Kooperatiflerde ferdilesme ve site yönetim planı -kemal özmen

Hizmetlerimiz
1-Kooperatiflerin kuruluşu, organizasyonu, muhasebe hesap planı ve belge düzeninin oluşturulması,
2-Kooperatifle ortakları arasında ve kooperatifle yüklenici veya taşeronları arasındaki anlaşmazlıkların çözümü,
3-Genel kurulların hazırlanması ve sonuçlandırılması,
4-Kooperatifin iş ve işlemleri ile ilgili rapor hazırlanması,
5-İhale dosyasının hazırlanması,
6-İnşaat yapım sözleşmesinin hazırlanması,
7-Şerefiye Raporunun hazırlanması ve kesinleşme prosedürünün yerine getirilmesi, Ferdileşme süreci
8-Kur’a Yönetmeliğinin hazırlanması ve kur’a işleminin gerçekleştirilmesi,
9-Kat irtifakı ve/veya kat mülkiyeti tapuları ile ortakların ferdileştirilmesi,
10-Yapı kooperatiflerinin işletme kooperatifi olarak amaç ve tür değiştirmesi,
11-Yapı kooperatiflerinin anonim şirket olarak amaç ve tür değiştirmesi,
12-Kooperatiflere ve sitelere özel Toplu Yapı Yönetim Planı hazırlanması,
13-Kooperatifin muhasebe hesap planı ve muhasebe yönetmeliğinin hazırlanması, defter ve belge düzeninin oluşturulması,
14-Kooperatifin vergiler karşısındaki mükellefiyet ve sorumluluklarının belirlenmesi, vergi sorunlarının çözümlenmesi,
15-Yapı kooperatiflerinde iskan belgesi (yapı kullanma izin belgesinin) şartlarından biri olan sigortadan ilişiksizlik belgesinin alınması,
16-Kooperatifçilik konularında diğer danışmanlık hizmetlerinin verilmesi

20120925-073557.jpg

Kooperatifin inşaatını tamamlaması için kredi kullanması mümkün müdür ? Şartları nelerdir ?

Detaylı bilgi için bize ulaşın
İ[email protected]

Bireysel Bankacılık – Bireysel Krediler – Kooperatif Tamamlama Kredisi
Kooperatif Tamamlama Kredisi

KONUT YAPI KOOPERATİFLERİNE İNŞAATLARINI TAMAMLAMALARI VEYA DEVAM ETTİRMELERİ AMACI İLE KOOPERATİF TAMAMLAMA KREDİSİ!

Özellikleri:
Kooperatiflerin ortalama inşaat seviyesi en az % 40 olacaktır.
Gayrimenkul Belediye sınırları içerisinde olacaktır.
Gayrimenkulün inşaat ruhsatı alınmış olacaktır.
Gayrimenkulün üzerinde başka takyidat (rehin, haciz) olmayacaktır.
İstenen Belgeler:
Kooperatif adına kayıtlı kat irtifaklı tapu senedi,
İmar planı, imar çapı,
İnşaat projesi,
İnşaat seviyesini gösteren rapor,
Kooperatif ana sözleşmesinin yayınlandığı Ticaret Sicil Gazetesinin sureti,
Kooperatif yöneticilerinin imza sirküleri ve en son tarihli Ticaret Sicilinden alınmış yetki belgesi,
Ekspertiz raporu
Tapu Sicil Müdürlüğünden en son tarihli tapu takyidat belgesi,
İmzaya yetkili kooperatif yöneticilerinin kimlik, ikametgah veya fatura fotokopileri,
Maaş bordroları,onaylı maaş kurum yazıları,
Kooperatif Yönetim Kurulunun;
Bankalardan kredi almaya ve ipotek vermeye yetkili kılan kararın noter onaylı sureti,
Kredi kullanma hususunda aldığı kararın noter onaylı sureti,
Banka riski tamamen tasfiye oluncaya kadar ferdileşmeye geçilmeyeceğine, tapu devir işlemlerinin yapılmayacağına dair aldığı kararın noter onaylı sureti.
Gayrimenku Sigortası yaptırılacak ve kredi vadesi uyumlu olarak her yıl yenilenecektir.

Kooperatifler bankadan kredi çekebilir mi veya 3.kişilere borçlanabilir mi ?

Detaylı bilgi için bize ulaşın
İ[email protected]

20120925-072933.jpg

Kooperatif genel kurul kararının iptali,kooperatif genel kurul kararının iptali ile ilgili aramalar kooperatif genel kurul kararlarının iptali kooperatif genel kurul kararına itiraz

Danışmanlık almak için bize ulaşın
İ[email protected]

20120925-072522.jpg

kooperatif genel kurul toplantı nisabı-Kemal ozmen

kooperatif genel kurul toplantı nisabı

20120925-072319.jpg

Yapı kooperatifleri tacir midir ?-Kemal özmen

YAPI KOOPERATİFLERİ TACİR OLMADIĞINDAN, CEZA KOŞULUNDA İNDİRİM YAPILMALIDIR
19- Borçlar Kanunu’nun 161/son maddesi gereğince; hakim, fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükelleftir. Ancak, borçlu tacir ise, TTK.’nun 24. maddesi uyarınca cezanın tenkisi istenemez. Somut olayda, borçlu, bir yapı kooperatifidir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca “teşekkül” olarak tarif edilen kooperatifler, tacir sayılamazlar. Bu nedenle, yapı kooperatifleri hakkında BK.’nun 161/son maddesinin uygulanması mümkündür. Mahkemece; işin niteliği, tarafların durumu ve cezanın fahişliği gözden uzak tutularak, BK.’nun 161/son maddesi uyarınca tenkise gidilmemesi isabetli görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir (15. HD. 11.3.1996, 1048/1263).

20120925-071933.jpg

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Anayasa mahkemesi başvuru harç resmi gazete -25.09.2012

25 Eylül 2012 SALI
Resmî Gazete
Sayı : 28422

TEBLİĞ

Maliye Bakanlığından:

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 68)

30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 75 inci maddesi ile 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin “A) Mahkeme harçları” bölümünün “I- Başvurma harcı” maddesine eklenen 4 üncü fıkra ile Anayasa Mahkemesine yapılacak olan bireysel başvurular harç kapsamına alınmıştır. 6216 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde ise bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanunda ve İçtüzükte belirtilen şartlara uygun olarak doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabileceği, başvurunun diğer yollarla kabulüne ilişkin usul ve esasların İçtüzükle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca 12/7/2012 tarihli ve 28351 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 63 üncü maddesinde, bireysel başvuruların mahkemeye şahsen yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabileceği belirtilmiştir.

Bu itibarla, bireysel başvuru harcının başvurudan önce başvuru yapılabilecek yerlerden birine makbuz karşılığı ödenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu başvuru harcının Gelir İdaresi Başkanlığıyla anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödenmesi de mümkün bulunmaktadır.

Tebliğ olunur.

68 seri Nolu HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ-Kemal ozmen -anayasa mahkemesi bireysel başvurma harcı nereye ödenir ,ne kadardır ?-

Maliye Bakanlığından:

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 68)

30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 75 inci maddesi ile 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin “A) Mahkeme harçları” bölümünün “I- Başvurma harcı” maddesine eklenen 4 üncü fıkra ile Anayasa Mahkemesine yapılacak olan bireysel başvurular harç kapsamına alınmıştır. 6216 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde ise bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanunda ve İçtüzükte belirtilen şartlara uygun olarak doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabileceği, başvurunun diğer yollarla kabulüne ilişkin usul ve esasların İçtüzükle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca 12/7/2012 tarihli ve 28351 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 63 üncü maddesinde, bireysel başvuruların mahkemeye şahsen yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabileceği belirtilmiştir.

Bu itibarla, bireysel başvuru harcının başvurudan önce başvuru yapılabilecek yerlerden birine makbuz karşılığı ödenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu başvuru harcının Gelir İdaresi Başkanlığıyla anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödenmesi de mümkün bulunmaktadır.

Tebliğ olunur.

Anayasa mahkemesine bireysel başvuru harcı ne kadar ve nereye ödenir ?-Evren ozmen

Maliye Bakanlığından:

Başvuru Harcı
Kanun bireysel başvurunun harca tabi olduğunu belirtmiş ve harç miktarını da 150 TL olarak tespit etmiştir.

Daha detaylı bilgi için hukuk servisimiz ile görüşebilirsiniz. [email protected]

ekran-resmi-2016-09-20-06-24-44

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 68)

30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 75 inci maddesi ile 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin “A) Mahkeme harçları” bölümünün “I- Başvurma harcı” maddesine eklenen 4 üncü fıkra ile Anayasa Mahkemesine yapılacak olan bireysel başvurular harç kapsamına alınmıştır. 6216 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde ise bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanunda ve İçtüzükte belirtilen şartlara uygun olarak doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabileceği, başvurunun diğer yollarla kabulüne ilişkin usul ve esasların İçtüzükle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca 12/7/2012 tarihli ve 28351 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 63 üncü maddesinde, bireysel başvuruların mahkemeye şahsen yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabileceği belirtilmiştir.

Bu itibarla, bireysel başvuru harcının başvurudan önce başvuru yapılabilecek yerlerden birine makbuz karşılığı ödenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu başvuru harcının Gelir İdaresi Başkanlığıyla anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödenmesi de mümkün bulunmaktadır.

Tebliğ olunur.

Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yaparken harç ödemesi nereye yapılır ?-Kemal ozmen 25.09.2012 resmi gazete

Maliye Bakanlığından:

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 68)

30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 75 inci maddesi ile 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin “A) Mahkeme harçları” bölümünün “I- Başvurma harcı” maddesine eklenen 4 üncü fıkra ile Anayasa Mahkemesine yapılacak olan bireysel başvurular harç kapsamına alınmıştır. 6216 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde ise bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanunda ve İçtüzükte belirtilen şartlara uygun olarak doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabileceği, başvurunun diğer yollarla kabulüne ilişkin usul ve esasların İçtüzükle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca 12/7/2012 tarihli ve 28351 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 63 üncü maddesinde, bireysel başvuruların mahkemeye şahsen yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabileceği belirtilmiştir.

Bu itibarla, bireysel başvuru harcının başvurudan önce başvuru yapılabilecek yerlerden birine makbuz karşılığı ödenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu başvuru harcının Gelir İdaresi Başkanlığıyla anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödenmesi de mümkün bulunmaktadır.

Tebliğ olunur.

Kooperatifler tapu harcından muaf mıdır ?-Kemal ozmen

[email protected]

Yapı Kooperatiflerinde Ortakların Yaptıkları Ödemeler ve Muhasebe Kayıtları

Yapı Kooperatiflerinde Ortakların Yaptıkları Ödemeler ve Muhasebe Kayıtları-merdan çalışkan

16.11.2011

Yapı kooperatiflerinde ortaklar, gerek kanundan gerekse anasözleşmelerden kaynaklanan ödemeler yapmaktadır.
I- GİRİŞ

Bunların bir kısmı tüm ortaklara ilişkin yükümlülükler olup bir kısmı ise belli kıstaslara uyan ortaklarca yapılan ödemelerdir.

Ortaklarca yapılan bu ödemelerin sınıflandırılması, içeriğinin tam olarak anlaşılması ve nasıl kaydedilmesi gerektiğinin bilinmesi, ileride ortakların kooperatifle kesin hesaplarının kapatılması, tapularının alınması veya ayrılmaları durumunda kooperatiften olan alacaklarının belirlenmesinde yararlı olacaktır.

II- ORTAKLARCA YAPILAN ÖDEMELER

Yapı kooperatiflerinde ortaklar kooperatife çeşitli adlar altında ödeme yapmaktadır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; Sermaye, mevduat, ek ödeme, şerefiye, sonradan ortak olanlardan, genel kurul kararıyla alınan giriş aidatı ile diğer ortakların o güne kadar ödediği tutar arasındaki fark, ödenen veya tahakkuk gecikme faizleri ve/veya gecikme cezaları, bağışlar.

Yukarıda sıraladığımız ödeme çeşitlerinin tanımlanması, mevzuat kapsamında değerlendirilmesi uygun olacaktır.

A- SERMAYE

Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesine göre kooperatifler “değişir sermayeli” ortaklıklardır. Anonim şirketlerdeki gibi esas sermaye, kayıtlı sermaye kavramları kooperatiflerde kullanılmamaktadır.

Kooperatifler Kanunu’nun 2. maddesine göre ise kooperatiflerde sermaye miktarı sınırlandırılamaz. Diğer taraftan bir ortaklık payının değeri 100 TL olup, bir ortağın en fazla 5000 pay alabileceği, yani bir ortağın en fazla 500.000 TL sermaye koyabileceği belirtilmiştir.

Kooperatiflerde sermaye, eğer anasözleşmede izin verilmişse ayni sermaye şeklinde de olabilir. Ayni sermayenin değeri genel kurulca belirlenen bilirkişi heyeti tarafından tespit edilir ve heyet tarafından belirlenen değer genel kurulca değerlendirilerek kabul edilir.

Taahhüt edilen sermayenin ödenme şekli de anasözleşmede gösterilmekte olup sermayenin en az ¼’ünün peşin ödenmesi kanunen zorunludur.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan örnek anasözleşmelerde taahhüt edilen sermayenin en az ¼’ünün peşin ödenmesi zorunlu kılınmış, ayni sermayeye izin verilmemiştir. Diğer taraftan, ödenmeyen sermaye bedellerinin yönetim kurulunca belirlenecek taksitler dahilinde bir yıl içerisinde tahsil edileceği ifade edilmiştir.

Buna göre, kişiler kooperatife ortak olduktan sonra bir yıl içerisinde sermayelerinin tamamını aylık eşit taksitler halinde ödemiş olmaları gerekmektedir. Uygulamada genellikle, sermaye çok düşük olduğu için sermayenin tamamı için bir defada ödeme yapılmaktadır.

Bunun dışında ortakların istedikleri zaman sermaye artırımına gitmeleri mümkün olmakla birlikte, yapı kooperatiflerinde taahhüt edilen sermaye payları, kooperatifçe yapılan konutlarla paralellik arz etmektedir; kaç tane sermaye payı taahhüt edilmişse, o kadar konut için ödeme tahsil edilmektedir. Öte yandan, bu iki husus arasında mevzuatta yazılı hukuki bir bağın olmadığını daha önce “sorunlar” bölümünde belirtmiştik.

Bir kooperatif ortağının 1 ortaklık payı taahhüt ettiği, 25 TL’lik kısmını peşin ödediği, kalan 75 TL’lik kısmını 12 eşit taksitte aylık olarak ödediğini varsayarsak muhasebe işlemleri aşağıdaki gibi olur.

____________________ / ________________________

501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE 100.000

500 SERMAYE 100.000

Sermayenin Taahhüdü

____________________ / ________________________

102 BANKA 25.000

501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE 25.000

Sermayenin peşin ödenen kısmı.

____________________ / ________________________

102 BANKA 6.25

501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE 6.25

Sermayenin kalan kısımlarının taksitler halinde ödenmesi.

____________________ / ________________________

B- MEVDUAT

Uygulamada Gider Taksitleri, Giderlere Katılım Payları, Aidat, Ödenti, Ara Ödeme olarak da adlandırılmaktadır. Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesinde, mevduat teriminden bahsedilmiş ancak Kanun’un başka maddelerinde bu terimle ilgili herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ancak mevduatın uygulamada, ortağın kooperatife borç veya emanet mahiyetinde verdiği para alacağı şeklinde yerleştiğini söylemek mümkündür.

Yapı kooperatifleri örnek anasözleşmesinde sermaye dışındaki, genelde aylık olarak toplanan paralar gider taksidi (md. 15, 21), taksit (md. 23) ve borç taksitleri (md. 72) olarak adlandırılmıştır.

Anasözleşmenin 15. maddesine göre, ayrılan ortağa “sermaye ve diğer alacakları” bilançoya göre hesaplanarak bilanço gününden itibaren bir ay içerisinde verilir. Ayrılan ortağın yerine yeni ortak alınması durumunda, 21. maddesine göre ortaklardan alınan “genel kurulca kararlaştırılan arsa, altyapı, inşaat ve benzeri gider taksitleri”nin ayrılan ortağa derhal geri verileceği belirtilmiştir.

Buna göre, uygulamada daha çok aidat veya ödenti olarak adlandırılan bu taksitlerin ayrılan ortağa iadesi anasözleşmelerde yer almasının, Kanun’da yer alan “mevduat” terimine uygun düştüğü anlaşılmaktadır.

Uygulamada ortaklardan alınan bu ödentilerin genellikle 131-431 no.lu hesaplarda izlendiği görülmekle birlikte, alınan sipariş avansları gibi farklı hesaplar da kullanılmaktadır. Mevduata ilişkin yaygın olarak kullanılan muhasebeleştirme işlemleri şu şekildedir.

____________________ / ________________________

131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR XX

431 ORTAKLARA BORÇLAR XX

Genel kurulca belirlen aidatların, ara ödemelerin tahakkuku.

____________________ / ________________________

102 BANKA XX

131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR XX

Aidatların ödenmesi.

____________________ / ________________________

C- EK ÖDEME

Ek ödeme Kooperatifler Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenmiş olup ek ödemelerin anasözleşmede düzenlenmiş ise uygulanabileceği, ek ödemelerin sadece bilanço açıklarını kapatmada kullanılabileceği, ek ödemenin sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarla, iş hacmi veya sermaye paylarıyla orantılı olarak sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir.

102 maddelik Kooperatifler Kanunu’nda 6 maddede doğrudan “ek ödeme” ile ilgili düzenlemeler yer almasına karşın, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan örnek anasözleşmelerde ek ödemeye ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Kooperatifler Kanunu’nun 38. maddesi, olumsuz farkların öncelikle yedek akçelerden, bu yetmiyorsa ek ödemelerle veya sermaye paylarıyla karşılanacağını belirtmiştir.

Yapı kooperatiflerinde gelir getirici bir faaliyet bulunmadığı gibi, her yıl katlanılması gereken zorunlu giderler bulunmaktadır. Dolayısıyla yapı kooperatiflerinin yılı zararla, yani menfi (olumsuz) gelir gider farkı ile kapatması kaçınılmaz olmaktadır. Olumlu fark bulunmayan yapı kooperatiflerinde yedek akçeden söz etmek de mümkün değildir. Diğer taraftan, kooperatiflerin 2009 yılına kadar olan 1 YTL’lik sermayesi bir yana, yeni getirilen 100 TL’lik sermaye dahi yapı kooperatiflerinin bir yıllık zararını karşılayamayacak düzeydedir. Yıllar itibariyle oluşan zararlar sermayeyi yok etmekte, zaten zayıf olan kooperatifin mali yapısı oldukça bozulmaktadır.

Bu bakımdan ek ödeme hususu kooperatifler açısından büyük önem taşımaktadır. Diğer taraftan, Kooperatifler Kanunu’nun 52. maddesine göre ek ödeme yüklemi konusunda anasözleşme değişikliği yoluyla karar alınabilmesi için bütün ortakların ¾’ünün oyu gerekmektedir. Bu nisap Kooperatifler Kanunu’nda yer alan en ağırlaştırılmış nisaptır. Halbuki kooperatiflerde kâr olduğu kadar, zarar gerçekleşmesi de bir o kadar doğal bir durumdur. Kâr dağıtımı konusunda Kanun’da sınırlayıcı bir hüküm olmadığı halde, zararın kapatılması konusunda bu kadar ağır hükümler yer alması uygun düşmemektedir.

Ek ödemelerin, zararı kapatmak için yapılan bir ödeme olduğu düşünüldüğünde, bu ödeme gerek sermaye gerekse mevduat ödemesi kavramında değerlendirilemez. Nitekim sermaye ve mevduat, ayrılan ortağa geri ödenebilecek mahiyetteki kavramlardır. Öte yandan ek ödeme, oluşan zararları yani kooperatiften eksilen değerlerin ve kayıpların tazmini için alınmakta, bilançodaki olumsuzluklar yok edilmektedir.

Bu nedenle ek ödemeyi, sermayesi düşük olan kooperatiflerde, baştan alınmayan sermayenin, zarar edildikten sonra alınması şeklinde düşünülmesi mümkündür.

Ek ödeme ile ilgili muhasebe işlemleri şu şekilde gerçekleşebilir.

____________________ / ________________________

505 ÖDENMEMIŞ EK ÖDEME XX

504 EK ÖDEME XX

Ek ödeme tahakkuku.

____________________ / ________________________

102 BANKA XX

505 ÖDENMEMIŞ EK ÖDEME XX

Ek ödemelerin tahsili.

____________________ / ________________________

504 EK ÖDEME XX

580 GEÇMIŞ YIL ZARARLARI XX

591 DÖNEM NET ZARARI XX

Zararların ek ödeme ile kapatılması.

____________________ / ________________________

D- ŞEREFİYE

Yapı kooperatiflerinde diğer bir sorunlu alan, uygulamadaki adlandırmasıyla “şerefiye” konusudur. Diğer taraftan mevzuatta şerefiye terimi kullanılmamıştır.

Buna ilişkin düzenleme örnek anasözleşmenin “Konut Bedellerinin Tespiti” başlıklı 61. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre konutların geçici ve kesin maliyet bedelleri belirlenmekte ve aradaki fark “şerefiye” ortaklardan tahsil edilmektedir.

Anasözleşmenin 61. maddesindeki düzenlemeye geçmeden önce, bu düzenlemenin, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesindeki “hak ve vecibelerdeki eşitlik” ilkesinin bir yansıması olduğunu belirtmek gerekmektedir. Ortaklar konut veya işyerleri inşa edilene kadar eşit ödeme yapmakta, daha sonra kuralar çekilmekte, kimi ortaklara piyasada daha yüksek tutarda satılabilen mülkler isabet etmektedir. İşte bu sebeple, ortaklar arasındaki eşitliği sağlamak ve haksızlıkları gidermek için şerefiye düzenlemesine gidilmiştir.

Söz konusu maddede, geçici maliyetler hesaplanırken arsa bedelinin, yapı masraflarının, yol, su, elektrik gibi müşterek tesis masraflarının, okul, kütüphane, satış mağazaları, bahçe ve spor alanı gibi genel hizmet tesis maliyet bedellerinden konut başına düşecek tutar ve buna ek olarak genel giderler ile yönetim masraflarından ortak başına düşecek olan tutarın belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bilindiği gibi, genel giderler ve yönetim masraflarından ilgilileri konut maliyetlerine zaten yıllık olarak aktarılmaktadır. Dağıtılmayan giderler ise gelir tablosu dahilinde değerlendirilerek kâr/zarar oluşumu içerisinde değerlendirilmektedir. Bu bakımdan konutların geçici maliyetlerinin belirlenmesinde, zararların içerisinde değerlendirilerek ortaklardan sermaye ya da ek ödeme olarak tahsil edilen bedellerin, tekrar konut maliyetlerinde hesaba katılması çifte maliyetlendirme olacaktır. Bu sebeple genel giderlerin ve yönetim masraflarının, geçici maliyet hesaplamasında dikkate alınmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan genel giderler ve yönetim masraflarının belirlenmesi de oldukça güçtür. Nitekim bu giderler kapsamına, finansman giderlerinin, komisyon giderlerinin, karşılıkların, kambiyo zararlarının vb. girip girmediği de belirsizdir. Tekdüzen hesap planındaki 632. Genel Yönetim Giderleri Hesabının, 61. maddedeki genel giderlere karşılık geldiği yönündeki açıklamaları savunmak da mümkün değildir. Nitekim 61. maddede konut maliyet bedelleri hesaplanırken, bu konutların üretimi amacıyla yapılan giderlerin de maliyete eklenmesi gerektiği düşünülmüştür. Ancak burada eksik kalan husus diğer giderlerin de, kooperatifin amacı doğrultusunda yapıldığıdır. Sonuç olarak, konutların geçici maliyet bedellerinin tespitinde, gerek teknik gerekse mantıksal bakımdan genel giderlerin dikkate alınmaması gerekir.

Şerefiye konusunda diğer bir sorun, kesin maliyet bedelinin neyi temsil ettiğidir. 61. maddede kesin maliyet bedelinin ne olduğu tanımlanmamış fakat konutların yeri, yapı durumu ve sair özellikleri dikkate alınarak hesaplanacağı ifade edilmiştir.

Aslında kesin maliyet bedelinden kastedilen, hesaplamaların yapıldığı tarihte konut veya işyerlerinin piyasada alınıp satılabileceği yaklaşık değerlerdir. Örneğin mülklerin güneşe karşı konumu (cephesi), bulunduğu katı, manzarası gibi.

Sözgelimi bir yapı kooperatifinde tüm ortakların eşit tutarda ödeme yaptığını, ortak başına 100.000 TL ödeme yapıldığını varsayalım. Ancak ortaklara dağıtılacak her bir konutun değeri yukarıda saydığımız ve benzeri nedenlerle farklılık göstermektedir. Diyelim ki, 10 mülkün üretildiği bu kooperatifte en değerli durumda bulunan mülk 180.000 TL, en düşük değerli mülk 130.000 TL, ortalama mülk değeri ise 150.000 TL olsun. Bu durumda, mülklerin ortaklara dağıtıldığı tarihte, 180.000 TL değerindeki mülkü alan kişi ile 130.000 TL değerindeki mülkü alan kişi arasında 50.000 TL değerinde bir haksızlık ortaya çıkacaktır. Bu haksızlığın tüm ortaklar arasında giderilmesi açısından, tüm mülklerin ortalama değeriyle ortağa denk gelen mülkün değerinin farkının bulunması ve bu farkın ilgili ortaktan tahsil edilmesi veya tediye yapılması gerekmektedir. Nitekim bu örnekte, 180.000 TL değerindeki mülke sahip olan kişi 30.000 TL ödeyecek, 130.000 TL değerindeki mülke sahip olan kişi ise 20.000 TL tahsil edecektir.

Ancak anasözleşme, geçici maliyetler bulunduktan sonra, konutların yapısına ve diğer özelliklerine göre hesaplayacağı tutarları geçici maliyet bedeline ekleyecek ve kesin maliyet bedelini tespit edecektir. Burada sorun, konutların özelliklerine göre belirlenen değerin ne olduğudur. Nitekim konutların maliyeti eşit olmasına karşın konumları farklıdır. Bu da biraz önce belirttiğimiz gibi, konutların piyasa değerini etkileyen bir faktördür. Konutların maliyet bedelini etkilemeyen fakat satış fiyatını etkileyen bir etkenin, maliyet hesaplamasında dikkate alınmaması gerekir. Dolayısıyla yukarıdaki örnekte verdiğimiz gibi bir uygulama yapmak gerekmektedir. Bu örneğimize göre kooperatife gelen para ile kooperatiften çıkan para eşit olacaktır.

Nitekim Yargıtay da aynı görüşte karar vermiştir. Şerefiye borcunun belirlenmesinin konutların kesin maliyetinin belirlenmesi anlamına gelmediğini, konutlar arasındaki farklılıklar nedeniyle ortakların rant farkının denkleştirilmesi amacına yönelik bir işlem olduğunu ifade etmiştir.[1]

kooperatiflerde tapu masrafı,kooperatiflerde tapu masrafı hesaplama,kooperatiflerde tapu işlemleri,kooperatiften tapu nasıl çıkar ,kooperatiften tapu çıkarken masraf ödenir mi ?,kooperatifin ortak alanlarının tapusu nasıl çıkar ?-Kemal özmen

20120923-085400.jpg

kooperatiflerde tapu işlemleri kooperatiflerde tapu masrafları kooperatiflerin tapu işlemleri kooperatif tapu,kooperatiflerde tapu harcı hesaplama-Kemal özmen

Detaylı bilgi için bize ulaşın
İ[email protected]

20120923-085027.jpg

Tapu harçlari zamlandi , eylül 2012,tapu harçlarinda artis, tapu harclari yeni oranlar 2012

Alici ve satici İcin ayri ayri binde 20 olmustur.

tapu harcı oranları 2012,tapu harçlari zamlandi

Alici ve saticinin her biri İcin binde 16,5 Oran binde 20 ye artirilmistir.

Tapu harçlari orani artti, tapu harçlari ne kadar oldu,tapu harçlari degisti,tapu harçlari 2012 eylül,tapu harçlari resmi gazete, tapu harci hesaplama 2012, tapu harci orani ne kadar artti ,tapu harcı oranı 2012, tapu harcini Kim oder 2012, tapu harci ne kadar oldu, tapu harci hesaplama 2012,tapu harclarina zam, tapu harci oranlari arti,

Tapu harçlari 21/09/2012 tarihli resmi gazete ile oranlar /16,5 ten binde 20 ye
Alici ve saticinin her biri İcin binde 16,5 Oran binde 20 ye artirilmistir.

Tapu harclari artti-Kemal Ozmen

/16,5 olan harclar /20 olmustur

Kooperatiflerde risturn kazanç istisnası-Kemal ozmen

i) Kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile aşağıda belirtilen kooperatiflerin ortakları için;

1) Tüketim kooperatiflerinde, ortakların kişisel ve ailevî gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların değerine,

2) Üretim kooperatiflerinde, ortakların üreterek kooperatife sattıkları veya kooperatiften üretim faaliyetinde kullanmak üzere satın aldıkları malların değerine,

3) Kredi kooperatiflerinde, ortakların kullandıkları kredilere,

göre hesapladıkları risturnlar.

Bu risturnların ortaklara dağıtımı, kâr dağıtımı sayılmaz. Risturnun nakden veya aynı değerde mal ile ödenmesi istisnanın uygulanmasına engel değildir.

Ortaklardan başka kimselerle yapılan işlemlerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık statüsü dışında yapılan işlemlerden doğan kazançlar hakkında risturnlara ilişkin istisna hükmü uygulanmaz. Bunların genel kazançtan ayrılmasında, ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine olan oranı esas alınır.

(6009 sayılı Kanunun 43 üncü maddesiyle eklenen paragraf Yürürlük; 01.08.2010) Bu bent hükümleri, 29/6/2004 tarihli ve 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulan Birliklerin üyeleri ile yaptıkları muameleler hakkında da uygulanır.
(2) Bu maddedeki istisnaların uygulanmasına ilişkin usûlleri tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

(3) İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.

osb’lerde vergi muafiyeti,osb lerde vergi muafiyeti

n) Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların; arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadî işletmeler.