Kooperatiflerde gecikme faiz oranı-EVREN ÖZMEN

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 120. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu`nun 7. maddesinde, temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir.

Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca, aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir.

Davaya konu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır.
Dolayısıyla davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun`un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.

Bu itibarla; hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli bulunmadığından, kooperatifler konusunda uzman yeni bir bilirkişi seçilerek ve davacı tarafa ödeme emrinde belirttiği aidatların hangi yıl, aylara ait aidatlar olduğu da açıklattırılarak ve yukarıda faizle ilgili olan yasa hükümlerine göre varsa temerrüt faizi hesabı da yapılarak, bilirkişiden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan rapora dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

3-Öte yandan; dava kısmen kabul reddedildiği ve davalı da kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir