Kıst döneme isabet eden gelirin stopajı mahsup edilebilir mi?–Kemal Özmen

Kurumlar Vergisi İç Genelgesi Sıra N0:2000/2

Tarih 28.04.2000

Sayı B.07.0.GEL.0.49/4938-68/ 20134

TC.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

İlgili Madde KVK : 44

………………VALİLİĞİNE
(Defterdarlık:Gelir Müdürlüğü)

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 44?üncü maddesinde, beyannamede gösterilen kazançlardan bu Kanuna ve Gelir Vergisi Kanununa göre tevkifan kesilmiş olan vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve ticari kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar tevkif edilmiş olan verginin, beyannameye ithal edilen gelire isabet eden kısmı hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Bakan a.

Henüz teslim edilmeyen konutlardan aidat istenip, istenemeyeceği hakkında

 

Konu:

 

Henüz teslim edilmeyen konutlardan aidat istenip, istenemeyeceği hakkında

Bilindiği üzere Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesinin 3.fıkrasına göre, kat irtifakı

kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin 2/3’ü

fiilen kullanılmaya başlanılmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi ana

gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanması gerekir.

Yasanın bu hükmü çerçevesinde yapının genelde tamamlandığının ve 2/3’ünün fiilen

kullanıldığının saptanması, binadaki tüm bağımsız bölüm maliklerinin ortak gider ve

avans borcundan sorumlu tutulmaları için yeterlid

ir.

Bu durumdaki ana

yapının bağımsız bölümlerinin bazısında eksikliklerin bulunması ve

bu yerlerin kullanılmamakta olması halinde dahi malikler, Kat Mülkiyeti Kanunu ve

yönetim planı çerçevesinde ve kat malikleri kurulu kararları uyarınca kendisine düşen

borç ve yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınamaz.

Ana yapının ortak yerlerinde

ve bağımsız bölümlerindeki bazı eksiklikler nedeniyle oturma izin belgesinin

bulunmaması da bu sorumluluğu bertaraf etmez. ( Yargıtay 18. Hukuk Dairesi

2001/2012)

İskan belgesinin yokluğu bu taşınmazda kat mülkiyetine geçişe engel ise de,

yukarıdaki fiili durumun mevcudiyeti Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre

yönetime mani değildir.

Bayan el çantaların tesliminde uygulanacak KDV oranı.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 28-1078

22/07/2011

Konu

:

Bayan el çantaların tesliminde uygulanacak KDV oranı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, firmanızca ithal edilecek deriden mamül bayan el çantaların tesliminde uygulanacak KDV oranı hakkında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektesir.

Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yayımlanan 24/12/2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Kararname ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18, 1 sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8 oranında katma değer vergisi uygulanması gerekmektedir.

Söz konusu Kararname eki II sayılı listenin “Diğer Mal ve Hizmetler” başlıklı (B) bölümünün 8. sırasında “Her nevi maddeden mamul çanta, bavul, valiz ve benzerleri” ibaresine yer verilmiştir.

Buna göre, şirketinizce yurt dışından ithal edilecek her nevi maddeden mamul el çantalarının teslimi % 8 oranında KDV’ye tabi olacaktır.

Osb ler hangi gelirleri için ayrıca iktisadi işletme kurmak zorundadırlar ?

info@ozmconsultancy.com

 

12. “14.1. Beyannamenin verilmesi” başlıklı bölümün üç, dört, beş ve altıncı paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

İktisadi işletmelerin ortak yönetimi veya sermayesi olsa dahi faaliyetlerinin bağımsız ve farklı olması halinde ayrı ayrı mükellefiyet tesis ettirilmesi gerekmektedir. Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması halinde ise tek mükellefiyet tesis ettirilmesi mümkündür. Ancak, farklı yönetim, sermaye ya da organizasyonu olan işletmelerin ayrı ayrı iktisadi işletme kabul edileceği tabiidir.

Örneğin; bir derneğe bağlı maden suyu işletmesi ile birlikte, özel poliklinik işletmesinin bulunması halinde bunların sermaye veya yönetiminin ayrı olup olmadığına bakılmaksızın, her biri için ayrı ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir.

Diğer yandan, bir vakfa ait farklı illerde özel okul işletmelerinin bulunması halinde tüm okullar için tek bir iktisadi işletme üzerinden kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilebilecektir.

Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması nedeniyle her bir işyerinin ayrı bir iktisadi işletme kabul edilerek tesis edilen mükellefiyet kayıtları, talep edilmesi halinde 1/1/2012 tarihinden itibaren terkin edilecek ve tek mükellefiyet kaydı açılacaktır.”

Debit note nedir ?

Borçlandırma notu (debit note) sizin yurtdışına olan borcunuzu artıran ilave fatura anlamına gelen bir belgedir. Şayet gerekli, faturada olması gereken tüm bilgileri taşıyorsa, yabancı bir ülkede Vergi Usul Kanunu’na uyma zorunluluğu getirilemeyeceğinden, kendi ülke mevzuatına uygun olarak düzenlenmiş bu tür belgelerin kabulü gerekmektedir.

Zeki Gündüz, Yeminli Mali Müşavir

Emlak vergisi 2013, 2013 Emlak vergileri, 2013 de emlak vergileri ne oldu ?,2013 emlak vergisi,2013 emlak vergisi artışı,2013 emlak vergisi ne zaman ödenir,2013 emlak vergisi oranları,,emlak vergisi 1.taksit 2013,,emlak vergisi 1.taksit ne zaman 2013,,emlak vergisi 1.taksit ne zaman ödenir?,emlak vergisi 2. taksit,emlak vergisi 2. taksit 2013

 

 

 

1 Ocak 2013  SALI

Resmî Gazete

Sayı : 28515

TEBLİĞ

Maliye Bakanlığından:

EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(Seri No: 61)

1. Giriş

2013 yılına ait emlak (bina, arsa ve arazi) vergi değerleri ile 2013 yılında mükellef olacakların emlak vergi değerlerinin hesabında dikkate alınacak asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin tespiti hususunda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

2. 2012 Yılına Ait Yeniden Değerleme Oranının Tespiti

Bakanlığımızca, 2012 yılına ait uygulanacak yeniden değerleme oranı, 419 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(1) ile %7,80 (yedi virgül seksen) olarak tespit ve ilan edilmiş bulunmaktadır.

3. 2013 Yılı Bina, Arsa ve Arazi Vergisi Değerleri ile Asgari Ölçüde Arsa ve Arazi Metrekare Birim Değerlerinin Hesabında Uygulanacak Oranın Belirlenmesi

213 sayılı Vergi Usul Kanununun(2) mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasında, takdir komisyonlarının dört yılda bir arsalara ve araziye ait asgari ölçüde metrekare birim değerlerini takdir edecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca 2009 yılında söz konusu takdirler yapılmıştır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun(3) 9/b ve 19/b maddelerinde, bina ve arazi vergisi mükellefiyetinin, dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır. Asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değer takdirleri 2009 yılında yapıldığından, bu hükümler uyarınca bina ve arazi vergisi mükellefiyeti 2010 yılından itibaren başlamış bulunmaktadır.

1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, vergi değerinin, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıla ait vergi değerinin Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunacağı; üçüncü fıkrasında da, 33 üncü maddede yer alan vergi değerini tadil eden sebeplerle (8 numaralı fıkra hariç) mükellefiyet tesisi gereken hallerde, Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasına göre takdir komisyonlarınca belirlenen arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yılın başından başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre aynı yıl için tespit edilmiş bulunan yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınacağı; dördüncü fıkrasında ise, vergi değerinin hesabında bin liraya kadar olan kesirlerin dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin beşinci fıkrasında, Bakanlar Kurulunun bu maddede belirtilen artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden değerleme oranına kadar artırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmış olup bu hüküm uyarınca hazırlanan 22/12/2011 tarihli ve 2011/2628 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı(4) ile emlak vergisi mükelleflerinin 2012 yılı bina, arsa ve arazi vergi değerleri ile bu yıla ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı 2011 yılına ait yeniden değerleme oranı olan %10,26 (on virgül yirmi altı); 2013 yılı için ise bu oran 24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %7,80 (yedi virgül seksen) olarak tespit edilmiştir.

Bu açıklamalara göre, 2012 yılından önceki yıllarda emlak vergisi mükellefi olanların 2013 yılına ait emlak vergisinin tarh ve tahakkukunda esas alınacak vergi değerinin (matrahın) hesabı ile bina, arsa veya araziye 2012 yılında malik olunması halinde mükellefiyetin başlangıç yılı olan 2013 yılı vergi değerinin hesabı aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde yapılacaktır.

3.1. 2012 Yılı ve Önceki Yıllarda Mükellef Olanların 2013 Yılına Ait Emlak Vergi Değerlerinin Hesabı

Bu mükelleflerin bina, arsa ve arazilerinin 2013 yılı vergi değerleri, 2012 yılı vergi değerlerinin, bu yıla ait yeniden değerleme oranında (%7,80) artırılması suretiyle bulunan tutarlar olacaktır.

ÖRNEK 1 – Mükellef (A)’nın Ankara ili, Mamak Belediyesi sınırları içerisinde inşaatı 2006 yılında sona eren ve 2012 yılı vergi değeri 300.000,00 TL olan meskeninin 2013 yılı emlak vergi değeri aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanacaktır.

 

1

Meskenin 2012 yılına ait emlak vergi değeri 300.000,00 TL

2

2012 yılına ait yeniden değerleme oranı %7,80

3

Meskenin 2013 yılı emlak vergi değeri [1+(1×2)] 323.400,00 TL

4

Bin liraya kadar olan kesirler dikkate alınmayacağından verginin tahakkukunda esas alınacak emlak vergi değeri  

323.000,00 TL

3.2. 2013 Yılı İtibarıyla Mükellef Olacakların Emlak Vergi Değerlerinin Tespiti

Mükellefiyeti 2013 yılında başlayanların, mükellefiyetleri ile ilgili bina, arsa ve arazi vergisi tarhiyatına esas alınacak vergi değerleri; takdir komisyonlarınca 2009 yılında takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin; 2010 yılına ait yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde, 2011 ve 2012 yıllarına ait yeniden değerleme oranı nispetinde kümülatif olarak artırılması suretiyle bulunan asgari ölçüde metrekare birim değerleri dikkate alınarak hesaplanacaktır.

ÖRNEK 2 – Mükellef (B), 2012 yılında Yozgat ili, Akdağmadeni ilçesi sınırları içerisinde 950 m2 büyüklüğünde bir arsa satın almış ve bu arsaya ilişkin emlak vergisi bildirimini ilgili belediyeye vermiştir. Arsanın bulunduğu cadde için takdir komisyonunca 2010 yılından itibaren uygulanmak üzere takdir edilen asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri 200,00 TL’dir.

2010 yılına ait yeniden değerleme oranının yarısı % 3,85, 2011 yılına ait yeniden değerleme oranı %10,26, 2012 yılına ait yeniden değerleme oranı %7,80 olarak tespit edilmiş bulunduğuna göre, mükellefiyeti 2013 yılında başlayacak bu mükellefin 2012 yılında satın aldığı arsanın 2013 yılı arazi (arsa) vergisine esas vergi değeri aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanacaktır.

 

1

2010 yılından itibaren uygulanmak üzere takdir komisyonunca 2009 yılında takdir edilen asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri  

200,00 TL

2

2011 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında

uygulanacak artış oranı

 

%3,85

3

2011 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri  [1+(1×2)] 207,70 TL

4

2012 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında

uygulanacak artış oranı

 

%10,26

5

2012 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [3+(3×4)]  

229,01 TL

6

2013 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı  

%7,80

7

2013 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [5+(5×6)] 246,87 TL

8

Arsanın yüzölçümü 950 m2

9

Arsanın 2013 yılı vergi değeri (7×8) 234.526,50 TL

10

Bin liraya kadar olan kesirler dikkate alınmayacağından verginin tahakkukunda esas

alınacak emlak vergi değeri

 

234.000,00 TL

ÖRNEK 3 – Mükellef (C), 2012 yılında Zonguldak Belediyesi sınırları içerisinde 1100 m2 arsa üzerinde inşa edilen ve inşaatı 2003 yılında sona ermiş olan bir işyerini satın almıştır. Betonarme karkas, 1 inci sınıf olan inşaatın dıştan dışa yüzölçümü 120 m2’dir. Bu işyeri için 2013 yılına ait uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli 822,25 TL’dir. Arsanın bulunduğu cadde için 2010 yılında uygulanan asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri 225 TL’dir. 2011 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı %3,85, 2012 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı %10,26, 2013 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı ise %7,80 olarak tespit edildiğine göre mükellefiyeti 2013 yılında başlayan bu mükellefin işyerinin 2013 yılı vergi değerinin tespitinde emlak (bina) vergi değeri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. (Vergi değerinin hesabında asansör, klima veya kalorifer payı ilavesi ile aşınma payı indirimi ihmal edilmiştir.)

 

1

İnşaatın türü ve sınıfına göre 2013 yılına ait uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli  

822,25 TL

2

Binanın dıştan dışa yüzölçümü 120 m2

3

Binanın maliyet bedeli (1×2) 98.670,00 TL

4

2009 yılında takdir edilen asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri  

225,00 TL

5

2011 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında

uygulanacak artış oranı

 

%3,85

6

2011 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [4+(4×5)] 233,66 TL

7

2012 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında

uygulanacak artış oranı

 

%10,26

8

2012 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [6+(6×7)] 257,63 TL

9

2013 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında

uygulanacak artış oranı

 

%7,80

10

2013 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [8+(8×9)] 277,72 TL

11

Arsanın yüzölçümü 1100 m2

12

Arsanın vergi değeri (10×11) 305.492,00 TL

13

Binanın 2013 yılı vergi değeri (3+12) 404.162,00 TL

14

Bin liraya kadar olan kesirler dikkate alınmayacağından verginin tahakkukunda esas

alınacak emlak vergi değeri

 

404.000,00 TL

 

Tebliğ olunur.

 

 

——————————

(1) 10/11/2012 tarihli ve 28463 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

(2) 10/1/1961 tarihli ve 10703 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

(3) 11/8/1970 tarihli ve 13576 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

(4) 30/12/2011 tarihli ve 28158 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

 

2013 yılı gelir vergisi dilimleri, gelir vergisi 2013,gelir vergisi 2013,gelir vergisi dilimleri 2013,2013 gelir vergisi dilimleri resmi gazete, 1ocak 2013 resmi gazete gelir vergisi dilimleri,2013 yılı gelir vergisi dilimleri, gelir vergisi 2013,gelir vergisi 2013,gelir vergisi dilimleri 2013,2013 gelir vergisi dilimleri resmi gazete, 1ocak 2013 resmi gazete gelir vergisi dilimleri,2013 yılı gelir vergisi dilimleri, gelir vergisi 2013,gelir vergisi 2013,gelir vergisi dilimleri 2013,2013 gelir vergisi dilimleri resmi gazete, 1ocak 2013 resmi gazete gelir vergisi dilimleri

2013 yılı gelir vergisi dilimleri, gelir vergisi 2013,gelir vergisi 2013,gelir vergisi dilimleri 2013,2013 gelir vergisi dilimleri resmi gazete, 1ocak 2013 resmi gazete gelir vergisi dilimleri
 
.9. Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife
Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2013 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir. 10.700 TL’ye kadar % 15
26.000 TL’nin 10.700 TL’si için 1.605 TL, fazlası % 20
60.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL’nin
26.000 TL’si için 4.665 TL), fazlası % 27
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL (ücret gelirlerinde
94.000 TL’den fazlasının 94.000 TL’si için 23.025 TL), fazlası % 35

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI İLE TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİNİN ORGANLARININ DENETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK–5 Ocak 2013 CUMARTESİ

5 Ocak 2013 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28519

YÖNETMELİK

Maliye Bakanlığından:

MADDE 1 – 24/11/1994 tarihli ve 22121 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları ile Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin Organlarının Denetimi Hakkındaki Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ve “Denetim Elemanı” tanımları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kanun: 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu,”

“Denetim Elemanı: Vergi Müfettişini,”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 5 – Bu Yönetmelik çerçevesinde Birliğin ve odaların denetimi Bakanlık Makamının Onayı ile denetim elemanları tarafından yapılır.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 6 – Birlik ve odaların denetimini yapan denetim elemanları, inceleme sonucunda düzenleyecekleri raporun aslını ve onaylı bir örneğini Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına; suç unsuru taşıyan hususları tespit ettikleri takdirde, düzenleyecekleri raporun bir örneğini ise il Cumhuriyet savcılığına gönderirler.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“İnceleme sonucunda, kanun ve yönetmeliklerde belirtilen hükümlere uyup uymadıkları denetim raporunda belirtilir. Bakanlıkça yapılacak değerlendirme sonucunda rapor gereği yapılmak üzere, Birlik ve odalara gönderilir.”

MADDE 5 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Yönetmelik hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

İnternet üzerinden satışlarda mükellefiyet hk.–Kemal Özmen

Başlık İnternet üzerinden satışlarda mükellefiyet hk.
Tarih 11/04/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.16.01-176200-83
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

.4.35.16.01-176200-83

11/04/2011

Konu

:

İnternet üzerinden satışlarda mükellefiyet hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; internet üzerinden CD ve kaset satışı yapılması durumunda, basit usulde vergilendirilmenin mümkün olup olmadığı hususunda bilgi talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş, anılan maddelerde ise basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Kanunun 51 inci maddesinde de basit usulün hududu gösterilmiş olup, söz konusu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 12/01/1995 tarih ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Büyükşehir belediyesi olan illerin (Erzurum, Diyarbakır, Sakarya ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınan yerlerden, yeni bağlanan mahallelerle birlikte 2000 yılı genel nüfus sayımındaki nüfusu 30.000’den az olan yerler hariç) mücavir alan sınırları dahil olmak üzere büyükşehir belediye sınırları dahilinde her türlü emtia alım satımı ile uğraşan mükellefler, 01.01.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirme kapsamına alınmıştır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 183 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “5/b” bölümünde; “Götürü usulde vergiye tabi olan mükelleflerden her türlü emtia alım-satımı ile uğraşanlar, 01.05.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir. Emtia alım-satımının sabit bir işyerinde, seyyar olarak, toptan veya perakende yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın bu işi yapan götürü usule tabi olan mükellefler, bu kapsamda değerlendirileceklerdir.” açıklaması yapılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, internet üzerinden yürüteceğiniz CD ve kaset satışı faaliyetinin, 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen türden bir faaliyet olması nedeniyle, basit usule tabi olmanız mümkün bulunmamakta olup, kazancınızın gerçek usulde tespit edilmesi gerekmektedir.

Fuar ve internet üzerinden yapılan satışların vergilendirilmesi

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.01.02-849

13/09/2012

Konu

:

Fuar ve internet üzerinden yapılan satışların vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ücretli olarak çalıştığınızı, ev hayvanları için diktiğiniz giyim eşyalarını pet-shop fuarında ve internet üzerinden sipariş alarak satmayı düşündüğünüzü belirterek, vergisel açıdan yapmanız gereken işlemler hakkında bilgi talep etmektesiniz.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı 9’uncu maddesinde;

“Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

6-(5615 sayılı kanunla değiştirilen bent; yürürlük tarihi 04/04/2007) Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından faydalanamazlar.

…” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 37’nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 94’üncü maddesinde; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin (13/a) bendinde, 9’uncu maddenin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden %2 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Konuyla ilgili olarak yayımlanan 264 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Evlerde Üretilen Ürünlerin Satışının Yapılacağı Yerler” başlıklı 2.3. bölümünde;

“Söz konusu bentte yapılan başka bir düzenlemeyle de emeğe dayalı ürünlerin esnaf muaflığından yararlananlarca pazarlanmasında kolaylık sağlanmıştır. Muafiyet kapsamında bulunanlar, evlerde Kanunun öngördüğü makine ve aletler dışında başka makine ve alet kullanmadan kendi el emekleriyle imal ettikleri ürünleri;

– Bir işyeri açmaksızın,

– Dernekler, vakıflar, sendikalar ve meslek odalarınca düzenlenenler dahil olmak üzere düzenlenen kermes, festival ve panayırlarda (Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince düzenlenenler hariç),

-Kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde

satabilecekler ve esnaf muaflığından yararlanmaya devam edebileceklerdir.

Öte yandan evlerde üretilen ürünlerin; pazar takibi suretiyle satışını yapanlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince düzenlenen kermes, festival ve panayırlarda satışını yapanlar ile Kamu kurum ve kuruluşlarınca devamlılık arz edecek şekilde belirlenen yerlerde satışını yapanlar, esnaf muaflığından faydalanamayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 156’ncı maddesinde işyeri; ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tarif edilmiştir.

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, işyerinin tanımı yapılırken, ticari sinai, zirai ve mesleki faaliyetin yapılması ve yürütülmesinde kullanılan yerlerin neler olabileceği nitelenmiş ve tanımda belirtilen yerlerle sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle, elektronik ortamda yapılan bu tür faaliyetler için iletişim amacıyla kullanılan yerin işyeri olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;

– Kanunun öngördüğü makine ve aletleri kullanmak suretiyle ev hayvanları için diktiğiniz giyim eşyalarını, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olan gerçek kişi veya kurumlarca düzenlenen pet-shop fuarında satmanız halinde esnaf muaflığından faydalanmanız mümkün bulunmamaktadır.

