Mesken nitelikli bağımsız bölümündeki işyerinin tahliyesi için yapılması gerekenler-Evren Özmen

ÖZET: Mesken nitelikli bağımsız bölümün eski hale getirilmesi davası açılabilmesi için kat maliklerinin yöneticiye yetki vermeleri gerekir. Böyle bir yetki bulunmuyor ise, bağımsız bölüm maliki olan yöneticinin kişisel olarak da dava açabilmesi mümkündür.

Y. 20 HD E.2017/10770, K.2018/631, T.5.2.2018 KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …Sitesinde bulunan A-3 blok D.2 nolu “mesken” nitelikli bağımsız bölümde bilgisayar yazılım ve büro marinaları konusu üzerinde ticari faaliyet yapan şirket olduğunu beyanla mesken nitelikli bağımsız bölümün eski hale getirilmesine, işyerinin meskene dönüştürülmediği taktirde davalının tahliyesine, yargılama, harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Mahkemece HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince davacıya dava açma yetkisi verilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş hükmü davacı taraf temyiz etmiştir. Dava konusu uyuşmazlık bağımsız bölümün işyeri olarak kullanılmasına son verilmesi istemine ilişkindir. Davacı site yönetimi temsilcisi 16 nolu bağımsız bölüm malikidir. Yöneticiye kat malikleri kurulunca bu davayı açmak için verilmiş bir yetki bulunup bulunmadığı etraflıca araştırılmadığı gibi yönetici sıfatıyla dava açma hakkı yok ise de aynı zamanda ana taşınmazda bağımsız bölüm maliki olduğundan malik sıfatıyla bu davayı açma hakkı bulunduğu göz önünde bulundurularak yapılacak yargılama sonunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.

İmar Barışı ile Yönetim Planları Güncellenerek Mevcut Sorunlar Çözülebilir mi ?

İmar Barışı ile Yönetim Planları Güncellenerek Mevcut Sorunlar Çözülebilir mi ?

Hazırlayan: Evren ÖZMEN

Bilindiği üzere Toplu Yapı, Site ve apartmanlarda Hukuksal alt yapıyı kuran en önemli belge, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda tanımı yapılmış olan yönetim planıdır. Bir çok site ve kooperatifte, uzmanına hazırlatılmamış, kırtasiyeden alınarak tapu müdürlüğüne tescil edilmiş yönetim planları nedeni ile içinden çıkılamaz sorunlar oluşmuş, davalar açılmış, komşuluk ilişkileri bozulmuştur.

Bu hususta benim ilk aklıma gelenler ortak alanların kullanımı noktasında kural eksiklikleri, blok temsilciliği hususunun yazılmaması veya eksik yazılması, tahsisli alanların hakkaniyete uygun dağıtılmaması ( eklenti değil !) evcil hayvan besleme konusu, aidatların hesaplanma yöntemlerinin akıllı binalardaki giderler için yorumlanmasının güçlüğü, demirbaş harcaması ile rutin harcamaların birbirlerinden ayrılması noktasında hatalı yorumlamalar, muhasebe usüllerinin günümüz şartları için yetersiz kalması gibi. ( Bütçesi 10.000.000 TL üzeri bazı sitelerde bile hala işletme defteri ile gelir ve gider tutulmaya çalışılması veya Yazlık bölgelerde Kalorifer, Isınma sistemi olmayan yapılarda kalorifer giderinin paylaştırıldığı yönetim planları bile mevcuttur )

Yukarıdaki problemlere özellikle tebligat sorununu eklemedim. Çünkü bence tebligat sorunu daha detaylı incelenmesi gereken bir konu olup yönetim planı ile bu sorunun çözümlenmesi mümkündür. 7201 Sayılı Tebligat kanununun Bağımsız bölüm sahiplerine tebligat başlıklı maddesinde “Bağımsız bölüm sahibinin adres bildirmemesi veya yazılı olarak bildirdiği adrese tebligat yapılamaması hallerinde, bundan sonraki bütün tebligatlar, o kişiye ait bağımsız bölümde fiilen oturana yapılır. Tebligatın bir örneği apartman girişinde bulundurulacak ilan tahtasına asılır. Bağımsız bölümde fiilen oturana bu şekilde yapılacak tebligat, bağımsız bölüm sahibine yapılmış sayılır.Bağımsız bölümde fiilen oturan yoksa ilân tahtasına asılan tebligat örneği bağımsız bölüm sahibine yapılmış sayılır.” denilmektedir. Ancak bu madde hükümleri işletme projesinin tebliği, toplantı çağrıları ile yönetimsel işlemler dışında hüküm ifade etmez.(Yargıtay 18. HD E: 2007/7421 K: 2007/10712 T: 06.12.2007)

İşte tam bu noktada yönetim planının önemi ortaya çıkmaktadır. Yönetim planı doğru hazırlandığı takdirde site ve kooperatiflerde tebligat masraflarının minimuma indirilmesi mümkün olabilecektir. Bu konuya en basit çözüm toplantı gün ve saatlerinin yönetim planına yazılarak ayrıca tebliğ edilme zorunluluğunu ortadan kaldırılması olabilir.

İmar Barışı Sürecinin Yönetim Planı ile olan ilgisi hakkında bilgi vermeden önce genel bazı bilgilerin verilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

Yönetim Planının Konusu Nedir ?

Sitenin bütününü (blok ve bağımsız bölümler ile bunların eklentileri, tahsisli alanlar, ortak kullanım yerleri ve alt yapı tesisleri, ticari amaçlı kullanılabilecek tesisler, otoparklar, yasal düzenlemelerin elverdiği takdirde kamusal alanları, v.s.) yatay ve dikey mülkiyet anlamında kapsayacak kat mülkiyeti ilişkisi ve bunun yönetimi, yönetim planının konusunu oluşturur.

Yönetim Planı Ne Zaman Hazırlanması Gerekmektedir ?

Bu konuyu netleştirmek için inşaat sürecinin bütün adımlarını bilmek gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle aşağıdaki gibi bir infografik hazırladım.

Grafikte görüldüğü üzere kat irtifakı kurulduğunda yönetim planının tapu müdürlüğüne tescil edilmesi gerekmektedir. ( 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 14)

 10 Adımda Yapılaşma Süreci

 

 

Yönetim planı hazırlanmadan önce mutlaka

1-Proje müellifi ile görüşüp, bağımsız bölümlere ve ortak alanlara verilecek arsa paylarının projeye ve ruhsata uygun olarak verilmesinin sağlanması gerekmektedir.

2-Ortak alan olarak var olan yerlerin konutların/işyerlerinin bulunduğu parsel içinde mi, ayrı parselde mi yer aldığı önem arz etmektedir

3-Tapu fotokopisi,

4-İnşaat ruhsat fotokopisi,

5-Onaylı proje,

6-Yerleşim planı, (konut/işyeri numaralarını belirtir şekilde)

7-Kaç adet konut/işyeri olduğu, (villaların/konutların büyüklüklerinin farklı olup olmadığı, kat irtifakı kurulurken arsa paylarının farklı olup olmayacağı)

8-Konut veya İşyerlerinin dışında sitede başka hangi yapıların ve tesislerin olduğu,

9-Sitenin adı netleştirilmelidir.

10- Yaşam kuralları ile ilgili önemli konular (Evcil hayvanlar yönünden bir yasak yada sınırlama getirilip getirilmeyeceği v.b.)

11-Kat malikleri kurulunun hangi tarihlerde yapılmasının uygun olacağı.

12-Tahsisli alanlar olup, olmayacağı

13-Bağımsız bölümlere eklenti yapılıp, yapılmayacağı

14-Geçici yönetim kurulunun süresi (sınırlamaları aşmamak kaydı ile )ve kimlerden oluşacağı belirlenmelidir.

Eklenti Nedir ? Tahsisli Alan Nedir ?

Eklenti :Bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan doğruya o bölüme tahsis edilmiş olan yerlere eklenti denir. Eklentiler tapu siciline kayıt edilir ve tapu üzerinde belirtilir.

Tahsisli Alan ise Yönetim planı ve ekleri ile belli yerler belli maliklere bırakılabilir .Tapu sicilinde kayıt edilmiş, tapu belgesi üzerinde belirtilen eklentiler haricinde , gerek mimari, gerekse fonksiyon ve kullanım açısından, imar kanunu, mimari proje vs ile bağımsız bölümlere özgülendirilememiş ,hakkaniyete uygun tahsislerin ( Tahsisli alan) yönetim planları ile yapıldığı uygulamada görülmektedir.

Yönetim planında belli bağımsız bölümlere ayni haklar tesis edilirken bütün maliklere eşit davranılması gerekmektedir. “

Çünkü Ortak yerlerden malikin kullanma ve yararlanma hakkı, yönetim planına konulan bir maddeyle kaldırılamaz. Yönetim planının tapuya verilmiş olması yine bu kuralı değiştiremez. Kat Mülkiyeti Yasası’nın 28.maddesinde, yönetim planında kullanma amaç ve şeklinin gösterileceğinin bildirilmiş olması, hak sahibi olanların bu haklarını hangi amaçla ve ne biçimde kullanacaklarının belirtilmesini sağlamak içindir. Yasa, ortak yerdeki bir hakkın kullanılmasını ortadan kaldıracak hükümler konulmasına elverişli değildir”. (Y.5.HD., 18.3.1971, E.2144, K. 2516;) Odyakmaz , s. 224 veya Hasan Özkan İzahlı İçtihatlı Kat Mülkiyeti Davaları ve Tatbikatı , Ankara, 1975, s. 257).

Sonuç olarak yazımızın konusu imar barışı olması nedeni ile bilindiği üzere yapı kayıt belgesi alınmasına müteakip kat mülkiyeti tapusu alınması ile ilgili süreçte bütün maliklerin muvafakatı alınması gerekmektedir. Muvafakat metninde yönetim planının hazırlanarak tapuya tescili ibaresi bulunduğu takdirde sitenin veya apartmanın yıllardır yaşadığı sorunların çözümüne yönelik elde edilen tecrübelerden elde edilen çıkarımlar ile ilgili maddeler yönetim planına eklenerek tapuya tescil edilmesi sağlanabilir.

Somut olarak bu maddeler neler olabilir denilir ise

  • Hatalı Parklara, Gürültü ses v.b. ilişkin ceza tutarları yok ise eklenebilir veya tutar revize edilebilir
  • Fiilen işyeri olarak kullanılan ama eski yönetim planında sadece konut kullanımına ilişkin olarak hazırlanmış yönetim planı hükümleri revize edilebilir.
  • Eski yönetim planında evcil hayvan yasak ise, gürültü ve rahatsızlık vermeyecek evcil hayvanların beslenebileceğine ilişkin hüküm eklenebilir.
  • Tahsisli alanların düzeltilmesi , aynı zamanda projede arsa payları da düzeltilebilir.
  • Balkon kapama konusunda her ne kadar içtihad oluşsa da bu konu da eklenebilir.
  • Ortak alanların işgali ile ilgili cezai yükümlülükler günün şartlarına göre güncellenebilir ve caydırıcı hale getirebilir.
  • Yönetim ve denetim kurulu huzur hakları konusunda alınan sorumluluk ile orantılı olarak hesaplama veya kriter eklenebilir.
  • Giriş katta oturanlara asansör giderleri ile ilgili daha az pay verilmesi hususu ( Yönetim planı ile bu husus yapılabilir)

Yukarıdaki hususlara ek olarak bir çok husus eklenebileceği gibi günün şartlarına uygun olmayan maddelerin de çıkarılması mümkündür.

Saygılarımla

 

 

 

 

Organize Sanayi Bölgesindeki boş arsa emlak vergisinden muaf mı ?

OSB lerde bulunan binanın arsasıyla birlikte emlak vergisinden muaf olup olmadığı.  

 

İlgi

:

15.08.2017 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, 01 Temmuz 2017 tarih ve 30111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle organize sanayi bölgelerinde yer alan binalar için getirilen bina vergisi muafiyetinin, bu binalar ile birlikte binaların üzerinde bulunduğu arsalara ilişkin olarak da uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.

 

1319 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde, Türkiye sınırları içinde bulunan binaların bu Kanun hükümlerine göre bina vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinde, bu Kanundaki bina tabirinin, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inşaatın hepsini kapsadığı ile bu Kanunun uygulanmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimlerinin de bina ile birlikte nazara alınacağı hükme bağlanmıştır.

 

213 sayılı Kanunun 305 inci maddesinde, bina ile sınırlanmış olup, kullanış tarzı itibarıyla da bina ile birlik teşkil eden avlu, bahçe ve sair arazinin binanın mütemmimatından olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Ayrıca, 6 seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin A-I/b bölümünde, binayı çevreleyen ve kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil eden avlu, bahçe ve benzeri arazinin de binanın bütünleyicisi sayılacağı, buna karşılık binadan ayrı olarak kullanılması kabil olan ve bina ile birlik teşkil etmeyen bahçe ve benzeri arazinin, arsa veya arazi olarak değerlendirileceği belirtilmektedir.

 

Diğer taraftan, 1319 sayılı Kanunun 7033 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle değişen 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi ile kiraya verilmemek şartıyla, organize sanayi bölgesindeki binaların daimi olarak bina vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, kiraya verilmemek şartıyla, organize sanayi bölgesindeki binalar daimi olarak bina vergisinden muaf tutulacaktır. Ayrıca, bu bölgede bulanan bir binayı çevreleyen ve kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil eden avlu, bahçe ve benzeri arsanın da binanın bütünleyicisi olması nedeniyle, bu muafiyetten yararlandırılması gerekmektedir. Ancak, söz konusu bölgedeki bir binayı çevrelemeyen ve kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil etmeyen arsanın, bahse konu muafiyetten yararlanamayacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kreş ve gündüz bakımevi hizmeti alan çalışanların SGK prim durumu

kreş ve gündüz bakımevi hizmeti alan çalışanların her bir çocuğu için işveren tarafından kreş ve gündüz bakımevi hizmetini veren gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine yapılan ödemeler, sigortalıya doğrudan yapılan bir ödeme olmadığından, prime esas kazanç kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, söz konusu ödeminin nakdi olarak doğrudan çalışana yapılması halinde ise sigortalının prime esas kazanç hesabında dikkate alınacak ödeme olarak değerlendirilecektir.

Faturasını alamadığınız Harcamalar vergiden nasıl düşülür ?

tadilat ve dekorasyon harcamalarına ilişkin faturanın ilgili firmadan alınamaması durumunda, söz konusu harcamaları aktifleştirebilmeniz ancak, satıcı firma hakkında yapılacak bir vergi incelemesi sonucunda işlemin gerçekliği yanında ilgili firma kanuni defterlerinde kayıt altına alındığının inceleme raporu ile ortaya konulması halinde mümkün olabilecektir. Ayrıca söz konusu harcamalarınıza ilişkin ortada bir alacağın söz konusu olmaması nedeniyle şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır. Öte yandan, belirtilen şekilde yapılacak bir tespit sonrasında aktifleştirebileceğiniz harcamalar için amortisman ayırabileceğiniz tabiidir.

The Decree No: 85 – Introducing Foreign Currency Restrictions in Various Types of Contracts

Hergüner Bilgen Özeke

Sale and lease of moveable properties

The sale and lease of moveable properties is a category that the Communiqué treats highly generously in terms of exceptions. Accordingly, a sale or lease contract concerning movable property between two Turkish residents is not subject to the foreign currency restriction unless it concerns vehicles, including construction vehicles. While contracts concerning vehicles remain subject to the foreign currency restrictions, the Communiqué draws a line between vehicle lease contracts (rather than sale) executed before or after 13 September 2018, the date in which Decree No: 85 entered into force, and provides that vehicle lease contracts executed prior to 13 September 2018 are not subject to the restrictions.

Teknoparklarda kdv den istisna demirbaş alımı için yönetici şirketten onay alınması gereklidir.

Teknoloji geliştirme ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgelerinin yönetici şirketlerinden, diğer vergisel teşviklerdekine benzer bir süreç ile firmaların bölgede yer aldığına ve bölgede yürüttüğü/yürüteceği Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetine dair alınacak bir belge ile makine ve teçhizat alımında KDV istisnasından yararlanabilecekleri belirtilmiştir.

KARAYOLU ALTYAPISI GÜVENLİK YÖNETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİK

21 Ekim 2018 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 30572
YÖNETMELİK
Karayolları Genel Müdürlüğünden:

KARAYOLU ALTYAPISI GÜVENLİK YÖNETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; karayolu altyapısı güvenlik yönetimi kapsamında, karayolu güvenliği etki değerlendirmeleri, karayolu güvenlik kontrolleri, karayolu ağının güvenlik sıralaması ve yönetimi, karayolu güvenlik teftişleri ile ilgili uygulama usul ve esaslarının belirlenmesidir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, Türkiye Trans-Avrupa Karayolu Ağında yer alan ve 500 metreden uzun karayolu tünelleri dışında kalan, planlama, projelendirme ve yapım aşamasındaki karayolu kesimleri ile trafiğe açık yolları kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 796 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;

a) Ağ güvenlik sıralaması: Mevcut karayolu kesimlerini, karayolu güvenliğini artırma ve kaza maliyetini azaltma potansiyeline göre belirleyen, analiz eden ve sınıflandıran bir yöntemi,

b) Altyapı projesi: Yeni inşa edilecek bir karayolu projesini ya da mevcut karayolu ağında trafik akımını etkileyecek boyuttaki iyileştirme projesini,

c) Karayolu altyapısı: Karayolunu meydana getiren yol gövdesi, dolgu ve yarma şevleri, kenar hendekleri, refüjler, menfez, köprü, altgeçit, üstgeçit, tüneller gibi sanat yapıları, kavşaklar, karayolu-demiryolu kesişmeleri, yaya geçitleri, yola katılımlar ve ayrılmalar, pasif koruma tertibatları ile trafik işaret ve işaretlemeleri gibi karayolu sınır çizgileri içindeki yola ait her türlü yapı ve tesisi,

ç) Karayolu altyapısı güvenliği: Karayolu altyapısının, yol kullanıcılarına ve trafiğin güvenli akışına sağladığı güvenlik etkisini,

d) Karayolu güvenliği etki değerlendirmesi: Karayolu altyapısının planlama aşamasında; mevcut durumun sürdürülmesinin, yeni bir karayolunun yapılmasının ya da mevcut ağda yapılan kapsamlı bir değişikliğin karayolu ağının güvenlik performansı üzerindeki etkisinin karşılaştırmalı olarak analiz edilmesini,

e) Karayolu güvenlik kontrolleri: Karayolu altyapı projelerinin tasarım özelliklerinin ön proje aşamasından yolun trafiğe açıldığı ilk dönemin sonuna kadar olan tüm aşamaları kapsayan güvenlik kontrollerinin bağımsız, detaylı, sistematik ve teknik olarak yapılmasını,

f) Karayolu güvenlik teftişleri: Trafiğe açık yollarda, karayolu güvenliği sebebiyle iyileştirme ve bakım çalışması gerektiren unsurların, karayolu altyapısına ilişkin özelliklerin, düzenli ve belirli aralıklarla tespit edilmesini,

g) Kaza yoğunluğu yüksek olan kesimlerin sıralaması: Üç yıldan fazla süre trafiğe açık olan ve trafik hacmine oranla çok sayıda ölümlü kazanın meydana geldiği karayolu kesimlerinin tanımlanması, analiz edilmesi ve sıralanması yöntemini,

ğ) Kılavuz ilkeler: Bu Yönetmelikte tanımlanan güvenlik yöntemlerinin uygulanmasında dikkat edilmesi gereken hususların ve izlenmesi gereken adımların belirlendiği Karayolları Genel Müdürlüğünce alınan tedbirleri,

h) Türkiye Trans-Avrupa karayolu ağı: Avrupa Birliği iç pazarı ile komşu ülke ve bölgelerde kişilerin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşımını kolaylaştırmak amacıyla tanımlanan Avrupa Transit Karayolu Ağının genişletilmesi sürecinde, Avrupa Komisyonu ve Türkiye arasındaki mutabakatla belirlenmiş, ülkemizin sınırları içindeki karayolu güzergahlarını,

ı) Yetkili birim: Karayolları Genel Müdürlüğünü,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Karayolu Altyapısı Güvenlik Yönetimi Bileşenleri

Karayolu altyapısı projeleri için karayolu güvenliği etki değerlendirmesi

MADDE 5 – (1) Karayolu güvenliği etki değerlendirmesi, tüm karayolu altyapısı projelerinde gerçekleştirilir.

(2) Karayolu güvenliği etki değerlendirmesi, karayolu altyapı projesi onaylanmadan önce planlama aşamasında gerçekleştirilir. Bu kapsamdaki çalışmalar için EK-1’deki hususlar esas alınır.

(3) Karayolu güvenliği etki değerlendirmesi, önerilen seçenekler arasından uygun çözüme karar verilmesine katkı sağlayacak, karayolu altyapısı güvenliği ile ilgili bilgileri değerlendiren ve farklı seçeneklerin maliyet-fayda analizi için gerekli tüm çalışmaları kapsar.

Karayolu altyapısı projeleri için karayolu güvenlik kontrolleri

MADDE 6 – (1) Karayolu güvenlik kontrolleri tüm karayolu altyapısı projelerinde gerçekleştirilir.

(2) Karayolu güvenlik kontrolleri gerçekleştirilirken EK-2’deki hususlar esas alınır.

(3) Karayolu altyapı projesinin tasarım özelliklerinin güvenlik kontrolü 11 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yetkili birim tarafından görevlendirilmiş karayolu altyapı güvenlik uzmanı tarafından yapılır. Karayolu güvenlik kontrolünün bir ekip tarafından yapıldığı durumda, kontrol ekibinde, 11 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen, yeterlilik sertifikasına sahip en az bir kişi yer alır.

(4) Karayolu güvenlik kontrolleri, yolun ön proje aşaması, kesin proje aşaması, trafiğe açılmadan önceki aşaması ve yolun trafiğe açıldığı ilk dönemin sonuna kadar olan dört aşamada, tasarım sürecinin bir parçası olarak yapılır.

(5) Karayolu altyapı güvenlik uzmanı, karayolu altyapı projesinin güvenlik kontrolü sürecindeki her bir aşaması için güvenlik riski oluşturan proje öğelerinin ayrıntılarını içeren bir rapor hazırlar. Karayolu güvenlik kontrol raporunda yer alan önerilerin uygulanması, yetkili birime aittir. Güvenlik kontrolü sırasında güvenli olmayan özellikler tespit edildiği halde, EK-2’deki aşamaların sona ermesinden önce tasarım düzeltilmemişse; yetkili birim, söz konusu düzeltilmeme nedenlerini, ayrı bir raporda açıklayarak karayolu güvenlik kontrol raporuna ekler.

(6) Karayolu güvenlik kontrol raporu, karayolu altyapısı güvenliği sorunlarını ve gerekli çözüm önerilerini içerir.

Trafiğe açık karayolu ağının güvenlik sıralaması ve yönetimi

MADDE 7 – (1) Kaza yoğunluğu yüksek olan karayolu kesimlerinin sıralaması ve ağ güvenlik sıralaması karayolu ağının trafiğe açık kesimlerinde, en az 3 yılda bir EK-3’teki esaslara uygun olarak gerçekleştirilir.

(2) Kaza yoğunluğu yüksek olan kesimlerin sıralaması ve ağ güvenlik sıralaması sonuçlarına göre öncelik arz eden karayolu kesimleri, uzman ekiplerce EK-3’ün 3 üncü maddesinde belirtilen esaslara göre saha incelemeleriyle değerlendirilir. Uzman ekibin en az bir üyesi, 11 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen kriterlere sahip olmalıdır.

(3) İyileştirici önlemler, ikinci fıkrada belirtilen karayolu kesimleri için belirlenir. EK-3’ün 3 üncü maddesinde belirtilen, en yüksek fayda-maliyet oranı dikkate alınarak, belirlenen önlemlerin uygulanmasına öncelik verilir.

(4) Onarım çalışması yürütülen ve yol kullanıcılarının güvenliğini tehdit eden karayolu kesimlerinde uygun işaretlerin gerekli yerlere yerleştirilmesi, işaretlerin gündüz ve gece görülebilecek özellikte ve güvenli mesafelerde olması sağlanır.

(5) İşaretlemelerde, Karayolları Trafik Kanununun 15 inci maddesi gereğince çıkarılan 19/6/1985 tarihli ve 18789 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Trafik İşaretleri Hakkında Yönetmelik ile 16 ncı maddesi gereğince çıkarılan 19/6/1985 tarihli ve 18789 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolu Trafik Güvenliği Sağlanması Yönünden, Yolun Yapısında Yapılacak Her Türlü Çalışmalarda Alınacak Tedbirler ile Karayolu Dışında, Kenarında veya Üzerindeki Diğer Levhalar, Işıklar ve İşaretlemeler Hakkında Yönetmelik esas alınır.

(6) Kaza yoğunluğu yüksek olan kesimler hakkında yol kullanıcıları uygun yöntemlerle bilgilendirilir. Eğer işaretleme yapılmasına karar verilmiş ise beşinci fıkrada yer alan Yönetmelikler esas alınır.

Karayolu güvenlik teftişleri

MADDE 8 – (1) Trafiğe açık yollarda, karayolu altyapısı güvenliği ile ilgili konuları belirlemek ve kazaları önlemek için karayolu güvenlik teftişleri gerçekleştirilir.

(2) Karayolu güvenlik teftişleri, yol ağının karayolu altyapısı güvenliği açısından incelenmesini ve yol çalışmalarının trafik akışının güvenliği üzerindeki olası etkilerinin belirlenmesine yönelik çalışmaları kapsar.

(3) Karayolu güvenlik teftişleri, periyodik olarak gerçekleştirilir. Teftişler, karayolu altyapısının yeterli güvenlik seviyesine yükseltilmesi ve sürekliliğinin sağlanması için gerekli sıklıkta yapılır.

(4) 10 uncu maddede belirtilen kılavuz ilkelere aykırı olmamak şartıyla, yol çalışmalarında uygulanacak geçici güvenlik tedbirleri hakkında kılavuz ilkeler belirlenir. Belirlenen kılavuz ilkelerin düzenli ve teknik uygunluk ölçütleri içinde yürütülmesini sağlayacak bir teftiş programı planlanır ve uygulanır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Veri Yönetimi, Kılavuz İlkeler, Karayolu Altyapı Güvenlik

Uzmanlarının Eğitimi ve Görevlendirilmesi

Veri yönetimi

MADDE 9 – (1) Yetkili birim, karayolunda meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı kazalar için düzenlenen EK-4’te belirtilen bilgilerin de yer aldığı kaza raporlarını (Trafik Kazası Tespit Tutanağı) İçişleri Bakanlığından temin eder.

(2) Yetkili birim, karayollarında meydana gelen kazalardaki ölüm, yaralanma (ağır ve hafif) ve maddi hasarın ortalama sosyo-ekonomik maliyetlerini hesaplar ve bu maliyetler 5 yılı geçmeyecek sürede güncellenir.

Kılavuz ilkelerin hazırlanması

MADDE 10 – (1) Yetkili birim tarafından, Yönetmeliğin uygulanması için ihtiyaç duyulan kılavuzlar, el kitapları, şartnameler, yönergeler vb. dokümanlar bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde hazırlanır.

Karayolu altyapı güvenlik uzmanlarının eğitimi ve görevlendirilmesi

MADDE 11 – (1) Yetkili birim, karayolu altyapı güvenlik uzmanlarının eğitim müfredatının hazırlanmasını sağlar.

(2) Karayolu altyapı güvenlik uzman adaylarının sahip olması gereken vasıflar, yetkili birim tarafından hazırlanacak kılavuzda belirlenir.

(3) Yetkili birim, karayolu altyapı güvenlik uzmanlarının, yeterlilik sertifikalı başlangıç eğitimini almasını ve ayrıca periyodik olarak ilave eğitimlere katılmasını sağlar.

(4) Yetkili birim, kılavuzlar ve ilgili dokümanlar yayınlandıktan 3 yıl sonra, kontrollerin sertifikalı karayolu altyapı güvenlik uzmanları tarafından yapılmasını sağlar.

(5) Yetkili birim, karayolu tasarımı, karayolu altyapı güvenliği ve kaza analizi ile ilgili konularda yeterli deneyime veya eğitime sahip, üçüncü fıkrada belirtilen yeterlilik sertifikalı inşaat mühendislerinin karayolu altyapı güvenlik uzmanı olarak görevlendirilmelerini sağlar. Ancak, karayolu altyapı güvenlik uzmanları, kendisinin hazırladığı ya da bir grubun üyesi olarak hazırlanmasında görev aldığı herhangi bir karayolu altyapı projesinin güvenlik kontrolünü yapamaz veya kontrol ekibi içinde bulunamaz.

(6) Yetkili birim, karayolu altyapı güvenlik uzmanlarının görevlendirilmesine yönelik hususları, hazırlanacak kılavuz ile belirler.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Diğer hususlar

MADDE 12 – (1) Karayolu güvenliği etki değerlendirmesi, trafiğe açık karayolu ağının güvenlik sıralaması ve yönetimi ile karayolu güvenlik teftişleri çalışmalarının sonunda her biri için ayrı ayrı rapor hazırlanır ve yetkili birime sunulur. Raporlarda yer alan önerilerin uygulanması yetkili birime aittir. Raporlarda yer alan önerilerin uygulanmaması durumunda, yetkili birim gerekçelerini ayrı bir raporda açıklayarak ilgili rapora ekler.

(2) Yetkili birim, 5, 6, 7, 8 ve 11 inci maddelerin uygulanması ile ilgili gerekli kılavuzlar, el kitapları, şartnameler, yönergeler ve benzerlerini hazırlar.

(3) Yetkili birim, karayolu güvenliği etki değerlendirmesi, karayolu güvenlik kontrolü, karayolu ağının güvenlik sıralaması ve yönetimi ile karayolu güvenlik teftişi konularıyla ilgili olarak gerektiğinde ilave kurallar belirler.

Uygulanacak hükümler

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri, Türkiye Trans-Avrupa Karayolu Ağı dışında kalan diğer yollarda yoldan sorumlu kurumların kararları doğrultusunda uygulanır.

Avrupa Birliği mevzuatına uyum

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik, 19/11/2008 tarihli ve 2008/96/AT sayılı karayolu altyapısı güvenlik yönetimi hakkındaki Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi dikkate alınarak Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde hazırlanmıştır.

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Karayolları Genel Müdürü yürütür.

 

Eki için tıklayınız.

 

29 Yaşından Küçük Avukatlar Genç Girişimci Vergi Avantajından Faydalanabilir mi ?

Evet Faydalanabilir. Stopajları da mahsup edebilir.

Bu istisnanın, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunanlar tarafından, istisnadan yararlananlara tevkifat kapsamında ödeme yapılması durumunda, gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

(2) Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.” hükmü gereği, istisnaya konu kazancın elde edilmesi sırasında tevkif edilen vergilerin tamamı beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilir.

Örnek 10: 1/4/2016 tarihinde faaliyete başlayan serbest meslek erbabı Bay (M), istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşımakta olup bu kişinin 1/4/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 120.000 Türk lirasıdır. Ayrıca, ilgili dönemde Bay (M)’ye söz konusu faaliyet dolayısıyla yapılan ödemeler üzerinden 24.000 Türk lirası gelir vergisi kesintisi yapılmıştır.

Bay (M), elde ettiği serbest meslek kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan 45.000 Türk liralık kazanç tutarını ise yıllık beyanname ile beyan edecektir. Bay (M) tarafından verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen 45.000 Türk lirası üzerinden hesaplanacak olan gelir vergisinden, yıl içinde tevkif yoluyla ödenen 24.000 Türk lirası tutarındaki verginin mahsubu mümkündür. Mahsup edilecek tutarın beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinden fazla olması nedeniyle mahsup yoluyla giderilemeyen tevkifat tutarı genel hükümler çerçevesinde red ve iade olunacaktır.

(3) Mükellefler tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimi tablolarına istisna düşüldükten sonra kalan tutar yazılır.

(4) İstisnadan yararlanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının (basit usulde vergilendirilenler, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında kazanç elde edenler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) geçici verginin hesabında da söz konusu istisnayı dikkate alacakları tabiidir.

YEREL ÇEŞİTLERİN KAYIT ALTINA ALINMASI, ÜRETİLMESİ VE PAZARLAMASINA DAİR YÖNETMELİK

19 Ekim 2018 CUMA Resmî Gazete Sayı : 30570
YÖNETMELİK
Tarım ve Orman Bakanlığından:

YEREL ÇEŞİTLERİN KAYIT ALTINA ALINMASI, ÜRETİLMESİ VE

PAZARLAMASINA DAİR YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1)  Bu Yönetmelik Ülkemizdeki tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri ve diğer bitki türlerine ait yerel çeşitlerinin genetik erozyonlarını engellemek amacıyla; tohumluklarının çoğaltımı, pazarlanması, yerinde idamesi ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili kurallar getirerek, ticareti yapılacak yerel çeşitlerin kayıt altına alınması, tohumluk üretimi ve tohumluklarının piyasaya arzı ve bu konudaki denetimlere ilişkin usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu, 8/1/2004 tarihli ve 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ve 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanım ve kısaltmalar

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a)  Alan kontrolü: Bitki türlerine göre açık veya kapalı parsellerde sertifikasyon sistemi dâhilinde yapılan üretimlerin standartlara uygunluğunun belirlenmesini,

b) Bakanlık: Tarım ve Orman Bakanlığını,

c) Başvuru sahibi: İlgili olmak kaydıyla meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu araştırma kuruluşları, yerel idareleri ve üniversiteleri,

ç) Bitki pasaportu: Bitki sağlığı ile ilgili 12/1/2011 tarihli ve 27813 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bitki Pasaportu Sistemi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelikte belirlenen bitki sağlığı standartlarının ve özel şartların karşılandığını gösteren, çeşitli bitki ve bitkisel ürünler için standart hale getirilmiş, Bakanlıkça belirlenen usullere uygun olarak hazırlanan ve Bakanlık veya Bakanlıkça yetkilendirilenler tarafından düzenlenen resmi etiketi veya belirli ürünler için Bakanlıkça kabul edilen etiket dışındaki işareti,

d) Çeşit: Bir veya birden fazla genotipin birleşmesinden ortaya çıkan ve kendine has özelliklerle tanımlanan, sözü edilen özelliklerden en az biriyle diğer herhangi bir bitki grubundan ayrılan, değişmeksizin çoğaltılmaya uygunluğu bakımından bir bütün olan, botanik taksonomi içinde yer alan genetik yapıyı,

e) Farklılık: Bir çeşidin, müracaatının yapıldığı tarihte herkesçe bilinen çeşitlerden, tescile esas özelliklerden, en az bir tanesi bakımından farklılık göstermesini,

f) Genel Müdürlük: Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünü,

g) Genetik erozyon: Aynı türün popülasyonları ve çeşitlerinde zamanla genetik çeşitliliğin kaybı ya da insan müdahalesi veya çevresel değişime bağlı olarak bir türün genetik temelinin azalmasını,

ğ) Genetik kaynak: Bitki ıslahçıları ve bilim adamlarının ihtiyacı olan genlerin sağlandığı, bitki yapılarında genetik farklılık ve farklı özellikler içeren potansiyel popülasyon, bir ülkede veya bir bölgede doğal olarak bulunan bitkilerin yabanî türleri ve bunların geçiş formları, yerel çeşitler, özel amaçlarla geliştirilmiş çeşitler ve bazı önemli karakterlere sahip ıslah materyallerini,

h) İdameci: Yerel çeşitlerin kayıt altına alınması ile ilgili şartların devamının sağlanmasından ve muhafazasından sorumlu olan tüzel kişileri,

ı) İlgili il müdürlüğü: Yerel çeşidin idari bakımdan sınırları içinde bulunduğu menşe bölgesindeki Bakanlık il müdürlüğünü,

i) Komite: Yerel Çeşit Kayıt Komitesini,

j) Menşe bölgesi: Yerel çeşidin doğal olarak uyum sağladığı ve kendine özgü karakterleri gösterdiği coğrafi alanları,

k) Numune alma: Tohumluk partisini temsil edecek tohumluk numunesinin, tohumluk numunesi alma esaslarına göre alınması işlemini,

l) TAGEM: Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünü,

m) Tohumluk: Bitkilerin çoğaltımı için kullanılan tohum, yumru, fide, fidan, çelik gibi generatif ve vejetatif bitki kısımlarını,

n) Tohumluk Kontrolörü: 8/8/2010 tarihli ve 27666 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tohumluk Kontrolör Yönetmeliği kapsamında yetkilendirilmiş ve tohumluk sertifikasyonuna ilişkin kontrol, numune alma ve piyasa denetimleri ile ilgili işlemleri yürüten gerçek kişileri,

o) TTSM: Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğünü,

ö) TSTM: Tohum Sertifikasyon Test Müdürlüklerini,

p) Yerinde muhafaza (in-situ): Genetik materyalin doğal çevresinde, kültür bitkileri çeşitlerinin ise yetiştirilirken ayırt edici özelliklerini geliştirdikleri çevrede korunmasını,

r) Yerel çeşit (landrace): Genetik erozyon tehdidi altında bulunan; belirli bir coğrafi bölgede geleneksel olarak yetişen çeşitler ile yetiştiği bölgenin coğrafi şartlarına adaptasyon sağlamış bitki türlerinin klon ve popülasyon gruplarını,

s) Yerel Çeşit Kayıt Listesi: Kayıt altına alınan ve ticareti yapılan yerel çeşitlerin yayımlandığı listeyi,

ş) Yeknesaklık: Çeşidin çoğaltımı esnasında, çoğaltma metoduna bağlı olarak beklenen varyasyonun dışındaki diğer özellikler yönünden bir örneklik göstermesini veya yeterince homojen olmasını,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması

Genel hükümler

MADDE 4 – (1) Yerel çeşit tohumluklarının çoğaltımı ve ticareti, Yerel Çeşit Kayıt Listesine kaydı ile mümkündür.

(2) Aşağıdaki çeşitler için bu Yönetmelik kapsamında kayıt başvurusu yapılamaz:

a) 13/1/2008 tarihli ve 26755 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliğine göre yayımlanan kayıt listelerinde yer alan veya başvuru tarihinden 3 yıldan daha yakın bir zamanda bu listeden çıkarılan çeşitler.

b) 5042 sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınan veya koruma altına alınması amacıyla başvurusu yapılan çeşitler.

(3) Yerel çeşidin menşe bölgesinde korunması ve idamesi için gerekli tedbirler başvuru sahibi tarafından alınır.

(4) Yerel çeşitler 5042 sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınamaz.

(5) Yerel Çeşit Kayıt Listesine kayıt ve idame, kaydı yaptıran ve idameyi sağlayana 5042 sayılı Kanunda olduğu gibi inhisari/mutlak yetkiler vermez.

Başvuru ve inceleme

MADDE 5 – (1) İlgili olmak kaydıyla; meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu araştırma kuruluşları, yerel idareler ve üniversiteler, yerel çeşitlerin kayıt altına alınması amacıyla başvurabilir. Başvurular il müdürlüğüne yapılır ve il müdürlüğü tarafından incelenen başvurular ön kabul incelemesine tabi tutulur. Ön kabule uygun görülmeyenler gerekçeleri ile birlikte başvuru sahibine iade edilir. Ön kabule uygun görülen başvurular Ocak ayında il müdürlüğünce Yerel Çeşit Kayıt Komitesine iletilmek üzere TTSM’ye gönderilir. TTSM bu dosyayı inceleme ve kayıt için Şubat ayı sonuna kadar Komiteye gönderir. Mart ayında Komite toplantısı düzenlenir. Gerekli hallerde TTSM tarafından ek toplantı düzenlenebilir.

(2) Ön kabul aşamasında bakılacak hususlar Bakanlık talimatlarında belirtilir.

(3) Başvuru dosyasında aşağıdaki belgeler yer alır:

a) Bakanlıkça yayımlanan başvuru formu.

b) Menşe bölgesine ait sınırları gösterir liste/harita (asgari köy ve/veya mahalle sınırı).

c) TTSM tarafından, Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliğine göre yapılacak olan başvurular için oluşturulmuş olan teknik soru anketleri veya başvuru sahibi tarafından yapılmış olan tanımlamalar yeterli görülür.

ç) Ön kabul aşamasında yeterli görülmeyen yerel çeşitle ilgili tanımlamalar için Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenecek çeşit tanımlama bilgileri.

d) Çeşidin bitki, tohum, yaprak vb. gibi kısımlarını detaylı biçimde gösteren fotoğraflar.

(4) Yerel çeşitlere, Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliği çerçevesinde kayıt altına alınan çeşitler için verilmiş isimlerle karıştırılmayacak şekilde isim verilir. Yerel çeşidin farklı bölgelerde farklı isimler aldığı veya aynı çeşidin birden fazla isimle tanındığı ya da eskiden beri birden fazla isimle anıldığı takdirde, yaygın isimle birlikte diğer isimler parantez içerisinde verilebilir. İsimlendirmede doğru bilgi vermesi koşulu ile yer ve coğrafi bölge isimleri kullanılabilir.

Yerel Çeşit Kayıt Komitesi ve görevleri

MADDE 6 – (1) Sekretaryası TTSM’ce gerçekleştirilecek olan Yerel Çeşit Kayıt Komitesi; Genel Müdürlük, TTSM, ilgili il müdürlüğü, TAGEM, Türkiye Tohumcular Birliği, ilgili alt birlik, Türk Patent ve Marka Kurumu ve üniversitenin ilgili bölümünden birer uzmanın katılımı ile oluşur. Komitede başvuru sahibi ve danışman üye/üyeler bulunabilir ancak oy hakkı bulunmaz.

(2) Komite, oy hakkı olan en az beş üyenin katılımı ile toplanır. Üyeler arasından bir başkan seçilir. Toplantıların planlaması ve raportörlüğü TTSM tarafından yapılır. Kararlar oy çokluğuyla alınır, ancak eşitlik halinde komite başkanının oyu yönünde karar alınır.

(3) Yerel çeşit kayıt komitesi, yıl içerisinde biri Mart ayında, diğeri TTSM tarafından belirlenecek olan bir tarihte talebe bağlı olarak yılda en fazla 2 defa toplanır.

(4) Komite, başvurulan yerel çeşitleri değerlendirerek, kayıt altına alınıp alınmayacağı hususunda karar alır. Ayrıca, bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen menşe bölgesi dışında üretim yapılabilmesi konularında karar almaya yetkilidir.

(5) Başvurulan yerel çeşit ile ilgili aşağıdaki bilgilerin Komite tarafından yeterli kabul edilmesi durumunda ayrıca bir teknik inceleme yapılmaz:

a) Yerel çeşitle ilgili tanımlamalar ve isimlendirme,

b) Başvuru sahibi tarafından yapılan gözlem ve test sonuçları,

c) Yerel çeşidin üretimi ile ilgili hususlar, kullanım amacı ile ilgili bilgiler,

ç) TAGEM veya bitki genetik kaynaklarının muhafazası için çalışan sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanan çeşidi tanımlayan diğer bilgiler.

(6) Komitenin teknik inceleme yapılmasına karar vermesi durumunda yerel çeşitler Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliği kapsamında TTSM ve/veya TTSM organizasyonunda TSTM, kamu ve özel sektör tarımsal araştırma kuruluşlarınca 1 yıl süre ile farklılık ve yeknesaklık testlerine alınır. Bu testlerde kalitatif ve yalancı kalitatif karakterler dikkate alınarak inceleme yapılır ve %10 tip dışı bitki toleransı uygulanır. Teknik inceleme neticesinde olumlu ve olumsuz olarak düzenlenen rapor Komiteye gönderilir.

Kayıt listesi ve itiraz

MADDE 7 – (1) Kayıt altına alınmaya hak kazanan yerel çeşit tohum örneklerinin birer seti Ulusal Tohum Gen Bankasında ve Türkiye Tohum Gen Bankasında uzun süreli muhafazaya alınmak üzere pasaport bilgileri ile birlikte gönderildikten sonra TTSM’nin internet sayfasında yayımlanır.

(2) Kayıt altına alınan yerel çeşidin menşe bölgesi, başvuru sahibi ve idamecisi Yerel Çeşit Kayıt Listesinde belirtilir.

(3) Yerel Çeşit Kayıt Listesinin ilân edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde, üçüncü kişiler tarafından, yeni yapılan kayıt işlemlerine karşı itirazda bulunulabilir. Kayda itiraz edenler itiraza ait başvuru dilekçesi ve itirazını destekleyici bilgi ve belgeleri TTSM’ye vermek zorundadır. İtiraz eden kendisinden talep edilen bilgi, belge ve materyali verilen süre içerisinde komiteye vermezse, itiraz hiç yapılmamış sayılır. İtirazlar; takip eden Komite toplantısı gündemine alınarak değerlendirilir ve bu değerlendirme sonucunda verilen karar kesindir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Yerel Çeşitlerin Üretimi ve Pazarlanması

Yerel çeşitlerin tohumluk üretimi

MADDE 8 – (1) Bir menşe bölge için kayıt altına alınmış yerel çeşide ait tohumluklar ancak o bölgede üretilebilir. Olumsuz üretim koşulları ve diğer çevresel sorunlar nedeni ile menşe bölgesinde üretim imkânı olmayan tohumlukların menşe bölgesi dışında üretiminin yapılması ancak komite tarafından verilecek izinle mümkündür. Verilecek bu izinle bu bölge yeni menşe bölgesi olarak belirlenir, üretilen tohumluklar yalnızca menşe bölgesinde ticarete sunulabilir ve tohumluk üretimi amacıyla ekilebilir/dikilebilir.

(2) Bu çeşitlerin üretimini yapacaklar 15/5/2009 tarihli ve 27229 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği çerçevesinde üretici/yetiştirici belgesi almak zorundadır. Bu üreticiler her yıl yapacakları üretime ait Ek-1’de yer alan Tohumluk Beyannamesini üretimin yapılacağı il müdürlüğüne verirler.

(3) Bitki Pasaportu Sistemi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmeliğin Ek-1’inde yer alan çoğaltım materyallerinin kayıtları söz konusu Yönetmeliğin 5 inci maddesi esaslarına göre yapılır.

(4) Tarla bitkileri ve sebze yerel çeşitlerine ait tohumlukların üretimleri ilgili sertifikasyon yönetmeliklerinde belirtilen alan kontrollerindeki ve laboratuvardaki standartları % 10 düşürülerek değerlendirilir.

(5) Üretici tarafından partilendirilen ve numunesi tohumluk kontrolörleri tarafından alınan numuneler kamu sertifikasyon kuruluşlarına gönderilerek analize tabi tutular. Bu numunelerden standartları karşılayan partiler için yerel çeşit tohumluk belgesi düzenlenir ve bu belge ile pazarlanır.

(6) Bu çeşitlere ait tohumlukların üretimine ait bilgi ve belgeler istenildiğinde sunulmak üzere üretici tarafından kayıt altına alınır.

Etiketleme ve pazarlama

MADDE 9 – (1) Yerel Çeşit Kayıt Listesinde yer alan çeşitlere ait tohumluklar kapalı ambalajlarda veya fide, fidan ve fidan üretim materyali demetleri halinde ve etiketli halde pazarlanır. Paketlenen tohumlukların ambalajlarında, paketlenmeyen tohumlukların etiketlerinde “Bu çeşit yerel çeşittir” ibaresi ve/veya Bakanlıkça tasarlanan logo bulunur.

(2) Yerel çeşitlere ait fide, fidan ve fidan üretim materyali açık köklü veya tüplü halde etiketlenerek pazarlanır.

(3) Aşağıdaki bilgileri içeren etiketler ambalajlara veya fide, fidan ve fidan üretim materyali demetlerine takılır:

a) TR,

b) Üreticinin adı veya adresi ya da tanıtıcı logosu,

c) Türü,

ç) Çeşidin ismi/fidanda varsa anaç ismi,

d) Menşe bölgesi,

e) Tohum üretim bölgesinin menşe bölgesinden farklı olduğu durumlarda, tohum üretim bölgesi,

f) Üretici tarafından verilen parti numarası,

g) Net veya brüt ağırlık veya tohumluk sayısı,

ğ) Ağırlığın belirtildiği ve tanecikli pestisit, peletleme maddeleri veya katı katkı maddelerinin kullanıldığı yerlerde, kimyasal muamelelerin veya katkı maddelerinin yapısı ve net tohum ağırlığının toplam ağırlığa oranı,

h) Parti sıra numarasını temsil eden PSN’si,

ı) Bitki pasaportuna tabi olan türlerde söz konusu etiketlerde Bitki pasaportunda bulunması gerekli zorunlu bilgiler.

(4) Üretici tarafından verilen Parti Sıra Numarası (TR.00.NN.KKKK. Y.PSN) şeklinde düzenlenir.TR: Türkiye içi üretimi, 00: Üretimin yapıldığı ile ait plaka kodunu, NN: Üretimin yapıldığı takvim yılının son iki hanesini, KKKK: Tohumluk Üretici Kodunu, Y: Yerel tohumu, ifade eder.

(5) Parti büyüklüğü ve ambalaj ağırlıkları ilgili sertifikasyon yönetmeliklerinde belirtilen miktardan fazla olamaz.

Üretim limitleri

MADDE 10 – (1) Yerel Çeşit Kayıt Listesinde yer alan her bir çeşit için üretilebilecek yıllık toplam tohumluk miktarı ilgili çeşidin ait olduğu türün sertifikalı üretim miktarı dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenecek miktardan fazla olamaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Denetim ve Diğer Hükümler

Piyasa denetimi

MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik çerçevesinde tohumluk olarak üretilen ve pazarlanan tohumlukların bu Yönetmeliğe uygun olup olmadığı Tohumluk Kontrolörleri tarafından denetlenir.

(2) Bu Yönetmelik kapsamında üretilen çeşitlerin, kayıt listelerinde Milli Çeşit Listesi, Alt Liste, Standart Tohumluk Çeşit Listesi, Meyve ve Asma Çeşit Listesi, Süs Bitkileri Çeşit Listesi gibi kayıt listelerinde yer alan bir çeşit olduğundan şüphelenilmesi durumunda alınan numuneler TTSM ’ye gönderilir. Denetimlerde alınan tohumluklar TTSM tarafından kontrollere tabi tutulur. Bu kontrollerde çeşidin kayıt listelerinde yer alan bir çeşit olup olmadığı kontrol edilir.

(3) Kayıt listelerinde yer alan bir çeşit olduğunun belirlenmesi halinde üreticiye 5553 sayılı Kanunun 12 nci maddesi hükümlerine göre cezai işlem uygulanır.

Ücret

MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında sunulan hizmetler ile onaylanan ve düzenlenen belgeler karşılığında alınacak ücretler 5553 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümlerince her yıl Ocak ayında Bakanlık tarafından belirlenerek ilan edilir.

Düzenleme yetkisi

MADDE 13 – (1) Bakanlık, bu Yönetmeliğin sağlıklı ve etkin bir biçimde yürütülmesini sağlamak amacıyla her türlü alt düzenlemeyi yapmaya yetkilidir.

Sorumluluk

MADDE 14 – (1) Kabul edilen başvurularda veya kayıt altına alınan çeşitlerde, başvuru sahibi ile üçüncü kişiler arasında yaşanabilecek her türlü hukuki sorunda sorumluluk başvuru sahibine aittir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Son Hükümler

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Orman Bakanı yürütür.

 

Eki için tıklayınız.

 

ÇEVRE ETİKETİ YÖNETMELİĞİ

19 Ekim 2018 CUMA Resmî Gazete Sayı : 30570
YÖNETMELİK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

ÇEVRE ETİKETİ YÖNETMELİĞİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; sürdürülebilir çevre hedefleri doğrultusunda, yaşam döngüsü boyunca çevresel etkileri azaltılmış ürün veya hizmetleri teşvik etmek, tüketicilere doğru ve bilimsel temeli olan bilgi akışını sağlamak için gönüllülük esaslı çevre etiketi sistemi oluşturmak ve bu konudaki idari ve teknik hususlar ile sistemin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

(2) Bu Yönetmelik ile oluşturulan çevre etiketi sistemi; ürün veya hizmetlerin doğal kaynak kullanımı ve hammadde aşamasından başlamak üzere üretim, kullanım, tüketim, geri dönüşüm gibi evrelerini de kapsayacak şekilde nihai bertaraf aşamasına kadar geçen yaşam döngüsünün bütün süreçlerinde, ekosistemlerin bozulmasını önlemeyi, doğal kaynakların tüketiminde çevre, insan, sağlık, iklim ve doğal yaşamın üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı amaçlamaktadır.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, ürün veya hizmetlere çevre etiketi verilmesi ile ilgili kriter belirleme ve geliştirme, başvuru, değerlendirme, çevre etiketinin şekli, kullanma izni, süresi, izleme, denetim, strateji belirleme, bilinçlendirme, tanıtım ve eğitim çalışmalarına ait usul ve esasların belirlenmesi ile ilgili yetki, görev ve sorumlulukları kapsar.

(2) Bu Yönetmelik, Türkiye’de üretilen, dağıtılan, ihraç edilen veya ithalat yoluyla piyasaya sunulan ürün veya hizmetlere uygulanır.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 3 üncü maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97 nci ve 104 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,

b) Çevre etiketi: Bu Yönetmelik hükümlerine uygun, yaşam döngüsü boyunca çevresel etkileri azaltılmış ürünleri teşvik etmek ve tüketicilere doğru, yanıltıcı olmayan, bilimsel temeli olan bilgi sağlamak için oluşturulmuş gönüllü bir ödüllendirme sistemini temsil eden işareti,

c) Çevre etiketi kullanıcısı: Ürettiği, imal ettiği, ihraç ettiği, sunduğu, toptancı veya perakendeci olarak piyasaya sürdüğü ürün veya hizmetler için bu Yönetmelik usul ve esaslarına göre kendisine Bakanlık tarafından çevre etiketi verilmiş kişi veya kuruluşu,

ç) Çevre etiketi kurulu: Ürün kriterlerini değerlendiren ve sistemin gelişimi için stratejik öneri ve görüşleri belirleyen kurulu,

d) Çevre etiketi sistemi: Ürün veya hizmet grubu kriterlerinin belirlenmesi ve geliştirilmesi, çevre etiketi verilmesi ve kullanımını içeren sistemi,

e) Çevre etiketine sahip ürün: Hammaddenin temininden başlamak üzere üretim, tüketim, kullanım ve kullanım ömrünü tamamladıktan sonra bertaraf edilmesini de içeren yaşam döngüsü süreçlerinde, aynı ürün veya hizmet grubunda yer alan diğer ürün veya hizmetlerle karşılaştırıldığında, çevreye karşı olumsuz etkileri azaltılmış ve bu etkilerin ürün veya hizmet grubuna göre belirlenmiş kriterlere uygunluğu kanıtlanmış ürünü,

f) Çevresel etki: Yaşam döngüsü boyunca ürün veya hizmetin kısmen veya tamamen çevreye verdiği her türlü etkiyi,

g) Çevresel performans: Bir ürünün çevresel etkiye sebep olan özelliklerinin yaşam döngüsü boyunca üretici tarafından değerlendirilmesi ve yönetimini,

ğ) Doğrulama: Bir ürünün veya hizmetin belirlenmiş çevre etiketi kriterlerine uygunluğunu gösteren işlemi,

h) Genel Müdür: Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürünü,

ı) Genel Müdürlük: Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünü,

i) Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu,

j) Sözleşme: Çevre etiketi kullanmaya hak kazanan çevre etiketi kullanıcısı ile Bakanlık arasında yapılan yazılı anlaşmayı,

k) Tedarikçi: Bir ürün veya hizmetin sunulabilmesi için firmaya girdi, hammadde, ürün sağlayan üreticiyi,

l) Teknik inceleme komisyonu: Ürün veya hizmet gruplarına ait çevre etiketi kriterlerini belirleyen, geliştiren ve ilgili kriterlere göre uygunluğunu teknik açıdan inceleyen komisyonu,

m) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,

n) Üretici: Bir ürünü üreten, imal eden, ıslah eden veya ürüne adını, ticari markasını veya ayırt edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak tanıtan, üreticinin ülke dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilciyi ve/veya ithalatçıyı; ayrıca, ürünün tedarik zincirinde yer alan ve faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkileyen gerçek veya tüzel kişiyi,

o) Ürün: Piyasaya arz edilen veya arz edilmesi hedeflenen malları,

ö) Ürün veya hizmet grubu: Aynı amaca hizmet eden ve kullanım açısından aynı olan veya benzer fonksiyonel özellikleri olan ve tüketici tarafından benzer olarak algılanan ürün veya hizmetler grubunu,

p) Ürün veya hizmet grubu kriteri: Çevre etiket sistemine dahil olan ürün veya hizmet grupları için nihai olarak Bakanlık tarafından belirlenen çevre etiketi alma şartlarını,

r) Yaşam döngüsü: Ürünün ham madde aşamasından bertarafına kadar birbirini izleyen ve birbirine bağlı olan süreçlerini,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Çevre Etiketi Sistemi Temel İlke ve Gereklilikleri ile İlgili Hükümler

Çevre etiketi sistemi temel ilke ve hedefleri

MADDE 5 – (1) Çevre etiketli ürün veya hizmetlere talebi artıracak tedbirler alınır ve uygulanır. Bu maksatla; sistemi basitleştirmek ve çevre etiketinin kullanımı ile ilgili idari yükleri azaltmak için değerlendirme ve doğrulama usul ve esasları kolaylaştırılır. Talebin artırılması amacıyla teşvik araçları belirlenir ve uygulanır.

(2) Çevre etiketinin ülke genelinde toplum tarafından tanınması ve kabullenilmesi için sivil toplum kuruluşları ve tüketici örgütlerinin sistem içerisinde uygun süreçlerde yer alması sağlanır.

(3) Çevre etiketinin gelişimi ve yaygınlaşması için çevre ve ekonomi politikaları geliştirilir, ilerleme ve kalkınma programlarında dikkate alınır.

(4) Çevre etiketinin usulsüz ve yetkisiz kullanımını önlemek için denetim ve kontrol tedbirleri belirlenir ve uygulanır.

(5) Çevre etiketinin yetkisiz ve usulsüz kullanımının denetiminin uyumlu bir şekilde uygulanması amacıyla ilgili kurumlar arasında iş birliği, koordinasyon ve bilgi alışverişi sağlanır.

(6) Çevre etiketli ürün veya hizmetlerin kullanılmasının yaygınlaştırılması amacıyla kamu alımlarında çevre etiketli ürün veya hizmetleri tercih edici tedbirler belirlenir ve uygulanır.

Çevre etiketi sisteminin işleyişi

 MADDE 6 – (1) Ürün veya hizmetlere çevre etiketi verilmesi amacıyla çevre etiketi sistemi oluşturulmuştur.

(2) Çevre etiketi sisteminde TS EN ISO 14024 Tip I Çevre Etiketlemesi, Prensipler ve Yöntemler standardı dikkate alınmıştır.

(3) Çevre etiketi sistemi, Bakanlığın yönetimi ve koordinasyonu altında ilgili tüm paydaşlarla birlikte yürütülür.

(4) Bakanlık, sistemin etkin işleyişi, gelişimi ve uygulamadan kaynaklanan sorunların çözümü için gerekli tedbirleri alır.

Çevre etiketi sistemini oluşturan unsurlar

MADDE 7 – (1) Çevre etiketi sistemi aşağıdaki unsurlardan oluşur:

a) Bakanlık,

b) Çevre etiketi kurulu,

c) Teknik inceleme komisyonu,

ç) Diğer kamu ve özel kurum/kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, çevre etiketi kullanıcısı, tüketici kuruluşları,

d) Konuya özgü olarak davet edilecek diğer katılımcılar.

(2) Unsurların, bu Yönetmelik ile kendilerine verilen tüm görevleri yapabilecek teknik bilgi, deneyime sahip olmaları aranır.

(3) Bakanlık üst düzey yönetimi ve uygunluk değerlendirmesi görevlerini yerine getirmekten sorumlu personel, bu Yönetmeliğe tabi ürün veya hizmetin tasarımı, imalatı, tedariki, birleşimi, kullanımı veya bakımı ile ilgili sorumlu gerçek veya tüzel kişi ya da kişiler ile çıkar ilişkisinde bulunamazlar. Bu durum yetkili kurumun çalışmaları için gerekli olan, değerlendirilen ürünlerin kullanımını veya bu ürünlerin kişisel amaçlar için kullanımını engellemez.

Çevre etiket sistemi ürün veya hizmet grubu kriter gereklilikleri

MADDE 8 – (1) Çevre etiketi kriterleri, çevre eylem planlarını da göz önünde bulundurarak ürünün çevresel performansını dikkate alır.

(2) En yüksek çevresel performansa ulaşmaya yönelik olarak, ürün veya hizmetlerin tüm yaşam döngüsü dikkate alınarak bilimsel bir temelde ürün veya hizmet grubu kriterleri belirlenir. Bu kriterlerin belirlenmesi ve geliştirilmesinde;

a) İklim değişikliğine ve biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etki yapan enerji tüketiminin azaltılması ve yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi,

b) Atık oluşumu ve çevresel ortamın maruz kaldığı emisyonlar ile zararlı maddelerin fiziksel etkileri, kullanımı ve yayılımından kaynaklanan kirliliği,

c) Teknik olarak mümkün olan durumlarda, çevre ve sağlığa zararlı maddelerin daha güvenli maddeler ve/veya yöntemler ile değiştirilmesi,

ç) Ürün veya hizmetlerin kullanım ömrünün uzatılması ve yeniden kullanılabilirliğinin sağlanması yoluyla çevresel etkilerinin en aza indirilmesi,

d) Ürün veya hizmetlerin çeşitli yaşam döngüsü aşamalarında, sağlık ve güvenlik yönleri ile birlikte çevresel yarar ve zararları arasındaki net dengenin sağlanması,

e) İlgili ürün veya hizmet grubu için geçerli olduğu zamanlarda uluslararası veya ulusal veya bölgesel boyutta resmi olarak tanınmış TS EN ISO 14024 Tip I Çevre Etiketlemesi, Prensipler ve Yöntemler başta olmak üzere diğer çevre etiketleri için belirlenen kriterlere uyum,

f) Çevre etiketi taşıyan ürün veya hizmetlerin planlanan kullanıma uygun olmasını sağlayacak gerekliliklerin karşılanması, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin mümkün olduğunca azaltılması dikkate alınır.

(3) Ürün veya hizmet grubu kriterlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında ürün veya hizmetin çevresel performansının iyileştirilmesi ile mali ve idari yük arasında denge sağlanır. Küçük ve orta büyüklükte işletmelere orantısız idari ve ekonomik yük getirecek kriterler belirlenmemesine özen gösterilir. Ürün veya hizmetlerde daha yüksek çevre performansına ulaşılması hedeflenir.

(4) Kriter geliştirilmesi aşamasında 2/12/2011 tarihli ve 28130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ürünlerin Enerji ve Diğer Kaynak Tüketimlerinin Etiketleme ve Standart Ürün Bilgileri Yoluyla Gösterilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri başta olmak üzere ilgili diğer mevzuat ve standartlara uyum sağlanması dikkate alınır.

Ürün veya hizmet grubu kriterlerinin belirlenmesi

MADDE 9 – (1) Yeni ürün veya hizmet grubu kriterlerinin belirlenmesi ve mevcut ürün veya hizmet grubu kriterlerinin geliştirilmesi/güncellenmesi süreci aşağıda belirtilmiştir:

a) Kriter belirlenmesi ve geliştirilmesi/güncellenmesi süreci Çevre Etiketi Kurulu tarafından re’sen veya kişi/tüzel kişiler tarafından Bakanlığa başvuru gelmesi halinde başvuru Çevre Etiketi Kurulu tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi durumunda süreç başlatılır.

b) Kriter belirlenmesi ve geliştirilmesi başvurusunda ilgili bilgi ve belgeler Bakanlığın internet sayfasında belirtilen formata uygun bir şekilde hazırlanarak Bakanlığa sunulur. Belirtilen bilgi ve belgeler formata uygun olarak hazırlanmadığı takdirde bilgi ve belgelerin tamamlanması için başvuru sahibine 6 ay süre verilir, aksi takdirde başvuru iptal edilir.

c) Bakanlık tarafından formata uygun başvurular Çevre Etiketi Kuruluna görüşe gönderilir.

ç) Ürün veya hizmet grubu kriter belirleme başvurusu Çevre Etiketi Kurulu tarafından değerlendirilerek olumlu veya olumsuz görüş bildirilir.

d) Kriter belirleme başvurusunun olumlu görüş aldığı durumda Bakanlık tarafından Teknik İnceleme Komisyonu oluşturulur.

e) Teknik inceleme komisyonu tarafından taslak ürün veya hizmet grubu kriterleri ile ilgili teknik değerlendirme raporu hazırlanır.

f) Teknik değerlendirme raporuna göre taslak kriterleri oluşturulur.

g) Taslak kriterler hakkında ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşların görüşleri alınır.

ğ) Taslak kriterler nihai hale getirilinceye kadar paydaşlarla görüş alış verişleri ve toplantılar yapılır.

h) Alınan görüşler ve toplantılar çerçevesinde teknik inceleme komisyonu tarafından ürün veya hizmet grubu kriterleri ile ilgili nihai kriter taslağı hazırlanarak Çevre Etiketi Kuruluna sunulur.

ı) Nihai taslak kriterlerin Çevre Etiketi Kurulu tarafından değerlendirilerek uygun görülmesi halinde yayımlanmak üzere Bakanlığa sunulur.

i) Bakanlık tarafından nihai kriterler yayımlanır.

(2) Diğer TS EN ISO 14024 Tip I Çevre Etiketlemesi, Prensipler ve Yöntemler  ile geliştirilen kriterlerin bu Yönetmelik kapsamında ürün veya hizmet grubu kriteri olmasının teklif edilmesinde Bakanlık tarafından yayımlanan kısaltılmış prosedürler uygulanır.

(3) Daha önceden belirlenmiş kriterlerde esaslı ve kapsamlı revizyonlar yukarıdaki prosedüre tabidir. Bu kapsamlı revizyonlar dışında kritere uyumu ve çevresel performansının değerlendirilmesini etkilemeyecek değişiklikler için Bakanlık tarafından yayımlanan prosedürler uygulanır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Ürünlere veya Hizmetlere Çevre Etiketi Verilmesi ile İlgili Başvuru Süreçleri

Çevre etiketi başvurusunda gerekli evraklar

MADDE 10 – (1) Çevre etiketi başvurusunda gerekli evraklar şunlardır:

a) Başvuran özel ya da tüzel kişinin tanıtımı, adresi, iletişim bilgileri ve başvuru yapacağı ürün veya hizmete ait başvuru dilekçesi,

b) Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan şirket kuruluş senedi, ana sözleşmesi veya tüzüğü,

c) Kurum/kuruluşları temsile yetkili kişi veya kişilerin noter onaylı imza sirküleri,

ç) Başvuru sahibinin ürün veya hizmet ile ilişkisi,

d) Ürün veya hizmetin ticari açıdan tanıtılması,

e) Başvuru ücretinin Bakanlık döner sermaye işletmesi müdürlüğü hesabına yatırıldığına dair dekont,

f) Başvuru yapılacak ürün veya hizmet kriterleri ile ilgili bilgi ve belgeler,

g) Bakanlığın talep ettiği diğer bilgi ve belgeler.

Çevre etiketi başvuru süreci ve değerlendirilmesi

MADDE 11 – (1) Üreticiler, imalatçılar, ihracatçılar, ithalatçılar, hizmet sağlayıcılar, toptancı ve perakende satıcılar, Bakanlık tarafından uygun görülen ve çevre etiketi alınmasında menfaati olan kişi ve kuruluşlar, belirtilen formata uygun olarak istenilen bilgi ve belgelerle çevre etiketi başvurusuna müracaat eder.

(2) Çevre etiketi başvuru süreci aşağıdaki aşamalardan oluşur:

a) Başvuru dosyası hazırlanır ve Bakanlığa sunulur.

b) Bakanlık, başvuru dosyasındaki bilgi ve belgeleri uygunluk bakımından 30 takvim günü içerisinde inceler, eksiklikler tebliğ tarihinden itibaren en geç 60 takvim günü içerisinde tamamlanmaz ise başvuru iade edilir.

c) Bakanlık tarafından uygun görülen başvurular için teknik inceleme komisyonu oluşturulur.

ç) Ürün veya hizmet kriterlerine uyum ve diğer teknik hususlar başvuru tarihinden itibaren 90 takvim günü  içerisinde değerlendirilir ve çevre etiketi teknik raporu hazırlanır.

d) Teknik inceleme komisyonu tarafından oluşturulan nihai teknik rapor ve teknik raporun yeterli olmadığı ve gerekli görüldüğünde yerinde doğrulama raporu karar için Bakanlığa sunulur.

e) Başvurunun kriterlere uygun olması durumunda Bakanlık tarafından çevre etiketi verilir.

f) Senelik çevre etiketi kullanımı için belirlenen bedeller, Bakanlık Döner Sermaye İşletmesine ödenir.

(3) Bakanlık yerinde doğrulama gerçekleştirebilir veya bu görev için teknik inceleme komisyonu dışında yetkili temsilci/temsilciler atayabilir.

(4)Teknik inceleme komisyonu tarafından yaptırılması istenen doğrulamalardan kaynaklanan masraflar başvuru sahibi tarafından karşılanır.

(5) Çevre etiketinin şekli Bakanlık tarafından yayımlanan çevre etiketi şekline uygun olmak zorundadır. Etikette bulunacak bilgiler Bakanlık tarafından belirlenir.

Çevre etiketi verilmeyecek haller

MADDE 12 – (1) Aşağıdaki hallerde çevre etiketi verilmez:

a) 11/12/2013 tarihli ve 28848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maddelerin ve Karışımların Sınıflandırılması, Etiketlenmesi ve Ambalajlanması Hakkında Yönetmelik kapsamında toksik, çevreye zararlı, kanserojen, mutajen, üreme sistemine toksik olarak sınıflandırılma kriterlerini karşılayan madde veya karışımı içeren ürünler,

b) 23/06/2017 tarihli ve 30105 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında Yönetmeliğin 47 nci maddesinde tanımlanan özellikleri taşıyan kimyasalları içeren ürünler,

c) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde tanımlanan maddeleri içeren ürünlerin özel kategorileri için; bu maddelerin ikamelerinin, alternatif maddelerin veya kullanımlarının teknik olarak mümkün olmadığı durumlarda veya aynı kategorideki diğer ürünlere kıyasla ciddi ölçüde daha yüksek çevresel performansa sahip olan ürünler olması durumunda, Bakanlık birinci fıkradan istisnalar yapmak üzere ölçütler uygulayabilir. (b) fıkrasında yazılı Yönetmeliğin  47 nci maddesindeki kriterleri karşılayan ve aynı Yönetmeliğin 49 uncu maddesindeki prosedür kapsamında tanımlanan kendi halinde ve ağırlıkça %0,1’den yüksek konsantrasyonlarda karışım/eşya içinde bulunan veya kompleks bir eşyanın homojen bir parçası olan maddeler için herhangi bir istisna yapılamaz,

ç) 7/6/2011 tarihli ve 27957 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıbbi Cihaz Yönetmeliğinde ve 24/12/2011 tarihli ve  28152 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Veteriner Tıbbi Ürünler Hakkında Yönetmelikte tanımlanan tıbbi ürünler, veteriner tıbbi ürünler ile tıbbi cihaz ve malzemeler,

d) Yem ve gıda ürünleri.

(2) Bakanlık çevre etiketi sürecinde birinci fıkrada yer alan hükümlere ek olarak çevreye zararlı ürünler için ayrıca kısıtlama kararı alabilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çevre Etiketinin Kullanımı ve Yükümlülükler

Sözleşme imzalanması, uygulanması ve feshedilmesi

MADDE 13 – (1) Bakanlık ile çevre etiketi almaya hak kazanan başvuru sahibi arasında sözleşmenin imzalanması ile başvuru sahibi çevre etiketi kullanıcısı sıfatını alır. Bakanlık sözleşmeye ürün veya hizmet grubu kriteri, çeşidi ve özelliklerine bağlı olarak ek hükümler koyabilir.

(2) Bakanlık, çevre etiketi kullanıcısının bu Yönetmelik hükümlerini ihlal ettiğini tespit etmesi halinde bu durumu çevre etiketi kullanıcısına iadeli taahhütlü olarak başvurudaki geçerli adresine yazılı olarak bildirmek suretiyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve çevre etiketi kullanma iznini iptal eder.

(3) Çevre etiketi kullanıcısı, Bakanlığa 3 ay öncesinden göndereceği yazılı bildirim ile her zaman sözleşmeyi feshedebilir ve çevre etiketi kullanımından vazgeçebilir.

Çevre etiketinin kullanımı

MADDE 14 – (1) Çevre etiketi, çevre etiketi kullanıcısı tarafından bu Yönetmelik ve buna bağlı olarak düzenlenen sözleşmede belirtilen prensip, usul ve esaslara uygun olarak kullanılır.

(2) Ürün veya hizmet üzerinde yapılacak kriterlere uyumu ve çevresel performansının değerlendirilmesini etkilemeyecek değişiklikler için yeni bir başvuru veya çevre etiketi alınması gerekmez. Çevre etiketi kullanıcısı bu tür değişiklikleri Bakanlığa yazılı olarak bildirir. Bakanlık gerekli gördüğünde ürün veya hizmet grubu kriterlerinidoğrulamak için inceleme yapar/yaptırır.

(3) Çevre etiketi kullanıcısı; yanlış, yanıltıcı veya çevre etiketi bütünlüğüne zarar verecek reklam, ifade, etiket veya logo kullanamaz.

(4) Bakanlık, çevre etiketi kullanım izni alan ürün veya hizmetin, ilgili kriterlere, bu Yönetmelik ve sözleşme hükümlerine uygunluğu için her zaman denetleme yapabilir/yaptırabilir.

(5) Çevre etiketi kullanıcısı, kullanım yükümlülük ve hükümlerini karşılayamadığı durumlarda bu durumu Bakanlığa bildirir ve yükümlülükler yerine getirilinceye kadar çevre etiketini kullanamaz.

(6) Bakanlık, çevre etiketi kullanıcısının bu Yönetmeliği veya sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini tespit ettiği durumlarda çevre etiketi kullanım iznini dondurur veya iptal eder.

(7) Bakanlık, çevre etiketi verilmesi veya kullanımından kaynaklı olarak çevre etiketi kullanıcısı veya üçüncü bir tarafın uğradığı zarardan sorumlu tutulamaz.

(8) Çevre etiketi kullanımı  4 yıl süre için verilir. Süre bitiminden 180 gün önce  talep edilmesi halinde Bakanlık tarafından teknik inceleme komisyonuna yaptırılan değerlendirme sonucunda süre uzatılabilir.

(9) Yürürlükteki ürün veya hizmet grubu kriterlerine uygunluğu sağladığı sürece çevre etiketi kullanıcısı, çevre etiketini kullanabilir. Kriterlerin yenilenmesi durumunda yeni kriterlere uyum için çevre etiketi kullanıcısına 6 ay geçiş süresi verilir, 6 ay içinde yeni kriterlere uyumluluğun kanıtlanması gerekir. Çevre etiketi kullanıcısı sözleşmesini yenilemek istememesi durumunda stoklarında bulunan çevre etiketli ürünlerini tüketmesi için en fazla 1 sene süre verilir. Bu süre içinde piyasaya arz edilemeyen ürünlerde çevre etiketi kullanılmaz.

(10) Çevre etiketinin kullanma süresinin bitmesi halinde çevre etiketi kullanıcısı çevre etiketini kullanamaz.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Sistem Unsurlarının Kuruluşu, Yetki, Görev ve Sorumlulukları

Bakanlığın görev ve sorumlulukları

MADDE 15 – (1) Bakanlığın görevleri aşağıda belirtilmiştir:

a) Bakanlık çevre etiket sisteminin sahibi ve yürütücüsüdür,

b) Çevre etiket sisteminin işleyişini yönetir, etkin uygulanması için gerekli koordinasyon ve yönlendirmeleri yapar,

c) Çevre etiketi kurulu üyelerini oluşturur,

ç) Teknik inceleme komisyonunu oluşturur,

d) Ürün veya hizmet grubu kriterlerini yayımlar,

e) Çevre etiketi başvurularını kabul eder, teknik değerlendirme, doğrulama, pazarlama, tanıtım, bilinçlendirme, eğitim, kriter belirleme ve geliştirme süreç ve koordinasyonunu yürütür veya yürütülmesini sağlar,

f) Çevre etiketinin kullanımının izlenmesi ve gözetimini yapar veya yapılmasını sağlar,

g) Sistemin işleyişi için gerekli başvuru ve senelik çevre etiketi kullanım ücretlerini tahsil eder, kamu tarafından yapılacak olan destekler için bütçe hazırlar,

ğ) Ürünlere veya hizmetlere çevre etiketi verilmesi kapsamında kurum/kuruluşlara yetki devri yapabilir.

Çevre etiketi kurulu

MADDE 16 – (1) Çevre etiketi kurulu üyeleri; Genel Müdür veya yetkilendireceği bir Genel Müdür Yardımcısının başkanlığında, kamu kurum/kuruluşları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve ilgili paydaş temsilcilerinden seçilerek Bakanlık tarafından oluşturulur.

(2) Çevre etiketi kurulunun çalışma usul ve esasları aşağıdaki şekildedir:

a) Çevre etiket kurulu yılda en az 2 defa toplanır. Toplantı yeter sayısı salt çoğunluktur. Kararlar toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınır.

b) Çevre etiketi kurulu gerektiğinde Bakanlığın talebine veya kriter belirlenmesine ilişkin başvurulara göre toplanır.

c) Çevre etiketi kurulunu oluşturan üyelerin masrafları kendilerini temsil eden kurum veya kuruluş tarafından karşılanır.

(3) Çevre etiketi kurulunun görevleri şunlardır:

a) Çevre etiketi verilebilmesi için ürün veya hizmet grubu kriterlerinin belirlenmesi veya belirlenmiş ürün veya hizmet grubu kriterlerinin geliştirilmesi için Bakanlığa görüş bildirmek,

b) Teknik inceleme komisyonu tarafından iletilen ürün veya hizmet grubu kriterleri ile ilgili nihai taslak kriterlerini değerlendirmek, uygun görülmesi halinde yayımlanmak üzere Bakanlığa sunmak,

c) Çevre etiket sisteminin işleyişi ve gelişimi hakkında stratejik görüş bildirmek.

Teknik inceleme komisyonunun  görev ve sorumlulukları

MADDE 17 – (1) Teknik inceleme komisyonu Bakanlık tarafından belirlenir.

(2) Teknik inceleme komisyonunun görevleri şunlardır:

a) Ürün veya hizmet grubu kriterlerinin belirlenmesi ve geliştirilmesi için teknik inceleme yapmak ve rapor hazırlamak,

b) Ürün veya hizmet başvurularının değerlendirmesi için başvuruların kriterlere uygunluğunu incelemek ve doğrulamasını yaparak teknik rapor hazırlamak,

c) Çevre etiketinin kriterlere uygunluğunu denetlemek,

ç) Bakanlık tarafından verilen diğer görevleri yapmak.

ALTINCI BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Çevre etiketinin şekli

MADDE 18 – (1) Çevre etiketinin rengi, logosu, boyutları, ürün grubu, kriter ve tescil bilgilerinin etiketi üzerinde konumlandırılması, Bakanlık tarafından belirlenir ve ilan edilir.

