KOOPERATİF YÖNETİCİLERİNİN İBRA EDİLMEMELERİ İBRA EDİLMEYEN KOOPERATİF YÖNETİCİLERİ ALEYHİNE AÇILAN TAZMİNAT DAVASI

Y23HDEsas : 2015/236Karar : 2015/7346Tarih : 16.11.2015 KOOPERATİF YÖNETİCİLERİNİN İBRA EDİLMEMELERİ
İBRA EDİLMEYEN KOOPERATİF YÖNETİCİLERİ ALEYHİNE AÇILAN TAZMİNAT DAVASI

İbra edilmeyen kooperatif yöneticileri aleyhine;
kooperatifi uğrattıkları zararın tazmini istemi ile açılan tazminat davasında;
kararda detayları belirtilen inceleme ve araştırma yapılmadan, eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen hüküm bozulmuştur.fk

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar H.. Ö.., S.. S.. ve H.. B.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatifin eski yöneticileri olduğunu,
11.1.2004 tarihli genel kurulda ibra edilmediklerini,  toplanan paraların kooperatif yararına harcanmadığı gibi haksız ve hukuka aykırı şekilde kıymetli evrak tanzimi ile birçok kişiye borçlanıldığını ve kooperatifin hesaplarına haciz konulmasına neden olduklarını, davalılar hakkında suç duyurusunda da bulunulduğunu ileri sürerek, ıslaha konu miktarla birlikte toplam 132.302,00 TL`nin davalılar H.. Ö.., S.. S.. ve Hasibe Başak’dan faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar,
davanın reddini istemiştir.

Mahkemece,
iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre;

Davacı kooperetifin yönetiminde görev alan davalılar H.. Ö.., H. B. ve S.. S..’in kooperatif defter, belge ve faturalarını mevzuata uygun tutmayıp, hesaplarla ilgili genel kurul’a yanlış ve eksik bilgi vererek davacı kooperatifi 130.022,72 TL zarara uğrattıkları,
davalı H.. B..’un 17.02.2003 tarihinde görevinden istifa etmesi ve usulsüz işlemlerin bu tarihten sonra yapılması nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı,
davacı vekilinin yargılama sırasında davalı M.. O.. hakkında açılan davadan feragat ettiği gerekçesiyle;

davalılar H.. Ö.., Hasibe Başak ve S.. S.. hakkında açılan davanın kabulü ile 130.022,72 TL`nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınmasına,
davalı H.. B..’a karşı açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine,
davalı M.. O.. hakkında açılan davanın, esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararı, davalılar H.. Ö.., S.. S.. ve H.. B.. vekilleri temyiz etmiştir.

Dava, dosya kapsamındaki beyanlara göre,
Kooperatifin 2003 yılında yaptığı genel kurulda alınan kararlarla yapımı kararlaştırılan işlerin fahiş fiyatla yaptırıldığı ve gerçek olmayan borçlanmalara ilişkin fatura ve bonolar tanzim edilerek kooperatifin zarara uğratıldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalılar hakkında ceza mahkemesinde açılan dava sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi yönünde verilen
Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi`nin 20.10.2009 tarih ve 2008/711 esas – 2009/10694 karar sayılı bozma ilamına uyulmuşsa da,

ceza mahkemesince verilen kararın da Yargıtay tarafından hukuk davalarının sonucunun beklenilmesi gereğinden bahisle bozulduğu,
bu nedenle uyulan bozma kararının gereğinin yerine getirilmesinin olanaksız olduğu gerekçesi ile inceleme yapılarak hüküm tesis edilmiştir.

Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi`nce verilen bozma kararından sonra alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi kurulu raporu ise denetime elverişli değildir.
Gerçekten de yukarıda ifade edilen dava sebeplerine dayalı olarak açık ve anlaşılabilir bir inceleme yapılmış olmayıp, kooperatifin 2003 yılında yaptığı sözleşme ve düzenlediği faturaların toplam tutarının 224.156,12 TL`ye nasıl ulaştığı anlaşılamamaktadır.
Bunun yanında, bilirkişi raporunun sonuç kısmında daha önceki bilirkişi raporlarında işin maliyeti olarak belirlendiği ifade edilen 94.133,40 TL, belirlenen zarardan mahsup edilmiş ise de- ki dikkate alınan önceki raporda miktar 94.426,23 TL`dir- bozma öncesi alınan bir diğer raporda maliyet bedelinin 106.700,37 olduğunun beyan edilmesi karşısında, neden bu bedele itibar edilerek diğerinin nazara alınmadığı izah edilmeden ve rapora yönelik taraflarca ileri sürülen itirazlar ek rapor alınıp karşılanmadan sonuca varılması da doğru görülmemiştir.

Bunun yanında, kooperatif tarafından bono verilen davadışı 3. kişilere yönelik bu bonolardan dolayı menfi tespit istemli davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu kapsamda, Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin 2004/322 ve 2004/323 esas sayılı dava dosyalarının bulunduğu, ancak bu dosyalarla sınırlı olmadığı, menfi tespit istemli başka davalardan da söz edilmesine rağmen kapsamlarının net olarak tespit edilemediği, konuların ne olduğunun duruşma zabıtlarına geçirilmediği ve numaralarının da belirlenemediği görülmektedir.

Şu halde, mahkemece az yukarıda işaret edilen tüm menfi tespit davalarına ilişkin dosyaların getirtilip incelenerek, konularının tespit edilmesi ve dava konusu ile ilgili ve sonucu etkiler nitelikte bulunmaları halinde, anılan davaların eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması; bunun dışında uyuşmazlığın niteliği gereği inşaat mühendisi, mali müşavir ve kooperatif konusunda uzmanlığı bulunan kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle denetlenebilir nitelikte rapor alınması, rapora yönelik taraf itirazları olduğu takdirde itirazların giderilmesi için ek rapor alınması ve sonucuna uygun şekilde hüküm verilmesi gerekir.

Keza, dava dilekçesinde talep edilen tazminat tutarına reeskont faizi uygulanmış ise de, uyuşmazlığın ticari nitelik arzetmemesi nedeniyle reeskont değil yasal faiz istenilebileceği hususunun gözden kaçırılması, buna ilaveten dava dilekçesinde talep edilen miktara dava, ıslahla arttırılan kısma ise ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, hüküm altına alınan tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.

İzah edilen sebeplerle karar bozulmalıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar H.. Ö.., S.. S.. ve H.. B.. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar H.. Ö.., S.. S.. ve H.. B.. yararına ( BOZULMASINA ), kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.Y23HD 16.11.2015 E.2015/236 – K.2015/7346

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir