arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi,şekil şartı

arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, Borçlar Yasasının 355. maddesi hükmünde tanımlanan eser sözleşmesinin bir türü olup, taraflara karşılıklı olarak haklar sağlayan ve borçlar yükleyen iki taraflı sözleşmelerdendir. Borçlar Kanunu’nun 213., T. Medeni Kanunun 706., Tapu Kanunu’nun 26 ve Noter Kanununun 60. maddeleri hükümleri gereğince tapulu taşınmaz payı ya da tapulu taşınmazın kayden temlikini içerdiğinden; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, zorunlu şekil koşuluna uygun olarak yapılmalıdır. Zorunlu şekil koşullarına uygun olarak yapılmayan bu tür sözleşmeler, istisnai hallerde taraflarını bağlayıcı olabilir.

Yapı Kooperatifine karşı arsa payı sahiplerinin birlikte dava açması-Kemal Ozmen

Yapı Kooperatifine karşı arsa payı sahiplerinin birlikte dava açması
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/3130
Karar: 2008/2495
Karar Tarihi: 15.04.2008
SÖZLEŞMENİN FESHİ DAVASI – KOOPERATİFİN SÖZLEŞME ŞARTLARINI YERİNE GETİRMEDİĞİ İDDİASI – DAVANIN TAŞINMAZIN TÜM MALİKLERİNE AÇILIP AÇILMADIĞI – SÖZLEŞMENİN ARSA SAHİPLERİ VE DAVALIYI BAĞLAYICI OLUP OLMADIĞI BELİRLENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda, sözü edilen arsa payı karşılığı sözleşmenin tüm taraflarının davada yer aldığı saptanamadığı gibi, davacılara dava açılmasına ya da açılan davaya devam olunmasına yönelik olarak yetki verilip verilmediği anlaşılamamaktadır. Sözleşmenin iptali ya da feshi davası hukuksal niteliğince bir tespit davası olmayıp, eda davasıdır. Mahkemece, feshi istenen sözleşmenin, sözleşme konusu taşınmazın tüm maliklerine açılıp açılmadığı veya açılan davaya onay verilip verilmediği saptanmadan, sözleşmenin tümü getirtilerek incelenip zorunlu şekil koşuluna uygun şekilde yapılıp yapılmadığı ya da arsa sahipleri ve davalıyı bağlayıcı olup olmadığı belirlenmeden davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

(818 S. K. m. 213, 355) (4721 S. K. m. 692, 706) (2644 S. K. m. 26) (1512 S. K. m. 60)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, yanlar arasında yapıldığı ileri sürülen ve İzmir 16. Noterliğince doğrudan düzenlendiği bildirilen 25.10.2001 gün ve 28581 yevmiye numaralıbaşlıklı sözleşmenin, yüklenici kooperatifin sözleşme şartlarını yerine getirmediği ve süresi içinde de getiremeyeceği iddiasıyla feshi istemine ilişkindir.

Davalı vekili, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra davacılar ile ek sözleşme yapıldığını ve 48 aylık ek süre verildiğini, sözleşmenin feshi koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece tespit davasında akdin feshi uyuşmazlığının incelenemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiş ve verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Yanlar arasında yapıldığı ileri sürülen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin İzmir 16.Noterliğincedüzenlenmiş olduğu bildirilmiş ise de; dosya kapsamındaki sözleşme metni incelendiğinde anılan noterlikçe düzenlemeyi gösterir metin ya da metinlerin sözleşmeye ekli olmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, Borçlar Yasasının 355. maddesi hükmünde tanımlanan eser sözleşmesinin bir türü olup, taraflara karşılıklı olarak haklar sağlayan ve borçlar yükleyen iki taraflı sözleşmelerdendir. Borçlar Kanunu’nun 213., T. Medeni Kanunun 706., Tapu Kanunu’nun 26 ve Noter Kanununun 60. maddeleri hükümleri gereğince tapulu taşınmaz payı ya da tapulu taşınmazın kayden temlikini içerdiğinden; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, zorunlu şekil koşuluna uygun olarak yapılmalıdır. Zorunlu şekil koşullarına uygun olarak yapılmayan bu tür sözleşmeler, istisnai hallerde taraflarını bağlayıcı olabilir. Az yukarıda açıklandığı üzere, mahkemenin, öncelikle yanlar arasındaki sözleşmenin zorunlu şekil koşullarına uygun olarak yapılıp yapılmadığını belirlemesi gerekmektedir.

Dosya kapsamındaki sözleşme ile dava dilekçesi ve mahkeme kararı karşılaştırıldığında, arsa sahibi sıfatıyla sözleşmeyi imzalayanların tamamının davada yer almadıkları görüldüğü gibi; sözleşmede arsa sahibi olarak isimleri yazılı bulunmayan gerçek kişilerin de davacı oldukları saptanmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 692. maddesi gereğince, paylı taşınmaz malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Anılan yasa hükmüne uygun şekilde yapılan sözleşmenin feshi ya da iptali davası da, “olağanüstü tasarruf” niteliğinde olduğundan tüm paydaşların birlikte dava açması veya açılan davaya onay vermesi, vermedikleri durumda davaya katılmalarının sağlanması zorunludur.

Somut olayda, sözü edilen arsa payı karşılığı sözleşmenin tüm taraflarının davada yer aldığı saptanamadığı gibi, davacılara dava açılmasına ya da açılan davaya devam olunmasına yönelik olarak yetki verilip verilmediği de anlaşılamamaktadır.

Sözleşmenin iptali ya da feshi davası hukuksal niteliğince bir tespit davası olmayıp, eda davasıdır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar soruşturularak feshi istenen sözleşmenin, sözleşme konusu taşınmazın tüm maliklerine açılıp açılmadığı veya açılan davaya onay verilip verilmediği saptanmadan, sözleşmenin tümü getirtilerek incelenip zorunlu şekil koşuluna uygun şekilde yapılıp yapılmadığı ya da arsa sahipleri ve davalıyı bağlayıcı olup olmadığı belirlenmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

O halde; mahkemece yapılacak iş; az yukarıda açıklanan eksik soruşturma tamamlanarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi ile sözleşmenin feshi ya da iptali koşulları gerçekleşmiş ise, davanın kabulüne aksi halde davanın reddine karar vermekten ibaret olmalıdır.

Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 15.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

kooperatif işlemlerinin muhasebeleştirilmesi

Bize ulaşın

20120806-213646.jpg

Kooperatiflerde denetçiler incelemeyi bizzat mı yapmak zorundadırlar ?-Kemal OZMEN

20120805-105444.jpg

Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.-Kemal OZMEN

Başlık Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.
Tarih 27/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79

27/03/2012

Konu

:

Bina İnş. ve Yapı Kullanma İzin Harcı hK.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda: Kooperatifiniz üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile … ili, .. ilçesi sınırları dahilinde … adet toplu işyeri inşa edileceği belirtilerek bu inşaat için bina inşaat harcı ve belediyelerce alınan diğer imarla ilgili harçlarından müstesna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Ek 1’inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almakta ve bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrasında ise kooperatifler eliyle, ana sözleşmelerine uygun olarak, yapılan sanayi ve küçük sanat siteleri ile esnaf çarşılarının bina inşaat harcından müstesna olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Aynı Kanunun 80 inci maddesinde:

“İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.

a) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde İmar Kanununa göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemleri “Parselasyon Harcına” (teşvik belgesini haiz organize sanayi bölgeleri hariç olmak üzere),

b) Verilecek ifraz ve tevhit kararları “İfraz ve Tevhit Harcına”,

c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,

d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi “Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına”,

e) (Mülga: 21/1/1982 – 2589/5 md.)

f) Yapı kullanma izni verilmesi işleri “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir.

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Hükümleri uyarınca yapılan yapı ve tesisler ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında inşa edilecek sera ve benzeri örtü altı tarım faaliyetinde kullanılmak üzere inşa edilen tesisler, ahır, samanlık, kümes ve hayvan barınakları ile yemlik gibi yapı ve tesisler 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu uyarınca alınacak ücretler ile bina inşaat harcı dahil yukarıda sayılan harçlardan müstesnadır.

Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.”

hükmü yer almaktadır.

Organize Sanayi Bölgeleri: Ülke kalkınmasının sağlanması, sanayinin gelişmesi, kentleşmenin yönlendirilmesi, çevre sorunlarının önlenmesi, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanılması amacıyla sanayi tesislerinin belirli bir plan dahilinde sınırları onaylı arazi parçaları üzerinde yerleştirilmesi ve kümelenmesiyle oluşan, gerekli altyapı ve sosyal tesisler ile donatılan sanayi sektöründe mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Küçük sanayi siteleri ise: Her tür küçük sanayi işletmesinin, aynı iş kolundaki küçük işletmelerle bir araya gelerek, genel olarak büyük entegre sanayi işletmelerine ara mal üretmek üzere kurulmuş olan yerlerdir.

Bu itibarla, Kooperatifiniz eliyle yapılacak işyerlerinin yukarıda tarifi yapılan organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yer alması halinde bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından istisna tutulması; ayrıca söz konusu işyerlerinin bu kapsama girmemekle birlikte “esnaf çarşısı” kapsamında bulunması halinde ise bina inşaat harcından istisna tutulması gerekmektedir.

Öte yandan, Kooperatifinizin bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcı dışında 2464 sayılı Kanun’da belirtilen diğer imar ile ilgili harçlarından istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

kooperatif sözleşme örneği,kooperatif ana sözleşme örneği,yapı kooperatif ana sözleşme örneği-Kemal OZMEN

Bize ulaşın
İ[email protected]

Ultra vires ilkesi ve kooperatifler -Berkant Sengul (Tetkik Hakimi)

kooperatiflerin hukuki niteliği ve amacı ile 1163 sayılı Kanunun özel nitelikte oluşu dikkate alındığında kooperatiflerin ehliyetinin, amacı ve çalışma konusuyla sınırlı olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, ultra vires ilkesi halen kooperatifler için devam etmektedir.

Kooperatifler kanunu mu? Yeni Türk Ticaret kanunu mu?

Bu yönde dikkat çeken önemli düzenleme, 1163 sayılı Kanunu’nun 98. maddesi olup, anılan hükme göre, bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla, kooperatiflerle ilgili uyuşmazlıklara öncelikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, daha sonra Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ilişkin düzenlemeleri tatbik edilecektir. Ancak, bazı hususlar, hem 1163 sayılı Kanunda hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda mevcut ise, özel kanun olması dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması tabiidir(Eriş, s.1204).

Yeni TTK ve Kooperatifler- Berkant ŞENGEL YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ TETKİK HAKİMİ

6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NUN KOOPERATİFLERE YANSIMASI

1-GENEL OLARAK

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, 13.01.2011 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi gazete’de yayınlanmıştır. Anılan Kanununun yürürlük maddesi olan 1534. maddesi hükmüne göre de, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bazı maddelerin yürürlülük tarih de 01.01.2013 tarihi olarak kararlaştırılmıştır. Böylelikle gerek doktrinin gerekse uygulamacıların başarılı bir düzenleme olarak kabul ettiği ve yaklaşık elli yılı aşkındır toplumumuzun ticaret hayatına yön veren 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu dönemi sona ermiştir.
​Türk Ticaret Kanunu’nun genel gerekçesinde de ayrıntılı olarak vurgulandığı üzere, Dünya’da 20. yüzyılın ikinci yarısıyla başlayan siyasal, sosyal, ekonomik ve teknolojik alanlarda meydana gelen gelişmeler, bunların ülkemize yansıması ve özellikle 1984 yılı ve sonrası ekonomide liberasyona geçiş, çağdaş bir ticaret kanunu ihtiyacını doğurmuştur. Ülkemizin Avrupa Birliği’ne tam üye olma çalışmaları, uluslararası ekonomi ile bütünleşme isteği, özellikle internet kullanımının yaygınlaşması ve diğer teknolojik gelişmeler, Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi ana kanunların kabul edilmesi gibi bir çok etkenin bir araya gelmesi karşısında yeni ticaret kanununun kabul edilmesi, bir zorunluluk haline gelmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun genel gerekçesinde başta sermaye şirketleri olmak üzere, çeşitli hukuki kurumlarla ilgili olarak değerlendirmeler ve gelişmelerden bahsedilerek yapılan değişiklikler açıklanmıştır. 6762 sayılı TTK’nunda olduğu gibi kooperatifler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda da ticaret şirketleri arasında sayılmıştır. Ancak, kooperatifler doğrudan bu kanun içinde düzenlenmemiş, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yürürlülüğüne dokunulmamıştır. 6762 sayılı TTK’nundan farklı olarak 134-194. maddeleri arasında düzenlenen birleşme, bölünme ve tür değiştirme kurumlarıyla ilgili olarak kooperatiflere ilişkin düzenlemelere de yer vermiştir.

2-KOOPERATİFLERİN HUKUKİ NİTELİĞİ

6102 sayılı Kanunun 124. maddesinde kooperatifler ticaret şirketleri arasında sayılmıştır. Diğer ticaret şirketleri de sermaye ve şahıs şirketleri olarak ayrıma tabi tutulmuştur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatiflerin ana kaynağıdır. Anılan Kanunun 1. maddesinde kooperatif, tüzel kişiliğe haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, kooperatif şirketinin ne tam bir ticaret şirketi ne de tam bir dernek olarak kabulü mümkün değildir. Belirlenen amaca ulaşmak için bir araya gelen kişilerin oluşturduğu bir teşekküldür. Kooperatifin amacı, bireyin ekonomisini geliştirmektir(R.Poroy/Ü.Tekinalp/E.Çamoğlu.; Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 11. Basım, İstanbul 2009, s.977). Hukuki niteliğindeki tartışmalar devam edecektir. Kooperatifin tacir olmadığı kabul edilmektedir(Erişi G.; Açıklamalı ve İçtihatlı Uygulamalı Kooperatifler Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2001, s.14). Esasen, kanun koyucu 6102 sayılı Kanunun 124. maddesinin gerekçesinde kooperatifin ticaret şirketi olup olmadığının tartışılabileceğini, adi ortaklık olarak kabul edilemeyeceğinden ve hukuki bakımından başka sorunların çıkabileceğinden ticaret şirketleri arasında sayıldığını açıklamıştır. Yargıtay uygulamasında da, kooperatifin tacir olmadığı, kar-zarar amacından ziyade sosyal bir fonksiyonu olduğu kabul edilmektedir(Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.03.2009 Tarih, 2007/14292 Esas-2009/3401 Karar sayılı ilamı).
Kooperatifin en önemli özelliği değişir ortaklı ve değişir sermayeli olmasıdır. Dolayısıyla diğer sermaye şirketlerinde olduğu gibi sermayenin artırılmasına veya azaltılmasına gerek yoktur. Ortak sayısı arttıkça sermaye artar, azaldıkça sermayesi azalır. 1163 sayılı Kanunun 8/3. maddesi dikkate alınmalıdır.

3-KOOPERATİFLERE UYGULANACAK HÜKÜMLER

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6762 sayılı Kanunun 138. maddesine paralel olarak ve dili sadeleştirerek 126. maddesiyle, her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak kaydıyla, Türk Medeni Kanunu’nun tüzel kişilere ilişkin genel hükümleri ile bu kısımda bulunmayan hususlarda Türk Borçlar Kanunu’nun adi şirkete dair hükümleri her şirket türünün niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri hakkında da uygulanacağını düzenlemiştir.
Kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki, 10.05.1969 tarih ve 13195 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Ayrıca, kooperatiflerle ilgili olarak 1581 sayılı Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu gibi özel düzenlemeler ile diğer mevzuatta yer alan hükümler dikkate alınmalıdır. Daha sonra Türk Medeni Kanunu ile Borçlar Kanunun adi şirkete ilişkin hükümleri uygulama yeri bulacaktır.
Bu yönde dikkat çeken önemli düzenleme, 1163 sayılı Kanunu’nun 98. maddesi olup, anılan hükme göre, bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla, kooperatiflerle ilgili uyuşmazlıklara öncelikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, daha sonra Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ilişkin düzenlemeleri tatbik edilecektir. Ancak, bazı hususlar, hem 1163 sayılı Kanunda hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda mevcut ise, özel kanun olması dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması tabiidir(Eriş, s.1204).

Kooperatif bilgi formu,kooperatif bilgi formu ornegi-Kemal özmen

Kooperatiflerde denetçiler incelemeyi bizzat mı yapmak zorundadırlar ?-Kemal OZMEN

20120805-105444.jpg

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin İ[email protected]

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin
İ[email protected]

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin İ[email protected]

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin
İ[email protected]

Hangi kooperatif hangi verginin mükellefi olmak zorundadır ?

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin
İ[email protected]

Kooperatif nasil kurulur ? vergi dairesi açılış işlemleri nelerdir ?-Kemal OZMEN

Bize ulaşın [email protected]

Kooperatif adına kayıtlı kısıtlı arsa üzerine yapılan binaların ortaklarına devri halinde tecil edilen emlak vergilerinin tahsili hk.-Kemal OZMEN

Başlık Kooperatif adına kayıtlı kısıtlı arsa üzerine yapılan binaların ortaklarına devri halinde tecil edilen emlak vergilerinin tahsili hk.
Tarih 25/10/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1889
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1889

25/10/2011

Konu

:

Kooperatif adına kayıtlı kısıtlı arsa üzerine yapılan binaların ortaklarına devri halinde tecil edilen emlak vergilerinin tahsili hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Belediyesi sınırları içerisinde yer alan kooperatifiniz adına kayıtlı arsanın imar planı kesinleşmeden önce tasarrufunun kısıtlı olduğu, imar planının çıkması sonucunda söz konusu taşınmazın kısıtlılığının kaldırıldığı ve 3 yıldır tam vergi ödendiği, kısıtlılığın sona ermesinden sonra söz konusu arsa üzerine inşa edilen binaya ait bağımsız bölümlerin kooperatif ortaklarına tapuda tescil edilmesi esnasında kısıtlı olduğu dönemde tecil edilen emlak vergisinin 9/10 oranındaki kısmının adı geçen belediyece tahsil edilmesi gerektiğinin bildirildiği belirtilerek söz konusu kooperatif ortakları adına yapılan işlemin Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesi hükmü kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10’u oranında tahsil olunacağı, kısıtlamanın kaldırılması halinde kaldırılma tarihini takip eden bütçe yılından itibaren emlakın vergisinin tüm vergi değeri üzerinden ödeneceği, kısıtlamanın devam ettiği sürece tecil edilen verginin 9/10’unun bina, arsa veya arazinin satılması, istimlakı veya hibe yoluyla başka şahıslara devir ve temliki halinde tahsilat zamanaşımına uğramamış olanlarının muaccel hale geleceği hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, kooperatifiniz adına kayıtlı arsa üzerine inşa edilen binaya ait bağımsız bölümlerin kooperatif ortaklarına tapuda tescil edilmesi işlemi Kanunda belirtilen satış, istimlak veya hibe yoluyla başkasına devir ve temlik kapsamında olmadığından mezkûr arsanın tasarrufunun kısıtlı olduğu dönemlerde tecil edilen vergilerin tahsil edilmesine imkan bulunmamaktadır.

Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.-Kemal OZMEN

Başlık Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.
Tarih 27/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79

27/03/2012

Konu

:

Bina İnş. ve Yapı Kullanma İzin Harcı hK.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda: Kooperatifiniz üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile … ili, .. ilçesi sınırları dahilinde … adet toplu işyeri inşa edileceği belirtilerek bu inşaat için bina inşaat harcı ve belediyelerce alınan diğer imarla ilgili harçlarından müstesna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Ek 1’inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almakta ve bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrasında ise kooperatifler eliyle, ana sözleşmelerine uygun olarak, yapılan sanayi ve küçük sanat siteleri ile esnaf çarşılarının bina inşaat harcından müstesna olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Aynı Kanunun 80 inci maddesinde:

“İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.

a) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde İmar Kanununa göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemleri “Parselasyon Harcına” (teşvik belgesini haiz organize sanayi bölgeleri hariç olmak üzere),

b) Verilecek ifraz ve tevhit kararları “İfraz ve Tevhit Harcına”,

c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,

d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi “Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına”,

e) (Mülga: 21/1/1982 – 2589/5 md.)

f) Yapı kullanma izni verilmesi işleri “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir.

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Hükümleri uyarınca yapılan yapı ve tesisler ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında inşa edilecek sera ve benzeri örtü altı tarım faaliyetinde kullanılmak üzere inşa edilen tesisler, ahır, samanlık, kümes ve hayvan barınakları ile yemlik gibi yapı ve tesisler 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu uyarınca alınacak ücretler ile bina inşaat harcı dahil yukarıda sayılan harçlardan müstesnadır.

Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.”

hükmü yer almaktadır.

Organize Sanayi Bölgeleri: Ülke kalkınmasının sağlanması, sanayinin gelişmesi, kentleşmenin yönlendirilmesi, çevre sorunlarının önlenmesi, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanılması amacıyla sanayi tesislerinin belirli bir plan dahilinde sınırları onaylı arazi parçaları üzerinde yerleştirilmesi ve kümelenmesiyle oluşan, gerekli altyapı ve sosyal tesisler ile donatılan sanayi sektöründe mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Küçük sanayi siteleri ise: Her tür küçük sanayi işletmesinin, aynı iş kolundaki küçük işletmelerle bir araya gelerek, genel olarak büyük entegre sanayi işletmelerine ara mal üretmek üzere kurulmuş olan yerlerdir.

Bu itibarla, Kooperatifiniz eliyle yapılacak işyerlerinin yukarıda tarifi yapılan organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yer alması halinde bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından istisna tutulması; ayrıca söz konusu işyerlerinin bu kapsama girmemekle birlikte “esnaf çarşısı” kapsamında bulunması halinde ise bina inşaat harcından istisna tutulması gerekmektedir.

Öte yandan, Kooperatifinizin bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcı dışında 2464 sayılı Kanun’da belirtilen diğer imar ile ilgili harçlarından istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Model yili 1990 ve daha eski olan taşıtlara iliskin yapılacak islemler -Kemal OZMEN

02.08.2012 tarihli resmi gazetede bulabilirsiniz

1990 model ve oncesi araçların hurdaya ayrılması durumunda motorlu taşıt vergileri ve diğer borçları siliniyor-04.08.2012.Kemal OZMEN

02.08.2012 Tarihli resmi gazetede detaylarını bulabilirsiniz