Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/16]-10

03/01/2012

Konu

:

Arsa Tapusuna Müşterek Hisse ile Sahip Olan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin arsa tapusuna belli bir hisse ile sahip olduğu, henüz inşaata başlamadığı belirtilerek, kurumlar vergisi mükellefiyetiniz hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf oldukları hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.” ve “4.13.2.” bölümlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde, “…..Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz eklerinin incelenmesi neticesinde; arsa tapusuna belli bir hisse ile (1817197/1985200) sahip olunduğu, inşaata başlanmadığı, yapı ruhsatının alınmadığı ve kat karşılığı sözleşmenin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca, kooperatifinizin henüz inşaat aşamasına gelmemiş olması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı muafiyet şartları arasında yer alan yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şartı aranmayacak olup anılan maddedeki diğer şartları da taşımanız kaydıyla arsa tapusunun hisseli olması kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanıza engel teşkil etmeyecektir.

Ancak, inşaat aşamasına gelinmesi durumunda arsa tapusunun ve yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şart olup bu aşamada arsa tapusu ve/veya yapı ruhsatının belli bir hisse ile adınıza tescil edilmiş olması durumunda ise kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatiflerde KDV mükellefiyeti 2012

20120317-182322.jpg

Kemal Ozmen’in organize sanayi bolgeleri mevzuatı isimli kitabına ulaşmak bize mail atabilirsiniz-2012

20120317-180837.jpg

Kooperatif Davaları

20120317-110828.jpg

Bize ulaşın [email protected]

Kooperatiften kendisine konut veya işyeri tahsis edilmeyen ,verilmeyen ortakların durumu

20120317-105723.jpg

Ortaklıktan ihraç davaları

20120317-105504.jpg

Kooperatifler ile ilgili önemli Danıştay kararlari 2012-kemal Ozmen

Kanun Numarası : 488
Kabul Tarihi : 1/7/1964
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 11/7/1964 Sayı : 11751
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 3 Sayfa : 2741

Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakınız
“Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri Külliyatı”
Cilt: 2 Sayfa: 721

BİRİNCİ BÖLÜM
Mükellefiyet ve İstisnalar
Konu:
Madde 1 – Bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga vergisine tabidir.
Bu kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.(1)
Yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtlar, Türkiye’de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur.
Şümul:
Madde 2 – Vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhler de Damga Vergisine tabidir.
Mükellef:
Madde 3 – Damga Vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir.
Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların Damga Vergisini kişiler öder.
Yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtların vergisini, Türkiye’de bu kağıtları resmi dairelere ibraz eden. üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya harhangi bir suretle hükümlerinden faydalananlar öderler. Ancak bunlardan ticari veya mütedavil kağıt mahi yetinde bulunanların vergisini,bunları en evvel satan veya kabul veya başka suretle kullanan kişiler öderler.

——————————
(1) Bu fıkrada yer alan “belgeleri ifade eder.“ ibaresi, 16/7/2004 tarihli ve 5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle “ belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.“ şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Sayfa 1

3886

Kağıtların mahiyetlerinin tayini:
Madde 4 – Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılır ve buna göre tabloda yazılı vergisi bulunur.
Kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına,belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılır.
Mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınır.
Kağıt nüshalarının birden fazla olması:
Madde 5 – Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette Damga Vergisine tabidir. Su kadar ki, poliçe ve emre yazılı ticari senetlerin yalnız tedavüle çıkarılan nüshaları vergiye tabi tutulur.
Bir kağıtta birden fazla akit ve işlem bulunması:
Madde 6 – Bir kağıtta biribirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların herbirinden ayrı ayrı vergi alınır.
Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisi,en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır.
Ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işlemi de ayrıca vergiye tabidir.
Birden fazla imzalı kağıtlar:
Madde 7 – Kağıtlara konulan imzanın birden fazla olması verginin tekerrürünü gerektirmez.
Ancak maktu vergiye tabi olup müteaddit kişilerin imzasını taşıyan makbuz ve ibra senetlerinin Damga Vergisi imza adedine göre alınır.
Nispi vergiye tabi ve birden fazla kişinin imzasını taşıyan makbuz ve ibra senetlerinde her imza sahibine ait olan hisse ayrıca belli edilmiş ise, vergi, hisselere göre ayrı ayrı ödenir.
Şu kadar ki, bir resmi daire veya bir gerçek veya tüzel kişi adına kağıtlara konulan birden fazla imza bir imza hükmündedir.
Resmi daire:
Madde 8 – Bu kanunda yazılı resmi daireden maksat, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerdir. (1)
Bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmeler resmi daire sayılmaz.
İstisnalar:
Madde 9 – Bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisinden müstesnadır.
İKİNCİ BÖLÜM
Vergileme Ölçüleri ve Nispet
Vergileme ölçüleri:
Madde 10 – Damga Vergisi nispi veya maktu olarak alınır.
–––––––––––
(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle; bu fıkrada yer alan “genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle,” ibaresi “genel ve özel bütçeli idarelerle,” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

Sayfa 2

3887

Nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli para, maktu vergide kağıtların mahiyetleri esastır.
Belli para terimi, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade eder.
Belli para gösterme mecburiyeti:
Madde 11 – (Değişik: 29/7/1970 – 1318/94 md.)
Cari hesap şeklinde açılan kredilerle her türlü ikrazata ait taahhütname ve mukavelenameler (İskonto ve iştira senetleri taahhütnamesi – Dispans – dahil) ve bunların temlik, yenileme, devir ve değiştirilmesine müteallik bütün kağıtlarda ve keza matlupların devir ve temlikine ilişkin mukavelename ve temliknamelerde ikraz veya temlik edilen para miktarının veya azami haddinin gösterilmesi mecburidir. Gösterilmediği takdirde bu kağıtların her birinden alınması gereken Damga Vergisi ile cezası olayın meydana çıktığı tarihte, ilgili bulunduğu cari hesapta kayıtlı kredi veya ikrazat miktarına göre hesaplanır ve alınır.
Bu vergi ve cezanın ödenmesinde mukriz ve müstakrizlerle temlik eden ve adına temlik yapılan şahıslar ve müesseseler müteselsilen sorumludurlar
Yabancı paraların Türk parasına çevrilmesi:
Madde 12 – Damga Vergisine tabi kağıtlarda yazılı yabancı paralar Maliye Bakanlığınca tayin ve ilan edilecek fiyat üzerinden Türk parasına çevrilerek ona göre Damga Vergisi alınır.
Verginin hesaplanmasında kesirler:
Madde 13 – (Mülga: 22/7/1998 – 4369/82 md.)
Nispet:
Madde 14 – Kağıtların Damga Vergisi bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı nispet veya miktarlarda alınır. (Ek hüküm: 22/7/1998-4369/77 md.) Şu kadar ki her bir kağıt için hesaplanacak vergi tutarı (1) sayılı tabloda yer alan sınırlamalar saklı kalmak üzere 800 bin Yeni Türk Lirasını aşamaz. Bir önceki yılda uygulanan bu azami tutar, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılır. (Ek ibare: 9/4/2003-4842/28 md.) Bakanlar Kurulu yeniden değerleme oranının % 50 fazlasını geçmemek ve % 20’sinden az olmamak üzere yeni oranlar tespit etmeye yetkilidir. (1)
Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir. Bunların devri halinde aslından alınan verginin dörtte biri alınır.
(Ek: 29/7/1970 – 1318/95 md.) Mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınır.
Akreditif mektup ve telgraflarında süre uzatıldığı takdirde verginin dörtte biri alınır.
Yabancı memleketlerden Türkiye üzerine düzenlenen kağıtlar aynı miktarda, yabancı memleketlerin birinden diğeri üzerine düzenlenip Türkiye’de tedavüle çıkarılanlar ise yarı nispette vergiye tabidir.
________________
(1) 30/12/2004 tarihli ve 5281 sayılı Kanunun 43 üncü maddesiyle bu fıkrada yer alan “800 milyar lirayı aşamaz” ibaresi, “800 bin Yeni Türk Lirasını aşamaz” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. Daha sonra bu miktar 31/12/2011 tarihli ve 28159 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maliye Bakanlığının 55 Seri No.’lu Tebliği ile 1/1/2012 tarihinden itibaren 1.379.775,30 Türk Lirası olarak tespit edilmiştir.

Sayfa 3

3888

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Verginin Ödenmesi
Ödeme şekilleri:
Madde 15 – (Değişik birinci fıkra: 30/12/2004-5281/1 md.) Damga Vergisi makbuz karşılığı, istihkaktan kesinti yapılması veya basılı damga konulması şekillerinden biriyle ödenir.
(Ek: 29/7/1970 – 1318/96 md.) Bu ödeme şekillerinin hangi işlemler için ne suretle uygulanacağını tespite Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Pul yapıştırılması şekliyle ödeme:
Madde 16 – (Mülga: 30/12/2004-5281/44 md.)
Basılı damga konulması şekliyle ödeme:
Madde 17 – Aşağıda yazılı kağıtların Damga Vergisi pul yerine basılı damga konulması şekliyle de ödenebilir.
1 – Makbuz ve ibra senetleri,
2 – Faturalar,
3 – Ulaştırma ile ilgili kağıtlar,
4 – Elektrik, havagazı, telefon ve su abonman mukavelenameleri,
5 – Maliye Bakanlığının müsaadesi alınmak şartiyle vergiye tabi diğer kağıtlar.
(Ek: 29/7/1970 – 1318/98 md.) Maliye Bakanlığı yukarda yazılı olanların ve diğer kağıtların vergisini basılı damga konulması şekliyle ödetmeye yetkilidir.
Makbuz verilmesi şekliyle ödeme:
Madde 18 – (Değişik: 30/12/2004-5281/2 md.)
Bu Kanunda gösterilen haller dışında Damga Vergisi makbuz karşılığında ödenir.
Maliye Bakanlığı makbuz karşılığı ödemeye ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
İstihkaktan kesinti şekliyle ödeme: (1)
Madde 19 – Genel ve özel bütçeli dairelerle il özel idareleri ve belediyeler, bankalar, iktisadi kamu teşekkülleri ile bunların iştirakleri ve müesseseleri ve benzeri teşekkül, iştirak ve müesseselerin ödemelerinde kullanılan ve nispi vergiye tabi bulunan makbuzlarla bu mahiyetteki kağıtlara ait vergilerin,
a) Bu ödemelerin yapılması,
b) Avans suretiyle ödemelerde avansın itası,
Sırasında ilgili daire ve müesseseler tarafından istihkaklardan kesinti yapılması şekliyle ödenmesine Maliye Bakanlığınca izin verilebilir.

––––––––––
(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “katma bütçeli” ibaresi “özel bütçeli” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

Sayfa 4

3889

(Ek: 29/7/1970 – 1318/100 md.) Maliye Bakanlığı lüzum gördüğü hallerde vergiyi istihkaktan kesinti yapılması şekliyle ödetmeye yetkilidir.
Pulların yapıştırılması zamanı:
Madde 20 – (Mülga: 30/12/2004-5281/44 md.)
Basılı damga konulmasında ödeme zamanı:
Madde 21 – Basılı damga konulacak kağıtların vergisi, yüzde beş noksanı ile peşin olarak ödenir.
Makbuz karşılığı ödemelerde ödemenin zamanı:
Madde 22 – (Değişik : 30/12/2004-5281/3 md.)
Makbuz karşılığı ödemelerde Damga Vergisi;
a) Maliye Bakanlığınca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisi, ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenir.
b) (a) bendi dışındaki hallerde, kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve aynı süre içinde ödenir.
Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye, lüzum göreceği işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin yukarıdaki sürelere bağlı kalmaksızın ve beyanname aranmaksızın kâğıdın düzenlenmesinden önce veya noterlerce işleme tâbi tutulması sırasında ödenmesi zorunluluğunu getirmeye, vergiyi işlem anında ilgili kamu kurum veya kuruluşuna makbuz karşılığı ödettirmeye yetkilidir.
İstihkaktan kesinti şekliyle ödemelerde ödeme zamanı:
Madde 23 – Genel bütçeli daireler dışında kalan ve istihkaktan kesinti yapmak durumunda bulunan daire ve müesseseler tarafından bir ay içinde kesilen Damga Vergisi, ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar ödemenin yapıldığı yer vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve 26 ncı günü akşamına kadar yatırılır.(1)

20120317-105349.jpg

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde yer alan vergi resim ve harç muafiyeti kapsamında organize sanayi bölgesindeki binalar için çevre temizlik vergisinin ödenip ödenmeyeceği hk. Tarih 12/04/2011

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde yer alan vergi resim ve harç muafiyeti kapsamında organize sanayi bölgesindeki binalar için çevre temizlik vergisinin ödenip ödenmeyeceği hk.
Tarih 12/04/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2010/3-31
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.41.15.01-BGK-2010/3-31

12/04/2011

Konu

:

Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün Çevre Temizlik Vergisi istisnasının olup olmadığı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde yer alan vergi resim ve harç muafiyeti kapsamında organize sanayi bölgesinin çevre temizlik vergisini ödeyip ödemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında, çevre temizlik vergisinden muaf tutulan kurumlar sayılmış olup sayılan kurumlar arasında organize sanayi bölgelerine yer verilmemiştir.

Ayrıca, çevre temizlik uygulaması ile ilgili olarak 30 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinde açıklamalar yapılmış olup söz konusu Tebliğin “Verginin Konusu ve Kapsamı” başlıklı 1 inci bölümünün ikinci fıkrasında, “Maddenin birinci fıkrasında geçen, “Çevre temizlik hizmetinden”, bu madde kapsamındaki konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalarda yeme, içme, kullanma, büro ve benzeri faaliyetler sonucu veya park ve piknik alanları gibi yerlerde oluşan ve çevrenin kirlenmesine neden olan her türlü çevresel atıkların, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkilerinin önlenmesi için düzenli bir şekilde toplanması, taşınması, geri kazanılması, düzenli depolanması ve bertarafı suretiyle çevreye ve insan sağlığına zararsız hale getirilmesi ve bu suretle ekonomiye katkı sağlama işlemlerinin tümünün veya birkaçının anlaşılması gerekir.” denilmektedir.

Diğer taraftan, 4562 Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun muafiyetleri düzenleyen 21 inci maddesinde, “OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu açıklamalara göre, 30 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinin 1 inci bölümünün ikinci fıkrasında belirtilen temizlik hizmetlerinin ilgili belediyece verilmesi halinde organize sanayi bölgesindeki binalar çevre temizlik vergisine tabi tutulacaktır. 4562 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen muafiyet hükmü çevre temizlik vergisini kapsamadığından organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğinin kullandığı binalar ile ilgili çevre temizlik vergisinin ödenmesi gerekecektir.

Öte yandan, söz konusu çevre temizlik hizmetinin organize sanayi bölgesince verilmesi halinde ise organize sanayi bölgesindeki binalar için çevre temizlik vergisi aranılmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin bina inşaat harcından istisna olup olmadığı hk. Tarih 20/10/2011

Başlık Kooperatifin bina inşaat harcından istisna olup olmadığı hk.
Tarih 20/10/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/HK-10-99
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/HK-10-99

20/10/2011

Konu

:

Kooperatifin bina inşaat harcından istisna olup olmadığı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Kooperatifiniz üyelerinin işyeri ihtiyacını karşılamak amacı ile … İlçesi … beldesinde işyeri yapılmak istenildiği belirtilerek bu inşaattan dolayı bina inşaat harcından müstesna olup olmadığınız hususunda Başkanlığımızdan bilgi sorulmaktadaır.

Konuyla ilgili olarak … Belediye Başkanlığından alınan … tarihli ve … sayılı yazıda, üyeleriniz için yapılması düşünülen işyerlerinin, Belediyeleri sınırları içerisinde imar planında küçük sanayi alanı olarak planlanan … parseller üzerine yapılacağı belirtilmiştir.

İlgi özelge talep formu ekinde alınan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Ana sözleşmesinin incelenmesinden, Kooperatifiniz amacının ortaklarınızın işyeri ihtiyaçlarını karşılamak olduğu anlaşılmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun; Ek 1 inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil) inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.”, bina inşaat harcına ilişkin istisna hükümlerini düzenleyen Ek 2 nci maddesinin (e) fıkrasında ise, ” Kooperatifler eliyle, ana sözleşmelerine uygun olarak, yapılan sanayi ve küçük sanat siteleri ile esnaf çarşıları,”nın bina inşaat harcından müstesna olduğu hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “İmar ile İlgili Harçlar” başlıklı 80’inci maddesinin son fıkrasında, “Organize Sanayi Bölgeleri ile Sanayi ve Küçük Sanat Sitelerinde yapılan Yapı ve Tesisler Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcından müstesnadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Kooperatifiniz ana sözleşmesinin tetkikinden, yapılması düşünülen işyerlerinin, organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerinde yapılan yapı ve tesislerden olmadığı ve Kooperatifinizin toplu işyeri yapı kooperatifi olduğu anlaşıldığından, ayrıca imar planında küçük sanayi alanı olarak planlanan işyerlerinin 2464 sayılı Kanunun 80’inci maddesi ile Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrasında sayılanlar arasında yer almaması nedeniyle, bina inşaat harcından istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, Kooperatifiniz aracılığıyla yapılacak işyerlerinin, ilgili belediyece “esnaf çarşısı” kapsamında değerlendirilmesi halinde anılan Kanunun Ek 2’nci maddesinin (e) fıkrası hükmü gereğince bina inşaat harcından istisna tutulması mümkün olabilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk. Tarih 09/12/2011

Başlık Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı hk.
Tarih 09/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KDV VE DİĞER VERGİLER GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-714

09/12/2011

Konu

:

Kooperatife ait taşınmazın Belediyeye iadesinde tapu harcı

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, … Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı … ve … mahallelerindeki arsalar, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak, ilgili belediye başkanlığı tarafından, kooperatifinize konut yapılmak üzere tahsis edildiği ve bahse konu arsalar üzerine inşa edilen konutların ortaklara tapularının verildiği anlaşılmış olup, ancak konut yapımı gerçekleşmeyen üç adet arsanın ise 5656 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik ve yapılan sözleşme gereği … Büyükşehir Belediyesine iadesi gerektiği belirtilerek, tapuda yapılacak devir işleminde aranılacak harç miktarı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu hükmüne, 58 inci maddesinde de; tapu ve kadastro harçlarını Kanuna ekli tarifede belirtilen kişilerin; tarifede belirtilmeyen işlemlerde taraflar aksini kararlaştırmamış ise Kanunda (6) bent halinde sayılan kişilerin ödeyeceği hükmüne ve 59 uncu maddesinin (a) bendinde ise, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinlerinin harçtan müstesna olduğu, hükmüne yer verilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasında; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra veya şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu harcın oranı 29/12/2009 tarih ve 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere binde 16,5 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, Anayasanın 73 üncü maddesinde, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulup, değiştirilip veya kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre, tarafınıza … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmelik hükümlerine ve ilgili belediye başkanlığı ile yapmış olduğunuz sözleşme hükümlerine dayanılarak harca ilişkin muafiyet getirilemeyeceği tabidir.

Buna göre, 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 5656 sayılı Kanuna istinaden … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan Yönetmeliğe dayanılarak kooperatifinize tahsis edilen taşınmazların … Büyükşehir Belediye Başkanlığına tapuda yapılacak devir ve tescil işleminde; ilgili belediye başkanlığından 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/a bendi gereğince harç aranılmaması, ancak kooperatifinizden aynı Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin 20/a fıkrası gereğince binde 16,5 oranında tapu harcı aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Tarım Kredi Kooperatifinin Özel İşlem Vergisine Tabii Olup Olmadığı Hk. Tarih 21/12/2011

Başlık Tarım Kredi Kooperatifinin Özel İşlem Vergisine Tabii Olup Olmadığı Hk.
Tarih 21/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.22.15.01-ÖİV:-32
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

EDİRNE VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.22.15.01-ÖİV:-32

21/12/2011

Konu

:

Tarım Kredi Kooperatifinin Özel İşlem Vergisine Tabii Olup Olmadığı Hk.

İlgide kayıtlı özelge başvuru formunun ve ekinin incelenmesinden, 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununa göre kurulan Kooperatifinizin özel işlem vergisinden muaf olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği gibi, 4481 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde, 31.12.2003 tarihine kadar uygulanmak üzere, 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasında belirtilen işlemler ve kağıtlar için ödenen eğitime katkı payı tutarı kadar ayrıca özel işlem vergisi ödeneceği hükme bağlanmış olup söz konusu Kanun maddesinin hükmünün uygulaması 31.12.2003 tarihinde sona ermiştir.

1 Seri No.lu Özel İşlem Vergisi Genel Tebliğinde, diğer kanunlarda yer alan muafiyet ve istisnalara ilişkin düzenlemelerin özel işlem vergisi açısından hüküm ifade edeceği açıklanmıştır.

Öte yandan, 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 19/B maddesinde, “Bu kanuna göre kurulacak ve kurulmuş sayılan kooperatifler, bölge ve merkez birlikleri,

a) Kurumlar, gider, gayrimenkul kıymet artışı, intikal ve diğer vergilerden ve icra makamları, resmi daireler ve mahkemeler nezdinde yapacakları takip ve tahsillerle açacakları tazminat davaları ile ilgili her nevi talep, tebliğ ve kararlar her türlü masraf, vergi, resim ve harçlardan,

b) Sermaye ve yedek akçeleri ile taşınmaz malları ve bunların gelirleri, kendi ihtiyaçları için satın aldıkları ve alacaklarının tahsili gayesiyle mülk edindikleri taşınmaz malları ve bunların 15 inci madde hükmüne göre sahiplerine geri verilmesi işlemi, bütün vergi, resim ve harçtan,

c) Yapacakları kredi işlerine ilişkin bütün senet, belge, kağıt, defter ve hesap özetleri, taşınmaz mallara ait ipotek ve taşınır mallara ait rehin işlemleri, vekaletnameler, taahhütnameler vesair evrak, bütün resim ve harçtan muaftır” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden de görüleceği üzere, Kooperatifinizin yaptıracağı işlemler sırasında özel işlem vergisi aranılmaması gerekmekle birlikte özel işlem vergisinin yürürlük süresi 31/12/2003 tarihinde sona ermiştir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin Nev’i Değiştirerek Anonim Şirkete Dönüştürülmesinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması.hk. …

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı :B.07.1.GİB.4.06.17.02-155[9-2011/1886]-1183 29/12/2011

Konu : Kooperatifin Nev’i Değiştirerek

Anonim Şirkete Dönüştürülmesinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması.hk.

İlgi : …. evrak kayıt sayılı özelge talep formu.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, kooperatifinizin anonim şirkete dönüştürülmesi işlemine ilişkin olarak şirket ana sözleşmesinin noterde tasdik ettirilmesi esnasında harç, damga vergisi ve kurumlar vergisi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

A – KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, adı geçen kooperatifinizin maddede belirtilen şartları taşıması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan; Kanunun 19 uncu maddesinde;

“(1) Bu Kanunun uygulanmasında aşağıdaki şartlar dahilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanunî veya iş
merkezlerinin Türkiye’de bulunması.

b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından
bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.

(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun “Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Hallerinde Vergilendirme ” başlıklı 20 nci maddesinde de;

“(1) Devirlerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilir; birleşmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve vergilendirilmez:

a) Şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarih, devir tarihidir. Münfesih kurum ile birleşilen kurum;

1) Devir tarihi itibarıyla hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ile,
2) Devir işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesini, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verirler.
b) Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt eder. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.”
hükmüne yer verilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “19” ve “20” numaralı bölümlerinde konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Bu çerçevede; kooperatifinizin devir tarihindeki bilanço değerlerinin, nev’i değişikliği suretiyle kurulacak anonim şirket tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi kaydıyla söz konusu devir işlemi 5520 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında gerçekleştirilen bir devir işlemi olarak kabul edilecektir.

Öte yandan, söz konusu nev’i değişikliğinde, 5520 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen şartlara uyulduğu takdirde devir nedeniyle doğan kârlar hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir.

Bu çerçevede, kooperatifiniz genel kurulunun nev’i değişikliği kararı alması üzerine anonim şirkete dönüşüm süreci başladığından, bu tarih itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis ettirilmesi ve devir tarihi itibarıyla hazırlanan ve müştereken imzalanan kooperatifinize ait kurumlar vergisi beyannamesinin nevî değişikliğinin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, nevî değişikliği sonucu kurulacak anonim şirket, kooperatifinizin tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini beyanname ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt edecek ve söz konusu taahhütname ile birlikte devre ilişkin bilanço ve gelir tablosu da verilecektir.

B – DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu, Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV -Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün (17) numaralı fıkrasında ise, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, nev’i değişikliği nedeniyle devir işleminin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesindeki şartlar dahilinde devir hükmünde değerlendirilmesi gerektiğinden, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılacağı anlaşılan nev’i değişikliği işlemine ilişkin olarak düzenlenen şirket ana sözleşmesinin, 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/17 fıkrası hükmüne göre damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.

C- HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinde, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerden harç alınmayacağı belirtilmektedir.

Buna göre, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerinin harçtan istisna tutulması gerekmektedir. Ancak, 492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinde kooperatiflere yer verilmediğinden, kooperatifin nev’i değişikliğine ilişkin olarak yapılan işlemlerden harç alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü V.

Belediye Gelirleri Kanunu 2012-2464 sayılı kanun

41 SERİ NO’LU BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete No 28218
Resmi Gazete Tarihi 28/02/2012
Kapsam

1. Giriş

Başkanlığımıza yapılan başvurularda, mükelleflerin ilan ve reklâm vergisi beyannamesi ve çevre temizlik vergisi bildirimini vermeleri sırasında belediyelerce mükelleflerin beyanları dışında kimlik fotokopisi, kira kontratı, vergi dairelerince düzenlenen yoklama fişi, vergi levhası, ticaret sicil gazetesi veya başkaca belgelerin talep edilmesi nedeniyle uygulamada bazı tereddütlerin oluştuğu anlaşılmış olup bu konularda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

2. İlan ve Reklâm Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisi İşlemlerinde Mükelleflerin Beyanlarının Esas Alınması

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun(1) 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında, vergiye tabi ilan ve reklamlarda, ilan ve reklam işinin mükellefçe yapılması halinde ilan veya reklam işinin yapılmasından önce mükellef tarafından; ilan ve reklam işinin bu işi mutat meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan ve reklam işini yapanlarca ilan veya reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar verilecek beyanname üzerine tarh ve tahakkuk ettirileceği ve vergi tarifesinin 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı bentlerinde yazılı ilan ve reklamlara ilişkin beyannamelerin bunların yayınlandığı, dağıtıldığı veya teşhir edildiği mahallin belediyesine verileceği hüküm altına alınmıştır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 6 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği(2) ile ilan ve reklâm vergisi beyannamesinin şekil ve içeriği belirlenmiştir.

2464 sayılı Kanunun mükerrer 44 üncü maddesinde çevre temizlik vergisine ilişkin hükümler düzenlenmiş olup söz konusu maddenin son fıkrasında, Maliye Bakanlığının, mükellefiyetle ilgili olarak bildirim verdirmeye ve buna ilişkin usulleri belirlemeye, İçişleri Bakanlığının da görüşünü alarak bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

30 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinin(3) (IV) üncü bölümünde, 2464 sayılı Kanunun mükerrer 44 üncü maddesinin son fıkrasında yer alan hüküm doğrultusunda İçişleri Bakanlığından alınan görüş ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun(4) 14 üncü maddesi hükmü de dikkate alınarak Bakanlığımızca çevre temizlik vergisinin beyan, tahakkuk ve ödenmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Konutlara ait çevre temizlik vergisi, konutları kullananların su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle su tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk ettirileceğinden konutları kullananlar tarafından ilgili belediyelere, büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde ise su ve kanalizasyon idarelerine bildirim verilmeyecektir.

Belediyenin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan ancak, su ihtiyacı belediyece veya büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerince tesis edilmiş su şebekesi haricinde karşılayan konutlar ile işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların yıl içinde kullanılmaya başlanması halinde, mükellefler; kullanmaya başladıkları tarihten itibaren 30 gün içinde bildirim vereceklerdir. Ancak, kullandıkları binalarla ilgili olarak daha önce bildirim veren mükellefler, grup, derece veya mükellefiyetlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı sürece bildirimde bulunmayacaklar ve vergi her yılın ocak ayında kendiliğinden tahakkuk etmiş sayılacaktır.

3. İlan ve Reklâm Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisi Mükelleflerinden Beyanname ve Bildirim Dışında Bir Belge Talep Edilmemesi

2464 sayılı Kanun hükümlerinde ve tebliğlerinde, ilan ve reklâm vergisi ve çevre temizlik vergisi mükelleflerine ilan ve reklâm vergisi beyannamesi ve çevre temizlik vergisi bildirimi dışında herhangi bir belge vereceklerine dair yükümlülük getiren bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, ilan ve reklâm vergisi ve çevre temizlik vergisi mükelleflerinden beyanname ve bildirim dışında kimlik fotokopisi, kira kontratı, vergi dairelerince düzenlenen yoklama fişi, vergi levhası, Ticaret Sicil Gazetesi veya başkaca bir belge talep edilmeyecektir. Mükelleflerin beyanname ve bildirimde belirttikleri bilgilere göre bu vergilerin tarh, tahakkuk ve tahsilinin yapılması gerekmektedir.

Belediyelerce, ilan ve reklâm vergisi ve çevre temizlik vergisi işlemlerinde mükellefler tarafından beyan edilen hususların teyidinin, mükelleflerden belge istenmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda belediyelerce, mükelleflere ait kimlik bilgileri, İçişleri Bakanlığı Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden, işyerlerinde çalışan işçi sayısına ilişkin bilgilerin ise Sosyal Güvenlik Kurumundan elektronik ortamda sağlanması mümkün olabilecektir. Gerekli görülmesi halinde mükelleflerin vergi levhası bilgileri Gelir İdaresi Başkanlığının kurumsal internet sayfası üzerinden e-vergi levhası sorgulamasıyla, ticaret sicil bilgileri ise Ticaret Sicil Gazetesi sorgulamasıyla teyit edilebilecektir.

Ayrıca, belediyeler mükelleflerin işe başlama, adres değiştirme ve işyeri kapatmalarına ilişkin bilgileri vergi dairelerinden talep etmeleri durumunda, vergi dairelerince söz konusu bilgiler yazılı veya elektronik ortamda verilebilecektir.

Belediyeler, vergisel işlemlerde öncelikle kendi hizmet birimlerindeki kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacaklar ve gerek duymaları halinde beyanname ve bildirimlerin kontrolü amacıyla yerinde yoklama ve tespit yapacaklardır.

4. Diğer Hususlar

6 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği ekinde yayımlanan ilan ve reklâm vergisi beyannamesi ile 14 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği(5) ekinde yer alan çevre temizlik vergisi bildirimi örnekleri yeniden düzenlenmiş olup bu Tebliğ ekinde yer almaktadır.

Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren, 6 ve 14 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğleri ekinde yer alan beyanname ve bildirim örnekleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.

Organize sanayi bölgeleri kanunu 4562 sayılı kanun

Tarih: 15 Nisan2000 ​​ Sayı: 24025
Sanayi ve Ticaret Bakanlığından:

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
KANUNU
​Kanun Numarası: 4562 ​ Kabul Tarihi:12.04.2000

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar
Amaç
Madde 1 – Bu Kanunun amacı organize sanayi bölgelerinin kuruluş, yapım ve işletilmesi esaslarını düzenlemektir.
Kapsam
Madde 2 – Bu Kanun, organize sanayi bölgelerinin ve üst kuruluşlarının oluşumunu, organlarını, işleyişini, yönetim ve denetimini düzenleyen hükümler ile bunlarla ilgili kişi ve kuruluşların görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyen hükümleri kapsar.
Tanımlar ve kısaltmalar
Madde 3 – (Değişik: 23/10/2008-5807/1 md.)
Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Sanayi ve Ticaret Bakanlığını,
b) Organize Sanayi Bölgeleri (OSB): Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini,
c) Onaylı sınır: Yer seçimi sonucunda sınırları tasdik edilmiş OSB alanlarıyla birlikte, OSB’nin faaliyetleri için zorunlu olan ve Bakanlığın uygun gördüğü; teknik altyapılara ilişkin tesis ve bağlantı hatları ile teknik donatı alanlarının yer aldığı OSB dışındaki alanları,
d) İhtisas OSB: Aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı OSB ile lojistik amacıyla kurulan OSB’yi,
e) Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK): OSB’lerin kendi aralarında yardımlaşmaları ve ortak sorunlarını çözüme kavuşturmalarını sağlamak üzere oluşturulacak OSB üst kuruluşunu,
f) Katılımcı: OSB’lerde, bir işletmenin kurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veya bulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişiyi,
g) Kiracı: Katılımcının tesisini, yönetmelikte belirlenen esas ve usullere uygun biçimde kiralayan gerçek veya tüzel kişiyi,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kuruluş ve Nitelikler
Kuruluş (1)
Madde 4 – OSB, Yer Seçimi Yönetmeliğine göre uygun görülen yerlerde Bakanlığın onayı ile kurulur.
OSB`lere ait yer seçimi Bakanlığın koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla oluşan Yer Seçimi Komisyonunun yerinde yaptığı inceleme sonucunda, varsa 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı kararları dikkate alınarak oybirliği ile yapılır ve OSB ilan edilir. Mer`i mevzuat gereğince korunması gereken ve sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmeyen alanlar OSB yeri olarak incelemeye alınmaz.
Mülkiyet sınırları içinde Sağlık Bakanlığınca öngörülen sağlık koruma bandı bırakılır.
Yer seçiminin kesinleşmesinden sonra OSB sınırları dışında kalan alanların planlanması Bayındırlık ve İskan Bakanlığı veya ilgili belediye tarafından en geç bir yıl içinde yapılır. Bununla ilgili usul ve esaslar Bakanlık ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca müştereken belirlenir.
OSB sınırları içerisinde yapılacak imar (…) (1) ve parselasyon planları ve değişiklikleri, OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanır ve Bakanlığın onayına sunularak. İl İdare Kurulu kararı ile yürürlüğe girer. Onaylı OSB imar planları ilgili kurumlara bilgi için gönderilir.
(Ek fıkra: 23/10/2008-5807/2 md.) Ortak yerlerden sayılan zorunlu idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile arıtma tesisi alanı ve aktif yeşil alanlar bölge büyüklüğünün % 8 inden az; katılımcı ve/veya kiracı vasfı ile bölge içinde faaliyet gösteren küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık hizmet alanları ise bölge büyüklüğünün % 10 undan fazla olamaz.
(Değişik fıkra: 3/7/2005-5393/85 md.) Yürürlüğe giren imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.
Yer seçiminin Hazine veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazilerden yapılması halinde, bu araziler, talep edilmesi ve başkaca bir sakıncası bulunmaması durumunda, 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz devredilebilir, diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri, üzerinden peşin veya taksitle ödenmek üzere pazarlık usulüyle OSB`lere satılabilir. Bu konudaki esas ve usuller Bakanlık ve Maliye Bakanlığınca ortaklaşa belirlenir. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü mülkiyetinde bulunan stok araziler ise usulüne göre OSB tüzel kişiliğine tapuda devredilirken Arsa Ofisi Kanununun 11 inci Maddesinde belirtilen şerh tapuya işlenmez. (2)(3)

(1)23/10/2008 tarihli ve 5807 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle; bu maddenin beşinci ve altıncı fıkralarında yer alan “mevzii” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
(2)Bu fıkrada geçen “2886 sayılı Devlet ihale Kanununun 13 üncü Maddesinin birinci fıkrasında belirtilen Komisyonca günün rayicine göre takdir edilecek bedelleri” ifadesi, 3/7/2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle “492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(3) Bu fıkrada geçen “492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri” ibaresi, 16/7/2004 tarihli ve 5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle “29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz devredilebilir, diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri,” olarak 31/7/2004 tarihinden geçerli olmak üzere değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Seçilen bölgede özel mülkiyette olan araziler bulunması halinde bu araziler rızaen satın alma veya kamulaştırma yoluyla iktisap edilir. Bu nitelikte taşınmazlar hakkında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri uygulanır.
(Değişik fıkra: 23/10/2008-5807/2 md.) OSB; kurulması öngörülen yerde varsa sanayi odası, yoksa ticaret ve sanayi odası, o da yoksa ticaret odasından en az biri ile talepleri halinde il özel idaresi veya OSB’nin içinde bulunacağı il, ilçe veya belde belediyesinin, büyükşehirlerde ayrıca büyükşehir belediyesinin temsilcilerince imzalı ve valinin olumlu görüşünü muhtevi kuruluş protokolünün Bakanlıkça onaylanması ve sicile kaydı ile tüzel kişilik kazanır.
İhtisas OSB`lerinde konuyla ilgili meslekî kuruluşlar ve teşekküllerin temsilcileri, talepleri halinde müteşebbis heyete dahil edilirler.
Bu madde ile ilgili esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Nitelikleri
Madde 5 – OSB, kamu yararı gerekçesiyle adına kamulaştırma yapılabilen veya yaptırılabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.
Kamu yararı kararı, OSB müteşebbis heyetinin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilir. Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedeli ödeme yükümlülüğü OSB tüzel kişiliğine aittir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Organlar
Organlar
Madde 6 – OSB`nin organları;
a) Müteşebbis heyet (işletme aşamasında genel kurul),
b) Yönetim kurulu,
c) Denetim kurulu,
d) Bölge müdürlüğüdür.
Müteşebbis heyet
Madde 7 – Müteşebbis heyet OSB`nin oluşumuna katılan kurum ve kuruluşların yetkili organlarınca, mensupları arasından tespit edilecek üyelerden oluşur. Müteşebbis heyeti oluşturacak üye sayısı on beş asıl ve on beş yedek üyeden fazla olamaz.
Katılan kurum ve kuruluşların müteşebbis heyette temsil edilecekleri üye sayışı, katılım oranları dikkate alınarak kuruluş protokolünde belirlenir.
Müteşebbis heyette yer alan üyeler iki yıl için seçilir ve temsil ettikleri kurum ve kuruluşlardaki görevleri sona erdiğinde üyelikleri düşer. Üyelikten düşen veya ayrılan üyenin yerine, temsil ettiği kurum ve kuruluşun ön sıradaki yedek üyesi geçer. Katılan üye, yerine geçtiği üyeden kalan süreyi tamamlar.
Müteşebbis heyet ilk toplantısında, valinin başkan olması durumunda, 4 üncü Maddenin yedinci fıkrasında sayılan kuruluşlardan il özel idaresi ve belediye temsilcileri-dışında kalanlardan bir başkanvekili, aksi takdirde bir başkan ve bir başkanvekili seçer.
Müteşebbis heyet en az üç ayda bir defa başkan veya başkanın yokluğunda başkanvekili başkanlığında salt çoğunluk ile toplanır. Kararlar mevcudun salt çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.
Müteşebbis heyette görevli üyeler, geçerli sayılan bir mazeretleri olmaksızın üst üste yapılan üç toplantıya veya mazeretleri olsa dahi bir yıl içinde yapılan toplantıların en az yarıdan bir fazlasına katılmamaları halinde üyelikten çekilmiş sayılırlar.
Müteşebbis heyet; OSB`nin kuruluş amacım gerçekleştirmek için gerekli karartan ve tedbirleri almak, yer seçimi raporunda belirtilen hususları yerine getirmek, kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemelerle verilen görevleri yapmak, yönetim ve denetim kurulu çalışmalarını ve hesaplarını ibra etmek, OSB`ye ait para ve diğer kaynakları kuruluş amacına uygun kullanmakla yükümlü ve görevlidir.
Müteşebbis heyet üyeleri ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevlendirilme usul ve esasları,kuruluş protokolünün tanzim şekli ve ihtiva edeceği hususlar ile görev ve çalışmalarına ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yönetim kurulu
Madde 8 – Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir.
Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.
Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB`nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir.
Denetim kurulu
Madde 9 – Denetim kurulu, müteşebbis heyetin kendi üyeleri arasından seçeceği iki asıl, iki yedek üyeden oluşur. Denetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir.
Denetim kurulu bütçenin sarf ve uygulamasını denetlemek, yılda bir defa genel denetleme raporu ve en az üç ayda bir de ara rapor düzenleyerek müteşebbis heyete sunmakla görevlidir.
Bölge müdürlüğü
Madde 10 – Bölge müdürlüğü, bölge müdürü ile yeteri kadar idarî ve teknik personelden oluşur. Kredi kullanan OSB`lerde, müdürlüğün teşkilat seması ve kadrosu Bakanlık onayı ile oluşur ve değişir.
Bölge müdürü, müteşebbis heyet tarafından atanır. Bölge müdürü, yönetim kurulunun kararları ve talimatları doğrultusunda OSB`nin sevk ve idaresini yürütmek ve verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür.
Kredi kullanan OSB`lerde bölge müdürünün ve OSB`de görevlendirilecek diğer personelin nitelikleri ve sayıları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Temsil ve ilzam
Madde 11 – OSB`ler; yönetim kurulu başkanı veya başkanvekili tarafından temsil edilir. OSB`yi ilzam edici yazılar yönetim kurulu başkanı veya vekili ile birlikte bir diğer yönetim kurulu üyesi veya yetkilendirilmiş OSB bölge müdürü tarafından imzalanır ve böylece çift imzalı olarak tekemmül eder.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Malî Konular

