Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi ve belge düzeni.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1676

29/09/2011

Konu

:

Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi ve belge düzeni.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda site müdürü, güvenlik görevlisi ve temizlik hizmetlerinde çalışan personele ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna olup olmadığı ve vergiden muaf esnafa yapılan ödemelere ilişkin belge düzeni hakkında görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, aynı maddenin 4 üncü bendinde ise; Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38 inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş; 40 ıncı maddesinde ise “…Yönetici yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.

Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü yer almıştır.

Buna göre, yönetici ve denetçilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, kendisine yönetim planında ya da sözleşmede saptanan ücret ödemesinin, gerçek ücret olarak kabul edileceği doğaldır. Ancak, yönetici ve denetçilerin kat malikleri arasından seçilmesi halinde, bunlara sağlanan menfaatler, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukların külfeti ve bu görevin yerine getirilmesinde yapılması gerekli olan masrafların karşılığı niteliğinde olması nedeniyle, bunların vergilendirilmemesi gerekir. Yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, aynı kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “(3946 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle değişen madde. Yürürlük; 1/1/1994) Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın 1 inci bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde kimlerin tevkifat yapmaya mecbur oldukları sayılmış olup, aynı maddenin 13 üncü fıkrasında; “Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden,

d) Diğer Hizmet alımları için ( “a”, “b”, “c” alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) %10 vergi tevkifatı yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bununla birlikte, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Gider Pusulası” başlıklı 234 üncü maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, anılan site yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve deneticilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemelerin gerçek ücret olarak kabul edilmemesi nedeniyle gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaması gerekmekte olup, bu kişilere yönetim giderlerinin üzerinde bir ödeme yapılması durumunda ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirilmesi gerektiğinden bu tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

Ancak, kat malikleri dışından yönetici ve denetçi seçilmesi halinde ise, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Aynı Kanun’un müteferrik istisnaları düzenleyen bölümünün “Ücretlerde” başlıklı 23 üncü maddesinde; “(2361 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle değişen madde) Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);

…” hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre; ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

Buna göre, sitenizde çalıştırılan temizlik ve güvenlik görevlilerinin hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Ayrıca vergiden muaf esnafa yaptırılan işler için gider pusulası düzenlenmesi ve 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Konut yönetimi tarafından başkan, üye ve denetçilere yapılan ödemelerde tevkifat ve asgari geçim indirimi uygulaması

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[61-11/4]-989

11/11/2011

Konu

:

Konut yönetimi tarafından başkan, üye ve denetçilere yapılan ödemelerde tevkifat ve asgari geçim indirimi uygulaması

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; … Konut Yönetimi olarak, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile denetçilere ödenmesi kararlaştırılan huzur hakkı tutarlarından kesinti yapılıp yapılmayacağı ile söz konusu ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi durumunda birbirinden farklı statülerdeki üyeler için asgari geçim indirimi uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde;

“Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”

hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin 4 üncü bendinde ise; Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın birinci bendinde de; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, kişilerin bazı amaçlarla birleşerek meydana getirdikleri ve kendilerinden ayrı bağımsız bir şahsiyeti olan teşekküller genel olarak “sair kurum” olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre kurulan “Site Yöneticiliği”nin vergi tevkifatı yapma zorunluluğu bulunan kişi ve kurumların belirtildiği 94 üncü madde içeriğinde yer alan “sair kurum” olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38 inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş; 40 ıncı maddesinde ise;

“Yönetici yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.

Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.”

hükmü yer almıştır.

Buna göre, yönetici ve denetçilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, kendisine yönetim planında ya da sözleşmede saptanan ücret ödemesinin, gerçek ücret olarak kabul edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak, yönetici ve denetçilerin kat malikleri arasından seçilmesi halinde, bunlara yönetim giderlerine katılmaması şeklinde sağlanan menfaatler, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukların külfeti ve bu görevin yerine getirilmesinde yapılması gerekli olan masrafların karşılığı niteliğinde olması nedeniyle, bunların vergilendirilmemesi gerekmektedir. Kat malikleri arasından seçilen yöneticilere yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ise, fazla kısmın ücret olarak vergilendirilecektir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 32 nci maddesinde;

“Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır.

Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.

…”

hükmüne yer verilmiştir.

Asgari geçim indirimi uygulamasına ilişkin açıklamalar 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup, söz konusu Tebliğde; asgari geçim indirimi uygulamasından ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişilerin yararlanabilecekleri, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi kapsamında değerlendirilen ücret geliri elde edenlerin, örneğin sosyal güvenlik destekleme primi ödemek suretiyle çalışanlar ile kurumların yönetiminde görevli olanların da genel hükümlere göre asgari geçim indiriminden yararlanacakları, ücretlerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayanların asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanamayacakları, ayrıca birden fazla işverenden ücret alınması halinde (emekli maaşı hariç) asgari geçim indirimi uygulamasının en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirileceği belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yönetimini üstlendiği ve tevkifat uygulamasında “sair kurum” olarak değerlendirilen site yöneticiliklerine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve denetçilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemeler gerçek ücret olarak kabul edilmediğinden gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmayacak olup, gelir vergisi tevkifatına tabi olmayan bu ödemelere asgari geçim indiriminin de uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Ancak, aynı kişilere yönetim giderlerinin üzerinde bir ödeme yapılması durumunda fazladan yapılan ödemenin veya anılan kişilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde bu kişilere yapılan ödemenin tamamı ücret olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında gelir vergisi tevkifat yapılarak durumlarına göre asgari geçim indirimi uygulanması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

11 adet iş yeri bulunan 960 daireli sitede çalıştırılan, kaloriferci, elektrikçi,aşçı,bahçıvan,temizlik işçisi,güvenlik ve büro elemanlarına yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi hk.

Başlık 11 adet iş yeri bulunan 960 daireli sitede çalıştırılan, kaloriferci, elektrikçi,aşçı,bahçıvan,temizlik işçisi,güvenlik ve büro elemanlarına yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi hk.
Tarih 14/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 23-1999
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 23-1999

14/11/2011

Konu

:

11 adet iş yeri bulunan 960 daireli sitede çalıştırılan, kaloriferci, elektrikçi,aşçı,bahçıvan,temizlik işçisi,güvenlik ve büro elemanlarına yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 11 adet işyeri bulunan 20 blok 960 daireli sitenizde kaloriferci, elektrikçi, aşçı, bahçıvan, temizlikçi, güvenlik görevlisi olarak 16 kişi, büro elemanı olarak 2 kişi olmak üzere toplam 18 kişi çalıştırdığınız belirtilerek, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinin gelir vergisi tevkifatına tabi olup olmadığı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” denilmiş olup aynı maddenin dördüncü bendinde, yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde ise hizmetçilere ödenen ücretlerin istisna kapsamında olduğu belirtildikten sonra hizmetçinin tanımı yapılmıştır.

Bu tanıma göre;

-hizmetin özel fertler tarafından verilmesi,

-hizmetin ev, bahçe, apartman gibi ticaret mahalli olmayan yerlerde verilmesi,

-orta hizmetçilik, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi (Mürebbiyeler hariç) özel hizmetlerde çalıştırılması

gerekmektedir.

Öte taraftan Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar ile vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratlar sayılmış ve (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, 20 bloklu 960 daireli sitenin bağımsız bölümlerinden sadece 11 tanesinin iş yeri mahiyetinde bulunması söz konusu siteyi ticaret mahalline dönüştürmeyeceğinden, gerçek veya tüzel kişiye hizmet akdi ile bağlı olmaksızın, ticaret mahalli olmayan sitede çalıştırılan bahçıvan ve kaloriferciye yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (6) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden müstesna tutulması; elektrikçi, temizlikçi, aşçı, güvenlik ve büro işlerinde çalıştırılanların ise hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.-2012-

Başlık Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 05/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121

05/12/2011

Konu

:

Gelir Vergisi Tevkifatı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin sahip olduğu dükkanlardan elde ettiği kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinde; “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veyahesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:

a)….

b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.

….” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı 15.3.2.1. bölümünde;

– Bu Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı,

– 01.01.2007 tarihinden itibaren 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacağı,

– Söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türü, mükellef veya muaf olup olmamasının bir önemi bulunmadığı

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu tevkifat oranı, 03.02.2009 tarih ve 27130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/14594 sayılı B.K.K. ile % 20 olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; Türkiye’de ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi bulunduğu hükmü ile aynı fıkranın (3/f) bendinde ise Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinin konusuna girdiği hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerdenve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) geçmesi veya bedeli 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinize ait dükkanlar dolayısıyla kooperatifinize yapılan kira ödemeleri için fatura düzenlenmesi, kooperatifiniz tarafından kiracılar adına düzenlenecek bu faturalarda kira bedeli üzerinden genel oranda (% 18) katma değer vergisi hesaplanması ve kiracıların vergi tevkifatı yapmakla yükümlü bulunması halinde söz konusu kira bedelleri (KDV hariç) üzerinden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fırkasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti

Başlık Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti hk.
Tarih 03/01/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/16]-10
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/16]-10

03/01/2012

Konu

:

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin arsa tapusuna belli bir hisse ile sahip olduğu, henüz inşaata başlamadığı belirtilerek, kurumlar vergisi mükellefiyetiniz hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf oldukları hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.” ve “4.13.2.” bölümlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde, “…..Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz eklerinin incelenmesi neticesinde; arsa tapusuna belli bir hisse ile (1817197/1985200) sahip olunduğu, inşaata başlanmadığı, yapı ruhsatının alınmadığı ve kat karşılığı sözleşmenin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca, kooperatifinizin henüz inşaat aşamasına gelmemiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı muafiyet şartları arasında yer alan yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şartı aranmayacak olup anılan maddedeki diğer şartları da taşımanız kaydıyla arsa tapusunun hisseli olması kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanıza engel teşkil etmeyecektir.

Ancak, inşaat aşamasına gelinmesi durumunda arsa tapusunun ve yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şart olup bu aşamada arsa tapusu ve/veya yapı ruhsatının belli bir hisse ile adınıza tescil edilmiş olması durumunda ise kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

FERDİ MÜLKİYETE GEÇMEYEN KOOPERATİF BİNALARINDA MÜKELLEFİYET -emlak vergisi 2012

FERDİ MÜLKİYETE GEÇMEYEN KOOPERATİF BİNALARINDA MÜKELLEFİYET

Kooperatif tüzel kişiliğine ait bir arsa üzerine kooperatifçe yaptırılan binanın mülkiyeti kooperatife ait olur. İnşaatın tamamlanması sonucu, noterde ya da ortakların kendi aralarında çektikleri kura sonucu, evlerin ya da diğer bağımsız bölümlerin, ferdi mülkiyete geçilmeksizin (yani herkese ayrı ayrı tapusu verilmeksizin) kooperatif ortaklarına verilmesi halinde, emlak vergisi mükellefi yine kooperatif tüzel kişiliği olur. Emlak vergisi bildirimi de kooperatif tüzel kişiliği tarafından verilir.

İnşaatın tamamlanmasıyla, noterde ya da ortakların kendi aralarında çektikleri kura sonucu, evlerin dağıtımının yapılıp, herkese ayrı ayrı tapuların verilmesi ile yani ferdi mülkiyete geçilmesi ile kooperatif üyesi yönünden, emlak vergisi bildirimi vermeyi gerektiren durum ortaya çıkar.

Site Yonetim plani nedir ?

Yönetim planı nedir?
Yönetim planı; Anagayrimenkulün, yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini yönetici ve deneticilerin alacakları ücretleri, yönetime ve paylaşıma ait diğer hususları düzenleyen ve bütün kat maliklerini bağlayan özel sözleşme hükmünde tapuda tescil edilmiş bir belgedir.
Yönetim planları kanunlara aykırı olamayacağı gibi yönetim planında belirtilmemiş hususlarda Kat Mülkiyeti Kanunu ve Kat mülkiyeti hukuku’na mebde teşkil eden diğer genel hükümlere göre karara bağlanır.
1.Yönetim planı ne zaman yapılır?
Kat mülkiyeti veya Kat irtifakı tesis edilirken.
2.Yönetim planını kimler imzalar?
Maliklerin tümü, ortak mülkiyetlerde her ortak ayrı ayrı.
3.Yönetim planı sonradan değiştirilebilir mi?
Kat maliklerinin 4/5 çoğunluğu ile değiştirilebilinir.

Kooperatif yonetimi tarafindan OCAK ayi sonuna kadar yevmiye defterinin son kaydina noter tarafindan gorulmustur yapilmamasi-2012

Cumhuriyet Savcılığı Ön Ödeme Bürosunca, kooperatifin yönetim kurulu üyesi olan beş kişiye ayrı ayrı ve her yıl başına 6762 SK. 67/3 maddesi uyarınca, 450 tl. para cezası kesilerek 10 gün içinde ödenmesi aksi halde haklarında kamu davası açılacağı TCK 75. maddesince tebliğ edilmiştir.

6762 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU’nun beşinci faslındaki Ticari Defterler le ilgili
Mesuliyet kenar başlıklı 67/2. “66 ncı maddenin birinci fıkrasının 1 ila 3 üncü bentlerinde sayılan defterleri tutma mükellefiyetini hiç veya kanuna uygun şekilde yerine getirmeyip de ikinci fıkraya göre mesul olanlar üç milyon liradan otuz milyon liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır. Defterlerin kanuna uygun şekilde tutulmaması halinde,bunları tutmakla vazifelendirilmiş olan kimseler dahi aynı cezaya mahküm edilirler. Diğer kanunlarda bulunan cezai hükümler mahfuzdur. (1)” hükmündedir.

İctihadli, Uygulamalı ,Anlatimli Kooperatifler-Yazar Kemal OZMEN

20120205-094836.jpg

Kemal Ozmen’in ikitelli Osb dergisinde yayinlanan makalesi

20120205-085018.jpg

Kemal Ozmen

20120205-075712.jpg

Kooperatiflerde hakedis odemelerinde teminat iadesi

29.09.2008 T., 27012 sayılı R.G.de yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmelik:

Hakedişten kesinti ve mahsup
m.6: “İdarece işverenlerin hakedişleri, Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenir.

İdare, işverene yapacağı her hakediş ödemesinden önce, işverenin ve varsa alt işverenlerinin Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarının olup olmadığını, üniteden yazı ile sorar. Ünitece, işverenin ve varsa alt işverenlerinin muaccel borcunun bulunmadığı hususu idareye bir aylık süre içinde yazı ile bildirilir. Yazı ile bildirilmediği sürece, idare tarafından işverene hakediş ödenmez.

İdare, yaptığı ihaleler sonucunda işverene ödeyeceği her hakediş ödemesinden önce işverenin ve varsa alt işverenlerinin Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarının bulunup bulunmadığı hususunda sorgulama yapabilmek için Kuruma yetki başvurusunda bulunabilir. Kurumca bu başvurunun uygun görülmesi halinde idarece, işverene yapılacak her hakediş ödemesinden önce elektronik ortamda işverenin ve varsa alt işverenlerinin Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan muaccel borçlarının bulunup bulunmadığı hususunda sorgulama yapılır. İşveren ve varsa alt işverenlerin Kuruma borcu yoksa, ayrıca Kuruma yazı ile sorulmaksızın hakediş ödemesi yapılır…”

Kesin Teminatın İadesi:
m.7: “İşveren tarafından, idareye ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borcunun bulunmadığına dair ilişiksizlik belgesi ibraz edilmedikçe işverene ait kesin teminat iade edilmez.

İdareye ihale konusu işle ilgili olarak işveren tarafından, borcunun bulunmadığına dair ilişiksizlik belgesinin ibraz edilmemesi halinde, idare, kesin teminatın mevzuatına göre kısmen veya tamamen iadesi imkanının başladığı tarihten itibaren onbeş gün içinde durumu ilgili üniteye yazı ile bildirerek, işverenin Kuruma ihale konusu işin yapıldığı süreye ilişkin borcunun olup olmadığını sorar.

Ünitece, ihale konusu işle ilgili olarak yapılacak araştırma işlemi sonucunda, yeterli işçilik bildirilmiş olduğunun ve işi üstlenenin ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının anlaşılması halinde, ilişiksizlik belgesi düzenlenir. Yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması halinde, fark işçilik miktarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, faaliyet süresinin son ayına maledilir. Bu suretle tahakkuk ettirilen prim tutarı, gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmek üzere işverene tebliğ olunur. Ünitece hesaplanan borcun yapılan tebligata rağmen ödenmeyeceğinin bildirilmesi veya tebligatta belirtilen süre içerisinde cevap verilmemesi halinde, ünite, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarının tespiti amacıyla, ihale konusu işin hakediş tutarını dikkate alarak durumu, incelenmek üzere Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu servisine ya da Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının ilgili birimine intikal ettirir…”

4735 S.K.
Kesin teminat ve ek kesin teminatların geri verilmesi
m.13: “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların;

a) Yapım işlerinde; varsa eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından sonra yarısı, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanı,

b) Yapım işleri dışındaki işlerde Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra; alınan mal veya yapılan iş için bir garanti süresi öngörülmesi halinde yarısı, garanti süresi dolduktan sonra kalanı, garanti süresi öngörülmeyen hallerde ise tamamı,

Yükleniciye iade edilir…”

İlişiksizlik belgesi, ihale sözleşmesine konu tahhüt tamamlandıktan/iş bittikten sonra sunulan yazıdır; hakediş ödemeleri, iş devam ederken (genelde aylık) kararlaştırılan periyotlarla yükleniciye ödenir ve her ödeme öncesi ilişiksizlik belgesi sunulması gibi bir yüküm söz konusu değildir.

Sn Av. Nevra Oksuz yazisidir

İctihadli, Uygulamalı ,Anlatimli Kooperatifler-Yazar Kemal OZMEN

20120203-083354.jpg

Kemal Özmen’in son kitabı Kooperatiflerde Genel Kurul İşlemleri -2012

20120203-083030.jpg

KOOPERATİFE ORTAK OLMADAN YAPILACAK İNCELEMELER VE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

KOOPERATİFE ORTAK OLMADAN
YAPILACAK İNCELEMELER VE DİKKAT
EDİLECEK HUSUSLAR

6. Arsa alındığı söyleniyorsa, arsanın tapu devri yada tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile alınıp alınmadığına (KK.m. 59, f. 4),bu arsanın kooperatifin amacına uygun olup olmadığına, (KK.m. 59. f. 5) bakılmalıdır.

7. İnşaata başlandı ise belediyeden ruhsat alınıp alınmadığını,

8. Kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak, konut ve iş yeri sayısının Genel Kurul kararıyla tespit edilip edilmediğini,

9. Konut ve işyeri sayısının üzerinde ortak bulunup bulunmadığını,

10. Ortaklık payı devir yoluyla değil de doğrudan kooperatiften alınacaksa, boş konut ve işyerinin bulunup bulunmadığını bugüne kadar diğer ortakların yaptığı ödeme miktarını bu miktarın üzerinde bir para talep edilmesi halinde konuya ilişkin Genel Kurul kararının bulunup bulunmadığının,

Yükleniyor…

11.Kooperatif ortaklığı bir kimseden devranılacaksa, bu kişinin halen kooperatifin ortağı olup olmadığını yoksa kooperatife borcu bulunup bulunmadığını,

12.Kooperatifin ortak kaydetmek amacı ile yaptığı ilan, reklam ve açıklamaların eksik,gerçeğe aykırı yanıltıcı bilgi ve unsurları taşıyıp taşımadığını,

13.Kooperatife ortak olmak istenilen tarihte inşaata başlandı ise inşaatların hangi seviyede olduğunu,
14. Kooperatif tarafından istenen taksit ara ödemelerin ne olduğunu ve inşaatların tamamlanması için ne kadar paraya daha ihtiyacı olduğunu ve bunun kaç yıl içerisinde isteneceğini, diğer bir ifadeyle inşaatın ne zaman bitirileceğinin planlandığını,

15. Aylık aidatların sabit olduğu, hiç artmayacağı, ara ödeme olmayacağı, iki üç dört sene gibi bir sürede inşaatların bitirileceği gibi sözlere, ilanlara kesinlikle kuşkuyla yaklaşılmalıdır. Çünkü,aylık aidatlar ve ara ödemeler her yıl yapılan Genel Kurulda belirlenmekte, fazla olan ve düzenli ödenen aidatlarla inşaat daha hızlı yürümekte, aksi halde yavaşlamaktadır. İnşaatların bitirilmesi süresi aidatlarla ters orantılıdır.Aidatlar fazla olduğu müddetçe inşaatların bitirilme süresi de azalmaktadır. İyi incelemek gerekir ve bu şartlar ve durumlar olumlu ise üye olmak gerekir.

YAPI KOOPERATİFLERİ VE ÜST KURULUŞLARININ GENEL KURUL TOPLANTILARINDA BAKANLIK TEMSİLCİSİ GÖREVLENDİRİLMESİ

A) YAPI KOOPERATİFLERİ VE ÜST KURULUŞLARININ GENEL KURUL TOPLANTILARINDA BAKANLIK TEMSİLCİSİ GÖREVLENDİRİLMESİ

1) Yapı kooperatifleri ve üst kuruluşlarınca, genel kurul toplantıları için Bakanlık Temsilcisi görevlendirilmesi isteminde bulunulması zorunludur. Başvuru sırasında kullanılacak yazı örneği EK-1’de yer almakta olup, başvuru ile birlikte;

– Çağrı için alınan kararın örneği (yönetim kurulu, denetim kurulu veya tasfiye memurları, üst birlik yönetim kurulu kararı ya da kesinleşme şerhli mahkeme kararı),
– Çağrıyı yapanların yetkili olduklarını gösteren belge (Başvuru sahipleri, ticaret sicil memurluğundan kooperatifi temsile yetkili son yönetim kurulu üyeleri olduklarını gösterir yazı alacaklardır. Ticaret sicil memurluklarınca verilecek bu yazıda, başvuru sahiplerinin kooperatifin temsili konusunda yetkili oldukları, yetkilerinin başlangıç tarihi, yetki süreleri dolmuşsa yetkinin bitiş tarihi vb. hususlara yer vereceklerdir. Azlık tarafından çağrı yapılmakta ise çağrı iznini veren kesinleşme şerhli mahkeme kararı),
– Toplantı gündemi,
– Vezne alındısı,

genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce İl Müdürlüğüne teslim edilmesi gerekmektedir.
(NOT: Yazı ekinde yer alacak “vezne alındısı” için Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğüne başvurulacaktır.)

Diğer yandan, Kooperatifler Kanununun 47 nci maddesine göre yapılan genel kurul toplantıları için de Bakanlık Temsilcisi görevlendirilmesi hususunda başvuruda bulunulması zorunlu olup, bu tip toplantılar için yapılacak başvurularda yukarıda belirtilen 15 günlük süre şartı aranmayacaktır.Ancak bu durumda yönetim kurulu kararı alınması ve müracaat dilekçesinde Genel Kurul Toplantısının 47. maddeye göre yapılacağı hususunun belirtilmesi gerekmektedir.

2) Genel kurul toplantılarını üç yıl üst üste yapmayarak kanunen dağılmış sayılan kooperatiflerin veya üst kuruluşlarının genel kurul toplantısı için Bakanlık Temsilcisi müracaatında bulunmaları halinde, toplantı gündeminde münhasıran tasfiye kararı alınması yönünde madde bulunması zorunludur. Söz konusu durumu içeren bir gündem maddesi yoksa temsilci görevlendirilmeyecek, ancak faaliyetlerinin devam ettiğine dair mahkemece verilmiş karar bulunması halinde temsilci görevlendirilebilecektir.

3) Genel kurul toplantı tutanağının, toplantının yapıldığı yerde yazılıp imzalanması zorunlu olup tutanağın toplantı yerinde, genel kurul divanınca düzgün ve okunaklı biçimde yazılacaktır. (Mümkünse bilgisayar ortamında)

4) Yanlış yazılan kelime, rakam ve satırlar karalanmamalı, okunacak biçimde ortasından tek çizgiyle iptal edilmeli, yanına parantez içinde (çizildi) denilerek doğrusu yazılmalıdır. Ay adları, bir ve iki basamaklı sayılar, rakamla değil yazıyla yazılmalı; tutanakta sonradan ilaveler yapılmasına imkân verebilecek boşluklar olmamalı ve çıkıntı yapılmamalıdır. Tutanağın başlangıç kısmına, genel kurul toplantısının başlama saati ve tutanağın son kısmına da genel kurul toplantısının bitiş saati mutlaka yazdırılmalıdır.Toplantı tutanağı EK-3’de yer alan formata uygun olarak hazırlanmalıdır.

5) Tutanağın giriş bölümü, her bir gündem maddesine ilişkin genel kurul kararı, tutanağın bitiş bölümü, sırasıyla genel kurulca görüşülüp belirlendikçe, genel kurul başkanınca katiplere yüksek sesle okutularak yazdırılacak, biri yazdırılıp bitirilmedikçe sonraki bölüm ya da gündem maddesinin görüşülmesine geçilmeyecektir.

6) Toplantı sonrasında, gündem, gazete ilanı (varsa), taahhütlü davet mektubu listesi ve/veya elden imza karşılığı teslim listesi, toplantı tutanağı, yönetim kurulu faaliyet raporu, denetim kurulu raporu, ortaklar listesi, bilanço, gelir-gider tablosu, genel durum bildirim formu ve gelir-gider tablosunun düzenlendiği hesap dönemine ilişkin yevmiye defterinin son kayıt ve noterce yapılan kapanış tasdikini içeren sayfasının fotokopisi, birer adet olmak üzere, Bakanlık temsilcisine teslim edilecektir.

7) Yönetim kurulunca hazırlanacak yıllık çalışma raporları ile denetim kurulunca hazırlanacak raporların, 11.06.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazetede Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanan “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” ile “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekmekte olup, bu Tebliğlerdeki esaslara uygun olarak düzenlenmeyen raporlar genel kurulda görüşülemeyecek ve kabul edilemeyecektir.
Tebliğ hükümlerine uygun olmayan, bir iki cümle ya da paragraftan ibaret genel ve soyut bilgiler ihtiva eden raporlarla ilgili olarak, Kooperatifler Kanununun 86 ncı maddesinin beşinci fıkrası hükmüne uygun olarak görevli ve yetkili merci olan Bakanlığımızın yürürlüğe koyduğu düzenlemeye aykırı olduğu kabul edilerek, görevli Bakanlık Temsilcilerince toplantı tutanağına gerekli şerhler düşülecektir.
Ayrıca, yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının söz konusu Tebliğ hükümlerine uygun olmaması nedeniyle görüşülememesi, yönetim ve denetim kurullarının ibra edilmedikleri anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, bu durumda ibraya ilişkin menfi veya müspet bir genel kurul kararının varlığı söz konusu olmayacağından, mevcut yönetim ve denetim kurulu üyelerinin aynı organlara tekrar seçilmeleri de mümkün bulunmaktadır.

