Çıkarılma kararına karşı, Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemeye, bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz davası açılabilir. Öte yandan, itiraz davası ortağın lehine sonuçlanırsa, çıkarma kararı hiç alınmamış sayılır ve ortağın hak ve vecibeleri aynen devam eder. Dava ortak aleyhine sonuçlanırsa, ortak 15 gün içinde kararı Yargıtay’da temyiz edebilir.
Kooperatif Ortaklığından çıkarılma ,ihraç-Kemal OZMEN
Kooperatifler Kanunu, anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarmayı yasaklamıştır. Bu nedenle, çıkarılma sebebinin açık ve net bir şekilde anasözleşmede belirtilmesi zorunludur. Anasözleşmede sayılan nedenlerin dışında çıkarılma kararı alan yönetim kurulu üyeleri için cezai sorumluluk getirilmiştir (KK.Ek.m.2/2). Kooperatif türleri itibariyle Bakanlığımızca hazırlanan örnek anasözleşmelerde çıkarılma sebepleri açıkça gösterilmektedir. Kooperatiflerin türü, amacı ve çalışma konularına göre değişmekte olan çıkarılma nedenlerinin başında, ortağın parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve ortaklık şartlarının taşınmaması gelmektedir.
Kanuna göre ortaklıktan çıkarmaya esas itibariyle genel kurul yetkilidir. Bunun için yönetim kurulunun karar defteri üzerine çıkarma kararı alması, çıkarma hususunu genel kurul gündemine koyması ve genel kurulun da çıkarma kararı vermesi gerekir.
Ancak, anasözleşme ile çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere bu hususta yönetim kurulu da yetkili kılınabilmektedir.
Öte yandan, çıkarma kararı; genel kurulca verilmişse çıkarma kararı gerekçeleriyle birlikte genel kurul karar defterine; yönetim kurulunca verilmişse de aynı gerekçelerle yönetim kurulu karar defterine yazılır.
Kooperatif yetkililerince imzalanan çıkarma kararı, ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere verilerek, çıkarılan ortağa noter aracığıyla tebligat yapılması sağlanır. Kanunda bahsedilen 10 günlük süre ve notere tevdi ortaklıktan çıkarılmanın birer şekil şartı değildir. Kanunun 10 günlük süre ile amacı; çıkarılma işleminin bir an önce sonuçlandırılması, noter aracılığıyla tebliğindeki amacı ise tebliğin belgeli olarak kanıtlanabilmesidir. Bu itibarla, bu tebligatın taahhütlü mektupla ya da elden imza karşılığı yapılması da mümkündür. Ancak, noter aracılığıyla yapılan tebligatlar, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağından en emin tebligat şeklidir.
Ortaklıktan çıkarmaya yönetim kurulu karar vermiş ise ortak bu karara karşı, ya itiraz davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, yönetim kurulunun çıkarma kararının kaldırılması için genel kurula başvurabilir ya da doğrudan mahkemeye itiraz davası açabilir. Ancak, yönetim kurulunca verilen çıkarma kararına karşı hem genel kurula itiraz hakkı ve hem de mahkemeye itiraz davası açma hakkı birlikte kullanılamaz.
Çıkarılma kararının tebellüğ tarihinden itibaren ortağın 3 ay içinde genel kurula itiraz etmesi ya da dava açması gerekir. Bu 3 aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmezse çıkarılma kararı kesinleşir.
Bununla birlikte, kooperatif davalarında basit yargılama usulü uygulanır. Bu nedenle, itiraz davalarına ve bunlara ilişkin temyiz inceleme sürelerine “adli tatilde (01 Ağustos-05 Eylül)” de devam edilir (HUMK.m.176, 177); yani bu süre içinde de itiraz davası açılabilir ve 3 aylık hak düşürücü süre işler.
Ancak, ortaklıktan çıkarmaya ilişkin yönetim kurulu kararı veya genel kurul kararı batılsa, çıkarılma kararına karşı genel kurula itiraz veya iptal davası açılması herhangi bir süreye tabi değildir.
Genel kurula itiraz, çıkarma kararının yönetim kurulunca verilmesi halinde mümkündür. Ortak, yönetim kurulunun çıkarma kararına karşı itiraz davası açma yerine genel kurula itirazı tercih ederse, bu itirazını toplanacak ilk genel kurula sunmak üzere yönetim kuruluna noter aracılığıyla tebliğ ettireceği bir yazı ile yapması gerekir. Yönetim kurulunun çıkarma kararına karşı genel kurula itirazın esas itibariyle “noter” kanalıyla yapılması gerekmekle birlikte (KK.m.16), kooperatif yetkililerine elden imza karşılığı ya da iadeli taahhütlü mektupla yapılması da mümkündür.
Ortak, genel kurula itirazda bulunmuşsa, bu süreçte mahkemeye itiraz davası açamaz. Ancak, bu itirazı genel kurulda reddedilirse, yani genel kurul da yönetim kurulunun çıkarma kararını onaylarsa, genel kurulun bu kararına karşı itiraz davası açma hakkı saklıdır.
İtiraz davaları, ya yönetim kurulunun çıkarma kararı üzerine ve genel kurula itirazda bulunmadan ya da genel kurula yapılan itirazın reddedilmesi veya doğrudan doğruya genel kurulca ihraç kararının alınması durumunda açılabilir.
Çıkarılma kararına karşı, Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemeye, bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz davası açılabilir. Öte yandan, itiraz davası ortağın lehine sonuçlanırsa, çıkarma kararı hiç alınmamış sayılır ve ortağın hak ve vecibeleri aynen devam eder. Dava ortak aleyhine sonuçlanırsa, ortak 15 gün içinde kararı Yargıtay’da temyiz edebilir.
Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.
kooperatiften çıkmak-Kemal OZMEN
Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır (KK.m.10). Ortağa tanınan bu hak yönetim kurulu veya genel kurul kararıyla veyahut da kooperatif anasözleşmesine konulacak bir hükümle hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz.
Ancak, çıkma sonucu kooperatifin mevcudiyeti (mali durumu) tehlikeye düşecekse ayrılmak isteyen ortaktan kooperatifin belli bir tutarda tazminat isteneceği konusunda kooperatif anasözleşmesine hüküm konulabilir.
Diğer taraftan, ortaklıktan çıkma hakkının kullanılması, anasözleşmeyle en çok 5 yıl için sınırlandırılabilir.
Çıkış, ancak bir hesap yılı sonu için ve en az 6 ay önceden haber verilerek yapılır. Anasözleşmede daha kısa bir süre belirtilip hesap yılı içinde çıkışa izin verilebilir (KK. m. 12). Dolayısıyla, çıkış haberinin ne kadar süre önceden yapılması gerektiği konusunda kooperatif anasözleşmesine de bakılmalıdır.
Anasözleşmede belirlenen süre içinde yapılacak çıkış isteği, hesap senesi olarak takvim yılını kullanan kooperatifler için 31 Aralık günü gerçekleşmiş olacaktır. Ancak, ortaklıktan çıkmak için yönetim kurulunun istifayı kabul etmesi gerekir. Ortaklıktan çıkma hesap senesi sonunda gerçekleşeceğinden, istifa tarihinden hesap senesinin son gününe kadar ortaklık devam edecektir.
Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildirimin noter aracılığıyla kooperatife tebliğ edildiği tarih itibariyle çıkma gerçekleşmiş olur (KK.m.13). Bu tarih aynı zamanda, çıkan ortağın alacak ve haklarının ödenmesine ilişkin süreye, bunları isteyebileceğine ilişkin zamanaşımına (KK.m.17/2), ayrılmadan önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı sorumluluk zamanaşımına (KK.m.36/1) da başlangıç olması açısında oldukça önemlidir.
İstifa edildiğinin kanıtlanması açısından, istifa isteğinin yazılı olarak yapılması zorunluluğu doğmaktadır. İstifa istemi, elden imza karşılığı, taahhütlü mektupla veya noter aracılığıyla kooperatife bildirilebilir.
Kooperatiflerde ORTAKLIK SIFATININ KAYBEDİLMESİ, ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA ESASLARI VE İTİRAZ:-Kemal OZMEN
2. ORTAKLIK SIFATININ KAYBEDİLMESİ, ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA ESASLARI VE İTİRAZ:
Bir ortağın ortaklık sıfatı genel olarak; çıkma hakkını kullanarak kendi isteği üzerine ayrılmasıyla (KK.m.10), ortağın ölümü ile (KK.m.14/1), ortaklık payının başkasına devredilmesiyle (KK.m.14/3), ortaklık sıfatının bir görev veya hizmetin yerine getirilmesine bağlı olması halinde bu görev veya hizmetin sona ermesiyle (KK.m.15), parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucu ortaklıktan çıkarılmasıyla (KK.m.27) sona ermektedir.
Bunlara ilave olarak, kooperatif anasözleşmesinde açıkça gösterilecek başkaca sebeplerle de ortaklıktan ihracıyla ortaklık sona erdirilebilecektir.
Kooperatife ortak Olurken dikkat edilecek hususlar -Kemal OZMEN
1.4. Ortak olurken dikkat edilmesinde fayda görülen hususlar:
Bir kooperatife ortak olmadan önce, o kooperatifin durumu, yönetim kurulu üyelerinin kim olduğu ve mesleklerinin neler olduğu, gerekli bilgi ve beceriye sahip olup olmadıkları, kendilerine güven duyulup duyulmadığı gibi konularda araştırma yapılmasında yarar vardır.
Bu bağlamda, özellikle yapı kooperatiflerine ortak olurken aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi faydalı olacaktır.
• Kooperatife ortak olmak isteyen kişi, kooperatifin anasözleşmesini dikkatlice okumalı, hak ve ödevleri ile sorumluluklarının neler olduğunu iyi bilmelidir.
• Aylık aidatların sabit olduğu, hiç artmayacağı, ara ödeme olmayacağı, çok düşük aidatlarla iki-üç-dört sene gibi kısa bir sürede inşaatların bitirileceği şeklindeki sözlere, ilanlara hemen inanılmamalı, temkinli davranılmalıdır.
• Ödemeler kooperatif adına bankada açılmış hesaplara yatırılmalı ya da kooperatif yetkililerine kooperatif kaşesini ve ilgililerin imzasını taşıyan makbuz karşılığı ödeme yapılmalı, belgesiz ödeme yapılmamalı, yöneticiler adına açılan hesaplara para yatırılmamalıdır.
• Arsa alındığı söyleniyorsa, arsanın tapu devri ya da tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile alınıp alınmadığına, bu arsanın kooperatifin amacına uygun olup olmadığına bakılmalıdır.
• Ortak sayısının, genel kurulca belirlenen konut/işyeri sayısından fazla olup olmadığı araştırılmalıdır.
• İnşaata başlanılmış ise inşaat ruhsatının alınıp alınmadığı sorulmalı; inşaat seviyesi, mümkünse arsa alımı, inşaata yapılan harcamalar ve toplanan paralarla ilgili yönetim kurulundan bilgi edinmelidir.
• Ortaklığı devralınacak şahsın, kooperatifin ortağı olup olmadığı, kooperatife borcunun bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
• Ödenen aidat ve günün fiyat artışları da dikkate alınarak, inşaatın ne kadar sürede bitirilebileceği hususunda bir fikir edinilmelidir.
Yukarıdaki ve benzeri hususlarda iyi bir araştırma, inceleme yapılıp bilgi sahibi olunduktan sonra, ortak olmaya karar verilmelidir.
Kooperatife Miras yoluyla ortak olma:
1.2.4 Miras yoluyla ortak olma:
Ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Anasözleşme ile, ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir.
Kooperatifin anasözleşmesinde ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalabilceği hükmüne yer verilmişse, mirasçıların veraset ilamı getirmeleri ve ayrıca içlerinden birini temsilci tayin etmeleri gerekir.
Anasözleşmede ortaklığın mirasçılara geçebileceğine dair bir hüküm yoksa, mirasçıların ortak olarak kalmaları mümkün değildir.
Kooperatife Hisse devir almak suretiyle ortak olmak-Kemal OZMEN
1.2.3 Hisse devir almak suretiyle ortak olma:
Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması hâlinde, o kişiyi ortaklığa kabul etmek zorundadır (KK.m.14/2). Ancak, tarım satış kooperatiflerinde ortaklık payları (başka bir kooperatif ya da birlikle birleşme hali dışında) devredileyeceğinden, ortaklık devredilemez (4572 sayılı Kanun m.1/5).
Ortaklığın devri için de kooperatif yönetim kuruluna yazılı olarak başvurulmalıdır. Bu başvuru, devretmek isteyen ortak ile devralmak isteyen kişinin kooperatife ayrı ayrı verecekleri dilekçelerle olabileceği gibi, birlikte verecekleri dilekçe ile de olabilir.
İki taraf arasında yapılan devir sözleşmesi kooperatife bildirilmediği ve kooperatif yönetim kurulunca kabul edilmediği sürece hukuki bir değer taşımaz. Böyle bir sözleşme sadece devir etmek ve devralmak isteyen arasında kalmış bir işlemdir ve kooperatifi bağlamaz. Devir işlemi yönetim kurulu kararı ile hüküm ifade eder.
Kooperatifte ortaklık bir bütün olup, bütün hak ve vecibeleriyle devredilir ve devralınır. Ortaklığın kısmen devri mümkün değildir.
Devir bedeline kooperatifçe müdahale edilemez. Bu bedel devralan ile devreden arasında serbestçe kararlaştırılır.
.Kooperatife ortak olma şekilleri-Kemal OZMEN
1.2.Kooperatife ortak olma şekilleri:
Kişiler bir kooperatife şu şekillerde ortak olabilir:
– Bir kooperatif kurarak ortak olma (KK.m.1),
– Daha önce kurulmuş olan bir kooperatife sonradan ortak olma (KK.m.8),
– Ortaklardan birinin ortaklık payını devralmak suretiyle ortak olma (KK.m.14/3),
– Miras yoluyla ortak olma (KK.m.14/2),
– Taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortak olma (KK.m.15/2).
Kooperatif ortaklık sartlari -kemal özmen
1. ORTAKLIK SIFATININ KAZANILMASI
1.1 Ortaklık Şartları
a) Medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmak:
Medeni hakları kullanma ehliyeti (fiil ehliyeti); bir kimsenin bizzat kendi fiil ve işlemleriyle kendi lehine haklar, aleyhine borçlar yaratabilme iktidarıdır.
Fiil ehliyeti, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş olup, fiil ehliyeinin ikisi olumlu, birisi olumsuz olmak üzere üç şartı vardır. Olumlu şartlar, “ayırt etme gücüne sahip olmak” ve “ergin olmak”; olumsuz şart ise “kısıtlı olmamak” tır.
Tüzel kişilerde ise fiil ehliyeti, kanunen bulunması zorunlu organlarının tümünün mevcut olması halinde kazanılır.
b) Yazılı olarak kooperatif yönetim kuruluna başvurmak:
Kooperatife ortak olmak isteyen gerçek kişiler, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar (KK.m.8/1).
Ancak, başvurusu dilekçesine anasözleşme hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul edildiği yönünde bir ifadeyle yer verilmese de ortaklık için başvuran şahsın anasözleşme hükümlerini kabul ve tahahhüt ettiği; bu hükümleri bilmediğini ileri süremeyeceği kabul edilir.
Kooperatifler Kanununun 4. maddesiyle kooperatifin yükümlerinden dolayı ortakların sorumluluk durumu ve derecesine ilişkin hükümlerin anasözleşmeye konulması zorunlu tutulmuştur. Bu itibarla, kooperatif ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyorsa ortak olmak isteyen kişinin ortak olmak isteği, bu yükümlülükleri yazılı olarak kabul etmesi halinde değer taşır (KK.m.8/1). Bu yükümlülüklerin kabulü ayrı bir yazı ile yapılabileceği gibi ortak olmak için verilen başvuru dilekçesinde de belirtilebilir.
c) Kooperatif anasözleşmesinde aranan diğer şartları taşımak:
Kanundaki ortaklık şartlarına ek olarak, kooperatiflerin faaliyet türlerine göre anasözleşmelerinde ortaklık şartları belirlenebilmektedir.
Örnek olarak; motorlu taşıyıcılar kooperatifine ortak olmak için taşıyıcılığın bilfiil meslek edinilmesi ve motorlu araca sahip olunması şartları gereklidir. Bu şartlar, anasözleşmede aranan ilave şartlardır.
Bu tür kooperatiflere ortak olmak isteyenler, bu şartlara haiz olduklarını ilgili kurum ve kuruluşlardan alcakları belgeler ile ortaklık başvurusunda bulunabilecektir.
d) Ortaklık sıfatının kazanılması:
Yönetim kurulu ortak olmak için müracaat edenlerin ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırır. Ortaklık şartlarını taşıdığı belirlenen kişi, yönetim kurulunun karar vermesi halinde ortaklığa kabul edilir.
Kooperatife ortak olmak isteyenlerin ortaklığa kabulü için yönetim kurulunca karar alınır ve alınan bu karar kooperatifi temsile ve imzaya yetkili olanlar tarafından imzalanacak bir yazı ile ilgiliye duyurulur. Ortaklık sıfatı, kararın alındığı tarihten itibaren kazanılmış olur.
e) İstisnai Durum (Zımni ortaklık):
Ortaklığa kabul yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşmekle birlikte, bazen yönetim kurulu kararı alınmadığı veya ortaklığa başvuran kişinin yönetim kurulunca ortaklığa kabul edilmediği durumda kooperatif ile ortaklık için başvuruda bulunan şahıs arasında normal ortaklar gibi bir hukuki ilişki başlamışsa ortaklığın zımnen doğduğunu kabul etmek gerekir. Örneğin, ortaklığa başvuran kişinin genel kurul toplantısına çağrılması, banka hesabına yatırdığı aidatların kullanılması gibi … Keza, bu yönde yerleşmiş yargı içtihatları bulunmaktadır.
kooperatife ortak olmak
1. ORTAKLIK SIFATININ KAZANILMASI 3
1.1 Ortaklık Şartları 3
a) Medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmak 3
b) Yazılı olarak kooperatif yönetim kuruluna başvurmak 3
c) Kooperatif anasözleşmesinde aranan diğer şartları taşımak 3
d) Ortaklık sıfatının kazanılması 3
e) İstisnai Durum (Zımni ortaklık) 4
1.2. Kooperatife ortak olma şekilleri 4
1.2.1. Kurucu ortak olma 4
1.2.2. Kurulmuş olan bir kooperatife sonradan ortak olma 4
1.2.3. Hisse devir almak suretiyle ortak olma 4
1.2.4. Miras yoluyla ortak olma 5
1.2.5. Görev veya hizmet ya da taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortaklık 5
1.3. Yabancıların kooperatife ortak olup olamayacağı 5
1.4. Ortak olurken dikkat edilmesinde fayda görülen hususlar 5
Kooperatife nasil ortak olunur ?
1. ORTAKLIK SIFATININ KAZANILMASI 3
1.1 Ortaklık Şartları 3
a) Medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmak 3
b) Yazılı olarak kooperatif yönetim kuruluna başvurmak 3
c) Kooperatif anasözleşmesinde aranan diğer şartları taşımak 3
d) Ortaklık sıfatının kazanılması 3
e) İstisnai Durum (Zımni ortaklık) 4
1.2. Kooperatife ortak olma şekilleri 4
1.2.1. Kurucu ortak olma 4
1.2.2. Kurulmuş olan bir kooperatife sonradan ortak olma 4
1.2.3. Hisse devir almak suretiyle ortak olma 4
1.2.4. Miras yoluyla ortak olma 5
1.2.5. Görev veya hizmet ya da taşınmaz mal veya işletme karşılığı ortaklık 5
1.3. Yabancıların kooperatife ortak olup olamayacağı 5
1.4. Ortak olurken dikkat edilmesinde fayda görülen hususlar 5
kooperatif hisse devri gelir vergisi
Kooperatif hissesinin haczi caiz değildir
Kooperatif hissesinin haczi caiz değildir. Ancak kooperatifin tasfiyesi halinde borçlunun hissesi haczedilebilir. Bu nedenle, kooperatifin haciz ihbarnamesine itirazının kabulü gerekir.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1994/10506
K. 1994/10713
T. 19.9.1994
• KOOPERATİF HİSSESİNİN HACZİ ( Kooperatif Tasfiye Edilmeden Mümkün Olmaması )
• HACZEDİLEMEZLİK ( Kooperatif Hissesinin )
• HİSSE HACZİ ( Kooperatifin Tasfiyesinde )
1163/m.19
2004/m.89,338
ÖZET : Kooperatif hissesinin haczi caiz değildir. Ancak kooperatifin tasfiyesi halinde borçlunun hissesi haczedilebilir. Bu nedenle, kooperatifin haciz ihbarnamesine itirazının kabulü gerekir.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki 3. kişi kooperatif tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 29.7.1994 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayanılarak ihtiyati haciz kararı alınmış, … Toplu İşyeri Kooperatifindeki Borçlu S.A. hissesi için 3. kişi kooperatife 89/1. ihbarnamesi gönderilmiş, 3.11.1993 tarihinde tebliğ edilmiş Kooperatif Başkanı İcra Müdürlüğüne verdiği 3.11.1993 tarihli dilekçede ferdi mülkiyete geçilmediğini, kooperatif tasfiye edilmedikçe kooperatif hissesinin haczedilemeyeceğini ileri sürmüş, icra müdürlüğünce itiraz kabul edilmiştir. Alacaklı vekili 2.2.1994 tarihinde mercie başvurmuş, Kooperatifin haksız itirazının kaldırılması İİK`nun 338/1. maddesi gereğince kooperatif yetkililerinin cezalandırılmasını ve % 15`den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Alacaklının başvurusunun yasal dayanağı İİK`nun 89/4. maddesidir. Kooperatifler Kanunu`nun 19/son maddesi uyarınca kooperatif hissesinin haczi caiz değildir. Ancak kooperatifin tasfiyesi halinde borçlunun hissesi haczedilebilir. Mercice bu yön gözetilerek talebin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : 3. kişi Kooperatifin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.9.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kooperatif hissesi haciz işlemi
Kooperatifteki hisseye haciz gelir mı ?-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN
T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
Esas 2004 Karar
1276 6300
Y A R G I T A Y İ L A M I
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, alacaklı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin REDDİNE,
2-Borçlu Doğan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun 19/son maddesi hükmüne göre, kooperatif ortağının alacaklıları ancak, ortağın faiz ve gider paylaşımından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasından ona düşecek payı haczettirebilirler. Ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça ortağın kooperatif payının haczi mümkün değildir. Alacaklının kooperatif olması da sözü edilen yasal durumu değiştirmez. Kaldı ki, kooperatifin aidat ödenmediği taktirde kooperatif ortağı hakkında ortaklıktan çıkarılma yasal hakkı da bulunmaktadır.