Gelirler
Madde 12 – OSB`nin gelirleri şunlardır:
a) Müteşebbis heyete katılan kurum ve kuruluşların verdikleri iştirak payları.
b) Arsa tahsisi yapılan veya satışı yapılan ve OSB`de faaliyet gösterecek olan ve gösteren katılımcıların ödedikleri aidatlar ile arsa ve alt yapı katılım payları ve hizmet karşılıkları.
c) OSB alt yapı ve sosyal tesislerinin ihalesi için hazırlanan dosyaların satış bedelleri ile bölge içinde kurulacak olan işletmelerin projelerinin tasdik ve vize bedelleri.
d) Yönetim aidatlar.
e) Su, elektrik, doğalgaz, sosyal tesis, arıtma ve benzeri işletme gelirleri ile iştirak gelirleri.
f) Arsa satışından sağlanan gelirler.
g) Bağışlar.
h) Bölge ortak mülklerinin kira ve hizmet gelirleri.
i) Banka faizleri.
j) Gecikme cezaları.
k) İlan ve reklam gelirleri.
l) Diğer gelirler.
Katılma payları
Madde 13 – OSB`nin oluşumuna katılan kurum ve kuruluşlar Bakanlıkça belirlenecek kuruluş masraflarına katılmayı Bakanlığa taahhüt ederler. Bu taahhüt tüzel kişilik iktisabından itibaren OSB`ye karşı da geçerlidir.
Katılım paylarının ödeme şekil ve şartları kuruluş protokolünde belirlenir. Bu konudaki uyuşmazlıklar asliye hukuk mahkemesince çözümlenir.
Krediler
Madde 14 – OSB`nin yetkili organları projenin keşif tutarı ve genel idare giderleri ile ilgili olarak, Bakanlıktan kredi talep edebilirler. Bu kredinin miktarı gösterilen teminatlarla sınırlıdır. Krediye ait tip sözleşme Bakanlıkça hazırlanır. (1)
Kredi talebi ve bunun geri ödeme usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Kredinin amacına uygun bir biçimde kullanılmasını Bakanlık denetler.
Ayrıca ihtiyaç duyulması halinde başka iç kaynaklar ve dış kaynaklardan kredi kullanabilirler.
Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak OSB ile yüksek teknoloji gerektiren ihtisas OSB`ye arsa kredisi de verilir.
Gelişmiş ve normal yörelerde; ilk defa yapılan OSB`nin alt yapısı için Bakanlıkça belirlenen şartlarda kredi kullandırılır. Yeni proje veya tevsii şeklinde yapılacak müteakip bölümlerde ise faiz oranları Bakanlıkça belirlenecek miktarlarda artırılarak uygulanır.
Kamulaştırma için verilecek kredi miktarı Bakanlıkça belirlenir.
(Mülga son fıkra: 29/1/2004 – 5084/10 md.)

(1) Bu fıkrada bulunan “ve genel idare giderleri” ibaresi 9/1/2002 tarihli ve 4737 sayılı Kanunla eklenmiştir.

Arsa satışları
Madde 15 – Arsa satışları müteşebbis heyetin belirleyeceği prensipler içerisinde yönetim kurulunun yetki ve sorumluluğu ile gerçekleştirilir ve Bakanlığa bilgi verilir. Kredi kullanan OSB`lerde kredi borcu ödeninceye kadar Bakanlığın ilgili bankaya bildirdiği bu satışları banka takip eder, tahsis ve satıştan elde edilen meblağ ile kredi taksitlerinin süresinde ödenmesini sağlar.
Arazi satışlarından elde edilen meblağı yönetim kurulunun yatırmadığının tespit edilmesi durumunda; söz konuşu tutar peşinat ise satış sözleşmesinin yapıldığı tarihten, taksit ise vade tarihinden yatırılış tarihine kadar geçen süre için banka, Bakanlık lehine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci Maddesinde belirtilen oranlarda gecikme zammı oranını uygular ve tahsilini takiben genel bütçeye gelir kaydeder. (1)
(Değişik üçüncü fıkra: 23/10/2008-5807/3 md.) OSB’ce teminat olarak gösterilen ve bu nedenle satışına karar verilen veya katılımcıların borcundan dolayı satışına karar verilen taşınmazların icra yoluyla satışı halinde; Bakanlık ve OSB alacaklarının öncelikle ödenmesi koşuluyla, bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip alıcılara veya kredi alacaklısı kuruluşa satış yapılabilir. Satış ilanlarında kuruluş protokolünde yer alan katılımcı niteliklerine de yer verilir.
(Ek fıkra: 23/10/2008-5807/3 md.) Taşınmazların kredi alacaklısı kuruluşa satılması halinde, kredi alacaklısı kuruluş, satın aldığı taşınmazı sadece bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip gerçek veya tüzel kişilere en geç iki yıl içerisinde satmak veya aynı nitelikteki gerçek veya tüzel kişilere kiraya vermek zorundadır.
Yönetim aidatları
Madde 16 – Yönetim aidatları ve hizmetlerin karşılıkları, müteşebbis heyet tarafından arıtma tesisi işletme masrafları hariç parsel büyüklüğüne göre belirlenir. Arıtma tesisi işletme masraflarına katılım payları ise debi ve kirletme parametreleri esas alınarak yönetim kurulunca tespit edilir. Yönetim kurulunun yıllık bütçesinde belirtilen, bölgenin alt yapı ve müşterek hizmetlerine ait tüm masraflar önceki yıla ait kesin hesap da dikkate alınarak katılımcılar tarafından karşılanır. Belirtilen hizmetlerden yararlanmadıkları gerekçesi ile yönetim aidatlarının ödenmesinden kaçınılamaz.
Müteşebbis heyetin yönetim aidatı ile ilgili kararları ilam hükmünde olup, ilamların icrasına ilişkin yolla takip edilirler.
Parasal haklar ve özlük hakları
Madde 17 – Müteşebbis heyet, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile denetim kurulu üyelerinden kamu personeli olanlara toplantı başına huzur hakkı, diğerlerine de huzur hakkı veya aylık ücret ödenebilir. Söz konusu ödemeler müteşebbis heyetin Bakanlıktan aldığı kredi dışında, kendi kaynaklarından yapılır. Huzur hakları ve ödenecek ücretin aylık miktarı her yıl müteşebbis heyet tarafından tespit edilir.
Bölge müdürü ve sair personel 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırılır. Kredi kullanan OSB`lerde OSB personelinin parasal ve özlük haklarının asgarî ve azamî miktarları Bakanlık tarafından belirlenir.
(1)Bu fıkrada yer alan; “fon hesabına alacak kaydeder” ibaresi, 20/6/2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunla, “genel bütçeye gelir kaydeder” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Arsa tahsisleri
Madde 18 – Katılımcılara arsa tahsisi. Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik hükümlerine göre müteşebbis heyet tarafından yapılır.
Bakanlık gerekli gördüğü takdirde, OSB`de yer tahsis edilecek özel ya da tüzel kişilerin temel vasıfları ile iştigal konularını kuruluş protokolünde belirleyebilir.
Katılımcılara tahsis veya satışı yapılan arsalar hiçbir şekilde tahsis amacı dışında kullanılamaz. Bu arsalar katılımcılar ve mirasçıları tarafından borcun tamamı ödenmeden ve tesis üretime geçmeden satılamaz, devredilemez ve temlik edilemez. Bu husus tapuya şerh edilir. Arsa tahsis ve satışının şirket statüsündeki katılımcılara yapılması halinde, borcu ödenmeden ve tesis üretime geçmeden arsanın satışını ve spekülatif amaçlı işlemlerle mülkiyet hakkının devrini önlemeye yönelik tedbirleri almakla Bakanlık yetkilidir.
Ancak, arsa tahsisi veya satışı yapılan firmanın tasfıyesi halinde, firmanın katılımcı vasfını taşıyan ortağına veya ortaklarına tahsis hakkının devri mümkündür. Bu konudaki işlemlerin muvazaalı olup olmadığını tetkikle ve sonucuna göre gerekli tedbirleri almakla Bakanlık yetkilidir.
Bu husustaki yasaklara aykırılığın mahkemece tespiti halinde, arsa kimin tasarrufunda olursa olsun tahsis veya satış tarihindeki bedeli ile geri alınarak bir başka katılımcıya tahsis ve satışı yapılır.
(Ek fıkra: 23/10/2008-5807/4 md.) Katılımcılara geri alım hakkı şerhi kaldırılarak tapu verilmesi durumunda tapu kaydına “taşınmazın icra yoluyla satışı dahil üçüncü kişilere devrinde OSB’den uygunluk görüşü alınması zorunludur.” şerhi konulur. Bu durumda eski katılımcının vermiş olduğu taahhütler, yeni alıcı tarafından da aynen kabul edilmiş sayılır.
OSB`lerde yer alacak sanayi kuruluşlarının müşterek yararlarına yönelik hizmet vermek üzere. Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme îdaresi Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Türk Standartları Enstitüsü, Posta îşletmesi Genel Müdürlüğü, T. Telekomünikasyon A.Ş., Türk Patent Enstitüsü, müteşebbis heyette temsil edilen oda gibi kurum ve kuruluşlara müteşebbis heyet tarafından mülkiyeti OSB`de kalmak üzere arsa tahsis edilebilir.
Ortak yerler
Madde 19 – OSB alanlarından katılımcıların ortak yararlanmasına tahsis edilenlerin giderleri, OSB bütçesinden karşılanır.
OSB alanının katılımcılara devir ve temlik edilmemiş kısımları ile OSB imar planı hudutları içindeki yollar ve rekreasyon alanları, OSB tasarrufundadır. Bu husus şüyulandırma aşamasında tapuya işlenir.
OSB`nin, altyapı ya da genel hizmet tesislerinin geçtiği veya geçeceği sanayi parsellerinde ayrıca irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilmez.
Alt yapı tesisleri kurma, kullanma ve işletme hakkı
Madde 20 – OSB`lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece OSB`nin yetki ve sorumluluğundadır. Ancak, atıkların ortak arıtma tesisinin kabul edebileceği standartlara düşürülmesi amacıyla münferiden ön arıtma tesisi yapılması gerekir.
OSB`de yer alan kuruluşlar, alt yapı ihtiyaçlarını OSB`nin tesislerinden karşılamak zorundadır. OSB`nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçları başka bir yerden karşılanamaz ve bu amaçla münferiden tesis kurulamaz. Bu kuruluşlar kendilerine tahsis edilen alt yapı kullanma hakkını başka kuruluşlara devir ve temlik edemez ve başkalarının istifadesine tahsis edemez.Bu Maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Muafiyet
Madde 21 – OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.​
Atıksu arıtma tesisi işleten bölgelerden, belediyelerce atıksu bedeli alınmaz.
Sorumluluk
Madde 22 – Müteşebbis heyet, yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve bölge müdürü ile sair personel kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunlar, para ve para hükmündeki evrak ve senetler ile bilanço, tutanak, rapor, defter ve belgeler üzerinde işledikleri suçlardan dolayı Devlet memurları gibi cezalandırılırlar.
Bakanlığın yetkileri
Madde 23 – OSB kuruluş protokolü müteşebbis heyetlerce hazırlanır ve Bakanlıkça onaylanır.
Bakanlık gerekli gördüğü hallerde veya şikayet üzerine OSB`lerin her türlü hesap ve işlemlerini denetlemeye ve tedbirler almaya yetkilidir.
Bakanlık kanalıyla kredi kullanan bölgelerin alt yapı, sosyal hizmet tesisleri ve proje ihalelerinde, ihale komisyonu teşkil edilmesi de dahil olmak üzere ihale ile ilgili bütün işlemler. Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar dahilinde OSB yönetimi tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. İhalelerin ne şekilde yapılacağı ve komisyonların teşkili ile hakedişlerin düzenlenmesi ve onaylanmasıyla ilgili hususlar çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Söz konuşu krediden faydalanmayan OSB`lerde ihale işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması müteşebbis heyetin yetki ve sorumluluğundadır.
Bu Kanunun geçici l inci Maddesinin birinci fıkrası gereğini yerine getirmeyen müteşebbis heyetlerin ve yapılacak denetim sonucunda organları bu Kanunla verilen görevleri yapmadığı belirlenen OSB`lerin, kredi talepleri kabul edilmez. Bunlara verilmiş kredilerin geri ödenmesi muaccel olur.
Denetim
Madde 24 – OSB`nin her türlü hesap ve işlemleri OSB yönetimince yıllık olarak, müteakip yılın ocak ayında ve gerekli görülen hallerde her zaman yeminli malî müşavire inceletilir. Bağımsız denetim yapan yeminli malî müşavir, düzenlediği denetim raporunu OSB yönetimine ve Bakanlığa eş zamanlı olarak verir.
Genel kurul
Madde 25 – OSB`de üretime geçtiğini Bakanlıkça istenecek belgelerle tevsik eden ve kuruluş protokolünde tarifi yapılan işletmelerin sayısı bölgede kurulacak işletme sayısının 1/3`üne ulaştığında, kendilerine yer tahsis edilen veya satılan ve böylece katılımcı sıfatını iktisap eden gerçek ve tüzel kişiler, temsil ve ilzama yetkili birer temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri üyeler vasıtasıyla müteşebbis heyette temsil edilirler. Bu suretle seçilen üyelerin sayısı müteşebbis heyet üye sayısının yarısını geçemez.
(Değişik: 19.06.2010-5997/16 md.)Bölgede kurulacak tüm işletmelerin 2/3’ünün yapı kullanma izni alması ve bunların da en az yarısının üretime geçtiğini işyeri açma belgesi ile belgelemeleri halinde, katılımcılar veya temsilcilerinin müteşebbis heyet üyeleri ile birlikte en geç altı ay içinde yapacakları ilk genel kurul toplantısında müteşebbis heyet, yönetim kurulu ve denetim kurulunun görevi sona erer.
Üretime geçmiş katılımcıların salt çoğunluğu müteşebbis heyetin devam etmesini istedikleri takdirde müteşebbis heyet devam eder. Müteşebbis heyetin devam etmesi durumunda müteşebbis heyete katılacak katılımcıların sayısı müteşebbis heyet üye sayısının yarısından bir fazla olur.
Genel kurulun ilk toplantısında, mevcut kuruluş protokolü tüzel kişiliğin ana sözleşmesi olarak değiştirilir, kararlar salt çoğunlukla alınır.
Genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB`lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri kıyasen uygulanır.
Genel kurulun oluşumunu müteakip müteşebbis heyet, yönetim kurulu ve denetim kurulu OSB ile ilgili herhangi bir karar alamaz, alacakları karar uygulanmaz.
Genel kurul toplantılarının esas ve usulleri ile yönetim kurulu ve denetim kurulu seçimine ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Özel organize sanayi bölgeleri
Madde 26 – Bu Kanundaki usullere göre belirlenen yerlerde, özel hukuk tüzel kişilerince ve gerçek kişilerce de OSB kurulabilir. Ancak, özel OSB kuracak olanlar kamulaştırma yapamazlar.
OSB`nin kuruluş talebi, kurulacağı ilin valiliğinin uygun görüşü ile Bakanlığa iletilir.
OSB`nin yer seçimi Bakanlığa yapılan talep üzerine, 4 üncü Maddedeki usule göre yapılır.
Arazi temini, OSB`nin planlanması, projelendirilmesi, alt yapı inşaatı ile ilgili harcamalar bölgeyi kuracak gerçek ve tüzel kişilerce karşılanır. OSB ile ilgili plan ve projeler bu konudaki yetkili kurum ve kuruluşlar yanında Bakanlığın uygun görüşü ve onayına tabidir.
OSB`deki arazi, parseller halinde veya işletme binaları da yapılmak suretiyle satılabilir veya kiraya verilebilir.
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri
Madde 26/A – (Ek: 23/10/2008-5807/5 md.)
Tarım ve sanayi sektörünün entegrasyonunu sağlamaya yönelik tarıma dayalı sanayi girdisini oluşturan bitkisel ve hayvansal üretimin ve bunların işlenmesine yönelik sanayi tesislerinin yer alabileceği ve ilgili mevzuatı uyarınca öngörülen biyogüvenlik tedbirlerine uyulması şartıyla Tarıma Dayalı İhtisas OSB kurulabilir. (Ek Cümle: 02/11/2011-662 sayılı KHK /12 md.)Organize Sanayi Bölgelerine ilişkin olarak Bakanlığa verilmiş olan yetkiler ve görevler, Tarıma Dayalı İhtisas OSB’leri bakımından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca kullanılır ve yerine getirilir.
Bu bölgelerin yer seçimi, kuruluşu, imar planı onayı, faaliyeti, işleyişi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar (Değişik : 02/11/2011-662 sayılı KHK /12 md.)Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulacak ayrı bir yönetmelik ile belirlenir.
Üst kuruluş, yönetmelikler ve düzenlemeler
Madde 27 – OSB`lerin kendi aralarında yardımlaşmaları ve ortak sorunlarını çözüme kavuşturmalarını sağlamak üzere oluşturulacak OSB üst kuruluşunun görev ve çalışma şekilleri çıkarılacak yönetmelikte belirlenir. (1)
(1) 23/10/2008 tarihli ve 5807 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle; bu fıkrada yer alan “kuruluşlarının” ibaresi “kuruluşunun” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler, “OSB Uygulama Yönetmeliği” adı ile tek bir yönetmelik olarak, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılır. Bakanlık bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak mevzuat çerçevesinde gerekli tedbirleri almaya ve düzenlemeleri yapmaya yetkilidir.
ALTINCI BÖLÜM
Geçici Hükümler
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Kanunun amacına uygun biçimde oluşan OSB’ler, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hale getirirler.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce kurulmuş olan OSB`lerin organları, bu Kanuna intibak süresi içinde işlevlerini sürdürürler. Bu organların almış olduğu kararlar, imzaladıkları malî, idarî ve iltizamî akit ve sözleşmeler, intibak işleminin tamamlanmasından sonra da geçerliliğini aynen korur. OSB`lerde çalışmakta olanların özlük hakları mahfuz tutulur.
Geçici Madde 2 – (Değişik: 23/10/2008-5807/7 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, mülga 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun 5 inci maddesinin (r) bendinin (5) numaralı alt bendine göre kurulup yönetilmekte olan OSB’ler, bu Kanunda adı geçen OSB’lerden sayılır. Bu şekilde kurulup yönetilmekte olan OSB’lerde, genel kurul ve müteşebbis heyet görevlerini, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununa göre faaliyette bulunan oda meclisleri yürütür. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri oda meclisi üyeleri arasından seçilir. Oda meclisi üyeleri arasında, OSB katılımcısı varsa, yönetim kurulu üyelerinin en az üçü bu üyeler arasından seçilir.
Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulan OSB`lerin müteşebbis heyetlerine, 4 üncü Maddenin yedinci fıkrasında sayılanlardan başka kurum ve kuruluşlar iştirak etmişler ise bunların hak ve mükellefiyetleri aynen devam eder veya isterlerse, iştirak paylarının iade edilmesi şartıyla ayrılabilirler.
Geçici Madde 4 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlatılan kamulaştırma işlemleri, ilgili kurumlarca sonuçlandırılır.
Geçici Madde 5-(Değişik: 19.06.2010-5997/17 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olan küçük sanayi sitelerinden oluşan organize küçük sanayi bölgeleri içinde bulunan küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri, toplu işyeri yapı kooperatifleri, işletme kooperatifleri, site yönetimleri, imar planında yer alan ve her birinde bir işletmenin yer alacağı en az 3000 m² veya yönetmelik ile belirlenecek büyüklükteki müstakil sanayi parsel sahipleri ile 3000 m²’den küçük sanayi parseli şeklinde yer almış en az 50 parsel malikinin yukarıda belirtilen şekilde örgütlenmesi halinde, bu Kanunun uygulanmasında bir katılımcı olarak genel kurulda temsil edilir. Aksi takdirde bu şekilde örgütlenmeyenler, temsil haklarından feragat etmiş kabul edilir.
​Katılımcılar genel kurulda bir temsilci ile temsil edilir. Ancak tek bir kooperatif alanı, içinde bulunduğu OSB alanının % 60’ını geçmesi halinde; bu OSB’deki katılımcıların genel kurul temsilcileri, her 100 üyesi için bir kişi olarak tespit edilir. Temsilciler, site yönetimleri ile kooperatiflerin yetkili organları tarafından seçilir. Toplam temsilci sayısının OSB organlarını oluşturmaya yetmemesi durumunda, Bakanlık tarafından belirlenecek temsilci sayısının katları oranında artırılmış temsilci ile temsil olunur.
​Küçük sanayi sitelerinden oluşan organize sanayi bölgeleri, olağan genel kurul toplantılarını her yılın ilk altı ayı içerisinde yapmak zorundadır.
​Organize Sanayi Bölgesi; katılımcıların ödemesi gereken arsa ve alt yapı katılım payları, su, elektrik, doğalgaz, arıtma tesisi vb. tüketim bedelleri, işletme ve yönetim aidatları ve bunların gecikme cezalarını kooperatif ve/veya site yönetimlerinden, katılımcıların aczi veya organ oluşturamaması nedeniyle tahsil edemediği hallerde ise, alacağı hizmetin kullanım oranlarına göre iş yeri sahiplerinden talep ve tahsil eder.
​Küçük sanayi sitelerinden oluşan organize sanayi bölgelerinde temsilciler, ilk genel kurulu yapmak ve organları seçmek üzere Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Bakanlık gözetiminde toplanır.​
Geçici Madde 6 – Kanunun yürürlüğe girmesinden önce OSB kurmak amacı ile müteşebbis heyeti meydana getiren kurum ve kuruluşlar adına iktisap edilmiş bulunan tüm arsalar, araziler ve tüm gayrimenkuller ile bilahare bunlar üzerinde müteşebbis heyeti meydana getiren kurum ve kuruluşlar adına inşa edilmiş olan tüm binalar ve ortak tesisler OSB tüzel kişiliği lehine tapuda tashihen tescil edilir.
OSB müteşebbis heyetinin uhdesinde bulunan OSB`ye ait tüm menkul kıymetler ve iştirak hisseleri bedelsiz olarak OSB tüzel kişiliğine devredilir.
Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünden satın alınmış olan arsa ve arazilerde Arsa Ofisi Kanununun 11 inci Maddesine göre tapuya işlenmiş olan şerhler silinir.
Geçici Madde 7 – 4342 sayılı Mera Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mera olarak nitelendirilen alanlara yapılmış OSB`ler; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmış ve yatırım programına alınmış olmaları şartıyla mera vasfını kaybetmiş olur. Bu alanlar 4342 sayılı Mera Kanununun hükümlerine tabi değildirler. İl mera komisyonlarının bu alanlarla ilgili daha önce aldıkları kararlar hükümsüzdür.
​1/1/2005 tarihinden önce kesinleşen imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya aynı tarihten önce, Bakanlık tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan OSB’lerin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında; ilgili kamu idarelerince daha önce yapılan kamulaştırma ve diğer işlemler, tezyidi bedel dahil kamulaştırma, faiz ve diğer bedellerin ödenmesi kaydıyla geçerli kabul edilir, bu işlemlere dayanılarak ilgili gerçek ve tüzel kişiler adına tapuda yapılan tesciller korunur(…)(1)(12.07.2011 tarih ve 27992 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Esas 2009/30, Karar 2011/76 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilmiştir.
Geçici Madde 8 –(Ek Geçici Madde: 12/04.2011-27903) Bu maddenin yürürlük tarihinden önce mer’i plana göre yapılaşan sanayi tesislerinin bulunduğu alanlar için, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılan başvuruların, valilikçe uygun görülmesi halinde; hazırlanan gerekçe raporuna istinaden 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca plan onama yetkisi bulunan idarelerle alanın özelliklerine göre ilgili kurumların katılımıyla, vali başkanlığında oluşturulacak olan ıslah komisyonunun belirlediği ıslah şartları ve süresinin Bakanlık tarafından uygun görülmesi ile söz konusu alanlar OSB olarak değerlendirilebilir. Bakanlık, OSB yer seçimi komisyon üyesi olan kurum ve kuruluşlardan alacağı görüşler doğrultusunda OSB sınırlarını belirler.

(1) 12.07.2011 tarih ve 27992 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı ile 18.02.2009 günü 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun 22 maddesi ile Geçici 7. Maddeye eklenen 2. fıkranın “…mülkiyete yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir.” bölümü iptal edilmiştir.

Tespit edilen ıslah şartları çerçevesinde, tüzel kişilik kazanan OSB’lerde, bu Kanunla getirilen tüm izin ve ruhsat yetkileri, ıslah çalışmaları tamamlanıncaya kadar genel mevzuat hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde ıslah şartlarını tamamlamayanlar OSB niteliklerini kaybederek sicilden terkin edilir.
Bu maddenin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar OSB Uygulama Yönetmeliğinde belirlenir.
Geçici Madde 9 –(Ek Geçici Madde: 12/04.2011-27903) İl ve ilçelerin sosyoekonomik durumları dikkate alınarak OSB’lerdeki parsellerin tamamen veya kısmen bedelsiz tahsisleri Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.
Buna göre;
a) Bakanlık kredisi kullanan organize sanayi bölgelerindeki tahsis edilmemiş parseller, organize sanayi bölgesinin yetkili organlarının karar almaları halinde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere tamamen veya kısmen bedelsiz olarak tahsis edilebilir. Bu durumda tahsis edilen parselin değeri, Bakanlık tarafından organize sanayi bölgesine verilen kredi geri ödemesinden mahsup edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçek ve tüzel kişilere bedelli olarak tahsis edilmiş parseller için ödemeler durdurulur ve kalan meblağ Bakanlık tarafından organize sanayi bölgesine verilen kredi geri ödemesinden mahsup edilir. Parsellerin mahsup işlemlerine esas değeri, Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça her organize sanayi bölgesi için tespit edilecek yılı metrekare fiyatı üzerinden hesaplanır.
b) Bakanlık kredisi kullanmamış ya da kredi borcunu ödemiş olan organize sanayi bölgelerinden de yetkili organlarının karar almaları halinde, en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere tamamen veya kısmen bedelsiz olarak parsel tahsisi yapılabilir. Bu durumda tahsis edilen parselin değeri, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğine Hazinece ödenir. Ödemeye esas parselin değeri, Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça her organize sanayi bölgesi için tespit edilecek yılı metrekare fiyatı üzerinden hesaplanır.
Yatırımcının bu madde kapsamında belirlenen şartlara uymadığının veya mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın tamamlanmadığının tespiti halinde, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın parsel tahsisi iptal edilir. Bu durumda taşınmazın üzerindeki tüm yapı ve tesisler sağlam ve işler durumda tazminat veya bedel ödenmeksizin organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğine intikal eder, bundan dolayı adına tahsis yapılan kişiler veya üçüncü kişilerce herhangi bir hak ve talepte bulunulamaz. Ancak, öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesi halinde yatırımın bedeli, yeni yatırımcı tarafından önceki yatırımcıya ödenir. Bu ödeme, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğince sağlanır. Yukarıda belirtilen en az on kişilik istihdam şartı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinde aranmaz.
Organize sanayi bölgelerinde parsel tahsisine ilişkin uygulama, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süre için geçerlidir. Bu süre Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki defa ikişer yıl daha uzatılabilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili istihdam, yatırıma başlama ve tamamlama süresi, tahsis ve devir işlemleri ile diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.
Geçici Madde 10 –(Ek Geçici Madde: 02/11/2011-662 sayılı KHK /12 md.)) Bu maddenin yayımı tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı denetiminde yürütülmekte olan Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine ilişkin iş ve işlemler, bütçeleri ile birlikte bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında imzalanacak bir protokolle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devredilir. Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine ilişkin iş ve işlemler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülür.
Mevzuatta Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine ilişkin olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yapılan atıflar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına yapılmış sayılır.
Yürürlük
Madde 28 – Bu Kanunun 14 üncü maddesinin son fıkrası 31.12.2003 tarihinde, diğer Maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.(1)
Yürütme
Madde 29 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
23.10.2008 TARİHLİ 5807 SAYILI KANUN İLE EKLENEN GEÇİCİ MADDE
GEÇİCİ MADDE 1 – 15/4/2000 tarihinden önce, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun amacına uygun olarak kurulmuş olup, aynı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre tüzel kişilik kazanamayan veya kazanmamış sayılan ve varsa tevsii alanları dahil yer seçimi kesinleşmiş OSB’lerin, 4562 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre hazırlayacakları kuruluş
protokolünü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde Bakanlığa vermeleri
halinde, durumlarını bu Kanuna uygun hale getirmiş sayılırlar ve Bakanlık OSB sicil defterine
kaydedilerek tüzel kişilik kazanırlar.
(1) Bu fıkrada geçen “31/12/2002” tarihi, 7/1/2003 tarihli ve 4783 sayılı Kanunla, yayımı tarihi olan 9/1/2003 tarihinden geçerli olmak üzere, “31/12/2003” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
4562 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE
DEĞİŞTİREN KANUN NO
TARİH
FARKLI TARİHTE YÜRÜRLÜĞE GİREN MADDELER
4684
20.06.2001

