Fabrika binası satışından doğan ve yenileme fonu hesabında bekletilen karın işyeri (büro) amaçlı bina alım ve yatırımında kullanılmasının mümkün bulunmadığı hk-Kemal OZMEN

Fabrika binası satışından doğan ve yenileme fonu hesabında bekletilen karın işyeri (büro) amaçlı bina alım ve yatırımında kullanılmasının mümkün bulunmadığı hk.
Tarih 19/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[328-2012/2]-405
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[328-2012/2]-405

19/06/2012

Konu

:

YENİLEME FONU

İlgi özelge talep formunuz ile … Organize Sanayi Bölgesinde 2011 yılında satmış olduğunuz fabrika binasından elde edilmiş karı yenileme fonu hesabında beklettiğiniz, 2012 yılında … şehir merkezinde işyeri amaçlı bina alımı ve yatırımı yapmayı planladığınız, yenileme fonunda bekletilen tutarın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesi uyarınca yeni alınan sabit kıymet alımında kullanılıp kullanılmayacağı hususunda görüş istediğiniz anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesinde “Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.

Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.

Devir ve trampa satış hükmündedir.

Şu kadarki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir.

Yukarıki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.” hükmü mevcuttur.

Bu hükme göre; “Yenileme Fonu” iktisadi işletmelere dâhil amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenebilmesi için bu kıymetlerin satışından doğan kârların bilançonun pasifinde azami üç yıl süre ile bekletilmesini ifade eden bir vergi erteleme yöntemi olarak, işletme içi yatırımları teşvike yönelik bir uygulamadır. Yenileme fonunun iktisadi kıymetin iktisabında kullanılması halinde, bilançonun pasifinde yer alan fon yeni değer için ayrılacak amortismanlara mahsup edilmektedir.

Yenileme fonu hesabında yer alan satış karının muhakkak surette satılan iktisadi kıymetle aynı neviden başka bir iktisadi kıymetin iktisabında kullanımı esastır. Bu itibarla, satılan iktisadi kıymet yerine bir başka iktisadi kıymetin alınmak istenmesi veya alınması, iktisadi kıymetin yenilenmesi olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Bu nedenle fabrika binası satışından doğan ve yenileme fonu hesabında beklettiğiniz karın, aynı Kanunun 328 inci maddesi kapsamında işyeri (büro) amaçlı bina alım ve yatırımında kullanılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Serbest meslek faaliyetinde envantere kayıtlı demirbaşların devri ile kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılabileceği hk.-Kemal OZMEN

Başlık Serbest meslek faaliyetinde envantere kayıtlı demirbaşların devri ile kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılabileceği hk.
Tarih 21/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1949
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1949

21/06/2012

Konu

:

Serbest meslek faaliyetinde envantere kayıtlı demirbaşların devri ile kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile diş hekimliği faaliyeti ile ilgili olarak düzenlenen serbest meslek makbuzunun bu faaliyetin sona erdirilmesi halinde mevcut demirbaşların devrinde kullanılıp kullanılamayacağı ve kapanış işlemlerinde belge düzeni hususlarında Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 161 inci maddesine göre vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade etmektedir. İşlerin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulması ise işi bırakma sayılmamaktadır.

Aynı Kanunun 210 uncu maddesinde, serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı, ‘‘Makbuz Mecburiyeti” başlıklı 236 ncı maddesinde ise serbest meslek erbabının, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, envanterinize kayıtlı demirbaşların devri ve kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kemal Özmen’in kooperatifler isimli kitabı 2.baskisini yapmıştır

20120728-143353.jpg
İÇİNDEKİLER

BİRİNCİ KISIM

I. BÖLÜM ………………: GENEL BİLGİLER
1-Kooperatifçilik nedir ve hangi gerekçelerden doğmuştur …..:
2-Kooperatifçiliğin özellikleri …………………………………:
3-Kooperatifçiliğin yararları ……………………………………:
4-Kooperatifçilik ilkeleri …………………………………………:
5- Kooperatiflerle, şirketler ve dernekler arasındaki farklar …:
6-Kooperatif türleri ………………………………………………:
7-Kooperatiflerin mevzuat içindeki yeri ……………………….:
8-Kooperatiflerin Yeni Türk Ticaret Kanunu karşısındaki durumu .:
9-İşyeri kooperatiflerinin OSB ilişkileri …………………………..:
10-Devlet ve kooperatifçilik ……………………………………….:
11-Kooperatiflerin sorunları ……………………………………..:

II. BÖLÜM ………………: KURULUŞ
1-Hazırlık işlemleri ……………………………………:
2-İzin ……………………………………………………………..:
3-Tescil ve ilan …………………………………………………..:
4-Tescil ve ilandan sonra yapılacak işlemler …………………..:
5-Anasözleşme değişikliği ……………………………………….:
6-Kooperatif birliklerinin kuruluşu ……………………………:
7-İlgili yargıtay kararları ……………………………………….:
8-İlgili mevzuat …………………………………………………:
-Bakanlık yazısı ………………………………………..:

9-Yazışma belge örnekleri ……………………………………….:
-Kooperatif kuruluşuna izin verilmesi hk ……………………:

-Anasözleşme özeti ………………………………………….:

– Yönetim kurulu görev bölümü ve kooperatifin

temsil ilzamı …………………………………………………:

– Kooperatifin tescili hk ……………………………………….:

III. BÖLÜM ………………: ORTAKLIK İŞLEMLERİ
1-Ortak olma yolları ……………………………………………:

2-Ortaklığa kabul ………………………………………………:

3-Ortaklık konumu ………………………………………..:
4-Ortakların ödemeleri ………………………………………..:
5-Ödemeler ile ilgili genel kurul kararı ……………………:
6-Ortakların hak ve yükümlülükleri ………………………….:

6.1-Ortakların hakları ………………………………………..:

A-Ortakların bireysel olarak kullanacakları hakları …:

B-Toplu kullanılacak haklar ………………………….:

6.2-Ortakların yükümlülük ve sorumlulukları …………….:

A-Parasal yükümlüğünü yerine getirmesi görevi …….:

B-Sır saklama yükümlülüğü …………………………..:

7-Ortaklığın sona ermesi ……………………………………..:

7.1-Ortaklıktan çıkma ……………………………………:

7.2-Ortaklıktan çıkarılma ………………………………….:

7.3-Ortaklığın devri …………………………………………:

7.4-Ortağın ölümü …………………………………………:

8-Görev veya hizmetin sona ermesi ……………………………:

9- Ortaklığı sona erenlerle hesaplaşma ………………………:

10-Sabit (peşin) fiyatlı ortaklık kaydı ………………………….:

11-Yapı kooperatiflerine ortak olur iken dikkat

edilecek hususlar ……………………………………………:

12-İlgili yargıtay kararları …………………………………….:

12.1-Ortaklıktan çıkarma kararının iptali ile ilgili

yargıtay kararları ……………………………………:

12.2-Ortaklığın devri ile ilgili yargıtay kararları ……….:
12.3-Çıkan veya çıkarılan ortaklara geri iadeler ile ilgili

yargıtay kararları ……………………………………:

12.4-Konut veya işyeri verilemeyen kişiye ödenecek
tazminat ile ilgili yargıtay kararları ………………..:
12.5-İhraca gerekçe teşkil etmeyen ödemeler ile ilgili
yargıtay kararları ……………………………………:
12.6-Tebliğatlarla ilgili yargıtay kararları ………………..:
12.7-Ortaklıkla ile ilgili diğer yargıtay kararları ………..:
13- İlgili mevzuat ………………………………………………:

-Bakanlık yazıları …………………………………………..:

14-Yazışma belge örnekleri ……………………………………:

– Ortaklık hk ……………………………………………….:

– Ortaklık kararı hk ………………………………………:

– Ortaklığa kabul hk ………………………………………..:

– Ortaklık senedi hk ………………………………………:

– Ortaklıktan çıkma hk …………………………………….:

-1.İhtarname örneği ………………………………………:

-2. İhtarname örneği ……………………………………….:

– Ortaklıktan çıkarma hk …………………………………:

– Ortaklıktan çıkarılmaya genel kurul nezdinde

itiraz edilmesi hk ………………………………………..:

– İbraname hk ……………………………………………….:

– Ortaklığın devri hk ………………………………………:

– Ortaklık devri hk ………………………………………..:

– Veraset hk …………………………………………………:

– Temsilci hk ………………………………………………..:

IV. BÖLÜM ………………: GENEL KURUL
1-Genel kurul yapmaya yetkili organlar …………………….:

2-Genel kurula çağrı zamanı ve süresi ………………………..:

3-Genel kurul çalışmaları ………………………………………:

4-Genel kurullarda çoğunluk (nisap) …………………………:
5-Genel kurullarda oy kullanma ve vekalet ………………….:
6-Genel kurulların ertelenme nedenleri ………………………:

7-Genel kurulların iptal nedenleri ……………………………..:

8-Divan başkanının görevleri …………………………………..:
9- Genel kurul günü yapılan çalışmalar ………………………:

10-Genel kuruldan sonra yapılan çalışmalar …………………:

11-İlgili yargıtay kararları ………………………………..…:

12- İlgili mevzuat ……………………………………………..:

-Bakanlık yazıları ………………………………………..:

13-Yazışma belge örnekleri ……………………………………:

– Genel kurul için temsilci görevlendirilmesi hk …………:

– Genel kurul kararı hk ……………………………………:

– Gündem hk ……………………………………………….:

– Yıllık çalışma raporu hk …………………………………:

– Denetçiler raporu hk …………………………………….:

– Genel Kuruldan en az 20 gün önce gündeme alınması

istenen konular ile ilgili başvuru örneği hk ……………..:

– Genel kurulda gündem maddelerinin görüşülmesine

geçilmeden önce gündeme eklenmesi istenen hususlar

ile ilgili verilecek önerge hk …………………………….:

– Vekaletname hk …………………………………………..:

– Genel kurul tutanağı hk ………………………………..:

– Genel kurulun tescili hk ………………………………….:

V. BÖLÜM ………………: YÖNETİM KURULU
1-Genel bilgi …………………………………………….:
2-Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu …………………….:
3-Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ait konular …….:
4-Murahhas üyelik ………………………………………………:
5-Kooperatif genel müdürleri ve/veya müdürleri ………………:
6-Komisyonlar ……………………………………………………:
7-Kooperatiflerde yazışmalar ve dosyalama düzeni ………….:
8-Sözleşmeler …………………………………………………….:
9-İlgili yargıtay kararları ………………………………………..:
10- İlgili mevzuat ………………………………………………..:
-Bakanlık yazıları ……………………………………………..:

11-Görüş ve öneriler ……………………………………………..:

VI. BÖLÜM ………………: DENETİM KURULU
1-Genel bilgi ……………………………………………………:
2-Denetçilerin görevleri ………………………………………..:
3-Denetçi seçilme koşulları …………………………………….:
4-İlgili yargıtay kararları ……………………..………………:

5-İlgili mevzuat …………………………………………………:
-Bakanlık yazısı ………………………………………………:
-Tebliğler …………………………………………………….:

VII. BÖLÜM ………………: ARSA
1-Genel bilgi ………………………………………:
2-İlgili yargıtay kararları ……………………………….…….:
3- İlgili mevzuat ………………………………………………..:
-Bakanlık Yazısı …………………………………………….:
-Görüş ve öneriler ………………………………………….:

VIII. BÖLÜM …………: İHALE VE TEMİNAT
1-Genel bilgi ………………………………………………….:
1.1- İhale yöntemleri ……………………………………….:
1.2-İhale çalışmaları ………………………………………:
2-Teminat ……………………………………………………..:
2.1-Teminat alma nedenleri ……………………………….:
2.2-Teminat olarak alınacak değerler ……………………:
2.3-Teminat çeşitleri ve oranları ………………………….:
2.4-Teminat alma zamanları ……………………………..:
2.5-Kesin teminatın artması ………………………………:
2.6-Kesin teminatın geri verilme koşulları ……………….:
3-Görüş ve öneriler …………………………………………..:

IX. BÖLÜM …………: İNŞAAT
1-Genel bilgi ……………………………………………………..:

1.1-İnşaat sözleşmesinin hazırlanması ………………………:

1.2-İnşaat sözleşmesinin unsurları …………………………..:

1.3-Sözleşmenin şekli ve tarafları ……………………………:

1.4-Yüklenicinin borçları …………………………………….:

1.5-Kooperatifin borçları …………………………………….:

1.6-Hakedişlerin düzenlenmesi ………………………………:

1.7-İnşaat yapım yöntemleri ………………………………….:

2-Kat karşılığı inşaat …………………………………………….:
2.1-Kooperatifin kendi arsasını kat karşılığı

(konut veya işyeri) yapımcı firmalara vermesi ………….:

2.2-Kooperatifin üçüncü kişi veya firmalara ait arsa üzerine

kat karşılığı inşaat yapması …………………………….:

3-İlgili yargı kararları ………………………………………….:

X. BÖLÜM …………: ŞEREFİYE VE DAĞITIM
1-Genel bilgi ……………………………………………………….:

2- Şerefiye komisyonu ………………………………………….:

3-Şerefiye raporunun hazırlanması ………………………….:

4-Şerefiye raporuna yapılan itiraz ……………………………:

5-Geçici maliyetin belirlenmesi ……………………………….:

6-İşyeri kesin maliyetlerinin belirlenmesi ……………………:

7-Dağıtım (kur’a ve/veya tercihli tahsis) ………………………:

8-İlgili yargı kararları ………………………………..………:
9-Yapı kooperatifleri kur’a yönetmeliği ……………………….:

XI. BÖLÜM …………: FERDİLEŞME
1-Genel bilgi ……………………………………………………:

2-Ferdileşme çalışmaları ………………………………………:

3-Fesih ve tasfiye ………………………………………………..:

4-Kooperatiflerin birleşmesi …………………………………..:

-Birleşme sözleşmesi ………………………………………..:

5-İlgili yargıtay kararları ………………………………….…:

6-Bakanlık yazıları …………………………………………….:

İKİNCİ KISIM

I. BÖLÜM ………………: YAPI KOOPERATİFLERİNİN İŞLETME
KOOPERATİFİ OLARAK AMAÇ
VE TÜR DEĞİŞTİRMESİ
1-Genel bilgi ……………………………………………………..:

1.1-Yapı kooperatiflerinin amacını gerçekleştirdikten

sonra işletme sürecinde kooperatifin yönetilmesi

için amaç ve tür değişikliği yapması …………………:

-Ortaklık-mülkiyet ilişkisi ………………………….:

-İşletme kooperatifi olarak tür değişikliği yapılma

gerekçesi ………………………………………….:

-İşletme kooperatifleri ile Kat Mülkiyet Kanununa

(site yönetim planına) göre oluşan site

yöneticiliğinin farkları ……………………………:

-İşletme kooperatifi olarak amaç ve tür

değişikliğinde yapılacak iş ve işlemler …………..:

1.2-Yapı kooperatiflerinde işyeri sayısının yeterli

olmaması nedeniyle işletme kooperatifine dönüşmesi ..:

1.3-Kooperatif eliyle veya değişik şekillerde yapılaşan

yapı topluluklarının (konut ve/veya işyerlerinden

oluşan site özellikle yerlerin) yönetim hizmetlerinin

görülmesi için yeni işletme kooperatifi kurulması …….:

2-İlgili yargıtay kararları ……………………………….……….:

3-Özelgeler ………………………………………………………:

II. BÖLÜM …………..…: YAPI KOOPERATİFLERİNİN ANONİM ŞİRKET
OLARAK AMAÇ VE TÜR DEĞİŞTİRMESİ

1-Genel bilgi ……………………………………………………:
1.1-Kooperatifin doğrudan anonim şirkete dönüşmesi …:

1.2-Kooperatifin bir anonim şirket kurarak

(veya mevcut bir anonim şirketle) bu anonim

şirketle birleşmesi ………………………………………:

III. BÖLÜM …………: TOPLU YAPI SİTE YÖNETİM PLANI
1-Genel bilgi ……………………………………………………:
2-Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre yönetim planı …………….:
3-Toplu yapı site yönetim planının hazırlanması …………….:
4-Yapı kooperatiflerinin sorumluluğunda inşaatı
gerçekleştirilen konut yada işyerleri için yönetim planı

hazırlanmasında (iskan veya işletme aşamasında) tercih

edilecek hukuki statünün dikkate alınması ……………:

5-Giderlere katılma ………………………………………….:
6-Yönetim planının değiştirilmesi ……………………………:
7-Görüş ve öneriler …………………………………………….:

ÜÇÜNCÜ KISIM

I. BÖLÜM …………….…: KOOPERATİFLERDE MUHASEBE
VE UYGULAMASI

1-Muhasebenin tanımı ve amacı ……………………………:

2-Muhasebecinin görevleri, çalışma kuralları,

özellikleri ve kişiliği ………………………………………:

2.1-Hesaplara ilişkin görevleri ………………………….:

2.2-Mali görevleri ………………………………………..:

2.3-Yönetim görevleri ……………………………………:

2.4-Çalışanlarla ilgili görevleri ………………………….:

2.5-Muhasebecilerin çalışma kuralları …………………:

2.6-Muhasebecilik mesleğinin özellikleri ………………..:

2.7-Muhasebecinin kişiliği ……………………………….:

3-Hesap çerçevesi, hesap planı ve uygulaması ……………..:

3.1-Düzenlemenin kapsamı ………………………………:

3.2-Düzenlemenin amacı …………………………………:

3.3-Tekdüzen hesap planına uymamanın yaptırımı …..:
4-Yapı Kooperatiflerinde tekdüzen hesap planı

uygulaması ………………………………………………:

4.1-Kuruluş işlemlerine ait muhasebe kayıtları ………..:

4.2-Tahsilatlara ait muhasebe kayıtları ………………..:

-Aidatlarla ilgili muhasebe kayıtları ………………:
4.3-Harcamalara ait muhasebe kayıtları ……………..:
-Arsa, plan, proje ve inşaat işlemlerinin

Muhasebeleştirilmesi ……………………………..:

5-Yıl sonu işlemleri ………………………………………..:

6-Yedek akçe ayrımı ……………………………………….:

7-Bilanço ……………………………………………………:
8-Envanter …………………………………………………..:
9-Bütçe ………………………………………………………..:
-Bütçe ile bilançonun ve gelir-gider farkı hesabının

bağlantısı ……………………………………………….:

10-Yapı kooperatifleri tarafından tutulacak defterler ……:
-Defterlerin saklanması ……………………………….:

-Defter ve belgelerin delil olması ………………………..:
11-Yapı kooperatiflerinde defterlerle ilgili özellik
arzeden hususlar ………………………………………..:
12-Muhasebe işlemlerinde uyulacak kurallar …………….:
13-Yapı kooperatiflerinde muhasebe uygulamasına

ilişkin kişisel öneri ……………………………………..:

14-İlgili yargıtay kararları ………………………………….:
15-Kooperatifler, Kooperatif Birlikleri, Kooperatif

Merkez Birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler

Birliği Muhasebe Yönetmeliği …………………………:

16-Muhasebe hesap çerçevesi …………………………….:

II. BÖLÜM ………..……: YAPI KOOPERATİFLERİNDE VERGİLEME

-Genel bilgi ………………………………………………….:

1-Vergi Usul Kanunu …………………………………………..:

-Genel bilgi ………………………………………………..:

2-Kurumlar Vergisi Kanunu ………………………………….:

2.1-Genel bilgi …………………………………………….:
2.2- Uygulamada karşılaşılan sorunlar ……………………..:
2.3- İlgili mevzuat ……………………………………………:

3-Katma Değer Vergisi Kanunu ………………………………:

3.1-Genel bilgi …………………………………………….:
3.2-İşyeri yapı kooperatifleri ………………………………:

3.2.a-Toplu işyeri yapı kooperatifleri …………………:

3.2.b-Küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri ………:

3.3-Konut yapı kooperatifleri ……………………………….:

3.4- İlgili mevzuat …………………………………………..:

4-Gelir Vergisi Kanunu ………………………………………..:

4.1-Genel bilgi …………………………………………….:
4.2-Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde

vergi kesintisi …………………………………………..:

4.3-Kooperatif taşınmazlarının kira gelirlerinin

vergilendirilmesi ………………………………………:

4.4-Kooperatif ortaklarının, ortaklık hakkını

devretmelerinin Gelir Vergisi Kanunu

karşısındaki durumu ………………………………….:

4.5- İlgili mevzuat …………………………………………..:

5-Damga Vergisi Kanunu ………………………………………:

5.1-Genel bilgi …………………………………………….:
5.2-Belli para üzerinden vergileme …………………………:

6-Emlak Vergisi Kanunu ………………………………………:

6.1-Genel bilgi …………………………………………….:
6.2- İlgili mevzuat ……………………………………………:

7-Harçlar Kanunu ………………………………………………:

7.1-Genel bilgi ……………………………………………:
7.2- İlgili mevzuat ……………………………………………:

III. BÖLÜM …………: SİGORTA
1-Genel bilgi …………………………………………………..:

2-İnşaatın emanet yöntemiyle yapılması ……………………:

3-İnşaatın ihale yöntemiyle yapılması ……………………….:

4- İlgili mevzuat ……………………………………………..:

-Genelge ……………………………………………………:

-Yönetmelik ……………………………………………….:

-Tebliğ ………………………………………………………:

-Kooperatifler Kanunu …………………………………………….:
-Konut Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi ………………………….:
-Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi ……………………:
-Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi ……………:
-İşletme Kooperatifi Anasözleşmesi ………………………………:

Kooperatiften ayrılma -Kemal OZMEN

Kooperatiften ayrıldıktan sonra tarafinıza herhangi bir yükümlülük getirmeyecek dilekçe ornekleri ve diğer dikkat edilmesi gereken islemler icin bize ulaşın
[email protected]

Kooperatiflerde genel kurul

20120728-093902.jpg

Kooperatifin münfesih olmasi -Kemal OZMEN

2-TASFİYE SÜRECİNE GİRMİŞ VEYA MÜNFESİH DURUMDA OLAN ŞİRKETLER VE KOOPERATİFLERE BÜYÜK KOLAYLIK

6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7.maddesine göre;

2.1- 24.6.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler.

2.2- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketler.
2.3-Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler.

2.4- Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.

2.5- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatiflerin

Tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın 6335sayılı kanunun geçici 7. Maddesinde yer alan hükümlere göre yapılacaktır.

Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.

Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili ticaret sicili müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilecektir.

3-TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER

3.1- Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu

günün akşamı itibarıyla, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.

3.2-559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.

3.3-Sermaye artırımında bulunmayarak münfesih duruma düşen şirketler dışında kalan kapsam dâhilindeki diğer münfesih şirketler ile kooperatiflerden ayrıca, faaliyetlerine devam etme isteğinde bulunmaları hâlinde münfesih olma nedenini ortadan kaldıran işlemlerin yapılarak ispat edici belgelerin bildirilmesi istenir.

3.4-Tasfiye memuru olarak; şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileri ya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir. Tasfiye memuru olarak başka ortak veya yönetici tarafından bildirilen ortak veya yöneticiler ile üçüncü şahısların bu görevi kabul ettiklerine ilişkin yazılı beyan da bildirime eklenir. Üçüncü şahısların tasfiye memuru olarak tescil edilebilmeleri ortakların veya yöneticilerin hiçbirinin tasfiye memuru olarak bildirilmemiş olmasına bağlıdır.

3.5-Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içinde tasfiye memurlarını bildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiye memurları ve tasfiye adresi, ilgili ticaret sicili müdürlüğü tarafından tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

3.6- Bu ilanda; şirket veya kooperatifin alacaklıları, alacaklarını kanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir. Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcut malvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin; belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir ay içinde, anonim şirket veya kooperatifin yönetim kurulu, kurulun bir veya birkaç üyesi, denetçileri, limited şirketlerde ise müdür veya müdürler tarafından ilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.

3.7- Bu fıkra gereğince yapılacak ilan, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer.

3.8- Tasfiye memurları, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için öngörülen sürenin sonunda şirketin veya kooperatifin durumunu gösteren bir bilanço hazırlar ve tasfiyeyi altı ay içinde sonuçlandırır. Gerekli hâllerde bu süreyi aşmamak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.

3.9- Tasfiye memurlarınca hazırlanan bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazla olması hâlinde tasfiye memurları durumu derhal alacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasına karar verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde kaydın silineceği ihtar olunur. Alacaklıların başvurusu üzerine mahkeme iflasın açılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflas

Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiye memurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.10-Bu madde hükümlerine göre yapılacak tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunların veya esas sözleşmelerin genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan hükümleri uygulanmaz.

3.11- Bu madde kapsamında tasfiye memurlarınca düzenlenecek son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve şirketin unvanı ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. İflasına karar verilen şirket veya kooperatifin ise iflas işlemlerinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine şirketin veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.12-Tasfiye memurlarına 3,6 ayrımında belirtilen bilgi ve belgelerin verilmemesi veya tasfiye memurlarınca da bu bilgi ve belgelere erişilememesi hâlinde durum ticaret sicili müdürlüğüne bildirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın unvan silinir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.13- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirket veya kooperatiflerin genel kurullarının, kanunun öngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olarak toplantıya çağrılmış olmasına rağmen iki defa üst üste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesi kaydıyla tasfiye memuru tarafından son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.14-Şirket ve kooperatiflere yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilinden resen silinir. Resen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

Yeni Türk ticaret kanununa göre kooperatiflerin tasfiyesi kolaylaştı -Kemal OZMEN

Uygulama icin bize ulaşın [email protected]
2-TASFİYE SÜRECİNE GİRMİŞ VEYA MÜNFESİH DURUMDA OLAN ŞİRKETLER VE KOOPERATİFLERE BÜYÜK KOLAYLIK

6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7.maddesine göre;

2.1- 24.6.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler.

2.2- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketler.
2.3-Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler.

2.4- Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.

2.5- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatiflerin

Tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın 6335sayılı kanunun geçici 7. Maddesinde yer alan hükümlere göre yapılacaktır.

Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.

Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili ticaret sicili müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilecektir.

3-TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER

3.1- Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu

günün akşamı itibarıyla, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.

3.2-559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.

3.3-Sermaye artırımında bulunmayarak münfesih duruma düşen şirketler dışında kalan kapsam dâhilindeki diğer münfesih şirketler ile kooperatiflerden ayrıca, faaliyetlerine devam etme isteğinde bulunmaları hâlinde münfesih olma nedenini ortadan kaldıran işlemlerin yapılarak ispat edici belgelerin bildirilmesi istenir.

3.4-Tasfiye memuru olarak; şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileri ya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir. Tasfiye memuru olarak başka ortak veya yönetici tarafından bildirilen ortak veya yöneticiler ile üçüncü şahısların bu görevi kabul ettiklerine ilişkin yazılı beyan da bildirime eklenir. Üçüncü şahısların tasfiye memuru olarak tescil edilebilmeleri ortakların veya yöneticilerin hiçbirinin tasfiye memuru olarak bildirilmemiş olmasına bağlıdır.

3.5-Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içinde tasfiye memurlarını bildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiye memurları ve tasfiye adresi, ilgili ticaret sicili müdürlüğü tarafından tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

3.6- Bu ilanda; şirket veya kooperatifin alacaklıları, alacaklarını kanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir. Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcut malvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin; belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir ay içinde, anonim şirket veya kooperatifin yönetim kurulu, kurulun bir veya birkaç üyesi, denetçileri, limited şirketlerde ise müdür veya müdürler tarafından ilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.

3.7- Bu fıkra gereğince yapılacak ilan, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer.

3.8- Tasfiye memurları, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için öngörülen sürenin sonunda şirketin veya kooperatifin durumunu gösteren bir bilanço hazırlar ve tasfiyeyi altı ay içinde sonuçlandırır. Gerekli hâllerde bu süreyi aşmamak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.

3.9- Tasfiye memurlarınca hazırlanan bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazla olması hâlinde tasfiye memurları durumu derhal alacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasına karar verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde kaydın silineceği ihtar olunur. Alacaklıların başvurusu üzerine mahkeme iflasın açılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflas

Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiye memurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.10-Bu madde hükümlerine göre yapılacak tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunların veya esas sözleşmelerin genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan hükümleri uygulanmaz.

3.11- Bu madde kapsamında tasfiye memurlarınca düzenlenecek son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve şirketin unvanı ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. İflasına karar verilen şirket veya kooperatifin ise iflas işlemlerinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine şirketin veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.12-Tasfiye memurlarına 3,6 ayrımında belirtilen bilgi ve belgelerin verilmemesi veya tasfiye memurlarınca da bu bilgi ve belgelere erişilememesi hâlinde durum ticaret sicili müdürlüğüne bildirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın unvan silinir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.13- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirket veya kooperatiflerin genel kurullarının, kanunun öngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olarak toplantıya çağrılmış olmasına rağmen iki defa üst üste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesi kaydıyla tasfiye memuru tarafından son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.14-Şirket ve kooperatiflere yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilinden resen silinir. Resen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

1163 sayili kooperatifler kanununa muhalefet -Kemal OZMEN

Kooperatif görevlileri işlenen suç normalde itimadı suistimal suçudur.Ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nunda hususi hüküm bulunduğundan zimmet suçundan hüküm tesis etmek gerekir
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 62. maddesinede olduğu gibi, bazı hususi kanunlarda, irtikap fiilin zimmet olarak vasıflandırılacağına dair bir hüküm olup olmadığına bakmak gerekir.Kooperatifte şoför olarak çalışan sanığın, köylerden topladığı suçu eksik teslim etme fiili, mezkur Kanunun 63/2 maddesi gereğince zimmet yönünden değerlendirilmesi gerekir(11.CD.04.02.2007 tarih ve 2005/8544, 2007/820)

Yeni Türk ticaret kanunu ve kooperatifler hakkinda -Kemal OZMEN

Tarafımızdan hazırlanan 24 sayfalık rapor icin bize ulaşabilirsiniz
[email protected]
Raporumuz ucretlidir.

20120728-092832.jpg

Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması Hakkında Genelge Yayınlandı. -Kemal Ozmen

VERGİ SİRKÜLERİ
NO: 2012/89
KONU: Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması Hakkında Genelge Yayınlandı.

Bilindiği üzere limited şirket kuruluşlarında düzenlenen ana mukaveleler damga vergisinden, noterlik işlemleri de harçtan istisna edilmiştir.

Yine bu uygulama çerçevesinde limited şirket pay devir sözleşmeleri ana mukaveleyi tadil eden belge vasfında kabul edildiğinden;
a) Düzenlenen pay devir mukavelelerine de damga vergisi istisnası uygulanmakta,
b) Pay devrinin,
– Ortak içine yapılıyor olması halinde devir bedeli üzerinden iki imza itibariyle,
– Pay devrinin ortak dışına yapılıyor olması halinde ise devredenden devir bedeli üzerinden, pay devir alarak şirkete yeni ortak giren şahıstan da şirket sermayesi üzerinden,
harç alınmakta ve uygulama halen bu şekilde yürütülmekte idi.
Noterler Birliği, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin, ortak dışına yapılan hisse devir işlemlerinde, yeni ortak giren şahsın şirket sermayesi üzerinden harç ödemeye mecbur tutulmasının yasal dayanaktan yoksun olduğuna hükmettiği 2006/982 Esas ve 2007/4198 Sayılı Kararı’nı esas almak suretiyle ve kendisine intikal eden talepler üzerine, Gelir İdaresi Başkanlığına müracaatla uygulamanın yeniden gözden geçirilmesini talep etmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı 12.06.2012 tarihli ve 062857 sayılı yazısında; limited şirket ortaklık paylarının devrine ilişkin olarak düzenlenen Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi şirket ana sözleşmesinin tadili hükmünde değerlendirilemeyeceğinden, hisse devir sözleşmesinin; sözleşmeyle devredilen hissenin ihtiva ettiği tutar üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı tarifenin I/1 fıkrasına göre her bir imza için binde 0,99 oranında (2012 Yılı için 43,90 TL den az 22.499,75 den çok olmamak üzere) noter harcına, nüsha sayısı dikkate alınarak 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerektiğine ilişkin görüş bildirmiştir.
Noterler Birliği, Gelir İdaresi Başkanlığının bu görüşü üzerine, internet sitesinde yayınladığı 20.07.2012 tarihli ve 14 Sayılı Genelge’de özetle aşağıdaki açıklamalarda bulunmuştur.
1. Limited şirket pay devirlerinde düzenlenen sözleşmeler devir bedeli üzerinden nispi damga vergisine tabi tutulacaktır.
2. Limited şirket hissesi devir alan şahıs şirkete yeni ortak olarak giriyor olsa dahi nispi harcı şirket sermayesi üzerinden değil, devreden şahısta olduğu gibi pay devir bedeli üzerinden ödeyecektir.
3. Limited şirket ortaklarının paylarını diğer ortaklara veya pay alarak şirkete yeni ortak girenlere devretmelerinde, örneğin;
a) Bir ortağın hissesini iki ortağa,
b) İki ortağın hisselerini diğer iki ortağa veya şirkete yeni ortak giren şahıslara devirleri aynı kağıtta yapılıyor olsa dahi
– aynı ortağın birden fazla şahsa yaptığı devir işlemlerinin,
– birden fazla ortağın bir veya birden fazla şahsa yaptığı pay devirlerinin
her birine, bu işlemlerin her biri ayrı kağıtta düzenlenmiş gibi, her bir devir işlemi için asgari ve/veya azami harç tutarlarının tatbiki icap eder.
4. Limited şirket pay devri sözleşmelerinin feshinde, fesih talebinin kimden geldiğine bakılmaksızın fesih işlemini temin eden sözleşmeden devir konusu hisse değeri üzerinden binde 1.65 nispetinde damga vergisi, yine aynı değer üzerinden beher imza için binde 0,99 nispetinde harç alınması gerekmektedir.
Söz konusu genelgeye ulaşmak için tıklayınız.
Saygılarımızla,
Deloitte Türkiye
Sirkülerlerimizde yer alan bilgiler belli bir konunun veya konuların çok geniş kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel çerçevede bilgi vermek ve yorum yapmak amacını taşımaktadır. Bu sirkülerler ile amacımız muhasebe, vergi, yatırım, danışmanlık alanlarında veya diğer türlü profesyonel bağlamda tavsiye veya hizmet sunmak değildir. Bilgileri kişisel finansal veya ticari kararlarınızda yegane dayanak olarak kullanmaktan ziyade, konusuna hakim profesyonel bir danışmana başvurmanız tavsiye edilir. Bu sirkülerler ve içeriğindeki bilgiler, oldukları şekliyle sunulmaktadır; “DRT Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş.” ve İngiltere mevzuatına gore kurulmuş olan “Deloitte Touche Tohmatsu Limited” ve onun üye firmaları ve bunların iştirakleri ve filyalleri (bundan böyle ayrı ayrı veya birlikte “Deloitte”), bunlarla ilgili sarih veya zımni bir beyan ve garantide bulunmamaktadır. “Deloitte”, söz konusu sirkülerlerin ve içeriğindeki bilgilerin hata içermediğine veya belirli performans ve kalite kriterlerini karşıladığına dair bir güvence vermemektedir. Sirkülerleri ve içeriğindeki bilgileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir ve bu kullanımdan kaynaklanan her türlü zarara dair risk ve sorumluluk tamamen tarafınızca üstlenilmektedir. “Deloitte”, söz konusu kullanımdan dolayı, (ihmalkarlık kaynaklı olanlar da dahil olmak üzere) sözleşmesel bir dava, kanun veya haksız fiilden doğan her türlü özel, dolaylı veya arızi zararlardan ve cezai tazminattan dolayı sorumlu tutulamaz.

kooperatif hissesinin haczi-Kemal OZMEN

20120726-231826.jpg

Noterden kooperatif hisse devri yapılmak zorunda mıdır ?-Evren ÖZMEN

Bu kapsamdaki sorularınızı aşağıdaki iletişim kutusundan bize gönderebilirsiniz

Hata: İletişim formu bulunamadı.

20120726-231653.jpg

Kooperatif hisse devri noterden mı yapılır ?-Kemal OZMEN

20120726-231513.jpg

kooperatif hisse devri-Kemal OZMEN

20120726-231337.jpg

Kooperatifin Nev’i değiştirerek Anonim Şirkete dönüştürülmesinde damga vergisi ve harç uygulaması-Kemal OZMEN

Kooperatifin Nev’i değiştirerek Anonim Şirkete dönüştürülmesinde damga vergisi ve harç uygulaması

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı :B.07.1.GİB.4.06.17.02-155[9-2011/1886]-1183 29/12/2011
Konu : Kooperatifin Nev’i Değiştirerek
Anonim Şirkete Dönüştürülmesinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması.hk.

İlgi : …. evrak kayıt sayılı özelge talep formu.
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, kooperatifinizin anonim şirkete dönüştürülmesi işlemine ilişkin olarak şirket ana sözleşmesinin noterde tasdik ettirilmesi esnasında harç, damga vergisi ve kurumlar vergisi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.
A – KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla, adı geçen kooperatifinizin maddede belirtilen şartları taşıması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.
Diğer taraftan; Kanunun 19 uncu maddesinde;
“(1) Bu Kanunun uygulanmasında aşağıdaki şartlar dahilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:
a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanunî veya iş
merkezlerinin Türkiye’de bulunması.
b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından
bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.
(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Hallerinde Vergilendirme ” başlıklı 20 nci maddesinde de;
“(1) Devirlerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilir; birleşmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve vergilendirilmez:
a) Şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarih, devir tarihidir. Münfesih kurum ile birleşilen kurum;

1) Devir tarihi itibarıyla hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ile,
2) Devir işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesini, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verirler.
b) Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt eder. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.”
hükmüne yer verilmiştir.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “19” ve “20” numaralı bölümlerinde konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.
Bu çerçevede; kooperatifinizin devir tarihindeki bilanço değerlerinin, nev’i değişikliği suretiyle kurulacak anonim şirket tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi kaydıyla söz konusu devir işlemi 5520 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında gerçekleştirilen bir devir işlemi olarak kabul edilecektir.
Öte yandan, söz konusu nev’i değişikliğinde, 5520 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen şartlara uyulduğu takdirde devir nedeniyle doğan kârlar hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir.
Bu çerçevede, kooperatifiniz genel kurulunun nev’i değişikliği kararı alması üzerine anonim şirkete dönüşüm süreci başladığından, bu tarih itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis ettirilmesi ve devir tarihi itibarıyla hazırlanan ve müştereken imzalanan kooperatifinize ait kurumlar vergisi beyannamesinin nevî değişikliğinin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, nevî değişikliği sonucu kurulacak anonim şirket, kooperatifinizin tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini beyanname ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt edecek ve söz konusu taahhütname ile birlikte devre ilişkin bilanço ve gelir tablosu da verilecektir.
B – DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu, Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV -Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün (17) numaralı fıkrasında ise, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, nev’i değişikliği nedeniyle devir işleminin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesindeki şartlar dahilinde devir hükmünde değerlendirilmesi gerektiğinden, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılacağı anlaşılan nev’i değişikliği işlemine ilişkin olarak düzenlenen şirket ana sözleşmesinin, 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/17 fıkrası hükmüne göre damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.
C- HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinde, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerden harç alınmayacağı belirtilmektedir.
Buna göre, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerinin harçtan istisna tutulması gerekmektedir. Ancak, 492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinde kooperatiflere yer verilmediğinden, kooperatifin nev’i değişikliğine ilişkin olarak yapılan işlemlerden harç alınması gerekmektedir.

Kooperatif adına kayıtlı olmayan arsa üzerinde kat karşılığı inşaat işi yapılmasının kurumlar vergisi muafiyeti açısından değerlendirilmesi hk-Kemal OZMEN

Kooperatif adına kayıtlı olmayan arsa üzerinde kat karşılığı inşaat işi yapılmasının kurumlar vergisi muafiyeti açısından değerlendirilmesi hk.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı
:
B.07.1.GİB.4.33.15.01-2010-721-6-12
05/05/2011
Konu
:
Kooperatif adına kayıtlı olmayan arsa üzerinde kat karşılığı inşaat işi yapılmasının kurumlar vergisi muafiyeti açısından değerlendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olduğunuz, 2006 yılından önce kurulan Kooperatifinizin emanet usulü ile inşa ettiği meskenlerin kat irtifakı tapularının Kasım/2005-Kasım/2006 tarihleri arasında arsa sahiplerinden Kooperatifiniz tüzel kişiliği üzerine alınarak yine aynı tarihler arasında üyeleriniz adına tescillerinin yapıldığı ve 2006 yılı sonuna kadar Kooperatif tüzel kişiliği adına kayıtlı taşınmaz kalmadığı, 28/07/2006 tarihinde bloklara ait yapı kullanma izin yazısının alındığı ve mevcut yapı ruhsatının geçerliliğinin sona erdiği, bu tarihten sonra kooperatif tüzel kişiliği adına yapı ruhsatı alınmasına da ihtiyaç kalmadığı, ayrıca 10/06//2007 tarihinde tasfiye kararı alındığı, bu nedenle Kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyeti ile ilgili olarak tereddüte düşüldüğü belirtilerek, konu hakkındaki Başkanlığımız görüşününün bildirilmesi istenilmektedir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile ek ve değişiklikleri 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinden itibaren yürülükten kaldırılmış olup, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ise 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayınlamlanarak yürürlüğe girmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğünden önceki dönemler itibarıyla 5422 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hüküm altına alındığından, 01.01.2006 tarihinden önceki dönemler için 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesinde, esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kooperatiflerin (Esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatiflermuafiyetten faydalanamaz.) kurumlar vergisinden muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmenveya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden kooperatifiniz adına kayıtlı olmayan arsa üzerinde kat karşılığı inşaat işi yaptığı anlaşılmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre başkasına ait arsa üzerine kat karşılığı inşaat yaparak, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesinde ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartlardan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartını ihlal eden kooperatifinizin bu faaliyete başladığı tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edileceği tabiidir.

Kooperatiflerde ortaklara çağrı yapılmadan nasil genel kurul yapılır -Kemal OZMEN

IV – BÜTÜN PAY SAHİPLERİNİN HAZIR BULUNMASI HALİ:
Kooperatifin bütün ortakları toplantıda hazır bulunduğu sürece ve bir itiraz olmadığı takdirde Genel Kurul toplantılarına dair olan diğer hükümler saklı kalmak şartiyle toplantıya çağrı hakkındaki hükümlere uyulmamış olsa dahi kararlar alınabilir. Bu gibi kararların, ortaklar veya ortakların toplantıda oy birliği ile seçecekleri temsilciler tarafından imzalanması gereklidir.

20120726-230517.jpg

Temsil yetkisi olmayan kooperatif Yonetim kurulu üyesi vergi borcundan sorumlu olur mu?-Kemal OZMEN

Detaylı bilgi icin bize ulaşın [email protected]
DANIŞTAY
4. Daire 2008/1891 E.N , 2010/906 K.N.

İlgili Kavramlar

KAMU ALACAKLARININ TAHSİLİ

Özet
KOOPERATİFİ TEMSİL YETKİSİ BULUNMAYAN YÖNETİM KURULU ÜYESİNİN KOOPERATİFİN VERGİ BORÇLARI NEDENİYLE KANUNİ TEMSİLCİ SIFATIYLA TAKİP EDİLMESİNİN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU HAKKINDA.

İçtihat Metni

Temyiz Eden : Tokat Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf :…

İstemin Özeti : Davacının murisi …’in yönetim kurulu üyeliğinde bulunduğu S.S. Tokat Birlik Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifinin ödenmeyen vergi borçlarının …’in yasal mirasçısı olması nedeniyle davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen 14.4.2007 tarih ve 2243 ile 2244 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Sivas Vergi Mahkemesinin 28.12.2007 günlü ve E:2007/367, K:2007/462 sayılı kararıyla; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 55 inci maddesine göre yönetim kurulunun, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yürüten ve onu temsil eden icra organı olduğu, aynı Kanunun 58 inci maddesinde ise ana sözleşmenin genel kurula veya yönetim kuruluna kooperatifin yönetimini ve temsilini kısmen veya tamamen kooperatif ortağı bulunmaları şart olmayan bir veya birkaç müdüre veya yönetim kurulu üyesine tevdi etme yetkisini verebileceğinin hükme bağlandığı, 1163 sayılı Kanunun bu hükümlerine göre kooperatiflerin yasal temsilcisinin kural olarak yönetim kurulu olmakla birlikte ana sözleşmede verilen yetkiye dayanılarak genel kurul veya yönetim kurulunca kooperatifi idare ve temsil yetkisinin bir veya birkaç müdür veya yönetim kurulu üyelerine bırakılması durumunda, kendisine yetki verilen müdür veya yönetim kurulu üyelerinin kooperatifin yasal temsilcisi sayılacağı, davacının murisi …’m yönetim kurulu üyesi olduğu ancak kooperatif ana sözleşmesinin 46 ncı maddesinde yönetim kuruluna kooperatifi temsil ve kooperatif adına imza atmaya yetkili kişileri tespit etme yetkisinin verildiği, yönetim kurulunun bu yetkisine istinaden 16.5.2000 tarihli kararıyla Yönetim Kurulu Başkanı…, ikinci başkan … ve muhasip üye …’nin kooperatifi temsile yetkili kılındıkları ve bu kararın da 28.7.2000 tarih ve 5098 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda kanuni temsilci sıfatına sahip olmayan yönetim kurulu üyesinin varisi olan davacının takibinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare temsil yetkisinin devredilmesinin yönetim kurulunun sorumluluğunu kaldırmayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Tetkik Hakimi B.Barış Özkanay’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu’nun Düşüncesi: İdare ve yergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, Sivas Vergi Mahkemesinin 28.12.2007 günlü ve E:2ö07/367; K:2007/462 sayılı kararının onanmasına 25.2.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre kooperatif, yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunur. Yönetim kurulunun, yönetim ve temsil yetkisini müdürlere veya yönetim kurulu üyelerinden birine devretmesi sadece o kişinin kanuni temsilci olduğu sonucunu doğurmaz. Yönetim kurulu üyelerinin tamamı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10 uncu maddesi uyarınca şirketten tahsil edilemeyen vergi borçlarının ödenmesinden sorumludurlar.

Ancak kanuni temsilcilerin takip edilebilmesi için öncelikle borcun kooperatiften tahsilinin olanaksız hale geldiğinin açıkça ortaya konulması gerekmektedir.

Bu nedenle, kooperatif hakkındaki yasal takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılmaksızın, davacının murisinin kooperatifin kanuni temsilcisi olmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal eden Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmediğinden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara karşıyız.

Kooperatif Kanuni Temsilcilerinin ve Ortaklarının Vergi borcu Karşısındaki Sorumlulukları

Kooperatif Kanuni Temsilcilerinin ve Ortaklarının Amme Alacağı Karşısındaki Sorumlulukları

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na (Bundan böyle Kanun olarak ifade edilecektir.) göre kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklardır.

Sorularınızı aşağıdaki form üzerinden bize gönderebilirsiniz.

Hata: İletişim formu bulunamadı.


I- GİRİŞ
Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözleşme ile kurulur ve ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif, alacaklılarına karşı yalnız mamelekiyle sorumludur. Amme alacağı içinde durum böyledir. Ancak kooperatiflerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının tahsilinde ise devreye kanuni temsilciler ve kooperatif ortaklarının sorumlulukları girer. Yazımızın konusunu, kooperatiflerin kanunî temsilcilerinin sorumlulukları ve kanuni temsilcilerinin mal varlığından tahsili yolundan sonuç alınamadığı takdirde ortaklara başvurulabilmesi için gerekli şartlar oluşturmaktadır.
II- KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUĞU
Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği; bunların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde; “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” hükmü yer almaktadır.
Mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen (6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi kapsamındaki alacaklar için tahsil edilemeyeceği anlaşılan) amme alacağının vergi ve buna bağlı alacaklar olması durumunda Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi hükmü gereğince; Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen fiyat farkı, kur farkı, haksız yere alınan ihracatta vergi iadesi, kaynak kullanımı destekleme primi gibi alacaklardan oluşması halinde ise 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi hükmü gereğinde kanunî temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilir.
Kanun’a göre kooperatif ortağı olan en az üç üyeden oluşan Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Bu durumda Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi ve 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinin uygulamasında kooperatiflerde kanuni temsilci yönetim kuruludur. Ancak; eğer ana sözleşmede belirtilmiş ise Genel Kurul veya Yönetim Kurulu kooperatifin yönetim ve temsil yetkisini bir veya birkaç müdüre (kooperatif ortağı olması şart değildir) veya yönetim kurulu üyesine devredebilmektedir.
Kanun’a göre kooperatifler tüzel kişiliği haiz olup; Türk Ticaret Kanunu’nun 136. maddesinde kooperatiflerin ticaret şirketi olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen ana sözleşmelerinde tayin edilen kanuni temsilciler, Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi ve 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinin gereğince sorumlu olacaklar ve kooperatiflerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen (6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi kapsamındaki alacaklar için tahsil edilemeyeceği anlaşılan) amme alacakları, kanunî temsilcilerin şahsi mal varlıklarından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilecektir.
III- ORTAKLARIN SORUMLULUĞU
Kooperatifin borçlarından dolayı ortağın sorumluluğu ana sözleşme ve Kooperatifler Kanunu’ndaki hükümlerle sınırlı olup, söz konusu hükümlere, Kanun’un 28, 29 ve 30. maddelerinde yer verilmiştir. Bunlardan 28. madde ana sözleşmede hüküm bulunmaması halinde yasal sorumluluğun, 29. madde sınırsız sorumluluğun, 30. madde ise sınırlı sorumluluğun kapsamını belirlemektedir.
Kanun’un 28. maddesine göre ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif, alacaklılarına karşı yalnız mamelekiyle sorumludur. O halde, ana sözleşmede kooperatifin sorumluluğu başka türlü düzenlenmedikçe dış borçlar ancak malvarlığı ile ödenecek, bunun dışında kooperatiften herhangi bir istek yapılmayacaktır. Kuşkusuz malvarlığına üyelerin yüklendikleri sermaye payı dahildir. 14.07.2009 tarihinde 2009/15233 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kooperatiflerde, bir ortaklık payının değeri 1 (bir) Türk Lirası’ndan 100 (yüz) Türk Lirası’na yükseltilmiştir. Kooperatife giren ortakların alması gereken ortaklık payları ana sözleşmede belirlenir.
Kanun’un 29. maddesinde, kooperatifin varlığı borçlarını karşılamaya yetmediği hallerde, ana sözleşme ile ortaklarının da şahsan ve sınırsız olarak sorumlu tutulabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Bu takdirde alacaklılar kooperatifin iflâsı veya diğer sebeplerle dağılması ve mal varlığının borçlarını ödemeye yetmemesi durumunda, kooperatifin borçlarından dolayı, kooperatif ortakları zincirleme ve bütün varlıklarıyla sorumlu olurlar.
Yine ana sözleşme ile kooperatif borçları için her ortağın kendi payından fazla olarak şahsen ve belirli bir miktara kadar kooperatiften sonra sınırlı olarak sorumlu tutulabilecekleri Kanun’un 30. maddesinde düzenlenmiştir.
Sorumluluğa ilişkin bu üç durum birlikte değerlendirildiğinde ana sözleşmede ortaklara ilişkin sorumluluk maddesine yer verilmeyeceği; eğer yer verilecekse de bunun sınırlı sorumluluk olacağı aşikardır. Kooperatif ortaklarının sınırsız sorumluluğuna ilişkin olarak ana sözleşmeye hüküm konması düşük bir olasılık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu üç halde de; ilk planda alacaklılarına karşı kooperatifin sorumluluğu, malvarlığı ile sınırlıdır. Kanun’un 29. maddesinde öngörülen sınırsız sorumluluğun söz konusu olması için, bu hususun açıkça ana sözleşmede kabul edilmiş olması gerekir. Nitekim, Kanun’un 28. maddesinde; “ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif, alacaklılarına karşı yalnız mamelekleriyle sorumludur.” denmektedir. Ancak kooperatif aleyhine gerekli takibat yapılır ve sonuç alınamaz ise sorumluluk durumlarına göre ortaklarına müracaat edilebilir. O halde, ana sözleşmede kooperatifin sorumluluğu başka türlü düzenlenmedikçe dış borçlar ancak malvarlığı ile ödenecek, bunun dışında kooperatiften herhangi bir istek yapılmayacaktır. Tekrar belirtmek gerekirse kooperatifin malvarlığına üyelerin yüklendikleri sermaye payları da dahildir.
Ana sözleşmede ortakların sorumluluk şekli belirtilmemişse yasal olarak kooperatif, alacaklılarına karşı yalnız mamelekiyle sorumludur. Böylece alacaklılar, alacaklarının tahsili için ortaklarının şahsi varlığına başvuramayacaklardır.
Sınırsız veya sınırlı sorumlu bir ortak ölür veya diğer bir sebeple kooperatiften ayrılışının kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl veya ana sözleşme ile tespit olunan daha uzun bir süre içinde kooperatif iflâs ettiği takdirde, ayrılmasından önce doğmuş olan borçlar için ortak sorumluluktan kurtulamaz.
Ortakları şahsen sorumlu bir kooperatifte, durumunu bilerek yeni giren ortak, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Buna aykırı sözleşme hükümleriyle ortaklar arasındaki anlaşmalar üçüncü şahıslar hakkında hüküm ifade etmez.
IV- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Ana sözleşmelerinde aksine hüküm olmadıkça kooperatifler, alacaklılarına karşı yalnız mal varlığıyla sorumludurlar. Kooperatif hakkında yapılan takibat sonucunda, kooperatifin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının, kooperatifin kanuni temsilcilerinin mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Amme alacağının kanuni temsilcilerinin mal varlığından da tahsil edilememesi durumunda kooperatifin sorumlu olduğu hususlarda ortaklara gidilebilmesi için kooperatifin tasfiye edilmiş sicilden silinmiş olması yeterli olmayıp;
● Ana sözleşmede kooperatif ortaklarının sorumluluğuna ilişkin hüküm olması,
● Kooperatifin iflasına, dağılmasına ya da dağıtılmasına karar verilmesi,
● Kooperatifin tasfiyesinden sonra mal varlığının borçlarını ödemeye yetmediğinin anlaşılması
gerekmektedir.
Kooperatif ortaklarının sorumlulukların sınırlı mı yoksa sınırsız mı olduğu hususunda ise ana sözleşmede yer alan hükümlere göre hareket edilmesi gerekmektedir.
Halis KOÇAK*
Yaklaşım
Beğen · Yorum Yap · Paylaş

Kooperatif ortağının kooperatifin vergi borcundan sorumluluğu -Kemal OZMEN

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

SAYI
:
B.07.1.GİB.4.54.15.01/AATH –
KONU
:
Tecil Talebi

…………

İlgi: 22/01/2009 tarih ve 1228 sayılı dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçeniz ile, ….. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ………. vergi numaralı ….. Üretim Paz. Kooperatifi ortaklarından olduğunuzu kooperatifinizin vergi borcunun bulunduğundan kooperatifinizin tasfiyeye girdiğini, kooperatif ortakları olarak hissenize düşen miktardaki vergi borcunu Seri:B Sıra No:4 Tahsilat Genel Tebliği kapsamında ödemek için vergi dairesine başvuruda bulunduğunuzda toplam borç üzerinden tecil ve taksitlendirmenin yapılmak istendiğini, ancak hissenize düşen kısmı ödemek istediğinize dair vergi dairesine 26/12/2008 tarih ve 96404 sayılı dilekçe ile başvuruda bulunduğunuzu henüz dilekçenize herhangi bir bilgi verilmediğinden mağduriyetinizin giderilmesi istenilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8’inci maddesinde vergi mükellefinin, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek ve tüzel kişiler olduğu, aynı Kanun’un 10’uncu maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde, bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 6183 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde amme borçlusu teriminin, bu kanunun 1’incive 2’nci maddeleri kapsamına giren amme alacağının ödemek mecburiyetinde olan gerçek ya da tüzel kişilerin kanuni temsilcilerin veya mirasçılarını, vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefilini, yabancı şahıs ve kurum temsilcilerini ifade ettiği belirtilmektedir.

Aynı Kanunun “Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu” başlıklı mükerrer 35. maddesinde; “Tüzel Kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

30 Haziran 2007 tarih ve 26568 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan A/1 Seri Nolu Tahsilat Genel Tebliğinin “VII. Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu” başlıklı bölümünde konu ile ilgili geniş açıklama yapılmış,

Söz konusu tebliğin 1’nci sırasında,

6183 sayılı Kanunun mükerrer 35’inci maddesinde kanuni temsilcilerin sorumlulukları düzenlenmiştir. Madde başlığında yer alan “kanuni temsilciler” ifadesi; tüzel kişilerin, küçüklerin ve kısıtlıların kanuni temsilcilerini, tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenleri, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessillerini kapsamaktadır.

6183 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde, Kanunun 1. ve 2. maddeleri kapsamına giren alacaklar amme alacağı olarak tanımlanmış, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan gerçek ve tüzel kişileri ve bunların kanuni temsilcilerini veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

6183 sayılı Kanunun amme borçlusu saydığı kanuni temsilcilerin kimler olduğu ve sorumluluklarının şekli Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta belirlenmiştir.

Buna göre, ilgili mevzuatta belirlenen tüzel kişiliği haiz kuruluşlar için ayrıca ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen anasözleşmelerinde ve bu sözleşmelerde aynı usulle yapılan değişikliklerde tayin edilen kanuni temsilciler, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesi ile amme alacağının ödenmesinden de sorumlu tutulmuşlardır.

8’inci sırasında,

6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesinde yer alan “… mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen amme alacakları …” hükmü, amme borçlusu hakkında 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takip muameleleri sonucunda; amme borçlusunun haczi kabil herhangi birmal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını ifade etmektedir.

Anılan maddede yer alan amme borçlusunun mal varlığından “tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları….” ifadesi ise, amme borçlusunun yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamaması, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan değerleme sonucu tespit edilen değerlerin amme alacağını karşılamaması, borçlunun iflas etmiş olması halinde iflas idaresi ile kurulan irtibat sonucu amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerine rağmen amme alacağının amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği kanaatinin oluştuğu halleri kapsamaktadır.

Buna göre, amme borçlusu nezdinde sürdürülen takip işlemleri sonucunda yukarıda belirtilen hallerden herhangi birinin varlığı halinde kanuni temsilciler hakkında takip yapılabilmesi için yeterli şartların oluştuğu kabul edilecek ve takip işlemlerine kanuni temsilciler adına 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanılacaktır. Amme borçlusunun birden fazla kanuni temsilcisi bulunduğu takdirde, ilgili kanunlara göre kanuni temsilcilerin sorumluluk şekline bakılacak ve müşterek ve müteselsil sorumlu olanlar hakkında tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tamamı için her birine ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmek suretiyle takibe geçilecektir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun II-Kooperatifin Sorumluluğu başlıklı 28.maddesinde; Ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif, alacaklarına karşı yalnız mamelekiyle sorumlu olduğu, 1.Sınırsız Sorumluluk başlıklı 29 uncu maddesinde; Ana sözleşme, kooperatifin varlığı borçlarını karşılamaya yetmediği hallerde, ortaklarının da şahsen ve sınırsız olarak sorumlu tutulacaklarını hüküm altına alabilir. Bu takdirde alacaklılar kooperatifin iflası veya diğer sebeplerle dağılması halinde alacaklarını tamamen sağlayamazlarsa, kooperatifin borçlarından dolayı, kooperatif ortakları zincirleme ve bütün varlıklarıyla sorumlu tutulacağı, aynı kanunun 2.Sınırlı Sorumluluk ifadeli 30 uncu maddesinde ise; Ana sözleşmeye, kooperatif borçları için her ortağın kendi payından fazla olarak şahsen ve belirli bir miktara kadar kooperatiften sonra sorumlu olacakları hususunda bir hüküm konabilir. Ortakların tek başına sorumlu olacakları miktar kooperatifteki paylarının tutarı ile orantılı olarak da gösterilebilir… şeklinde açıklanmaktadır.

Bu itibarla, ……. Üretim Paz. Kooperatifi nezdinde yapılan takip işlemleri sonucunda kooperatifin mal varlığından, vergi ve buna bağlı alacakların tamamen veya kısmen tahsil edilememesi halinde, vergi borcunun ödenmemesinden kooperatifi temsile yetkili bulunan kanuni temsilcilerin mal varlığından tahsil edilmesi (Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemdeki temsilcilerden), tüm bunların da mümkün olmaması durumunda, kooperatif ortaklarının ana sözleşmede belirlenen sorumluluk hallerine göre, hisseleri oranında ortaklara müracaat edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, kooperatif ortaklarının amme alacağından sorumluluğu, üyeliklerinin devam ettiği dönemlerdeki hisseleri nispetinde olacağı tabiidir.

Konu ile ilgili olarak, …. Vergi Dairesi’nden alınan 30/01/2009 tarih ve 3081 sayılı yazıda, tarafınızdan 30/01/2009 tarih ve 8171 sayılı dilekçenin verilerek Seri B Sıra 4 Nolu Tahsilat Genel Tebliğine göre yapılan taksitlendirmenin iptal edilmesini ve hisseniz oranında hesaplanacak vergi borcunuzu defaten ödemek istediğiniz bildirilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, vergi dairesince yapılan işlemlerin mevzuatımıza uygun olduğu anlaşılmıştır.

Bilgilerinizi rica ederim.