Yenileme fonuna alınan karın yeni inşaa edilecek fabrika binasının finansmanında kullanımı.

Konu

:

Yenileme fonuna alınan karın yeni inşaa edilecek   fabrika binasının finansmanında kullanımı.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; … ürünleri imalatı faaliyetinden dolayı Başkanlığımız … vergi kimlik numaralı mükellefi olan şirketinizin hali hazırda … üretimini yürüttüğü fabrikasının yerine daha geniş ve verimli kullanabileceği bir fabrika inşa edilmesi için … yıl önce yabancı kaynak kullanmak suretiyle yeni bir fabrika yatırımına başladığı, … üretiminin teknolojik açıdan özellikli
olması, ürün yelpazesi ve üretim teknolojisinin benzerinin olmaması gibi nedenlerle eski fabrikadan yeni fabrikaya geçiş sürecinin aşamalı yapılmasının zorunlu olduğu, diğer taraftan, yeni fabrika tam ve bir bütün olarak hazırlayıp kullanılabilir hale getirmeden, eski fabrikayı kapatıp elden çıkarmanın işin doğası gereği mümkün olmadığı belirtilerek, şirket faaliyetinden kaynaklanan zaruret gereği ve teknik nedenlerle yeni fabrika binası inşaatına eski fabrika binasının satışından önce başlamak zorunda olduğunuzdan ve eski fabrika binasının satışı da taşınma işlemleri tamamlandıktan sonra gerçekleştirilebileceğinden, eski fabrika binasının satışından elde edilecek karın Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesi kapsamında yenileme fonu hesabına aktarılıp aktarılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesinde; “Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kayıt ederler.

            Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.

            Devir ve trampa satış hükmündedir.

            Şu kadar ki satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde satıştan tahassül eden kâr yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan kârlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu kârlar o yılın matrahına eklenir.

            Yukarıdaki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kâr, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre;

– “Yenileme Fonu“, iktisadi işletmelere dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenebilmesi için bu kıymetlerin satışından doğan kârların bilançonun pasifinde azami üç yıl süre ile bekletilmesini ifade eden bir vergi erteleme yöntemi olarak, işletme içi yatırımları teşvike yönelik bir uygulamadır. Yenileme fonunun iktisadi kıymetin iktisabında kullanılması halinde, bilançonun pasifinde yer alan fon, yeni değer için ayrılacak amortismanlara mahsup edilmektedir.

– Yenileme fonunun, işletmede inşa/imal edilecek veya satın alınacak aynı nitelikte ve aynı hizmete tahsis edilecek yeni bir iktisadi kıymetin amortismanında kullanılması için, öncelikle iktisadi kıymetin satılmış olması, sonra bu iktisadi kıymetin üretimi için işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olması gerekmektedir.

 

Bu itibarla, yenileme fonu uygulamasından yararlandırmayı düşündüğünüz eski fabrika binasının satışı neticesinde oluşan karın, söz konusu satıştan önce inşaatına başlanan fabrika binasının giderlerini karşılamak üzere yenileme fonu uygulamasından yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Stoklarda mevcut ilaçların bozulduğunun tespitini müteakip dönemde imha işleminin gerçekleştirilmesi durumunda muhasebe kaydının hangi dönem için yapılacağı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[278-2015/VUK-1-19050]-99358

01/12/2015

Konu

:

Stoklarda mevcut ilaçların bozulduğunun tespitini   müteakip dönemde imha işleminin gerçekleştirilmesi durumunda muhasebe   kaydının hangi dönem için yapılacağı hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

 

Yurt dışından ithal ettiğiniz ilaçların (farmasötik) yurt içinde satış ve pazarlamasını yaptığınız, 31/12/20.. tarihinde stok emtianız arasında yer alan ilaçlardan bazılarında kalite kusuru tespit edildiği ve kullanılamaz ve satılamaz duruma geldiği, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun bilgilendirildiği, adı geçen Kurum tarafından ilaçların bu hali ile kullanılamaz olduğunun kabul edildiği ve 2. sınıf (eczane, ecza deposu, hastane vb.) geri çekme talebinizin uygun bulunduğu, 30/12/20.. tarihi itibarıyla stoklarınızda mevcut … adet ilaç için takdir komisyonu marifetiyle işlem yapılması için … tarihinde … Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvuruda bulunduğunuz,

 

– Anılan vergi dairesi müdürlüğünden alınan … tarihli ve … sayılı cevabı yazı ile insan sağlığı açısından zararlı olabilecek ilaçların imhasının ilgili Bakanlığın bir temsilcisi eşliğinde tutanak tutmak suretiyle yapılabileceğinin bildirildiği ve fire oranı içerisinde kalan miktarlar içinde takdir komisyonu kararının gerekmediğinin ifade edildiği

 

belirtilerek ilaçların bu hali ile kullanılamaz olduğunun 20.. yılında tespit edildiği ve imha başvurusunun da bu yıl içinde vergi dairesi müdürlüğüne yapılması sebebiyle satılamaz ve kullanılamaz ilaçlar için 20.. yılı muhasebe kayıtlarında değer düşüklüğü kaydının yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Takdir Komisyonlarının Görevleri” başlıklı 74 üncü maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak takdir komisyonlarının görevleri arasında sayılmıştır.

 

Mezkur Kanunun 278 inci maddesinde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi hâller neticesinde iktisadî kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.

 

Aynı Kanunun 267 nci maddesinde ise, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın emsal bedelinin, ortalama fiyat, maliyet bedeli ve takdir esası olmak üzere üç esasa göre tayin edileceği; ilk iki sıradaki usul ile belli edilemeyen emsal bedelin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği hüküm altına alınmıştır.

 

Emtiaların imhasında genel uygulama, imhaların takdir komisyonu nezaretinde yapılmasıdır. Ancak son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk olan ilaç, tıbbi malzeme, gıda, atık vb. emtianın insan sağlığına zararlı olabileceği ve acilen imha edilmesi mecburiyeti bulunan bu ürünlerin emsal bedellerinin takdir komisyonlarınca muayyen bir zamanda takdirinin mümkün olamayacağı hususları göz önüne alınarak; takdir komisyonuna başvurulmaksızın ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde tutanakla tespit edilmek suretiyle imha edilebilmesi Maliye Bakanlığınca benimsenmiştir.

 

Bu çerçevede imha edilecek emtianın niteliğine göre, ilgili mevzuat gereği görevli olan bakanlıkların veya yetkili kurumun görevlileri ve bu emtiayı imha etmeye yetkili müessese ile mükellefin temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde imha işleminin yapılması ve bu durumun komisyon tarafından tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir.

 

Söz konusu ürünlerin yukarıda bahsedilen şekilde teşekkül ettirilen bir komisyon nezdinde imha edilmesi halinde, bu ürünlerin imhası aşamasına mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi görevlilerinin söz konusu komisyona katılımına gerek bulunmamaktadır.

 

Yukarıda izah edilen şekilde ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı komisyon nezdinde imha işlemine ilişkin olarak düzenlenen tutanağın istenildiğinde ibraz edilmesi şartıyla muhafaza edilmesi gerekmekte olup, imha işleminin söz konusu tutanağa istinaden muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Öte yandan, son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk ürünlerin imha edilmesi işlemine ilgili bakanlık yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa bağlanamaması durumunda, olayın mutlaka takdir komisyonuna intikalinin sağlanması gerekmekte olup, imha edilen ürünlerin takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedel üzerinden kayıtlara alınarak işlem yapılması gerekecektir.

 

İster ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı komisyon nezdinde isterse takdir komisyonu gözetiminde yapılan imhaların kayıt altına alındığı tutanaklar ve takdir kararları imhaların defterlere kaydedilmesi için dayanak teşkil etmekle beraber bu tutanakların ve takdirlerin mükellefe tebliğ edilmesi ile geçerlilik kazanmaktadır. Bu nedenle imhanın gerçekleştiği dönem ile imhaya ilişkin belgelerin mükellefe tebliğ edildiği dönemlerin farklı olması halinde tebliğ ile belgeler mükellef açısından geçerlilik kazandığından belgelerin tebliğ edildiği dönemde kayıtlara alınması gerekmektedir.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, satış kabiliyetinin kaybolması, bozulması, son kullanma sürelerinin dolması, vasıflarının değişmesi gibi nedenlerle ürünlerin imhasında;

 

– İlgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı komisyon nezdinde imha işlemine ilişkin olarak düzenlenen tutanağın,

 

– İlgili bakanlık yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa bağlanamaması durumunda, ürünleri imha ettirecek olan takdir komisyonunca imha edilen ürünlerin emsal bedelinin

 

tarafınıza bildirildiği tarih itibariyle değer düşüklüğü belli olduğundan, ürünlerin maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkın takdir komisyonu kararının veya tutanağın tarafınıza tebliğ edildiği dönemde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatife ait arsanın icra yoluyla satılması durumunda vergilendirmenin nasıl yapılacağı.

Konu : Kooperatife ait arsanın icra yoluyla satılması durumunda vergilendirmenin nasıl yapılacağı.  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin 1990 yılında kurulduğu ve 51 hissedarı bulunan bir arsanın 14 hissedarı dışındaki ortaklarının arsa paylarını kooperatifinize bedelsiz olarak devretmek suretiyle arsa değeri üzerinden hissedar oldukları, ancak hissedarlar arasındaki uyuşmazlık nedeniyle açılan dava neticesinde söz konusu arsanın mahkeme kararına istinaden icra yoluyla üçüncü kişilere 861.000 TL’ye rayiç değerinin altında satıldığı belirtilerek, bu satış işleminden dolayı kooperatifiniz adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilerek kurumlar vergisi beyannamesi verilip verilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan 1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde, kooperatif muafiyeti ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup, “4.13.1. Muafiyet şartları” başlıklı bölümünde de, kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

-Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

-Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,

-Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına,

-Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara fiilen uyulması gerektiği, ayrıca bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatiflerin, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmiştir.

Tebliğin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde ise; “Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir. Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinizin, anılan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartları sağlaması ve herhangi bir ortak dışı işleminin de bulunmaması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulması mümkün bulunmaktadır. Ancak, kooperatifinizin arsasının, ortaklar ve diğer arsa hissedarları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle bir paylaşma davasına konu edilerek söz konusu arsanın kooperatifinizce açılan paylaşma davası sonucunda mahkeme kararına istinaden icra yoluyla üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılacak ve kooperatifiniz adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekecektir.

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında menkul sermaye iradının tanımı yapılmış olup, ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde ise; iştirak hisselerinden doğan kazançların (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii kazanç dağıtımı sayılmaz.) menkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 94 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların, yine söz konusu maddelerde bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir ve kurumlar vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (6/b-i) bendinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) % 15 tevkifat yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, kooperatifinizin icra yoluyla satılan arsası nedeniyle elde ettiği kazancın ortaklara hisseleri oranında dağıtılan tutarları üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6-b-i) bendine göre %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapması ve muhtasar beyanname ile beyan etmesi gerekmektedir.

II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

-227 nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

-229 uncu maddesinde faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

-231 inci maddesinin (5) numaralı bendinde; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği,

-232 nci maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin: birinci ve ikinci sınıf tüccarlara; serbest meslek erbabına; kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara; defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere; vergiden muaf esnafa; sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları,

-262 nci maddesinde; maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

-269 uncu maddesinde ise; iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedelleri ile değerleneceği,

hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıdaki madde hükümlerinde fatura kullanma mecburiyetinde bulunanlar tadadi olarak sayılmış olup, kurumlar veya katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan mükellefler aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin satışından dolayı fatura düzenlemek zorundadırlar. Kurumlar veya katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifler de sattıkları emtia ya da yaptıkları iş nedeniyle Vergi Usul Kanununa göre fatura kullanma mecburiyetleri bulunduğundan, söz konusu gayrimenkule ilişkin satış işleminizin tapuya tescil tarihinden itibaren, ancak tapuya tescil tarihinden önce fiilen teslim gerçekleşmiş ise mal tesliminin gerçekleştiği tarihten itibaren azami yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekeceği tabiidir.

Öte yandan, aynı Kanunun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasında enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Söz konusu Kanuna eklenen Geçici 25 inci maddede ise, mükelleflerin 31.12.2003 tarihli bilançolarını bu madde hükmüne göre, anılan maddede hüküm bulunmayan hallerde Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı geçici maddenin (j) bendinde, 2004 yılı hesap döneminden itibaren ilk defa bilanço esasına geçen mükelleflerin bu maddede yer alan esaslara göre düzeltme yapacakları hüküm altına alınmıştır. Anılan hükmün kapsamına enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde kazançlarını bilanço esasına göre tespit etmesine rağmen gelir veya kurumlar vergisinden muaf olmaları nedeniyle düzeltme yapmayan mükellefler de girmektedir.

Buna göre, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunması halinde; mükellefiyetinizin tesis edildiği tarih itibariyle düzenlenen bilançonun anılan Kanunun geçici 25 inci maddesine göre, şartların oluşması halinde de mükerrer 298 inci maddesine göre düzeltilmesi gerekmektedir.

Yukarıdaki açıklamalara göre, kooperatifinizce mükellefiyetinin tesis edildiği tarih itibariyle düzenlenen bilançonun Kanunun geçici 25 inci maddesine göre düzeltmeye tabi tutulması gerekmektedir.

Aynı Kanunun geçici 25 inci maddesinin (l) bendinde ve mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 5 inci bendinde, enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet addolunacağı hükmü yer almaktadır.

Bu durumda, enflasyon düzeltmesinin yapıldığı 2003 ve 2004 yıllarında arsanın kooperatifinizin aktifinde yer alması koşuluyla, (kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edildiği tarih itibarıyla düzenlenen bilançonun aktifinde yer alan) arsa için enflasyon düzeltmesi yapılması ve arsayı elden çıkarmanız durumunda buna ilişkin enflasyon düzeltme farkını arsanın maliyetine eklemeniz mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, geçici 25 inci madde ve mükerrer 298 inci madde kapsamında enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan geçmiş yıl karları ve zararlarına ilişkin yapılacak işlemler 328, 337, 338 ve 348 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile enflasyon düzeltmesi uygulamasına yönelik sirkülerler de ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. VE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNCE TARIMSAL ÜRETİME DAİR DÜŞÜK FAİZLİ YATIRIM VE İŞLETME KREDİSİ KULLANDIRILMASINA İLİŞKİN UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ

9 Mart 2016 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29648
TEBLİĞ
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. VE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNCE

TARIMSAL ÜRETİME DAİR DÜŞÜK FAİZLİ YATIRIM VE

İŞLETME KREDİSİ KULLANDIRILMASINA İLİŞKİN

UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ

(TEBLİĞ NO: 2016/8)

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğ, 14/12/2015 tarihli ve 2015/8299 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Karar kapsamında, tarımsal üreticilerin finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanması amacıyla gerçek ve/veya tüzel kişi üreticilere, 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamında olup Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının görev alanı içerisinde yer alan tarımsal amaçlı kooperatiflere ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (diğer kamu kurum ve kuruluşları hariç), T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılması ile ilgili usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 14/12/2015 tarihli ve 2015/8299 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Karara dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar ve kısaltmalar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Arazi: Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, halihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazileri,

b) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını,

c) Banka: T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğünü,

ç) Bir nolu damızlık ünitesi: Araştırma kuruluşları veya Bakanlıkça yetkilendirilen kuruluşlar tarafından ıslahçı materyalinden özel korumalı tel seralarda veya izolasyon mesafesine uygun açık alanlarda kurulan, virüsten ari ön temel sınıfta üretim materyali elde edilen bitkileri,

d) Çok yıllık yem bitkisi: Yem bitkilerinden yonca, korunga ile yapay çayır mera tesisi oluşturabilmek için yapılan karışımı,

e) Damızlık: Irkına, tipine ve verimine özgü özellikleri gösteren vasıflı hayvanları,

f) Damızlık belgesi: 5/12/2011 tarihli ve 28133 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvanlarda Soy Kütüğü ve Ön Soy Kütüğü Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında, ana ve babası bilinen ve kayıt sisteminde kayıtlı damızlık hayvanlara verilen belgeyi,

g) Damızlık düve işletmesi: Damızlık sığır işletmelerine gebe düve tedariki amacıyla kurulmuş/kurulacak, kredi kapsamında doğum ve sağıma ilişkin sabit yatırımları içermeyen ve sadece damızlık düve yetiştiriciliği yapılan, Bakanlıkça tescil edilmiş işletmeleri,

ğ) Damızlık işletmesi: Damızlık hayvanların yetiştirildiği, Bakanlıkça tescil edilmiş işletmeleri,

h) Damızlık kanatlı: Yumurta veya et üretiminde kullanılacak civcivlerin üretimi için geliştirilmiş sürüyü oluşturan kanatlıları,

ı) Damızlık kanatlı işletmesi: Damızlık ticari üretim veya damızlık araştırma amacı ile kurulmuş, Bakanlıktan damızlık izni veya faaliyet onay belgesi almış, üretime yönelik damızlık veya ticari civciv ve/veya kuluçkalık yumurta üreten işletmeleri,

i) Fidan: Anaç, çöğür, yoz veya çelik üzerine aşılama veya doğrudan eşeysiz vegetatif yollarla çelik, daldırma, doku kültürü yöntemleri ile üretilen aşılı ve aşısız meyve, asma fidanlarını,

j) Fide: Özel olarak hazırlanmış ortamlarda belli bir büyüklüğe kadar geliştirilmiş, canlı ve yapraklı tek yıllık sebze ve çilek bitkisini,

k) İki nolu damızlık ünitesi: Araştırma kuruluşları veya Bakanlıkça yetkilendirilen kuruluşlar tarafından bir nolu ünitelerden elde edilen veya yurt dışından ithal edilen ve ön temel kademede olduğu belgelendirilen üretim materyallerinden veya fidanlardan, özel korumalı tel seralarda veya izolasyon mesafesine uygun açık alanlarda kurulan virüsten ari temel sınıfında üretim materyali elde edilen bitkileri,

l) İl/ilçe müdürlüğü: Bakanlık il ve ilçe müdürlüklerini,

m) İyi tarım uygulamaları (İTU): Tarımsal üretim sisteminin sosyal açıdan yaşanabilir, ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koruyan, hayvan sağlık ve refahı ile çevreye önem veren bir hale getirmek için uygulanması gereken işlemleri,

n) Karar: 14/12/2015 tarihli ve 2015/8299 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Kararı,

o) Kontrol kuruluşu: Organik ürünün/organik girdinin, üretiminden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamalarını kontrol etmek üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri,

ö) Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu: Organik ürünün/organik girdinin/iyi tarım uygulamaları kriterlerine uygun olarak üretilen ürünün; üretiminden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamalarını kontrol etmek ve sertifikalandırmak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri,

p) Kuluçkahane: Damızlık ve ticari amaçla, kuluçkalık yumurtalardan civciv çıkaran işletmeleri,

r) Lisanslı depo:10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında tarım ürünlerinin sağlıklı koşullarda muhafaza ve ticari amaçla depolanması hizmetlerini sağlayan tesisleri,

s) Meyve ve asma fidanı sertifikası: Meyve ve asma fidanının anaç ve üzerine aşılanmış çeşidi belirten ve Bakanlık tarafından görevlendirilmiş sertifikasyon kuruluşlarınca düzenlenen belgeyi,

ş) Modern basınçlı sulama: Bitkilerin normal gelişmeleri için gereksinim duydukları su miktarının doğal yağışlarla karşılanamayan kısmının bitki kök bölgesine kapalı borularla belirli bir basınçla ileten; yağmurlama, mikro yağmurlama (mini spring) ve damla sulama yöntemlerini,

t) Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını,

u) Organik Tarım Bilgi Sistemi (OTBİS): Yetkilendirilmiş kuruluş bilgileri ile organik tarım yapan müteşebbis, arazi, ürün, hayvansal üretim, su ürünleri üretimi, kontrol ve sertifika bilgilerinin bulunduğu Bakanlıkça oluşturulan veri tabanını,

ü) Organik tarım faaliyetleri: Toprak, su, bitki, hayvan ve doğal kaynaklar kullanılarak organik ürün veya girdi üretilmesi ya da yetiştirilmesi, doğal alan ve kaynaklardan ürün toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma, pazarlama, ithalat, ihracat ile ürün veya girdinin tüketiciye ulaşıncaya kadar olan diğer işlemlerini,

v) Ön temel blok: Araştırma kuruluşları veya Bakanlıkça yetkilendirilen kuruluşlar tarafından veya yurt dışından ithal edilen, ıslahçı materyalinden üretilen virüsten ari meristem fide ile özel korumalı tel seralarda veya izolasyon mesafesine uygun açık alanlarda kurulan, virüsten ari ön temel sınıfta fide elde edilen parseli,

y) Örtüaltı üretimi: 25/6/2014 tarihli ve 29041 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Örtüaltı Kayıt Sistemi Yönetmeliği esaslarına göre örtü altında yapılan üretim şeklini,

z) Sertifikalı blok: Temel bloklardan elde edilen veya yurt dışından ithal edilen, temel sertifikaya sahip olduğu belgelendirilen fideler ile, Bakanlıkça yetkilendirilen kuruluşlar tarafından özel korumalı tel seralarda veya izolasyon mesafesine uygun açık alanlarda kurulan sertifikalı sınıfta fide elde etmek için yapılan parseli,

aa) Sertifikalı fidan: Sertifikalı üretim materyali ile üretilerek, kontrol sonucu sertifikalandırılan fidanı,

bb) Sertifikalı tohumluk: Tescil edilmiş ve üretim izinli çeşitlerin tarla ve laboratuvar muayeneleri yapılarak, mevzuattaki standartlarına uygunluğu belirtilen ambalajlanmış, etiketlenmiş ve lüzumu halinde mühürlenmiş tohumlukları,

cc) Sertifikasyon kuruluşu: Tüm kontrolleri tamamlanmış organik ürünü/organik girdiyi kontrol kuruluşunun yaptığı kontrol ve bu kontrole ilişkin bilgi ve belgeler ile gerek duyulan hallerde yaptırılacak analizlere dayanarak sertifikalandırmak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri,

çç) Standart fidan: Etiketinde belirtilen ismi üreticisi tarafından garanti edilen, menşei sertifikası olmayan damızlıklardan üretilen, kontrol sonucu sertifikalandırılan fidanı,

dd) Stratejik bitkisel üretim: Ekonomik değeri yüksek ve arz açığı olan ürünlere yönelik yapılan üretimi,

ee) Su kaynağı: Sulama suyunun temin edileceği depolama yapıları, pınarlar, göller, akarsular ve sulama kanallarını,

ff) Su ürünleri kuluçkahane belgesi: Kuluçkahanede yavru balık üretimi yapan yetiştiricilere Bakanlıkça verilen geçerli belgeyi,

gg) Su ürünleri ruhsat tezkeresi: Su ürünleri avcılık faaliyetinde bulunacak balıkçı gemilerine, Bakanlıkça düzenlenen belgeyi,

ğğ) Su ürünleri yetiştiricilik belgesi: Su ürünleri üretim faaliyetinde bulunan yetiştiricilere Bakanlıkça verilen geçerli belgeyi,

hh) Süs bitkisi: Doku kültürü de dâhil olmak üzere farklı yöntemler kullanılarak estetik, fonksiyonel ve ekonomik amaçlarla üretilen/çoğaltılan/büyütülen bitkiyi,

ıı) Süs bitkisi üreticisi: 15/5/2009 tarihli ve 27229 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliğinin 15 inci maddesine göre verilen süs bitkisi üretici belgesine sahip olan gerçek ve tüzel kişileri,

ii) Tarımsal amaçlı kooperatifler: Bakanlığın görev alanına giren 1163 sayılı Kanunla kurulan tarımsal amaçlı kooperatifleri,

jj) Temel blok: Araştırma kuruluşları veya Bakanlık tarafından yetkilendirilen kuruluşlar tarafından ön temel bloklardan elde edilen veya yurt dışından ithal edilen, ön temel kademede olduğu belgelendirilen fidelerle, özel korumalı tel seralarda veya izolasyon mesafesine uygun açık alanlarda kurulan virüsten ari temel sınıfta fide elde etmek için yapılan parseli,

kk) TİGEM: Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünü,

ll) TKK: Tarım Kredi Kooperatiflerini,

mm) Tohumluk: Bitkilerin üretilmesinde kullanılan vegetatif (fide, fidan, aşı gözü, aşı kalemi, yumru, çelik ve soğan) ve generatif (tohum) çoğaltım materyalini,

nn) Tohumluk sertifikası: Tohumluğun sınıf ve kademesini belirten ve Bakanlık tarafından görevlendirilmiş sertifikasyon kuruluşlarınca düzenlenen belgeyi,

oo) Üç nolu damızlık ünitesi: İki nolu ünitelerden elde edilen veya yurt dışından ithal edilen ve temel kademeye sahip olduğu belgelendirilen üretim materyalleri veya fidanlarla, Bakanlık tarafından yetkilendirilen kuruluşlar tarafından izolasyon mesafesine uygun açık alanlarda kurulan ve sertifikasyona tabi zararlı organizmalardan ari üretim materyali elde edilen meyve damızlık bitkilerini,

öö) Yaygın bitkisel üretim: Karar kapsamında bitkisel üretim konu başlığı altında belirtilmeyen, yağlı tohumlu bitkiler, (stratejik bitkisel üretim başlığı altında yer alan yağlı tohumlu bitkiler hariç) hububat, baklagiller ve meyve-sebze gibi üretim konuları ile Kararda belirtilen bitkisel üretim konularında yer almakla birlikte bu Tebliğde belirtilen kapasitelere ve/veya kriterlere uymayan koşullarda üretim konularını,

pp) Yaygın hayvansal üretim: Hayvansal üretim konu başlığı altında Kararda belirtilmeyen hayvansal üretim konularında faaliyette bulunan üreticilerin veya Kararda belirtilen hayvansal üretim konularında yer almakla birlikte ilgili konu başlığı altında belirtilen kapasite, ırk, yaş şartı gibi teknik kriterleri taşımayan konuları,

rr) Yetkilendirilmiş kuruluş: Organik tarımda ve iyi tarım uygulamalarında, kontrol ve sertifikasyon kuruluşu, kontrol kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu olarak Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri,

ss) Yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşu: Tohumluk üretici belgesine sahip, ilgili alt birliklere üye ve Bakanlık tarafından yetkilendirilen gerçek veya tüzel kişileri,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Kredilendirme Konuları ve Teknik Kriterler

Damızlık süt sığırı yetiştiriciliği

MADDE 4 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde manda veya damızlık süt sığırı işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) Damızlık süt sığırı yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, manda veya holstein (siyah alaca/kırmızı alaca) ve jersey ırkı damızlık belgeli süt sığırı alımlarını, barınak yapımını ve tadilatını, süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımı, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet, ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler, işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde, zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

(3) Kredi ile temin edilecek damızlık süt sığırları, 2/12/2011 tarihli ve 28130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, damızlık belgesine sahip, ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami otuz altı aylık olması gerekir. Kredi ile temin edilecek mandalar ise Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami kırk sekiz aylık olması gerekir. Yatırım kredilerinde; Damızlık Belgesi sadece süt sığırı alımı için istenir ve aslı ile işlem yapılır. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir.

Damızlık etçi ve kombine sığır yetiştiriciliği

MADDE 5 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde damızlık etçi ve kombine sığır yetiştiriciliği işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) Damızlık etçi ve kombine sığır yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, etçi ırklar olan angus, hereford, şarole ve limuzin ırkı ile kombine ırklar olan montbeliard, Brown swiss ve simental damızlık belgeli hayvan alımlarını, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (damızlık etçi sığır işletmelerinde sadece güneş, kombine sığır işletmelerinde ise güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet, ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Kombine ırklar ile kurulacak işletmelerde süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı alımı yatırım kredisi kapsamında değerlendirilir. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde, zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

(3) Kredi ile temin edilecek damızlık sığırlar, Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, damızlık belgesine sahip, ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami otuz altı aylık olması gerekir. Yatırım kredilerinde, damızlık belgesi sadece hayvan alımı için istenir ve aslı ile işlem yapılır. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir.

Damızlık düve yetiştiriciliği

MADDE 6 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; elli baş ve üzerinde işletme kurmaları veya işletme kapasitesini elli baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) Damızlık düve yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler ve damızlık belgeli hayvan alımları işletme kredisi kapsamında değerlendirilir.

(3) Kredi ile temin edilecek damızlık dişi danalar, Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, damızlık belgesine sahip ve dört-on üç aylık olması gerekir. İşletme kredilerinde, damızlık belgesi sadece hayvan alımı için istenir ve aslı ile işlem yapılır. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir.

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği

MADDE 7 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde kapasiteye sahip büyükbaş hayvan yetiştiriciliği işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, hayvan alımlarını, barınak yapımı ve tadilatını, süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler, işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

(3) Kredi ile temin edilecek inek; Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, kültür ırkı veya melezi, azami kırk sekiz aylık olması ve en az bir doğum yapmış olması gerekir. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir.

Büyükbaş hayvan besiciliği

MADDE 8 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde manda dahil olmak üzere besi sığırcılığı işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) İşletme kredisi ile temin edilecek hayvanlar azami yirmi aylık erkek olması gerekir. Ayrıca alınacak hayvanların Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş olmaları ve Türkvet Kayıt Sisteminde en az üç ay süreyle kayıtlı olmaları zorunludur.

(3) Sözleşmeli besicilik kapsamında alınacak hayvanlarda Türkvet Kayıt Sisteminde üç ay süreyle kayıtlı olma şartı aranmaz. Sözleşmeli üretim ile ilgili usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılan sözleşmenin onaylı bir sureti banka veya TKK’ne verilir.

(4) Besi sığırcılığı için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi ve çayır biçme makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi üretimi, işletme giderlerinin finansmanı amacıyla işletme kredisi olarak değerlendirilir.

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği

MADDE 9 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; koyun için en az elli baş, keçi için en az yirmi beş baş kapasiteye sahip işletme kurmaları veya işletme kapasitesini bu kapasiteler üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri hayvan alımlarını, barınak yapımı ve tadilatını, süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi, silaj makinesi, kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

(3) Kredi ile temin edilen hayvanların; 2/12/2011 tarihli ve 28130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Koyun ve Keçi Türü Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Koyun Keçi Kayıt Sistemine kaydedilmiş ve dokuz-yirmi dört aylık olması gerekir. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına, yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir.

Küçükbaş hayvan besiciliği

MADDE 10 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; yüz baş ve üzerinde küçükbaş hayvan besi işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini yüz baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

(2) İşletme kredisi ile temin edilecek hayvanlar en az üç aylık ve erkek olması gerekir.

(3) İşletme kredisi ile temin edilecek hayvanların, Koyun ve Keçi Türü Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Koyun Keçi Kayıt Sisteminde en az bir ay süreyle kayıtlı olmaları zorunludur.

(4) Küçükbaş hayvan besiciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi ve çayır biçme makinesi alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi üretimi, işletme giderlerinin finansmanı amacıyla işletme kredisi olarak değerlendirilir.

Arıcılık

MADDE 11 – (1) Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için; Arıcıların, Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı, asgari elli adet ve daha fazla sayıda arılı kovan ile üretim yapmaları veya mevcut arılı kovan sayısını elli adet ve üzerine çıkarmaları, Bombus arısı üreten işletmelerin Bakanlıktan üretim izni almış olması gerekir.

(2) Arıcılık kapsamında kullandırılacak yatırım kredileri;

a) Arılı kovan, polen kapanlı yeni kovan (boş), elektrikli çit sistemi, bal süzme makinesi, polen kurutma ve temizleme, kek hazırlama makineleri alımı,

b) İki yüz adet ve daha fazla sayıda arılı kovan ile gezginci arıcılık yapan üreticiler için jeneratör, güneş enerji sistemi, arıcı barakası veya karavanı alımı,

c) Yüz adet ve daha fazla sayıda arılı kovana sahip ana arı üretimi yapmak isteyen arıcılara; ana arı üretimi için jeneratör, güneş enerji sistemi, çiftleştirme kovanı veya kutusu (en az bin adet) ve arıcı barakası veya karavanı alımı,

ç) Bombus arısı sektörü için, bina yapımı ve tadilatı, raf sistemleri, ilgili alet ve ekipman alımı ile diğer yatırım giderlerini,

kapsar.

(3) Arıcılık faaliyetleri kapsamında kullandırılacak işletme kredileri;

a) Arıcılık malzemeleri (maske, körük, el demiri, pürmüz, mahmuz, çıta delme ve biz gibi) şeker, temel petek, kek, ruhsatlı arı ilacı alımı, gezginci arıcılık yapan arıcılara, işçilik dahil arı nakliye giderleri, ana arı üretimi yapan işletmelere ise şeker, temel petek, kek, ana arı üretim malzemeleri (larva transfer kaşığı, yüksük kalıbı, zımba tabancası, mum cezvesi, larva çantası, ana arı nakliye kafesi ve ana arı ızgarası gibi) alımı ve benzeri işletme giderlerini,

b) Bombus arısı üretimine yönelik ihtiyaç duyulan (polen, şeker, plastik kap ve ambalaj malzemesi gibi) giderlerin finansmanını kapsar.

(4) Bu kapsamda; kredi talebinde bulunan arıcılar, il/ilçe müdürlüklerinden veya ilgili birliklerden alınacak Arıcılık Kayıt Sistemi Belgesi, Bombus arısı üreticileri, il/ilçe müdürlüklerinden alınacak Üretim İzinli olduğuna dair yazı ile Banka ve/veya TKK’ya başvurur.

Kanatlı sektörü

MADDE 12 – (1) Karar kapsamında, kanatlı üretimi yapacak işletmelere düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için asgari; etlik piliç yetiştiriciliğinde on bin adet, yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde yedi bin beş yüz adet, kaz, ördek, bıldırcın yetiştiriciliğinde iki bin beş yüz adet, devekuşu yetiştiriciliğinde elli adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması gerekir.

(2) Kanatlı sektörüne yönelik yatırım kredileri; kümes, gübre işleme tesisi, yumurta işleme, tasnif, paketleme ünitesi/tesisi, yapımı ve tadilatlarını, bio-güvenlik önlemlerini, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman, diğer ilgili alet-ekipman ve makine alımı ile diğer yatırım giderlerini kapsar.

(3) Kanatlı sektörüne yönelik işletme kredileri; ruhsatlı kanatlı üretim işletmelerinden, yetiştirilmek üzere alınacak ticari civciv ve yarka alımı ile bu hayvanların yem ve diğer işletme giderlerini kapsar.

Kanatlı sektörü damızlık yetiştiriciliği

MADDE 13 – (1) Karar kapsamında, damızlık kanatlı üretimi yapacak işletmelere düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için asgari; damızlık etlik piliç ve damızlık yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde on bin adet, Ankara Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Müdürlüğünce ülkemiz için geliştirilmiş hatlarla yapılacak damızlık yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde bin adet, damızlık hindi yetiştiriciliğinde beş bin adet, damızlık kaz, ördek veya bıldırcın yetiştiriciliğinde bin adet, damızlık devekuşu yetiştiriciliğinde yüz adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması gerekir.

(2) Damızlık kanatlı yetiştiriciliği yatırım kredileri; damızlık kümes, damızlık kanatlı üretimi yapmak kaydıyla kuluçkahane, gübre işleme tesisi, yapımı ve tadilatını, bio-güvenlik önlemlerini, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman alımı, ilgili alet-ekipman ve makine alımı ile diğer yatırım giderlerini kapsar.

(3) Damızlık kanatlı yetiştiriciliği işletme kredileri; yurtiçi veya yurt dışı damızlık kanatlı üretim işletmeleri ve kuluçkahanelerden yetiştirilmek üzere alınacak kuluçkalık damızlık yumurta, damızlık civciv ve damızlık yarka alımı ile bu hayvanların yem ve diğer işletme giderlerini kapsar.

(4) Krediye konu kanatlı hayvanların fatura ve sağlık sertifikalarında damızlık büyük ebeveyn (grandparentstock), damızlık ebeveyn (parentstock) oldukları belirtilir.

Hindi besiciliği

MADDE 14 – (1) Karar kapsamında, hindi besiciliği yapacak işletmelere düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için asgari bin adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması gerekir.

(2) Hindi besiciliğine yönelik yatırım kredileri; kümes, gübre işleme tesisi yapımı ve tadilatlarını, bio-güvenlik önlemlerini, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman alımını, diğer ilgili alet-ekipman ve makine alımı ile diğer yatırım giderlerini kapsar.

(3) Hindi besiciliğine yönelik işletme kredileri; ruhsatlı hindi üretim işletmelerinden, yetiştirilmek üzere alınacak ticari hindi civcivi ile bu hayvanların yem ve diğer işletme giderlerini kapsar.

Su ürünleri yetiştiriciliği

MADDE 15 – (1) Su ürünleri yetiştiriciliği yapacak olan üreticilerin karar kapsamında faiz indirimli yatırım kredisine başvurabilmeleri için projelerin Bakanlık tarafından onaylanmış olması gerekir. Yatırım kredileri projede yer alan kafes ve havuz gibi her türlü su ürünleri yetiştiricilik sistemleri ve/veya kuluçkahane kurulması veya bu sistemlerin kapalı devre üretim sistemine dönüştürülmesi dahil modernizasyonları ile alet-ekipman alımı gibi konuların finansmanını kapsar.

(2) İşletme kredisi ise, Bakanlıkça verilen su ürünleri yetiştiricilik belgesine ve/veya su ürünleri kuluçkahane belgesine sahip üreticilerin işletme giderlerinin finansmanını kapsar.

(3) Su ürünleri yetiştiriciliği yapacak üreticilere kullandırılacak yatırım kredilerinde Bakanlıkça onaylanan projeler, işletme kredilerinde ise Bakanlıkça verilen su ürünleri yetiştiricilik belgesinde ve/veya su ürünleri kuluçkahane belgesinde belirtilen kapasite esas alınır.

Su ürünleri avcılığı

MADDE 16 – (1) Su ürünleri avcılığı yapmak üzere Bakanlıkça ruhsat tezkeresi düzenlenmiş balıkçı gemisi sahiplerinin gemileri için jeneratör, soğuk muhafaza odası yapımı ile buz makinesi alımı, balık ağları ile diğer av araç ve gereçlerinin alımı, Bakanlıkça belirlenen özellikleri taşıyan gemi takip cihazları ile elektronik kayıt defteri cihazlarının alımı, mevcut balıkçı gemilerinin modernizasyonu, mevcut balıkçı gemilerinden geçerli ruhsata sahip olan balıkçı gemisi satın alımı mevcut ruhsatla ruhsata uygun veya boy uzatma hakkı kapsamında yeni gemi inşası gibi konularda yatırım kredisi, tekne bakım/onarım, yakıt işçilik ve benzeri giderler ile takip ve kayıt cihazları için ihtiyaç duyulan işletme giderlerine yönelik işletme kredisi talepleri Karar kapsamında değerlendirilir. Boy uzatma hakkının kullanılmasına yönelik yatırım kredisi taleplerinde üreticilerce geminin boy uzatma hakkının bulunduğuna dair il/ilçe müdürlüklerince onaylanmış yazı ile başvuruda bulunulacak, yatırımın tamamlanmasını müteakip yeni ruhsat tezkeresi ibraz edilecektir.

(2) Yatırım kredilerinde (münferit alet-ekipman alımları hariç) ve işletme kredilerinde Bakanlıkça verilen su ürünleri ruhsat tezkeresinde belirtilen tam boy uzunluğu esas alınır.

Yaygın hayvansal üretim

MADDE 17 – (1) Hayvansal üretim konu başlığı altında Kararda belirtilmeyen hayvansal üretim konularında faaliyette bulunan üreticilere veya Kararda belirtilen hayvansal üretim konularında yer almakla birlikte yukarıda ilgili konu başlığı altında belirtilen kapasite, ırk ve yaş şartı gibi teknik kriterleri taşımayan konularda faaliyet gösteren üreticilerin faiz indirimli kredi talepleri bu başlık altında değerlendirilir.

Kontrollü örtüaltı tarımı

MADDE 18 – (1) Kontrollü örtüaltı üretme koşullarına sahip en az bir dekar büyüklüğündeki seralarda Örtüaltı Kayıt Sistemi Yönetmeliğine uygun olarak örtüaltı yetiştiriciliği yaptığı Bakanlıkça tespit edilen ve Örtüaltı Kayıt Sisteminde (ÖKS) kayıt altına alınan işletmeler ile hazırladıkları fizibilite raporları Bakanlık il/ilçe müdürlüklerince onaylanan yeni kurulacak işletmelerin, onaylanan fizibilite raporları çerçevesindeki yatırım ve işletme kredisi talepleri Karar kapsamında değerlendirilir. Seraların, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımları da yatırım kredileri kapsamında finanse edilebilir.

Yurt içi sertifikalı tohum, fide, fidan üretimi

MADDE 19 – (1) Üreticilerin aşağıdaki üretim konularında Karar kapsamında, faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

a) Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği kapsamında Yetkilendirilmiş Tohumculuk Kuruluşu Belgesine sahip olması ve sertifikasyon sistemi dahilinde yurt içi sertifikalı tohum, fide, fidan veya doku kültürü ile tohumluk üretimi yapması ve/veya sözleşmeli üretim yapması,

b) 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu hükümlerine göre tohumluk üretim, sertifikasyon, pazarlama konularında, standart veya sertifikalı olarak tohum (hibrit tohum dahil), sebze fidesi, çilek fidesi, tohumluk patates, meyve fidanı, asma fidanı veya meyve/asma üretim materyali üretimi yapması/yapacak olması,

gerekir.

(2) Yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşlarının, sertifikasyon sürecinde yer alan hasat sonrası tohum alımı, tohum çıkarma, işleme, temizleme, ilaçlama, sertifikalandırma, etiketleme, ambalajlama ve depolama gibi faaliyetler karar kapsamında işletme ve yatırım kredisine konu edilebilir. Bu fıkra kapsamındaki makine-ekipman alımlarında zirai kredilendirme belgesi veya deney raporu aranmaz.

(3) Yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşlarının tohumluk üretimi ile ıslah-araştırma ve geliştirme sürecinde ihtiyaç duydukları sera yatırımları, tohum test laboratuvarları, biyoteknoloji laboratuvarları, iklimlendirme sistemleri, sulama sistemleri kapsamında kullanılan alet-ekipmanlar ve diğer altyapı hizmetleri karar kapsamında işletme ve yatırım kredisine konu edilebilir.

(4) Sebze tohumu üretimi hariç, bu madde kapsamındaki taleplerde tohumluk beyannamesi alınır. Üretim sezonuna ilişkin dönem uyumsuzluğunda ise tohumluk beyannamesinin düzenlenmesini müteakip, Bankaya ibraz edileceğini, aksi takdirde bu Karar kapsamındaki faiz desteğinin iptal edileceğini kabul ettiklerine dair üreticilerden taahhütname alınır.

(5) Meyve/asma üretim materyali (bir nolu damızlık ünitesi, iki nolu damızlık ünitesi, üç nolu damızlık ünitesi kurulması) ile çilek fidesi (ön temel blok, temel blok, sertifikalı blok kurulması) üretimine yönelik işletme ve yatırım kredilerinde üreticilerden damızlık ünitelerinin/blokların kurulmasına dair Bakanlık tarafından verilen yetki belgesi istenir.

Yurt içinde üretilen sertifikalı tohum, fide, fidan kullanımı

MADDE 20 – (1) Üreticilerin aşağıdaki üretim konularında Karar kapsamında faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

a) Yurt içinde üretilen sertifikalı tohumu kullanarak bitkisel üretim yapması,

b) Yurt içinde üretilen sertifikalı/standart belgeli çilek fidesi, bitki pasaportu bulunan sebze fideleri ile üretim yapması,

c) Yurt içinde üretilen sertifikalı/standart meyve/asma fidanları ile bağ/bahçe tesis etmesi,

gerekir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen üretimleri yapan üreticilere işletme ve yatırım kredisi kullandırılır.

(3) Kullanılan tohum ve fidana ait sertifikanın, çilek fidesine ait sertifika veya standart çilek fidesi belgesinin ve sebze fidesine ait bitki pasaportunun ibraz edilmesi zorunludur.

(4) Düzenlenen faturalar üzerinde tohum ve fidana ait sertifika tarihi ve numaranın, çilek fidesinde sertifika veya standart çilek fidesi belgesine ait tarih ve numaranın, sebze fidesinde ise operatör numarası ve bitki pasaportu numarasının yazılı olması gerekir.

Süs bitkisi üretimi

MADDE 21 – (1) Üreticilerin süs bitkisi üretimi konusunda Karar kapsamında faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

a) Yurt içinde süs bitkisi (dış mekân, iç mekân, kesme çiçek ve soğanlı yumrulu bitkiler ve süs bitkisi çoğaltım materyali (fidan, fide, çelik, soğan, yumru, doku kültürü, tohum ve benzeri) elde etmek amacıyla üretim yapan özel sektör yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşu olması ve/veya sözleşmeli üretim yapması,

b) Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği esaslarına göre süs bitkisi üretici belgesine ve süs bitkileri üretim işletmesi kapasite raporuna sahip olması,

gerekir.

(2) Birinci fıkranın (a) ve (b) bendinde belirtilen üretimleri yapan üreticilere işletme ve yatırım kredisi kullandırılır.

İyi tarım uygulamaları

MADDE 22 – (1) 7/12/2010 tarihli ve 27778 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İyi Tarım Uygulamaları Hakkında Yönetmelik esasları dahilinde bireysel (gerçek veya tüzel kişilik) veya grup (üretici örgütü veya müteşebbis) sertifikasyonu kapsamında iyi tarım uygulamaları kriterlerine uygun faaliyette bulunan üreticilerin yatırım ve işletme kredisi talepleri Karar kapsamında değerlendirilir.

(2) Bireysel sertifikasyon kapsamında faaliyet gösteren üreticiler yetkilendirilmiş kuruluşlar kontrolünde iyi tarım uygulamaları faaliyetlerinde bulunduklarına dair söz konusu kuruluşlar ile yaptıkları sözleşmeyi Bankaya ve/veya TKK’ya ibraz etmek zorundadır.

(3) Grup sertifikasyonu kapsamında (üretici örgütü veya müteşebbis) iyi tarım uygulamaları faaliyetinde bulunan üreticiler; bağlı oldukları grubun yetkilendirilmiş kuruluşla yaptığı sözleşme ile;

a) Grup, üretici örgütü ise, üretici örgütünün idari organına verdikleri iyi tarım uygulamaları faaliyetinde bulunacaklarına ilişkin taahhütnameyi,

b) Grup, müteşebbis çatısı altında bir araya gelen üreticiler ise müteşebbis ile yaptıkları sözleşmeyi,

Bankaya ve/veya TKK’ya ibraz etmek zorundadır.

(4) Yetkisi iptal edilen veya askıya alınan yetkilendirilmiş kuruluşlarla sözleşmesi olan üreticilere, yetkilendirilmiş kuruluşun yetki süresi içinde sözleşme yapılmış olması şartıyla, Karar kapsamında kredi kullandırılır.

Organik tarım faaliyetleri

MADDE 23 – (1) 1/12/2004 tarihli ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ile 18/8/2010 tarihli ve 27676 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik dahilinde organik tarımsal ürün ve/veya organik tarımsal girdi üretimini yapan, ürünü toplayan, işleyen, ambalajlayan, pazarlayan ve/veya bu faaliyetleri yapacak olan üreticilere sadece kendi faaliyetleri ile ilgili olarak karar kapsamında faiz indirimli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilir.

(2) Ayrıca, yetkilendirilmiş kuruluşlarla sözleşme yaparak geçiş sürecine alınan üreticilere de yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilir.

(3) Organik ve geçiş sürecinde olan ve Organik Tarım Bilgi Sistemi (OTBİS)’nde kayıtlı bireysel veya üretici grubu içinde organik tarım faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin Bakanlık İl Müdürlüklerinden OTBİS’e kayıtlı olduklarına dair aldıkları resmi belgeyi Bankaya ve/veya TKK’ya ibraz etmek zorundadır.

(4) Yetkisi iptal edilen veya yetki süresi uzatılmayan yetkilendirilmiş kuruluşlarca sözleşmesi olan üreticilere, yetkilendirilmiş kuruluşun yetki süresi içerisinde sözleşme yapılmış olması şartıyla, Karar kapsamında kredi kullandırılır.

Yaygın bitkisel üretim

MADDE 24 – (1) Karar kapsamında bitkisel üretim konu başlığı altında belirtilmeyen yağlı tohumlu bitkiler (stratejik bitkisel üretim başlığı altında yer alan yağlı tohumlu bitkiler hariç) hububat, baklagil ve meyve-sebze gibi üretim konularında faaliyette bulunan üreticiler ile Kararda belirtilen bitkisel üretim konularında yer almakla birlikte bu Tebliğde belirtilen kapasitelere ve/veya kriterlere uymayan koşullarda üretim konularında faaliyette bulunan üreticilerin faiz indirimli kredi talepleri bu başlık altında değerlendirilir.

Çok yıllık yem bitkisi üretimi

MADDE 25 – (1) Karar kapsamında üreticilerin çok yıllık yem bitkilerinden yonca, korunga ve yapay çayır mera tesisi oluşturmak amacıyla düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullanabilmesi için;

a) İlin ekolojik şartlarına, ekim tekniklerine ve normlarına uygun çok yıllık yem bitkisi ekilişleri yapması,

b) Kaliteli kaba yem üretimi yapmak amacıyla çok yıllık yem bitkileri ekilişi yaparak hasat etmeleri veya edecek olmaları,

c) Toplam ekiliş alanının en az on dekar olması,

ç) Yapay çayır mera tesisleri için ilin ekolojisine uygun olarak hazırlanan projenin il müdürlüğünce onaylanması,

d) Gerçekte sulu şartlarda yetiştirildiği halde bazı bölgelerin iklim şartlarına uygun olarak kuru şartlarda yetiştirilen yonca için, üniversite ya da araştırma enstitülerinin görüşünün bulunduğu yazının il müdürlüklerinden alınması,

e) Yeni yapılan ekilişler için kredilendirme başvurularının kabul edilmesi,

f) Yonca ve yapay çayır mera ekilişi için en az dört yıl, korunga ekilişi için ise en az üç yıl süre ile tesisin bozulmaması,

gerekir.

Tarımsal mekanizasyon

MADDE 26 – (1) Karar kapsamında, tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için üreticiler tarafından kullanılan ve 11/10/2000 tarihli ve 24197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımsal Mekanizasyon Araçlarının Kredili Satışına Esas Deney ve Denetimlerle İlgili Tebliğ (Tebliğ No: 2000/37) esaslarına göre zirai kredilendirme belgesi olan tüm yeni ve kullanılmamış tarımsal mekanizasyon araçları için, yatırım kredisi kullandırılabilir.

(2) Sabit süt sağım tesisleri, tam otomatik süt sağım makinaları (sağım robotları) ve sabit güneş enerjisi sistemlerinde zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

(3) Karar kapsamında traktör kredisi kullandırılabilmesi için üreticilerin faaliyet konuları arasında bitkisel üretim veya küçükbaş, büyükbaş hayvancılık ve kanatlı üretimi (damızlık dahil) konularından en az birisinin bulunması şartı aranır.

Modern basınçlı sulama

MADDE 27 – (1) Üreticilerin, su kaynağından alınan suyun tarla içine dağıtılması amacıyla damla, yağmurlama veya mikro yağmurlama sulama sistemleri kurulması ve bu sistemlerin otomasyonuna ilişkin teknolojik sistemler (Akıllı sulama sistemleri, akıllı otomasyon sistemleri ile ve benzeri sistemler) konusundaki kredi talepleri karar kapsamında değerlendirilir.

(2) Modern basınçlı sulama sistemi kullanan/kullanacak üreticilerin elektrik temini, derin kuyu açılması, derin kuyu teçhizatı ve suyun kaynağından tarlaya taşınmasına ilişkin kredi talepleri modern basınçlı sulama içerisinde değerlendirilir.

(3) Modern basınçlı sulama sistemlerini kullanmayan üreticilerin tarımsal sulama/derin kuyu/suyun tarlaya taşınmasına yönelik kredi talepleri (çeltik üretimi hariç) bu Tebliğ kapsamında değerlendirilmez.

(4) 16/12/1960 tarihli ve 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun esaslarına göre su temini maksadıyla kazılar ve kuyular açılmasına yönelik yatırım kredisi, 167 sayılı Kanun hükümlerine göre arama belgesi alınan kazılar ve kuyular için kullandırılır.

(5) Proje kredi talebi uygun bulunan her başvuru için, üretici iki adet Ek-1’de yer alan Basınçlı Sulama Sistemi Bilgi Formu düzenleyerek, Banka veya TKK’ya ibraz eder. Formun bir adedi Banka veya TKK tarafından uygulamanın yapıldığı il müdürlüğüne gönderilir.

(6) Kredi talep konusu olan ve Tarımsal Mekanizasyon Araçlarının Kredili Satışına Esas Deney ve Denetimlerle İlgili Tebliğ (Tebliğ No: 2000/37) esaslarına göre zirai kredilendirme belgesi olan sulama makine ve ekipmanları için yatırım kredisi kullandırılabilir.

(7) Üreticilerin modern basınçlı sulama konusunda Karar kapsamında faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

a) Üreticiye ait güncel Çiftçi Kayıt Sistemi belgesini,

b) Ek-3’te yer alan Sulama Projesi Dispozisyonuna uygun olarak, 18/12/1991 tarihli ve 91/2526 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük hükümlerine göre yetkili ziraat mühendisleri tarafından hazırlanmış, Bakanlık il/ilçe müdürlüklerince onaylanmış basınçlı sulama projesini,

c) Su kaynağı çeşidi yer üstü su kaynağı olan başvurular için ilgili kurumdan (DSİ) alınacak su kullanım izin/tahsis belgesi, yeraltı suyu kullanımlarında kuyu ruhsatını,

sunması gerekir.

Arazi alımı

MADDE 28 – (1) Dağınık ve parçalı arazilerin birleştirilmesi suretiyle tarımsal işletmelerin ekonomik ölçeğe kavuşturulmasının sağlanmasına yönelik olarak, hisseli tarım arazilerindeki hisselerinin diğer hissedarlar tarafından satın alınması ya da hisseli olup olmadığına bakılmaksızın bitişik arazilerin satın alınmasına yönelik kredi talepleri Banka ve TKK’nın kendi iç mevzuatı paralelinde olmak kaydıyla bu kapsamda değerlendirilebilir.

Tarımsal amaçlı kooperatiflerin uyguladıkları üretim projeleri

MADDE 29 – (1) Bu kapsamda kredi kullandırılacak tarımsal amaçlı kooperatiflerin en az otuz ortaklı olması gerekmektedir.

(2) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin bizzat tüzel kişilikleri üzerinden yapılan tarımsal üretim faaliyetlerine yönelik kredi talepleri bu Tebliğ hükümleri kapsamında değerlendirmeye alınır.

(3) Tarımsal amaçlı kooperatif ortaklarının kendi adlarına yapmış oldukları üretimlerine yönelik kredi taleplerinde ise, Kararda Tablo-1’de belirtilen üretim konuları, indirim oranları ve kredi üst limitleri uygulanır.

(4) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin tüzel kişilikleri üzerinden yapılan üretim faaliyetlerine yönelik olarak hazırlamış oldukları tarımsal üretimi ve istihdamı artırıcı, tarımsal ürünleri pazarlayıcı ve değerlendirici projeleri ile bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bankaya kredi başvurusunda bulunurlar.

(5) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin ve ortaklarının üretim kapasitesi ile sınırlı olmak kaydıyla tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni tesislerin yapımına, mevcut faal olan veya olmayan tesislerin modernizasyonuna ve teknoloji yenilenmesine ait kredi talepleri de bu kapsamda değerlendirilir. Ancak, tarımsal ürünlerin depolanması konusunda sadece çelik silo ve soğuk hava deposu projesi için başvuru yapılır.

(6) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin kendi üretim faaliyeti olmamakla birlikte, sadece ortakların üretim maliyetlerinin azaltılmasına yönelik olarak toplu girdi alımı (gübre,yem), veterinerlik hizmetleri, ortak sağım ünitelerinin kurulması, süt analiz cihazı alımına yönelik talepleri de bu Tebliğ hükümleri kapsamında değerlendirmeye alınabilecektir.

(7) Çay Ekicileri Kooperatifleri, ortakları adına ilgili kayıt sistemi/belge dikkate alınarak belirlenen ekim alanlarına göre ihtiyaç duyulan çay üretimi ile ilgili girdi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, işletme kredisi başvurusunda bulunurlar.

(8) Tarımsal amaçlı kooperatifler bu Tebliğde yer alan kriterlere uygun işlem yapacaktır.

Sözleşmeli üretim

MADDE 30 – (1) Sözleşmeli üretim modeli kapsamında, üreticilerin tarımsal ve hayvansal girdilerini temin etmek ve ürün almayı garanti etmek suretiyle tarımsal üretim yaptıran gerçek ve tüzel kişilere, söz konusu üretim finansmanı amacıyla kredi açılabilir.

Lisanslı depoculuk yatırımları

MADDE 31 – (1) Karar kapsamında, 5300 sayılı Kanun ve Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Yönetmeliği hükümleri kapsamında kurulmuş/kurulacak lisanslı depo işletmelerine inşaat yatırımları (depo, silo ve benzeri) ile makine-ekipman (elevatör, kantar, fan, jeneratör, forklift, vinç, soğuk hava-iklimlendirme ve havalandırma üniteleri, depo içi bölmeler-raf sistemleri, bilgi işlem sistemleri ve benzeri) alımlarına yönelik yatırım kredisi kullandırılır. Kapasite artışları ve yenilemeler de bu kapsamda değerlendirilir.

(2) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenen Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modelinde öngörülen havzalarda yetiştirilen ürünler ile uyumlu depolama yatırımı yapacak/yapan lisanslı depo işletmelerine Karar kapsamında yatırım kredisi kullandırılacaktır.

