KOOPERATİF ARSASI SATILIRKEN MALİYET BEDELİ VE KAR NASIL HESAPLANIR ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

Sayı

:

49327596-KVK.ÖZ.2011.11.-198

06/08/2013

Konu

:

Maliyet bedelinin nasıl tespit edileceği.  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellef olduğunuz 19.. tarihinde … Kooperatifinin unvan değişikliğine uğrayarak … ismini aldığı ve üzerindeki gayrimenkulleri unvan değişikliğinden dolayı kooperatifinize bedelsiz olarak devrettiği, devir sonucu kooperatifinize ait olup tapu senedinde satış bedeli bulunmayan gayrimenkullerinizin 20.. ve 20.. takvim yıllarında satışı sırasında satış karına esas alınacak maliyet bedelinin nasıl tespit edileceği konusunda özelge talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258 inci maddesinde, değerlemenin vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu hükmü yer almakta olup, müteakip 269 uncu maddesinde de iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği belirtilmiştir.

Mezkur Kanunun 267 nci maddesinde, emsal bedelinin, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu; emsal bedelinin sıra ile, ortalama fiyat, maliyet bedeli, takdir esaslarına göre tayin olunacağı, takdir esasında diğer esaslara göre belli edilemeyen emsal bedellerinin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği, takdirlerin, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılacağı, takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkının mahfuz olduğu, ancak, dava açılmasının verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasında enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Söz konusu Kanuna eklenen geçici 25 inci maddede ise, mükelleflerin 31.12.2003 tarihli bilançolarını bu madde hükmüne göre, anılan maddede hüküm bulunmayan hallerde Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı geçici maddenin (j) bendinde, 2004 yılı hesap döneminden itibaren ilk defa bilanço esasına geçen mükelleflerin bu maddede yer alan esaslara göre düzeltme yapacakları hüküm altına alınmıştır. Anılan hükmün kapsamına enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde kazançlarını bilanço esasına göre tespit etmesine rağmen gelir veya kurumlar vergisinden muaf olmaları nedeniyle düzeltme yapmayan mükellefler de girmektedir.

Buna göre, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellef olması halinde; mükellefiyetin tesis edildiği tarih itibariyle düzenlenen bilançonun anılan Kanunun geçici 25 inci maddesine göre, şartların oluşması halinde de mükerrer 298 inci maddesine göre düzeltilmesi gerekmektedir.

Aynı geçici maddenin (l) bendinde, bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet bedeli addolunacağı, şu kadar ki, amortismana tâbi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 5 inci bendinde de, enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet addolunacağı hükmü yer almaktadır.

Bu durumda, enflasyon düzeltmesinin yapıldığı 2003 ve 2004 yıllarında gayrimenkullerin kooperatifinizin aktifinde yer alması koşuluyla, geçici 25 inci maddeye göre işlem yapmanız gerektiğinden, satılacak gayrimenkuller için enflasyon düzeltmesi yapılması ve gayrimenkulleri elden çıkarmanız durumunda buna ilişkin enflasyon düzeltme farkını gayrimenkullerin maliyetine eklemeniz mümkün bulunmaktadır. Söz konusu gayrimenkuller arasında arsa bulunması halinde, arsalar amortismana tabi iktisadi kıymet olmadığından, geçici 25 inci madde kapsamında düzeltilen arsa bedelinin düzeltilmiş değerinin altında elden çıkarılması halinde düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı tabiidir.

Anılan Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 3/b bendinde, ilk madde ve malzeme, ticari mallar, yarı mamul ve mamul stokların maliyetine dahil edilen unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım işlerinde maliyeti oluşturan unsurlar, gelecek aylara ve yıllara ait giderler, maddî duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, maddî olmayan duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, özel tükenmeye tâbi varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım hakedişleri, haklar ve şerefiyeler için; düzeltme esas alınacak tarihin defterlere kayıt tarihi (Bunlara mahsuben verilen veya alınan parasal olmayan avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar düzeltilir.) olduğu hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, … Kooperatifinin unvan değişikliğine uğrayarak … Kooperatifi ismini aldığı ve üzerindeki gayrimenkulleri unvan değişikliğinden dolayı kooperatifinize bedelsiz olarak devrettiği hususları göz önüne alındığında, kooperatifinize bedelsiz olarak devredilen gayrimenkullerin düzeltmeye esas tarihinin unvan değişikliğine uğrayarak ortadan kalkan kooperatifin defterlere kayıt tarihinin esas alınması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu gayrimenkullerin maliyet bedelinin belli olmaması halinde düzeltmeye esas olacak bu bedelin tespiti hususunda takdir komisyonuna başvurmanız gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Evren ÖZMEN kopya

Kooperatifin Arsası istimlak edilirse kurumlar vergisi söz konusu olur mu ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Sayı

:

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]–22658

15/03/2016

Konu

:

Kooperatifin aktifinde kayıtlı arsanın Belediye   tarafından istimlak edilmesi durumunda vergilendirme ve belge düzeni   hakkında.

Ekran Resmi 2016-05-09 06.26.55

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kooperatifinizin üyelerine konut yapmak amacıyla 19.. yılında kurulduğu, yapmış olduğunuz konutları 19.. yılında üyelerine teslim ettiğinizi, 19.. yılından bu yana faaliyetinizin olmadığı, kooperatif aktifinde 19.. yılından beri kayıtlı olan ve imar planında yeşil alan olarak gözüken arsanın Belediye tarafından istimlak edilerek, istimlak bedelinin kooperatife ödemesinin yapılmasının gündemde olduğu belirtilerek istimlakin gerçekleşmesinden sonra elde edilecek kazancın ortaklara dağıtılarak tasfiye sürecine girilmesi halinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilip edilmeyeceği, ortaklara dağıtılan tutarların tevkifata tabi tutulup tutulmayacağı, kooperatifin tasfiyesi sırasında enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan geçmiş yıl karlarının vergilendirilip vergilendirilmeyeceği, arsanın istimlaki nedeniyle KDV tahakkuku olup olmayacağı ve fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

I- KURUMLAR VERGİSİ VE VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olacağı hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:

            …

            (e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı.

            Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

            …

            İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır…

hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca, anılan istisna ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilen 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.4.1. Kooperatiflerin durumu” başlıklı bölümünde, yapı kooperatiflerinin de önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu istisnadan yararlanabilmesinin mümkün olduğu; ancak istisna edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması gerektiği belirtilmiştir.

Aynı Tebliğin “5.6.2.3.3. Fon hesabında tutulan kazançların işletmeden çekilmemesi” başlıklı bölümün üçüncü paragrafında, “Bu istisnanın amacı kurumların sermaye yapılarının güçlendirilmesi, finansman sıkıntılarının giderilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak ve işletmelerin finansal bünyelerini güçlendirmektir. Tasfiyeye giren şirketlerde ise böyle bir amacın olamayacağı açıktır. Bu nedenle, istisna uygulamasında satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar tasfiyeye girilmiş olması halinde, fon hesabında tutulması gereken kazancın işletmeden çekildiği kabul edilecektir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinizin aktifinde kayıtlı olan taşınmazın (arsanın) Belediye tarafından istimlak edilmesi, kurumlar vergisi muafiyeti şartlarının ihlal edildiği anlamına gelmeyecektir. Ancak istimlak sonucu elde ettiğiniz kazancın ortaklarınıza dağıtılması, “sermaye üzerinden kazanç dağıtılması” şartının ihlali olarak değerlendirilecek ve bu şartın ihlal edildiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekecektir.

Öte yandan, kooperatifinizin tasfiyeye girmiş olması nedeniyle mülkiyetinde bulunan gayrimenkulün satışından elde edilen kazancın, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenen satış kazancı istisnasından yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasında, iştirak hisselerinden doğan kazançlar menkul sermaye iradı olarak sayılmış, aynı maddenin parantez içi hükmünde ise kooperatiflerin dağıttıkları kazançların bu zümreye dahil olduğu, kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevziinin, kazanç dağıtımı sayılmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde, Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede yer alan yetkiye istinaden 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranı %15 olarak belirlenmiştir.

Bu açıklamalar çerçevesinde kooperatife ait taşınmazın istimlak edilmesi nedeniyle doğan kazancın kooperatif üyelerine dağıtılması halinde, dağıtımı yapılacak tutar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması ve muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, fatura, “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” şeklinde tanımlanmış, 231 inci maddesinin 5 inci bendinde, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, mezkûr Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinde, “… Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kar dağıtımı sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre;

– Söz konusu taşınmazın tapuda Belediye adına tescil edildiği tarihten, bu tarihten önce Belediyenin kullanımına bırakılıyorsa kullanıma bırakıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

– Daha önce sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, kooperatifin tasfiye edilmesi sebebiyle ortaklara dağıtılması işlemi işletmeden çekiş sayılacak olup işletmeden çekilen tutarların öncelikle kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın da kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması gerekecektir.

 

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesi ile Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 17/4-r maddesinde ise; kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dâhil) bankalara devir ve teslimlerinin KDV’den istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Ancak, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.

Diğer taraftan, istisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır.

Buna göre, en az iki tam yıl süreyle kooperatifiniz aktifinde yer alan arsanın mutad taşınmaz alım satım ticareti kapsamında olmaması koşuluyla Belediye tarafından istimlak edilmesi; KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV’den istisna olacaktır.

Bahse konu arsa; en az iki tam yıl süre ile kooperatifiniz aktifinde yer alsa dahi, mutad taşınmaz alım satım kapsamında olması durumunda söz konusu istisna hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamakta olup, bahse konu istimlak işlemi KDV’ye tabi olacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

KOOPERATİFLERDE ARSA ALIMI-KEMAL ÖZMEN

 Sorularınız için info@ozmconsultancy.com

ARSA ALIMI :

ARSA VE KONUTLAR

Madde 58- Arsa alımında takip edilecek usul ile alınacak arsanın niteliği, yeri ve azami fiyatı genel kurulca tespit edilir.

13

Arsa alımının, tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılması ve alınacak arsanın kooperatifin amacına uygun olması şarttır.

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=1Z9JDE6H67c&w=560&h=315]