2017 YILI SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

30 Aralık 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29934
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

2017 YILI SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ

MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Konu

MADDE 1 – (1) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 46 ncı maddesi ile 2/1/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanan ve 2017 yılında meslek mensuplarınca uygulanacak olan asgari ücret tarifesi ekte yer almaktadır.

Yürürlük

MADDE 2 – (1) Bu Tarife 1/1/2017 tarihinde yürürlüğe girer.

 

Ekler için tıklayınız

Alışveriş merkezlerinde Plaka tanıma sistemi zorunlu hale geldi- MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN 30.12.2016

30 Aralık 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29934
YÖNETMELİK
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 26/2/2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinin birinci, ikinci, yedinci ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Ortak kullanım alanlarına ilişkin elektrik, su, ısınma, yenileme niteliğinde olmayan bakım-onarım, güvenlik ve temizlik gibi belirli dönemlerde tekrarlanan ve alışveriş merkezinin aynına ilişkin olmayan ortak giderler, alışveriş merkezindeki perakende işletmeler ile alışveriş merkezi yönetimi tarafından oy birliğiyle bir gider paylaşım usulü belirlenmemiş olması durumunda perakende işletmelerin satış alanlarının alışveriş merkezinin satış alanına oranı ölçüsünde paylaştırılır. Müştereken belirlenen gider paylaşım usulü en fazla beş yıl süreyle uygulanır.”

“(2) Alışveriş merkezindeki perakende işletmelerden, birinci fıkradaki ortak giderler dışında kalan pazarlama ve yönetim gibi ortak faydaya yönelik hizmetler için katılım payı talep edilebilmesi, bu hususun, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilmiş olmasına bağlıdır. Taraflar arasındaki sözleşmede aksi belirtilmedikçe perakende işletmelerin bu giderlere katılım payı birinci fıkraya göre hesaplanır.”

“(7) Alışveriş merkezi yönetimince her yıl mart ayı sonuna kadar, bir önceki yılın ortak giderleri ile ortak kullanım alanı gelirlerine ilişkin rapor hazırlanarak alışveriş merkezindeki perakende işletmelere gönderilir. Bu raporda; her bir perakende işletmeden tahsil edilmesi gereken ve tahsil edilen ortak gider katılım paylarına, ortak kullanım alanlarından elde edilen gelirlere ve ortak gider katılım payından yapılan ödemelere ilişkin bilgiler ile her bir gider türü için ortak gider hesaplamalarına yer verilir. Perakende işletmelerce talep edilmesi halinde, ortak kullanım alanlarından elde edilen gelirler ile ortak gider katılım paylarından yapılan ödemelere ilişkin belgelerin birer örneği alışveriş merkezi yönetimince perakende işletmelere verilir.”

“(9) Alışveriş merkezi içindeki perakende işletmeden, bu maddeye göre tahsil edilmesi gerekenden daha az ortak gider katılım payı tahsil edilmesi durumunda, tahsil edilmeyen kısım işyeri malikince karşılanır.”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(3) Alışveriş merkezlerinde araçla giriş çıkış yapılan açık ve kapalı otopark gibi kontrollü alanların giriş ve çıkışlarına alışveriş merkezi yönetimi tarafından plaka tanıma sistemi kurulması ve işletilmesi sağlanır. Bu sistemden elde edilen veriler kolluk birimleri ile anlık olarak paylaşılır.

(4) İçişleri Bakanlığınca kamu güvenliği açısından gerekli görülen alışveriş merkezlerinde, araçla giriş çıkış yapılan açık ve kapalı otopark gibi kontrollü alanların girişlerine alışveriş merkezi yönetimi tarafından araç altı görüntüleme sistemi kurulması ve işletilmesi sağlanır.

(5) Üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca kurulacak sistemlere ilişkin teknik özellikler ve veri paylaşımına ilişkin hususlar ile bu sistemlerin işletilmesine ilişkin diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin geçici birinci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(5) Alışveriş merkezi yönetimi tarafından 2016 yılına ait ortak giderler için avans olarak alınan bedellerin mahsubu 11 inci maddede belirtilen usul ve esaslara göre yapılır.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin eki Ek-1 yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 5 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

Vergi daireleri 1 kuruş ödeyerek zamanaşımını durduramaz

İdare veya işgüzar memurlar, hazine alacağını zamanaşımına uğratmamak için, borcu zamanaşımına uğrayacak borçlular adına küçük küçük ödemeler yapmaktadırlar. Ancak alacaklı tarafın Kanundan iyiniyetli olmayan şekilde yararlanmasını ifade eden bu uygulama da yargı anlayışında doğal olarak kabul görmemektedir. Örneğin Danıştay 3. Dairesi E.2010/4340 K.2012/3047 sayı ve 25.9.2012 tarihli Kararında; zamanaşımına uğrayacak her bir borç için yapılmış 1’er kuruş ödemenin, iktisadi icaplara uymaması ve hayatın olağan akışına göre normal kabul edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle borçlu tarafından yapılmış ve zamanaşımını kesecek nitelikte olduğunun kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. 

Konut kooperatiflerinde 150 metrekare hesabı-

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde 01.06.2013 tarihinden geçerli olmak üzere yaptığı değişiklik ile, konutlarda 150 m2’lik net alanın hesabını tamamen değiştirmiş, 30 No.lu KDV Tebliği uyarınca net alan hesabına dahil edilen bir çok alanı, net alan hesabının dışına çıkarmıştır. Maliye Bakanlığı’nın güncelliğini ve geçerliliğini yitirmiş olan 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (D) bölümünü yürürlükten kaldırarak, net alan hesabının Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 16/41. maddesine göre yapılması gerektiği konusunda Genel Tebliğ düzeyinde bir düzenleme yapması kaçınılmaz gözükmektedir. Çünkü, net alan hesabı teknik bir konu olduğundan ve bu husustaki yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda bulunduğundan, Maliye Bakanlığı’nın bu konuda sorun çıkarması veya 30 No.lu Tebliğ’de yer alan güncelliğini yitirmiş düzenlemede ısrar etmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi bir düşünce, konutlarda Maliye Bakanlığı’na göre net alan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre net alan olmak üzere iki farklı alan hesaplama yöntemi ortaya çıkaracak, bu ise gereksiz bürokratik işlemlere ve ihtilaflara neden olacaktır

Gelir vergisi dilimleri 2017

(3) 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2017 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.13.000 TL’ye kadar % 15

30.000 TL’nin 13.000 TL’si için 1.950 TL, fazlası % 20

70.000 TL’nin 30.000 TL’si için 5.350 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL’nin

30.000 TL’si için 5.350 TL), fazlası % 27

70.000 TL’den fazlasının 70.000 TL’si için 16.150 TL, (ücret gelirlerinde

110.000 TL’den fazlasının 110.000 TL’si için 26.950 TL), fazlası % 35

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kooperatiflerde iş akış süreçleri ve verimlilik analizi-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

ekran-resmi-2016-12-24-14-20-33süreç yönetimi bir kurumun performansının sürekli olarak iyileştirilmesini sağlayan bir yönetim disiplinidir. Süreç yönetimi şirketlerde net tanımlanmadığı takdirde çalışanların kendi tanımladığı ve uyguladığı iş yapma anlayışına razı olunacağı şüphesizdir. İşin süreç olarak tanımlanması onun denetimini kolaylaştırır, gereksiz ya da tekrarlanan görevlere son verilmesine, kaynak israfının önlenmesine, personel performansının iyileştirilmesine, verimsiz personellerin veya işlemlerin azalmasına ve sonuç olarak sürecin optimize edilmesine olanak sağlar. Tanımlanmış iş süreçleri bulunmadığı ve yazılı olarak dökümante edilip, tebliğ edilmediği takdirde çalışanlar arası ihtilaf ve verimsizlik artar. İş süreçleri kurum içi olabileceği gibi kurumlar arasında da olabilir. Zaten günümüzde bütün kurumsal şirketlerin hedef aldığı yüksek verimli iş yapma modeli olarak tanımlanan ve endüstri 4.0 denilen sanayi devrimi de kurumlar arası iş süreçlerini kesintisiz şekilde çalışma anlayışını temel almaktadır.

DÜNYA KOOPERATİFÇİLİK GÜNÜ KUTLU OLSUN-21 ARALIK 2017-ÖZMEN MÜŞAVİRLİK

Ekran Resmi 2016-12-21 06.57.22.png

Bakanlığımız görev alanında 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamında faaliyet gösteren 12 bin civarında kooperatif ve bu kooperatiflere ortak 3,5 milyon çiftçi bulunuyor. 1581 Sayılı Kanun kapsamında çiftçilerin kredi ve her türlü girdi ihtiyacının karşılanmasına yönelik faaliyet gösteren 1.625 adet tarım kredi kooperatifi ve bu kooperatiflere ortak 1.026.179 adet çiftçi bulunuyor.

KOOPERATİFLER, EKONOMİK VE SOSYAL KALKINMA BAKIMINDA ÖNEMLİDİR

Kooperatif; ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir yapıdır. Merkezine insanı koyan kooperatifler, fertlerin ve toplumun ekonomik ve sosyal kalkınması açısından önemlidir.

Bugün dünyamız derin ekonomik krizler; giderek artan gıda ve güvenliği ihtiyacı; artan çevre kirliliği ve iklim değişiklikleriyle karşı karşıyayken tarımsal kooperatiflerin ortaya koyduğu ekonomik işletme modeli daha fazla dikkate alınmaya başlanmıştır. İşsizliğin önlenmesi ve sürdürülebilir istihdam politikalarında da kooperatifler, önemli bir ekonomik aktör olarak karşımızda duruyor.

TARIM SEKTÖRÜNDE KOOPERATİFLERE OLAN İLGİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Tarımsal amaçlı kooperatiflerimiz, geçimini tarımdan sağlayan çiftçi ortaklarına üretimden pazarlamaya kadar her alanda kaynak aktarılmasına ve yeniliklerin çiftçi ile tanıştırılmasında önemli işlevleri söz konusu. Her yıl örgütlenen çiftçi sayısında giderek artan bir süreç yaşanıyor. Bu süreç, tarım sektöründe belli bir farkındalığın oluşturulabildiğini ispatlayan önemli gösterge. Bu ilgi sadece çiftçide değil, sektörün diğer paydaşları arasında da giderek artmakta. Bu kapsamda tarıma dayalı sanayi işletmeleri, artık üretim sözleşmelerini doğrudan çiftçi ile birlikte kooperatifler ile de yapmaktalar. Bu yolla hem sanayici istediği kalite ve miktarda ürünü alabilmekte, hem de çiftçinin hakları korunmuş olmakta.

KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN TARIMSAL PROJELERİNE DESTEK VERİYORUZ

Bakanlık olarak kooperatiflerin de içinde yer aldığı tarım kesimine yönelik olarak “%50 sizden, %50 bizden %100 sizin diyerek her zaman çiftçilerimizin yanında olacağız” sloganıyla KKYDP kapsamında projeye dayalı hibe destekleri veriyoruz. Her yıl çıkartılan tebliğ ile yenilenen bu program, kooperatif ve birliklerin de içinde yer aldığı kırsal kesime ait yatırım ve harcamalarının belirli oranlarda finansmanı yoluyla, gelir ve sosyal standartların geliştirilmesini amaçlıyor.

Tarımsal amaçlı kooperatif projelerinin desteklenmesi amacıyla ayrıca T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince, düşük faizli kredi kullandırılıyor. Yaptığımız bir kanuni düzenleme ile Bakanlığımızca kredi kullandırılan tarımsal amaçlı kooperatiflerin borçlarının yeniden yapılandırılarak beş yıl süre ile taksitlendirilmesi sağlandı.

KOOPERATİFLERİN DAHA GÜÇLÜ VE ETKİN OLMALARINI AMAÇLIYORUZ

Bakanlık olarak, tarladan sofraya gıda temininin her safhasında rol alan üreticimizi, birliklerimizi, kooperatiflerimizi, sanayicimizi, tüccarımızı, tüketicimizi kucaklayıcı politikalar geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. Ülkemiz tarımının daha da gelişmesi adına aynı zamanda kooperatiflerin daha etkin ve gelişmiş ülkelerdeki emsalleri gibi güçlü olmaları için uğraşıyoruz.
Tarımsal amaçlı kooperatiflerle ilgili olarak; gelecekte kendileri için daha elverişli bir ortam sağlamayı, toplumda olumlu bir imaj oluşturmayı; verimli ve etkin uygulamalar gerçekleştirmelerini, sürdürülebilirlik, rekabet edebilirlik ve yenilikçiliği sağlamalarını, ekonomik kalkınmaya ve gelirin daha adil paylaşımına olan katkılarını arttırmayı hedefliyoruz.

Kooperatiflerin ülkemiz ve milletimiz için öneminin bilinciyle 21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Gününü kutluyorum.
Unutmamak gerekir ki; “Daha güçlü bir Türkiye için daha güçlü bir tarıma, daha güçlü bir tarım için daha güçlü bir kooperatifçiliğe ihtiyaç vardır.”

Nakit Sermaye artırımında faiz indirimi

Merkez Bankası 2015 yılı içinde en son 25.12.2015 tarihinde açıkladığı ticari kredi faiz oranı % 15,76’dir. Bu durumda mükelleflerin kullanabileceği indirim oranın % 7,88’dir. Bu indirim oranı bütün şirketler için aynı oranda uygulanmayacaktır, bakanlar kurulu kararına göre oran bazı şirketlerde farklılaştırılmıştır.

Eğer 1.000.000 TL sermaye arttırılırsa (1.000.000*% 7,88=) 78.800 TL matrahtan indirim hakkı kazanılır. Bu durumda arttırılan sermaye 12,69 yılda kendisini amorti etmiş olmaktadır.

Bu indirim, nakdi sermaye artırımı yapılan aya göre kısmen veya tam olarak uygulanmaktadır. Örneğin 30 Ağustos 2015 yılında artırılan 1.000.000 TL’lik sermayenin indirim hakkı aşağıdaki formül ile bulunur.

Read more: http://www.muhasebeweb.com/haber_detay.php?id=5201_Pratik_Bilgiler Sermaye Şirketlerinde Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması#ixzz4TRZ7VOD8

KOOPERATİF ÜYELERİNİN HİSSE DEVİRLERİ NEDENİ İLE VERGİSEL SORUMLULUKLARI

 

ekran-resmi-2016-11-29-21-09-27

 

 

Konut yapı kooperatif ortağı olan kişilerin, kooperatifteki hissesini devir etmesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinin 4 numaralı bendinde yer alan; “Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar” değer artışı kazançlarıdır, hükmüne istinaden gelir vergisine tabidir. Ancak kooperatif tarafından ortağına konut teslim edilmiş ise iktisap (yani edinme) tarihi önem arz etmektedir.

 

GVK. Mükerrer 80/16. maddesine göre, iktisap tarihinden itibaren 4 yıl (1.1.2007 tarihinden sonra iktisap edilenlerde 5 yıl) içinde satılan gayrimenkullerden elde edilen kazanç, gelir vergisine tabidir.

 

Kooperatif ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis edilen gayrimenkuller “tahsis tarihinde”  “tapu tarihinde değil, evin tahsis tarihinde”, ortaklar tarafından edinilmiş sayılmaktadır.

 

Konutun fiilen teslimi veya kura çekilip evlerin dağıtıldığı tarih tahsis tarihi olarak kabul edilmektedir

 

Buna göre; kooperatiften edinilen gayrimenkulü, tahsis tarihinden itibaren 4 yıl (1.1.2007 tarihinden sonra tahsis edilenlerde 5 yıl) içinde satanlar, “değer artış kazancı” elde etmiş sayılmaktadırlar.

Bilgilerinize Sunarız

Saygılarımızla

e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını 1/7/2017 tarihinden itibaren e-Fatura olarak düzenleyeceklerdir.

15 Aralık 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29919
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 454)’NDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SIRA NO: 475)

MADDE 1 – 20/6/2015 tarihli ve 29392 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 454)’nin 3. İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulaması başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını 1/7/2017 tarihinden itibaren e-Fatura olarak düzenleyeceklerdir.

Bununla birlikte e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, istemeleri halinde 1/1/2017 tarihinden itibaren söz konusu faturalarını e-Fatura olarak düzenlemeye başlayabilecekleri gibi 1/7/2017 tarihine kadar matbu (kağıt veya e-Arşiv) fatura da düzenleyebileceklerdir.

Söz konusu faturaların e-Fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar ile uygulamadan yararlanma yöntemleri www.efatura.gov.tr adresinde yayınlanan “e-Fatura Uygulaması Gümrük İşlemleri Kılavuzu”nda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

KONUT YAPI KOOPERATİFLERİ KDV İADESİ ALABİLİR Mİ ?-

03.07.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe giren düzenleme ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (k) bendinde yer alan “ile konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri” ibaresinin madde metninden çıkarılmış olup, bu duruma göre,  03.07.2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yapacakları konut teslimleri KDV’ye tabi olacaktır. Bu nedenle, konut yapı kooperatifleri, yüklenmiş oldukları KDV’leri indirim konusu yapabilecek ve indirimli orana tabi teslimleri(net alanı 150 m2’den küçük konutlar) ilgili olup, indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmını nakden ya da mahsuben iade alabilecektir.

Maketten konut alanlar satış vaadi sözleşmesini tapuya şerh ederken ne ödeyecekler ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

12. (5838 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle değişen fıkra. Yürürlük: 28/2/2009) Satış vaadi sözleşmeleri ile irtifak hakkı tesisi vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhinde, sözleşmede yazılı bedel üzerinden (Bu bedel, sözleşmeye konu gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az, emlak vergisi değerinin iki katından çok olamaz.) bedelsiz olanlarda emlak vergisi değeri üzerinden

(Binde 6,83

Kooperatif tarafından deprem ve yangın sigortası yapılmasının vergisel durumu

TARİH : 18.11.2011
SAYI : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01.2059
KONU : İşletme kooperatifi tarafından işyerlerine yaptırılan deprem ve yangın sigorta bedellerinin kooperatif üyelerinden tahsil edilmesinde KDV uygulanıp uygulanmayacağı ve belge düzeni hk.

İLGİ: …

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Kooperatifinizin 13.03.2010 tarihli olağan genel kurulunda alınan ortaklarınıza ait işyerlerinin deprem ve yangına karşı sigortalattırılması kararına istinaden, sigorta primlerinin işyeri sahiplerinden toplanarak yatırılması için genel kurul tarafından kooperatif yönetimine görev verildiği belirtilerek, işyeri sahiplerinden alınan sigorta bedellerinin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı ve bu bedellere istinaden fatura tanzim edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

3065 sayılı KDV Kanunu’nun;

1. maddesinin birinci fıkrasında, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

4. maddesinin birinci fıkrasında, hizmetin teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin ise bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

17/4-e maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler ve sigorta aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemleri ile KVK.nun 7. maddesinin (24) numaralı bendinde belirtilen kurumların kredi teminatı sağlama işlemlerinin vergiden istisna olduğu,

20. maddesinin birinci fıkrasında teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

Aynı maddenin ikinci fıkrasında, bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

24. maddenin (b) bendinde ise ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurların, 24/c maddesinde ise vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı VUK.nun “Faturanın Tarifi” başlıklı 229. maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanun’un “Faturanın Nizamı” başlıklı 231. maddesinin beşinci bendinde; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, site içerisinde yer alan üyelerinize ait işyerlerinin yangın ve depreme karşı sigortalanması nedeniyle Kooperatifiniz tarafından üyelerinden toplanan sigorta prim bedelleri için fatura tanzim edilmesine ve söz konusu prim bedelleri üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

Ancak, sigorta bedelinin Kooperatifiniz tarafından üyelerine yansıtılması işleminde söz konusu sigorta bedelini aşan bir tutarın tahsil edilmesi durumunda, ilaveten tahsil edilen tutarlar için fatura düzenlemeniz gerektiği ve bu tutarlar üzerinden genel oranda (% 18) KDV hesaplanacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Defter Tasdikleri Özet Tablo

Defter Tasdikleri Özet Tablo 

Defterlerin açılış ve kapanış onayları ile onay zamanlarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir. 

Açılış Onayı Yapılacak Defterler Kapanış Onayı Yapılacak Defterler
Yevmiye defteri Yevmiye defteri
Defteri kebir

Envanter defteri

Pay defteri

Yönetim kurulu karar defteri Yönetim ve müdürler kurulu karar defteri
Genel kurul toplantı ve müzakere defteri

Damga vergisi defteri

 

1.1.2017 TARİHİ İTİBARİYLE E-FATURA VE E-DEFTER UYGULAMALARINA ZORUNLU OLARAK DAHİL OLMASI GEREKEN MÜKELLEFLER HAKKINDA DUYURU

1.1.2017 TARİHİ İTİBARİYLE E-FATURA VE E-DEFTER UYGULAMALARINA ZORUNLU OLARAK DAHİL OLMASI GEREKEN MÜKELLEFLER HAKKINDA DUYURU

20.6.2015 tarih ve 29392 sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren ve e-Fatura ve e-Defter uygulamaları çerçevesinde zorunluluk getirilen mükelleflerin kapsamını belirleyen 454 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’den anlaşılacağı üzere;

a) 2015 hesap dönemi brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükelleflere:

İlgili hesap dönemine ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi takip eden hesap döneminin başından itibaren (normal hesap dönemine tabi olanlar için bu tarih 1/1/2017’dir),

b) 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan mükelleflere (Bayilik lisansı olanlar, münhasıran bu lisansa sahip olmaları nedeniyle bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir.)

