Yapı kooperatiflerinin amaç ve tür değişikliği yaparak anonim şirkete dönüşmesi

KEMAL ÖZMEN

Yapı kooperatiflerinin amaç ve tür değişikliği yaparak anonim şirkete dönüşmesi (nev’i değişikliği) ve anonim şirket olarak faaliyetini sürdürmesi olanaklı bulunmaktadır:

Yakın zamana kadar kooperatiflerin ticari şirketlere dönüşümüne (nev’i değişikliği) izin verilmediği halde, 27.01.1999 tarihli Sanayi ve Ticaret Bakanlığı oluru ile aşağıdaki şartların yerine getirilmesi halinde kooperatiflerin anonim şirkete dönüşmesine izin verilmeye başlanmıştır. (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Sayı: B. 14. 0.İTG. 0.10.00.01. – Onay No: 1998/12)

 

STB’nın yapı kooperatiflerinin anonim şirkete dönüşmesi için amacını gerçekleştirmiş olması koşulunu aramamaktadır. Bu nedenle kitabın yapı kooperatiflerinin inşaatı tamamlamasından sonra geçebilecekleri hukuki statüsünün neler olabileceği konusundaki çalışmalar kapsamında belirtilmiş olmasına rağmen, yapı kooperatiflerinin inşaatını tamamlamadan önce, hatta inşaata başlamadan anonim şirkete dönüşmesi olanaklıdır. Ancak, bu durumda A.Ş.’ye dönüşme gerekçesinin A.Ş.’nin kuruluşuna izin veren STB İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce uygun görülmesi gerekmektedir. Dolayısıyla yapı kooperatifleri inşaatını tamamladıktan sonra A.Ş.’ye dönüşebilecekleri gibi inşaatı tamamlamadan önce A.Ş.’ye dönüşebilmeleri olanaklıdır.

 

STB İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce kooperatiflerin anonim şirket olarak nev’i değişikliği yapabilmesi için yerine getirilmesini istediği iş ve işlemler aşağıda belirtilmiştir.

        

Kooperatif ortaklarının haklarının korunması açısından;

1-Ortakların en az yarısının temsil edildiği kooperatif genel kurulunda katılanların 2/3’ekseriyeti ile anonim şirkete dönüşüm için karar alınması,

 

2-Kooperatif özvarlığının ve kooperatif ortaklarının bu özvarlıktaki  paylarının mahkemece tayin edilecek bilirkişiler tarafından tesbiti,

 

3-Genel kurul toplantı tarihinden bir ay geçtikten sonra izin için STB İç Ticaret Genel Müdürlüğü’ne başvurulması,

 

4-Dönüşüm kararının verildiği, genel kurul toplantısı aleyhine iptal davası açılmadığının Bakanlıkça yapılacak inceleme sonucunun belirlenmesi,

 

5-Kooperatif ortaklarının tamamının şirket ortağı olması ve anasözleşmeyi imzalaması halinde yukarıdaki 3 ve 4. fıkralarda belirtilen hususların aranmaması,

6-Şirket ortağı olmak istemeyen ortakların kooperatifin özvarlığından kendi paylarına  düşen miktarının ilgili ortağa ödenmesi veya payının ödenmesinin teminat altına alınması ve bunun belgelenmesi,

 

Bilindiği üzere kooperatiflerin faaliyeti amacı ile sınırlıdır. Bu nedenle amacı sadece konut veya işyeri yapmak olan yapı kooperatiflerinin bu amacının dışına taşan ticari bir faaliyette bulunmaları yasaklanmıştır. Kaldı ki vergi yasaları ile de bu faaliyeti sınırlanmış olup, kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmaları için “münhasıran ortaklarla iş görme” koşulunu sürekli korumaları esas alınmaktadır. (1) Oysa ki ticari faaliyet genelde üçüncü kişilerle ilişkileri gerektirmektedir. Böyle bir faaliyet sözkonusu olduğunda ticari özellik arz eden bu işlemlerin kooperatif  faaliyetleri kapsamında yürütülemeyeceği için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı asıl amacı ticari olan anonim şirkete dönüştükten sonra ticari faaliyette bulunmalarını uygun görmüştür. Böylece açık yada kapalı kooperatif unvanı altında ticari faaliyette bulunma hareketlerini de önlemeyi amaçlamıştır.

 

Şirketlerin birbirlerine dönüşümü olarak ifade edilen nev’i değiştirme işlemi, kooperatiflerin de bir şirket olarak Türk Ticaret Kanununda yer alması  nedeni ile (2) anonim şirketlere dönüşmesi işlemi de bu kapsama dahil edilmiştir. (3) Ticaret şirketlerinin nev’i değiştirmesi bir hukuki biçimden diğer bir hukuki biçime geçmek olarak tanımlanabilir. Zira Y. 4. HD. 16.04.1978, E. 1978/9965, K. 1979/5152 sayılı kararında “Nev’i değiştirme hali en geniş anlamı ile işletmenin hukuksal bir biçimden diğer bir hukuksal biçime çevrilmesi, yani hukuksal ve ekonomik birlik (ayniyet) ve devamlılığını sürdürerek başka bir ticaret şirketi olarak başka ve o ortaklık tipine uygun statü ve unvanla ortaya çıkması demektir.” şeklinde ifade edilmiştir.

KOOPERATİFLERİN GENEL KURULLARINDA TOPLANTI VE KARAR YETER SAYISI

KOOPERATİFLERİN GENEL KURULLARINDA TOPLANTI VE KARAR YETER SAYISI

 

Kemal Özmen

Danışman

 

 

Hukuki ifadesi ile “nisap” olarak adlandırılan yeter sayı konusunda kooperatif genel kurullarında tereddütler ve anlaşmazlıklar yaşandığından, hatta bazen de genel kurul kararının yada kararlarının bu yüzden  yargıya taşındığı görüldüğünden, özellikle  ortak sayısı 500’ü geçen  kooperatiflerin  yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçiminin  gizli oy açık tasnif yöntemi ile yapılması (KK. 48) ve bu şekilde yapılan seçimlerde    bir ortağın en fazla bir vekalet kullanabilmesi (KK. 49), 1000’den fazla ortağı olan kooperatiflerde  bir ortağın dokuza kadar vekalet  kullanması  söz konusu olduğu halde, seçimlerde  bu vekaletnamelerden sadece birini kullanabilmesi nedenleri ile  ortak sayısı 1000’in üzerinde olan kooperatiflerin  genel kurullarında  toplantı ve karar yeter sayısının  belirlenmesindeki bu hususun bu durumda olan, yani  ortak sayısı 1000’den fazla olan kooperatiflerin  genel kurullarında toplantı ve karar sayısının belirlenmesine katkı sağlamak amacı ile bu konuda açıklama gereği duyulmuştur.

 

Bilindiği üzere  yapı kooperatifleri ile işletme kooperatiflerinin bütün iş ve işlemleri 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile bu kanunun 88.maddesine göre Bakanlıkça hazırlanan anasözleşmeye ve Bakanlıkça bu mevzuata göre çıkarılan Bakanlık Genelgelerine tabidir. Kooperatifler mevzuatında  aksine açıklama olmayan hallerde de Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanmaktadır.

 

Kooperatiflerin bütün iş ve işlemlerinde olduğu üzere genel kurul ile ilgili iş ve işlemlerinde de Kooperatifler Kanunu, Kooperatif Anasözleşmesi ile  Bakanlık Genelgelerine göre uygulama yapılması  gerekmektedir. Ancak  kooperatifler mevzuatında  aksine açıklama olmayan hallerde  Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ait  hükümlerinden yararlanılmaktadır. Kooperatifler mevzuatında  (Kooperatifler Kanunu, Kooperatif Anasözleşmesi ve Bakanlık Genelgeleri) kooperatif genel kurullarında toplantı ve karar yeter sayısı ile ilgili  hükümleri  gözden geçirecek olursak aşağıdaki gibi olduğu görülecektir.

 

Kooperatifler Kanunu’nun 45.maddesinde “Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir.”  denilmektedir. Kooperatifler Kanunu’nun 51.maddesinde ise “Kanun veya anasözleşmede  aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir.

 

Bu hükümlerin yollaması ile toplantı ve karar yeter sayısının  anasözleşmedeki hükümlerini incelememiz  gerekmektedir. Zira  aynı şekilde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/05/2008 E. 2007/3983, K. 2008/587 sayılı kararı ile HGK’nun 20/03/1996 E. 1995/11/1113, K. 173 sayılı kararlarında  anasözleşmeye yollama yapılarak ve anasözleşme hükümlerine bakılarak değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir.

 

Gerek kanunun (KK. 45, 51) ve gerekse Yargıtay İçtihatları yollaması gereği, anasözleşmeyi ve bu konuya ilişkin Bakanlığın  2019/11 sayılı “Genel Kurullarda Bakanlık Temsilcisinin Görevlendirilmesi” Genelgesini incelediğimizde;

 

-Anasözleşmenin 34.maddesinde başkanlık divanı seçiminde en çok oy alan adayların seçilmiş sayılacağı,

 

-Anasözleşmenin 42.maddesinde yönetim kurulunun asıl ve yedek üyelerinin genel kurulda  en çok oy alanlar arasından sıra ile belirleneceği,

 

-Anasözleşmenin  52.maddesinde de denetim kurulu üyelerinin seçiminde yönetim kurulunda olduğu gibi 42.maddenin uygulanacağı,

 

-Konu ile ilgili Bakanlığın 2019/11 no’lu Genelgesinin “Temsilcinin toplantı  sırasındaki görev, yetki ve sorumlulukları” başlığını taşıyan 14.maddesinin 8. ve 9.fıkralarında aynen aşağıdaki açıklamaya yer verilmiştir.

 

(8) Ortak sayısı 1000’in üstünde olan kooperatiflerde 1 ortak 9 ortağı  temsil edebildiğinden; tüm gündem maddeleri için toplantı nisabı asaleten katılan ve temsil edilen ortakların toplamı üzerinden değerlendirilir. Ancak, sadece organ seçimlerinde toplantı nisabı korunmak şartıyla bir ortak en çok bir ortağı temsilen oy kullanabilir. Toplantı nisabı organ seçimlerinde kullanılan oy toplamı üzerinden değerlendirilmez.

 

(9) Toplam ortak sayısı 500’den fazla olan kooperatif ve üst kuruluşların genel kurul toplantılarındaki yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimlerinin gizli oy açık tasnif esasına göre yapılması sağlanır.

 

Yukarıdaki maddelerde de görüleceği üzere; 5983 sayılı kanunla 3/6/2010 tarihinden itibaren ortak sayısı 500’den fazla olan kooperatiflerde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin  seçiminin  gizli oy, açık tasnif esasına göre  yapılmış olması ve  ortak sayısı 1000’i geçen kooperatiflerde de bir ortağın 9 adede kadar vekaletname kullanması mümkün olduğu halde, yönetim ve denetim kurulu üye seçiminde  bu  vekaletnameden ancak birini kullanabilmesi ve seçimlerde  ortakların  oy kullanmaya mecbur  tutulamaması nedenleri ile seçimler konusunda anasözleşmeye  uygulanabilir  hükümler konularak bu yüzden  kooperatiflerdeki yaşanması muhtemel seçimle ilgili  tereddütler ve anlaşmazlıklar  giderilmiş  ve böylece  kooperatifin  faaliyetini engelleyen  durumlar  ortadan kalkmış olmaktadır.

 

Mükellefiyet Kaydının Analiz ve Değerlendirme Sonuçlarına bağlı olarak terkini/kapatılması

Mükellefiyet Kaydının Analiz ve Değerlendirme Sonuçlarına bağlı olarak terkini/kapatılması

Hangi Firmaların Vergi Kayıtları Kapanabilir ?

Sahte belge düzenleme riski yüksek olan mükelleflerin İdare tarafından bir an önce tespit edilerek bu fiillerinin sonlandırılması amacı ile;

  • Mükellefiyet süresi,
  • Aktif ve öz sermaye büyüklüğü,
  • Ödenen vergi tutarı,
  • Çalışan sayısı,
  • Vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği

gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimleri tarafından yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler

  • vergi incelemesine sevk edilecek,
  • ayrıca bunların mükellefiyetleri yapılacak yoklama sonucunda, vergi dairesinin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı/defterdar onayıyla terkin edilecektir.

İnceleme neticesine göre mükellefler ile bunlarla ilişkili kişilerin durumu yeniden değerlendirilecek olup mükellefiyet tesisi/devamı için alınan teminat belirli şartlar dâhilinde iade edilebilecektir.

Sahte Belge Düzenleme Riski Olan Mükellefler Nasıl Tespit Edilecektir ?

Sahte belge düzenleme riski yüksek olan mükelleflerin belirlenmesine yönelik olarak yapılan analiz ve değerlendirme çalışmalarında,

esas olarak,

  • Mükellefler tarafından verilen beyanname ve bildirimler,
  • Sicil, ortaklık, tahakkuk, tahsilat ve mükellefiyete ilişkin diğer bilgiler
  • Diğer kurum ve kuruluşlardan alınan gümrük beyannameleri, kapasite raporu, yatırım teşvik belgesi gibi bilgi ve belgeler dikkate alınır.

Bu kapsamda,

  • Mükelleflerin aktif ve öz sermaye büyüklükleri, iş yeri, taşıt, makine, teçhizat, demirbaş bilgileri ve çalışan sayıları itibarıyla üretim ve/veya ticaret/faaliyet kapasitesi ile beyan ve bildirimlerinin uyumlu olup olmadığı,
  • Haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma yönünden rapor/tespit bulunup bulunmadığı,
  • Alış ve satış yaptıkları mükellefler hakkında düzenlenen/yapılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme/kullanma rapor/olumsuz tespit bilgileri, ortaklık yapısı ile ortaklara ilişkin bilgiler gibi hususlara bağlı olarak analiz ve değerlendirme çalışmaları yapılır.

Riskli Görülen Mükelleflerde Süreç Nasıl İşleyecek ?

1-Yoklamaya Gidilmesi

Analiz ve değerlendirme sonucunun ilgili vergi dairesi başkanlığının/defterdarlığın/vergi dairesi müdürlüğünün ıttılaına girmesini müteakiben mükellefin bilinen iş yeri adresinde yoklama yapılır.

2-Yoklamada bulunamadığı takdirde Nüfusta Gözüken Adresine Yoklamaya Gidilir

İkinci yoklama; gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.

Yoklamada;

– Bilinen iş yeri adresinde faal olunup olunmadığı,

– Cari dönem ve tespitin ilgili olduğu dönem itibarıyla faaliyetin bulunup bulunmadığı,

– Üretim ve/veya ticaret/faaliyet kapasitesi,

– Depo, tesis, taşıt, makine, teçhizat, demirbaş vb. varlığı,

– Emtia mevcudu,

– Çalışan sayısı,

gibi mükellefin hakikatte faaliyette bulunduğunu veya bulunmadığını ispatlamaya matuf hususlar tespit edilir.

Vergi Kaydı Kapatıldığı Takdirde Tekrar Nasıl Açılır ?

Mükellefiyet kaydının yeniden tesisi için, en geç mükellefiyet kaydının re’sen terkin edildiğine ilişkin bilgilendirme yazısının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde;

– Bağlı olunan vergi dairesine başvuruda bulunulması,

– 213 sayılı Kanunun 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan, mükellefiyetin terkin edildiği yıl için geçerli asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında teminat verilmesi,

  • Tüm vergi borçlarının ödenmesi,

Örnek;

Ticari faaliyeti nedeniyle Başkent Vergi Dairesinin mükellefi olan Bay (A)’nın mükellefiyet kaydı 213 sayılı Kanunun 160/A maddesi kapsamında 30/12/2020 tarihinde terkin edilmiş ve bu durum kendisine 8/1/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlediği belgelerde yer alan toplam tutar 500.000 TL’dir.

Bay (A)’nın mükellefiyetinin yeniden tesisi için, 8/2/2021 (bu tarih dâhil) tarihine kadar varsa tüm vergi borçlarını ödemesi ve sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlediği belgelerde yer alan toplam tutarın %10’unun (500.000 TL x %10 = 50.000 TL) 2020 yılı için geçerli asgari teminat tutarından az olması nedeniyle 140.000 TL tutarında teminat vermesi gerekmektedir.

Yurtdışında gerçek ve tüzel kişilere verilen tasarım, mimarlık ve montaj hizmetlerinden elde edilen gelirin kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı

Sayı

:

17192610-125[KV-18-69]-E.114489

13.08.2020

Konu

:

Yurtdışında gerçek ve tüzel kişilere verilen tasarım, mimarlık ve montaj hizmetlerinden elde edilen gelirin kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı

 

İlgi

:

15/10/2018 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizce yurt dışında mukim kişi ve kurumlara stant tasarımı, mimarlık ve montaj hizmetleri verildiği belirtilerek, ana faaliyet konularınız arasında yer alan söz konusu hizmetler nedeniyle elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında kurumlar vergisi matrahında indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanların, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun 6 ncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan anılan Kanunun “Diğer indirimler” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından yapılabilecek indirimlere yer verilmiş olup anılan maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendinde;

“Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si.

Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.

…”

hükmü bulunmaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde,

”10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu

İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, mesleki eğitim, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmeti ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye’de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmeyecek, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın %50’sine indirim uygulanacaktır.

10.5.2.2. Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

10.5.2.3. Faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi

Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekmektedir. 

10.5.2.4. Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme ve veri analizi hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması

Verilen hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, montaj hizmetlerinin Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamına girmemesi nedeniyle bu faaliyetten elde edilen kazançların söz konusu indirim kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.

Ayrıca, tasarım ve mimarlık hizmetlerinin şirketinizin esas faaliyet konuları arasında yer alması ve anılan Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde yer alan diğer şartların da taşınması halinde, yurt dışındaki kişi ve kurumlara Türkiye’de sunmuş olduğunuz ve münhasıran da yurt dışında yararlanılan tasarım ve mimarlık hizmetlerinden elde edilecek kazancınızın Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, söz konusu yurt dışı mukimi kişi veya kurumlara  tasarım ve mimarlık hizmetlerinin yurt dışında verilmesi halinde, bu işlerden elde ettiğiniz kazancınızın Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılamayacağı tabiidir.

Kooperatifin Demirbaşlarının Site Yönetimine Devrinde KDV

Sayı

:

96620903-125-E.64916

12.08.2020

Konu

:

Kooperatife ait muhtelif demirbaşı, tesisler ile traktör ve ekipmanlarının bedelsiz olarak site yönetimine devrinin KDV ve Kurumlar Vergisi karşısındaki durumu

 

 

İlgi

:

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, konut yapı kooperatifinizin tasfiye aşamasında olduğu, ihtiyaç gereği alınan muhtelif demirbaş, tesis, traktör, römork ve ekipmanlarınızın bulunduğu, kooperatifiniz site yönetimine geçeceğinden yukarıda belirtilen iktisadi kıymetlerin site yönetimine bedelsiz devrinin yapılacağı belirtilmiş olup, tasfiyeye girmiş olan kooperatifinizin envanterinde kayıtlı iktisadi kıymetlerin site yönetimine bedelsiz devir işleminin vergi mevzuatı karşısındaki durumuyla ilgili Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

 

Konuyla ilgili olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınan 02.04.2019 tarihli yazıdan;

 

– Kooperatifiniz adına kayıtlı olan arsanın bir kısmının parselasyon ve ifraz işlemleri gerçekleştirilerek satışının yapıldığı,

 

– Satış işleminin gerçekleştiği 2015/Mayıs ayından itibaren kurumlar vergisi, geçici vergi, stopaj ve Ba/Bs bildirimleri yönünden mükellefiyet kaydının açıldığı,

 

– 19.07.2018 tarihinde tasfiyeye girildiğinden geçici vergi mükellefiyetinin kapatıldığı,

 

– Kooperatife daha iyi hizmet verebilmek için ekipmanlarıyla traktör satın alındığı, arsa içerisinde 2 adet dubleks daire bekçi lojmanı ve hizmet binası, 1 adet bilgisayar, 2 adet para kasası, 2 adet buzdolabı, 1 adet büro mobilya takımı, 1 adet hidrofor seti, 1 adet dalgıç kuyu pompası, 1 adet drenaj yer altı pompası gibi malzeme ve demirbaşların kooperatifin tasfiyeye girmesi nedeniyle yeni oluşacak olan site yönetimine bedelsiz olarak devredileceği anlaşılmaktadır.

 

I- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

 

Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinde, “(1) Aşağıda sayılan kurumlar, kurumlar vergisinden muaftır:

k) Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri. (7061 sayılı kanunun 88 inci maddesiyle eklenen parantez içi ibare; Yürürlük: 01.01.2018) (Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlemlerdir. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.)”

hükmü yer almaktadır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

– “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde, “…28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen ve 1/1/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe giren parantez içi hükümle, kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmalarının ortak dışı işlem sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Örneğin, bir üretim kooperatifinin amacını gerçekleştirmek üzere kullanmış olduğu iş makinesini, ekonomik ömrünü tamamladıktan sonra satması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecek ve bu satış işlemi dolayısıyla kooperatif muafiyeti etkilenmeyecektir.”

– “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde, “…Kooperatifin amacını gerçekleştirmesinden sonra elinde kalan malzeme, alet ve edevatın satılması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir…”

– “4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde, “7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına gerekli kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

– Arsa satışından dolayı 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatifinizin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olması kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin sonlandırılması,

– 1/1/2018 tarihinden sonra ortak dışı işlemler nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesini gerektirecek iş ve işlemlerinizin bulunması halinde, bu tarih itibariyle kooperatife bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına ayrı bir kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi

gerekmektedir.

Ayrıca, amacını gerçekleştiren kooperatifinizin envanterinde kayıtlı söz konusu iktisadi kıymetlerin yeni kurulan site yönetimine bedelsiz olarak devredilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.

II- KDV YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

– 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

– 27/1 maddesinde, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu

hükümlerine yer verilmiştir.

Konuyla ilgili olarak yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/A-2) bölümünün son paragrafında, “Malın tasarruf hakkının mutlaka bir bedel karşılığı devredilmesi şart değildir. Bedelsiz teslimler de (hibe gibi) vergiye tabidir. Bu gibi durumlarda matrah, 3065 sayılı Kanunun 27 nci maddesi uyarınca emsal bedeli olur.” açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, tasfiye edilen kooperatifinizin aktifine kayıtlı demirbaşların site yönetimine bedelsiz devri durumunda, bu demirbaşların emsal bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

Vergi Usul Kanununun;

– 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”

– 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”

– 231/5 maddesinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”

– 267 nci maddesinde, “Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan, veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.

…”

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, kooperatifinizin envanterinde kayıtlı olan demirbaş, tesis, traktör ve ekipman gibi iktisadi kıymetlerin kooperatifiniz site yönetimine bedelsiz devrinde, emsal bedeli üzerinden site yönetimi adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

Eğitim Kooperatiflerinde Fatura Nasıl Düzenlenir ? Mali Müşavir Evren ÖZMEN

Sayı

:

11355271-125.04.02[7-2019/1]-E.33775

17.08.2020

Konu

:

Eğitim kooperatifi üyelerinin çocuklarına eğitim verilmesinin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi muafiyetine etkisi hk.

İlgi

:

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; kooperatifinizin sadece üyelerinizin çocuklarına eğitim verdiğini ve üye dışı eğitim verilmediğini belirterek kurumlar vergisi ve katma değer vergisinden muaf olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler, iş ortaklıkları kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu ve kurum kazançlarının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı; aynı Kanunun 6 ncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

 

Anılan Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri. (Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlemlerdir. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.)” hükmüyle şartları sağlayan kooperatifler kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

 

Öte yandan, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “2.2. Kooperatifler” başlıklı bölümünde; “Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade ettiği belirtilmiş, ancak kooperatifler türleri itibarıyla tek tek sayılmamıştır. Bu çerçevede, hangi türde olursa olsun kooperatifler kurumlar vergisi mükellefi olarak kabul edilmektedir.

 

Kooperatifler Kanununun 1 inci maddesinde ise; kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” şeklinde tanımlanmıştır.

 

Anılan Tebliğin, “Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı (4.13.3.) bölümünde ise;

 

“…

 

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

 

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir…”

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Ayrıca, kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için; işlem, faaliyet amacına başka bir ifade ile kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olmalıdır ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir.

 

Bu çerçevede, kooperatifiniz tarafından … İlkokulunda, sadece üyelerinizin çocuklarına eğitim hizmeti verilmesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan diğer şartların da sağlanması halinde kooperatifinizin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

 

-20/1 inci maddesinde, vergi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

-20/2 nci maddesinde ise, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, Kooperatifiniz tarafından üyelerinize vermiş olduğunuz eğitim hizmeti karşılığında alınan bedeller (bağış veya ortak giderlere katılmak maksadıyla aidat adı altında alınanlar dahil) KDV’ye tabi tutulacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatif Genel Kurulları Erteleniyor

Ticaret Bakanlığına Bağlı Kooperatiflerin Genel Kurulları Ekim sonrasına ertelenmiştir.

Yurt dışına verilen reklam tanıtım filmi hizmetinin hizmet ihracı sayılıp sayılamayacağı hakkında

Konu

:

Yurt dışına verilen reklam tanıtım filmi hizmetinin hizmet ihracı sayılıp sayılamayacağı hakkında

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, merkezi yurt dışında bulunan ve iş makineleri üreten müşterinize reklam tanıtım filmi hizmeti yapacağınız, çekimi Türkiye’de gerçekleştirerek filmi elektronik (e-posta) aracılığıyla teslim edeceğiniz, ilgili filmin internet sitesinde ve Facebook, Youtube gibi tüm dünyada kullanılan internet sitelerinde de reklam amaçlı yayınlanacağından ilgili reklam filmine Türkiye’deki internet kullanıcılarının da erişebileceği belirtilerek,  yurt dışına kesilen hizmet faturasının hizmet ihracı kapsamında değerlendirilip KDV istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1 inci maddesinde, Türkiye’deki ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler ile her türlü mal ve hizmet ithalinin KDV’ye tabi olduğu,

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

-12/2 maddesinde, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetlerin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “II.İSTİSNALAR ” başlıklı kısmının “A-2. Hizmet İhracı” bölümünde,

”3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV’den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

-Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılması,

-Hizmetten yurt dışında faydalanılması gerekir.

Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

Hizmetten yurt dışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye’de yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurt dışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.’

açıklamaları mevcuttur.

Buna göre, Türkiye’de çekimi gerçekleştirilen reklam tanıtım filminin, film sahibi olan yurt dışı alıcı tarafından Türkiye’deki internet kullanıcılarının da erişimine imkan verecek şekilde internet sitesinde ve Facebook, Youtube gibi tüm dünyada kullanılan internet sitelerinde reklam amaçlı yayınlanması nedeniyle hizmetten Türkiye’de de yararlanılmış olacağından, Şirketinizce sunulan reklam tanıtım filmi hazırlama hizmetinin, hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, hizmet bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yapı Kooperatifinin üçüncü kişilere taşınmaz satışı

Sayı

:

35831311-010.01[KV]-E.5266

05.05.2020

Konu

:

Yapı Kooperatifinin üçüncü kişilere taşınmaz satışı

 

 

İlgi

:

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kooperatifinizin … yılında kurulduğu, … tarihinde … mevkiinde …m2 yüzölçümlü tarla satın alındığı, ancak söz konusu tarlada imar olmadığından … imarlı kooperatif arsasından kooperatifinize yazı ile arsa teklifinde bulunulduğu, kooperatif üyelerini konut sahibi yapmak için …ilçesi … mahallesinde … m2 yüzölçümlü arsanın … tarihinde satın alındığı, söz konusu arsada konut yapılarak … yılında üyelerinize teslim edildiği, bu inşaattan 3 katlı toplam … m2 yüzölçümlü dükkanın kooperatifinize … tarihinde yer karşılığı verildiği, kooperatifinizin elindeki taşınmazları satarak üyelerine dağıtmak ve kooperatifin tasfiyesini sağlamak amacında olduğu  belirtilerek bu satışlardan doğacak mali yükümlülükler hususunda Defterdarlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, bentte yer alan şartları topluca sağlayan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

 

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde “… Kooperatife ait taşınmazların, ortaklara veya ortak olmayanlara kiraya verilmesi veya kooperatifin inşa ettiği konut veya işyerlerinin ortaklara dağıtımından sonra elinde kalan işyeri, konut veya arsaların satılması ortak dışı işlem sayılacaktır.” açıklamalarına, “4.13.3.Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde ise,

 

“7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

 

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

 

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına gerekli kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

 

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

 

…”

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Diğer taraftan aynı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

 

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanmakta olup satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulacaktır. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılacaktır.

 

Ayrıca 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.4.1. Kooperatiflerin durumu” başlıklı bölümünde, yapı kooperatiflerinin de önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu istisnadan yararlanabilmesinin mümkün olduğu, ancak, istisna edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiçbir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması gerektiği belirtilmiştir.

 

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifiniz adına kayıtlı taşınmazların satışı ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirilecek ortak dışı işlemler nedeniyle (diğer şartların da sağlanması kaydıyla) muafiyetiniz etkilenmeyecek ve ortak dışı bu işlemlerden elde ettiğiniz kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

 

Öte yandan, … yılında satın alınan tarla ile … yılında yer karşılığı olarak verilen dükkanın kooperatifin aktifinde iki yıldan fazla süreyle bulunması ve Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan diğer şartların da sağlanması halinde taşınmaz satışından elde edilecek kazancın %50’sinin kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmakla birlikte söz konusu satış işlemlerinden doğan kazançların, kooperatif ortaklarına dağıtılacak olması, satışın yapıldığı yılı izleyen beş yıl içinde fon hesabından başka bir hesaba (sermayeye ilave hariç) nakledilmesi, işletmeden çekilmesi ve bu süre içinde tasfiyeye girilmesi halinde, anılan istisna hükmünden yararlanılamayacaktır.

 

Buna göre, söz konusu taşınmazların üçüncü kişilere satışı ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup satıştan doğan kazancın kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Bu taşınmazların satışından doğan kazancın kooperatif ortaklarına dağıtılacak olması nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenen istisnadan yararlanmanız mümkün değildir.

 

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde; iştirak hisselerinden doğan kazançların (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.) menkul sermaye iradı olduğu belirtilmiş olup, 94 üncü maddenin birinci fıkrasının (6/b-i) bendinde ise; tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) %15 oranında vergi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

 

Bu çerçevede, kooperatifinize ait taşınmazların satışından elde edilen kazancın ortaklara dağıtılması durumunda Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6/b-i bendine göre %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması ve muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

 

II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

-1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimlerinin KDV den müstesna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre; kooperatifinize ait taşınmazların en az iki tam yıl süreyle kooperatifiniz aktifinde kayıtlı bulunması ve kooperatif olarak bu arsa ve tarlaların ticaretinin yapılmaması şartıyla bu arsa ve tarlaların teslimi 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den istisna olacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatiflerde Genel Kurul Yapılmadan Kar Dağıtımı Yapılabilir mi ?

Kooperatiflerde Genel Kurul Yapılmadan Kar Dağıtımı Yapılabilir mi ?

Kooperatiflerde kar dağıtımı yapılabilmesi için genel kurul kararı alınması gerekmektedir. Ancak önceki yıllarda alınan genel kurul kararlarında veya ana sözleşmede kar dağıtım oranı belirtilmiş ise genel kurul beklenmeden kar dağıtımı yapılabilmesinin mümkün olabileceğini düşünmekteyiz.

Saygılarımızla

KOOPERATİF YÖNETİM VE DENETİM KURULU ÜYELERİ SİGORTALI OLMASI GEREKLİ Mİ ?

Kooperatiflerde Yöneticilerin Sigortalılığı

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu gereğince kooperatif başkanları ile kooperatifin yönetim ve denetim kurullarına seçilenler, bu göreve seçimle geldiklerinden aralarındaki hukuki ilişki, vekalet akdine ve kanunda belirtilen görevlerini yerine getirmelerine dayandığından sigortalı sayılmayacaklardır. Bu görevlerinden dolayı huzur hakkı veya sair bir ad altında ücret almaları akdin niteliğini değiştirmeyecektir. Ancak, kooperatif başkanları ile kooperatifin yönetim, denetim kurullarına seçilenler ve üyeleri; bu görevleri haricinde, hizmet akdine tabi olarak üçüncü şahısların yapabilecekleri işleri yapmaları karşılığında ücret ödenmesi şartıyla 5510-4/(a) (Ücret akdine dayalı çalışma) bendi kapsamında sigortalı sayılmalıdırlar.

Kooperatif Genel Kurulları Temmuz Ayı Sonuna Kadar Erteleniyor !

24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamındaki genel kurul toplantıları 31/07/2020 tarihine kadar ertelenir.

Bu süre, ilgili Bakan tarafından 3 aya kadar uzatılabilir. Ertelenen genel kurul toplantıları, ertelemenin sona erdiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılır.

Mevcut organların görev, yetki ve sorumlulukları erteleme süresi sonrasında yapılacak ilk genel kurula kadar devam eder.

ANA FAALİYET KODU DEĞİŞİKLİK RAPORU

                                                                                                                        07.04.2020

ANA FAALİYET KODU DEĞİŞİKLİK RAPORU

Mükellef Unvanı                          :

Mükellef Vergi Numarası         :

Mükellef Adresi                           :

Bağlı Bulunan Vergi Dairesi   :

Mevcut Faaliyet Kodu               :

Talep Edilen Faaliyet Kodu     :

 

Her ne kadar şirketimiz vergi daireniz kayıtlarında ….faaliyet kodu ile kayıtlı olsa da brüt satış hasılatımızın tamamı ….faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır.