Anılan husus, Yasanın emredici kuralından kaynaklandığından buna ilişkin şikayet süreye tabi değildir.
Mahkemece borçlu Doğan’ın da şikayetinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu Doğan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kooperatif hisse devri dilekçeleri
Kooperatif hisse devri -Kemal OZMEN
KOOPERATİF HİSSESİ SATIŞINDA GELİR VERGİSİ 1. GİRİŞ
Bu yazının konusunu kooperatif hissesi satışları sonucu ortaya çıkan değer artış kazancının gelir vergisi karşısındaki durumu oluşturmaktadır. Bilindiği üzere Kooperatifler Kanunu çerçevesinde faaliyet gösteren kooperatifler üretim ve tüketim kooperatifleri olarak iki ana faaliyet konusuna ayrılmaktadır. Üretim kooperatiflerinin hisse satışları yazımızın kapsamı dışında olup, sadece tüketim kooperatifi tiplerinden olan yapı kooperatiflerinde sahip olunan ortaklık paylarının satışından elde edilen değer artış kazancının gelir vergisi karşısındaki durumu ele alınmaktadır.
Özellikle Yapı kooperatiflerinde, kooperatif arsası üzerine uzun yıllar süresince amaca uygun olarak inşaatın yapılamamış olması nedeniyle ortaklar, kooperatifteki ortaklık paylarını elden çıkarmakta ve devretmektedirler. Gelir Vergisi Kanunu uyarınca bu şekilde ortaklık paylarının devredilmesi sonucu elde edilen kazançlar ise gelir vergisine tabi tutulmakta olup bu konu kanaatimizce üzerinde tartışılması gereken bir hususu oluşturmaktadır.
2. KOOPERATİF FAALİYETİNİN MAHİYETİ
Bilindiği üzere kooperatifler 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve öncesinde 5422 sayılı Mülga Kurumlar Vergisi Kanununda vergi mükellefleri arasında sayılmak suretiyle vergi mükellefiyeti ile ilgili hususlar, muafiyet ve istisna hükümleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Yalnızca ortaklar arasında faaliyette bulunan, ortak içi işlemler yapan kooperatifler kurumlar vergisinden muaf tutulurken, ortaklar dışında diğer kişilerle faaliyette bulunan kooperatifler ise ortak dışı işlemleri bakımından kurumlar vergisine tabi tutulmakta fakat bu kooperatiflerde de ortak içi işlemler dolayısıyla oluşan kazançlar vergiden istisna edilmektedir.
Yazının asıl konusunu oluşturan konut veya işyeri inşaatı amacıyla kurulmuş olan kooperatifler, Kooperatifler Kanunu çerçevesinde kurulmalarını izleyen süreçte üye kabulü ile faaliyetlerine başlamakta ve ilerleyen süreçte de duruma göre yeni üyelerin kabulü veya mevcut üyelerin ortaklık paylarını ve haklarını devretmeleri suretiyle faaliyetlerini devam ettirmeleri mümkün olabilmektedir. Kooperatiflerde ortakların üyelikten doğan hakları yönetim kurullarınca kendilerine verilen ortaklık pay senedi ya da ortaklık payı belgesi ile belgelendirilmektedir. Bu belge Kooperatifler Kanununda da belirtildiği üzere bir kıymetli evrak hükmünde değildir.
Kooperatif üyesi kişilerin, ana sözleşmeye uygun olarak, devir tarihinde herhangi bir borcu bulunmayan kooperatif ortaklık paylarını ve haklarını kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen niteliklere uygun bulunan diğer kişilere devretmesi halinde kooperatif yönetim kurulunun yeni üyeyi kabul etmeme ve üye kaydetmeme gibi bir yetkisi bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, bu şekildeki bir devrin söz konusu olması durumunda kooperatif yönetim kurulunun ortaklık payını devralan kişiyi üye olarak kaydını yapması ve üyelik haklarından yararlandırması yasal bir zorunluluktur.
Kooperatifin teslim ve hizmetlerinin Kurumlar Vergisi ve KDV açısından durumu hk
Başlık Kooperatifin teslim ve hizmetlerinin Kurumlar Vergisi ve KDV açısından durumu hk
.
Tarih 24/07/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.20.15.01-40-MUK-2010-184-452
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.20.15.01-40-MUK-2010-184-452
24/07/2012
Konu
:
Kurumlar vergisi ve kdv
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kooperatifinizin üyelerine yönelik bazı teslim ve hizmetlerin Kurumlar Vergisi ile Katma Değer Vergisi Kanunları karşısındaki durumu ile düzenlenecek belgeler konusundaki Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 inci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde ise, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, kooperatifler yukarıda belirtilen şartların tamamını taşımaları halinde kurumlar vergisinden muaf olacaklardır. Öte yandan, tarımsal kalkınma kooperatiflerinde esas amaç, ortaklarca üretilen ürünlerin kooperatif tarafından en elverişli koşullarda pazarlanarak, elde edilen kazancın ortaklara kooperatifte yaptıkları işlem oranında risturn olarak dağıtılmasıdır.
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde, muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş; “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde de, “Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir. Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.” açıklamasına yer verilmiştir.
Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için işlem, faaliyet amacına, diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olmalıdır ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir.
