Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 280

Gelir Vergisi Genel Tebliği

(Seri No: 280)

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alan ve yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar ile 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen bir kısım menkul kıymetlerden 2011 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulamasına ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1. Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 123 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasında, Kanunun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82 ve 86 ncı maddelerinde yer alan maktu had ve tutarların, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, bu şekilde hesaplanan maktu had ve tutarların % 5’ini aşmayan kesirlerinin dikkate alınmayacağı, Bakanlar Kurulunun, bu surette tespit edilen had ve tutarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkili olduğu hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında da 103 üncü maddede yer alan vergi tarifesinin gelir dilimi tutarları hakkında da yukarıdaki hükmün uygulanacağı öngörülmüştür.

Bu hüküm göz önüne alınarak Gelir Vergisi Kanununun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alıp, 2011 yılında uygulanan had ve tutarların 2011 yılı için % 10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında1 arttırılması suretiyle belirlenen ve 2012 takvim yılında uygulanacak olan had ve tutarlar aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.

1.1. Gayrimenkul Sermaye İratlarında Uygulanan İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun 21 inci maddesinde yer alan mesken kira gelirleri için uygulanan istisna tutarı, 2012 takvim yılında elde edilen kira gelirleri için 3.000 TL olarak tespit edilmiştir.

1.2. Hizmet Erbabına İşyeri veya İşyerinin Müştemilatı Dışında Kalan Yerlerde Yemek Verilmek Suretiyle Sağlanan Menfaatlere İlişkin İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 8 numaralı bendinde yer alan, işverenlerce işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere 11.70 TL olarak tespit edilmiştir.

1.3. Sakatlık İndirimi Tutarları

Gelir Vergisi Kanununun 31 inci maddesinde yer alan sakatlık indirimi tutarları, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere; birinci derece sakatlar için 770 TL, ikinci derece sakatlar için 380 TL, üçüncü derece sakatlar için 180 TL olarak tespit edilmiştir.

1.4. Basit Usule Tabi Olmanın Genel Şartlarından Olan İşyeri Kira Bedeline İlişkin Tutar

Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinin (2) numaralı bendinde yer alan yıllık kira bedeli toplamı, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere büyükşehir belediye sınırları içinde 5.000 TL, diğer yerlerde 3.500 TL olarak uygulanacaktır.

1.5. Basit Usule Tabi Olmanın Özel Şartlarını Belirleyen Hadler

Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan hadler, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere;

– 1 numaralı bent için 70.000 TL ve 105.000 TL,

– 2 numaralı bent için 35.000 TL,

– 3 numaralı bent için 70.000 TL

olarak tespit edilmiştir.

1.6. Değer Artışı Kazançlarına İlişkin İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinde yer alan değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı, 2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 8.800 TL olarak tespit edilmiştir.

1.7. Arızi Kazançlara İlişkin İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun 82 nci maddesinde yer alan arızi kazançlara ilişkin istisna tutarı, 2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 20.000 TL olarak tespit edilmiştir.

1.8. Tevkifata ve İstisnaya Konu Olmayan Menkul ve Gayrimenkul Sermaye İratlarına İlişkin Beyanname Verme Sınırı

Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinde yer alan tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı, 2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 1.290 TL olarak tespit edilmiştir.

1.9. Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2012 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

10.000 TL’ye kadar % 15

25.000 TL’nin 10.000 TL’si için 1.500 TL, fazlası % 20

58.000 TL’nin 25.000 TL’si için 4.500 TL (ücret gelirlerinde 88.000 TL’nin

25.000 TL’si için 4.500 TL), fazlası % 27

58.000 TL’den fazlasının 58.000 TL’si için 13.410 TL (ücret gelirlerinde

88.000 TL’den fazlasının 88.000 TL’si için 21.510 TL), fazlası % 35

2. Kar Hadleri Emsallerine Göre Düşük Olarak Tespit Edilmiş Bulunan Emtia İçin Özel Hadler

Milli piyango bileti, akaryakıt, şeker ve bunlar gibi kar hadleri emsallerine göre düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için özel hadler belirleme yetkisi Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesi ile Maliye Bakanlığına verilmiştir. Bu yetki kullanılarak 2011 yılı için 278 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği2 ile belirlenen tutarlar yeniden artırılmıştır.

Buna göre, anılan maddelerin ticaretini yapanların, 2012 takvim yılında da basit usulden yararlanabilmeleri için; alış, satış veya hasılatlarının 31/12/2011 tarihi itibariyle aşağıda belirtilen hadleri aşmaması gerekmektedir.

Emtianın Cinsi

Büyükşehir Belediye Sınırları

Dışında Kalan Yerlerde

Büyükşehir Belediye Sınırları

İçinde Kalan Yerlerde

Yıllık Alım Ölçüsü (TL)

Yıllık Satış Ölçüsü (TL)

Yıllık Alım Ölçüsü (TL)

Yıllık Satış Ölçüsü (TL)

Değerli Kağıt

110.000

129.000

150.000

170.000

Şeker – Çay

88.000

110.000

105.000

140.000

Milli Piy. Bileti, Hemen

Kazan, Süper Toto vb.

88.000

110.000

105.000

140.000

İçki (Bira ve Şarap Hariç) – İspirto– Sigara–Tütün

88.000

110.000

105.000

140.000

Akaryakıt ( LPG hariç )

129.000

140.000

170.000

190.000

Belirtilen bu malların alım satımı ile uğraşanlar hakkında, basit usulün özel şartları bakımından yukarıdaki hadler dikkate alınmak suretiyle, 136 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğindeki3 hesaplamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır.

3. Basit Usule Tabi Mükelleflerde Gün Sonunda Toplu Belge Düzenleme Uygulaması

Basit usulde vergilendirilen mükelleflerle ilgili 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği4 ile getirilen, belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlemesine ilişkin uygulamanın, 31/12/2012 tarihine kadar devam etmesi Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden uygun görülmüştür.

4. 2011 Takvim Yılında Elde Edilen Bir Kısım Menkul Sermaye İradının Beyanında Dikkate Alınacak İndirim Oranı Uygulaması

Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinin 5281 sayılı Kanunun 44 üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılan ikinci fıkrasında, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5), (6), (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratlarına (döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kâr payları, dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) fıkrada belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın, bu iratların beyanı sırasında indirim olarak dikkate alınacağı belirtilmişti.

Gelir Vergisi Kanununun indirim oranı uygulamasına yönelik 76 ncı maddesinin ikinci fıkrası 1/1/2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 5281 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmakla birlikte, anılan Kanunun geçici 67 nci maddesinin (9) numaralı fıkrası hükmü gereğince 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonolarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde 31/12/2005 tarihinde yürürlükte olan hükümler esas alınacağından, indirim oranı uygulaması ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.

İndirim oranı; Vergi Usul Kanununa göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, aynı dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle tespit edilmektedir.

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre 2011 yılı için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranı % 10,26’dır. Bu dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranı ise % 8,12’dir.

Bu oranlar dikkate alındığında, 2011 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı birden büyük çıkmaktadır.

Bu kapsamda, 2011 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından, 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan ve Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler indirim oranının birden büyük olması dolayısıyla beyan edilmeyecektir.

Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanında indirim oranı uygulanmayacaktır.

Ayrıca, ticari işletmelere dahil kazanç ve iratlar için indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.

Diğer taraftan, geçici 67 nci maddenin (4) numaralı fıkrası uyarınca, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından 1/1/2006 tarihinden itibaren ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılmakta olup, bu gelirlerin beyanı ve bu gelirlere indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.

Tebliğ olunur.

———————————

1 17/11/2011 tarih ve 28115 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 410 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile açıklanmıştır.

2 29/12/2010 tarih ve 27800 6. mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

3 2/5/1982 tarih ve 17682 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

4 6/12/1998 tarih ve 23545 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

kat mülkiye kanunu’nun 24. maddesi

kat mülkiye kanunu’nun 24. maddesi;
Anagayrimenkulün, kütükte mesken, iş veya ticaret yeri olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde hastane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza laboratuvarı gibi müesseseler kurulamaz; kat maliklerinin buna aykırı sözleşmeleri hükümsüzdür; dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde olmıyan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.

Anagayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve emsali gibi eğlence ve toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastahane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği kararla açılabilir.

Yapı Kooperatifine ait yapılacak olan inşaatın inşaat harçlarından muaf olup olmayacağı hakkında

Yapı Kooperatifine ait yapılacak olan inşaatın inşaat harçlarından muaf olup olmayacağı hakkında…
Tarih 23/03/2009
Sayı B.07.1.GİB.0.02.66/6609-627/31885
Kapsam

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Sayı :B.07.1.GİB.0.02.66/6609-627/31885 23.3.2009

Konu :

………………………….. BELEDİYE BAŞKANLIĞINA

(…………….. Müdürlüğü)

İlgi: ……………….. tarih ve ……………. sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda, ilçeniz sınırları içerisinde bulunan …………… Kooperatifine ait yapılacak olan inşaatın 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümlerine göre inşaat harçlarından muaf olamayacağı belirtilmektedir.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Ek 1 inci maddesinde; “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil) inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek madde 6 da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almakta ve bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2 nci maddesinde 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümlerine göre yapılacak inşaatların bina inşaat harcından istisna tutulacağına dair herhangi bir hükme yer verilmemiştir.

Aynı Kanunun imarla ilgili harçlara ilişkin hükümleri düzenleyen 80 inci maddesinde;

“İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.

a) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde İmar Kanunu’na göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemleri “Parselasyon Harcına”, (Teşvik belgesini haiz organize sanayi bölgeleri hariç olmak üzere)

b) Verilecek ifraz ve tevhit kararları “İfraz ve Tevhit Harcına”,

c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,

d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi “Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına”,

f) Yapı kullanma izni verilmesi işlemi “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir.

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Hükümleri uyarınca yapılan yapı ve tesisler ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında inşa edilecek ahır, samanlık, kümes ve hayvan barınakları ile yemlik gibi yapı ve tesisler Bina İnşaat Harcı dahil yukarıda sayılan harçlardan müstesnadır.

Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde Yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.”

hükümleri yer almaktadır.

Diğer taraftan, 775 sayılı Gecekondu Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanun hükümlerine dayanılarak yapılan ivazlı veya ivazsız devir, temlik, kamulaştırma, alım, satım, kira, geri alma, geri verme, ifraz, tevhit, tescil, cins değişikliği, rehin tesis ve terkini, ıslah, değişiklik, onarım inşa ve ikmal gibi her türlü işlemler, sözleşmeler, beyannameler ve benzerleri, tasarruf bonosundan ve her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu durumda, ilçeniz sınırları içerisinde Gecekondu Önleme Bölgesinde konut yapı kooperatifleri tarafından yapılacak olan inşaatların 775 sayılı Gecekondu Kanununun 33 üncü maddesi hükmüne göre, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ile imarla ilgili harçlardan istisna tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Başkan a.

Organize Sanayi Bölgesinde bulunan katılımcıların çevre temizlik vergisinden muaf tutulup tutulmaması hakkında

Organize Sanayi Bölgesinde bulunan katılımcıların çevre temizlik vergisinden muaf tutulup tutulmaması hakkında
Tarih 20/12/2006
Sayı B.07.1.GİB.0.66/6619-616/100131
Kapsam

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

SAYI:B.07.1.GİB.0.66/6619-616/100131 20.12.2006

KONU:

………. BAKANLIĞI

İLGİ: a) 5.11.2002 tarihli ve B.07.1.GİB.0.66/6619-616/46463 sayılı yazımız.

b)7.4.2006 tarihli ve B.07.1.GİB.0.66/6619-616/725762 sayılı yazımız.

c) 3.5.2006 tarihli ve B050MAH0740001/45555 sayılı yazınız.

İstanbul İli İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığından alınan 10.3.2006 tarihli ve 2006/444 sayılı, 7.7.2006 tarihli ve 2006/1093 sayılı yazılar ve ekleri ile ilgi (a)’da kayıtlı yazımızın birer örneği ilişikte gönderilmiş olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

Bilindiği gibi, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 44 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabi olup maddenin ikinci fıkrasındaki çevre temizlik vergisinden muaf tutulan kurumlara ilişkin binalar arasında organize sanayi bölgelerinde yer alan binalar sayılmamıştır.

Anılan Kanunun 97 nci maddesinde de, “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediyeye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.

Çevre temizlik vergisinin uygulanması ile ilgili olarak 10.01.2004 tarihli ve 25342 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30 Seri No’lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinin I inci bölümünün ikinci fıkrasında, “Maddenin birinci fıkrasında geçen, “Çevre temizlik hizmetinden”, bu madde kapsamındaki konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalarda yeme, içme, kullanma, büro ve benzeri faaliyetler sonucu veya park ve piknik alanları gibi yerlerde oluşan ve çevrenin kirlenmesine neden olan her türlü çevresel atıkların, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkilerinin önlenmesi için düzenli bir şekilde toplanması, taşınması, geri kazanılması, düzenli depolanması ve bertarafı suretiyle çevreye ve insan sağlığına zararsız hale getirilmesi ve bu suretle ekonomiye katkı sağlama işlemlerinin tümünün veya birkaçının anlaşılması gerekir.” denilmektedir.

Ayrıca, 16.5. 2005 tarihli ve 25817 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 31 Seri No’lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinde belediyelerce ücret uygulaması ile ilgili olarak örneklerle gerekli açıklamalar yapılmıştır..