Piyasa takibi ve çevre etiketi kullanımının kontrolü

MADDE 19 – (1) Çevre etiketinin kullanımının kontrolünde uygulama birliğinin sağlanması amacıyla kurumlar arası işbirliği ve bilgi alışverişi sağlanır.

(2) Bakanlık, çevre etiketi taşıyan ürün veya hizmet ile ilgili şikâyetten çevre etiketi kullanıcısını haberdar eder ve çevre etiketi kullanıcısının şikayete tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde cevap vermesini ister. Bakanlık şikayetçi bilgilerini gizli tutar.

(3) Bakanlık, çevre etiketi taşıyan ürün veya hizmetlerin belirlenen kriterlere uymadığının veya bu Yönetmelik hükümlerine uygun çevre etiketinin kullanılmadığının tespiti halinde çevre etiketi kullanıcısının çevre etiketi kullanımı yasaklanır; yasaklama kararını web sitesinde veya uygun araçlarla duyurabilir.

Diğer ülke çevre etiketlerinin tanınması

MADDE 20 – (1) Bakanlık TS EN ISO 14024 Tip I Çevre Etiketlemesi, Prensipler ve Yöntemler Standardına uygun, 66/2010/EC sayılı Avrupa Birliği Tüzüğü ve  diğer ülke çevre etiketi sistemleri tarafından verilmiş ve aynı ürün veya hizmet grubuna ilişkin etiketlerinin tanınmasına karar verebilir. Tanınan sistemde çevre etiketi verilmesi için oluşturulan ürün veya hizmet grubu kriterleri, mevcut kabul edilen ulusal ürün grubu kriterlerinden daha düşük sınırlamalar içeremez.

Çevre etiketinin tanıtımı ve kullanılmasının teşvik edilmesi

MADDE 21 – (1) Bakanlık çevre etiketi sisteminin kullanımını tanıtmak amacıyla diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde bir eylem planı belirler ve uygular.

(2) Farkındalık yaratmak amacıyla uygun iletişim araçları ile tanıtım, bilgilendirme, bilinçlendirme ve eğitim kampanyaları düzenlenir.

(3) Çevre etiketli ürün ve hizmetlerin kullanılmasını teşvik etmek için tanıtım, bilgilendirme, bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarının yanında teşvik tedbirleri de alınır.

(4) Bakanlık ayrıca; kamu alımı yapan kurum ve kuruluşların çevre etiketi taşıyan ürünleri tercih etmelerine ve teknik şartnamelerde ürün veya hizmet kriterlerinin kullanılmasına yönelik olarak bilgilendirme ve tanıtım çalışmaları yapar.

(5) Bakanlık, tüketicilerin çevre etiketi taşıyan ürün veya hizmetleri talep etmelerini sağlayıcı tedbirleri alır, tanıtım, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapar.

(6) Bakanlık, çevre etiketi ürün veya hizmet grubu kriterini belirleme, kriter geliştirme, çevre etiketi değerlendirme süreci, doğrulama, teknik rapor hazırlatma,  her türlü tanıtım, toplantı, bilgilendirme, bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları ile ilgili hizmet alabilir.

Bilgi ve belge güvenliği

MADDE 22 – (1) Çevre etiketi başvurusu yapan firmaların ürün veya hizmetlere ait gizli kalmasını istediği bilgi ve belgeler, Bakanlık tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi halinde gizli tutulur.

(2) Tedarikçi, çevre etiketi başvurusu yapan firma ile bilgi ve belgelerini paylaşmak istemediği takdirde Bakanlığa doğrudan iletebilir.

Çevre etiketi başvuru bedeli

MADDE 23 – (1) Çevre etiketi başvurusu için başvuru sahibi tarafından miktarı Bakanlık tarafından belirlenecek başvuru ücreti ödenir. Başvuru ücreti ödenmeden başvuru değerlendirmeye alınmaz.

(2) Bakanlık çevre etiketi kullanım bedelini yıllık olarak belirler. Çevre etiketi kullanıcısı Bakanlığın belirlemiş olduğu yıllık ücreti öder. Bakanlık yıllık ücreti ödenmeyen ürün veya hizmetlere ait çevre etiketini iptal eder. Yıllık ücretin kapsadığı dönem çevre etiketinin verildiği tarih itibariyle başlar.

(3) Bu Yönetmelik kapsamında alınacak ücretler her yıl Bakanlık döner sermaye işletmesi tarafından belirlenir ve Bakanlığın internet sayfasında yayımlanan birim fiyat listesi uygulanır.

Yaptırımlar

MADDE 24 – (1) Çevre etiketini izinsiz veya taklit ederek kullananlar ile başvuru esnasında sahte belge kullanan kişiler ve bu Yönetmelik kapsamında ticari sır sayılabilecek bilgi ve belgeleri yetkisiz kişilere veren ve ifşa edenler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur.

Yürürlük

MADDE 25 –  (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 26 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

 

İmar Barışında Süre Uzayacak mı ? Yol ve Yeşil Alan, Park ihlalleri de imar barışı kapsamına alındı.

Kooperatifiniz veya siteniz kapsamında imar barışı sürecinde hukuki ve mali olarak yapılması gereken işlemler ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti almak için aşağıdaki mail adresinden tarafımıza ulaşabilirsiniz.

[email protected]

İmar Barışında Süre Uzayacak mı ? Yol ve Yeşil Alan, Park ihlalleri de imar barışı kapsamına alındı.

Evren ÖZMEN

İmar Barışı süreci ile ilgili olarak kısmen de olsa kervan yolda düzüldüdesek hatalı olmayacağını düşünüyorum. Bilindiği üzere yapı kayıt belgesi alınmasına müteakip kat mülkiyeti işlemleri ile ilgili olarak Tapu Kadastro genel müdürlüğünün 2018–8 Sayılı genelgesi 6 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştı. 12 Ekim 2018 Tarihinde genelgeye bazı eklemeler yapıldı.

İmar Barışı ile ilgili Mevzuat

Bana göre 12 Ekimde eklenen maddelerden en önemlisi gerek fiilen ve gerekse plan gereği yolda veya yeşil alanda kalan veya yola veya yeşil alana tecavüzlü olan yapılar için cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesisi işlemlerinin yapılabilmesini mümkün kılan değişiklik.

Bu değişiklik sayesinde belirtilen yerlere tecavüzü olan yapıların kat mülkiyeti tapusu çıkabilecektir. Ancak zemin tespit tutanağının düşünceler sütununa ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine “3194 Sayılı Kanunun Geçici 16. Maddesi uyarınca düzenlenen yapı kayıt belgesine istinaden yapıldığı, yapının yola veya yeşil alana tecavüzlü olduğu ve yapının yıkılması veya tecavüzün giderilmesi halinde belirtmenin kaldırılacağı” şeklinde belirtme yapılarak tescil işlemi yapılabilecektir.

Yani düzenleme ortaklık payı kesilen kısım dışında yola veya parka, yeşil alana tecavüz var ise ve bu dop payı kapsamında bir yer değil ise kat mülkiyeti tapusu almanız mümkün olabilecektir.

Diğer bir değişiklik ise yapı kayıt belgesi alınan yaygın yapılaşmanın bulunduğu hisseli taşınmazlarda kat mülkiyeti tapusunun ne şekilde çıkarılacağı ile ilgilidir.

Değişikliğe göre; Yaygın yapılaşmanın bulunduğu hisseli taşınmazlarda tüm yapıların yapı kayıt belgesi/yapı kullanma izni tamamlanmadan kat mülkiyetine geçiş mümkün olamayacağından hissedarlardan birine ait yapıya yönelik yapı kayıt belgesi ile yapılan başvurularda LİHKAB/SHKMMB tarafından düzenlenecek Ek-1 zemin tespit tutanağının kroki kısmı doldurulacak olup; düşünceler sütununa yapı kayıt belgesine konu yapının hangi hissedara ait olduğuna dair belirtme yapılarak taşınmazın beyanlar hanesinde gösterilmek üzere tapuya gönderilir.

Genelge ile diğer çözülen sorun ise kısmen yapı ruhsatı, kısmen iskan ve kısmen de yapı kayıt belgesi olan cins değişikliğinin nasıl yapılacağıdır.

Değişikliğe göre Kısmen yapı ruhsatı/yapı kullanma izin belgesi, kısmen de yapı kayıt belgesi olan yapıların cins değişikliği işlemlerinde, talebin bir bütün olarak değerlendirilerek, LİHKAB/SHKMMB tarafından düzenlenen Ek-1 Zemin Tespit Tutanağına göre işlemin gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, bu şekilde gerçekleştirilen işlemlerde daha önceden yapı kullanma izin belgesi düzenlenmiş olan kısımlar için ayrıca daha önce idaresince tasdikli vaziyet planı istenilecektir.

Kültür Varlıkları ile Arkeolojik ve Doğal Sit Alanında Kalan Parsellerde Yapılaşma İçin İlgili İdarenin Oluru Zorunlu hale geldi.

Bursa’da Antik Kentin üzerine AVM yapılması ile ilgili haberleri görmüşsünüzdür. Bu tip gelişmelere engel olmak en azından kat mülkiyet tapusu noktasında idarenin görüşünün alınması amacı ile eklenmiş bir madde olduğunu düşünüyorum. Keşke Yapı Kayıt Belgesi verilmesine dair usul ve esaslar ile ilişkin tebliğde bu husus ilk günden yer alsaydı. Maddenin tamamı aşağıdadır.

Söz konusu tebliğin yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek yapılar başlıklı 8. maddesi kapsamı dışında kalan yapılardan, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtme bulunanlar için 2010/4 Sayılı Genelgenin 24. Maddesinin 16. Fıkrasına göre ilgili idarenin olumlu kararının aranması gerekir.

Proje için Belediyeden Onay Almaya Gerek Yok

Yapı Kayıt belgenizi aldınız, sonra bazı evrakları toplayıp, tapu müdürlüğüne gitmeniz gerektiğini biliyorsunuz, tapu müdürlüğüne kat mülkiyet tapusu için başvururken mimarın imzaladığı proje için bir daha belediyeden onay almanıza gerek bulunmuyor. Zaten madde bu şekilde yorumlanıyordu ama genelgede yeralması faydalı olmuş. İmar Barışı sürecinde, belediyeden sadece terklere ilişkin yazı almanız yeterli.

Eklenen Maddenin son hali aşağıdadır.

Mevcut yapının veya yapıların dış cepheler ve iç taksimatı bağımsız bölüm, eklenti, ortak yerlerinin ölçüleri ve bağımsız bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleriyle oranlı arsa payları, kat, daire, iş bürosu gibi nevi ile bunların birden başlayıp sırayla giden numarası ve bağımsız bölümlerin yapı inşaat alanı ve yapı maliklerini de gösteren ve mimar tarafından yapılan ve ana gayrimenkulün yapı maliki veya bütün paydaşlarca imzalanan ve elektronik ortamda 200 dpi çözünürlükte siyah beyaz taranmış olarak (üzerinde mimarın kaşesi ve imzası bulunan .tif formatında düzenlenmiş CD ) (12.10.2018 tarih ve 27553936–120.18(020)- E.2857391 sayılı Makam Oluru ile Değişik İfade) tapu müdürlüğüne belediye onayı alınmaksızın ibraz edilen proje, (Kat mülkiyeti tesis edilmeyecek yapılar için istenmeyecektir.)

Kat mülkiyet tapusu için ödeme tutarları TAKBİS üzerinden takip edilecektir.

Yapı Kayıt bedeli dışında kat mülkiyet tapusu için de bir o kadar bedel ödediğinizin tespiti Takbis üzerinden yapılacaktır. Tapu Müdürlüğü Kat Mülkiyet tapusunu düzenlemeden önce Takbis sisteminden kontrol yapacaktır.

Eski Metin: Yapı kayıt belgesi için ödenen meblağ kadar bir bedelin genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığının merkez muhasebe birimi hesabına yatırıldığına ilişkin belge

Yeni Metin: 5- (12.10.2018 tarih ve 27553936–120.18(020)-E.2857391 sayılı Makam Oluru ile Değişik Paragraf) Yapı Kayıt Belgesi için ödenen meblağ kadar bir bedelin yatırıldığının TAKBİS üzerinden tespit edilmesi, (İbadethaneler ile merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin ticari maksatla kullanılmayan yapıları için belge bedeli alınmayacağından bu taşınmazlar için yapılan taleplerde bedele ilişkin tespit yapılmayacaktır.),

6- (12.10.2018 tarih ve 27553936–120.18(020)-E.2857391 sayılı Makam Oluru ile Değişik Paragraf) Daha evvel Yapı Kayıt Belgesi için ödenen meblağ kadar bir bedelin yatırıldığının TAKBİS üzerinden tespitinden sonra ilgili tapu müdürlüğünce ilgili vergi dairesi müdürlüğüne ibraz edilmek üzere, Yapı Kayıt Belgesine konu yapıya (Mahalle/Sokak/Bina NoAda/Parsel/Pafta No) ve söz konusu yapıdaki bağımsız bölümler veya sair tesisler ile maliklerine ait bilgileri içeren bir yazının düzenlenerek başvuru sahibine verilmesinden sonra, ilgili vergi dairesince ilgililere verilen ve söz konusu yapıya ilişkin olarak 492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I-13/a fıkrasında belirtilen harcın tahsil edildiğine ilişkin 59 Seri Nolu Harçlar Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan belge

Peki 4 Sayılı Tarifenin I-13/a fıkrasında belirtilen harç (Cins Değişikliği Harcı ) ne kadar ?

2018 için bağımsız bölüm başına 232,60 TL dir. Bu harcın ödendiğine dair belge/dekont Tapu Müdürlüğüne sunulacaktır.

Kat Mülkiyetli yapılarda yapının içinde yapılan değişiklikler için zemin tespit tutanağına gerek bulunmayacak

Kat mülkiyeti tesisli yapılarda sadece yapının içine ilişkin bağımsız bölüm ilavesi, ifrazı, tevhidi, niteliğinin değiştirilmesi gibi durumlarda zemin tespit tutanağı aranmayacaktır.

Örnek olarak villanızın üst katını ayrı daire yapacaksanız, zemin tespit tutanağına gerek bulunmuyor.

Kat Mülkiyeti olan bağımsız bölüm için yapı kayıt belgesi ve devamında yapı kayıt belgesine uygun olarak kat mülkiyet tapusu tekrar alınacak ise ve mimar tarafından çizilen tadilat projesi yapının tamamı için ibraz edilir ise esaslı unsurlarda ve diğer maliklerin arsa paylarında değişiklik bulunmuyorsa sadece ilgili kat maliki ve mimarın imzalaması yeterli olacağına dair madde eklenmiştir.

Kat mülkiyeti tesisli yapılarda yapılacak tadilatlarda projenin tadil edilen ilgili bölümler için çizilmesi asıl olmakla birlikte yapının tamamı için ibraz edilmesi halinde, projeyi düzenleyen mimar tarafından değişikliğin sadece yapı kayıt belgesine konu bölümler için yapıldığı yönünde projenin uygun bir yerine açıklama yapılarak onaylanması ve mevcut tasdikli proje ile birlikte irtibatlandırılması; bununla birlikte kat mülkiyeti tesisli yapılar için mimar tarafından onaylanmış tadilat projesinde ortak kullanım alanları, binanın genel görüntüsü, binanın ana unsurlarında değişiklik yapmayan ve ana yapıya zarar vermeyen durumlar ile diğer bağımsız. bölümlerin tapuya kayıtlı tescilli unsurlarında değişiklik oluşturmayan durumlarda sadece işlemin tarafı bağımsız bölüm maliki/maliklerinin tadilat projesini imzalamaları, sayılan unsurlarda değişiklik bulunmadığına ilişkin olarak projenin uygun bir yerine mimarınca açıklama yapılmak suretiyle imzalanması gerekmektedir.

Bütün maliklerin projenin her sayfasını imzalaması zorunlu değil.

Projede malik veya paydaş imzalarının; bağımsız bölüm listesinde, proje kapağında, projenin uygun bir yerinde veya elektronik ortamda proje ile ilişkilendirilmiş ve mimar tarafından onaylanmış bir belgede olması yeterlidir. Tüm sayfaların ve bağımsız bölümlerin ayrı ayrı imzalanmış olması aranmaz.

Genel olarak genelgeye eklenen maddeler bunlardan oluşsa da tamamını okumak isteyenler Tapu Kadastro genel müdürlüğünün sayfasından ulaşabilirler.


İmar Barışı için son günlere yaklaşılırken herkesin aklında aynı soru var. İmar Barışı uzayacak mı ? Bakanlar Kurulunun bir yıl uzatma yetkisi olması nedeni ile uzayacağı tahmin edilse de, uzamadığı takdirde başvuru son tarihi ile ödeme tarihi arasında sadece iki ay olması nedeni ile başvuru sayısına oranla ödeme rakamlarını nispeten daha az olacağı düşünülmekte.

Başvuru süresi uzamaz ise son gün e-devlet sisteminin yavaşlaması veya kapanması riskine karşı, başvuruların önceden yapılmasını öneriyorum. Hatırlayanlar olabilir, e-devlet sisteminde alt soy -üst soy sorgulaması yapılırken yoğunluktan sistem kitlenmiş ve nüfus müdürlüklerine yönlendirmişlerdi.

Sitelerde ve Kooperatiflerde ortak alanlara başvuru yapmanın riskleri var mı ?

Örnek olarak ortak alana sonradan yapılan proje ve eklerinde olmayan lokal binası için genel kurul kararı/kat malikleri kurulu kararı ile yapı kayıt belgesi alındıktan sonra kat mülkiyet tapusu sahibi olan maliklerin ( örnek olarak evine gürültü gelmesi , önünün kapanması v.b. nedeni ile ) ortak alana müdahale davası açmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. İlgili Lokale kat mülkiyet tapusu almak için tam muvafakat gerekeceği için, böyle bir durumda dava edenin muvafakatname vermesi de mümkün olmayacağından süreç kendi içinde bir sarmala girmektedir.

Yönetim kurulları için bu anlamda başvuru yapılmadan önce gerekli organlardan yetki ve sorumlulukları bu çerçevede istemelerinin daha uygun olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla

Evren ÖZMEN

Kooperatifte Çalışan Personelin Gelir Vergisi Muafiyeti var mıdır ?

Kooperatifler,

-Çalıştırdıkları personele yaptıkları ücret ve ücret sayılan ödemeler ile yönetim ve denetim kurulu üyelerine yaptıkları ücret/huzur hakkı gibi ödemelerden,Gelir vergisi kesintisi yaparak ilgili vergi dairesine bildirmekle mükelleftir.

Uygulamada konut kooperatifler ile siteler birbiri ile karıştırılarak, sanki kooperatiflerde de aşağıdaki maddenin uygulaması mümkün zannedilmektedir. Ancak ilgili madde kooperatiflerde değil, site yönetimleri veya apartman yönetimleri için geçerlidir.

Saygılarımla

Evren ÖZMEN

GVK 23-Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);

Kooperatifin Taşınmazının İmar Planında Kamu Hizmetine Ayrılması Hangi Durumlarda Mülkiyet Hakkını İhlal Eder ?

Hazırlayan: Evren ÖZMEN-Mali Müşavir

3194 Sayılı İmar Kanunu 10.maddesine göre Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder.

İmar Planı ile kamuya ayrılan yerler için kamulaştırılma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmez.

imar programına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesi durdurulur. Kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek olan emlak vergisi, kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenir

Düzenleme ortaklık payından fazlası bırakılır ise emlak alım ve satım vergisi alınmaz

Onaylanmış imar planlarında, birinci fıkrada yazılı yerlerdeki arsa ve arazilerin, bu Kanunda öngörülen düzenleme ortaklık payı oranı üzerindeki miktarlarının mal sahiplerince ilgili idarelere bedelsiz olarak terk edilmesi halinde bu terk işlemlerinden ayrıca emlak alım ve satım vergisi alınmaz.

İmar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde herhangi bir işlem yapılmaması halinde idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir mi ?

Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir. (2942 Sayılı kanun )

 

Kooperatifler vadeli mevduat geliri veya repo geliri elde edebilir mi ?

kooperatiflerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.

Yurtdışından Alınan Yazılımın vergilendirilmesinde dikkat edilecek konular

Yurtdışından aldığınız yazılım için sorumlu sıfatı ile stopaj ödeyip , ödemeyeceğiniz belli kriterlere göre değişmektedir

1- Şirketiniz tarafından yurt dışından …….. alınan video konferans sistemi yazılımı üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketicilere satılması veya aynı şekilde işletmede kullanılması halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç, ticari kazanç niteliği taşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

2 “Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb.  gibi  haklarının satın  alınması halinde,  şirketiniz tarafından  bir gayrimaddi hak elde edilecek olup, yurt dışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayrimaddi hak bedeli ödemelerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

3-Yurt dışında mukim firmalara, işletmede kullanmak veya satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan bir bilgisayar programının özel olarak hazırlatılması halinde, yurt dışında mukim  firma  tarafından  elde  edilen  kazanç, serbest  meslek  kazancı  niteliği taşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Kdv Açısından durum nedir ?

Almanya mukimi …….. firmasından alacağı video konferans sistemine ait yazılım ile ilgili yapılacak ödemeler KDV’ye tabi olup, yurt dışında mukim firmaya ödenecek bedel üzerinden hesaplanacak KDV’nin, şirketiniz tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek kanuni süresinde ödenmesi gerekmektedir.

 

Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ile Türk Vatandaşlığı Kazanılır mı ?-Evren ÖZMEN

Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ile Türk Vatandaşlığı Kazanılır mı ?-Evren ÖZMEN

Satış vaadi sözleşmeleri edinim (Satış) niteliğinde olmadığından dikkate alınmaz. Herhangi bir hesaba para gönderilmesi değil, taşınmazın Tapu Müdürlüğünde satın alınması esastır.

panoramic view of sea against blue sky
Photo by Pixabay on Pexels.com

 

Konut kooperatifçiliği üzerine Kemal Özmen ile röportaj – Venedik Bienali Türkiye Pavyonu “Vardiya” projesi

Konut kooperatifçiliği üzerine Kemal Özmen ile röportaj

“Uçsuz Bucaksız Azınlık” atölyesi kapsamında | 16. Uluslararası Mimarlık Sergisi Venedik Bienali Türkiye Pavyonu “Vardiya” projesi

Interview with Kemal Özmen about housing cooperatives

As part of “The Vast Minority” workshop | 16th International Architecture Exhibition La Biennale Di Venezia Pavilion Of Turkey “the Shift” project

 

[vimeo 289683307 w=640 h=360] History of Cooperativism in Turkey – Kemal Özmen from Herkes İçin Mimarlık on Vimeo.

Dövizli Sözleşmelerin Türk Lirasına çevrilmesi ile ilgili örnek soru ve cevaplar-

Hazırlayan Evren ÖZMEN

ekran-resmi-2016-10-22-19-29-31

Soru-1: Ağustos 2018 Döneminde iki yerleşik ve % 100 de 100 Türk ortaklı firmalar arasında boya satış sözleşmesi düzenlenmiş ve bedel euro olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin Türk Lirası olarak revize edilmesi gerekli midir ?

Cevap-1: Hayır. Tebliğin 6.maddesinde “(6) Türkiye’de yerleşik kişilerin; kendi aralarında akdedecekleri, iş makineleri dâhil taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür” denilmiştir. Bu nedenle sözleşmenin revize edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Soru-2: 2017 Yılında İş Makinası satın aldım. Satış Sözleşmem döviz cinsinden Türk Lirası olarak revize edilmesi gerekli değil midir ?

Cevap-2:(6) Türkiye’de yerleşik kişilerin; kendi aralarında akdedecekleri, iş makineleri dâhil taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

Ancak

(21) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

Yeni alınacak iş makinalarının TL cinsinden olması gerekiyor. Ancak eskiden aldığınız ve döviz cinsinden olan sözleşme ile aldığınız iş makinasında Türk Lirasına çevirme zorunluluğu olmadığını düşünüyorum.

Soru-3: Turizm firması olarak paket tur satıyoruz. Müşterilerimize döviz cinsinden fatura kesebilir miyiz ?

Cevap-4: Evet Kesebilirsiniz. Tebliğin 4-c maddesine göre Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri istisna kapsamındadır.

Soru-4: Dövizli kredi kullanarak yaptığımız binayı yabancı bir firmaya kiraya verdik. Kira sözleşmemizi revize etmemiz gerekmekte midir ?

Cevap-4: Evet Revize etmeniz gereklidir.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler; kendi aralarında akdedecekleri, konusu serbest bölgeler dahil yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

Ama firma yabancı dediğinizi duyar gibiyim,

(16) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

Maddede görüldüğü üzere yabancı firmalar ile sadece iş ve hizmet sözleşmeleri döviz olabiliyor. Ayrıca menkul kıymet kiralaması da olabiliyor. Ama taşınmaz kiralaması olmuyor.

Soru-5: SAP satışı ve aynı zamanda uygulamasını yapıyoruz. Sözleşmemizi ve Faturamızı döviz cinsinden düzenleyebilir miyiz ?

Cevap-5: Evet Düzenleyebilirsiniz.Türkiye’de yerleşik kişilerin; kendi aralarında akdedecekleri, bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

Soru-6: Aylık 1000 usd kira ödemesi yapıyorum. Kira sözleşmesi tarihim 2017. Şimdi ne yapmam gerekiyor ? Mal sahibi de Türk ben de Türk vatandaşıyım.

Cevap: Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Önce mal sahibi (ev-ofis farketmez) ile iletişime geçerek, sözleşmeyi revize etmeniz gerektiğini söylüyorsunuz. Aranızda bir rakamda mutabakata varamaz iseniz 2 ocak 2018 kuruna bakıyorsunuz, o kura göre 3,77 olarak kur belirleniyor.

1000 usd kira: 3770 TL Bu rakamı benim anladığım Tüfe ile güncelliyoruz.

Eylül Tüfe:24,52

Ocak Tüfe:10,35

Fark:14,17

3770/100*114,17=4304,20 TL

Ancak sözleşmenin kira yenilenme dönemine kadar bu rakam oluyor.

Kira rakamları neredeyse yarı yarıya düştüğü için ve faizler çok yüksek olduğu için herkes elindeki gayrimenkulü satış için pazara sürer ve zaten mevcut olan arz fazlası daha da artabilir.

Yeni sözleşmenin veya revize protokolün damga vergisi doğuyor, o damga vergisini ödememek için arabulucuya giderek arabulucu da işlemi yaparsanız aynı işlevi görüyor.