1.8.Ortaklıktan çıkmak isteyenler hakkında nasıl işlem yapılır?
Her ortağın Kooperatiften çıkma hakkı vardır(KK Md.10).
Ortaklıktan çıkmak isteyenler bu taleplerini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvuruda bulunur ve yönetim kurulunca bu hususta karar alınarak ortağa bildirilir.
Ortaklıktan çıkma hakkının kullanılması, ana sözleşmeyle en çok 5 yıl için sınırlandırılabilir.Ortağın hiçbir suretle Kooperatiften çıkamayacağına dair şartların hükmü yoktur(KK Md.11).
Çıkış ancak bir hesap yılı sonu için ve en az 6 ay önceden(1 Ocak 31 Aralık dönemini kullanan Kooperatiflerde Haziran ayı sonuna kadar) haber verilerek yapılır(KK Md.12).
Kooperatifteki payını devir eden ortaktan devir işlemi nedeniyle herhangi bir bedel alınabilir mi?
1.7.Kooperatifteki payını devir eden ortaktan devir işlemi nedeniyle herhangi bir bedel alınabilir mi?
Payını devir etmek suretiyle kooperatiften ayrılan ortaklardan bu devir işlemi nedeniyle herhangi bir fark veya ücret alınması yasal değildir.
.Kooperatife sonradan girecek ortaklardan fark alınabilir mi?
1.6.Kooperatife sonradan girecek ortaklardan fark alınabilir mi?
Kooperatife boş bulunan ortaklık payını almak suretiyle yeni girecek ortaklardan bir ortağın o tarihe kadar ödemiş olduğu tutar alınır. Bu miktardan daha fazla tahsilat yapılabilmesi ancak genel kurul kararı ile mümkündür(Örnek Anas.Md.11).
Yönetim kurulu, sonradan ortaklığa kabul edilecek kişilerden, diğer ortakların ödediğinden daha yüksek bedel talep edilmesi hususunda yetkili değildir(KK Md.42, Örnek Anas. Md.11).
Yönetim kurulu yasa ve anasözleşme ile genel kurula verilmiş görev ve yetkileri kullanamaz(KK Md.42 59/8).
Kooperatiflerde yedek ortak alımı yapılabilir mi?
1.5.Kooperatiflerde yedek ortak alımı yapılabilir mi?
Kooperatiflerde yedek ortak adı altında ortaklık kaydı yapılamayacağı gibi yapılacak konut ve işyeri ile alınacak ortak sayısı genel kurulca belirlenir(KK Md.42).
Yönetim kurulu genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez(KK Md.8/3).
Kooperatife girmek isteyen ortakların talepleri nasıl değerlendirilir?
1.4.Kooperatife girmek isteyen ortakların talepleri nasıl değerlendirilir?
Kooperatife girmek isteyen ortaklar bu taleplerini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvuruda bulunur, yönetim kurulunca yapılan değerlendirme sonucunda yasa ve ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyan ortakların kabulü veya reddi ile ilgili yönetim kurulu kararı alınarak ilgiliye 15 gün içinde yazılı olarak bildirilir(KK Md.8 Örnek Anas.Md.11).
Yabancı uyruklu kişiler kooperatife ortak olabilir mi?
1.3.Yabancı uyruklu kişiler kooperatife ortak olabilir mi?
Gerek Kooperatifler Kanunu ve gerekse Bakanlığımızca hazırlanan tip ana sözleşmelerde yabancı uyruklu kişilerin kooperatif ortağı olmalarını engelleyen herhangi bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu hususta yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’de taşınmaz mal edinmeleri hakkındaki hükümler saklıdır.Yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye’de taşınmaz edinmeleri, Tapu Kanununun 35’inci Maddesinde düzenlenmiş, bu maddede 2005 yılı sonlarında yapılan ve 2006 yılı başında yürürlüğe giren değişiklikle, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin Ülkemizde taşınmaz edinimlerine ilişkin yeni esaslar getirilmiştir.Buna göre, Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler.Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak edinebilirler.
Diğer yandan, yabancı uyruklu olup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçmemiş ortakların kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyeliğine seçilmeleri imkanı bulunmamaktadır(KK Md.56, 65).
.Kooperatife alınacak ortaklarda aranacak şartlar nedir
1.2.Kooperatife alınacak ortaklarda aranacak şartlar nedir?
Kooperatife ortak olmak için;
1-Medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmak(18 yaşını tamamlamış, akli yeterliliğe sahip ve kısıtlı olmayan kişiler medeni hakları kullanma ehliyetine diğer adıyla fiil ehliyetine sahiptir.)
2-Ortak olmak isteğini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvurmak(Varsa şahsi sorumluluk ve ek ödemeleri ayrıca kabul etmek),
3-Gerekli sermaye payını taahhüt etmek ve dörtte birini peşin ödemek,
4-Anasözleşmede belirtilen diğer şartları taşımak,
gerekmektedir(KK Md.8).
Yönetim kurulu üyeleri, mevcut ortaklar ile ortak olmak için başvuranların ana sözleşmede yazılı ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmakla yükümlüdür(KK Md.8/2).
Kooperatife kimler ortak olabilir?Kooperatifleri oluşturan gerçek ve tüzel kişiler “Üye” olarak adlandırılabilir mi?
1-YÖNETİM KURULU ÜYELERİ TARAFINDAN ORTAKLARLA İLGİLİ OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLECEK İŞLEMLER
1.1.Kooperatife kimler ortak olabilir?Kooperatifleri oluşturan gerçek ve tüzel kişiler “Üye” olarak adlandırılabilir mi?
Kooperatife tüm gerçek ve tüzel kişiler(Ticaret şirketleri, Dernekler, Vakıflar, Belediyeler, Kooperatifler vs.) ortak olabilir(KK Md.8, 9).
Yukarıda madde metninden de anlaşılacağı üzere, (gerek kuruluşta ve gerekse daha sonraki süreçlerde) Kooperatifi kuran veya kooperatifi oluşturan kişiler “Ortak” olarak adlandırılmakta, dolayısıyla, kooperatif ortaklarının “Üye” olarak nitelendirilmemesi gerekmektedir.
3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi kapsamında 2/B alanlarında yapılacak uygulama-2B Arazili Kooperatifler Hakkında
T.C.
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kadastro Dairesi Başkanlığı
Sayı : B.09.1.TKG0130002-010-06/6738 01/07/2011
Konu : 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi
kapsamında 2/B alanlarında yapılacak
uygulama.
GENELGE NO: 1720
2011/2
…………………………..TAPU VE KADASTRO…..…. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE
İlgi: a) 07.01.2003 tarihli ve B.09.1.TKG.0.13.00.02-7151/87 sayılı genelge,
b) 04.09.2009 tarihli ve 2009/15 nolu genelge,
c) 15/09/2009 tarihli ve B.09.1.TKG0100001-074/254-4193 sayılı genelge,
d) 15.03.2010 tarihli ve B091TKG0100002-074/263-856 sayılı genelge,
e) 16.03.2010 tarihli ve B091TKG0100002-074/263-869 sayılı genelge,
f) 07.06.2010 tarihli ve B.09.1.TKG0130003-604.01/3953 sayılı yazı,
g) Merkez İnceleme Kurulunun 23.03.2011 tarihli ve 218 sayılı kararı,
h) 04.04.2011 tarihli ve B.09.1.TKG0130002-010-06/3040 sayılı genelge,
ı) 20.05.2011 tarihli ve B.09.1.TKG0130002-010/5689 sayılı duyuru,
i) 20.03.2007 tarihli ve 2007/5 nolu genelge,
j) 09.11.2010 tarihli ve 2010/22 nolu genelge.
Bilindiği gibi, 27.01.2009 tarihli ve 27123 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 15.01.2009 tarihli ve 5831 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 üncü madde ile “6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin; fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığının kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescilinin ve daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, idaremizce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz/tevhit işlemlerinin yapılmasına” imkan sağlanmış ve bu maddenin uygulama şekli de ilgi (b, c, d, e, f, ve h) talimat ve genelgelerde açıklanmıştır.
Bu kere, Anayasa Mahkemesinin 02.06.2011 tarihli ve 27952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 12.05.2011 tarihli ve 2009/24 esas, 2011/25 karar sayılı kararı ile 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesinin beşinci fıkrası “Bu madde kapsamındaki kadastro, ifraz ve
1/10
tescil işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın yapılır.” hükmü, “12.5.2011 günlü, E.2009/24, K. 2011/75 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu fıkranın, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına” karar verilmiştir.
Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararı dikkate alınmak ve ilgi (b, c ve h) genelgelerin birleştirilmek suretiyle, 2/B alanlarında 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi kapsamında yapılacak kadastro ve güncelleme çalışmalarında izlenmesi gereken yöntem aşağıda açıklanmıştır.
) 2/B Alanlarının Kadastro Çalışmalarında İzlenecek Yöntem:
1- Genel Hususlar
1.1- Kadastro müdürü tarafından; Merkez’ce verilecek talimat sonrası kadastrosu yapılacak 2/B alanları birim bazında yıllık çalışma programına alınır.
1.2- Kesinleşmiş orman harita ve tutanakları İdaremize gönderilmemiş ise, mahalli orman idaresine yazı yazılmak suretiyle, bunların onaylı birer örneği ile orman ve 2/B sınır krokileri, röper krokileri, ölçü krokileri, ölçü değerleri, kontrol noktaları, varsa, 2B sahaları ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararları, tahsisen geri kazanılmış eylemli orman alanlarına ait belgeleri ve ilgili diğer belgelerinin gönderilmesi istenir.
Bu yazıda, çalışmalara başlanacak tarih ile orman kadastro haritası ve tutanakların zemine aplikasyonu ve gerektiğinde düzeltme işlemleri sırasında görev yapmak üzere en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin görevlendirilmesi ve çalışmalara başlama tarihinde kadastro ekibine iştirak ettirilmesinin sağlanması gerektiği belirtilir.
1.3- Ayrıca, ilgili kurum ve kuruluşlara yazılacak birer yazı ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin içerisinde özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gereken alanların bulunup bulunmadığı sorulur. Varsa, bu yerlerin sınırlarını gösteren bilgi ve belgelerin gönderilmesi veya zeminde sınırlarının gösterilmesi istenir. Yazıda, 15 gün içerisinde cevap verilmemesi durumunda, 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4 üncü madde gereğince, özel kanunlarına göre değerlendirilecek alan bulunmadığının kabul edilmiş sayılacağı belirtilir.
1.4- Kadastro çalışmaları sırasında, 3402 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmayacaktır. Ancak, kadastro çalışmalarına başlanılmadan en az üç gün önce, kullanıcılarının ve muhdesat sahiplerinin bilgilendirilmesi ve çalışmalar sırasında hazır bulunmalarının sağlanması amacıyla kadastro müdürlüğünce muhtarlıklarda duyuru yapılması sağlanır. Duyuru yapıldığına ilişkin belge dosyasında saklanır.
1.5- Orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatlarının, orman kadastro tutanakları esas alınıp kadastro paftalarıyla da irtibatlandırılarak mevzuat hükümlerince aplikasyonunun yapılması ve fenni hataların giderilmesi için, 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre oluşturulan kadastro ekibine kadastro kontrol mühendisi ile orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisi iştirak ettirilmek suretiyle ekip oluşturulur.
2/10
1.6- Orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatlarında ve bu sınır nokta ve hatlarıyla ilintili kadastro parsellerinde düzeltmeyi gerektiren pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, bu uyumsuzluk, söz konusu ekip tarafından teknik mevzuatına uygun hale getirilir. Ekipçe, hangi sınır nokta ve hatları ile hangi kadastro parsellerinde ne gibi bir uyumsuzluk bulunduğu ve ne şekilde giderildiği hususlarını içeren detaylı bir teknik rapor düzenlenerek imza altına alınır.
1.7- Düzeltme işlemleri, yapılacak kadastro çalışmaları ile birlikte askı ilanına alınır.
1.8- Kadastro parsellerinde düzeltmeyi gerektiren bir hata bulunması durumunda, ilgili parsellerin kaydına düzeltme yapılacağı hususunda belirtme yapılması sağlanır. Düzeltme işlemi askı ilanı sonucu kesinleştiğinde, bu parsellerin tapu kütüğünde gerekli düzeltmenin yapılması için, eski ve yeni yüzölçümlerini gösteren listesi ve düzenlenen teknik rapor açıklayıcı bir yazı ekinde tapu müdürlüğüne gönderilir. Paftasında da gerekli düzeltme yapılır.
1.9- Aplikasyon ve düzeltme işlemleri esas alınarak belirlenen 2/B alanları içerisinde; daha önce yapılan kadastro (kadastro-tapulama) sonucu gerçek veya tüzel kişiler (Hazine hariç) adına tescilli olmasına rağmen, orman kadastrosu sonucu, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan saha içinde kısmen veya tamamen kalan yerler varsa, bu yerlerin kamulaştırılmadan ya da yargı kararı ile iptal edilmeden tescillerinin idari yoldan resen iptali mümkün olmadığından, bu yerler için liste düzenlenerek mahalli orman idaresi ve maliye kuruluşuna yazı ekinde gönderilir. Ayrıca, bu parsellerin tescilli oldukları tapu kütük sayfasının beyanlar hanesinde “Tamamı / …. m2 lik kısmı 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılmak üzere, mahalli orman idaresi ve maliye kuruluşuna yazılan yazılar ile listenin birer örnekleri tapu müdürlüğüne gönderilir. Bu alanlarda kadastro çalışması yapılmaz.
1.10- Merkez İnceleme Kurulunun ilgi (g) kararı gereğince, Hazine adına kayıtlı olup üzerinde herhangi bir daimi ve müstakil hak tesis edilmeyen ve fiili zemini itibariyle kesinleşmiş 2/B sahası içinde kalan imar uygulamasına tabi tutulmuş parsellerin dış sınırlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan imar parseli bütünlüğü bozulmaksızın 3402 Sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi uyarınca kullanıcı/muhdesat belirlemesi kadastro suretiyle yapılır.
Ancak, imar uygulamasından önce 2/B sahası dışında olmasına rağmen yapılan uygulama sonucu dağıtım sureti ile 2/B sahası içine taşınan Hazine taşınmazları ile imar uygulaması öncesinde 2/B sahası içinde kalmasına rağmen yapılan uygulama sonucunda 2/B sahası dışına çıkarılan Hazine taşınmazları ile ilgili olarak ise kadastro çalışması yapılmaz.
1.11- Hazine adına tescilli olmasına rağmen, kısmen veya tamamen 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalan yerlerden;
Tamamı orman sınırı içerisinde ya da 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalan ve üzerinde müstakil ve daimi ayni hak tesis edilmeyen taşınmazların tapu kütük sayfalarının beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılmak suretiyle tapu kütük sayfası kapatılır ve paftasında gerekli değişiklik yapılır.
Kısmen 2/B sahasında kalan yerlerde ise, tescil bildirimi düzenlenmek suretiyle bu kısmın ifrazı yapılır. Kütük sayfası kapatılmadan ifraz edilen kısmın yüzölçümü, nedeni açıklanmak suretiyle parselin yüzölçümünden düşülür ve sayfalar arasında münakale sağlanır. Paftalarında da gerekli değişiklikler yapılır.
3/10
Her iki halde de, tapu müdürlüklerince mahalli maliye kuruluşuna bilgi verilir.
Üzerinde müstakil ve daimi hak tesis edilen yerlerde ise, sadece zemine ilişkin sayfada “Tamamı/ … m2 lik kısmı 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılır. Kütük sayfası kapatılmaz ve bu yerler kadastroya tabi tutulmaz.
1.12- Bu uygulamalar sonucunda, fiili kullanım durumuna göre kadastroya tabi tutulması gereken 2/B alanları belirlenir ve üzerinde müstakil ve daimi ayni hak tesis edilmemiş Hazine adına tescilli 2/B alanlarında kalan (kısmen veya tamamen) yerler, kadastroya tabi tutulacak bu 2/B alanlarına dahil edilir.
1.13- Pafta zemin uyumsuzluğu bulunmadığı tespit edilen ya da düzeltme işlemleri esas alınarak belirlenen 2/B alanlarında; 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesine göre yapılacak kadastro çalışmaları, “3194 sayılı İmar Kanunu ile 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki” kısıtlamalara tabi tutulması gerektiğinden, bu çalışmalarda 3402 sayılı Kanunun 47/K maddesi hükmü gereğince düzenlenen “Kadastro Çalışmalarında Taksim Sebebiyle Ayırma ve Birleştirmeler Hakkında Yönetmelik” hükümleri ile ilgi (i) genelge esaslarına uyulacaktır.
Buna göre;
“Kadastro Çalışmalarında Taksim Sebebiyle Ayırma ve Birleştirmeler Hakkında Yönetmelik’in” 3 üncü maddesinin a/1 ve b/1 bendlerine uygunluğu tespit edilen 2/B alanları, zemindeki fiili kullanım durumuna göre sınırlandırılıp, kullanıcı ve muhdesat belirleme işlemleri yapılacaktır.
“Kadastro Çalışmalarında Taksim Sebebiyle Ayırma ve Birleştirmeler Hakkında Yönetmelik’in” 3 üncü maddesinin b/2 bendi kapsamında kalan 2/B alanları ise, (Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin b/3 bendinde belirtildiği şekilde) belediye encümeni veya il encümeninin olumlu kararı alınmak suretiyle zemindeki fiili kullanım durumuna göre sınırlandırılıp, kullanıcı ve muhdesat belirleme işlemleri yapılacaktır.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8 inci maddesinde, tarım arazilerinin, bu maddede öngörülen parsel yeter büyüklüklerinin altındaki miktarlarla parçalara bölünmesi yasaklanmış olduğundan, Kanunun yürürlüğe girdiği 19.07.2005 tarihinden sonra zeminde parçalara ayrılmak suretiyle kullanıma başlanmış 2/B alanlarında, Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen miktarların altında olmamak üzere zemindeki fiili kullanım durumuna göre sınırlandırılıp kullanıcı ve muhdesat belirleme işlemleri yapılacaktır.
Belediye encümeni veya il encümenince olumlu karar verilmeyen 2/B alanları ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun yürürlüğe girdiği 19/07/2005 tarihinden sonra kullanıma başlanılmış 2/B alanlarında, Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen miktarların altındaki miktarlarla parçalara ayrılmak suretiyle kullanıma başlanılmış tarım arazisi nitelikli 2/B alanlarında ise zemindeki fiili kullanım durumuna göre sınırlandırma yapılması mümkün olmadığından, 2/B alanlarının bir bütün olarak sınırlandırması yapılacaktır.
Bir bütün olarak sınırlandırması yapılan 2/B alanlarında, zeminde tespit edilen fiili kullanım sınırları, ölçü krokisinde parsel sınırı içerisinde kesik çizgiler ile gösterilerek harflendirilecek, yüzölçümü hesaplanacak, kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda gerekli açıklama yapılarak bu durumdaki parseller için kullanıcı belirtmeleri, beyanlar hanesinde “Krokisinde (….) harfi ile gösterilen …. m2.lik kısım …… kızı/oğlu ……… nın kullanımındadır.” şeklinde yapılacaktır. Şartlara uygun olmadığı nedeniyle ifrazı yapılamayan
4/10
ve ölçü krokisinde kesik çizgiler ile gösterilen fiili kullanım sınırları, sınırlandırma krokisinde ve paftasında ise gösterilmeyecektir.
Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararından önce, 3402/Ek 4 madde kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi tutulmaksızın sınırlandırma, ölçü ve kullanıcı/muhdesat belirleme işlemleri tamamlanıp henüz askı ilanına alınmamış çalışma alanında bulunan 2/B parsellerinin kadastro tutanakları kadastro komisyonuna intikal ettirilmesi ve yukarıdaki açıklamalara göre işlem yapılması sağlanacaktır.
2/B parselinden eylemli orman alanı olarak ayrılması ve ana orman parseline dahil edilmesine yönelik talepler, sözü edilen kısıtlamalara tabi tutulmaksızın karşılanacaktır.
1.14- Muhdesat niteliği taşımayan Hazineye ait yapı ve tesisler kadastro tutanağının vasfı sütununda gösterilir. Muhdesat niteliğini taşıyanlar ise muhdesatın sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi kadastro tutanağında açıklanmak suretiyle muhdesatın sahibi ve kullanıcı isimleri tutanağın beyanlar hanesinde gösterilir ve muhdesat dışındaki vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespiti yapılır. Aynı parsel üzerinde birden fazla muhdesat niteliğinde bina bulunması durumunda, yatay muhdesatlarda harf verilmek suretiyle, dikey muhdesatlarda ise bağımsız bölüm numarası yazılmak suretiyle muhdesat sahipleri kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir.
1.15- Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün olmadığından, bu çalışmalar sırasında zilyetlik yoluyla kullanıcıları ve muhdesat sahipleri adına tespit yapılmaz.
1.16- Ayrıca, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır.” şeklinde belirtme yapılır.
1.17- Şayet, kadastrosu yapılacak 2/B alanlarında daha önce ilgi (a) genelge uyarınca çalışmaları durdurulmuş alanlar varsa, bu alanlarda durdurma tarihine kadar düzenlenen belgeler (kadastro tutanakları ve fenni belgeleri) bu kere yapılan çalışmalar sırasında değerlendirilerek, yeni düzenlenecek tutanaklarına eklenir.
1.18- Çalışmalar sonuçlandığında, mahalle ve köy esasına göre askı ilan cetveli düzenlenerek 3402 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca 30 gün süre ile ilan edilir. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan parseller kadastro yönüyle; düzeltmeden etkilenen orman ve kadastro parselleri ise düzeltme yönüyle ilana alınır. Bu husus askı cetvellerinde belirtilir. Düzeltme yönüyle askı ilanına alınan parseller için kadastro tutanağı düzenlenmez.
1.19- Tescil aşamasında, düzeltme yönüyle ilana alınan parsellerin tescilli olduğu tapu kütük sayfalarında, kadastro müdürlüğünden gelecek listeye göre gerekli düzeltmeler ve tescil yapılır.
1.20- Bu şekilde yapılan düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış sayılır. Bu kapsamda yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.
1.21- Daha önce, fiili kullanım durumuna göre kadastrosu yapılarak tapuya tescil edilmiş 2/B alanları kadastroya tabi tutulmayacak olup, bu alanlar dışında tapuya tescil edilmiş diğer 2/B alanlarında yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uygulama yapılacaktır.
5/10
1.22- Tapulama veya kadastro çalışmaları sırasında davalı olması nedeniyle malik tespiti yapılmayan ya da gerçek veya tüzel kişiler adına tespit edilen ancak bu tespite karşı kadastro/tapulama mahkemelerinde açılan davalar nedeniyle kadastrosu kesinleştirilmeyen ve halen davası devam eden parsellerin mülkiyeti Mahkemece belirleneceğinden, davası devam eden bu parseller şayet kesinleşen 2/B alanında kalıyor ise, bu parseller dava sonuçlanıncaya kadar 3402 Sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi kapsamında fiili kullanım durumuna göre kadastroya tabi tutulmayacaktır.
1.23- Diğer taraftan, tapulama veya kadastro çalışmaları sırasında davalı olması nedeniyle malik tespiti yapılmayan ya da gerçek veya tüzel kişiler adına tespit edilen ancak bu tespite karşı açılan dava nedeniyle Mahkemeye intikal ettirilen parsellerin, davalarının orman lehine sonuçlanması üzerine yapılacak 2/B uygulaması sonucunda kesinleşen 2/B alanında kalıyor ise, bu parsellerin kullanıcıları/muhdesatları ise, 3402 Sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi kapsamında fiili kullanım durumuna göre yapılacak kadastro suretiyle belirlenir.
2) Kadastrosu Yapılacak 2/B Alanlarında Özel Kanunlarına Göre Değerlendirmesi Gereken Alanlarda Uygulama:
2.1 – Kamu Hizmetine Tahsis Edilen Yerler;
2/B sahaları içinde okul, ibadet yeri (cami gibi) ve benzeri kamu hizmetine ayrılmış yerler varsa, bunlar ayrı bir parsel numarası altında sınırlandırılıp, zemindeki vasfı ile Hazine adına tespit ve tescilleri yapılacaktır.
2.2 – Kamuya Terk Edilmiş Yerler;
2/B sahaları içinde mevcut dere ve yol gibi kamuya terk edilmiş yerler varsa, bunlar tescile tabi olmadıklarından, paftasında özel işaretiyle gösterilecektir.
2.3 – Kamu Orta Malı (Mera, Yaylak, Kışlak gibi) Olarak Orman Sınırı Dışına Çıkarılan Yerler:
2/B alanlarının içinde, orman kadastro komisyonlarınca; mera, otlak, kışlak ve yaylak gibi vasıflarla orman sınırı dışına çıkarılmış kamu orta malı nitelikli yerler, 4342 sayılı Mera Kanununa göre tahsis amacı değiştirilmedikçe özel mülkiyete konu edilemeyeceğinden, kullanıcılarının tespiti amacıyla kadastroya tabi tutulmayacak ve kamu orta malları siciline (özel siciline) kaydedilecektir.
2.4 – Kıyı Kenar Çizgisi İçinde Kalan Yerler;
Kadastro çalışmaları sırasında, kısmen veya tamamen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı tespit edilen 2/B alanlarının kadastro tutanağının beyanlar hanesinde “ Taşınmazın tamamı/… m2 lik kısmı kıyı kenar çizgisi içinde kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılacak ve bu alanlar, sınırlandırma ve ölçü krokileri ile paftasında gösterilecektir.
2.5 – Sahil Şeridi İçinde Kalan Yerler;
Kadastro çalışmaları sırasında, kısmen veya tamamen sahil şeridi içinde kaldığı tespit edilen taşınmazlara ait kadastro tutanağının beyanlar hanesinde “Taşınmazın tamamı/ … m2 lik kısmısahil şeridi içinde kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılacak ve bu alanlar, sınırlandırma ve ölçü krokileri ile paftasında gösterilecektir.
6/10
2.6 – İçme Suyu Temin Edilen Göl ve Barajların Su Toplama Havzasında Kalan Yerler;
İçme suyu temin edilen göl ve barajların mutlak koruma alanlarında, özel kanunları ve yönetmelikleri ile tarım ve inşaat yasağı getirildiğinden; 2/B alanlarında, içme suyu temin edilen göl ve barajların bulunması durumunda, ilgili kuruluşlarca (DSİ ve Belediye gibi) gönderilecek su toplama havzalarının mutlak koruma alanını gösterir haritasına göre kısmen veya tamamen bu saha içinde kaldığı tespit edilen taşınmazlara ait kadastro tutanağının beyanlar hanesinde “Taşınmazın tamamı/ … m2 lik kısmı, …. Gölünün/Barajının su toplama havzası içinde kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılacak ve bu alanlar, sınırlandırma ve ölçü krokileri ile paftasında gösterilecektir.
2.7 – Kültür ve Tabiat Varlıkları ile Bunların Koruma Alanı İçinde Kalan Yerler;
Kadastro çalışmaları sırasında, kısmen veya tamamen 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11 inci maddesi kapsamında zilyetlikle iktisabı yasaklanmış alanların içinde kaldığı tespit edilen taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde, durumuna göre “Taşınmazın … m2 lik kısmında/tamamında ….. Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlığı bulunmaktadır.” ya da “Taşınmazın… m2 lik kısmı/tamamı birinci/ikinci derece arkeolojik sit alanında kalmaktadır.” şeklinde belirtme yapılacak ve bu alanlar, sınırlandırma ve ölçü krokileri ile paftasında gösterilecektir.
2.8 – İrtifak Hakkı Tesis Edilen veya Tahsisi Yapılmış Olan Yerler;
Kadastro çalışmaları sırasında, kısmen veya tamamen, (15/Mayıs/1959 tarihli ve 7269 sayılı; 12/Mart/1982 tarihli ve 2634 sayılı; 24/Şubat/1984 tarihli ve 2981 sayılı; 9/Ağustos/1983 tarihli ve 2872 sayılı Kanunlar gibi) tahsisi yapılmış veya irtifak hakkı tesis edilmiş sahaların içinde kaldığı tespit edilen taşınmazlara ait kadastro tutanaklarında bu husus açıklanır ve tutanağın beyanlar hanesinde gerekli belirtme yapılır. Bu alanlar, sınırlandırma ve ölçü krokileri ile paftasında gösterilir.
B) Güncelleme Çalışmalarında (Fiili Kullanım Durumuna Göre Kadastro Sonucu Tescili Yapılmış 2/B Parsellerinde Yapılacak İfraz ve Tevhit Haritalarının Yapımında, Kullanıcılarının ve Muhdesatların Tespitinde) İzlenecek Yöntem:
Güncelleme yapılacak yerler; 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve daha önce 2924 ya da 3402 sayılı Kanunlar uyarınca fiili kullanım durumuna göre kadastroya tabi tutularak (fiili kullanım durumuna göre sınırlandırma, ölçüsü ve Hazine adına tespiti yapılarak kullanıcısı ve varsa muhdesatı belirlenip kadastro tutanağı düzenlenmek suretiyle askı ilan veya yargı kararı sonucu) tapuya tescili yapılmış ve bu kere, Maliye Bakanlığının talebi üzerine Merkezce verilecek talimat üzerine ifraz, tevhit, kullanıcı/muhdesat değişikliği vs. yapılacak yerlerdir.
1- Kadastro müdürlüklerince, Maliye Bakanlığının talebine konu yerlerde Merkez’ce verilecek talimat sonrası birim bazında ek iş programı düzenlemek suretiyle güncelleme çalışmalarına başlanır.
2- Güncelleme çalışmalarına başlanılmadan en az üç gün önce, kullanıcıların/muhdesat sahiplerinin bilgilendirilmesi ve çalışmalar sırasında hazır bulunmalarının sağlanması amacıyla kadastro müdürlüklerince muhtarlıklarda duyuru yapılması sağlanır. Duyuru yapıldığına ilişkin belge muhtarlıktan temin edilerek dosyasında saklanır.
7/10
3- Bu çalışmaları yürütecek ekip, kadastro müdürlüğünce ihtiyaca göre yeterli sayıda görevlendirilecek personel, maliye temsilcisi ve köy/mahalle muhtarından oluşturulur.
4- Güncelleme çalışmaları sırasında, orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatları ile bu alanlara komşu kadastro parsellerinde karşılaşılacak fenni hatalar, 3402 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre oluşturulan ekibe, kadastro kontrol mühendisi ile orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisi iştirak ettirilerek mevzuat hükümlerince düzeltilir. Düzeltme işlemiyle ilgili olarak, ne gibi uyumsuzluk bulunduğu ve bu uyumsuzluğun ne şekilde giderildiği hususlarını içeren detaylı bir teknik rapor düzenlenir ve birlikte imzalanır. Düzeltme işlemi, 3402 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre ilan edilir.
5- Güncelleme çalışmaları yapılacak yerlerde, kullanıcılarının kim/kimler olduğu, varsa üzerindeki muhdesatların kime/kimlere ait olduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yazılı ise güncelleme çalışmaları sırasında bunlar esas alınacaktır. Tapu kütüğünde kullanıcı ve muhdesat belirtmesi bulunmaması durumunda ise kadastro tutanakları incelenerek, varsa tutanakların edinme sebebi sütunundaki kullanıcı veya muhdesat sahibi güncelleme çalışmalarına yansıtılacaktır.
6- Teknik mevzuata uygun olan veya uygunluğu sağlanan 2/B parsellerinde yapılacak güncelleme çalışmaları sırasında, parsellerin daha önce tapuya tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın kullanıcıları ile varsa üzerindeki muhdesatlar belirlenir, aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda ifraz/tevhit işlemleri, kullanıcı/muhdesat değişikliği ve tescil/terkin işlemleri yapılır.
Güncelleme çalışmaları sırasında ifraz ve tevhit işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi tutulması gerektiğinden, bu işlemler ilgi (i ve j) genelge esasları çerçevesinde (ilgi “j” genelgenin 11 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında öngörülen ve ilgililerince ibraz edilecek il/belediye encümen kararlarına dayalı olarak) yapılacak ve ifraz ve tevhit haritaları teknik mevzuata uygun hassasiyette düzenlenecektir.
Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararından önce, 3402/Ek 4 madde kapsamında yapılan güncelleme çalışmaları sırasında 3194 sayılı İmar Kanunu ile 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi tutulmaksızın ifraz/tevhit işlemi yapılan ve tapuda henüz tescili yapılmamış olan parsellerin tescil bildirimleri (beyannameleri) kadastro müdürlüğüne iade edilecek, yukarıda belirtilen şartları sağlayanların ifraz/tevhit durumuna uygun şekilde tapuda tescili yapılacak, sağlamayanların ise tapuda tescilli sınırları korunacaktır. İfraz/tevhit işlemine konu parseller ile tescilli sınırları korunan parsellerdeki kullanıcı/muhdesat değişiklikleri, aşağıdaki 7 nci maddedeki açıklamalara göre yapılacaktır.
2/B parselinden eylemli orman alanı olarak ayrılması ve ana orman parseline dahil edilmesine yönelik talepler ise, il/belediye encümen kararı aranmadan karşılanacaktır.
7- 2/B parsellerinin üzerindeki kullanıcı ve muhdesat sahiplerinin kullanımlarını veya muhdesatını üçüncü kişilere devrettiklerini, çalışmalar sırasında bizzat beyan etmeleri (bu durumda, ilgilisinin beyan ve imzasını içeren tutanak düzenlenir ve ekip görevlilerince birlikte imzalanır) veya noterlikte düzenlenen ya da haricen düzenlenip muhtarlıkça tasdik edilen bir belge ile kanıtlanması suretiyle,
8/10
İntikal ve taksim durumunda ise, ibraz edilecek veraset belgesi ve noterlikte düzenlenen ya da haricen düzenlenip muhtarlıkça tasdik edilen taksim senedine göre,
Yeni duruma uygun kullanıcı veya muhdesat belirlemesi yapılır.
8- Güncelleme çalışmaları sırasında, aynı parsel üzerinde birden fazla muhdesat niteliğinde bina bulunduğunun tespiti durumunda, yatay muhdesatlarda harf verilmek suretiyle, dikey muhdesatlarda ise bağımsız bölüm numarası yazılmak suretiyle muhdesat sahipleri, güncelleme sonucu düzenlenecek listede gösterilir.
9- Güncelleme çalışmaları sırasında, daha önce tespit edilen kullanıcısının kayıttan çıkarılma talebinde bulunması durumunda, kimlik tespiti yapıldıktan sonra ilgilisinin beyan ve imzasını içeren tutanak düzenlenecek ve bu tutanak ekip görevlilerince de imzalanacaktır. Düzenlenecek listede halen kullanıcısının bulunmadığı yazılacak ve tapu kütüğündeki kullanıcı ismi terkin edilecektir.
10- Merkez İnceleme Kurulunun ilgi (g) kararı gereğince, Hazine adına kayıtlı olup üzerinde herhangi bir daimi ve müstakil hak tesis edilmeyen ve fiili zemini itibariyle kesinleşmiş 2/B sahası içinde kalan imar uygulamasına tabi tutulmuş parsellerin dış sınırlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan imar parseli bütünlüğü bozulmaksızın 3402 Sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesi uyarınca kullanıcı/muhdesat değişikliği güncelleme suretiyle yapılır.
Ancak, imar uygulamasından önce 2/B sahası dışında olmasına rağmen yapılan uygulama sonucu dağıtım sureti ile 2/B sahası içine taşınan Hazine taşınmazları ile imar uygulaması öncesinde 2/B sahası içinde kalmasına rağmen yapılan uygulama sonucunda 2/B sahası dışına çıkarılan Hazine taşınmazları ile ilgili olarak ise güncelleme çalışması yapılmaz.
11- 2/B alanlarında daha önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında, kullanıcıları ve muhdesat sahipleri belirlenerek tapu sicilinin beyanlar hanesinde yazılmış bulunan 2/B parsellerinden, bu çalışmalar sırasında ifraz/tevhit işlemi ve kullanıcı/muhdesat değişikliği yapılan parseller için bu bilgileri içeren liste düzenlenir.
İfraz/tevhit şartlarını sağlamadığı veya kullanıcı/muhdesat değişikliği bulunmadığı tespit edilen 2/B parselleri de düzenlenecek listede aynen gösterilir.
12- Kullanıcıları ve muhdesat sahiplerini belirleme amacıyla düzenlenen liste, kadastro müdürlüğü görevlileriyle birlikte maliye temsilcisi ve muhtar tarafından imzalanır. Hazırlanan belgeler, ifraz/tevhit haritaları, encümen kararları, ilgili diğer belgeler ve yapılacak kontrol sonrası düzenlenecek tescil bildirimi (beyanname) ile birlikte gerekli tescil/terkin işlemlerinin yapılması için bir yazı ekinde tapu müdürlüğüne gönderilir.
Şartlarına uygun şekilde ifraz/tevhit işlemi yapılan taşınmazların tapu kütüğüne tescili sırasında da, aynı yevmiye ile kütüğün beyanlar hanesinde “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır.” belirtmesi ile kadastro müdürlüğünden gelen kullanıcı ve muhdesat listesine göre kullanıcı ve muhdesat belirtmesi yapılır. Değişiklik olmayan 2/B parselleri için tapu kütüğü üzerinde herhangi bir işlem yapılmaz ve tescilleri aynen korunur. Ancak, daha önce “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır.” belirtmesi yapılmamışsa, bu belirtme yapılır.
13- Tescil işlemleri sonucunda düzenlenecek tapu senetleri ve kullanıcı ile muhdesat sahiplerini gösterir liste, birim bazında mahalli maliye kuruluşuna (ilgili Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı veya Milli Emlak Müdürlüğü) gönderilir. Ayrıca, tespit sonuçları İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile ilgili Orman İşletme Müdürlüğüne bildirilir.
9/10
Tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yapılan “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır.” belirtmesi, tapu senetlerinin iktisap sütununa da aktarılır.
14- Bu çalışmalar tamamlanarak tapuda gerekli tescil/terkin ve belirtme işlemleri yapıldıktan sonra, kullanıcı veya muhdesatların devrine yönelik tapu ve kadastro müdürlüklerine yapılacak talepler karşılanmaz.
15- Daha önce kullanıcısı ve muhdesat tespiti amacıyla (3402 yada 2924 sayılı Yasalara göre) yapılan kadastro çalışmaları sırasında kullanıcı ve muhdesat tespiti yapılmayan, bu kere yapılan güncelleme çalışmaları sırasında kullanıcısı veya üzerinde muhdesat bulunduğu belirlenen parseller, güncellemeye tabi tutulmayacaktır. Bu durumdaki parseller, Merkezden ayrıca talimat beklenilmeden bu genelgenin (A) maddesindeki açıklamalar doğrultusunda kadastro işlemine tabi tutulacaktır.
C) Tesis Kadastrosuna Başlanan Yerlerdeki 2/B Alanlarında İzlenecek Yöntem:
Kadastrosuna başlanan çalışma alanlarında, 6831 sayılı Kanuna göre yapılarak kesinleşen 2/B alanları Merkez’den talimat alınmaksızın bu genelgenin (A) maddesindeki açıklamalara göre düzeltme ve kadastro işlemine tabi tutularak, tesis kadastrosu yapılan saha ile birlikte askı ilanına alınır.
İlgi (b, c ve h) genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır. İlgi (d ve e) genelgelerin ilgi (b ve c) genelgelere yaptığı atıflar, bu genelgeye yapılmış sayılır.
Bilgi ve gereği ile Bölge Müdürlüğünüz yetki alanındaki tüm tapu ve kadastro müdürlüklerine duyurulmasını rica ederim.
Gökhan KANAL
Genel Müdür V.
10/10
Dikmen Caddesi No: 14 Bakanlıklar 06100 ANKARA Ayrıntılı bilgi için irtibat: N.K.TOKER Şube Müdürü
Telefon:0 (312) 413 64 05 Faks:0 (312 )413 64 02
e-Posta : nktoker @tkgm.gov.tr Elektronik Ağ: www.tkgm.gov.tr.
Online Başvuru ve SMS Yoluyla Bilgilendirme-Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı
Sayı: B.09.1.TKG.0120001.010-06/ 8/11/2010
Konu: Online Başvuru ve SMS Yoluyla
Bilgilendirme
SATI HANIM
G E N E L G E NO:1714
2010/21
İlgi : 26.07.2005 tarih, 2005/12 Sayılı Ön Başvuru Sistemi Genelgesi.
İlgi genelge ile tapu sicilinde hak sahibi olan kişilerin bizzat veya temsilen tapu sicil müdürlüğünde yapacağı işlemler için gerekli belge asıllarını ibraz ederek ön başvuruda bulunulması ve başvurunun gerçek hak sahibi tarafından yapıldığı tesbit edildikten sonra, işlemlerin başvuru sırasına göre en kısa zamanda sonuçlandırılması amaçlanmıştır.
Bilgi sisteminden daha fazla faydalanılarak vatandaşa verilen hizmet kalitesinin yükseltilmesi ile personelimizin çalışma ve iş üretme kapasitelerinin arttırılması amacıyla TAKBİS kapsamındaki tapu sicil müdürlüklerinde SMS yoluyla bilgilendirme ve Online Randevu Sistemi uygulamaya konulmuştur.
Buna göre;
1-Talep sahiplerine internet üzerinden randevu alabilme imkanı sağlanmıştır.
2-İnternet üzerinden randevu alan kişiler almış oldukları randevu saatinde dairede hazır bulunmak koşuluyla bekletilmeden ön başvuru kabul masasına yönlendirilecektir.
3-Doğrudan Müdürlüğe müracaat eden vatandaşlarımız ise; danışma masasında görevli personel tarafından işlemler için gerekli belge asıllarının ön incelemesi yapılarak;
a-Gelen kişinin ilgilisi olup olmadığı,
b-Başvuru için gerekli olan evrakların eksiksiz olduğu tespit edildikten sonra sıra numarası verilerek ön başvuru masasına yönlendirilecektir.(Eksik evrakla yapılan başvurulara sıra numarası verilmeyerek eksiklikleri belirtilip tamamlanması sağlanacaktır.)
4-Ön Başvuru Kabul Masası; İnternet veya sıramatikten sıra numarası alarak gelen talep sahiplerinin belgelerini TAKBİS veri tabanındaki mevcut bilgiler doğrultusunda inceleyerek;
a-İşlem için gerekli belgelerin tam olması ve işlemin yapılmasına engel bir durumun bulunmaması halinde işlemi kabul edip iki nüsha “Başvuru İstem Belgesi” düzenleyerek ilgilinin imzasını alıp belgenin bir suretini ilgilisine, diğer sureti ile işlem evraklarını ilgili müdür/müdür yardımcısına havalesi yapılarak elektronik ortamda işlem başlatılacaktır.
b-İşlemin yapılmasına engel bir durumun (tedbir, haciz vs. gibi) bulunması halinde eksikliklerin sisteme girişi yapılarak “Başvuru İstem Belgesi” tek nüsha tanzim edilip, ilgilisinin de imzası alınarak eksikliklerin tamamlanması ve yeniden sıra numarası alarak gelmesi istenecektir.
5-Müdür/müdür yardımcısı tarafından işlemi hazırlayacak personele havale edilen işlemli evraklar evrakı müsbitesi (tapu kütüğü, işlem dosyası, resmi senet vs.) ile ilgili personele arşiv görevlisi tarafından teslim edilecektir.
½
__________________________________________________________________________________________
Dikmen Cad. No 14 Bakanlıklar-06100 ANKARA İrtibat: Tapu Dai.Baş.
Telefon: (0 312) 413 63 03 Fax: (0 312) 413 63 02
e-posta: [email protected]. Elektronik Ağ:www.tkgm.gov.tr.
T.C.
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı
Sayı: B.09.1.TKG.0120001.010-06/ ../11/2010
Konu: Online Başvuru ve SMS Yoluyla
Bilgilendirme
6-İşlemi yapacak personel sorumlu müdür/müdür yardımcısı ile birlikte gerekli kontrolleri yaparak:
a-Hukuki bir engel bulunmadığı takdirde; en geç saat 14.00 e kadar işlemin tamamlanacağı (randevu) gün ve saat ilgilisine SMS ya da telefonla bildirilecektir.
b-İşlemi yapmaya engel hukuki bir durum tespit edilirse yine aynı yöntemle derhal ilgilisine bildirilerek müdürlüğe müracaat etmesi sağlanacaktır.
7-Tapu Harçları e-DEVLET üzerinden turkiye.gov.tr sayfasına ve ilgili banka şubelerine elektronik ortamda gönderildikten sonra talep sahiplerine TAKBİS üzerinden SMS ile gerekli bilgiler verilerek harçların tahsilatı sağlanacaktır.
8-Taraflar kendilerine verilen randevu saatinde gelmeleri halinde ilk gelen işlem öncelikle tamamlanmak suretiyle müdür/müdür yardımcısının huzurunda, işlemi hazırlayan memur tarafından akit alınarak işlem sonlandırılacaktır.(Fiziki mekanın uygun olduğu müdürlüklerde akdin alındığı alanla işlemlerin hazırlandığı alanlar ayrılacaktır)
9-Randevu saatinde gelinmediği takdirde talep sahipleri ile ilgili müdür/müdür yardımcısı tarafından yeni bir randevu saati belirlenerek işlemin tamamlanması sağlanacaktır.
Bölge Müdürlüklerimizce gerekli eğitim ve desteğin verilerek denetimlerin yapılması suretiyle Ön başvuru, SMS yoluyla bilgilendirme ve Online randevu sisteminin yukarıda belirtilen işlem basamakları doğrultusunda yerine getirilmesi sağlanacaktır.Uygulamanın tam olarak işleyişinden Daire Müdürleri ve Bölge Müdürlükleri birinci derecede sorumlu olacaklardır.
Bilgi ve gereğini rica ederim.
Mehmet Zeki ADLI
Genel Müdür
DAĞITIM :
Merkez Birimlerine
Bölge Müdürlüklerine
2/2
Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin Tarım İl Müdürlüğü İle Yapacağı Hibe Sözleşmesine İlişkin Damga Vergisi hk.
T.C.
MARDİN VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı :B.07.4.DEF.0.47.10.00-512-2010-DVK-27 03/10/2011
Konu : Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin Tarım İl Müdürlüğü
İle Yapacağı Hibe Sözleşmesine İlişkin Damga Vergisi hk.
…
İlgi : …tarih ve … havale nolu dilekçeniz
İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı 5 inci Etap Ekonomik Yatırımlar kapsamında kuracağınız tesis için … Tarımsal Kalkınma Kooperatifiniz ile … Tarım İl Müdürlüğü arasında düzenlenecek hibe sözleşmesinden dolayı damga vergisinden muaf olup olmadığınız konusunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği, 3 üncü maddesinde ise damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu ve resmi daireler ile kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisinin kişiler tarafından ödeneceği, 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “V-Kurumlarla ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 15 inci fıkrasında, Tarım Satış Kooperatifleri ile Birlikleri ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin her türlü muamelelerinde düzenlenen ve damga vergisi bunlar tarafından ödenmesi gereken kağıtların damga vergisinden istisna olduğu; aynı tablonun “III-İşçiler, çiftçiler ve göçmenlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 10 uncu fıkrasında, tarımsal destekleme programları kapsamında hibe desteği sağlanması uygun görülen yatırım projelerine ilişkin olarak proje sahipleri ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 inci fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden geçerli olmak üzere Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasındaki kağıtlara ilişkin damga vergisi oranı binde 8,25 olarak belirlenmiştir.
Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13 üncü maddesinde, yönetim kurulunun, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınması durumunda, ortak tarafından çıkma dileğinin noter aracılığı ile kooperatife bildirileceği; 93 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde, kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’nin her nevi defterlerin ve ana sözleşmelerin tasdiki ve açılış tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesinin her nevi harçtan ve damga vergisinden muaf olacağı; aynı fıkranın (e) bendinde ise, 13 üncü madde gereğince verilecek bildirinin damga vergisine, diğer harç ve resimlere tabi olmayacağı hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, 1163 sayılı Kanuna tabi tarımsal amaçlı kooperatifler arasında yer alan tarımsal kalkınma kooperatiflerine bu Kanunda tanınan muafiyet, defter ve ana sözleşmeleri ile açılış tasdikleri ile ortaklıktan ayrılma bildirimine; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununda yer alan hüküm ise sadece Tarım Satış Kooperatifleri ile Birlikleri ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin muafiyetine ilişkin bulunmakta olup, taraf olduğu sözleşmeler bakımından tarımsal kalkınma kooperatiflerine tanınan herhangi bir muafiyet ya da istisna hükmü bulunmamaktadır.
Buna göre, kooperatifiniz ile Tarım İl Müdürlüğü arasında yapılacak hibe sözleşmesinin, 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasına göre binde 8,25 nispetinde damga vergisine tabi tutulması ve verginin tarafınızca ödenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun “III-İşçiler, çiftçiler ve göçmenlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümüne 6009 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle eklenen 10 uncu fıkra uyarınca, tarımsal destekleme programları kapsamında hibe desteği sağlanması uygun görülen yatırım projelerine ilişkin olarak proje sahibi kooperatifiniz ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında söz konusu hükmün yürürlüğe girdiği 01/08/2010’dan sonra düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası uygulanacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Defterdar
Kooperatifin ortak giderlerini karşılamak üzere işyeri sahipleri ve kiracılardan tahsil edilen aidatlar hk 2012-
KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER
Kanun Son güncelleme:27/01/2012
Madde:
Başlangıç: / / Bitiş: / /
Başlık Kooperatifin ortak giderlerini karşılamak üzere işyeri sahipleri ve kiracılardan tahsil edilen aidatlar hk.
Tarih 15/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-995
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-995
15/07/2011
Konu
:
Kooperatifin ortak giderlerini karşılamak üzere işyeri sahipleri ve kiracılardan tahsil edilen aidatlar hk.
İlgi dilekçenizde, … Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösterdiğiniz belirtilerek kooperatifinizin ortak giderlerini karşılamak amacı ile işyeri sahipleri veya kiracılardan tahsil ettiğiniz aidat ve kira gelirlerine ilişkin düzenlenmesi gereken belge nevi ve vergi mevzuatı açısından sorumluluğunuz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232’nci maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin:
1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2. Serbest meslek erbabına;
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5. Vergiden muaf esnafa,
sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “4.13.1.4 Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen bu hükme uyulması gerektiği; aynı Tebliğin “14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan” başlıklı bölümünde ise, kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin son fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı; 6’ncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, taşınmazlarını kiraya vererek ortak dışı işlemden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olan anılan kooperatifin ortak giderlerini (ısıtma, aydınlatma, yakıt, bina bakım onarım, tadilat çevre düzenleme, güvenlik hizmeti v.b.) karşılamak amacıyla işyeri sahibi ve kiracılardan tahsil edilen aidatların kurum kazancının bir unsuru sayılarak vergiye tâbi kurum kazancına dahil edilerek fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun;
1/1’inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
17/4-d maddesinde ise, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV’den istisna olduğu
hükme bağlanmıştır.
Buna göre; kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin üyelerinden tahsil ettiği ve kurum kazancının unsuru sayılan aidatlar ile gayrimenkullerin kiraya verilmesi hizmetleri Kanun’un 1/1’inci maddesi kapsamında KDV’ye tabi tutulacak; bu hizmetlere ilişkin düzenlenen faturalarda hesaplanan KDV, kooperatifiniz tarafından 1 No’lu KDV Beyannamesi ile beyan edilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatif üyeleri tarafından yapılan nakliye işi için kooperatif tarafından sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekip gerekmediği hk.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-96-184
23/08/2011
Konu
:
Kooperatif üyeleri tarafından yapılan nakliye işi için kooperatif tarafından sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekip gerekmediği hk.
İlgide kayıtlı dilekçenizin tetkikinden, .. Malmüdürlüğü’nün … vergi kimlik numarasında kara yolu ile şehirlerarası yük taşımacılığı faaliyetinden dolayı kayıtlı olduğunuz, ihale ve pazarlık usulü nakliye işi alarak taşıma sözleşmesinin tarafınızca yapıldığı, taşıma işini ise her biri vergi mükellefi olan ve kendi adlarına kayıtlı araçları bulunan kooperatif üyelerine yaptırdığınız, üyelerinizin günde iki-üç sefer yapacağı nakliye işine ilişkin bedelleri kooperatifinize fatura edecekleri, kooperatifinizin de toplam bedeli ay sonlarında taşıma işini yaptıran alıcı veya satıcı firmaya fatura edeceği, yapılan mal sevkiyatı için üyelerinizin taşıma irsaliyesi düzenlediğinden bahisle kooperatifinizin de ayrıca sevk irsaliyesi düzenleyip düzenlemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 230’uncu maddesinin 5’inci bendinde ” Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.)
Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231 inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir….” hükmü yer almaktadır.
Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi, sevk irsaliyesi mal hareketinin izlenmesi için düzenlenen bir belgedir. Bu nedenle, malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı durumlarda taşınan ve taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 240’ıncı maddesinde ise; “…A) Taşıma irsaliyeleri: Ücret karşılığında eşya nakleden bütün gerçek ve tüzelkişiler naklettikleri eşya için, 209’uncu maddede yazılı bilgilerle, sürücünün ad ve soyadı ve aracın plaka numarasını ihtivaeden ve seri ve sıra numarası dahilinde teselsül eden irsaliye kullanmak zorundadırlar. Bu irsaliyenin bir nüshası eşyayı taşıttırana, bir nüshası eşyayı taşıyan aracın sürücüsüne veya kaptanına verilir ve bir nüshası da taşımayı yapan nezdinde saklanır. Bu bent hükmü nakliye komisyoncuları ile acenteleri de kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, taşıma irsaliyesi düzenlenmesindeki amaç, eşya nakli dolayısıyla alınan nakliye bedelinin izlenmesi ve vergilendirilmesidir. Buna göre, taşıma irsaliyesinin ücret karşılığında eşya nakledenler tarafından düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, taşımayı yaptıranlara, kooperatifinizin taşımayı yapmak üzere anlaşmayı yapan ve taahhütte bulunan taraf olarak bu taşıma karşılığında fatura düzenlemesi gerekmektedir. Bu taşıma işini kooperatif üyeleriniz nakliyecilere yaptırmanız nedeniyle de nakliyeciler tarafından bu hizmet karşılığında kooperatifinize fatura düzenlenecektir.
Diğer taraftan, taşımaya ilişkin taşıma irsaliyesinin kooperatif üyesi nakliyeciler tarafından düzenlenmesi ve araçta bulundurulması gerekmektedir. Sevk irsaliyesinin ise malı taşıttıran satıcı veya alıcı tarafından her bir nakil vasıtası için ayrı ayrı olmak üzere düzenlenmesi ve sevkiyat esnasında taşıtlarda bulundurulması gerektiği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatifin Mükellefiyeti olmayan şahıslardan alınan veya bu kişilere satılan arsa, taşıt vb varlıkların alım satımlarının Ba ve Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği hk. -Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal Ozmen -2012
Başlık Mükellefiyeti olmayan şahıslardan alınan veya bu kişilere satılan arsa, taşıt vb varlıkların alım satımlarının Ba ve Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği hk.
Tarih 07/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.33.15.02-2011/720-4-97
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.33.15.02-2011/720-4-97
07/12/2011
Konu
:
Mükellefiyeti olmayan şahıslardan alınan veya bu kişilere satılan arsa, taşıt vb varlıkların alım satımlarının Ba ve Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Başkanlığımız … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olduğunuz, vergi mükellefiyeti olmayan şahıslardan arsa, taşıt vb varlıkların alımlarının Ba formuna dahil edilip edilmeyeceği ile bu şahıslara yapacağınız arsa, taşıt vb varlıkların satışlarından dolayı alıcının Ba formu düzenlemesinin mümkün olmaması nedeniyle söz konusu satışların Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği konusundaki görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. Kanunun 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinde de; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun “İspat Edici Kâğıtlar” başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan mezkur Kanun’un 234 üncü maddesinde; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
…
3. Vergiden muaf esnafa;
…
Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.” hükmü mevcuttur.
Buna göre, şirketiniz tarafından vergi mükellefiyeti olmayan şahıslardan alınacak arsa veya ikinci el taşıtlar için gider pusulası düzenlenmesi ve bu kişilere imzalatılması gerekmektedir. Bununla birlikte vergi mükellefiyeti olmayan şahıslara yapılacak satışların da fatura ile belgelendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
362 ve 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmış, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri yeniden belirlenmiştir.
Sözkonusu 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin, 1.2.1. bölümünde, bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edileceği belirtilmiştir.
Bu itibarla; vergi mükellefiyeti olmayan şahıslara yapılan arsa, taşıt vb varlıkların alım ve satımlarının katma değer vergisi hariç 5.000-TL ve üzerinde olması halinde 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan esaslar çerçevesinde Ba – Bs bildirim formuna dahil edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
Kooperatiflerde Genel Kurul Islemleri
Tasfiyesi tamamlanmış bir kooperatifin kapanış genel kurulunda, genel kurul gündemine alınması zorunlu olan hususlar aşağıda belirtilmiştir.
Kooperatif Davalari 2012
DAVACI ÖNCEDEN İHRAÇ EDİLMİŞSE DE SONRADAN VERİLEN KARAR İLE ÜYELİĞE ALINMIŞ OLDUĞUNDAN ESKİ KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇMASINDA HUKUKİ YARARI YOKTUR.
Tarih: 18/02/1991 Esas No: 1989 / 9568 Karar No: 1991 / 974
Özü :
DAVACI ÖNCEDEN İHRAÇ EDİLMİŞSE DE SONRADAN VERİLEN KARAR İLE ÜYELİĞE ALINMIŞ
OLDUĞUNDAN ESKİ KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇMASINDA HUKUKİ YARARI YOKTUR.
DAVA :
Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine
verilen 23.10.1989 tarih ve 1052-894 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı
vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkilinin yönetim ile
arasında çıkan anlaşmazlık sonucu 3.4.1982 tarihinde ihraç edildiğini, yasal
bir işlem yapılmadan bu defa 11.12.1983 tarihinde yeniden üyeliğe kabul
edildiğini ancak sonradan bu kararda tahrifat yapıldığını belirterek
3.4.1982 tarihli çıkarma kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yasal sürede açılmadığına, davacının ortaklığa kabul
kararının gerçekleşmediğini, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve ilgili belgelere göre 23.2.1983 tarihinde
davacının üyeliğe kabul edildiği bu kararın geçerli olduğu ve daha önceki
tarihli ihraç kararının iptalini istemekle davacının hukuki bir yararı
bulunmamakta olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere
delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin
bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz
itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA
aşağıda yazılı bakiye 4200 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden
alınmasına, 18.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.******
Tel : 0 216 352 29 61 – ext 21
Fax : 0 216 371 07 46
Web:www.ozmconsultancy.com
ü Please consider the environment before printing this email
Isletme surecinde kooperatifler
Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi ve belge düzeni.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1676
29/09/2011
Konu
:
Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi ve belge düzeni.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda site müdürü, güvenlik görevlisi ve temizlik hizmetlerinde çalışan personele ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna olup olmadığı ve vergiden muaf esnafa yapılan ödemelere ilişkin belge düzeni hakkında görüş talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, aynı maddenin 4 üncü bendinde ise; Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38 inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş; 40 ıncı maddesinde ise “…Yönetici yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.
Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü yer almıştır.
Buna göre, yönetici ve denetçilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, kendisine yönetim planında ya da sözleşmede saptanan ücret ödemesinin, gerçek ücret olarak kabul edileceği doğaldır. Ancak, yönetici ve denetçilerin kat malikleri arasından seçilmesi halinde, bunlara sağlanan menfaatler, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukların külfeti ve bu görevin yerine getirilmesinde yapılması gerekli olan masrafların karşılığı niteliğinde olması nedeniyle, bunların vergilendirilmemesi gerekir. Yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.
Diğer taraftan, aynı kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “(3946 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle değişen madde. Yürürlük; 1/1/1994) Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın 1 inci bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde kimlerin tevkifat yapmaya mecbur oldukları sayılmış olup, aynı maddenin 13 üncü fıkrasında; “Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden,
…
d) Diğer Hizmet alımları için ( “a”, “b”, “c” alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) %10 vergi tevkifatı yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Gider Pusulası” başlıklı 234 üncü maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, anılan site yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve deneticilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemelerin gerçek ücret olarak kabul edilmemesi nedeniyle gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaması gerekmekte olup, bu kişilere yönetim giderlerinin üzerinde bir ödeme yapılması durumunda ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirilmesi gerektiğinden bu tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.
Ancak, kat malikleri dışından yönetici ve denetçi seçilmesi halinde ise, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Aynı Kanun’un müteferrik istisnaları düzenleyen bölümünün “Ücretlerde” başlıklı 23 üncü maddesinde; “(2361 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle değişen madde) Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir:
…
6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);
…” hükmü yer almıştır.
Bu hükme göre; ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.
Buna göre, sitenizde çalıştırılan temizlik ve güvenlik görevlilerinin hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Ayrıca vergiden muaf esnafa yaptırılan işler için gider pusulası düzenlenmesi ve 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapılması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.