Bankacılık kartları (Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart) kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen perakende teslim ve hizmet ifalarına ilişkin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişlerine dair usul ve esaslar -435 sayılı vuk tebliğ

Bankacılık kartları (Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart) kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen perakende teslim ve hizmet ifalarına ilişkin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişlerine dair usul ve esaslar

cir sıfatını haiz bir borçlu, Borçlar Kanununun 104 üncü maddesinin 2 nci fıkrasiyle 161 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ve 409 uncu maddesinde yazılı hallerde, fahiş olduğu iddiasiyle bir ücret veya cezanın indirilmesini mahkemeden istiyemez.

İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 24 :4. ÜCRET VE CEZANIN TENKİSİ:

Tacir sıfatını haiz bir borçlu, Borçlar Kanununun 104 üncü maddesinin 2 nci fıkrasiyle 161 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ve 409 uncu maddesinde yazılı hallerde, fahiş olduğu iddiasiyle bir ücret veya cezanın indirilmesini mahkemeden istiyemez.

Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.1974 gün, 1970/T-1053 E. 1974/222 K. sayılı kararı uyarınca, ceza, tacirin iktisaden mahvına neden olabilecek derecede ağır ise tamamen kaldırılabileceği gibi, tenkis yoluna da gidilebilir

2-) Mahkemece teslimi gereken tarih ile işin fiilen teslim edildiği tarih arasında oluşan süre için sözleşmenin 18. maddesinde belirlenen cezai şartın tahsilinde davalının haklı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, BK’nın 161/son maddesi uyarınca hakim fahiş gördüğü cezaları tenkisle mükellef olup, bu konuda yeterli bir inceleme yapılmış değildir. Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.1974 gün, 1970/T-1053 E. 1974/222 K. sayılı kararı uyarınca, ceza, tacirin iktisaden mahvına neden olabilecek derecede ağır ise tamamen kaldırılabileceği gibi, tenkis yoluna da gidilebilir. Dava konusu olayda, davacı hakkında uygulanan ceza sözleşme bedelinin 1/3’üne yakın olduğu gibi, temyiz dilekçesine eklenen İzmir Dördüncü Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.08.2007 gün ve 2006/____ E. 2007/____ K. sayılı kararı ile davacı şirketin iflasının ertelenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece bu deliller karşısında, her ne kadar TTK’nın 24. maddesi uyarınca tacirler hakkında cezai şarttan indirim yapılmasına olanak bulunmasa da, anılan genel kurul kararı doğrultusunda mahkemesince indirim oranının takdir ve ifası için karar bozulmalıdır.

Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelin tahsiline dair davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Yöneticinin, bu davayı, diğer kat malikleri adına açma yetki ve görevi bulunmamaktadır. -Kemal Özmen

Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelin tahsiline dair davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Yöneticinin, bu davayı, diğer kat malikleri adına açma yetki ve görevi bulunmamaktadır.
(Karar Tarihi : 29.04.2013)
“Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı taşınmaz bedelinin tahsili talep edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Dava dilekçesinde, Ö____ N____ Apartmanı adına Yönetim Kurulu yetkililerince kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelin tahsiline dair davalar ancak mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesi, yöneticinin görev ve yetkilerini belirlemiş olup bunların arasında mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı olan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasını diğer kat malikleri adına açma yetki ve görevi bulunmamaktadır.

Buna göre mahkemece, aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

Baz istasyonunu kaldırmak için yönetici dava açabilir mi?-Kemal Özmen

Yönetici, kat malikleri tarafından yetki verilmiş olsa dahi; ana yapının aynını ilgilendiren, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talepli dava açamaz.
(Karar Tarihi : 11.09.2012)
“Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.07.2010 gününde verilen dilekçe ile muarazanın giderilmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı GSM şirketine ait baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.

Davalı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, Emekli Subay Evleri 63, 64, 65 Bloklar Yöneticiliği adına açılmıştır. Baz istasyonunun kaldırılması gibi bu tür davaların, o yerde oturan ve sağlığının etkilendiğini ileri süren kişiler tarafından açılması ya da somut olayda olduğu gibi 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca bağımsız bölüm sahiplerince (kat maliklerince) açılması gerekir.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 35. maddesi hükmüne göre esas olarak yönetim planında belirtilen görevleri yapacak yönetici, yönetim planında aksine hüküm bulunmamak koşuluyla bu maddede sıralanan görevleri de yerine getirmek zorundadır. Yöneticinin görevlerini düzenleyen ve genel yönetim işlerinin görülmesine dair Yasanın 35. maddesinde yöneticinin kat malikleri tarafından yetki verilmiş olsa da ana yapının aynını ilgilendiren mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteği ile dava açabileceğine dair bir hüküm yoktur. Gerçekten; öne sürülen istek mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlı bulunan haklar arasındadır. Kat mülkiyetine geçilen taşınmazda malik, kat maliklerinin her biri olduğundan dava ancak kat malikleri tarafından doğrudan açılabilir. Mahkemece bloklar yöneticiliğinin kat maliklerinin mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlı bir davayı açma yetkisi ve görevi olmadığı gözetilerek davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, çekişmenin esasının incelenerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.”

Yönetim planı ve kat mülkiyeti kanununa göre yöneticinin görevleri

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 35. maddesi hükmüne göre esas olarak yönetim planında belirtilen görevleri yapacak yönetici, yönetim planında aksine hüküm bulunmamak koşuluyla bu maddede sıralanan görevleri de yerine getirmek zorundadır. Yöneticinin görevlerini düzenleyen ve genel yönetim işlerinin görülmesine dair Yasanın 35. maddesinde yöneticinin kat malikleri tarafından yetki verilmiş olsa da ana yapının aynını ilgilendiren geçit hakkının terkini istemi ile dava açabileceğine dair bir hüküm yoktur. Gerçekten; öne sürülen istek mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlı bulunan haklar arasındadır. Kat mülkiyetine geçilen taşınmazda malik, kat maliklerinin her biri olduğundan dava ancak kat malikleri tarafından doğrudan açılabilir. Mahkemece apartman yönetiminin kat maliklerinin mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlı bir davayı açma yetkisi ve görevi olmadığı gözetilerek geçit hakkı terkini istemine ilişkin davada, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulan taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Leh ve aleyhinde geçit hakkı tesis edilen tüm maliklerin zorunlu dava arkadaşı olmaları sebebiyle davada usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

Site yönetimi adına dava açma hakkı

Her ne kadar, site yönetiminin tüzel kişiliği yok ise de, bilindiği ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 35. maddesinde düzenlendiği üzere apartman yöneticisinin görevleri arasında “kat malikleri kurulunca verilen kararların yerine getirilmesi” de yer almakta olup, kat maliklerinin olurlarının alınması halinde yöneticinin dava açabileceğinde kuşku yoktur.

Somut olayda, site yönetimi adına dava açan O____ Ç____’ın aynı zamanda kat maliki olduğu dosya içerisindeki kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Öyle ise; mahkemece yapılacak iş, öncelikle kat malikleri tarafından dava açılması hususunda davacıya yetki verilip verilmediğinin araştırılması, yetki verilmiş ise davanın site bakımından sürdürülmesi; aksi halde, davanın O____ Ç____’ın aynı zamanda kat maliki olduğu ve tek başına dava açma hakkı olduğu da gözetilerek çözümlenmesi gerekir.