Kooperatiflerde Vade Farkı Uygulaması

Kooperatif ortakları kooperatife karşı hak ve yükümlülüklerinde eşittirler.[1] Bu nedenle kooperatifçe bazı ortakların diğerlerinden farklı olarak korunması veya zorlanması söz konusu olamaz. Bu nedenle kooperatiflerin eşitlik ilkesi, ödemelerdeki eşitliği de içerir. Bu eşitlik süre ve miktar yönünden kendini gösterir. Diğer taraftan ödemelerini zamanında yapmayan ortaklara bir takım yaptırımlar uygulanır. Örneğin; ortaklıktan çıkarılma gibi

Kooperatiflerde ortakların yapacakları ödemelerin miktar, zaman ve ödeme esaslarını belirleme görev ve yetkisi genel kurula aittir. Gecikme farkı da bu kapsamdadır. Dolayısıyla ortaklar genel kurulca belirlenen miktar ve zamanlarda ödeme yapmadığı taktirde, gecikmelerde hangi faiz oranının uygulanacağının genel kurul tutanağında açıklıkça yer alması gerekmektedir. Aksi halde genel kurulca böyle bir karar alınmamış ise, yani tutanakta yazılı değilse yönetim kurulunun genel kurula ait bu yetkiyi kullanması söz konusu olamaz.


[1]           KK.23

Kooperatif Ortağına Konut Teslimi Yapılırken Yapılması Gereken İşlemler Nelerdir ?

Konut veya işyeri kooperatiflerinde inşaat tamamlanıp ferdileşme aşamasına gelinmesi ile beraber konut/işyeri teslim sürecinin de planlanması gerekmektedir.

Kooperatifin yapılaşması etap etap değil, bütün bloklar aynı zamanda inşaatını tamamlanmış ve tamamlanacak ise öncelikle ortaklara dağıtım şeklinin ana sözleşme ve kanununa uygun olarak işletilmesi gereklidir.

Kooperatiflerde konut veya işyerleri ortaklara iki şekilde dağıtılabilir. Bu dağıtım şekillerinden ilki kura ikincisi ise tercihli tahsistir.

Kooperatifler Kanunu

Kooperatifin genel kurullarında tercihli tahsis yönteminin uygulanacağına dair karar alınmamış ise kura yöntemi uygulanır.

Kura noter huzurunda gerçekleştirilir.

Kura çekimi sonucu kendisine konut veya işyeri isabet eden ortaklar yönetim kurulunun hazırladığı belli bir takvim çerçevesinde konut/işyerlerini teslim alırlar. Teslim sürecinde ortakların imzalaması gereken evraklardan bazıları teslim tutanağı ve taahhütnamedir. Teslim tutanağı konutun veya işyerinin kullanılabilir durumda teslim alındığını kanıtlayan belgedir. Taahhütname ise konut veya işyerinin kullanımdan doğan sorumlulukların belirtildiği dayanağını kooperatifler kanunu ve kat mülkiyeti kanunundan alan belgedir.

Daha detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.

Mali Müşavir Evren Özmen- info@ozmconsultancy.com

Kitlesel Fonlama, Blockchain ve Kooperatifler

Sermayeye ihtiyaç duyan girişimcilerin taleplerini karşılayabilmek adına dünyada başarılı örneklerini gördüğümüz ( Kickstarter ve Indiegogo) Kitlesel fonlama (Crowdfunding) modelinin Türkiye’de istenen seviyede başarılı olamamasının öncelikli nedeni fonları toplayacak olan kurumun Sermaye Piyasası Kurumundan izin alması gerekliliği. Mevzuatımıza göre her isteyenin istediği şekilde para toplaması mümkün değil. Bu nedenle SPK’dan izin alınması ve devamında SPK denetimine tabi olunması aslında son derece doğru.

Kitlesel Fonlama

Kitlesel Fonlama Sürecinde Tünelin Ucunda Işık Gözüktü

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPKn) 3, 4, 16 ve 99’uncu maddelerinde yapılan değişiklikler ve SPKn’a eklenen 35/A maddesi ile kitle fonlamasına aracılık eden ve elektronik ortamda hizmet veren kitle fonlaması platformlarının kurulması ve faaliyete başlaması Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabi tutulmuş olup, platformların kuruluşlarına, ortaklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcısı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limitine ve faaliyetleri sırasında uymaları gereken diğer ilke ve esaslar ile toplanan fonların ilan edilen amacına uygun olarak kullanıldığının kontrolü ve denetimine ilişkin esaslar hususunda ikincil düzenleme yapma yetkisi de Sermaye Piyasası Kurulu’na verilmiştir.

Kurulumuz nezdinde yürütülen ikincil düzenleme çalışmaları kapsamında, ortaklığa dayalı kitle fonlaması modelinin ülkemiz sermaye piyasası mevzuatına entegrasyonuna sağlıklı bir işleyiş kazandırılması amacıyla “III-35/A.1 Sayılı Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliğ Taslağı” hazırlanmıştır.

Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliğ Taslağı ile;

  • Kitle fonlama platformlarına,
  • Kitle fonlama platformlarının faaliyetlerine,
  • Kitle fonlama platformu üyeliğine ve kampanya sürecine,
  • Fon kullanım yerlerine ve girişim şirketlerine

ilişkin esaslar düzenlenmektedir.

Vergi yargısında 2019’un parasal değerleri

Bumin DOĞRUSÖZ

Genelde İdari yargıda, özelde vergi yargısında sistem bazen tek dereceli, bazen üç dereceli olarak çalışmaktadır. En altta idare ve vergi mahkemeleri, üzerinde ise istinaf mahkemeleri yer almaktadır. Sistemin en üstünde ise temyiz mercii olarak Danıştay yer almaktadır. Sistemde idari yargı mercileri hep kurul olarak örgütlenmiş olmakla birlikte, bu yargı manzumesinin en altında bulunan vergi mahkemeleri küçük rakamlı davalara tek hâkimli olarak bakmaktadır.

İdari yargı manzumesi içerisinde gerek tek hâkimle bakılacak davaların sınırı gerek mahkemeden istinafa, oradan da temyize geçişte sınırlar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda dava konusu miktara göre belirlenmiştir.

Öte yandan İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ek 1. maddesinde; “Bu kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk Lirası’nı aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmü yer almıştır. Bu düzenlemeye göre 2019 değerlerini yeniden hesaplamak gerekmektedir.

Söz konusu ek 1. maddeye göre 2019 yılında vergi mahkemelerinde tek hâkimle bakılacak davalarda sınır 44 bin TL olacaktır. Dava konusunun bu tutarı aşması halinde vergi mahkemeleri, davaya heyet halinde bakmak durumunda olacaklardır. Tek hâkimle bakılacak davalarda verilen kararlardan, konusu 6 bin TL’yi geçmeyenlerde verilen kararlar kesin olacaktır. Bir başka deyişle konusu 6 bin TL’yi geçmeyen davalarda verilen kararlara karşı istinaf ve/veya temyiz yolu kapalıdır. Konusu 6 bin TL’yi geçen davalarda ise vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolu açıktır.

İstinaf mahkemelerince verilen kararlardan konusu 144 bin TL’yi geçmeyen davalarda, istinaf mahkemelerince verilen kararlar 2019 yılı için kesin nitelik taşıyacak ve temyiz yolu kapalı olacaktır. 144 bin TL’yi geçen davalarda ise istinaf mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurmak mümkün olacaktır.

Bu sınırlar önce, davaların açılış tarihine göre yaşama geçmektedir. Yani davaların açılış tarihinde geçerli tutarlara göre davaya tek hâkimin mi yoksa heyetin mi bakacağı belirlenmektedir. Bu nedenle 2018 yılında açılmış davalarda 2018 yılına ilişkin parasal sınırlar uygulanacaktır. Buna karşılık tek hâkim kararlarının kesin olup olmadığına veya istinaf mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilip gidilemeyeceği konularında ise karar tarihinde geçerli parasal sınırlar dikkate alınmaktadır. Bildiğim kadarı ile uygulama bu şekildedir.

Bu uygulamaya göre, 2018 yılında açılmış bir vergi davasında dava konusu 5 bin 500 TL ise davaya tek hâkim bakacak ancak karar 2019 yılında verilirse karar kesin olacak ve istinafa gidilemeyecektir. Oysa karar 2018 yılında verilseydi istinaf yolu açık olacaktı. Yargının bazen idari yargılama usulünün gerektirdiği usul kuralları dolayısıyla bazen de iş yükü sebebiyle davanın açıldığı yılda karar verememesinin müsebbibi davanın tarafları değildir. İstinafa veya temyize gitme konusundaki parasal sınırların da dava açma tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Zira bu durumda açılmış bir davada, idarece açıklanan oranlarla kişilerin yargı yolları ve üst mahkemeye başvuru hakları üzerinde değişiklik yapılmış olmaktadır. Öte yandan yeniden değerleme oranının belirleniş formülüne göre yıllık enflasyonu temsil etmediği de açıktır. Bu nedenle uygulamayı anayasa açısından yerinde görmek kanaatimce mümkün değildir.

Bu sınırlar hesaplanırken, toplam dava tutarlarına bakılması gerekmektedir. Örneğin tarh işlemi aleyhine açılmış davalarda dava konusu vergi ve cezanın toplamına, ödeme emrine karşı açılan davalarda dava konusu vergi, ceza ve gecikme faizi toplamına bakmak gerekmektedir.

Bazı kaynaklarda yukarıda aktardığımız parasal sınırlar farklı yer almaktadır. Bunun nedeni yapılan hesaplamada istinaf sisteminin kurulduğu 6545 sayılı Kanun’un yayım tarihi 2014 yılının baz alınarak yeniden değerleme oranına göre yıllık artırımların yapılmasıdır. Oysa ek 1. maddeye dikkat edilirse, “bir önceki yıl uygulanan” değerlerin yeniden değerleme oranına göre artırılması öngörülmektedir. 6545 sayılı Kanun 2016 yılında uygulanmaya başlamıştır. Bu nedenle önceki yıllar için artırım yapılması mümkün değildir. Nitekim görüştüğümüz yargı mensupları da uygulamada 2016 yılı öncesi için yeniden değerleme oranına göre revize hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığını ifade etmişlerdir.

Kimler Yabancı Personel Çalıştırabilir ?

info@ozmconsultancy.com

Yabancı Personel Çalıştırma Şartları Nedir ? 2019

  • En az 5 Türk Çalıştırmak (Her 1 Yabancı Personel için 5 Türk Personel çalıştırılmalıdır )
  • Ödenmiş Sermayenin en az 100.000 TL olması gerekmektedir.
  • veya ihracat yapan firma ise yıllık ihracat tutarının 250.000 usd olması
  • veya cirosunun 800.000 TL olması gereklidir.
  • izin almak isteyen şirketin yabancı ortağı var ise bu ortağın şirketin en az % 20 sine sahip olması ve sermaye payının da 40.000 TL den az olmaması gereklidir.
Kimler yabancı personel çalıştırabilir ?

Kooperatifler ve Toplu Yapı Site Yönetimlerinde Yapı Kayıt Belgesi Alındıktan Sonra Neler Yapılması Gerekli ?

Mali Müşavir Evren ÖZMEN- evrenozmen@ozmconsultancy.com

Bir çok yapı kooperatifi ve sitede çok hareketli bir dönemi geride bıraktık, bu süre içerisinde çok kısa bir sürede çok yüksek bedeller toplanarak bakanlığın hesabına yatırıldı ve yapı kayıt belgeleri çıkarıldı. Aidatlar süresinde zor toplanıyor bu rakamlar nasıl toplanılacak derken aidatların yaklaşık 10–15 katı büyüklüğünde rakamlar fırsatı kaçırmamak için hızla ödendi

İmar barışında ödeme yapmayarak son günü yapılması muhtemel uzatmayı beklemek bence vekalet akdi ile görev yapan kooperatif veya site yöneticilerinin almaması gereken bir riskti ve bir çoğu da zaten bu riski almadı.

Kat irtifakı olan ve kat mülkiyeti tapusu almak isteyen site ve kooperatiflerde veya hiç kat irtifakı kurulmamış site ve kooperatiflerde blok bazında yapı kayıt belgeleri çıkarıldı.

Peki şimdi ne yapılacak ? Yapı Kayıt Belgesi alındıktan sonraki süreç nasıl ?

Bilindiği üzere imar barışı 2 aşamalı, ilk aşama yapı kayıt belgesinin alınması, ikinci aşama kat mülkiyeti tapusu süreci .

Kooperatif veya Sitenizin blok bazında (mevcutta kat irtifak tapusu olan veya hiç tapusu olmayan yerler için ) yapı kayıt belgelerinizi aldıysanız 

  • Bağlı bulunduğunuz belediyeye dilekçe vermeniz gerekmektedir. Dilekçede 3194 sayılı imar kanununa eklenen geçici 16.madde kapsamında kooperatifinizde veya sitenizde imar barışı imkanından faydalanarak blok bazında yapı kayıt belgelerini çıkardığınızı, bu belgelere istinaden yıkım kararı veya idari para cezalarının kaldırılmasını arz edebilir, böyle bir ceza söz konusu değil ise de bilgi amaçlı olarak dilekçenin taraflarına gönderildiğini yazabilirsiniz.
  • Yapı kayıt belgesi aldığınız yerlerin tamamı için emlak vergisi ödemesi yapmamış iseniz belediyeler geriye dönük emlak vergisini de isteyebilir.

İkinci aşama ise yukarıda yazdığım üzere kat mülkiyeti süreci. 

Kat mülkiyeti süreci açıkcası herkesi ilgilendirmiyor, çünkü kat mülkiyeti sürecinde ilk aşama gibi sadece parayı toplamak ve yatırmak yeterli değil. Ancak ilk aşamada olduğu gibi bir son tarih yok, yani ne zaman parayı toplar ve gerekli belgeleri hazırlarsanız sürece devam edebiliyorsunuz. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün çıkarmış olduğu 2018–8 Sayılı genelgede yapı kayıt belgesi alındıktan sonraki süreç detaylı olarak anlatılmış. Toplu yapı veya kooperatiflerde parsel bazında birden fazla blok da var ise kat mülkiyet tapularının kat irtifakına çevrilmesi süreci biraz uzun ve meşakkatli. Bunun nedenleri

1-Terklerin yapılabilmenin fiilen mümkün olamaması (12 Ekim Tarihinde genelgeye bazı yeni maddeler eklendi, örnek olarak yol ve park ihlalleri de imar barışı kapsamına alındı. Ancak tapuda bu şerh belirtiliyor)

2-Bütün kat maliklerinden muvafakatname alınması zorunluluğu

yukarıda yazılı 2 madde dışında mimari projenin çizimi, harçların ödemesi ve ferdileşme sürecinde yapılması gereken bazı diğer işlemler de mevcut.

Sonuç olarak artı ve eksileri ile imar barışında bir noktaya gelindi. Umarız imar barışından elde edilen kaynaklar bu dönem kendini ufak ufak tekrar hatırlatan deprem güvenliği noktasında değerlendirilir.

Kooperatiflerde Genel Kurul Gündemi Hazırlanırken Dikkat Edilecek Hususlar

2019 Yılında Kooperatifler Genel Kurulları için Gündemi Nasıl Hazırlamalı ?

2019 Yılına girmemiz ile beraber kooperatifler yavaş yavaş genel kurul hazırlıklarına başladı. Genel kurul hazırlıklarına başlanabilmesinin ilk şartı muhasebe iş ve işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanmış olması. Muhasebe işlemleri tamamlanmış ise artık genel kurul hazırlıklarına başlanması mümkün hale gelmiş bulunmaktadır.

  • Denetim kurulu raporunun hazırlanması
  • 2018 Yılı Bilançosunun hazırlanması
  • Yönetim Kurulu raporunun hazırlanması
  • Denetim Kurulu raporunun hazırlanması
  • 2018 Yılına ilişkin gelir gider farkı hesabının hazırlanması
  • 2018 Yılı Planlanan, Gerçekleşen raporunun hazırlanması
  • 2018 Yılı Kooperatifin Genel kurul Gündeminin hazırlanması

Gündem Nasıl Hazırlanacak ?

Kooperatifin 2018 Yılı olağan genel kurul gündemi hazırlanırken öncelikle kooperatifin ana sözleşmesinin olağan genel kurul gündemi başlıklı maddesine bakılarak, gündemde bulunması zorunlu olan maddeler gündeme eklenir.

Bu maddeler eklendikten sonra genel kuruldan yetki alınmasını şart koşan, genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkiler kapsamında bulunan maddeler gündeme eklenir.

Bu maddeler de eklendikten sonra yönetim kurulunun insiyatifinde olan ancak genel kuruldan yetki alarak devam etmek istediği konular ile ilgili gündem maddeleri yazılır.

Bu maddeler yazıldıktan sonra yönetim kurulu gündemi içeren kararı yazar ve imzalar

Kooperatiflerde genel kurul süreci ile ilgili sorularınız ve danışmanlık talepleriniz için bize info@ozmconsultancy.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla

Kooperatiflerde Tasfiye kurulu ne iş yapar ?

AGİ – Asgari Geçim İndirimi Hesaplama

Medeni durumunuza veya çocuk sayınıza göre belirlenen alacağınız asgari geçim indirimini (AGİ) hesaplayın.

Yıl içerisinde alacağınız maaşlar içine eklenen Asgari Geçim İndiriminin ne kadar olacağını öğrenmek için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Değerlendirme Yılı
:  2019

Medeni Durum
:     

Eş Durumu
:     

Çocuk Sayısı
:   Yok               



Almanız gereken Asgari Geçim İndirimi : 191.85 TL






*** Not: Site üzerinden yapılan hesaplamalar genel bilgilendirme amaçlı olup kesin hesaplama ve detaylı bilgi için info@ozmconsultancy.com adresine mail gönderebilirsiniz.





BİR YIL İÇİNDE HANGİ ŞİRKETİ KURARSAM NE KADAR VERGİ ÖDEYECEĞİM ?


BİR YIL İÇİNDE HANGİ ŞİRKETİ KURARSAM NE KADAR VERGİ ÖDEYECEĞİM ?

1 - Normal-Herhangi Bir Teşviksiz
2- Yurtdışı Yazılım
3- Genç Girişimci

ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK
Ataşehir-İstanbul
info@ozmconsultancy.com
ozmconsultancy.com

Normal Teşviksiz

Bir Yıl İçinde Hangi Şirketi Kurarsam Ne Kadar Vergi Ödeyeceğim ?

Hesaplama »

Yurtdışı Yazılım Teşvikli

Yazılım ve tasarım işi ile iştigal eden bir şirketin Türkiye’de ürettiği yazılımı yurtdışı yerleşik şirkete sattığının iddia edildiği bir ortamda elde ettiği kazancın yarısı beyannamede indirim imkanına sahip olacaktır.

Hesaplama »

Genç Girişimci Teşvikli

Genç Girişimcilere 75 Bin Lira Vergi Desteği Uygulaması

Hesaplama »

YAPI KOOPERATİFLERİNİN İNŞAATI GERÇEKLEŞTİRİP, İŞLETMEYE VEYA İSKANA AÇILDIKTAN SONRA GEÇECEKLERİ HUKUKİ STATÜNÜN BELİRLENMESİ

Kemal ÖZMEN-Kooperatif Danışmanı-Mali Müşavir

Gerek işyeri yapı kooperatifleri (küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri ve toplu işyeri yapı kooperatifleri), gerekse konut yapı kooperatifleri anasözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip işyerlerinin veya konutların ortakları adına tapuda tescil ettirmiş olması ile anasözleşmelerinde belirtilen amaçlarını gerçekleştirmiş olmaktadırlar.

Kooperatif Kuruluşu 2019

2019 Yılında Kooperatifi kuruluşu yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin öncelikle yapması gerekenler aşağıda madde madde yazılmıştır.

Kooperatifi kuruluşu ve devam eden süreçte danışmanlık ve mali müşavirlik hizmetleri için bize ulaşabilirsiniz.

  • Kooperatif Kuruluşu en az 7 gerçek veya tüzel kişi tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle 7 ortaktan az sayıda kooperatif kurulması mümkün değildir.
  • Kooperatiflerde kuruluş aşamasında yönetim ve denetim kurulları belirlenmelidir.
  • Kurulacak kooperatifin türüne göre başvuru yapılacak bakanlık netleştirilmelidir.
  • Yapı Kooperatifi kurulacak ise Çevre ve Şehircilik bakanlığına, işletme kooperatifi ise Gümrük ve Ticaret bakanlığına başvuru yapılması gerekmektedir.

info@ozmconsultancy.com

2019 Yılında Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödeme Faiz Oranı Nedir ?

Mal ve Hizmet Tedarikinde Alacaklıya Yapılan Geç Ödemelere İlişkin Temerrüt Faiz Oranının Tespiti Hakkında Tebliğ

Faiz oranı yıllık 21,25 olmuştur. Ayrıca asgari gider tutarı 245 TL olmuştur.

2019 Fatura Kesme Sınırı Ne oldu ?

1200 TL olmuştur.

Fatura Kesme ve DüzenlemeSınırı 2019 yılı tutarı 1.200 TL ‘dir.

2019 Yılı Beyannameler Damga Vergileri

2019 Yılı Beyannameler Damga Vergileri

1- Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri 72,70 TL
2- Kurumlar Vergisi Beyannameleri 97,10 TL
3-Katma Değer Vergisi Beyannameleri 48,00 TL
4- Muhtasar Vergisi Beyannameleri 48,00 TL
5- Diğer Vergi Beyannameleri ( Damga vergisi beyannameleri hariç) 48,00 TL
6-Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilen Sigorta Prim Bildirgeleri 35,70 TL

2019 Yılında Beyan Edilecek Kira Gelirleri hakkında bilgilendirme

Konut Kira Gelirleri ile ilgili olarak 5400 TL istisna tutarı düşülerek beyanname hesaplanacaktır.

Sadece İşyeri Kira Geliri olanlar ise 40.000 TL ye kadar beyan mecburiyetleri bulunmuyor

KDV’de yeni haklar ve yeni tartışmalar (2)-BUMİN DOĞRUSÖZ

KDV’de yeni haklar ve yeni tartışmalar (2)

Geçen yazımda 7104 sayılı Kanun’la getirilen, ancak 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen üç düzenlemeden birincisini, yani “izleyen yılda da kullanılabilecek indirim hakkını” irdelemiştim. Diğer iki yeni düzenlemeyi de bu yazıma bırakmıştım.

7104 sayılı Kanun’la KDV Kanunu’nun 29/4’üncü maddesinde yapılan değişiklikle Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği; şu kadar ki Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerektiğinden; yeni düzenlemeye göre 1.1.2019 tarihinden sonra alacağın değersiz alacak haline gelmesi durumunda söz konusu mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin hesaplanan KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün olacaktır. Karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde daha önce gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Bu düzenlemeyi bir örnekle açıklamak da mümkün. Örneğin, mükellef 2019 yılında 3 şirkete yaptığı satışlardan doğan 1.000.000 TL ve 180.000 TL KDV’sini tahsil edememiş ve bu alacağı değersiz alacak haline gelmiş olsun. Mükellef bu tutar için daha önce şüpheli alacak karşılığı ayırmamış ise, 180.000 TL KDV’yi beyannamesinde indirim konusu yapacak ve değersiz hale gelen bu alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini beyanname eki formda beyan edecektir. Eğer mükellef şüpheli alacak karşılığı ayırmış ise, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate aldığı bu KDV’yi indirim konusu yapılabilmesi için bu defa gelir veya kurumlar vergisi açısından gelir olarak dikkate alması gerekecektir. Dolayısıyla bir taraftan 180.000 TL KDV gelir yazılırken diğer taraftan bu tutar KDV beyannamesinde indirim konusu yapılacaktır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (30/e) maddesinde ise, değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenlemenin amacı mükerrer indirimin önüne geçmektedir. Bu nedenle söz konusu KDV alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı tarafından indirim konusu yapılacağından alıcı tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV’nin de aynı vergilendirme döneminde matraha alınarak beyan edilmesi gerekecektir.

Tutarlı olmak adına, bu sağlanan ikinci olanakta da, “düzenlemenin yürürlüğe giriş tarihi itibariyle alacağın 1.1.2019 tarihinden sonra doğmuş olması gerektiğinin ileri sürülmesi gerekirdi”, denilebilir. Ancak neyse ki tebliğ taslağında böyle bir ifadeye rastlamadım. Aslında burada da böyle bir görüşün ileri sürülmemesi, indirim hakkının yürürlüğü konusundaki görüşümüzün haklılığını göstermektedir. Bence burada da alacağın değersiz alacak haline gelmesi koşullarının 1.1.2019 tarihinden sonra oluşmasının yeterli sayılması gerekir. 
1.1.2019’da yürürlüğe girecek bir diğer önemli düzenleme de katma değer vergisi iade incelemelerinin en fazla üç ay içinde bitirilmeleri zorunluluğu konusundadır. Bu zorunluluk 1.1.2019 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin yapılacak incelemelerde uygulanmak üzere 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girecektir. Burada da düzenlemenin yürürlük tarihinin hangi dönemler için geçerli olduğunun belirtilmesi, buna karşılık indirim hakkına ilişkin düzenlemenin yürürlük tarihi konusunda bu yönde bir belirleme yapılmamış olması da haklılığımızın bir başka göstergesidir.

2019 Yılı Ticaret Sicil Harçları

ANONİM ŞİRKET KURULUŞ MALİYETLERİ NE KADAR OLDU ?

2019 Yılı Ticaret Sicil Harçları Ne Kadar Oldu ?
1-Kayıt ve Tescil Harçları ( Ticari İşletme Rehni Dahil )
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde330,9
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde949,5
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde2139,5
2-Temsili Yetkili Kılınan Kimselerin Tescil ve İlanında
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde163,9
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde235
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde520,4
3-Ticaret Siciline tescil edilmiş vakalarda değişikliklerin tescilinde
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde163,9
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde235
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde520,4
4-Kayıt Silinmesinde
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde63,8
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde92,5
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde163,9

2019 Yılında Esnaf ve Sanatkarlar Ne Kadar Aidat Ödeyecek ?

31 Aralık 2018 PAZARTESİ
Resmî GazeteSayı : 30642 (4. Mükerrer)YÖNETMELİK
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonundan:
ESNAF VE SANATKÂRLARIN ÖDEYECEKLERİ KAYIT ÜCRETİ VE YILLIK AİDAT HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 14/2/2008 tarihli ve 26787 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Esnaf ve Sanatkârların Ödeyecekleri Kayıt Ücreti ve Yıllık Aidat Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kayıt ücreti ve yıllık aidat

MADDE 7 – (1) Kayıt ücreti ve yıllık aidatlar aşağıda belirtilmiştir.

a) Birinci grup odalar: Ankara, İstanbul ve İzmir illerindeki odalardır. Kayıt ücreti ve yıllık aidat; bu gruptaki iller ve büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil tüm ilçelerinde 350,00 TL’dir. 

b) İkinci grup odalar: Ankara, İstanbul, İzmir ile kalkınmada öncelikli iller dışında kalan illerdeki odalardır. Kayıt ücreti ve yıllık aidat; bu gruptaki illerin merkez ilçelerinde ve büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil tüm ilçelerinde 300,00 TL, merkez ilçe haricindeki diğer ilçelerinde 256,00 TL’dir.

c) Üçüncü grup odalar: Kalkınmada öncelikli illerde bulunan odalardır. Kayıt ücreti ve yıllık aidat; bu gruptaki büyükşehir statüsünde bulunan iller ve büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil tüm ilçelerinde 256,00 TL’dir. Üçüncü grup odaların bulunduğu diğer illerin merkez ve ilçelerinde 256,00 TL’dir.

(2) Kayıt ücreti ve yıllık aidatlar aşağıda belirtilen esnaf ve sanatkârlar için ülke genelinde 256,00 TL olarak uygulanır.a) 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre özürlü sayılanlar.b) Gaziler, şehit, gazi dul ve yetimleri.c) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf sayılan esnaf ve sanatkârlar. ç) Esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı kadın esnaf ve sanatkârlar.(3) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrada belirtilen ücretler; 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 61 inci maddesinde belirlenen hadler içerisinde kalmak kaydıyla, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen yeniden değerleme oranını aşmamak kaydıyla her yıl Konfederasyon Yönetim Kurulunca yeniden belirlenebilir. Konfederasyon Yönetim Kurulu tarafından aidatın yeniden tespit edilmesi halinde keyfiyet onaylanmak üzere Ticaret Bakanlığına bildirilir, ayrıca esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarına da bir genelgeyle duyurulur.”MADDE 2 – Bu Yönetmelik 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer.MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Başkanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı14/2/200826787Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı1-21/3/2008268232-17/5/2009272313-6/1/2016295854-30/12/2016299345-4/1/201830291

Eczanelere Erken Uyarı Sistemi ve Hafıza Kayıtlı Termometre Zorunluluğu Geldi

31 Aralık 2018 PAZARTESİ
Resmî GazeteSayı : 30642 (4. Mükerrer)YÖNETMELİK,
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundan:
ECZACILAR VE ECZANELER HAKKINDA YÖNETMELİKTEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 12/4/2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 20 nci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(7) Özel saklama koşulu gerektiren veya soğuk zincire tâbi ilaçların; saklama koşullarına uygun olarak eczaneye kabul edilmesi, saklanması ve aynı şartlara uygun olarak hastalara sunulması gerekir. Ayrıca soğuk zincir ilaçların konulması için buzdolabı bulundurulur. Buzdolabı ve eczane içi sıcaklık nem takibinin sağlanması için kayıtların düzenli tutulması kritik durumlarda uyarı verecek erken uyarı sisteminin ve geriye dönük hafıza kaydı bulunan termometrenin bulunması ve eczanede bulunması gereken tüm cihazların düzenli aralıklarla muayenelerinin/kalibrasyonlarının yapılması gerekir.

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(2) Eczanelerde, ilaç yapmaya ayrılmış bankonun üzeri ısıya dayanıklı cam, mermer veya mikrobiyolojik bulaşma oluşturmayacak malzemeden olur. Hassas, santigram veya kiloluk teraziler veya 2 nci sınıf elektronik teraziler ayarları bozulmayacak şekilde banko üzerinde veya ayrı özel masada bulundurulur. Terazi ve varsa kütlelerinin periyodik muayenelerinin ilgili bakanlığın ilgili mevzuatı doğrultusunda yaptırılması zorunludur.

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin geçici 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 4 – (1) 20 nci maddenin yedinci fıkrasında yer alan “kritik durumlarda uyarı verecek erken uyarı sisteminin ve geriye dönük hafıza kaydı bulunan termometrenin bulunması” yükümlülüğü yeni açılan ve nakil olan eczaneler tarafından bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, faaliyette bulunan eczaneler tarafından en geç 30/6/2019 tarihine kadar yerine getirilir.(2) 25 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan  “özellikleri Türk Eczacıları Birliği tarafından standardize edilmiş ışıklı veya ışıksız levha konulur” yükümlülüğü yeni açılan ve nakil olan serbest eczaneler tarafından bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, faaliyette bulunan serbest eczaneler tarafından en geç 30/6/2019 tarihine kadar yerine getirilir.

MADDE 4 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı yürütür. 

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı12/4/201428970Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı1-23/8/2014290972-7/2/2015292603-28/3/2016296674-11/3/201730004

Eczanelere Erken Uyarı Sistemi ve Hafıza Kayıtlı Termometre Zorunluluğu Geldi

KOOPERATİFLER VE KURULUŞU

Ekran Resmi 2018-03-11 22.45.24

KOOPERATİFLER VE KURULUŞU

  • Kooperatif ve Özellikleri

İnsanların ihtiyaçları sınırsız olup, bu ihtiyaçların tamamının kıt kaynaklarla karşılanması imkânsızdır. Kooperatifler, insanların “kıt kaynaklarla ihtiyaçlarımı en iyi şekilde nasıl karşılarım?” sorusuna bir cevap olarak ortaya çıkmıştır. Böylelikle ihtiyaçların; dayanışma, yardımlaşma ve iş birliği içerisinde ve en iyi şekilde karşılanması hedeflenmiştir.

 

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere kooperatiflerin amacı; ortaklarının ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle ve en az maliyetle karşılamaktır. İşte kooperatifler bu ortak amacı gerçekleştirmek için kurulur ve ticari işletmelerden farklı olarak kâr ön planda değildir. Bilindiği üzere diğer ticari işletmelerin ortak amacı kâr elde etmektir. Kooperatiflerde ise ana amaç ortakların ihtiyaçlarını en az maliyetle karşılamaktır. Kooperatifler, bireylerin tek başlarına yetersiz olan sermayelerini birleştirerek yatırıma yöneltir ve üretimde artış sağlar. Böylece bireysel tasarruflar uygun kooperatif modelleriyle ekonomiye kazandırılır.

 

 

 

Kooperatifler hem kişilerin tek başlarına yapmaya güçlerinin yetmediği işleri bir araya gelerek yapmalarını sağlar hem de toplumun kalkınmasına katkıda bulunur. Örneğin, insanların zorunlu ihtiyaçları arasında bulunan barınma ihtiyacını gidermek amacıyla kurulan yapı kooperatifleri, insanların küçük birikimlerini bir araya getirerek hem insanların konut ihtiyaçlarını karşılar hem de inşaatın yapımında çalıştırdığı işçiler ile işsizliği azaltmış, belediyeye ödenen vergi ve harçlarla ülke ekonomisine katkı sağlamış olur.

Resim 1.1:Kooperatiflerde işbirliği

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını, işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermeyeli ortaklıklara kooperatif denir.

İnsanların konut ihtiyaçlarının karşılanmasında kooperatiflerin önemi büyüktür.

 

Kooperatiflerin başlıca özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

 

  • Kooperatifler, ortaklarının müşterek ihtiyaçlarını veya meslekleri ile ilgili gereksinimlerini en az maliyetle karşılamak amacıyla
  • Kooperatiflerde ortak sayısı arttıkça kooperatifin sermayesi de

 

 

 

  • Kooperatiflerde sermaye olarak ayni sermaye (paranın dışında mal, demirbaş, taşıt, bina vb.) konulması veya başka bir işletmenin kooperatife devredilmesi ancak ana sözleşmede belirtilmiş olmakla mümkündür.
  • Gerçek veya tüzel kişiler kooperatife ortak olabilirler. Her ortağın ortaklık haklarının ada yazılı ortaklık senedi ile temsil edilmesi
  • Kooperatiflerde ortaklıktan çıkış, ancak hesap döneminin sonunda ve en az 6 ay önceden haber vermek şartıyla yapılır. Ancak ana sözleşmeye ortaklıktan çıkış ile ilgili bir hüküm konmuşsa bu hüküm bağlayıcıdır.
  • Kooperatiflerde ortakların en az bir ortaklık payları vardır. Bir ortak 5000’den fazla paya sahip olamaz. Bir ortaklık payının değeri 100-TL’dir.
  • Kooperatiflerde her ortak sermaye payı ne olursa olsun bir oy hakkına sahip olup, ortak isterse oyunu başka bir ortağa ya da eşi ve birinci derece akrabasına (ortağın; çocuğu, ana ve babası, eşinin annesi ve babası) kullandırabilir.
  • Kooperatiflerin sorumluluğu ana sözleşmede aksi bir hüküm yoksa mal varlığıyla sınırlıdır. Ortaklar ise sermaye payları ile sorumludur.

 

  • Kooperatiflerle Diğer Şirketler Arasındaki Farklar

 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kooperatifleri ticaret şirketlerinden biri olarak saymıştır. Kanun ticaret şirketlerini; sermaye şirketi, şahıs şirketi ve kooperatifler olarak üçe ayrılmıştır. Bu bakımdan her ne kadar yeni Türk Ticaret Kanununun 124’üncü maddesi gereği ticaret şirketi sayılsa da kooperatiflerin yapısını ve ekonomideki yerini tahlil edebilmek için diğer şirketlerden farklı olan yönlerinin de irdelenmesi gerekmektedir.

 

Sermaye şirketlerinde ve şahıs şirketlerinde amaç kâr elde etmektedir. Sermaye şirketlerinde kâr olgusu, her bir ortağın koymuş olduğu sermayeyle doğru orantılı olarak yılsonunda almayı hedeflediği kazançla açıklanır.

 

Kooperatiflerde ise amaç; her bir ortağın tek başına verdiği hizmetten elde ettiği meslek ve geçimine yönelik gelirinin kooperatif çatısı altında verimli olmasının sağlanması, ortakların verecekleri hizmetler için ihtiyaç duydukları araç,gereçlere tek başlarına ödeyecekleri miktarın kooperatif çatısı altında düşük seviyelere çekilmesi ve bunun gibi ortakların tek başlarına elde ettikleri gelirin ve verdikleri hizmetin yükseltilmesi gibi hususlar ön plana çıkar.

 

Şahıs şirketleri ve sermaye şirketlerinde hedef kitle müşteriler yani şirketin dışındakiler olduğu halde kooperatiflerde hedef kitle ortaklardır. Çünkü kooperatiflerde tabi oldukları mevzuat gereği ortak dışı işlemler sınırlıdır.

 

Şahıs ve sermaye şirketlerinin olmazsa olmazı sermaye olduğu halde kooperatiflerde ortakların kendisi önemlidir. Dolayısıyla, şirketler sermaye, kooperatifler ise şahıs ortaklığı olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Şirketlerin sermayesini oluşturan hisse senetleri ile kooperatifin sermayesini oluşturan ortaklık payları farklı özellikler gösterir. Hisse senetleri, alınıp satılabilmeleri sebebiyle

 

 

 

hisselerin tek bir elde toplanmasına imkân vermekte ve buna bağlı olarak sermaye şirketi şahıs şirketine veya aile şirketine dönüşebilmektedir. Kooperatiflerde ortaklık payları alınıp satılamaz ve belirli şartlar haricinde devredilemez. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 19’uncu maddesi gereğince de ortaklarının 5000 üzerinde pay almasına izin vermez, payı çok ortaklara fazla oy imkânı tanımaz.

 

Sermaye şirketlerinde belirli sermaye ve buna bağlı olarak değişik kâr söz konusudur. Kooperatiflerde ise sermaye değişkendir. Her yeni ortak sermayenin artmasını ve çıkan ortak azalmasını sağlar. Anonim şirketlerde hisse senetlerinin değeri şirketin başarısına göre değişmekle birlikte kooperatiflerde ortaklık payı sabittir.

 

  • Kooperatiflerle Dernekler Arasındaki Farklar

Kooperatiflerin ekonomik ve sosyal olmak üzere ortaklarına sunduğu iki farklı yönü bulunmasına rağmen derneklerin sadece sosyal yönü bulunmaktadır. Kooperatiflerde hedef kitle ortaklar olduğu halde derneklerde hedef kitle genelde üyeler değildir.

 

  • Kooperatiflerin Toplum Kalkınmasındaki Rolleri

 

Bireylerin refah düzeylerini artırmak amacıyla kurulan kooperatifler, bireyle birlikte toplumun çekirdeğini oluşturan aileyi ve ailelerle birlikte de toplumun refah düzeyini artırmada önemli bir fonksiyon icra etmektedir.

 

Konut, işyeri,tüketim, üretim pazarlama, turizm geliştirme, motorlu taşıyıcılar, işletme, temin ve tevzi, yayıncılık, enerji, bankacılık, sigortacılık gibi değişik türlerle ekonomik hayatın hemen her alanında kurulabilen kooperatifler vasıtasıyla kişiler tek başlarına yaptıkları tasarruflarla sahip olamayacakları konut ve işyerine, tüketiciler düşük fiyatla ucuz ve kaliteli mala sahip olabilmekte, üreticiler üretimde kullanacakları araç ve gereçleri ucuza mal edebilmekte ve bu sayede ürettikleri ürünleri de ucuza satabilmektedir. Yine bu kapsamda aracıların ortadan kaldırılması suretiyle üretici ve tüketici döngüsü oluşabilmekte, ihtiyaç fazlası malın ihracatı yapılabilmekte, serbest piyasa ekonomisinin oluşumu ve buna bağlı olarak pazarlarda fiyat düzeninin kurulmasına yardımcı olabilmekte ve üreticinin düşük ve uzun vadeli kredi ihtiyacı karşılanabilmektedir.

 

Bir diğer ve önemli husus olarak da kooperatiflerin demokrasiyi topluma öğretmeleridir. Demokratik bir sistemle yönetilen kooperatifler, ekonominin her alanında faaliyette bulunmalarından dolayı demokrasinin toplum geneline yayılmasında önemli bir yapıtaşıdırlar.

 

Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkelerde kalkınmanın temel araçlarından birisi kooperatifler olup, gelişmiş demokratik ülkelerin ekonomik ve sosyal alanlarda ileri konuma gelmelerinde kooperatiflerin büyük katkısı ve yardımı bulunmaktadır.

 

 

 

  • Kooperatifçilik İlkeleri

 

21 Aralık 1844 yılında İngiltere’nin Rochdale kasabasında 28 dokuma işçisi tarafından ilk tüketim kooperatifini kuran ve kendilerine Rochdale öncüleri adını veren kooperatif kurucularının kooperatiflerinin amacına ulaşmasına yönelik bazı ilkeleri kabul ettiği (Tüketim Kooperatifi ilkeleri) bilimsel olarak 1937 yılında Uluslararası Kooperatifler Birliğince saptanmıştır. 1895 yılında Londra’da kurulan ve 1982 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde faaliyetini sürdüren ve Türkiye’den Türk Kooperatifçilik Kurumu, Köykop,Yolkop, Kentkop gibi üst kooperatif örgütleri ile dünya ülkelerinin kooperatif üst örgütlerinin kayıtlı olduğu, dört yılda bir toplanan ve uluslararası kooperatifçilik dergisi adıyla bir dergi çıkartan ICA, muhtelif ülkelerin kooperatif uygulamalarını dikkate alarak 1937 yılından bu tarafa kooperatifçilik ilkeleri üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

 

Değişen dünya koşulları, yoğun sosyal ve ekonomik gelişme ve değişikliklerin kooperatifçilik ilkelerini de etkilemesi sebebiyle bu ilkelerin sık sık gündeme gelmesine sebep olmuş ve bu ilkeler bir bütün ve birbirine eş değer olarak kabul edilmiş, mutlak ve ikinci derecedeki ilkeler ayrımından vazgeçilmiş ve kooperatiflerin genel tanımı ile kooperatifçiliğe ilişkin yedi ilke 1995 yılında kabul edilmiştir.

 

Buna göre kooperatif; “Ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir teşkilattır.” Bu tanımda kooperatiflerin temel değerleri olarak; kendi kendine yardım, kendi kendine sorumluluk, demokrasi, eşitlik, adalet, dürüstlük ve dayanışma sıralanmaktadır.

 

Aşağıda açıklanan kooperatifçilik ilkeleri birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, ilkelerden biri yerine getirilmediğinde kooperatif amacından uzaklaşmış olur. Diğer taraftan bu ilkeler aynen uyulması gereken emirler olarak algılanmamalı, kooperatif çalışmalarında bu ilkeler rehber alınarak, alınacak kararlarda bu ilkelere bağlı kalınmaya çalışılmalıdır.

ICA tarafından belirlenen yedi kooperatifçilik ilkesi şunlardır:

 

  • Gönüllü ve Serbest Giriş İlkesi

 

“Açık kapı ilkesi” olarak da adlandırılan bu ilke, kooperatif hizmetlerinden yararlanmak isteyen ve ortaklık koşullarını taşıyan herkesin sosyal, politik, ırk, din, mezhep ayrımı gözetilmeksizin gönüllü olarak kooperatife girip çıkabilmesini ifade etmektedir.

Resim 1. 3: Kooperatiflere girişte gönüllülük esastır.

 

 

 

Öte yandan gönüllü ve serbest giriş ilkesi, her isteyenin her istediği kooperatife ortak olabileceği anlamına da gelmez. Kooperatifler tabi oldukları yasaları dikkate alarak kooperatifin amacı, çalışma konusu, ortaklık sıfatını kazandıran ya da kaybettiren durum ve koşullara yönelik hükümleri kuruluş aşamasında bir anasözleşme hazırlayarak belirtir. Her ne kadar kural olarak ortaklığa giriş serbest ise de ortak olacak gerçek ve tüzel kişilerin anasözleşmede yer alan ortaklık şartlarını taşımaları gerekir. Örneğin kuruluş amacı ortaklarının taşıma hizmetlerini pazarlamak olan bir motorlu taşıyıcılar kooperatifine şoför esnafı olmayan ve aracı bulunmayan birinin ortak alınması doğru ve anlamlı olmayacaktır. Aynı şekilde on adet konut ihtiyacını gidermek için kurulmuş ve yeterli ortak sayısına ulaşmış bir yapı kooperatifine yeni ortak alınmaması da gayet doğaldır.

 

Dolayısıyla, amaç ve faaliyet konularına göre kooperatif türleri oluşturulduğundan, türe göre oluşturulan ortaklık şartlarıyla ortak olmaya bir sınırlama getirilmesi, bu ilkenin dışına çıkıldığı anlamına gelmemektedir.

 

  • Ortağın Demokratik Yönetimi İlkesi

 

Kooperatifler, tüm ortakların katılımıyla oluşan genel kuralda kooperatifi yönetecek ve onu temsil edecek yönetim kurulunu ve yönetim kurulunun yaptığı işlemleri denetleyecek olan denetim kurulunu seçer. Kooperatiflerde her ortak eşit oy hakkına sahiptir. Ortağın sermaye payı veya kooperatifle alışverişi ne olursa olsun genel kuralda yapılacak oylamalarda bir oy kullanma hakkına sahiptir.

Resim 1.4: Kooperatiflerde organların seçimi ve kararların alınması oylama ile yapılır.

 

Kooperatif ortakları seçilmiş yöneticileri eleştirebilir, hatta onları değiştirebilir. Gerek ortakların yönetim ve denetim kurallarını seçmesi, gerekse onları eleştirmesi hatta değiştirme yetkisinin olması, kooperatiflerin demokratik yönetiminin bir sonucudur.

 

 

 

Bu ilke ile belli bir amacın yerine getirilmesine yönelik olarak bir araya gelen kişilerce kurulan kooperatiflerde, bu amacın yerine getirilmesi görevi, kooperatif çatısı altında bir araya gelen kişilerce seçilen yönetim kuruluna aittir. Bu ilke sayesinde kooperatifteki sermayesi ne olursa olsun her ortak alınan kararlara, sahip olduğu bir oyla etki etmektedir. Ortak, ortağı olduğu kooperatifi temsil edecek kişileri yani yönetim kurulu üyelerini seçmede, yönetim kurulu üyelerinin yetkilerini belirlemede, amaca ulaşmak için alınacak kararlarda diğer ortaklar gibi sahip olduğu bir oyla söz sahibi olmaktadır.

 

  • Ortağın Ekonomik Katılımı İlkesi

 

Ortaklar, çatısı altında birleştikleri kooperatiflerinin amaç ve faaliyetlerinin gerçekleşmesini, koydukları sermaye payları ve tüm ortakların temsil edildiği genel kurulca alınan kararlar gereği ödemekle yükümlü oldukları aidat ve ek ödemelerle sağlamaktadırlar.

 

Bu bağlamda da ortaklar, kooperatifin elde ettiği olumlu gelir-gider farkından kooperatifle yaptıkları muameleleri oranında risturn almakta ve yine tasfiye durumunda arta kalan tasfiye artığından da faydalanmaktadırlar. Kısaca, kooperatifin amacını gerçekleştirebilmesi büyük ölçüde ortaklarının mali katılımı ile sağlanmaktadır.

 

Genel amacı ortaklarının müşterek ihtiyaçlarını en az maliyetle gidermek olan kooperatiflerin iyi bir şekilde yönetilmesi sonucu gelir fazlası, yani kâr ortaya çıkabilir. Kooperatiflerin amaçları arasında kâr elde etmek olmadığından ortaya çıkan gelir ve gider fazlaları kâr veya zarar değil, gelir fazlası veya gider fazlası olarak adlandırılır. Ortağın ekonomik katılımı ilkesi, elde edilen gelir ve gider fazlalarının nasıl dağıtılacağını gösterir.

 

Ortaya çıkan gelir fazlası kanun ve anasözleşmede belirlenen yedek akçe, sermayeye faiz, üst birlik payları ve varsa fonlar ayrıldıktan sonra kalan risturn (ortakların kooperatiften yaptıkları alışveriş oranlarına göre gelir fazlasından pay alması) olarak dağıtılır.

 

  • İşletme gelir fazlasından yedek akçe ayrılması: Kooperatiflerde ortaya çıkan gelir fazlasının tamamı ortaklara dağıtılmaz. Kooperatiflerde doğabilecek zararlardan korunmak ve sermaye birikimi sağlamak için yedek akçeler kullanılır. Kooperatifler Kanunu’nun 39’uncu maddesi uyarınca; kooperatiflerde gelir farkının en az %10″u yedek akçe olarak, kooperatif üst kuruluşlarında ise

%10’a ilaveten %5’i fevkalade yedek akçe olarak ayrılmadıkça ortaklara dağıtım yapılamaz. Yine, Kooperatifler Kanununun 38’inci maddesi uyarınca anasözleşmede aksine bir hüküm yoksa ortaklarla yapılan muamelelerden bir yıllık faaliyet sonucunda elde edilen hâsılanın tamamı yedek akçe olarak ayrılır ve ayrılan yedek akçeler hiçbir şekilde ortaklara dağıtılamaz. Yedek akçelerin ortaklara dağıtılacağı şeklinde bir hüküm anasözleşmeye konmuş olsa dahi bu hüküm geçersizdir. Kooperatifin bir yıllık faaliyeti neticesinde gider farkı ortaya

 

 

 

çıkmış ise bu gider farkı ayrılan yedek akçelerden, yedek akçeler yetmezse, ayrılan özel fonlardan karşılanır.

Resim 1.5: Kooperatif gelirlerinden yedek akçe ayrılarak, kötü günler için tedbir alınır.

 

  • İşletme ortaklarının sermayelerine faiz verilmesi: Kooperatifler Kanununun 38’inci maddesine göre gelir-gider farkının en az %50″si ortaklara dağıtıldıktan sonra, ortakların sermaye paylarına genel kurul kararı ile devlet tahvillerine verilen en yüksek faiz haddini geçmemek üzere faiz ödenebileceği anasözleşme ile hükme bağlanabilir.
  • Özel fon ayrılması: Kooperatiflerin faaliyet yılı içerisinde kooperatif ortakları dışındaki gerçek ve tüzel kişilerden elde ettiği hasılanın ortaklara sermaye payları oranında dağıtılabileceği anasözleşmede belirtilerek, bu farkın ortaklara dağıtımı sağlanabilir. Anasözleşmede böyle bir hüküm yoksa bu farklar, kooperatifin gelişmesine yarayacak işlerde kullanılmak üzere özel bir fonda toplanır. Ayrıca anasözleşmede yer verilmek suretiyle gerek kooperatifin memurları ile işçileri, gerekse kooperatifin ortakları için yardım kuruluşları oluşturmak ve bunları işletmek amacı ile yardım fonları
  • Ortaklara “Risturn” dağıtılması: Kooperatifler yıllık faaliyetleri sonucu elde ettikleri işletme gelir fazlasını risturn adı altında ortaklarına dağıtır. Risturn dağıtımı yasa ve anasözleşmede belirtilen yedek akçeler, özel fonlar ve sermaye paylarına faiz verilmesi işlemleri tamamlandıktan sonra yapılır. Ortakların risturn payları anasözleşmedeki hükümlere göre ve ortakların kooperatiften yaptıkları muameleleri dikkate alınarak dağıtılır.

 

  • Özerklik ve Bağımsızlık İlkesi

 

Kooperatifler kendine özgü bir yasası (1163 sayılı Kooperatifler Kanunu) olması itibariyle özerk kuruluşlardır. Bazı durumlarda Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) bazı hükümleri uygulansa da kooperatiflerin kuruluşlarından dağılmalarına kadar tüm işlemler Kooperatifler Kanununda belirtilmiştir; bu da kooperatiflere özerklik kazandırmaktadır.

 

 

 

Resim 1.6: Kooperatiflerin kendine özgü yasaları bulunmaktadır.

 

Kooperatiflerin yönetimi ve denetiminin ana sözleşmelerinde belirlenen hükümler dâhilinde karşılıklı yardım ve dayanışma içerisinde yürütülmesi bağımsız bir kuruluş olduğunun göstergesidir.

 

Demokratik yönetim ilkesinin bir benzeri olarak algılanabilen bu ilke, kooperatifin ortakları tarafından özerk olarak karar alınıp yönetilmesini ifade etmektedir. Dolayısıyla, tüm ortakların temsil edildiği genel kurulca alınacak kararlara karışacak bir dış etmen bulunmamakta, Devlet sadece bu ortaklıkların kuruluşunu, işleyişini ve denetimini yürütmektedir.

 

  • Eğitim, Öğretim ve Bilgilendirme İlkesi

 

Kooperatiflerin başarıya ulaşması için kooperatifi yönetenlerin, ortaklarının ve halkın kooperatifçilik hakkında bilgili olmaları gerekir. Oy kullanacak, kooperatif yöneticilerini seçecek, yeri geldiğinde eleştirecek, hatta değiştirecek ve fikir verecek olan ortakların tüm bunları yerine getirebilmeleri için kooperatifçilik hakkında yeterli bilgi ve beceriye sahip olmaları gerekir.

 

Kooperatifin yönetimini üstlenen yönetim kurulu ile yönetim kurulu çalışmalarını kontrol edecek olan denetim kurulu üyeleri bu görevlerini yasaya uygun olarak yürütmelidir. Tüm bu nedenlerle ortakların, kooperatif organlarının ve halkın kooperatifçilik hakkında bilgilendirilmesi zorunlu bir hal alacaktır.

 

Başta kooperatif ortakları olmak üzere, kooperatif çalışanlarına ve topluma kooperatif ilkeleri ile yararlarını ve kooperatifçiliğin diğer olumlu taraflarını anlatmak için kabul edilen bu ilke sayesinde kooperatif ortaklarının belirli bir bilgiye sahip olmaları ve sahip oldukları bilgiyle de kooperatif ana sözleşmesini, hesap ve işlemlerini anlayabilmeleri amaçlanmaktadır.

 

 

 

 

Bu ilkenin amaçlarından bir diğeri de ortakla kooperatif, kooperatif ile kooperatif üst örgütü arasındaki bağların kuvvetlenmesi, ortak, yönetici, personel ve geniş bir tabanı oluşturan halkın kooperatif eğitimi alması, kooperatif ile devlet arasındaki ilişkilerin düzenlenmesidir. Bu çerçevede, kooperatif ortaklarının, kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, kooperatif müdür ve personelinin eğitilmesinde kooperatifçilik eğitiminin geliştirilmesi ilkesi önemli rol oynamaktadır.

 

  • Kooperatifler arası İş Birliği İlkesi

Kooperatiflerin amaçlarına ulaşabilmeleri için diğer kooperatiflerle iş birliğine gitmeleri gerekir. Bu sayede kooperatifler, ortaklarına daha fazla ve daha etkili hizmet sağlayacak aynı zamanda da ulusal ve uluslararası düzeyde kooperatifçilik hareketinin güçlenmesine katkıda bulunacaklardır.

 

Kooperatifler, iş birliği yaparak ulusal düzeyde büyük aracı, tefeci, sanayici ve holdinglerle; uluslararası düzeyde ise çok uluslu şirketlerle rekabet edebilir.

 

İşbirliğinin kooperatif çatısı dışındaki diğer kooperatifler arasında da gözetilmesini amaçlayan bu ilkeyle kooperatiflerin hem ortaklarına hem de işbirliği sayesinde topluma daha fazla hizmet etmeleri amaçlanmıştır.

 

Zira, kooperatif aracılığıyla ortakların sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel kalkınmalarında işbirliği önem arz etmektedir.

 

  • Toplumsal Sorumluluk İlkesi

 

Kooperatifler, ortaklarının gereksinimlerini ön planda tutarken diğer yandan da içinde bulundukları toplumun çıkarlarını gözetmelidir. Ayrıca kooperatifler, çevrenin korunması için de gereken önlemleri almakla sorumludur.

 

Bu ilkenin bir gereği olarak kooperatifler, toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kalkınmalarını sağlamak ve korumak için de çalışmalıdırlar.

 

  • Kooperatiflerin Sınıflandırılması

 

Kooperatiflerin kuruluş amaçları birbirinden farklı olduğundan çeşitleri de bir hayli fazladır. Kooperatifleri tabi olduğu mevzuata göre sınıflandırmak mümkün olmakla birlikte en uygun sınıflandırma, faaliyet alanıyla irtibatlı sektör bazında yapılacak sınıflandırmadır. Bu çerçevede kooperatifleri üretim ve pazarlama, tüketim ve kredi sektörü olarak üç grupta ele alacağız.

 

 

 

  • Üretim ve Pazarlama Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Tarım Satış Kooperatifleri

 

Çiftçilerin, özellikle de küçük çiftçilerin en büyük sorunlarından biri ürettikleri ürünleri pazarlama aşamasında ortaya çıkmaktadır. Ürünlerin pazarlanması sırasında çiftçi çoğu kez tüccar ve komisyoncu ile karşılaşmakta ve ürününü pazar değerinin çok altına bu tür aracılara satmaktadır. Böylelikle birden fazla el değiştiren ürünün fiyatı artmakta, fiyatı artan mala olan talep ise düşmektedir. Ayrıca ürününü pazar fiyatının çok altında satan çiftçi de elde ettiği gelir ile çoğu kez üretim giderlerini ancak karşılar.

 

Tarım satış kooperatiflerinin en önemli amacı, ortakları olan çiftçilerin ürünlerini en iyi biçimde değerlendirmek, iç ve dış pazarlarda piyasa fiyatından satışını gerçekleştirmektir.

Resim 1.7: Tarım satış kooperatifleri ortaklarının ürünlerini pazarlar.

 

 

Tarım satış kooperatifleri sadece çitçilerin ürünlerini satmakla kalmaz aynı zamanda ürünlerin iyileştirilmesi ve standardizasyonu için onlara teknik yardımda da bulunur. Öte yandan ortaklarının tarımsal girdi ihtiyacını karşılar.

 

Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri

 

Ortağı olan kişilerin mal ve hizmet üretimine yönelik ihtiyaçlarını karşılamak ve ortaklarının ürettiği mal ve hizmetleri pazarlamak amacıyla kurulurlar.

 

Karayolu Yük ve Yolcu Taşıma Kooperatifleri

 

Ortaklarının karayoluyla yük ve yolcu taşıma hizmetlerini pazarlamak, bizzat taşımacılık yapmak ve yaptırmak, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamında faaliyetlerde bulunmak ve ortaklarının bu hizmetlerle ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulurlar.

 

 

 

Taşıma sektöründe faaliyet gösteren kişilerin kurdukları bu kooperatifler; ortaklarına iş bulma, sözleşme yapma, yük bulma sorununu çözme, yükleme istasyonları kurma, yakıt, lastik, yedek parça alma, bakım onarım gibi konularda kolaylık sağlamaktadır. Ülkemizde bu alanda özelliklede motorlu taşıyıcılar adı altında çok sayıda kooperatif bulunmaktadır.

Resim 1.8: Taşıma kooperatifleri, üyelerine iş bulma, sözleşme yapma olanağı sağlar.

 

Tüketim kooperatifleri

 

Ortaklarının tüketim ihtiyaçlarını, aracıları ortadan kaldırarak veya onların kâr düzeylerini en düşük seviyeye indirerek daha ucuza karşılamak amacıyla kurulurlar. Örneğin ortaklarının ihtiyacı olan şekeri çuval olarak toptancıdan satın alarak, ortaklarının şeker ihtiyaçlarını market fiyatının altında bir fiyatla karşılar.

Resim 1.9.: Tüketim kooperatifleri, ortaklarının tüketim ihtiyaçlarını en ucuz ve kaliteli şekilde karşılamak için çalışır.

 

Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin ortaklarının tamamı veya büyük çoğunluğu kadındır. Konusu ile ilgili olarak belediyeler gibi tüzel kişiler de bu kooperatiflere ortak olabilmektedir.

 

Ortaklarının ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile ekonomik faaliyetleri kapsamında yer alan mal ve hizmet üretimi ile bunların pazarlanmasına yönelik ihtiyaçlarını karşılamak, girişimlerini desteklemek, üretim becerilerini geliştirmek, böylece ortaklarının ekonomik menfaatlerini koruyarak sağlıklı ve gelişmiş bir çevrede yaşamalarını sağlamak amacıyla kurulurlar.

 

 

 

Resim 1.10: Kooperatifler, Kadın emeğini ekonomiye kazandırır.

 

Turizm Geliştirme Kooperatifleri

 

Doğal, tarihi arkeolojik ve kültürel turizm değerleri ile diğer turizm potansiyelinin gelişmesine yardımcı olmak ve ortaklarının turizm ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulurlar.

 

Genellikle turizm sektöründe faaliyet gösteren işletme sahiplerinin bir araya gelerek kurdukları bu kooperatifler, turistlik yerlerde faaliyet gösteren ortaklarının kendilerini iç ve dış pazarda en iyi şekilde tanıtmaları ve pazarlamalarına yardımcı olur. Türkiye’de 1980 yılından beri turizm alanında kooperatifler kurulmaya başlanmış olup bu tür kooperatifler daha çok Ege, Akdeniz kıyıları ve Nevşehir’de yoğunlaşmıştır.

 

Yaş Sebze ve Meyve Pazarlama Kooperatifleri

 

İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ortaklarının yaş sebze ve meyve ürünlerini iyi şartlarla değerlendirmek, pazarlamak ve ortaklarının ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla kurulurlar.

Resim 1.11: Sebze ve meyvenin üreticiden tüketiciye sunulmasında kooperatifler bir yandan ürün güvenliğini sağlarken bir yandan da piyasada fiyatların aşırı artmasını engeller.

 

Pazarcılar İşletme Kooperatifleri

 

Pazarcı esnafı olan ortaklarının mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını karşılayarak ekonomik durumlarını iyileştirmek amacıyla kurulurlar.

 

 

 

Küçük Sanat Kooperatifleri

 

Ortaklarının sanat ve mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak amacıyla kurulurlar.

Resim 1.12: Küçük sanat kooperatifleri, ortalarının hammadde ihtiyacını karşılar.

 

Türkiye’de marangozluk, ayakkabı imalatı, leblebicilik, lüle taşı işletmeciliği, dokumacılık, kilimcilik, halıcılık, deri imalatı, battaniyecilik, av tüfeği imalatı, tabakçılık, fırıncılık vb. alanlarda faaliyet gösteren küçük sanatkârların kurdukları kooperatiflerdir.

 

Site İşletme Kooperatifleri

 

Ortaklarının sahibi bulunduğu konutlardan oluşan sitenin ve site sakinlerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek amacıyla kurulur.

 

Temin Tevzi Kooperatifi

 

Ortakları için gerekli olan mesleki ihtiyaç maddelerini sağlamak amacıyla kurulan bu kooperatifler üretim merkezlerinden, ilk ellerden ve diğer satıcılardan uygun şartlarla ve ucuza satın alacağı ürün ve mesleki ihtiyaç maddelerini peşin veya kredili olarak ortaklarına tevzi ederler.

 

Eczacılar Üretim Temin ve Dağıtım Kooperatifleri

 

Eczacılık alanında faaliyet gösteren ortaklarına ilaç temin etmek, ilaçların dağıtılması ve gerektiğinde üretilmesi gibi temel amaçları gerçekleştirmek için kurulur.

 

1970’li yıllarda ilaç deposu işletmelerinin keyfi bir uygulama sonucu istedikleri eczanelere ilaç verip, istediklerine vermemesi birçok eczanenin kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına yol açmış ve bu durum eczacıları kooperatif kurmaya yöneltmiştir. Türkiye’de ilk ecza kooperatifi 1978 yılında 22 eczacının katılımı ile Manisa’da kurulmuş olup, daha sonra birçok ilde bu alanda faaliyet gösteren kooperatifler kurulmuştur.

 

 

 

  • Tarım Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri Bu kooperatifler ortaklarının;
  • Her türlü bitkisel, hayvancılık, ormancılık konularındaki üretimini geliştirmek,
  • İhtiyaçlarını temin ve tedarik etmek; ortaklarının ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerine yardımcı olmak,
  • İş sahası temin etmek,
  • Ortaklarının ekonomik gücünü arttırmak için tabi kaynaklardan faydalanmak,
  • El ve ev sanatları ile tarımsal sanayinin gelişmesini sağlayıcı tedbirler almak gibi temel amaçları gerçekleştirmek için faaliyette

 

Tarımsal kalkınma kooperatifleri, ortaklarının ihtiyaç duydukları gübre, tohum, yem, ilaç gibi girdilerin temin edilmesini sağladığı gibi üretimin gerçekleştirilmesi aşamasında bu girdilerin hangi oranda kullanılacağı konularında da ortaklarına yardımcı olur. Böylelikle yanılma tehlikesine karşı ortakları olan çiftçileri korudukları gibi üretimin kalitesinin artmasını da sağlar.

 

Sulama Kooperatifleri:

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Sulama kooperatifleri kurak ve yeterli su kaynağı olmayan yerlerde zirai sulama tesislerini kurarak tarımda verimin arttırılması için büyük ihtiyaç olan su problemini çözmeyi amaçlar. Bu amaçla çiftçilerin kullanacağı su miktarını ve sırasını düzenlerler. Bu kooperatifler ayrıca kurulmuş olan sulama tesislerinin bakımını yapma görevini de üstlenir.

Resim 1.13: Sulama Kooperatifleri,

 

 

 

Su Ürünleri Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Bu kooperatifler her türlü su ürünlerinin üretimi, işlenmesi, depolanması ve pazarlanması konularında ortaklarına hizmet vermek ve ortaklarının ihtiyacı olan av araç gereçlerini ve donatımlarını temin etmek amacıyla kurulur ve faaliyet gösterir.

Resim 1.14: Su ürünleri kooperatifleri, ortaklarına üretim, işleme, depolama ve pazarlama hizmetleri sunar.

Pancar Ekicileri Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Pancar ekicileri kooperatifleri; üretim esnasında ortaya çıkan toprak hazırlığı, ekim işleri, pancar ve diğer tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, korunması, dekar veriminin artırılması konularında gerekli tedbirleri almak ve ortaklarının yararlı bilgiler edinmesine yardımcı olmak amacıyla kurulur.

 

  • İnşaat Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Bu kooperatiflerin kuruluşlarındaki izin işlemleri ve denetimleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yürütülmektedir.

 

Konut Yapı Kooperatifleri

 

İnsanların zorunlu ihtiyaçları arasında yer alan barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan bu tür kooperatifler, özelliklede dar ve orta gelirli ailelerin konut sahibi olmasında aktif rol oynar. Bu tür kooperatifler sayesinde kişilerin küçük birikimleri bir araya getirilip, gerekli durumlarda banka kredilerinden de yararlanılarak, ortakların konut ihtiyaçları karşılanır. Ülkemizde bu tür kooperatiflere yaygın olarak rastlanmaktadır.

 

 

 

Resim 1.15: Yapı kooperatifleri insanları daha kolay ev sahibi yapar.

 

Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifleri

 

Küçük sanayicilerin günün icaplarına uygun modern ve teknik şartları haiz birer işyerine sahip olmalarını sağlamak ve topluluğun genel hizmetlerini karşılayacak tesisleri içine alan küçük sanayi sitesi kurarak teknik görgü ve bilgilerini artırmak, modern imalat metotlarından faydalandırmak, işbirliği ve ihtisaslaşmanın gerçekleşmesi gibi çalışmalar yaparak mesleki gelişmelerini sağlamak amacıyla kurulurlar. Sanayi sitesi uygulamalarına; çarpık sanayinin önlenmesi ve sanayi yapılaşmalarının disipline edilmesi amacıyla, planlı kalkınma dönemi olan 1960’lı yıllarda başlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, sanayi sitesi yapı kooperatifleri Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından büyük oranda altyapı ve üstyapı yapım kredileri ile desteklenmektedir.

Resim 1.16: Küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri küçük sanayicileri iş yeri sahibi yapar.

 

Toplu İşyeri Yapı Kooperatifleri

 

Ortaklarının işyeri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulurlar.

 

  • Kredi Sektöründe Faaliyet Gösteren Kooperatifler

 

Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin amacı, kooperatife ortak olan esnaf ve sanatkârlara mesleki faaliyetleri için gerekli krediyi sağlamak veya kredi ve banka teminat mektubu almak üzere kefil olmaktır.

 

 

 

Türkiye’de ilk esnaf ve kefalet kooperatifi 1951 yılında Ankara’da kurulmuş olup, bugün sayıları bine yaklaşan kooperatifler Merkez Birliği(TESKOMB) çatısı altında toplanarak 650 bini aşkın ortağına hizmet sunmaktadır.

 

Resim 1.17: Kredi ve kefalet kooperatifleri

 

Tarım Kredi Kooperatifleri

 

Bu kooperatiflerin amacı, tarımsal üretimde kullanılmak üzere ortaklarına olabildiğince ucuz ve yeterli kredi sağlamaktır. Türkiye’de 1929 yılına kadar çiftçilerin kredi ihtiyacı T.C Ziraat Bankası tarafından karşılanırken, 1929 yılından sonra tarım kredi kooperatifleri kurulmaya başlanmış ve böylelikle çiftçilerin kredi ihtiyaçları bu kooperatifler aracılığıyla giderilmeye başlanmıştır.

 

Bu kooperatiflerin ortakları genelde küçük çiftçilerdir. Küçük çiftçilerin bankalardan kredi almaları oldukça zordur; şahıslardan borç almaları durumunda ise yüksek faiz başta olmak üzere birçok sorunla baş başa kalmaktadırlar. Ayrıca bu işletmeler aracılığıyla çiftçi ortağın diğer ihtiyaçları da temin edilebilmektedir.

Resim 1.18: Tarımsal kredi kooperatifleri, ortaklarına ucuz ve yeterli kredi sağlar.

 

  • Kooperatiflerin Kuruluşu

Kooperatiflerin hedeflenen amaca ulaşması ve başarılı olabilmesi için, kooperatif kurma işlemlerine başlanmadan önce bazı araştırmaların yapılarak, elde edilecek bilgilerin iyi bir şekilde değerlendirilmesi yapılarak kooperatif kurma fikri hayata geçirilmelidir.

 

 

 

Resim 1.19: Kooperatif kurulmadan önce, iyice düşünülmeli ve gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

 

Yapılacak bu araştırmada dikkat edilecek başlıca konular şunlardır:

 

  • Kooperatifin kurulacağı yerleşim yerinin kooperatifin amaçlarını gerçekleştirebilecek bir alt yapıya sahip olması (bir konut yapı kooperatifi kurulacaksa, konut yapılacak zeminin inşaata uygun olup olmadığı ve ihtiyaç duyulacak iş gücünün nerden sağlanacağı, konuları araştırılmalıdır).
  • Kooperatifin üretim ve pazarlamasını yapacağı ürünlere ilişkin ham madde ve pazar araştırmasının yapılması.
  • İhtiyaç duyulan sermayenin hesaplanması (konut inşa etmek amacıyla bir kooperatif kurulacak ise kooperatifin yapacağı konutların toplam maliyetleri belirlenmeli ve ortakların bu maliyetleri nasıl karşılayacağı ortaya konmalıdır).
  • Ortak sayısının belirlenmesi (bir konut yapı kooperatifi kurulacak ise bu kooperatifin yapmayı planladığı konut sayısından fazla ortak alınmamalıdır).
  • İhtiyaç duyulması durumunda kredinin hangi kaynaklardan sağlanacağı.
  • Kooperatifin çalışma alanıyla ilgili ileride doğabilecek riskler ve bunlara karşı alınacak önlemler.

 

Yukarıda saydığımız konular dışında, kurulacak kooperatifin türü ve amacına göre araştırılması gereken hususlar varsa ayrıca ortaya konulup, gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

 

Bu araştırmalar yapılırken Tarımsal amaçlı kooperatif anasözleşmeleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yapı kooperatifi anasözleşmeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, diğer anasözleşmeler ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın internet sayfalarından veya ilgili Bakanlıkla iletişime geçilerek temin edilebilir.

 

Yapılan araştırma sonucu olumlu bilgiler elde edilip kurulacak kooperatifin kuruluş amaçlarını başarıyla yerine getirebileceği fikri ortaya konmuşsa, kooperatifin kurulması için aşağıdaki işlemlere başlanmalıdır.

 

  • Kurucu Ortakların Bir Araya Gelmesi

 

Bir kooperatifin kurulması için en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda azami bir sınırlama getirilmediğinden yediden fazla kurucu ortakla kooperatif kurulması mümkündür.

 

 

 

Resim 1.20: Kooperatif kurulması için en 7 ortak gereklidir.

 

Kooperatifler Kanununun 19’uncu maddesine göre kooperatife giren her ortak en az bir ortaklık payı almayı taahhüt eder. Ortakların alabileceği en fazla ortaklık payı miktarı ise 5000 paydır. Bir ortaklık payının değeri 100-TL’dir.

 

Kurucuların taahhüt ettikleri pay bedellerinin en az ¼’ü tescilden önce, gerisi de kooperatifin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde kooperatife ödenmesi gerekir.

 

  • Anasözleşmenin Hazırlanması, İmzalanması ve Tasdiki

 

Kooperatif kuruluş başvuruları 2015 yılında uygulamaya konulacak Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOP-BİS) http://koopbis.gtb.gov.tr üzerinden yapılacaktır. Bu sistem üzerinden kuruluş başvurusu yapıldığında aşağıdaki yöntem izlenecektir:

 

Vatandaşlık kimlik numarası ve şifre ile e.devlet kapısından giriş yapılacak,

 

Kuruluş işlemleri seçilerek sonraki adımlar takip edilecektir. Yapılacak işlemler için eğitim CD’sinde gösterilen yol izlenmelidir.

 

KOOP-BİS yürürlüğe girinceye kadar kuruluş işlemleri Merkezi Sicil Sistemi(MERSİS)’ne ait http://mersis.gumrukticaret.gov.tr adresinden yapılmaktadır.

 

Kooperatif kuruluşu için en az yedi gerçek veya tüzel kişi bir araya geldikten sonra, anasözleşme hazırlanması ve her sayfasının kurucu ortaklar tarafından imzalanması ve imzaların da notere tasdik ettirilmesi gerekir.

 

Uygulamada ilgili Bakanlık tarafından hazırlanan örnek anasözleşmelerden yararlanılmaktadır. Örnek anasözleşmeler kullanılması, kuruluş izni verilmesi sırasında Bakanlığın (ya da İl Müdürlüğünün) denetimi ve incelenmesini kolaylaşmakta ise de bunlara uyma zorunluluğu yoktur.

 

Kooperatifler Kanununun 4’üncü maddesinde yer alan ve aşağıda değinilen hükümleri taşımak ve kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla, kurucuların istedikleri şekilde anasözleşme hazırlamaları mümkündür.

 

 

 

 

Resim 1.21: Hazırlanan anasözleşme ortaklar tarafından imzalandıktan sonra noter tarafından imzalar onaylatılmalıdır.

 

Kooperatifler Kanunu uyarınca anasözleşmede bulunması gereken hükümler şunlardır:

 

Zorunlu Hükümler (KK md. 4);

 

  • Kooperatifin adı ve merkezi,
  • Kooperatifin amacı ve çalışma konuları,
  • Ortaklık sıfatını kazandıran ve kaybettiren hâl ve şartlar,
  • Ortakların pay tutarı ve kooperatif sermayesinin ödenme şekli, nakdi sermayenin en az 1/4 nün peşin ödenmesi,
  • Ortakların aynı sermayeyi koyup koymayacakları,
  • Kooperatiflerin yükümlerinden dolayı ortakların sorumluluk durumu ve derecesi,
  • Kooperatifin yönetici ve denetleyici organlarının görev ve yetki ve sorumlulukları ve seçim tarzları,
  • Kooperatifin temsiline ait hükümler,
  • Yıllık gelir gider farklarının, hesaplama ve kullanma şekilleri,
  • Kurucuların adı, soyadı iş ve konut adresleri,
  • İhtiyari Hükümler (KK md. 5);
  • Genel kurulun toplantısı, kararların alınması, oyların kullanılması hakkındaki hükümler,
  • Kooperatifin çalışma şekline dair esaslar,
  • Kooperatifin birliklerle olan münasebetleri,
  • Kooperatifin diğer bir kooperatifle birleşmesine ait hükümler,
  • Kooperatifin süresi.

 

Yorumlayıcı Hükümler (KK md. 6);

 

Yukarıda zikredilen 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 5’inci maddesinin 1 ve 2’nci bentlerinde yazılı hususlar hakkında anasözleşmede hüküm olmadığı takdirde aşağıdaki hükümler uygulanır.

 

  • Genel kurul, kooperatifi temsile yetkililer tarafından imzalanan taahhütlü mektuplarla veya mahalli gazete ile köylerde ise yazılı olarak imza karşılığı toplantıya çağrılır.
  • Kooperatifin faaliyeti; kooperatifin amacı ve çalışma konusuyla sınırlıdır.

 

 

 

  • Kuruluş izninin Alınması

 

Bir kooperatifin kurulabilmesi için, öncelikle ilgili Bakanlıktan izin alınması gerekmektedir. Tarımsal amaçlı kooperatifler, tarım kredi kooperatifleri ve bunların üst kuruluşları için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; yapı kooperatifleri ve bunların üst kuruluşları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; tarım satış kooperatifi, kredi ve kefalet kooperatifi ve motorlu taşıyıcılar kooperatifi ile diğer tüm kooperatifler ve bunların üst kuruluşları için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ilgili bakanlık olarak gerekli izin işlemini gerçekleştirmektedir. Uygulamada ilgili Bakanlıklarca hazırlanan örnek anasözleşmeyle kooperatif kuruluşlarına izin vermede illerde ilgili Bakanlığın İl Müdürlükleri yetkili kılınabilmektedir.

 

Ana sözleşme hazırlanıp notere onaylatıldıktan sonra kooperatife kuruluş izninin verilmesi hususunda, ilgili izin merciine hitaben iki nüsha dilekçe yazılır (Şekil 1.1).

 

Hazırlanan dilekçenin aslı kurulacak kooperatifin türüne göre izin alınacak Bakanlığa veya kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki il müdürlüklerine (Ticaret İl Müdürlüğü/İl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü/Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) verilir.

 

Müracaat dilekçesini kurucu ortakların tamamı imzalayabileceği gibi hepsi adına ortaklardan biri de imzalayıp verebilir. Müracaat dilekçesine şu belgeler eklenir:

 

  • 6 adet noter onaylı anasözleşme,
  • Kooperatif kurucularının nüfus cüzdanı örnekleri ve ikametgâh belgeleri,
  • Yönetim kurulu üyelerinin iyi hal belgeleri,
  • Yönetim kurulu üyelerinin aynı türden başka bir kooperatifte yönetim kurulu üyesi olmadıklarına ilişkin beyanları,
  • Kuruluş bilgi formu,
  • Taahhüt edilen nakdi sermayenin ¼ tutarının 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa bağlı bir bankada kurulmakta olan kooperatif adına açılacak özel bir hesaba yatırıldığına dair dekont,
  • Türüne göre ortaklık şartlarını ispat eder belgeler (oda kayıt belgesi ya da araç ruhsatı, mükellefiyet kaydı, kira sözleşmesi, tapu belgesi) (Şekil 2).

 

 

 

 

Şekil 1.1: Kuruluş müracaat dilekçesi

 

 

 

 

   
  KOOPERATİF KURULUŞ BİLGİ FORMU
  KOOPERATİFİN
UNVANI Sınırlı Sorumlu ………….Kooperatifi
ADRESİ ……………………………………………….

…………../ANKARA

KURUCU ORTAK SAYISI 13 (on üç)
  YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN
ADI SOYADI BABA ADI DOĞUM YERİ VE TARİHİ
1. ……………… ………………………….., ……………
2. ……………….. ……………………….., ……………..
3. ……………………………., …………….
  DENETİM KURULU ÜYELERİNİN
ADI SOYADI BABA ADI DOĞUM YERİ VE TARİHİ
1.……. …………..
2……… ……………

İmza

Kurucu ortaklar adına ……………………..

Şekil 1.2: Kooperatif kuruluş bilgi formu örneği

 

Kurucu ortaklar tarafından izin merciine verilen dilekçe ve ekleri izin mercii tarafından şekil ve esas yönünden incelenir. Şekil yönündeki incelemede dilekçeye ilave edilmesi gereken belgelerin mevcut olup olmadığı, esas yönünden ise ekte verilen belgelerin özellikle anasözleşmenin kanunlara ve genel kabul görmüş şekillere uygun hazırlanıp hazırlanmadığına bakılır.

 

Bu araştırma ve incelemeler sırasında noksan belgeler varsa bunların tamamlanması; anasözleşmede kanunun emredici hükümlerine aykırı hükümler yer alıyorsa, anasözleşme emredici hükümlerin bir veya birkaçını taşımıyorsa bunların düzeltilmesi istenir ve ondan sonra kuruluş izni verir.

 

 

 

  • Kooperatifin Tescil ve İlanı

 

Kooperatifin kurulması için gerekli izin alındıktan sonra 15 gün içerisinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil müdürlüğüne başvurularak kooperatifin tescil ettirilmesi gerekir. Kooperatif ticaret siciline tescil edildikten sonra tüzel kişilik kazanır. Kooperatifler Kanunu’nun 7’nci maddesine göre kooperatifin tescilinden önce kooperatif adına işlem yapanlar, yaptıkları işler dolayısıyla şahsen ve zincirleme olarak sorumludurlar. Yani tescilden önce yapılan işlemlerden doğan zararlar kooperatifi değil, işlemleri yapan ortakları bağlar.

Resim 1.22: Kuruluş izni alınan kooperatifler, 15 gün içerisinde ticaret siciline tescil ettirilir.

 

Müracaat kooperatifi temsil ve ilzamla yükümlü yönetim kurulu üyelerince ya da vekillerince ticaret sicili müdürlüğüne verilecek bir dilekçe ile yapılır (Şekil 1.3).

 

 

 

Şekil 1.3: Tescil ve ilan için ticaret siciline verilecek dilekçe örneği

 

Tescil talebi için verilecek bu dilekçeye eklenecek belgeler şunlardır:

  • Anasözleşme: Kooperatifin tescili için ticaret sicili Müdürlüğüne iki adet anasözleşme verilir. Anasözleşmenin noterden tasdikli olması ve izin merciinin kuruluş izni verdiğine ilişkin şerhini taşıması
  • Bakanlık izin yazısı: Kooperatifin kuruluşuna ilişkin alınan izin yazısının aslı sicil Müdürlüğüne
Ø   Taahhütname
Ø   Yönetim kurulu imza sirküleri
Ø   Kurucuların nüfus cüzdanı örnekleri
Ø   Kurucuların ikametgâh belgeleri
Ø   Oda kayıt beyannamesi
  • Yönetim kurulu üyelerinin imza sirküleri (örnekleri): Kooperatifin kuruluşu sırasında, ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapacak olan yönetim kurulu üyeleri anasözleşmeyle atandıklarından, bunların ad ve soyadları ile ne şekilde imza edeceklerine ilişkin imza sirküleri de dilekçe ekinde ticaret sicili Müdürlüğüne verilir (Şekil 1.5). İmza sirkülerinin noter tasdikli olması

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adı ve Soyadı 1. İmzası 2. İmzası 3. İmzası
……………………… ………… ………… …………
…………………………… ………… ………… …………
…………………… ……….. ……….. ………….

 

 

 

Şekil 1.4: Yönetim kurulu üyelerinin imza sirküleri (örnekleri)

 

  • Kurucu ortakların nüfus cüzdanı örnekleri ve ikametgâh belgeleri: Kuruluş izni sırasında izin merciine verildiği gibi, kurucu ortakların nüfus cüzdanı örnekleri ile ikametgâh belgelerinin, tescil talebi dilekçesi ekinde sicil memurluğuna verilmesi zorunlu bulunmaktadır.

 

 

 

Ø   Tescil ve ilan edilecek hususlara ilişkin beyanname:

 

TESCİL VE İLANAN EDİLECEK HUSUSLARA İLİŞKİN BEYANNAME

  1. Şirket Sözleşmesindeki imzaların noter onay Tarihi: 20/07/2014
  2. Kooperatifin Amacı: Ortaklarının Eğitime yönelik ihtiyaçlarım sağlamak ve eğitim hizmetlerini pazarlamak,
  3. Kooperatifin Konusu: Arsa ve arazi satın alır, birleştirir, imar planına uygun olarak alt yapı, plan, proje ve maliyet hesapları hazırlar ve ortaklarına konut yaptırır.
  4. Kooperatifin Süresi (varsa): 15 yıl
  5. Kooperatifin Unvanı : S,,,,,,,,,,,,Kooperatifi
  6. Kooperatifin Merkezi: Ankara
  7. Kooperatifin sermayesi 13.000 TL olup, bunun nakdi kısmına karşılık 3.250 TL’si ödenmiştir. Her ortaklık payı ise 100 TL’dir.
  8. Ortaklık payı belgeleri her ortağın adına yazılıdır.
  9. Kooperatif ilk genel kurula kadar 10. maddede adı geçen yönetim kurulu üyelerince, ilk genel kuruldan soma ise seçilecek, yönetim kurulu üyelerince temsil
  10. Yönetim kurulu üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili olan kimselerin ad ve soyadları: …………………………., …………………, ………………………….
  11. Olağan ve olağanüstü toplantılara çağrı; taahhütlü mektupla, ayrıca gerektiğinde gazete ile gazete olmayan yerlerde mahalli örf ve adete göre ilan yolu ile yapılır. Çağrının sadece yazılı olarak imza karşılığı yapılması da mümkündür.

Şekil 1.5: Ticaret siciline tescil ve ilan edilecek hususlara ilişkin beyanname örneği

 

Kooperatifler Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre tescil ve ilan olunacak hususlar şunlardır:

 

a- Şirket Sözleşmesindeki imzaların noter onay tarihi, b- Kooperatifin amacı, konusu ve varsa süresi,

  • Kooperatifin unvanı ve merkezi,

ç- Kooperatifin sermayesi ve bunun nakdi kısmına karşılık olarak ödenen en az miktar ve her ortaklık payının değeri,

  • Ortaklık payı belgelerinin ada yazılı olduğu,
  • Ayni sermaye ve devralınan akçalı kıymetlerle işletmelerin neden ibaret oldukları ve bunlara biçilen değerler,

 

 

 

  • Kooperatif ne suretle temsil olunacağı ve denetleneceği,

Denetçiler, Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatifi temsile yetkili kimselerin adı ve