kooperatiflerde kdv mükellefiyeti-Kemal OZMEN
KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER
Kanun Son güncelleme:13/04/2012
Madde:
Başlangıç: / / Bitiş: / /
Başlık Konut yapı kooperatifinde KDV uygulamaları ve kurumlar vergisi yönünden vergilendirilmesi hk..
Tarih 05/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-831
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-831
05/03/2012
Konu
:
Konut yapı kooperatifinde KDV uygulamaları ve kurumlar vergisi yönünden vergilendirilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; konut yapı kooperatifinizin konut teslimleri için fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, söz konusu teslimlere ilişkin katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı, hesaplanan KDV çıkması halinde bu vergiden, daha önce gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilen yüklendiğiniz KDV lerin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı ve kurumlar vergisi beyannamesinde kar/zarar matrah tahakkukunun olup olmayacağına ilişkin Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (k) bendinde;” Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yöneti kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri “nin kurumlar vergisinden muaf olacağı hüküm altına alınmıştır.
Konuyla ilgili olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13 Kooperatifler” başlıklı bölümünde konu hakkında detaylı açıklamalara yer verilmiştir.
Yapılan incelemede kooperatifinizin 1/1/2009 yılından itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğu ve bu tarihten itibaren mükellefiyetle ilgili ödevlerini yerine getirmesi gerektiği tespit edilmiştir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 Sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetler KDV’ye tabi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 17/4-k maddesinde ise konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimlerinin KDV den müstesna olduğu hüküm altına alınmış, ancak söz konusu Kanun hükmü 3/7/2009 tarihinden geçerli olmak üzere 5904 sayılı Kanunun 13/b maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak 5904 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle 3/7/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimleri katma değer vergisinden müstesnadır.” hükmüne yer verilerek, 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri KDV den istisna edilmiştir.
Konuya ilişkin olarak 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Konut Yapı Kooperatiflerinin Üyelerine Konut Teslimlerinde KDV Uygulaması” başlıklı (A/4) bölümünde; “5904 sayılı Kanunun yayımlandığı 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatını almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından, üyelerine yapılacak konut teslimleri, söz konusu konutlar için belirlenen oranlarda KDV’ye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren KDV mükellefiyeti tesis edilecek, vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi sözü edilen konut yapı kooperatifleri tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle KDV beyannamesi verilecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Öte yandan KDV Kanununun; 29/1 inci maddesinde mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin indirebileceği, 29/2 nci maddesinde ise, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden ya da mahsuben iadesi imkânı getirilmiştir.
İade uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105, 106 ve 107 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde belirtilmiştir.
Bunun yanında konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimine ilişkin olarak 60 no.luı KDV Sirkülerinin 8.2.2. bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre, Kooperatifinizin 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olması halinde üyelerinize yapacağınız konut teslimleri KDV Kanununun geçici 28 inci maddesine göre KDV den istisnadır. 3/7/2009 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı almış olmanız halinde ise üyelerinize yapacağınız 150 m² ye kadar konut teslimlerinde %1 oranında, 150 m² nin üstündeki konut teslimlerinde ise %18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.
Kooperatifinizin bina inşaat ruhsatını 3/7/2009 tarihinden sonra almış olması halinde inşaat ruhsatının alındığı tarih itibariyle kooperatif adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Kooperatifinizce indirimli oranda KDV uygulanarak teslim edilen konutlarla ilgili olarak yüklendiğiniz KDV nin indirimi mümkün olup, indirim yoluyla gideremediğiniz KDV Kanunun 29/2 nci maddesi ve yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yılı içerisinde mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı da izleyen yılda nakden veya mahsuben iade edilebilecektir.
Ayrıca KDV mükellefiyetinin tescilinden önce Kooperatifiniz tarafından yapılan giderlere ilişkin ödenen ve kurumlar vergisinde gider veya maliyet olarak dikkate alınan KDV nin ilgili kayıt ve beyanların düzeltilmesi şartıyla indirim hesaplarına alınması ve indirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Kooperatiflerin durumu- gayrimenkul satis kazancı istisnası -Kemal OZMEN
5.6.2.3.4.1. Kooperatiflerin durumu
Yapı kooperatiflerinin de önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu istisnadan yararlanabilmesi mümkündür. Ancak, istisna edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, diğer kooperatiflerin yapacakları işlemlerden doğan kazançlar da kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir.
İstisna uygulaması bakımından ortakların bir veya birden fazla konut veya işyeri sahibi olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kooperatiflerin amaçlarını gerçekleştirdikten sonra kalan fazla arsa veya konutu elden çıkarmaları halinde de doğan kazanç istisnaya konu olabilecektir.
Kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile aşağıda belirtilen kooperatiflerin ortakları için; -Kemal OZMEN
i) Kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile aşağıda belirtilen kooperatiflerin ortakları için;
1) Tüketim kooperatiflerinde, ortakların kişisel ve ailevî gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların değerine,
2) Üretim kooperatiflerinde, ortakların üreterek kooperatife sattıkları veya kooperatiften üretim faaliyetinde kullanmak üzere satın aldıkları malların değerine,
3) Kredi kooperatiflerinde, ortakların kullandıkları kredilere,
göre hesapladıkları risturnlar.
Bu risturnların ortaklara dağıtımı, kâr dağıtımı sayılmaz. Risturnun nakden veya aynı değerde mal ile ödenmesi istisnanın uygulanmasına engel değildir.
Ortaklardan başka kimselerle yapılan işlemlerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık statüsü dışında yapılan işlemlerden doğan kazançlar hakkında risturnlara ilişkin istisna hükmü uygulanmaz. Bunların genel kazançtan ayrılmasında, ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine olan oranı esas alınır.
İşletmenin aktifinde kayıtlı arsanın kamulaştırılması suretiyle düzenlenecek fatura ve hesaplanacak KDV hk
KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER
Kanun Son güncelleme:13/04/2012
Madde:
Başlangıç: / / Bitiş: / /
Başlık İşletmenin aktifinde kayıtlı arsanın kamulaştırılması suretiyle düzenlenecek fatura ve hesaplanacak KDV hk.
Tarih 13/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.27.15.01-11-515-59-12
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
VERGİ VE ANLAŞMALAR UYGULAMA MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.27.15.01-11-515-59-12
13/03/2012
Konu
:
İşletmenin aktifinde kayıtlı arsanın kamulaştırılması suretiyle düzenlenecek fatura ve hesaplanacak KDV hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, bir yıl önce aldığınız ve işletmenizin aktifine kaydettiğiniz arsanızın ……….. Belediyesi tarafından kamulaştırmak suretiyle 19J-3B pafta 4061 ada ve 10 parselde kayıtlı arsa ile trampa edildiğini belirterek, trampadan dolayı verdiğiniz arsa nedeniyle fatura düzenlenip düzenlenmeyeceğini ve katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV’den istisnadır.
İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapanların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimi istisna kapsamı dışındadır.
Buna göre, işletmenizin aktifinde bulunan arsanın kamulaştırma yoluyla Belediyeye teslimi Kanunun 1/1 inci maddesine göre KDV ye tabi olacak, işletmenizin düzenleyeceği faturada % 18 oranında KDV hesaplanacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk. Tarih 27/03/2012 Kemal Ozmen
Başlık Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.
Tarih 27/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79
27/03/2012
Konu
:
Bina İnş. ve Yapı Kullanma İzin Harcı hK.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda: Kooperatifiniz üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile … ili, .. ilçesi sınırları dahilinde … adet toplu işyeri inşa edileceği belirtilerek bu inşaat için bina inşaat harcı ve belediyelerce alınan diğer imarla ilgili harçlarından müstesna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Ek 1’inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almakta ve bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrasında ise kooperatifler eliyle, ana sözleşmelerine uygun olarak, yapılan sanayi ve küçük sanat siteleri ile esnaf çarşılarının bina inşaat harcından müstesna olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 80 inci maddesinde:
“İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.
a) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde İmar Kanununa göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemleri “Parselasyon Harcına” (teşvik belgesini haiz organize sanayi bölgeleri hariç olmak üzere),
b) Verilecek ifraz ve tevhit kararları “İfraz ve Tevhit Harcına”,
c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,
d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi “Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına”,
e) (Mülga: 21/1/1982 – 2589/5 md.)
f) Yapı kullanma izni verilmesi işleri “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Hükümleri uyarınca yapılan yapı ve tesisler ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında inşa edilecek sera ve benzeri örtü altı tarım faaliyetinde kullanılmak üzere inşa edilen tesisler, ahır, samanlık, kümes ve hayvan barınakları ile yemlik gibi yapı ve tesisler 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu uyarınca alınacak ücretler ile bina inşaat harcı dahil yukarıda sayılan harçlardan müstesnadır.
Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.”
hükmü yer almaktadır.
Organize Sanayi Bölgeleri: Ülke kalkınmasının sağlanması, sanayinin gelişmesi, kentleşmenin yönlendirilmesi, çevre sorunlarının önlenmesi, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanılması amacıyla sanayi tesislerinin belirli bir plan dahilinde sınırları onaylı arazi parçaları üzerinde yerleştirilmesi ve kümelenmesiyle oluşan, gerekli altyapı ve sosyal tesisler ile donatılan sanayi sektöründe mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Küçük sanayi siteleri ise: Her tür küçük sanayi işletmesinin, aynı iş kolundaki küçük işletmelerle bir araya gelerek, genel olarak büyük entegre sanayi işletmelerine ara mal üretmek üzere kurulmuş olan yerlerdir.
Bu itibarla, Kooperatifiniz eliyle yapılacak işyerlerinin yukarıda tarifi yapılan organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yer alması halinde bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından istisna tutulması; ayrıca söz konusu işyerlerinin bu kapsama girmemekle birlikte “esnaf çarşısı” kapsamında bulunması halinde ise bina inşaat harcından istisna tutulması gerekmektedir.
Öte yandan, Kooperatifinizin bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcı dışında 2464 sayılı Kanun’da belirtilen diğer imar ile ilgili harçlarından istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Konut yapı kooperatifinin Kurumlar Vergisi ve KDV muafiyeti hk. Tarih 06/03/201
Başlık Konut yapı kooperatifinin Kurumlar Vergisi ve KDV muafiyeti hk.
Tarih 06/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.G.15-880
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.G.15-880
06/03/2012
Konu
:
Konut yapı kooperatifinin Kurumlar Vergisi ve KDV muafiyeti.
İlgide kayıtlı dilekçenizde,
Kooperatifinizin 2004 yılında çalışan personel için gelir stopaj yönünden mükellefiyet tesis ettirdiği,
Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesine göre muaf olduğunuzdan bahisle BA-BS formlarını verme zorunluluğunuzun bulunmadığı,
Kooperatif olarak inşaatınızın 2010/Ocak ayında başlayacağı belirtilerek katma değer vergisi (KDV) mükellefiyeti tesis ettirip ettirmeyeceğiniz,
konusunda görüş talep edilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
Bilindiği üzere 03/06/1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile ek ve değişiklikleri 01/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 21/06/2006 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış olup, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ise 21/06/2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 1 inci maddesinin 10 uncu fıkrasında bu Kanunun yürürlüğünden önceki dönemler itibariyle 5422 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hüküm altına alındığından, 01/01/2006 tarihinden önceki dönemler için 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesinde, esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kooperatiflerin (Esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamaz) kurumlar vergisinden muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Konuya ilişkin olarak Sarıgazi Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışma neticesinde alınan 25/12/2009 tarih ve 59082 sayılı yazıdan, Kooperatifinizin 31/12/2005 tarihinden öncesi itibariyle hüküm ifade eden 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesi uyarınca aranılan muafiyet şartlarının dışında ayrıca üst birliğe üyelik şartına haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Kooperatifinizin 2004 takvim yılında 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesi ile hüküm ifade eden kurumlar vergisi muafiyet şartlarına haiz olmaması nedeniyle kurumlar vergisi mükellefi olması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bununla beraber, kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmaları hususunda 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda üst birliğe üye olma şartı bulunmamaktadır.
Buna göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesi hükmü gereğince kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için üst birliğe üye olma şartı aranmadığından kooperatifinizin yukarıda belirtilen muafiyet şartlarını taşıması halinde, 01/01/2006 tarihinden itibaren üst birliğe üye olup olmadığına bakılmaksızın kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
KDV Kanununa 4369 sayılı Kanunla eklenen geçici 15 inci madde ile, 4369 sayılı Kanunun yayımlandığı 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV den istisna edilmiştir.
Öte yandan, KDV Kanununun 17/4-k maddesinde yer alan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimlerinin istisna kapsamında olacağına ilişkin ifade, 3/7/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/6/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanunun 13/b maddesi ile madde metninden çıkarılmıştır.
5904 sayılı Kanunla KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci madde ile 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince, üyelerine yapılan konut teslimleri KDV den istisna edilmiştir.
Bu uygulamaya ilişkin olarak 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin A/4 bölümünde açıklama yapılmıştır.
Buna göre, 2010/Ocak ayı itibariyle başladığınız inşaata ilişkin olarak kooperatifinizin bina inşaat ruhsatını 3/7/2009 tarihinden sonra alması durumunda, bu tarih itibariyle KDV mükellefiyetiniz tesis edilecek, vergiye tabi işlemleriniz bulunmasa dahi kooperatifiniz tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle KDV beyannamesi verilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Kooperatifin KDV,Gelir V.,kurumlar V.ve Damga Vergisinden muaf olup olmadığı,-Kemal Ozmen
T.C.
VAN VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.4.DEF.0.65.10.00-Kooperatifin KDV,G.V.ile Kur-2
20/03/2012
Konu
:
Kooperatifin KDV,Gelir V.,kurumlar V.ve Damga Vergisinden muaf olup olmadığı,
04/02/2011 tarihli Özelge Talep Formunuzda, Kooperatifizin katma değer vergisinden (KDV) muaf olduğu halde Gürpınar Malmüdürlüğünce KDV mükellefiyeti tesis edildiği, KDV beyannamesi vermemeniz nedeniyle resen takdir yoluna gidilerek cezalı tarhiyat yapıldığı ve damga vergisi talep edildiği belirtilerek, Kooperatifizin kurumlar vergisi, KDV ve damga vergisi karşısındaki durumu sorulmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde kooperatiflerin muafiyet şartlarına yer verilmiştir.
Diğer taraftan anılan Kanun ile ilgili olarak yayınlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13.1 bölümünde konu ile ilgili gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre, kooperatifinizin ana sözleşmesinde 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde sayılan hükümlerin bulunması, fiilen de bu hükümlere uyulması şartıyla kurumlar vergisinden muaf tutulmanız; bu şartlara uyulmaması halinde ise kurumlar vergisine tabi olmanız gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:
KDV Kanununun;
1/1 inci maddesinde, Türkiye de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
17/1 maddesinde, maddede sayılan kurum ve kuruluşların ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri KDV den istisna olduğu
hükme bağlanmıştır.
Kanunun 17/1 inci maddesi metninde ifade edilen tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacı; toprak analizleri, tarla denemeleri, zirai araştırmaların yapılması; hububat, sebze ve meyve üzerine yapılan araştırma, inceleme ve ıslah çalışması, damızlık tohum ve hayvan yetiştirilmesi vb. gibi teslim ve hizmetleri kapsamaktadır.
Bu çerçevede, Kooperatifinizin ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptığı teslim ve hizmetler KDV den istisna olacak, başka faaliyetinizin bulunmaması halinde KDV mükellefiyetiniz tesis edilmeyecektir. Ancak, Kooperatifinizin söz konusu istisna kapsamına girmeyen işlemleri genel hükümlere göre KDV ye tabi olacak ve KDV mükellefiyetiniz tesis edilecektir.
Diğer taraftan, Kooperatifinizin piyasadan mal ve hizmet alımları genel hükümlere göre KDV ye tabi tutulacaktır.
DAMGA VERGİSİ YÖNÜNDEN:
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait düzenlenen kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükümleri yer almaktadır.
Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13 üncü maddesinde, yönetim kurulunun, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınması durumunda, ortak tarafından çıkma dileğinin noter aracılığı ile kooperatife bildirileceği; 93 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde, kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’nin her nevi defterlerin ve ana sözleşmelerin tasdiki ve açılış tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesinin her nevi harçtan ve damga vergisinden muaf olacağı; aynı fıkranın (e) bendinde ise, 13 üncü madde gereğince verilecek bildirinin damga vergisine, diğer harç ve resimlere tabi olmayacağı hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, 1163 sayılı Kanuna tabi tarımsal kalkınma kooperatiflerine tanınan muafiyet, defter ve ana sözleşmeleri ile açılış tasdikleri ile ortaklıktan ayrılma bildirimine tanınmış olup, damga vergisinden istisna edilen kağıtların yer aldığı Kanuna ekli (2) sayılı tabloda da tarımsal kalkınma kooperatifleri ile ilgili olarak istisna hükmü yer almamaktadır.
Diğer taraftan, damga vergisi, Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı olan kağıtların düzenlenerek imzalanmasıyla doğduğundan, somut olaya ilişkin olarak düzenlenen kağıt örnekleri ile başvurulması durumunda ayrıntılı bir değerlendirme yapılması mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatif adına kayıtlı arsanın satılması veya trampa edilmesi hk.19.03.2012-Kemal Ozmen
Başlık Kooperatif adına kayıtlı arsanın satılması veya trampa edilmesi hk.
Tarih 19/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.94-135
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.94-135
19/03/2012
Konu
:
kooperatif adına kayıtlı arsanın satılması veya trampa edilmesi
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kooperatifinizce 15/5/1997 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında verilen karara istinaden 1998 yılında üst birlik olan …….Koop. den alınan ve ……Belediyesince 18/5/1999 tarihinde yapı ruhsatı verilen ancak birlik ile hazine arasındaki ihtilaftan dolayı 4/5/2011 tarihinde tapu müdürlüğünde adınıza tescil işlemi gerçekleştirilen arsanın satılması veya konut ya da işyeri karşılığında trampa edilmesi durumunda kooperatifinizce gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden hangi işlemlerin yapılması gerekeceği konusunda bilgi verilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
I- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde de; yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.
Ayrıca, aynı Tebliğin “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde ise;
“… …
Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.
… …
1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de anılan Kanun uyarınca kooperatif olarak değerlendirildiğinden söz konusu arsa ve arazilerin tapusunun veya yapı ruhsatlarının Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya kooperatif birlikleri ya da kooperatifler merkez birlikleri adına olması halinde de bahse konu yapı kooperatifleri, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilecektir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartları taşımanız kaydıyla, arsa tapusunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanuna göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri adına olması kooperatifinizin kurumlar vergisi muafiyetini etkilemeyecektir. Ayrıca, kooperatifinize ait arsanın kat karşılığı müteahhit firmaya verilerek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde edilmesi de ortak dışı işlem sayılmadığından muafiyetinizi sona erdirmeyecektir. Ancak, kooperatifiniz tarafından arsanızın satılması veya işyeri veya konut karşılığı da olsa trampa edilmesi (kat karşılığı her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde edilmesi hariç) halinde ortak dışı işlem yapılmış olacağından bu tarih itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis ettirilmesi ve elde edilen kazançların vergilendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasında, iştirak hisselerinden doğan kazançlar menkul sermaye iradı olarak sayılmış, aynı maddenin parantez içi hükmünde ise kooperatiflerin dağıttıkları kazançların bu zümreye dahil olduğu, kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde, “Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından” vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede yer alan yetkiye istinaden 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranı %15 olarak belirlenmiştir.
Buna göre, kooperatife ait taşınmazın satışından doğan kazancın kooperatif üyelerine dağıtımının yapılması halinde dağıtımı yapılacak tutar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (6-b-i) bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması ve muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
II- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimleri ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin KDV den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
KDV oranları, 3065 sayılı KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararname eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için ise % 18 olarak tespit edilmiştir.
2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnameye ekli I sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan net alanı 150 m² ye kadar olan konut teslimlerinin %1 oranında, 150 m² yi aşan konut teslimleri ile iş yeri teslimlerinin ise genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulması gerekeceği hüküm altına alınmıştır.
30 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümünde de, arsa karşılığı inşaat işinde KDV uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
Arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi, ikincisi ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine konut veya iş yeri teslimidir.
