Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesinde yeni gelişme

Evren ÖZMEN-Mali Müşavir

Kooperatiflerde iktisadi işletmelerin sonu mu geldi ?

Bilindiği üzere 2018 yılı itibari ile ortak dışı işlem yapan kooperatiflerin kurumlar vergisi mükellefiyeti açık ise mükellefiyetlerinin kapatmaları ve iktisadi işletme kurmaları gerekliydi. Bence etkileri çok iyi değerlendirilmeden yürürlüğe konulan bu uygulama ile bir çok belirsizlik ortaya çıktı. Maalesef bu belirsizliklerin bir çoğu halen daha devam ediyor.

Bu süreçte yaşanan sıkıntılardan ilk aklıma gelenler, kooperatiflere ait iktisadi işletmelerin kuruluşunda yaşandı. Şaka gibi bir süreçte kurumlar vergisi kapanışı yaparak iktisadi işletme açmak istendiğinde vergi daireleri uygulama yapmaktan çekindi, devamında ticaret sicilden kuruluş yapılması gerektiği belirtildi. Ticaret sicil müdürlüğü tescile gerek yok, ayrı bir tüzel kişiliği yok dendi. Vergi dairesine geri dönülerek zor bela vergi dairesi nezdinde kuruluşlar gerçekleştirildi. Daha sonrasında kuruluşu yapılan bu iktisadi işletmelerin defter tasdiklerinde noterlerde ayrı çileler çekildi. Bankalarda kooperatiflerin kira ve diğer reklam v.b. gelirlerinin tahsilatı için hesap açtırılırken türlü zorluklar devam etti. Muhasebe hesap planı kapsamında gider dağıtım anahtarları tamamen afaki olarak bir çok kooperatifte tamamen yoruma dayalı olarak belirlendi.

Kooperatif ana sözleşmelerinde iktisadi işletme kelimesinin i’si yok iken genel kurullarda ortaklardan cevaplanması zor haklı sorular geldi. Kooperatifin tapulu kendi mülklerinden elde ettiği gelirler için iktisadi işletmeden kooperatife aktarım sırasında stopaj doğması söz konusu oldu. Açıkçası sıkıntılar hala daha devam ediyor.

Son gelişme ise ; numaralı kurumlar vergisi genel tebliğ seri-1 de değişiklik yapılmasına ilişkin 17 seri numaralı tebliğ ile oldu ( Yazı hazırlanırken henüz resmi gazetede yayımlanmamıştı)

Metnin eski ve yeni hali ektedir.

Eski Yeni
Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatifler, ortak dışı işlemlerine ilişkin hesap ve kayıtlarını kooperatif hesaplarıyla ilişkilendirmeksizin iktisadi işletme adına tasdik ettirecekleri ayrı defterlerde izleyeceklerdir.   “Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.”  

Şimdi bu değişikliği yapanlardan çok rica ediyorum, bu değişiklik ile amaçlanan nedir ? Sıkıntıların çözümünün bu şekilde mi çözüleceği düşünülmüştür. Ayrıca iktisadi işletme kurulmadan mı devam edilecektir ? Risturn istisnasına benzer bir uygulama mı yapılmaya çalışılmıştır ? İktisadi işletmenin ayrı defteri olmayacak ama beyannamesi kooperatifin kayıtlarından mı yapılacaktır ?

Kooperatiflerde iktisadi işletmelerin sonu mu ?

Umarım kooperatiflerin vergisel durumu yakın zamanda daha da karıştırılmaz ve bu konuda yıllardır emek harcamış bir çok meslektaşımız ve kooperatifler belirsizliklerle mağdur edilmez.

Saygılarımla

Kooperatiflerde Vade Farkı Uygulaması

Kooperatif ortakları kooperatife karşı hak ve yükümlülüklerinde eşittirler.[1] Bu nedenle kooperatifçe bazı ortakların diğerlerinden farklı olarak korunması veya zorlanması söz konusu olamaz. Bu nedenle kooperatiflerin eşitlik ilkesi, ödemelerdeki eşitliği de içerir. Bu eşitlik süre ve miktar yönünden kendini gösterir. Diğer taraftan ödemelerini zamanında yapmayan ortaklara bir takım yaptırımlar uygulanır. Örneğin; ortaklıktan çıkarılma gibi

Kooperatiflerde ortakların yapacakları ödemelerin miktar, zaman ve ödeme esaslarını belirleme görev ve yetkisi genel kurula aittir. Gecikme farkı da bu kapsamdadır. Dolayısıyla ortaklar genel kurulca belirlenen miktar ve zamanlarda ödeme yapmadığı taktirde, gecikmelerde hangi faiz oranının uygulanacağının genel kurul tutanağında açıklıkça yer alması gerekmektedir. Aksi halde genel kurulca böyle bir karar alınmamış ise, yani tutanakta yazılı değilse yönetim kurulunun genel kurula ait bu yetkiyi kullanması söz konusu olamaz.


[1]           KK.23

Kooperatif Ortağına Konut Teslimi Yapılırken Yapılması Gereken İşlemler Nelerdir ?

Konut veya işyeri kooperatiflerinde inşaat tamamlanıp ferdileşme aşamasına gelinmesi ile beraber konut/işyeri teslim sürecinin de planlanması gerekmektedir.

Kooperatifin yapılaşması etap etap değil, bütün bloklar aynı zamanda inşaatını tamamlanmış ve tamamlanacak ise öncelikle ortaklara dağıtım şeklinin ana sözleşme ve kanununa uygun olarak işletilmesi gereklidir.

Kooperatiflerde konut veya işyerleri ortaklara iki şekilde dağıtılabilir. Bu dağıtım şekillerinden ilki kura ikincisi ise tercihli tahsistir.

Kooperatifler Kanunu

Kooperatifin genel kurullarında tercihli tahsis yönteminin uygulanacağına dair karar alınmamış ise kura yöntemi uygulanır.

Kura noter huzurunda gerçekleştirilir.

Kura çekimi sonucu kendisine konut veya işyeri isabet eden ortaklar yönetim kurulunun hazırladığı belli bir takvim çerçevesinde konut/işyerlerini teslim alırlar. Teslim sürecinde ortakların imzalaması gereken evraklardan bazıları teslim tutanağı ve taahhütnamedir. Teslim tutanağı konutun veya işyerinin kullanılabilir durumda teslim alındığını kanıtlayan belgedir. Taahhütname ise konut veya işyerinin kullanımdan doğan sorumlulukların belirtildiği dayanağını kooperatifler kanunu ve kat mülkiyeti kanunundan alan belgedir.

Daha detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.

Mali Müşavir Evren Özmen- [email protected]

Kitlesel Fonlama, Blockchain ve Kooperatifler

Sermayeye ihtiyaç duyan girişimcilerin taleplerini karşılayabilmek adına dünyada başarılı örneklerini gördüğümüz ( Kickstarter ve Indiegogo) Kitlesel fonlama (Crowdfunding) modelinin Türkiye’de istenen seviyede başarılı olamamasının öncelikli nedeni fonları toplayacak olan kurumun Sermaye Piyasası Kurumundan izin alması gerekliliği. Mevzuatımıza göre her isteyenin istediği şekilde para toplaması mümkün değil. Bu nedenle SPK’dan izin alınması ve devamında SPK denetimine tabi olunması aslında son derece doğru.

Kitlesel Fonlama

Kitlesel Fonlama Sürecinde Tünelin Ucunda Işık Gözüktü

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPKn) 3, 4, 16 ve 99’uncu maddelerinde yapılan değişiklikler ve SPKn’a eklenen 35/A maddesi ile kitle fonlamasına aracılık eden ve elektronik ortamda hizmet veren kitle fonlaması platformlarının kurulması ve faaliyete başlaması Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabi tutulmuş olup, platformların kuruluşlarına, ortaklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcısı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limitine ve faaliyetleri sırasında uymaları gereken diğer ilke ve esaslar ile toplanan fonların ilan edilen amacına uygun olarak kullanıldığının kontrolü ve denetimine ilişkin esaslar hususunda ikincil düzenleme yapma yetkisi de Sermaye Piyasası Kurulu’na verilmiştir.

Kurulumuz nezdinde yürütülen ikincil düzenleme çalışmaları kapsamında, ortaklığa dayalı kitle fonlaması modelinin ülkemiz sermaye piyasası mevzuatına entegrasyonuna sağlıklı bir işleyiş kazandırılması amacıyla “III-35/A.1 Sayılı Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliğ Taslağı” hazırlanmıştır.

Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliğ Taslağı ile;

  • Kitle fonlama platformlarına,
  • Kitle fonlama platformlarının faaliyetlerine,
  • Kitle fonlama platformu üyeliğine ve kampanya sürecine,
  • Fon kullanım yerlerine ve girişim şirketlerine

ilişkin esaslar düzenlenmektedir.

Vergi yargısında 2019’un parasal değerleri

Bumin DOĞRUSÖZ

Genelde İdari yargıda, özelde vergi yargısında sistem bazen tek dereceli, bazen üç dereceli olarak çalışmaktadır. En altta idare ve vergi mahkemeleri, üzerinde ise istinaf mahkemeleri yer almaktadır. Sistemin en üstünde ise temyiz mercii olarak Danıştay yer almaktadır. Sistemde idari yargı mercileri hep kurul olarak örgütlenmiş olmakla birlikte, bu yargı manzumesinin en altında bulunan vergi mahkemeleri küçük rakamlı davalara tek hâkimli olarak bakmaktadır.

İdari yargı manzumesi içerisinde gerek tek hâkimle bakılacak davaların sınırı gerek mahkemeden istinafa, oradan da temyize geçişte sınırlar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda dava konusu miktara göre belirlenmiştir.

Öte yandan İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ek 1. maddesinde; “Bu kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk Lirası’nı aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmü yer almıştır. Bu düzenlemeye göre 2019 değerlerini yeniden hesaplamak gerekmektedir.

Söz konusu ek 1. maddeye göre 2019 yılında vergi mahkemelerinde tek hâkimle bakılacak davalarda sınır 44 bin TL olacaktır. Dava konusunun bu tutarı aşması halinde vergi mahkemeleri, davaya heyet halinde bakmak durumunda olacaklardır. Tek hâkimle bakılacak davalarda verilen kararlardan, konusu 6 bin TL’yi geçmeyenlerde verilen kararlar kesin olacaktır. Bir başka deyişle konusu 6 bin TL’yi geçmeyen davalarda verilen kararlara karşı istinaf ve/veya temyiz yolu kapalıdır. Konusu 6 bin TL’yi geçen davalarda ise vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolu açıktır.

İstinaf mahkemelerince verilen kararlardan konusu 144 bin TL’yi geçmeyen davalarda, istinaf mahkemelerince verilen kararlar 2019 yılı için kesin nitelik taşıyacak ve temyiz yolu kapalı olacaktır. 144 bin TL’yi geçen davalarda ise istinaf mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurmak mümkün olacaktır.

Bu sınırlar önce, davaların açılış tarihine göre yaşama geçmektedir. Yani davaların açılış tarihinde geçerli tutarlara göre davaya tek hâkimin mi yoksa heyetin mi bakacağı belirlenmektedir. Bu nedenle 2018 yılında açılmış davalarda 2018 yılına ilişkin parasal sınırlar uygulanacaktır. Buna karşılık tek hâkim kararlarının kesin olup olmadığına veya istinaf mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilip gidilemeyeceği konularında ise karar tarihinde geçerli parasal sınırlar dikkate alınmaktadır. Bildiğim kadarı ile uygulama bu şekildedir.

Bu uygulamaya göre, 2018 yılında açılmış bir vergi davasında dava konusu 5 bin 500 TL ise davaya tek hâkim bakacak ancak karar 2019 yılında verilirse karar kesin olacak ve istinafa gidilemeyecektir. Oysa karar 2018 yılında verilseydi istinaf yolu açık olacaktı. Yargının bazen idari yargılama usulünün gerektirdiği usul kuralları dolayısıyla bazen de iş yükü sebebiyle davanın açıldığı yılda karar verememesinin müsebbibi davanın tarafları değildir. İstinafa veya temyize gitme konusundaki parasal sınırların da dava açma tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Zira bu durumda açılmış bir davada, idarece açıklanan oranlarla kişilerin yargı yolları ve üst mahkemeye başvuru hakları üzerinde değişiklik yapılmış olmaktadır. Öte yandan yeniden değerleme oranının belirleniş formülüne göre yıllık enflasyonu temsil etmediği de açıktır. Bu nedenle uygulamayı anayasa açısından yerinde görmek kanaatimce mümkün değildir.

Bu sınırlar hesaplanırken, toplam dava tutarlarına bakılması gerekmektedir. Örneğin tarh işlemi aleyhine açılmış davalarda dava konusu vergi ve cezanın toplamına, ödeme emrine karşı açılan davalarda dava konusu vergi, ceza ve gecikme faizi toplamına bakmak gerekmektedir.

Bazı kaynaklarda yukarıda aktardığımız parasal sınırlar farklı yer almaktadır. Bunun nedeni yapılan hesaplamada istinaf sisteminin kurulduğu 6545 sayılı Kanun’un yayım tarihi 2014 yılının baz alınarak yeniden değerleme oranına göre yıllık artırımların yapılmasıdır. Oysa ek 1. maddeye dikkat edilirse, “bir önceki yıl uygulanan” değerlerin yeniden değerleme oranına göre artırılması öngörülmektedir. 6545 sayılı Kanun 2016 yılında uygulanmaya başlamıştır. Bu nedenle önceki yıllar için artırım yapılması mümkün değildir. Nitekim görüştüğümüz yargı mensupları da uygulamada 2016 yılı öncesi için yeniden değerleme oranına göre revize hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığını ifade etmişlerdir.

Kimler Yabancı Personel Çalıştırabilir ?

[email protected]

Yabancı Personel Çalıştırma Şartları Nedir ? 2019

  • En az 5 Türk Çalıştırmak (Her 1 Yabancı Personel için 5 Türk Personel çalıştırılmalıdır )
  • Ödenmiş Sermayenin en az 100.000 TL olması gerekmektedir.
  • veya ihracat yapan firma ise yıllık ihracat tutarının 250.000 usd olması
  • veya cirosunun 800.000 TL olması gereklidir.
  • izin almak isteyen şirketin yabancı ortağı var ise bu ortağın şirketin en az % 20 sine sahip olması ve sermaye payının da 40.000 TL den az olmaması gereklidir.
Kimler yabancı personel çalıştırabilir ?

Kooperatifler ve Toplu Yapı Site Yönetimlerinde Yapı Kayıt Belgesi Alındıktan Sonra Neler Yapılması Gerekli ?

Mali Müşavir Evren ÖZMEN- [email protected]

Bir çok yapı kooperatifi ve sitede çok hareketli bir dönemi geride bıraktık, bu süre içerisinde çok kısa bir sürede çok yüksek bedeller toplanarak bakanlığın hesabına yatırıldı ve yapı kayıt belgeleri çıkarıldı. Aidatlar süresinde zor toplanıyor bu rakamlar nasıl toplanılacak derken aidatların yaklaşık 10–15 katı büyüklüğünde rakamlar fırsatı kaçırmamak için hızla ödendi

İmar barışında ödeme yapmayarak son günü yapılması muhtemel uzatmayı beklemek bence vekalet akdi ile görev yapan kooperatif veya site yöneticilerinin almaması gereken bir riskti ve bir çoğu da zaten bu riski almadı.

Kat irtifakı olan ve kat mülkiyeti tapusu almak isteyen site ve kooperatiflerde veya hiç kat irtifakı kurulmamış site ve kooperatiflerde blok bazında yapı kayıt belgeleri çıkarıldı.

Peki şimdi ne yapılacak ? Yapı Kayıt Belgesi alındıktan sonraki süreç nasıl ?

Bilindiği üzere imar barışı 2 aşamalı, ilk aşama yapı kayıt belgesinin alınması, ikinci aşama kat mülkiyeti tapusu süreci .

Kooperatif veya Sitenizin blok bazında (mevcutta kat irtifak tapusu olan veya hiç tapusu olmayan yerler için ) yapı kayıt belgelerinizi aldıysanız 

  • Bağlı bulunduğunuz belediyeye dilekçe vermeniz gerekmektedir. Dilekçede 3194 sayılı imar kanununa eklenen geçici 16.madde kapsamında kooperatifinizde veya sitenizde imar barışı imkanından faydalanarak blok bazında yapı kayıt belgelerini çıkardığınızı, bu belgelere istinaden yıkım kararı veya idari para cezalarının kaldırılmasını arz edebilir, böyle bir ceza söz konusu değil ise de bilgi amaçlı olarak dilekçenin taraflarına gönderildiğini yazabilirsiniz.
  • Yapı kayıt belgesi aldığınız yerlerin tamamı için emlak vergisi ödemesi yapmamış iseniz belediyeler geriye dönük emlak vergisini de isteyebilir.

İkinci aşama ise yukarıda yazdığım üzere kat mülkiyeti süreci. 

Kat mülkiyeti süreci açıkcası herkesi ilgilendirmiyor, çünkü kat mülkiyeti sürecinde ilk aşama gibi sadece parayı toplamak ve yatırmak yeterli değil. Ancak ilk aşamada olduğu gibi bir son tarih yok, yani ne zaman parayı toplar ve gerekli belgeleri hazırlarsanız sürece devam edebiliyorsunuz. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün çıkarmış olduğu 2018–8 Sayılı genelgede yapı kayıt belgesi alındıktan sonraki süreç detaylı olarak anlatılmış. Toplu yapı veya kooperatiflerde parsel bazında birden fazla blok da var ise kat mülkiyet tapularının kat irtifakına çevrilmesi süreci biraz uzun ve meşakkatli. Bunun nedenleri

1-Terklerin yapılabilmenin fiilen mümkün olamaması (12 Ekim Tarihinde genelgeye bazı yeni maddeler eklendi, örnek olarak yol ve park ihlalleri de imar barışı kapsamına alındı. Ancak tapuda bu şerh belirtiliyor)

2-Bütün kat maliklerinden muvafakatname alınması zorunluluğu

yukarıda yazılı 2 madde dışında mimari projenin çizimi, harçların ödemesi ve ferdileşme sürecinde yapılması gereken bazı diğer işlemler de mevcut.

Sonuç olarak artı ve eksileri ile imar barışında bir noktaya gelindi. Umarız imar barışından elde edilen kaynaklar bu dönem kendini ufak ufak tekrar hatırlatan deprem güvenliği noktasında değerlendirilir.

Kooperatiflerde Genel Kurul Gündemi Hazırlanırken Dikkat Edilecek Hususlar

2019 Yılında Kooperatifler Genel Kurulları için Gündemi Nasıl Hazırlamalı ?

2019 Yılına girmemiz ile beraber kooperatifler yavaş yavaş genel kurul hazırlıklarına başladı. Genel kurul hazırlıklarına başlanabilmesinin ilk şartı muhasebe iş ve işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanmış olması. Muhasebe işlemleri tamamlanmış ise artık genel kurul hazırlıklarına başlanması mümkün hale gelmiş bulunmaktadır.

  • Denetim kurulu raporunun hazırlanması
  • 2018 Yılı Bilançosunun hazırlanması
  • Yönetim Kurulu raporunun hazırlanması
  • Denetim Kurulu raporunun hazırlanması
  • 2018 Yılına ilişkin gelir gider farkı hesabının hazırlanması
  • 2018 Yılı Planlanan, Gerçekleşen raporunun hazırlanması
  • 2018 Yılı Kooperatifin Genel kurul Gündeminin hazırlanması

Gündem Nasıl Hazırlanacak ?

Kooperatifin 2018 Yılı olağan genel kurul gündemi hazırlanırken öncelikle kooperatifin ana sözleşmesinin olağan genel kurul gündemi başlıklı maddesine bakılarak, gündemde bulunması zorunlu olan maddeler gündeme eklenir.

Bu maddeler eklendikten sonra genel kuruldan yetki alınmasını şart koşan, genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkiler kapsamında bulunan maddeler gündeme eklenir.

Bu maddeler de eklendikten sonra yönetim kurulunun insiyatifinde olan ancak genel kuruldan yetki alarak devam etmek istediği konular ile ilgili gündem maddeleri yazılır.

Bu maddeler yazıldıktan sonra yönetim kurulu gündemi içeren kararı yazar ve imzalar

Kooperatiflerde genel kurul süreci ile ilgili sorularınız ve danışmanlık talepleriniz için bize [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla

Kooperatiflerde Tasfiye kurulu ne iş yapar ?

AGİ – Asgari Geçim İndirimi Hesaplama

Medeni durumunuza veya çocuk sayınıza göre belirlenen alacağınız asgari geçim indirimini (AGİ) hesaplayın.

Yıl içerisinde alacağınız maaşlar içine eklenen Asgari Geçim İndiriminin ne kadar olacağını öğrenmek için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Değerlendirme Yılı
:  2019

Medeni Durum
:     

Eş Durumu
:     

Çocuk Sayısı
:   Yok               



Almanız gereken Asgari Geçim İndirimi : 191.85 TL






*** Not: Site üzerinden yapılan hesaplamalar genel bilgilendirme amaçlı olup kesin hesaplama ve detaylı bilgi için [email protected] adresine mail gönderebilirsiniz.





BİR YIL İÇİNDE HANGİ ŞİRKETİ KURARSAM NE KADAR VERGİ ÖDEYECEĞİM ?


BİR YIL İÇİNDE HANGİ ŞİRKETİ KURARSAM NE KADAR VERGİ ÖDEYECEĞİM ?

1 - Normal-Herhangi Bir Teşviksiz
2- Yurtdışı Yazılım
3- Genç Girişimci

ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK
Ataşehir-İstanbul
[email protected]
ozmconsultancy.com

Normal Teşviksiz

Bir Yıl İçinde Hangi Şirketi Kurarsam Ne Kadar Vergi Ödeyeceğim ?

Hesaplama »

Yurtdışı Yazılım Teşvikli

Yazılım ve tasarım işi ile iştigal eden bir şirketin Türkiye’de ürettiği yazılımı yurtdışı yerleşik şirkete sattığının iddia edildiği bir ortamda elde ettiği kazancın yarısı beyannamede indirim imkanına sahip olacaktır.

Hesaplama »

Genç Girişimci Teşvikli

Genç Girişimcilere 75 Bin Lira Vergi Desteği Uygulaması

Hesaplama »

YAPI KOOPERATİFLERİNİN İNŞAATI GERÇEKLEŞTİRİP, İŞLETMEYE VEYA İSKANA AÇILDIKTAN SONRA GEÇECEKLERİ HUKUKİ STATÜNÜN BELİRLENMESİ

Kemal ÖZMEN-Kooperatif Danışmanı-Mali Müşavir

Gerek işyeri yapı kooperatifleri (küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri ve toplu işyeri yapı kooperatifleri), gerekse konut yapı kooperatifleri anasözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip işyerlerinin veya konutların ortakları adına tapuda tescil ettirmiş olması ile anasözleşmelerinde belirtilen amaçlarını gerçekleştirmiş olmaktadırlar.

Kooperatif Kuruluşu 2019

2019 Yılında Kooperatifi kuruluşu yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin öncelikle yapması gerekenler aşağıda madde madde yazılmıştır.

Kooperatifi kuruluşu ve devam eden süreçte danışmanlık ve mali müşavirlik hizmetleri için bize ulaşabilirsiniz.

  • Kooperatif Kuruluşu en az 7 gerçek veya tüzel kişi tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle 7 ortaktan az sayıda kooperatif kurulması mümkün değildir.
  • Kooperatiflerde kuruluş aşamasında yönetim ve denetim kurulları belirlenmelidir.
  • Kurulacak kooperatifin türüne göre başvuru yapılacak bakanlık netleştirilmelidir.
  • Yapı Kooperatifi kurulacak ise Çevre ve Şehircilik bakanlığına, işletme kooperatifi ise Gümrük ve Ticaret bakanlığına başvuru yapılması gerekmektedir.

[email protected]

2019 Yılında Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödeme Faiz Oranı Nedir ?

Mal ve Hizmet Tedarikinde Alacaklıya Yapılan Geç Ödemelere İlişkin Temerrüt Faiz Oranının Tespiti Hakkında Tebliğ

Faiz oranı yıllık 21,25 olmuştur. Ayrıca asgari gider tutarı 245 TL olmuştur.

2019 Fatura Kesme Sınırı Ne oldu ?

1200 TL olmuştur.

Fatura Kesme ve DüzenlemeSınırı 2019 yılı tutarı 1.200 TL ‘dir.

2019 Yılı Beyannameler Damga Vergileri

2019 Yılı Beyannameler Damga Vergileri

1- Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri 72,70 TL
2- Kurumlar Vergisi Beyannameleri 97,10 TL
3-Katma Değer Vergisi Beyannameleri 48,00 TL
4- Muhtasar Vergisi Beyannameleri 48,00 TL
5- Diğer Vergi Beyannameleri ( Damga vergisi beyannameleri hariç) 48,00 TL
6-Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilen Sigorta Prim Bildirgeleri 35,70 TL

2019 Yılında Beyan Edilecek Kira Gelirleri hakkında bilgilendirme

Konut Kira Gelirleri ile ilgili olarak 5400 TL istisna tutarı düşülerek beyanname hesaplanacaktır.

Sadece İşyeri Kira Geliri olanlar ise 40.000 TL ye kadar beyan mecburiyetleri bulunmuyor

KDV’de yeni haklar ve yeni tartışmalar (2)-BUMİN DOĞRUSÖZ

KDV’de yeni haklar ve yeni tartışmalar (2)

Geçen yazımda 7104 sayılı Kanun’la getirilen, ancak 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen üç düzenlemeden birincisini, yani “izleyen yılda da kullanılabilecek indirim hakkını” irdelemiştim. Diğer iki yeni düzenlemeyi de bu yazıma bırakmıştım.

7104 sayılı Kanun’la KDV Kanunu’nun 29/4’üncü maddesinde yapılan değişiklikle Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği; şu kadar ki Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerektiğinden; yeni düzenlemeye göre 1.1.2019 tarihinden sonra alacağın değersiz alacak haline gelmesi durumunda söz konusu mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin hesaplanan KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün olacaktır. Karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde daha önce gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Bu düzenlemeyi bir örnekle açıklamak da mümkün. Örneğin, mükellef 2019 yılında 3 şirkete yaptığı satışlardan doğan 1.000.000 TL ve 180.000 TL KDV’sini tahsil edememiş ve bu alacağı değersiz alacak haline gelmiş olsun. Mükellef bu tutar için daha önce şüpheli alacak karşılığı ayırmamış ise, 180.000 TL KDV’yi beyannamesinde indirim konusu yapacak ve değersiz hale gelen bu alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini beyanname eki formda beyan edecektir. Eğer mükellef şüpheli alacak karşılığı ayırmış ise, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate aldığı bu KDV’yi indirim konusu yapılabilmesi için bu defa gelir veya kurumlar vergisi açısından gelir olarak dikkate alması gerekecektir. Dolayısıyla bir taraftan 180.000 TL KDV gelir yazılırken diğer taraftan bu tutar KDV beyannamesinde indirim konusu yapılacaktır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (30/e) maddesinde ise, değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenlemenin amacı mükerrer indirimin önüne geçmektedir. Bu nedenle söz konusu KDV alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı tarafından indirim konusu yapılacağından alıcı tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV’nin de aynı vergilendirme döneminde matraha alınarak beyan edilmesi gerekecektir.

Tutarlı olmak adına, bu sağlanan ikinci olanakta da, “düzenlemenin yürürlüğe giriş tarihi itibariyle alacağın 1.1.2019 tarihinden sonra doğmuş olması gerektiğinin ileri sürülmesi gerekirdi”, denilebilir. Ancak neyse ki tebliğ taslağında böyle bir ifadeye rastlamadım. Aslında burada da böyle bir görüşün ileri sürülmemesi, indirim hakkının yürürlüğü konusundaki görüşümüzün haklılığını göstermektedir. Bence burada da alacağın değersiz alacak haline gelmesi koşullarının 1.1.2019 tarihinden sonra oluşmasının yeterli sayılması gerekir. 
1.1.2019’da yürürlüğe girecek bir diğer önemli düzenleme de katma değer vergisi iade incelemelerinin en fazla üç ay içinde bitirilmeleri zorunluluğu konusundadır. Bu zorunluluk 1.1.2019 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin yapılacak incelemelerde uygulanmak üzere 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girecektir. Burada da düzenlemenin yürürlük tarihinin hangi dönemler için geçerli olduğunun belirtilmesi, buna karşılık indirim hakkına ilişkin düzenlemenin yürürlük tarihi konusunda bu yönde bir belirleme yapılmamış olması da haklılığımızın bir başka göstergesidir.

2019 Yılı Ticaret Sicil Harçları

ANONİM ŞİRKET KURULUŞ MALİYETLERİ NE KADAR OLDU ?

2019 Yılı Ticaret Sicil Harçları Ne Kadar Oldu ?
1-Kayıt ve Tescil Harçları ( Ticari İşletme Rehni Dahil )
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde330,9
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde949,5
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde2139,5
2-Temsili Yetkili Kılınan Kimselerin Tescil ve İlanında
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde163,9
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde235
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde520,4
3-Ticaret Siciline tescil edilmiş vakalarda değişikliklerin tescilinde
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde163,9
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde235
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde520,4
4-Kayıt Silinmesinde
a-)Gerçek Kişilere ve Kooperatiflere ait işletmelerde63,8
b-)Şahıs Şirketlerine ait İşletmelerde92,5
c-)Sermaye Şirketlerine ait işletmelerde163,9

2019 Yılında Esnaf ve Sanatkarlar Ne Kadar Aidat Ödeyecek ?

31 Aralık 2018 PAZARTESİ
Resmî GazeteSayı : 30642 (4. Mükerrer)YÖNETMELİK
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonundan:
ESNAF VE SANATKÂRLARIN ÖDEYECEKLERİ KAYIT ÜCRETİ VE YILLIK AİDAT HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 14/2/2008 tarihli ve 26787 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Esnaf ve Sanatkârların Ödeyecekleri Kayıt Ücreti ve Yıllık Aidat Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kayıt ücreti ve yıllık aidat

MADDE 7 – (1) Kayıt ücreti ve yıllık aidatlar aşağıda belirtilmiştir.

a) Birinci grup odalar: Ankara, İstanbul ve İzmir illerindeki odalardır. Kayıt ücreti ve yıllık aidat; bu gruptaki iller ve büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil tüm ilçelerinde 350,00 TL’dir. 

b) İkinci grup odalar: Ankara, İstanbul, İzmir ile kalkınmada öncelikli iller dışında kalan illerdeki odalardır. Kayıt ücreti ve yıllık aidat; bu gruptaki illerin merkez ilçelerinde ve büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil tüm ilçelerinde 300,00 TL, merkez ilçe haricindeki diğer ilçelerinde 256,00 TL’dir.

c) Üçüncü grup odalar: Kalkınmada öncelikli illerde bulunan odalardır. Kayıt ücreti ve yıllık aidat; bu gruptaki büyükşehir statüsünde bulunan iller ve büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil tüm ilçelerinde 256,00 TL’dir. Üçüncü grup odaların bulunduğu diğer illerin merkez ve ilçelerinde 256,00 TL’dir.

(2) Kayıt ücreti ve yıllık aidatlar aşağıda belirtilen esnaf ve sanatkârlar için ülke genelinde 256,00 TL olarak uygulanır.a) 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre özürlü sayılanlar.b) Gaziler, şehit, gazi dul ve yetimleri.c) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf sayılan esnaf ve sanatkârlar. ç) Esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı kadın esnaf ve sanatkârlar.(3) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrada belirtilen ücretler; 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 61 inci maddesinde belirlenen hadler içerisinde kalmak kaydıyla, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen yeniden değerleme oranını aşmamak kaydıyla her yıl Konfederasyon Yönetim Kurulunca yeniden belirlenebilir. Konfederasyon Yönetim Kurulu tarafından aidatın yeniden tespit edilmesi halinde keyfiyet onaylanmak üzere Ticaret Bakanlığına bildirilir, ayrıca esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarına da bir genelgeyle duyurulur.”MADDE 2 – Bu Yönetmelik 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer.MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Başkanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı14/2/200826787Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı1-21/3/2008268232-17/5/2009272313-6/1/2016295854-30/12/2016299345-4/1/201830291

Eczanelere Erken Uyarı Sistemi ve Hafıza Kayıtlı Termometre Zorunluluğu Geldi

31 Aralık 2018 PAZARTESİ
Resmî GazeteSayı : 30642 (4. Mükerrer)YÖNETMELİK,
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundan:
ECZACILAR VE ECZANELER HAKKINDA YÖNETMELİKTEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 12/4/2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 20 nci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(7) Özel saklama koşulu gerektiren veya soğuk zincire tâbi ilaçların; saklama koşullarına uygun olarak eczaneye kabul edilmesi, saklanması ve aynı şartlara uygun olarak hastalara sunulması gerekir. Ayrıca soğuk zincir ilaçların konulması için buzdolabı bulundurulur. Buzdolabı ve eczane içi sıcaklık nem takibinin sağlanması için kayıtların düzenli tutulması kritik durumlarda uyarı verecek erken uyarı sisteminin ve geriye dönük hafıza kaydı bulunan termometrenin bulunması ve eczanede bulunması gereken tüm cihazların düzenli aralıklarla muayenelerinin/kalibrasyonlarının yapılması gerekir.

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(2) Eczanelerde, ilaç yapmaya ayrılmış bankonun üzeri ısıya dayanıklı cam, mermer veya mikrobiyolojik bulaşma oluşturmayacak malzemeden olur. Hassas, santigram veya kiloluk teraziler veya 2 nci sınıf elektronik teraziler ayarları bozulmayacak şekilde banko üzerinde veya ayrı özel masada bulundurulur. Terazi ve varsa kütlelerinin periyodik muayenelerinin ilgili bakanlığın ilgili mevzuatı doğrultusunda yaptırılması zorunludur.

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin geçici 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 4 – (1) 20 nci maddenin yedinci fıkrasında yer alan “kritik durumlarda uyarı verecek erken uyarı sisteminin ve geriye dönük hafıza kaydı bulunan termometrenin bulunması” yükümlülüğü yeni açılan ve nakil olan eczaneler tarafından bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, faaliyette bulunan eczaneler tarafından en geç 30/6/2019 tarihine kadar yerine getirilir.(2) 25 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan  “özellikleri Türk Eczacıları Birliği tarafından standardize edilmiş ışıklı veya ışıksız levha konulur” yükümlülüğü yeni açılan ve nakil olan serbest eczaneler tarafından bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, faaliyette bulunan serbest eczaneler tarafından en geç 30/6/2019 tarihine kadar yerine getirilir.

MADDE 4 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı yürütür. 

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı12/4/201428970Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’ninTarihiSayısı1-23/8/2014290972-7/2/2015292603-28/3/2016296674-11/3/201730004

Eczanelere Erken Uyarı Sistemi ve Hafıza Kayıtlı Termometre Zorunluluğu Geldi