……faaliyetlerinden elde edilen brüt hasılat tutarı      :…….TRY

  2019 hesap dönemi

(TRY)

Hasılatın yüzdesi
“…” No.lu Kod Hasılatı    
“…” No.lu Kod Hasılatı    
“…” No.lu Kod Hasılatı    
Hasılat Toplamı    

Yukarıda verilen bilgilere istinaden ana faaliyet kodumuzun değiştirilmesini ve şirketimizin 518 Sayılı Vergi Usul Tebliği kapsamında mücbir sebep hali kapsamına alınan mükellefler arasına alınmamızı, ve belirtilen tebliğin 3.maddesinin 3.fıkrasına istinaden iş bu raporumuzu tarafınıza arz ediyoruz.

                        Firma Unvanı

Ek-1   : Ba/Bs Formları ( Faaliyet alanı ile ilgili alıcılar işaretlenmiş)

Ek-2   : Satış Faturaları ve Sözleşme iptalleri ile ilgili yazışmalar

Karşılaştırmalı-BANKALARCA TİCARİ MÜŞTERİLERDEN ALINABİLECEK ÜCRETLERE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2020/4)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

Karşılaştırmalı–BANKALARCA TİCARİ MÜŞTERİLERDEN ALINABİLECEK ÜCRETLERE

İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2020/4)’DE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

Eski Hali Yeni Hali
MADDE 2 –

 

(1) Bu Tebliğ, mali kuruluşlar hariç olmak üzere ticari müşterilere bankalarca sunulan ürün ve hizmetlerden alınabilecek ücretleri kapsar.

 

(2) Bankalar aracılığıyla kullandırılan Merkez Bankası kaynaklı reeskont ve avans kredilerine ilişkin alınabilecek ücretler bu Tebliğ kapsamı dışındadır. Münhasıran kıyı bankacılığı yapan bankalar, Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun çoğunluk hissesine sahip olduğu bankalar bu Tebliğ hükümlerine tabi değildir.

 

MADDE 2 –

 

(1) Bu Tebliğ, mali kuruluşlar hariç olmak üzere ticari müşterilere bankalarca sunulan ürün ve hizmetlerden alınabilecek ücretleri kapsar.

 

(2) Bankalar aracılığıyla kullandırılan Merkez Bankası kaynaklı reeskont ve avans kredilerine ilişkin alınabilecek ücretler bu Tebliğ kapsamı dışındadır. Münhasıran kıyı bankacılığı yapan bankaların, Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’nin, İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş.’nin ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun çoğunluk hissesine sahip olduğu bankaların sunduğu ürün ve hizmetler karşılığında alabilecekleri ücretler bu Tebliğ hükümlerine tabi değildir.

 

(3) Bankaların yurt dışında bulunan şubeleri, ATM’leri ve benzeri nitelikteki işlem noktaları bu Tebliğ kapsamı dışındadır.”

MADDE 4 –

 

ğ) Referans oran: Merkez Bankasınca her ayın sondan üçüncü iş günü ilan edilen, 32-45 gün vadeli olarak açılan Türk lirası cinsi tüm mevduat türlerine bankaların uyguladıkları ağırlıklı ortalama akım faiz oranının ilan tarihinden önceki son iki haftalık ağırlıklı ortalamasını,

 

MADDE 4 –

 

ğ) Referans oran: 32-45 gün vadeli olarak açılan Türk lirası cinsi tüm mevduat türlerine bankaların uyguladıkları ağırlıklı ortalama akım faiz oranı üzerinden hesaplanan, en son ilan edilen referans orandan aşağı ya da yukarı yönde yüzde beşten fazla değişmesi halinde güncellenen ve Merkez Bankasınca her ayın sondan beşinci iş günü ilan edilen oranı,

j) Ticari müşteri: Bankalar tarafından ürün veya hizmetlerin sunulduğu, 3/10/2014. tarihli ve 29138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte tanımlanan finansal tüketiciler

dışında kalan gerçek veya tüzel kişileri,

“j) Ticari müşteri: Bankalar tarafından ürün veya hizmetlerin sunulduğu, 7/3/2020 tarihli ve 31061 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Tebliğ (Sayı:2020/7)’in dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde tanımlanan finansal tüketiciler dışında kalan Türkiye’de yerleşik kişileri,”
  (10) Ticari müşterinin bilgilendirilmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirildiği hususunda ispat yükü bankalara aittir.”

(8) Bankada hesabı bulunmayan ticari müşterilerce gerçekleştirilen işlemlerde, ücrete ilişkin bilgilendirme, işlemin yapıldığı kanala uygun bir şekilde işlem anında yapılır. Bu işlemlerin şubede gerçekleştirilmesi halinde, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi için, işlem sonrasında verilen dekont veya işlem fişinin müşterice imzalanmış olması yeterlidir.

(7) İşlem fişi üzerinde ücret bilgisine açıkça yer verilir. İşlem anında verilecek işlem fişi, ekstre, sözleşme ve bilgilendirmeye ilişkin diğer evrak ayrıca ücretlendirilemez ancak üçüncü kişilere ödenen tutarlar tahsil edilebilir. İşlem anı dışında geçmişe dönük olarak müşteri talebine binaen verilecek bilgilendirmeye ilişkin evrakın ücretlendirilmesinde 18 inci madde hükümleri geçerlidir.

(4) Bu Tebliğin ekinde yer alan kategoriler kapsamındaki özel ürün ve hizmetler ile söz konusu kategoriler dışındaki ürün ve hizmetler karşılığında alınabilecek ücretlerden, niteliği gereği genele ilan edilebilir olmayıp müşteriye/işleme özgü belirlenen ücretler Merkez Bankasınca uygun görülmesi halinde, birinci, ikinci ve üçüncü fıkralar kapsamındaki ilan ve bildirim yükümlülüklerinden istisna tutulabilir.

 

(5) Ticari müşterilerle yapılacak sözleşmelerde, sözleşme kapsamında sunulacak ürün ve hizmetler karşılığında tahsil edilecek ücret kalemlerinin adı ve tanımı ile azami ve varsa asgari tarifesini içerecek şekilde bilgilendirme formu hazırlanmak zorundadır. Bilgilendirme formu sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bilgilendirme formu ticari müşteriye, yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı yoluyla iletilir.

Bankalar, ticari müşteriler ile yapacakları sözleşmeler çerçevesinde, Ek-1’de yer alan kategoriler içerisinde değerlendirilmekle birlikte listelenen ücret kalemleri ile aynı nitelikte olmamak kaydıyla, Birlikler aracılığı ile Merkez Bankasından onay alarak, ücretli özel ürün veya hizmet sunabili

 

Bankalar, ticari müşteriler ile yapacakları sözleşmeler çerçevesinde, Ek-1’de yer alan kategoriler içerisinde değerlendirilmekle birlikte listelenen ücret kalemleri ile aynı nitelikte olmamak kaydıyla, doğrudan veya Birlikler aracılığı ile Merkez Bankasından onay alarak, ücretli özel ürün veya hizmet sunabilir

 

Bankalar, ticari müşteriler ile yapacakları sözleşmeler çerçevesinde, Ek-1’de yer alan kategoriler içerisinde değerlendirilmekle birlikte listelenen ücret kalemleri ile aynı nitelikte olmamak kaydıyla, Birlikler aracılığı ile Merkez Bankasından onay alarak, ücretli özel ürün veya hizmet sunabilir.

 

(1) Sözleşme veya eki olan bilgilendirme formunda belirlenen ücretlerde yapılacak artışlar, uygulanmaya başlanmadan en az iki iş günü önce ticari müşteriye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı yoluyla bildirilir. 5 inci maddenin altıncı fıkrasında düzenlenen, belli bir süre boyunca aynı ücretin uygulanacağı bildirilmiş olan standart ürün ve hizmetler karşılığında alınacak ücretlerde yapılacak artışlar, uygun yöntem ve araçlarla ticari müşteriye en az iki iş günü öncesinden bildirilir. Artırımlar geçmiş döneme uygulanmaz.”

 

Ticari kredilere ilişkin ücretler MADDE 8 – (1) Ticari krediler kategorisi altında, ticari müşterilere nakdi ve dış ticaret işlemleri kapsamı dışındaki gayri nakdi kredi kullandırımlarında, kredi ilişkisinin kuruluşundan söz konusu kredinin kapatılmasına kadar geçen süre boyunca bankalarca alınabilecek ücretler düzenlenmektedir.

 

Ticari kredilere ilişkin ücretler MADDE 8 – (1) Ticari krediler kategorisi altında, ticari müşterilere nakdi ve dış ticaret işlemleri kapsamındaki akreditif ile banka kabul ve avali dışındaki gayri nakdi kredi kullandırımlarında, kredi ilişkisinin kuruluşundan söz konusu kredinin kapatılmasına kadar geçen süre boyunca bankalarca alınabilecek ücretler düzenlenmektedir.

 

 

Corona Virüs Genel kurul erteleme bildirimi

Tarih: 25/03/2020

Konu : Corona Virüs Salgını Nedeni ile Genel Kurulların Ertelenmesi hakkında
bilgilendirmedir.

Sayın Ortağımız bildiğiniz gibi, Dünyada ve ülkemizde büyük bir endişe ile takip edilen Corona Virüs salgını ile ilgili büyük bir mücadele verilmektedir. Bu mücadelede mümkün olduğunca toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı evde kalınması, kalabalık ortamlara girilmemesi, temastan kaçınması devletin en yetkili organları tarafından sürekli duyurulmaktadır.

Ayrıca 17.03.2020 tarihli Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı 2326224-345.03-E.70941 sayılı yazısıyla “ yapı kooperatifi ve üst kuruluşların olağan ve olağanüstü toplantılarının alınan risklerin bertaraf edilmesi ve ortaya çıkacak zararların önüne geçilmesi amacıyla nisan ayı sonrasında yapılmak üzere gerekli tedbirlerin Valilikçe alınması mümkündür” demektedir.

Kapalı ve kalabalık ortamlarda gerçekleştirilen olağan yıllık genel kurul toplantımızın gündem daha önceden ortaklara gönderilmiş olsa dahi mesaj ve sair yollar ile kooperatif ortaklarına ulaşılarak toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı daha sonraki bir tarihe ertelenmesi mümkündür.

Mevcut durumda Genel kurul kararı alan yönetim kurulumuz toplantıyı iptale veya ertelemeye yetkilidir. Toplantının Haziran ayı sonuna kadar yapılmasında mevzuata aykırı herhangi bir durum söz konusu değildir.

Sonuç olarak, gerek siz ortaklarımızın ve gerekse toplum sağlığı açısından ….. tarihinde yapacağımızı duyurduğumuz kooperatif genel kurulumuzun daha ileriki bir tarihte gerçekleştirilmesine, yeni toplantı günü belirlenerek siz sayın ortaklarımıza bildirilmesine karar verilmiş olup bilgilerinize, saygılarımızla, sunulur.

….. KOOPERATİFİ
YÖNETİM KURULU

 

 

 

 

 

 

 

 

Tarih: 25/03/2020

 

Konu              : Corona Virüs Salgını Nedeni ile Genel Kurulların Ertelenmesi hakkında

bilgilendirmedir.

 

Sayın Ortağımız bildiğiniz gibi, Dünyada ve ülkemizde büyük bir endişe ile takip edilen Corona Virüs salgını ile ilgili büyük bir mücadele verilmektedir. Bu mücadelede mümkün olduğunca toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı evde kalınması, kalabalık ortamlara girilmemesi, temastan kaçınması devletin en yetkili organları tarafından sürekli duyurulmaktadır.

 

Ayrıca 17.03.2020 tarihli Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı 2326224-345.03-E.70941 sayılı yazısıyla “ yapı kooperatifi ve üst kuruluşların olağan ve olağanüstü toplantılarının alınan risklerin bertaraf edilmesi ve ortaya çıkacak zararların önüne geçilmesi amacıyla nisan ayı sonrasında yapılmak üzere gerekli tedbirlerin Valilikçe alınması mümkündür” demektedir.

 

Kapalı ve kalabalık ortamlarda gerçekleştirilen olağan yıllık genel kurul toplantımızın gündem daha önceden ortaklara gönderilmiş olsa dahi mesaj ve sair yollar ile kooperatif ortaklarına ulaşılarak toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı daha sonraki bir tarihe ertelenmesi mümkündür.

 

Mevcut durumda Genel kurul kararı alan yönetim kurulumuz toplantıyı iptale veya ertelemeye yetkilidir. Toplantının Haziran ayı sonuna kadar yapılmasında mevzuata aykırı herhangi bir durum söz konusu değildir.

 

Sonuç olarak, gerek siz ortaklarımızın ve gerekse toplum sağlığı açısından ….. tarihinde yapacağımızı duyurduğumuz kooperatif genel kurulumuzun daha ileriki bir tarihte gerçekleştirilmesine, yeni toplantı günü belirlenerek siz sayın ortaklarımıza bildirilmesine karar verilmiş olup bilgilerinize, saygılarımızla, sunulur.

 

TAŞKÖPRÜ KOOPERATİFİ

YÖNETİM KURULU

 

 

 

 

 

 

 

 

Tarih: 25/03/2020

 

Konu              : Corona Virüs Salgını Nedeni ile Genel Kurulların Ertelenmesi hakkında

bilgilendirmedir.

 

Sayın Ortağımız bildiğiniz gibi, Dünyada ve ülkemizde büyük bir endişe ile takip edilen Corona Virüs salgını ile ilgili büyük bir mücadele verilmektedir. Bu mücadelede mümkün olduğunca toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı evde kalınması, kalabalık ortamlara girilmemesi, temastan kaçınması devletin en yetkili organları tarafından sürekli duyurulmaktadır.

 

Ayrıca 17.03.2020 tarihli Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı 2326224-345.03-E.70941 sayılı yazısıyla “ yapı kooperatifi ve üst kuruluşların olağan ve olağanüstü toplantılarının alınan risklerin bertaraf edilmesi ve ortaya çıkacak zararların önüne geçilmesi amacıyla nisan ayı sonrasında yapılmak üzere gerekli tedbirlerin Valilikçe alınması mümkündür” demektedir.

 

Kapalı ve kalabalık ortamlarda gerçekleştirilen olağan yıllık genel kurul toplantımızın gündem daha önceden ortaklara gönderilmiş olsa dahi mesaj ve sair yollar ile kooperatif ortaklarına ulaşılarak toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı daha sonraki bir tarihe ertelenmesi mümkündür.

 

Mevcut durumda Genel kurul kararı alan yönetim kurulumuz toplantıyı iptale veya ertelemeye yetkilidir. Toplantının Haziran ayı sonuna kadar yapılmasında mevzuata aykırı herhangi bir durum söz konusu değildir.

 

Sonuç olarak, gerek siz ortaklarımızın ve gerekse toplum sağlığı açısından ….. tarihinde yapacağımızı duyurduğumuz kooperatif genel kurulumuzun daha ileriki bir tarihte gerçekleştirilmesine, yeni toplantı günü belirlenerek siz sayın ortaklarımıza bildirilmesine karar verilmiş olup bilgilerinize, saygılarımızla, sunulur.

 

TAŞKÖPRÜ KOOPERATİFİ

YÖNETİM KURULU

 

 

 

 

 

 

 

 

Tarih: 25/03/2020

 

Konu              : Corona Virüs Salgını Nedeni ile Genel Kurulların Ertelenmesi hakkında

bilgilendirmedir.

 

Sayın Ortağımız bildiğiniz gibi, Dünyada ve ülkemizde büyük bir endişe ile takip edilen Corona Virüs salgını ile ilgili büyük bir mücadele verilmektedir. Bu mücadelede mümkün olduğunca toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı evde kalınması, kalabalık ortamlara girilmemesi, temastan kaçınması devletin en yetkili organları tarafından sürekli duyurulmaktadır.

 

Ayrıca 17.03.2020 tarihli Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı 2326224-345.03-E.70941 sayılı yazısıyla “ yapı kooperatifi ve üst kuruluşların olağan ve olağanüstü toplantılarının alınan risklerin bertaraf edilmesi ve ortaya çıkacak zararların önüne geçilmesi amacıyla nisan ayı sonrasında yapılmak üzere gerekli tedbirlerin Valilikçe alınması mümkündür” demektedir.

 

Kapalı ve kalabalık ortamlarda gerçekleştirilen olağan yıllık genel kurul toplantımızın gündem daha önceden ortaklara gönderilmiş olsa dahi mesaj ve sair yollar ile kooperatif ortaklarına ulaşılarak toplum sağlığının korunması ve virüsün yayılmasına engel olunması amacı daha sonraki bir tarihe ertelenmesi mümkündür.

 

Mevcut durumda Genel kurul kararı alan yönetim kurulumuz toplantıyı iptale veya ertelemeye yetkilidir. Toplantının Haziran ayı sonuna kadar yapılmasında mevzuata aykırı herhangi bir durum söz konusu değildir.

 

Sonuç olarak, gerek siz ortaklarımızın ve gerekse toplum sağlığı açısından ….. tarihinde yapacağımızı duyurduğumuz kooperatif genel kurulumuzun daha ileriki bir tarihte gerçekleştirilmesine, yeni toplantı günü belirlenerek siz sayın ortaklarımıza bildirilmesine karar verilmiş olup bilgilerinize, saygılarımızla, sunulur.

 

TAŞKÖPRÜ KOOPERATİFİ

YÖNETİM KURULU

Hizmet ihracında kdv iadesi için bedelin döviz olarak mı gelmesi gerekmektedir ?

16.05.2011
SAYI : B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV.2010-72-94
KONU : Hizmet ihracında kdv iadesi hk.

İLGİ: …

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, 2007 yılında yurt dışına yapmış olduğunuz danışmanlık hizmeti üzerinden katma değer vergisi hesaplayarak ödediğiniz, ancak yapmış olduğunuz hizmetin ihracat istisnası kapsamında olmasından dolayı 2007 yılında beyan ederek ödemiş olduğunuz katma değer vergilerinin, düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle iadesinin mümkün olup olmadığı konusunda özelge talep edildiği anlaşılmaktadır.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

  • 1/1. maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
  • 8/2. maddesinde, vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV’yi fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde düzenlediği bu tür vesikalarda KDV gösterenlerin, bu vergiyi ödemekle mükellef oldukları,
  • 11/1 -a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerinKDV’den istisna olduğu,
  • 12/2. maddesinde, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

hükmüne yer verilmiştir.

Hizmet ihracı ile ilgili olarak 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (K) bölümünde, hizmet ihracının şartları;

 

  • Hizmetin, Türkiye’de, yurt dışındaki bir müşteri için yapılması,
  • Fatura ve benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi,
  • Hizmet bedelinin, döviz olarak Türkiye’ye getirilmesi,
  • Hizmetten yurt dışında yararlanılması, olarak açıklanmıştır.

Buna göre, Türkiye’de yurt dışındaki müşteri için verdiğiniz ve yurt dışında faydalanıldığı anlaşılan danışmanlık hizmeti, 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (K) bölümündeki şartlar dahilinde KDV den istisna olacaktır. İlgili dönem beyannamesinde hizmet bedeli üzerinden KDV hesaplanmak suretiyle yapılan beyanın, düzeltme zamanaşımı süresinde düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle düzeltilmesi mümkün bulunmaktadır.

İsitsna kapsamında olan işlemin KDV hesaplanarak beyan edilmesi sonucu Hazineye yersiz olarak intikal etmiş KDV bulunması halinde, bu verginin KDV Kanununun 8/2. maddesi kapsamında iade edilmesi mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

Kooperatif Bilgi varlıkları envanteri ve sınıflandırılması

Bilgi varlıkları envanteri ve sınıflandırılması

Kooperatif, bilgi varlıklarının güvenlik gereksinimlerine uygun kontroller tesis etmek için bu varlıkları sınıflandırarak detaylı bir varlık envanteri hazırlar. Hazırlanacak varlık envanterinde her bir bilgi varlığı için;

a) Varlığın ne olduğunu açıkça belirtecek tanımına,

b) Kooperatif için görece değerine,

c) Bulunduğu konuma,

ç) Varlığın güvenlik sınıfına ve bu sınıfın belirlenmesini sağlayan gizlilik, bütünlük, erişilebilirlik gibi değerlerine,

d) Varlığın sahibine,

e) Varlığın muhafızına,

yer verilir.