerli bir ücret sözleşmesi yapılmamış olan veya ücret miktarı konusunda arabulucu ile taraflar arasında ihtilaf bulunan durumlarda, 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, 26/1/2013 tarihli ve 28540 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği ve bu Tarife hükümleri uygulanır.

(2) Bu Tarifede belirlenen ücretlerin altında arabuluculuk ücreti kararlaştırılamaz. Aksine yapılan sözleşmelerin ücrete ilişkin hükümleri geçersiz olup, ücrete ilişkin olarak bu Tarife hükümleri uygulanır.

Arabuluculuk ücretinin kapsadığı işler

MADDE 2 – (1) Bu Tarifede yazılı arabuluculuk ücreti, uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulmasını sağlamak amacıyla, arabuluculuk faaliyetini yürüten arabulucular siciline kayıtlı kişiye, sarf ettiği emek ve mesainin karşılığında, uyuşmazlığın taraflarınca yapılan parasal ödemenin karşılığıdır.

(2) Arabuluculuk faaliyeti süresince arabulucu tarafından düzenlenen evrak ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez.

(3) Arabulucu, arabuluculuk süreci başlamadan önce arabuluculuk teklifinde bulunan taraf veya taraflardan ücret ve masraf isteyebilir. Bu fıkra uyarınca alınan ücret arabuluculuk süreci sonunda arabuluculuk ücretinden mahsup edilir. Arabuluculuk sürecinin başlamaması halinde bu ücret ve masraf iade edilmez.

(4) Arabulucu, arabuluculuk sürecine ilişkin olarak belirli kişiler için aracılık yapma veya belirli kişileri tavsiye etmenin karşılığı olarak herhangi bir ücret talep edemez. Bu yasağa aykırı olarak tesis edilen işlemler hükümsüzdür.

Arabuluculuk ücretinin sınırları

MADDE 3 – (1) Aksi kararlaştırılmadıkça arabuluculuk ücreti taraflarca eşit ödenir.

(2) Aynı uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bu Tarifenin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin birinci kısmında belirtilen hallerde arabuluculuk faaliyetinin birden çok arabulucu tarafından yürütülmesi durumunda, her bir arabulucuya bu Tarifede belirtilen ücret ayrı ayrı ödenir.

(3) Aynı uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bu Tarifenin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin ikinci kısmında belirtilen hallerde arabuluculuk faaliyetinin birden çok arabulucu tarafından yürütülmesi durumunda, bu Tarifede birden fazla arabulucu için belirtilen orandaki ücret her bir arabulucuya eşit bölünerek ödenir.

Ücretin tümünü hak etme

MADDE 4 – (1) Arabuluculuk faaliyetinin, gerek tarafların uyuşmazlık konusu üzerinde anlaşmaya varmış olması, gerek taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi, gerekse taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi veya taraflardan birinin ölümü ya da iflası halinde veya tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi sebepleriyle sona ermesi hallerinde, arabuluculuk faaliyetini yürütme görevini kabul eden arabulucu, bu Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır.

(2) Arabuluculuk faaliyetine başlandıktan sonra, uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığı hususu ortaya çıkar ve bu sebeple arabuluculuk faaliyeti sona erdirilir ise, sonradan ortaya çıkan bu durumla ilgili olarak eğer arabulucunun herhangi bir kusuru yoksa, arabuluculuk faaliyetini yürütme görevini kabul eden arabulucu, bu Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır.

Arabuluculuk faaliyetinin konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret

MADDE 5 – (1) Uyuşmazlık, arabuluculuk faaliyeti devam ederken, arabuluculuk faaliyetinin konusuz kalması, feragat, kabul veya sulh gibi arabuluculuk yolu dışındaki yöntem ve nedenlerle giderilirse ücretin tamamına hak kazanılır.

Yeni bir uyuşmazlık konusunun ortaya çıkmasında ücret

MADDE 6 – (1) Somut bir uyuşmazlıkla ilgili arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi sırasında, yeni uyuşmazlık konularının ortaya çıkması halinde, her bir uyuşmazlık için ayrı ücrete hak kazanılır.

Arabuluculuk Ücret Tarifesine göre ücret

MADDE 7 – (1) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen hukuki uyuşmazlıklarda; arabuluculuk ücreti bu Tarifenin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin birinci kısmına göre belirlenir.

(2) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki uyuşmazlıklarda; arabuluculuk ücreti bu Tarifenin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin ikinci kısmına göre belirlenir.

(3) Arabuluculuk sürecinin sonunda anlaşma sağlanamaması halinde, arabuluculuğun konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki uyuşmazlık olsa bile arabulucu, arabuluculuk ücretini bu Tarifenin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin birinci kısmına göre isteyebilir.

Arabuluculuk Ücret Tarifesinde yazılı olmayan hallerde ücret

MADDE 8 – (1) Arabuluculuk Ücret Tarifesinde yazılı olmayan haller için, söz konusu Tarifenin birinci kısmındaki diğer tür uyuşmazlıklar için belirlenen ücret ödenir.

Uygulanacak tarife

MADDE 9 – (1) Arabuluculuk ücretinin takdirinde, arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.

Yürürlük

MADDE 10 – (1) Bu Tarife 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girer.

 

Eki için tıklayınız

 

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ 2018

30 Aralık 2017 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30286
TEBLİĞ
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından:

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

GENEL HÜKÜMLER

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümleri uygulanır.

(2) Taraflar arasında akdi avukatlık ücreti kararlaştırılmamış veya kararlaştırılan akdi avukatlık ücretinin geçersiz sayılması halinde; mahkemelerce, dava konusu edilen tutar üzerinden bu Tarife gereğince hesaplanacak avukatlık ücretinin altında bir ücrete hükmedilemez. Bu Tarife Avukatlık Kanununun 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrası doğrultusunda gerçekleştirilecek olan akdi avukatlık ücreti belirlenmesinde sadece asgari değerin hesaplanmasında dikkate alınır. Diğer hususlar Avukatlık Kanunundaki hükümlere tabidir.

(3) Bu Tarife hükümleri altında kararlaştırılan akdi avukatlık ücretleri, Tarife hükümleri üzerinden yapılmış olarak kabul edilir.

Avukatlık ücretinin kapsadığı işler

MADDE 2 – (1) Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.

(2) Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.

Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti

MADDE 3 – (1) Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur.

(2) Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.

Birden çok avukat ile temsil

MADDE 4 – (1) Aynı hukuki yardımın birden çok avukat tarafından yapılması durumunda, karşı tarafa bir avukatlık ücretinden fazlası yükletilemez.

Ücretin tümünü hak etme

MADDE 5 – (1) Hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır.

(2) Gerek kısmi dava gerekse belirsiz alacak ve tespit davasında mahkemece dava değerinin belirlenmesinden sonra davacı davasını belirlenmiş değere göre takip etmese dahi, yasal avukatlık ücreti, belirlenmiş dava değerine göre hesaplanır.

Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret

MADDE 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.

Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret

MADDE 7 – (1) Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.

(2) Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.

(3) Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.

Karşılık davada, davaların birleştirilmesinde ve ayrılmasında ücret

MADDE 8 – (1) Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur.

Nafaka, kira tespiti ve tahliye davalarında ücret

MADDE 9 – (1) Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz.

(2) Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez.

Manevi tazminat davalarında ücret

MADDE 10 – (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.

(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.

(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.

İcra ve iflas müdürlükleri ile icra mahkemelerinde ücret

MADDE 11 – (1) İcra ve İflas Müdürlüklerindeki hukuki yardımlara ilişkin avukatlık ücreti, takip sonuçlanıncaya kadar yapılan bütün işlemlerin karşılığıdır. Konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadar ki takip miktarı 3.000,00 TL’ye kadar olan icra takiplerinde avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde, icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.

(2) Aciz belgesi alınması, takibi sonuçlandıran işlemlerden sayılır. Bu durumda avukata tam ücret ödenir.

(3) İcra mahkemelerinde duruşma yapılırsa Tarife gereğince ayrıca avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki bu ücret, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün iki ve üç sıra numaralarında gösterilen iş ve davalarla ilgili hukuki yardımlara ilişkin olup, Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenecek avukatlık ücreti bu sıra numaralarında yazılı miktarları geçemez. Ancak icra mahkemelerinde açılan istihkak davalarında, üçüncü kısım gereğince hesaplanacak avukatlık ücretine hükmolunur.

(4) Borçlu ödeme süresi içerisinde borcunu öderse Tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir. Maktu ücreti gerektiren işlerde de bu hüküm uygulanır.

(5) Tahliyeye ilişkin icra takiplerinde Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirtilen maktu ücrete hükmedilir. Borçlu ödeme süresi içerisinde borcunu öderse Tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir.

(6) Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilamın icra müdürlüğü aracılığıyla yerine getirilmesi halinde alacaklı lehine Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün birinci sırasındaki maktu avukatlık ücretine hükmolunur.

