Kooperatifler Avukat çalıştırmak Zorunda mı ?

4667 Sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

(19 Ocak 2002 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2001/3500 Bakanlar Kurulu Kararı ile Anonim Şirketlerin Asgari sermaye miktarı 50.milyar.-Tl. olmuştur. Buna göre Avukat bulundurma zorunluluğu A.Ş. Ler için 250 milyar ve üzeridir.)

(Avukatlık Kanun No:1136)

Yalnız avukatların yapabileceği işler:
Madde 35 – (Değişik: 26/2/1970 – 1238/1 md.)

Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.

Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.

(Değişik: 02.05.2001-466722/ md.) Ancak, 29/6/1956 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 272 inci maddesinde öngörülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı 100 veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan on altı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgari ücretin bir aylık brüt tutarı kadar para cezası verilir. Verilen para cezalarına dair kararlar ilgililere Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Bu cezalar 21/7/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilir ve Hazineye gelir kaydedilir.
Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulleri kanunları ile diğer kanun hükümleri saklıdır.

Kooperatifler muhasebe yönetmeliği 2012

Yayımlandığı R.G. : 28.11.1973 – 14726

Amaç ve kapsam:

Madde 1- 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’ nin muhasebe usulleri ve tutacakları defterler hakkında bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.

BİRİNCİ BÖLÜM

Tutulacak defterler:

Madde 2- Kooperatifler ve bunların üst kuruluşları aşağıda belirtilen defterleri tutarlar.

a) Kanuni defterler,

b) Diğer kanuni defterler,

c) Yardımcı defterler.

A) Kanuni defterler:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 182 ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 66 ncı maddeleri gereğince tutulması zorunlu olan defterlerdir.

a) Yevmiye defterleri:

(TTK. md. 70)

Yevmiye defteri kayda geçirilmesi icabeden işlemleri vesikalardan çıkararak tarih sırasiyle ve madde halinde tertipli olarak yazmaya mahsus defterdir.

Yevmiye defteri ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olur. Vergi kanunlarına göre, müteharrik yapraklı yevmiye defterinin kullanılmasına müsaade olunduğu takdirde, vergi kanunlarına uygun olarak bu defterler de kullanılabilir.

Yevmiye defterinin en az aşağıdaki bilgileri ihtiva etmesi gerekmektedir.

1) Madde sıra numarası,

2) Tarih,

3) Borçlu hesap,

4) Alacaklı hesap,

5) Meblağ (Yardımcı hesaplara taksim edilenlerin izahat sütununda gösterilmesi şarttır)

6) Her kaydın dayandığı vesikaların nev’ i, varsa tarih ve numarası.

Bu defter; borç, alacak, izahat, fiş numarası, yevmiye defteri, madde numarası, defteri kebir sahife numarası ve varsa tarih kayıtlarının yazılmasına imkan verecek şekilde tertip edilir.

Nakden yapılan işlemler için tahsil veya tediye, mahsuben yapılan işlemlerde mahsup fişi kullanılır.

Günlük işlemleri ihtiva eden bu işler, yevmiye defterine aşağıda belirtilen şekilde kaydedilir.

İş hacminin genişliği, işlemlerin bir yevmiye defterine kaydına imkan vermediği durumda tek ve çift günler veya tek ve çift aylar için ayrı ayrı yevmiye defteri kullanılabilir.

İş yılı bittiği halde defter dolmamışsa, gelecek yıl işlemlerinin kaydında da kullanılabilir.

Yevmiye defterinin borç ve alacak toplamlarının birbirine eşit olması gerekir.

Her iş yılı sonunda kati mizanın çıkarılmasını müteakip kati mizan bakiyeleri esas alınmak ve borç bakiyesi veren hesaplar alacak, alacak bakiyesi veren hesaplar borç kaydedilmek üzere bir mahsup fişi düzenlenerek yevmiye defterinin sonuna kapanış maddesi kaydedilir. Yeni iş yılında yevmiye defterinin ilk maddesine kati mizan bakiyeleri yazılır.

b) Defteri kebir:

(TTK. md. 71)

Defteri kebir, yevmiye defterine kaydedilmiş olan işlemleri buradan alarak sistemli bir surette hesaplara dağıtan ve tasnifli olarak bu hesaplarda toplayan defterdir.

Defteri kebir en azından şu bilgileri ihtiva etme zorundadır.

1) Tarih,

2) Yevmiye defteri madde numarası,

3) Meblağ,

4) Toplu hesaplarda yardımcı nihai hesapların isimleri.

Defteri kebir ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralıdır. Karşılıklı iki sahifesi bir hesaba tahsis edilir. Birinci sahifeye ilgili hesabın borç işlemleri, ikinci sahifeye alacak işlemleri kaydolunur.

Defteri kebir sahifeleri, hesap planındaki sıraya ve hesabın işleme durumuna göre takdim olunur.

İş hacmi az olan kooperatif kuruluşlar, yevmiyeli defteri kebir kullanabilirler.

Bu defter, defteri kebir ile yevmiye defteri ve kasa defterinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu üç defterin vazifesini görür.

Kasa ve mahsup işlemlerinin tarih sırasıyla düzenli ve müfredatlı alacak kaydına mahsustur. Ciltli olup sahifeleri müteselsil sıra numaraları taşır.

c) Envanter ve bilanço defteri:

(TTK. md. 72, 73)

Envanter çıkarmak; saymak, ölçmek, tartmak ve değerlendirmek suretiyle, bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları, kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir.

Envanter defteri, işe başlama tarihinde ve müteakiben her iş yılı sonunda çıkarılan envanter ve bilançoların kaydına mahsus defterdir.

Envanter defteri ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralıdır.

Kanunda aksine hüküm olmadıkça iş yılı sonu için çıkarılacak envanter ve bilançoların gelecek iş yılının ilk üç ayı içinde tamamlanmış olması lazımdır.

Envanter esas itibariyle defter üzerine çıkarılır. Ancak işlerinde geniş ölçüde ve çeşitli mal kullanan büyük kooperatifler işletmeleri, envanterlerini listeler halinde tanzim ve listeler muhteviyatını envanter defterine icmalen kaydedebilirler.

Bu takdirde envanter cetvellerinin;

a) Sahifelerinin numaralanarak sıraya konulması,

b) Envanterleri çıkaran memurla yetkililer tarfından imzalanması ve tanzim tarihinin konulması gerekir.

ç) Karar defterleri:

(TTK. md. 78. 236)

Karar defterleri kooperatifin yetkili organlarınca (Genel Kurul ve Yönetim Kurulu) alınan kararların kaydına mahsus defterlerdir.

I- Genel kurul karar defteri:

Bu deftere, genel kurul tarafından alınmış olan kararlar, toplantı tarihi, toplantıda bulunan ortakların ortak numarası, ad ve soyadları ile, alınan kararlarda oy sayısı ve müzakerelerin tam bir surette bilinmesi için gerekli diğer hususlar kaydedilir, kararların altı imzaya yetkili olanlar tarafından imzalanır.

Defter ciltli ve müteselsil sıra numaralı olacaktır.

Bu defter, sahifeleri bitinceye kadar kullanılır.

II- Yönetim kurulu karar defteri:

Yönetim kurulu karar defteri yönetim kurulu tarafından alınan kararların kaydına mahsustur.

Ciltli ve müteselsil sıra numaralıdır.

Yönetim kurulu tarafından alınan kararların, deftere yazılması ve altının toplantıda hazır bulunan üyeler, tarafından toplantı sırasında imsalanması mecburidir.

Verilen karara aykırı oy kullanılan veya çekimser kalan üyeler sorumluluktan kurtulabilmek için karar altına aykırı oy kullanma ve çekimserlik sebeplerini belirterek kararı imzalarlar ve bu durumu denetçilere bildirirler.

Karar metninde; toplantı günü, karar numarası, toplantıda hazır bulunan üyelerin ad ve soyadları, beyan edilen oy ve müzakerelerin tam bir suretle bilinmesi için gerekli diger hususlar bulunur.

d) Ortaklar defteri:

(TTK.md.326; KK. md. 16)

Bu deftere; ortakların ad ve soyadları, iş ve konut adresleri, ortaklığa giriş çıkış tarihleri ve çıkarılma sebepleri, taahhüt ettikleri sermaye payları ile bu paylara karşılık yapılan tahsilat ve iadeler, ortaklığa kabul ve çıkışları ile ilgili yönetim kurullarının kararı tarih ve numaraları kaydedilir.

B) Diğer kanuni defterler:

(VUK. md. 197, 201, 206, 213)

Vergi Usul Kanunu işletmelerin özelliğine göre bazı ilave defterlerinin tutulmasını gerekli kılmıştır. Eğer kooperatif, sınai bir işletme kurmuşsa, bu işletme için ( İmalat Defteri ) ile ( İstihsal Vergisi Defteri ) tutacaktır. Kooperatif nakliyat işleri için uğraşıyorsa ( Nakliyat Vergisi Defteri ) veya zırai işletme söz konusu ise ( Çiftçi İşletme Defteri ) tutulması gereklidir.

C) Yardımcı defterler:

Kooperatifler ve üst kuruluşlar kanuni defterler dışında aşağıda belirtilen yardımcı defterleri tutmakla zorunludur.

1- Kasa defteri, (kaldırıldı)

2- Stok giriş-çıkış defteri veya kartları,

3- Sabit kıymetler ve demirbaş defteri,

4- Kıymetli evrak defteri,

5- Teftiş defteri,

6- Gelen-giden evrak kayıt defteri.

Bu defterler dışında ihtiyaca göre her hesap için ayrı ve müfredatlı diğer defter ve föyler tutulabilir.

Bu defterler tasdike tabi değildir. Defter veya kalamoza şeklinde tutulur. Şekilleri ihtiyaç ve iş icaplarına göre değişik olabilir.

1- Kasa defteri:

Günlük tahsil ve tediye işlemlerinin kaydına ve kasa mevcudunun kontroluna yarıyan yardımcı bir defterdir.

Tahsil edilen paralar bu defterin borç kısmına, nakden yapılan ödemeler de alacak kısmına kaydedilir. Bu defterin borç bakiyesi kasa mevcudunu gösterir.

Günlük işlemlerin sonunda kasadaki paralar sayılarak kasa yardımcı defteri kayıtlarına uygun olup olmadığı kontrol edilir.

Yevmiyeli defteri kebir kullanan kooperatif kuruluşlar, kasa mevcudunu bu defter üzerinde takip edebileceklerinden ayrıca kasa kasa yardımcı defteri tutmalarına lüzum yoktur.

( Tahsil ve tediye işlemlerinden ve kasadaki paraların saklanmasından sorumlu olanların yönetim kurulu tarafından alınacak bir kararla yazılı olarak tespiti gerekir.)

2- Stok giriş ve çıkış defteri:

Depoya giren ve çıkan malların kaydına ve depodaki malların kontroluna mahsus bir defterdir.

Bu defterin borç kısmına depoya giren mallar, alacak kısmına depodan çıkan mallar miktar ve bedel olarak kaydedilir. Her malın cinsine göre bu defterde aynı bölümler tahsis edilebildiği gibi işin önemine göre çeşitli türdeki mallar için ayrı ayrı defterler de tutulabilir.

3- Sabit kıymetler ve demirbaş defteri:

Bu defter, kooperatif kuruluşlara ait sabit kıymetlerle, demirbaşların alım tarihini, cinsini, maliyet bedellerini, miktarını, yıllar itibariyle ayrılan amortismanları gösteren bir defterdir. Sabit kıymetler ve demirbaş defteri şeklinde ayrı ayrı olarak da düzenlenebilir.

4- Kıymetli evrak defteri:

Bu defteri kooperatifte kullanılan çekler, tahsil, tediye ve mahsup fişleri, ambar giriş ve çıkış fişleri, çek pusulaları, nakliye fişleri gibi evrakın giriş ve çıkışlarının kaydına mahsus defterdir.

5- Teftiş defteri:

Bu defter Ticaret Bakanlığı veya görevlendireceği kuruluşların müfettişleri tarafından yapılan teftişler ve düzenlenen raporlarla ilgili defterdir.

6- Gelen-giden evrak defteri:

Kooperatife gelen, kooperatiften gönderilen yazıların kaydına mahsus defterdir.

Hesap dönemi:

Madde 3- Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır.

Hesap dönemi normal takvim yılıdır.

Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayan kooperatif kuruluşları Maliye Bakanlığına müracaat ederek 12 aylık özel hesap dönemleri uygulayabilirler. (VUK. md. 174).

İKİNCİ BÖLÜM

Kanuni defterlerin tasdiki:

Madde 4- Yevmiye defteri defteri kebir ( veya yevmiyeli defteri kebir), envanter ve bilanço defteri, karar defterlerinin kullanılmaya başlanılmadan önce notere tasdik ettirilmesi gerekir (TTK. md. 69).

Vergi mükellefiyeti yönünden defterlerin tasdiki hakkında Vergi Usul Kanununun 220 ve 221 inci maddeleri hükümleri saklıdır.

A) Beyanname verme:

Kooperatif ve üst kuruluşlar tutmaya mecbur oldukları diğer defterlerle tutmak istedikleri defterlerin her birin nev’ i ve mahiyetleriyle sayfa sayılarını gösteren iki nüsha beyannameyi bu defterleri kullanmaya başlamadan önce sicil memuruna vermeye mecburdur.

Memur bunlardan birisini tasdik ederek ilgili kuruluşa geri verir. Bu mükellefiyeti hiç veya kanuna uygun şekilde yerine getirmeyen kooperatif kuruluşun bu gibi defterleri lehine delil olamaz. ( TTK. md. 69).

B) Tasdikli yenileme:

Yevmiye ve envanter defteri ile V. U. Kanununa göre tutulması mecburi olan diğer defterleri ertesi yıl da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar. (VUK. md. 222).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kayıt nizamı:

Madde 5- Bu Yönetmeliğin 2 nci maddesinde sayılan kooperatif kuruluşları tutacakları defter ve kayıtların:

a) Türkçe olarak tutulması, ( VUK. md. 215 )

b) Mürekkeple veya makine ile yazılması (VUK. md. 216) gerekir.

Bilumum defterlerde hesaplar kapatılıncaya kadar toplamlar geçici olarak kurşun kalemle yapılabilir. Bu mizan çıkarılarak mutabakat sağlandıktan sonra mürekkeplenir ve müteakip aya kurşun kalem ile yazılmış yazı veya yekun bırakılamaz. (VUK. md. 216).

Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kaidelerine göre düzeltilir. Diğer bilumum defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde, düzeltmeler ancak yalnız rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üste veya yan tarafına veyahut ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir.

Defterlere geçirilen bir kaydı kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirmek yasaktır. ( VUK. md. 217 ).

Defterlerde, kayıtlar arasında usulen yazılmaya mahsus olan satırlar çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz.

Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli müteharrik yapraklarda bu yaprakların sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz. (VUK. md. 218).

Kayıtların mazeretsiz ve sebepsiz olarak 10 günden fazla geciktirilmesi caiz değildir. (VUK. md. 219/9).

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Muhasebeyle ilgili belgeler:

Madde 6- Kooperatif kuruluşların işlemlerinin muhasebeleştirilmesinde aşağıdaki belgeler kullanılır;

A) Fişler:

1- Tahsil fişi,

2- Tediye fişi,

3- Mahsup fişi.

1-Tahsil fişi:

Tahsil fişleri, numaraları, teselsül eden ve her numarası biri dip koçan olmak üzere ikişer nüshalı olan matbu belgelerdir. Kasaya giren paralar için kullanılır.

2- Tediye fişi:

Tediye fişleri de tahsil fişleri şeklinde matbu belgelerdir. Kasadan çıkan paralar için kullanılır.

Fişlerin üzerinde borçlu veya alacaklı hesapların numara ve isimleri, tahsil veya tediyenin yapıldığı şahıs veya müessesenin ismi, meblağ ve muamelenin açık şekilde müstenidatının cins, numara ve tarihini de belirtecek izahat bulunur.

Fişlere eklenen evrakı müsbitenin cinsi ve adedi fiş üzerine kaydedilir. Fiş onu yazan tarafından ve ayrıca yetkililer tarafından imzalanır. Fişlere istinaden kasadan yapılacak tediye veya tahsilatı müteakip bunların üzerine veznedar tarafından “tahsil edilmiştir”, “tediye edilmiştir” damgası vurulur ve imzalanır.

Bu fişlerin ilk nüshaları müsbet evrak olarak kayıt ve muhafaza olunur. Dip koçanı ayrıca muhafaza edilir.

3- Mahsup fişi:

Mahsup fişlerinin numaralı olması zorunlu değildir. Bu fişte de tahsil ve tediye fişlerinde olduğu gibi muamelenin mahiyetini açıkca belirtecek şekilde izahat, müstenidatın cins, tarih ve numarası, borçlu ve alacaklı hesapların isim ve numaraları, miktar, fişi yazanın ve yetkililerin imzası bulunur. Fişlerin dayanağı olan eklerin adetleri de fişe kaydedilir.

Tahsil, tediye ve mahsup fişleri yevmiye defterine işlendikten sonra yevmiye defterinin madde numarası kırmızı mürekkeple bu fişlerin üzerine kaydedilir.

B) Makbuz:

Kasaya giren paralar ile depoya giren ayniyat karşılığında verilen vesikalara makbuz denir.

Kasaya giren para karşılığında ve yatıranın isteği üzerine verilen kasa makbuzları iki nüsha olarak düzenlenir. Makbuz numaraları matbu ve müteselsildir. İlk nüsha ilgili şahıs ve müesseseye verilir. Sabit nüshası dip koçan olarak saklanır.

Makbuz üzerinde paranın niçin alındığı, parayı verenin adı, alınan paranın yazı ve rakamla miktarı, makbuzu yazanın ve ayrıca yetkililerin imzaları ve tarih bulunur.

C) Çek:

Kooperatif bankalar nezdinde açtırmış olduğu mevduat hesaplarından veya bankalarca kooperatif lehine açılmış bulunan kredi dahilinde borçlu cari hesaplardan çekilecek paralar için kullanılan, usulüne uygun şekilde düzenlenen matbu bir vesikadır. Çekler ilgili bankalardan temin edilir. Kullanılan çeklerin dip koçanları saklanır.

D) Faturalar:

Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.

a) Faturada bulunması gereken bilgiler:

Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur.

1- Faturanın sıra numarası ve tarihi,

2- Faturayı çıkaranın ticaret ünvanı ve iş adresi,

3- Müşterinin ticaret ünvanı ve adresi,

4- Emtianın veya işin nev’i, miktarı, fiyatı ve tutarı,

5- Satılan malların faturanın düzenlenmesinden evvel teslim edilmemişse teslim tarihi.

b) Fatura düzenlenmesi: (VUK. md. 230, 231)

Faturaların düzenlenmesinde aşağıdaki kaideler uygulanır.

1- Faturalar sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir Aynı müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında her biri ayrı numara ile başlamak üzere ayrı ayrı fatura kullanıldığı takdirde, bu faturalara şube ve kısımlara göre şube veya kısmın isimlerinin yazılması veya özel işaretle seri tefriki yapılması mecburidir.

2- Faturalar mürekkeple, makine ile veya kopya kalemiyle doldurulur.

3- Faturalar en az bir asıl ve bir örnek çıkarılır. Birden fazla örnek çıkarıldığı takdirde her birine kaçıncı örnek olduğu işaret edilir.

c) Fatura kullanma mecburiyeti: ( VUK. md. 232)

Kooperatif kuruluşlar Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre birinci sınıf tüccar olarak mütalaa edilir.

Bu bakımdan:

1- Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,

2- Serbest meslek erbabına,

3- Kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara,

4- Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,

5- Vergiden muaf esnafa,

sattıkları emtia veya yaptırdıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların kooperatiften satın aldıkları emtia veya kooperatife yaptırdıkları iş bedelinin bin lirayı geçmesi veya bedeli bin liradan az olsa dahi istemeleri halinde kooperatifin fatura vermesi mecburidir.

E) Perakende satış vesikaları:

Kooperatif kuruluşlar fatura vermek mecburiyeti olmayan şatışlarını aşağıda belirtilen kayıtlardan herhangi biri ile tevsik eder.

1- Kasa veya satış fişleri,

2- Kasa veya satış fişlerinin dökümlerini ihtiva eden günlük bordrolar,

3- Makineli kasaların kayıt ruloları veya rulosuzlarda günlük satış toplamının yazıldığı fişler.

F) Gider pusulaları:

(VUK. md. 234)

Kooperatifler:

1- Kazançları götürü usulde tespit olunan tüccara,

2- Kazançları götürü usulde tespit olunan serbest meslek erbabına,

3- Vergiden muaf esnafa,

Yaptıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için işi yapana veya emtiayı satana imza ettirdikleri bir gider pusulası tanzim ederler. Bu pusulanın bir nüshası işi yapana veya emtiayı satana verilir.

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini, işi yapan ile yaptıranın veya emtiayı satın alan ile satanın adları ile soyadlarını, adreslerini ve tarihi ihtiva eder.

G) Müstahsil makbuzu:

Kooperatifler ve üst kuruluşları birinci sınıf tüccar gibi defter tutmak mecburiyetinde olduklarından, götürü usule tabi veya vergiden muaf çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalayarak almaya mecburdur. (VUK. md. 225). Alınan bu nüsha fatura yerine geçer.

Müstahsil makbuzunda en az aşağıdaki yazılı bilgiler bulunur.

1- Makbuzun tarihi,

2- Kooperatif veya üst kuruluşun adı ve ünvanı,

3- Malı satan çiftçinin soyadı, adı ve ikametgah adresi,

4- Satın alınan malın, cinsi, miktarı ve bedeli.

H) Ücret Bordrosu:

İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. (VUK. md. 238). Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle götürü ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz.

Ücret bordrolarında en az aşağıdaki bilgiler yazılır.

1- Hizmet erbabının soyadı, adı, ücretin alındığına dair imzası veya mührü (ücretin ödenmesinde ayrıca makbuz alan işverenlerin tutacakları ücret bordrosuna imza veya mühür konulması mecburi değildir).

2- Varsa vergi karnesinin tarih ve numarası,

3- Birim ücreti (Aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti),

4- Çalışma süresi veya ücretin ilgili olduğu süre,

5- Ücret üzerinden hesaplanan vergilerin tutarı (Varsa diğer kesintiler),

Bordronun hangi aya ait olduğu baştarafında gösterilir. Bir aya ait bordro ertesi ayın yirminci gününe kadar hazırlanıp tarihlenerek kooperatif yetkilileri ile bordroyu tanzim eden memur tarafından imzalanır.

İş verenler, ücret bordrolarını, yukarıdaki esaslara uymak şartıyla diledikleri şekilde tanzim ederler.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Defterin ve müsbit evrakın saklanma mecburiyeti ve müddeti:

Madde 7- Türk Ticaret Kanununa göre, defterin son kayıt tarihinden ve saklanması mecburi olan diger hesap ve kağıtların tarihlerinden itibaren on yıl geçinceye kadar saklanması mecburidir. (T. Ticaret K. md. 68).

Kooperatiflerin, işletmeleriyle ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf, fatura, cetvel, senet gibi vesika ve kağıtlarla ödemelerin gösteren vesikaları ve yazdığı mektup, yazı ve telgrafların kopyalarını ve mukavelenameleri, taahhüt ve kefalet vesair teminat senetleri ve mahkeme ilamları gibi belgeleri muntazam bir tarzda dosya halinde saklamaları mecburidir (T. Ticaret K. md. 66).

Bu defter ve kağıtlar, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyana uğrarsa, ziyanın öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kooperatif yetkilileri kooperatifin bulunduğu yerin selahiyetli mahkemesinden kendilerine bir vesika verilmesini isteyebilirler.

Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını de emredebilir. Böyle bir vesikanın alınmamış olması halinde defterlerin ibrazından kaçınılmış sayılır (T. Ticaret K. md. 68).

ALTINCI BÖLÜM

Hesap planı:

Madde 8- (Bu madde, Tekdüzen Hesap Planı uygulamasına geçilmesi sonrasında uygulanabilirliğini yitirmiştir.)

Madde 9- 1163 sayılı Kooperetifler Kanununun 89 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmış bulunan bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 10- Bu Yönetmelik hükümlerini Ticaret Bakanlığı yürütür.

2012 uluslararası kooperatifcilik yılı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Kamil Akçadırcı, 2012 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan edildiğini, İl Müdürlüğü’nde kooperatiflere dair kuruluş ve anasözleşme değişiklik işlemlerinin yapıldığını söyledi.

Akçadırcı bu kapsamda İl Müdürlüğü’nde Gümrük ve Ticaret Bakanlığının gözetim ve denetimi altındaki Temin Tevzi, Turizm Geliştirme, Üretim Pazarlama, Tedarik, Yayıncılık, Eğitim, Tüketim, Motorlu Taşıyıcılar, Küçük Sanat, Yaş Sebze ve Meyve Pazarlama, Kadın Çevre Kültür ve İşletme, Pazarcılar ile Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerine ait bir kısım görevler ilimizde İl Müdürlüğümüzce yerine getirilmekte, kuruluş ve anasözleşme değişiklik işlemlerinin gerçekleştirildiğini söyledi.

Kooperatif ortakları, yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile kooperatifçiliğe ilgi duyan tüm vatandaşların, İl Müdürlüğü’nden kooperatifçilik konusunda ayrıntılı olarak bilgi alabileceğini belirten Akçadırcı, Uluslararası Kooperatifler Yılı ile ilgili detaylı bilgiye www.turkiye2012koop.org ulaşılabileceğini ifade etti.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Mart 2012

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 6283 Kabul Tarihi: 1/3/2012

MADDE 1 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 67 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “nüfus cüzdanı” ibaresinden önce gelmek üzere “biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulamasının yapılması ve/veya” ifadesi eklenmiştir.

MADDE 2 – 5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasına ikinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Yukarıdaki (b) ve (c) bentleri kapsamına giren sağlık hizmetlerinden alınacak katılım payını % 1’e kadar indirmeye, Kurumun teklifi üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yetkilidir.”

MADDE 3 – 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“j) 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında işlenen bu fiillerden dolayı tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanır.”

MADDE 4 – 5510 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “iki yıl” ibaresi “dört yıl” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 39 – (1) Son tahsis talep tarihi veya ölüm tarihi 2000 yılı Ocak ayı başından önce olup, 506 sayılı Kanunun mülga hükümleri uyarınca gösterge sistemine göre bağlanan malûllük, yaşlılık ve ölüm aylıkları ile bu tarihten önce malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken bu tarihten sonra ölen sigortalıların ölüm aylıkları, bu madde hükümlerine göre yeniden hesaplanır.

(2) Aylıkların hesaplanmasında, 506 sayılı Kanunun mülga maddeleri uyarınca hazırlanan ve 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan gösterge veya üst gösterge tablosundan sigortalı için tespit edilmiş olan mevcut gösterge rakamı ile aynı dönemde yürürlükte bulunan memur aylık katsayısı esas alınır.

(3) Sigortalının aylık bağlama oranı aşağıdaki şekilde belirlenir:

a) Malûllük aylığında; gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için % 60, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde % 70, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için ise 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre % 59,9 ila % 50 arasında belirlenmiş olan taban aylık bağlama oranı esas alınır. Yaştan ve günden artırım ve eksiltme yapılmaz.

b) Yaşlılık aylığında; gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için % 60, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için ise 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre % 59,9 ila % 50 arasında belirlenmiş olan taban aylık bağlama oranı esas alınır. Bu şekilde belirlenen taban aylık bağlama oranı, sigortalının tahsis talep tarihi itibarıyla kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5000 günden fazla ödediği her 240 günlük malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için (l)’er artırılır, 5000 günden noksan ödediği her 240 gün için (1)’er eksiltilir. Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışması, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malûl olması, sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanması veya erken yaşlanması nedeniyle tarafına yaşlılık aylığı bağlananlara günden dolayı eksiltme yapılmaz.

c) Ölüm aylığında; gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için % 60, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için ise 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre % 59,9 ila % 50 arasında belirlenmiş olan taban aylık bağlama oranı esas alınır. Bu şekilde belirlenen taban aylık bağlama oranı sigortalının ölüm tarihi itibarıyla kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5000 günden fazla ödediği her 240 günlük malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için (l)’er artırılır. Günden dolayı eksiltme yapılmaz. Malûllük aylığı almakta iken ölen sigortalılar hakkında bakıma muhtaçlık durumu dikkate alınmaksızın (a) bendi, yaşlılık aylığı almakta iken ölen sigortalılar hakkında ise (b) bendi hükümleri uygulanır.

ç) Malûllük, yaşlılık ve ölüm aylığının aylık bağlama oranı % 85’ten fazla olamaz.

(4) Sigortalının 1999 yılı Aralık ayı ödeme dönemi itibarıyla aylığı, yukarıdaki hükümlere göre tespit edilen gösterge rakamı, memur aylık katsayısı ve aylık bağlama oranının çarpımı suretiyle belirlenir.

(5) Bu madde hükümlerine göre 1999 yılı Aralık ayı ödeme dönemi itibarıyla hesaplanan aylık tutarı, % 5,9 oranında artırılarak 2000 yılı Ocak ayına, 2000 yılı Ocak ayı için bu şekilde hesaplanan aylık tutarı ise, (7,13326594120697) çarpanı kullanılarak 2008 yılı Ocak ayına taşınır. Bu şekilde hesaplanan aylık tutarı da, 2008 yılı Ocak ayı ödeme döneminden başlayarak 2013 yılı Ocak ayı ödeme dönemine kadar (bu dönem dahil) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ödenmekte olan aylıklara uygulanmış olan aylık artışları ile artırılır.

(6) Bu maddeye göre hesaplanan aylık tutarının, sigortalı veya hak sahiplerine 2013 yılı Ocak ayı ödeme döneminde ödenmekte olan aylık tutarının altında kalması halinde, mevcut aylıkların ödenmesine devam edilir.

(7) Bu maddeye göre hesaplanan aylıklar için geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmaz.

(8) Sözleşme aylıklarını 2000 yılı Ocak ayı başından sonra borçlanma yapmak suretiyle tam aylığa yükseltenler ile geçici 20 nci maddeye göre devir alınacak sandıklardan aylık alanlara devir tarihinden sonra bu madde hükümleri uygulanmaz.

(9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin tereddütleri gidermeye Kurum Yönetim Kurulu yetkilidir.”

MADDE 6 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 40 – (1) 1479 sayılı Kanunun mülga geçici 17 nci maddesine göre 1/4/2002 ile 30/6/2002 tarihleri arasında kullanılmak üzere hazırlanan gelir basamakları esas alınarak hesaplanmış olan aylıklar bu madde hükümlerine göre yeniden hesaplanır.

(2) Geçici 27 nci madde uyarınca 1/4/2002 ile 30/6/2002 tarihleri arasında kullanılmak üzere hazırlanan gelir basamakları esas alınarak 1479 sayılı Kanunun mülga geçici 11 inci maddesine göre 2002 yılı Nisan ayı ödeme dönemi itibarıyla hesaplanan aylık tutarı, aynı ödeme döneminde % 8,9 oranında artırıldıktan sonra 2002 yılı Mayıs ayı ödeme döneminden başlayarak 2013 yılı Ocak ayı ödeme dönemine kadar, 1479 sayılı Kanun kapsamında bağlanmış olan aylıklara söz konusu dönemlerde uygulanan artış oranları ile artırılır ve aylıklar 2013 yılı Ocak ayı ödeme döneminden itibaren yeni belirlenen tutar üzerinden ödenmeye devam olunur.

(3) Bu maddeye göre hesaplanan aylıklar için geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmaz.”

GEÇİCİ MADDE 1 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde bu Kanunun 3 üncü maddesi ile yapılan değişiklik, bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettirildiği halde ödenmemiş olan cezalar için de uygulanır, ancak tahsil edilmiş tutarlar red ve iade veya mahsup edilmez.

MADDE 7 – Bu Kanunun 5 inci ve 6 ncı maddeleri 2013 yılı Ocak ayı ödeme döneminde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 8 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

7/3/2012

Kooperatiflerde genel kurul işlemleri -Kooperatif Danismani Kemal Ozmen

20120307-201324.jpg

Seçkin yayinevinden ulaşabilirsiniz

Kurumlar Vergisi Kapalı olan kooperatif vergi levhası almak ve asmak zorunda mıdır ?-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

Tarih 14/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.20.15.02-VUK-MUKTEZA/18-200
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı:

B.07.1.GİB.4.20.15.02-VUK-MUKTEZA/18-200

14/07/2011

Konu:

VERGİ LEVHASI

İlgide kayıtlı dilekçenizde; ……Vergi Dairesi Müdürlüğünün ….hesap numarasında kayıtlı olduğunuz, 25 Temmuz 2008 tarihli ve 27299 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15236 sayılı “Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulması Hakkında Karar” başlıklı Bakanlar Kurulu Kararıyla, ….. illerini kapsayan ve merkezi …. ili olarak belirlenen …. Kalkınma Ajansı olarak kurulduğunuz, sadece muhtasar beyanname yönünden mükellef olduğunuz, kurumunuzun kanunla kurulan bir kamu kurumu olması nedeniyle Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre vergi mükellefiyetiniz bulunmadığından Vergi Usul Kanununa göre vergi levhası asma, bulundurma ve tasdik ettirme zorunluluğunuzun olup olmadığı hakkında bilgi istenilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 6111 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle değişen “Vergi Mahremiyeti” başlıklı 5 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında, “Gelir vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı almak zorundadırlar.” hükmü yer almaktadır.

27.05.2011 tarihli ve 27946 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 408 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Vergi Levhası Almak Mecburiyetinde Olanlar” başlıklı 2.1 inci bölümünde gelir vergisi mükelleflerinden ticari kazanç sahipleri, zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının; kurumlar vergisinde anonim şirketler, limited şirketler ile eshamlı komandit şirketlerin vergi levhası almak mecburiyetinde oldukları belirtilmiştir.

Buna göre, sadece muhtasar beyanname yönünden mükellefiyetiniz olduğundan ve yukarıda sayılan şekilde gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetiniz olmadığından Vergi Usul Kanununun yukarıdaki hükmü gereğince vergi levhası alma ve bulundurma zorunluluğunuz bulunmamaktadır.

Bilgilerinize rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 

Kooperatiflerde tercihli tahsis yöntemi-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

Detaylı bilgi icin bize ulaşın
www.ozmconsultancy.com

20120306-211832.jpg

Kooperatiflerde Yonetim kurulu kuraya katılmak ve şerefiye ödemek zorunda mıdır?

İnşaat işlerinde büyük emeği geçen Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin veya emanet komisyonu üyelerinin, biten inşaatlardan dilekleri daireyi seçmeleri ve kuraya iştirak etmemeleri yolundaki genel kurul kararı geçerlidir.

Bu üyelerin ücret almaları bu imtiyazın tanınmasına mani de değildir. Burada, Genel Kurul bu kişilerin yaptığı çalışmaları ödüllendirme yapmaktadır. Bunun kanuna aykırı bir durumu yoktur.

Kuraya katılmaksızın seçim hakkı tanınmasının eşitlik prensibine aykırı sanılabilir. Ortaklar yönünden hak ve yükümlülüklerde eşitlik ilkesi, Türk Hukuk sisteminde buyurucu, emredici bir yasa hükmüdür.

Ancak, kooperatif ortaklıklarında eşitlik ilkesi, mutlak ve nispi olmak üzere ikiye ayrılır.

Mutlak eşitlik, ortaklar arasındaki farklılıklar göz önüne almadan ve değerlendirmeden tanınan eşitliktir. Ortakların kooperatife katkıları ne olursa olsun, her ortağa genel kurulda bir oy vermek veya genel kurul kararlarının iptalini istemek hakkı gibi (Koop. K. m. 48, 53)

Nispi eşitlik ise; ortakların çeşitli nedenlerden doğan farklı durumlarını göz önüne alarak değerlendirmek ve sonuçta eşit olacak biçimde de bir ölçü uygulanmaktadır. Gelir-gider farkının risturn bölüşülmesi, ortakların işlemleri oranında yapılması gibi (Koop. K. m. 38)

Eşitlik ilkesinin asıl amacı kooperatiflerde hiçbir şekilde keyfi harekete yer vermemektedir. Nispi eşitliği sağlayan ölçü kooperatif amacının elde edilmesine yardım ediyorsa; ana sözleşme ile , ana sözleşme de düzenlenmemiş ise, usulüne uygun olarak alınan genel kurul kararları ile de kabul edilebilir.

Yönetim Kurulu Üyeleri; olağanüstü emek ve gayret sarfı ile Kooperatif gayesini kısa sürede ve ortakların menfaati olacak şekilde gerçekleştirmiş olmalıdırlar. Ortaklar için hak ve yükümlülüklerde eşitlik ilkesi geçerlidir. Ancak, kooperatif amacının elde edilmesinde olağanüstü katkıları olan ortaklar bakımından bu katkılar karşılığında doğan farklı durumlar göz önüne alınarak değerlendirilmek ve dolayısıyla mutlak eşitlik değil nispi eşitlik, yani, olumlu katkılar karşılığında bu ortaklara kura dışı kalmak hakkının tanınması hak ve nasafete uygun olur.

Ancak, Kooperatif Ana Sözleşmesinde böyle bir imtiyazın kullandırılmasını yasaklayan bir hüküm varsa, bu karar alınamaz.

Bu hususta Yerel mahkemenin olumsuz kararını önce tasdik eden Yargıtay 11. Hukuk Dairesi daha sonra Kararını düzelterek konunun eşitlik ilkesini zedelemediğine karar vermiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Tarih: 03/03/1981 Esas No: 1981 / 287 Karar No: 1981 / 910)

Kooperatiflerde ortaklarin hakları

1. BİLGİ EDİNMEK HAKKI, BİLANÇO:

Madde 24 – Yönetim Kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine amade tutulur.

Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi mecburidir.

Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin karariyle bertaraf edilemez veya sınıflandırılamaz.

2. TİCARİ DEFTERLER VE SIR SAKLAMA HÜKÜMLERİ VE CEZA:

Madde 25 – Kooperatifin ticari defterleri ve haberleşme ile ilgili hususların tetkiki, genel kurulun açık bir müsaadesi veya yönetim kurulunun kararı ile mümkündür. İncelenmesine müsaade edilen defter ve vesikalardan öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Her ortak ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa dahi daima gizli tutmak zorundadır. Bu mecburiyete uymıyan ortak meydana gelecek zararlardan kooperatife karşı sorumlu olduğu gibi kooperatifin şikayeti üzerine herhangi bir zarar umulmasa dahi bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. *

Kooperatif Ortaklığı’ndan ihraç-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

C ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA ESASLARI VE İTİRAZ:

Madde 16 – (Değişik fıkra: 06/10/1988 – 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.

Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.

Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.

Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.

(Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.

Kooperatif yoneticisi kooperatif ile is yapabilir mı? Yargıtay 15.daire

Kooperatifin yöneticisi iken mensubu bulunduğu şirket adına işi üstlenen kişiyle imzalanan sözleşme, 1163 sayılı Yasanın 59. maddesinin 6. fıkrasının amir hükmüne aykırı olmakla geçersizdir. Bu sebeple yüklenici, ancak sebepsiz iktisap kuralına dayalı olarak kooperatifin mal varlığına giren iş bedeline karsız olarak hak kazanır.

Kooperatifteki hisseye haciz gelir mı ?-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
Esas 2004 Karar
1276 6300
Y A R G I T A Y İ L A M I

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, alacaklı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin REDDİNE,
2-Borçlu Doğan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun 19/son maddesi hükmüne göre, kooperatif ortağının alacaklıları ancak, ortağın faiz ve gider paylaşımından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasından ona düşecek payı haczettirebilirler. Ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça ortağın kooperatif payının haczi mümkün değildir. Alacaklının kooperatif olması da sözü edilen yasal durumu değiştirmez. Kaldı ki, kooperatifin aidat ödenmediği taktirde kooperatif ortağı hakkında ortaklıktan çıkarılma yasal hakkı da bulunmaktadır.
Anılan husus, Yasanın emredici kuralından kaynaklandığından buna ilişkin şikayet süreye tabi değildir.
Mahkemece borçlu Doğan’ın da şikayetinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu Doğan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Tarımsal amaçlı kooperatifin üyelerinden aldığı sütlerin satışı ve üyelerine yem teslimi ve temizlik malzeme tesliminde KDV uygulaması hk.

Tarımsal amaçlı kooperatifin üyelerinden aldığı sütlerin satışı ve üyelerine yem teslimi ve temizlik malzeme tesliminde KDV uygulaması hk.
Tarih 26/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV-2010-47-269
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV-2010-47-269

26/08/2011

Konu

:

Tarımsal amaçlı kooperatifin üyelerinden aldığı sütlerin satışı ve üyelerine yem teslimi ve temizlik malzeme tesliminde KDV

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kooperatifinizin üyelerinden süt toplayarak herhangi bir işleme tabi tutmadan fabrikalara (mandıra) satış yaptığı, üyelerinize ait hayvanların yem, küspe, kepek gibi ihtiyaçlarının kooperatifinizce temin edilerek, kooperatif üyelerine bedel karşılığında teslim edildiği ve üyelere ait süt sağım makinaları ile kooperatifin kullanımında olan süt soğutma tankının temizliğinde kullanılmak üzere gerekli olan temizlik ürünlerinin satın alınarak üyelere bedel karşılığında teslim edildiği belirtilerek söz konusu işlemlerin katma değer vergisinden istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu,

17/1 inci maddesinde, tarımsal amaçlı kooperatiflerin; ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu,

17/4-b maddesinde de, Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden istisna tutulduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre;

1. Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler tarafından kooperatifinize süt teslimi KDV den istisna olup, çiftçilerin gerçek usulde vergiye tabi olması halinde bu teslimler KDV ye tabi tutulacaktır.
2. Kooperatifinizin fabrikalara (mandıra) süt teslimleri, tarımı yaymak, ıslah ve teşvikten ziyade ticari amaç taşıdığından KDV ye tabi olacaktır.
3. Kooperatifinizin üyelerine bedel karşılığı yem, küspe, kepek gibi teslimleri ile süt makinelerinin temizliğinde kullanılmak üzere özel temizlik ürünleri teslimleri, tarımı yaymak, ıslah ve teşvikten ziyade ticari amaçlı teslimler kapsamında olduğundan KDV den istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

KARŞILIKLI TESLİMLERDE UYGULANACAK KDV ORANI

D- KARŞILIKLI TESLİMLERDE UYGULANACAK KDV ORANI
Sirkülerde, müteahhitten arsa sahibine yapılacak bağımsız bölüm teslimleri için müteahhit tarafından düzenlenecek faturada bağımsız bölümün niteliğine göre emsal bedeli (arsa payı dahil) üzerinden % 1(10) veya % 18(11) oranında KDV hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Bununla birlikte arsa sahibi tarafından teslim edilecek arsa payı için ise (bağımsız bölümlerin arsa payı dahil emsal bedeli üzerinden) genel oranda KDV hesaplanması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda da vurguladığımız üzere gerçekte müteahhit arsa sahibine bağımsız bölüm teslimi yapmamaktadır. Müteahhit arsa sahibine inşaat yapım hizmeti vermekte, bu hizmetin karşılığında arsanın bir kısmını almaktadır. Bu hizmet ise genel oranda KDV’ne tabidir. Dolayısıyla hem müteahhit hem arsa sahibi aynı bedel üzerinden ve aynı oranda (yani %18) KDV hesaplayarak fatura düzenlemeli ve işin doğası gereği bu iki fatura KDV dahil tutarları itibariyle eşit olmalıdır.
Faturalaşmada KDV oranı açısından Maliye İdaresi’nin yönlendirmesine uyulacaksa, arsa sahibine verilecek bağımsız bölümlerin net 150 m2’nin altında konut olması halinde ortaya çıkacak KDV oran farklılığı nedeniyle cari hesap bakiyesi oluşacağı hesaba katılarak, arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin başlangıçta bu hususun dikkate alınması suretiyle düzenlenmesinde fayda vardır.

Kat karşılığı arsa tesliminde arsa sahibi açısından,vergiyi doğuran olayın ne zaman vuku bulacağı ve teslim olunan katların hangi maliyet esasına göre hesaplanacağı hk.

Kat karşılığı arsa tesliminde arsa sahibi açısından,vergiyi doğuran olayın ne zaman vuku bulacağı ve teslim olunan katların hangi maliyet esasına göre hesaplanacağı hk.

Tarih 17/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 37-1326
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı :B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 37-1326 17/08/2011

Konu : Kat karşılığı arsa tesliminde arsa sahibi açısından,vergiyi doğuran olayın ne zaman vuku bulacağı ve teslim olunan katların hangi maliyet esasına göre hesaplanacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, maliki bulunduğunuz gayrimenkulu (arsa) kat karşılığı olarak müteahhide verdiğinizi, ancak dairelerin henüz tamamlanmadığını ve ticari kazanç esaslarına göre mükellef olduğunuzu belirterek, kat karşılığı arsa tesliminde satış yapılması halinde vergiyi doğuran olayın hangi tarihte vuku bulacağı, maliyetin hangi esaslara göre hesaplanacağı ve tarafınıza arsa karşılığı teslimi öngörülen bağımsız bölümlerin kayıtlarınıza hangi tutar üzerinden intikalinin sağlanacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde edilen kazancın ticari kazanç sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 38 inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari Kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca ticari kazancın tespitine ilişkin Gelir Vergisi Kanununun 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasında; “Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.” parantez içi hükmü yer almaktadır.

Kanunda yer alan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, ticari kazancın tespitinde, dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır. Tahakkuk ise gelirin ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder.

Öte yandan, başkasının arsası üzerine inşaat yapanların arsa sahibine vermiş oldukları dairelerin inşası için yapmış oldukları harcamalarla, kendilerine ait daireler için yapmış oldukları harcamaların toplamı inşaat maliyetini verir. Müteahhide ait dairelerin maliyeti, toplam inşaat maliyetinin bu dairelere dağıtımı suretiyle bulunur. İnşaatın toplam maliyetinin arsa sahibine verilen dairelere isabet eden kısmı müteahhidin kendisine ait dairelerin arsa maliyetidir.

Bu itibarla, işletmeniz tarafından müteahhide verilen arsanızın üzerine yapılan dairelerin inşası tamamen bitirilmediği müddetçe inşaat maliyeti oluşmayacağından, inşaatın devamı sırasında yapılan satışlar karşılığında alınan tutarların avans olarak değerlendirilmesi ve söz konusu dairelerin teslim edildiği dönem kazancına dahil edilmesi gerekmektedir. Ancak, dairelerin tamamlanması ile ilgili muvazaalı bir durumun tespit edilmesi durumunda, gerekli cezai işlemlerin uygulanacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

ÇEK DEFTERLERİNİN BASKI ŞEKLİNE, BANKALARIN HAMİLE ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU MİKTAR İLE ÇEK DÜZENLEME VE ÇEK HESABI AÇMA YASAĞI KARARLARININ BİLDİRİLMESİNE VE DUYURULMASINA İLİŞKİN 2012

ÇEK DEFTERLERİNİN BASKI ŞEKLİNE, BANKALARIN HAMİLE ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ

OLDUĞU MİKTAR İLE ÇEK DÜZENLEME VE ÇEK HESABI AÇMA YASAĞI

KARARLARININ BİLDİRİLMESİNE VE DUYURULMASINA İLİŞKİN

TEBLİĞ (SAYI: 2010/2)’DE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SAYI: 2012/2)

MADDE 1 – 20/1/2010 tarihli ve 27468 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktar ile Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının Bildirilmesine ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğ (Sayı: 2010/2)’in 2 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Bu Tebliğ, 6273 sayılı Kanunla değişik 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun 2, 3, 5, 6, geçici 1 ve geçici 3 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki (ç) bendi eklenmiştir.

“c) Çek defterlerinin her yaprağına, çek numarası, çekin basıldığı tarih, çek hesap numarası, çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı, çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, çek hesabı sahibi tüzel kişinin adı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin Vergi Kimlik Numarası ile tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adı ve soyadının yazılmasına ve imzaya imkan verecek ibareler konulur.

ç) Çek yaprağında çekin basıldığı tarih, ay ibaresi yazıyla olacak biçimde gün, ay, yıl şeklinde yer alır.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin 5 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Çek Kanununun 5 ve 6 ncı maddeleri kapsamında verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı ile bu yasağın kaldırılmasına ilişkin kararlara ait bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi’ne elektronik ortamda bir hafta içinde bildirilir.

(2) Birinci fıkrada yer alan kararlara ilişkin bildirimlerde;

a) Kararın türü (çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı/çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması kararı),

b) Yargı merciinin adı,

c) Karar tarihi,

ç) Karar numarası,

d) Kararın kesinleşme tarihi,

e) Kararın esas tarihi ve numarası,

f) Dosya Türü (3-Mahkeme Esas, 4-Mahkeme Değişik İş, 16-Savcılık Soruşturma, 109-Savcılık Kabahat dosyalarını tanımlayan kodlar bulunmaktadır.)

g) Yasaklılık süresi,

ğ) Çek yasaklısı;

– Gerçek kişi ise Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası, adı ve soyadı, baba adı, anne adı, doğum yeri, doğum tarihi, nüfusa kayıtlı olduğu il/ilçe/mah./köy bilgileri,

– Tüzel kişi ise Vergi Kimlik Numarası ve unvanı,

yer alır.”

MADDE 4 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı yürütür.

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk. Tarih 09/12/2011-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

Başlık Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk.
Tarih 09/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KDV VE DİĞER VERGİLER GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714

09/12/2011

Konu

:

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, … Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı … ve … mahallelerindeki arsalar, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak, ilgili belediye başkanlığı tarafından, kooperatifinize konut yapılmak üzere tahsis edildiği ve bahse konu arsalar üzerine inşa edilen konutların ortaklara tapularının verildiği anlaşılmış olup, ancak konut yapımı gerçekleşmeyen üç adet arsanın ise 5656 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik ve yapılan sözleşme gereği … Büyükşehir Belediyesine iadesi gerektiği belirtilerek, tapuda yapılacak devir işleminde aranılacak harç miktarı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu hükmüne, 58 inci maddesinde de; tapu ve kadastro harçlarını Kanuna ekli tarifede belirtilen kişilerin; tarifede belirtilmeyen işlemlerde taraflar aksini kararlaştırmamış ise Kanunda (6) bent halinde sayılan kişilerin ödeyeceği hükmüne ve 59 uncu maddesinin (a) bendinde ise, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinlerinin harçtan müstesna olduğu, hükmüne yer verilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasında; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra veya şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu harcın oranı 29/12/2009 tarih ve 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere binde 16,5 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, Anayasanın 73 üncü maddesinde, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulup, değiştirilip veya kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre, tarafınıza … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmelik hükümlerine ve ilgili belediye başkanlığı ile yapmış olduğunuz sözleşme hükümlerine dayanılarak harca ilişkin muafiyet getirilemeyeceği tabidir.

Buna göre, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak kooperatifinize tahsis edilen taşınmazların … Büyükşehir Belediye Başkanlığına tapuda yapılacak devir ve tescil işleminde; ilgili belediye başkanlığından 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/a bendi gereğince harç aranılmaması, ancak kooperatifinizden aynı Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin 20/a fıkrası gereğince binde 16,5 oranında tapu harcı aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

Tarih 14/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72

14/09/2011

Konu

:

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

İlgi Özelge Talep Formu ile Başkanlığımız … Malmüdürlüğü’nün … vergi numarasında kayıtlı mükellef olduğunuzu; kooperatifinize 13.08.2010 tarihinde hidromek kırıcı iş makinası alındığını; iş makinası ile üyelerinize bedel karşılığında iş yapılacağını, üyelerinizin işi olmadığı zamanlarda ise üye olmayan kişi ve kurumlara bedel karşılığı iş yapılacağını belirterek; üye olmayanlara bedel karşılığı yapılan işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacağınız ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız durumunda sadece iş makinası gelirinden mi yoksa tüm kooperatif gelirinden oluşan kardan mı vergilendirilmeniz gerektiği, hususunda görüş talep etmektesiniz.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup; 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında; kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere,ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilciliklerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Tebliği’nin “4.13-Kooperatifler” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Bu hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinizin 13.08.2010 tarihinde aldığı hidromek kırıcı iş makinası ile üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara veya kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda üyelerinize bedel karşılığı hizmet verilmesi durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k bendindeki “sadece ortaklarla iş görülmesine” ilişkin muafiyet şartı ihlal edilmiş olacağından, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefi olması ve kooperatifiniz bünyesinde elde edilen kazançların kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kat Karşılığı İnşaat Yapan Konut Yapı Kooperatifinin Zarar Mahsubu

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

AYDIN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.09.15.01-2.2010.3/KVK.9.MD.-3

02/10/2010

Konu

:

Kat Karşılığı İnşaat Yapan Konut Yapı Kooperatifinin Zarar Mahsubu

İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince 01.01.2006 tarihi itibariyle … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından … vergi kimlik numarasında kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiğini; kooperatifinizce verilen 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait geçmiş yıl zararlarının yazılması nedeniyle, Vergi Dairesi Müdürlüğünce kurumlar vergisi mükellefiyetinizin bulunmadığı dönemlere ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmemesi gerektiği ifade edilerek düzeltme beyannamesi vermeniz gerektiği yönünde sözlü uyarıda bulunulduğunu; oysa ki kooperatifinizin 1996 yılında kurulduğunu ve 1996 – 2005 yılları arasında bir takım giderlerinin bulunduğunu; söz konusu giderlerin “geçmiş yıl zararı” olarak beyan edilmemesi durumunda ne şekilde işlem yapılacağı hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

Konu ile ilgili olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınan … tarih ve … sayılı yazı ve eklerin incelenmesinden; kooperatifinize …/…/1996 tarihinden itibaren stopaj gelir vergisi mükellefiyetinin tesis edildiği; … tarihli yoklama fişiyle kooperatifinizin kurulduğu tarihte gayri faal olduğu ve stopaja tabi bir ödemenin bulunmadığı; … tarihinde yapılan genel kurul toplantısında tasfiye kararı alındığı ancak kooperatifin tasfiye edilmeyerek … tarihinde arsa temin edip üye kaydı yaparak yeniden faal duruma geldiği; temin edilen arsanın … adına kayıtlı bulunması ve inşaat ruhsatının adı geçen şahıs adına düzenlenmiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2006 tarihi itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, gerek Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, gerekse 01.01.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince kooperatifler esas itibariyle kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmışlardır. Ancak kooperatifler sosyal amaçlı kurulan ve kendi ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini korumaya yönelik tüzel kişilikler olduğundan gerek Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, gerekse 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa hüküm konulmak suretiyle, kooperatiflerin belirli şartları taşımaları durumunda kurumlar vergisinden istisna tutulması sağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde; “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri.” hükmü yer almaktadır.

Kooperatiflerin amacı, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlamak olduğundan, üçüncü kişilere değil, kendi ortaklarına hizmet etmesi gerekmektedir. Yapı kooperatiflerinin kendi ortakları dışındaki kişilere ait inşaat yapmaları, kooperatifçilik temel amacından uzaklaşılarak bir ticaret şirketi hüviyetine bürünmelerine neden olacaktır. Bu nedenle yapı kooperatiflerinin ortaklarının sahip olacağı payın üzerinde konut üreterek, fazla üretilen konutları arsa sahibine vermeleri istisna için gerekli olan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartının ihlaline ve genel esaslara göre vergilendirilmelerine neden olacaktır.

Kaldı ki, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde, daha önce yürürlükte bulunan 5422 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin (16) numaralı bendinde bulunan şartlara ek olarak kooperatiflerin kuruluşundan inşaatın bitimine kadar yönetim ve denetim kurullarında görevli gerçek ve tüzelkişilerin inşaatın yapımında görev almamaları gerektiği, ayrıca yapı ruhsatı ve arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olma şartı getirilmiştir.

Bu hükümlere göre, kooperatifinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda muafiyet için belirtilen şartları taşımaması nedeniyle bina inşaat ruhsatı alarak faaliyete geçtiğiniz tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi işleminde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Öte yandan; aynı Kanunun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında; kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla zararların indirilebileceği; (a) bendinde ise, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre kurumlar vergisi mükellefiyetinizin başlangıç tarihi 2006 yılı olduğundan ve 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait herhangi bir beyanınız bulunmadığından,anılan yıllara ilişkin zararların mahsubuna kanunen imkan bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı V.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Konut yapı kooperatiflerinin KDV yönünden mükellefiyetlerinin silineceği, vergiye tabi işlem yapmadığı sürece de Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermeyeceği tabiidir

Konut yapı kooperatiflerinin KDV yönünden mükellefiyetlerinin silineceği, vergiye tabi işlem yapmadığı sürece de Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermeyeceği tabiidir.

Tarih 25/03/1999
Sayı B.07.0.GEL.0.52/5217-23/12184
Kapsam
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 25.03.1999
SAYI : B.07.0.GEL.0.52/5217-23/12184
KONU : Konut yapı kooperatiflerinin KDV
yönünden mükellefiyetleri hk.

ANKARA VALİLİĞİNE
(Defterdarlık: Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü)

İLGİ : 30.11.1998 tarih ve 11041 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızdan, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kooperatiflere uygulanan muafiyet hükümlerinden bahsedilerek, bu Kanuna göre muafiyetten faydalanamadığı için kurumlar vergisi mükellefi olan kooperatiflerin katma değer vergisi yönünden mükellef olup olmayacağı konusunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmıştır.

4369 sayılı Kanunun 60. Maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4. Maddesine eklenen (k) bendi hükmüne göre, konut yapı kooperatiflerinin inşa ettiği konutları üyelerine teslimi katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Sözü edilen istisna tüm konut yapı kooperatiflerinin konut teslimlerine münhasır olup, bu kooperatiflerin kurumlar vergisi istisnasından yararlanıp yararlanmaması, konut teslimlerinde katma değer vergisi istisnası uygulanmasını etkilememektedir.

Bu durumda, konut yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisi yönünden mükellef olup olmadıklarına bakılmaksızın, 69 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde açıklandığı gibi, vergiye tabi başka işlemlerinin bulunmaması şartıyla Temmuz, Ağustos ve Eylül 1998 dönemiyle ilgili Katma Değer Vergisi Beyannamesini verdikten sonra katma değer vergisi yönünden mükellefiyetlerinin silineceği, vergiye tabi işlem yapmadığı sürece de Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermeyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini ve konunun buna göre değerlendirilerek durumun adı geçen mükellefe bildirilmesini rica ederim.

Bakan a.
Daire Başkanı