(3) Kredi başvurusunda, yeni kurulacak işletmelerden Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Yönetmeliği kapsamında kuruluş izni, kurulu işletmelerden ise faaliyet izni ve depoculuk lisansı istenir. Kurulacak işletmelerde ise faaliyet izni ve depoculuk lisansı, yatırımın tamamlanmasını müteakip ibraz edilir, söz konusu evrakların ibraz edileceğine dair müteşebbislerden taahhütname alınır.

Stratejik bitkisel üretim

MADDE 32 – (1) Üreticilerin stratejik bitkisel üretim konusunda Karar kapsamında faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için; aspir, yağlık ayçiçeği, kolza, kanola, kütlü pamuk, soya, susam, yağlık zeytin üretimini yapıyor/yapacak olması gerekir.

Sera modernizasyonu

MADDE 33 – (1) Ayrı ayrı veya tek ünite olarak toplam 500 metrekare ve üzeri örtüaltı alanında bitkisel üretim yapan üreticiler, örtüaltı kayıt sistemine kayıt olmaları durumunda düşük faizli yatırım ve işletme kredisinden yararlandırılır.

(2) Mevcut sera işletmelerinin teknik altyapısının iyileştirilmesi amacı ile ayrı ayrı veya tek ünite olarak toplam beş yüz metrekare ve üzeri alanda Örtüaltı Kayıt Sistemi Yönetmeliğine uygun olarak örtüaltı yetiştiriciliği yaptığı Bakanlıkça tespit edilen ve Örtüaltı Kayıt Sisteminde (ÖKS) kayıt altına alınmış olan işletmeler tarafından hazırlanan ve Bakanlık il/ilçe müdürlüklerince onaylanan projeleri çerçevesindeki yatırım ve işletme kredisi talepleri Karar kapsamında değerlendirilir.

(3) Seracılık modernizasyonu kapsamında kullandırılacak yatırım ve işletme kredileri;

a) Yapı iskeleti, temel ve kurulum tekniğinin asgari şartları taşımadığı Bakanlık il/ilçe müdürlüğünce tespit edilen sera ünitelerinin asgari şartları sağlayabilecek nitelikte tamamen ya da kısmen yenilenmesi ile aynı veya farklı parsellerde birden fazla parçalı halde bulunan sera ünitelerinin tek çatı altında yeniden inşası,

b) Yapı iskeleti, temel ve kurulum tekniğinin asgari şartları taşıdığı Bakanlık il/ilçe müdürlüğünce tespit edilen mevcut sera işletmesi içerisinde, yetiştirilen ürünün kalite ve verimini artırıcı etkisi bulunan sabit ve/veya montajlı; ısıtma, soğutma, nemlendirme, sisleme, havalandırma, gölgeleme, sulama, yapay aydınlatma, gübreleme, tarımsal mücadele, hasat ve taşıma, topraksız bitki yetiştirme, karbondioksit gübrelemesi, bitkisel üretim atıklarının bertarafı ve geri dönüşüm sistemleri,

bilgisayarlı programlanabilir lojik kontrol sistemleri veya mikro-denetleyici destekli otomasyon sistemleri ve bu sistemlere ait yazılımlar ile sınıflandırma, paketleme sistemleri ve bunların yapılarından halihazırda işletmede bulunmayanları, ekonomik ömrünü tamamlayanlar ile daha verimli ve teknolojik olarak yeni başka bir sistemle ikame edileceklerin finansmanını, kapsar.

(4) Proje uygulamalarının kontrolü ve izlenmesi; il/ilçe müdürlükleri, Banka ve TKK tarafından koordineli olarak yapılır. Bu kapsamda;

a) Üreticiler, projenin %50’si tamamlandığında il/ilçe müdürlüğüne bilgi vermekle yükümlüdür. Projenin %100’ünün tamamlanması ile nihai kontrol il/ilçe müdürlüğünce yerinde yapılır.

b) Proje uygulamalarının bu Tebliğ hükümlerine uygun olarak yürütülmediğinin tespiti halinde, bu durum tutanağa bağlanarak tutanak tarihinden itibaren on gün içerisinde proje sahiplerine uygulamaların bu Tebliğ hükümlerine uygun olarak yürütülmesi konusunda il/ilçe müdürlüğü tarafından bir ihtar yazısı yazılır ve konu hakkında Banka ve TKK bir hafta içerisinde yazılı olarak bilgilendirilir.

c) Yazının üreticiye tebliğ tarihini izleyen bir ay içerisinde projenin bu Tebliğ hükümlerine uygun olarak yürütülmediğinin tespit edilmesi halinde il müdürlüğü tarafından Karar kapsamındaki faiz desteğinin iptal edilmesi işleminin başlatılması için tespite ilişkin tutanağın bir sureti ek yapılarak Banka ve TKK yazılı olarak bilgilendirilir.

Yenilenebilir enerji kaynakları

MADDE 34 – (1) Kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımı konularında asgari Ek-2’de belirtilen üretim konularında ve kapasitelerde üretim yapan üreticilerin kredi talepleri Karar kapsamında değerlendirilecektir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Başvuru

MADDE 35 – (1) Karar kapsamındaki yatırım ve işletme kredisi başvuruları, Bankaya ve TKK’ya yapılır. Başvurular Banka ve TKK’nın kendi usul, esas ve mevzuatları dahilinde değerlendirilir ve uygun bulunanlara kredi kullandırılır.

(2) Mevcut işletmelerin satın alınmasında; tesisin en az kredi geri dönüşü tamamlanıncaya kadar amacı dışında kullanılmayacağına dair noterden ve/veya Banka/TKK mevzuatında belirtilen taahhütname ile başvurulur. İşletmenin krediye başvuru tarihinden önce satın alınması halinde ise işletmenin satın alındığını gösteren belge de başvuru sırasında verilir.

İzin işlemleri

MADDE 36 – (1) Karar kapsamındaki krediler, ilgili mevzuata göre kurulmuş ve çalışma izni almış ve/veya alacak işletmelere kullandırılır.

Sigorta

MADDE 37 – (1) Karar kapsamında, kredi kullanmak suretiyle yapılan yatırımlardan sigortaya konu olabilecek varlıklar ile tarımsal ürünlerin kredi tutarı üzerinden sigorta ettirilmesi zorunludur. Kredi konusu varlığın 14/6/2005 tarihli ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında olması halinde devlet destekli tarım sigortası aranır. Sigorta mevzuatından kaynaklanan nedenlerle (dönem uyumsuzluğu ve benzeri) kredi kullanımı sırasında sigorta yaptırılması mümkün olmayan tarımsal ürünlerin sigortası, kredi kullanım tarihinden itibaren azami altı ay içerisinde tamamlanır.

Kredilerden yararlanamayacak olanlar

MADDE 38 – (1) Bakanlık ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının faiz desteği niteliğindeki desteklerinden faydalanan işletmelere bu Karar kapsamında aynı konuda kredi kullandırılmaz. Kredi kullanacak işletmelerden; Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanan faiz desteği niteliğindeki desteklerden yararlanmadıklarına, bu desteklerden yararlandıklarının tespiti halinde bu Karar kapsamındaki faiz desteğinin iptal edileceğini kabul ettiklerine dair taahhütname alınır.

(2) Geçmiş kararlar kapsamında kullandırılan kredileri de kapsamak üzere, mevcut yatırım kredisine ait anapara tutarının %30’u ödenmeden, aynı üretim konusunda (tarımsal mekanizasyon ve modern basınçlı sulama hariç), Karar kapsamında yeni yatırım kredisi kullandırılmaz. Kapasite artışları bu madde kapsamında değerlendirilmez.

(3) Bu Tebliğde yer alan kredi konularından, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü hariç diğer kamu kurum ve kuruluşları yararlanamazlar.

(4) Bu Tebliğ ile belirlenen teknik kriterlerin sağlanmış olması, Banka ve Tarım Kredi Kooperatiflerince kredi açılacağı anlamını taşımaz.

Raporlama

MADDE 39 – (1) Banka ve TKK tarafından Karar kapsamında kullandırılan kredilere ait bilgiler, il ve konu bazında aylık olarak Bakanlığa ve Müsteşarlığa gönderilir.

Yürürlükten kaldırılan tebliğ

MADDE 40 – (1) 14/3/2015 tarihli ve 29295 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Uygulama Esasları Tebliği (Tebliğ No: 2015/8) yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 41 – (1) Bu Tebliğ 1/1/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 42 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

 

Ekleri için tıklayınız.

 

 

Markalı Projelerde Geçici Site Yönetimi Görev Süresi ve Yetkileri karmaşası

Geçici Site Yönetimi Görev Süresi


…..  SULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO:2012/…..

Davacı Halil …… tarafından davalı …… İstanbul Konut İmar Plan.Tur.San ve Tic .A.Ş-…… ….. 1.Etap Konutları Site Yönetimi aleyhine açılan davada rapor vermemiz istenildiğinden incelemeye geçildi.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları deliller incelendi.

İDDİA:

Davacı vekili iddiasında; müvekkilinin İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin Konut üretip satan kuruluşu olan ……’tan İstanbul ili, Maltepe ilçesi, Başıbüyük mevkii, Zümrütevler Mahallesi Maltepe-Başıbüyük-……… Toplu konutları 1.Etap olarak gösterilen 8988 ada, 5 parsel üzerinde yapılan A-tipi (105 metrekare ve 150 metrekare) 13 blok 879 bağımsız bölüm, 13 hizmetli hanesi ve ekli vaziyet sınırları belirlenen ve yönetim planı …… tarafından tek taraflı olarak düzenlenip tapuda tescil edilmiş aynı zamanda kat mülkiyeti tesis edilmiş olan projede; A11 blok 62 nolu ve 105 metrekarelik bir daireyi satın aldığını, Maltepe 1.etap konutları ….. sitesi olarak adlandırılan toplu sitenin tamamen bitirildiğini, 2009 yılından itibaren tüm dairelerde fiilen oturulmakta olduğunu, site yönetim planının …… tarafından imzalanarak tapuya tescil ettirildiğini, yönetim planının incelenmesinden de görüleceği üzere; biri blok yönetimi , diğeri de toplu yapı yönetimi olmak üzere iki yönetim organının öngörüldüğü, blokta yer alan konut maliklerinin blok yöneticisini, blok yöneticilerinin de toplu yapı temsilciler kurulu olarak adlandırılan toplu yapı yönetimini seçmeleri suretiyle site yönetiminin oluşturulacağının belirtildiğini, davalı …… tarafından tapu siciline tescil ettirilen tek taraflı düzenlenmiş olan Maltepe 1.etap …… konutları site Yönetim Planının geçici yönetim kurulu için öngürülmüş tüm hak, görev ve yetkilerin geçici olarak …… A.Ş’ne bırakıldığının belirtildiğini, …… tarafından sözleşme gereği sağlanan imtiyazın bizzat kullanılmadığını, bir özel firmaya (….. Yönetim A.Ş olarak adlandırılan şirkete) devredildiğini, Yönetim Planındaki düzenleme ile kat maliklerinin kendi konutlarının gereksinimlerini saptama, sorunlarını giderme, karar verme, toplanma, işletme bütçesi hazırlama ve yapılan harcamaları denetleme gibi Kat Mülkiyeti yasasından kaynaklanan haklarını ortadan kaldırıcı nitelikte olduğunu, bu nedenle 634 sayılı yasanın emredici hükümlerine aykırı bulunması nedeniyle site yönetim planının 63.maddesinin iptal edilmesi gerektiğini, bu durumun KMK’nin 27,29,32 ve 34.maddelerine açıkça aykırı olduğunu, ayrıca tapuya verilen yönetim planının blok bazında düzenlenmesine rağmen, mezkur planın değiştirilme koşulunun 5.madde ile toplu yapı alanında bulunan tüm bağımsız bölüm maliklerinin 4/5’nin oy şartına bağlandığını, yönetim planının 10.maddesinde, toplu yapının “Ekli vaziyet planıyla sınırları belirlenmiş olan Maltepe 1.etap sitesi; tüm blok, konut, işyeri, otoparklar, yeşil alanlar, basketbol sahası, güvenlik kulubeleri, site ihata duvarı, site içi istinat duvarları ve sair ortak alanlar, açık alanları ile kamuya ait tüm alanları kapsayan bir yerleşimdir.”  Şeklinde tanımlanmış olduğundan, bu düzenleme sonucu bloklara ait yönetim planının değiştirilmesinin de imkansız hale geldiğini, yönetim planının 5.maddesinin, 10. Maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, blok yönetimi yönünden yönetim planının değiştirilmesi için de, Maltepe 1.etap konutları toplu yapı alanında bulunantüm bağımsız bölüm maliklerinin 4/5 oyunu gerekli kılmakta olduğunu, halbuki her blok’un kendi idareleri yönünden, blokları dışındaki maliklerin katılımı olmaksızın, bağımsız olarak düzenleme haklarının bulunması gerektiğini, yasa ile kat maliklerine verilen bir hakkın yönetim planı ile değiştirilemeyeceği gibi yönetim planına konulan bir hükümle de kısıtlanamayacağını, bu nedenle 5.maddenin, bloklardaki işlerin yürütülmesi ve blokların idaresi yönünden yönetim planının değiştirilmesi için Maltepe 1.etap …… konutlarıToplu Yapı alanında bulunan tüm bağımsız bölüm maliklerinin 4/5 oyunun şart olduğuna ilişkin düzenlemenin, 634 sayılı yasanın 28.maddesi hükmüne aykırı bulunduğundan yönetimi yönünden (yönetim planının 5.maddesinin) iptaline karar verilmesi gerektiğini, yönetim planının konutların satışı sırasında …… tarafından düzenlenerek kat maliklerine imzalatılan satış vaadi sözleşmesine dayanmakta olduğunu, sözleşmede yönetimle ilgili maddelerin geçici bir dönemi kapsamakta olmasına karşın; ……’ın sözleşmeye dayanarak ve tek yanlı düzenleyip tapuda tescil ettirdiği ve kat mülkiyetine geçilmiş olmasını hiçe sayarak, belirsiz bir süreyi kapsayacak şekilde yönetici atamaya devam etmesinin açıkça KMK’na aykırı olduğunu, kat mülkiyetinin oluşmasına rağmen ……’ın sözleşme ile kendisine sağladığı yetkiyi bizzati kullanmaması, kat maliki dahi olmayan …… Yönetim A.Ş adlı bir şirketi yönetim hizmetleri ile göreve getirmesinin yasaya aykırı olduğunu, davalı tarfından tapuya verilmiş olan site yönetim planının 63.maddesinde “ilk bağımsız bölüm malikler kurulu ve site temsilciler kurulu toplantı tarihi geçici yönetim tarafından tespit ve ilan olunur”  şeklinde olmasına karşın 2009 yılından beri 878 konutun tamamının fiilen kullanıyor olmasına rağmen ve kat maliklerinin bir bölümünün de tapularını almış olmalarına karşın; geçici yönetim hakkın kötüye kullanımı suretiyle keyfi biçimde, yasalara aldırmaksızın yönetim yetkisinin kullanıldığını, bu nedenle Kat Mülkiyeti Yasasına uygun bir yönetim oluşturulmasını sağlamak için kat maliklerinden oluşan üç kişilik geçici bir site yönetiminin atanmasına karar verilmesini, …… tarafından KMK’na aykırı atanmış mevcut yönetim tarafından hazırlanan ve kat maliklerince içeriği bilinmeyen 2012 yılı işletme bütçesinin yasaya aykırılıklar taşıdığının düşünüldüğünü, yasal dayanağı bulunmayan ve yasal usullere göre teşekkül etmemiş, atama gerekçesi kalmamış, kat maliki olmayan site yönetiminin düzenlediği işletme bütçesinin ve belirlediği aidatların da iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, davalı tarfından atanmış olan ve yetkisiz olduğu aşikar olan geçici site yönetimince belirlenen 2012 aylık site aidatlarına ilişkin yazıların tebliği üzerine yasal sürede iadeli taahhütlü şekilde itiraz edildiğini, ancak yasal geçerliliği olmayan yönetimce veya davalı tarafından KMK gereğince işlem yapılmadığını, 634 sayılı yasanın emredici hükümlerine aykırı bulunması nedeniyle site yönetim planının 5.maddesinin blok yönetimi yönünden, 63. Maddesinin de tümü ile iptalini, Kat Mülkiyeti Yasasına ve yönetim planında belirtilen şekilde bir yönetim oluşturulmasını sağlamak üzere kat maliklerinden oluşan üç kişilik geçici bir yönetim görevlendirilmesini, …… tarafından KMK’na aykırı atanmış mevcut geçici site yönetimi tarafından hazırlanan ve kat maliklerince içeriği bilinmeyen 2012 yılı işletme bütçesinin yasaya aykırılıklar taşıdığı ve hayali verilere dayandırıldığını düşündüklerinden; yasal dayanağı bulunmayan ve yasal usullere göre teşekkül etmemiş, atama gerekçesi kalmamış, kat maliki dahi olmayan site yönetiminin düzenlediği işletme bütçesi ve belirlediği aidatların iptalini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini iddia ve talep etmişlerdir.

SAVUNMA:

Davalı taraf savunmasında, davalı ……’ın inşa etmiş olduğu sitenin düzenini sağlayıcı tedbirler alması kadar doğal bir hareket olamayacağını, davacıya ait mezkur daireyi 28.01.2008 tarihli “Maltepe Konutları 1.Etap Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’ne istinaden Hüseyin’ya satılmış olduğnu, davacının da 09.02.2011 tarihinde Üyelik Hakkı Devir Sözleşmesine istinaden Maltepe 1.Etap Konutlarında bulunan daireyi satın aldığını, ……’ın Satış Vaadi Sözleşmesi hükümleri gereği inşa ettirdiği konutları yasal süresinde teslim ettiğini, bu durumun davacının kabulünde olduğunu, ……’ın sözleşmenin 13.maddesinde yer alan; “Konutların tesliminden itibaren, Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre gerekli yönetim organları oluşuncaya kadar konutların yönetim ve işletmesi …… tarafından yürütülecektir. Hak sahibi buna itiraz etmeyeceğini, Kat Mülkiyetine geçilmemiş olsa bile Kat Mülkiyeti Kanununun tüm hükümlerine riayet edeceğini, konutların iskana açılması ile işletme projesinin uygulmaya konulması arasında geçecek süre içerisinde kullanılmak üzere belirlenecek ortak gider avansını ödeyeceğini, onaylanmış işletme projesine uyacağını, belirlenecek aidat ödemelerini düzenli ve zamanında yapacağını, … …… sahip olduğu yönetim ve işletme yetkisini bizzat kullanabileceği gibi bir veya birkaç gerçek veya tüzel kişiye de devredebilir. …… sahip olduğu bu yönetim ve işletme yetkisini birkaç gerçek veya tüzel kişiye de devretmesi halinde hak sahibi; Site Yönetim hizmetlerinin bu şahıslar ve/veya tüzel kişiler tarfından deruhte edilmesine, aidatların toplanmasına karşı husumet itirazında bulunamaycaklardır. ..” hükmüne istinaden, …… Genel Müdürlüğnüün 01.09.2009 tarihli onayı doğrultusunda, Maltepe 1.Etap Site Yönetim kurulu oluşturularak Site Yönetimi görevinin bu kurula devredildiğini, Site Yönetim görevinin bu kurul tarafından sözleşmedeki yetkiye istinaden yürütülmekte olduğunu, hazırlanan Yönetim Planının tapuya tescil ettirildiğini, Site Yönetimini oluşturduktan snra, hiçbir konuda müdahale de bulunulmadığını, site yönetimlerinin bizzat veya bağımsız kuruluşlardan yardım almak suretiyle yönetim görevini ifa etmek hakkına sahip olduklarından, daha nitelikli nizmet sunulabilmesi amacıyla Site Yönetim hususunda profosyenel hizmet veren Konut A.Ş ile sözleşme yapılmasının doğal olduğunu, site yönetimlerinin, bütçeler oluştururak aidatları belirlemediğini, kapıclık ve temizlik hizmeti verdiklerini, site için tüm işlemleri ve sözleşmeleri yaptıklarını, yönetim için gerekli harcamalara da kendilerinin karar vermekte olduğunu, tüm karar ve işlemlerin Site Yönetimince yerine getirilmekte olduğunu, konutların ve çevrenin bakım ve korunması, hizmetlerinin görülmesi için, Site Yönetim Planı oluşturularak Site yönetiminin kurulması bir zaruret olduğunu, ……’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştiraklerinden olduğunu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevisinde, İstanbul’un konut sorununa çözüm bulmak, niteliksiz ve plansız yapılanmaları önleyerek, modern, yaşanabilir ve güvenilir çağdaş yaşam alanları üretmek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 1995 yılında kurulduğunu, kuruluşundan bu güne toplamda 58.000 adet konut ve bu konutların ihtiyacı olan yollar, atık su ve yağmur suyu kanalları, içme suyu isale hatları, enerji, telefon, doğalgaz hatları, sokak aydınlatmaları, peyzaj uygulamaları, ağaçlandırma, çocuk oyun alanları, otoparklar, çarşı, dini ve sağlık tesisleri okul, kres ve spor alanlarını inşa ederek, halkın isitifadesine sunulduğunu, bu bütünlük içinde yönetim hizmetlerinin sunulması açısından Yönetim Planının oluşturulması ile Site Yönetimlerinin kurulmasının bir zaruret olarak ortaya çıktığını, Kat Mülkiyeti Kanununun 8 ve dha üzerindeki bağımsız bölümden müteşekkil yapılarda “Yönetici” atanması zorunlu kıldığı düşünüldüğünde 879 bağımsız bölümden müteşekkil Maltepe 1.Etap Konutlarınının yönetim hizmetlerinin (temizlik, güvenlik, çevre ve peyzaj, kapıcı, v.b) yürütülmesi için, Yönetim Planı oluşturularak Site Yönetimi’nin atanmasının zaruri olduğu görüleceğini, Yönetim planındaki hükümlerin hak sahiplerinin menfaatleri ve hukukna aykırı olmadığını, Yönetim Planının 63.maddesinin de, Satış Vaade Sözleşmesinin 13.maddesindeki hükme istinaden oluşturulduğunu, Yönetim planının yasal dayanığının taraflar arasında imzalanmış satış Vaade Sözleşmelerinden hükümlerinden kaynaklandığını,davacı tarafın site yönetiminin yasa olmadığı yönündeki beyanları ile sair iddia ve talepleri kabul etmediklerini, Yargıtay’ın,  “Site yönetiminin oluşturulması gerektiği aksinin kabulünün daha büyük kargaşaya sebebiyet vereceği..” (Y.13.HD 14.12.1999 gün 1999/8743-2000/419K) yönünde kararı bulunduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarıının; bir yerde her ne kadar Kat Mülkiyeti Kurulmamış olsa bile, kurulmuş sitelerin hizmetlerinin görülmesi için Yönetim Planları ve Site Yönetimlerinin oluşturulabileceği yönünde olduğunu, Maltepe 1.Etap Konutlarında iskan alındığını, ancak toplu konutlarda, kat irtifakı veya kat mülkiyetine geçişin belli bir süreç içerisinde gerçekleşebildiğini, bu zaman zarfında da yapılan inşaatların, oluşturulan eserlerin korunması, hizmetlerin yapılabilmesi için site yönetimlerinin oluşturulması zaruri ve gerekli olduğunu, Site Yönetim Planının oluşturulması ile Site Yönetimi hizmetinin sözleşme hükümlerine göre verilmekte olduğunu, hak sahiplerine tapu verilebilmesi için yönetim planının oluşturulmasının zaruri bir durum olduğunu, bu meyanda hak sahiplerinin; Kat mülkiyeti tesis edilip gerekli yönetim organlarıtesis edilinceye kadar geçecek süre içerisinde konutların yönetiminin KİPTAŞ tarafından deruhte edileceğini, ……’ın sahip olduğu bu yönetim ve işletme yetkisini gerçek veya tüzel kişilere devredebileceğini kabul ettiklerini, Kat Mülkiyetinin tamamlanmasına binaen de Site Yönetiminin oluşturularak seçim neticesinde site sakinlerine bırakılacağını, emsal bir davada; “… konutların teslim edilerek fiili oturumun başlandığı, ortak hizmetlerin karşılanabilmesi için yönetimin oluşturulmasının zorunlu hale geldiği, yönetimin oluşturulmasına ilişkin yapılan sözleşmelere uygun olarak yönetimin seçildiği ve işletme projelerinin hazırlandığı, davacılar ile… …… arasında yönetim ve işletme giderlerine ilişkin sözleşmeler ve taahhüdün hukuken geçirli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, sözleşmede Kat Mülkiyeti Yasasının hükümlerine uyulacağının kabul edildiği, Site Yönetiminin seçilmesi ve görevine devam etmesinin Kat Mülkiyeti Yasasının amacına ve karşılıklı sözleşmelere uygun olduğu, bu nedenle site yönetiminin hazırladıı işletme projesinin hukuken geçerli olduğu..” (Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi 2001/2E.2001/1206K.) yönünde karar verildiğini, Yargıtay’ın; “… toplu yapının kendini oluşturan Blok apartmanlara ait ortak yerler dışında Tüm Toplu Yapı kapsamındaki bağımsız bölüm maliklerinin kullanımına terk edilmiş, kanalizasyon ısıtma aydınlatma, eğitim, spor, park ve bahçe gibi ortak tesis ve alanlarının bulunduğu bilinmektedir. Bu ortak sesis ve alanlarının amacına uygun olarak bir disiplin dahilinde kullanılmalırı, bakım ve onarımlarının yapılması, bakım ve onarımlar için gerekli giderlerin toplanıp harcamaları Toplu Yapı Yönetimi zorunlu kılmaktadır. … Şu durum karşısında mahkemenin MK.nun 1.maddesinden kaynaklanan görevi gereği olarak, benzer kurum ve kuruluşlar için yasalarımızda öngörülen düzenlemelerden örnekleme yoluyla yararlanarak hak ve adalete usul ve dava ekonomisine tüm toplu yasa bağımsız bölüm maliklerini bağlayıcı nitelikteki sözleşme mevcut ise bu sözleşme hükümlerine uygun toplu yapı içinde sosyal barışı sağlayıcı bir çözüm bulması bunun sonucuna uygun karar vvermesi gerektiğinde duraksanmamalıdır…”(Y.13.HD 14.12.1999 tarihli, 1999/8743E.2000/419K.sayılı karar)  gerekçesi ile bidayet mahkemesi kararını bozmasına rağmen, mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, önceki bozma kararındaki gerekçelere de katılma suretiyle “… davalı, blok kat maliklerinden toplu yapı ortak gider paylarının, yönetim planının kendisine tandığı tüm yetkileri kullanmış, gerekli girişimlerde bulunmuş…davalıdan ediminin ifasını isteyebilir, diğer bir anlatımla devalı pasif husumet ehliyetine sahiptir…”(YHGK 1.11.2000 tarihli, 2000/13-1314E.2000/1606K.) gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verdiğini, emsal nitelikteki başka bir davada; site sakininin yönetimine, aidat borcu için verdiği 2 adet çekin iadesi ve borçsuz bulunduğunun tespiti amacıyla açılan davada davanın kabulu yönünde karar verildiğini (sarıyer 1 Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/270E.2003/309K.) site yönetiminin kararı temyiz etmesi üzerine temyiz incelemesi neticesinde; “Davacı ile …… arasında imzalanan 25.09.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesinin 9.maddesinde Konutların tesliminden itibaren Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre gerekli yönetim organları oluşuncaya kadar konutların yönetim ve işletmesi …… tarafından yürütülecektir. Bu dönemde hak sahibi ……’ın yönetim yetkisin bir veya birkaç gerçek veya tüzel kişiye devredebileceğini, buna itiraz etmeyeceğini,… onaylanmış işletme projesine uyacağını, … kabul ve taahhüt eder’ hükmüne uygun olarak …… tarafından yönetim oluşturulmuş ve yine aynı maddenin devamında ‘işletme amacıyla belirlenecek aidat ödemelerinin düzenli ve zamanında yaılacağı davacı tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir. Bu nedenle davacı ile …… arasındaki yönetime ve işletme giderlerine ilişkin olarak yapılan sözleşme ve taahhütlerin hukuken geçerli ve tarafları bağlayıcı niteliktedir. Kaldı ki ……’ın seçtiği yönetimin oluşturduğu işletme projesinin iptaline yönelik olarak davacı ve arkadaşlarının açtıkları davanın mahkemece reddine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır.İşletme projesine ve 25.09.1997 tarihli sözleşmenen 9.maddesine uygun olarak davacı, davalı yönetime iki adet çek vermek sureti ile aidat borcunun mevcut olduğunu kabul etmektedir. Taraflar faiz taleplerinden vazgeçerek, ana para ile ilgili olarak, 2 adet çekin verilmesi sureti ile borcun miktarı konusunda anlaştıklarına göre artık davalının temsil yetkisinin bulunmadığını, kat mülkiyeti veya kat irtifakının kurulmadıını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmesi M.K. 2.maddesindeki iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz. Davacı daireyi satın almış ve bu yeri kullanmaya başlamıştır. Davalı yönetimin bu daire ve tüm site ile ilgili olarak yaptığı hizmetler için gereken masrafların paylaşılması ve giderlerin karşılanması gerekmektedir…”(Y.3.HD 2005/1913E. 2005/2338K.) gerekçesi ile mahkeme kararını bozduğunu, bu açıklamaların; Yönetim Planının oluşturulması ile Site Yönetiminin ve alınan kararların meşru olduğunun, taraflar arasındaki sözleşme ile Yönetim planının geçerli olduğunun kanıtı olduğunu, davacı tarafın davranışının sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiği gibi mahkeme kararlarına da uymadığını, Satış Vaadi sözleşlerininin kanun hükümlerine uygun düzenlendiğini ve taraflar da edimlerini bu sözleşmelere göre yerine getirdiklerini, tarafların sözleşmeyi olduğu hali ile imzaladıklarını, bu husus da taraflar arasındaki ihtilafta baz alınacak belgenin Satış Vaade Sözleşmesi olduğunun kanıtı oludğunu, sözleşmenin hükümlerinin BK 19. Ve 20. Maddesi hükümlerine aykırı olmadığını, Yargıtay’ın “…Hukukumuzda sözleşmey bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır…” (YHGK 7.5.2003 tarihli, 20036/13-332E, 2003/340K), ……’ın Site Yönetimlerinden herhangi bir ücret almadığını, kat mülkiyetinin oluşturulana kadar sözleşmedeki yetkiye istinaden, yönetim planlarını hazırlanarak site yönetimlerini oluşturduğunu, bu işlemlerden herhangi bir kazancı olmadığını, tek amacın; ortaya çıkartılmış olan eserin korunması, hizmetin devamlılığının sağlanması, hak sahiplerinin mağdur olmaması için gerekli işlemlerin yapılması olduğu, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

              

İNCELEME HESAP VE DEĞERLENDİRME:   

Üyelik Hakkı Devir Sözleşmesi:

Davacı tarafın 09.02.2011 tarihinde A-11 Blok 62 nolu ve 105m2 alanlı gayrimenkulü dava dışı Hüseyin’dan ‘Üyelik Hakkı Devir Sözleşmesi’ ile devralmış olduğu, söz konusu sözleşmede devir ve temlik sahibi olan Hüseyin’nın, …… A.Ş ile önceden yapılmış bulunan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine istinaden gayrimenkulü davacıya devretmiş olduğu,

Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi:

Davacı tarafın gayrimenkulu devir aldığı dava dışı Hüseyin ile …… arasında 28.01.2008 tarihinde bir Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede konutun teslim süresinin madde 6.1’de;”Konutun Hak Sahibine teslim süresi, sözleşme tarihinden itibaren 24 aydır. Bu süre …… tarafından 6 ay daha resen utatılabilir. Mücbir sebeplerden kaynaklanan gecikmeler bu sürelere ayrıca eklenir.” Şeklinde belirtildiği,

Site Yönetimi ve İşletme Giderleri ile Husumet İtirazı ile ilgili madde 13.1’de; ”Konutların tesliminden itibaren, Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre gerekli yönetim organları oluşuncaya kadar konutların yönetim ve işletmesi …… tarafından yürütülecektir. Hak Sahibi buna itiraz etmeyeceğini, Kat Mülkiyetine geçilmemiş olsa bile Kat Mülkiyeti Kanunu’nun tüm hükümlerine riayet edeceğini, konutların iskana açılması ile işletme projesinin uygulamaya konulması arasında geçecek süre içerisinde kullanılmak üzere belirlenecek ortak gider avansını ödeyeceğini, onaylanmış işletme projesine uyacağını, belirlenecek aidat ödemelerini düzenli …… kabul ve taahhüt eder.”, denildiği,

Madde 13.1’de ise; “…… sahip olduğu yönetim ve işletme yetkisini bizzat kullanabileceği gibi bir veya birkaç gerçek veya tüzel kişiye de devredebilir. …… sahip olduğu bu yönetim ve işletme yetkisini birkaç gerçek veya tüzel kişiye de devretmesi halinde Hak Sahibi; Site Yönetim Hizmetlerinin bu şahıslar ve/veya tüzel kişiler tarafından deruhte edilmesine, aidatların toplanmasına karşı husumet itirazında bulunamayacaklardır”denildiği,

Konut Teslim Formu:

Davacıya ait gayrimenkulü davacıya  devir ve temlik eden dava dışı Hüseyin’nın Maltepe 1.Etap Konutları A11 Blok 62 no.lu daireyi 17.10.2009 tarihinde …… A.Ş’den eksiksiz olarak teslim aldığı, teslim ile ilgili teslim formunu Müteahit sıfatı ile Mustafa, …… yetkilisi ve dava dışı devir ve temlik sahibi Hüseyin’nın birlikte imzalamış oldukları, bu suretle teslimin 17.10.2009 tarihinde gerçekleştiği,

Site Yönetim Planı:

Davalı yönetim tarafından 31.01.2011 tarihinde İstanbul İli Maltepe İlçesi, Zümrütevler Mahallesi, 8988 ada, 5 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan 14 adet blokta 878 adet bağımsız bölümden müşekkil konut ile 1 adet işyeri olmak üzere toplam 879 adet bağımsız bölüm, 13 hizmetli hanesini içerir yönetim planının tapu tescil kaydının yapıldığı, tapu kayıtlarına göre yönetim planında bahsi geçen gayrimenkullerle ilgili kat mülkiyeti prosüdürlerinin tamamlanarak 02.02.2011 tarihinde tapuya tescil edilmek suretiyle kat mülkiyetine geçildiği,

Tespit edilmiştir.

 

Davacı Tarafça İptali Talep Edilen Site Yönetim Planı Maddeleri:

Madde 5; “Yönetim Planının değiştirilmesi için Maltepe 1.etap Yapı Alanında bulunan tüm bağımsız bölüm maliklerinin 4/5’nin oyu şarttır.”

 

Madde 63.1; “Maltepe 1.Etap Sitesi kapsamındaki onaylı projeye bağlanmış bütün yapılar, ortak yer ve depo ve tesislerin tamamlanması, yerleşimini ve ortak alanların kullanımının belli bir düzen içinde yürütülmesi amacıyla bu yönetim planında Söte Temsilciler Kurulu ve Site Yönetim Kurulu için öngürülmüş bulunan tüm hak ve yetkiler geçici olarak …… (…….. Konut İmar Plan Turizm Ulaşım San. Ve Tic A.Ş) ve/veya …… tarafından atanacak Site Yönetim Kurulu/Denetim kurulu …… tarafından atanacaktır. İlk Bağımsız Bölüm Malikler Kurulu ve Site Temsilciler Kurulu toplantı tarihi “Geçici Yönetim” tarafından tespit ve ilan olunur. Geçici yönetim ilk toplantıya kadar geçecek sürede işlerin aksatılmadan yürütülebilmesi için blok yöneticileri atayabilir veya bağımsız bölüm maliklerinden yönetici ismi bildirmelerini isteyebilir.Geçici Yönetim süresince blok yöneticileri kendileri verilen görevleri yerine getirirler ve geçici yönetimin düzenleyeceği istişare toplantılarına katılırlar.”

 

Madde 63.2;”Yönetim planına göre blok kat malikleri kurulu toplantısı,  Site Yönetim ve Denetim Kurulu oluşturulması ve seçimine ilişkin gerekli prosüdürün tamamlanmasından ‘Geçici Yönetim’ yetkili olacaktır.”

 

Madde 63.3;”Geçici Yönetim aldığı kararları sayfaları noter mührü ile onaylanmış bir deftere yazıp imzalamakla yükümlüdür.”

 

Madde 63.4; “Geçici Yönetim toplu yapı yönetim hizmetlerinin tamamen veya kısmen bir tüzel kişi ve/veya şahsa yaptırabilir. Bu amaçla yapılan sözleşmeler geçici yönetimden sonra yönetimi devralacak durum ve kişileri de bağlar.”

 

Madde 63.5; “Geçici yönetim, yönetim hizmetlerinin gereği gibi yürütülüp yürütülmediğinin devamlı olarak izlemek ve denetlemekle yükümlüdür”

 

Madde 63.6; “Geçici Yönetimveya bu iş için görevlendireceği kişiler Maltepe 1.etap toplu yapının yönetimi sırasında çıkabilecek tüm ihtilafları taraf sıfatıyla yasal yollarla takip etmeye, dava açmaya, icra takibi yapmaya ve bu hususlarda vekil tayin etmeye yetkilidir.”

 

Madde 63.7; “…/…/… tarihinde düzenlenen iş bu Yönetim Planının muhtevası aşağıda kimlikleri yazılı Maltepe 1.Etap Sitesi-Toplu Yapının bütün bağımsız bölüm maliklerince okunarak arzularına uygun olduğunu ve oybirliği ile kabul ve imzaladıkları beyan ve ikrar eylerler”

 

Diğer Tespitler:

Site Yasal Defter Tasdik Bilgileri

Defter Adı

Dönemi

Tasdik Tarihi

Tasdik Makamı

Tasdik No

Karar Defteri 2009-2010-2011-2012

08.09.2009

Kartal 18.Noteri

20080

Yevmiye Defteri

2010

30.12.2009

Kartal 18.Noteri

31575

Yevmiye Defteri

2011

31.12.2010

İstanbul 17.Noteri

62225

Site Yönetimi Karar Defteri kayıtlarına göre; Geçici Site Yönetimi, …… A.Ş’nin 02.09.2009 tarih ve 203/2170-5070-2009 sayılı onayı ile atanmak suretiyle 04.09.2009 tarihinde üç kişiden oluşan geçici yönetim kurulu heyeti ile göreve başladığı, bu tarihten itibaren 2009-2010,2011 ve 2012 yıllarına ait İşletme tahmini Gelir ve Gider bütçesini oluşurulduğu, tahmini bütçelerin muhtelif tarihlerde Karar defterine işlenmiş olduğu, ilgili yıllara ait giderlere karşılık gelen aidat hesaplamalarının yapıldığı, aidatlara kat maliklerine tebliğe ilişkin kararlar alınmış bulunduğu,

Tespit edilmiştir.

 

02.10.2009 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden istifa nedeniyle boşalan üyeliğe …… A.Ş tarafından yeni bir üye atanmış olduğu,

 

24.08.2011 tarihinde yönetim kurulunda bulunan 2 üyenin …… A.Ş kararınca azledildiği, boşalan üyeliklere yine …… A.Ş tarafından yeni üyeler atandığı,

 

01.12.2011 tarihinde Site sosyal tesisin içinde bulunan cafenin ve sosyal tesisin önünde bulunan çardak bölümüne konulacak büfenin yerinin …… Konut Hizmet Yönetim İşletmeciliği ve Tic A.Ş’ye aylık 500 TL bedelle kiralanmasına karar verildiği,

Tespit edilemiştir.

 

2010 yılı tahmini  gelir ve giderleri içeren işletme projesi ile gerçekleşen gelir ve giderler içeren yevmiye kayıtları karşılaştırılması için ilgili yıl yevmiye defteri incelenmiş olup yapılan inceleme neticesinde; yevmiye defteri yıl sonu kapanış kaydı yapılmadığından tahmini ve gerçekleşen gelir-gider kalemleri tespit edilemiştir.

 

2011 yılı Yevmiye defteri kayıtları incelenmiş olup, ilgili yıl defterleri ile ilgili dosya kapsamında belgeye rastlanmadığından işlem kayıtlarına ilişkin belge kontrolü yapılamamıştır. 2011 yılı işletme projesi ile fiili gerçekleşen gelir-gider kayıtları karşılaştırılmış olup;

 

 

 

 

2011 Tahmini Gider              1.871.260,52
2011 Gerçekleşen Gider              1.700.111,76
Fark                  171.148,76
2011 Tahmini Gelir              1.871.260,62
2011 Gerçekleşen Gelir              1.669.040,33
Fark                  202.220,29
2011 Yılı Gelir Gider Farkı

–                  31.071,43

1.669,040,33 – 1.700.111,76

 

2011 yılı fiili gelir ve giderlerinin,  tahmini gelir ve giderlerden daha az miktarda gerçekleştiği tespit edilmiştir.

 

Dosya kapsamında ilgili yıllara ilişkin denetim raporları bulunmadığından ilgili yıllar işletme projesi ve denetim raporları karşılaştırılması yapılamamıştır.

 

DÜŞÜNCE VE KANAAT:   

Dava konusu ihtilaf, davalı site yönetimi tarafından oluşturulan yönetim planının 5.maddesinin davacının maliki olduğu blok yönetimi  yönünden, 63. Maddesinin tümden iptali, davacının da aralarında bulunduğu üç kişilik yeni bir geçici bir yönetimin görevlendirilmesi ve 2012 yılı işletme bütçesi ile aidatların iptali hususundadır.

 

Kat Mülkiyeti Kanunu toplu yapıyı “Toplu yapı, bir veya birden çok imar parseli üzerinde, belli bir onaylı yerleşim planına göre yapılmış veya yapılacak, alt yapı tesisleri, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetler ile bunların yönetimi bakımından birbiriyle bağlantılı birden çok yapıyı ifade eder.” (KMK md.66)şeklinde ifade etmiştir.

 

Bu kapsamda toplu yapı yönetim planı; toplu yapının yönetilme tarzını, bu tür yapılara ilişkin ortak nitelendirilebilecek yer ve tesislerin kullanma amaç ve şeklini, blok, ada ve toplu yapı kat malikleri genel kurulları ile ada ve toplu yapı temsilciler kurullarının oluşumlarını, bu kurulların yetki alanlarını ve görevlerini, blok temsilcileri ile blok yöneticisi ve denetçisinin, blok niteliğine sahip olmayan bağımsız bölümlerinin temsilcileri ile yönetici ve denetçisinin seçimini, ayrıca toplu yapının gerek yönetim ve gerekse de denetim kurallarının seçimi ve toplu yapı yönetimi ile ilgili diğer konuları yasaların buyurcu hükümlerine aykırı olmamak şartıyla düzenleyen ve bu kapsamdaki tüm kat maliklerini bağlayan bir plandır.

 

KMK bu hususta Yönetim Planı ve Değiştirilmesini madde 70’te düzenlemiş olup, ilgili maddede; “Toplu yapı kapsamındaki yapı ve yerler için tamamını kapsayan bir tek yönetim planı düzenlenir. Yönetm planı, toplu yapı kapsamındaki bütün kat maliklerini bağlar. Yönetim planının değiştirilmesi için, toplu yapı temsilciler kurulu üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölümlerinin tam sayısının beşte dördünün oyu şarttır. Geçici yönetimle ilgili yönetim planı hükümleri, toplu yapı alanındaki bağımsız bölüm maliklerinin beşte dördünün oylarıyla değiştirilebilir” şeklinde yönetim planının değiştirilebilme şartlarını ortaya koymuştur. İlgili madde uyarınca dava konusu yönetim planının 5.maddesinin kanunun buyurucu hükümlerine aykırı olmadığı tespit edilmiştir.

 

İhtilaf konusu diğer bir husus; Yönetim Planının 63.maddesi ile ilgilidir. Bu husus, KMK 73.madde de; “Yönetim plânında toplu yapı temsilciler kurulu oluşuncaya kadar, bu kurulun görevlerini üstlenmek, yetkilerini kullanmak ve kurulun oluşması için gerekli girişim ve çağrılarda bulunmak üzere, bir geçici yönetim kurulması öngörülebilir. Bu takdirde yönetim plânında geçici yönetimin nasıl oluşacağına ve ne zamana kadar devam edeceğine ilişkin hükümlere yer verilir. Geçici yönetim en geç toplu yapının bitimini izleyen bir yıl sonrasına kadar devam edebilir. Bu süre, her halde toplu yapı kapsamındaki ilk yapı ruhsatının alınmasından itibaren on yıl geçmekle sona erer.” Şeklinde ifade edilmiştir.

 

Mevcut davada, davalı geçici site yönetiminin 04.09.2009 tarihinde  göreve başladığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamından 2009-2010-2011 ve 2012 yıllarına ait yönetim raporunda bahsi geçen herhangi bir denetleme raporuna rastlanmamıştır. Geçici yönetimin görev süresi, yönetim planının 63.1 maddesinde geçici bir süre şeklinde belirtilmiş, ancak bu sürenin ne kadar olduğu hususuna değinilmemiştir. Oysa KMK 73.maddesi bu hususta kesin hükümler içermektedir. Bu sebeple  anılan kanun maddesinden hareketle inşaatın bitiş tarihin tespiti zorunluluğu hasıl olmaktadır. Bu sebeple kurulumuz ; toplu yapının inşaat bitiş tarihinin; 879 adet inşaata ait iskanının belediyeden alınması akabinde kat mülkiyetinin tapuya tescil edildiği tarih olan 02.02.2011 tarihi olduğu kanaatine varmıştır. Yine kanun maddesinden hareket ile 02.02.2011 tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde yani 02.02.2012 tarihinde geçici yönetimin istifa ederek sırasıyla blok maliklerinin blok yöneticisini ve denetçisini, blok niteliğine sahip olmayan bölümlerin yönetici ve denetçilerine, blok yöneticilerinden oluşan kat malikleri temsilciler kurulunu, kat malikleri temsilciler kurulunun ise site yönetimini seçmeleri gerekmekte idi.

 

SONUÇ:

 

1-  Yönetim Planının 5.maddesinde yer alan ve yönetim planının değiştirilmesine ilişkin olan “Yönetim Planının değiştirilmesi için …..1.etap Yapı Alanında bulunan tüm bağımsız bölüm maliklerinin 4/5’nin oyu şarttır.”  Maddesinin kanunun emredici hükümlerine aykırı olmadığı,

2-  Yönetim Planının 63.maddesinde bahsi geçen Geçici Yönetimin görev süresi ile ilgili ifadelerin yeterince anlaşılabilir olmadığı ve KMK 73.maddesi gereği gereğince geçici yönetimin görev süresinin 02.02.2012 tarihinde sona erdiği,

3-  Mevcut geçici yönetimin yerine kat maliklerinden oluşan 3 kişilik yeni bir geçici yönetimin oluşturulmasının mahkemenin takdirinde olduğu,

4-  2012 yılına ait işletme bütçesi ile aidatların iptalinin mahkemenin takdirinde olduğu,

Sonucuna varılmıştır.

 

 

İşletme Projesine itiraz edildiği takdirde ne yapılmalıdır ?-EVREN ÖZMEN

Y5HDEsas : 1986/2071Karar : 1986/3064Tarih : 10.03.1986 İŞLETME PROJESİ (İtiraz)
İTİRAZ (İşletme projesi)

İşletme projesine itiraz, kat malikleri kurulunca rededilirse işletme projesikesinleşir. Bu avansı ödemek zorunluluğu vardır.

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası uyarınca yıllık işletme projesinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup, iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp, düşünüldü:

YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ KARARI:Kat irtifaklı bir apartmanda bağımsız bölüm maliki olan davacılar davalı yönetimi tarafından kendilerine tebliğ edilen yıllıkişletme projesinde genel giderlerin çok yüksek tutulmuş olduğundan söz edilerek iptalini dava etmişlerdir. Davacıların bu projeye itiraz etmeleri üzerine toplanan kat malikleri kurulunun itirazlarının reddine karar verdiği ve böylece kesinleşen bu projede kat maliklerinden istenen aylık ücretlerin avans niteliğinde olup, yıl sonunda kesin hesaba dönüşeceği eksik veya fazlalığın o zaman ortaya çıkacağı, bu nedenle işletme projesinin iptalini gerektiren herhangi bir durumun bulunmadığı anlaşılmış olduğundan mahkemece davanın reddedilmesinde bir tutarsızlık görülmemiştir.

SONUÇ:

Davacıların temyiz itirazları yerinde olmadığından Usul ve Yasaya uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), oybirliğiyle karar verildi.

KOOPERATİFLERDE ORTAK GİDERLERİN “YÖNETİM PLANI”NA GÖRE PAYLAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ

ORTAK GİDERLERİN “YÖNETİM PLANI”NA GÖRE PAYLAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ

T.C. YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2004/990

Karar No : 2004/1734

Tarih : 8.3.2004

Dava, ortak gider alacağı ile ilgili icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

Anataşınmazın yerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi tarafından düzenlenen 24.6.2003 günlü bilirkişi raporu içeriğinden dava konusu edilen borcun dayanağını oluşturan davalıların 52 nolu bağımsız bölümünün fiili net kullanım alanının 32,76 m2 olduğu anlaşılmaktadır.

Anataşınmaza ilişkin yönetim planının 24. maddesinde ortak giderlerin hesaplanmasında her bir bağımsız bölümün net alanlarının esas alınacağı öngörülmektedir. Buna göre, davalının ödemekle yükümlü olduğu ortak gider borcunun hesaplanmasında bağımsız bölümünün fiili net kullanım alanı olan 32,76 m2’nin esas alınması gerekirken projesinde yazılı net alan üzerinden belirlenen miktara itibar edilerek bunun üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bağımsız bölümün mülkiyetini, başlangıçta veya sonradan kazanan kişi, Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca tüm kat maliklerini ve onların külli ve cüz’i haleflerini bağlayan sözleşme niteliğinde olan yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Bunların ayrıca tebliğine gerek yoktur. Böylece, yönetim planında bir ödeme tarihi belirlenmiş ise artık herhangi bir tebligat veya duyuru yapılmamış olsa bile her kat maliki gider ve avans borcunu sorup öğrenerek, bu miktarı yöneticiye veya yönetim planında belirtilen yere ödemek zorundadır. Avans ve ortak gider alacağının yönetim planı (sözleşme) hükmü uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte temerrüt de gerçekleşmiş olur.

Bağımsız bölümün mülkiyetini, başlangıçta veya sonradan kazanan kişi, Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca tüm kat maliklerini ve onların külli ve cüz’i haleflerini bağlayan sözleşme niteliğinde olan yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Bunların ayrıca tebliğine gerek yoktur. Böylece, yönetim planında bir ödeme tarihi belirlenmiş ise artık herhangi bir tebligat veya duyuru yapılmamış olsa bile her kat maliki gider ve avans borcunu sorup öğrenerek, bu miktarı yöneticiye veya yönetim planında belirtilen yere ödemek zorundadır. Avans ve ortak gider alacağının yönetim planı (sözleşme) hükmü uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte temerrüt de gerçekleşmiş olur.

 

TC. YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

Tarih    :12.06.2002

Esas No: 2002/18-474

Karar No:2002/514
ÖZET :Bağımsız bölüm mülkiyetini kazanan kişi, yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Ortak gider alacağı, yönetim planı uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte (ayrıca tebliğe gerek olmaksızın) temerrüt gerçekleşmiş olur(634 s. KMK. m.10,12,20,22,28,37)
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı, yapılan yargılama sonunda; (Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.11.2001 gün ve 2001/657 E-1178 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onsekizinci Hukuk Dairesinin 12.2.2002 gün ve 2001/12408-2002/1536 sayılı ilamı ile (…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özelliklere delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; Yargıtay uygulamalarında, ortak gider borçlusuna işletme projesi veya kat malikleri kurulu karar, tebliğ edilmemiş olsa da, bu konudaki aidat borcunun varlığının kendisine noter aracılığı veya icra takibi sureti ile çıkartılan ödeme emri tebliğ edilmek sureti i!e duyurulmuş olması halinde, bu tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatından sorumlu olacağı kabul edilmektedir.
Somut olayda, davalıya bağımsız bölümü satın aldığı, tarihten itibaren miktarda gösterilmek sureti ile ortak gider borcunun bulunduğu noter aracılığı île 18.5.2000 tarihinde usulüne uygun olarak tebligatla duyurulmuş olduğuna göre bu tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış elmas, doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozu arak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacılar vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ortak yönetim gideri (aidat) ila ana taşınmazın onarım giderinden düşen payın ödenmemesi nedeniyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali ile icranın devamına ve asıl alacak yanında gecikme tazminatına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararında, gecikme tazminatına yer verilmeyip fazla istek reddedilmiş, karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairesince yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma üzerine yerel mahkemece, usulüne uygun tebligatın yokluğu nedeniyle temerrüdün gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek, “ilk hükümde direnilmesine” ve “gecikme tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir. Görüldüğü üzere yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, gecikme tazminatına hükmedilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kat Mülkiyeti Yasasının konuya ilişkin 20. maddesi, kat mülkiyetine tabi ana taşınmazın bakımı ve onarımı ile ortak yerlerinin çalıştırılması için gerekli giderlerin ve bu giderleri karşılayacak avansların kat malikleri tarafından ödeneceğini hükme bağlamış, 22. maddesi de bağımsız bölümlerde kira akdine ya da başka bir sebebe dayanarak devamlı olarak ondan faydalanan kişileri de belli koşullarla bu gider ve avanstan sorumlu tutmuştur. Yasanın 20. maddesinin değişik ikinci fıkrası ise, gider ve avans borcunun tamamının zamanında ödenmemesi halinde ödeme tarihine kadar geçen günler için aylık %10 hesabıyla gecikme tazminatı ödenmesini öngörmüştür. Yasanın bu yalın ve buyurucu hükmü karşısında, eğer gider ve avans payı yönünden koşullar oluşmuş ve ödenmesi gerekiyorsa, bu ödemenin gecikmesi durumunda gecikme tazminatının da ödenmesi gerekir. O halde, gider ve avanstan sorumlu olan kişinin gecikme tazminatı ödeyip ödemeyeceği değil, hangi tarihten itibaren ödeyeceğinin belirlenmesi sorunu önemlidir. Nasıl ki ödenmeyen bir borç ya da tazminat için faiz ödenmesi söz konusu ise, ödenmeyen gider ve avans borcu için de yasada öngörüldüğü üzere gecikme tazminatı ödenecektir. Faizin hangi tarihten geçerli olarak ödeneceği ise alacağın türüne, muaccel olduğu tarihe veya temerrüt tarihine göre belirlenir.
Kural olarak, Kat Mülkiyeti Yasasında ödenmesi öngörülen gecikme tazminatı, bağlı bulunduğu ve ayrıntısı olduğu asıl gider ve avansın ödenmesi gerektiği tarihten itibaren hesaplanmalıdır. Ancak, Kat Mülkiyeti Yasası, kat malikleri veya kat sakinleri tarafından ödenmesi gereken gider ve avansın belirlenmesini bir yönteme bağlamıştır. Yasanın 37. maddesi, ana taşınmazın yönetim ve diğer giderlerini karşılamak üzere bir işletme projesinin hazırlanmasını ve bu projeyle gider ve avansların miktar ve ödeme zamanlarının belirlenmesini, projenin ilgililere tebliğ edilmesini öngörmüştür. Bu suretle, yönetici tarafından düzenlenmiş ve kat malikleri kurulunca onaylanmış bir proje bulunmadığı takdirde, bu hususları içeren kat malikleri kurulu kararı da aynı işleve ve geçerliliğe sahiptir. Görüldüğü üzere, gider ve avans payının belirlenmesi ve ödenebilir hale gelmesi için bu proje veya kararın varlığı gerekir (olduğu gibi), gider ve avansın ödenmesinden sorumlu olan kat maliki ya da sakininin bundan haberdar olması, miktarını ve ödeme zamanını bilmesi lazımdır.
İşletme projesinin veya bu konudaki kat malikleri kurulu kararının ilgililere tebliğ edilmiş olması ya da ilgilinin kat malikleri kurulu kararının alındığı toplantıda hazır olması durumunda gider ve avansın miktarı ile ödeme zamanı bakımından bir sorun olmadığı için, gecikme tazminatının başlangıç tarihinde de sorun bulunmamaktadır. Zira bu tarihin, avans ve giderin ödenmesi gerektiği tarih olduğu açıktır.
Kendisine işletme projesi tebliğ edilmeyen ya da bu husustaki kat malikleri kurulu toplantısına katılmadığı gibi toplantıda alınan kararların kendisine tebliğ edilmeyen kat maliki veya sorumlu sakinin ise, işletme projesi veya toplantıda alınan kararları aşağıda belirtilen şekillerde öğrendiği tarihten itibaren ortak gider ve avansın ödenmesinden ve dolayısıyla gecikme tazminatından sorumlu tutulması gerektiği kabul edilmelidir:
Bu konuda önce şu hususu belirtmekte yarar görülmüştür: Bağımsız bölümün mülkiyetini, başlangıçta veya sonradan kazanan kişi, Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca tüm kat maliklerini ve onların külli ve cüz’i haleflerini bağlayan sözleşme niteliğinde olan yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Bunların ayrıca tebliğine gerek yoktur. Böylece, yönetim planında bir ödeme tarihi belirlenmiş ise artık herhangi bir tebligat veya duyuru yapılmamış olsa bile her kat maliki gider ve avans borcunu sorup öğrenerek, bu miktarı yöneticiye veya yönetim planında belirtilen yere ödemek zorundadır. Avans ve ortak gider alacağının yönetim planı (sözleşme) hükmü uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte temerrüt de gerçekleşmiş olur.
Bundan ayrı, ana taşınmazın, kat maliklerinin vereceği gider karşılığı avansla ısıtma, temizlik, bakım, onarım, kapıcı ücreti gibi harcamalarını karşılayıp ayakta duracağı ve kat maliklerinin herhangi bir kişi veya zümre, ana kar veya başka bir biçimde yararlanma amacı güden ticari işletme değil, bir dayanışma ve komşuluk topluluğu niteliğinde olduğu gerçeği karşısında, formalite ve biçime gerektiğinden fazla önem verilmeyerek ilgili kişinin bu sorumluluğunu öğrenmiş olmasının yeterli olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir deyimle,ilgili sorumluya işletme projesi tebliğ edilmemiş, kendisi bu konudaki kat malikleri kuruluna katılmamış olsa bile, her kat malikinin ana taşınmazın yönetimi ve bakımı için bir aidat ödenmesi gerektiğine dair teamülün idrakinde bulunduğu gerçeği de gözetilerek, bu gider ve avans karşılığını aydan aya öderken, bunları ödememesi için haklı ve yasal neden olmadığı halde bu ödemeden kaçınması, herşeyden önce her hukuki ilişkide varlığı vazgeçilmez bir unsur olan iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından, ilgilinin kendisine işletme projesi tebliğ edilmiş veya bu konudaki kat malikleri kuruluna katılmış gibi avans ve giderin ödenmesinin gerektiği tarihten itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulması gerekir.
Yukarıda sözü edilen haller dışında da, kat mülkiyeti rejiminin, kat malikleri arasında öngördüğü ilişkinin niteliği, sorumluların iyi niyetinin asıl olduğu ve ana taşınmazın yönetimine yasayla yüklenen görev ve sorumluluklar ile hakkaniyet gerekleri gözetildiğinde, bu başlangıcın mutlaka bir “resmi ıttıla”, “belgelendirilmiş bir bilgi edinme” olması gerekmediği dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, bir kat maliki ya da sorumlu sakin, ödeme için kendisine ya da Tebligat Kanununa 3220 sayılı Yasa ile eklenen ek madde uyarınca bağımsız bölümlerinde oturanlara taahhütlü bir mektup veya imzalarını içeren dahili bir tebligatla duyuru yapılmış olması halinde bu duyuru tarihinden; bu da yoksa haklarındaki icra takibi nedeniyle icra veya ödeme emrinin tebliği tarihinden, doğrudan dava açılmış ise dava tarihinden; kendiliğinden asıl gider ve avansın bir bölümünü ödediği takdirde ödenmeyen bölüm için bu ödeme tarihinden itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulmalıdır. Daha önce de belirtildiği gibi ödenmesinde temerrüde düşülen herhangi bir borç söz konusu olduğunda nasıl faiz ödenmesi gerekiyorsa, gider ve avans borcunun ödenmesinde yukarıdaki esaslara göre temerrüde düşen kat maliki az önce açıklanan koşullarla belli bir tarihten itibaren gecikme tazminatı ödemek durumunda olup, mücerret işletme projesi ya da kat malikleri kurulu kararıkendisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile bunu ödemekten kaçınamaz.
Somut olayda, 10.2.1974 tarihinde bütün maliklerin oybirliğiyle düzenlenmiş bulunan dava konuşu ana taşınmaza ait yönetim planının 14. maddesi, “apartman ortak giderleri yakacak ve diğer masraflar için lüzumlu avanslar her ayın en geç 5’ine kadar kat malikleri tarafından makbuz mukabilinde yöneticiye veya bankada açılacak hesaba yatırılacak veya verilecektir.” hükmünü içermektedir. Kat Mülkiyeti Yasasının 28. maddesi uyarınca bütün kat maliklerinin yanı sıra onların külli ve cüz’i haleflerini de bağlayan, sözleşme niteliğinde olan yönetim planının 14. maddesinin yukarıda açıklanan hükmünü, ilk düzenlenişi sırasında imzası bulunmayıp da sonradan bağımsız bölüm satın alarak malik olanlar da bilmek ve uymak zorundadırlar.
Bu bakımdan her kat maliki, yönetimle iletişim kurarak ödemesi gereken meblağı öğrenip yönetim planında öngörülen tarihi geçirmeden tediyede bulunmalıdır. Aksi halde, temerrüde, düşeceğinden gecikme tazminatı ile sorumlu olacaktır. Bağımsız bölümü sonradan edinen kat malikinin kendisi yönünden bağlayıcı olan yönetim planını devir anında öğrendiğinin kabulü esas olmakla birlikte buna istediği anda ulaşması ve hükümlerini kolaylıkla öğrenmesi de her zaman için mümkündür.
Yönetim Planı tapu kaydının dayanak belgelerindendir. Kat Mülkiyeti Yasasının 10. maddesinde, kat mülkiyeti ve kat irtifakının resmi senetle ve tapu siciline tescille doğacağı, aynı Yasanın 12. maddesinde de kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafından imzalanmış bir yönetim planının tapu idaresine verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Eski Türk Medeni Yasasının 928., Yeni Yasanın ise 1020. maddelerine göre tapu kayıtları herkese açıktır, ilgililer her zaman tapu kayıtlarını ve bu kayıtların dayanağı olan belgeleri inceleyebilirler. Dayanak belgelerden olan yönetim planı da her ilgili tarafından istendiğinde incelenebilir. Arzu ettiği taktirde tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde, kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Bu nedenlerle yönetim planı hükmünün bilinmediği yolundaki bir iddia kat malikini sorumluluktan kurtarmaz.
Davaya konu teşkil eden ana taşınmaz, 1974 yılından beri kat mülkiyetine tabi bir binadır. Davalının, bu taşınmazda bağımsız bölüm satın alıp malik sıfatını kazanmakla yönetim planının hükümlerini öğrenmiş olduğunun kabulü gerekir. Ortak gider ve avans borcu, yönetim planında belirlenmiş olan tarihte ödenmemiş ise borç muacceliyet kesbetmiş ve bununla birlikte temerrüt de gerçekleşmiştir. Davalı kat malikine bu konuda ihtarname çıkartılmış olması, durumu değiştirmez.
Bu bakımdan yukarıda açıklandığı üzere her ayın 5’i itibariyle avans ve gider alacağının vadesi gelmiş ve davalı mütemerrit duruma düşmüş olduğundan, talep ile bağlı kalınarak gecikme tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yerel mahkemece yerinde olmayan gerekçelerle gecikme tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Bu itibarla mahkeme kararının, özel Daire bozma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı Özel Daire bozma kararının gerekçesi değiştirilerek (BOZULMAS1NA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

kooperatiflerde kur´a çekilip ferdi mülkiyete geçilmekle bağımsız bölümlerin mülkiyeti kurayı çeken kişiye geçer. Ferdi mülkiyete geçildikten sonra kat malikleri genel kurul toplantısı yapmış ve kendi aralarında yönetim kurulunu seçmiş bulunmalarına göre yönetim yetkisi de bu yönetim kuruluna intikal etmiştir. Davalı ise, kooperatif üyesinden satın alan kişi olup kendisine bağımsız bölüm tahsis edilmediğini iddia etmediğine göre ortak giderlerden hissesine düşen katkı payını ödemekle yükümlüdür.

KAT MÜLKİYETİ KANUNUNA TABİ OLMAYAN- SİTEDE- ORTAK GİDER.

İTİRAZIN İPTALİ-ORTAK GİDERLERİN ÖDENMESİ TALEBİ -KAT MÜLKİYETİ KANUNUNA TABİ OLMAYAN SİTEDE ORTAK GİDERLERİN ÖDENMESİ TALEBİ- KOOPERATİFLERDE KUR´A ÇEKİLEREK FERDİ MÜLKİYETE GEÇİLMESİ

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2004/13170 K. 2004/12971  T. 25.11.2004

2004/m.67

ÖZET : Uyuşmazlık, birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan ve bu nedenle de Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmayan sitede ortak giderlerin tahsiline ilişkindir.

Sitede Kat Mülkiyeti Kanunu uygulanamadığından ötürü genel hükümler çerçevesinde uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir.

Yönetici olduğunu ileri süren davacı, davalının yapılan hizmetlerden faydalandığını iddia ettiğine ve davalının payına düşen faydalı ve zorunlu masrafları talep ettiğine göre uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz iş görme hükümleri dairesinde çözümlenecek mahiyettedir.

Maddi olay ile bağlı olan hakim, hukuksal nitelendirmeyi kendiliğinden yapmakla hükümlüdür. O nedenle talep olmasa dahi vekaletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağın tahsilinin mümkün olup olmadığına yapılacak yargılama sonucunda karar verecektir.

Yargıtay uygulamalarına göre kooperatiflerde kur´a çekilip ferdi mülkiyete geçilmekle bağımsız bölümlerin mülkiyeti kurayı çeken kişiye geçer. Ferdi mülkiyete geçildikten sonra kat malikleri genel kurul toplantısı yapmış ve kendi aralarında yönetim kurulunu seçmiş bulunmalarına göre yönetim yetkisi de bu yönetim kuruluna intikal etmiştir. Davalı ise, kooperatif üyesinden satın alan kişi olup kendisine bağımsız bölüm tahsis edilmediğini iddia etmediğine göre ortak giderlerden hissesine düşen katkı payını ödemekle yükümlüdür.

DAVA : Davacı dilekçesinde ve birleştirilen dosyalarda davalının ödemediği aidatların ( 250.040.000 lira ) tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı dava dilekçesinde, bağımsız bölüm maliki Nilgün Aydın´ın ortak gider katılım payını ödememesi nedeniyle aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını ve davalının vaki haksız itirazının iptalini istemiştir.

Davalı ise henüz kooperatif aşamasında olup, ferdi mülkiyete geçilmediği ve yasal yönetimin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; dava konusu parseller üzerinde konut yapılması amacıyla Ersen Konut Yapı Kooperatifi Kurulmuş olup ferdi mülkiyete 31.12.2003 tarihinde hazırlanan yönetim planı ile geçildiği, istenilen ortak gider alacağının henüz ferdi mülkiyete geçilmeyen döneme ilişkin olduğu henüz yasal anlamda oturulmayan dönemlerin ortak gider katılım payı istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davacı site vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan ve bu nedenle de Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmayan sitede ortak giderlerin tahsiline ilişkindir.

Sitede Kat Mülkiyeti Kanunu uygulanamadığından ötürü genel hükümler çerçevesinde uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir.

Yönetici olduğunu ileri süren davacı, davalının yapılan hizmetlerden faydalandığını iddia ettiğine ve davalının payına düşen faydalı ve zorunlu masrafları talep ettiğine göre uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz iş görme hükümleri dairesinde çözümlenecek mahiyettedir.

Maddi olay ile bağlı olan hakim, hukuksal nitelendirmeyi kendiliğinden yapmakla hükümlüdür. O nedenle talep olmasa dahi vekaletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağın tahsilinin mümkün olup olmadığına yapılacak yargılama sonucunda karar verecektir.

Dosyaya getirtilen belgelerden, kooperatife ait ana gayrimenkul üzerinde kat irtifakı tesis edilmiş olduğu, tüm bağımsız bölümlerin kooperatif adına kayıtlı iken 30.12.2003 tarihli yönetim planı uyarınca malikleri adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber kooperatif üyeleri arasında 2.11.1997 tarihinde kur´a çekilerek ferdi mülkiyete geçildiği ve yapıların kısmen de olsa iskan edildiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay uygulamalarına göre kooperatiflerde kur´a çekilip ferdi mülkiyete geçilmekle bağımsız bölümlerin mülkiyeti kurayı çeken kişiye geçer. Ferdi mülkiyete geçildikten sonra kat malikleri genel kurul toplantısı yapmış ve kendi aralarında yönetim kurulunu seçmiş bulunmalarına göre yönetim yetkisi de bu yönetim kuruluna intikal etmiştir. Davalı ise, kooperatif üyesinden satın alan kişi olup kendisine bağımsız bölüm tahsis edilmediğini iddia etmediğine göre ortak giderlerden hissesine düşen katkı payını ödemekle yükümlüdür.

Somut olayda alınan bilirkişi raporu ile davalının ortak kullanım yerlerinden ve hizmetlerinden faydalandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ek rapor alınmak suretiyle yukarıda açıklanan ilkeler gereğince inceleme ve araştırma yapılmak ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.

Kat Mülkiyeti Yasası uygulamasına tabi olmayan taşınmazlar

634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesi, kat mülkiyetine tabi ana taşınmazın bakımı ve onarımı ile ortak yerlerin çalıştırılması için gerekli giderlerin ve bu giderleri karşılayacak avansların kat malikleri tarafından ödeneceğini hükme bağlamış, 22. maddesi de bağımsız bölümlerde kira akdine ya da başka bir sebebe dayanarak devamlı olarak ondan yararlanan kişileri de belli koşullarla bu gider ve avanstan sorumlu tutmuştur. 634 sayılı Yasanın 37. maddesi hükmü, kat malikleri veya kat sakinleri tarafından ödenmesi gereken gider ve avansın belirlenmesi yöntemini düzenlemiştir. Bu yasa hükmü, ana taşınmazın yönetim ve diğer giderlerini karşılamak üzere bir “işletme projesi”nin hazırlanmasını ve bu projeyle gider ve avansların miktar ve ödeme zamanlarının belirlenmesini öngörmüştür. İşletme projesi hazırlanmamış ise belirtilen hususları içeren kat malikleri kurulu kararı da aynı işleve ve geçerliliğe sahiptir.
Kat Mülkiyeti Yasası uygulamasına tabi olmayan taşınmazlar hakkında da, kuşkusuz Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Buna göre Medeni Kanunun “paylı mülkiyeti” düzenleyen hükümlerinden 690. maddesi uyarınca, küçük onarımları yaptırmaya paydaşlardan her biri yetkili olduğu halde, önemli yönetim işleri kapsamında sayılan bakım, onarım ve yapı işlerinde 691. maddesi hükmü gereğince “pay ve paydaş” çoğunluğunca verilecek karara göre işlem yapılabilir. Taşınmaz mala “elbirliği mülkiyeti” şeklinde malik olan ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların “oybirliğiyle” karar vermeleri gerekir ( TMK.md.702 ).

Kat malikleri kurulu işletme projesi hk

634 Sayılı Kanun`un 37/son maddesine göre; kesinleşen işletme projeleri ile kat malikleri kurulunun işletme giderleri ile ilgili kararları İİK. nun 68. maddesinde yazılan belgelerden sayılır. Anılan madde hükmüne göre işletme giderleriyle ilgili kat malikleri kurulu kararının takip konusu yapılabilmesi için ilgilisine tebliğine de gerek bulunmamaktadır. Kat malikleri kurulu kararları, sulh hukuk mahkemesince iptal edilmediği sürece yukarıda açıklanan geçerliliğini ve etkinliğini korur. Anılan kararların geçerli olup olmadığı ise, yine genel mahkemece yapılacak yargılamada tartışılması gereken hususlar olup; dar yetkili icra mahkemesinde bu konuda inceleme yapılamaz.

What is Milk Money- Turkish Labor Law 4857

Nursing allowance (colloquially known as “milk money”) is a lump-sum payment made to nursing mother or to uninsured breastfeeding spouse of a male insurance holder to help them to feed their infants.

Allowance, arranged in Article 16 of Social Insurance and Universal Health insurance Law No. 5510, shall be paid for each newborn, provided that the newborn lives.

Nursing allowance is a lump sum paid for per baby, (i.e. it is not paid monthly) and the amount is 112 TL for 2015.

Sermaye artırımında indirim-KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 9)

4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SERİ NO: 9)

MADDE 1 – 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’ne “10.5. Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

10.6. Sermaye artırımında indirim

27/3/2015 tarihli ve 6637 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8 inci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendinde, finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’sinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

10.6.1. İndirimin kapsamı

Sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla getirilen bu düzenleme uyarınca indirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında, 1/7/2015 tarihinden itibaren ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya bu tarihten itibaren yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden, ilgili hesap döneminin sonuna kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi hükmüne göre hesaplanacak tutar dikkate alınacaktır.

Bu indirim uygulamasında,

a) Nakdi sermaye artışı, sermaye şirketlerince ilgili hesap döneminde ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi artışlar ile yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakdi olarak karşılanan kısmını,

b) Ticari krediler faiz oranı, bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı olarak dikkate alınacak olan ve TCMB tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca Açılan Kredilere Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Faiz Oranları”ndan “Ticari Krediler (TL Üzerinden Açılan) (Tüzel Kişi KMH ve Kurumsal Kredi Kartları Hariç)” faiz oranını,

c) Süre, ticaret siciline tescil edilen sermaye artırımının nakit olarak karşılanan kısmının şirketin banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu (Nakden taahhüt edilen sermayenin, sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihinin içinde bulunduğu) aydan hesap döneminin sonuna kadar olan ay sayısının 12 aya olan oranını,

ifade etmektedir.

İndirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında; mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı dikkate alınacak olup sermayenin nakit olarak karşılanmayan kısmı için indirim uygulamasından yararlanılamayacağı tabiidir.

Bununla birlikte;

– Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,

– Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları,

– Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları,

– Ortaklarca veya Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

– Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

– Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları,

indirim tutarının hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

Örnek: (A) Ltd. Şti. 4/5/2015 tarihinde, %50 oranında ortağı olan Bayan (D)’ye 1.000.000 TL borç vermiş olup bu tutarı “Ortaklardan Alacaklar” hesabında izlemektedir. 15/7/2015 tarihinde (A) Ltd. Şti.’nin sermayesinin nakdi olarak 2.000.000 TL artırılması kararı alınmış ve bu tutarın %25’i olan 500.000 TL aynı tarihte ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Nakdi sermaye artışına ilişkin karar 22/7/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir. Bayan (D) sermaye taahhüdünün geri kalan 750.000 TL’sini 31/7/2015 tarihinde ortağı olduğu (A) Ltd. Şti.’nin banka hesabına yatırmak suretiyle yerine getirmiş olup şirketten 4/5/2015 tarihinde almış olduğu 1.000.000 TL tutarındaki borcunu henüz ödememiştir.

Ortaklar tarafından, kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alınmayacağından, Bayan (D) tarafından sermaye taahhüdüne ilişkin olarak ödenen 1.000.000 TL için, Bayan (D)’nin 4/5/2015 tarihinde almış olduğu 1.000.000 TL borç ödeninceye kadar (bu borcun kısım kısım ödenmesi halinde ödenmeyen tutar ile sınırlı olmak üzere) indirimden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

10.6.2. İndirimden yararlanacak olanlar

İndirimden finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere, şartları sağlayan sermaye şirketlerinin yararlanabilmeleri mümkündür. Dolayısıyla finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri bu indirimden yararlanamayacaktır.

10.6.3. İndirim uygulaması

Nakdi sermaye artışı üzerinden, indirimden yararlanılan yıl için TCMB tarafından en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın Bakanlar Kurulunca belirlenen orana isabet eden kısmı ilgili dönem kurum kazancından indirilebilecektir.

Kurum kazancından indirilebilecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

İndirim uygulamasında, artırılan sermayenin hesap dönemi içerisinde ortaklarca nakit olarak ödendiği (Nakden taahhüt edilen sermayenin, sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihinin içinde bulunduğu) ay kesri tam ay sayılmak suretiyle, yılın kalan süresi için kıst dönem esasına göre indirim tutarı hesaplanacaktır.

10.6.3.1. Sermaye artırımının tescili ve artırılan tutarın şirketin banka hesabına yatırılması

Sermaye şirketleri, yetkili organlarının kısmen veya tamamen nakdi sermaye artışına ilişkin kararının ticaret siciline tescil edildiği hesap döneminden itibaren, bu indirim uygulamasından yararlanmaya başlayabileceklerdir.

İndirim hesaplamasına konu edilebilecek sermaye artışı tutarı, artırılan sermayenin ortaklarca şirketin banka hesabına nakit olarak fiilen yatırılan kısmı ile sınırlı olup taahhüt edilen sermayenin, ortaklar tarafından nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırılmayan kısmı indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.

Nakden taahhüt edilen sermayenin;

– Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihi,

– Tescil tarihinden sonra şirketin banka hesabına yatırılan tutarlar için ise şirketin banka hesabına yatırılma tarihi,

esas alınarak bu indirimden yararlanılabilecektir.

Örnek 1: (B) A.Ş.’nin sermayesinin nakdi olarak 6.000.000 TL artırılmasına ilişkin 15/7/2015 tarihinde karar alınmış olup şirket ortaklarından Bay (F)’nin taahhüt ettiği tutar 2.000.000 TL, Bay (K)’nın taahhüt ettiği tutar ise 4.000.000 TL’dir. Taahhüt edilen tutarların %25’i olan 1.500.000 TL 30/7/2015 tarihinde ortaklar tarafından şirketin banka hesabına yatırılmış ve daha sonra sermaye artırım kararı 3/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir. Şirket ortağı Bay (F) taahhüt ettiği sermayenin kalan kısmı olan 1.500.000 TL’yi, sermaye artırımına ilişkin kararın tescil tarihinden sonra, 6/8/2015 tarihinde, şirketin diğer ortağı Bay (K) ise taahhüt ettiği sermayenin kalan 3.000.000 TL’lik kısmını 9/11/2015 tarihinde şirketin banka hesabına yatırmıştır. (B) A.Ş.’nin yararlanabileceği indirim oranı %50 olup 2015 yılı sonu itibarıyla TCMB tarafından açıklanan ticari krediler faiz oranı %10’dur.

Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce (B) A.Ş.’nin banka hesabına yatırılan sermaye taahhüdünün %25’lik kısmı için bu kararın tescil tarihi olan 3/8/2015 tarihi esas alınmak suretiyle indirimden faydalanılması mümkündür.

Kararın tescil tarihinden sonra ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılan sermaye taahhütleri için ise bu tutarların şirketin banka hesabına yatırıldığı tarihler dikkate alınarak indirim tutarı hesaplanacaktır.

Sermaye artırımına ilişkin karar 3/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirildiğinden, taahhüt edilen sermayenin kararın tescil tarihinden önce şirketin banka hesabına yatırılan 1.500.000 TL’lik kısmı için bu aydan itibaren yıl sonuna kadar indirim tutarı hesaplanabilecektir.

İndirim tutarı = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 1.500.000 TL x 0,10 x 0,50 x (5/12)

= 31.250 TL

Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten sonra, taahhüt edilen sermayenin 1.500.000 TL’lik kısmı Bay (F) tarafından 6/8/2015 tarihinde, kalan 3.000.000 TL’lik kısmı ise şirketin diğer ortağı Bay (K) tarafından 9/11/2015 tarihinde şirketin banka hesabına yatırılmış olduğundan; bu tutarların şirketin banka hesabına yatırıldıkları aylardan itibaren yıl sonuna kadar indirim tutarı hesaplanabilecektir.

Bay (F) tarafından yatırılan tutar için,

İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 1.500.000 TL x 0,10 x 0,50 x (5/12)

= 31.250 TL

Bay (K) tarafından yatırılan tutar için,

İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 3.000.000 TL x 0,10 x 0,50 x (2/12)

= 25.000 TL

Dolayısıyla, 2015 hesap döneminde 6.000.000 TL’lik sermaye artırımı üzerinden hesaplanan ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınacak toplam indirim tutarı (31.250 TL + 31.250 TL + 25.000 TL=) 87.500 TL olacaktır.

Ayrıca, (B) A.Ş. 2016 hesap döneminde sermaye azaltımına gitmediği ve diğer şartları da sağladığı takdirde 6.000.000 TL’lik bu sermaye artırımının tamamı üzerinden 12 ay için indirim tutarı hesaplayabilecektir.

Örnek 2: 22/12/2015 tarihli genel kurul kararı ile (C) A.Ş.’nin sermayesinin 12.000.000 TL artırılmasına karar verilmiş ve bu tutarın %25’i olan 3.000.000 TL 29/12/2015 tarihinde ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Söz konusu genel kurul kararı 13/1/2016 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilerek sermaye taahhüdünün kalan 9.000.000 TL’si nakit olarak 29/1/2016 tarihinde ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır. (C) A.Ş.’ninindirim tutarının hesaplanmasında dikkate alacağı indirim oranı %50 olup 2016 yılı sonu itibarıyla TCMB tarafından açıklanan ticari krediler faiz oranı %10’dur.

Sermaye artırımına ilişkin karar her ne kadar 2015 hesap döneminde alınmış olsa da bu kararın ticaret siciline tescili 13/1/2016 tarihinde gerçekleştirildiğinden, taahhüt edilen sermayenin 29/12/2015 tarihinde şirketin banka hesabına yatırılmış olan %25’lik kısmı için 2015 hesap dönemi itibarıyla indirimden faydalanılması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, sermaye artırımına ilişkin karar Ocak 2016 döneminde ticaret siciline tescil edildiğinden ve sermaye taahhüdünün kalan kısmının tamamı da bu dönemde ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmış olduğundan, 2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahının tespitinde (C) A.Ş., sermayesinin nakden artırılan tutarının tamamı üzerinden indirim uygulamasından faydalanabilecektir.

İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 12.000.000 TL x 0,10 x 0,50 x (12/12)

= 600.000 TL

(C) A.Ş. 2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahının tespitinde 600.000 TL’lik tutar için indirim uygulamasından yararlanabilecektir.

10.6.3.2. Her bir hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanma

Sermaye şirketleri gerçekleştirdikleri nakdi sermaye artışları üzerinden, nakdi sermaye artışının yapıldığı hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir hesap dönemi için ayrı ayrı indirim uygulamasından yararlanabileceklerdir.

Öte yandan, sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

Örnek: (BA) A.Ş.’nin sermayesinin nakdi olarak 6.000.000 TL artırılmasına ilişkin 3/8/2015 tarihli genel kurul kararı 24/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün tamamı ortaklarca bu ay içinde şirketin banka hesabına yatırılmıştır.

(BA) A.Ş. 2015 hesap döneminde 5 aylık süre için indirimden yararlanacak ve şartları sağlamaya devam ettiği sürece artırılan bu sermaye tutarı dolayısıyla izleyen hesap dönemlerinde de bu indirimden yararlanabilecektir.

10.6.3.3. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirim konusu edilemeyen tutarın sonraki dönemlere devri

Sermaye şirketleri tarafından nakdi sermaye artışına ilişkin hesaplanan indirim tutarının kazanç yetersizliği nedeniyle ilgili olduğu hesap dönemine ait matrahın tespitinde indirim konusu yapılamaması halinde bu indirim tutarları, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın izleyen hesap dönemlerine ilişkin matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Örnek: 2016 hesap döneminde gerçekleştirdiği nakdi sermaye artışları üzerinden 50.000 TL indirim tutarı hesaplamış olan (D) A.Ş. bu hesap dönemindeki mali zararı nedeniyle indirimden yararlanamamıştır.

(D) A.Ş.’nin 2016 hesap döneminde kazanç yetersizliği nedeniyle kurum kazancından indiremediği 50.000 TL’lik indirim tutarı sonraki dönemlere devredecektir. İzleyen dönemlerde kazancın bulunması halinde, 2016 hesap döneminde indirilemeyen bu tutar herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın ilgili dönem matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

10.6.3.4. Sermaye azaltımı

Bu indirimden yararlanan sermaye şirketlerinin daha sonra sermaye azaltımı yapmaları halinde, nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı için sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği ayı izleyen aydan itibaren bu indirimden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, nakdi sermaye artışı yapılmadan önce sermaye şirketlerinin sermaye azaltımına gitmiş olmaları halinde, bu indirimin hesaplanmasında azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısım dikkate alınmayacaktır.

Örnek: (E) A.Ş.’nin sermayesinin 150.000 TL artırılmasına ilişkin olarak 9/5/2016 tarihinde genel kurul kararı alınmış, sermaye taahhüdünün %25’i olan 37.500 TL 11/5/2016 tarihinde ortaklar tarafından şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Karar, 23/5/2016 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilerek, taahhüt edilen sermayenin geri kalan kısmı olan 112.500 TL ise ortaklarca nakit olarak 27/6/2016 tarihinde şirketin banka hesabına yatırılmıştır. (E) A.Ş.’nin yararlanabileceği indirim oranı %50 olup 2016 yılı sonu itibarıyla TCMB tarafından açıklanan ticari krediler faiz oranı %10’dur.

(E) A.Ş.’nin sermayesinin 120.000 TL azaltılmasına ilişkin genel kurul kararı 10/7/2019 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir.

(E) A.Ş.’nin 2016 hesap döneminde yararlanabileceği indirim tutarı; taahhüt edilen sermayenin 37.500 TL’lik kısmı için kararın tescil tarihi olan 23/5/2016 tarihi, 112.500 TL’lik kısmı için ise bu tutarın ortaklar tarafından şirketin banka hesabına yatırıldığı 27/6/2016 tarihi dikkate alınarak hesaplanacaktır.

37.500 TL için;

İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 37.500 TL x 0,10 x 0,50 x (8/12)

= 1.250 TL

112.500 TL için;

İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 112.500 TL x 0,10 x 0,50 x (7/12)

= 3.281,25 TL

(E) A.Ş. 2016 hesap döneminde (1.250 TL + 3.281,25 TL=) 4.531,25 TL’lik indirim tutarını kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapabilecektir. 2017 ve 2018 hesap dönemlerinde ise diğer şartların da sağlanması kaydıyla, TCMB tarafından bu dönemler için açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınmak suretiyle söz konusu nakdi sermaye artışı üzerinden 12 ay için indirim tutarı hesaplanabilecektir.

10/7/2019 tarihinde sermaye azaltımı yapılmış olduğundan Ocak-Temmuz 2019 dönemi için 150.000 TL’lik sermaye tutarı üzerinden, Ağustos-Aralık 2019 dönemi için ise sermaye azaltımı dikkate alınmak suretiyle (150.000 TL – 120.000 TL=) 30.000 TL’lik sermaye tutarı üzerinden indirim tutarı hesaplanabilecektir.

Öte yandan, (E) A.Ş. sonraki dönemlerde sermaye artırımına gitmesi halinde, şartları taşıması kaydıyla, artırılan bu sermaye tutarları için indirim uygulamasından yararlanabilecektir.

10.6.4. İndirim uygulamasına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetki

Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin dördüncü paragrafı ile Bakanlar Kuruluna verilen yetki 26/6/2015 tarihli ve 2015/7910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kullanılmıştır.

10.6.4.1. İndirim oranları

Anılan Bakanlar Kurulu Kararında genel indirim oranı %50 olarak belirlenmiş olup durumlarına göre sermaye şirketleri bu orana aşağıdaki oranları eklemek suretiyle indirim uygulamasından yararlanabileceklerdir.

10.6.4.1.1. Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinde indirim oranı, indirimden yararlanılan yılın son günü itibarıyla, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen payların nominal tutarının ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı;

– %50 ve daha az olan şirketler için 25 puan,

– %50’nin üzerinde olan şirketler için ise 50 puan,

ilave edilmek suretiyle uygulanacaktır.

Örnek: (F) A.Ş.’nin yetkili organı 6/7/2015 tarihinde 6.000.000 TL nakdi sermaye artırımı kararı almış; nakden taahhüt edilen sermayenin %25’i olan 1.500.000 TL ortaklarca 3/8/2015 tarihinde şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Söz konusu karar 12/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün geri kalan kısmı olan 4.500.000 TL Ağustos 2015 döneminin sonuna kadar şirketin banka hesabına yatırılmıştır.

(F) A.Ş.’nin 31/12/2015 tarihi itibarıyla Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen paylarının nominal tutarının çıkarılmış sermayesine oranı %40 olup 2015 yılı sonu itibarıyla TCMB tarafından açıklanan ticari krediler faiz oranı %10’dur.

Buna göre, (F) A.Ş.’nin gerçekleştirdiği nakdi sermaye artışı nedeniyle indirim uygulamasında dikkate alacağı indirim oranı, diğer şartların da sağlanması kaydıyla, (%50 + %25=) %75 olacaktır.

İndirim tutarı = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 6.000.000 TL x 0,10 x 0,75 x (5/12)

= 187.500 TL

Öte yandan, (F) A.Ş.’nin Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen paylarının nominal tutarının çıkarılmış sermayesine oranının %80 olması halinde, indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alacağı indirim oranı (%50 + %50=) %100 olacaktır.

İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 6.000.000 TL x 0,10 x 1 x (5/12)

= 250.000 TL

10.6.4.1.2. Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere 25 puan ilave edilmek suretiyle söz konusu indirim uygulanacaktır.

Örnek: (G) A.Ş.’nin yetkili organı tarafından 28/8/2015 tarihinde 24.000.000 TL nakdi sermaye artırımı kararı alınmış olup nakden taahhüt edilen sermayenin %25’i olan 6.000.000 TL, 8/9/2015 tarihinde ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Söz konusu karar 15/9/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün geri kalan kısmı aynı yılın Eylül ayının sonuna kadar ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Diğer taraftan, (G) A.Ş. nakdi sermaye artırımından sağladığı bu kaynağın 10.000.000 TL’lik kısmını, aynı yılın Eylül ayında 9.000.000 TL sabit yatırım tutarı içeren yatırım teşvik belgeli sanayi tesisi yatırımında kullanmıştır.

(G) A.Ş.’nin Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen paylarının nominal tutarının çıkarılmış sermayesine oranı %80 olup 2015 yılı sonu itibarıyla TCMB tarafından açıklanan ticari krediler faiz oranı %10’dur.

Buna göre, (G) A.Ş.’nin Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen paylarının nominal tutarının çıkarılmış sermayesine oranı %80 olduğu için indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alacağı indirim oranı (%50 + %50=) %100 olacaktır.

Öte yandan, (G) A.Ş.’nin nakdi sermaye artırımının, yatırım teşvik belgeli sanayi tesisi yatırımında kullanılmış olan 10.000.000 TL’sinin 9.000.000 TL’lik kısmı sabit yatırım tutarına ilişkin olduğundan, bu tutarla sınırlı olmak üzere indirim oranı 25 puan ilave edilmek suretiyle (%50 + %50 + %25=) %125 olarak dikkate alınacaktır.

İndirim tutarı = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 9.000.000 TL x 0,10 x 1,25 x (4/12)

= 375.000 TL

Kalan (24.000.000 TL – 9.000.000 TL=) 15.000.000 TL’lik sermaye artırımı için indirim oranı ise (%50 + %50=) %100 olarak dikkate alınacaktır.

İndirim tutarı = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

= 15.000.000 TL x 0,10 x 1 x (4/12)

= 500.000 TL

Dolayısıyla, (G) A.Ş.’nin 2015 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu edebileceği toplam tutar (375.000 TL + 500.000 TL=) 875.000 TL’dir.

10.6.4.2. İndirim uygulamasına ilişkin sınırlamalar

2015/7910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının birinci maddesinin üçüncü fıkrasında indirim uygulamasında dikkate alınmak üzere farklı indirim oranları belirlenmiştir.

10.6.4.2.1. Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

Örnek: (H) A.Ş. 29/7/2015 tarihinde 10.000.000 TL nakdi sermaye artırımı kararı almış ve bu karar 14/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir. Ancak, (H) A.Ş.’nin 2015 hesap dönemine ait gelir tablosundan, gelirlerinin %55’inin şirketin bankalarda yer alan vadeli mevduat hesaplarına işleyen faiz gelirleri ile iştiraklerden elde edilen kar payları toplamından oluştuğu görülmektedir.

Buna göre, (H) A.Ş.’nin gelirlerinin %25’inden fazlası pasif nitelikli gelirlerden oluştuğu için nakdi sermaye artışı nedeniyle indirilebilecek tutarın hesaplanmasında 2015 hesap dönemi için dikkate alınacak indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

10.6.4.2.2. Aktif toplamının %50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri için indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

Örnek: (K) A.Ş. 7/6/2016 tarihinde 2.000.000 TL nakdi sermaye artırımı kararı almış ve bu karar 10/8/2016 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir. (K) A.Ş.’nin nakdi sermaye artırımı kararının tescil edildiği hesap döneminin son günü itibarıyla aktif toplamının %57’sinin bağlı menkul kıymetler, iştirakler ve bağlı ortaklıklardan oluştuğu görülmektedir. Dolayısıyla, (K) A.Ş.’nin aktif toplamının %50’sinden fazlası bağlı menkul kıymetler, iştirakler veya bağlı ortaklıklardan oluştuğu için 2016 hesap dönemine ilişkin indirilebilecek tutarın hesaplanmasında dikkate alınacak indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

10.6.4.2.3. Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

Örnek 1: (L) A.Ş. 10/9/2015 tarihinde 1.000.000 TL nakdi sermaye artırımında bulunmuş, nakdi sermaye artırımından sağladığı bu kaynağın 400.000 TL’sini 22/10/2015 tarihinde, yeni kurulan ve ortağı olduğu (KL) Ltd. Şti.’ne sermaye olarak koymuştur.

(L) A.Ş. 1.000.000 TL tutarındaki nakdi sermaye artırımının, yeni kurulan (KL) Ltd. Şti.’ne sermaye olarak koyduğu 400.000 TL’si için indirilebilecek tutarın hesaplanmasında dikkate alacağı indirim oranı %0 olacaktır. Ancak, (L) A.Ş. kalan 600.000 TL’lik sermaye artırımı için, diğer şartların da sağlanması kaydıyla, ilgili dönemde tespit edilecek orana göre indirim uygulamasından yararlanabilecektir.

Örnek 2: 17/9/2015 tarihinde 5.000.000 TL nakdi sermaye artırımında bulunan (T) A.Ş. sağladığı bu kaynağın 2.000.000 TL’sini ortağına 27/10/2015 tarihinde borç olarak vermiştir.

(T) A.Ş.’nin 5.000.000 TL tutarındaki nakdi sermaye artırımının, ortağına borç olarak verdiği 2.000.000 TL’si için indirilebilecek tutarın hesaplanmasında dikkate alacağı indirim oranı %0 olacaktır. Ancak nakdi sermaye artırımının kalan 3.000.000 TL’lik kısmı için, diğer şartların sağlanması kaydıyla, tespit edilecek orana göre indirim uygulamasından yararlanabilecektir. Öte yandan, borç olarak verilen 2.000.000 TL’nin kısmen veya tamamen tahsil edildiği dönemden itibaren, tahsil edilen tutarla sınırlı olmak üzere indirim uygulamasından faydalanılması mümkündür.

10.6.4.2.4. Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

Örnek: 11/1/2016 tarihinde 1.000.000 TL nakdi sermaye artırımında bulunan (M) A.Ş. 23/10/2017 tarihinde 800.000 TL bedelle bir arsa satın almıştır.

Buna göre, (M) A.Ş. şartların sağlanması kaydıyla 2016 hesap döneminde 12 ay olarak ve genel indirim oranı dikkate alınmak suretiyle indirim uygulamasından yararlanabilecektir. 2017 hesap döneminde 1.000.000 TL’lik nakdi sermaye artırımı dolayısıyla 10 ay genel indirim oranı dikkate alınacak, kalan 2 aylık sürede ise 23/10/2017 tarihinde arsa alımında kullanılan 800.000 TL tutarla sınırlı olmak üzere indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

10.6.4.2.5. 9/3/2015 tarihinden Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin yürürlüğe girdiği 1/7/2015 tarihine kadar olan dönemde, sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde, azaltılan sermaye tutarına tekabül eden miktarla sınırlı olmak üzere indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

Örnek: 15/4/2015 tarihinde 4.000.000 TL tutarında sermaye azaltımına gitmiş olan (N) A.Ş.’nin yetkili organınca 7/7/2015 tarihinde 10.000.000 TL’lik nakdi sermaye artırımı kararı alınmış olup bu tutarın %25’i olan 2.500.000 TL aynı tarihte ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır. Söz konusu karar 15/7/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün geri kalan kısmı olan 7.500.000 TL nakit olarak 29/7/2015 tarihinde ortaklarca şirketin banka hesabına yatırılmıştır.

Buna göre, (N) A.Ş. şartları taşıması halinde, nakdi sermaye artırımının sadece (10.000.000 TL – 4.000.000 TL=) 6.000.000 TL’lik kısmı için genel indirim oranını dikkate alarak indirim uygulamasından yararlanabilecek olup kalan 4.000.000 TL’lik tutar için ise indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.

10.6.5. Diğer hususlar

10.6.5.1. İndirim tutarının hesaplanmasında TCMB tarafından yararlanılan yıl için en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınacağından geçici vergi dönemlerinden sadece dördüncü geçici vergilendirme dönemi itibarıyla bu indirimden yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutarlar, izleyen hesap dönemine ilişkin geçici vergilendirme dönemlerine ait geçici vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

10.6.5.2. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan sermaye şirketleri, şartların sağlanması kaydıyla, hesap dönemlerinin sona erdiği ay itibarıyla TCMB tarafından en son açıklanan ticari krediler faiz oranını dikkate alarak indirimden yararlanabileceklerdir.

10.6.5.3. İndirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin, taahhüt edilen sermaye artırımı tutarının nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırıldığına ilişkin olarak bu işlemleri içeren ve ilgili banka şubesi tarafından onaylanmış banka hesap özetini kağıt ortamında veya elektronik ortamda ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesi verme süresi içerisinde kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir.

Ayrıca, Tebliğin bu bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde indirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin, nakdi olarak artırdıkları sermaye ile indirime konu edecekleri tutara ilişkin bilgileri, kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmeleri gerekmektedir.”

Yürütme

MADDE 2 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

 

 

Kooperatiflerde Genel Kurul Kararları nasıl iptal edilir ?

RAPOR: KOOPERATİF GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ Avukat İlker Hasan Duman 


 
 
TUZLA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
 
 
DOSYA NO : 2010/509
 
“BİLİRKİŞİ RAPORU”
 
Davacılar Aykut ERDOĞAN, Mehmet ANGA, Rasim BABA, Yılmaz YILDIZ, Muhammet Bilal NAYIN, Filiz YILDIZ, Elif KARAŞİN, Elvira İNCE, Recep ÇİMEN, Abdusselam ŞİMŞEK, Yener POLAT, Zeki AKIN, Perihan AKIN, Mustafa ÖZLÜ, Fatma TAYLAN, Alper UĞURAL tarafından davalı SS Mutlu Aydın Türkoğlu Toplu Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu aleyhine açılan Kooperatif Olağan Genel Kurul Kararlarının İptali Davasında rapor vermemiz istendiğinden incelemeye geçildi.
İDDİA
Davacılar DAVA DİLEKÇESİNDE; SS Mutlu Aydın Türkoğlu Toplu Konut Yapı Kooperatifi’nin ortakları olduklarını, 29/05/2010 tarihinde SS Mutlu Aydın Türkoğlu Toplu Konut Yapı Kooperatifi Genel Kurulu adresinde toplanmış olup bu toplantıya iştirak ettiklerini, bu toplantı da kanunlara, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırı usule uygun olmayan kararlar alındığını; Genel Kurul’un 4 ve 5 no’lu kararlarında 2009 yılına ait Bilanço ve Gelir Gider Hesapları okunarak müzakereye açıldığını, ancak K.K 24. maddeye göre Yıllık çalışma raporu, bilanço ve denetçiler raporu toplantı tarihinden 15 gün önce kooperatif merkezinde ortakların tetkikine amade tutulması gerekirken davalı tarafça bu kanuni sorumluluk yerine getirilmediğini, ve Genel Kurulun bu şartlar altında toplandığını, bakanlık komiserine bu durumu bildirdiklerini, Genel Kurul gündeminde bu konuyu müzakere etmeye çalıştıklarını ve tutanağa Ek-1 olarak muhalif olup bu durumu imza ve kayıt altına aldırmış olduklarını,Yıllık çalışma raporu, gelir ve gider hesapları Kooperatifler Kanununun öngördüğü “açık ve seçik bir biçimde görüşülme” şartına da aykırı olduğunu;
06.06.2009 tarihli bir önceki Genel Kurul toplantısının 7. maddesinde 2009 yılı tahmini bütçesine istinaden davalı Yönetim Kurulu kooperatif ortaklarından toplam 252.720,00 TL yılık aidat alınmasına karar vermiş olup 2009 yılında da 367.403,00 TL’lik iş yapıldığının bilançodan anlaşıldığını, İş olarak yapıldığı iddia edilen ve ortaklardan alınan bu paraların nerelere gittiğinin belli olmadığını,Gelir tablosunda ayrıntılara yer verilmediğini, üretimin ve oluşan fahiş farkın nereden kaynaklandığı da belirtilmediğini, bu konular hiç veyagereği gibi yerine getirilmeyerek kooperatif bilançosunun gerçek durumunu da yansıtmamakta olduğunu ve davalı tarafın kasıtlı ve bilinçli bir şekilde hareket ettiğinin de birer göstergesi olduğunu, dolaysıyla onama ibra etkisini doğurmamakta olup Genel Kurulun ibra kararının da yerinde olmadığını, Kar ve zarar hesapları ile bilançonun açık ve seçik bir biçimde görüşülmemesi nedeniyle örtülü bir ibra söz konusu olduğunu; davalı Kooperatif Yönetiminin aidat ödemelerine ilişkin olarak da K. Kanunun 23. maddesindeki ‘hak ve vecibelerde eşitlik’ ilkesine de aykırı hareket ettiğini, 31 Aralık 2008 tarihli bilançoda ortaklardan alacaklar için 420.550,00 TL ve alacak senetleri içinde 113.720,00 TL belirtilmesine rağmen 06.06.2009 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında ortaklardan toplanmasına karar verilen aidatlar toplamı 252.720,00 TL olduğunu; bunların neticesi olarak 31 Aralık 2009 tarihinde düzenlenen bilançoya göre ortaklardan alacaklar 272.360,00 TL ve alacak senetleri ise 78.875,00 TL olarak beyan edildiğini, bu durumda zamanı geçmiş olmasına rağmen bir kısım ortaklardan tahsil edilmemiş alacak bulunduğunun aşikar olduğun; bununla birlikte aidat ödemesini yapmayan veya geç ödeyen ortaklardan aylık % 10 gecikme faizi alınması hususunda daha önceki Genel Kurul
toplantılarında alınmış kararda bulunmadığını, Yasalara ve iyiniyet kuralarına aykırı olan bu kararın yönetim tarafından bazı ortaklara karşı uygulandığı bazı ortaklara ise uygulanmadığı,Örneğin 50 no’lu ortak hakkında üyelikten çıkarma işlemleri başlandığını ancak aidatlarını hiç ödemeyen Yönetime Yandaş birçok kişiye de her hangi bir işlem yapılmadığını, kaldı ki günümüz sosyal ve ekonomik toplumunda bu gecikme faizinin de objektif olmadığını, fahiş bir miktar olduğunu, bu gecikme faizinin de mutlak butlan olduğunu, iptal edilmesi gerektiğini; ortaklardan alınmış aidat ödemelerine ilişkin kooperatif Yönetimi olarak düzenlenmiş ve yasalarauygun bir tahsilat makbuzunun bulunmadığını, Örneğin olarak; makbuzlar üzerinde matbu ve müteselsil numaralar bulunmadığını, Bunun anlamının da çok açık olduğunu, Davalı yönetimin ortaklardan toplanan aidat ve gelirleri keyfi bir şekilde kendi menfaatleri doğrultusunda harcamış olduklarını, muhasebekayıtlarının da çok sağlıklı tutulmadığını ve yönetimin kendi içinde bir takım usulsüzlükler yaptığının da mahkemece yapılacak araştırma ile ortaya çıkacağını; kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırı bir durum ortadayken; kayıtların sağlıklı tutulmadığını, kayıtların denetime imkân verecek şekilde olmadığını, bilançonun yasalara aykırı olarak tutulduğunun aşikar olduğunu, böyle bir durumda yapılan genel kuruldakibilançonun görüşülüp karara bağlanmasının Kooperatifler Kanununa aykırı olduğunu, bu kararın mahkemece iptali gerekmekte olduğunu, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin  yönetim tarafından tam vezamanında yerine getirilmediğini, Belediyeye emlak vergisi adı altında ortaklardan 2005 yılında 50.000,00 TL aylık aidatlara bölünmüş olarak ve 2007 yılında 98.200,00 TL defaten toplanması da genel kurul toplantılarında karar altına alındığını, bu vergilerin hangi tarihlerde ve hangi tutarda ödendiğinin bilançodan anlaşılmadığını; 2982 sayılı yasanın 6. maddesine göre Konut Yapı Kooperatiflerin emlak vergisinden muaf olduğunu, bu konuda yasal bir istisna varken ortaklardan para toplanmasının yasalara aykırı olduğunu; toplanan bu paraların akıbetinin Genel Kurulda açık ve seçik bir biçimde görüşülmediğini, bundan dolada genel kurul kararlarının iptali gerektiğini; genel yönetim giderleri de usulüne uygun olarak ve kooperatif iş hacmine uygun bir biçimde tutulmadığını, Kooperatifin herhangi bir inşai faaliyeti olmamasına rağmen personel sayısının ve genel giderlerinin fahiş olduğunu, inşaatı yapılan 204 dairenin tamamının 2005 yılı itibariyle ortaklar ve arsa sahipleri tarafından kullanıldığını, buna rağmen toplamda ikiadet bekçi istihdam edildiğini, bekçi istihdamı ve ücreti konusunda da herhangi bir Genel Kurul kararının da bulunmadığını; Kooperatif Kanununun 42. maddesine göre İnşaatın yapım şekline dair alınmış birGenel Kurul kararının da bulunmadığını, bilançoda taşeronlara verilen avansların mevcut olmasınınyasalara ve mevzuatlara aykırı olduğunu; 18.06.2006 tarihli Genel Kurul toplantısının 8 no’lu kararında inşaatların bittiği ve bundan sonra sonra sadece tapu Harçları ile ilgili para toplanacağının karara bağlandığını, buna rağmen taşeronlara verilen avansların 2007 bilançosunda 234.520,00 TL 2008 bilançosunda 221.659,00TL ve 2009 yılında ise 202.950,00 TL olduğunu, bu şekildeki bilançoların ibra edilmesinin de ancak genel kuruldaki ortakların yönetim tarafından yanlış yönlendirmesiyle mümkün olduğunu; Kooperatif yönetimin bu şekilde davranması ve toplanan bu paraları kooperatif menfaatleri doğrultusundaharcanmadığının da aşikar olduğunu, böyle bir yönetim bilançosunun ibrasının kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırı olduğunu, kooperatif yönetiminin yetki aşımı ve yetki gaspı ile genel kurulunvazgeçemeyeceği yetkilerini elinden alması ve bunu kullanarak taşeronlara iş yaptırmasının ve ortaklardan toplanan bu paraların uzun süreden beri avans olarak tutulmasının da gayri hukuki olduğunu, bu durumun kooperatif ortaklığına zarar verdiğini; yasalara aykırı bir şekilde oluşan bilançonundenetlenmemesinin de acizliğin bir göstergesi olduğunu, denetim kurulunun da sorumluluğunu doğurduğunu,kaldı ki denetim kurulunu da ibra edilmesinin, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırı olduğunu,ayrıca kooperatifin taşeron olarak iş verdiği şirket ile kooperatifin merkezi aynı adreste bulunduğunu,bu durumda açıkça iddialarının kanıtlandığını, Kooperatif inşaatlarının ruhsatsız ve imar Kanununa aykırı bir şekilde yapılmış olduğunun ilk defa 29.05.2009 tarihli genel kurul toplansında açıklanmış olduğunun kayıtlara da geçtiğini, kooperatif gibi kar amacı gütmeyen ve sosyal bir amacı olan birliğin yönetiminin inşaatları ruhsatsız ve imar mevzuatına aykırı yapmasının da gayri hukuki olduğunu, bu durumda kooperatif ortaklarına zarar verilmekte olunduğunu ve bu durumda kooperatifbilançosunun, yönetimin ve denetim kurulunun ibra edilmesi de mümkün olmadığını, Kooperatifyöneticilerinin inşaatları ruhsatsız ve imar mevzuatına aykırı yapmış olmalarına rağmen, arsa sahiplerialeyhine tapu iptal ve tescil davası açtığını, buna istinaden arsa sahiplerinin de ‘hukuken ayıplı sayılan kaçakdairelerle edimini yerine getirmeye çalıştığı’ iddiasıyla sözleşmenin tek taraflı feshini talep ederek dava açtıklarını, arsa sahipleri ile kooperatif arasında çok sayıda dava olduğundan dolayı kooperatifin zarar gördüğünü,  böyle bir durumda yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmesinin yasalara, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırı olduğunu, toplam 17 blok inşaattaki 204 dairenin %50 sinin inşa edilmesine ilişkin850.280.000.000,00 TL harcanmış olduğunu, Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/135 değişik İş no’ludosyasındaki 14.07.1999 tarihli bilirkişi raporunda da sabit olduğunu, (Harcanan paranın Amerikan Doları karşılığı 2.200.000.00 USD olduğunu), inşaatın geri kalan yaklaşık %50 kısmına dair 6.669.000,00 TL toplanmış olmasına rağmen dairelerin matluba uygun olmadığının bu mahkeme tarafından da tespit edildiğini, 11 yılda toplanan 6.669.000,00 TL’nin aidatların toplandığı aylar ve yıllar itibariyle Amerikan doları karşılığının 5.200.000,00 USD’ olduğunu, bu şekildeki bir bilançonun, yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmesinin hukuka aykırı olduğunu,geçmiş dönemlerde yapılmış olan muamele ve faaliyetleri incelemekve çıkacak sonuçları Genel Kurula sunmak üzere Kooperatif Kanunun 46. maddesine göre 3 kişilik Hesap Tetkik Komisyonu kurulması hakkındaki önergenin gündeme alınmaması kararı da yukarıda açıklnannedenlerden dolayı gayri hukuki olduğunu, böyle bir durumdaki yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu hususların bağımsız bir hesap tetkik komisyonu tarafından incelenmesi ve bilançonun açık ve seçik biçimde görüşülmesi gerektiğini, bu sebeple alınan bu ibra kararının yerinde olmadığını, genel kurul toplantısında asaleten ve vekaleten 102 ortağın toplantıdahazır bulunduğunun ortada olduğunu, Hazirun cetveli incelendiğinde yönetim kurulu başkanı Özdemir Atasevenin hem 58 nolu üye hem de 101 nolu üyenin adına oy kullandığının anlaşılmakta olduğunu,ayrıca 110 üye no’lu ortak Gülfidan Cansu Urpak’ın yurtdışında olmasına rağmen ve vekaleten oykullanıldığını ve bunun da yedek yönetim kurulu üyesi tarafından kullanıldığının hazirun cetvelinden anlaşmakta olduğunu, Genel Kurul tarafından alınan her bir kararın kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine açıkça aykırı olduğunu… öne sürerek Genel Kurul’un ve kararlarının iptalini talep ve iddia etmişlerdir.
SAVUNMA
Davalı kooperatif yönetimi savunmasında; davacının genel kuruldaki hangi madde veya maddelerin iptalinin talep edildiğinin açık ve net olmadığını, dava dilekçesinden bunun anlaşılamadığını, oysa ki genel kurul kararlarının hangilerinin iptal edileceği yönündeki talebin açık, net ve muayyen olması gerektiğini, bir genel kurul kararının iptal edilebilmesi için o karara ilişkin muhalefet şerhi koyması ve bu şerhini tutanağa geçirterek imzalaması gerektiğini, Genel Kurul Tutanağından anlaşılacağı üzere; davacılardan sadece Mustafa Özlü’nün gündemde olmamasına rağmen gecikme faizi muhalefet şerhi düştüğünü, gündemin 5.maddesinde ise tüm davacıların muhalefet şerhi koyduklarını, Genel Kurulun diğer kararları için açık ve net bir şekilde muhalefet şerhi konulmadığını, muhalefet şerhi koymayan ortağın genel kurul kararının iptali davası açabilmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davanın öncelikle bu yönüyle incelenerek hangi üyenin hangi maddenin iptalini talep edebileceği hususunun belirlenmesi gerektiğini, tutanaktaki muhalefet şerhinden anlaşılacağı üzere davacıların sadece Genel Kurul gündeminin 5. Maddesine açıkça muhalefet şerhi koyduklarından davanın sadece bu madde yönüyle incelenmesini, diğer maddeler bakımından davanın incelenmemesi gerektiğini; Genel Kurulda alınan kararların kanuna, Kooperatif Ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyete uygun olduğunu, Kooperatifler Kanunu’nun 53’üncü maddesine göre “Bir genel kurul kararının iptal edilebilmesi amacıyla kararın Kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu ispat edilmelidir”denildiğini, “ve” ifadesinden kararın iptali için 3 aykırılığın (kanun, ana sözleşme ve iyi niyet) aynı anda bulunması gerektiğini, doktrin ve yüksek mahkeme içtihatlarının da bu yönde olduğunu; bilanço, Gelir-Gider hesapları ve Raporlar Kooperatif merkezinde toplantı tarihinden 15 gün evvel asılarak ilan edildiğini, Kooperatifler Kanunu md.24’e düzenlendiği şekilde kanuna uyulduğunu, dolayısıyla davacının bu yöndeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 29.05.2010 tarihli Genel Kurul’da 19 üyenin toplantı tutanağına ilave ettiği dilekçenin tarihinin 29.05.2010 olduğunu, söz konusu dilekçede, bilanço ve raporların Kooperatif merkezine asılmadığını iddia ettiklerini, oysa ki belirtilen bilanço ve raporların 14.05.2010 tarihinden itibaren Kooperatif merkezindeki panoda asıldığını, üyelerin iddialarının gerçeklik kazanması için bu 15 günlük sürede Kooperatife yazılı olarak başvurmaları ve bu taleplerinin reddi gerekmekte olduğunu, toplantı tarihinde verilen dilekçenin somut durumu kanıtlamasının fiilen mümkün olmadığını, hatta bir kısım üyelerin de bu raporları incelemiş olduğunu bilmesine rağmen toplantı tarihinde kötü niyetli olarak bu dilekçeyi tutanağa geçirdiklerini, dolayısıyla bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, davacıların hesap tetkik komisyonu kurulması hakkındaki önergenin gündeme alınmadığını beyan ettiklerini, K.K.’nun 46’ncı maddesine göre “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkındaki karar alınması konuları görüşülebilir” denildiği, hesap tetkik komisyonu seçilmesine, toplantıya katılanların yarısından bir fazlasının oyu ile karar verilebileceğini, 29.05.2010 tarihli genel kurulda da gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden evvel 1/10’luk nisabı sağlayan bir kısım üyelerce bu konuda önerge verildiğini, Bakanlık komiseri tarafından bu önergenin K.K.’nun 46.maddesine uygun olduğuna karar verildiğini ve hesap tetkik komisyonunun kurulup kurulmaması oylamaya açıldığını, yani bu hususun gündeme dahil edildiğini ve oylandığını ancak oylamada 46 kabule karşılık 52 ret oyu verildiğini ve karar için gerekli nisabın sağlanamadığını dolayısıyla hesap tetkik komisyonunun kurulmasının genel kurulca reddedildiğini, gündemin dilek ve temenniler kısmında; bir kısım ortakların söz alarak daha önceki genel kurullarda kararlaştırılan %10 gecikme faizinin düşürülmesini talep ettiklerini, dilek ve temenniler bölümünde bir karar alınması mümkün olmadığını, sadece görüşlerin ifade edilebileceğini, gündeme madde ilave edilmesi için K.K.’da yer alan usule riayet edilerek 1/10 çoğunlukla gündeme madde ilave edilebilmesi için önerge vermeleri gerekmekte olduğunu, gecikme faizine ilişkin böyle bir önerge de verilmediğinden daha önceki genel kurullarda kararlaştırılan %10 gecikme faizi ile ilgili bir iddianın bu davada görüşülmesinin mümkün olmadığını, zira söz konusu gecikme faizinin daha önceki genel kurullarda kabul edildiğini, eski genel kurul kararlarının da kesinleştiğini, daha önceki dönemde kesinleşen genel kurul kararlarının bu davada mevzu bahis edilemeyeceğini,
Davacıların dava dilekçesinde bilanço ile ilgili belirttikleri hususların hesap tetkik komisyonunun görevi olduğunu, hesap tetkik komisyonun kurulması talebinin de kanuna uygun olarak reddedilmiş olduğundan ayrıca bu davanın konusu edilemeyeceğini,
Gündemin 3,4 ve 8.maddeleri uyarınca 2010 yılı tahmini bütçesinin de 33 ret oyuna karşılık 52 kabul oyuyla kanuna ve ana sözleşmeye uygun olarak onaylandığını,
Kooperatifin tüm mali kayıtları ve bütçe usulüne ve kanuna uygun olarak tutulmakta olduğunu, kooperatifin bu konuda dışarıdan özel hizmet almakta olduğunu, kayıtları bir muhasebe şirketine tutturduklarını, davacılarının iddialarının başlangıcının neredeyse Kooperatifin kurulduğu tarihe dayanmakta olduğunu, iş bu dava kapsamında tüm kayıtların incelenmesinin mümkün olmadığını, zira bu davanın konusunun sadece 2009 yılı genel kurul toplandı gündemi ile sınırlı olduğunu, üyelerin bu maddeler için açıkça bir muhalefet şerhi de koymamış olduğundan hukuken incelenebilmesinin mümkün olmadığını,
Davacıların geçerli muhalefet şerhi koydukları maddenin gündemin 5’nci maddesi olan ibra maddesi olduğunu, bu maddenin de kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına uygun olduğunu, gündemin 5’nci maddesinde yönetim kurulu 41 ret oyuna karşılık 53 kabul oyu ile, denetim kurulunun ise 39 ret oyuna karşılık 52 kabul oyu ile ibra edildiğini, ibra maddesinin iş bu dava ile iptal edilebilmesi için kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyete aykırı olması gerektiği hususu dikkate alındığında bu maddenin de iptalinin mümkün olmadığını, söz konusu dava kapsamında tüm iddiaların Kooperatif yönetim kuruluna talip olan ancak seçilemeyen muhalif kısım tarafından kötü niyetle ileri sürülen iddialar olduğunu, açıklanan nedenlerden davanın reddi gerektiğini,
Davacıların dava dilekçesinde belirttikleri diğer hususların ise 29.05.2010 tarihinde icra edilen 2009 yılı olağan genel kurul gündem maddesi ile ilgili bulunmadığını; davacıların dava dilekçesinde ayrıca, vergi ve yasal yükümlülüklerden, Kooperatifin emlak vergisinden muaf olmasına rağmen 2007 yılında 198.200,00 TL para toplandığından, davacıların ifadesi ile 2005 yılından itibaren kullanılmaya başlanılan, inşaatların yapım şekli ile ilgili yönetim kuruldan yetki almadığından, bir kısım üyelere gecikme zammı uygulanıp bir kısmına uygulanmadığından bahisle ileri sürülen iddialarının 29.05.2010 tarihli genel kurul 9 adet gündem maddesi ile ilgili olmadığını, davanın usulden reddini, kabul edilmemesi halinde esastan reddini, yargılama gederleri ile ücreti vekaletin davacı taraflar üzerine bırakılması gerektiğini savunmuşlardır.
 
İNCELEME HESAP VE DEĞERLENDİRME
–       09.04.2010 tarihinde 377 nolu Yönetim Kurulu kararı ile; 29.05.2010 günü yapılacak Olağan Genel Kurul Toplantısının ilanlı olarak yapılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karar, 15.04.2010 tarihinde Kartal 12.Noterliği tarafından 15643 yevmiye no’su ile tasdik edilmiştir. Kararın konusu 29.05.2010 tarihinde Cami Mahallesi Şehitler Caddesi No:33 Tuzla İstanbul adresinde yapılacak olan 2009 Yılı Olağan Genel Kurul toplantısıdır. Gündem maddeleri yazılmış, Yönetim Kurlu olarak Başkan, Başkan Yardımcısı ve Muhasip olmak üzere 3 kişi yazılmış, ancak 2 kişi tarafından imzalanmıştır, imzalardan birinin Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven’e aittir.
Genel Kurul Kararları bakımından inceleme;
–       29.05.2010 tarihinde saat 14:00 ‘te Tuzla, Cami Mah. Şehitler Cad. No.33 adresinde SS Mutlu Aydın Türkoğlu Toplu Konut Yapı Kooperatifinin Olağan Genel Kurulu toplantısı yapılmıştır.
–       Genel Kurul toplantı tutanağında, 22.04.2010 tarihinde Tuzla PTT Müdürlüğünden 125 ortağa, taahhütlü Olağan Genel Kurul tebligatı gönderilmiştir.
–       Hazirun cetvelinde 125 ortak kayıtlıdır.
–       Toplantıda 57 ortak asaleten, 45 ortak vekaleten olmak üzere toplam 102 ortak hazır olmuş, görüşmeye ve oylamaya katılmıştır. Toplantı yeter çoğunluğu bulunmaktadır.
–       İtirazlar üzerine vekaletnameler Bakanlık temsilcisi tarafından tek tek Genel Kurula okunarak teyit edilmiştir.
–       Genel Kurul Toplantı Tutanağı md. 2’ Divan için 2 liste önerildiği, 1.liste listenin 53 oy, 2.liste 47 oy aldığı, divan heyetine tutanakları imzalamak üzere yetki verilmesine oybirliği ile karar verildiği anlaşılmıştır. Gündemin diğer maddelerine geçmeden önce verilen önerge ile; Kooperatifler Kanunu md.46 uyarınca“Hesap Tetkik Komisyonu Seçimi” talep edilmiş, Hesap Tetkik Komisyonu seçimi; 46 kabul oyuna karşı 52 ret oyu ile Genel Kurulca kabul edilmemiştir.
–       Madde 3’te ; 2009 yılına ait faaliyet ve denetim kurulu raporları okunmuştur.
–       Madde 4’te; 2009 Yılına ait Bilanço ve Gelir Gider hesaplarının okunarak müzakereye açılmıştır. Bu arada 19 ortak tarafında verilen ve bilanço ve raporların 15 gün önceden kooperatif merkezinde ortakların tetkikine hazır tutulması gerektiği halde hazır tutulmadığı açıklama ve gerekçesinin yer aldığı itiraz tutanağa işlenmiştir.
–       Muhammet Yücel söz almış; bilançodaki aktif varlıklar olarak incelenmesi talebinin tutanağa geçirilmesini istemiştir.
Mehmet Anga söz almış; Kooperatifin SSK ve vergi borcu olup olmadığını sormuştur.
Yapılan oylama neticesinde 42 ret oyuna karşılık 52 kabul oyu ile Bilanço ve Gelir Tablosu hesapları kabul edilmiştir.
–       Madde 5’te; 41 ret oyuna karşılık 53 oyla Yönetim kurulu ibra edilmiştir. 39 ret oyuna karşılık 52 kabul oyu ile Denetim Kurulunun ibra edilmiştir.
–       Madde 8’de; 2010 yılı Tahmini Bütçe 33 ret oyuna karşılık 52 kabul oyu ile kabul edilmiştir.
Söz alan Muhammet Yücel; 2007 yılında Belediyeye olan vergi borçlarına ödenen 192.000 TL’nin makbuzlarının alınıp alınmadığının sormuştur.
Muhalefet şerhleri;
–       Olağan Genel Kurul toplantısı sonunda Mustafa Özlü’nün geçmiş yıllarda alınan gecikme faizi kararının, günün koşullarına indirilmesi gerekmekte olduğu, bu konuda karar alınmamasına muhalif olduğu şerhini belirtip imzaladığı; 46 ortak oyu ile madde 5’e muhalefet şerhi veren ortakların, diğer maddelere de muhalif oldukları tespit edildiği, madde 5 için verilen muhalefet şerhlerinde imzası bulunduğundan diğer maddeler için ayrıca imza alınmasına gerek duyulmadığı anlaşılmıştır.
Anasözleşme bakımından inceleme;
–       Söz konusu yapı kooperatifine ait Anasözleşme 08.09.1995 tarihinde Kartal 6.Noterliği tarafından 27574 yevmiye no’su ile tasdik edilmiştir. 08.02.1996 tarihinde Kadıköy Ticaret Sicili Memurluğunca tescil edilmiştir.
–       Anasözleşmenin 23.maddesinde “En yetkili organ olan Genel Kurulun görev ve yetkilerine” şöyle değinilmiştir:
Md. 23/1.’de  “Bilanço, bilanço hesaplarının dökümü, gelir-gider farkı hesapları ile yönetim kurulu ve denetçiler tarafından verilen raporları inceleyerek kabul veya reddetmek.
Md.23/2’de “ Yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerini seçmek, ibra etmek veya sorumluluklarına karar vermek, gerektiğinde bunları azletmek.” 
 
Md.23/5’de “Kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptal edilip edilmeyeceği konusunda karar vermek.”
 
Md.23/6’da “Ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek.”
 
Md.23/10’da “İmalat ve inşaat işlerinin yaptırma yöntemini kararlaştırmak.”
 
Md.23 son bendinde ; “Genel kurulun yukarıda yazılı bulunan görev ve yetkilerini devir ve terk edemeyeceği gibi kooperatifin amaçları ile ilgili her türlü işler hakkında karar vermek.”
 
Md. 28’de; “Olağan ve olağanüstü toplantılara çağrı; taahhütlü mektupla, ayrıca gerektiğinde gazete ile gazete olmayan yerlerde mahalli örf ve adete göre ilan yoluyla yapılır. çağrının sadece yazılı olarak imza karşılığında yapılması da mümkündür.”
Md 31’de ; gündem ile ilgili kararlar ve gündeme eklenecek maddelere ilişkin şartlar yazılmıştır:
–       Yönetim ve denetim kurulları tarafından verilen raporların okunması,
–       Bilanço, envanter ve gelir – gider farkı hesaplarının incelenmesi, onanması veya reddi,
–       Yönetim kurulu ile denetim kurulu üyelerinin ibrası,
–       Süresi biten yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yerine yenilerinin seçilmesi,
–       Gelecek yılın bütçe ve çalışma programının görüşülmesi ve karara bağlanması,
–        Gerekli görülen diğer hususlar.
 Yine aynı maddenin son bendine göre; “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez, Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı tekliftebulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali,yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır”.
Md.32’ye göre; “Yönetim kurulu; her genel kurul toplantısından önce, tüm ortakların ortak numaraları, isim ve ikametgahları ile, asaleten ve vekaleten imzalanacak yerleri gösterir yönetim kurulunca imzalı bir ortaklar cetveli hazırlamakla yükümlüdür”.
Md.36’ya göre; “Bilançonun tasdikine dair olan Genel Kurul kararı Yönetim Kurulu ile Denetim kurulunun ibrasını da kapsar. Ancak, bilançoda bazı hususlar gösterilmemiş veya bilanço yanlış olarak düzenlenmiş ise bilançonun tasdiki ile bu organlar ibra edilmiş olmazlar.”
Md.38’de Genel Kurul Kararlarının iptaline değinilmiş, Genel Kurul Kararının iptaline başvurma şartlarını ve kimlerin başvurabileceğinden söz edilmiştir:
Aşağıdaki yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiasıyla genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı izleyen günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler”
“Toplantıda hazır bulunup da kararlara muhalif kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimşelerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri”.
 
Md 39: “Genel kurul toplantılarının muteber olması için; ortaklar tarafından yapılan beyanlar ile muhalif kalanların muhalefet sebeplerini, yapılan seçimler ile verilen kararları içeren bir tutanak düzenlenir. Bu tutanakta, toplantıya asaleten ve vekaleten katılanların sayısı ile kullanılan oy sayısı ayrıca gösterilir.”
 
Md.45; Kooperatif yönetim kurulunun toplantıları hakkında;
“….kararlar toplantıda bulunanların çoğunluğu ile verilir.”
Md.46; “Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için, kooperatif ünvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir.”
 
Md.60; “Alınan arsaya ilişkin proje, altyapı ve inşaat işlerinin yaptırılma usulü genel kurulca tespit edilir.”
 
Denetleme Kurulu Raporu Bakımından inceleme;
01.04.2004 Tarihinde bir denetleme kurulu raporu hazırlandığı, raporda; Yönetim kurulu üyelerinin üyelik şartlarına sahip olduğu, inceleme döneminde Yönetim kurulunun toplantı çoğunluğunu kaybetmemiş olduğu, yönetim kurulu üyelikleri hakkında dava açılmamış olduğu, Yönetim kurlu üyelerine genel kurulca tespit edilen ödemelerin dışında bir ödeme yapılmadığı, defter ve belgelerin incelenmesinde bir zorluk yaşanmadığı, Yönetim Kurulu raporunun gerçek durumu eksiksiz ve tam bir şekilde yansıttığı, Müdür ve çalışanlarına dair SSK primlerin düzenli bir şekilde yatırıldığı, ortaklar listesinin ana sözleşmeye uygun düzenlendiği, Genel Kurul ortaklar listesinin Pay defteri kayıtlarına uygun olduğu, oy kullanma hakkı olmayanların ortaklar listesinde yer almadığı, genel kurulca kararlaştırılan ortak sayısının üzerinde ortak kaydedilmediği, usule aykırı ortak ihraç edilmediği, çıkarma kararı kesinleşmeyen ortaklar yerine yeni ortaklar alınmadığı, Kooperatif ortakları tarafından denetim kuruluna Kooperatif Yönetim Kurulu üyeleri ve çalışanları hakkında intikal ettirilen şikayetlerin olmadığı, Türk Ticaret Kanunu uyarınca tutulması gereken defterden;Yevmiye Defterinin Kartal7. Noterliğince 52445 sayı ile 28.12.2007 açılmış olunduğu,Kartal 12. Noterinde 05084 sayı ile 30.01.2009tarihinde kapanışının yapıldığı, Kebir Defterinin Kartal 7. Noterliğince 52446 sayı ile 28.12.2007 tarihindeaçılmış olduğu,. Kartal 12. Noterliğince 05083 sayı ile 30.01.2009 tarihinde kapanışının yapıldığı, Envanter Defteri Kartal 7. Noterinde 52447 sayı ile 28.12.2007 tarihinde açılmış olup; Kartal 12. Noterliğince 05085 sayıile 30.01.2009 tarihinde kapanışının yapıldığının belirtildiği, defterlerin süresinde tasdik ettirildiğinin belirtildiği görüldü. Raporda;
Bilanço, Gelir-Gider tablosunun kayıtlara ve muhasebe standartları ve ilkelerine uygun olduğunun, 2009 yılı;
Hazır Değerler                                   Tutar
Kasa                                                                    5.216,87
Alınan Çekler                                        15.095.,71
Alacak Senetleri                                                 63.780,00
Ortaklardan Alacaklar                          272.363,46
Olarak belirtildiği,
–       Taşeron, Nurdeniz İnş. Ltd. Şti’ne avans olarak 202.950,75 TL verildiğinin,
–       Ortaklardan Toplam Alacak Miktarından Tahsil edilen düşüldükten sonra geriye 272.363,46 TL ortak alacağı kaldığının, (673.278,66-400.915,20)
–       Kooperatifin ödediği faizin ve gecikme cezasının bulunmadığının,
–       Genel giderlerin usulüne uygun, Kooperatifin iş hacmiyle uyumlu olduğunun,
–       İlgili faaliyet döneminde gerçekleşen olumlu yada olumsuz farkın 1163 Sayılı Koop.Kanunu ve Anasözleşmesine uygun olarak işlemler yapıldığının,
–       Yapılan sözleşmelerin kooperatif menfaatlerine, ihale sonucuna veya piyasa koşullarına uygun olduğunun, yükleniciye yapılan ödemelerin sözleşmeye uygun olduğunun,
–       Hak ediş raporlarının uygun olduğunun,
–       İnşaatın proje ve ruhsata uygun olduğunun,
Belirtildiği tespit edilmiştir.
2009 Yılı Faaliyet Raporu Bakımından İnceleme;
Faaliyet raporunda;
–       Yönetim kurulunun 06.06.2009 tarihinde yönetime seçildiği, bütçeye göre yolluk ve huzur hakkı ödemesi yapılmadığı,
–       Denetim kurulunun 06.06.2009 tarihinde seçildiği, huzur hakkı ve yolluk ödemesi yapılmadığı,
–       Kooperatifte büro işlemlerini takip etmek üzere 03.12.2007 tarihinden itibaren bir personel çalıştırıldığı, yılık 14.187,28 TL brüt maaş ödendiği,
–       Kooperatifte SSK lı olarak çalışan diğer personellerden birinin 18.09.2006 tarihinden itibaren çalıştığı, yıllık ücret olarak 10.935,80 TL ödediği, ikinci personele ise yıllık 5.331,84 TL ödendiği,
–       Şirketin muhasebe işlemlerini yürütmek üzere 2009 yılında 3.130,66 TL ödeme yapıldığı,
–       2009 yılı içerisinde yapılan olağan genel kurulda yer alan tahmini bütçe de ortaklardan 252.720 TL toplanması kararlaştırıldığı, 2009 yılı sonunda 400.915,20 TL toplandığı,
–       Genel kurula sunulacak 2009 yılına ait bilançonun aktifinde;
Kasa Hesabında                                   5.216,87 TL
Alınan Çekler Hesabında         15.095,71 TL
Senetler Hesabında                63.780,00 TL
Ortaklardan Alacak             272.363,46 TL
Pasifinde ise;
Muhtelif Borçlar olarak 54.214,73 TL bulunduğu,
–       Yasal defterlerin tasdikine ilişkin bilgilere yer verildiği,
–       2009 yılı içinde ortaklardan 400.915,20 TL toplam gelir elde edildiği, inşaat yatırım harcaması olarak 332.283,74 TL genel gider olarak 68.631,46 TL genel gider ödemesi yapıldığı,
–       Banka kredisi kullanılmadığı,
–       Vergi ve sigorta prim borcu olmadığı,
–       Kooperatif inşaatlarının genel kurul kararına istinaden ihale usulü ile yapıldığı,
–       Kooperatif tarafından daire karşılığı yapılan inşaatların plan ve proje işlemlerinin tamamlanmış olduğu, yapı ruhsatı kısmen alınmış olduğu, imalat ve çevre düzenleme çalışmalarının %95 oranında bitirildiği,
–       İnşaat giderleri, yüklenici firma ile yapılan sözleşmeler gereği yapıldığı,
–       Kooperatif aleyhine toplam 8 dava açılmış olduğu, buna karşılık kooperatif tarafından toplam 6 dava açıldığı,
Belirtildiği tespit edilmiştir.
–       2009 Yılı Defter Tasdik Bilgileri aşağıda olup, süresinde tasdik edilmiştir:
                                                                                               
AÇILIŞ TASDİĞİ
KAPANIŞ TASDİĞİ
DEFTER CİNSİ
YILI
ONAY MAKAMI
ONAY TARİHİ
ONAY NO
ONAY MAKAMI
ONAY TARİHİ
ONAY NO
YEVMİYE
2009
KARTAL 7.NOTER.
24.12.2008
44784
KARTAL 12.NOTER.
29.01.2010
4659
KEBİR
2009
KARTAL 7.NOTER.
24.12.2008
44785
YOK
ENVANTER
2009
KARTAL 7.NOTER.
24.12.2008
44786
YOK
 
Davalının 2009 yılı defteri kebir kayıtları incelendiğinde; 2008 yılından Nurdeniz İnş Ltd Şti’nden 221.659,26 TL iş avansı alacağı devrettiği, yıl içinde 348.694,49 TL iş avansı verildiği, yine aynı yıl içinde 367.403 TL hak ediş gerçekleştiği, 2009 yılı sonunda taşeron firmadan 202.950,75 TL lik iş avansı alacağının bulunduğu, faaliyet raporunda söz konusu avanslardan bahisle “inşaat giderlerinin, yüklenici ile yapılan sözleşme gereği gerçekleştiğini, 2009 yılında kalan bakiye olan 202.950,75 TL verilen iş avansının bilanço da ve denetleme kurulu raporunda gösterildiği,
–       Keşif neticesinde davacının iddia etmiş bulunduğu tahsilat makbuzlarının seri numaralarının olmadığı iddiasına karşılık yapılan tespitte 03.07.2009-31.12.2009 tarihleri arasında bulunan toplam 203 adet tahsilat makbuzunda seri numaralarının bulunmadığı, yine aynı tarihlerde tüm tediye makbuzlarında seri numarası takip ettiği,
–       2009 Yılı Kesin mizanında yer alan ortaklardan alacak tablosunun aşağıdaki şekilde olduğu, bilanço kayıtları ile uyuştuğu, kanuni defterlere işlenmiş bulunduğu, 31.12.2009 tarihi itibariyle bilançoda
 
Ortak No- Adı Soyadı
 Borç
Ortak No- Adı Soyadı
 Borç
Ortak No- Adı Soyadı
 Borç
(021) Osman Özkara
    1.679,56
(068) Ramazan Erdoğan
 3.040,00
(110) Gülfidan Cansu Uprak
      1.210,00
(022) Ahmet Kaya
    1.680,00
(072) Muhammet Bilal Nayın
 2.160,00
(130) Yaşar Kale
      9.940,00
(025) Ayişe Karaduman
    2.738,00
(083) Yüksel İpek
 2.160,00
(069) Tarkan Can
      2.160,00
(026) Fatma Şener
    1.380,00
(085) Suna Karaca
 3.480,00
(78) Mehmet Anga
      2.160,00
(033) Cahit ürün
    1.680,00
(086) Sevcan Omay
 8.490,00
(153) Yılmaz Yıldız
      1.800,00
(063) Erol Yalçınkaya
       130,00
(090) Fatma Nilgün Bayraktar
 2.160,00
(011) Perihan Akın
      1.660,00
(077) Mehmet Emin Güven
    1.680,00
(091) Şadan Bayraktar
 2.160,00
(175) Ganime Yıldız
      2.160,00
(084) Salih Yıldız
    1.680,00
(093) Orhan Bayraktar
 2.160,00
(lll) Yener Tutanak
      4.660,00
(092) Adnan Bayraktar
    1.680,00
(094) Serdar Öztürk
 1.260,00
(017) Mustafa Basut
      9.920,00
(101) Özdemir Ataseven
    1.680,00
(095) Hikmet Beyler
 2.160,00
(176) Zuhat/Ergül Kaya
      2.160,00
(105) Şehabettin Kolcu
    1.680,00
(096) Melek Karabacak
 5.440,00
(166) Mustafa çukur
      2.160,00
(106) Abdulselam Şimşek
       840,00
(100) Yener Polat
 1.440,00
(050) Elif Karaşin
    11.620,00
(107) Mehmet Özmen
    5.880,00
(103) Nurdan Karataş
 6.840,00
(073) Fatma-Mustafa Sezer
         930,00
(108) Zeki Akın
   1.180.00
(122) Gülten Açıkelli
 2.160,00
(178) Şadan Emercan
      1.620,00
(118) Şükrü Tahir Yaşdal
    1.300,00
(131) A.Fahriye Tezer
 1.620,00
(172) Mübeccel Ayvazoğlu
      2.160,00
(129) Ali-Selahattin Yazgaç
    2.070,00
(137) Volkan Geçişli
 3.940,00
(162) Elvira İnce
      2.220,00
(138) Tamer Serim
    5.880,00
(144) Ayşe Sevim Altuner
 7.440,00
(058) Özdemir Ataseven
      2.160,00
(145) Fatma Necla Yıldırım
    3.780,00
(146) Fatma Yıldırım
 4.910,00
(113) Mustafa Özlü
      7.190,00
(152) Alper Uğural
       980,00
(147) Zatiye Çiftçioğlu
 2.160,00
(001) Levent Sözer
      5.940,00
(164) Huriye Yeşilkır
    5.880,00
(151) Melis Seray Özden
 1.460,00
(119) Akın Ay tek
      2.160,00
(177) Ahmet Yürek
    1.200,00
(158) Adile Bardak
     860,90
(019) Ayşe Sınmaz
      4.940,00
(043) Bahadır Aydın
    1.680,00
(161) Kamuran Alparslan
 2.160,00
(034) İsmail Hakkı Orün
      2.940,00
(154) Nüket Eren
    1.680,00
(171) Emine Atamener
 2.160,00
(180) Necati Tazegül
      4.240,00
(098) Mustafa Karaman
       180,00
(179) Abdulkadir Açıkelli
 2.160,00
(148) Nursal Güven
      2.160,00
(114) (Filiz Yıldız)
    1.400,00
(070) Erhan Yenal
 2.160,00
(159) Bülent Eren
      2.160,00
(010) Mustafa Çetin Çelik
    2.160,00
(047) Zülküf Kılıç
 2.440,00
(020) Selim Bayrak
      1.620,00
(013) Tuncay Açıkelli
    2.160,00
(127) Hüseyin Ayabakan
 2.160,00
(061) Ahmet Yazıcı
         810,00
(015) Demet Beliktay
    2.440,00
(046) Ali Ayabakan
 2.160,00
(032) Tuğba Hicran Yaşar
      2.160,00
(027) Ayhan Caymaz
    1.800,00
(142) İbrahim Ayabakan
 2.160,00
(140) Cevat Kurudirek
      2.160,00
(029) Aykut Erdoğan
    2.260,00
(012) Nuran Işılganer
 2.160,00
(051) Halil Çalışır
      2.160,00
(035) Necdet Duvan
    1.940,00
(174) Nebahat Koştu
 8.825,00
(057) Tuncay Yıldız
    3.600,00
(163) Rasim Baba
 7.000,00
Toplam
 272.363,46
toplam rakam olarak gösterildiği,
 
–       Davacının belirttiği 50 nolu ortak olan Elif Karaşin hakkında görülmekte olan üyeliğin iptali davasının henüz sonuçlanmadığı, 2009 yılında kooperatife borç miktarı en yüksek ortak olduğu,
–       Bekçi istihdamı konusunda genel kurul kararının olmadığı,
–       Bilanço ve gelir tablosunun Envanter defterine işlendiği,
–       Gelir gider tablosunda bulunan kalemlerin faaliyet raporunda izah edildiği,
–       Denetleme raporunun düzenleme tarihinin 01.04.2010 olduğu, yönetim kuruluna sunulma tarihinin ise 20.05.2010 olduğu, genel kurul tarihi olan 29.05.2010 tarihinden 9 gün önce Yönetim Kuruluna sunulduğu,
–       2009 Yılı Çalışma raporunun Yönetim Kurulunca 20.05.2010 tarihinde hazırlandığı,genel kurul toplantı tarihi olan 29.05.2010 tarihinden 9 gün önce hazırlanmış olduğu ,
Tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME:
           
–       “Yönetim kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif   merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine âmâde tutulur.(Koop.Kanun md.24)
Söz konusu davada; Bilanço ve gelir gider tablosunun hangi tarihte hazırlanıp, ortakların tetkine hazır hale getirildiği tespiti yapılamamış olup, Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan çalışma raporunun ve denetleme raporunun genel kurul toplantı tarihi olan 29.05.2010 tarihinden 9 gün önce hazırlandığı tespiti yapılmış olduğu, ancak;
Söz konusu davada, KK.md. 24 uyarınca 15 gün öncesinden şirket merkezinde ortakların tetkikine hazır tutulması gereken Çalışma raporu, denetleme raporu, bilanço, gelir-gider tablosu temini amacıyla, denetleme kuruluna,kooperatif merkezine yada muhasebe kayıtlarının tetkiki amacıyla muhasebecisine başvurulduğu konusunda herhangi bir belge ve bilgiye rastlanılmadığı, durumun genel kurulda 19 ortak tarafından tutanak altına alındığı ancak, genel kurulda yapılan oylamalarda, denetim kurulu ile yönetim kurulunun ibra edildiği, 2010 yılı tahmini bütçesinin kabul edildiği, hesap tetkik komisyonu kurulmasına ilişkin talebin genel kurulca reddedildiği, bilanço, gelir-gider tablosunun, denetleme kurulu raporunun, genel kurulca kabul edildiği, 22.04.2010 tarihinde ortaklara Tuzla PTT Müdürlüğünden taahütlü Genel Kurul toplantı yazısı gönderildiği de göz önünde bulundurulduğunda, yönetim kurulunun kanunun ve ana sözleşmenin belirttiği iyiniyet kurallarına aykırı hareket etmediğini dair kanaat oluştuğu , KK.md.24’te sayılan 15 günlük süre uyarınca genel kurul kararlarının iptal edilemeyeceği,
–       2009 yılına ilişkin Yönetim kurulunca hazırlanan faaliyet raporunda ilgili yıl ile ilgili tahsilatlar, harcamalar, gelir ve giderler, personel harcamaları konularında bilgi verildiği,
–       03.07.2009-31.12.2009 tarihleri arasındaki tahsilat makbuzları incelendiğinde ortaklardan yapılmış bulunan tahsilatlara ilişki düzenlenen tahsilat makbuzlarının tamamında seri numarasının bulunmadığı, tahsilat makbuzunun şekil yönüyle genel uygulama usullerine uymadığı, ancak tamamının seri numarası olmamasından bahisle, hangisinin gerçek olup hangisinin gerçek olmayabileceği yönünde menfi bir kanaate varılacak varsayımlarda bulunulamayacağı, davacının dava dilekçesinde bu tür şüphe uyandıran makbuzlara ait ortak ismi belirtmediği, zira toplam 125 olan kooperatif ortaklarından 94 ünün 31.12.2009 tarihi itibariyle kooperatife borçlu olduğu,
–       Yapılan inceleme neticesinde bilançonun yasalara aykırı olarak düzenlendiğine ilişkin net veriler tespit edilemediğinden bahisle, bilanço ve gelir tablosu kalemlerinin temel kabul görmüş muhasebe ilke ve esaslarına ilişkin düzenlendiği, kesin mizanda bulunan kalemlerin gelir tablosuna ve bilanço hesaplarına intikal ettirildiği, kalem bazında yapılan inceleme neticesinde raporlarda yazılı bulunan rakamlar ile uyuştuğu,
–       2009 Yılına ilişkin Raporlarda Emlak vergisi hakkında herhangi bir bilgiye rastlanmadığından 2009 yılı için; 2982 sayılı yasanın 6.maddesine uyulmadığı konusunda menfi kanaate varılmadığı,
–       Bekçi istihdamına ilişkin genel kurul kararı bulunmamakla birlikte, kooperatif çalışanlarının 2006-2007 yıllarında işe başladıkları tespit edildiği, 2009 Genel Kurulunda Faaliyet raporunda isimlerinin geçtiği, genel kurulca faaliyet raporuna icazet verilmesi sebebiyle raporda bulunan personel çalıştırılması hususu da genel kurulun kararları mahiyetinde sayılabileceği,
–       Taşeronlara verilen avanslara ilişkin kayıtların bilanço hesaplarında ve denetleme kurulu hesaplarında belirtiliği, genel kurulun denetleme kurulunu ve bilançoyu ana sözleşme md.33 de yeralan “yarısından bir fazla” şartı ile kabul ettiği,
–       Denetim kurulu raporunda 2009 yılı ile ilgili denetim kuruluna ulaşmış bulunan herhangi bir şikayetin bulunmadığı konusunda ibarenin bulunduğu,
–       Gerek Çalışma raporunda ve gerekse de denetleme raporunda ruhsat konusunda açıklama yapılmış olup, ruhsat türünün kısmi ruhsat olarak belirtildiği,
–       Genel kurulda 110 nolu üyenin vekaleten temsil edildiği,
–       110 nolu üyenin vekaleten temsil edildiği, genel kurul sırasında vekaletnameye itirazlar üzerine bakanlık temsilcisinin vekaletnameleri tek tek kontrol ettiği, vekaleten temsil eden ortağın 121 nolu ortak olan Mehmet Tiryakiler olduğu, 121 nolu Mehmet Tiryakilerin 2010 yılı için yönetim kurulu yedek üyesi seçildiği, 2009 yılında yedek üye olup olmadığına dair bir tespit yapılamadığı, kaldı ki; vekaletname ile 110 nolu ortak adına genel kurula katılabileceği ve vekalet veren adına oy kullanabileceği,
–       58 nolu ve 101 nolu ortağın aynı kişiler olduğu, toplantıya katılmakla beraber KK.48 uyarınca her ortağın 1 oy kullanma hakkı bulunduğundan bahisle Özdemir Ataseven’in iki defa oy kullanamayacağı,
–       2009 yılı denetleme kurulu raporunda “Taşeron, Nurdeniz İnş. Ltd. Şti’ne avans olarak 202.950,75 TL verildiğinin” ve “Hak ediş raporlarının uygun olduğunun”, “Yapılan sözleşmelerin kooperatif menfaatlerine, ihale sonucuna veya piyasa koşullarına uygun olduğunun, yükleniciye yapılan ödemelerin sözleşmeye uygun olduğunun” belirtildiği, konuyla ilgili taşeron firma ile Yönetim Kurulu arasında 2009 yılı hesap dönemi içerisinde yapılan incelemelerde fiili bir bağ tespit edilemediği,
–       09.04.2010 tarihinde 377 nolu Yönetim kurulu kararı ile ; 29.05.2010 günü yapılacak Olağan Genel Kurul Toplantısının ilanlı olarak yapılmasına karar verildiği, söz konusu kararın, 15.04.2010 tarihinde Kartal 12.Noterliği tarafından 15643 yevmiye no’su ile tasdik edildiği, kararın konusunun 29.05.2010 tarihinde Cami Mahallesi Şehitler Caddesi No:33 Tuzla İstanbul adresinde yapılacak olan 2009 Yılı Olağan Genel Kurul toplantısı olduğu, gündem maddelerinin yazıldığı, Yönetim Kurlu olarak Başkan, Başkan Yardımcısı ve Muhasip olmak üzere 3 kişi yazıldığı, ancak 2 kişi tarafından imzalandığı, imzalardan birinin Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven olduğu,
Anasözleşme Md.45’te ; Kooperatif yönetim kurulunun toplantıları hakkında bilgi verildiği “….kararlar toplantıda bulunanların çoğunluğu ile verilir” denildiği, Md.46’da “Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için, kooperatif ünvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir” denildiğinden bahisle üç kişiden teşekkül eden Yönetim Kurulunun ikisinin imzası ile Genel Kurul Toplantısı kararı alınabileceği, sonucuna varılmıştır.
SONUÇ:
1-    Yukarıda açıklanan gerekçe ve düşüncelerle; dava dilekçesinde “iptal nedeni olarak gösterilen nedenlerin” bir bölümü, yönetim kurulunun uygulamalarına ilişkindir. Bir bölümü ise, genel kurul tarafından henüz karar alınmamış konulardır. Bunların aleyhine iptal davası açılamaz.
2-    İptali istenen genel kurul maddelerine gelince; kanuna ve ana sözleşme hükümlerine aykırı bir durum bulunmamaktadır. Çağrı, toplanma ve karar yetersayısı ve gündeme bağlılık ilkeleri ihlal edilmemiştir.
3-    “Yönetim kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif   merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine âmâde tutulur” (Koop.Kanun md.24) hükmüne riayet edilip edilip edilmediği dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Ancak, anılan hükme riayetsizliğin sübutunda, iddia, savunma ve dayanılan belgelere göre söz konusu aykırılığın iyi niyet kurallarının ihlali anlamı taşımadığı görüşündeyiz. Zira raporların, genel kurul toplantı tarihi olan 29.05.2010 tarihinden 9 gün önce hazırlanmış olduğu, ortakların söz konusu genel kurul un 29.05.2010 tarihinde yapılması ile ilgili Yönetim kurulu kararını taahhütlü olarak teslim aldıkları da göz önünde bulundurularak, raporlarda bulunan hususların tetkiki ile ilgili mevcut organlardan herhangi birine bir başvuru yaptıkları hakkında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı gibi, söz konusu genel kurul kararlarında raporlar, bilanço, gelir tablosu, genel kurulca oy çokluğuyla onaylandığı, yönetimin ve denetim kurulunun ibra edildiği tespit edilmiştir.
4-    2009 yılına ait yapılan tüm tespitler sonucunda genel kurulun kararlarının iptali sonucunu doğuracak, genel kurulun kararlarına tesir edebilecek derecede yönetim ve denetim hataları tespit edilmediğinden, genel kurulca onaylanan maddelerin geçerli olacağı sonucuna varılmıştır.
Arz ederiz. 08.04.2011
BİLİRKİŞİ KURULU
İLKER HASAN DUMAN                                      ÜMİT TÜRKKAN
         ( HUKUKÇU)                                             (MALİ MÜŞAVİR)

YARGI HABERLERİ

TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ KARARLARI, rların ise İcra ve İflas Kanununun “ilamların yerine getirilmesi” hakkındaki hükümlere göre yerine getirileceği, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararlarına karşı[Devamı…]


Kooperatif Ortağı, Ödemiş Olduğu Aidatın Ayrıldığı Yıl Bilançosuna Göre Hesaplanacak Masraf Hissesi Düştükten Sonra Bakiyesini Talep Edebilir;, n ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep [Devamı…]


Likit Sayılması Gereken Kooperatif Aidat Alacağı Hakkında İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gerekir;, ooperatife ait üye kayıt defterinde davacının ödediği meblağlar açıkça yazılmıştır. Davalı kooperatif sadece alacağın muaccel hale gelmediğini savunmuştur. Bu durum [Devamı…]


Kooperatif Eski Yöneticilerinin Kooperatifi Zarara Uğrattığı İddiasına Dayalı Tazminat Davası;, rulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Fakat anılan yönteme uyulmaması durumunda davacı tarafa süre verilerek açılan[Devamı…]


Yönetim Kurulu Ve Tasfiye Kurulunun Yetkileri;, ooperatifler Kanunu’nun 55/1. maddesi aidat toplama görevinin yönetim kuruluna ait olduğunu, kooperatif ana sözleşmesinin 44/10. maddesi ise kooperatif adına dava açma ve[Devamı…]


İmar Kısıtlamalarından Doğan Davalar, [Devamı…]


Meskeniyet İddiası, [Devamı…]


Nafakaya İlişkin Kararlar;,[Devamı…]


Avukatın Dürüstlük Kuralına Aykırı Davranışı;, kilde fazladan avukatlık ücreti isteyemez (8. HD. 9.3.2015, 5221/5534).  [Devamı…]


Tespite İlişkin Kararlar İcraya Konulamaz;, lir (8. HD. 8.9.2014, 23863/14838).  [Devamı…]


Haline Münasip Ev Haczedilemez, dil;lunun haline münasip evi (Ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.)” denilmek [Devamı…]


Acele Kamulaştırmada Acelelik Halinin Değerlendirilmesi, ele kamulaştırılacak taşınmazlar açıklıkla gösterilmek suretiyle acele kamulaştırmanın kapsamı ve çerçevesinin belirlenmesi, acelelik halinin dışındaki durumlar için[Devamı…]


Katkı Payı Davasında Zamanaşımı, t olaya yeni Medeni Kanunda yer alan zamanaşımı kuralları uygulanmaksızın mal rejimi ve Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri dikkate alınarak çözüm[Devamı…]


Vadeden Sonra Ciro Alacağın Temlikidir, (12. HD. 19.1.2010, 19566/934). [Devamı…]


Bonoda Zamanaşımı, ; yıldır (12. HD. 17.3.2009, 25557/5658). [Devamı…]


Sözleşmeye Aykırılıktan Kiracının Tahliyesi, lığın giderilmesinin istenmesi gerekir. Kiralanan yerin açık şekilde fena kullanılması durumunda ihtar gönderilmesine gerek yoktur (6. HD. 2.11.2010, 7891/11974).[Devamı…]


Kararın Yalnız Boşanma Hükmünün Kesinleşmiş Olması, uml;re, nafaka ve tazminat alacağı kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın takibe konulabilir hale gelmiştir (HGK. 22.10.2002, 656/638). [Devamı…]


Kiralanan Yerin Boşaltıldığının İspatı ve Geriye Kalan Ayların Kirasında Kiracının Sorumluluğu, nundan önce boşaltan kiracı geri kalan sürenin kira parsından sorumlu olur. Ancak kiralayan da zararın artmaması ve taşınmazı aynı koşullarda başkasına kiralamak için gerekli [Devamı…]


Sanayi Suyunun Kaçak Olarak Satılması, delin davalı tarafından ödenmediğini öne sürmüştür. Mahkemece, dava konusu olayla ilgili olarak davacının yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar [Devamı…]


Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası, varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma [Devamı…]


Bağımsız Bölümde Oturanların Komşularını Rahatsız Etmesi Ya da Yükümlülüklerini Yerine Getirmemesi Tahliye Nedeni Değildir, nda o kişinin ya da kişilerin bağımsız bölümden tahliyesini değil, Kat Mülkiyeti Kanunu md. 33/son’daki yaptırımın uygulanması gerekir. Tahliye hususu aynı Yasanın 24.[Devamı…]


Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Taşınmaz Alırken Eşe Yapılmış Olan Katkı “Elden Bağış” Niteliğindedir, karşılıksız kazanma yoluyla gelen bu para, onun kişisel malı olmuştur. Davalıya ait pay “bağış” yoluyla gelen bu para ile alındığına ve davalının kişisel malı olduğuna göre, davalı [Devamı…]


Birbiriyle Çelişen Raporlar, l;m kurmaya elverişli değil ise mahkemece yapılacak iş ya HUMK 283. maddesi uyarına aynı bilirkişiden ek rapor almak ya da HUMK 284. maddesi uyarınca yeniden inceleme yaptırmaktan ibarettir. [Devamı…]


Takasa İbraz Edilen Çekin Kısmen Ödenmesi, l;ek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6/son maddesi “Takas odaları aracılığı ile ibraz edilmiş çekler için 10. maddede belirtilen sorumluluk miktarı dahil kısmi[Devamı…]


Hırsızlık ve Yağma Suçu Arasındaki Farklar, hdit veya hırsızlık ve yaralama suçunu oluşturur. Yağma suçunda tehdit veya cebir malın alınmasına veya teslimini sağlamaya yönelik olmalıdır. Mağdurun yaralanmasından sonra [Devamı…]


Başkasına Ait Kredi Kartını Kullanma, ;ğrenmek suretiyle ele geçirdiği menkul mal niteliğindeki banka kartıyla para çekmesi eyleminde kredi karının kötüye kullanılması yanında hırsızlık suçu da [Devamı…]


Fazla Mesainin İspatı, k dinlenebilir, herkes tarafından bilinen vakıalara da dayanılabilir. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma görünüyorsa ve işçi bordroları çekince koymadan[Devamı…]


İşçinin Başka Bir İşyerinde Çalıştırılması, n sözleşme hükmü geçerlidir. Ancak bu yetkinin işveren tarafından dürüstlük kuralına uygun olarak kullanılması gerekir (9. HD. 24.5.2010, 20411/14372). [Devamı…]


Verilen Onayın Geri Alınması TMK md. 2’ye Aykırıdır, a açmaları dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz (18. HD. 15.6.2010, 1416/9003).[Devamı…]


Bonoda Bedelsizlik İddiasının İspatı,[Devamı…]


Çek İptalini İsteme Hakkı, böyle bir hak tanınmamıştır. Böyle bir durumda keşideci, anılan Yasanın 711. Maddesi hükmü gereğince muhatabı ödemekten men edebilir veya elinden çıkan çek[Devamı…]


Kasko Sigortalı Araçta Meydana Gelen Hasar, ortalı aracın sürücü belgesiz kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen hasarlar teminat dışıdır. Kaza tarihinde sigortalı araç [Devamı…]


Manevi Tazminat, a açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarar uğrayanın manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi[Devamı…]


Haksız Fiilde Failin Temerrüdü ve Faizden Sorumluluğu, inden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği[Devamı…]


Boşanma Davasında Ziynetlerin İstenmesi, ahsilini de istediğine göre, hüküm altına alınan ziynetlerin cins, gram ve ayarları gösterilmeden toplamının değerine göre hükmedilmesi doğru değildir (2. HD.[Devamı…]


Boşanma Davasında Çalışmaya İzin Verilmemesinden Kaynaklanan Kazanç Kaybının İstenmesi, asının izin vermediğini öne sürerek, bu yüzden yoksun kaldığı kazanç kaybına karşılık maddi tazminat istemiştir. Bu talep TMK’nun 174/1 kapsamında boşanmanın eki [Devamı…]


KAZANILMIŞ HAK, nmazdaki yapıların kaba inşaatının tamamlandığı, idare mahkemesince dava konusu yapı ruhsatlarıyla tespit edilen kısım haricinde yeni yapılaşma hakkı verilmediği, bu nedenle ruhsatların kazanılmış [Devamı…]


İŞLEMİ KURAN İDARE ONU GERİ ALABİLİR, “>Fazla çalışma ücretlerinden kesilen gelir vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun Defterdarlık tarafından kabul edilerek yapılan kesintilerin davacıya ödendiği, sonrasında [Devamı…]


İDARE MAHKEMESİNDE DAVA AÇMA SÜRESİ, “>Anayasanın 125’inci ve 1602 sayılı Kanunun 40’ıncı maddesinde, dava açma süresinin her çeşit işlemlerde yazılı bildirim tarihini izleyen günden itibaren [Devamı…]


Karayolları Trafik Kanunundan Doğan Hukuk Davalarında Görevli Ve Yetkili Mahkeme, e yayımlanan değişiklikle bu kanunun uygulanmasından doğan hukuk davalarında görevli ve yetkili mahkemeler yeniden belirlendi: “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları [Devamı…]


Karayolları Trafik Kanunundan Doğan Hukuk Davalarında Görevli Ve Yetkili Mahkeme, e yayımlanan değişiklikle bu kanunun uygulanmasından doğan hukuk davalarında görevli ve yetkili mahkemeler yeniden belirlendi:          “İşleteni [Devamı…]


Alkollü Araç Kullanmak, ol açmaz. Mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan kurul aracılığıyla; olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip[Devamı…]


Bonoda Zamanaşımı, re üç yıllık zamanaşımı süresine tabi iseler de; söz konusu bonolar taraflar arasındaki temel borç ilişkisi yönünden yazılı delil başlangıcı olarak kabul [Devamı…]


Üye Kooperatifle İlişkisini Kesince Üyelik Sıfatı Sona Erer, üğünü yerine getirmeyen ve ilişkisini kesen davacının kooperatif ortağı olduğunun tespiti için açmış olduğu davanın MK’nın 2. Maddesi uyarınca kabul edilemeyeceği, [Devamı…]


Estetik Ameliyatı Yapılmasına İlişkin Sözleşme, öne sürerek maddi ve manevi tazminat istemiştir. Dosya kapsamından estetik ameliyat konusunda tarafların sözleştikleri anlaşılmaktadır. Tarafların sözleşme yapmaktaki asıl [Devamı…]


Müstehcen Görüntü Bulundurma, ideo görüntüleri olduğu, bir kısmının ise hayvanlarla insanların cinsel ilişkilerinin görüntülerini içerdiği, çocukların kullandığı müstehcen [Devamı…]


Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi-Yolsuz Tescil, nde olup, bu yolla oluşan tapu kayıtları gerçek mülkiyet durumunu oluşturmaz. Yüklenici edimini ifa ettiği oranda şahsi hak elde edebilir ve elde ettiği hakkını[Devamı…]


Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi-Alacağın Temliki-İtiraz ve Defiler, ly: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-language: AR-SA”>Yüklenici arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine göre kazandığı şahsi hakkını[Devamı…]


Temyiz Harcının Yatırılamaması-adil Yargılanma Hakkı, kça yüksek miktarda olan karar ve temyiz harcının yatırılmasının istenmesi ve verilen sürede yatırılmaması üzerine kanun yoluna başvuru hakkının ortadan[Devamı…]


Harici Satış Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil, kümleri uyarınca isteyebilirler. Taşınmazın güncel karşılığı talep edilmez ise de, harici satış nedeniyle ödenen bedelin uyarlama kuralları gereğince hesaplanması ve sonucuna göre [Devamı…]


Tespit Davasında Hukuksal Yarar Koşulu, rdan söz edebilmek için; bir hakkın veya hukuki durumun mevcut ve yakın bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdidin zarar doğurabilecek nitelikte olması, tespit [Devamı…]


Sözleşmeye Aykırılık Nedeniyle Tahliye, iş olmasının verilen süreden sonra olup akde aykırı davranışı ortadan kaldırmayacağı gözetilmelidir. Öte yandan kiralanan kiralanma amacı dışında kullanılmaya da devam etmekte olup, [Devamı…]


İştirak Nafakası, ;ocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan taraf velayetin nezi davasını açmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir (3. HD. 11.10.2010, 14433/16126). [Devamı…]


Boşanmada Manevi Tazminat, zere boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden olmalıdır. Boşanma sebebi olarak gösterilmemiş, ancak boşanmanın kesinleşmesine kadar gerçekleşmiş sadakat [Devamı…]


CEMAAT VAKIFLARININ GAYRİMENKUL EDİNME HAKKI:, ip gerçek ve tüzel kişiler sahip olabilirler. Fransız … Rahipleri adlı topluluk adına tapuya kayıtlıyken, açılan dava sonucu tüzel kişiliği bulunmayan ve ne Türkiye[Devamı…]


AİHM’NCE HÜKMEDİLEN TAZMİNATIN HAZİNECE ÖDENMESİ:, ersonele rücu mekanizması işletilmediği için dava yoluna başvurulduğunu, sorumlulara rücu etme konusunda idarenin takdir yetkisi bulunmadığını; maddi mağduriyetleri ödenen [Devamı…]


AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN KESİNLEŞMİŞ HAK İHLALİ KARARLARI:, üler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuşlardır. Anılan mahkeme, hükümlülerin yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin bağımsız ve tarafsız olmaması, savunma[Devamı…]


AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN KESİNLEŞMİŞ HAK İHLALİ KARARLARI:, r, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuşlardır. Anılan mahkeme, hükümlülerin yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin bağımsız ve tarafsız olmaması, savunma hususunda [Devamı…]


AVRUPA SOSYAL ŞARTI:, uml;venlik sisteminden yararlanarak böyle bir imkan sağlayamayan herkese yeterli yardımı sağlamayı ve hastalık halinde bu kişinin şartlarının gerektirdiği bakımı sağlamayı akit taraflar [Devamı…]


AHİM ÖNÜNDE YAPILAN SULH ANLAŞMASI İİK’NIN BELİRTTİĞİ ANLAMDA İLAM SAYILMAZ:, ilişkin kararına dayanarak Dışişleri Bakanlığı aleyhine ilamlı icra takibine geçmiş, takibe mercii nezdinde borçlu vekilince şikayet edilmiştir. İlamlı icra yoluna başvuru için [Devamı…]


AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE AYKIRILIK:, lgili davalarda, davanın taraflarının herbirinin; diğer taraf karşısında kendisini önemli ölçüde dezavantajlı konumda bırakmayacak şartlarda iddia ve savunmalarını mahkemeye[Devamı…]


TERCÜMANLIK ÜCRETİ SANIĞA YÜKLETİLEMEZ:, nığa sağlanan tercüman için ödenecek ücretin mahkumiyet halinde dahi sanığa yükletilemez (7. CD. 24.6.2003, 2478/5303). [Devamı…]


AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ KAPSAMI:, n Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 10.maddelerinde öngörülen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ile de desteklenen [Devamı…]


ADİL YARGILANMA HAKKINA AYKIRILIK, azlığın, taraflar arasında fark gözetmeksizin iddia ve savunmaların eşit ve karşılıklı yapıldığı dürüst bir yargılamadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uluslararası insan[Devamı…]


DİL BİLMEYEN SANIĞIN ÜCRETSİZ OLARAK ÇEVİRMENDEN YARARLANMA HAKKI, yardımından ücretsiz olarak yararlanmak hakkına sahiptir” hükmüne aykırı olarak mahkemece mahkum olan dil bilmeyen sanıktan çevirmenlik ücretinin alınmasına karar [Devamı…]


AHİM’in KESİNLEŞEN KARARI, in kararına ilişkin AHİM 2. Dairesinin kesinleşen kararı nedeniyle 2577 sayılı Yasa’nın 53/1-ı maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü ile dava konusu işlemin iptali gerekir [Devamı…]


HIZLI ERİŞİM

Seçilmiş MevzuatSeçilmiş Yazı ve Yargı KararlarıDilekçelerSözleşmelerİhtarnamelerİnşaat-İmar Sözlüğüİnsan Hakları Belgeleriİnsan Hakları KararlarıBilirkişi RaporlarıYasal Faiz HesabıHukukumuzda Parasal SınırlarAvukatlık Asgari Ücret TablosuÖnemli Yasal Süreler

Kooperatiflerde Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhitler tarafından arsa sahibi adına ödenen ve ödeme belgeleri arsa sahibi adına düzenlenen tapu bedeli, vergi, resim ve harçlarla, İSKİ Genel Müdürlüğü ve elektrik kurumuna ödenen tutarlar, belediyelere ödenen yol katılım payları tutarları ile mimarlık ofislerine ödenen proje ve yapı denetim hizmet bedellerinin gider ve maliyet olarak dikkate alınması mümkün müdür?

Ekran Resmi 2015-12-13 08.58.09
Evren ÖZMEN-Mesleki yayınlar
  • Yapılan bu ödemelerin belgesi müteahhitler adına düzenlenmediğinden ticari kazancın tespitinde gider ve maliyet olarak dikkate alınması mümkün değildir.

KOOPERATİFLERDE Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında yapılan yıllara sâri inşaat ve onarım işlerinde, malzeme temini ve inşaat yapım işinin tek sözleşme ile yapılması durumunda malzeme temini dolayısıyla ödenen hak edişlerden de tevkifat yapılacak mıdır?

Kooperatif Tanımı
EVREN ÖZMEN
  • Malzeme temini ve inşaat işinin ayrı ayrı sözleşmeye bağlanmayıp tek sözleşmeyle yapılması halinde, belirtilen işler bir bütün olarak yıllara sâri inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirileceğinden, malzeme temini dâhil ödenen hak edişlerin tamamından 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Sadece konut kira geliri elde edenlerin istisna tutarının altında konut kira geliri elde etmesi halinde bildirimde bulunması gerekir mi?

 

  • Konut kira geliri elde eden kişilerin, yıllık olarak tespit edilen istisna tutarının altında kira geliri elde etmesi halinde vergi dairesinde mükellefiyet kaydı açtırmasına ve beyanname vermesine gerek bulunmamaktadır.

Sadece konut kira geliri elde edenlerin istisna tutarının altında konut kira geliri elde etmesi halinde bildirimde bulunması gerekir mi?

 

  • Konut kira geliri elde eden kişilerin, yıllık olarak tespit edilen istisna tutarının altında kira geliri elde etmesi halinde vergi dairesinde mükellefiyet kaydı açtırmasına ve beyanname vermesine gerek bulunmamaktadır.

2015 2016 Kira gelirlerine istisna nasıl uygulanır?-EVREN ÖZMEN DANIŞMANLIK

Ekran Resmi 2015-11-28 15.13.03
Evren ÖZMEN-Mesleki yayınlar
  • 2014 yılı için mesken kira  gelirlerinin 3.300 TL’si (285 Seri No.lu G.V. Genel Tebliği); 2015 yılı için  ise 3.600 TL’si (287 Seri No.lu G.V. Genel Tebliği)  gelir vergisinden istisnadır. Bu tutarın  altında kalan mesken kira gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi  verilmez. İstisna tutarının üzerinde mesken kira geliri elde edilmesi halinde  verilecek yıllık beyannamede beyan edilen kira gelirinden istisna tutarının  düşülmesi gerekir.

    Kira gelirinin yanında ticari,  zirai veya mesleki kazancını beyan etmek zorunda olanlar, istisna  uygulamasından yararlanamazlar.
    Ayrıca, istisna haddinin üzerinde  hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı  veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye  iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı Gelir  Vergisi Kanununun 103. maddesinde yazılı vergi tarifesinin 3. diliminde ücret  gelirleri için yer alan tutarı (2013 yılı için 94.000 TL; 2014 yılı için 97.000  TL) aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar.

    İstisna uygulaması, sadece, konut  olarak kiraya verilen gayrimenkullerden elde edilen gelirler için söz  konusudur. Örneğin, mesken ve işyeri kira gelirinin birlikte elde edilip beyan  edilmesi halinde, istisna sadece mesken kira gelirine uygulanır. İşyeri kira  gelirine istisna uygulanmaz.

    Bir konuta birden fazla kişinin  ortak olması halinde; bu konuttan elde edilen kira gelirlerinin  vergilendirmesinde, her bir ortak için istisna ayrı ayrı uygulanacaktır. Bir  mükellefin birden fazla konuttan kira geliri elde etmesi halinde ise istisna  kira gelirleri toplamına bir defa uygulanacaktır.

    Konut kira gelirinin beyan  edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde istisnadan yararlanılamaz. Ancak,  idarece herhangi bir tespit yapılmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya  süresinde verdikleri beyannamede yer almayan konut kira gelirlerini  kendiliklerinden verecekleri beyanname ile beyan edenler istisnadan  yararlanabilirler.

Gayrimenkul sermaye iradının mükellefi kimlerdir?-ÖZMEN DANIŞMANLIK

 

  • Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi karşılığında elde edilen gelirler “Gayrimenkul sermaye iradı” olarak ifade edilmektedir. Gayrimenkul sermaye iradının mükellefi, kira gelirine konu mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri ile kiralanmış bir mal veya hakkın kiraya verilmesi durumunda kiracılarıdır.