Organize Sanayi Bölgeleri uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik-KEMAL ÖZMEN-08.08.2012

MADDE 1 – 22/8/2009 tarihli ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 5 inci maddesinin iki, üç ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “(2) Yeni bir OSB yer seçimi talebinin değerlendirmeye alınabilmesi için, il genelindeki ihtisas OSB’ler hariç, diğer OSB’lerde bulunan toplam sanayi parsellerinin en az %75’inde üretim veya inşaata başlanmış olması gerekmektedir.

 (3) İlave alan yer seçimi talebinin değerlendirmeye alınabilmesi için, ilave alan talebinde bulunan OSB’de toplam sanayi parsellerinin en az %90’ında üretim veya inşaata başlanmış olması gerekmektedir. Ancak o ilde başka bir OSB’nin bulunmaması halinde bu oran %75 olarak uygulanır.

(4) Aynı sektör grubunu içeren ihtisas OSB’lerde ikinci ve üçüncü fıkralardaki oranlar aranır. Ancak, Özel OSB’ler ile Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının yatırımcı temin ettiği projelerde ikinci ve üçüncü fıkralardaki oranlar aranmaz. Yer seçiminin sonuçlandırılmasına kadar olan faaliyet, OSB kuruluşuna katılacak kurum ve kuruluşlar tarafından Valilik kanalıyla yürütülür.”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin üyelikleri kendiliğinden sona erer.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Dört katılımcıdan az olmamak üzere toplam katılımcı sayısının en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az 10 gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususlar da olağan genel kurulun gündemine alınır.

(3) Olağan genel kurulda, gündemde olmayan hususlar görüşülmez. Ancak, dört katılımcıdan az olmamak üzere OSB’nin toplam katılımcı sayısının en az 1/10’unun  Başkanlık Divanının seçilmesini takiben, gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde;

a) Hesap tetkik komisyonunun seçilmesi,

b) Bilanço incelemesinin ve ibrasının geriye bırakılması,

c) Genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması,

ç) Kanun, Yönetmelik, kuruluş protokolü, ana sözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali,

d) Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar,

genel kurula katılanların salt çoğunluğunun kabulü ile gündeme alınır. Azledilen yönetim ve denetim kurulu üyeleri aynı genel kurulda tekrar seçilemez.

(4) Ayrıca; olağan genel kurulda, katılımcıların tamamının hazır bulunması ve hiçbirinin itiraz etmemesi halinde, gündeme konu ilave edilebilir.

(5) Olağanüstü genel kurul gündemi, çağrının amacına göre tayin ve tespit olunur. Olağanüstü genel kurul toplantılarında çağrının amacı dışında herhangi bir konuda gündeme madde ilave edilemez.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 30 – (1) Genel kurulda oylamalar, el kaldırmak suretiyle yapılır. Ancak, genel kurula katılanların salt çoğunluğunun karar vermesi halinde, herhangi bir konuda gizli oylamaya başvurulur.

(2) OSB organlarının belirlenmesine ilişkin olarak yapılacak seçimlerde, birden fazla aday olması halinde hücre ve sandık kullanılarak gizli oy ve açık tasnif usulü uygulanır. Bu seçimlerin usul ve esasları, seçimin yapılacağı genel kurulda bulunan katılımcıların salt çoğunluğunun alacağı karar doğrultusunda belirlenir.”

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (ü) ve (y) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ü) Yatırımlarla ilgili kredi alma ve ihtiyaç duyulması halinde bankalardan teminat mektubu alınması konularında yönetim kuruluna yetki vermek,”

“y) OSB kuruluş protokolünün veya ana sözleşmesinin değiştirilmesi, genel kurulun yapılması, organlarının oluşturulması ve ibrası, bilânçonun kabulü veya reddi, OSB’nin yatırım programı ve bütçesinin onaylanması, yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenecek toplantı başına huzur hakkının veya aylık ücretin tespit edilmesi, OSB’nin genişlemesi veya bir diğer OSB ile birleşmesi ve birleşme şartlarının belirlenmesi, arsa tahsis ve satış prensiplerinin belirlenmesi, alt yapı katılım payları, elektrik, su, doğalgaz ve benzeri satış bedelleri ile ilgili prensipleri belirleme ve bu aidat ve satış bedellerinin tahsilatında gecikme halinde uygulanacak cezalara ilişkin esasların belirlenmesi, üst kuruluşa katılmak için karar verilmesi ve temsilcilerinin belirlenmesi, yönetim aidatları ve hizmet karşılıklarının boş, inşaat halinde ve üretime geçme durumları dikkate alınarak parsel büyüklüğüne göre tespit edilmesi, bölge müdürünün atanması veya azli ile ilgili görev ve yetkilerinin dışında görev ve yetkilerin yönetim kuruluna devredilmesi hususunda karar almak,”

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesinin iki ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Beşinci üye olarak bölge müdürünün görevlendirilmesi halinde, birinci fıkranın (b) bendinde, Valinin yönetim kurulunda görev alması halinde aynı fıkranın (c) bendinde yer alan koşul aranmaz.”

“(5) Haklarında birinci fıkranın (ç) bendinde belirtilen suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri, ilk genel kurul toplantısına kadar devam eder. Bu durumdaki üyelerin azli veya göreve devamı hakkında karar alınması hususu, yönetim kurulunca yapılacak ilk genel kurulun gündemine alınır. Bu hususun genel kurul gündemine alınmaması halinde yönetim kurulu sorumlu olur.”

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Yönetim Kurulu üyeleri şahsi menfaatleri ile alt ve üst soyu ile üçüncü derece dâhil kan ve kayın hısımları ile temsilcileri oldukları katılımcıların menfaatlerini ilgilendiren hususların görüşülmesi sırasında toplantıya katılamaz.”

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 44 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“d) Yönetim Kurulu üyeleri veya bölge müdürü ile üstsoy veya altsoy, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımı olmamak,”

“(4) Haklarında birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri, ilk genel kurul toplantısına kadar devam eder. Bu durumdaki üyelerin azli veya göreve devamı hakkında karar alınması hususu, yönetim kurulunca yapılacak ilk genel kurulun gündemine alınır. Bu hususun genel kurul gündemine alınmaması halinde yönetim kurulu sorumlu olur.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 71 inci maddesinin birinci fıkrasının ilk paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Sanayi parsellerinde; parsel alanının 1/4’ünden az taban alanlı proje üretilemez. Parsellerin tevhid edilmesi durumunda bu oran tevhid sonucu oluşan yeni parselde de aranır.  Yapıların projelendirilmesi ve işletme aşamasındaki diğer esaslar aşağıda gösterilmiştir:”

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 75 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 75 – (1) Plan ana kararlarını bozucu plan değişikliği yapılamaz.

(2) İmar planında bulunan sosyal, idari ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması veya küçültülmesine dair plan değişiklikleri zorunlu olmadıkça yapılamaz. Değişikliğin zorunlu olması hallerinde bu konuda plan müellifinin gerekçeli uygun görüşü alınır.

(3) İmar planında bulunan ortak kullanım alanlarının bölge büyüklüğüne oranı bu Yönetmelikte belirtilen alt sınırda olan OSB’lerde bu alanların plan değişikliğine konu olması halinde alan kullanım dengesini koruyacak şekilde eşdeğer alan ayrılır.

(4) OSB’nin faaliyetleri için zorunlu olan ve Bakanlık tarafından uygun görülerek onaylı sınır içine dahil edilen teknik altyapılara ilişkin tesis ve bağlantı hatları ile teknik donatı alanlarının yer aldığı alanlar, başka bir kullanım amacına dönüştürülmek üzere imar tadilatına konu edilemez.

(5) İmar planı değişiklik paftalarında onaylama, askı, itiraz, itirazların değerlendirilmesi ve dağıtımı konusunda, Yönetmeliğin imar planı onayına ilişkin maddesi uygulanır.”

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 89 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 12 –  Aynı Yönetmeliğin 97 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı Yönetmeliğin EK-4’ü aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. 

“(1) Yatırım Programında yer alan kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak OSB’ler ve ileri teknoloji kullanan ihtisas OSB’lere talepleri halinde arsa, altyapı ve genel idare giderleri kredisi, diğer yörelerdeki OSB’lere ise altyapı ve genel idare giderleri kredisi verilir. Ayrıca talepleri halinde OSB’nin sevk ve idaresi için ihtiyaç duyulacak bölge müdürlüğü hizmet binası inşaatları da kredilendirilir. Kredilendirilecek bölge müdürlüğü hizmet binası büyüklüğü EK-4’te yer alan tablodaki m2’leri aşmamak üzere Bakanlıkça belirlenir. Bölge müdürlüğü hizmet binasının tabloda belirlenen m2’leri aşması halinde aşan bölüm kredilendirilmez.”

“EK-4

BÖLGE HİZMET BİNALARININ AZAMİ BÜYÜKLÜKLERİNİ GÖSTERİR

TABLO

 

OSB ALANI (HA)

HİZMET BİNASI (m2)

0-100

1500

101-500

2500

500 –

3500

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 101 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 101 – (1) OSB’lerde, aşağıdaki tesisler kurulamaz:

a) Karma ve ihtisas OSB’lerde;

1) Ham petrol rafinerileri,

2) Kömür veya bitümlü şiştin sıvılaştırıldığı ve gazlaştırıldığı tesisler,

3) Sıvılaştırılmış petrol gazı dolum ve depolama tesisleri,

4) Çimento fabrikaları, beton santralleri, çimento klingeri üreten tesisler,

5) Nükleer güç santralleri ile diğer nükleer reaktörler,

6) Radyoaktif atıkların depolanması, bertarafı ve işlenmesi amacıyla projelendirilen tesisler ve benzeri radyoaktif atık tesisleri,

7) Nükleer yakıtların üretilmesi veya zenginleştirilmesi ile ilgili tesisler,

8) Endüstriyel nitelikli, sintine ve benzeri atık suların geri kazanım tesisleri,

9) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olumlu görüşü doğrultusunda OSB tarafından kurulmasına izin verilen; kullanılmış yağın yeniden rafine edilmesi ve/veya başka bir ürüne çevrilerek tekrar kullanımı, metal, plastik, ahşap, naylon, lastik, kauçuk, kağıt, karton, cam,  iplik ve benzeri atık ve hurdaları ara veya nihai ürüne çeviren tesisler hariç olmak üzere, her türlü atığın; geri kazanımı, ayrıştırılması, yakılması, gazlaştırılması, kimyasal yolla arıtılması, nihai ve/veya ara depolanması ve/veya araziye gömülmesine ilişkin tesisler.

b) Karma OSB’lerde;

1) Parlayıcı/patlayıcı/yakıcı maddelerin üretildiği, depolandığı ve dolumunun yapıldığı tesisler,

2) Petrokimya kompleksleri,

3) Üretiminde kapalı proses, gaz veya sıvı yakıt ve toz kaynaklarında filtre sistemlerini kullanan tesisler hariç; tuğla ve kiremit fabrikaları, kömür yıkama kireç, alçı ve zımpara tesisleri,

4) Klor-alkali tesisleri, sülfürik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, klor ve benzeri kimyasal maddeler üreten yerler, azot sanayi ve bu sanayi ile entegre gübre fabrikaları,

5) Zirai mücadele ilaçları için hammadde üretimi yapan tesisler,

6) Asbest, asbest içeren ürünlerin işlenmesi veya dönüştürülmesi yapılan tesisler,

7) Ham deri işleme, padok ve sadece hayvan kesimi yapılan tesisler,

8) Talk, barit, kalsit, antimuan ve benzeri kırma ve öğütme tesisleri.

(2) OSB; karma OSB’lerde, yukarıda sayılan tesisler ile OSB’nin kuruluş protokolü çerçevesinde kurulması planlanan sektörlerini veya mevcut sektör yapısını, tesisin faaliyetinden kaynaklanan çevresel etkilerini, altyapı ve atıksu arıtma tesislerine etkilerini, herhangi bir olumsuzluk anında tetikleyici etkisini, insanların çalışma ve yaşam koşullarına etkisini dikkate alarak kurulmasında sakınca gördüğü diğer tesislerin kurulmasına ilişkin olarak, üniversite ve konu ile ilgili kurumlardan alınacak raporlar çerçevesinde karar verir.”

MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 106 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Bakanlık kredisi kullanan OSB’lerde, arsa tahsisi yapılan katılımcılardan;

a) Tahsis bedelini defaten ödeyenlere veya tahsis bedelinden kalan borcu için teminat mektubunu,

b) OSB’nin kesin olarak belirleyeceği arsa bedelleri ile yapılacak diğer yatırımlara itirazsız olarak katılacağını belirten noter tasdikli taahhütnamesini,

OSB’ye verenlerden; 71 inci maddenin birinci fıkrasında aranan şartı gerçekleştirerek yatırımını tamamlayıp tesisi üretime geçenlere geri alım hakkı şerhi konulmadan, tesisi üretime geçmeyenlere ise geri alım hakkı şerhi konularak, ipoteksiz tapuları verilir.”

MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 123 üncü maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Ambalaj atığı üreticisi katılımcılar, plastik, metal, cam, kağıt, karton, kompozit ve benzeri ambalaj atıklarını biriktirmek, kaynağında ayrıştırmak ve OSB’ye vermekle yükümlüdür. OSB bu atıkları toplar, depolar, nakleder ve değerlendirir.” 

MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 173 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“5) Tesisin sanayi parselinde bulunması halinde, tesisin bağımsız bölüm oluşturmadan bir bütün halinde kiraya verileceğine dair beyan,”

MADDE 17 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 18 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.

 

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

22/8/2009

27327

Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

 

Tarihi

Sayısı

1.

12/8/2010

27670

2.

9/2/2011

27841

3.

4/8/2011

28015

4.

8/10/2011

28078

 

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK- 08.08.2012

MADDE 1 – 22/8/2009 tarihli ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 5 inci maddesinin iki, üç ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “(2) Yeni bir OSB yer seçimi talebinin değerlendirmeye alınabilmesi için, il genelindeki ihtisas OSB’ler hariç, diğer OSB’lerde bulunan toplam sanayi parsellerinin en az %75’inde üretim veya inşaata başlanmış olması gerekmektedir.

 (3) İlave alan yer seçimi talebinin değerlendirmeye alınabilmesi için, ilave alan talebinde bulunan OSB’de toplam sanayi parsellerinin en az %90’ında üretim veya inşaata başlanmış olması gerekmektedir. Ancak o ilde başka bir OSB’nin bulunmaması halinde bu oran %75 olarak uygulanır.

(4) Aynı sektör grubunu içeren ihtisas OSB’lerde ikinci ve üçüncü fıkralardaki oranlar aranır. Ancak, Özel OSB’ler ile Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının yatırımcı temin ettiği projelerde ikinci ve üçüncü fıkralardaki oranlar aranmaz. Yer seçiminin sonuçlandırılmasına kadar olan faaliyet, OSB kuruluşuna katılacak kurum ve kuruluşlar tarafından Valilik kanalıyla yürütülür.”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin üyelikleri kendiliğinden sona erer.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Dört katılımcıdan az olmamak üzere toplam katılımcı sayısının en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az 10 gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususlar da olağan genel kurulun gündemine alınır.

(3) Olağan genel kurulda, gündemde olmayan hususlar görüşülmez. Ancak, dört katılımcıdan az olmamak üzere OSB’nin toplam katılımcı sayısının en az 1/10’unun  Başkanlık Divanının seçilmesini takiben, gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde;

a) Hesap tetkik komisyonunun seçilmesi,

b) Bilanço incelemesinin ve ibrasının geriye bırakılması,

c) Genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması,

ç) Kanun, Yönetmelik, kuruluş protokolü, ana sözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali,

d) Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar,

genel kurula katılanların salt çoğunluğunun kabulü ile gündeme alınır. Azledilen yönetim ve denetim kurulu üyeleri aynı genel kurulda tekrar seçilemez.

(4) Ayrıca; olağan genel kurulda, katılımcıların tamamının hazır bulunması ve hiçbirinin itiraz etmemesi halinde, gündeme konu ilave edilebilir.

(5) Olağanüstü genel kurul gündemi, çağrının amacına göre tayin ve tespit olunur. Olağanüstü genel kurul toplantılarında çağrının amacı dışında herhangi bir konuda gündeme madde ilave edilemez.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 30 – (1) Genel kurulda oylamalar, el kaldırmak suretiyle yapılır. Ancak, genel kurula katılanların salt çoğunluğunun karar vermesi halinde, herhangi bir konuda gizli oylamaya başvurulur.

(2) OSB organlarının belirlenmesine ilişkin olarak yapılacak seçimlerde, birden fazla aday olması halinde hücre ve sandık kullanılarak gizli oy ve açık tasnif usulü uygulanır. Bu seçimlerin usul ve esasları, seçimin yapılacağı genel kurulda bulunan katılımcıların salt çoğunluğunun alacağı karar doğrultusunda belirlenir.”

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (ü) ve (y) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ü) Yatırımlarla ilgili kredi alma ve ihtiyaç duyulması halinde bankalardan teminat mektubu alınması konularında yönetim kuruluna yetki vermek,”

“y) OSB kuruluş protokolünün veya ana sözleşmesinin değiştirilmesi, genel kurulun yapılması, organlarının oluşturulması ve ibrası, bilânçonun kabulü veya reddi, OSB’nin yatırım programı ve bütçesinin onaylanması, yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenecek toplantı başına huzur hakkının veya aylık ücretin tespit edilmesi, OSB’nin genişlemesi veya bir diğer OSB ile birleşmesi ve birleşme şartlarının belirlenmesi, arsa tahsis ve satış prensiplerinin belirlenmesi, alt yapı katılım payları, elektrik, su, doğalgaz ve benzeri satış bedelleri ile ilgili prensipleri belirleme ve bu aidat ve satış bedellerinin tahsilatında gecikme halinde uygulanacak cezalara ilişkin esasların belirlenmesi, üst kuruluşa katılmak için karar verilmesi ve temsilcilerinin belirlenmesi, yönetim aidatları ve hizmet karşılıklarının boş, inşaat halinde ve üretime geçme durumları dikkate alınarak parsel büyüklüğüne göre tespit edilmesi, bölge müdürünün atanması veya azli ile ilgili görev ve yetkilerinin dışında görev ve yetkilerin yönetim kuruluna devredilmesi hususunda karar almak,”

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesinin iki ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Beşinci üye olarak bölge müdürünün görevlendirilmesi halinde, birinci fıkranın (b) bendinde, Valinin yönetim kurulunda görev alması halinde aynı fıkranın (c) bendinde yer alan koşul aranmaz.”

“(5) Haklarında birinci fıkranın (ç) bendinde belirtilen suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri, ilk genel kurul toplantısına kadar devam eder. Bu durumdaki üyelerin azli veya göreve devamı hakkında karar alınması hususu, yönetim kurulunca yapılacak ilk genel kurulun gündemine alınır. Bu hususun genel kurul gündemine alınmaması halinde yönetim kurulu sorumlu olur.”

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Yönetim Kurulu üyeleri şahsi menfaatleri ile alt ve üst soyu ile üçüncü derece dâhil kan ve kayın hısımları ile temsilcileri oldukları katılımcıların menfaatlerini ilgilendiren hususların görüşülmesi sırasında toplantıya katılamaz.”

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 44 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“d) Yönetim Kurulu üyeleri veya bölge müdürü ile üstsoy veya altsoy, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımı olmamak,”

“(4) Haklarında birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri, ilk genel kurul toplantısına kadar devam eder. Bu durumdaki üyelerin azli veya göreve devamı hakkında karar alınması hususu, yönetim kurulunca yapılacak ilk genel kurulun gündemine alınır. Bu hususun genel kurul gündemine alınmaması halinde yönetim kurulu sorumlu olur.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 71 inci maddesinin birinci fıkrasının ilk paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Sanayi parsellerinde; parsel alanının 1/4’ünden az taban alanlı proje üretilemez. Parsellerin tevhid edilmesi durumunda bu oran tevhid sonucu oluşan yeni parselde de aranır.  Yapıların projelendirilmesi ve işletme aşamasındaki diğer esaslar aşağıda gösterilmiştir:”

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 75 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 75 – (1) Plan ana kararlarını bozucu plan değişikliği yapılamaz.

(2) İmar planında bulunan sosyal, idari ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması veya küçültülmesine dair plan değişiklikleri zorunlu olmadıkça yapılamaz. Değişikliğin zorunlu olması hallerinde bu konuda plan müellifinin gerekçeli uygun görüşü alınır.

(3) İmar planında bulunan ortak kullanım alanlarının bölge büyüklüğüne oranı bu Yönetmelikte belirtilen alt sınırda olan OSB’lerde bu alanların plan değişikliğine konu olması halinde alan kullanım dengesini koruyacak şekilde eşdeğer alan ayrılır.

(4) OSB’nin faaliyetleri için zorunlu olan ve Bakanlık tarafından uygun görülerek onaylı sınır içine dahil edilen teknik altyapılara ilişkin tesis ve bağlantı hatları ile teknik donatı alanlarının yer aldığı alanlar, başka bir kullanım amacına dönüştürülmek üzere imar tadilatına konu edilemez.

(5) İmar planı değişiklik paftalarında onaylama, askı, itiraz, itirazların değerlendirilmesi ve dağıtımı konusunda, Yönetmeliğin imar planı onayına ilişkin maddesi uygulanır.”

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 89 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 12 –  Aynı Yönetmeliğin 97 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı Yönetmeliğin EK-4’ü aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. 

“(1) Yatırım Programında yer alan kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak OSB’ler ve ileri teknoloji kullanan ihtisas OSB’lere talepleri halinde arsa, altyapı ve genel idare giderleri kredisi, diğer yörelerdeki OSB’lere ise altyapı ve genel idare giderleri kredisi verilir. Ayrıca talepleri halinde OSB’nin sevk ve idaresi için ihtiyaç duyulacak bölge müdürlüğü hizmet binası inşaatları da kredilendirilir. Kredilendirilecek bölge müdürlüğü hizmet binası büyüklüğü EK-4’te yer alan tablodaki m2’leri aşmamak üzere Bakanlıkça belirlenir. Bölge müdürlüğü hizmet binasının tabloda belirlenen m2’leri aşması halinde aşan bölüm kredilendirilmez.”

“EK-4

BÖLGE HİZMET BİNALARININ AZAMİ BÜYÜKLÜKLERİNİ GÖSTERİR

TABLO

 

OSB ALANI (HA)

HİZMET BİNASI (m2)

0-100

1500

101-500

2500

500 –

3500

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 101 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 101 – (1) OSB’lerde, aşağıdaki tesisler kurulamaz:

a) Karma ve ihtisas OSB’lerde;

1) Ham petrol rafinerileri,

2) Kömür veya bitümlü şiştin sıvılaştırıldığı ve gazlaştırıldığı tesisler,

3) Sıvılaştırılmış petrol gazı dolum ve depolama tesisleri,

4) Çimento fabrikaları, beton santralleri, çimento klingeri üreten tesisler,

5) Nükleer güç santralleri ile diğer nükleer reaktörler,

6) Radyoaktif atıkların depolanması, bertarafı ve işlenmesi amacıyla projelendirilen tesisler ve benzeri radyoaktif atık tesisleri,

7) Nükleer yakıtların üretilmesi veya zenginleştirilmesi ile ilgili tesisler,

8) Endüstriyel nitelikli, sintine ve benzeri atık suların geri kazanım tesisleri,

9) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olumlu görüşü doğrultusunda OSB tarafından kurulmasına izin verilen; kullanılmış yağın yeniden rafine edilmesi ve/veya başka bir ürüne çevrilerek tekrar kullanımı, metal, plastik, ahşap, naylon, lastik, kauçuk, kağıt, karton, cam,  iplik ve benzeri atık ve hurdaları ara veya nihai ürüne çeviren tesisler hariç olmak üzere, her türlü atığın; geri kazanımı, ayrıştırılması, yakılması, gazlaştırılması, kimyasal yolla arıtılması, nihai ve/veya ara depolanması ve/veya araziye gömülmesine ilişkin tesisler.

b) Karma OSB’lerde;

1) Parlayıcı/patlayıcı/yakıcı maddelerin üretildiği, depolandığı ve dolumunun yapıldığı tesisler,

2) Petrokimya kompleksleri,

3) Üretiminde kapalı proses, gaz veya sıvı yakıt ve toz kaynaklarında filtre sistemlerini kullanan tesisler hariç; tuğla ve kiremit fabrikaları, kömür yıkama kireç, alçı ve zımpara tesisleri,

4) Klor-alkali tesisleri, sülfürik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, klor ve benzeri kimyasal maddeler üreten yerler, azot sanayi ve bu sanayi ile entegre gübre fabrikaları,

5) Zirai mücadele ilaçları için hammadde üretimi yapan tesisler,

6) Asbest, asbest içeren ürünlerin işlenmesi veya dönüştürülmesi yapılan tesisler,

7) Ham deri işleme, padok ve sadece hayvan kesimi yapılan tesisler,

8) Talk, barit, kalsit, antimuan ve benzeri kırma ve öğütme tesisleri.

(2) OSB; karma OSB’lerde, yukarıda sayılan tesisler ile OSB’nin kuruluş protokolü çerçevesinde kurulması planlanan sektörlerini veya mevcut sektör yapısını, tesisin faaliyetinden kaynaklanan çevresel etkilerini, altyapı ve atıksu arıtma tesislerine etkilerini, herhangi bir olumsuzluk anında tetikleyici etkisini, insanların çalışma ve yaşam koşullarına etkisini dikkate alarak kurulmasında sakınca gördüğü diğer tesislerin kurulmasına ilişkin olarak, üniversite ve konu ile ilgili kurumlardan alınacak raporlar çerçevesinde karar verir.”

MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 106 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Bakanlık kredisi kullanan OSB’lerde, arsa tahsisi yapılan katılımcılardan;

a) Tahsis bedelini defaten ödeyenlere veya tahsis bedelinden kalan borcu için teminat mektubunu,

b) OSB’nin kesin olarak belirleyeceği arsa bedelleri ile yapılacak diğer yatırımlara itirazsız olarak katılacağını belirten noter tasdikli taahhütnamesini,

OSB’ye verenlerden; 71 inci maddenin birinci fıkrasında aranan şartı gerçekleştirerek yatırımını tamamlayıp tesisi üretime geçenlere geri alım hakkı şerhi konulmadan, tesisi üretime geçmeyenlere ise geri alım hakkı şerhi konularak, ipoteksiz tapuları verilir.”

MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 123 üncü maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Ambalaj atığı üreticisi katılımcılar, plastik, metal, cam, kağıt, karton, kompozit ve benzeri ambalaj atıklarını biriktirmek, kaynağında ayrıştırmak ve OSB’ye vermekle yükümlüdür. OSB bu atıkları toplar, depolar, nakleder ve değerlendirir.” 

MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 173 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“5) Tesisin sanayi parselinde bulunması halinde, tesisin bağımsız bölüm oluşturmadan bir bütün halinde kiraya verileceğine dair beyan,”

MADDE 17 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 18 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.

 

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

22/8/2009

27327

Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

 

Tarihi

Sayısı

1.

12/8/2010

27670

2.

9/2/2011

27841

3.

4/8/2011

28015

4.

8/10/2011

28078

 

kooperatif işlemlerinin muhasebeleştirilmesi

Bize ulaşın

20120806-213646.jpg

Kooperatiflerde denetçiler incelemeyi bizzat mı yapmak zorundadırlar ?-Kemal OZMEN

20120805-105444.jpg

Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.-Kemal OZMEN

Başlık Kooperatifin üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile toplu işyeri inşa etmesi halinde, kooperatifin bina inşaat ve yapı kullanma izn harcından muaf olup olmaması Hk.
Tarih 27/03/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2012/1-79

27/03/2012

Konu

:

Bina İnş. ve Yapı Kullanma İzin Harcı hK.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda: Kooperatifiniz üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile … ili, .. ilçesi sınırları dahilinde … adet toplu işyeri inşa edileceği belirtilerek bu inşaat için bina inşaat harcı ve belediyelerce alınan diğer imarla ilgili harçlarından müstesna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Ek 1’inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almakta ve bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrasında ise kooperatifler eliyle, ana sözleşmelerine uygun olarak, yapılan sanayi ve küçük sanat siteleri ile esnaf çarşılarının bina inşaat harcından müstesna olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Aynı Kanunun 80 inci maddesinde:

“İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.

a) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde İmar Kanununa göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemleri “Parselasyon Harcına” (teşvik belgesini haiz organize sanayi bölgeleri hariç olmak üzere),

b) Verilecek ifraz ve tevhit kararları “İfraz ve Tevhit Harcına”,

c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,

d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi “Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına”,

e) (Mülga: 21/1/1982 – 2589/5 md.)

f) Yapı kullanma izni verilmesi işleri “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir.

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Hükümleri uyarınca yapılan yapı ve tesisler ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında inşa edilecek sera ve benzeri örtü altı tarım faaliyetinde kullanılmak üzere inşa edilen tesisler, ahır, samanlık, kümes ve hayvan barınakları ile yemlik gibi yapı ve tesisler 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu uyarınca alınacak ücretler ile bina inşaat harcı dahil yukarıda sayılan harçlardan müstesnadır.

Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.”

hükmü yer almaktadır.

Organize Sanayi Bölgeleri: Ülke kalkınmasının sağlanması, sanayinin gelişmesi, kentleşmenin yönlendirilmesi, çevre sorunlarının önlenmesi, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanılması amacıyla sanayi tesislerinin belirli bir plan dahilinde sınırları onaylı arazi parçaları üzerinde yerleştirilmesi ve kümelenmesiyle oluşan, gerekli altyapı ve sosyal tesisler ile donatılan sanayi sektöründe mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Küçük sanayi siteleri ise: Her tür küçük sanayi işletmesinin, aynı iş kolundaki küçük işletmelerle bir araya gelerek, genel olarak büyük entegre sanayi işletmelerine ara mal üretmek üzere kurulmuş olan yerlerdir.

Bu itibarla, Kooperatifiniz eliyle yapılacak işyerlerinin yukarıda tarifi yapılan organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yer alması halinde bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından istisna tutulması; ayrıca söz konusu işyerlerinin bu kapsama girmemekle birlikte “esnaf çarşısı” kapsamında bulunması halinde ise bina inşaat harcından istisna tutulması gerekmektedir.

Öte yandan, Kooperatifinizin bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcı dışında 2464 sayılı Kanun’da belirtilen diğer imar ile ilgili harçlarından istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Dünyada ve Türkiye’de kooperatifcilik(Alintidir)

Dünyada son yıllarda yaşanan ekonomik, sosyal ve ekonomik olaylara baktığımızda global krizin etkisinin her geçen gün dünyayı sardığı görülüyor. Buna bağlı artan işsizlik, yoksulluk ve de en kötüsü açlık tehlikesi yüzyılın en tehlikeli sorunu haline geliyor. Her ne kadar serbest piyasa ekonomisi ile başarılı olduk dense de dünyadaki süreç ve global ekonominin bir ölçüde çökmesi bugüne kadar izlenen ekonomik politikaların faydadan çok zarar getirdiğini gösteriyor.

Birçok sorun medyada olması gereken kadar kamuoyunda gösterilmese de internetin verdiği özgürlükle dünya genelinde bir tarama yaptığınızda yangının büyüklüğü çok açık görülüyor. Bu durum karşısında başa gelişmiş ülkeler olmak üzere her ülkede ekonomik yaklaşımlarda sorgulanıyor ve değerlendiriliyor.

Bu kapsamda kooperatiflerin bugüne kadar izledikleri politikalar, elde ettikleri başarılar dikkate alınarak kooperatiflerin kriz karşısındaki dayanıklılığı ve gücü konusunda şu sonuçlar ortaya koyuluyor.

1. Kooperatifler demokratik işletme ve kuruluşlardır. Sahibi eşit konumdaki ortaklarıdır ve ortakları tarafından kontrol edilir. Her ortağın bir oy hakkı vardır.

2. Kooperatifler kuruldukları yerdeki ortaklarına ve bölgeye iş imkânı ve gelir akışı sağlarlar.

3. Kooperatifler ortaklarının ve yörelerinin ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlarına kolay ve pratik çözümler üretebilirler.

4. Kooperatiflerin ortaklarına getirdikleri ekonomik ve sosyal faydalar bir sadaka değildir. Aksine ortakların kendi kendine yardım ve dayanışma prensibi ile ortaya çıkan güçlendirici bir durumdur.

5. Kooperatif ortakları iyi günlerde olduğu kadar zor günlerde de ekonomik ve sosyal sorunları paylaşan insanlardır.

6. Kooperatifçilik ekonomik bunalım dönemlerinde ve yoksulluğun yaşandığı toplumlarda kolaylıkla uygulanan bir modeldir. Bu dönemlerde diğer işletmeler kapatılsa da, işçiler işlerinden olsa da kooperatif ortakları bu konularda daha kolay ortak kararlar alabilirler.

7. Kooperatifler uluslararası bir hareketin parçasıdırlar. Hem yerel hem de küresel olarak sosyal ve ekonomik çözümler üretebilirler ve farklılıklar yaratabilirler. Dünyada bu konuda binlerce örnek vardır.

8. Kooperatifler toplumda ve ekonomik hayatta insanların yaşamlarını daha adil, eşitlik ve demokratik hale getirir.

9. Kooperatif kurmanın sayısal olarak bir ölçeği yoktur. Her toplumda her bireyin ihtiyaçlarına göre kooperatif kuruluşu esneklik gösterebilir. Kimi ülkelerde kooperatiflerin 3 ortağı kimi ülkelerde binlerce ortağı vardır.

10. Kooperatifler dünyada şirketlere ve istismarcı insanlara karşı toplumun ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için en uygun ve yerinde alternatiflerdir.

Gerçekte kooperatifleri güçlü yapan bu 10 neden dünyada kooperatifçilik hareketinin yüz yılı aşan bir süredir nasıl dimdik ayakta kaldığının sırrını açıklayan sözlerdir. Kooperatifçilik hareketini güçlü kılan bu hususlar hareketin dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olmasında rol oynayan en büyük etkenlerdir.

Belki diyeceksiniz ki, bizim ülkemizdeki kooperatiflerin durumu farklıdır. Bu özellikler ülkemiz için geçerli değildir. Kooperatiflerimiz gereği kadar güçlü değildir. Zaten pek de gelişemiyor. Sorunlarını çözemiyor. Temelde sorun halkımızın kooperatifleri benimsememesinden kaynaklanıyor. Hatta bazen üzücü şekilde Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi ile birlikte 149 yılı aşan Türk Kooperatifçilik geçmişini bile görmeden “canım kooperatifler bize yabancı” diye düşünebilirsiniz.

Ama kendimizi aldatmayalım. Bırakalım batılı gelişmiş ülkeleri, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğunun toprakları içinde olan, hatta Osmanlı döneminde kooperatif kurulan ülkelerde bile kooperatifçilik çok iyi çalışmakta, dünyaya örnek olan başarılı sonuçlar elde edilmektedirler. Hatta çoğumuzun çok yoksul ve eğitim düzeyi düşük dediği Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde bile bu yönde önemli gelişmeler sağlandığı görüyoruz.

Evet kooperatifler toplumsal gelişmenin anahtarı olduğu kadar, ekonominin de sigortasıdırlar. Kooperatifler global ekonominin çarkları içinde yok olan ve küçülen özel sektör içinde en büyük destektir. Bugün ülkemizde birçok sanayicimizin ve ticaret adamımızın en büyük iş ortağı kooperatiflerdir. Kayıtlı ekonomisi ile devletinde en önemli gelir kaynaklarından biridir. Kooperatiflere olan güven ve yapılan uygulamaların olumlu sonuçları konusunda en güzel örnekler de başta ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Fransa ve İskandinav ülkelerindedir.

2012 Uluslararası Kooperatifler Yılını kutladığımız günümüzde konu ile ilgili başta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olmak üzere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere kadın ve aileden sorumlu devlet bakanlığının konuya yaklaşımı olumludur. Kooperatiflerinde bu olumlu havaya karşı tutumları gayet yerindedir. Batı ülkelerinde olduğu gibi genel prensipleri ve yasal uygulamaları çerçevesinde çalışmasına müsaade edilmelidir.

İşte o zaman kooperatifleri güçlü yapan bu 10 neden ülkemiz içinde ne kadar geçerli olduğu görülecektir.

Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

kooperatif sözleşme örneği,kooperatif ana sözleşme örneği,yapı kooperatif ana sözleşme örneği-Kemal OZMEN

Bize ulaşın
İ[email protected]

Ultra vires ilkesi ve kooperatifler -Berkant Sengul (Tetkik Hakimi)

kooperatiflerin hukuki niteliği ve amacı ile 1163 sayılı Kanunun özel nitelikte oluşu dikkate alındığında kooperatiflerin ehliyetinin, amacı ve çalışma konusuyla sınırlı olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, ultra vires ilkesi halen kooperatifler için devam etmektedir.

Kooperatifler kanunu mu? Yeni Türk Ticaret kanunu mu?

Bu yönde dikkat çeken önemli düzenleme, 1163 sayılı Kanunu’nun 98. maddesi olup, anılan hükme göre, bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla, kooperatiflerle ilgili uyuşmazlıklara öncelikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, daha sonra Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ilişkin düzenlemeleri tatbik edilecektir. Ancak, bazı hususlar, hem 1163 sayılı Kanunda hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda mevcut ise, özel kanun olması dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması tabiidir(Eriş, s.1204).

Yeni ttk ve kooperatifler (Berkant Sengel)

6762 sayılı TTK’nunda olduğu gibi kooperatifler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda da ticaret şirketleri arasında sayılmıştır. Ancak, kooperatifler doğrudan bu kanun içinde düzenlenmemiş, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yürürlülüğüne dokunulmamıştır. 6762 sayılı TTK’nundan farklı olarak 134-194. maddeleri arasında düzenlenen birleşme, bölünme ve tür değiştirme kurumlarıyla ilgili olarak kooperatiflere ilişkin düzenlemelere de yer vermiştir.

Yeni TTK ve Kooperatifler- Berkant ŞENGEL YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ TETKİK HAKİMİ

6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NUN KOOPERATİFLERE YANSIMASI

1-GENEL OLARAK

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, 13.01.2011 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi gazete’de yayınlanmıştır. Anılan Kanununun yürürlük maddesi olan 1534. maddesi hükmüne göre de, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bazı maddelerin yürürlülük tarih de 01.01.2013 tarihi olarak kararlaştırılmıştır. Böylelikle gerek doktrinin gerekse uygulamacıların başarılı bir düzenleme olarak kabul ettiği ve yaklaşık elli yılı aşkındır toplumumuzun ticaret hayatına yön veren 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu dönemi sona ermiştir.
​Türk Ticaret Kanunu’nun genel gerekçesinde de ayrıntılı olarak vurgulandığı üzere, Dünya’da 20. yüzyılın ikinci yarısıyla başlayan siyasal, sosyal, ekonomik ve teknolojik alanlarda meydana gelen gelişmeler, bunların ülkemize yansıması ve özellikle 1984 yılı ve sonrası ekonomide liberasyona geçiş, çağdaş bir ticaret kanunu ihtiyacını doğurmuştur. Ülkemizin Avrupa Birliği’ne tam üye olma çalışmaları, uluslararası ekonomi ile bütünleşme isteği, özellikle internet kullanımının yaygınlaşması ve diğer teknolojik gelişmeler, Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi ana kanunların kabul edilmesi gibi bir çok etkenin bir araya gelmesi karşısında yeni ticaret kanununun kabul edilmesi, bir zorunluluk haline gelmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun genel gerekçesinde başta sermaye şirketleri olmak üzere, çeşitli hukuki kurumlarla ilgili olarak değerlendirmeler ve gelişmelerden bahsedilerek yapılan değişiklikler açıklanmıştır. 6762 sayılı TTK’nunda olduğu gibi kooperatifler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda da ticaret şirketleri arasında sayılmıştır. Ancak, kooperatifler doğrudan bu kanun içinde düzenlenmemiş, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yürürlülüğüne dokunulmamıştır. 6762 sayılı TTK’nundan farklı olarak 134-194. maddeleri arasında düzenlenen birleşme, bölünme ve tür değiştirme kurumlarıyla ilgili olarak kooperatiflere ilişkin düzenlemelere de yer vermiştir.

2-KOOPERATİFLERİN HUKUKİ NİTELİĞİ

6102 sayılı Kanunun 124. maddesinde kooperatifler ticaret şirketleri arasında sayılmıştır. Diğer ticaret şirketleri de sermaye ve şahıs şirketleri olarak ayrıma tabi tutulmuştur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatiflerin ana kaynağıdır. Anılan Kanunun 1. maddesinde kooperatif, tüzel kişiliğe haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, kooperatif şirketinin ne tam bir ticaret şirketi ne de tam bir dernek olarak kabulü mümkün değildir. Belirlenen amaca ulaşmak için bir araya gelen kişilerin oluşturduğu bir teşekküldür. Kooperatifin amacı, bireyin ekonomisini geliştirmektir(R.Poroy/Ü.Tekinalp/E.Çamoğlu.; Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 11. Basım, İstanbul 2009, s.977). Hukuki niteliğindeki tartışmalar devam edecektir. Kooperatifin tacir olmadığı kabul edilmektedir(Erişi G.; Açıklamalı ve İçtihatlı Uygulamalı Kooperatifler Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2001, s.14). Esasen, kanun koyucu 6102 sayılı Kanunun 124. maddesinin gerekçesinde kooperatifin ticaret şirketi olup olmadığının tartışılabileceğini, adi ortaklık olarak kabul edilemeyeceğinden ve hukuki bakımından başka sorunların çıkabileceğinden ticaret şirketleri arasında sayıldığını açıklamıştır. Yargıtay uygulamasında da, kooperatifin tacir olmadığı, kar-zarar amacından ziyade sosyal bir fonksiyonu olduğu kabul edilmektedir(Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.03.2009 Tarih, 2007/14292 Esas-2009/3401 Karar sayılı ilamı).
Kooperatifin en önemli özelliği değişir ortaklı ve değişir sermayeli olmasıdır. Dolayısıyla diğer sermaye şirketlerinde olduğu gibi sermayenin artırılmasına veya azaltılmasına gerek yoktur. Ortak sayısı arttıkça sermaye artar, azaldıkça sermayesi azalır. 1163 sayılı Kanunun 8/3. maddesi dikkate alınmalıdır.

3-KOOPERATİFLERE UYGULANACAK HÜKÜMLER

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6762 sayılı Kanunun 138. maddesine paralel olarak ve dili sadeleştirerek 126. maddesiyle, her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak kaydıyla, Türk Medeni Kanunu’nun tüzel kişilere ilişkin genel hükümleri ile bu kısımda bulunmayan hususlarda Türk Borçlar Kanunu’nun adi şirkete dair hükümleri her şirket türünün niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri hakkında da uygulanacağını düzenlemiştir.
Kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki, 10.05.1969 tarih ve 13195 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Ayrıca, kooperatiflerle ilgili olarak 1581 sayılı Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu gibi özel düzenlemeler ile diğer mevzuatta yer alan hükümler dikkate alınmalıdır. Daha sonra Türk Medeni Kanunu ile Borçlar Kanunun adi şirkete ilişkin hükümleri uygulama yeri bulacaktır.
Bu yönde dikkat çeken önemli düzenleme, 1163 sayılı Kanunu’nun 98. maddesi olup, anılan hükme göre, bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla, kooperatiflerle ilgili uyuşmazlıklara öncelikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, daha sonra Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ilişkin düzenlemeleri tatbik edilecektir. Ancak, bazı hususlar, hem 1163 sayılı Kanunda hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda mevcut ise, özel kanun olması dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması tabiidir(Eriş, s.1204).

Kooperatif bilgi formu,kooperatif bilgi formu ornegi-Kemal özmen

Kooperatiflerde denetçiler incelemeyi bizzat mı yapmak zorundadırlar ?-Kemal OZMEN

20120805-105444.jpg

Kooperatif henuz tapusunu almamış ortaklarin konut ve/veya isyerlerini kiralayabilir mı ?-Kemal özmen

Bize ulasin [email protected]

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin İ[email protected]

Kooperatifin KDV ,muhtasar ,kurumlar vergisi, emlak vergisi,belediye gelirleri vergisi,tabela vergisi,damga vergisi gibi vergilerin hangilerinden hangi durumlarda muaf olacağı ile ilgili bize ulasin
İ[email protected]