KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL YAPMAMA CEZASI NEDİR ?

Ekran Resmi 2016-01-18 13.44.00

5728 sayılı Kanun ile Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2. maddesinde yapılan değişiklikle, kooperatif genel kurulunu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri hakkında verilen hapis cezası (en üst sınırdan uygulansa dahi) adli para cezası dahil TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilebilecek, dolayısıyla yönetim kurulu üyeleri cezalarını tutuklu olarak geçirmek zorunda kalmayacaktır. Buna karşın, hüküm kesinleştikten sonra yönetim kurulu üyeleri Cumhuriyet Savcılığı’nca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlamaz veya başlayıp da devam etmezse, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verecek ve bu karar derhal infaz edilecektir (TCK md. 50/6).

– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimi KDV den istisna olduğundan bu teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamayacaktır.

– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimi KDV den istisna olduğundan bu teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamayacaktır.

OSB’de ilan ve reklam vergisi tahsil etme yetkisi kimdedir ?

Konu : OSB’de ilan ve reklam vergisi tahsil etme yetkisi hk.  

Ekran Resmi 2016-03-27 20.54.19

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Turgutlu 1. Organize Sanayi Bölgesi tarafından Belediyenize hitaben verilen dilekçede, organize sanayi bölgesi içerisinde yer alan firmalardan ilan ve reklam vergisinin alınmamasının talep edildiği belirtilerek, söz konusu bölgelerdeki fabrika, işyeri, işletme vb. yerlerden ilan ve reklam vergisinin tarh, tahakkuk ve tahsil etme yetkisinin Belediyenize ait olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Bilindiği üzere, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 12 nci maddesinde, “Belediye sınırları ile mücavir alanları içinde yapılan her türlü ilan ve reklam, İlan ve Reklam Vergisine tabidir.”;13 üncü maddesinde de, “İlan ve Reklam Vergisinin mükellefi, yurt dışından gönderilen ilan ve reklamlar dahil olmak üzere, ilan ve reklamı kendi adına yapan veya yaptıran gerçek veya tüzelkişilerdir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca aynı Kanunun 14 üncü maddesinde, ilan ve reklam vergisine ilişkin istisna ve muafiyet hükümleri düzenlenmiş olup organize sanayi bölgesi içerisinde yer alan firmaların yaptığı veya yaptırdığı ilan ve reklamların söz konusu vergiden istisna olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesi ile büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları belirlenmiş olup 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunuyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ve organize sanayi bölgelerine tanınan yetki ve sorumluluklar bu Kanunun kapsamı dışında olduğu; 23 üncü maddesinin (e) bendinde, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen alanlar ile bu alanlara cephesi bulunan binalar üzerindeki her türlü ilân ve reklamların vergileri ile asma, tahsis ve bakım ücretleri. büyükşehir belediyesinin gelirleri arasında olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde, “OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır…” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ilan ve reklam vergisinin mükellefi, yurt dışından gönderilen ilan ve reklamlar da dahil olmak üzere, ilan ve reklamı kendi adına yapan veya yaptıran gerçek veya tüzel kişiler olduğundan, büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunan organize sanayi bölgelerinde yer alan sanayi kuruluşlarının, büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki meydan, bulvar, cadde ve ana yollar üzerinde bulunan kendi binaları ile bu alanlara cephesi bulunan binalar   üzerindeki her türlü ilan ve reklamlarının vergileri  büyükşehir belediyesine, büyükşehir ilçe belediyesi sınırları içinde yapılacak ilan ve reklamlarının vergileri ise,  büyükşehir ilçe belediyelerine ödenmesi gerekmektedir.

Ancak, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğince yapılan veya yaptırılan ilan ve reklamların ise, 4562 sayılı Kanunun 21’inci maddesine göre ilan ve reklam vergisinden muaf tutulması gerekir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

KOOPERATİF KURULUŞU YOL HARİTASI 2016

 

Ekran Resmi 2016-06-17 08.26.20
KOOPERATİF NASIL KURULUR ?

Kooperatif kuruluş evraklarını hazırlaya bilmemiz için aşağıdaki evrakların ana sözleşmeler hazırlanmadan ve notere gitmeden tarafımıza ulaşması gerekmektedir.

Gerekli evraklar;

1 – Mal Bildirim Formu ( Örneğini ekte bula bilirisiniz.) ( 1 Adet ) 2 – Sabıka Kaydı ( 1 Adet )
3 – İkametgah senedi ( 3 Adet )
4 – Nüfus cüzdanı noter onaylı sureti. ( 1 Adet )

5 – Ana sözleşmeyi imzalamaya gelmeyecek kişiler için eğer vekalet ile imzalanacak ise hazırlanan vekaletin aslı.

 

Continue reading

Mülkiyeti kooperatife ait olan konutların kooperatif çalışanlarının ikametine tahsis edilmesi durumunda vergilendirme

 Mülkiyeti kooperatife ait olan konutların kooperatif   çalışanlarının ikametine tahsis edilmesi durumunda vergilendirme

            İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden; mülkiyeti kooperatifinize ait olan konut ve işyerlerini kiraya vermenizden dolayı kurumlar vergisine tabi olduğunuz belirtilerek, mülkiyeti kooperatifinize ait konutları kira bedeli talep etmeden sigortalı olarak çalışan işçilerinizin ikametine tahsis etmeniz durumunda kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden vergilendirmenin nasıl olacağı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmış olup, konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

            GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN :

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

            1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

            2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

            Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”hükmüne yerverilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde ise safi kurum kazancının tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler tadadi olarak sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safî kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca anılan Kanunun;

– 23 üncü maddesinin 9 uncu bendinde; “Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler ile mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 m²’yi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler (Bu konutların 100 m²’yi aşması halinde, aşan kısma isabet eden menfaat için bu istisna hükmü uygulanmaz) ” in gelir vergisinden istisna olduğu;

– 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

            Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

– 63 üncü maddesinde; “Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır. Hizmet erbabına verilen ayınlar, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre; konut tedariki ve sair suretle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlenir.

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, mülkiyeti kooperatifinize ait olan ve çalışanlarınıza ücretsiz olarak tahsis edilen konutların brüt alanlarının 100 m²’yi aşmaması durumunda, bu suretle çalışanlarınıza sağlanan menfaatler Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesi hükmü uyarınca Gelir Vergisinden müstesnadır. Ancak her bir çalışan itibariyle tahsis edilen konutun brüt alanının 100 m²’yi aşması halinde, 100 m²’yi aşan kısım ücret matrahına dahil edilecek ve vergilendirilmesinde Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesinde hüküm altına alınan emsal kira bedeli dikkate alınacaktır.

Öte yandan, çalışanlarınıza bedelsiz tahsis edilen konutlara ilişkin emsal kira bedelinin 100 m²’yi aşan kısma isabet eden tutarının kooperatifinizce gelir olarak dikkate alınması ve aynı zamanda net ücret olarak değerlendirilen bu tutarın brüte iblağ edilmesi suretiyle bulunacak tutarın da  ücret olarak Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde; Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 1/3-f maddesinde ise; Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hükmü yer almıştır.

26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “I-B-5.Personele Sağlanan Menfaatler” başlıklı bölümünde;

“KDV uygulamasında personele bedelsiz sağlanan menfaatlerden aşağıda sayılanlar vergiye tabi tutulmaz:

a) Personele işyerinde veya müştemilatında yemek verilmesi,

b) Personele yatacak yer veya konut tahsisi,

c) Personelin toplu olarak işyerine gidip gelmesini sağlamak amacıyla yapılan taşıma hizmetleri,

ç) Personele demirbaş olarak verilen giyim eşyası.

İşletmenin iktisadi faaliyetini sürdürebilmesi için yapılan ve işletmede yaratılan katma değerin bir unsuru olan bu masraflar, maliyetin bir parçası olduğundan, personele tahsis sırasında vergiye tabi tutulmaz, bu mal ve hizmetlerin iktisabında yüklenilen vergiler ise genel hükümlere göre indirim konusu yapılabilir.”

açıklaması yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, kooperatifinize ait konutların kendi personelinize ikamet amaçlı olarak tahsisi, karşılığında bedel alınmamak kaydıyla katma değer vergisine tabi tutulmayacak, bir bedel alınması durumunda ise bu bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Ortaklarından ürün alan kooperatifin vergisel durumu

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ortaklardan ürün alımlarının 44 kooperatifinizin kendi bünyelerinde kar/zarar kooperatife ait olmak üzere adlarına basılı müstahsil makbuzları ile yapıldığı ve bütün yasal yükümlülüklerin kendileri tarafından yerine getirildiği belirtilerek,

            – 2010/2011 iş yılında alımların Birliğiniz adına yapılmasının planlandığı, alıcının Birliğiniz olması nedeniyle Borsa tescil işleminin kooperatifler tarafından Birliğiniz adına yaptırılıp tescil ücretinin de yine Birliğiniz adına yatırılması gerektiği, Birliğiniz adına yapılan alımlarda, Birliğiniz adına bastırılmış müstahsil makbuzları kullanılacağı gibi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11/b-i) bendi gereği zirai ürünler üzerinden yapılacak gelir vergisi kesintileri ile alımı yapılan ürünlerin Birliğinize ait olması nedeniyle Vergi Dairelerine yapılacak beyanlarının kooperatiflerce Birliğiniz adına ödenmesinin ve kooperatiflerin Birliğiniz adına gelir vergisi mükellefiyeti tesis ettirmelerinin mümkün olup olmadığı,

            – Gerçek usulde vergiye tabi olan üreticilerden alınan ürünler için fatura Birliğiniz adına düzenleneceğinden, bu üreticilerin teslim edecekleri ürünler için Birliğinize kesecekleri faturalarda tahakkuk edecek olan katma değer vergileri ve tevkifatları konusunda anılan kooperatiflerin bağlı oldukları vergi dairelerinde Birliğiniz adına katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirmelerinin mümkün olup olmadığı,

            – Üretici ortakların kooperatif ortağı, kooperatiflerin de birlik ortağı olduğunu belirterek, şimdiye kadarki alımlar kooperatif adına olduğundan kooperatifin vergi uygulaması bakımından pamuk getiren üretici, kooperatif ortağı ise ortak içi alım (risturna tabi), ortak değilse ortak dışı (risturna tabi değil) alım olarak değerlendirildiğini belirterek, Birliğiniz adına alımda üretici ortak doğrudan Birliğiniz ortağı olmadığından bunlardan yapılan alımların kurumlar vergisi uygulamasında ortak içi (risturna tabi) alım olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği

            hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendiyle kooperatifler kurumlar vergisinin kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatiflerin kurumlar vergisi mükellefi oldukları hükme bağlanmıştır. Ayrıca, Kooperatifler Kanununun 72 nci maddesinde kooperatif birliklerinin de kooperatif şeklinde kurulduğu belirtilmiş olup kooperatif üst birlikleri de Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine göre kooperatif statüsünde değerlendirilerek mükellef sayılmıştır.

            Aynı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile üretim kooperatiflerinde, ortakların üreterek kooperatife sattıkları veya kooperatiften üretim faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları malların değerine göre hesapladıkları risturnların kurumlar vergisinden istisna olduğu; bu risturnların ortaklara dağıtımının kâr dağıtımı sayılmayacağı, risturnun nakden veya aynı değerde mal ile ödenmesinin istisnanın uygulanmasına engel olmayacağı; ortaklardan başka kimselerle yapılan işlemlerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık statüsü dışında yapılan işlemlerden doğan kazançlar hakkında risturnlara ilişkin istisna hükmünün uygulanmayacağı, bunların genel kazançtan ayrılmasında, ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine olan oranının esas alınacağı hükme bağlanmıştır.

            Öte yandan 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunun “Muafiyet ve istisnalar” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ortak içi işlemler sonucu ortaya çıkan olumlu gelir gider farklarının gelir ve kurumlar vergisinden istisna olduğu belirtilmiş olup, aynı maddenin son fıkrasında da kooperatif ve birliklerin ortaklarından aldıkları ürünleri, niteliğinde değişiklik olmayacak şekilde ilk işleme tesislerinde işleyerek üçüncü kişilere satmalarının ortak içi işlem sayılacağı ile ortak dışı işlemlerden elde edecekleri gelir-gider farklarının ayrı bir hesapta takip ve tespit edilerek vergi kanunları hükümlerine göre vergilendirileceği  hükmüne yer verilmiştir.

            Bu hükümlere göre, Birliğinizin ortak olan kooperatiflerden aldığı ürünleri, niteliğinde değişiklik olmayacak şekilde ilk işleme tesislerinde işleyerek üçüncü kişilere satması ortak içi işlem sayılacak ve bu işlemlerden elde edilen gelir gider farkları kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır. Ancak, Birliğinize bağlı kooperatiflerin ortağı olsa dahi Birliğinizin doğrudan ortağı olmayan söz konusu üreticilerden gerçekleştirmiş olduğunuz ürün alımlarının ortak içi işlem olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

            Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde kimlerin vergi tevkifatı yapmakla yükümlü oldukları sayılmış, (11) numaralı bendinde de çiftçilerden satın alınan zirai ürünlerin alış bedeli üzerinden bu çiftçilerin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu tevkifat oranları Bakanlar Kurulunun 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı kararı ile 1/1/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hayvanlar ve bunların ürünleri ile kara ve su avcılığı ürünleri için % 2, diğer zirai ürünler için ise % 4, ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan hayvan ve hayvansal ürünlerde % 1, diğer zirai ürünlerde ise % 2 olarak belirlenmiştir.

            Aynı Kanunun 98 inci maddesinde ise 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.

            Konuyla ilgili olarak, Bakanlığımızca hazırlanıp 15/09/1990 tarihli ve 20636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 164 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile zirai ürünlerin alımında yapılacak gelir vergisi tevkifatı ve müteselsil sorumluluk konusunda gerekli açıklamalar yapılmıştır.

            Söz konusu Tebliğin birinci bölümünde yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları (Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri ve benzerleri dahil), gerek çiftçilerden gerekse çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan destekleme kapsamına girsin veya girmesin, satın aldıkları tüm zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapacaklardır. Anılan Tebliğin 2 nci bölümünde de destekleme alımı yapmayan, ancak zirai ürün işleyerek imalat faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile imalatçı olmamakla beraber faaliyet konusu itibariyle zirai ürün alım-satımında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının zirai ürün alımlarında gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda oldukları belirtilmiştir.

            Bu açıklamalara göre, Birliğiniz zirai ürün alımı yapan kamu kurum kuruluşları gibi kabul edileceğinden, gerek çiftçiden, gerekse çiftçi dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarından (destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları ile zirai ürün alımında bulunan kamu kuruluşlarından ve borsada tescil ettirilerek satın alınanlar hariç) satın aldığı tüm zirai ürünler için (borsada tescil edilmiş olsa bile çiftçilerden satın alınanlar dahil) gelir vergisi tevkifatı yapmak ve söz konusu tevkifatları Birlik adına ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan etmek zorundadır.

            Ayrıca, söz konusu kooperatiflerin bağlı bulundukları vergi dairelerinde Birliğiniz adına stopaj gelir vergisi mükellefiyeti tesis ettirmelerine gerek bulunmamaktadır.

            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 43 üncü maddesinde katma değer vergisinin mükellefin iş yerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağı, mükellefin, ayrı ayrı vergi dairelerinin faaliyet bölgelerinde iş yerlerinin olması halinde ise katma değer vergisinin, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesi tarafından tarh olunacağı hüküm altına alınmıştır.

            Bu itibarla; Birliğinize ait katma değer vergisi beyannamelerinin kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğunuz Kordon Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilmesi gerekmekte olup Birliğinize bağlı kooperatifler tarafından kooperatiflerin bağlı bulundukları vergi dairelerinde Birliğiniz adına katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesine imkân bulunmamaktadır.

            VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN :

            1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 89 uncu maddesinde “Kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin muhasebe usulleri ve mecbur olarak tutacakları defterler Ticaret Bakanlığınca belirtilebilir.

            Vergi Usul Kanununun bu hususlarla ilgili hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin verdiği yetkiye istinaden 350 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir.

            Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 sıra nolu Vergi Usul Genel Tebliğinde açıklanmış olup kurumlar vergisinden muaf olan mükelleflerin, muafiyetten yararlandıkları hesap döneminden itibaren Ba-Bs bildirim formu vermeyecekleri belirtilmiştir.

            Aynı Tebliğin (3.2.4) bölümüne göre bildirim verme yükümlülüğü bulunan, ancak tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatife ait arsanın emlak vergisinden muaf olup olmadığı hk.

KONU : Kooperatife ait arsanın emlak vergisinden
muaf olup olmadığı hk.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
( Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüne)
S.S. …. Kooperatifi tarafından Bakanlığımıza verilen 11.11.1998 tarihli dilekçenin bir örneği ilişik olarak gönderilmiştir.
Dilekçede, Kooperatife ait arsanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinin ( c ) fıkrası hükmü uyarınca emlak (arsa) vergisinden muaf olup olmadığı hususundaki Bakanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinin 1/C fıkrasında kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin, kiraya verilmediği veya irat getirmeyen bir cihete tahsis edilmediği müddetçe sahip oldukları gayrimenkul mallar üzerinden alınacak her türlü vergilerden muaf olduğu belirtilmektedir.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde, arazi vergisi ile ilgili muaflık hükümleri düzenlenmiş, ancak kooperatiflere ait arazi ve arsalara bu hükümlerde yer verilmemiştir.

Öte yandan, Emlak Vergisi Kanununun 41/4 üncü maddesinde, özel kanunların bina ve arazi vergilerine ilişkin muaflık ve istisna hükümlerinin 1.3.1972 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş, aynı maddenin 22 nci maddesinde de bina ve arazi vergileriyle ilgili muaflık ve istisna hükümlerinin bu Kanuna eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği, hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinin 1/c fıkrası hükmünün doğrudan doğruya emlak vergisi muafiyetini açıkça içermediği gibi, Emlak Vergisi Kanununun 22 ve 41 inci maddeleri hükümleri de yürürlükte bulunduğundan, Kooperatifler Kanununun söz konusu hükmünün emlak vergisi bakımından uygulanmasına imkan bulunmamaktadır.

Bu nedenle, adı geçen Kooperatifin ilişik dilekçede sözü edilen arsasının emlak vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini, konu hakkındaki Bakanlıkları görüşünün belirlenerek gerekli duyurunun yapılmasını arz ederim.

Yapı kooperatifi kısıtlı emlak vergisi-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

SAYI  : B.07.0.GEL.0.66/6685-4818

KONU:­

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü)

………… Yapı Kooperatifi tarafından Başbakanlığa verilen ve ilgisi nedeniyle Bakanlığımıza intikal ettirilen 30.7.2003 tarih ve 78/774 sayılı dilekçe ile Eskişehir İli, ……. Belediye Başkanlığının GLR.6026-15914 sayılı yazısının birer örneği ilişik olarak gönderilmiş ve emlak vergisi uygulaması ile ilgili olarak gerekli açıklama aşağıda yapılmıştır.

…… Belediye Başkanlığının yazısında…. Yapı Kooperatifinin maliki bulunduğu ve imar planında umumi hizmet alanlarına (okul, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi ve benzeri) ayrılmış bulunan taşınmazları için kısıtlı (1/10 oranında) vergi uygulandığı, imar programına alınmadığından kamulaştırma işlemleri yapılamayan bu taşınmazlara ait emlak vergisi ödenmesinin durdurulmasına imkan bulunmadığı bildirilmektedir.

Bilindiği gibi, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı, kanunla ve diğer mevzuatla yapılan kısıtlamaların neler olduğunun,süresi, tevsiki ve kısıtlama koyan kamu organlarının görevleri ve sorumluluklarının Bakanlığımızca, Milli Eğitim ve Bayındırlık ve İskan ve İçişleri Bakanlıklarının mütalaaları alınarak hazırlanacak bir yönetmelikle tanzim olunacağı hükme bağlanmıştır.

Kısıtlı vergi uygulaması bu hükme istinaden hazırlanan ve 17.11.1986 tarih ve 19284 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 9.11.1985 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe giren “Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik”  esaslarına göre yapılmaktadır.

Sözü edilen yönetmeliğin 2 nci maddesinde, “İmar planlarında, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufu kısıtlanmış sayılır.

Bu hallerde kısıtlı olarak vergileme, imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yıl başından itibaren yapılır. Kısıtlama, ilgili arsa veya binanın bulunduğu alan imar programına alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar devam eder.

Arsanın imar planında kısıtlılığı gerektiren amaçlara tahsis edildiğinin bu yönetmeliğin 5 inci maddesindeki bildirim mecburiyeti hükümlerine göre tespit edilmemiş olması halinde, arsa veya bina sahibi tarafından yazılı müracaatta bulunularak kısıtlamayı koyan idareden alınacak kısıtlılık durumunu gösteren belge verginin tarhına yetkili daireye ibraz edildiğinde kısıtlılık aynı esaslar dairesinde uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, İmar Kanununun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, imar planında belirtilen hizmetlere ayrılması nedeniyle inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsaların imar programına alınması halinde, emlak vergisi ödenmesinin, arsanın programa alındığı tarihi takip eden taksitten itibaren kamulaştırma yapılıncaya kadar durdurulması, kamulaştırmanın yapılması halinde ise, durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk eden ve ödenmesi durdurulmuş olan emlak vergisinin kamulaştırmayı yapan idareden tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu hükümlere göre, imar planında resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, Pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılan ve bu nedenle inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar için, bu arsaların bulunduğu alan imar programına alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar kısıtlı emlak vergisi uygulanması, yani verginin 1/10’unun tahsil edilmesi, 9/10’unun ise tecil edilmesi gerekmektedir.

İmar planlarında, yukarıda belirtilen hizmetlere ayrılan arsalara kısıtlamanın devam ettiği sürece kısıtlı vergi uygulanması gerekir.

Bu durumda, …… Belediye Başkanlığınca …… Yapı Kooperatifinin maliki bulunduğu ve imar planında umumi hizmet alanlarına (okul, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi ve benzeri) ayrıldığı anlaşılan taşınmazları için kısıtlı (1/10 oranında) vergi uygulanması, dolayısıyla söz konusu taşınmazlar için tahakkuk eden verginin (1/10)’unun tahsil edilmesi, (9/10)’unun ise tecil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, imar planında umumi hizmet alanlarına (okul, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi ve benzeri) ayrılan yerler için imar programı yapılmadığına göre, emlak vergisi ödenmesinin durdurulması mümkün değildir.

Konu ile ilgili olarak …… Belediye Başkanlığınca yapılan uygulamada kanuna aykırı bir husus bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini ve konu hakkındaki Bakanlıkları görüşünün belirlenerek …… Belediye Başkanlığına ve adı geçen Kooperatife gerekli duyurunun yapılmasını arz ederim.

Üretim kooperatiflerinde risturn istisnası

vergisi mükellefi (C) kredi kooperatifinin 2007 dönemi faiz geliri 280.000 YTL, diğer gelirleri 45.000 YTL’dir. Kooperatifin, elde ettiği diğer kazançlar sabit kıymet satışından doğmuş olup başka gelir unsuru yoktur. Kooperatifin kullandırdığı kredilerin %90’ını ortakları kullanmıştır. Kooperatifin indirim konusu yapılacak 55.000 YTL tutarında geçmiş yıl zararı mevcuttur.ÇÖZÜM

Bu verilere gör kooperatifin kurumlar vergisi beyanı aşağıdaki gibi olacaktır.

Kooperatifin yararlanabileceği risturn istisnası tutarı:

280.000 x 0,90= 252.000 YTL’dir.

Kurumun toplam kazancı 280.000+45.000=325.000 YTL’dir. 

 

Kurumlar Vergisi
YTL
YTL
-Kurum Ticari Kazancı
 
    325.000
-KKEG
 
                 0
Kazanç ve İlaveler Toplamı
 
    325.000
Mahsup Edilecek Geçmiş Yıl Zararı
 
       55.000
İndirime Esas Tutar
 
    270.000
İndirim ve İstisnalar
 
    252.000
-Risturnlar
252.000
 
Safi Kurum Kazancı (Matrah)
 
       18.000
Kurumlar Vergisi (%20)
 
         3.600
Kooperatifin vergi yükü cari döneme ilişkin kurumlar vergisinden oluşmakta olup (3.600/275.000=) % 1,1 oranındadır.

KONUT YAPI KOOPERATİFİ NASIL KURULUR ? KOOPERATİF NASIL KURULUR ? KOOPERATİF KURULUŞ MALİYETİ 2018-KOOPERATİF KURMA ŞARTLARI

Kooperatif kurmak için bize aşağıdaki iletişim kutusunu doldurarak ulaşabilirsiniz.

Kooperatif Kaç Kişi ile kurulur ?

Kooperatif Kurmanın Maliyeti Nedir ? Kooperatif Kurmanın vergisel avantajları Nedir ?

Kooperatif Kurma Şartları nedir ?

İletişim: info@ozmconsultancy.com

NEDEN KOOPERATİF KURULUŞU SIRASINDA VE DEVAMINDA PROFESYONEL DESTEK ALMANIZ GEREKMEKTEDİR ?

1-Usülsüz işlemlerden dolayı Kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyeleri kamu personeli gibi yargılanırlar.( Örnek genel kurul zamanında yapılmaması, resmi defterlerin süresi içinde tasdik edilmemesi, muhasebe organizasyonunun doğru kurulamaması nedeni ile ödeme ve tahsilatların resmi belgelere dayandırılamaması gibi )

2-Kooperatiflerin vergi mükellefiyetleri anonim ve limited şirketlerden farklıdır. Cezalı duruma düşmemek için hatalı vergi mükellefiyeti açılmaması gereklidir.

3-Kanunda kooperatifler için belirtilen istisna ve muafiyetlerden faydalanılması ortakların menfaatine olup, maliyetleri önemli ölçüde düşürür.( Katma değer vergisi, tapu harçları v.b.)

4-Ödemelerini  zamanında yapmayan ortaklar ile ilgili eksik işlem yapıldığı takdirde ortaklıktan ihracı mümkün değildir.

5-Kooperatifler şirketlerden farklı olarak sadece iş ve işlemlerinde maliye bakanlığına değil, türüne göre değişmek ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığına veya Gümrük ve Ticaret bakanlığına da bağlıdır. Bu nedenle yapılacak işlemler bakanlık tarafından da denetlenmektedir

Danışmanlık yaptığımız 250’nin üzerindeki kooperatifin şehir bazında dağılımı

Ekran Resmi 2017-11-17 17.51.20.png

Kooperatif nasil kurulur ? Yapi kooperatifi nasil kurulur ? YAPI KOOPERATİFLERİNİN KURULUŞU – İZİN VERME, TESCİL VE İLAN:

B) YAPI KOOPERATİFLERİNİN KURULUŞU – İZİN VERME, TESCİL VE İLAN:

Yapı Kooperatifleri, Kooperatifler Kanunun 3. ve 4. maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığına (Taşra Teşkilatlarında Bayındırlık ve İskan Müdürlüklerine) verilecek ana sözleşmenin onaylanması ve kuruluşa izin verilmesini müteakip, kooperatif merkezinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil ve ilan olunması ile tüzel kişilik kazanır.kooperatif danışmanlık. Kooperatif kuruluşunda dikkat edilecek hususlar.
Yapı Kooperatiflerinin (Konut Yapı Kooperatifi, Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi,
Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi) ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 72. Maddesine göre kurulan Yapı Kooperatifi birliklerinin örnek ana sözleşmelerinin onaylanması için yapılacak işlemler: Kooperatif kaç kişi ile kurulur. kooperatif konusunda uzman avukat.kooperatif nasıl kurulur. yapı kooperatifi kurmak

Kooperatif kurmak için gerekli belgeler. Kooperatif kurmak için neler gerekli

1) Kuruluş için Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne dilekçe ile müracaat edilir.(EK-11)
Dilekçe ekinde; kooperatif kurmak
a) Her sayfasının kurucular (en az yedi kurucu ortak) tarafından imzalanmış noter tasdikli 6 adet kooperatif ana sözleşmesinin olması, kooperatif kaç günde kurulur
b) Unvan, merkez, süre ve inşaat kooperatifi nasıl kurulur ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapacak yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile ilgili bölümlerin doldurulmuş olması, kooperatif avantajları
c) Sermaye ve paylarla ilgili 7. ve 8. maddelerdeki boş kısımların kurucu ortak sayısına bağlı olarak doldurulmuş olması,
d) Ana sözleşmelerin son sayfasında yer alan ve kurucuların adı ve soyadı, TC Kimlik No., Tabiyet, sermaye taahhüdü, ödediği sermaye ve imza bölümlerinin (örnek ana sözleşme madde8) uygun olarak doldurulmuş olması gerekmektedir.
2) 1163 Sayılı Kanunun 4. maddesine göre kurumlar tarafından taahhüt edilen nakdi sermayenin ¼’ü Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile tüzel kişilik kazandıktan sonra kooperatif ya da kooperatif birliği hesabına aktarılmak üzere kurucu ortaklarca ana sözleşmede belirtilen ilk yönetim kurulu üyelerinden birine ödenmesi ve bu hususun kooperatif izin başvuru formunda beyan edilmesi gerekmektedir.
3) 1163 Sayılı Kanunun 98. maddesinin atıfta bulunduğu Türk Ticaret Kanununun 349. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin usul ve fürundan biri ile, eşi ve 3. dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarının denetçiliğe seçilmeleri mümkün bulunmadığından ana sözleşmenin arkasında yer alan ve ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere kurucular arasından seçilmesi gereken yönetim ve denetim kurullarının teşkilinde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin akraba olup olmadıkları araştırılacak ve Türk Ticaret Kanununun 349. maddesine uygunluğu sağlanmış olacaktır.
4) Kurucu ortakların aynı türden başka bir kooperatifte yönetim kurulu üyesi olmadığına dair bir taahhütname verilecektir.
5) Kooperatif ünvanlarında kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerinin kullanılmaması ve Türk Ticaret Kanununun 48. maddesinde belirtilen hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.
6) Küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin kurulmasında ana sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ortaklık şartlarını taşıdıklarını belirtir Sanayi ve Ticaeret Odaları ve Vergi Dairelerinden verilmiş belgenin aslı verilecektir.
7) Kooperatif Birliklerinin kuruluşunda kooperatiflerin konularının aynı veya birbiri ile ilgili nitelikte olması kooperatif birliği kurulmasına ilişkin en az yedi kooperatif tarafından alınan genel kurul kararlarının Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne sunulması ve kooperatif birliğine iştirak edenlerin en az 50 pay taahhüt etmelerinin sağlanması gerekmektedir. Kooperatif kurma,

EKLER:
EK-11) Kooperatif Kuruluş izni başvuru dilekçe örneği (1 sayfa)
EK-12) Konut Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi (21 sayfa)
EK-13) Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi (21 sayfa)
EK-14) Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi (25 sayfa)

Kooperatif kuruluşu için : info@ozmconsultancy.com

 

Kooperatif Nasıl Kurulur ? Kooperatif Kuruluşu için gerekli evraklar ? Konut yapı kooperatifi nasıl kurulur ? Yapı Kooperatifi nasıl kurulur ? 2016

Ekran Resmi 2015-11-28 15.13.03
KOOPERATİF NASIL KURULUR ?

KOOPERATİF KURULUŞU İÇİN info@ozmconsultancy.com

Kooperatif nasil kurulur ? Yapi kooperatifi nasil kurulur ? YAPI KOOPERATİFLERİNİN KURULUŞU – İZİN VERME, TESCİL VE İLAN:

B) YAPI KOOPERATİFLERİNİN KURULUŞU – İZİN VERME, TESCİL VE İLAN:

Yapı Kooperatifleri, Kooperatifler Kanunun 3. ve 4. maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığına (Taşra Teşkilatlarında Bayındırlık ve İskan Müdürlüklerine) verilecek ana sözleşmenin onaylanması ve kuruluşa izin verilmesini müteakip, kooperatif merkezinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil ve ilan olunması ile tüzel kişilik kazanır.
Yapı Kooperatiflerinin (Konut Yapı Kooperatifi, Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi,
Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi) ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 72. Maddesine göre kurulan Yapı Kooperatifi birliklerinin örnek ana sözleşmelerinin onaylanması için yapılacak işlemler:

1) Kuruluş için Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne dilekçe ile müracaat edilir.(EK-11)
Dilekçe ekinde;
a) Her sayfasının kurucular (en az yedi kurucu ortak) tarafından imzalanmış noter tasdikli 6 adet kooperatif ana sözleşmesinin olması,
b) Unvan, merkez, süre ve ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapacak yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile ilgili bölümlerin doldurulmuş olması,
c) Sermaye ve paylarla ilgili 7. ve 8. maddelerdeki boş kısımların kurucu ortak sayısına bağlı olarak doldurulmuş olması,
d) Ana sözleşmelerin son sayfasında yer alan ve kurucuların adı ve soyadı, TC Kimlik No., Tabiyet, sermaye taahhüdü, ödediği sermaye ve imza bölümlerinin (örnek ana sözleşme madde8) uygun olarak doldurulmuş olması gerekmektedir.
2) 1163 Sayılı Kanunun 4. maddesine göre kurumlar tarafından taahhüt edilen nakdi sermayenin ¼’ü Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile tüzel kişilik kazandıktan sonra kooperatif ya da kooperatif birliği hesabına aktarılmak üzere kurucu ortaklarca ana sözleşmede belirtilen ilk yönetim kurulu üyelerinden birine ödenmesi ve bu hususun kooperatif izin başvuru formunda beyan edilmesi gerekmektedir.
3) 1163 Sayılı Kanunun 98. maddesinin atıfta bulunduğu Türk Ticaret Kanununun 349. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin usul ve fürundan biri ile, eşi ve 3. dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarının denetçiliğe seçilmeleri mümkün bulunmadığından ana sözleşmenin arkasında yer alan ve ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere kurucular arasından seçilmesi gereken yönetim ve denetim kurullarının teşkilinde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin akraba olup olmadıkları araştırılacak ve Türk Ticaret Kanununun 349. maddesine uygunluğu sağlanmış olacaktır.
4) Kurucu ortakların aynı türden başka bir kooperatifte yönetim kurulu üyesi olmadığına dair bir taahhütname verilecektir.
5) Kooperatif ünvanlarında kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerinin kullanılmaması ve Türk Ticaret Kanununun 48. maddesinde belirtilen hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.
6) Küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin kurulmasında ana sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ortaklık şartlarını taşıdıklarını belirtir Sanayi ve Ticaeret Odaları ve Vergi Dairelerinden verilmiş belgenin aslı verilecektir.
7) Kooperatif Birliklerinin kuruluşunda kooperatiflerin konularının aynı veya birbiri ile ilgili nitelikte olması kooperatif birliği kurulmasına ilişkin en az yedi kooperatif tarafından alınan genel kurul kararlarının Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne sunulması ve kooperatif birliğine iştirak edenlerin en az 50 pay taahhüt etmelerinin sağlanması gerekmektedir.

EKLER:
EK-11) Kooperatif Kuruluş izni başvuru dilekçe örneği (1 sayfa)
EK-12) Konut Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi (21 sayfa)
EK-13) Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi (21 sayfa)
EK-14) Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi (25 sayfa)

KOOPERATİF ARSASI SATILIRKEN MALİYET BEDELİ VE KAR NASIL HESAPLANIR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

Sayı

:

49327596-KVK.ÖZ.2011.11.-198

06/08/2013

Konu

:

Maliyet bedelinin nasıl tespit edileceği.  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellef olduğunuz 19.. tarihinde … Kooperatifinin unvan değişikliğine uğrayarak … ismini aldığı ve üzerindeki gayrimenkulleri unvan değişikliğinden dolayı kooperatifinize bedelsiz olarak devrettiği, devir sonucu kooperatifinize ait olup tapu senedinde satış bedeli bulunmayan gayrimenkullerinizin 20.. ve 20.. takvim yıllarında satışı sırasında satış karına esas alınacak maliyet bedelinin nasıl tespit edileceği konusunda özelge talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258 inci maddesinde, değerlemenin vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu hükmü yer almakta olup, müteakip 269 uncu maddesinde de iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği belirtilmiştir.

Mezkur Kanunun 267 nci maddesinde, emsal bedelinin, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu; emsal bedelinin sıra ile, ortalama fiyat, maliyet bedeli, takdir esaslarına göre tayin olunacağı, takdir esasında diğer esaslara göre belli edilemeyen emsal bedellerinin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği, takdirlerin, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılacağı, takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkının mahfuz olduğu, ancak, dava açılmasının verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasında enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Söz konusu Kanuna eklenen geçici 25 inci maddede ise, mükelleflerin 31.12.2003 tarihli bilançolarını bu madde hükmüne göre, anılan maddede hüküm bulunmayan hallerde Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı geçici maddenin (j) bendinde, 2004 yılı hesap döneminden itibaren ilk defa bilanço esasına geçen mükelleflerin bu maddede yer alan esaslara göre düzeltme yapacakları hüküm altına alınmıştır. Anılan hükmün kapsamına enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde kazançlarını bilanço esasına göre tespit etmesine rağmen gelir veya kurumlar vergisinden muaf olmaları nedeniyle düzeltme yapmayan mükellefler de girmektedir.

Buna göre, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellef olması halinde; mükellefiyetin tesis edildiği tarih itibariyle düzenlenen bilançonun anılan Kanunun geçici 25 inci maddesine göre, şartların oluşması halinde de mükerrer 298 inci maddesine göre düzeltilmesi gerekmektedir.

Aynı geçici maddenin (l) bendinde, bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet bedeli addolunacağı, şu kadar ki, amortismana tâbi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 5 inci bendinde de, enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet addolunacağı hükmü yer almaktadır.

Bu durumda, enflasyon düzeltmesinin yapıldığı 2003 ve 2004 yıllarında gayrimenkullerin kooperatifinizin aktifinde yer alması koşuluyla, geçici 25 inci maddeye göre işlem yapmanız gerektiğinden, satılacak gayrimenkuller için enflasyon düzeltmesi yapılması ve gayrimenkulleri elden çıkarmanız durumunda buna ilişkin enflasyon düzeltme farkını gayrimenkullerin maliyetine eklemeniz mümkün bulunmaktadır. Söz konusu gayrimenkuller arasında arsa bulunması halinde, arsalar amortismana tabi iktisadi kıymet olmadığından, geçici 25 inci madde kapsamında düzeltilen arsa bedelinin düzeltilmiş değerinin altında elden çıkarılması halinde düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı tabiidir.

Anılan Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 3/b bendinde, ilk madde ve malzeme, ticari mallar, yarı mamul ve mamul stokların maliyetine dahil edilen unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım işlerinde maliyeti oluşturan unsurlar, gelecek aylara ve yıllara ait giderler, maddî duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, maddî olmayan duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, özel tükenmeye tâbi varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım hakedişleri, haklar ve şerefiyeler için; düzeltme esas alınacak tarihin defterlere kayıt tarihi (Bunlara mahsuben verilen veya alınan parasal olmayan avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar düzeltilir.) olduğu hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, … Kooperatifinin unvan değişikliğine uğrayarak … Kooperatifi ismini aldığı ve üzerindeki gayrimenkulleri unvan değişikliğinden dolayı kooperatifinize bedelsiz olarak devrettiği hususları göz önüne alındığında, kooperatifinize bedelsiz olarak devredilen gayrimenkullerin düzeltmeye esas tarihinin unvan değişikliğine uğrayarak ortadan kalkan kooperatifin defterlere kayıt tarihinin esas alınması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu gayrimenkullerin maliyet bedelinin belli olmaması halinde düzeltmeye esas olacak bu bedelin tespiti hususunda takdir komisyonuna başvurmanız gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Evren ÖZMEN kopya

KOOPERATİFLERDE KAYYUM NE ZAMAN ATANIR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

kooperatif tüzel kişiliğinin organsız kalması nedeniyle kayyım tayini istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98.maddesi uyarınca, bu Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde TTK.nun Anonim Şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Diğer taraftan TTK.nun 4 ve 5 nci maddeleri uyarınca bu davalar mutlak ticari dava sayılır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre Anonim Şirketlere kayyım tayini kararları Sulh Hukuk Mahkemesince değil, müstakil Ticaret Mahkemesi olan yerlerde bu Asliye Ticaret Mahkemelerince olmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekir. Sulh Hukuk Mahkemesince bu hususlar gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Error: Contact form not found.

Ekran Resmi 2016-06-12 15.17.32

Kooperatif ana sözleşmesi nasıl değiştirilir ? -Evren özmen danışmanlık ve mali müşavirlik 

KOOPERATİF ANASÖZLEŞME DEĞİŞİKLİK FORMU

 

…………………………….……….VALİLİĞİNE

(Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü)

 

 

“S.S. ………………………………….. KOOPERATİFİ” ünvanı altında merkezi ……………………….. İli/ilçesinde bulunan ve …………………. Ticaret sicili numarasıyla faaliyet gösteren kooperatifimizin anasözleşmesinin ………. no.lu maddelerinde değişiklik yapmak istiyoruz.

 

Değişiklik talebimize ilişkin evrak yazımız ekinde sunulmuştur.

 

Kooperatifimizin anasözleşme değişikliğine izin verilmesini arz ederiz. ​ …./ …./ 20…

 

EKLER​:

EK-1 : Kuruluş evrakı (1 Takım)

EK-2 : …………………………………

EK-3 : …………………………………

 

KOOPERATİFİN ​:

UNVANI ​ : ………………………………………………………………………………………..

ADRES​ : ………………………………………………………………………………………..

TELEFON​ : ………………………………………………………………………………………..

KURUCU ORTAK SAYISI: ………………………………………………………………………………………..

 

 

YÖNETİM KURULU ASİL ÜYELERİNİN :

 

Adı Soyadı

TC Kimlik No

Baba Adı

Doğum Yeri-Tarihi

Adresi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 

Kurucu Ortaklar Adına

 

 

  İmza ​İmza

 

TOPLANTI NİSABI SAĞLANAMAMASI HALİNDE HAZIRLANACAK ERTELEME TUTANAĞI ÖRNEĞİevren öZmen 

TOPLANTI NİSABI SAĞLANAMAMASI HALİNDE HAZIRLANACAK ERTELEME TUTANAĞI ÖRNEĞİ
 
ERTELEME TUTANAĞI
S.S. ……………………….. Kooperatifinin olağan/olağanüstü genel kurul toplantısını yapmak üzere…………..günü saat………’da Bakanlık Temsilcisi ………………………ile birlikte………………………………………………..adresinde hazır bulunuldu.
Toplantıya ilişkin çağrının;……… ortağa elden imza karşılığı, ..………….. ortağa …… ..…….Postanesindenden ………………….. tarihinde Tahüütlü mektupla tepliğ edildiği ve ayrıca ………………..gazetesinin …………günü nüshasında yayımlandığı, bir saat beklenildiği halde kayıtlı …………….. ortaktan …………..ortağın asaleten ve ……………..ortağında vekaleten olmak üzere, sadece toplam ……….. ortağın geldiği, buna göre toplantı için gerekli nisabın sağlanamadığı, belirlenmiştir.
Çağrı uyarınca, ……….. günü saat ………’de ………………..adresinde ikinci kez yapılmak üzere toplantı ertelenmiştir. …./…./2011
 
Bakanlık Temsilcisi Yön.Kr. Bşk. Yön.Kr.Bşk. Yrd.
 
 
Denetçi Denetçi
 
 
 
 
Not: Bu Tutanak iki nüsha olarak hazırlanacaktır.
Tutanağın hazır bulunan ortaklarada imzalatılmasında fayda vardır.

Kooperatiflerde nisap olmaması durumunda toplantı erteleme, tehir tutanağı Örneği -Mali Müşavir Evren özmen

 TEHİR TUTANAĞI

 

 

 

………………………. Kooperatifinin   olağan genel kurulu toplantısı için ilan ve duyurusu yapılan …..… / …..… / 2010 tarihinde ………………….….… günü, Saat : ….… , …….’da toplantı yeri olan ……………………………………………..…………………………..……. adresine, ……. Bakanlığı Temsilcileri ……………………………….. , ……………………………….. ’ın hazır bulundukları, toplantı ilan ve duyurularının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapıldığı, odanın kooperatifin genel kurul toplantısına iştirak etmesi gereken ………………….. kayıtlı üyeden …………….. üyenin toplantı yerine geldiği, 1163 sayılı Kanunun …’inci maddesinde öngörülen toplantı çoğunluğunun sağlanamadığı tesbit edilmiştir.

İlan gereği; ikinci toplantının …..… / …..… / 2010 tarihinde ………….……. günü, Saat : …..… , ……..’da …………………………………….………………………………. adresinde yapılmak üzere işbu olağan genel kurul toplantı tehir tutanağı düzenlenmiş ve imzalanmıştır.