Buna göre, üst birlik tarafından 9/7/1998 tarihinde tahsis edilen ancak üst birlik ile Hazine arasındaki ihtilaftan dolayı 4/5/2011 tarihinde tapu müdürlüğünde Kooperatifiniz adına tapu tescili yapılan arsanın satışında, en az iki yıl aktifte kalma süresi hesaplanırken Kooperatifinize üst birlik tarafından tahsisin yapıldığı tarih esas alınacak ve bu satış işlemi KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre KDV den istisna tutulacaktır. Öte yandan, kooperatifinize ait bu arsanın kat karşılığı olarak verilmesi durumunda, kooperatifinize teslim edilecek taşınmazlar genel hükümlere göre KDV ye tabi olacaktır.
Organize sanayi bölgesinde tahsis edilip tapuya tescil edilmemiş taşınmazın tahsis hakkının satışının KDV si ve satışından elde edilecek kazancın kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hk.-Kemal OZMEN
Başlık Organize sanayi bölgesinde tahsis edilip tapuya tescil edilmemiş taşınmazın tahsis hakkının satışının KDV si ve satışından elde edilecek kazancın kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hk.
Tarih 31/01/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 28-376
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 28-376
31/01/2012
Konu
:
Organize sanayi bölgesinde tahsis edilip tapuya tescil edilmemiş taşınmazın tahsis hakkının satışının KDV’ye tabi olup olmadığı ve satışından elde edilecek kazancın kurumlar vergisinden istisna olup o
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kocaeli İli Gebze İlçesinde bulunan …. Organize Sanayi Bölgesinde firmanız adına 3/2/2008 tarihinde, 10.094 m² yüzölçümlü arsa tahsis edildiği, söz konusu arsanın tapu siciline tescilinin yapılmadığı, firma adına sadece tahsis belgesinin bulunduğu belirtilerek, arsa tahsis hakkının 2011 Kasım ayında satılması durumunda satışın katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı, tabi ise uygulanacak KDV oranı ve bu satıştan elde edilecek kurum kazancının 5 yıl süre ile fon hesabına ve şirket sermayesine ilave edilmesi halinde kurumlar vergisinden istisna olup olmayacağı sorulmaktadır.
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde; “Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75 lik kısmı kurumlar vergisinden müstesnadır.
Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğratılmış sayılır.
İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan; konu ile ilgili olarak 3/4/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.2.1 Taşınmazlar” başlıklı bölümünde;
– Elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerektiği, bu nedenle, ilgili kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca bu istisnanın uygulanmayacağı,
– Fiiliyatta cins tashihini kurum adına tapuya tescilinin yapılmasında çeşitli nedenlerle gecikmeler olabildiği, bu gibi durumlarda, taşınmazın işletme aktifinde iki yıl süreyle bulunup bulunmadığının tespitinde, işletmede iki yıldan fazla süreyle sahip olunarak fiilen kullanıldığının yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilebilmesi ile mümkün olabileceği,
– Örneğin; organize sanayi bölgeleri tarafından verilen tahsis belgesine istinaden veya çeşitli nedenlerle iki yıldan fazla süreyle fiilen kullanılan ancak, tapuda kurum adına henüz tescil edilmemiş bir taşınmazın tahsis belgesine dayanılarak veya zilyetliğin devri suretiyle satılması durumunda bir taşınmaz satışından bahsedilemeyeceğinden istisna uygulanmayacak, ancak, iki tam yıl kullanıldığı yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde tevsik edilen taşınmazın tapuda kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, satıştan elde edilen kazançların bu istisna kapsamında değerlendirileceği,” açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, adı geçen şirkete ….. Organize Sanayi Bölgesinde tahsis edilen arsanın şirket adına tapuya tescil edilmeden satılması durumunda, bir taşınmaz satışından bahsedilemeyeceğinden söz konusu satıştan elde edilecek kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan; KDV Kanununun 17/4-r maddesi ile kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık gayrimenkul ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri KDV den istisna edilmiştir.
Bu çerçevede, ….. Organize Sanayi Bölgesinden 03/02/2008 tarihinde tahsisi yapılan ancak tapuda firmanız adına henüz tescil edilmemiş olan arsanın tahsis hakkının tahsis belgesine dayanılarak satılması durumunda bir taşınmaz satışından söz edilemeyeceğinden, söz konusu işlemin KDV Kanununun 17/4-r maddesindeki istisna hükmü kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim
Kaba inşaatı bitmiş kullanıma hazır olmayan inşaat arsası satışında KDV hk-Kemal OZMEN
Kaba inşaatı bitmiş kullanıma hazır olmayan inşaat arsası satışında KDV hk.
Tarih 30/01/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-337
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-337
30/01/2012
Konu
:
Şirketin aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, firmanızın kaba inşaatı bitmiş kullanıma hazır olmayan inşaat arsası alımında katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı sorulmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5/1-e maddesinde;
Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75 lik kısmının kurumlar vergisinden istisna olduğu,
Bu istisnanın, satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulacağı; ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesinin şart olduğu, bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağı,
İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağı; aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hükmün uygulanacağı,
Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibarî değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihinin esas alınacağı,
Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında iki yıllık sürenin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen sürelerin de dikkate alınacağı,
Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Konu ile ilgili olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.1.3. İnşa halindeki binalarda 2 yıllık sürenin tespiti” başlıklı bölümünde; kurumlar tarafından, inşaatı henüz tamamlanmayan, fiilen kullanma imkanı da bulunmayan binaların satılması halinde; kurum aktifinde iki tam yıl kayıtlı olması koşuluyla, sadece binanın arsasının satış kazancına tekabül eden kısmının kurumlar vergisinden istisna olacağı; ancak, arsa üzerinde inşa edilen ve aktife kaydedilen binanın, kurum adına tapuya tescil edilerek satılması halinde, satılan binanın iki yıllık aktifte bulundurulma süresinin başlangıç tarihi olarak, inşaatın tamamlandığı ve bina olarak kullanılmaya başlandığı tarihin esas alınacağı belirtilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı maddede sayılan şartları taşımak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesna olup, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satılmasından elde edilen kazançların bu hükme göre istisna uygulamasından yararlanması mümkün değildir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecektir.
Dolayısıyla, kaba inşaatı bitmiş henüz kullanılmaya hazır olmayan binayı firmanıza satan mükellef kurumun yukarıda belirtilen şartları yerine getirmesi durumunda, sadece binanın arsasının satış kazancına tekabül eden kısmı için istisna hükmünden yararlanabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:
KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin KDV den istisna olduğu; istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, kaba inşaatı bitmiş kullanıma hazır olmayan inşaatın bulunduğu arsayı satan firmanın arsayı ticaretini yapmak amacıyla aktifinde bulundurmaması ve arsanın aktifinde en az iki tam yıl süreyle yer almış olması halinde bu arsanın şirketiniz tarafından satın alınması KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den istisna olacaktır. Aksi halde bu işlem genel hükümlere göre KDV ye tabi tutulacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatifin Kurumlar Vergisi Muafiyeti
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-34-310
28/02/2012
Konu
:
Kooperatifin Kurumlar Vergisi Muafiyeti
İlgide kayıtlı özelge talep formu ile eklerinin tetkikinden; kooperatifinizin 222000 m2 üzerine kurulduğu ve 822 konut, 3 adet ticaret merkezi, 1 adet idari bina ve 1 adet kreşten oluştuğu, söz konusu ticaret merkezlerinin 10 yılı aşkın süredir muhtelif hizmetler veren market, kuaför, berber, pideci, lokanta ve eczane gibi vergi mükelleflerine kiraya verildiği, kooperatifinizin sahip olduğu kreş binasının ise kooperatif ortaklarından Ankara … Derneğince kreş olarak işletildiği ayrıca kooperatifinize ait imar planında mevcut bulunan ve ileride eğitim amaçlı bina yapılmak üzere 1 adet arsa, konut yapılması koşulu ile de 3 adet boş arsanızın daha bulunduğu anlaşılmış olup henüz ferdileşmenin tamamlanmadığı ayrıca kooperatifinizin halen devam ettiği ve kanalizasyon, çevre düzenlemesi, yağmur suyu kanalları ve çevre duvarları gibi yapılması gereken işlerinin de bulunduğu belirtilerek kooperatifinizin kurumlar vergisinden muaf olup olmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
Kooperatiflerin muafiyet şartlarına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin; “4.13.1.4 Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde;
“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.
Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Öte yandan, Başkanlığımızda oluşan dosyanızın incelenmesinden 01.01.2006 tarihinden itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğunuz tespit edilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, konut yapı kooperatiflerinin kuruluş amacı ortaklarının konut ihtiyacını karşılamak olup Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendindeki şartları taşımaları kaydıyla kurumlar vergisinden muaf tutulmaları mümkün bulunmaktadır. Ancak sahip olduğunuz ticaret merkezlerinin ve kreş binasının kiraya verilmesi açıkça ortak dışı işlem olarak kabul edileceğinden 2006 yılında başlayan kurumlar vergisi mükellefiyetinizin devam edeceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
2010/12. aya ait kayıtlara intikal etmeyen fatura ile ilgili yapılacak işlem-Kemal OZMEN
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-362
30/01/2012
Konu
:
2010/12. aya ait kayıtlara intikal etmeyen fatura ile ilgili yapılacak işlem
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 30/12/2010 tarihinde firmanıza düzenlenen ancak kayıtlara intikal etmeyen faturanın 2011 yılında düzeltme beyannamesi verilerek indirim konusu yapılıp yapılamayacağı sorulmaktadır.
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
-29/1 nci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri,
-29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vukuu bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılacağı,
– 34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği,
hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, KDV nin indirim konusu yapılabilmesi için indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak kaydıyla kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.
Buna göre, firmanıza 30/12/2010 tarihinde düzenlenen faturanın vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı olan 2010 yılı içerisinde kanuni defterlere kaydedilmemiş olması nedeniyle, bu faturada yer alan KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Genel menfaatlere yararlı derneğin Sosyal Güvenlik Kurumuna vereceği aylık sigorta prim bildirgelerinin ve vergi dairesine vereceği beyannamelerin damga vergisine tabi olup olmadığı hk.
T.C.
BATMAN VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.72.10.00-488- Damga Vergisi Kanunu-40 29/12/2011
Konu : Genel menfaatlere yararlı derneğin Sosyal Güvenlik Kurumuna
vereceği aylık sigorta prim bildirgelerinin ve vergi dairesine
vereceği beyannamelerin damga vergisine tabi olup olmadığı hk.
İlgi : … tarih ve … kayıt sayılı Özelge Talep Formunuz.
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ekinin incelenmesinden, kurumunuzda çalışan işçilerle ilgili Sosyal Güvenlik Kurumuna verilecek aylık sigorta prim bildirgeleri ve vergi dairesine verilecek olan muhtasar beyannamelerin damga vergisinden muaf olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisinden müstesna olduğu; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “V-Kurumlarla ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 17 nci fıkrasında, “Genel menfaatlere yararlı derneklerin her türlü işlemlerinde düzenlenen ve Damga Vergisi bu teşekküller tarafından ödenmesi gereken kağıtlar”ın damga vergisinden istisna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 1606 sayılı Bazı Dernek ve Kurumların Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanunun 1 inci maddesinde, “Türkiye Kızılay Derneği, Türk Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Yardım Sevenler Derneği ve resmî darülaceze kurumları ile Darüşşafaka Cemiyeti ve Yeşilay Derneği kendilerine terettüp eden vergi, harç ve resim mükellefiyetinin kurumlara ait olduğu hallerde bütün vergilerden, harçlardan, resimlerden, hisse ve fonlardan muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 20.05.2006 tarih ve 26173 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Kanun ile 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 1 ila 24 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmış, Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur. Söz konusu Kanunun “Vergi ve fon muafiyeti” başlıklı 36 ncı maddesiyle de Sosyal Güvenlik Kurumuna damga vergisi muafiyeti getirilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, genel menfaatlere yararlı dernekler arasında sayılan … Kurumunun 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun V/17 fıkrası ile 1606 sayılı Kanun uyarınca muafiyeti bulunduğundan, şubeniz tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen aylık sigorta prim bildirgelerinin ve resmi daire olan vergi dairesi müdürlüğüne verilecek muhtasar beyannamelerin damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Defterdar
Kooperatifin Kurumlar Vergisi Muafiyeti
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-4-34-310
28/02/2012
Konu
:
Kooperatifin Kurumlar Vergisi Muafiyeti
İlgide kayıtlı özelge talep formu ile eklerinin tetkikinden; kooperatifinizin 222000 m2 üzerine kurulduğu ve 822 konut, 3 adet ticaret merkezi, 1 adet idari bina ve 1 adet kreşten oluştuğu, söz konusu ticaret merkezlerinin 10 yılı aşkın süredir muhtelif hizmetler veren market, kuaför, berber, pideci, lokanta ve eczane gibi vergi mükelleflerine kiraya verildiği, kooperatifinizin sahip olduğu kreş binasının ise kooperatif ortaklarından Ankara … Derneğince kreş olarak işletildiği ayrıca kooperatifinize ait imar planında mevcut bulunan ve ileride eğitim amaçlı bina yapılmak üzere 1 adet arsa, konut yapılması koşulu ile de 3 adet boş arsanızın daha bulunduğu anlaşılmış olup henüz ferdileşmenin tamamlanmadığı ayrıca kooperatifinizin halen devam ettiği ve kanalizasyon, çevre düzenlemesi, yağmur suyu kanalları ve çevre duvarları gibi yapılması gereken işlerinin de bulunduğu belirtilerek kooperatifinizin kurumlar vergisinden muaf olup olmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
Kooperatiflerin muafiyet şartlarına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin; “4.13.1.4 Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde;
“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.
Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Öte yandan, Başkanlığımızda oluşan dosyanızın incelenmesinden 01.01.2006 tarihinden itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğunuz tespit edilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, konut yapı kooperatiflerinin kuruluş amacı ortaklarının konut ihtiyacını karşılamak olup Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendindeki şartları taşımaları kaydıyla kurumlar vergisinden muaf tutulmaları mümkün bulunmaktadır. Ancak sahip olduğunuz ticaret merkezlerinin ve kreş binasının kiraya verilmesi açıkça ortak dışı işlem olarak kabul edileceğinden 2006 yılında başlayan kurumlar vergisi mükellefiyetinizin devam edeceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Yurtdışında yapılan yıllara sari inşaat işinin vergilendirilmesi hk.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011-KVK-5-4-311
28/02/2012
Konu
:
Yurtdışında yapılan yıllara sari inşaat işinin vergilendirilmesi hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eki dilekçede; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, şirketinizce Türkiye’de yerleşik bir firmadan Kırım/Ukrayna’da yapılacak bir ilkokul inşaatı yapım işinin taşeron olarak üstlenildiği, işveren firmanın bu işi Başbakanlıktan ihale usulü ile aldığı, söz konusu işin 10.07.2010 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden 31.03.2011 tarihinde bitirilmesi gerektiği belirtilerek, söz konusu işin yıllara sari inşaat ve taahhüt işi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve anılan işe ilişkin şirketiniz tarafından düzenlenen faturalarda KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.
I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3 üncü maddesinde; “Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.9. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna” başlıklı bölümünde söz konusu istisnanın uygulamasına yönelik olarak ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.
Bu açıklamalara göre, şirketinizin taşeron olarak Kırım/Ukrayna’da yapacağı ilkokul inşaatı işinden elde edilen kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi suretiyle kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkündür.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42 nci maddesinde birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerine yer verilmiş, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde de, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden tevkifat yapılacağı hükme bağlanmış olup, sözkonusu tevkifat oranı 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 03.02.2009 tarihinden itibaren % 3 olarak belirlenmiştir.
Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine dayanılarak yapılan vergi kesintisi, Türkiye’de Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında yapılan ve birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerine ilişkin hüküm ifade etmekte olup, yurt dışında yapılan ve birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla, şirketinizin Türkiye’de yerleşik bir firmadan taşeron olarak üstlendiği ve Kırım/Ukrayna’da yaptığı … Eğitim Kompleksi Ek Bina yapım inşaatı işi her ne kadar yıllara sirayet eden mahiyette olsa da yurt dışında yapıldığından Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında değerlendirilmeyecek olup işveren firma tarafından şirketinize yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.
1I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun; 1/1’inci maddesinde, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmış, 4 üncü maddesinde hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler şeklinde tanımlanmış ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği ifade edilmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinde ise işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, malın teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği belirtmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, bir işlemin katma değer vergisine tabi olabilmesi için;
– İşlemlerin anılan Kanununun 6 ncı maddesinde belirtildiği şekilde Türkiye’de yapılmış olması,
– İşlemlerin yine aynı Kanunun 1 inci maddesinde sayılan mal teslimleri ve hizmet ifaları kapsamında değerlendirilebilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de yapılmayan ya da yapılmış sayılmayan işlemler katma değer vergisine tabi olmayacaktır.
Bu itibarla, taahhütte bulunduğunuz mükellefin Kırım/Ukrayna’da yapımını üstlendiği bina yapım işi Katma Değer Vergisi Kanununa göre Türkiye’de yapılmış bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğinden, şirketiniz tarafından anılan mükellefin taşeron sözleşmesine istinaden yurt dışında bulunan şube/şantiyesinde yapılacak inşaat taahhüt hizmeti de Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesi kapsamında verginin konusuna girmeyecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kooperatiflerde denetçilerin inceleme yükümlülüğü -Kemal Ozmen
II – ÇALIŞMA:
1. İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ:
Madde 66 – Denetçiler, işletme hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler. Ortakların şahsan sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar.
Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler. Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir.
Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler.
KOOPERATİFİN ACZİ HALİNDE YAPILACAK İŞLER:-Kemal Ozmen
V – KOOPERATİFİN ACZİ HALİNDE YAPILACAK İŞLER:
Madde 63 – Kooperatifin aczi halinde bulunduğunu kabul ettirecek ciddi sebepler mevcut ise yönetim kurulu piyasada cari fiyatlar esas olmak üzere, derhal bir ara bilançosu tanzim eder. Son yılın bilançosu veya daha sonra yapılan bir tasfiye bilançosu veyahut daha yukarda sözü geçen ara bilançosu kooperatif mevcudunun, borçlarını artık karşılamıyacağını belirtiyorsa yönetim kurulu, Ticaret Bakanlığına ve yapı kooperatiflerinde İmar ve İskan Bakanlığına da keyfiyeti bildirir ve genel kurulu derhal olağanüstü toplantıya çağırır.
Pay senetleri çıkarılmış olan bir kooperatifte son yılın bilançosunda kooperatif varlığının yarısı karşılıksız kalırsa yönetim kurulu derhal genel kurulu toplantıya çağırarak durumu ortaklara arz eder. Aynı zamanda ilgili mahkemeye, Ticaret Bakanlığına ve yapı kooperatiflerinde İmar ve İskan Bakanlığına da bilgi verir. Ancak, ortakları ek Ödemelerle yükümlü olan kooperatiflerde, bilançoda tespit edilen açık, üç ay içinde ortakların ek ödemeleriyle kapanmadığı takdirde Ticaret Bakanlığı ve yapı kooperatiflerinde İmar ve İskan Bakanlığı da haberdar edilir.
Mali durumun düzeltilmesinin mümkün görülmesi halinde mahkeme yönetim kurulunun veya alacaklılardan birinin isteği üzerine iflasın açılmasını erteliyebilir. Bu takdirde, mevcutlar defterinin tutulması, yönetim memuru atanması gibi kooperatif varlığının korunmasına ve devamına yarıyan tedbirleri alır.
VI – İŞTEN ÇIKARMA:
OSB’lerde yapılacak yatırımlar, Yeni teşvik sistemi 2012 -Kemal Ozmen
6. Yatırımın Bulunduğu Bölgenin Bir Alt Bölgesine Sağlanan Destek Unsurları ile Desteklenecek Yatırım Konuları
Aşağıda belirtilen yatırım konuları, yatırımın bulunduğu bölgenin bir alt bölgesine sağlanan destek unsurları ile desteklenecektir:
OSB’lerde yapılacak yatırımlar,
Aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların birlikte gerçekleştireceği ve faaliyet gösterilen yatırım konusuna dikey veya yatay entegrasyon sağlayacak yatırımlar,
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraŞtırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen Ar-Ge projeleri neticesinde geliştirilen ürünün üretimine yönelik yatırımlar.
Kooperatifler ve üst kuruluşlarının Yonetim kurulu üyeleri ve denetçileri ile bunların es ve hisimlarin bağdaşmayan gorevlerine iliskin tebliğ -2012-kemal Ozmen
27 Haziran 2011 PAZARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27977
TEBLİĞ
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığından:
KOOPERATİFLER VE ÜST KURULUŞLARININ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ VE DENETÇİLERİ İLE BUNLARIN EŞ VE HISIMLARININ BAĞDAŞMAYAN
GÖREVLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: TGM-2011/01)
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri ile bunların eş ve ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarının bağdaşmayan görev alma yasaklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 86 ve Ek 3 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) Bağdaşmayan görev;
1) Kooperatif ve üst kuruluş yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri için; kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluşun, hisse payı ne olursa olsun, hissedarı olduğu tüm şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyeliğini veya denetçiliği, ücretli olarak personel veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi diğer her türlü görevleri;
2) Kooperatif ve üst kuruluş yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve ikinci derece dahil kan ve kayın hısımları için; kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluş ile bu kuruluşların yüzde elliden fazla hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyeliğini veya denetçiliği, ücretli olarak personel (idareci, büro personeli, daimi veya geçici işçi gibi her türlü görevleri) veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi diğer her türlü görevleri;
b) Diğer teşekkül; Kooperatif ve üst kuruluşların katıldığı veya ortağı yahut üyesi olduğu üretici birlikleri, başka tür kooperatif ve üst kuruluşları, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, dernekler gibi kuruluşları,
c) Hısım; Kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinin ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarını (kendisinin veya eşinin anne, baba, çocuk, torun, kardeş, büyük anne ve büyük babalarını),
ç) Kanun; 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununu,
d) Kooperatif; Kanun, 1/6/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun ile 18/4/1972 tarihli ve 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununa göre kurulup faaliyet gösteren kooperatifleri, tarım satış kooperatiflerini ve tarım kredi kooperatiflerini,
e) Üst Kuruluş; Kanun, 1/6/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun ile 18/4/1972 tarihli ve 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununa göre kurulup faaliyet gösteren kooperatif birliklerini, bölge birliklerini, merkez birliklerini ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğini,
ifade eder.
Yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin bağdaşmayan görevleri
MADDE 4 – (1) Kanunun Ek 3 üncü maddesine göre, kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri bağdaşmayan görev alamazlar.
Örneğin, A Üst Kuruluşuna ortak B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri, A Üst Kuruluşu ve/veya B Kooperatifinin, hissesi ne olursa (ister % 0,1 ister % 99) olsun hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacak, buralarda personel veya ücretli danışmanlık, müşavirlik gibi başka bir görev alamayacaktır. Aynı şekilde, A Üst Kuruluşunun yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri de, Üst Kuruluş ve/veya Kooperatifin hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde benzeri görevleri alamayacaktır.
(2) Bağdaşmayan görev alma yasağı, kooperatif ve üst kuruluşların tüm yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerini ve bunların eş ve ikinci dereceye kadar, ikinci derece dahil, kan ve sıhri hısımlarını kapsamaktadır. 4572 sayılı Kanuna göre tarım satış kooperatifler birliklerinin yönetim kurullarının doğal üyesi olan genel müdürleri ve 1163 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre yönetim kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişilerin belirledikleri temsilcileri de birinci fıkradaki bağdaşmayan görev alma yasağı kapsamına girmektedir.
(3) Yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe seçilmeden önce bağdaşmayan görev yapanlar; kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe seçilmeleri durumunda, seçildikleri tarih itibariyle tüm bağdaşmayan görevlerinden ayrılmak zorundadırlar. Seçilme tarihi; seçimin yapıldığı genel kurul tarihini ve boşalan yönetim kurulu üyeliğine veya boşalan denetçiliğe atama ve çağrı yapılmış ise buna ilişkin atama ve çağrının tebliğ tarihini ifade eder.
Örneğin, B Kooperatifinin hissedarı olduğu K Şirketinde bağdaşmayan bir görev yapan C Şahsının, 15/04/… tarihinde yapılan genel kurul toplantısında Kooperatif yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe seçilmesi durumunda, bu Şahıs 15/4/… tarihi itibariyle K Şirketindeki görevinden ayrılacaktır. Diğer yandan, D Şahsının, yedekler arasından, boşalan asil yönetim kurulu üyesinin veya denetçisinin yerine çağrılması durumunda ve bu çağrının kendisine tebliğ edildiği tarihte (yedek üyeliğe seçildiği 15/4/… tarihinde değil, asil üyeliğe çağrının kendisine tebliğ edildiği tarihte), B Kooperatifinin hissedarı olduğu K Şirketindeki görevlerinden ayrılması gerekecektir. A Üst Kuruluşun asil ve yedek yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine seçilenler için de durum aynı olacaktır.
(4) Kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine seçilenler, seçilmeleri sırasında yürüttükleri bağdaşmayan görevlerden, yukarıdaki fıkrada belirtilen sürelerde ayrılmazlarsa, seçilmelerine ilişkin işlemler hükümsüz sayılacaktır. Bu durumda, boşalan yönetim kurulu üyeliklerine ve denetçiliklere yedekleri çağrılır. Bu yolla da boşalan üyeliklerin doldurulamaması durumunda, anasözleşmelerin ilgili hükümlerine göre hareket edilir. Bunların hakkında da Kanunun ilgili maddesi ve bu Tebliğ hükümleri uygulanır.
(5) Kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine seçilenlerin, seçildikten sonra, bağdaşmayan görevlerden birini edinirlerse, bağdaşmayan görevin edinilmesine ilişkin seçilme veya görevlendirme ile bu kapsamda yapılan sözleşmeler hükümsüz sayılır ve edinilen yasak görev, edinme tarihi itibariyle kendiliğinden sona erer.
Örneğin, C Şahsı, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine 15/4/… tarihinde seçildikten sonra, kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluşun (hisse payı ne olursa olsun) hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik veya ücretli olarak personel veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi her hangi bir bağdaşmayan görevi edinirse, bu Şahıs bağdaşmayan görevi edindiği tarih itibariyle (örneğin bağdaşmayan görevi 30/4/… tarihinde edinmişse, bu tarih itibariyle) edindiği bağdaşmayan görevi kendiliğinden sona erecektir.
(6) Kanunun Ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin bu görevlerini fiilen yürüttükleri dönemlerde, eş ve hısımlarının kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyesi veya denetçisi olmaları yasaklandığından, kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinde ilgili Kanun ve kendi anasözleşmelerinde aranan şartlara ilave olarak; kooperatif ve üst kuruluşların diğer yönetim kurulu üyeleri veya denetçileri ile eş veya hısım olmama şartı da aranacaktır.
Örneğin, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyesi veya denetçisi C Şahısının eşi ve eşinin ya da kendisinin anne, baba, çocuk, torun, kardeş, büyük anne ve büyük babası gibi hısımları; C Şahısının görev yaptığı dönem içerisinde, B Kooperatifinde ve bu Kooperatifin ortağı olduğu A Üst Kuruluşunda yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacaktır. A Üst Kuruluşunun yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımlarının durumları da aynı olacaktır.
