Kooperatif hissesi satışında vergi nasil hesaplanır ?-Kemal OZMEN

Kooperatif üyesinin hisse ya da konut satışına vergi sürprizi

KONUT edinmek amacıyla, kooperatif üyesi olup, yıllarca aidat ödeyenler, şu ya da bu nedenle kooperatif hisselerini veya kooperatif yoluyla edindikleri konutu satabiliyorlar. Bunların çoğu, satış kazancının vergiye tabi olduğunun ve “Gelir Vergisi sürprizi” ile karşılaşacaklarının farkında bile değiller.

HİSSE DEVRİ

Konut yapı kooperatif üyesi olan kişinin, kooperatifteki hissesini bir başkasına devir etmesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinin 4 numaralı bendinde yer alan;

“Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar” değer artışı kazançlarıdır, hükmüne istinaden gelir vergisine tabi.

Bazı üyeler, devir bedelini düşük göstermekte ya da bedel dahi belirtmeden, kooperatif yönetimine bir dilekçe vermek suretiyle üyesini devir ettiği kişiyi de belirtmek suretiyle bildirimde bulunmaktadır.

Bu ve benzeri uygulamalarda, sonradan yapılacak vergi incelemelerinde, kooperatif hissesinin devir tarihindeki değeri ile satış bedelinin kıyaslanması ve bir fark bulunması halinde, aradaki fark üzerinden gelir vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi istenebilmektedir.

KAZANCIN HESAPLANMASI

Bu aşamada ilk akla gelen soru, “Neyin üzerinden yani hangi kazancın üzerinden vergi ödeneceği” olsa gerek… Hemen açıklayalım, ödediğiniz aidatların toplamı ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden.

Kooperatife 5 yıl önce hatta 15 yıl önce girmiş olmanız önemli değil. 20 yıl önce girmiş olsanız bile, o kooperatifteki hissenizi sattığınızda “değer artış kazancı” elde etmiş sayılıyorsunuz. Bundan dolayı da gelir vergisi ödemeniz gerekiyor.

Kazancın tespitinde; kooperatife ödenen aidatlar, satışın yapıldığı ay hariç, TÜİK aylık TEFE (1 Ocak 2006’dan itibaren aylık ÜFE) oranına göre yükseltilir. Bununla satış tutarı kıyaslanır. Aradaki fark “değer artış kazancı”dır. 2009’da elde edilen kazancın; 7.600 TL’si gelir vergisinden müstesna oluyor. Aşan kısım da gelir vergisine tabi tutuluyor.

KOOPERATİF EVİ SATIŞI

Kooperatif yoluyla edinilen gayrimenkulün satışında, iktisap (yani edinme) tarihi çok önemli. Nedenine gelince, GVK. Mükerrer 80/16. maddesine göre, iktisap tarihinden itibaren 4 yıl (1.1.2007 tarihinden sonra iktisap edilenlerde 5 yıl) içinde satılan gayrimenkullerden elde edilen kazanç, gelir vergisine tabi.

Yasaya göre, kooperatif üyelerine, bu sıfatları dolayısıyla tahsis edilen gayrimenkuller “tahsis tarihinde” bir kez daha belirtelim “tapu tarihinde değil, evin tahsis tarihinde”, ortaklar tarafından edinilmiş sayılır. Örneğin, kura çekilip evlerin dağıtıldığı tarih, tahsis tarihi oluyor.

Buna göre; kooperatiften edindiği gayrimenkulü, tahsis tarihinden itibaren 4 yıl (1.1.2007 tarihinden sonra tahsis edilenlerde 5 yıl) içinde satanlar, “değer artış kazancı” elde etmiş sayılırlar. Kazancın hesaplanmasında, maliyet bedeli ile satış tutarı karşılaştırılır. Maliyet bedeli, yukarıda belirtildiği gibi hesaplanır. Elde edilen kazancın, istisna tutarını (yani 7.600 TL’yi) aşan kısmı, gelir vergisine tabi tutulur.

Kooperatif üyeleri, hisse ya da konut satarken, aman dikkat!..

kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkuller tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır).

kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkuller tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır).

193 sayili gelir vergisi kanunu madde 75- Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz

2. (3239 saylı Kanunun 57’nci maddesiyle değişen bent) İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.)

2. (3239 saylı Kanunun 57’nci maddesiyle değişen bent) İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.)

2. (3239 saylı Kanunun 57’nci maddesiyle değişen bent) İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.)

Kisitli emlak vergisi ödeyen mukellefin ölmesi durumunda varislerinin emlak vergisi karşısındaki durumu-Kemal OZMEN

Başlık Veraset yoluyla intikal eden kısıtlı gayrimenkulün mirasçılara intikalinde tecil edilen emlak vergisinin ödenip ödenmeyeceği hk.
Tarih 16/07/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-175.01[30-2012/6-1.4.3490]-2134
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-175.01[30-2012/6-1.4.3490]-2134

16/07/2012

Konu

:

Veraset yoluyla intikal eden kısıtlı gayrimenkulün mirasçılara intikalinde tecil edilen emlak vergisinin ödenip ödenmeyeceği hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, babanız … adına kayıtlı olup veraset yoluyla mirasçılara intikal eden … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, 63 numarada bulunan ve tapunun … ada, … parsel numarasında kayıtlı tasarrufu kısıtlı gayrimenkul ile ilgili olarak … Belediye Başkanlığı tarafından varislerden geriye dönük istenen emlak vergisinin tecil edilen 9/10’unun ödenip ödenmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı, kısıtlamanın devam ettiği sürede tecil edilen verginin 9/10’unun, bina, arsa veya arazinin satılması, istimlakı veya hibe yoluyla başka şahıslara devir ve temliki halinde tahsilat zamanaşımına uğramamış olanlarının muaccel hale geleceği hükme bağlanmıştır.

Sözkonusu maddenin tetkikinden de anlaşılacağı üzere, tasarrufu kısıtlı gayrimenkulün veraset yoluyla mirasçılara intikali, gayrimenkulün satılması, istimlakı veya hibe yoluyla başka şahıslara devir ve temliki hallerinden sayılamayacağından, varislerden geriye dönük olarak emlak vergisinin tecil edilen 9/10’unun tahsiline imkan bulunmamaktadır.

Bu itibarla, babanız … adına kayıtlı olup veraset yoluyla mirasçılara intikal eden … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak 63 numarada bulunan ve tapunun … ada, … parsel numarasında kayıtlı tasarrufu kısıtlı gayrimenkulün veraset yoluyla intikalinde mirasçılardan geriye dönük olarak emlak vergisinin tecil edilen 9/10’unun tahsil edilmemesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Sosyal Güvenlik Kurumundan İki Ayrı Emekli Maaşı Alan Emeklinin İndirimli Emlak Vergisi Muafiyetinden Yararlanıp Yararlanamayacağı Hk-Kemal OZMEN

Başlık Sosyal Güvenlik Kurumundan İki Ayrı Emekli Maaşı Alan Emeklinin İndirimli Emlak Vergisi Muafiyetinden Yararlanıp Yararlanamayacağı Hk.
Tarih 17/07/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.35.17.02-175.01[8-2012/1]-686
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.17.02-175.01[8-2012/1]-686

17/07/2012

Konu

:

Sosyal Güvenlik Kurumundan İki Ayrı Emekli Maaşı Alan Emeklinin İndirimli Emlak Vergisi Muafiyetinden Yararlanıp Yararlanamayacağı Hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinde, Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli maaşının yanı sıra eş nedeniyle de ölüm aylığı alındığı belirtilerek bu durumda tek mesken için indirimli bina vergisi oranından (sıfır) yararlandırılıp yararlandırılmayacağı hususundaki Başkanlığımız görüşü sorulmaktadıır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Bakanlar Kurulu, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m² yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan hükmün verdiği yetkiye dayanılarak muhtelif tarihlerde çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararları ile 1999-2006 yılları için, 2006/11450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de, 2007 ve müteakip yıllar için gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların Türkiye sınırları içinde brüt 200 m² yi geçmeyen tek meskene sahip olmaları halinde (2004 yılından itibaren intifa hakkına sahip olunması hali dahil), bu meskene ait bina vergisi oranı sıfır olarak belirlenmiştir.

Diğer taraftan; 38 seri Nolu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin “3. İndirimli Vergi Oranının Uygulanması İle İlgili Diğer Hususlar” başlıklı bölümünün (e) fıkrasında; “Sosyal güvenlik kurumlarından emekli, dul, yetim, ölüm ve malûliyet aylığı alanların, bu aylıkları dışında başka gelirlerinin bulunması halinde, bunların meskenine indirimli vergi oranı uygulanmayacaktır. Mükelleflerin gelir getirmeyen işyeri, arsa ve araziye sahip olmaları, indirimli vergi oranından yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli, dul vb. şeklinde birden fazla maaşın alınması indirimli vergi uygulamasını engellememektedir. Bu itibarla, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan emekli maaşının yanı sıra eşten dolayı da ölüm aylığı alınması durumunda yukarıda belirtilen diğer şartları taşımak kaydıyla indirimli bina vergisi oranından (sıfır) yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İhtiyati haciz konulması işleminin şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında teminat olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.-Kemal OZMEN

Başlık İhtiyati haciz konulması işleminin şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında teminat olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.
Tarih 19/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.38.15.02-105[VUK-21-228]-78
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.38.15.02-105[VUK-21-228]-78

19/06/2012

Konu

:

İhtiyati Haciz Konulan Şüpheli Alacak Karşılığının Teminat Olarak Değerlendirilip Değerlendirilemeyeceği hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile, 2011 yılında icra takibine başlanılan … TL tutarındaki senet sahibi müşterinizin bir anonim şirketteki … TL nominal bedelli hissesine ihtiyati haciz konulduğu, A.Ş. hissesine haciz konulması işleminin İcra Müdürlüğü tarafından bu hisselerin değerinin bilirkişiye tayin ettirilmesini gerektirdiği, bu işlemin 2012 yılına kaldığı ve bilirkişi tarafından hisselerin değerinin … TL olarak belirlendiğinden bahisle 2011 yılında icra takibine başlanılan senet sahibi müşterinizin bir A.Ş.’deki hissesine ihtiyati haciz konulması işleminin şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında teminat olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, 2011 yılında icra takibine başlanılan 2012 yılında bilirkişi raporu düzenlenen … TL tutarındaki alacağınızın tamamına şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılmayacağı hakkında görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

2004 sayılı İcra İflas Kanununun 257 nci maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde;

“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1-Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

2-Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıdaki kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Diğer yandan, şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılması gerekmekte olup, şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde karşılık ayrılması mümkün olmamaktadır. Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için mahkemeye dava veya icra merciine takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine yapılan başvuruların takip edilmesi gerekmektedir.

Kanun hükmü, teminatlı alacaklarda bu karşılığı teminattan geri kalan miktarla sınırlamakta, alacağın ipotek, haciz, rehin, kefil vs. suretlerle teminata bağlanmış olması halinde, şüpheli alacak karşılığı ayrılmayacağını kabul etmiş bulunmaktadır.

Şüpheli alacak uygulamasında teminat sayılan haller arasında bulunan (alacaklının alacağının tahsili için icra daireleri aracılığıyla uygulanan) hacizler, alacağın tahsilinin kuvvetle muhtemel olduğunu ve alacağın teminatsız kalmadığının göstergesi olarak değerlendirilmekte olup, borçluların mal, hak veya alacaklarına haciz konulması suretiyle söz konusu alacağın haciz konulan kısmı teminatlı hale gelmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, alacaklıların alacaklarının tahsili için borçluların mallarına icra daireleri aracılığıyla uygulattığı hacizler Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesi kapsamında teminat kapsamında kabul edileceğinden, alacakların hacze konu edilmiş kısmı için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, değerleme günü itibariyle söz konusu alacağın (ihtiyati/kesin haciz konulmak suretiyle elde edilen) teminatı aşan kısım itibariyle anılan maddedeki şartların oluşması halinde şüpheli alacak olarak değerlendirmeye tabi tutulabilmesi imkan dahilindedir.

Buna göre, 2011 hesap döneminde icra takibine başlanılan alacak için borçlunun bir anonim şirketteki … TL nominal bedelli hissesine ihtiyati haciz konulması ve bu hisse senetlerinin gerçek değerinin tespit edilmemiş olması nedeniyle (hisse senetlerinin nominal bedeli kadar tutar, alacağın bu kısmını teminatlı hale getirdiğinden) … TL tutarındaki alacaktan belirtilen tutarın düşülmesi sonucu bulunacak miktar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır. Söz konusu hisselerin kesin bedel tespitinin 2012 yılına sarkması nedeniyle, bilirkişi tarafından tespit edilen hisse değeri olan … TL’den 2011 yılında teminat sayılan … TL’nin düşülmesi sonucu bulunacak … TL değerindeki tutar 2012 yılında teminat altına alınmış sayılacaktır.

Ancak, icra takibine başlanılan 2011 hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacak için daha sonraki dönemlerde karşılık ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

Fabrika binası satışından doğan ve yenileme fonu hesabında bekletilen karın işyeri (büro) amaçlı bina alım ve yatırımında kullanılmasının mümkün bulunmadığı hk-Kemal OZMEN

Fabrika binası satışından doğan ve yenileme fonu hesabında bekletilen karın işyeri (büro) amaçlı bina alım ve yatırımında kullanılmasının mümkün bulunmadığı hk.
Tarih 19/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[328-2012/2]-405
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[328-2012/2]-405

19/06/2012

Konu

:

YENİLEME FONU

İlgi özelge talep formunuz ile … Organize Sanayi Bölgesinde 2011 yılında satmış olduğunuz fabrika binasından elde edilmiş karı yenileme fonu hesabında beklettiğiniz, 2012 yılında … şehir merkezinde işyeri amaçlı bina alımı ve yatırımı yapmayı planladığınız, yenileme fonunda bekletilen tutarın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesi uyarınca yeni alınan sabit kıymet alımında kullanılıp kullanılmayacağı hususunda görüş istediğiniz anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesinde “Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.

Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.

Devir ve trampa satış hükmündedir.

Şu kadarki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir.

Yukarıki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.” hükmü mevcuttur.

Bu hükme göre; “Yenileme Fonu” iktisadi işletmelere dâhil amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenebilmesi için bu kıymetlerin satışından doğan kârların bilançonun pasifinde azami üç yıl süre ile bekletilmesini ifade eden bir vergi erteleme yöntemi olarak, işletme içi yatırımları teşvike yönelik bir uygulamadır. Yenileme fonunun iktisadi kıymetin iktisabında kullanılması halinde, bilançonun pasifinde yer alan fon yeni değer için ayrılacak amortismanlara mahsup edilmektedir.

Yenileme fonu hesabında yer alan satış karının muhakkak surette satılan iktisadi kıymetle aynı neviden başka bir iktisadi kıymetin iktisabında kullanımı esastır. Bu itibarla, satılan iktisadi kıymet yerine bir başka iktisadi kıymetin alınmak istenmesi veya alınması, iktisadi kıymetin yenilenmesi olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Bu nedenle fabrika binası satışından doğan ve yenileme fonu hesabında beklettiğiniz karın, aynı Kanunun 328 inci maddesi kapsamında işyeri (büro) amaçlı bina alım ve yatırımında kullanılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Arsasını kat karşılığında müteahhide veren kooperatifin belge düzeni, kurumlar vergisi ve kdv açısından vergisel yükümlülüğü hk.

Başlık Arsasını kat karşılığında müteahhide veren kooperatifin belge düzeni, kurumlar vergisi ve kdv açısından vergisel yükümlülüğü hk.
Tarih 20/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.06.18.02-32229-8488-686
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.18.02-32229-8488-686

20/06/2012

Konu

:

Kat karşılığı arsasını müteahhide veren kooperatifin vergisel yükümlülüğü hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olduğunuz ve Kooperatifiniz adına kayıtlı arsanın kat karşılığı müteahhide verildiği, toplam hisse sayınızın …, alınacak konut sayısının ise … olduğu belirtilerek, KDV mükellefiyeti tescil edildikten sonra üyelerinize tapu verilene kadar boş KDV beyannamesi verilip verilmeyeceği, müteahhide arsa için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenmesi halinde faturanın ne zaman düzenleneceği, KDV oranının ne olacağını ve üyelere tapu tesliminde %1 KDV’nin ne şekilde uygulanacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak yayımlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13.1.4.3 “Yapı Kooperatiflerinde Ortak Dışı İşlemler” başlıklı bölümünde; “Yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir…” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatiflerin kendi adlarına tescilli arsaları için müteahhit firmalar ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmelerine istinaden her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmayacağından kooperatifinizin madde metninde belirtilen muafiyet şartlarını taşıması halinde kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan; arsanızı kat karşılığı müteahhit firmaya vererek elde edilecek işyeri veya konutların, kooperatifinizdeki hisse sayısından az olması kurumlar vergisi muafiyetinizi etkilemeyecektir.

II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde gerçekleşen teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

– 2/5 inci maddesinde, trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğu,

– 4/2 nci maddesinde, bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olduğu, hizmet ve teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergiye tabi bulunduğu,

– 10 uncu maddesinin (a) bendinde, vergiyi doğuran olayın; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması ile (b) bendinde ise, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile vuku bulduğu hüküm altına alınmıştır.

KDV Kanununun 17/4-r maddesi uyarınca, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ise KDV’den müstesnadır.

30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde; arsa karşılığı inşaat işinde iki ayrı teslimin olduğu, bunlardan birincisinin arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi, ikincisinin ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine verilen konut veya işyeri tesliminin olduğu belirtilmiş ve bu teslimlerin her birinin katma değer vergisi karşısındaki durumuna ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Diğer taraftan, konut yapı kooperatifleri ile müteahhit firmalar arasında yapılan “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmeleri” ile arsa devrinde vergiyi doğuran olay;

– Arsanın müteahhide devri tapuya tescil ile yapılıyorsa, tescil anında,

– Tapuya tescil yapılmaksızın, yapılan sözleşme ile arsanın kooperatifiniz uhdesinde bırakılması durumunda, inşaatın tamamlanması ve iskan ruhsatının alınması ile veya sözleşmeye istinaden kooperatifinize bırakılan bağımsız bölümlerin iskan ruhsatının alınmasından önce fiilen kullanım amacıyla tahsis edilmesi halinde, kullanıma başlama tarihinde (hem arsanın hem de bağımsız bölümlerin teslimi gerçekleştiğinden),

gerçekleşmiş olacaktır.

Söz konusu özelge talep formu ekinde yer alan tapularından, … ili … İlçesine bağlı … Beldesinde … ada, … parselde ve … ada, … parselde …’ar m² ve … parselde … m² arsası olduğu anlaşılmaktadır.

Buna göre, arsanın müteahhide devrinin tescil anında yapılması veya tapuya tescil yapılmaksızın, yapılan sözleşme ile arsanın kooperatifinizin uhdesinde bırakılması durumları değerlendirilerek fatura düzenlenmesi, düzenlenecek faturalarda, arsaların iki tam yıldan fazla mülkiyetinizde bulunması nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesi uyarınca katma değer vergisi hesaplanmaması gerekmektedir.

Kooperatifiniz tarafından yaptırılacak konut inşaatlarına ilişkin olarak inşaat yapı ruhsatlarının henüz alınmamış olması nedeniyle, konutların üyelere teslimine kadar geçecek süre içerisinde beyanname verilip verilmeyeceği ve üyelere konut tesliminde uygulanacak katma değer vergisi oranı hususlarında bilgi verilmemiş olup, inşaat yapı ruhsatları alındıktan sonra Başkanlığımızdan ayrıca özelge talebinde bulunulması gerekmektedir. Öte yandan, aynı hususlara 113 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ve 60 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Sirkülerinde yer verilmiş olup, taşınmaz ve taşınmaz niteliği taşıyan mal ve hakların satışında katma değer vergisi uygulaması hususuna da bahsi geçen sirkülerde ayrıca değinilmiştir.

III-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 227 inci maddesinde; bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

– 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

– 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği,

– 232 inci maddesinde ise; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları, bunların dışında kalanların birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (01/01/2012 tarihinden geçerli olmak üzere) 770,00 TL’yi geçmesi veya bedeli 770,00 TL’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecburi olduğu,

– 262 nci maddesinde maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

– 267 nci maddesinde; emsal bedelinin gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu, emsal bedelinin sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esasına göre tayin edileceği,

– 269 uncu maddesinde, iktisadi işletmelere dahil bulunan gayrimenkullerin maliyet bedeliyle değerleneceği,

– 270 inci maddesinde de gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükelleflerin serbest oldukları

hükümleri yer almaktadır.

Genellikle kat/arsa karşılığı inşaatlarda;

– Kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine daire verilmesi durumunda karşılığı ayni olan bir taahhüt söz konusudur. Arsa sahibi arsasının bir kısmını müteahhide devretme, müteahhit ise bunun karşılığında inşa edeceği dairelerin bir kısmını arsa sahibine devretme taahhüdünde bulunmaktadır.

– Arsa sahibi ticari işletme ise, bu işlem sonucunda arsası aktifinden çıkmakta olup, bunun karşılığında dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Ticari işletmenin müteahhide devretmediği arsa payı, müteahhitçe verilen dairelere isabet ettiği için ticari işletme bu iktisadi kıymetleri kayıtlarına arsa payı dâhil olarak kaydetmelidir.

– Müteahhit ise, inşa ettiği dairelerden bir kısmını arsa sahibine vermekte olup, bunun karşılığında elde ettiği iktisadi kıymet ise müteahhidin arsa sahibinden devraldığı (müteahhide kalan dairelere isabet eden) arsa payıdır. Buna göre, müteahhit açısından arsa maliyet bedeli, arsa sahibine teslim edilen daire ve işyerlerinin inşaatı için yapılan harcamaların toplamını oluşturmakta olup, bu bedel inşaat maliyetinin de içerisinde yer almaktadır.

Kat karşılığı inşaat işlerinde konutların; fiilen tamamlanmadan önce kat mülkiyetine geçilmesi halinde mülkiyetin devri tapuda tescil suretiyle gerçekleştiğinden satışa ilişkin faturanın tapuya tescil tarihinden veya herhangi bir suretle tapuya tescilinden evvel fiilen kullanılmaya başlanılması amacıyla hak sahiplerine tahsis edilmesi durumunda satışa ilişkin olarak konutların fiilen kullanım için tahsis edildiği tarihten itibaren yedi gün içinde faturanın düzenlenmesi gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar doğrultusunda;

– Müteahhit tarafından, kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine bırakılan daireler için, söz konusu dairelerin teslim edilmesinden (inşaatın tamamlanarak mülkiyetin alıcıya geçmesinden veya tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesinden) itibaren yedi gün içerisinde arsa sahibi adına Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesine göre tespit edilen emsal bedel üzerinden fatura düzenlenmesi,

– Müteahhide teslim edilen arsanın bir iktisadi işletmeye dâhil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, teslim edilen arsa için arsa sahibi tarafından, müteahhitçe arsa sahibine teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden müteahhit adına fatura düzenlenmesi,

– Arsa sahibinin gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde, arızi bir faaliyet olarak arsasını müteahhide tesliminde, arsa sahibinin mükellef olmamasından dolayı müteahhit tarafından arsa sahibi adına teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden gider pusulası düzenlenmesi,

-Müteahhidin kendisine kalan daireleri üçüncü kişilere satması durumunda ise; tapuda tescil işleminin yapıldığı tarihten itibaren, tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesi durumunda, bu tarihten itibaren yedi gün içerisinde satış bedeli üzerinden fatura düzenlemesi

gerekmektedir.

Söz konusu olayda, arsanızı kat karşılığı müteahhit firmaya vererek elde edilecek işyeri veya konutların, kooperatifinizdeki hisse sayısından az olması kurumlar vergisi muafiyetinizi etkilemeyeceğinden ve müteahhide teslim edeceğiniz arsaların iki tam yıldan fazla mülkiyetinizde bulunması nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesi uyarınca katma değer vergisi hesaplanmaması nedeniyle arsaların müteahhide tesliminde fatura düzenlemenize gerek bulunmamaktadır. Müteahhidin söz konusu arsaları aktifine alması için kooperatifiniz adına gider pusulası düzenlemesi gerekir.

Ancak, kooperatifinizin söz konusu kat karşılığı inşaat işlemi nedeniyle kurumlar vergisi veya katma değer vergisi mükellefiyeti oluşması halinde yukarıda yapılan açıklamalara uygun olarak fatura düzenlemesi gerekmektedir.

Öte yandan, söz konusu kat karşılığı inşaat işlemi sonucunda kooperatifinize kalan daireleri üyeleriniz dışında üçüncü kişi alıcılara satmanız durumunda ise; tapuda alıcılar lehine tescil işleminin yapıldığı tarihten itibaren, tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesi durumunda, bu tarihten itibaren yedi gün içerisinde alıcılar adına satış bedeli üzerinden fatura düzenlemeniz gerekeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Satmak amacıyla üretilen emtianın işyerinde kullanılması halinde belge düzeni hk. Tarih 21/06/2012

Başlık Satmak amacıyla üretilen emtianın işyerinde kullanılması halinde belge düzeni hk.
Tarih 21/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.09.15.02-1.2010.5.VUK-10
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

AYDIN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri ve Usul Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.09.15.02-1.2010.5.VUK-10

21/06/2012

Konu

:

Fatura Düzenleme

İlgi dilekçenizin incelenmesinden, …. Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numarasında mükellefiyetinizin bulunduğu, şirketin ana faaliyet konusunun “Yem İmalatı, Satışı ve Pazarlaması” olduğu, bu işe ilave olarak süt ve besi hayvancılığı işi ile iştigal etmeye başlayacağınızı, hayvancılık işinin yapılacağı şubede satın alınacak yemlerin yanı sıra kendi ürettiğiniz yemleri de kullanacağınızı belirterek dahili sarf olarak kullanacağınız yemler için fatura düzenleyip düzenlemeyeceğiniz, fatura düzenlemeniz durumunda gelir ve gider/maliyet unsuru olarak nasıl değerlendirilmesi gerektiği, katma değer vergisi beyanın ne şekilde olacağı hususunda bilgi istediğiniz anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sinai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinde; teslim ifadesinin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu; 3 üncü maddesinde ise teslim sayılan hallerin;

a) Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi,

b) Vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle olursa olsun kullanılması veya sarfı,

c) Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devri,

olduğu ifade edilmiştir.

Bu itibarla, şirketinizin ürettiği emtiayı yine şirket bünyesindeki başka bir ünitede kullanması dahili sarf niteliğinde olduğundan ve herhangi bir teslim söz konusu olmadığından katma değer vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmü, 230 uncu maddesinin 5 numaralı bendinde ise “… Malın, bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir…” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, şirketinizce üretilecek yemlerin yine şirketinize ait süt ve besi hayvancılığı işinde kullanılması durumunda fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Ayrıca, söz konusu emtianın süt ve besi hayvancılığı yapılan yerlere sevkinde şirketinizce sevk irsaliyesi düzenleneceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Serbest meslek faaliyetinde envantere kayıtlı demirbaşların devri ile kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılabileceği hk.-Kemal OZMEN

Başlık Serbest meslek faaliyetinde envantere kayıtlı demirbaşların devri ile kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılabileceği hk.
Tarih 21/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1949
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1949

21/06/2012

Konu

:

Serbest meslek faaliyetinde envantere kayıtlı demirbaşların devri ile kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile diş hekimliği faaliyeti ile ilgili olarak düzenlenen serbest meslek makbuzunun bu faaliyetin sona erdirilmesi halinde mevcut demirbaşların devrinde kullanılıp kullanılamayacağı ve kapanış işlemlerinde belge düzeni hususlarında Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 161 inci maddesine göre vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade etmektedir. İşlerin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulması ise işi bırakma sayılmamaktadır.

Aynı Kanunun 210 uncu maddesinde, serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı, ‘‘Makbuz Mecburiyeti” başlıklı 236 ncı maddesinde ise serbest meslek erbabının, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, envanterinize kayıtlı demirbaşların devri ve kapanış işlemlerinin serbest meslek makbuzu ile yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yurt dışından tahsil edilemeyen alacağa karşılık ayrılıp ayrılmayacağı, karşılık ayrılacaksa karşılığın ayrılacağı dönem veya karşılık ayrılmaması halinde söz konusu alacağın değersiz alacak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.-Kemal OZMEN

Yurt dışından tahsil edilemeyen alacağa karşılık ayrılıp ayrılmayacağı, karşılık ayrılacaksa karşılığın ayrılacağı dönem veya karşılık ayrılmaması halinde söz konusu alacağın değersiz alacak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.
Tarih 21/06/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[323-2012/VUK-1- . . .]-1942
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[323-2012/VUK-1- . . .]-1942

21/06/2012

Konu

:

Yurt dışından tahsil edilemeyen alacağa karşılık ayrılıp ayrılmayacağı ve değersiz alacak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, …’da bulunan … firması tarafından cam … üretim makineleri siparişinin … tarihinde toplam ….-USD bedelle verildiği, … tarihli niyet mektubu ile kâğıt üzerinde satılan ilk makinelere ilişkin olarak kurumunuz tarafından iki ay içerisinde % … randımana ulaşılma yönünde üretim garantisi verildiği, … firmasının üretim performansını geçerli kabul etmediği ve buna bağlı %10’luk …USD tutarındaki son ödemeyi yapmadığı belirtilerek, tahsil edilmesi artık mümkün gözükmeyen ….-USD’ye şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılmayacağı ve değersiz alacak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile bu alacağa kur farkı uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemede uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı; bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, yabancı paranın dönem sonlarında Vergi Usul Kanununun 263 üncü maddesine göre borsa rayici ile, yabancı paranın borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığınca tespit edilen kur esas alınmak suretiyle değerlemeye tabi tutulması ve ortaya çıkan kur farkının, gelir veya gider olarak dikkate alınarak dönem kazancıyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

Mezkur Kanunun 322 nci maddesinde kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacakların değersiz alacak olduğu ve söz konusu alacakların bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybedecekleri ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilecekleri hüküm altına alınmıştır.

Anılan madde uyarınca, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacak olarak nitelendirilmiştir. Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkan kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacaktır. Kanuni düzenlemeye göre alacağın tahsil imkanının kalmadığının, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir. Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacak uygulaması bakımından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe bırakılmış olur. Böyle bir boşluk bırakmamak amacıyla kanun koyucu değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsikini öngörmüştür.

Ayrıca, alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına zarar olarak yazılması gerekmekte olup, ilgili olduğu yılda zarar yazılmayan alacağın sonraki yıllarda dikkate alınması da mümkün bulunmamaktadır.

Bu hükme göre, tahsil imkanı kalmayan alacağın tek taraflı beyanla alacaktan vazgeçildiğini bildiren belgeye dayanılarak değersiz alacak olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Öte yandan Kanunun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323 üncü maddesinde; ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların şüpheli alacak sayılacağı, bu şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği, bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğunun karşılık hesabında gösterileceği, teminatlı alacaklarda bu karşılığın teminattan geri kalan miktara inhisar edeceği, şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının ise tahsil edildikleri dönemde kâr / zarar hesabına intikal ettirileceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, ticari kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olarak dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayıldığından yukarıda belirtilen şartları taşıyan alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmakta olup bu şartlardan herhangi birisinin mevcut olmaması halinde ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır. Alacağın yurt içinden veya yurt dışından olması bir önem taşımadığından yurt dışından olan alacaklar için de bu madde hükümleri geçerlidir.

Alacağın tahsili güçlüğünün, objektif olarak inandırıcı belgelerle ortaya konulması, şüpheli alacak uygulaması açısından ikinci önemli şart olup kanun koyucu şüpheli hale geldiği ileri sürülen alacağın, ciddi olarak takip edildiğinin yargıdan veya icra organlarından alınacak belgelerle tevsikini öngörmüştür.

Yurt dışından olan alacakların şüpheli hale geldiğinin ispatlanabilmesi için ticari iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya icra takibinde bulunulması gerekmektedir. Yurt dışından olan alacakların dönem sonunda değerlemesi nedeniyle oluşacak kur farkları da asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı olarak oluşan kur farkları için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, yurt dışından olan alacaklar için iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya ilgili ülkenin icra mevzuatı uyarınca icra takibine başlanılması halinde alacağın Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre şüpheli hale geldiği kabul edilebilecektir.

Ancak, bir alacak için alacağın şüpheli hale geldiği dönemden sonraki bir dönemde karşılık ayrılabileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, karşılık ayrılması gereken dönemde ayrılmayan karşılığın sonraki dönemlerde ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Söz konusu olayda, arsanızı kat karşılığı müteahhit firmaya vererek elde edilecek işyeri veya konutların, kooperatifinizdeki hisse sayısından az olması kurumlar vergisi muafiyetinizi etkilemeyeceğinden ve müteahhide teslim edeceğiniz arsaların iki tam yıldan fazla mülkiyetinizde bulunması nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesi uyarınca katma değer vergisi hesaplanmaması nedeniyle arsaların müteahhide tesliminde fatura düzenlemenize gerek bulunmamaktadır. Müteahhidin söz konusu arsaları aktifine alması için kooperatifiniz adına gider pusulası düzenlemesi gerekir.

Söz konusu olayda, arsanızı kat karşılığı müteahhit firmaya vererek elde edilecek işyeri veya konutların, kooperatifinizdeki hisse sayısından az olması kurumlar vergisi muafiyetinizi etkilemeyeceğinden ve müteahhide teslim edeceğiniz arsaların iki tam yıldan fazla mülkiyetinizde bulunması nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesi uyarınca katma değer vergisi hesaplanmaması nedeniyle arsaların müteahhide tesliminde fatura düzenlemenize gerek bulunmamaktadır. Müteahhidin söz konusu arsaları aktifine alması için kooperatifiniz adına gider pusulası düzenlemesi gerekir.

Kemal Özmen’in kooperatifler isimli kitabı 2.baskisini yapmıştır

20120728-143353.jpg
İÇİNDEKİLER

BİRİNCİ KISIM

I. BÖLÜM ………………: GENEL BİLGİLER
1-Kooperatifçilik nedir ve hangi gerekçelerden doğmuştur …..:
2-Kooperatifçiliğin özellikleri …………………………………:
3-Kooperatifçiliğin yararları ……………………………………:
4-Kooperatifçilik ilkeleri …………………………………………:
5- Kooperatiflerle, şirketler ve dernekler arasındaki farklar …:
6-Kooperatif türleri ………………………………………………:
7-Kooperatiflerin mevzuat içindeki yeri ……………………….:
8-Kooperatiflerin Yeni Türk Ticaret Kanunu karşısındaki durumu .:
9-İşyeri kooperatiflerinin OSB ilişkileri …………………………..:
10-Devlet ve kooperatifçilik ……………………………………….:
11-Kooperatiflerin sorunları ……………………………………..:

II. BÖLÜM ………………: KURULUŞ
1-Hazırlık işlemleri ……………………………………:
2-İzin ……………………………………………………………..:
3-Tescil ve ilan …………………………………………………..:
4-Tescil ve ilandan sonra yapılacak işlemler …………………..:
5-Anasözleşme değişikliği ……………………………………….:
6-Kooperatif birliklerinin kuruluşu ……………………………:
7-İlgili yargıtay kararları ……………………………………….:
8-İlgili mevzuat …………………………………………………:
-Bakanlık yazısı ………………………………………..:

9-Yazışma belge örnekleri ……………………………………….:
-Kooperatif kuruluşuna izin verilmesi hk ……………………:

-Anasözleşme özeti ………………………………………….:

– Yönetim kurulu görev bölümü ve kooperatifin

temsil ilzamı …………………………………………………:

– Kooperatifin tescili hk ……………………………………….:

III. BÖLÜM ………………: ORTAKLIK İŞLEMLERİ
1-Ortak olma yolları ……………………………………………:

2-Ortaklığa kabul ………………………………………………:

3-Ortaklık konumu ………………………………………..:
4-Ortakların ödemeleri ………………………………………..:
5-Ödemeler ile ilgili genel kurul kararı ……………………:
6-Ortakların hak ve yükümlülükleri ………………………….:

6.1-Ortakların hakları ………………………………………..:

A-Ortakların bireysel olarak kullanacakları hakları …:

B-Toplu kullanılacak haklar ………………………….:

6.2-Ortakların yükümlülük ve sorumlulukları …………….:

A-Parasal yükümlüğünü yerine getirmesi görevi …….:

B-Sır saklama yükümlülüğü …………………………..:

7-Ortaklığın sona ermesi ……………………………………..:

7.1-Ortaklıktan çıkma ……………………………………:

7.2-Ortaklıktan çıkarılma ………………………………….:

7.3-Ortaklığın devri …………………………………………:

7.4-Ortağın ölümü …………………………………………:

8-Görev veya hizmetin sona ermesi ……………………………:

9- Ortaklığı sona erenlerle hesaplaşma ………………………:

10-Sabit (peşin) fiyatlı ortaklık kaydı ………………………….:

11-Yapı kooperatiflerine ortak olur iken dikkat

edilecek hususlar ……………………………………………:

12-İlgili yargıtay kararları …………………………………….:

12.1-Ortaklıktan çıkarma kararının iptali ile ilgili

yargıtay kararları ……………………………………:

12.2-Ortaklığın devri ile ilgili yargıtay kararları ……….:
12.3-Çıkan veya çıkarılan ortaklara geri iadeler ile ilgili

yargıtay kararları ……………………………………:

12.4-Konut veya işyeri verilemeyen kişiye ödenecek
tazminat ile ilgili yargıtay kararları ………………..:
12.5-İhraca gerekçe teşkil etmeyen ödemeler ile ilgili
yargıtay kararları ……………………………………:
12.6-Tebliğatlarla ilgili yargıtay kararları ………………..:
12.7-Ortaklıkla ile ilgili diğer yargıtay kararları ………..:
13- İlgili mevzuat ………………………………………………:

-Bakanlık yazıları …………………………………………..:

14-Yazışma belge örnekleri ……………………………………:

– Ortaklık hk ……………………………………………….:

– Ortaklık kararı hk ………………………………………:

– Ortaklığa kabul hk ………………………………………..:

– Ortaklık senedi hk ………………………………………:

– Ortaklıktan çıkma hk …………………………………….:

-1.İhtarname örneği ………………………………………:

-2. İhtarname örneği ……………………………………….:

– Ortaklıktan çıkarma hk …………………………………:

– Ortaklıktan çıkarılmaya genel kurul nezdinde

itiraz edilmesi hk ………………………………………..:

– İbraname hk ……………………………………………….:

– Ortaklığın devri hk ………………………………………:

– Ortaklık devri hk ………………………………………..:

– Veraset hk …………………………………………………:

– Temsilci hk ………………………………………………..:

IV. BÖLÜM ………………: GENEL KURUL
1-Genel kurul yapmaya yetkili organlar …………………….:

2-Genel kurula çağrı zamanı ve süresi ………………………..:

3-Genel kurul çalışmaları ………………………………………:

4-Genel kurullarda çoğunluk (nisap) …………………………:
5-Genel kurullarda oy kullanma ve vekalet ………………….:
6-Genel kurulların ertelenme nedenleri ………………………:

7-Genel kurulların iptal nedenleri ……………………………..:

8-Divan başkanının görevleri …………………………………..:
9- Genel kurul günü yapılan çalışmalar ………………………:

10-Genel kuruldan sonra yapılan çalışmalar …………………:

11-İlgili yargıtay kararları ………………………………..…:

12- İlgili mevzuat ……………………………………………..:

-Bakanlık yazıları ………………………………………..:

13-Yazışma belge örnekleri ……………………………………:

– Genel kurul için temsilci görevlendirilmesi hk …………:

– Genel kurul kararı hk ……………………………………:

– Gündem hk ……………………………………………….:

– Yıllık çalışma raporu hk …………………………………:

– Denetçiler raporu hk …………………………………….:

– Genel Kuruldan en az 20 gün önce gündeme alınması

istenen konular ile ilgili başvuru örneği hk ……………..:

– Genel kurulda gündem maddelerinin görüşülmesine

geçilmeden önce gündeme eklenmesi istenen hususlar

ile ilgili verilecek önerge hk …………………………….:

– Vekaletname hk …………………………………………..:

– Genel kurul tutanağı hk ………………………………..:

– Genel kurulun tescili hk ………………………………….:

V. BÖLÜM ………………: YÖNETİM KURULU
1-Genel bilgi …………………………………………….:
2-Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu …………………….:
3-Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ait konular …….:
4-Murahhas üyelik ………………………………………………:
5-Kooperatif genel müdürleri ve/veya müdürleri ………………:
6-Komisyonlar ……………………………………………………:
7-Kooperatiflerde yazışmalar ve dosyalama düzeni ………….:
8-Sözleşmeler …………………………………………………….:
9-İlgili yargıtay kararları ………………………………………..:
10- İlgili mevzuat ………………………………………………..:
-Bakanlık yazıları ……………………………………………..:

11-Görüş ve öneriler ……………………………………………..:

VI. BÖLÜM ………………: DENETİM KURULU
1-Genel bilgi ……………………………………………………:
2-Denetçilerin görevleri ………………………………………..:
3-Denetçi seçilme koşulları …………………………………….:
4-İlgili yargıtay kararları ……………………..………………:

5-İlgili mevzuat …………………………………………………:
-Bakanlık yazısı ………………………………………………:
-Tebliğler …………………………………………………….:

VII. BÖLÜM ………………: ARSA
1-Genel bilgi ………………………………………:
2-İlgili yargıtay kararları ……………………………….…….:
3- İlgili mevzuat ………………………………………………..:
-Bakanlık Yazısı …………………………………………….:
-Görüş ve öneriler ………………………………………….:

VIII. BÖLÜM …………: İHALE VE TEMİNAT
1-Genel bilgi ………………………………………………….:
1.1- İhale yöntemleri ……………………………………….:
1.2-İhale çalışmaları ………………………………………:
2-Teminat ……………………………………………………..:
2.1-Teminat alma nedenleri ……………………………….:
2.2-Teminat olarak alınacak değerler ……………………:
2.3-Teminat çeşitleri ve oranları ………………………….:
2.4-Teminat alma zamanları ……………………………..:
2.5-Kesin teminatın artması ………………………………:
2.6-Kesin teminatın geri verilme koşulları ……………….:
3-Görüş ve öneriler …………………………………………..:

IX. BÖLÜM …………: İNŞAAT
1-Genel bilgi ……………………………………………………..:

1.1-İnşaat sözleşmesinin hazırlanması ………………………:

1.2-İnşaat sözleşmesinin unsurları …………………………..:

1.3-Sözleşmenin şekli ve tarafları ……………………………:

1.4-Yüklenicinin borçları …………………………………….:

1.5-Kooperatifin borçları …………………………………….:

1.6-Hakedişlerin düzenlenmesi ………………………………:

1.7-İnşaat yapım yöntemleri ………………………………….:

2-Kat karşılığı inşaat …………………………………………….:
2.1-Kooperatifin kendi arsasını kat karşılığı

(konut veya işyeri) yapımcı firmalara vermesi ………….:

2.2-Kooperatifin üçüncü kişi veya firmalara ait arsa üzerine

kat karşılığı inşaat yapması …………………………….:

3-İlgili yargı kararları ………………………………………….:

X. BÖLÜM …………: ŞEREFİYE VE DAĞITIM
1-Genel bilgi ……………………………………………………….:

2- Şerefiye komisyonu ………………………………………….:

3-Şerefiye raporunun hazırlanması ………………………….:

4-Şerefiye raporuna yapılan itiraz ……………………………:

5-Geçici maliyetin belirlenmesi ……………………………….:

6-İşyeri kesin maliyetlerinin belirlenmesi ……………………:

7-Dağıtım (kur’a ve/veya tercihli tahsis) ………………………:

8-İlgili yargı kararları ………………………………..………:
9-Yapı kooperatifleri kur’a yönetmeliği ……………………….:

XI. BÖLÜM …………: FERDİLEŞME
1-Genel bilgi ……………………………………………………:

2-Ferdileşme çalışmaları ………………………………………:

3-Fesih ve tasfiye ………………………………………………..:

4-Kooperatiflerin birleşmesi …………………………………..:

-Birleşme sözleşmesi ………………………………………..:

5-İlgili yargıtay kararları ………………………………….…:

6-Bakanlık yazıları …………………………………………….:

İKİNCİ KISIM

I. BÖLÜM ………………: YAPI KOOPERATİFLERİNİN İŞLETME
KOOPERATİFİ OLARAK AMAÇ
VE TÜR DEĞİŞTİRMESİ
1-Genel bilgi ……………………………………………………..:

1.1-Yapı kooperatiflerinin amacını gerçekleştirdikten

sonra işletme sürecinde kooperatifin yönetilmesi

için amaç ve tür değişikliği yapması …………………:

-Ortaklık-mülkiyet ilişkisi ………………………….:

-İşletme kooperatifi olarak tür değişikliği yapılma

gerekçesi ………………………………………….:

-İşletme kooperatifleri ile Kat Mülkiyet Kanununa

(site yönetim planına) göre oluşan site

yöneticiliğinin farkları ……………………………:

-İşletme kooperatifi olarak amaç ve tür

değişikliğinde yapılacak iş ve işlemler …………..:

1.2-Yapı kooperatiflerinde işyeri sayısının yeterli

olmaması nedeniyle işletme kooperatifine dönüşmesi ..:

1.3-Kooperatif eliyle veya değişik şekillerde yapılaşan

yapı topluluklarının (konut ve/veya işyerlerinden

oluşan site özellikle yerlerin) yönetim hizmetlerinin

görülmesi için yeni işletme kooperatifi kurulması …….:

2-İlgili yargıtay kararları ……………………………….……….:

3-Özelgeler ………………………………………………………:

II. BÖLÜM …………..…: YAPI KOOPERATİFLERİNİN ANONİM ŞİRKET
OLARAK AMAÇ VE TÜR DEĞİŞTİRMESİ

1-Genel bilgi ……………………………………………………:
1.1-Kooperatifin doğrudan anonim şirkete dönüşmesi …:

1.2-Kooperatifin bir anonim şirket kurarak

(veya mevcut bir anonim şirketle) bu anonim

şirketle birleşmesi ………………………………………:

III. BÖLÜM …………: TOPLU YAPI SİTE YÖNETİM PLANI
1-Genel bilgi ……………………………………………………:
2-Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre yönetim planı …………….:
3-Toplu yapı site yönetim planının hazırlanması …………….:
4-Yapı kooperatiflerinin sorumluluğunda inşaatı
gerçekleştirilen konut yada işyerleri için yönetim planı

hazırlanmasında (iskan veya işletme aşamasında) tercih

edilecek hukuki statünün dikkate alınması ……………:

5-Giderlere katılma ………………………………………….:
6-Yönetim planının değiştirilmesi ……………………………:
7-Görüş ve öneriler …………………………………………….:

ÜÇÜNCÜ KISIM

I. BÖLÜM …………….…: KOOPERATİFLERDE MUHASEBE
VE UYGULAMASI

1-Muhasebenin tanımı ve amacı ……………………………:

2-Muhasebecinin görevleri, çalışma kuralları,

özellikleri ve kişiliği ………………………………………:

2.1-Hesaplara ilişkin görevleri ………………………….:

2.2-Mali görevleri ………………………………………..:

2.3-Yönetim görevleri ……………………………………:

2.4-Çalışanlarla ilgili görevleri ………………………….:

2.5-Muhasebecilerin çalışma kuralları …………………:

2.6-Muhasebecilik mesleğinin özellikleri ………………..:

2.7-Muhasebecinin kişiliği ……………………………….:

3-Hesap çerçevesi, hesap planı ve uygulaması ……………..:

3.1-Düzenlemenin kapsamı ………………………………:

3.2-Düzenlemenin amacı …………………………………:

3.3-Tekdüzen hesap planına uymamanın yaptırımı …..:
4-Yapı Kooperatiflerinde tekdüzen hesap planı

uygulaması ………………………………………………:

4.1-Kuruluş işlemlerine ait muhasebe kayıtları ………..:

4.2-Tahsilatlara ait muhasebe kayıtları ………………..:

-Aidatlarla ilgili muhasebe kayıtları ………………:
4.3-Harcamalara ait muhasebe kayıtları ……………..:
-Arsa, plan, proje ve inşaat işlemlerinin

Muhasebeleştirilmesi ……………………………..:

5-Yıl sonu işlemleri ………………………………………..:

6-Yedek akçe ayrımı ……………………………………….:

7-Bilanço ……………………………………………………:
8-Envanter …………………………………………………..:
9-Bütçe ………………………………………………………..:
-Bütçe ile bilançonun ve gelir-gider farkı hesabının

bağlantısı ……………………………………………….:

10-Yapı kooperatifleri tarafından tutulacak defterler ……:
-Defterlerin saklanması ……………………………….:

-Defter ve belgelerin delil olması ………………………..:
11-Yapı kooperatiflerinde defterlerle ilgili özellik
arzeden hususlar ………………………………………..:
12-Muhasebe işlemlerinde uyulacak kurallar …………….:
13-Yapı kooperatiflerinde muhasebe uygulamasına

ilişkin kişisel öneri ……………………………………..:

14-İlgili yargıtay kararları ………………………………….:
15-Kooperatifler, Kooperatif Birlikleri, Kooperatif

Merkez Birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler

Birliği Muhasebe Yönetmeliği …………………………:

16-Muhasebe hesap çerçevesi …………………………….:

II. BÖLÜM ………..……: YAPI KOOPERATİFLERİNDE VERGİLEME

-Genel bilgi ………………………………………………….:

1-Vergi Usul Kanunu …………………………………………..:

-Genel bilgi ………………………………………………..:

2-Kurumlar Vergisi Kanunu ………………………………….:

2.1-Genel bilgi …………………………………………….:
2.2- Uygulamada karşılaşılan sorunlar ……………………..:
2.3- İlgili mevzuat ……………………………………………:

3-Katma Değer Vergisi Kanunu ………………………………:

3.1-Genel bilgi …………………………………………….:
3.2-İşyeri yapı kooperatifleri ………………………………:

3.2.a-Toplu işyeri yapı kooperatifleri …………………:

3.2.b-Küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri ………:

3.3-Konut yapı kooperatifleri ……………………………….:

3.4- İlgili mevzuat …………………………………………..:

4-Gelir Vergisi Kanunu ………………………………………..:

4.1-Genel bilgi …………………………………………….:
4.2-Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde

vergi kesintisi …………………………………………..:

4.3-Kooperatif taşınmazlarının kira gelirlerinin

vergilendirilmesi ………………………………………:

4.4-Kooperatif ortaklarının, ortaklık hakkını

devretmelerinin Gelir Vergisi Kanunu

karşısındaki durumu ………………………………….:

4.5- İlgili mevzuat …………………………………………..:

5-Damga Vergisi Kanunu ………………………………………:

5.1-Genel bilgi …………………………………………….:
5.2-Belli para üzerinden vergileme …………………………:

6-Emlak Vergisi Kanunu ………………………………………:

6.1-Genel bilgi …………………………………………….:
6.2- İlgili mevzuat ……………………………………………:

7-Harçlar Kanunu ………………………………………………:

7.1-Genel bilgi ……………………………………………:
7.2- İlgili mevzuat ……………………………………………:

III. BÖLÜM …………: SİGORTA
1-Genel bilgi …………………………………………………..:

2-İnşaatın emanet yöntemiyle yapılması ……………………:

3-İnşaatın ihale yöntemiyle yapılması ……………………….:

4- İlgili mevzuat ……………………………………………..:

-Genelge ……………………………………………………:

-Yönetmelik ……………………………………………….:

-Tebliğ ………………………………………………………:

-Kooperatifler Kanunu …………………………………………….:
-Konut Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi ………………………….:
-Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi ……………………:
-Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi ……………:
-İşletme Kooperatifi Anasözleşmesi ………………………………:

Kooperatiften ayrılma -Kemal OZMEN

Kooperatiften ayrıldıktan sonra tarafinıza herhangi bir yükümlülük getirmeyecek dilekçe ornekleri ve diğer dikkat edilmesi gereken islemler icin bize ulaşın
info@ozmconsultancy.com

Kooperatiflerde genel kurul

20120728-093902.jpg

Kooperatifin münfesih olmasi -Kemal OZMEN

2-TASFİYE SÜRECİNE GİRMİŞ VEYA MÜNFESİH DURUMDA OLAN ŞİRKETLER VE KOOPERATİFLERE BÜYÜK KOLAYLIK

6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7.maddesine göre;

2.1- 24.6.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler.

2.2- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketler.
2.3-Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler.

2.4- Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.