Lisans aldıkları tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren (lisans alma tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler açısından bir sonraki hesap döneminin başından itibaren ) (1.10.2016 tarihinden önce lisans alan mükellefler için bu tarih 1/1/2017’dir.)

c) 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa ve ithal eden mükelleflere,

Mükellefiyet tesis ettirdikleri tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren (mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler bir sonraki hesap döneminin başından itibaren), (1.10.2016 tarihinden önce mükellefiyet tesis ettirenler için bu tarih 1/1/2017’dir.)

e-Fatura ve e-Defter uygulamalarına geçme zorunluluğu getirilmiştir.

Bu kapsamda, belirtilen özellikleri haiz mükelleflerimizin vergisel uygulamalar bakımından hukuki bir sorun yaşamaması ve cezai işlemlere maruz kalmaması adına 31.12.2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) e-Fatura ve e-Defter uygulamalarına ilişkin gerekli başvurularını ve hazırlıklarını aşağıdaki adresler üzerinden elektronik ortamda yapmaları gerekmektedir.

MALİ MÜHÜR BAŞVURUSU İÇİN: https://mportal.kamusm.gov.tr/bp/edf.go

E-FATURA BAŞVURUSU İÇİN : https://portal.efatura.gov.tr/efaturabasvuru/

E-DEFTER BAŞVURUSU İÇİN : https://uyg.edefter.gov.tr/edefterbasvuru/

Temin işlemlerinin alabileceği süreler de göz önünde bulundurularak elektronik imza araçlarının, e-Fatura ve e-Defter uygulamalarına son başvuru tarihi olan 31.12.2016 tarihinden önce temin edilmesi, söz konusu uygulamalara mükelleflerimizin süresinde başvuru yapılması bakımından önem arz etmektedir.

Mükelleflerimizin elektronik imza araçlarının başvurusu sırasında, mükellefiyetlerine ilişkin vermiş oldukları ve ilgili sertifika makamları tarafından da MERSİS ve MERNİS kayıtları çerçevesinde kontrol edilip kendilerine ilgili başvuru uyarı ekranlarında gösterilen bilgilerini; mali mühür veya nitelikli elektronik sertifikaların hatasız, doğru şekilde üretimi ve zaman kaybına yol açmaması bakımından dikkatle kontrol etmeleri gerekmektedir.

Kamuoyuna önemle duyurulur.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından: PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK-EVREN ÖZMEN

 

 

8 Aralık 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29912
YÖNETMELİK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK 

YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 2/11/1985 tarihli ve 18916 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin geçici 10 uncu maddesinde yer alan “1/1/2017” ibaresi “30/6/2017” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

Eski Hali Yeni Hali
Geçici Madde 10 – (Ek:RG-5/2/2016-29615)

22/5/2014 tarihinden önce yapı ruhsatı almaya yönelik olarak işlemlere başlanılmış olan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra yapılan yapı ruhsatı başvuruları, 1/1/2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 30/5/2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilir. Ancak, bu madde hiçbir şekilde bu Yönetmelik hükümlerinin karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamaz ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemez.

 

Geçici Madde 10 – (Ek:RG-5/2/2016-29615)

22/5/2014 tarihinden önce yapı ruhsatı almaya yönelik olarak işlemlere başlanılmış olan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra yapılan yapı ruhsatı başvuruları, 30/06/2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 30/5/2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilir. Ancak, bu madde hiçbir şekilde bu Yönetmelik hükümlerinin karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamaz ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemez.

 

 

KONUT PROJELERİNDE BMSV İSTİSNASI

Bu itibarla; proje halindeki tamamlanmamış konutların teslimine ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinden doğan hakların bankanız tarafından rehnedilmesi suretiyle teminat altına alınarak tüketicilere kullandırılan kredilerde, müşterilerinizin konut teslim tarihinden daha kısa vadeli kredi kullanması veya konut teslim tarihinden daha uzun vadeli kredi kullanmakla birlikte konut teslim tarihinden önce krediyi kapatmaları hallerinde ipotek tesis edilememiş olması, söz konusu kredilerin konut finansmanı kapsamında, “konut edinimi amacıyla kredi kullandırılması” vasfını değiştirmeyeceğinden BSMV istisnası uygulaması açısından düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.