Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa veya bu iş için yükleniciye arsa sahipleri tarafından vekalet verilmemişse; üzerinde inşaat yapılacak taşınmaz üzerinde bina ve bu binada kiracı varsa binanın yıkımı ve bundan evvel de kiracının tahliyesi arsa sahibinin yükümüdür. Bu işler yapılmadan da arsa sahibinin yükleniciye, inşaata elverişli bir arsa teslim ettiğinden söz edilemeyeceği gibi bu işlerden kaynaklanan gecikmeden yüklenici sorumlu tutulamaz. (Karar Tarihi : 12.07.2011)

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa veya bu iş için yükleniciye arsa sahipleri tarafından vekalet verilmemişse; üzerinde inşaat yapılacak taşınmaz üzerinde bina ve bu binada kiracı varsa binanın yıkımı ve bundan evvel de kiracının tahliyesi arsa sahibinin yükümüdür. Bu işler yapılmadan da arsa sahibinin yükleniciye, inşaata elverişli bir arsa teslim ettiğinden söz edilemeyeceği gibi bu işlerden kaynaklanan gecikmeden yüklenici sorumlu tutulamaz.
(Karar Tarihi : 12.07.2011)
“Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.10.2006 gününde verilen dilekçeyle alacağın tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.05.2009 tarihli hükümün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kararlaştırılan teslim tarihinde teslim edilmeyen bağımsız bölümler sebebi ile gecikmeden kaynaklanan kira geliri yoksunluğu tazminatına ilişkindir.

Davalı yüklenici, üzerine inşaat yapılması kararlaştırılan taşınmazda bulunan gecekondunun yıkımındaki işlemler sebebi ile elde olmayan gecikmeler bulunduğunu, bu gecikmelerden sorumlu tutulamayacağını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişinin hesapladığı 5.400,00 TL gecikme tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Taraflar arasında 17.10.2003 tarihli biçimine uygun düzenlenmiş bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi mevcut olduğu çekişmeli değildir. Bu sözleşmeye göre 24 ay olan eserin teslim süresi 17.10.2005 tarihinde sona ermektedir. Sözleşme uyarınca davacı arsa sahibine binadan 1 tam bağımsız bölüm ve 1 dairenin de 1/3 payı isabet etmektedir. Yine sözleşmeye göre, gecikme halinde yüklenici her ay için rayiç kira bedeli ödeyecektir.

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uyarınca yüklenicinin inşaata başlayabilmesi için arsanın imar durumunun bu işe uygun olması, imar durumu uygun olan arsanın her türlü ayıptan ari olarak arsa sahibi tarafından yükleniciye teslim edilmesi gerekir. Taşınmaz üzerinde bina ve bu binada kiracı varsa kuşkusuz binanın yıkımından evvel kiracının da tahliyesi gerekmektedir. Bunlar giderilmeden yükleniciye inşaata elverişli bir arsa teslim edildiğinden söz edilemez. Nitekim, 17.10.2003 tarihli sözleşmede taraflar, üzerinde bina yapılacak arsada bir gecekondu bulunduğunu, bu gecekondunun yıkılarak yükleniciye arsanın teslim edileceğini bilmektedir. Aksine sözleşme yoksa veya bu iş için yükleniciye arsa sahipleri tarafından vekalet verilmemişse gecekondunun yıkımındaki görev arsa sahibine düşer.

Davalı yüklenici, sözleşme gereğince arsa sahibinin yıkması gereken gecekondunun onun tarafından yıkılmadığını, bu işler için belediyeye başvurduğunu ve zaman gerektirdiğini savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde durulmamıştır. Gerçekten, arsa sahibinin yerine getirmesi gereken edim yüklenici tarafından yerine getirilmişse yüklenici bundan kaynaklanan gecikmeden sorumlu tutulamaz. O halde, yükleniciden savunmasında geçen delilleri istenip toplanmalı, bu arada dava dışı belediyede mevcut işlem dosyasına göre arsa üzerindeki gecekondunun yıkılması için kimlerin ne gibi işlem yaptığı belediye imar müdürlüğünden sorularak tespit edilmeli, bu işlemlerin yerine getirilmesi için meydana gelen gecikmeden yüklenici sorumlu tutulmamalıdır.

Mahkemece değinilen bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ve araştırma ile davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

KARAR : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde iadesine, 12.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 97 :Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir