7099 SAYILI KANUN İLE KOOPERATİFLERDE YAPILAN DÜZENLEMELER-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE YAPILAN DÜZENLEMELER

[email protected]

Kooperatif kuruluşu için

shout_1515906769465

Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulacak. Anasözleşmenin ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerekecek.

İlgili Bakanlık faaliyet konuları itibarıyla kooperatifleri sınıflandırmaya, çalışma bölgeleri oluşturmaya, kooperatif kuruluşu için asgari ortak sayısından az olmamak üzere ortak sayısı ve kooperatif kurulmasına yönelik diğer şartlar ile usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenecek.

Kooperatif yönetim kurulu, kooperatifi temsile yetkili kılman kimselerin isimlerini ve imzalarını ticaret siciline bildirir ve bu yetkiye dayanak olan kararlan ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personele tasdik ettirecek.

Kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin muhasebe usulleri ve mecbur olarak tutacakları defterler hakkında 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacak. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ ile belirlenecek.

7099 sayılı Kanun-EVREN ÖZMEN

Borçlu ve kefiller ile alacaklı arasında düzenlenen kredi veya borç sözleşmelerinin, tapu müdürlüklerince resmi senet düzenlenmeksizin ve ilgililerinin tapu müdürlüklerinde bizzat talepte bulunma zorunluluğu olmaksızın tapuya tescili sağlanacaktır.

 

22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ncı maddesinin dokuzuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

Kamu kurum ve kuruluşları (Ordu Yardımlaşma Kurumu dahil), bankalar, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerince açılacak tüm kredilere karşılık teminat gösterilen gayrimenkullerin ipotek işlemleri, tarafların istemi halinde resmi senet tanzim edilmeksizin alacaklı ile borçlu ve varsa kefilleri arasında yapılan kredi veya borç sözleşmelerine istinaden, tapu sicil müdürlüklerince tapuya tescil edilir.

 

“Kamu kurum ve kuruluşları, kredi ılı kuruluşları, bankalar, esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile tarım kredi kooperatiflerince açılmış veya açılacak tüm borç ve kredilere karşılık teminat gösterilen taşınmazların ipotek işlemleri, tarafların istemi halinde, taraflarınca imzalanan kredi veya borç sözleşmesine istinaden tapu müdürlüklerinde tapuya tescil olunur.”

 

Limited şirket kuruluşlarında % 25 oranında sermaye blokesi yaptırılma zorunluluğu kalkmıştır.-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Limited şirket kuruluşlarında % 25 oranında sermaye blokesi yaptırılma zorunluluğu kalkmıştır.-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

pexels-photo.jpg

Limited şirket kuruluşlarında

% 25 oranında sermaye blokesi yaptırılma zorunluluğu kalkmıştır.

6102 sayılı Kanunun 585 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “imzalarının noterce onaylandığı veya ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı” ibaresi “ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

 

  “Ancak nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az yüzde yirmibeşinin tescilden önce ödenmesi şartı limited şirketler bakımından uygulanmaz.”

 

Yapı denetim kuruluşlarına risk bazlı denetim yapması hususunda zorunluluk getirilmiştir-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Yapı denetim kuruluşlarına risk bazlı denetim yapması hususunda zorunluluk getirilmiştir-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

rappelling-rope-safety-security.jpg

Yapı denetim kuruluşlarına risk bazlı denetim yapması hususunda zorunluluk getirilmiştir 4708 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına mevcut birinci cümlesinden önce gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

 

Yapı denetim kuruluşları, denetçi mimar ve mühendisler, proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumludurlar

 

“Yapı denetim kuruluşları öncelikle risk bazlı denetim yapar.”

Yapı denetim kuruluşları, denetçi mimar ve mühendisler, proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumludurlar

 

 

KOOPERATİFLERDE MUHASEBE USULÜ VE DEFTERLER-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE MUHASEBE USULÜ VE DEFTERLER-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

 

7099 SAYILI KANUNDAN SONRA KOOPERATİFLERDE MUHASEBE USULÜ

books-education-school-literature-51342.jpeg

Kooperatiflerde muhasebe usülü ve hangi ve defterlerin nasıl tutulacağı ile ilgili ticaret kanunu hükümleri uygulanması sağlanmıştır. 1163 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

Kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin muhasebe usulleri ve mecbur olarak tutacakları defterler Ticaret Bakanlığınca belirtilebilir. “Kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin muhasebe usulleri ve mecbur olarak tutacakları defterler hakkında 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ ile belirlenir.”

 

Hata: İletişim formu bulunamadı.

AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YERİNE GETİRİLMESİNDE UYULACAK USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ

10 Mart 2018 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30356
TEBLİĞ
Kişisel Verileri Koruma Kurumundan:

AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YERİNE GETİRİLMESİNDE

UYULACAK USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca veri sorumluları veya yetkilendirdiği kişilerce yerine getirilmesi gereken aydınlatma yükümlülüğü kapsamında uyulacak usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (g) bentlerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Alıcı grubu: Veri sorumlusu tarafından kişisel verilerin aktarıldığı gerçek veya tüzel kişi kategorisini,

b) İlgili kişi: Kişisel verisi işlenen gerçek kişiyi,

c) Kanun: 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununu,

ç) Kurul: Kişisel Verileri Koruma Kurulunu,

d) Kurum: Kişisel Verileri Koruma Kurumunu,

e) Sicil: Başkanlık tarafından tutulan Veri Sorumluları Sicilini,

f) Veri kayıt sistemi: Tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işlenen kişisel verilerin bulunduğu her türlü ortamı,

g) Veri sorumlusu: Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi,

ğ) Veri sorumlusu temsilcisi: Türkiye’de yerleşik olmayan veri sorumlularını 30/12/2017 tarihli ve 30286 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Veri Sorumluları Sicili Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen konularda asgari temsile yetkili Türkiye’de yerleşik tüzel kişi ya da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiyi

ifade eder.

(2) Bu Tebliğde yer almayan tanımlar için Kanundaki tanımlar geçerli olacaktır.

Aydınlatma yükümlülüğünün kapsamı

MADDE 4 – (1) Kanunun 10 uncu maddesine göre; kişisel verilerin elde edilmesi sırasında veri sorumluları veya yetkilendirdiği kişilerce, ilgili kişilerin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu yükümlülük yerine getirilirken veri sorumluları veya yetkilendirdiği kişilerce yapılacak bilgilendirmenin asgari olarak aşağıdaki konuları içermesi gerekmektedir:

a) Veri sorumlusunun ve varsa temsilcisinin kimliği,

b) Kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği,

c) Kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılabileceği,

ç) Kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi,

d) İlgili kişinin Kanunun 11 inci maddesinde sayılan diğer hakları.

Usul ve esaslar

MADDE 5 – (1) Veri sorumlusu ya da yetkilendirdiği kişi tarafından sözlü, yazılı, ses kaydı, çağrı merkezi gibi fiziksel veya elektronik ortam kullanılmak suretiyle aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi esnasında aşağıda sayılan usul ve esaslara uyulması gerekmektedir:

a) İlgili kişinin açık rızasına veya Kanundaki diğer işleme şartlarına bağlı olarak kişisel veri işlendiği her durumda aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmelidir.

b) Kişisel veri işleme amacı değiştiğinde, veri işleme faaliyetinden önce bu amaç için aydınlatma yükümlülüğü ayrıca yerine getirilmelidir.

c) Veri sorumlusunun farklı birimlerinde kişisel veriler farklı amaçlarla işleniyorsa, aydınlatma yükümlülüğü her bir birim nezdinde ayrıca yerine getirilmelidir.

ç) Sicile kayıt yükümlülüğünün bulunması durumunda, aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde ilgili kişiye verilecek bilgiler, Sicile açıklanan bilgilerle uyumlu olmalıdır.

d) Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi, ilgili kişinin talebine bağlı değildir.

e) Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğinin ispatı veri sorumlusuna aittir.

f) Kişisel veri işleme faaliyetinin açık rıza şartına dayalı olarak gerçekleştirilmesi halinde, aydınlatma yükümlülüğü ve açık rızanın alınması işlemlerinin ayrı ayrı yerine getirilmesi gerekmektedir.

g) Aydınlatma yükümlülüğü kapsamında açıklanacak kişisel veri işleme amacının belirli, açık ve meşru olması gerekir. Aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilirken, genel nitelikte ve muğlak ifadelere yer verilmemelidir. Gündeme gelmesi muhtemel başka amaçlar için kişisel verilerin işlenebileceği kanaatini uyandıran ifadeler kullanılmamalıdır.

ğ) Aydınlatma yükümlülüğü kapsamında ilgili kişiye yapılacak bildirimin anlaşılır, açık ve sade bir dil kullanılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

h) Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “hukuki sebep” ten kasıt, aydınlatma yükümlülüğü kapsamında kişisel verilerin Kanunun 5 ve 6 ncı maddelerinde belirtilen işleme şartlarından hangisine dayanılarak işlendiğidir. Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi esnasında hukuki sebebin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

ı) Aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, kişisel verilerin aktarılma amacı ve aktarılacak alıcı grupları belirtilmelidir.

i) Aydınlatma yükümlülüğü kapsamında kişisel verilerin, tamamen veya kısmen otomatik yollarla ya da veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yöntemlerden hangisiyle elde edildiği açık bir şekilde belirtilmelidir.

j) Aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilirken eksik, ilgili kişileri yanıltıcı ve yanlış bilgilere yer verilmemelidir.

Kişisel verilerin ilgili kişiden elde edilmemesi halinde aydınlatma yükümlülüğü

MADDE 6 – (1) Kişisel verilerin ilgili kişiden elde edilmemesi halinde;

a) Kişisel verilerin elde edilmesinden itibaren makul bir süre içerisinde,

b) Kişisel verilerin ilgili kişi ile iletişim amacıyla kullanılacak olması durumunda, ilk iletişim kurulması esnasında,

c) Kişisel verilerin aktarılacak olması halinde, en geç kişisel verilerin ilk kez aktarımının yapılacağı esnada

ilgili kişiyi aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekir.

Yürürlük

MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 8 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı yürütür.

 

KOOPERATİFE KARŞI KİRA KAYBI DAVASI AÇILABİLİR Mİ? EVREN ÖZMEN KOOPERATİF DANIŞMANI-ATAŞEHİR

KOOPERATİFE KARŞI KİRA KAYBI DAVASI AÇILABİLİR Mİ? EVREN ÖZMEN KOOPERATİF DANIŞMANI-ATAŞEHİR

1163 sayılı Kanun’un 23. maddesinde; “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler” ifadesine yer verilmiştir. Kooperatifler hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereği tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerekir. Ortağa teslim edilen konutta emsallerine göre eksiklik, kusur ya da ayıp varsa bundan doğan zararlar ortakça kooperatiften istenebilir. Eksik imalat bedelinin belirlenmesinde de eşitlik ilkesi nazara alınmalı, diğer kooperatif ortaklarının konutları emsal alınarak, yapım hataları ve eksiklikler somut olarak belirlenmeli, denetime ve izlemeye elverişli rapor alınmalıdır. Dairelerin teslim edildiği tarih ve teslim edilme anındaki niteliği eşitlik ilkesi uyarınca değerlendirilmeli, eşitlik ilkesine aykırı biçimde eksik ve kusurlu imalatın tespit edilmesi halinde bunun, kullanıma engel olup olmadığı, bu kapsamda kira kaybı isteminin yerinde olup olmadığı irdelenmeli, aynı statüdeki diğer üyelere teslim edilen bağımsız bölümlerin ne şekilde teslim edildiğinin, eşitlik ilkesinin ihlâl edilip edilmediğinin saptanması, eksik ve ayıplı imalatın tespiti halinde bunun kira kaybına yol açıp açmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Teslim tarihi yönünden ise kooperatif kayıtları inceletilerek, bağımsız bölümlerin teslim tarihine ilişkin genel kurullarda bir tarih kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, bir tarih belirlenmemiş ise bağımsız bölümlerin diğer üyelere hangi tarihte teslim edildiğinin saptanması, dayandığı delilleri sunması için davalı kooperatife olanak tanınması icap etmektedir. Konutların tamamlanmamış olması halinde, davacının da beklemesi ve bu duruma katlanması gerekir. Diğer üyelerin konutları tamamlanıp teslim edilmiş ise davacının da dairesinin bitirilip teslimini istemek hakkıdır. Kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup, kooperatife borcu olduğu halde dairesini teslim alıp yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde, eşitlik ilkesi uyarınca davacının da aynı süre zarfında kira bedeli talep hakkı doğacağının kabulü gerekir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu uyuşmazlığın niteliğine göre oluşturulmadığı gibi; uyuşmazlığın kooperatif ile üyesi arasında olduğu dikkate alınarak kooperatif hukuku ilkelerine göre araştırma ve inceleme yapılması gerekirken, davalı kooperatif ile dava dışı yüklenici şirket arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine dayalı olarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, bilanço gelir gider cetvelleri ve genel kurul kararları, genel kurul hazirun cetvellerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtları incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 40. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Memurluğu’ndan veya anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca bu belgelerin gönderildiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü’nden getirtildikten sonra, davalı kooperatifin cevap dilekçesinde 28.06.2009 tarihli genel kurulda, iç düzenlemesi tamamlanan ve çevre düzenlemesi koşulları elverdiği ölçüde ortaklara dairelerine koşullu olarak taşınma imkânı verilmesi yolunda karar alındığının savunulduğu da gözetilerek, kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi ya da kurulu seçilerek yukarıda açıklanan ilkeleri somut olay bakımından tartışan açıklayıcı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre davacının eksik iş bedeli ile kira tazminatı talepleri hususunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde, davacının taraf olmadığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanan kira tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3 maddesinde; “Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur” hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim Kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. maddesinde ise; “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 98. maddesi yollaması ile TTK’nın 336. maddesi uyarınca, genel olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlerden dolayı şahsen sorumlu değildir. Aynı maddede beş bent halinde sayılan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olan 5. bent ”idare meclisi azaları şirket namına gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden ve ihmal neticesi olarak yapılmamasından gerek şirkete, gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler” hükmünü içermektedir. 818 sayılı BK’nın 41, 50 ve 51. madde (TBK 50, 62.madde) hükümleri ile yukarıda anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde, yöneticilerin ve temsile yetkili şahısların zarar doğuran eyleminden dolayı, yöneticiler ve kooperatif müteselsilen sorumludurlar. Bu nedenle, ortaklığın, yöneticilere karşı sorumluluk davası açmasının yanı sıra ortakların, kooperatife karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakları bulunmaktadır.
1982 Anayasası’nın 36. maddesinde yer verilen “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” ibaresi, ortakların dava açma hakkının temel dayanağıdır. Kooperatif ortağı olma, kooperatife karşı dava açma hakkından vazgeçme olarak yorumlanamayacaktır. Ortak tarafından dava hakkının kullanılması, ortaklığın TTK’nın 341. maddesine dayalı dava açma hakkında olduğu gibi, genel kurul kararına ve davanın denetçilerin asıl ya da vekil aracılığı ile dava açmasına bağlı değildir.
Ortakların dava açma hakları da doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yasa ve anasözleşme hükümlerine aykırı davranışları ile ortaklığın malvarlığını azaltan veya kötüleştiren davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararıdır. Ancak, ortak TTK’nın 340. madde yollaması ile 309/1. maddesi uyarınca dolaylı zarar dolayısıyla açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Bu tür zarar, kooperatif bakımından doğrudan, davacı bakımından dolaylı zarar olup, hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. İkinci durum ise doğrudan zarar halidir. Bu halde yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda ortakların ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur. Anılan zarar türünde ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Esasen, bu zararın üçüncü kişinin gördüğü zarardan tek farkı, ortak olmanın sonucu olmasıdır. TTK’nın 336/5. maddesinde anlamını bulan bu dava türünde ise ortaklar talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isteyebilirler. Her iki davada da husumet yöneticilere ve/veya denetçilere yöneltilmekte, davacı taraf değişmektedir.

shout_1515906769465

Tarım kooperatifleri-Hasan AKKUŞ

Günümüz dünyasında tarımsal faaliyetlerin ekonomiye katkısı anlamında, ülkelerin üretim kabiliyetlerini geliştirmede ve ekonomik değer oluşturmakta kooperatifler önemli oranda söz sahibidirler. Hatta ve hatta ihracatta hatırı sayılır miktarda ülke ekonomisine katma değer sağlamaktadırlar. (Yeni Zelanda ve Avrupa da birçok ülke gelişiminde bu tür örgütlenmeler öncelikli rol oynamıştır)

Çiftçimiz, Cumhuriyetle kazanılan vatandaşlık bilinciyle,  kendi geleceğinde etkin rol oynamak ve modern tarım uygulamalarındaki gelişmelerden geri kalmamak için kooperatiflere ortak olmuş ve ülkemizin tarımsal üretim potansiyelini oluşturma ve pazara arz etme aşamasında rasyonaliteyi yakalamak için örgütlenmek suretiyle yerini almıştır. Akabinde tarımsal sanayinin önderliğini yapmak üzere kooperatifler, özel sermaye ve devlet eliyle olmak üzere ayçiçeği, fındık, çiğit yağ fabrikaları, şeker fabrikaları, mandıralar vs. devreye girmiştir. Böylece kuru tarım faaliyetlerini sulu tarım alanında da geliştiren çiftçimiz, asgari 30 çeşit tarım ürünü yetiştirebilme kabiliyetini kazanmıştır. Dolayısıyla siyaset ve sermaye tarafından oluşturulan bu şartlar ile çiftçimiz, ülke ekonomisine katkısı anlamında gerek aile işletmesinin gelirini yükseltmede ve gerekse de gelirin sürekliliğine olumlu etkisi ile milli gelir paylaşımının geniş tabanda yaygınlaşmasında da rol almıştır.

ESNAF KEFALET KREDİSİ BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?-

ESNAF KEFALET KREDİSİ BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?

Esnaf kefalet kredisine başvurular yazılı olarak kooperatife müracaat edilir. Müracaat sahibinin durumu yönetim kurulu tarafından araştırılır. Kabul veya ret kararı 15 gün içerisinde ilgiliye yazılı olarak bildirilir. Kooperatif, kredi talebi ile ilgili olarak ortağın ekonomik ve mali durumunu araştırır, istihbarat raporu veya bülteni düzenler ve kefalet miktarını tespit eder. Kredi teklifini Halk Bankası’na iletir ve iletilen teklif Halk Bankası’nca incelenir ve banka tarafından tekrar istihbarat yapılır. İstihbarat olumlu sonuçlandığı takdirde ortak kredilendirilir.

Nihai tüketiciye yapılan satışlara ilişkin bileti ve yolcu taşıma faturada T.C. Kimlik Numarası bulunup bulunmayacağı

Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan gerçek kişiler için vergi kimlik numarası olarak Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının kullanılmaya başlanıldığı tarihten itibaren belgelerde vergi kimlik numarası satırına on bir haneli Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası yazılacaktır.” açıklamaları yapılmıştır.

Buna göre, 213 sayılı Kanun uygulamasında yolcu taşıma biletlerinde ve nihai tüketiciler adına düzenlenen faturalarda, müşterinin VKN/TCKN ile adres bilgilerine yer verme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Benzer şekilde, IATA kuralları çerçevesinde düzenlenecek elektronik yolcu biletlerinde de 462 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemelerin sonucu olarak, yolcunun TCKN ve adres bilgilerinin yazılması mecburi değildir

ESNAF KEFALET KREDİSİ BAŞVURU ŞARTLARI NELERDİR?-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

ESNAF KEFALET KREDİSİ BAŞVURU ŞARTLARI NELERDİR?

EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

[email protected]

shout_1515906769465

Esnaf ve sanatkarları desteklemek amacıyla verilen bu krediyi alabilmek için bazı şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir.

*Esnaf ve sanatkar olmak,

*Esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı bulunmak,

*İş veya ikamet yeri kooperatifin çalışma bölgesi içinde bulunmak,

*Aynı zamanda başka bir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi ortağı olmamak.

*Vergi borcunuzun bulunmaması ve banka kredi notu değerinizin yüksek olması.

*En az bir yıldır esnaflık yapıyor olmak.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Kooperatiflerde Genel Kurul günü yapılacak Çalışmalar nelerdir ?-KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kooperatiflerde Genel Kurul günü yapılacak Çalışmalar nelerdir ?

KOOPERATİF DANIŞMANI MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

[email protected]

Ekran Resmi 2017-06-19 00.46.02
EVREN ÖZMEN

Önceki yazılarımda kooperatiflerde genel kuruldan önce yapılması gereken çalışmaları ve başvuruları yazmıştım. Bu yazımda ise genel kurul günü yapılması gereken çalışmalar konusunda bilgi vermeye çalışacağım

 

1-Toplantı salonunun hazırlanması- Ortakların tamamının toplantıyı takip edebileceği şekilde bir düzen oluşturulması, mutlaka ses düzeninin kurulması ve mümkün ise bir yansıtıcı vasıtası ile raporların ve mali tabloların ortaklara gösterilmesi uygun olacaktır.

 

2-Vekaletlerin alınması ve Hazir-un cetvelinin imzalatılması: Toplantıya katılan kişilerin yetkili olduklarını gösteren belgelerin kontrol edildikten sonra hazır-un cetvelinin imzalatılması gerekmektedir. Hazir-un cetvelinden en az 3 adet hazırlanmalı, otokopi kullanılmamalıdır.

 

3-Bakanlık temsilcilerinin gelmesinin beklenmesi, usulüne uygun müracaat yapıldığı halde, temsilci toplantıya gelmez ise toplantı icrasını temin etmek üzere, mahalli idare amirine durum bildirilir. Temsilci yine gelmez ise bir saat sonunda toplantıya başlanır. Toplantı tutanağında bu husus belirtilir. Temsilci toplantıya katıldıktan sonra bir saat içinde nisap oluşmaz ise toplantı tehir edilir. Bu hususa dikkat edilmesi ve ortakların toplantıya erken katılmaları yönünden mesaj ve mail gönderilmesi, ayrıca 32 gün önce gönderilen çağrı mektubunda bu hususun belirtilmesi uygun olacaktır.

 

4-Çoğunluğun sağlanmasının beklenmesi: Yapı kooperatiflerinin ilk ve müteakip genel kurullarında toplantı nisap 1⁄4 tür. Çoğunluğun sağlanmasına müteakip toplantının açılması ve divan heyetinin oluşturulması, divan heyetinin ortaklardan veya kooperatifin bağlı olduğu üst birlikten oluşturulması zorunludur.

 

5-Genel kurul tutanağının yazılması: Genel kurul toplantı tutanağının, toplantının yapıldığı yerde yazılıp imzalanması zorunlu olup tutanağın toplantı yerinde, genel kurul divanınca düzgün ve okunaklı biçimde mümkün ise bilgisayar ile yazılacaktır.

 

Eğer bilgisayar ile yazmak mümkün değil ise yanlış yazılan kelime, rakam ve satırlar karalanmamalı, okunacak biçimde ortasından tek çizgiyle iptal edilmeli, yanına parantez içinde (çizildi) denilerek doğrusu yazılmalıdır.

 

Ay adları, bir ve iki basamaklı sayılar, rakamla değil yazıyla yazılmalı; tutanakta sonradan ilaveler yapılmasına imkan verebilecek boşluklar olmamalı ve çıkıntı yapılmamalıdır. Tutanağın başlangıç kısmına, genel kurul toplantısının başlama saati ve tutanağın son kısmına da genel kurul toplantısının bitiş saati mutlaka yazdırılmalıdır.

 

Ayrıca genel kurul sırasında divan başkanı mutlaka salona hakim olmalı, oy sayım memurlarının titiz ve dikkatli çalıştıklarını gözlemlemek zorundadır. Gündemde görüşülmüş ve oylanmış bir maddenin geriye dönüşü mümkün olmaması nedeni ile sayım hususu büyük önem arz etmektedir.

 

Bir sonraki yazımda kooperatiflerde genel kurul sonrası hangi işlemlerin , hangi sıra ile yapılması gerektiği konusunda da bilgi vereceğim.

Saygılarımla

Evren ÖZMEN

Hata: İletişim formu bulunamadı.

 

ÜRETİM VE PAZARLAMA KOOPERATİFLERİNDE ÜRÜN ALIMLARI -EVREN ÖZMEN

ÜRETİM VE PAZARLAMA KOOPERATİFLERİNDE ÜRÜN ALIMLARI -EVREN ÖZMEN

Ekran Resmi 2017-03-18 09.00.48

ÜRÜNLER İLE İLGİLİ İŞLEMLER ÜRÜN ALIMLARI:

Madde 62- Kooperatif, faaliyet konusuna girmeyen ürünlerin alım ve satımı ile uğraşamaz. Bir ürünün kooperatifin faaliyet konusuna dahil edilebilmesi için bu konuda anasözleşme değişikliği yapılması gerekir. Kooperatifin ürün alım ve satımları ile ilgili işlemleri yönetim kurulu kararlarına göre yürütülür. ÜRÜN TESLİM ZORUNLULUĞU: Madde 63- Kooperatif ortakları, kooperatifin faaliyet konusuna giren ürünlerinin tamamını kooperatife teslim etmek zorundadırlar. Ancak kendi ihtiyaçları için tüketecekleri miktar, alım döneminden önce yönetim kurulunca alınacak bir kararla teslim zorunluluğu dışında tutulur. Ortaklar ancak kendi üretimleri olan ürünleri kooperatife teslim edebilirler. Ortaklar her yıl rekolte durumuna göre elde edebilecekleri ürün durumu ile muhtemel teslimat miktarını kooperatif yönetim kurulunun tespit edeceği süre içerisinde ürünün yetişmesinden önce kooperatife bildirirler. Ortağın taahhüdünü yerine getiremeyecek veya teslimatını büyük ölçüde azaltmasına neden olacak durumlarda, ortak, ürünün hasadından önce kooperatife yazılı olarak başvurmak zorundadır. ÜRÜNLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Madde 64- Kooperatifçe satın alınacak ürünler, yönetim kurulu kararlarına göre değerlendirilir. Ürünlerin değerlendirilmesi işlerinde yönetim kurulunun basiretli bir tacir gibi hareket etmesi esastır.

KOOPERATİFLERDE İBRA-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

KOOPERATİFLERDE İBRA-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

İbra kararı genel kurul kararıyla kaldırılamaz.

pexels-photo-260689.jpeg

Bu konuda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53’üncü maddesi hükmü saklıdır.

Genel kurulun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, kooperatifin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek ortaklığı devralan ortakların dava hakkını kaldırır.

Diğer ortakların dava hakları da ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşer.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

GENEL KURULDA GİZLİ OY AÇIK TASNİF UYGULAMASI NASIL YAPILIR ?-EVREN ÖZMEN

GENEL KURULDA GİZLİ OY AÇIK TASNİF UYGULAMASI NASIL YAPILIR ?-EVREN ÖZMEN

shout_1515906769465

Gizli oylamada, kooperatif mührü ile mühürlenmiş boş oy pusulalarının kullanılması esastır. Ancak, genel kurulca karar alınmak kaydıyla ayrıca basılı oy pusulası da kullanılabilir. Genel kurulun yalnızca basılı oy pusulası kullanılması yolunda alacağı karar geçersizdir. Genel kurulda kooperatif mührü ile mühürlenmiş boş oy pusulaları ve basılı oy pusulalarından başkaca bir pusula seçim için kullanılamaz. Matbaada basılmış veya yazı makinesi ile yazılmış ya da çoğaltılmış oy pusulaları basılı oy pusulası sayılır.

KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL NİSABI-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL NİSABI-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

ÜRETİM VE PAZARLAMA KOOPERATİFLERİNDE GENEL KURUL BAŞLAMASI İÇİN GEREKEN NİSAP NEDİR ?-EVREN ÖZMEN

KOOPERATİF DANIŞMANI
Evren ÖZMEN-Mesleki yayınlar

Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar toplantı nisabının sağlanması koşuluyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır. Ancak, kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile alınır. Sorumluluk hükümlerinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararlarında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 52’nci maddesi hükmüne göre işlem yapılır.

KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL ÇAĞRISINI KİMLER YAPABİLİR ?-EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE GENEL KURUL ÇAĞRISINI KİMLER YAPABİLİR ?-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

Ekran Resmi 2016-04-10 22.57.13

Genel kurul, yönetim kurulunca toplantıya çağrılır.

Gerekli hallerde denetim kurulu, kooperatifin ortağı bulunduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler.

Genel kurul yukarıdaki şekilde toplanamadığı takdirde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca toplantıya çağrılabilir.

Ayrıca, 4 ortaktan az olmamak kaydıyla toplam ortak sayısının 1/10’ unun isteği halinde, genel kurul 10 gün içinde yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılır.

Bu başvurunun müştereken ve noter tebligatı ile yapılması gerekir. Yönetim kurulunca bu isteğin zamanında yerine getirilmemesi durumunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca genel kurul toplantıya çağrılabilir.

Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak genel kurulu bizzat toplantıya çağırma izni alabilirler.

Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir.

Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler.

Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir ortak genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkeme kararı kesindir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

ÜRETİM VE PAZARLAMA KOOPERATİFLERİNDE GENEL KURULUN YETKİLERİ-EVREN ÖZMEN

ÜRETİM VE PAZARLAMA KOOPERATİFLERİNDE GENEL KURULUN YETKİLERİ-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

Ekran Resmi 2017-03-26 22.55.32

En yetkili organ olan genel kurulun görev ve yetkileri şunlardır:

1) Bilanço, bilanço hesaplarının dökümü, gelir gider farkı hesapları ile yönetim kurul ve denetçiler tarafından verilen raporları inceleyerek kabul veya reddetmek, gelir gider farkının dağıtımı konusun bağlamak,

2) Yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerini seçmek, ibra etmek veya sorumluluklarına karar vermek, gerektiğinde bunları azletmek,

3) Yönetim ve denetim kurulu üyelerine verilecek aylık ücret, huzur hakkı ve yolluk miktarı ile bütçeyi görüşerek karara bağlamak,

4) Yönetim kurulu tarafından verilen ortaklıktan çıkarma kararlarına yapılan itirazları inceleyip karara bağlamak,

5) Kanun (6102 sayılı TTK’nın 391’inci maddesinde sayılanlar hariç), anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptal edilip edilmeyeceği konusunda karar almak,

6) Amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik uygun faaliyet konusu bulunan kooperatif, şirket ve diğer teşekküllere girme ve çıkmaya karar vermek,

7) Üst kuruluşa girme kararı vermek ve bu kuruluşta görevlendirilecek temsilcileri seçmek,

8) Anasözleşmede yapılması öngörülen değişiklikler hakkında karar vermek,

9) Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek,

10) İnşaat işlerinin yaptırılma yöntemini kararlaştırmak,

11) Şube açılmasına ve konusu ile ilgili teşebbüslere iştirak edilmesine karar vermek.

12) Alım satım merkezleri açılması konusunda karar vermek,

13) Bilanço açıklarının kapatılmasında kullanılmak üzere ortaklardan ek ödeme istenip istenmeyeceğine karar vermek,

14) Kooperatifin dağılması hakkında karar vermek, tasfiye kurulunu seçmek,

15) Kanun ve anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan diğer konular hakkında karar vermek. Genel kurul yukarıdaki görev ve yetkilerini devir ve terk edemeyeceği gibi, kooperatifin amaçları ile ilgili her türlü işler hakkında da karar verebilir.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KOOPERATİFLERDE BİLANÇO AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN EN FAZLA NE KADAR İSTENEBİLİR ?-EVREN ÖZMEN

KOOPERATİFLERDE BİLANÇO AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN EN FAZLA NE KADAR İSTENEBİLİR ?-EVREN ÖZMEN

Ortaklar, taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payı bedelleri dışında, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktardaki gider taksitlerini ödemek zorundadırlar. Bu kararlarda anasözleşmenin 33’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında gösterilen nisap aranır

ekran-resmi-2016-09-16-20-52-22

Kooperatifin bilanço açığı sırasıyla yedek akçelerden, kooperatifin özel fonlarından ve ortakların sermaye paylarından karşılanır. Bunların bilanço açığının kapatılmasında yetersiz kalması halinde genel kurul, ödemenin miktarını ve şeklini belirleyerek yürürlükteki net asgari ücretin yarısına kadar ortaklardan ek ödeme istenmesine karar verebilir

Hata: İletişim formu bulunamadı.

KOOPERATİFLERDE ORTAKLIKTAN ÇIKARMA SÜRECİ-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

KOOPERATİFLERDE ORTAKLIKTAN ÇIKARMA SÜRECİ-EVREN ÖZMEN-KOOPERATİF DANIŞMANI

Durumları aşağıda gösterilen hallere uyanlar yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılır.

1) 10’uncu maddede yazılı ortaklık şartlarını kaybedenler,

2) Parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenler,

3) Kooperatifin para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı mahkûm olanlar,

4) 63’üncü madde hükümlerine aykırı hareket edenler.

Çıkarma kararı gerekçeli olarak yönetim kurulu karar defteri ile ortaklar defterine kaydedilir.

 

Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edilir.

Ortak, çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir veya genel kurula itiraz edebilir.

Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. Genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararları kesinleşir. Ortaklar, bu maddede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılmazlar. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.