Diğer taraftan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanununun 21 inci maddesinde,

“OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

Atıksu arıtma tesisi işleten bölgelerden, belediyelerce atıksu bedeli alınmaz.”

hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde bulunan katılımcıların 4562 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre çevre temizlik vergisinden muaf tutulmaması; ancak, belediyece organize sanayi bölgesinde bulunan katılımcılara 30 Seri No’lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinin I inci bölümünün ikinci fıkrasında belirtilen temizlik hizmetlerinin verilmesi halinde, yalnızca çevre temizlik vergisi alınması ayrıca ücret alınmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve konu hakkında Bakanlığınız görüşünün belirlenerek gerekli duyurunun yapılmasını ve sonucundan Başkanlığımıza da bilgi verilmesini arz ederim.

Başkan a.

Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifinin 2464 Sayılı BGK göre alınan harçlardan istisna olup olmadığı

Başlık Küçük sanayi sitesinde yaptırılan işyerilerin 2464 sayılı Kanunda yer alan harçlardan istisna olup olmadığı hk.
Tarih 26/07/2010
Sayı B.07.1.GİB.4.38.15.01-HARÇ-20-277-27
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.38.15.01-HARÇ-20-277-27

26/07/2010

Konu

:

Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifinin 2464 Sayılı BGK göre alınan harçlardan istisna olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Kooperatifinizce ….. Küçük Sanayi Sitesinde yaptırılan işyerlerinin, 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa göre alınan harçlardan istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Özelge talep formu ekinde yer alan tahsilat makbuzlarının incelenmesinden, ısı yalıtım kontrol bedeli, kat kontrol harcı, imar harcı ve bina inşaat harcı tahsil edildiği anlaşılmaktadır.

2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Ek-1 inci maddesinde, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatı alınmasının bina inşaat harcına tabi olduğu; 80 inci maddesinin 1 inci fıkrasında da, imar mevzuatı gereğince belediyece tahsil olunacak harçların, parselasyon harcı, ifraz ve tevhit harcı, plan proje tasdik harcı, zemin açma izni ve toprak hafriyatı harcı ile yapı kullanma izni harcı olduğu, bu maddenin 3 üncü fıkrasında ise organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yapılan yapı ve tesislerin bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından müstesna olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 97 nci maddesinde, “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediye’ye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” hükmüne yer verilmiş ve konuya ilişkin açıklamalar 31 Seri No’lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştır. Buna göre, ücretin, belediyelerin 2464 sayılı Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan hizmetleri karşılığında alınması ve bu hizmetlerin ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, Kooperatifinizce küçük sanayi sitesinde yaptırılan işyerlerinin 2464 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından istisna tutulması, maddede sayılan diğer harçların ise istisna tutulmaması; ısı yalıtım kontrolü ve kat kontrol harcı adı altında alınan bedellerin, ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edilen hizmetler karşılığı ve belediye meclisince düzenlenecek tarifeye bağlı olarak alınması durumunda ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı

Kooperatife ait arsanın emlak vergisine tabi tutulması gerekmektedir

Kooperatife ait arsanın emlak vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Tarih 15/01/1999
Sayı B.07.0.GEL.0.66/6662-156/1805
Kapsam
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
TARİH : 15.01.1999
SAYI : B.07.0.GEL.0.66/6662-156/1805
KONU : Kooperatife ait arsanın emlak vergisinden
muaf olup olmadığı hk.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
( Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüne)
S.S. …. Kooperatifi tarafından Bakanlığımıza verilen 11.11.1998 tarihli dilekçenin bir örneği ilişik olarak gönderilmiştir.

Dilekçede, Kooperatife ait arsanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinin ( c ) fıkrası hükmü uyarınca emlak (arsa) vergisinden muaf olup olmadığı hususundaki Bakanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinin 1/C fıkrasında kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin, kiraya verilmediği veya irat getirmeyen bir cihete tahsis edilmediği müddetçe sahip oldukları gayrimenkul mallar üzerinden alınacak her türlü vergilerden muaf olduğu belirtilmektedir.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde, arazi vergisi ile ilgili muaflık hükümleri düzenlenmiş, ancak kooperatiflere ait arazi ve arsalara bu hükümlerde yer verilmemiştir.

Öte yandan, Emlak Vergisi Kanununun 41/4 üncü maddesinde, özel kanunların bina ve arazi vergilerine ilişkin muaflık ve istisna hükümlerinin 1.3.1972 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş, aynı maddenin 22 nci maddesinde de bina ve arazi vergileriyle ilgili muaflık ve istisna hükümlerinin bu Kanuna eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği, hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinin 1/c fıkrası hükmünün doğrudan doğruya emlak vergisi muafiyetini açıkça içermediği gibi, Emlak Vergisi Kanununun 22 ve 41 inci maddeleri hükümleri de yürürlükte bulunduğundan, Kooperatifler Kanununun söz konusu hükmünün emlak vergisi bakımından uygulanmasına imkan bulunmamaktadır.

Bu nedenle, adı geçen Kooperatifin ilişik dilekçede sözü edilen arsasının emlak vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini, konu hakkındaki Bakanlıkları görüşünün belirlenerek gerekli duyurunun yapılmasını arz ederim.

Bakan a.
Daire Başkanı

Yapı Kooperatifinin maliki bulunduğu ve imar planında umumi hizmet alanlarına—kısıtlı emlak vergisi uygulaması

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:23/12/2011
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Yapı Kooperatifinin maliki bulunduğu ve imar planında umumi hizmet alanlarına…
Tarih 30/09/2003
Sayı B.07.0.GEL.0.66/6685-4818
Kapsam

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.GEL.0.66/6685-4818

KONU:

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü)

………… Yapı Kooperatifi tarafından Başbakanlığa verilen ve ilgisi nedeniyle Bakanlığımıza intikal ettirilen 30.7.2003 tarih ve 78/774 sayılı dilekçe ile Eskişehir İli, ……. Belediye Başkanlığının GLR.6026-15914 sayılı yazısının birer örneği ilişik olarak gönderilmiş ve emlak vergisi uygulaması ile ilgili olarak gerekli açıklama aşağıda yapılmıştır.

…… Belediye Başkanlığının yazısında…. Yapı Kooperatifinin maliki bulunduğu ve imar planında umumi hizmet alanlarına (okul, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi ve benzeri) ayrılmış bulunan taşınmazları için kısıtlı (1/10 oranında) vergi uygulandığı, imar programına alınmadığından kamulaştırma işlemleri yapılamayan bu taşınmazlara ait emlak vergisi ödenmesinin durdurulmasına imkan bulunmadığı bildirilmektedir.

Bilindiği gibi, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı, kanunla ve diğer mevzuatla yapılan kısıtlamaların neler olduğunun,süresi, tevsiki ve kısıtlama koyan kamu organlarının görevleri ve sorumluluklarının Bakanlığımızca, Milli Eğitim ve Bayındırlık ve İskan ve İçişleri Bakanlıklarının mütalaaları alınarak hazırlanacak bir yönetmelikle tanzim olunacağı hükme bağlanmıştır.

Kısıtlı vergi uygulaması bu hükme istinaden hazırlanan ve 17.11.1986 tarih ve 19284 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 9.11.1985 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe giren “Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik” esaslarına göre yapılmaktadır.

Sözü edilen yönetmeliğin 2 nci maddesinde, “İmar planlarında, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufu kısıtlanmış sayılır.

Bu hallerde kısıtlı olarak vergileme, imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yıl başından itibaren yapılır. Kısıtlama, ilgili arsa veya binanın bulunduğu alan imar programına alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar devam eder.

Arsanın imar planında kısıtlılığı gerektiren amaçlara tahsis edildiğinin bu yönetmeliğin 5 inci maddesindeki bildirim mecburiyeti hükümlerine göre tespit edilmemiş olması halinde, arsa veya bina sahibi tarafından yazılı müracaatta bulunularak kısıtlamayı koyan idareden alınacak kısıtlılık durumunu gösteren belge verginin tarhına yetkili daireye ibraz edildiğinde kısıtlılık aynı esaslar dairesinde uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, İmar Kanununun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, imar planında belirtilen hizmetlere ayrılması nedeniyle inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsaların imar programına alınması halinde, emlak vergisi ödenmesinin, arsanın programa alındığı tarihi takip eden taksitten itibaren kamulaştırma yapılıncaya kadar durdurulması, kamulaştırmanın yapılması halinde ise, durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk eden ve ödenmesi durdurulmuş olan emlak vergisinin kamulaştırmayı yapan idareden tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu hükümlere göre, imar planında resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, Pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılan ve bu nedenle inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar için, bu arsaların bulunduğu alan imar programına alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar kısıtlı emlak vergisi uygulanması, yani verginin 1/10’unun tahsil edilmesi, 9/10’unun ise tecil edilmesi gerekmektedir.

İmar planlarında, yukarıda belirtilen hizmetlere ayrılan arsalara kısıtlamanın devam ettiği sürece kısıtlı vergi uygulanması gerekir.

Bu durumda, …… Belediye Başkanlığınca …… Yapı Kooperatifinin maliki bulunduğu ve imar planında umumi hizmet alanlarına (okul, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi ve benzeri) ayrıldığı anlaşılan taşınmazları için kısıtlı (1/10 oranında) vergi uygulanması, dolayısıyla söz konusu taşınmazlar için tahakkuk eden verginin (1/10)’unun tahsil edilmesi, (9/10)’unun ise tecil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, imar planında umumi hizmet alanlarına (okul, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi ve benzeri) ayrılan yerler için imar programı yapılmadığına göre, emlak vergisi ödenmesinin durdurulması mümkün değildir.

Konu ile ilgili olarak …… Belediye Başkanlığınca yapılan uygulamada kanuna aykırı bir husus bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini ve konu hakkındaki Bakanlıkları görüşünün belirlenerek …… Belediye Başkanlığına ve adı geçen Kooperatife gerekli duyurunun yapılmasını arz ederim.

Organize sanayi bölgesinin mülkiyetinde buluna araziyi kiraya vermesi halinde bu arazi için emlak vergisi muafiyetinin uygulanıp uygulanmayacağı husunda

Organize sanayi bölgesinin mülkiyetinde buluna araziyi kiraya vermesi halinde bu arazi için emlak vergisi muafiyetinin uygulanıp uygulanmayacağı husunda…
Tarih 10/12/2009
Sayı B.07.1.GİB.0.02.66/6654-506
Kapsam
T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Sayı : B.07.1.GİB.0.02.66/6654-506 10/12/2009*…………….

Konu:

…………… BELEDİYE BAŞKANLIĞINA

……………

İlgi: ……….. tarihli ve …………….. sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda, organize sanayi bölgesinin mülkiyetinde buluna araziyi kiraya vermesi halinde bu arazi için 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (d) fıkrası gereğince emlak vergisi muafiyetinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bilgi verilmesi istenilmektedir.

1319 sayılı Kanunun “Geçici Muaflıklar” başlıklı 15 inci maddesinin (d) fıkrasında, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, organize sanayi bölgeleri için iktisap olunduğu veya bu bölgelere tahsis edildiği kabul edilen arazinin (Sanayici lehine tapudaki tescilin yapılacağı tarihe kadar) geçici olarak arazi vergisinden muaf olduğu; bu fıkradan sonra gelen paragrafta da, geçici olarak muaflıktan istifade için arazinin bu maddede yazılı cihetlere tahsis edilmiş olduğunun ilgili vergi dairesine bütçe yılı içinde bildirilmesinin şart olduğu, muafiyetlerin, arazinin tayin olduğu cihetlere tahsis edildiği yılı takibeden bütçe yılından başlayacağı, bütçe yılı içinde bildirim yapılmazsa muafiyetin, bildirimin yapıldığı yılı takibeden bütçe yılından muteber olacağı, bu takdirde bildirimin yapıldığı bütçe yılının sonuna kadar geçen yıllara ait muafiyet hakkının düşeceği hükme bağlanmıştır. Bu muafiyetin uygulanmasında arazinin kiraya verilip verilmemesinin bir önemi bulunmamaktadır.

Bu itibarla, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğinin; maliki bulunduğu ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca organize sanayi bölgeleri için iktisap olunduğu veya bu bölgelere tahsis edildiği kabul edilen arazi için ilgili belediyeye emlak vergisi bildirimi vermesi ve bu arazilerin, kiraya verilse dahi sanayici lehine tapudaki tescilin yapılacağı tarihe kadar geçici olarak arazi vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.

Ancak, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliği tarafından bu muaflıktan yararlanmak için arazinin organize sanayi bölgeleri için iktisap olunduğunun veya bu bölgelere tahsis edildiğinin ilgili belediyeye bütçe yılı içinde bildirilmesi şarttır. Bütçe yılı içinde bildirim yapılmazsa muafiyet, bildirimin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılından itibaren geçerli olacak ve bildirimin yapıldığı bütçe yılının sonuna kadar geçen yıllara ait muafiyet hakkı düşecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

Başkan a.

Küçük sanayi sitelerinin emlak vergi muafiyeti hk.

Başlık Organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerindeki binalar, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalanmaları hk.
Tarih 05/04/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.17.02-EML:5.M-2010-48-203
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.17.02-EML:5.M-2010-48-203

05/04/2011

Konu

:

Küçük sanayi sitelerinin emlak vergi muafiyeti hk.

İlgide kayıtlı talep formunda, ortağı olduğunuz … Yapı Kooperatifi tarafından inşa edilen işyerinin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin (f) fıkrası gereğince geçici emlak vergisi muafiyetinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Bilindiği üzere, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin (f) fıkrasında, “Organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerindeki binalar, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılır.” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, üyesi olduğunuz … Yapı Kooperatifi tarafından inşa edilen işyerinin “sanayi ve küçük sanat siteleri” alanı içerisinde bulunması halinde, inşaatın sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici emlak vergisi muafiyetinden yararlanması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatif adına kayıtlı taşınmazların arsa mı yoksa arazi mi olarak vergilendirilmesi hk.

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Kooperatif adına kayıtlı taşınmazların 83/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında arsa mı yoksa arazi mi olarak vergilendirileceği hk.
Tarih 12/04/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.17.02-EMLAK-12.M-2010-49-222
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.17.02-EMLAK-12.M-2010-49-222

12/04/2011

Konu

:

Kooperatif adına kayıtlı taşınmazların arsa mı yoksa arazi mi olarak vergilendirilmesi hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Kooperatifiniz adına kayıtlı … Mah. … parseller ile su toplama havzasında bulunan … parsel … mevkiinde kıraç ve sulu tarlaların imar ve altyapısı bulunmadığı halde … Belediye Başkanlığı tarafından kooperatif olduğunuz gerekçesiyle emlak vergisinin arazi olarak değil arsa olarak ödenmesi gerektiği belirtildiğinden bahisle, emlak vergisinin arsa mı yoksa arazi mi olarak ödenmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12 nci maddesinde, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazinin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükme istinaden hazırlanan 28/2/1983 tarihli ve 83/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin eki “Arsa Sayılacak Parsellenmemiş Arazi Hakkında Karar”ın 1 inci maddesinin (a) ve (b) fıkralarında, belediye ve mücavir alan sınırları içinde, imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunan veya imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yerler arasında kalan parsellenmemiş arazi ve arazi parçalarının arsa sayılması, ancak bu yerlerdeki arazi ve arazi parçalarının zirai faaliyette kullanılmaları halinde arsa sayılmayarak araziye ait oran üzerinden vergilendirilmeleri öngörülmüştür.

Aynı Kararın 3 üncü maddesinde; “1’inci maddenin (a) ve (b) fıkralarında yazılı yerlerde bulunan arazi ve arazi parçaları;

a) Zirai faaliyet dışında kullanıldıkları,

b) Boş tutuldukları,

c) Bir yıldan fazla süre ile nadasa bırakıldıkları,

d) Beyanda bulunulması gereken yılı izleyen yılbaşından itibaren 5 yıl içinde herhangi bir şekilde ahara devir ve temlik edildikleri,

takdirde arsa sayılarak, geçmiş yıl vergileri, 1319 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü de nazara alınarak arsaya ait nispet üzerinden tarh, tahakkuk ve tahsil edilir.” denilmektedir.

Söz konusu Kararın 4 üncü maddesinde ise “1 inci maddesinin (a) ve (b) fıkralarında yazılı yerlerde bulunan arazi ve arazi parçalarının zirai faaliyette kullanılıp kullanılmadığı Vergi Dairesince yoklama ile tespit olunur.” denilmektedir.

Öte yandan, 16 Seri No’lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde konuya ilişkin açıklamalar yer almıştır.

Bu itibarla, Kooperatifinize ait söz konusu taşınmazların;

1- 1/1/1983 tarih ve 83/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki “Arsa Sayılacak Parsellenmemiş Arazi Hakkında Karar”ın 1 inci maddesinin (a) ve (b) fıkrası hükmü uyarınca belediye ve mücavir alan sınırları içinde olması ve imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması veya imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yerler arasında kalması durumunda arsa sayılarak arsaya ait oranlar üzerinden emlak vergisinin ödenmesi,

2- Anılan Kararın 1 inci maddesinin (a) veya (b) fıkrası hükmü uyarınca arsa sayılmakla birlikte, zirai faaliyette kullanılmakta ise arazi olarak vergilendirilmesi, bu durumda zirai faaliyette kullanıldığının bir yoklama ile tespiti,

3- Belediyece parsellenerek arsa haline getirilmiş ise zirai faaliyette kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın arsa olarak vergilendirilmesi,

gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kanun hükümleri uyarınca, yapı kooperatiflerince inşa edilen gayrimenkullerin kooperatif üyelerine devrine yönelik işlemlerde tapu harcı, emlak vergisi değeri üzerinden binde 1,98 oranında gayrimenkul iktisap eden ortaklardan aranılacaktır.

Kooperatif tarafından kat karşılığı sözleşme ile yapılan binaların üyelere teslimi sırasında ödenecek tapu harcının hesabında bina vergi değerinin mi yoksa arsa vergi değerinin mi esas alınması gerektiği hk.
Tarih 24/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.45.15.01-HARÇ-63-11-50
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.45.15.01-HARÇ-63-11-50

24/06/2011

Konu

:

tapu harcında esas alınacak vergi değeri

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, kooperatifiniz tarafından kat karşılığı sözleşme ile yapılan binaların üyelerinize teslimi sırasında ödenecek tapu harcının hesabında bina vergi değerinin mi yoksa arsa vergi değerinin mi esas alınacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57′ inci maddesinde tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu belirtilmiş, 63 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Bu kanunda sözü edilen “kayıtlı değer” veya “emlak vergisi değeri” deyimi; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre belirlenen vergi değerini ifade eder.” denilmiş, aynı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I-15 inci fıkrasında da yapı kooperatiflerinin ortaklarına dağıtacağı gayrimenkullerin ortaklar adına tescilinde kayıtlı değer üzerinden harç aranılacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu işleme ilişkin harç oranı 29/12/2009 tarih ve 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/1/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere binde 1,98 olarak belirlenmiştir.

Kanun hükümleri uyarınca, yapı kooperatiflerince inşa edilen gayrimenkullerin kooperatif üyelerine devrine yönelik işlemlerde tapu harcı, emlak vergisi değeri üzerinden binde 1,98 oranında gayrimenkul iktisap eden ortaklardan aranılacaktır.

Öte yandan, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29′ uncu maddesinin (b) bendine göre, vergi değerinin binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden yararlanılmak suretiyle, hesaplanan bedel olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 23′ üncü maddesinde, yeni inşa edilen binalar için, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden evvel kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı bütçe yılı içerisinde bina vergisi bildirimi verilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Buna göre, üzerine bina inşa edilen arsalar,yapı kullanma izin belgesinin alındığı veya inşaatın sona ermesinden evvel kısmen kullanılmaya başlandığı tarihi takip eden bütçeyılından itibaren bina vasfını kazanacağından bina olarak vergilendirilecektir.

Kooperatif üyelerinden … … adına düzenlenen ilişiksiz ve rayiç değer belgesinin incelenmesinden, kooperatifiniz tarafından inşa edilerek 2004 yılında tamamlanan ve fiilen mesken olarak kullanılan gayrimenkullerin vasfının bina olarak değerlendirildiği görülmektedir.

Bu itibarla, bina olarak vergilendirilecek gayrimenkullerin üyelerinize tesliminde tapuda yapılacak işlemlerde harcın, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre belirlenen emlak vergisi değeri üzerinden aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü adına tapuda yapılacak işlemlerde harç muafiyeti

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.38.15.01-HARÇ-20-283-110

27/09/2011

Konu

:

Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü adına tapuda yapılacak işlemlerde harç muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Kayseri Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünden yapacağınız arazi alımıyla ilgili olarak Bölge Müdürlüğünüz adına tapuda yapılacak tescil işlemlerinde harç ödeyip ödemeyeceğiniz hususunda görüş talep edilmektedir.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında, özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı belirtilmektedir.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde ise, “OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin (a) bendi ile genel bütçeli idareler tapu harçlarından muaf tutulmaktadır.