– Söz konusu fuarı düzenleyen gerçek kişi veya kurumun gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaması halinde, fuarda yapacağınız satışlar dolayısıyla esnaf muaflığından yararlanmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak, yaptığınız ürünleri Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde sayılan kişi veya kuruluşlara satmanız durumunda, bu satışlar karşılığında tarafınıza yapılacak ödemeler üzerinden anılan maddenin 13-a bendi gereğince %2 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

– Ürünlerinizi internet ortamında sipariş almak suretiyle satmanız durumunda ise, söz konusu yerlerin işyeri tanımı kapsamına girmesi nedeniyle esnaf muaflığında faydalanamayacağınız için bu faaliyet sonucu elde edilen gelirin Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hükümleri çerçevesinde vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

Kısmen mesken, kısmen işyeri olarak kullanılan apartmanın kapıcılık hizmetini yerine getiren görevlisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmayacağı hk

Başlık Kısmen mesken, kısmen işyeri olarak kullanılan apartmanın kapıcılık hizmetini yerine getiren görevlisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmayacağı hk.
Tarih 19/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 23-1356
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 23-1356

19/08/2011

Konu

:

Kısmen mesken, kısmen işyeri olarak kullanılan apartmanın kapıcılık hizmetini yerine getiren görevlisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmayacağı.

İlgi a’da kayıtlı dilekçe ve ilgi b’de kayıtlı özelge talep formunda, 2 dairesinin işyeri, diğer 16 dairesinin mesken olarak kullanıldığı belirtilen apartmanın kapıcılık hizmetini yerine getiren görevlisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde, “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükümlerine yer verilmiştir.

Aynı Kanun’un 23/6 maddesinde hizmetçilere ödenen ücretlerin istisna kapsamında olduğu belirtildikten sonra hizmetçinin tanımı yapılmıştır.

Bu tanıma göre;

-hizmetin özel fertler tarafından verilmesi,

-hizmetin ev, bahçe, apartman gibi ticaret mahalli olmayan yerlerde verilmesi,

-orta hizmetçilik, sütninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi (Mürebbiyeler hariç) özel hizmetlerde çalıştırılması,

gerekmektedir.

Bu itibarla, 18 dairelik bir apartmanın bağımsız bölümlerinden sadece 2 tanesinin iş yeri mahiyetinde bulunması söz konusu binayı ticaret mahalline dönüştürmeyeceğinden, münhasıran söz konusu işyerlerinin hizmetine tahsis edilmeksizin apartmanınızın tamamının kapıcılık hizmetini yerine getiren görevlinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6 numaralı bendinde belirtilen “hizmetçi” kapsamında değerlendirilmesi ve gelir vergisinden istisna olan bu ücret ödemeleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

Başlık Oturulan evin aynı zamanda iş yeri olarak kullanılması hk.

Başlık Oturulan evin aynı zamanda iş yeri olarak kullanılması hk.
Tarih 10/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.16.01-176200-237
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

.4.35.16.01-176200-237

10/06/2011

Konu

:

Oturulan evin aynı zamanda iş yeri olarak kullanılması

İlgi (a) da kayıtlı dilekçeniz ve ilgi (c) de kayıtlı özelge talep formunuzda; Sağlık Bakanlığı’ndan sağlık memuru olarak emekli olduğunuz, balkonunuza sağlık memuru yazıp evinizde enjeksiyon, pansuman ve sünnet gibi sağlık hizmetleri vermeyi düşündüğünüzü belirtilerek, vergisel durumunuz hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun 66 ncı maddesinde ise; “Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez.

Bu maddenin uygulanmasında:

… …

5. (4369 sayılı Kanunun 36 ncı maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 1.1.1999) Vergi Usul Kanunu’nun 155 inci maddesinde belirtilen şartlardan en az ikisini taşıyan ebe, sünnetçi, sağlık memuru, arzuhalci, rehber gibi mesleki faaliyette bulunanlar (şartlardan en az ikisini taşımayanlar ile köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi nüfusu 5.000’i aşmayan yerlerde faaliyette bulunanların bu faaliyetlerine ilişkin kazançları gelir vergisinden muaftır.)

Bu işler dolayısiyle serbest meslek erbabı sayılırlar.” hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 155 inci maddesinde; “Serbest meslek erbabı için aşağıdaki hallerden herhangi biri “İşe başlama”yı gösterir:

1. Muayenehane, yazıhane, atelye gibi özel iş yerleri açmak;

2. Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faaliyette bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak;

3. Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak;

4. Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak

Mesleki teşekküllere kaydolunanlardan görevleri veya durumları icabı bilfiil mesleki faaliyette bulunmıyacak olanlar bildirmelerinde bu cihetide açıklarlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 156 ncı maddesinde ise; “Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.” hükmü yer almıştır.

Yukarıda yer alan hükümlere göre; Vergi Usul Kanununun 155 inci maddesinde yer alan şartlardan en az ikisini taşımamanız halinde Gelir Vergisi Kanununun 66 ncı maddesindeki muafiyet hükümlerinden faydalanmanız, şartlardan en az ikisini taşımanız halinde ise serbest meslek erbabı olarak gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Ortak Mülkiyete Konu Olan Gayrimenkulden Elde Edilen Kira Gelirinin Beyanı hk.

Başlık Ortak Mülkiyete Konu Olan Gayrimenkulden Elde Edilen Kira Gelirinin Beyanı hk.
Tarih 06/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-70-20-692
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-70-20-692

06/09/2011

Konu

:

Ortak Mülkiyete Konu Olan Gayrimenkulden Elde Edilen Kira Gelirinin Beyanı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; 25/12/2007 tarihinde tapusunu aldığınız arsanın 1/3 hissesinin kendinize, 1/3 hissesinin …..’ya ve 1/3 hissesinin de …..’ye ait olduğunu, söz konusu arsa üzerine birlikte 3 adet villa yaptığınızı daha sonra söz konusu villalarınızın 2 adedini işyeri olarak kiraya verdiğinizi belirterek elde edilen gelirin vergilendirilmesi hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde, aynı maddede bentler halinde sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.

Söz konusu madde hükmüne göre, ortak olarak sahip olduğunuz arsa üzerine yaptığınız 3 adet villadan 2 adedinin işyeri olarak kiraya verilmesi paylı mülkiyete konu olacak ve elde edilen gayrimenkul sermaye iradının mükellefleri de hisseleri oranında gayrimenkul sermaye iradının sahipleri olacaktır.

Paylı mülkiyet şeklinde elde edilen kira gelirinin beyanında, aynı Kanunun 74 üncü maddesinde; gerçek gider usulüne göre safi iradın bulunması için gayrisafi hasılattan indirilecek giderler sayılmış, anılan maddenin son bendinde ise mükelleflerin (hakları kiraya verenler hariç) diledikleri takdirde, maddede yazılı giderlere karşılık olmak üzere hasılatlarından % 25’ini götürü olarak indirebilecekleri belirtilmiştir.

Gayrimenkullerin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara kiraya verilmesi durumunda, aynı maddenin 5/a bendine göre; 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, gayrimenkullerin kiraya verilmesinden elde edilen gelir için, Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinde belirtildiği üzere, mülkiyet sahibi gerçek kişilerin, beyanı zorunlu gelirlerinin olmaması ve her gerçek kişinin elde ettiği gayrimenkul sermaye iradının tamamının tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunması ve gayrisafi tutarı toplamının da ilgili yıllara ilişkin belirtilen hadleri (2011 takvim yılı gelirleri için 23.000 TL.) aşmaması halinde yıllık beyanname vermeleri söz konusu olmayacaktır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 70 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasına göre, paylı mülkiyete konu olan bu gayrimenkullerin ticari, zirai veya kurumlar vergisine tabi olan işletmelerin aktifinde kayıtlı olması halinde, bu gayrimenkuller anılan Kanunun 94 üncü maddesinde sayılanlar tarafından kiralanmış olsa bile ödenen kira bedellerinden ticari, zirai veya kurumlar vergisine tabi işletmelere isabet eden kısım üzerinden herhangi bir tevkifat yapılmayacak, bu malikler elde ettikleri kira gelirlerini ticari, zirai veya kurum kazancı olarak beyan edeceklerdir.

Ayrıca, gayrimenkul sermaye iradı elde eden maliklerin beyana tabi başkaca bir gelirinin bulunması halinde ise bu gelirlerin beyannameye dahil edilip edilmeyeceği hususu ise mükellefiyet özelliklerine göre belirlenecektir.

Osgb ‘nin Kira ödemesinin bağış olarak üçüncü şahıstan, temizlik hizmetinin temizlik firmasından sağlanması halinde muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı yapılıp yapılmayacağı hk.–Mukteza –2013 –Kemal Özmen

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:11/12/2012
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Kira ödemesinin bağış olarak üçüncü şahıstan, temizlik hizmetinin temizlik firmasından sağlanması halinde muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 07/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 94-1494
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 94-1494

07/09/2011

Konu

:

Kira ödemesinin bağış olarak üçüncü şahıstan, temizlik hizmetinin temizlik firmasından sağlanması halinde muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Aile Sağlığı Merkezinde sorumlu hekim olarak görev yaptığınız, anılan Sağlık Merkezinin kirasının kuruluşundan bu yana … tarafından bağış olarak ödendiği ve stopaj ödemelerinin de bu şahıs tarafından yapıldığı, Sağlık Merkezinin temizlik işlerinin … Temizlik firmasından temin edildiği ve temizlik elemanlarının vergi ve sigortalarının bu firma tarafından ödendiği belirtilerek, adınıza muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı açılıp açılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinin birinci fıkrasında, gayrimenkul sermaye iradı, bu maddede sayılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanunun “Emsal Kira Bedeli Esası” başlıklı 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen vergi değerinin % 5’idir. Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve haklarının maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun servetlerin değerlendirilmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin % 10’udur.” hükmü yer almıştır.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun vergi tevkifatını düzenleyen 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin anılan fıkranın bentlerinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaları gerektiği hükme bağlanmış olup aynı fıkranın (5/a) alt bendinde, 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı BKK ile) % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı, üçüncü fıkrasında ise tüccar, serbest meslek erbabı ve çiftçilerin yukarıdaki hükümlere göre yapacakları tevkifatın ticari, mesleki ve zirai işleriyle ilgili ödemelerine münhasır olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun “Vergi Tevkifatında Uyulacak Esaslar” başlıklı 96 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise vergi tevkifatının 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, bu maddede geçen hesaben ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği hükümlerine yer verilmiştir.

Söz konusu Kanun hükümlerine göre, … Aile Sağlığı Merkezinin temizlik işlerini yapan … Temizlik firmasından bir hizmet satın alınması sonucunda fatura karşılığı yapılan ödemeler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan ödemeler arasında yer almadığından, bu ödemeler üzerinden tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Ayrıca, kirası … tarafından ödendiği belirtilen aile sağlığı merkezi için kiralanan özel şahsa ait yer nedeniyle kira kontratı sağlık merkezi ile mülk sahibi arasında düzenlenmiş ise, kira bedelleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5/a) bendi uyarınca % 20 oranında tevkifat yapılması ve ilgili vergi dairesinde muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı yaptırılarak söz konusu tevkifatların muhtasar beyanname ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Bu sorumluluğun aile sağlığı merkezinde birden çok aile hekimi görev yapmaktaysa, yönetici olarak belirlenen aile hekimi tarafından yerine getirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, söz konusu sağlık merkezinin kira kontratı kira yükünü üstlenen … ile mülk sahibi arasında düzenlenmiş ise vergisel işlemler adı geçenin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlar arasında yer alıp almadığına göre belirlenecektir.

