Doğalgaz Dağıtım Şirketleri tarafından organize sanayi bölgelerinde dağıtım faaliyetleri gerçekleştirmesine ilişkin usul ve esaslar
İmar Barışında Güncel Konular-EVREN ÖZMEN
İmar Barışında Güncel Konular
Merhaba, bu yazıda soru cevap olarak imar barışı ile ilgili güncel konularda bilgi vermeye çalışacağım. Umarım faydalı olur.
Turizm, Hastane ve Sanayi Binalarında başvurunun az olmasının sebebi nedir ?
Belirtilen yapıların özellikleri gereği tek bağımsız bölüm olmaları nedeni ile (634 sayılı kat mülkiyeti kanunu madde 10 )İskanlı olmasına rağmen, ruhsatsız olarak ek imalat yapıldığında bütün alan üzerinden bedel hesaplanması ve oranın % 5 olması nedeni ile başvurular istenilen düzeyde değildir.
Bu durumda ilgili yapıların iskanının olmasının bir anlamı kalmamaktadır. Sanki iskan yokmuş gibi yapı kayıt bedeli ödenmektedir. Bu konuda bakanlığa gerekli öneriler il müdürlükleri tarafından sunulduğu bilinmektedir.
Ferdileşmemiş Kooperatiflerde yapı kayıt belgesi başvurusu nasıl ve kimin adına yapılır ?
Ferdileşmemiş kooperatiflerde yönetim kurulu başkanı veya yetki verilen danışmanı kendi e –devlet şifresi ile başvuru yapabilir. Ancak kooperatiflerde yapı kayıt belgesi bedeli kooperatifin mevcut kaynaklarından değil, ortaklardan toplanacak ise ilgili husus kooperatifler kanunu ve kooperatif anasözleşmesine göre genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkiler arasında sayılması nedeni ile mutlaka genel kurul yapılması gerekmektedir. Benim şahsi görüşüm kooperatifin mevcut kaynakları yapı kayıt bedelini ödemeye yeterli olsa bile genel kurul yapılıp, bu husus ile ilgili tahmini bütçe ortakların onayına sunulmalıdır.
Ferdileşmiş Kooperatiflerde ve/veya Site Yönetimlerinde Yapı Kayıt belgesi başvurusu nasıl ve kimin adına yapılır ?
Bilindiği üzere ferdileşmiş kooperatiflerde kat irtifak veya kat mülkiyet tapuları ortaklara dağıtılmış bulunmaktadır. Aynı şekilde kooperatif eliyle yapılaşmamış, yüklenici firmanın inşaa etmiş olduğu sitelerde de maliklerin tamamının bireysel tapuları mevcut bulunmaktadır.
Site yönetimlerinin tapular üzerinde bir tasarruf hakkı bulunmaması nedeni ile
Tereddüt edilen husus; bireysel tapusu olan maliklerin yapı kayıt belgesi başvuruları blok bazında mı yapılacaktır ? Yoksa site yönetim kurulunun belirlediği kişi veya kişiler tarafından yapılabilmesi mümkün olabilecek midir ? Örnek olarak aynı veya bitişik parseller üzerinde yapılaşmasını tamamlanmış olan bir sitede 50 den fazla blok var ise, her bloktan bir temsilci seçilerek ilerlenmesi yerine kat malikleri veya kooperatif olağan üstü genel kurulunda alınan karar doğrultusunda site veya kooperatif yönetim kurulu başvuruyu yapabilir mi ? Çevre ve Şehircilik bakanlığının site veya kooperatif yönetimi tarafından belirlenen bir kişi üzerinden yapılan ( blok bazında değil ) başvuruları kabul ettiğini bilmekle beraber, uygulamada daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek adına görüş alınarak ilerlenmesini uygun bulmaktayım.
Bu noktada site yönetimlerinin tüzel kişiliği bulunmaması ancak yapı veya işletme kooperatiflerinin üzerlerine gayrimenkul edinmeleri mümkün olması ayrıca tüzel kişilikleri bulunması nedeni ile imar barışı sürecinde daha avantajlı olduklarını düşünmekteyim.
Sitelerde veya Kooperatiflerde Sosyal Tesisler ile ilgili olarak yapı kayıt başvurusu kimin tarafından ve nasıl yapılmalıdır ?
Bu noktada sosyal tesislerin tapu sicil tüzüğüne nasıl kayıt edildiği büyük önem arz etmektedir. Tapu sicil tüzüğünün 26.maddesinde ortak yerler başlı başına kullanıma ayrılmış, kendine ait arsa payı verilen şekilde kayıt edilmiş ise ( müşterek medhal ) olarak site yönetim kurulu kararı ile belirlenen kişi başvuru yapılabileceğini düşünmekteyim.
6306 Sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilan edilen yerlerde yapı kayıt belgesi başvuru yapılabilir mi ?
Tebliğde yapı kayıt belgesine başvurulamayacak durumlar bellidir. Başvurulmayacak yerler ile ilgili bölümde 6306 sayılı kanun ile riskli alan ilan edilen yerler sayılmamıştır. Taslakta başvurulmayacak yerler ile ilgili riskli alanlar bulunmakta iken ancak yayınlanan da riskli alanlar çıkarılmıştır.
Hangi yıkım kararları iptal edilecektir ?
Sadece 3194 Sayılı kanunun 32 ve 42.maddeleri kapsamında alınan yıkım kararları iptal edilecektir. Çünkü geçici 16.madde imar kanununa eklenmiş ve bu kanun kapsamında yıkım iptal edilecektir denilmiştir. Boğaziçi kanunu ve kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu ile ilgili yıkım kararlarının iptal edilip, edilmeyeceği net değildir.
31.12.2017 den sonra yapılan imara aykırılıklar ile ilgili yapılacak işlemler nedir ?
Geçici 16.madde 31.12.2017 den önceki imara aykırı imalatları kapsamaktadır. Ancak 31.12.2017 den sonra ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı imalat yapanlar için belediyeler imar kanunun 32 ve 42.maddesini işleteceklerdir.
Karma Kullanımlar ile ilgili yapı kayıt bedeli nasıl hesaplanacaktır ?
Karma kullanımlı yapılarda konut ve ticari olarak kullanılan alanlar ayrı ayrı ve arsa payları da dikkate alınarak belirtilen kat sayı ile çarpılarak bulunacaktır.
İmar Barışı ile uzatılması söz konusu mudur ?
Bakanlar kurulu bir yıl kadar uzatmaya yetkili olup, hali hazırda bu konuda bir gelişme bulunmamaktadır. Ancak başvuru sayıları ve mevcut ekonomik süreç göz önüne alındığında 31.12.2017 sonrası ruhsatsız imalatlara engel olunabilecek ise uzatılmasının faydası olacağını düşünmekteyim.
Belediyelerden sokak rayicini öğrenmek için emlak vergisi borcu olmaması zorunlu mudur ?
Hayır zorunlu değildir. Web sitelerinden de öğrenebilirsiniz
Tahsisi yapılamayan sosyal donatı alanı olarak belirlenen yerler için başvuru yapılabilir mi ?
İmar planı yapılmış ise , örnek olarak eğitim alanı olarak belirlenmiştir ve Milli Eğitim bakanlığına tahsis edilmiştir ve üzerinde yapı vardır. Bu alana başvuru geçersizdir.
Ancak imar planı yapılmıştır. Uygulama görmemiş ve herhangi bir tahsis işlemi yapılmamış ve üzerine bina bulunmamaktadır. Bu alanlara başvuru yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Saygılarımla
Sözleşmelerin Türk Lirasına çevrilmesi için ilgili firmalara yazı örneği
Hazırlayan: [email protected] 15.11.2018
Sayın …… Limited Şirketi
Muhasebe Birim Başkanlığı’na
13 Eylül 2018 Tarihli ve 30534 Sayılı Resmî Gazete yayımlanan Türk Parası Kıymetini Korumu Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair cumhurbaşkanı kararına istinaden döviz cinsinden düzenlenen sözleşmelerin otuz gün içinde Türk lirasına çevrilme zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu kapsamda tarafımızla düzenlenen …. tarihli sözleşmenizin … tarihli kur ile revize edilerek gönderilmesini rica ederiz.
Saygılarımızla
Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı -Kimler Başvurabilir ?- Başvuru Konuları Nelerdir ?-Hibe Tutarı Ne kadardır ? ( İnfografikli Anlatım )
Teknogirişim Sermayesi Desteği Programına Başvuru Konuları nelerdir ?
- Akıllı Ulaşım
- Enerji ve Temiz Teknolojiler
- Sanayide Dijital Dönüşüm
- İletişim ve Sayısal Dönüşüm
- Sağlık ve İyi Yaşam
- Sürdürülebilir Tarım ve Beslenme
Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı Zaman cetveli
- Ön başvuruların alınması: 16 Kasım 2018
- 1. Aşama faaliyetleri: 30 Kasım 2018
- 2. aşama başvurularının alınması: 1 Aralık — 14 Aralık 2018
- Girişimcilere ait belgelerin TÜBİTAK’a ulaştırması için son tarih: 24 Aralık 2018
- Eksik başvuru belgelerin tamamlanması: 25 Aralık 2018–8 Ocak 2019
- 2. aşama panel değerlendirmeleri: Ocak 2019 — Mart 2019
- Desteklenmeye hak kazanan girişimcilerin duyurulması: Nisan 2019
- Şirket kurulumu ve sözleşme imzalanması: Mayıs 2019
- Destek başlangıç tarihi: 1 Haziran 2019
Teknogirişim Sermayesi Desteği Programına Başvuru Koşulları nelerdir ?
Programa ön başvuru tarihi itibariyle örgün öğrenim veren üniversitelerin;
- Herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci,
- Yüksek lisans veya doktora öğrencisi,
- Lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini en çok 10 yıl önce almış kişi,
Akıllı ulaşım, enerji ve temiz teknolojiler, akıllı üretim sistemleri, iletişim ve sayısal dönüşüm, sağlık ve iyi yaşam, sürdürülebilir tarım ve beslenme.”
Başvurusu kabul edilen adaya 200.000 TL’ye kadar destek 1 Haziran 2019 itibariyle verilecektir.
Detaylı Bilgi : [email protected]
SERMAYESİNİ KAYBETMİŞ VEYA BORCA BATIK FİRMALAR BİRLEŞEBİLİR Mİ ?-EVREN ÖZMEN
Esas alınacak finansal tablolar
MADDE 13 – (1) Şirketlerin sermaye kaybı veya borca batık olma durumları, Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanacak finansal tablolar esas alınarak belirlenir. Finansal tabloların düzenlenmesinde ihtiyari olarak Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulanmasının tercih edilmesi halinde, bahsi geçen durum bu şekilde hazırlanan finansal tablolar üzerinden değerlendirilir.
Sermayenin kaybı veya borca batık olma durumlarında birleşmeye katılma
MADDE 14 – (1) Sermaye kaybı veya borca batık durumda olan bir şirket, kaybolan sermayeyi karşılayabilecek tutarda serbestçe tasarruf edilebilen özvarlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir.
(2) Birleşmeye taraf olan bir şirketin, sermayesiyle kanuni yedek akçeleri kaybolmuş veya borca batık durumda olması halinde; birleşmeye taraf olan diğer şirketin kaybolan sermayeyi veya borca batıklık durumunu karşılayacak miktarda serbestçe tasarruf edebileceği özvarlığa sahip bulunduğu ve buna ilişkin tutarların, hesap şekli de gösterilerek doğrulandığı veya belirtilen durumların mevcut olmadığının doğrulandığı yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile ortaya konulur. Devrolunan şirketlerin denetime tabi olması halinde bu rapor, denetime tabi şirketin denetçisi tarafından da hazırlanabilir.
Sermaye ile Kanuni Yedek Akçeler Toplamının Tamamının Karşılıksız Kalması
Sermaye ile Kanuni Yedek Akçeler Toplamının Tamamının Karşılıksız Kalması
Borca batık olma durumu
(1) Borca batık olma durumu, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması halidir.
(2) Borca batık durumda olmanın işaretleri, yıllık ve ara dönem finansal tablolardan, denetime tabi şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim organının belirlemelerinden ortaya çıkabilir.
(3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim organı, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır.
(4) Yönetim organı, hem işletmenin devamlılığı esasına hem de aktiflerin muhtemel satış değerlerine göre çıkarılan ara bilânço üzerinden aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğine karar vermesi ve 7 nci maddede belirtilen tedbirleri almaması halinde şirketin iflası için mahkemeye başvurur.
Borca Batık Şirketlerde Genel Kurul Hiç Bir Tedbir almaz ise ne olur ? EVREN ÖZMEN
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde, toplantıya çağrılan genel kurul;
a) Sermayenin üçte biri ile yetinilmesine ve Kanunun 473 ilâ 475 inci maddelerine göre sermaye azaltımıyapılmasına,
b) Sermayenin tamamlanmasına,
c) Sermayenin artırılmasına,
karar verebilir.
Böyle bir karar vermez ise ;
Genel kurulun gerekli tedbirlerden birini almaması
(1) Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurulun, 7 nci maddede belirtilen tedbirlerden birine karar vermemesi halinde şirket kendiliğinden sona erer. Bu şekilde sona eren şirketin tasfiye işlemleri, Kanunun 536 ncı ve devamı maddelerine göre yürütülür.
Borca Batık Şirketlerde Sermayenin artırılmasına karar alınması halinde yapılacak işlemler nelerdir ?-EVREN ÖZMEN
Sermayenin artırılması
MADDE 10 – (1) Genel kurul tarafından;
a) Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar verilebilir. Sermayenin azaltılması işlemi ile birlikte eş zamanlı sermaye artırımında artırılan sermayenin en az dörtte birinin ödenmesi şarttır.
b) Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar verilebilir. Bu şekilde yapılacak sermaye artırımında sermayenin en az yarısını karşılayacak tutarın tescilden önce ödenmesi zorunludur.
Borca Batık Şirketlerde Genel Kurul Sermayenin Tamamlanmasına karar alır ise yapılacak işlemler nelerdir ?-EVREN ÖZMEN
Sermayenin tamamlanması
(1) Sermayenin tamamlanması, bilânço açıklarının ortakların tamamı veya bazı ortaklar tarafından kapatılmasıdır. Kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur. Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde her ortak zarar sebebiyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı vermekle yükümlüdür. Her ortak, payı oranında tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz. Bu yükümlülük, sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Ayrıca yapılan ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak nitelendirilmez.
(2) Sermayenin tamamlanmasında, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından Kanunun 421 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, limited şirketler bakımından ise 603 ve devamı maddeleri uygulanır. Sermayenin tamamlanamaması, bazı ortakların kendi istekleriyle tamamlama yapmasına engel oluşturmaz.
(3) Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir.
Borca Batık Şirketlere Sermayenin azaltılmasına karar alındığı takdirde hangi işlemler yapılır ?-Evren özmen
Sermayenin azaltılması
(1) Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisi zarar sebebiyle karşılıksız kalan şirketin genel kurulu, sermayenin üçte biriyle yetinmeye karar verdiği takdirde sermaye azaltımı Kanunun 473 ilâ 475 inci maddelerine göre yapılır.
(2) Bu madde kapsamında yapılacak sermaye azaltımında yönetim organı, alacaklıları çağırmaktan ve bunların haklarının ödenmesinden veya teminat altına alınmasından vazgeçebilir.
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde genel kurul nasıl yapılır ? Hangi kararlar alınır ?
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde genel kurul nasıl yapılır ? Hangi kararlar alınır ?
(1) Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde yönetim organı, bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
(2) Yönetim organı, son bilançoyu genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Bu hususta genel kurula rapor da sunulabilir.
(3) Yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunar ve açıklar.
(4) Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebileceği gibi değiştirerek de kabul edebilir ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına karar verebilir.
Anonim ve Limited Şirketlerde Sermaye Kaybı nedeni ile ne zaman genel kurula çağrı yapılır ?-EVREN ÖZMEN
Sermaye Kaybı durumunda Genel kurulun toplantıya çağrılması
Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim organı, genel kurulu hemen toplantıya çağırır.
Genel kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı belirtilir.
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı durumlarda farklı bir gündem ile toplantıya çağrılmış olsa dahi bu husus genel kurulda görüşülür.
Anonim ve Limited Şirketlerde Yönetim Organı Kimdir ? EVREN ÖZMEN
Yönetim organı: Anonim şirketlerde yönetim kurulunu, limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunu, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticiyi veya yöneticileri, ifade eder.
6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNUN 376 NCI MADDESİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ
|
Kur Zararları Borca batıklık hesabında dikkate alınmayacak-EVREN ÖZMEN
6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNUN 376 NCI MADDESİNİN
UYGULANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR
HAKKINDA TEBLİĞ
1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.
Döviz Cinsinden Sözleşmelere Sınır Getirilmiştir.
Devamsızlık nedeni ile iş sözleşmesinin feshinde dikkat edilmesi gereken işlemler-Evren ÖZMEN
Personelin iş akdinin tek taraflı olarak fesih edilmesi hakkında
Bilindiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu 10/06/2003 tarihli ve 25134 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, kanun işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir
Söz konusu Kanununun 2. maddesine göre, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye “işçi”, işçi çalıştıran gerçek ve tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara “işveren”, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye de “iş ilişkisi” denilmektedir.
Aynı Kanunun 1. maddesinde de, bu kanunun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı iş kanununun iş akdinin feshinde işveren tarafından haklı nedenler sayılmıştır. Bu kapsamda ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla süren devamsızlıklarda işverenin iş akdini tek taraflı olarak fesih etmesi mümkündür. Fesih süresince uyulması gereken işlemler aşağıda yer almaktadır.
Böyle bir durumda işveren,
1)Varsa şahitlerle birlikte işçinin herhangi bir beyanda bulunmaksızın işe gelmediğine veya işyerini terk ettiğine ilişkin bir tutanak düzenlemelidir.(Tutanağın bir örneği ektedir)
2)İşçinin iş sözleşmesinde yer alan veya bildirdiği son adresine noter aracılığıyla göndereceği yazıda işçinin işe gelmediği günler belirtilerek, işe devam etmemesini gerektirecek geçerli bir mazereti bulunması halinde varsa belgeleriyle birlikte kendisine bildirim süresi verilerek o sürede bilgi vermesi istenilmelidir. Kendisine verilen süre sonunda böyle bir mazeretin bulunmaması veya mazeret beyan etmemesi halinde iş sözleşmesinin İş Kanunu 25/II-g maddesi gereğince feshedileceği bildirilecektir. (İşe davet yazısı – örneği ektedir)
3)İşçinin mazeret beyanı ya da kendi savunmasını vermesi için noter tebligatına belirli bir süre konulmalıdır. Bu süre sonunda işçi tarafından mazeret veya savunma yapılmamışsa işçiye tekrar noter kanalı ile iş akdinin feshinin 4857/25-II(g) nedeni ile fesih edileceği bilgisi verilmelidir.
Bu süreçler takip edilmeden işçinin savunmasına başvurulmadan yapılan fesih geçersiz sayılabilir.
İşveren böyle bir durumda Sosyal Güvenlik Kurumuna vereceği aylık SSK bildiriminde ve eksik gün formunda işten çıkış nedeni olarak İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih İş Kanunu 25/II-g maddesini (devamsızlığı) kullanmalıdır. Bu şekilde bildirim yapıldığında işçi İŞ-KUR tarafından İşsizlik Sigortası haklarından yararlanamaz. Çünkü İşçi kusurundan kaynaklanan iş akdi fesihlerinde işsizlik sigortası hakları kaybedilmektedir.
Devamsızlık nedeni ile iş sözleşmesinin fesihte dikkat edilmesi gereken işlemler-Evren ÖZMEN
Personelin iş akdinin tek taraflı olarak fesih edilmesi hakkında
Bilindiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu 10/06/2003 tarihli ve 25134 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, kanun işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir
Söz konusu Kanununun 2. maddesine göre, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye “işçi”, işçi çalıştıran gerçek ve tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara “işveren”, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye de “iş ilişkisi” denilmektedir.
Aynı Kanunun 1. maddesinde de, bu kanunun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı iş kanununun iş akdinin feshinde işveren tarafından haklı nedenler sayılmıştır. Bu kapsamda ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla süren devamsızlıklarda işverenin iş akdini tek taraflı olarak fesih etmesi mümkündür. Fesih süresince uyulması gereken işlemler aşağıda yer almaktadır.
Böyle bir durumda işveren,
1)Varsa şahitlerle birlikte işçinin herhangi bir beyanda bulunmaksızın işe gelmediğine veya işyerini terk ettiğine ilişkin bir tutanak düzenlemelidir.(Tutanağın bir örneği ektedir)
2)İşçinin iş sözleşmesinde yer alan veya bildirdiği son adresine noter aracılığıyla göndereceği yazıda işçinin işe gelmediği günler belirtilerek, işe devam etmemesini gerektirecek geçerli bir mazereti bulunması halinde varsa belgeleriyle birlikte kendisine bildirim süresi verilerek o sürede bilgi vermesi istenilmelidir. Kendisine verilen süre sonunda böyle bir mazeretin bulunmaması veya mazeret beyan etmemesi halinde iş sözleşmesinin İş Kanunu 25/II-g maddesi gereğince feshedileceği bildirilecektir. (İşe davet yazısı – örneği ektedir)
3)İşçinin mazeret beyanı ya da kendi savunmasını vermesi için noter tebligatına belirli bir süre konulmalıdır. Bu süre sonunda işçi tarafından mazeret veya savunma yapılmamışsa işçiye tekrar noter kanalı ile iş akdinin feshinin 4857/25-II(g) nedeni ile fesih edileceği bilgisi verilmelidir.
Bu süreçler takip edilmeden işçinin savunmasına başvurulmadan yapılan fesih geçersiz sayılabilir.
İşveren böyle bir durumda Sosyal Güvenlik Kurumuna vereceği aylık SSK bildiriminde ve eksik gün formunda işten çıkış nedeni olarak İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih İş Kanunu 25/II-g maddesini (devamsızlığı) kullanmalıdır. Bu şekilde bildirim yapıldığında işçi İŞ-KUR tarafından İşsizlik Sigortası haklarından yararlanamaz. Çünkü İşçi kusurundan kaynaklanan iş akdi fesihlerinde işsizlik sigortası hakları kaybedilmektedir.
İmar Barışı ile ilgili Olağanüstü Genel Kurul yapacak kooperatiflerin dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir ?-Evren ÖZMEN
İmar Barışı ile ilgili Olağanüstü Genel Kurul yapacak kooperatiflerin dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir ?-Evren ÖZMEN
Gündem ve alınması gereken kararlar ile ilgili sorularınız için: [email protected]
İlk olarak Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarına konut veya işyeri teslim etmek olduğu için imar barışı diğer kooperatif türlerine göre daha çok tabi ki yapı kooperatiflerini ilgilendiriyor.
Peki yapı kooperatiflerinde imar barışından yeterince istifade edilememesinin nedeni bütün yapı kooperatifleri için aynı mı ?
Bilindiği üzere yapı kooperatifleri üç ayrı şekilde kurulabilmekte ve tüzel kişiliklerini devam ettirebilmektedirler.
1-Konut Yapı Kooperatifleri
2-Toplu İşyeri Yapı Kooperatifleri
3-Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifleri
Toplu İşyeri yapı kooperatifleri ve küçük sanayi sitesi kooperatiflerinde başvurunun az olması nedeni % 5 oranında yapı kayıt bedeli ve devamındaki % 5 ve diğer masrafların yüksekliği. Aynı şekilde organize sanayi bölgelerinde de oranının yüksekliğinden şikayet var. 7099 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun ile sanayiciye önemli faydalar sağlanmıştı. Ancak imar barışında bu hususu göremiyoruz.
Sonuç olarak, işyeri yapı kooperatiflerinde ve organize sanayi bölgelerinde başvurunun az olmasının birinci sebebi ödenecek bedellerin yüksekliği.
Peki konut yapı kooperatiflerinde durum nedir ?
Yaz tatili, bayram tatili derken vatandaşlarımız oturdukları yerlere geri dönüş yapmaya başladı. Yaz boyunca kooperatif ortaklarının bir çoğu tatilde olması nedeni ile bir çok kooperatif ve site bu konuda ortaklarına/maliklere yeterli bilgilendirme yapamadı ve gerekli toplantılarını tertipleyemedi.
Eylül ayı itibari ile bir çok kooperatif ve site bu toplantılarını yapmaya başladı. Ancak yapı kayıt bedeli tutarının 31.12.2018 tarihine kadar ödenmesi gerekeceği için, bu rakamın bu kadar kısa sürede toplanması çok mümkün gözükmüyor. Ayrıca yapı kayıt bedeli için bankaların sunduğu kredi olanakları da, faiz oranlarının yüksekliği nedeni ile pek rağbet görmediği için şu an kooperatifler için yapı kayıt belgesi başvurularında benim gözlemlediğim pek artış yok.
İmar barışı ile ilgili olarak her konut yapı kooperatifin kendine özel durumu olacağı için toplu olarak, şu şekilde işlem yapmaları gereklidir diye söylemek mümkün değil.
- Kooperatifte kat irtifakı kurulmamış ise;
a) Kooperatifin yapılaştığı arsanın mülkiyetinin tamamı kooperatife ait olabilir.
b) Kooperatifin yapılaştığı arsanın mülkiyeti kısmen kooperatif kısmen hazineye ait olabilir.
c) Kooperatif arsa sahibi ile yapılan kat karşılığı sözleşme neticesinde ortaklarına konut teslimi yapmış olmasına rağmen, arsa sahibi eksik imalatlar nedeni ile arsanın ferağını yapmamış olabilir.
Bu durumda yapı kayıt belgesi için başvurulabilmesi için mülkiyetin tamamen kooperatife ait olması gerekmektedir. Kooperatifin amacı ana sözleşmesinin 6.maddesine istinaden ortaklarına konut teslim ederek, ortakları adına ferdileştirilmesi olduğu için yapı kayıt belgesi alınması kooperatifin amacını gerçekleştirdiği anlamına gelmemektedir.
Bu noktada arsasının mülkiyetinin tamamı kooperatife ait olan konut yapı kooperatifi için yapı kayıt belgesi alındıktan sonra, belediyeden terklerin yapıldığına dair yazı ve beraberinde daha önceki yazılarımda belirttiğim belgeler ile beraber 2018–8 Tapu kadastro genel tebliğine uygun olarak başvuru yapılması gerekmektedir.
Türkiye’nin İlk ‘Bisiklet Kooperatifi’ Kuruldu
Türkiye’nin İlk ‘Bisiklet Kooperatifi’ Kuruldu
Karşıyaka’dan Bisikletliler İçin Örnek Girişim
Karşıyaka Belediyesi, Türkiye’nin ilk ‘Bisiklet Kooperatifi’nin kuruluşuna öncülük etti. 40 ortağıyla yola çıkan BİSİKOOP, bisikletli ulaşımın yaygınlaşmasını sağlamak ve ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmek için çalışmalarına başladı.