Bağdaşmayan görev yapan mevcut yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin durumu
MADDE 5 – (1) Kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinden, 6215 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bağdaşmayan görev yürütenler, 6215 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 12/4/2011 tarihinden itibaren üç ay içerisinde (12/7/2011 tarihine kadar) bu görevlerden sadece birini tercih ederek diğerlerinden ayrılacaklardır. Bu süre içinde tercihte bulunmayanların, kooperatif ve üst kuruluşlarındaki yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik görevleri dışındaki diğer bağdaşmayan görevlerinin tamamı, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, kendiliğinden sona erecektir.
Örneğin, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyesi veya denetçisi C Şahısı; üç aylık sürenin bitimi olan 12/7/2011 tarihine kadar, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeliği veya denetçiliği ile 6215 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden (12/4/2011 tarihinden) önce yürüttüğü bağdaşmayan görevlerden birini tercih ederek diğerinden ayrılacaktır. Bu şahıs, 12/7/2011 tarihine kadar tercihini yapmaz ise, bağdaşmayan görevleri kendiliğinden sona erecektir. C Şahısı 12/7/2011 tarihinden itibaren yalnızca B Kooperatifindeki yönetim kurulu üyeliğini sürdürecektir.
Yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin eş ve hısımlarının bağdaşmayan görevleri
MADDE 6 – (1) Kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin fiilen bu görevleri yürüttükleri dönemde bunların eş ve hısımları; kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluşlar ile bunların yüzde elliden fazla hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi, ücretli olarak personel veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi diğer her türlü göreve alınamazlar.
Örneğin, B Kooperatifinde yönetim kurulu üyesi veya denetçisi olan C Şahısının veya A Üst Birlik yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinin, bu görevi fiilen yürüttüğü dönemde, eşi ve hısımları, B Kooperatifi ve Kooperatifin ortağı olduğu A Üst Kuruluşu ile bu kuruluşların yüzde elliden fazla hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacak, personel olarak veya müşavir, danışman gibi başka bir şekilde ücretli olarak işe alınamayacaklardır. B Kooperatifinin ve/veya A Üst Kuruluşunun hissedarı oldukları şirketlerdeki hisse oranı % 50’nin altında ise, C Şahısının veya A Üst Birlik yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinin eşi ve hısımları buralarda görev alabileceklerdir.
(2) Kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımları; Kanunun Ek 3 üncü maddesinin yürürlük tarihinden önce yürüttükleri bağdaşmayan görevlerini sürdürmeye devam edeceklerdir. Ancak, bunların görev veya sözleşme dönemlerinin sona ermesi durumunda, yeni görevlendirme ve atamalarda veya sözleşmelerin yenilenmesinde Kanunun Ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile bu Maddenin birinci fıkrasına göre hareket edilecektir. Aynı şekilde, Ek 3 üncü maddenin yürürlüğe girmesinden sonra bağdaşmayan görevi yürütenler, eş ve hısımlarının kooperatif ve üst kuruluş yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine sonradan seçilmesi durumunda da görevlerini yürütmeye devam edeceklerdir.
Örneğin, B Kooperatifi veya A Üst Kuruluşu yönetim kurulu üyesi veya denetçisi C Şahısın eşi veya oğlu ya da diğer hısımları, 12/4/2011 tarihinden önce Kooperatifte veya Üst kuruluşunda yahut bunların hissedarı olduğu şirkette, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde personel, müşavir, yönetim kurulu üyesi veya denetçi gibi herhangi bir bağdaşmayan görevi yürütüyorlar ise, bunlar 12/4/2011 tarihinden sonra da bu görevlerini sürdürmeye devam edecektir. Bu şahıslar, söz konusu düzenleme tarihinden önce işe alınmış olmak şartıyla, geçici/mevsimlik olarak çalışıyorlarsa, aynı statüde sonraki mevsimlerde de çalışmayı sürdüreceklerdir. Ancak, geçici/mevsimlik olarak çalışanların geçici kadrolardan daimi kadrolara geçirilmesi veya daimi ya da geçici/mevsimlik çalışanların iş akitlerinin sona ermesinden sonra yeniden işe alınmaları söz konusu olduğunda, bağdaşmayan görev alma yasağı gündeme gelecek, Kanunun Ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile bu Maddenin birinci fıkrasına göre hareket edilecektir.
Aynı şekilde, Ek 3 üncü maddenin yürürlüğe girmesinden önce, C Şahsı ile bunun eşi veya hısımlarından biri, B Kooperatifinde veya A Üst Kuruluşuna bağlı B ve N Kooperatiflerinde ya da B Kooperatifi ve A Üst Kuruluşunda aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik görevlerini yürütüyorlarsa, C Şahsının eşi ve hısımlarının bu görevleri, görev dönemi sonuna kadar devam edecektir. Yeniden seçilmeleri gündeme geldiğinde, bağdaşmayan göreve uyup uymadığı yönünde değerlendirme yapılacaktır.
Diğer yandan, B Kooperatifinde veya A Üst Kuruluşunda ücretli olarak görev yapan C Şahsı, göreve başlama tarihinden sonra, eşi veya hısımlarından biri anılan Kooperatife veya Üst Kuruluşuna yönetim kurulu üyesi veya denetçi seçilmesi durumunda, Ek 3 üncü maddenin yürürlük tarihinden önce veya sonra göreve başlayıp başlamadığına bakılmaksızın, yürüttüğü görevi sürdürecektir.
(3) Kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımlarının, üst birliğe bağlı diğer kooperatiflerde görev alması, Kanunun Ek 3 üncü maddesi ile getirilen bağdaşmayan görev kapsamına girmez. Ancak, üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımları, bu üst kuruluşlar ile bağlı tüm kooperatifler ve bunların yüzde elliden fazla hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamaz, personel olarak veya başka bir şekilde ücretli olarak işe alınamaz.
Örneğin, A Üst Kuruluşuna, B Kooperatifinin yanı sıra M Kooperatifi de ortak ise, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeleri veya denetçileri ile bunların yakınları M Kooperatifinde ve M Kooperatifinin hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerinde görev alabileceklerdir. Ancak, A Üst Kuruluşunun yönetim kurulu üyeleri veya denetçileri ile bunların yakınları hem A Kooperatifinde hem de M Kooperatifinde ve bunların hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerinde görev alamayacaklardır.
Denetçilerin araştırma yükümlülüğü
MADDE 7 – (1) Kooperatif ve üst kuruluşlarının denetçileri, kendi kuruluşlarında, Kanunun 56 ncı maddesinin birinci, 67 nci maddesinin ikinci ve Ek 3 üncü madde hükümleri çerçevesinde, Ek 3 üncü madde hükmüne aykırı uygulamaların olup olmadığını araştırmakla yükümlüdür. Bu araştırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen denetçiler, Kanunun Ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre sorumlu olacaklardır.
(2) Seçilme veya görevlendirme işlemleri ile sözleşmeleri bu Tebliğe göre hükümsüz olanlara, herhangi bir ad altında ücret, maaş, huzur hakkı gibi bir ödeme yapılmaz ve menfaat temin edilmez.
Yürürlük
MADDE 8 – (1) Bu Tebliğ, 12/4/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Sanayi ve Ticaret Bakanı, Bayındırlık ve İskan Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.