8) Yevmiye defterinin son kaydı ve noterce yapılan kapanış tasdikinin fotokopisinin tetkikinde, Türk Ticaret Kanununun 70/son maddesine uygun olarak ilgili dönem yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin bulunmadığının tespiti halinde, Türk Ticaret Kanununun 67. maddesi hükmü gereğince ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır.

EKLER:
EK-1) Başvuru sırasında kullanılacak yazı örneği (1 sayfa)
EK-2) Temsilci görevlendirilmesi bildirim yazısı (1 sayfa)
EK-3) Genel kurul toplantı tutanağı formatı (2 sayfa)
EK-4) Genel kurul toplantısı yapacak kooperatif ve üst kuruluş tarafından doldurularak
Bakanlık Temsilcisine verilecek form (1 sayfa)
EK-5) Yönetim Kurulu yıllık çalışma raporu (11.06.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Kooperatifler Ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul Ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” hükümlerine uygun)
EK-6) Denetim Kurulu raporu (11.06.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Kooperatifler Ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul Ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” hükümlerine uygun)
EK-7) Bakanlık Temsilcisi raporu (1 sayfa)
EK-8) Kooperatif ve üst kuruluşları genel durum bildirim formu (2 sayfa)
EK-9) Hazirun Cetveli Örneği (1 sayfa)
EK-10) Mal Durumu bildirim formu (2 sayfa)

Sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle alınan ceza ve tazminat

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-315

13/07/2011

Konu

:

Sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle alınan ceza ve tazminat

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ticari imtiyaz sözleşme hükümlerine istinaden tahsil ettiğiniz ceza ve tazminat bedelleri üzerinden katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda görüş istenilmektedir.

KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre verginin konusunu, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler oluşturmaktadır.

Bu itibarla, sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle kesilen ceza bedelleri herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV nin konusuna girmemektedir.

Dolayısıyla, ticari imtiyaz sözleşme hükümlerine istinaden tahsil ettiğiniz ancak bir teslim veya hizmetin karşılığı olmayan ceza ve tazminat bedelleri üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yapı ruhsatı ve arsa tapusu kooperatif adına olan, inşaat yapı ruhsatında 16 adet bağımsız bölümden oluşan ve inşaatının % 60\’ı tamamlanan taşınmaz tesliminde KDV oranı

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:31/01/2012
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Yapı ruhsatı ve arsa tapusu kooperatif adına olan, inşaat yapı ruhsatında 16 adet bağımsız bölümden oluşan ve inşaatının % 60\’ı tamamlanan taşınmaz tesliminde KDV oranı hk.
Tarih 13/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.38.15.01-KDV-20-869-66
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.38.15.01-KDV-20-869-66

13/07/2011

Konu

:

Yapı ruhsatı ve arsa tapusu kooperatif adına olan, inşaat yapı ruhsatında 16 adet bağımsız bölümden oluşan ve inşaatının % 60’ı tamamlanan taşınmaz tesliminde KDV oranı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ile, inşaat yapı ruhsatı ve arsa tapusu kooperatif adına bulunan, Müdürlüğünüzce kıymet takdiri yapılan, inşaat yapı ruhsatından da 16 adet bağımsız bölümden oluştuğu ve inşaatının % 60 oranında tamamlandığı anlaşılan arsa vasıflı taşınmazın icra yoluyla satışında uygulanacak katma değer vergisi (KDV) oranı hususunda görüş isteminde bulunulmuştur.

Bilindiği üzere, 3065 Sayılı KDV Kanununun 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılılistede yer alan teslim ve hizmetler için %8, listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için%18 olarak tespit edilmiştir.

Söz konusu Kararname eki (I) sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan net alanı 150 m² ye kadar konut teslimlerine % 1 oranında KDV uygulanmaktadır.

15 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin I bölümünde, KDV Kanununun 1/3-d maddesine göre, cebri icra, izale-i şuyu, ipoteği paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle müzayede mahallerinde, yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların KDV ye tabi bulunduğu, ancak sözü edilen Kanunun istisna ve temel gıda maddelerine ilişkin hükümlerinin bu satışlar için de geçerli olacağı açıklanmış, bu satışlarda vergiyi doğuran olayın satışın yapıldığı tarihte vuku bulduğu, verginin mükellefinin satışları düzenleyen özel veya resmi kişi veya kuruluşlar olduğu, KDV Kanununun 23/d maddesi hükmüne göre satılan malın kesin satış bedelinin KDV matrahı olacağı ifade edilmiştir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin “İspat” başlıklı (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, söz konusu taşınmazın projesinde ve inşaat ruhsatında konut olarak gösterilmiş olması halinde kaba inşaatı bitmemiş olsa da konut olarak kabulü mümkün bulunmaktadır. Bu nedenle, taşınmazın icra yoluyla satışında, net alanının 150 m² ye kadar olması halinde %1, 150 m² yi aşması halinde ise (%18) oranında KDV uygulanması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatiflerin 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında yapılan konut inşaatlarının imar çapı ücretinden muaf olup olmadığı hk

Kooperatiflerin 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında yapılan konut inşaatlarının imar çapı ücretinden muaf olup olmadığı hk.
Tarih 17/03/2010
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-66-2/1-5
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-66-2/1-5

17/03/2010

Konu

:

İmar çapı ücreti

İlgide belirtilen özelge talep formunuzda; kooperatifinizin 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında inşa edeceği konutlar ile ilgili olarak inşaat ruhsatı çıkarmak için imar çapı ücreti istenildiği belirtilerek imar çapı ücretinden muaf olup olmadığınız hususunda görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “Ücrete Tabi İşler” başlıklı 97 nci maddesinde; “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediyeye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 775 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine dayanılarak yapılan ivazlı veya ivazsız devir, temlik, kamulaştırma, alım, satım, kira, geri alma, geri verme, ifraz, tevhit, tescil, cins değişikliği, rehin tesis ve terkini, ıslah, değişiklik, onarım, inşa ve ikmal gibi her türlü işlemler, sözleşmeler, beyannameler ve benzerleri, tasarruf bonosundan ve her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan imar çapı; belediyelerce bir arsanın üzerine yapılabilecek olan yapının taban alanını, toplam inşaat alanını, kat adedini, binanın yüksekliğini, komşu mesafelerini ve yol cephelerini gösteren onaylı belge şeklinde olup, imar çapı ücreti ise belediyeler tarafından 2464 sayılı Kanunda harç ve katılma payı konusu yapılmayan, ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edilecek hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre alınan bir bedeldir.

Yukarıda yer alan Kanun hükümleri ve açıklamalar uyarınca, Kooperatifinizin 775 sayılı Kanun kapsamında inşa edeceği konutlar ile ilgili olarak inşaat ruhsatı çıkarmak için ilgili belediyece istenilen imar çapı ücreti, ifa edilecek hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre alınan bir bedel olduğundan ve 2464 sayılı Kanun ile 775 sayılı Kanunda imar çapı ücretine ilişkin bir muafiyet hükmü bulunmadığından, Kooperatifiniz tarafından 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesi gereğince imar çapı ücretinin ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Emlak Vergisi Kanununun 5/a maddesindeki geçici muafiyetten faydalanılabilmesi için iskan alınıp alınmayacağı hk.

Başlık Emlak Vergisi Kanununun 5/a maddesindeki geçici muafiyetten faydalanılabilmesi için iskan alınıp alınmayacağı hk.
Tarih 13/10/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1809
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1809

13/10/2011

Konu

:

Emlak Vergisi Kanununun 5/a maddesindeki geçici muafiyetten faydalanılabilmesi için iskan alınıp alınmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, mesken olarak kullanılan binaların inşalarının sona erdiği yılı takip eden 5 yıl boyunca emlak vergisinin 1/4 indirimli olarak ödenebilmesi için binanın iskanının alınmasının zorunlu olup olmadığı, iskan alınmadan geçici muafiyet hükmünden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5 inci maddesinin (a) fıkrasında, mesken olarak kullanılan bina veya apartman dairelerinin 2.500 TL’den az olmamak üzere vergi değerinin 1/4 ünün, inşalarının sona erdiği yılı takibeden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanun’un 23 üncü maddesinde de, yeni inşa edilen binalar için inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden evvel kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı bütçe yılı içerisinde, bina bütçe yılının son üç ayı içinde bitmiş veya kullanılmaya başlanmış ise üç ay içinde taşınmazın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye emlak (bina) vergisi bildirimi verileceği belirtilmiştir.

Bu hükümlere göre, bina inşaatının sona ermesinden evvel mesken olarak kullanılması halinde inşaatın sona erdiği kabul edilmekte ve taşınmaz bina vasfını kazanmaktadır. Mesken olarak kullanılan binaların ise 2.500 TL’den az olmamak üzere vergi değerinin 1/4 ü, inşalarının sona erdiği yılı takibeden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılmaktadır.

Öte yandan, binaya ait su, elektrik ve doğalgaz aboneliğinin tesis edilmesi inşaatın sona erdiğine karine teşkil etmektedir.

Bu itibarla, 1319 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin (a) fıkrasında belirtilen geçici muafiyetten yararlanılabilmesi için binaya ait iskan belgesinin alınma şartı bulunmadığından, sahip olunan meskenin kullanılmaya başlandığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.