(7) İcra dairelerinde borçlu vekili olarak takip edilen işlerde taraflar arasında akdi avukatlık ücreti kararlaştırılmamış veya kararlaştırılan akdi avukatlık ücretinin geçersiz sayıldığı hallerde; çıkabilecek uyuşmazlıkların Avukatlık Kanununun 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca çözülmesinde avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde icra dairelerinde yapılan takipler için belirlenen maktu ücrettir. Ancak belirlenen ücret asıl alacağı geçemez.

Tüketici mahkemeleri ve tüketici hakem heyetlerinde ücret

MADDE 12 – (1) Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedilir.

(2) Tüketici hakem heyetlerinde avukat aracılığı ile takip edilen işlerde, avukat ile müvekkili arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda bu Tarifenin birinci kısım ikinci bölümünün tüketici hakem heyetlerine ilişkin kuralı uygulanır.

Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret

MADDE 13 – (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

Ceza davalarında ücret

MADDE 14 – (1) Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.

(2) Ceza hükmü taşıyan özel kanun, tüzük ve kararnamelere göre yalnız para cezasına hükmolunan davalarda Tarifeye göre belirlenecek avukatlık ücreti hükmolunan para cezası tutarını geçemez.

(3) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki, hükmedilecek bu ücret ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten az olamaz.

(4) Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.

(5) Ceza mahkemelerinde görülen tekzip, internet yayın içeriğinden çıkarma, idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların kabulü veya ilk derece mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak başvuruya konu idari para cezasının miktarı Tarifenin ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörülen maktu ücretin altında ise idari para cezası kadar avukatlık ücretine hükmedilir.

Danıştayda, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde görülen dava ve işlerde ücret

MADDE 15 – (1) Danıştayda ilk derecede veya duruşmalı olarak temyiz yoluyla görülen dava ve işlerde, idari ve vergi dava daireleri genel kurulları ile dava dairelerinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde birinci savunma dilekçesi süresinin bitimine kadar anlaşmazlığın feragat ya da kabul nedenleriyle ortadan kalkması veya bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, diğer durumlarda tamamına hükmedilir.

(2) Şu kadar ki, dilekçelerin görevli mercie gönderilmesine veya dilekçenin reddine karar verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmolunmaz.

Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret

MADDE 16 – (1) Avukatlık Kanununun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.

(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 5.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 600,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.

b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.

c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 600,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.

ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret,  (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir.

Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda ücret

MADDE 17 – (1) Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda bu Tarife hükümleri uygulanır.

(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

(3) 28/1/2012 tarihli ve 28187 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Tahkim Kurulu, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Danıştay ilk derecede görülen davalar için öngörülen avukatlık ücretine hükmeder.

İş takibinde ücret

MADDE 18 – (1) Bu Tarifeye göre iş takibi; yargı yetkisinin kullanılması ile ilgisi bulunmayan iş ve işlemlerin yapılabilmesi için, iş sahibi veya temsilci tarafından yerine getirilmesi kanunlara göre zorunlu olan iş ve işlemlerdir.

(2) Tarifede yazılı iş takibi ücreti bir veya birden çok resmi daire, kurum veya kuruluşça yapılan çeşitli işlemleri içine alsa bile, o işin sonuçlanmasına kadar yapılan bütün hukuki yardımların karşılığıdır.

Dava vekili ve dava takipçileri eliyle takip olunan işlerde ücret

MADDE 19 – (1) Dava vekilleri tarafından takip olunan dava ve işlerde de bu Tarife uygulanır.

(2) Dava takipçileri tarafından takip olunan dava ve işlerde bu Tarifede belirtilen ücretin 1/4’ü uygulanır.

Tarifede yazılı olmayan işlerde ücret

MADDE 20 – (1) Tarifede yazılı olmayan hukuki yardımlar için, işin niteliği göz önünde tutularak, Tarifedeki benzeri işlere göre ücret belirlenir.

Uygulanacak tarife

MADDE 21 – (1) Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır.

Seri davalarda ücret

MADDE 22 – (1) İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda onbeş dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda altmış dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %60’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzelli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50’si oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzelliden fazla açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %30’u oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir.

Kötü niyetli veya haksız dava açılmasında ücret

MADDE 23 – (1) Kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece Avukatlık Kanunu ve bu Tarife esas alınarak takdir olunur.

Yürürlük

MADDE 24 – (1) Bu Tarife yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 

Eki için tıklayınız