Buna göre, Kayseri Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünden yapacağınız arazi alımıyla ilgili olarak Bölge Müdürlüğünüz adına tapuda yapılacak tescil işlemleri sırasında, tarafınızdan ve Milli Emlak Müdürlüğünden harç tahsil edilmemesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Organize Sanayi Bölgelerinin yapacakları işlemlerin yargı harcından muaf olup olmadığı hk

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:23/12/2011
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Organize Sanayi Bölgelerinin yapacakları işlemlerin yargı harcından muaf olup olmadığı hk.
Tarih 30/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-003.01-1684
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-003.01-1684

30/09/2011

Konu

:

Organize Sanayi Bölgelerinin yapacakları işlemlerin yargı harcından muaf olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 21’inci maddesi gereğince Organize Sanayi Bölgelerinin, kamulaştırmasız el atma ve icra takipleri davaları olmak üzere, yargı harçlarından muaf olup olmadıkları hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2’nci maddesinde; “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Kanunun 123’üncü maddesinde ise; “Özel Kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.

(6009 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010); Bu maddede veya diğer kanunlarda yer alan harçtan muafiyete ilişkin hükümler, bu Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “(A) Mahkeme Harçları” bölümünün (V) numaralı fıkrasındaki “keşif harcı” ve (1) sayılı Tarifesinin “B) İcra ve iflas harçları” bölümünün (III) numaralı fıkrasındaki “haciz, teslim ve satış harcı” bakımından uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 15.04.2000 tarih ve 24021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun “Muafiyet” başlığı altındaki 21’inci maddesinde; “OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” denilmektedir.

Bu hükümlere göre, Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliğinin, bu kanunun uygulanması ile ilgili yapacağı işlemlerden dolayı, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 123’üncü maddesine 6009 sayılı Kanunu’n 19’uncu maddesiyle eklenen fıkrada belirtilen keşif harcı, haciz, teslim ve satış harcından muaf tutulması mümkün bulunmamakla birlikte, bunlar dışında kalan yargı harçlarından (4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun uygulanması ile ilgili yapacağı işlemlere ilişkin olması şartıyla) muaf tutulması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

operatif aktifine kayıtlı gayrimenkullerin kurulacak şirkete ayni sermaye olarak konulması halinde vergileme yapılıp yapılmayacağı

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.16.16.02-300-10-41-9

24/01/2011

Konu

:

Kooperatif aktifine kayıtlı gayrimenkullerin kurulacak şirkete ayni sermaye olarak konulması halinde vergileme yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı dilekçenizde; 4572 sayılı Kanuna göre kurulan Birliğinize ait depolama tesisi ile diğer bazı tesislerin, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununun 4 üncü maddesi gereğince, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak olan anonim şirkete ayni sermaye olarak konulacağından bahisle, söz konusu işlemin kısmi bölünme kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, kısmi bölünme kapsamında değerlendirilmesi halinde katma değer vergisi, damga vergisi ve harçlar yönünden yükümlülüğünüzün doğup doğmayacağı; işlemin kısmi bölünme sayılmaması halinde, cins tashihi öncesi aktife kayıtlı taşınmazların kayıtlı değer üzerinden devrinin; kurumlar, katma değer ve damga vergileri ile harca tabi olup olmadığı konularında bilgi verilmesi istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Devir, bölünme ve hisse değişimi” başlıklı 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde; “Kısmi bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimi temsilcisinin bilânçosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmi bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre; kısmi bölünme, sermaye şirketlerine (anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler) veya bu nitelikteki yabancı kurumlara yönelik bir kavramolup, sermaye şirketi niteliği bulunmayan kooperatiflerin kısmi bölünme hükümlerine tabi tutulması söz konusu değildir. Dolayısıyla, Birliğinizin aktifine kayıtlı üretim tesislerinin ve bu tesislere ilişkin gayrimenkullerin mevcut veya yeni kurulacak olan bir sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulması işleminin, Birliğiniz açısından satış hükmünde değerlendirilmesi gerekir.

Ancak, 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, bu Kanuna göre kurulmuş bulunan kooperatifler ve birliklerin; birbirlerinden ve ortaklarından aldıkları faiz ve komisyonlar, birbirleri ya da üçüncü şahıslarla yaptıkları her türlü gayrimenkul alım satımı (üçüncü şahıslara terettüp eden vergi, resim ve harçlar hariç), ayrıca üretim tesislerinin ve bu tesislere ilişkin gayrimenkullerin satışı, bağış ve diğer ivazsız iktisapları ile bütün işleri için düzenlenecek senet, beyanname, taahhütname, sözleşme, vekaletname ve lehlerine yapılacak ipotek ve rehinleri kurumlar vergisi ve damga vergisi de dahil olmak üzere her türlü vergi, resim ve harçtan muaf oldukları hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, 4572 sayılı Kanuna göre kurulan Birliğinizin depolama tesisi ile diğer bazı tesislerin satışından doğan kazancın anılan Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna tutulması gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesine göre, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisinin konusunu oluşturmaktadır.

Aynı Kanunun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (r) bendi uyarınca;

Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.

İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır.

Buna göre; kısmi bölünme hükümlerine tabi tutulması söz konusu olmayan Birliğinize ait depolama tesisi ile diğer bazı tesislerin, kurulacak olan anonim şirkete devri işleminin, bahse konu taşınmazların en az iki tam yıl süreyle Birliğiniz aktifinde yer alması şartıyla, anılan madde hükmü uyarınca katma değer vergisinden müstesna tutulması mümkün bulunmaktadır.

HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN:

492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, “Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemler bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır.” hükmü bulunmaktadır.

Buna göre, Birliğinize ait taşınmazların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak anonim şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin yapılacak işlemlerin, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesine göre harçlardan istisna tutulması gerekmektedir.

DAMGA VERGİSİ YÖNÜNDEN:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; bu Kanundaki kağıtlar teriminin yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; 9 uncu maddesinde, Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” bölümünün 16 numaralı fıkrası ile anonim, eshamlı komandit ve limited şirketler ile yatırım fonlarının kuruluşlarına, sermaye artırımlarına ve süre uzatımlarına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar damga vergisinden istisna edilmiştir.

Diğer taraftan, 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunun “Muafiyetler ve istisnalar” başlıklı 6 ncı maddesinde, “Bu Kanuna göre kurulmuş bulunan kooperatifler ve birliklerin faaliyetlerinde;

c)Birbirlerinden ve ortaklarından aldıkları faiz ve komisyonlar, birbirleri ya da üçüncü şahıslarla yaptıkları her türlü gayrimenkul alım satımı (üçüncü şahıslara terettüp eden vergi, resim ve harçlar hariç), ayrıca üretim tesislerinin ve bu tesislere ilişkin gayrimenkullerin satışı, bağış ve diğer ivazsız iktisapları ile bütün işleri için düzenlenecek senet, beyanname, taahhütname, sözleşme, vekâletname ve lehlerine yapılacak ipotek ve rehinler kurumlar vergisi ve damga vergisi de dahil olmak üzere her türlü vergi, resim ve harçtan,

müstesnadır.” hükmüne yer verilerek, söz konusu kooperatif ve birliklerin madde kapsamındaki işlemleri nedeniyle düzenlediği kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, Birliğinize ait depolama tesisi ile diğer bazı tesislerin kurulacak olan anonim şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin olarak düzenlenecek kağıtların, 488 sayılı Kanuna ekli 2 sayılı Tablonun IV/16 fıkrası ve 4572 sayılı Kanunun 6/c maddesi uyarınca damga vergisinden müstesna tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir ve Damga V. hk

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.17.02-DMG-1255-458

24/06/2010

Konu

:

Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir ve Damga V. hk.

İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden, … potansiyel vergi kimlik numarası ile … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün sınırları içerisinde bulunan ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu ile 5711 sayılı Kanuna göre faaliyet gösteren siteniz yönetimi tarafından 2010/Ocak tarihinden itibaren yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı ile kapıcı ücretleri ve serbest meslek ödemelerinin gelir vergisi ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

A-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, aynı maddenin 4 üncü bendinde ise; Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38’inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş; 40 ıncı maddesinde ise “…Yönetici yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.

Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü yer almıştır.

Buna göre, yönetici ve denetçilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, kendisine yönetim planında ya da sözleşmede saptanan ücret ödemesinin, gerçek ücret olarak kabul edileceği doğaldır. Ancak, yönetici ve denetçilerin kat malikleri arasından seçilmesi halinde, bunlara sağlanan menfaatler, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukların külfeti ve bu görevin yerine getirilmesinde yapılması gerekli olan masrafların karşılığı niteliğinde olması nedeniyle, bunların vergilendirilmemesi gerekir. Yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, aynı kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “(3946 sayılı Kanunun 22’nci maddesiyle değişen madde. Yürürlük; 1/1/1994) Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın 1 inci bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yönetimini üstlendiği ve tevkifat uygulamasında “sair kurum” olarak değerlendirilen adı geçen site yöneticiliği tarafından serbest muhasebeciye yapılan serbest meslek ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, anılan site yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve deneticilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemelerin gerçek ücret olarak kabul edilmemesi nedeniyle gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaması gerekmekte olup, bu kişilere yönetim giderlerinin üzerinde bir ödeme yapılması durumunda ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirilmesi gerektiğinden bu tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

Ancak, kat malikleri dışından yönetici ve denetçi seçilmesi halinde ise, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Aynı kanunun müteferrik istisnaları düzenleyen bölümünün “Ücretlerde” başlıklı 23 üncü maddesinde; “(2361 sayılı Kanunun 17’nci maddesiyle değişen madde) Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);

… hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre; ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

Bu itibarla, sitenizin kısmen veya tamamen ticaret mahalli olmayan bir site olması halinde, siteniz yönetimi tarafından ücretli olarak çalıştırılan kapıcıya yapılacak ücret ödemeleri Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesi gereğince istisna kapsamında olduğundan, söz konusu tutarlar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, kapıcının iş merkezlerinde veya ticaret mahalli olan sitede çalıştırılması durumunda ise, yapılan ödemeler gelir vergisinden istisna olmayıp Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri çerçevesinde ücret olarak gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

B-DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların binde 6,6 nispetinde damga vergisine tabi tutulacağı; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 34 numaralı fıkrasında ise, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre,

– Siteniz yönetimine bağlı olarak çalıştırılan yönetici ve deneticilere yapılan huzur hakkı ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların ihtiva ettiği toplam tutar üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrası uyarınca binde 6,6 nispetinde damga vergisine tabi tutulması;

– Sitenizin kısmen veya tamamen ticaret mahalli olmayan bir site olması halinde, siteniz yönetimi tarafından ücretli olarak çalıştırılan kapıcıya yapılan ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/34 bölümü uyarınca damga vergisine tabi tutulmaması,

-Serbest muhasebeciye yapılan serbest meslek ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtlar Damga Vergisi Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar arasında yer almadığından söz konusu kağıtların damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Bilgiedinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Gelir İdaresi Grup Müdürü Y.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Zamanaşımından sonra resmi daireye ibraz edilen kira sözleşmesinin damga vergisi hk

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:23/12/2011
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Zamanaşımından sonra resmi daireye ibraz edilen kira sözleşmesinin damga vergisi hk.
Tarih 14/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-002.01-750
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-002.01-750

14/06/2011

Konu

:

Damga Vergisi

İlgide kayıtlı dilekçeniz ve eklerinin incelenmesinden, 2006 yılı vergilendirme döneminden itibaren tarafınıza gelir vergisi iadesi yapılması amacıyla … Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurduğunuz, ancak söz konusu talebinizin, dilekçeniz ekinde ibraz ettiğiniz 15.05.1996 tarihinde 3 yıl süreli olarak şahsınız ile … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen kira sözleşmesine ilişkin damga vergisinin ödenmediği gerekçesi ile reddedildiği belirtilerek söz konusu kağıdın damga vergisine tabi tutulup tutulmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kâğıtları imza edenler olduğu; 5 inci maddesinde, bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshasının ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga vergisine tabi olduğu; 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisinin, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı; 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, birden fazla kişi tarafından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/2 fıkrasında, kira mukavelenamelerinin mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden binde 1,5 nispetinde; A/3 fıkrasında, kefalet, teminat ve rehin senetlerinin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden geçerli olmak üzere damga vergisi oranları, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-2 fıkrasındaki kağıtlar için binde 1,65, I/A-3 fıkrasındaki kağıtlar için binde 8,25 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, kira sözleşmesine konan kefalet şerhinin “müteselsil kefalet” veya “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” şeklinde konulması halinde, kefalet şerhi asıl akitle birbirine bağlı ve birbirine bağlı ve bir asıldan doğma akit ve işlem olarak kabul edileceğinden, söz konusu kağıdın 488 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya kefalet işlemi üzerinden damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19 uncu maddesinde, vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı; 114 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı; dördüncü fıkrasında ise, damga vergisine tabi olup vergi ve cezası zamanaşımına uğrayan evrakın hükmünden tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkur evraka ait vergi alacağının yeniden doğacağı hükme bağlanmıştır.

Başvurunuz konusu 15.05.1996 tarihinde şahsınız ile … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen kira sözleşmesine ait damga vergisi, Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesinin birinci fıkra hükmüne göre 31.12.2001 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğramış bulunmaktadır. Ancak, zamanaşımı süresi dolduktan sonra gelir vergisi iadesi almak için dilekçe ekinde vergi dairesine ibraz edilmek suretiyle hükmünden yeniden faydalanıldığından söz konusu sözleşme ibraz tarihi itibarıyla damga vergisine tabi olacaktır.

Buna göre, müteselsil kefalet şerhi içeren söz konusu sözleşmenin her bir nüshasının, vergi dairesine ibraz tarihi itibarıyla, kiralama süresi ve kira bedeline göre hesaplanacak matrah esas alınarak 488 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca en yüksek vergi alınmasını gerektiren kefalet işlemi üzerinden Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 bölümü gereğince damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, söz konusu kağıda ait verginin düzenlendiği tarihte ödendiğinin tevsiki halinde, ibraz tarihi itibarıyla tekrar damga vergisi aranılmayacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Bedel İçermeyen Taahhütnamenin damga vergisi hk. Tarih 26/08/2011

Başlık Bedel İçermeyen Taahhütnamenin damga vergisi hk.
Tarih 26/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.17.02-DMG-1492-675
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı :B.07.1.GİB.4.06.17.02-DMG-1492-675 26/08/2011

Konu : Bedel İçermeyen Taahhütnamenin damga vergisi hk.

………………………………….

İlgi : ………… tarihli ve ………… evrak kayıt sayılı dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçeniz ve ekinin incelenmesinden, belli parayı ihtiva etmeyen Şantiye Şefi Taahhütnamesi üzerinden damga vergisi tahsil edilip edilmeyeceği hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı; 10 uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği hükümleri yer almaktadır.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar'” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 31/12/2004 tarih ve 25687 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5281 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle yapılan değişikle belli parayı ihtiva etmeyen bazı kağıtlar 01/01/2005 tarihinden geçerli olmak üzere damga vergisine tabi kağıtlar kapsamından çıkartılmıştır. Bu kapsamda 04/02/2005 tarih ve 25717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 43 Seri No’lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin (6.1.1.) bölümünün ikinci paragrafında; “Yapılan düzenleme ile (1) sayılı tablonun 1/A fıkrasında sayılan kağıtlardan belli parayı ihtiva etmeyenler damga vergisinin konusu dışına çıkarıldığından, belli parayı ihtiva etmeyen mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler, kira mukavelenameleri, kefalet, teminat ve rehin senetleri, fesihnameler damga vergisine tabi tutulmayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, herhangi bir bedel içermediği anlaşılan söz konusu taahhütname damga vergisine konu teşkil etmeyecektir. Ancak düzenlendiği anda belli parayı ihtiva etmediğinden damga vergisine konu teşkil etmeyen söz konusu taahhütnameye ilişkin olarak, daha sonraki bir tarihte bedelin belirlenerek taahhütnameye şerh konulması ya da kağıda ait belli parayı gösteren ve ilk kağıda atıf yapan yeni bir kağıt düzenlenmesi halinde, taahhütname değişikliğine ilişkin bu kağıdın/şerhin damga vergisine tabi tutulacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Başkanı a.

Grup Müdürü V.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413 .maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ile şirket arasında düzenlenen elektrik hatları devir protokolünün damga vergisine tabi olup olmadığı hk.

Başlık Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ile şirket arasında düzenlenen elektrik hatları devir protokolünün damga vergisine tabi olup olmadığı hk.
Tarih 06/09/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.16.16.02-320.10.15-196
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.16.16.02-320.10.15-196

06/09/2011

Konu

:

Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğinin damga vergisi muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, bölgeniz sınırları içerisinde bulunan elektrik hatlarının, … A.Ş. ile Müdürlüğünüz arasında yapılan protokol ile bedeli mukabili devir alınacağından bahisle, söz konusu devir protokolüne ait damga vergisi muafiyeti hakkında görüş istenildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; 3 üncü maddesinde ise damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu ve resmi daireler ile kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisinin kişiler tarafından ödeneceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın genel ve özel bütçeli idarelerle il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olduğu, bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunmasının damga vergisinin noksan ödenmesini gerektirmeyeceği, damga vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamının kişiler tarafından ödeneceği, ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumların müteselsilen sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olacağı hüküm altına alınmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden geçerli olmak üzere Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasındaki kağıtlara ilişkin damga vergisi oranı binde 8,25 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 20 nci maddesinde, Organize Sanayi Bölgelerinin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesisleri kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alınarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkının sadece Organize Sanayi Bölgesinin yetki ve sorumluluğunda olduğu; 21 inci maddesinde ise,Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğinin, bu Kanunun uygulaması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesi ile belirtilen muafiyet hükmü Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğine tanınmış olup, … A.Ş. ile yapılan elektrik hatları devir protokolünün tarafının Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliği olması halinde söz konusu protokole ait damga vergisinin tamamının … A.Ş. tarafından ödenmesi, verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde ise vergi ve cezanın tamamından adı geçen firma ile birlikte Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğinin de müteselsilen sorumlu tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin ortak giderlerini karşılamak üzere işyeri sahipleri ve kiracılardan tahsil edilen aidatlar hk.

Başlık Kooperatifin ortak giderlerini karşılamak üzere işyeri sahipleri ve kiracılardan tahsil edilen aidatlar hk.
Tarih 15/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-995
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-995

15/07/2011

Konu

:

Kooperatifin ortak giderlerini karşılamak üzere işyeri sahipleri ve kiracılardan tahsil edilen aidatlar hk.

İlgi dilekçenizde, … Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösterdiğiniz belirtilerek kooperatifinizin ortak giderlerini karşılamak amacı ile işyeri sahipleri veya kiracılardan tahsil ettiğiniz aidat ve kira gelirlerine ilişkin düzenlenmesi gereken belge nevi ve vergi mevzuatı açısından sorumluluğunuz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232’nci maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa,

sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “4.13.1.4 Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen bu hükme uyulması gerektiği; aynı Tebliğin “14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan” başlıklı bölümünde ise, kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin son fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı; 6’ncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Buna göre, taşınmazlarını kiraya vererek ortak dışı işlemden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olan anılan kooperatifin ortak giderlerini (ısıtma, aydınlatma, yakıt, bina bakım onarım, tadilat çevre düzenleme, güvenlik hizmeti v.b.) karşılamak amacıyla işyeri sahibi ve kiracılardan tahsil edilen aidatların kurum kazancının bir unsuru sayılarak vergiye tâbi kurum kazancına dahil edilerek fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun;

1/1’inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

17/4-d maddesinde ise, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV’den istisna olduğu

hükme bağlanmıştır.

Buna göre; kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin üyelerinden tahsil ettiği ve kurum kazancının unsuru sayılan aidatlar ile gayrimenkullerin kiraya verilmesi hizmetleri Kanun’un 1/1’inci maddesi kapsamında KDV’ye tabi tutulacak; bu hizmetlere ilişkin düzenlenen faturalarda hesaplanan KDV, kooperatifiniz tarafından 1 No’lu KDV Beyannamesi ile beyan edilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.