Kooperatifler Kanunun 27. maddesiyle sermaye yüklemleri ve sair ödemelerini (aidat vb.) yerine getirmeyen ortaklar hakkında yapılacak işlemler ve uygulama sırası düzenlenmiş ve ortaklığın kendiliğinden düşeceği belirtilmiştir. Burada geçen sermaye yüklemleri ile kanunun 19’uncu maddesinde düzenlenen ortaklık payları; sair ödemler ile de, ortaklık payı dışındaki ödemeler kastedilmektedir. Bu ödemeler ise kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak için genel kurulca kararlaştırılan tutarlardaki arsa-altyapı payı, ortak tesisler ile genel giderlere katılım payı gibi ödemeler ile bunların gecikme faizinden oluşmaktadır.
Kanun maddesine göre, ortaklığın kendiliğinden düşebilmesi için belirtilen yükümlülüklerden en az birinin yerine getirilmemesi gerekir. Yani, ortaklığın kendiliğinden düşebilmesi için o ortak; ya sermaye yüklemlerinden, ya sair ödemelerden, ya da her ikisinden dolayı kooperatife borçlu olmalıdır.
Ortaklığın kendiliğinden düşebilmesi için sırasıyla aşağıdaki işlemlerin yerine getirilmesi gereklidir.
a) Ortak parasal yükümlülüklerini belirli bir süre geciktirmiş, ödememiş olmalıdır:
Bu gecikme süresi kanunda gösterilmemiştir. Ancak, anasözleşmelerde serbestçe belirlenebilmektedir. Zira, Bakanlığımızca hazırlanan örnek anasözleşmelerde bu süre genellikle 30 gün, 1 ay veya 2 ay olarak belirlenmiştir.
b) İlk istem ve münasip bir süre:
Bu münasip süre, ortağın borcunu temin edip ödeyebileceği bir süre olmalıdır. Örnek anasözleşmelerde bu ilk süre 10 gün olarak belirlenmiş olup, istemin ortağa tebliğinden itibaren sürenin başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu ilk istemde, borcun (ana para + varsa gecikme zammı) tutarı da belirtilerek tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödenmesi, ödenmemesi halinde kanun 27’inci maddesi ile anasözleşmenin ilgili maddesi gereğince hakkında gerekli işlemin yapılacağı ihtar edilir. Bu münasip süre ortağa ya elden yazılı olarak, ya taahhütlü mektupla, ya da noter aracılığıyla veyahut da her üç yolun mümkün olmaması halinde ilanla bildirilir. İlanla bildirim yapılması durumunda Tebligat Kanunu hükümlerine göre hareket edilmelidir.
c) İkinci istem ve 1 aylık süre:
İlk isteğe uymayan ortağa ikinci bir ihtar gönderilerek, bu ihtarın tebliğinden itibaren 1 ay içinde borcunu ödemesi istenir. Buradaki bir aylık süre kanunun emredici hükmü olduğundan herhangi bir şekilde azaltılamaz.
İkinci ihtarda da borcun tutarı gösterilerek, tamamının 1 aylık süre içinde ödenmemesi halinde, kanunun 27’inci ve anasözleşmenin ilgili maddesi gereğince ortaklığının kendiliğinden düşeceği ihtar edilir. İkinci ihtardaki borç tutarının da birinci ihtardakiyle aynı olmasına dikkat edilmeli, birinci ihtardan sonra herhangi bir ödeme yapıldıysa bunun da belirtilmesi ve borç tutarı, ödediği tutar ve kalan borcun ayrıntılı olarak yazılması gerekir.
d) İkinci ihtarın tebliğinden itibaren 1 aylık süre içinde borç ödenmemiş olmalıdır:
Ortaklığın kendiliğinden düşebilmesi için, ikinci ihtarnamenin tebellüğ tarihinden itibaren 1 aylık süre içinde de borç ödenmemiş olmalıdır.
e) Çıkarma kararı alınmalıdır:
Kanunun 27’inci maddesinde, yukarıda belirtilen şartların oluşması halinde ortaklığın kendiliğinden düşeceği belirtilmesine rağmen, ortaklığın düşebilmesi için genel kurul veya yönetim kurulu kararına ihtiyaç olup olmadığı konusunda bir açıklama yapılmamıştır. Ancak, uygulamada oluşan yargı içtihatlarına göre, ikinci ihtarın tebliğinden itibaren 1 aylık süre içinde de borç ödenmemişse; anasözleşme ile yetkili kılınmışsa yönetim kurulu, böyle bir yetki yoksa genel kurul tarafından çıkarılma kararı alınmalıdır.
f) Çıkarma kararı ortağa tebliğ edilmelidir:
Ortaklığın kendiliğinden düşmesine ilişkin olarak alınan kararın ortağa tebliği ve itiraz yolları 2.5 nolu bölümde açıklanan ihraç kararının tebliği ve itiraz yolları ile aynıdır.