Muhtasar beyanname yönünden mükellefiyeti olup, bunun dışında gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan bir kooperatifin vergi levhası alıp almayacağı hakkında

Muhtasar beyanname yönünden mükellefiyeti olup, bunun dışında gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan bir mükellefin vergi levhası alıp almayacağı hk.
Tarih 14/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.20.15.02-VUK-MUKTEZA/18-200
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.20.15.02-VUK-MUKTEZA/18-200

14/07/2011

Konu

:

VERGİ LEVHASI

İlgide kayıtlı dilekçenizde; ……Vergi Dairesi Müdürlüğünün ….hesap numarasında kayıtlı olduğunuz, 25 Temmuz 2008 tarihli ve 27299 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15236 sayılı “Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulması Hakkında Karar” başlıklı Bakanlar Kurulu Kararıyla, ….. illerini kapsayan ve merkezi …. ili olarak belirlenen …. Kalkınma Ajansı olarak kurulduğunuz, sadece muhtasar beyanname yönünden mükellef olduğunuz, kurumunuzun kanunla kurulan bir kamu kurumu olması nedeniyle Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre vergi mükellefiyetiniz bulunmadığından Vergi Usul Kanununa göre vergi levhası asma, bulundurma ve tasdik ettirme zorunluluğunuzun olup olmadığı hakkında bilgi istenilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 6111 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle değişen “Vergi Mahremiyeti” başlıklı 5 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında, “Gelir vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı almak zorundadırlar.” hükmü yer almaktadır.

27.05.2011 tarihli ve 27946 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 408 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Vergi Levhası Almak Mecburiyetinde Olanlar” başlıklı 2.1 inci bölümünde gelir vergisi mükelleflerinden ticari kazanç sahipleri, zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının; kurumlar vergisinde anonim şirketler, limited şirketler ile eshamlı komandit şirketlerin vergi levhası almak mecburiyetinde oldukları belirtilmiştir.

Buna göre, sadece muhtasar beyanname yönünden mükellefiyetiniz olduğundan ve yukarıda sayılan şekilde gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetiniz olmadığından Vergi Usul Kanununun yukarıdaki hükmü gereğince vergi levhası alma ve bulundurma zorunluluğunuz bulunmamaktadır.

Bilgilerinize rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Konut Yapı Koop.KDV oranları

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:23/12/2011
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Konut Yapı Koop.KDV oranları
Tarih 02/08/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.66.10.00-66-2
Kapsam

T.C.

YOZGAT VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.66.10.00-66-2

02/08/2011

Konu

:

Konut Yapı Koop.KDV oranları

İlgide kayıtlı yazınızla, Defterdarlığımız … Vergi Dairesi Müdürlüğünde … vergi numarasında kayıtlı mükellef olduğunuz ifade edilerek, konut yapı kooperatifiniz tarafından yaptırılacak olan “kalıplık sac pano imalatı” işine uygulanacak KDV oranı hakkında Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir.

Teslim ve hizmet işlemlerinde uygulanacak KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu Karara ekli I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan teslim ve hizmetler için ise % 18 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan KDV Kanununun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV den istisna edilmiştir.

29/7/1998 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri ise 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (I) sayılı listenin 12 nci sırası uyarınca % 1 oranında KDV ye tabidir.

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde KDV uygulamasına ilişkin açıklamalara 49, 66 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 60 No.lu KDV Sirkülerinde yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak 49 ve 66 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 60 No.lu KDV Sirkülerinde yapılan açıklamalara göre konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli oran uygulanabilmesi için;

– Kooperatifin konut yapı kooperatifi statüsünde olması,

– İşin konut yapı kooperatifine yapılması,

– Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması

şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İşin konut yapı kooperatifine yapılmasına ilişkin şartın gerçekleşip gerçekleşmediği, yapı ruhsatının münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmiş olmasına (bir başka deyişle, ruhsatın “yapı sahibi” bölümünde yalnızca konut yapı kooperatifinin adına yer verilmiş olmasına) göre belirlenecektir.

Diğer yandan KDV istisnası veya indirimli oran uygulamasından yararlanacak inşaat taahhüt işleri, 49 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile 60 No.lu Katma Değer Vergisi Sirkülerlerinde belirlenmiş olup, yapılan bu belirlemelerde “kalıplık sac pano imalatı” inşaat taahhüt işleri arasında sayılmamıştır.

Buna göre, Kooperatifiniz tarafından yaptırılacak olan “kalıplık sac pano” imalatının kooperatif binasına veya alanına münhasır bir malzeme olmaması yani söz konusu kalıp saclarının daha sonrada farklı binalarda kullanılabilecek özelliğe sahip olması nedeniyle inşaat taahhüt işi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından söz konusu hizmet alımlarınızın genel oranda (%18) KDV ye tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Organize sanayi bölgesinde tahsis edilen arsa üzerine inşa edilen fabrika binasının satışında KVK 5/1-e ve KDV 17/4-r göre aktifte iki yıllık bulundurma süresinin hesabı

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:23/12/2011
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Organize sanayi bölgesinde tahsis edilen arsa üzerine inşa edilen fabrika binasının satışında KVK 5/1-e ve KDV 17/4-r göre aktifte iki yıllık bulundurma süresinin hesabı
Tarih 13/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.41.15.01-KVK-2010/12-66
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.41.15.01-KVK-2010/12-66

13/06/2011

Konu

:

Organize sanayi bölgesinde tahsis edilen arsa üzerine inşa edilen fabrika binasının satışında KVK 5/1-e ve KDV 17/4-r göre aktifte iki yıllık bulundurma süresinin hesabı

İlgide kayıtlı Özelge Talep Formu ekindeki dilekçede, Şirketinizin …. Organize Sanayi Bölgesinde kendi tesislerinizde otomotiv yedek parça imalatı faaliyetinde bulunduğu; Organize Bölgesi Yönetim Kurulunun 26.04.2007 tarihinde aldığı kararla şirketinize tahsis edilen arsanın devrine karar verildiği ve Mayıs/2007 tarihinde söz konusu arsanın şirketinize devredildiği; fabrika ve eklerine ait inşaatın tamamlanarak üretime hazır hale gelmesi üzerine vergi dairesine müracaat etmeniz neticesinde 24.07.2008 tarihinde tanzim edilen yoklama fişi ile şirketin 16.07.2008 tarihi itibariyle söz konusu inşaatın bulunduğu adrese taşınarak otomotiv yan sanayi üretim işine başladığının tespit edildiği; fabrika binası, mütemmim cüzleri ve diğer eklentiler ile birlikte 16.07.2008 tarihin itibarıyla muhasebe kayıtlarında gösterildiği; söz konusu taşınmaza ait yapı kullanım izin belgesinin de Kasım 2009 tarihinde alındığı belirtilerek; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e bendi ve 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-r bendi uygulaması bakımından aktifleştirme tarihi konusunda tereddüt hasıl olduğundan Başkanlığımızdan bilgi istenilmektedir.

I-KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.2.1 Taşınmazlar” başlıklı bölümünde;

“Elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca bu istisna uygulanmayacaktır.

Fiiliyatta cins tashihinin kurum adına tapuya tescilinin yapılmasında çeşitli nedenlerle gecikmeler olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, taşınmazın işletme aktifinde iki yıl süreyle bulunup bulunmadığının, tespitinde, işletmede iki yıldan fazla süreyle sahip olunarak fiilen kullanıldığının, yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilebilmesi mümkün olabilecektir.

Örneğin; organize sanayi bölgeleri tarafından verilen tahsis belgesine istinaden veya çeşitli nedenlerle iki yıldan fazla süreyle fiilen kullanılan ancak, tapuda kurum adına henüz tescil edilmemiş bir taşınmazın tahsis belgesine dayanılarak veya zilyetliğin devri suretiyle satılması durumunda bir taşınmaz satışından bahsedilemeyeceğinden istisna uygulanmayacak, ancak, iki tam yıl kullanıldığı yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde tevsik edilen taşınmazın tapuda kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, satıştan elde edilen kazançlar bu istisna kapsamında değerlendirilecektir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre; Şirketiniz, 16.07.2008 tarihinde vergi dairesinin tespitine istinaden muhasebe kayıtlarında “Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabından “Binalar” hesabına devredilerek aktife alınan fabrika binasının, … Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen 24.07.2008 tarih ve 20083723/4006 sayılı yoklama fişi ile 16.07.2008 tarihinden itibaren fiilen işyeri olarak kullanılmaya başlanıldığı tespit edildiğinden, söz konusu taşınmazın tapuda kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yazılı istisnadan yararlanılabilmesi için maddede yazılı “iki tam yıl süre ile aktifte bulundurma” şartının uygulanmasında, iki yıllık sürenin başlangıcı olarak fabrika binasının fiilen kullanıldığının tespit edildiği 16.07.2008 tarihinin esas alınması gerekmektedir.

II-KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Kurumların aktiflerinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde bulunan ancak çeşitli nedenlerle tapuya tescilin geç yapıldığı durumlarda fiilen iki yıldan fazla süreyle sahip olunduğu yapı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilen gayrimenkullerin tesliminde de Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesinde yer alan istisnanın uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin kurumlar vergisi mükellefiyeti hk.

Başlık Kooperatifin kurumlar vergisi mükellefiyeti hk.
Tarih 28/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-32-463
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-32-463

28/06/2011

Konu

:

Kooperatifin kurumlar vergisi mükellefiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin 1954 yılında kurulduğu, bugüne kadar muafiyet şartlarını taşıdığı, 2000 yılında inşaatlarınızın tamamlandığı, iskan alınarak üyelerinize ferdileşme suretiyle teslim edildiği ve tapuları verildiği, 241 parsel tapunun kooperatife ait olduğu, vaktiyle ihraç edilen üyeler nedeniyle kooperatifin elinde kalan 4 adet işyeri için 2009 yılında yapılan genel kurulda alınan karar doğrultusunda yeni üye kaydedildiği, ferdileşmek suretiyle anılan işyerlerinin bu yeni üyelere teslim edildiği ve tapularının verildiği belirtilerek, söz konusu işyerlerinin teslim edilmesi nedeniyle kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyeti hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

03.06.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile ek ve değişiklikleri 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinde yürürlükten kaldırılmış olup 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ise 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrasında bu Kanunun yürürlüğünden önceki dönemler itibariyle 5422 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hüküm altına alındığından, 01.01.2006 tarihinden önceki dönemler için 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (16) numaralı bendinde, esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kooperatiflerin (esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamaz) kurumlar vergisinden muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğünden alınan …2005 tarih ve … sayılı yazıda; Toplu İşyeri Yapı Kooperatiflerinin üye olabileceği bir üst birliğin 20.07.2005 tarihi itibariyle Ankara’da faaliyete geçtiği belirtilmiştir. Dolayısıyla Toplu İşyeri Yapı Kooperatifleri için bu tarihten itibaren üst birliğe üye olma şartı aranılacaktır.

Buna göre, kooperatifinizin …2003 tarihinden itibaren … Yapı Kooperatifleri Birliğine üyeliği bulunmakla birlikte, toplu işyeri yapı kooperatiflerinin üye olabileceği bir üst birliğe üye olmaması nedeniyle üyelik şartının arandığı 20.07.2005 tarihinden önceki dönemler için 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (16) numaralı bendindeki şartları taşıması kaydıyla kurumlar vergisinden muaf tutulması; ancak, üst birliğin kurulduğu 20.07.2005 tarihinden 31.12.2005 tarihine kadar ise kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerinekazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Kooperatiflerin muafiyet şartlarına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı 4.13.1.4. bölümünde ise;

“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, kooperatiflerin kuruluş amaçları arasında yer alan faaliyetlerini ortaklarıyla yapması ve Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen diğer şartlara da fiilen uyması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.

Bu çerçevede, kooperatifinizin işyeri inşaatlarını tamamlaması neticesinde üyelerine ferdileşme suretiyle teslim ettiği işyerlerinden sonra elinde kalan 4 adet işyerinin üçüncü şahıslara satışını yapması dolayısıyla (söz konusu şahıslar kooperatife üye olarak kaydedilse bile) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan muafiyet şartlarından “Sadece ortaklarla iş görülmesi” şartını ihlal edeceğinden, söz konusu satışların yapıldığı tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesisi gerekecektir.

Öte yandan, 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.17. Şarta Bağlı Muafiyetlerin Kaybedilmesi ve Kazanılması” bölümünde ise; muafiyet şartlarını taşıyan bir kooperatifin muafiyet şartlarını ihlal etmesi durumunda muafiyet şartlarının ihlal edildiği tarihten itibaren kurumlar vergisine tabi tutulması, muafiyet şartlarının tekrar kazanılması durumunda ise izleyen hesap dönemi başından itibaren muafiyetten yararlanılması gerektiği açıklanmıştır.

Bu itibarla, kooperatifiniz Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartları taşıması kaydıyla 01.01.2006 tarihinden söz konusu gayrimenkullerin satışının yapıldığı tarihe kadar kurumlar vergisinden muaf tutulacak olup anılan gayrimenkullerin satışı nedeniyle satış tarihinden itibaren kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir. Muafiyet şartlarının tekrar kazanılması durumunda ise izleyen yıldan itibaren kurumlar vergisi muafiyetinden tekrar yararlanacağınız tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin alacağına karşılık herhangi bir ilde kain, herhangi bir gayrimenkul alması halinde vergi muafiyetinin devam edip etmeyeceği

Başlık Kooperatifin alacağına karşılık herhangi bir ilde kain, herhangi bir gayrimenkul alması halinde vergi muafiyetinin devam edip etmeyeceği hk.
Tarih 19/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-KVK-49-2-9-73
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-KVK-49-2-9-73

19/08/2011

Konu

:

Kooperatifin alacağına karşılık herhangi bir ilde kain, herhangi bir gayrimenkul alması halinde vergi muafiyetinin devam edip etmeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, müvekkil kooperatifin yasa gereği vergi muafiyetine sahip olduğu, ekonomik krizle birlikte bir kısım alacaklarını tahsil etmekte güçlük çektiği, bazı borçluların borçlarına karşılık Eskişehir ili veya başka illerde gayrimenkul vermeyi taahhüt ettikleri belirterek kooperatifin alacağına karşılık herhangi bir ilde kain, herhangi bir gayrimenkul (arsa, daire vs.) alması halinde vergi muafiyetinin devam edip etmeyeceğine ilişkin Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.” başlıklı bölümünde, “Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

-Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

– Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,

– Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına,

– Sadece ortaklar ile iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara fiilen uyulması gerekmektedir.

Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükmünden yararlanamayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur.

Aynı tebliğin, “4.13.1.4.” “Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde ise; “Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.” ifadelerine yer verilmiştir.

Aynı Tebliğin “4.13.1.4.1.” “Üretim kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı alt bölümünde de, “Üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmaları ortak dışı işlem sayılmamaktadır. Ortaklardan alınan ürünlerin bir takım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılması ise ortak dışı işlem sayılmaktadır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde, müvekkil kooperatifin ortaklarının üretip kooperatife sattığı ürünlerin kooperatifçe üçüncü şahıslara satılması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmemektedir. Müvekkil kooperatifin üçüncü şahıslardan tahsil edemediği satılan ürünlere ilişkin alacağını kurtarmak amacıyla herhangi bir ilde kain herhangi bir gayrimenkulü kooperatifin kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek ve bu amaçlarına uygun olarak kullanmak üzere alması halinde kurumlar vergisi mükellefiyeti doğmayacaktır. Ancak, kooperatifin söz konusu gayrimenkulü gerek ortaklarına gerekse üçüncü kişilere satması halinde, bahse konu satış işlemi ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, satış işleminin yapıldığı tarihten itibaren kooperatifin kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Orman Kooperatifinin yaptığı faaliyetlerin muafiyet şartlarını ihlal sayılıp sayılmayacağı hk.

Orman Kooperatifinin yaptığı faaliyetlerin muafiyet şartlarını ihlal sayılıp sayılmayacağı hk.
Tarih 10/08/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.37.10.00-5520-1-16
Kapsam

T.C.

KASTAMONU VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.37.10.00-5520-1-16

10/08/2011

Konu

:

Mükellefiyet Durumu

İlgide kayıtlı dilekçenizde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa tabi olan kooperatifinizin şimdiye kadar … Orman İşletme Müdürlüğüne orman envali üretimi yapmakta olduğu, bundan sonra ilgili Orman İşletme Müdürlüğünce kooperatifinize tahsisli olarak dikili kesim vermek istendiği, kooperatifinizin tahsisli olarak alacağı dikili çam ve göknar ağaçlarının kesim işini ortaklarına yaptıracağı ve orman envali üretimi neticesinde tomruk ve odun haline getirilen ürünlerin satılacağı, belirtilerek, kurumlar vergisi muafiyetinizin devam edip etmeyeceği hususunda görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde kooperatifler, kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde de kooperatiflerin, esas mukavelelerinde; sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, yedek akçelerin dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kurumlar vergisinden muaf olacakları hükme bağlanmıştır: Diğer taraftan, aynı bendin parantez içi hükmünde; esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatiflerin muafiyetten faydalanamayacağı belirtilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin ” 4.13.Kooperatifler” başlık bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış olup anılan Tebliğin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi ” başlıklı bölümünde, kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması ve bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerektiği, ortak dışı işlemlerin, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsadığı belirtilmiştir.

Anılan Tebliğin, “4.13.1.4.1. Üretim kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde yapılan açıklamalara göre de, üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmaları ortak dışı işlem sayılmamaktadır. Ortaklardan alınan ürünlerin bir takım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılması ise ortak dışı işlem sayılmaktadır.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin 2 numaralı bendine göre, kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.

Ayrıca, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine göre, tüketim,üretim ve kredi kooperatiflerinin ortakları için hesapladıkları risturnlar (ilgili alt bentlerde belirtilen bazı koşullar altında) kurumlar vergisinden istisna olup bu risturnların ortaklara dağıtımı, kâr dağıtımı sayılmaz. Risturnun nakden veya aynı değerde mal ile ödenmesi istisnanın uygulanmasına engel değildir.

Bu açıklamalara göre, … Orman İşletme Müdürlüğünün kooperatifinize tahsisli olarak vereceği dikili çam ve göknar ağaçlarını kooperatifiniz ortaklarınca orman envali üretimi neticesinde tomruk ve odun haline getirilerek satılması “ortak dışı işlem” olarak nitelendirilmeyecek ve Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendindeki diğer şartların da bulunması halinde kooperatifiniz kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmaya devam edecektir. Ayrıca, bu satıştan doğan müspet gelir-gider farkının ortaklara kooperatifle yaptıkları muamele nispetinde dağıtımı risturn olarak kabul edilecektir.

Ancak, kooperatifinizin, orman envali üretimini sınai bir işletmede yapması ya da söz konusu üretimin sınai işletme boyutuna ulaşması halinde ise muafiyet şartları ihlal edilmiş olacağından kooperatifinize kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin taşımalı eğitim ihalesini alarak işi ortaklarına yaptırdığında kurumlar vergisi muafiyeti hk.

Başlık Kooperatifin taşımalı eğitim ihalesini alarak işi ortaklarına yaptırdığında kurumlar vergisi muafiyeti hk.
Tarih 22/08/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.78.10.00-K.V. 4-5
Kapsam

T.C.

KARABÜK VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.78.10.00-K.V. 4-5

22/08/2011

Konu

:

Kooperatifin taşımalı eğitim ihalesini alarak işi ortaklarına yaptırdığında kurumlar vergisi muafiyeti.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, …Vergi Dairesi Müdürlüğüne … vergi numarası ile … … adı altında kayıtlı tarımsal amaçlı kooperatif olduğunuzu, Kooperatifinizin faaliyeti içerisindeki köylerden yapılacak olan taşımalı eğitim ihalesini alarak işi ortaklarınıza yaptırdığınızda Kurumlar Vergisi muafiyetinizin devam edip etmeyeceği hususunda tereddüt oluştuğundan Defterdarlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde ise tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre, kooperatifler yukarıda belirtilen şartların tamamını taşımaları halinde, kurumlar vergisinden muaf olacaklardır. Öte yandan, tarımsal kalkınma kooperatiflerinde esas amaç, ortaklarca üretilen ürünlerin kooperatif tarafından en elverişli koşullarda pazarlanarak, elde edilen kazancın ortaklara kooperatifte yaptıkları işlem oranında risturn olarak dağıtılmasıdır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup, “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde de;

“Kooperatif ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır. ” denilmektedir.

Ayrıca anılan Tebliğin, ” 4.13.1.4.1. Üretim kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı alt bölümünde de, üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmalarının ortak dışı işlem sayılmadığı, ortaklardan alınan ürünlerin birtakım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılmasının ise ortak dışı işlem sayılacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, tarımsal amaçlı kooperatifinizin köylerden yapılacak olan taşımalı eğitim ihalesini alarak bu işi yapmaya başlaması veya üyelerine yaptırması halinde, “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartı ihlal edileceğinden kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesisi gerekmektedir.

Bilgilerinize rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin kıymetlerini ve demirbaşlarını hurda olarak satması halinde kurumlar vergisi muafiyeti hk.

Başlık Kooperatifin kıymetlerini ve demirbaşlarını hurda olarak satması halinde kurumlar vergisi muafiyeti hk.
Tarih 22/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-31-661
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-31-661

22/08/2011

Konu

:

Kooperatifin kıymetlerini ve demirbaşlarını hurda olarak satması halinde kurumlar vergisi muafiyeti.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan tarımsal amaçlı bir kooperatif olduğunuz ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fırkasının (k) bendindeki şartları yerine getirmek suretiyle kurumlar vergisi muafiyetinden yararlandığınız belirtilerek, faaliyetiniz sırasında eskiyen, hasar gören, yıpranan emtia olarak satış imkanı bulunmayan malların ve kullanım ömrü tamamlanmış kıymetlerinizin ve demirbaşlarınızın hurda olarak satılması halinde yapılan bu satış işleminin kurumlar vergisi muafiyetinizi ihlal edip etmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde ise tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış olup, “4.13.1.4 Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde de,

“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”

açıklamasına yer verilmiştir.

Öte yandan, aynı Tebliğin “4.17 Şarta Bağlı Muafiyetlerin Kaybedilmesi ve Kazanılması” bölümünde ise; muafiyet şartlarını taşıyan bir kooperatifin muafiyet şartlarını ihlal etmesi durumunda muafiyet şartlarının ihlal edildiği tarihten itibaren kurumlar vergisine tabi tutulması gerektiği açıklanmıştır.

Bu çerçevede; eskimesi veya hasar görmesi nedeniyle emtia olarak satış imkanı olmayan malların veya kooperatifiniz tarafından kullanılmakta iken kullanım ömrünü tamamlamış iktisadi kıymetler ile demirbaşların hurda olarak üçüncü kişilere satılması halinde “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartı ihlal edilmiş sayılacağından satış tarihi itibariyle kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

1163 Sayılı Kooperatifler kanununa göre kooperatiflerin kar dağıtması KEMAL ÖZMEN- | Kooperatiflerde kar ancak ana sözleşmede hüküm var ise ortaklara dağıtılabilir.Kar dağıtımına ilişkin ana sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda kooperatifler kanunun 38,maddesine göre karın tamamı yedek akçeye ayrılır.39 maddenin son fıkrasına göre yedek akçeler ortaklara dağıtılmaz

1163 Sayılı Kooperatifler kanununa göre kooperatiflerin kar dağıtması
KEMAL ÖZMEN- |

Kooperatiflerde kar ancak ana sözleşmede hüküm var ise ortaklara dağıtılabilir.Kar dağıtımına ilişkin ana sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda kooperatifler kanunun 38,maddesine göre karın tamamı yedek akçeye ayrılır.39 maddenin son fıkrasına göre yedek akçeler ortaklara dağıtılmaz..

Huzur haklarında asgari geçim uygulaması KEMAL ÖZMEN- |

Huzur haklarında asgari geçim uygulaması
KEMAL ÖZMEN- |

Bilindiği üzere kooperatifimizde yönetim kurulu üyeleri genel kurul kararına istinaden huzur hakkı ödemesi almaktadırlar. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61. Maddesinde huzur hakları ödemeleri ücret sayılan ödemelerden sayılmış olup kooperatifimizin 2010 yılına ilişkin yönetim kurulu huzur hakları bordrolarında asgari geçim indirimi uygulamasının yapıldığı görülmüştür.

Kooperatifimizde yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda birden fazla işverenden ücret almaları durumunda (Kendilerine ait işyerlerinden ücret geliri elde etmeleri almaları dâhil) asgari geçim indirimi en yüksek ücreti elde ettikleri işveren tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinden, kooperatifimiz yönetim kurulu üyelerinin aile bildirim formlarını en yüksek ücreti elde ettikleri işverene vermeleri gerekmektedir.

Aynı anda birden fazla işveren dolayı asgari geçim indiriminden faydalanmasının tespiti halinde oluşan vergi ziya-i cezasının kooperatif yönetim kurulu üyelerinden cezalı olarak tahsil edilmesi söz konusu olabilmektedir. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 19.02.2008 Tarihli muktezası)

Kooperatif üyeliğinden çıkan kişi, ödediği aidatların iadesini istediğinde; genel kurulda alınan ‘3 yıllık erteleme’ kararı ileri sürülerek açılan icra takibine itiraz edilmiştir. Ancak bu itirazın haklı olabilmesi için, alınan karar, üyenin istifasından sonra alınmış bir karar olmalıdır.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/2925, Karar: 2008/5625 İçtihat

Üyemizin Özeti
Kooperatif üyeliğinden çıkan kişi, ödediği aidatların iadesini istediğinde; genel kurulda alınan ‘3 yıllık erteleme’ kararı ileri sürülerek açılan icra takibine itiraz edilmiştir. Ancak bu itirazın haklı olabilmesi için, alınan karar, üyenin istifasından sonra alınmış bir karar olmalıdır.
(Karar Tarihi : 23.09.2008)
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini ileri sürerek, yaptığı ödemelerin karşılığı toplam 34.275 YTL’nin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının alacağının muaccel olmadığını ve genel kurulda erteleme kararı alındığını savunmuştur. Mahkemece, davalı kooperatif genel kurulunda erteleme alındığı, buna göre davanın erken açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, istifa eden üyenin ödemiş olduğu aidat bedellerinin iadesi için yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece genel kurulda alınan üç yıllık erteleme kararı nedeniyle alacak muaccel olmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak bu erteleme kararı, istifa tarihine göre, davacı için geçerli olmadığı gibi, esasen bu karar usulüne uygun bir erteleme kararı değildir. Zira davacının istifası 10.04.2004 tarihinde kabul edilmiştir. Erteleme kararı ise, istifadan önce 2002 ve 14.02.2004 tarihli genel kurullarda alınmıştır. Bu durumda, davacının istifasını izleyen yılın genel kurulunda alınmış bir erteleme kararı bulunmadığından, hükme esas alınan erteleme kararları davacıyı bağlamayacaktır. Öte yandan, genel kurulda “ihraç ve istifa eden ortakların aidatlarının üç yılı aşmamak kaydıyla, aylık toplam 3.000.000.000 TL’nin paylaştırılarak ödenmesine” şeklinde kararlar alınmış olup, bu kararlar 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen “Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.” hükmüne uygun bir karar değildir. Kararda erteleme gerekçeleri belirtilmediği gibi, 3 yıl erteleme değil, üç yıl içinde belli bir plan çerçevesinde ödeme kararı alınmıştır. Bu nedenle bu karar, davacının alacağının muaccel olmasını engellemeyecektir.

KARAR : O halde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve ana sözleşmenin 15. maddeleri uyarınca, davacının istifasını izleyen ve istifa edilen yılın bilançosunun kabul edildiği genel kurulu takip eden ayın sonunda temerrüdün oluştuğunun kabulüyle, davacının iade edilecek ödemelerinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden tarafa iadesine, 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Kooperatifler Kanunu MADDE 17 :Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır.

Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları istiyebilecekleri günden başlıyarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde katma değer vergisi (KDV) istisnası ve indirimli KDV oranı uygulaması hakkında

07/05/2010
Sayı KDVK-56/2010-4
Kapsam

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı

KATMA DEĞER VERGİSİ SİRKÜLERİ/56

Konusu : Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde katma değer vergisi (KDV) istisnası ve indirimli KDV oranı uygulaması hakkında.
Tarihi : 7/5 /2010
Sayısı : KDVK-56/2010-4
İlgili Olduğu Maddeler ve Tebliğler : KDV Kanununun 1/1, 28, 29/2 ve geçici 15 inci maddeleri.

A. Giriş

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna ve indirimli oranda KDV uygulaması konusunda 49, 66 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 5 No.lu KDV Sirkülerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Ancak Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, bahsi geçen konuyla ilgili işlemlerin niteliğinin belirlenmesi konusunda tereddütler yaşandığı anlaşılmış olup, konuyla ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

B. Konuyla İlgili Yasal Hüküm ve Düzenlemeler

KDV Kanununun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiştir.

29/7/1998 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak “konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri” ise 30/12/2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listenin 12 nci sırası uyarınca % 1 oranında KDV’ye tabidir.

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde KDV uygulamasına ilişkin açıklamalara 49, 66 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 5 No.lu KDV Sirkülerinde yer verilmiştir.

C. İstisna veya İndirimli Oran Uygulamasından Yararlanacak İnşaat İşleri

Yukarıda belirtilen düzenlemelere göre konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli oran uygulanabilmesi için;

– Kooperatifin konut yapı kooperatifi statüsünde olması,

– İşin konut yapı kooperatifine yapılması,

– Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması

şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

İşin konut yapı kooperatifine yapılmasına ilişkin şartın gerçekleşip gerçekleşmediği, yapı ruhsatının münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmiş olmasına (bir başka deyişle, ruhsatın “yapı sahibi” bölümünde yalnızca konut yapı kooperatifinin adına yer verilmiş olmasına) göre belirlenecektir.

D. Değerlendirme ve Sonuç

Yapı ruhsatının “yapı sahibi” bölümünde adı yer alan konut yapı kooperatiflerine verilecek inşaat taahhüt işleri, bu bölümde başkaca bir gerçek ya da tüzel kişinin adına yer verilmemiş olmak ve yukarıda sayılan diğer şartları taşımak kaydıyla istisna veya indirimli oran uygulamasından yararlanacaktır.

Yapı ruhsatının “yapı sahibi” bölümünde adı bulunmamasına rağmen “yapı müteahhidi” bölümünde adı yer alan bir konut yapı kooperatifine yapılan inşaat taahhüt işlerinde ise “işin konut yapı kooperatifine yapılması”na yönelik şart gerçekleşmediğinden istisna ya da indirimli oran uygulanmayacaktır.

Öte yandan, kat karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim (birincisi arsa sahibinin müteahhide arsa teslimi, ikincisi müteahhidin arsa sahibine konut teslimi) söz konusudur. Dolayısıyla, bu kapsamdaki işlemler teslim mahiyetinde olduğundan kat karşılığı inşaat işlerinde konut yapı kooperatiflerine ifa edilen bir inşaat taahhüt işinden söz edilemez. Örneğin, yapı ruhsatında adı “yapı sahibi” bölümünde yer alan bir konut yapı kooperatifinin, adı “yapı müteahhidi” bölümünde yer alan bir konut yapı kooperatifi ile kat karşılığı anlaşması durumunda yapı sahibi kooperatife konut teslimi söz konusu olduğundan istisna ya da indirimli oran uygulamasından söz edilemeyecektir. Bina inşaat ruhsatının “yapı müteahhidi” bölümünde adı yer alan konut yapı kooperatifine bu kapsamda ifa edilen inşaat taahhüt işleri ise, işin sahibi söz konusu konut yapı kooperatifi olmadığından ve dolayısıyla “işin konut yapı kooperatifine yapılması”na yönelik şart gerçekleşmediğinden genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olacaktır.

Diğer taraftan, 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (B) bölümünün yürütmesi, Danıştay 4 üncü Dairesinin 27/11/2008 tarih ve 2008/2158 Esas No.lu Kararı ile durdurulduğundan, konut yapı kooperatiflerine ifa edilecek inşaat taahhüt işlerinde istisna ya da indirimli oran uygulamasında “inşaatın yapıldığı arsanın tapu sicilinde inşaat taahhüt hizmetini alan kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması” şartı ayrıca aranmayacaktır.

Buna göre, yukarıda açıklanan şartlar çerçevesinde, konut yapı kooperatiflerine ifa edilecek inşaat taahhüt işleri, bina inşaat ruhsatının 29/7/1998 tarihinden önce alınmış olması halinde KDV’den istisna tutulacak, bina inşaat ruhsatı bu tarihten sonra alınmışsa %1 oranında KDV’ye tabi olacaktır.

Ancak inşaat yapı ruhsatının münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmediği durumlarda, söz konusu kooperatiflere verilecek inşaat taahhüt işlerinde istisna ya da indirimli oranda KDV uygulanması mümkün bulunmadığından bu kooperatiflere yapılacak teslim ve hizmetler, söz konusu teslim ve hizmetler için belirlenen oranlarda KDV’ye tabi tutulacaktır.

Duyurulur.

Mehmet KİLCİ

Gelir İdaresi Başkanı

1- “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümün dördüncü paragrafının üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

1- “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümün dördüncü paragrafının üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.”

4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar

4.13. Kooperatifler

Kooperatifler, üyelerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ile sağlanması esasıyla kurulmaktadırlar. Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır.

4.13.1. Muafiyet şartları

Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,
Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,
Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,
Sadece ortaklarla iş görülmesine
dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.
Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır.

4.13.1.1. Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması

Sermaye üzerinden kazanç dağıtılması sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin elde ettikleri kazancı ortaklarına sermaye paylarına göre dağıtması durumunda, kooperatiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

4.13.1.2. Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi

Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmesi sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin, elde ettikleri kazancı yönetim kurulu başkan ve üyelerine dağıtması durumunda, kooperatiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

4.13.1.3. Yedek akçelerin dağıtılmaması

Kooperatiflerce ayrılan yedek akçelerin ortakların sermayeye iştirak oranlarına veya kooperatif ile yaptıkları muamele miktarlarına ya da başka bir esasa göre dağıtılmasına izin verilmemiştir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde ayrılan yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi

Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.

4.13.1.4.1. Üretim kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmaları ortak dışı işlem sayılmamaktadır. Ortaklardan alınan ürünlerin bir takım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılması ise ortak dışı işlem sayılmaktadır.

Örnek 1: Ortaklardan alınan sütlerin niteliği değiştirilmeksizin üçüncü kişilere satılması ortak dışı işlem sayılmazken, bu sütlerin işlendikten sonra peynir olarak ortaklara veya üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılmaktadır.

Örnek 2: Ortaklardan alınan zeytinlerin ayıklanma ve temizlenme gibi işlemlerle sofralık zeytin haline getirilerek üçüncü kişilere satılması ortak dışı işlem sayılmazken, bu zeytinlerin çeşitli işlemlere tabi tutarak zeytinyağı şeklinde ortaklara veya üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılacaktır.

Örnek 3: Kooperatiflerin üçüncü kişilerden satın aldığı üretimde kullanılan girdileri (ilaç, gübre, tohum gibi) ortaklara vermesi ve bedelin ortakların kooperatife satacakları ürün bedeli ile ilişkilendirilmesi ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Buna göre bir pancar üretim kooperatifi tarafından üçüncü kişilerden satın alınan gübrenin, kooperatif ortaklarından satın alınacak pancara ait ürün bedelinden mahsup edilmek üzere ortaklara dağıtılması, ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir.

4.13.1.4.2. Kredi kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Kredi kooperatiflerinin kendi kaynaklarından veya banka, kredi kuruluşu benzeri üçüncü kişilerden sağladığı fonları, sadece ortaklarına kredi olarak vermesi halinde, bu faaliyetler ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Kredinin, kooperatif ortağı olmayanlara verilmesi ise ortak dışı işlem olarak kabul edilecektir.

4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir.

Yapı kooperatifi tarafından inşa edilen işyeri ve konutlarda yaşayan insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sosyal tesislerin kat karşılığı inşa ettirilmesi de ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Bu tesislerin yapımını müteakip, kooperatif tarafından işletilmesi halinde, işletilmeye başlandığı tarihte muafiyet şartı ihlal edilmiş sayılacaktır.

Kooperatiflerin konut inşa etmek üzere kum, çimento, demir v.b. malzeme satın alması, söz konusu inşaata finansman sağlamak üzere üçüncü kişilerden kredi temin etmesi de ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.

İşyeri veya konut inşa etmek üzere kurulan bir yapı kooperatifinin ortaklarından topladığı paraları değerlendirerek nemalandırması halinde, söz konusu nemaların Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesine göre vergilendirilmiş olması ve ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda harcanması şartıyla, muafiyet şartları ihlal edilmiş olmayacaktır.

Kooperatife ait taşınmazların, ortaklara veya ortak olmayanlara kiraya verilmesi veya kooperatifin inşa ettiği konut veya işyerlerinin ortaklara dağıtımından sonra elinde kalan işyeri, konut veya arsaların satılması ortak dışı işlem sayılacaktır.
Kooperatifin amacını gerçekleştirmesinden sonra elinde kalan malzeme, alet ve edevatın satılması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.

Öte yandan, bazı kooperatiflerin ana sözleşmelerinde, “ortakların sosyal, kültürel ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kurmak, işletmek veya kiraya vermek ….” hükmü yer alabilmektedir. Ana sözleşmelerinde söz konusu hüküm olsa dahi fiilen söz konusu tesislerin kurulup bizzat işletilmesi veya kiraya verilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilecektir. Bu hükmün, ana sözleşmede yer alması tek başına mükellefiyet için yeterli olmayacaktır.

4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar

Yapı kooperatiflerinde muafiyetten yararlanabilmek için yukarıda belirtilen şartlara ilaveten;

Kuruluşlarından, yapı inşaatlarının sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine ve Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili kişilere veya işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer verilmemesi,
Yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması
gerekmektedir.

Buna göre, yapı kooperatiflerinin muafiyetten yararlanabilmeleri için, kuruluşlarından inşaatın sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya bunlarla ilişkili kişi kabul edilen kişi ve kurumlara veya bunlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermemeleri gerekir.

Burada sözü geçen ilişkili kişi, inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişilerin,

Ortaklarını,
Ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişileri,
Ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişileri,
Ortaklarının eşlerini,
Ortaklarının veya eşlerinin üst soyları (usul) ve alt soyları (füruu) ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ile kayın hısımlarını
kapsamaktadır.

Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. (2 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 1. maddesiyle değiştirilen cümle) Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.(*)

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, konut ihtiyacının karşılanması amacıyla konut ve arsa üretimi yapmakta olup yapı kooperatifleri, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından tahsis edilen arsa ve araziler üzerine konut veya işyeri yapabilmekte, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de kooperatiflere arsa temini veya tahsisinde görevli ve/veya yetkili olabilmektedirler.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de anılan Kanun uyarınca kooperatif olarak değerlendirildiğinden söz konusu arsa ve arazilerin tapusunun veya yapı ruhsatlarının Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya kooperatif birlikleri ya da kooperatifler merkez birlikleri adına olması halinde de bahse konu yapı kooperatifleri, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilecektir.

2006 yılının sonuna kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı şartları sağlayamayan yapı kooperatiflerinin muafiyeti, 1/1/2006 tarihi itibarıyla sona ermiş sayılacaktır. Dolayısıyla, bu tarihten önce kurulan yapı kooperatifleri, 31/12/2006 tarihine kadar yukarıda belirtilen muafiyet şartlarını yerine getirmiş olmaları şartıyla kurumlar vergisinden muaf olacaklardır.

Kooperatif Birliği tarafından kooperatif adına tahsis edilen arsanın, kat karşılığı verilmesi durumunda kurumlar vergisi muafiyetinin etkilenip etkilenmeyeceği hk.

Başlık Kooperatif Birliği tarafından kooperatif adına tahsis edilen arsanın, kat karşılığı verilmesi durumunda kurumlar vergisi muafiyetinin etkilenip etkilenmeyeceği hk.
Tarih 22/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-26-662
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-26-662

22/08/2011

Konu

:

Kooperatif Birliği tarafından kooperatif adına tahsis edilen arsanın, kat karşılığı verilmesi durumunda kurumlar vergisi muafiyetini etkileyip etkilemeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ile eklerinin tetkikinden; Ankara İli Yenimahalle İlçesi Çayyolu Bölgesi …… Parselde yer alan 17.057,97 m2 imarlı arsanın ……. Yönetim Kurulu’nun 08.02.2008 tarih ve 2008/7 no.lu kararı ile kooperatifinize tahsis edildiği ve kooperatifinizin 20.05.2010 tarihinde …….. ile Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Yoluyla Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlediği, buna göre söz konusu arsa üzerine kooperatifinizin 21 ortağına 21 villa teslim edildikten sonra kalan 3 adet villa ile 18 adet blok tipi dairenin yükleniciye bırakılacağı belirtilerek bu durumun kurumlar vergisi muafiyetinizi etkileyip etkilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümler gereğince, yapı kooperatiflerinin muafiyetten yararlanabilmeleri için;

– Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,

– Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi,

– Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması,

– Sadece ortaklarla iş görülmesi,

hükümlerinin anasözleşmelerinde yer alması ve fiilen bu kayıt ve şartlara uyması,

-Kuruluşlarından inşaatın bittiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer vermemesi,

– Yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması,

gerekmektedir.

Diğer taraftan; konu ile ilgili açıklamalar 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup, söz konusu Tebliğin; “4.13.2. Yapı Kooperatiflerinin Muafiyetinde Özel Şartlar” başlıklı bölümünde; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birliklerinin de kooperatiflere arsa temini veya tahsisinde görevli ve/veya yetkili olabilecekleri, söz konusu birlikler de anılan Kanun uyarınca kooperatif olarak değerlendirildiğinden söz konusu arsa ve arazilerin tapusunun veya yapı ruhsatlarının kooperatif birlikleri ya da kooperatifler merkez birliği adına olması halinde de bahse konu yapı kooperatiflerinin, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabileceği belirtilmiştir.

Buna göre; yapı kooperatifinizin, ……. Konut Yapı Kooperatifleri Birliği tarafından adınıza tahsis edilen arsayı, kat karşılığı vererek her bir hisse için bir konut elde etmesi ortak dışı işlem sayılmayacağından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4/k maddesinde belirtilen şartları da taşımanız halinde kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

Şirketin, kooperatife ortak gerçek kişiden devir aldığı kooperatif ortaklık payının satışından elde edilen kazancın, taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı hk.-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Başlık Şirketin, kooperatife ortak gerçek kişiden devir aldığı kooperatif ortaklık payının satışından elde edilen kazancın, taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı hk.

 
Tarih 22/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 5-1379
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 5-1379

22/08/2011

Konu

:

Kooperatifin ortağından devir aldığı kooperatif ortaklık payının satışından elde edilen kazancın kurumlar vergisinden müstesna olup olmayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinde, ………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……… vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren ……….. Yapı Kooperatifi”ne mevzuat gereği kurum olarak ortak olmanızın mümkün olmaması nedeniyle tüm yatırım ve ortaklık ödemelerinizin Şirketiniz ortağı sıfatı ile ……… tarafından yerine getirildiği, 20/06/2005 tarihinde ortağınız … ‘in Kooperatifte kendi adına kayıtlı hissesini Şirketinize devrettiği, devir işleminin Kooperatif tarafından da kabul ve tasdik edildiği, Kooperatif inşaatının yıllar önce bitmiş ve iş yerlerinin Kooperatif ortaklarına teslim edilmiş olmasına karşın, bazı formalite ve hukuki ihtilaflar nedeniyle tapu senedinin alınamadığı, ancak devir ve teslim tarihinden beri iş yerinin Şirketinizce kullanıldığı, Kooperatifin ortaklık payının da 2005 yılında Şirketinize devredildiği belirtilerek, Kooperatifteki ortaklık payınızı üçüncü şahıslara devretmeniz durumunda bu satıştan elde edeceğiniz kazancın kurumlar vergisinden istisna edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşleri sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “5.6.2.2.1 Taşınmazlar” başlıklı bölümünde;

“İstisnaya konu olan taşınmazlar, Türk Medeni Kanununda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır.

Bunlar Türk Medeni Kanununun 704 üncü maddesinde;

-Arazi,

-Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,

-Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler

olarak sayılmıştır.

Elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca bu istisna uygulanmayacaktır.

Fiiliyatta cins tashihinin kurum adına tapuya tescilinin yapılmasında çeşitli nedenlerle gecikmeler olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, taşınmazın işletme aktifinde iki yıl süreyle bulunup bulunmadığının, tespitinde, işletmede iki yıldan fazla süreyle sahip olunarak fiilen kullanıldığının, yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilebilmesi mümkün olabilecektir.

Örneğin; organize sanayi bölgeleri tarafından verilen tahsis belgesine istinaden veya çeşitli nedenlerle iki yıldan fazla süreyle fiilen kullanılan ancak, tapuda kurum adına henüz tescil edilmemiş bir taşınmazın tahsis belgesine dayanılarak veya zilyetliğin devri suretiyle satılması durumunda bir taşınmaz satışından bahsedilemeyeceğinden istisna uygulanmayacak, ancak, iki tam yıl kullanıldığı yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde tevsik edilen taşınmazın tapuda kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, satıştan elde edilen kazançlar bu istisna kapsamında değerlendirilecektir.

…” açıklamalarına yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesinde de, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirket ortağınızın sahibi olduğu ve 26/05/2005 tarihinde Şirketinize devrettiği iş yerine ilişkin Kooperatif hissesinin, inşaatı tamamlanmış ve fiilen kullanılmakta olan bir taşınmaza ait olması nedeniyle söz konusu hissenin vergi uygulamalarında taşınmaz olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, anılan taşınmazın iki yıl süreyle Şirketinizin aktifinde bulunduğu ve bu süre zarfında fiilen kullanıldığının, yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilmesi ve Şirketiniz adına tescil edildikten sonra satılması halinde bu satıştan elde edilecek kazancın %75’lik kısmının kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatife ait işyerinin kiralanmasından gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

Başlık Kooperatife ait işyerinin kiralanmasından gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 24/08/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.43.10.00-3262/2070-23
Kapsam

T.C.

KÜTAHYA VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.43.10.00-3262/2070-23

24/08/2011

Konu

:

Kooperatife ait işyerinin kiralanmasından gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Sınırlı Sorumlu … İşletme Kooperatifi’nin kiracısı olduğunuz ve adı geçen kooperatifçe tarafınıza kira bedeli karşılığında fatura düzenlenildiği belirtilerek, yapılan söz konusu kira ödemeleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinin birinci fıkrasında “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.” hükmü yer almakta olup bu fıkranın (b) bendinde ise kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden 2009/14594 sayılı B.K.K. ile % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, 03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15.3.2.1. Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” bölümünde;

“Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır.

Söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türü, mükellef veya muaf olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.”

açıklamaları yer almaktadır.

Buna göre, … S.S. … İşletme Kooperatifine ait gayrimenkul için ödemekte olduğunuz kira bedelleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fırkasının (b) bendi uyarınca %20 oranında vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Teminat mektubu

S.S. Tarih: 22/12/2011
Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Özü : Teminat mektubu
Yönetim Kurulu Başkanlığı’na hk.

Daha evvel kooperatifimizin bazı inşaatlarını üstlenen, ancak sözleşmesine göre işini tamamlamayan yüklenicinin teminat mektubunun Avukatımızın görüşü doğrultusunda paraya çevrilmiş olması nedeniyle, kooperatifimizin banka hesaplarına giren paranın mali ve muhasebe yönü aşağıdaki gibi olmalıdır.

Bilindiği üzere muhasebe, kıymet hareketlerini ifade eden belgelerin belirli kurallar içinde defterlere yazılmasıdır. Bu işlemde teminatın paraya çevrilme gerekçesi, yarım kalan işlerin tamamlanması ve yüklenicinin SGK ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi amacına yöneliktir. İşin gerçek mahiyeti budur. Yani teminat karşılığı alınan para, bir cezai şart olmadığı gibi, bir borç da değildir. Bu nedenle 549-Özel Fonlar Hesabında bekletilerek, inşaat eksiklikleri tamamlandıktan sonra artan miktarın iade edilmesidir. Aksi halde cezai şart olarak kabul edip, gelir yazdığımız taktirde, kooperatifin geliri olmayan bir girdinin vergi kapsamına alınması sonucu doğacaktır. Bu nedenle de, vergi ödenecektir.

Diğer taraftan yükleniciye alacak yazmış olmamız durumunda da, bir dava sözkonusu olduğunda, bu kaydımız aleyhimize delil teşkil edecektir.

Bu değerlendirmeden sonra kişisel görüşüme göre muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olmalıdır.

/

102-Bankalar hesabı

549-Özel fonlar hs.

Yarım kalan inşaat işlerinde kullanılmak üzere teminat mektubunun muhasebe kaydı.
/

Bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla,

Kemal Özmen
Danışman

Kooperatiflerin Arsa Karşılığı Konut İnşaa Etmeleri

Kooperatiflerin Arsa Karşılığı Konut İnşaa Etmeleri

Amacı Ortaklarını uygun tutarla sahip olacağı konut sahibi yapmak olan konut yapı kooperatifleri bu amaçları doğrultusunda başkalarına ait arsa üzerinde kat karşılığı inşaat yapmak suretiyle işlem yapmak durumunda kalabilirler. Başkasının arsası üzerine inşaat yapan kooperatif tarafından arsa sahibine verilen dairelerin inşası için yapılan harcamalarla kooperatife ait daireler için harcamaların toplamı inşaat maliyetini verir. Kooperatife ait dairelerin maliyeti toplam inşaat maliyetinin bu dairelere dağıtımı suretiyle bulunur.

KONUNUN DEVAMINI YAPI KOOPERATİFLERİNDE VERGİLEME-KEMAL ÖZMEN KİTABIMIZDA BULABİLİRSİNİZ.
  •