Buna göre;

a) … Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla yükümlüler arasında sayılıyorsa:

Bu durumda aile sağlığı merkezine kullandırdığı yer nedeniyle kiracı sıfatıyla kira bedeline ilişkin stopaj yükümlülüğünü üstlenmiş olacaktır. Vergi kesintisi yapılacak tutar, kira sözleşmesinde belirlenen brüt kira bedeli olacaktır. Gayrimenkul sahibine kira sözleşmesinde belirlenen kira tutarı üzerinden ödeme yaptığında sorumlu sıfatıyla anılan maddenin (5/a) bendi uyarınca % 20 oranında vergi tevkifatı yapılarak muhtasar beyanname ile ilgili vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir.

b) … Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla yükümlü olanlar arasında sayılmıyorsa:

aa) … Aile Sağılığı Merkezi nakden kira ödemediği halde … tarafından ödenen kira bedelini hesaplarında işyeri kirası karşılığı gider olarak gösterirse hesaben (vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemler, hesaplarda işyeri kirası karşılığı olarak gider gösterilmesi gibi) kira ödemesi söz konusu olduğunda, hesaben ödenen bu kira bedeli üzerinden anılan Aile Sağlığı Merkezince tevkifat yapılarak, yapılan tevkifatın anılan Kanunun 98 inci maddesine göre muhtasar beyanname ile ilgili vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir.

bb) Söz konusu ödemeyi … Aile Sağlığı Merkezinin işyeri kira karşılığı olarak hesaplarında gider göstermemesi ve nakden bir ödeme de olmaması durumunda ise tevkifat yapılması söz konusu olmayacaktır.

Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesinde ise kiraya verilen mal ve hakların kira bedellerinin emsal kira bedelinden düşük olamayacağı, bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin, bu mal ve hakların kirası sayılacağı, bina ve arazilerin emsal kira bedelinin yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse, Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin % 5’i olacağı; 86 ncı maddesinin birinci bendinin (d) alt bendi ile bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (273 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2010 yılı gelirleri için 1.090.-TL, 278 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2011 yılı gelirleri için 1.170.-TL) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlere göre;

Yukarıda (a) ve (b) şıklarında yer alan açıklamalar doğrultusunda, Aile Sağlığı Merkezinin kullanımına bedelsiz bırakılan gayrimenkul için aile sağlığı merkezinin kayıtlarında gider gösterilmek kaydıyla hesaben ödeme gerçekleştirilmesi ve bu ödemenin tutarı Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci bendinin (c) alt bendi gereğince ilgili yıl için belirlenen haddi (2010 yılı gelirleri için 22.000.-TL, 2011 yılı gelirleri için 23.000.-TL) aşması halinde … tarafından beyan edileceği tabiidir.

Söz konusu bedelsiz kullandırma nedeniyle hesaben ödeme oluşmaması halinde ise yine Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesi hükmüne göre … tarafından emsal kira bedeli hesaplanması ve yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekir.

Öte yandan, gayrimenkul sahibinin elde ettiği gelirin ise istisna ve tevkifata konu olmayan işyeri kira geliri olması dolayısıyla anılan Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinin (d) alt bendinde yer alan tutarı (2010 yılı için 1.090.-TL, 2011 yılı için 1.170.-TL) aşması halinde beyan edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Damga vergisinden muaf olan kurumla yapılan sözleşmenin damga vergisinin tamamı mı yarısı mı ödenir ?—KEMAL ÖZMEN

Birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın
tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden
müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez.
Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan
işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan
kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait
verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından
kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar.

konut teslimlerinde kdv oranı değişikliği 2013–KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR KEMAL ÖZMEN

KONUT TESLİMLERİNDE KDV ORANI DEĞİŞTİ 2013

KONUT TESLİMLERİNDE KDV ORANI DEĞİŞTİ

1 Ocak 2013 gün ve 28515 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24.12.2012 gün ve 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 7 nci maddesi ile konutların teslimindeki KDV oranı değiştirilmiştir.

Kararın 7 nci maddesi aşağıdaki gibidir.

MADDE 7-24.12.2007 tarihli ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma değer vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın 1 inci maddesine aşağıdaki (6) numaralı fıkra eklenmiştir.

“(6) (I) sayılı listenin 11 nci sırasında yer alan net alanı 150 m2’ye kadar konutlardan; 10.07.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyük Şehir Belediye Kanunu kapsamındaki büyük şehirlerde  (16.05.2012 tarihli 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerler hariç), lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi kanununun 29 ncu maddesine istinaden arsa birim m2 vergi değeri;

a)Beşyüz Türk Lirası ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının ( c ) bendinde belirtilen vergi oranı,

b)Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde bu maddenin birinci

fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı,

uygulanır.”.

Bu hükümle, 150 m2’ye kadar olan konut teslimlerinde %1 oranında alınmakta olan KDV uygulamasında yapılan değişiklik aşağıdaki gibi olmuştur.

Büyük Şehir Belediye Kanunu kapsamındaki büyük şehirlerde, lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın Emlak Vergisi arsa birim m2 vergi değeri;

a-499,99 TL den aşağı ise KDV Oranı %1,

b-500,00 TL ile 999,99 TL arasında ise KDV Oranı %8,

c-1.000 TL ve üzeri ise KDV Oranı %18 olarak uygulanacaktır.

Bu hükmün uygulanması, yapı ruhsatı, 01.01.2013 tarihinden itibaren alınan konut inşaatı projeleri ile kamu kurum ve kuruluşları  ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi bu tarihten itibaren yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girer (Md.12/b).

Kooperatifin KDV,Gelir V.,kurumlar V.ve Damga Vergisinden muaf olup olmadığı,–KEMAL ÖZMEN

T.C.

VAN VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.65.10.00-Kooperatifin KDV,G.V.ile Kur-2

20/03/2012

Konu

:

Kooperatifin KDV,Gelir V.,kurumlar V.ve Damga Vergisinden muaf olup  olmadığı,

 

04/02/2011 tarihli Özelge Talep Formunuzda, Kooperatifizin  katma  değer vergisinden (KDV) muaf olduğu halde Gürpınar Malmüdürlüğünce KDV  mükellefiyeti tesis edildiği, KDV beyannamesi vermemeniz nedeniyle resen takdir  yoluna gidilerek cezalı tarhiyat yapıldığı ve damga vergisi  talep edildiği  belirtilerek, Kooperatifizin kurumlar vergisi, KDV ve damga vergisi karşısındaki  durumu sorulmaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci  fıkrasının (k) bendinde kooperatiflerin muafiyet şartlarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan anılan Kanun ile ilgili olarak yayınlanan 1 seri  no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13.1 bölümünde konu ile ilgili gerekli  açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre, kooperatifinizin ana sözleşmesinde 5520 Sayılı  Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde  sayılan hükümlerin bulunması, fiilen de bu hükümlere uyulması şartıyla kurumlar  vergisinden muaf tutulmanız; bu şartlara uyulmaması halinde ise kurumlar  vergisine tabi olmanız gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye de ticari, sınai, zirai faaliyet ve  serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye  tabi olduğu,

17/1 maddesinde, maddede sayılan kurum ve kuruluşların ilim, fen  ve güzel sanatları, tarımı yaymak ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları  teslim ve hizmetleri KDV den istisna olduğu

hükme bağlanmıştır.

Kanunun 17/1 inci maddesi metninde ifade edilen tarımı yaymak,  ıslah ve teşvik etmek amacı; toprak analizleri, tarla denemeleri, zirai  araştırmaların yapılması; hububat, sebze ve meyve üzerine yapılan araştırma,  inceleme ve ıslah çalışması, damızlık tohum ve hayvan yetiştirilmesi vb. gibi  teslim ve hizmetleri kapsamaktadır.

Bu çerçevede, Kooperatifinizin ilim, fen ve güzel sanatları,  tarımı yaymak ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptığı teslim ve hizmetler KDV den  istisna olacak, başka faaliyetinizin bulunmaması halinde KDV mükellefiyetiniz  tesis edilmeyecektir. Ancak, Kooperatifinizin söz konusu istisna kapsamına  girmeyen işlemleri genel hükümlere göre KDV ye tabi olacak ve KDV  mükellefiyetiniz tesis edilecektir.

Diğer taraftan, Kooperatifinizin piyasadan mal ve hizmet alımları  genel hükümlere göre KDV ye tabi tutulacaktır.

DAMGA VERGİSİ YÖNÜNDEN:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna  ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü  maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi  dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait düzenlenen kağıtların damga  vergisini kişilerin ödeyeceği; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı  tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükümleri yer  almaktadır.

Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13 üncü  maddesinde, yönetim kurulunun, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe  rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınması durumunda, ortak  tarafından çıkma dileğinin noter aracılığı ile kooperatife bildirileceği; 93  üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde, kooperatifler, kooperatif  birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler  Birliği’nin her nevi defterlerin ve ana sözleşmelerin tasdiki ve açılış  tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesinin her nevi harçtan ve damga vergisinden  muaf olacağı; aynı fıkranın (e) bendinde ise, 13 üncü madde gereğince verilecek  bildirinin damga vergisine, diğer harç ve resimlere tabi olmayacağı hükümleri  yer almaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, 1163 sayılı Kanuna  tabi tarımsal kalkınma kooperatiflerine tanınan muafiyet, defter ve ana  sözleşmeleri ile açılış tasdikleri ile ortaklıktan ayrılma bildirimine tanınmış  olup, damga vergisinden istisna edilen kağıtların yer aldığı Kanuna ekli (2)  sayılı tabloda da tarımsal kalkınma kooperatifleri ile ilgili olarak istisna  hükmü yer almamaktadır.

Diğer taraftan, damga vergisi, Kanuna ekli (1) sayılı tabloda  yazılı olan kağıtların düzenlenerek imzalanmasıyla doğduğundan, somut olaya  ilişkin olarak düzenlenen kağıt örnekleri ile başvurulması durumunda ayrıntılı  bir değerlendirme yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini  rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun  413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu  konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız  hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza  vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi  hesaplanmayacaktır.

income tax rates 2013 Turkey

Please contact us if you have ant questions
İnfo@ozmconsultancy.com

1.9. Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2013 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.
10.700 TL’ye kadar % 15

26.000 TL’nin 10.700 TL’si için 1.605 TL, fazlası % 20

60.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL’nin

26.000 TL’si için 4.665 TL), fazlası % 27

60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL (ücret gelirlerinde

94.000 TL’den fazlasının 94.000 TL’si için 23.025 TL), fazlası % 35
2. Kar Hadleri Emsallerine Göre Düşük Olarak Tespit Edilmiş Bulunan Emtia İçin Özel Hadler