2012, Dünya Kooperatifçilik Yılı
Mehmet Şakir Örs
2012 yılının tüm dünyada kooperatif yılı olarak kutlanması, inanıyoruz ki kooperatif hareketin önünde yeni olanaklar açacaktır. Kooperatifçilik yeniden gündeme gelecektir.
Dikkatinizi çekiyor muydu bilmiyorum, ama uzun zamandır kooperatifçilikten söz edilmez olmuştu. Pek çok çevre tarafından, kooperatifçilik, artık ‘modası geçmiş, miadını doldurmuş’ bir örgütlenme biçimi olarak görülüyordu.
Doğrusu bu yaklaşımlar, yaşamı boyunca kooperatifçiliğe gönül veren, onu hayatın birçok alanında doğru örgütlenme biçimi olarak gören bizleri üzüyordu.
Biz kooperatif aksiyonerlerine göre, ekonomik sorunlar ve sömürü sürdükçe, kooperatifçiliğin ortadan kalkması düşünülemezdi. Çünkü kooperatifçiliğin ortaya çıkışında, ekonomik sıkıntılara ve sömürüye karşı mücadele temel rol oynuyordu.
Daha 19. yüzyılda, kır ve kent insanları, yaşam koşullarını iyileştirebilmenin ve ekonomik zorluklara karşı koyabilmenin bir kaldıracı olarak kooperatifçiliği görmüş ve hayata geçirmişlerdi. Kooperatifçilik, ekonomik sıkıntılar altında bunalan tüm ülkelerde, işçiler, emekçiler, küçük esnaf ve zanaatkârlar, köylüler ve evsizler için adeta bir can simidi olmuştu. Ülkemizde de, özellikle cumhuriyet döneminde, Avrupa’daki gelişmelere koşut gelişmeler yaşanmış ve kooperatifçilik alanında önemli adımlar atılmıştı. Bu alanda yasal ve yönetsel düzenlemeler yapılmış, geniş kitleler kooperatiflerde bir araya gelmişlerdi…
Kooperatifçiliğin ortaya çıkışından bu yana, elbette dünyada ve ülkemizde çok şeyler değişti. Ama ekonomik sıkıntılar, adaletsiz gelir dağılımı, yoksulluk ve sömürü sürüyor.
Hatta o kadar sürüyor ki, içinde bulunduğumuz zaman diliminde, dünya, ekonomik krizlerin burgacında kıvranıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin hangi noktalara ulaştığını, OECD’nin son raporları çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Ekonomik sorunlar ve yoksulluk, insanlığın önünde aşılması gereken sıradağlar gibi yükseliyor.
Ekonomik sorunlar, krizler, hayatı giderek daha da zorlaştırıyor. Adaletsiz gelir dağılımı ve yoksulluk, insanlar, toplumlar ve ülkeler arasında yeni ayrışmalara, gerginliklere, çekişmelere yol açıyor.
İşte tam bu noktada, Birleşmiş Milletler, 2012 yılını ‘Dünya Kooperatifçilik Yılı’ olarak kabul etti. Böylece yıl boyunca tüm dünyada kooperatifçilik yeniden gündeme taşınacak.
Elbette bu gelişme tesadüfi değildir. 2012’nin dünya kooperatif yılı olması da göstermiştir ki; ekonomik krizlerle mücadelede, yoksulluğun aşılmasında, adaletsiz gelir dağılımının düzeltilmesinde, kooperatifçilik hâlâ temel bir örgütlenme aracıdır.
Örgütlenme ve dayanışma için…
Uluslararası platformlarda kooperatifin kabul görmüş iki tanımı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin (ICA) kuruluş kurallarında yer alan tanımdır. Buna göre, kooperatifler, kişilerin karşılıklı yardımlaşma esasına dayanan girişimlerinin, üyelerinin ekonomik ve sosyal gelişimi için kullanıldığı örgütlerdir.
Kabul gören ikinci tanım da ILO kararlarında yer almıştır; kişilerin gönüllü olarak belli ortak bir amacı gerçekleştirmek için oluşturdukları, gerekli sermayeye eşit koşullarda katıldıkları, üyelerin aktif girişimlerindeki kâr ve risklerin adil olarak paylaşıldığı demokratik denetimli örgütlerdir.
Bu tanımlardan da anlaşıldığı gibi, kooperatiflerin iki temel yönü bulunmaktadır. Kooperatifler hem sosyal, hem de ekonomik birimlerdir.
Bize göre de, kooperatif hareketin en temel özellikleri, yurttaşların örgütlenme ve dayanışma gereksinimlerine yanıt vermesidir.
Başta ülkemiz ve halkımız için olmak üzere, günümüzde tüm dünyada insanlar için örgütlenmenin ve dayanışmanın büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. İşte bu nedenle kooperatifçiliğe büyük değer biçiyoruz.
2012 yılının tüm dünyada kooperatif yılı olarak kutlanması, inanıyoruz ki kooperatif hareketin önünde yeni olanaklar açacaktır. Kooperatifçilik yeniden gündeme gelecektir.
Tabii bu gelişme, kooperatif hareketinin kendini gözden geçirmesi ve böylesi bir yeni döneme hazırlanması sorumluluğunu da beraberinde getirmektedir. Kooperatifçilik günümüzde, ekonomik krizlere, sorunlara, yoksulluğa karşı örgütlenmenin, dayanışmanın temel dayanağı ve toplumsal değişimin temel kaldıracı olabilir.
İnanıyoruz ki; kooperatifçilik, temel felsefesiyle, ilkeleriyle, ekonomik, sosyal ve toplumsal bir olgu olarak yaşamaktadır ve hep yaşayacaktır.
‘2012 Dünya Kooperatifçilik Yılı’, tüm kooperatifçilere, kooperatif hareketlere, örgütlenmelere kutlu olsun!.. Yılı
Mehmet Şakir Örs
2012 yılının tüm dünyada kooperatif yılı olarak kutlanması, inanıyoruz ki kooperatif hareketin önünde yeni olanaklar açacaktır. Kooperatifçilik yeniden gündeme gelecektir.
Dikkatinizi çekiyor muydu bilmiyorum, ama uzun zamandır kooperatifçilikten söz edilmez olmuştu. Pek çok çevre tarafından, kooperatifçilik, artık ‘modası geçmiş, miadını doldurmuş’ bir örgütlenme biçimi olarak görülüyordu.
Doğrusu bu yaklaşımlar, yaşamı boyunca kooperatifçiliğe gönül veren, onu hayatın birçok alanında doğru örgütlenme biçimi olarak gören bizleri üzüyordu.
Biz kooperatif aksiyonerlerine göre, ekonomik sorunlar ve sömürü sürdükçe, kooperatifçiliğin ortadan kalkması düşünülemezdi. Çünkü kooperatifçiliğin ortaya çıkışında, ekonomik sıkıntılara ve sömürüye karşı mücadele temel rol oynuyordu.
Daha 19. yüzyılda, kır ve kent insanları, yaşam koşullarını iyileştirebilmenin ve ekonomik zorluklara karşı koyabilmenin bir kaldıracı olarak kooperatifçiliği görmüş ve hayata geçirmişlerdi. Kooperatifçilik, ekonomik sıkıntılar altında bunalan tüm ülkelerde, işçiler, emekçiler, küçük esnaf ve zanaatkârlar, köylüler ve evsizler için adeta bir can simidi olmuştu. Ülkemizde de, özellikle cumhuriyet döneminde, Avrupa’daki gelişmelere koşut gelişmeler yaşanmış ve kooperatifçilik alanında önemli adımlar atılmıştı. Bu alanda yasal ve yönetsel düzenlemeler yapılmış, geniş kitleler kooperatiflerde bir araya gelmişlerdi…
Kooperatifçiliğin ortaya çıkışından bu yana, elbette dünyada ve ülkemizde çok şeyler değişti. Ama ekonomik sıkıntılar, adaletsiz gelir dağılımı, yoksulluk ve sömürü sürüyor.
Hatta o kadar sürüyor ki, içinde bulunduğumuz zaman diliminde, dünya, ekonomik krizlerin burgacında kıvranıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin hangi noktalara ulaştığını, OECD’nin son raporları çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Ekonomik sorunlar ve yoksulluk, insanlığın önünde aşılması gereken sıradağlar gibi yükseliyor.
Ekonomik sorunlar, krizler, hayatı giderek daha da zorlaştırıyor. Adaletsiz gelir dağılımı ve yoksulluk, insanlar, toplumlar ve ülkeler arasında yeni ayrışmalara, gerginliklere, çekişmelere yol açıyor.
İşte tam bu noktada, Birleşmiş Milletler, 2012 yılını ‘Dünya Kooperatifçilik Yılı’ olarak kabul etti. Böylece yıl boyunca tüm dünyada kooperatifçilik yeniden gündeme taşınacak.
Elbette bu gelişme tesadüfi değildir. 2012’nin dünya kooperatif yılı olması da göstermiştir ki; ekonomik krizlerle mücadelede, yoksulluğun aşılmasında, adaletsiz gelir dağılımının düzeltilmesinde, kooperatifçilik hâlâ temel bir örgütlenme aracıdır.
Örgütlenme ve dayanışma için…
Uluslararası platformlarda kooperatifin kabul görmüş iki tanımı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin (ICA) kuruluş kurallarında yer alan tanımdır. Buna göre, kooperatifler, kişilerin karşılıklı yardımlaşma esasına dayanan girişimlerinin, üyelerinin ekonomik ve sosyal gelişimi için kullanıldığı örgütlerdir.
Kabul gören ikinci tanım da ILO kararlarında yer almıştır; kişilerin gönüllü olarak belli ortak bir amacı gerçekleştirmek için oluşturdukları, gerekli sermayeye eşit koşullarda katıldıkları, üyelerin aktif girişimlerindeki kâr ve risklerin adil olarak paylaşıldığı demokratik denetimli örgütlerdir.
Bu tanımlardan da anlaşıldığı gibi, kooperatiflerin iki temel yönü bulunmaktadır. Kooperatifler hem sosyal, hem de ekonomik birimlerdir.
Bize göre de, kooperatif hareketin en temel özellikleri, yurttaşların örgütlenme ve dayanışma gereksinimlerine yanıt vermesidir.
Başta ülkemiz ve halkımız için olmak üzere, günümüzde tüm dünyada insanlar için örgütlenmenin ve dayanışmanın büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. İşte bu nedenle kooperatifçiliğe büyük değer biçiyoruz.
2012 yılının tüm dünyada kooperatif yılı olarak kutlanması, inanıyoruz ki kooperatif hareketin önünde yeni olanaklar açacaktır. Kooperatifçilik yeniden gündeme gelecektir.
Tabii bu gelişme, kooperatif hareketinin kendini gözden geçirmesi ve böylesi bir yeni döneme hazırlanması sorumluluğunu da beraberinde getirmektedir. Kooperatifçilik günümüzde, ekonomik krizlere, sorunlara, yoksulluğa karşı örgütlenmenin, dayanışmanın temel dayanağı ve toplumsal değişimin temel kaldıracı olabilir.
İnanıyoruz ki; kooperatifçilik, temel felsefesiyle, ilkeleriyle, ekonomik, sosyal ve toplumsal bir olgu olarak yaşamaktadır ve hep yaşayacaktır.
‘2012 Dünya Kooperatifçilik Yılı’, tüm kooperatifçilere, kooperatif hareketlere, örgütlenmelere kutlu olsun!..