Ayrıca anılan Tebliğin, “4.13.1.4.1. Üretim kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı alt bölümünde, üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmalarının ortak dışı işlem sayılmadığı, ortaklardan alınan ürünlerin bir takım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılmasının ise ortak dışı işlem sayılacağı açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, Kooperatifinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartlar ile konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen şartları taşıması halinde kurumlar vergisi muafiyet hükmünden yararlandırılması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, Kooperatifinizce PTT acenteliği yapılması, sahip olunan gayrimenkullerin kiralanması vb. şekilde ortak dışı işlemlerin gerçekleştirilmesi halinde kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi, bu faaliyetlerden elde edilen gelirler de dahil olmak üzere tüm kazanç ve iratlarınızın kurum kazancı olarak beyan edilerek mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerin de yerine getirilmesi gerektiği tabiidir.
KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN :
KDV Kanununun;
– 1/1 maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
– 17/1-a maddesinde, genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların; ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden müstesna olduğu,
– 17/2-b maddesinde, tarımsal amaçlı kooperatiflere bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının katma değer vergisinden istisna tutulacağı,
– 17/4-b maddesinde, Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler ile aynı Kanunun 66 ıncı maddesine göre vergiden muaf olan serbest meslek erbabı tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden müstesna olacağı,
– 17/4-d maddesinde, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV den istisna tutulacağı,
– 17/4-h maddesinde, zirai amaçlı su teslimleri ve tarımsal kooperatifler ve çiftçi birliklerince yapılan arazi ıslahına ait hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu,
– 20 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını oluşturan bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,
– 24/b maddesinde ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıklarının katma değer vergisi matrahına dahil edileceği,
hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, KDV oranları, aynı Kanunun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
Buna göre;
1- Kooperatifinizin tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yapacağı ve yukarıda belirtilen teslim ve hizmetler KDV Kanununun 17/1-a maddesi, zirai amaçlı su teslimleri ile arazi ıslahına ait yapacağınız hizmetler ise aynı Kanunun 17/4-h maddesi uyarınca KDV’den istisna olacaktır.
2- “Kırsal Alanda Sosyal Riski Azaltma Projesi” kapsamında tarımsal amaçlı Kooperatifinizce üyelerinize yapılacak damızlık inek, koyun, keçi teslimi, KDV Kanununun 17/1-a maddesi hükmü uyarınca KDV den müstesna olup, bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olmayan her türlü yem ve veterinerlik ilaçlarının teslimi, traktör ile slaj, paket, çift ve ekim hizmetleri ise KDV Kanununun 1/1 inci maddesi hükmü uyarınca KDV ye tabi tutulacaktır.
Ayrıca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan veteriner ispençiyari ve tıbbi müstahzarlar (veteriner kozmetikleri hariç), bu ürünlerin terkibinde bulunan etkin maddelerin teslimi 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki II sayılı listenin 20, her türlü fenni karma yem teslimleri de aynı listenin 23 üncü sırası uyarınca % 8 oranında; traktör ile slaj, paket, çift ve ekim hizmetler ise genel ( % 18 ) oranda katma değer vergisine tabi olacaktır.
3- Kooperatifinize bedelsiz olarak yapılan her türlü teslim ve hizmetler KDV Kanununun 17/2-b maddesi; Kooperatifinizin gerçek usulde gelir vergisine tabi olmayan çiftçilerden yapmış olduğu mal ve hizmet alımları KDV Kanununun 17/4-b maddesi hükmü uyarınca KDV den müstesna olup, bunun dışında her türlü mal ve hizmet alımlarınızın genel esaslara göre KDV ne tabi tutulması gerekmektedir.
4- PTT acenta işleticisi olarak yapılan banka, sosyal sigortalar primi, elektrik tüketim bedeli telefon vb. tahsilatlara aracılık edilmesi hizmeti 1/1 inci maddesi uyarınca KDV ye tabi bulunmakta olup, bu hizmetlerinizin karşılığını teşkil eden komisyon tutarları üzerinden genel oranda (%18) katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
5- Kooperatifinize ait binanın bir bölümünün kiraya verilmesi de KDV ye tabidir.
VERGİ USUL YÖNÜNDEN :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde fatura ve fatura yerine geçen vesikalar ile bunları kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.
Aynı Kanunun 232 nci maddesinde birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek mecburiyetinde oldukları belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 234 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, Kooperatifinizin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyetinin tesisini gerektiren işlemler nedeniyle fatura düzenlemesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Evde yapılan bazlamaların satışından elde edilen kazancın esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.
Başlık Evde yapılan bazlamaların satışından elde edilen kazancın esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.
Tarih 09/05/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[9-12/53]]-555
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[9-12/53]]-555
09/05/2012
Konu
:
Evde yapılan bazlamaların satışından elde edilen kazancın esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, evde bazlama yapıp sattığınız belirtilerek, buradan elde ettiğiniz kazancın esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde, vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılmıştır.
Aynı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, “Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı nev’iden malları satanlar hariç).” hükmü yer almakta olup, maddenin mülga ikinci fıkrasından sonra gelen üçüncü fıkrasında, ticari, zirai veya mesleki kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tabi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacakları açıklanmış, son fıkrasında da “Bu muaflığın 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şumulü yoktur.” denilmiştir.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, 13 numaralı bendinde esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca);
…
c) Diğer mal alımları için % 5,
oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması hükme bağlanmıştır.
Buna göre, evinizde yapacağınız bazlamaların herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan tüketilecek nitelikteki gıda maddesi olması nedeniyle bu ürünleri sabit bir işyeri açmadan ve motorlu nakil vasıtaları kullanmadan gezici olarak satmanız halinde, Gelir Vergisi Kanununun 9/1 inci maddesi uyarınca esnaf muaflığından yararlanmanız mümkün bulunmakta olup, söz konusu ürünlerin 94 üncü maddede sayılan kişi veya kuruluşlara satılması durumunda, bu satış karşılığında yapılacak ödemeler üzerinden anılan maddenin (13/c) bendi gereğince % 5 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.
Kat karşılığı inşaat işinde Kurumlar Vergisi, KDV ve belge düzeni hk.
Başlık Kat karşılığı inşaat işinde Kurumlar Vergisi, KDV ve belge düzeni hk.
Tarih 02/08/2012
Sayı B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-24-55-8
Kapsam
T.C.
SİVAS VALİLİĞİ
Defterdarlık GELİR MÜDÜRLÜĞÜ
İVEDİ
Sayı
:
B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-24-55-8
02/08/2012
Konu
:
KDV
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, firmanız tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yapılacak inşaat işlerinde kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve belge düzeni uygulamasına ilişkin görüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 262 nci maddesinde maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği, 269 uncu maddesinde, iktisadi işletmelere dahil bulunan gayrimenkullerin maliyet bedeliyle değerleneceği ve 270 inci maddesinde de gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükelleflerin serbest oldukları hükmü yer almaktadır.
Mezkur Kanunun 267 nci maddesinde; “Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.
Emsal bedeli sıra ile aşağıdaki esaslara göre tayin olunur:
Birinci sıra: (Ortalama fiyat esası) aynı cins ve nevideki mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylarda satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef tarafından çıkarılacak olan “Ortalama satış fiyatı” ile hesaplanır. Bu esasın uygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedeli tayin olunacak her bir malın miktarına nazaran %25’ten az olmaması şarttır.
İkinci sıra: (Maliyet bedeli esası) Emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder.
Üçüncü sıra: (Takdir esası) Yukarıda yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak, dava açılması verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaz.
Emsal bedelinin mükellef tarafından bizzat hesaplandığı hallerde, bu hesaplara ait kayıt ve cetveller ispat edici kağıtlar olarak muhafaza edilir.
Yukarıdaki esaslarla mukayyet olmaksızın kaza mercilerinin re’sen biçtikleri değerler ile zirai kazanç ölçülerini tespit eden kararnamelerde yer alan unsurlar emsal bedeli yerine geçer.
Ücretle yapılan imalatta ücretin gerçek miktarının bilinmemesi veya doğru olarak tayin edilememesi hallerinde tespit edilecek emsal ücret de aynı esaslara göre tayin olunur.” Hükmü bulunmaktadır.
Genellikle kat/arsa karşılığı inşaatlarda;
– Kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine daire verilmesi durumunda karşılığı ayni olan bir taahhüt söz konusudur. Arsa sahibi arsasının bir kısmını müteahhide devretme, müteahhit ise bunun karşılığında inşa edeceği dairelerin bir kısmını arsa sahibine devretme taahhüdünde bulunmaktadır.
– Arsa sahibi, arsasının belli bir payını devretmiş olup, karşılığında müteahhidin verdiği dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Arsa payının bir kısmı ise arsa sahibinde kalmakta, bu kalan kısım da müteahhit tarafından kendisine verilen dairelerin arsa payına isabet etmektedir.
– Arsa sahibi ticari işletme ise, bu işlem sonucunda arsası aktifinden çıkmakta olup, bunun karşılığında dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Ticari işletmenin müteahhide devretmediği arsa payı, müteahhitçe verilen dairelere isabet ettiği için ticari işletme bu iktisadi kıymetleri kayıtlarına arsa payı dâhil olarak kaydetmelidir.
– Müteahhit ise, inşa ettiği dairelerden bir kısmını arsa sahibine vermekte olup, bunun karşılığında elde ettiği iktisadi kıymet ise müteahhidin arsa sahibinden devraldığı (müteahhide kalan dairelere isabet eden) arsa payıdır. Buna göre, arsa sahibine bırakılan dairelerin karşılığında müteahhit kendisinde kalan dairelere isabet eden arsa payını devralmaktadır. Diğer bir deyişle, müteahhit açısından arsa maliyet bedeli, arsa sahibine teslim edilen daire ve işyerlerinin inşaatı için yapılan harcamaların toplamını oluşturmakta olup, bu bedel inşaat maliyetinin de içerisinde yer almaktadır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar doğrultusunda;
– Şirketiniz tarafından kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine bırakılan daireler için, söz konusu dairelerin teslim edilmesinden (inşaatın tamamlanarak mülkiyetin alıcıya geçmesinden veya tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesinden) itibaren yedi gün içerisinde arsa sahibi adına Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesine göre tespit edilen emsal bedel üzerinden fatura düzenlemeniz,
– Şirketinize teslim edilen arsanın bir iktisadi işletmeye dâhil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, teslim edilen arsa için arsa sahibi tarafından, şirketinizce kendisine teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi,
– Arsa sahibinin gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde, arızi bir faaliyet olarak arsasını tarafınıza tesliminde, arsa sahibinin mükellef olmamasından dolayı şirketiniz tarafından arsa sahibi adına teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden gider pusulası düzenlenmesi,
-Tarafınıza kalan daireleri satmanız durumunda ise; tapuda tescil işleminin yapıldığı tarihten itibaren, tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesi durumunda, bu tarihten itibaren yedi gün içerisinde satış bedeli üzerinden fatura düzenlemeniz
gerekmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonundaki ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra,miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Söz konusu şirketin, arsa satın aldığı anonim ve limited şirketlerin gelir ve giderlerinin ilgili oldukları döneme ilişkin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
– 1/1 inci maddesine göre; Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
– 2/5 inci maddesinde trampanın iki ayrı teslim olduğu,
– 4/2 nci maddesinde, bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olduğu, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergiye tabi tutulacağı,
– 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin KDV’den müstesna olduğu ancak, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamı dışında olduğu,
– 27 nci maddesinde, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu
– 29/ 1-a maddesinde ise mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesapladıkları katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine yönelik kendilerine yapılan teslim ve hizmetlere ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,
hükme bağlanmıştır.
KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararname eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “Arsa Karşılığı İnşaat İşinde KDV Uygulaması” başlıklı (D) bölümünde; arsa karşılığı inşaat işinde iki ayrı teslimin olduğu, bunlardan birincisinin arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi; ikincisinin ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olmak üzere arsa sahibine yapılan konut veya işyeri teslimi olduğu, arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutat ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, konut veya işyeri karşılığı müteahhide yapılan bu arsa tesliminin KDV’ye tabi olduğu belirtilmiştir.
Buna göre;
1. Şirketiniz tarafından arsa karşılığında bağımsız bölüm tesliminde emsal bedel üzerinden fatura düzenlenerek, net alanı 150 m²’ye kadar olan konutlar için % 1, net alanı 150 m²’yi aşan konut ve sosyal tesisler ile arsa, arazi ve işyeri teslimleri için %18 oranında KDV hesaplanacaktır.
2. Arsa sahibi şirketler tarafından, Şirketinize yapılan arsa teslimleri genel oranda KDV’ye tabi olacaktır. Ancak, teslime konu arsalar, en az iki tam yıl süreyle satışı yapan şirketin aktifinde kayıtlı olması halinde (arsa sahibi şirketin faaliyet konusunda arsa alım-satım işleminin yer almaması ve bu işin ticaretini yapmaması şartıyla) Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında KDV’den istisna olacaktır.
Öte yandan, arsa teslimlerine ait yüklenilen KDV bulunması halinde ise bu KDV nin Kanunun 29 uncu maddesi uyarınca indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
Kooperatif genel kurul,kooperatif genel başvurusu ,kooperatif genel kurul evrakları ,kooperatif genel kurul çağrısı
KOOPERATİFLERİN DİKKATİNE
GENEL KURUL YAPMAK İÇİN YAPILAN MÜRACAATLARDA
GENEL KURULUN YAPILACAĞI YERİN;
MAHALLE, CADDE , SOKAK, İNA NUMARALARININ, YAZILMASINA…
GENEL KURUL YAPILACAK YERİN BELİRLENMESİNDE
İLETİŞİMİN SAĞLANABİLMESİ İÇİN
SABİT VE CEP TELEFON NUMARASI İLE
HABERLEŞECEK YETKİLİNİN İSMİNİN
TALEP YAZISINDA BELİRTİLMESİNE, DİKKAT EDİLMESİ ÖNEMLE RİCA OLUNUR
GENEL KURUL ÖNCESİ VE SONRASI
MÜDÜRLÜĞÜMÜZE VERİLECEK EVRAKLAR
GENEL KURUL ÖNCESİ;
1- Genel kurul için temsilci talebi dilekçesi (Genel kuruldan en az 15 gün önce)
2- Çağrı için alınan kararın örneği (Yönetim kurulunca aslı gibidir imzalı örneği)
3- Çağrıyı yapanların yetkili olduklarını gösterir belge veya gazete (Ticaret Sicil Müdürlüğünden)
4- Toplantı gündemi (Yönetim kurulunca aslı gibidir imzalı örneği)
5- Vezne alındısı makbuzu (Temsilci ücreti, hafta içi 36.50 TL,hafta sonu 73.00 TL’lik dekont aslı) (Defterdarlık Hızırbey vergi dairesi muhasebe müdürlüğüne yatırılacak.)
6- Sicil Tasdiknamesi, (Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınacak)
7- Yönetim kurulu yıllık çalışma raporu (Yönetim kurulunca imzalı)
8- Denetim kurulu raporu (Denetim kurulunca imzalı)
9- Kooperatifbilgi formu, (Yönetim kurulunca imzalı)
NOT : Toplantıya Müracaat dilekçesi ve ekleri Kooperatifler Kanununun 45. ve Anasözleşmenin 30.Maddesine istinaden toplantıdan 15 gün önceden İl Müdürlüğümüze teslim edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde müracaatlar kabul edilmeyecektir.
LÜTFEN BAŞVURU EVRAKLARINIZI KONTROL EDİNİZ
GENEL KURUL SONRASI;
1- Çağrı listesi (Genel Kurul tarihinden 32 gün önce ortaklara tebliğ (yönetim kurulunca imzalı liste)
2- Toplantı tutanağı aslı (Divan başkanı, katip üyeleri vebakanlık temsilci imzalı)
3- Hazirun cetveli (Yönetim kurulu, divan başkanı, katip üyeler ve bakanlık temsilcisi imzalı liste)
4- Bilanço ve gelir-gider cetveli (yönetim kurulunca imzalı )
5- Bilanço için 26.65 TL damga vergisi makbuzu aslı
6-Gelir gider tablosu 12.95 TL. damga vergisi makbuzu aslı (Kapanışlarda alınmayacak)
7- Yevmiye defterinin son kayıt ve noterce yapılan kapanış tasdikli sayfası, (Noter onaylı )
8- Kooperatif ve üst kuruluşları genel durum bildirim formu
GENEL DURUM BİLGİ FORMU
BİLGİ FORMU
MAL BİLDİRMİ FORMU
YAPI KOOPERATİFLERİ KURULUŞ İŞLEMLERİ
BAKANLIK TEMSİLCİSİ RAPORU
DENETLEME KURULU RAPORU
YÖNETİM KURULU YILLIK ÇALIŞMA RAPORU
VEKALETNAME