Uzlaşma talebi ne kadar süre içinde yapılmalı?

 

  • Tarhiyat Öncesi Uzlaşma

    Nezdinde inceleme  yapılan mükellefler incelemenin başlangıcından inceleme ile ilgili son  tutanağın düzenlenmesine kadar geçen süre içerisinde her zaman uzlaşma  talebinde bulunabilirler.

    İnceleme elemanlarınca  yapılacak “uzlaşmaya davet” hallerinde ise, davet yazısının mükellefe tebliğ  tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde uzlaşma talebinde  bulunulabilirler. İncelemenin sonuçlandığı tarihte tarh zamanaşımının sona  ermesine üç aydan az bir zaman kalması halinde mükellefe uzlaşma talebinde  bulunup bulunmadığı sorulmaz ve uzlaşma talebinde bulunmaya davet edilmez.

    Tarhiyat Sonrası  Uzlaşma

    Uzlaşma talebinin,  vergi/ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30  gün içinde yapılması gerekir

Mükellefler hangi vergi ve cezalar için uzlaşma hükümlerinden yararlanabilirler?

 

  • Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Tarhiyat öncesi uzlaşma  kapsamındaki vergi ve cezalar şunlardır:

    • Vergi incelemeleri  sonucunda bulunan matrah veya matrah farkları üzerine salınacak vergi,resim ve  harçlar.

    • Yukarıda belirtilen  vergi, resim ve harçlara ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezası,  usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları. Tarhiyat öncesi uzlaşma  kapsamı dışında kalan vergi ve cezalar şunlardır:

    • Kaçakçılık suç ve  cezalarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verilmesi nedeniyle tarh edilecek  vergiler ile kesilecek cezalar.

    • Kaçakçılık suç ve  cezalarına iştirak nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh  edilecek vergi ile kesilecek cezalar.

    • Vergi incelemesine  yetkili olmayanlar tarafından yapılan tespitlere göre tarh edilecek vergiler ve  kesilecek cezalar.

    Tarhiyat  Sonrası Uzlaşma Tarhiyat Sonrası  Uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezalar şunlardır:

    • Kaçakçılık dışındaki  fiiller sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilen durumlarda tarh edilen vergiler  ile kesilen vergi ziyaı cezaları.

    • Mükellefler  tarafından yasal süresinden sonra verilen beyannameler ile Vergi Usul Kanununun  371 inci maddesine göre pişmanlık talepli olarak kabul edilen ancak şartların  ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi  tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere  ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezaları. Tarhiyat Sonrası  Uzlaşma kapsamı dışında kalan vergi ve cezalar ise şunlardır:

    • Kaçakçılık  suçlarından dolayı 3 kat vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyatlar ve bunlara  ilişkin vergi ziyaı cezaları.

    • Usulsüzlük cezaları  (Vergi Usul Kanununun 336 ncı maddesi hükmüne göre kesilen usulsüzlük cezaları  dahil)

    • Özel usulsüzlük  cezaları.

Uzlaşılan vergiler ile pişmanlıkla beyan edilen veya ceza indirimi talep edilen tutarlar için tecil ve taksitlendirme talep edilebilir mi?

 

  • Tarhiyat  öncesi veya tarhiyat sonrası uzlaşma yoluyla tahakkuk eden vergi ve cezalar  için zor durum nedeniyle tecil ve taksitlendirme talep edilebilir.

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesine göre pişmanlıkla beyan  edilen tutarlar ile aynı Kanunun 376. maddesine göre ceza indiriminden  yararlanılmak suretiyle ödeme yapılmasının talep edildiği durumlarda, bu  hükümlerden yararlanma şartı ödemenin belli zamanlarda yapılmasına bağlandığından,  taksitlendirme yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Tecil şartlarına uyulmamasının sonuçları nelerdir?

 

  • – Tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması halinde, tecil geçerliliğini kaybeder.
    – Teminat paraya çevrilir ve cebri icraya ilişkin hükümler uygulanarak alacağın tahsili yoluna gidilir.
    – Tecil edilen borçlara normal vade tarihinden yapılan ödeme tarihlerine kadar gecikme zammı hesaplanır. Yapılan taksit ödemeleri borca mahsup edilir.
    – Bu borçlar için daha önceden ödenmiş olan tecil faizleri, hesaplanan gecikme zammına mahsup edilir. Ancak, tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilemeyen alacaklardan olması halinde ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilme

Tecil ve taksitlendirilecek borçlar için teminat olarak neler kabul edilebilir?

 

  • Amme  borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının  toplamı 50.000 TL’ yi (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı  aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi  zorunlu teminat tutarı 50.000 TL’ yi aşan kısmın yarısıdır.
    Teminat olarak

    – Para,

    – Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektupları,
    – Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma  senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler, (Nominal bedele faiz  dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış  değerleri esas alınır.)
    – İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar  tarafından gösterilen ve vergi dairelerince haczedilen menkul ve gayrimenkul  mallar,
    kabul edilir.

Tecil ve taksitlendirme talebi nasıl yapılır?

 

  • Borçlarının tecil ve  taksitlendirilmesini talep eden borçluların, “Tecil ve Taksitlendirme Talep  Formu” ile bağlı bulundukları vergi dairesine, vergi dairesi  başkanlığına/defterdarlığa veya Başkanlığımıza müracaat etmeleri gerekmektedir.  Söz konusu form, Başkanlığımız internet sitesinden temin edilerek  kullanılabilecektir. Tecil ve taksitlendirme talebinin değerlendirilebilmesi  için formun eksiksiz olarak doldurulması gerekmektedir.

    -Motorlu taşıtlar vergisi, motorlu taşıtlar  vergisine ait gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezası, Karayolları Trafik  Kanununa göre verilen trafik para cezaları, Karayolu Taşıma Kanununa göre  verilen idari para cezaları, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve  Görevleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş ücreti ve idari para  cezalarından olan alacaklar ve bunların fer’ileri,

    -Yüksek öğrenim kredi borcu, yüksek öğrenim  harç kredisi ve bu alacaklara ait gecikme zamları,

    vergi dairelerince  taksitlendirilmekte olup, bu tür borçlarının tecilinin vergi dairesinden talep  edilmesi gerekmektedir.

Tecil ve taksitlendirme kimler tarafından, ne zaman talep edilebilir?

 

  • Bizzat borçlunun kendisi veya vergi borcundan sorumlu tutulan kanuni temsilciler, ortaklar gibi asıl borçlu ile birlikte borçtan sorumlu tutulan kişiler veya bu konuda özel olarak vekalet verilen kişiler tecil ve taksitlendirme talebinde bulunabilirler.
    Tecil ve taksitlendirme, borcun ödenmesinden önceki her safhada, haczin tatbik edilmiş olduğu hallerde ise haczedilen malların paraya çevrilmesine kadar talep edilebilir.

Hangi vergi borçları için tecil ve taksitlendirme talep edilebilir?

 

  • Katma  Değer Vergisi, Geçici Vergi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri  Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Harçlar (İkmalen tarhiyata dayanan tapu  harçları hariç), Fonlar, Paylar (Eğitime Katkı Payı ve buna ait gecikme zammı dahil) Haklar, Ecrimisil ve ek vergiler dışındaki diğer borçlarınız için tecil ve  taksitlendirme talep edebilirsiniz. Ancak bu vergilere ait gecikme zamlarının  tecil ve taksitlendirilmesi mümkündür.
    Gecikme zammı uygulanmış borçlarda sadece alacak aslı için tecil ve  taksitlendirme yapılmamaktadır. Asıl alacak ile birlikte bu alacağa ait gecikme  zammının da tecil ve taksitlendirilmesinin talep edilmesi halinde, talep  değerlendirmeye alınacaktır.

Vergi borcu taksitler halinde ödenebilir mi?

 

  • Mükellefler karşılaştıkları ekonomik ve mali zorluklar nedeniyle vergi borçlarını ödeme güçlüğü içine düşebilirler. Zor duruma düşmeleri nedeniyle borçlarını ödeyemeyen mükelleflerin borçları, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş (50.000,00 TL’nin üzerindeki borçlar için) olmak şartıyla, 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil ve taksitlendirilebilir

Vergi ne zaman ve nereye ödenir?

 


  • Beyanname üzerinden hesaplanan  gelir vergisi MART ve TEMMUZ aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir.  Hesaplanan vergi;

    – Vergi tahsiline yetkili olan  banka şubelerine,

    – Bağlı bulunulan vergi  dairesine,

    – Bağlı bulunulan vergi  dairesinin bildirilmesi şartı ile herhangi bir vergi dairesine
    ödenebilir.

Gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda indirilecek giderler nelerdir?

 

  • Gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda;
    – Kiraya veren tarafından, kiraya verilen gayrimenkul için ödenen; aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri,
    – Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün önemi ile orantılı olan idare giderleri,
    – Kiraya verilen mal ve haklara ait sigorta giderleri,
    – Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara harcanan borçların faiz giderleri,
    – Konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin % 5’i (iktisap bedelinin % 5’i tutarındaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasılata uygulanacak, indirilmeyen kısım gider fazlalığı sayılmayacaktır.),
    – Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları,
    – Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar,
    – Kiraya veren tarafından kiraya verilen gayrimenkul için yapılan onarım giderleri ile bakım ve idame giderleri,
    – Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler,
    -Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları  konut veya lojmanların kira bedeli (kiranın indirilemeyen kısmı gider fazlalığı sayılmayacaktır.),
    – Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak sözleşmeye, kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar,

    Gayrisafi hasılattan indirilebilecektir. Ancak, gerçek gider yönteminin seçilmesi, konut kira geliri elde edilmesi ve konut kira gelirlerine uygulanan istisnadan yararlanılması durumunda, gerçek gider tutarının istisnaya isabet eden kısmı, gayrisafi hasılattan indirilemeyecektir.

Geçmiş yıllara ait kira bedellerinin tahsil edilmesi halinde beyan nasıl yapılır?

 

  • Mükellefler tarafından o yıla  veya geçmiş yıllara ait olarak tahsil edilen kira bedelleri, tahsil edildiği  yılın hasılatı sayılır.
    Örneğin; 2011,2012 ve 2013 yılları  kira gelirleri topluca 2014 yılında tahsil edilirse, 2014 yılının geliri olarak  dikkate alınacaktır

Sadece konut kira geliri elde edenlerin istisna tutarının altında konut kira geliri elde etmesi halinde bildirimde bulunması gerekir mi?

 

  • Konut kira geliri elde eden kişilerin, yıllık olarak tespit edilen istisna tutarının altında kira geliri elde etmesi halinde vergi dairesinde mükellefiyet kaydı açtırmasına ve beyanname vermesine gerek bulunmamaktadır.

Kira gelirlerine istisna nasıl uygulanır?

 

  • 2014 yılı için mesken kira  gelirlerinin 3.300 TL’si (285 Seri No.lu G.V. Genel Tebliği); 2015 yılı için  ise 3.600 TL’si (287 Seri No.lu G.V. Genel Tebliği)  gelir vergisinden istisnadır. Bu tutarın  altında kalan mesken kira gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi  verilmez. İstisna tutarının üzerinde mesken kira geliri elde edilmesi halinde  verilecek yıllık beyannamede beyan edilen kira gelirinden istisna tutarının  düşülmesi gerekir.

    Kira gelirinin yanında ticari,  zirai veya mesleki kazancını beyan etmek zorunda olanlar, istisna  uygulamasından yararlanamazlar.
    Ayrıca, istisna haddinin üzerinde  hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı  veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye  iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı Gelir  Vergisi Kanununun 103. maddesinde yazılı vergi tarifesinin 3. diliminde ücret  gelirleri için yer alan tutarı (2013 yılı için 94.000 TL; 2014 yılı için 97.000  TL) aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar.

    İstisna uygulaması, sadece, konut  olarak kiraya verilen gayrimenkullerden elde edilen gelirler için söz  konusudur. Örneğin, mesken ve işyeri kira gelirinin birlikte elde edilip beyan  edilmesi halinde, istisna sadece mesken kira gelirine uygulanır. İşyeri kira  gelirine istisna uygulanmaz.

    Bir konuta birden fazla kişinin  ortak olması halinde; bu konuttan elde edilen kira gelirlerinin  vergilendirmesinde, her bir ortak için istisna ayrı ayrı uygulanacaktır. Bir  mükellefin birden fazla konuttan kira geliri elde etmesi halinde ise istisna  kira gelirleri toplamına bir defa uygulanacaktır.

    Konut kira gelirinin beyan  edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde istisnadan yararlanılamaz. Ancak,  idarece herhangi bir tespit yapılmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya  süresinde verdikleri beyannamede yer almayan konut kira gelirlerini  kendiliklerinden verecekleri beyanname ile beyan edenler istisnadan  yararlanabilirler

Gayrimenkul sermaye iradının mükellefi kimlerdir?

 

  • Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi karşılığında elde edilen gelirler “Gayrimenkul sermaye iradı” olarak ifade edilmektedir. Gayrimenkul sermaye iradının mükellefi, kira gelirine konu mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri ile kiralanmış bir mal veya hakkın kiraya verilmesi durumunda kiracılarıdır.

Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyanname verilmesi gerekir mi?

 

  • Kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, anılan kooperatiflerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.
    Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu kooperatiflerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini yerine getirecekleri tabiidir.