2.5- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatiflerin

Tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın 6335sayılı kanunun geçici 7. Maddesinde yer alan hükümlere göre yapılacaktır.

Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.

Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili ticaret sicili müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilecektir.

3-TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER

3.1- Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu

günün akşamı itibarıyla, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.

3.2-559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.

3.3-Sermaye artırımında bulunmayarak münfesih duruma düşen şirketler dışında kalan kapsam dâhilindeki diğer münfesih şirketler ile kooperatiflerden ayrıca, faaliyetlerine devam etme isteğinde bulunmaları hâlinde münfesih olma nedenini ortadan kaldıran işlemlerin yapılarak ispat edici belgelerin bildirilmesi istenir.

3.4-Tasfiye memuru olarak; şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileri ya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir. Tasfiye memuru olarak başka ortak veya yönetici tarafından bildirilen ortak veya yöneticiler ile üçüncü şahısların bu görevi kabul ettiklerine ilişkin yazılı beyan da bildirime eklenir. Üçüncü şahısların tasfiye memuru olarak tescil edilebilmeleri ortakların veya yöneticilerin hiçbirinin tasfiye memuru olarak bildirilmemiş olmasına bağlıdır.

3.5-Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içinde tasfiye memurlarını bildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiye memurları ve tasfiye adresi, ilgili ticaret sicili müdürlüğü tarafından tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

3.6- Bu ilanda; şirket veya kooperatifin alacaklıları, alacaklarını kanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir. Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcut malvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin; belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir ay içinde, anonim şirket veya kooperatifin yönetim kurulu, kurulun bir veya birkaç üyesi, denetçileri, limited şirketlerde ise müdür veya müdürler tarafından ilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.

3.7- Bu fıkra gereğince yapılacak ilan, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer.

3.8- Tasfiye memurları, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için öngörülen sürenin sonunda şirketin veya kooperatifin durumunu gösteren bir bilanço hazırlar ve tasfiyeyi altı ay içinde sonuçlandırır. Gerekli hâllerde bu süreyi aşmamak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.

3.9- Tasfiye memurlarınca hazırlanan bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazla olması hâlinde tasfiye memurları durumu derhal alacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasına karar verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde kaydın silineceği ihtar olunur. Alacaklıların başvurusu üzerine mahkeme iflasın açılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflas

Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiye memurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.10-Bu madde hükümlerine göre yapılacak tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunların veya esas sözleşmelerin genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan hükümleri uygulanmaz.

3.11- Bu madde kapsamında tasfiye memurlarınca düzenlenecek son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve şirketin unvanı ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. İflasına karar verilen şirket veya kooperatifin ise iflas işlemlerinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine şirketin veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.12-Tasfiye memurlarına 3,6 ayrımında belirtilen bilgi ve belgelerin verilmemesi veya tasfiye memurlarınca da bu bilgi ve belgelere erişilememesi hâlinde durum ticaret sicili müdürlüğüne bildirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın unvan silinir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.13- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirket veya kooperatiflerin genel kurullarının, kanunun öngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olarak toplantıya çağrılmış olmasına rağmen iki defa üst üste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesi kaydıyla tasfiye memuru tarafından son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.14-Şirket ve kooperatiflere yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilinden resen silinir. Resen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

Yeni Türk ticaret kanununa göre kooperatiflerin tasfiyesi kolaylaştı -Kemal OZMEN

Uygulama icin bize ulaşın info@ozmconsultancy.com
2-TASFİYE SÜRECİNE GİRMİŞ VEYA MÜNFESİH DURUMDA OLAN ŞİRKETLER VE KOOPERATİFLERE BÜYÜK KOLAYLIK

6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7.maddesine göre;

2.1- 24.6.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler.

2.2- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketler.
2.3-Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler.

2.4- Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.

2.5- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatiflerin

Tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın 6335sayılı kanunun geçici 7. Maddesinde yer alan hükümlere göre yapılacaktır.

Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.

Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili ticaret sicili müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilecektir.

3-TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER

3.1- Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu

günün akşamı itibarıyla, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.

3.2-559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.

3.3-Sermaye artırımında bulunmayarak münfesih duruma düşen şirketler dışında kalan kapsam dâhilindeki diğer münfesih şirketler ile kooperatiflerden ayrıca, faaliyetlerine devam etme isteğinde bulunmaları hâlinde münfesih olma nedenini ortadan kaldıran işlemlerin yapılarak ispat edici belgelerin bildirilmesi istenir.

3.4-Tasfiye memuru olarak; şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileri ya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir. Tasfiye memuru olarak başka ortak veya yönetici tarafından bildirilen ortak veya yöneticiler ile üçüncü şahısların bu görevi kabul ettiklerine ilişkin yazılı beyan da bildirime eklenir. Üçüncü şahısların tasfiye memuru olarak tescil edilebilmeleri ortakların veya yöneticilerin hiçbirinin tasfiye memuru olarak bildirilmemiş olmasına bağlıdır.

3.5-Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içinde tasfiye memurlarını bildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiye memurları ve tasfiye adresi, ilgili ticaret sicili müdürlüğü tarafından tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

3.6- Bu ilanda; şirket veya kooperatifin alacaklıları, alacaklarını kanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir. Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcut malvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin; belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir ay içinde, anonim şirket veya kooperatifin yönetim kurulu, kurulun bir veya birkaç üyesi, denetçileri, limited şirketlerde ise müdür veya müdürler tarafından ilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.

3.7- Bu fıkra gereğince yapılacak ilan, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer.

3.8- Tasfiye memurları, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için öngörülen sürenin sonunda şirketin veya kooperatifin durumunu gösteren bir bilanço hazırlar ve tasfiyeyi altı ay içinde sonuçlandırır. Gerekli hâllerde bu süreyi aşmamak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.

3.9- Tasfiye memurlarınca hazırlanan bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazla olması hâlinde tasfiye memurları durumu derhal alacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasına karar verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde kaydın silineceği ihtar olunur. Alacaklıların başvurusu üzerine mahkeme iflasın açılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflas

Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiye memurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.10-Bu madde hükümlerine göre yapılacak tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunların veya esas sözleşmelerin genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan hükümleri uygulanmaz.

3.11- Bu madde kapsamında tasfiye memurlarınca düzenlenecek son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve şirketin unvanı ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. İflasına karar verilen şirket veya kooperatifin ise iflas işlemlerinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine şirketin veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.12-Tasfiye memurlarına 3,6 ayrımında belirtilen bilgi ve belgelerin verilmemesi veya tasfiye memurlarınca da bu bilgi ve belgelere erişilememesi hâlinde durum ticaret sicili müdürlüğüne bildirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın unvan silinir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.13- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirket veya kooperatiflerin genel kurullarının, kanunun öngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olarak toplantıya çağrılmış olmasına rağmen iki defa üst üste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesi kaydıyla tasfiye memuru tarafından son ve kati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan ticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

3.14-Şirket ve kooperatiflere yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilinden resen silinir. Resen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.

1163 sayili kooperatifler kanununa muhalefet -Kemal OZMEN

Kooperatif görevlileri işlenen suç normalde itimadı suistimal suçudur.Ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nunda hususi hüküm bulunduğundan zimmet suçundan hüküm tesis etmek gerekir
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 62. maddesinede olduğu gibi, bazı hususi kanunlarda, irtikap fiilin zimmet olarak vasıflandırılacağına dair bir hüküm olup olmadığına bakmak gerekir.Kooperatifte şoför olarak çalışan sanığın, köylerden topladığı suçu eksik teslim etme fiili, mezkur Kanunun 63/2 maddesi gereğince zimmet yönünden değerlendirilmesi gerekir(11.CD.04.02.2007 tarih ve 2005/8544, 2007/820)