kooperatif hissesi nasıl devredilir-Kemal OZMEN
kooperatif genel kurul başvurusu-Kemal OZMEN
KOOPERATİF ÜYELERİNE TAHSİS (FERDİLEŞME)-Kemal OZMEN
KOOPERATİF ÜYELERİNE TAHSİS (FERDİLEŞME)…
KOOPERATİF ÜYELERİNE TAHSİS (FERDİLEŞME)
KURUM ADI: Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü İŞLEM HAKKINDA KISA BİLGİ: Yapı kooperatiflerinin inşa ettikleri konut ve iş yerlerinin kooperatif üyeleri adına tescili işlemidir.
GEREKLİ BELGELER: 1) Kooperatifin yetki belgesi,
2) Kooperatif temsilcilerinin nüfus cüzdanları veya pasaportları,
3) Hangi üyeye nerenin tahsis edildiğini gösterir yönetim kurulunca onanmış liste ile üyelerin nüfus kimlik bilgileri,
4) Tapu senetlerine fotoğraf yapıştırılacak ise üyelerin birer adet vesikalık fotoğrafı.
İŞLEM ADIMLARI: İlgili Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurulur.
BAŞVURU YERİ: Taşınmaz kaydının bulunduğu Tapu Sicil Müdürlüğü (Tapu Sicil Müdürü )
BAŞVURU ŞEKLİ: Postayla yapılan başvurular kabul edilmez.
Şahsen yapılmayan bir başvuru,ilgili şahsın vereceği noter tasdikli vekaletname ile mümkündür.
ÖZEL DURUMLAR: İşlem kooperatif temsilcilerinin talebiyle sonulandırılır. Kat irtifaklı olarak ferdileşme yapılabileceği gibi kooperatifin amacına uygun ise arsa olarak da ferdileşme yapılabilir. Tescil gerekleşinceye kadar tahsis edilecek üyelerin isimleri değiştirilebilir. Tescil yapıldıktan sonra üye isimlerindeki değişiklik ve yanlışlıklar ancak devir veya tashih yoluyla düzeltilebilir.
kooperatif defterleri-Kemal OZMEN
Kooperatif başkanının sorumlulukları-Kemal OZMEN
Hata: İletişim formu bulunamadı.
14.03.2017
1163 Sayılı Kooperatifler kanununda yer alan yönetim ve denetim kurulları için cezai sorumluluk gerektiren fiiler ile yaptırımlar aşağıda detaylı olarak belirtilmiştir.
Bilgilerinize Sunarız Saygılarımızla
Cezai sorumluluk:
Ek Madde 2 – (Ek: 6/10/1988 – 3476/26 md.; Değişik: 23/1/2008-5728/340 md.)
- 8 inci maddenin üçüncü fıkrasına, 16 ncı maddenin beşinci fıkrasına, 56 ncı maddenin altıncı fıkrasına, 59 uncu maddenin dördüncü, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarına ve 90 ıncı maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
- Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2 nci maddenin
dördüncü fıkrasına, 8 inci maddenin ikinci fıkrasına, 16 ncı maddenin birinci fıkrasına, 66 ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90 ıncı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
- 56 ncı maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarına, 66 ve 67 nci maddeye aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının denetim kurulu üyeleri bir aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
İlgili bakanlık, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile
memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma talebinde bulunabilir.
Fiil | Madde | Cezai sorumluluk |
8 inci maddenin üçüncü
fıkrasına, aykırı |
Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir.
Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez. |
yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
16 ncı maddenin beşinci fıkrasına, , aykırı | Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. | yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
59 uncu maddenin dördüncü, | Kooperatiflerce alınması | yönetim kurulu üyeleri ve |
altıncı, yedinci ve sekizinci | kararlaştırılan | memurları üç aydan iki yıla |
fıkralarına aykırı | gayrimenkullerin alımının, | kadar hapis ve elli günden |
tapu devri veya tapuya | beşyüz güne kadar adlî para | |
şerh verdirilecek bir satış | cezası ile cezalandırılırlar. | |
vaadi sözleşmesi ile | ||
yapılması şarttır. | ||
Yönetim kurulu üyeleri ve | ||
kooperatif personeli | ||
ortaklık işlemleri dışında | ||
kendisi | ||
veya başkası namına, | ||
bizzat veya dolaylı olarak | ||
kooperatifle kooperatif | ||
konusuna giren bir ticari | ||
muamele yapamaz. | ||
(Ek: 6/10/1988 – 3476/15 | ||
md.) Kooperatif ve üst | ||
kuruluşlarca tanıtma ve | ||
ortak kaydetmek amacıyla | ||
yapılacak ilan, | ||
reklam ve açıklamalar, | ||
eksik ve gerçeğe aykırı | ||
olamayacağı gibi, yanıltıcı | ||
bilgi ve unsurlar | ||
taşıyamaz. | ||
(Ek: 6/10/1988 – 3476/15 | ||
md.) Yönetim kurulu | ||
üyeleri ve temsile yetkili | ||
şahıslar, genel kurulun | ||
devredemeyeceği | ||
yetkilerini kullanamaz. | ||
90 ıncı maddenin beşinci fıkrasına aykırı | Anayasa mahkemesi iptal etti. | |
56 ncı maddenin altıncı fıkrasına | Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiç bir ad altında başkaca
ödeme yapılamaz |
yönetim kurulu üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
Genel kurulu olağan toplantıya
çağırmayan yönetim kurulu |
kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve |
üyeleri | otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. | |
2 nci maddenin dördüncü
fıkrasına, |
Kooperatifler ve üst kuruluşlarının unvanlarında, kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerine yer verilemez. | kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
8 inci maddenin ikinci fıkrasına, | Yönetim Kurulu; ortaklar ile ortak olmak için müracat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp
taşımadıklarını araştırmak zorundadır |
kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
16 ncı maddenin birinci fıkrasına, | Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar
anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar |
kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
66 ncı maddenin ikinci fıkrasına | Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler.Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir | kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
90 ıncı maddenin üçüncü
fıkrasına |
Anayasa mahkemesi iptal etti | kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile |
cezalandırılırlar. | ||
56 ncı maddenin ikinci ve
dördüncü fıkralarına, |
Aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmamak. Üyelik şartları denetçiler
tarafından araştırılır. Bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir. |
bir aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
66 ve 67 nci maddeye aykırı hareket | I. İnceleme yükümlülüğü:
Madde 66 – Denetçiler, işletme hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler. Ortakların şahsan sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar.
Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler.Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir. |
bir aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. |
Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler.
2. Rapor düzenlenmesi:
Madde 67 – Denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmaya mecburdurlar.
Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdürler.
Denetçiler yönetim ve genel kurul toplantılarına katılırlar. Ancak, yönetim kurulunda oy kullanamazlar. |
kooperatif nasıl feshedilir ?-Kemal OZMEN
kooperatif genel kurul kararının iptali-Kemal OZMEN
kooperatif genel kurul kararına itiraz-Kemal OZMEN
kooperatif genel kurul toplantı tutanağı örneği-Kemal OZMEN
kooperatiflerde olağanüstü genel kurul nasıl yapılır-Kemal OZMEN
Kooperatiflerde Genel Kurul -Kemal OZMEN
Şirket sermayesine ayni sermaye olarak konulacak gayrimenkulün tapu devir işleminin gelir vergisi açısından durumu -Kemal OZMEN
Şirket sermayesine ayni sermaye olarak konulacak gayrimenkulün tapu devir işleminin gelir vergisi açısından durumu
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/77-24 17/02/2012
Konu : Değer Artış Kazancı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, adınıza kayıtlı Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, … Mahallesi, … ada, … No.lu Parseldeki Gayrimenkulünüzü … A.Ş. nin sermayesine ilave etmek üzere ayni sermaye olarak koyacağınızdan tapu devir işlemini takiben gelir vergisi açısından durumunuzun bildirilmesi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Değer Artışı Kazançları” başlıklı Mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde, iktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak (5615 sayılı kanunun 5 inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 1/1/2007 tarihinden geçerli olmak üzere 04.04.2007) beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançların (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.) değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu maddenin ikinci fıkrasında, bu maddede geçen “elden çıkarma” deyiminin, bu mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği, üçüncü fıkrasında da, bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 20011 yılı için 8.000 TL sının (01/01/2012 tarihinden itibaren 8.800 TL) gelir vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanunun mükerrer 81 inci maddesinde; “Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.
Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel, kazancı bilanço veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değer esas alınır.
…
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. (5281 sayılı Kanunun 28 inci maddesiyle 01/01/2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere eklenen cümle. Yürürlük; 01/01/2006) Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının %10 veya üzerinde olması şarttır.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan aynı Kanunun Geçici 71 inci maddesinde “Bu Kanunun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin uygulanmasına ilişkin olarak, 70 inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde sayılan ve 01/01/2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olan mal (gerçek usulde vergilendirilen çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde dört yıllık süre esas alınır.” hükmü yer almıştır.
Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 704 ve 705 inci maddelerine göre taşınmaz mülkiyetinin konusuna giren gayrimenkulün mülkiyetinin kazanılması, tapuya tescille doğacağından “iktisap tarihi” olarak, tapu tescil tarihinin esas alınması gerekir. Ancak, gayrimenkulün fiilen kullanım hakkının tapu tescil tarihinden önce alıcıya bırakılmış olması halinde ise bu tarih, iktisap tarihi olarak dikkate alınacaktır.
Buna göre, Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, … Mahallesi, … ada, … No.lu Parseldeki şahsınıza ait gayrimenkulün iktisap tarihinin 01/01/2007 tarihinden önce olması halinde 4 yıl içinde, 01/01/2007 tarihinden sonra olması halinde 5 yıl içinde … A.Ş.’ne ayni sermaye olarak konulması durumunda maliyet bedelinin söz konusu gayrimenkulün iktisap edildiği ay dahil, ayni sermaye olarak konulduğu ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen üretici fiyat endeksi (ÜFE) uygulanarak tespit edilmesi ve bu şekilde hesaplanan maliyet bedeli ile ayni sermaye olarak konulan bedel arasındaki müspet farkın 2011 yılı için hesaplanacak istisna tutarı olan 8.000 TL yi aşması (01/01/2012 tarihinden itibaren 8.800 TL) halinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının 6 ncı bendi uyarınca değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Söz konusu gayrimenkulün iktisap tarihinden itibaren yukarıda belirtilen süreler geçtikten sonra elden çıkarılması halinde ise değer artış kazancı doğmayacağı açıktır.
Bilgilerinizi rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Aynı sermaye deger artış kazancı
Vergi İdaresi iktisabından itibaren beş yıllık süre içinde parsellenen ancak satılmayarak, şirkete ayni sermaye olarak konulan gayrimenkulün ise; ticari kazanç olarak değil “Değer Artış Kazancı” olarak vergilendirileceği açıklamasını yapmıştır;
Bu konuda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.02.2006 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK –37-12313 – 1955 sayılı özelgesinde şöyle denmektedir; “2003 yılında satın aldığınız arazinin 5 yıl geçmeden parsellenerek yeni kurulacak bir limited şirkete ayni sermaye olarak konulması işlemi; “satılma” olarak değerlendirilemeyeceğinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 37/6.maddesi uyarınca ticari kazanç da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu işlem Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 80.maddesi gereğince “elden çıkarma” olarak değerlendirileceğinden, arazinin parsellenerek arsa vasfını kazandığı tarihten (tapuya tescil tarihi) itibaren dört yıl içinde limited şirketine sermaye olarak konulması halinde, bu işlemden doğan kazancın “değer artış kazancı” olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Firma çalışanının vefatı dolayısıyla varislerine kıdem tazminatı, ölüm yardımı ve ücret alacağı adı altında yapılan ödemelerde Veraset ve İntikal Vergisi.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.99.16.02-VİVK-1-39
07/02/2012
Konu
:
Firma çalışanının vefatı dolayısıyla varislerine kıdem tazminatı, ölüm yardımı ve ücret alacağı adı altında yapılan ödemelerde Veraset ve İntikal Vergisi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz personelinin ölümü nedeniyle mirasçılarına kıdem tazminatı, ölüm yardımı ve ücret alacağı adı altında ödeme yapılacağı belirtilerek, bu ödemelerin vergiye tabi olup olmadığı hususundaki Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde,
“Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…”
denilmiştir.
Öte yandan, aynı Kanunun 23 üncü maddesinde istisna kapsamında yer alan ücret ödemeleri sayılmış olup, Kanunun 25 inci maddesinin 7 nci bendinde, “1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz);”nın gelir vergisinden istisna edileceği belirtilmiştir.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesinde,
“Kıdem tazminatı: Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının(A)bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
İşçinin ölümü halinde yukarıdaki hükümlere göre doğan tazminat tutarı, kanuni mirasçılarına ödenir.”
hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre, söz konusu ödemelerin yukarıda bahsedilen şartlar dahilinde yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesinin 7 numaralı bendi uyarınca gelir vergisinden istisna edilmesi fazlasının ise ücret hükümlerine göre vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Öte yandan ücret alacağı adı altında yapılan ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 23 üncü maddesinde yer alan ve istisna kapsamında değerlendirilen ödemelerden olması halinde söz konusu ücret ödemesi istisna kapsamında değerlendirilecek, aksi halde Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94 ve 103 üncü maddeleri hükümleri çerçevesinde vergilendirilecektir.
Diğer taraftan, gelir vergisinin konusuna giren ödemeler karşılıksız olsa dahi veraset ve intikal vergisine tabi tutulmamaktadır. Ancak, varislere yapılan ölüm yardımı ödemeleri Gelir Vergisi Kanunu’nun konusuna girmemektedir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, “Amme idare ve müesseseleri ve 3659 sayılı Kanuna tabi müesseseler ve amme menfaatlerine hadim cemiyetlerden veya emekli sandıklarından (Veya bu mahiyetteki kurumlardan) dul ve yetimlere bağlanan aylıklarla bu aylıklar dışında verilen emekli ikramiyeleri ile dul ve yetim evlenme ikramiyeleri ve hizmet müddetlerini doldurmamış bulunanların dul ve yetimlerine aylık yerine toptan yapılan ödemeler ve harp malulleriyle şehit yetimlerine tekel bey’iyelerinden ödenen paralar.” veraset ve intikal vergisinden istisna edilmiştir.
7338 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde; “Amme idare ve müesseseleri, bankalar, bankerler, kasa kiralayanlar, sigorta şirketleri, sair şirket ve müesseseler, mahkemeler ve icra daireleri istihkak sahiplerine bu verginin mevzuuna giren herhangi bir muamele dolayısıyla para ve senet verebilmek için evvelemirde verginin ödenmiş olduğuna dair vergi dairesinden verilmiş bir tasdikname talebederler.
Tasdikname ibraz etmeyen hak sahiplerinin istihkaklarından, veraset yoluyla intikallerde yüzde beş, ivazsız intikallerde yüzde onbeş oranında vergi karşılığı olarak tevkifat yaptıktan sonra, bakiyesini verebilirler. Tevkifatı yapanlar, tevkif ettikleri parayı en geç bir hafta içinde bulundukları yerin mal sandığına yatırmaya ve keyfiyeti bağlı bulundukları vergi dairesine yazı ile bildirmeye mecburdurlar.
Tevkifat yapmadan para ve senet verenlerle tevkif ettikleri parayı yukarıda belirtilen süre içinde mal sandığına yatırmayanlardan (Hakimler hariç), tevkif etmeye ve yatırmaya mecbur oldukları paralar Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir. Tevkifatı yapan ilgili kuruluşların, bu görevleri süresinde yerine getirmeyen sorumlularından, tevkif etmeye ve yatırmaya mecbur oldukları paraların %10’u oranında ayrıca ceza tahsil olunur.” denilmektedir.
Buna göre, şirketiniz tarafından yapılan ve yukarıda gelir vergisinden istisna olduğu belirtilen ödemeler veraset ve intikal vergisine tabi olmayacaktır. Ancak vefat eden personelinizin mirasçılarına ölüm yardımı adı altında yapılan ve gelir vergisinin konusuna girmeyen ödemelerin, şirketiniz Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde sayılan kurumlardan olmadığından, veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde;
-Şirketiniz bünyesinde çalışmakta iken vefat eden personelin mirasçılarına, herhangi bir sözleşmeye veya kanuna dayanılarak ölüm yardımı adı altında bir ödemenin yapılabilmesi için anılan Kanun’un 17 nci maddesi uyarınca, mirasçıların verginin ödendiğine dair vergi dairesinden verilmiş bir belge ibraz etmeleri, böyle bir belge ibraz edilmediği takdirde, ödenecek tutar üzerinden vergi karşılığı olarak % 5 oranında tevkifat yapıldıktan sonra bakiyesinin ödenmesi,
-Şirketinizde çalışan personelin vefat etmesi nedeniyle mirasçılarına herhangi bir sözleşmeye veya kanuna dayanmadan şirketinizce yapılacak ödemeler ivazsız intikal kapsamına girdiğinden, söz konusu ödemenin mirasçılar tarafından hukuken iktisap edildiği tarihten itibaren bir ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Gayrimenkulün ayni sermaye olarak konulmasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.-Kemal OZMEN
Gayrimenkulün ayni sermaye olarak konulmasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.
Tarih 14/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-KDV-53-2/88-46
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.26.15.01-KDV-53-2/88-46
14/03/2012
Konu
:
Gayrimenkulün ayni sermaye olarak konulmasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı
İlgide kayıtlı özelge talep forumunda; şirketiniz ortağı …..’in şahsına kayıtlı Eskişehir ili, … ilçesi … Mahallesi, … ada, … no.lu parseldeki gayrimenkulünü şirket sermayesine ilave etmek üzere ayni sermaye olarak koyacağı belirtilerek, tapu devir işlemini takiben söz konusu işlemden dolayı katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
KDV Kanununun;
1 inci maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında da, ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği,
2/1 inci maddesinde teslimin; bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,
hükme bağlanmıştır.
Buna göre, iktisadi bir işletmenin aktifine kayıtlı veya envanterine dahil bulunan bir taşınmazın ayni sermaye olarak bir başka iktisadi işletmeye konulmak suretiyle teslimi genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmaktadır.
Ayrıca iktisadi bir işletmenin aktifine kayıtlı veya envanterine dahil bulunmasa dahi devamlı surette taşınmaz alım satımı faaliyetinde bulunulması (bir başka deyişle ticari nitelik arz edecek şekilde taşınmaz tesliminde bulunulması) halinde, söz konusu işlem Kanunun 1/1 inci maddesi hükmüne göre KDV ye tabi tutulacaktır.
Ancak, iktisadi bir işletmeye dahil olmayan şahsi malların mevcut veya yeni kurulacak bir şirkete ayni sermaye olarak konulması, devamlı surette taşınmaz alım satımı ile uğraşılmaması kaydıyla KDV nin konusuna girmemektedir.
Dolayısıyla, KDV mükellefi olmayan şirketiniz ortağı ….’in şahsına kayıtlı gayrimenkulünü ortağı olduğu şirketinize ayni sermaye olarak devri, KDV nin konusuna girmediğinden söz konusu devir işleminde KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Beton ve yapı malzemesi test edilmesi işleminin tevkifata tabi olup olmadığı-Deprem testi işleminde tevkifat var mı ?-Kemal OZMEN
Beton ve yapı malzemesi test edilmesi işleminin tevkifata tabi olup olmadığı hk.
Tarih 27/04/2012
Sayı B.07.4.DEF.0.65.10.00-TEVKİFAT-4
Kapsam
T.C.
VAN VALİLİĞİ
Defterdarlık GELİR MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı
:
B.07.4.DEF.0.65.10.00-TEVKİFAT-4
27/04/2012
Konu
:
TEVKİFAT
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinize ait laboratuarlarda gerçekleştirilen beton ve yapı malzemelerinin test edilmesi hizmeti işinin katma değer vergisi tevkifatına tabi olup olmadığının bildirilmesi istenmektedir.
KDV Kanununun 9 uncu maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir.
Bu yetkiye dayanarak yayımlanan, 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum ve kuruluşların (A/3) bölümünde belirtilen işlemlere ait KDV yi tevkifata tabi tutmaları uygun görülmüştür.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketiniz tarafından beton ve yapı malzemelerinin test edilmesi işi, 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/3) bölümünde belirtilen işlemler arasında sayılmadığından katma değer vergisi tevkifatına tabi tutulmayacaktır.
Diğer taraftan, Şirketinizin bu hizmetinin yapı denetim hizmeti kapsamında değerlendirilmesi de söz konusu değildir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatiflerde Taşınmazlar ile iştirak hisselerinin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası ve kamulaştırılması-Kemal OZMEN
5.6.2.4.1. Taşınmazlar ile iştirak hisselerinin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası ve kamulaştırılması
İstisna uygulanabilmesi için taşınmazlar ile iştirak hisselerinin satılması ve bu işlemden bir kazanç elde edilerek, satan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin olması gerekmektedir. Bu nedenle, söz konusu aktif kalemlerin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası gibi işlemler istisna kapsamına girmemektedir.
Kat karşılığında arsa devrinde olduğu gibi, bir mal veya hakkın başka bir mal veya hak ile değiştirilmesini ifade eden trampa işlemlerinde de söz konusu istisna hükmü uygulanmayacaktır.
Bu tür kıymetlerin mevcut borçlar karşılığında rızaen veya icra yoluyla devredilmesi işlemleri ile kamulaştırma işlemleri ise kurumların finansman olanaklarını artıracağından istisna uygulaması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Düzenleme uyarınca, satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi gerektiğinden ve kamulaştırma işlemleri ile ilgili özel bir belirleme yapılmadığından, kamulaştırma işlemlerinde satış bedeline ilişkin uyuşmazlıkların maddede yer alan iki yıllık tahsil süresi içinde sonuçlandırılarak, varsa ek olarak alınan bedelin %75’inin de (geç ödeme dolayısıyla alınan faiz ve benzeri unsurlar hariç) bu süre içinde fon hesabına aktarılması şartıyla, uyuşmazlığın son bulduğu dönemde istisnadan yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır.
İstisna uygulamasında, her şeyden önce satış bedelinin nakit olarak tahsil edilmesi gerekmektedir. Nakit olarak tahsil edilmese de her an nakde dönüştürülmesi kolay altın, Devlet tahvili, Hazine bonosu, Toplu Konut İdaresince çıkarılan veya İMKB’de işlem gören hisse senetleri, tahvil ve bonolar ile de tahsil edilebilmesi mümkündür. Ancak, bu kıymetlerin en geç iki yıllık tahsil süresinin sonuna kadar nakde dönüştürülmesi gerekir.
Kooperatiflerde Gayrimenkul satis kazancı istisnası -Kemal OZMEN
5.6.2.3.4.1. Kooperatiflerin durumu
Yapı kooperatiflerinin de önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu istisnadan yararlanabilmesi mümkündür. Ancak, istisna edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, diğer kooperatiflerin yapacakları işlemlerden doğan kazançlar da kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir.
İstisna uygulaması bakımından ortakların bir veya birden fazla konut veya işyeri sahibi olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kooperatiflerin amaçlarını gerçekleştirdikten sonra kalan fazla arsa veya konutu elden çıkarmaları halinde de doğan kazanç istisnaya konu olabilecektir.
Konut yapı kooperatifinde KDV uygulamaları ve kurumlar vergisi yönünden vergilendirilmesi. -Kemal OZMEN
Başlık Konut yapı kooperatifinde KDV uygulamaları ve kurumlar vergisi yönünden vergilendirilmesi hk..
Tarih 05/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-831
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-831
05/03/2012
Konu
:
Konut yapı kooperatifinde KDV uygulamaları ve kurumlar vergisi yönünden vergilendirilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; konut yapı kooperatifinizin konut teslimleri için fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, söz konusu teslimlere ilişkin katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı, hesaplanan KDV çıkması halinde bu vergiden, daha önce gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilen yüklendiğiniz KDV lerin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı ve kurumlar vergisi beyannamesinde kar/zarar matrah tahakkukunun olup olmayacağına ilişkin Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (k) bendinde;” Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yöneti kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri “nin kurumlar vergisinden muaf olacağı hüküm altına alınmıştır.
Konuyla ilgili olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13 Kooperatifler” başlıklı bölümünde konu hakkında detaylı açıklamalara yer verilmiştir.
Yapılan incelemede kooperatifinizin 1/1/2009 yılından itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğu ve bu tarihten itibaren mükellefiyetle ilgili ödevlerini yerine getirmesi gerektiği tespit edilmiştir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 Sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetler KDV’ye tabi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 17/4-k maddesinde ise konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimlerinin KDV den müstesna olduğu hüküm altına alınmış, ancak söz konusu Kanun hükmü 3/7/2009 tarihinden geçerli olmak üzere 5904 sayılı Kanunun 13/b maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak 5904 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle 3/7/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimleri katma değer vergisinden müstesnadır.” hükmüne yer verilerek, 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri KDV den istisna edilmiştir.
Konuya ilişkin olarak 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Konut Yapı Kooperatiflerinin Üyelerine Konut Teslimlerinde KDV Uygulaması” başlıklı (A/4) bölümünde; “5904 sayılı Kanunun yayımlandığı 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatını almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından, üyelerine yapılacak konut teslimleri, söz konusu konutlar için belirlenen oranlarda KDV’ye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren KDV mükellefiyeti tesis edilecek, vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi sözü edilen konut yapı kooperatifleri tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle KDV beyannamesi verilecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Öte yandan KDV Kanununun; 29/1 inci maddesinde mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin indirebileceği, 29/2 nci maddesinde ise, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden ya da mahsuben iadesi imkânı getirilmiştir.
İade uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105, 106 ve 107 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde belirtilmiştir.
Bunun yanında konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimine ilişkin olarak 60 no.luı KDV Sirkülerinin 8.2.2. bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre, Kooperatifinizin 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olması halinde üyelerinize yapacağınız konut teslimleri KDV Kanununun geçici 28 inci maddesine göre KDV den istisnadır. 3/7/2009 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı almış olmanız halinde ise üyelerinize yapacağınız 150 m² ye kadar konut teslimlerinde %1 oranında, 150 m² nin üstündeki konut teslimlerinde ise %18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.
Kooperatifinizin bina inşaat ruhsatını 3/7/2009 tarihinden sonra almış olması halinde inşaat ruhsatının alındığı tarih itibariyle kooperatif adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Kooperatifinizce indirimli oranda KDV uygulanarak teslim edilen konutlarla ilgili olarak yüklendiğiniz KDV nin indirimi mümkün olup, indirim yoluyla gideremediğiniz KDV Kanunun 29/2 nci maddesi ve yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yılı içerisinde mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı da izleyen yılda nakden veya mahsuben iade edilebilecektir.
Ayrıca KDV mükellefiyetinin tescilinden önce Kooperatifiniz tarafından yapılan giderlere ilişkin ödenen ve kurumlar vergisinde gider veya maliyet olarak dikkate alınan KDV nin ilgili kayıt ve beyanların düzeltilmesi şartıyla indirim hesaplarına alınması ve indirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.