4731
31.12.2001
GEÇİCİ 7. MADDE
4737
09.01.2002

4783
07.01.2003

4916
03.07.2003

5084
06.02.2004
14. MADDE
5393
13.07.2005
4. MADDE
5807
10.11.2008
3, 4, 15, 18, 26/A, 27, GEÇİCİ MADDE 2 DEĞİŞİKLİĞİ VE YENİ BİR “EK MADDE” EKLENDİ.
5838
28.02.2009
GEÇİCİ 7.MADDE
5997
19.06.2010
25/2- GEÇİCİ 5. MADDE
6215
12.04.2011
GEÇİCİ 8. VE 9. MADDE EKLENDİ.
Anayasa Mahkemesi Kararı
12.07.2011
GEÇİCİ 7. MADDE 2. FIKRASI
662 sayılı KHK
02.11.2011
26/A, GEÇİCİ 10. MADDE

Organize Sanayi Bölgelerinin alt yapıları tamamlanan arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olup olmadığı

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17.4-1463

05/09/2011

Konu

:

Organize Sanayi Bölgelerinin alt yapıları tamamlanan arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olup olmadığı

İlgide kayıtlı dilekçenizle … Organize Sanayi Bölgesi için arsa temin edilmesi ve işyerlerinin imal ve inşa edilmesi aşamasında yerine getirilen alt yapı faaliyetlerinin (hafriyat, yol, asfaltlama, parsel belirleme, kanalizasyon, gaz, elektrik, su gibi) katma değer vergisinden istisna olup olmadığı ile bu faaliyetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iadesinin mümkün olup olmadığının bildirilmesi istenilmiştir.

Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 17/4-k maddesinde ise, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı 69 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde; sözü edilen organizasyonların sadece arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olacağı, bu organizasyonların üyelerine yapacakları arsa ve işyeri dışındaki teslim ve hizmetlerin ise genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi olacağı açıklanmıştır.

Öte yandan, Kanunun 32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri kapsamında bulunan istisnalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, indirim yoluyla giderilemeyen verginin ise Bakanlığımızca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hükme bağlanmıştır.

Ancak, Kanunun 17/4-k maddesinde yer alan istisna, 32 nci madde kapsamında iade hakkı doğuran işlemlerden olmadığından, bu işlemler nedeniyle yüklenilen verginin KDV Kanununun 30/a maddesi hükmü gereğince indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Buna göre, organize sanayi bölgelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin, vergiden istisna edilmiş arsa ve işyeri teslimlerine ilişkin arsanın iktisabı ile işyerlerinin imal ve inşası ile ilgili olarak yüklendikleri KDV yi indirim ve iade konusu yapmaları mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, organize sanayi bölgesinin oluşturulması için tarafınızca yerine getirilen hafriyat, yol, asfaltlama, parsel belirleme, kanalizasyon, gaz, elektrik, su gibi alt yapı faaliyetlerinin, üyelere teslim edilen arsa ve işyerlerinin mütemmim cüzü sayılması mümkün olmadığından, bu hizmetler dolayısıyla üyelere düzenleyeceğiniz faturalarda KDV hesaplanması ve genel esaslar çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği.

Konu

:

Tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği hususunda görüş talep edilmektedir.

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9 uncu maddesinde; kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların kurum kazancının tespitinde hasılattan indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline girmiş kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve sonraki dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı, tasfiye kârının da tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu fark olduğu hükme bağlanmıştır.

Kurumlar vergisi uygulamasında tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten itibaren başlamakta olup, tasfiyenin sona erdiği tarihe kadar devam etmektedir. Tasfiye başlangıç tarihinden aynı yıl sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı bağımsız bir tasfiye dönemi sayılmakla birlikte, bağımsız bu tasfiye dönemlerinde de tasfiye süreci devam etmektedir.

Buna göre; şirketinizin tasfiye dönemleri itibariyle beyannamelerinin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yazılı sürelerde verilmesi gerekmekte olup; yine aynı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde dönem zararının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 340 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile elektronik beyannameye ilişkin usul ve esasların temelleri ve işleyişleri belirlenerek uygulamaya ihtiyari olarak başlanılmıştır.

367 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın kurumlar vergisi beyannamesini ve geçici vergi beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

376 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın;

-Ticari zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerine yıllık gelir vergisi beyannamesini, geçici vergi beyannamelerini,

-Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerine muhtasar beyannamesini, katma değer vergisi beyannamesini (1 ve 2 no.lu)

340 ve 346 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

Tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri de kurumlar vergisi beyannamelerini (tasfiyeye giriş tarihinden önceki kıst dönemler hariç) elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.

Ancak, tüzel kişiler için tasfiye, devir, birleşme ve hesap döneminin değişmesi durumunda verilmesi gereken kıst dönem beyannameleri henüz elektronik ortamda alınamamaktadır. Anılan kıst dönem beyannamelerinin kağıt ortamında vergi dairelerince kabul edilmesi gerekmekte olup elektronik ortamda gönderilmediğinden dolayı cezai müeyyidesi bulunmamaktadır.

Bu itibarla, elektronik ortamda vermiş olduğunuz beyanname 05/10/2006-31/12/2006 dönemine ilişkin hesap dönemini kapsamakta olup 01/01/2006-04/10/2006 kıst dönem beyannamesinin kağıt ortamında gönderilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu döneme ilişkin zararın 05/10/2006-31/12/2006 ve müteakip dönemlerde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.

Diğer taraftan, 01/01/2006-04/10/2006 kıst dönemine ilişkin zararın 05/10/2006-31/12/2006 dönemine ilişkin verilen beyannamede 2005 yılı zararları içerisinde gösterilerek indirim konusu yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72

14/09/2011

Konu

:

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

İlgi Özelge Talep Formu ile Başkanlığımız … Malmüdürlüğü’nün … vergi numarasında kayıtlı mükellef olduğunuzu; kooperatifinize 13.08.2010 tarihinde hidromek kırıcı iş makinası alındığını; iş makinası ile üyelerinize bedel karşılığında iş yapılacağını, üyelerinizin işi olmadığı zamanlarda ise üye olmayan kişi ve kurumlara bedel karşılığı iş yapılacağını belirterek; üye olmayanlara bedel karşılığı yapılan işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacağınız ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız durumunda sadece iş makinası gelirinden mi yoksa tüm kooperatif gelirinden oluşan kardan mı vergilendirilmeniz gerektiği, hususunda görüş talep etmektesiniz.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup; 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında; kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere,ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilciliklerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Tebliği’nin “4.13-Kooperatifler” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Bu hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinizin 13.08.2010 tarihinde aldığı hidromek kırıcı iş makinası ile üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara veya kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda üyelerinize bedel karşılığı hizmet verilmesi durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k bendindeki “sadece ortaklarla iş görülmesine” ilişkin muafiyet şartı ihlal edilmiş olacağından, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefi olması ve kooperatifiniz bünyesinde elde edilen kazançların kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

20120316-071122.jpg

Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk. Tarih 05/12/2011

Başlık Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 05/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121

05/12/2011

Konu

:

Gelir Vergisi Tevkifatı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin sahip olduğu dükkanlardan elde ettiği kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinde; “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veyahesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:

a)….

b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.

….” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı 15.3.2.1. bölümünde;

– Bu Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı,

– 01.01.2007 tarihinden itibaren 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacağı,

– Söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türü, mükellef veya muaf olup olmamasının bir önemi bulunmadığı

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu tevkifat oranı, 03.02.2009 tarih ve 27130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/14594 sayılı B.K.K. ile % 20 olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; Türkiye’de ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi bulunduğu hükmü ile aynı fıkranın (3/f) bendinde ise Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinin konusuna girdiği hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerdenve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) geçmesi veya bedeli 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinize ait dükkanlar dolayısıyla kooperatifinize yapılan kira ödemeleri için fatura düzenlenmesi, kooperatifiniz tarafından kiracılar adına düzenlenecek bu faturalarda kira bedeli üzerinden genel oranda (% 18) katma değer vergisi hesaplanması ve kiracıların vergi tevkifatı yapmakla yükümlü bulunması halinde söz konusu kira bedelleri (KDV hariç) üzerinden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fırkasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Mülga Kooperatifçilik Tanıtma ve Eğitim Fonu

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.GEL.0.68/6808-8

KONU: Mülga Kooperatifçilik Tanıtma ve Eğitim Fonu

…………….. BAKANLIĞI

(Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğüne)

İLGİ: …………….. tarih ve …………….. sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda, Bakanlığınız il müdürlükleri kanalıyla tarımsal amaçlı kooperatiflerin yıllık bilançosundaki müspet gelir-gider farkından doğan %1’lik Çiftçi ve Kooperatifçilik Tanıtma Eğitim ve Ödüllendirme Fonu kesintilerinin Bakanlığınıza ait banka hesabına havale edildiği ve Bakanlığınızca da takibinin yapıldığı; ancak 2002/1 Seri No’lu Vergi Dışı Gelirler İç Genelgesinde söz konusu fon gelirlerinin takip ve tahsilinin vergi dairelerince yapılacağının bildirildiği belirtilerek, Çiftçi ve Kooperatifçilik Tanıtma Eğitim ve Ödüllendirme Fonu gelirlerinin tahsili ve takibi konusunda uygulamaya esas olmak üzere Bakanlığımız görüşü istenilmektedir.

26.04.2002 tarihli ve 18736 sayılı 2002/1 Seri No’lu Vergi Dışı Gelirler İç Genelgesinin (1) numaralı bölümünde, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı tarımsal kooperatifler ve üst kuruluşlarının 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun yürürlükten kaldırılan 94 üncü maddesinde açıklanan ortak içi işlemlerden doğan müspet gelir-gider farkının %1′ i eskiden olduğu gibi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca bütçe geliri olarak tahsil edilecektir.” denilmekte; söz konusu İç Genelgenin (2) numaralı bölümünde ise, Bakanlığımızca tahsil edilecek Mülga Kooperatifçilik Tanıtma ve Eğitim Fonu kapsamına giren kooperatifler, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı tarımsal kooperatifler ve üst kuruluşları hariç, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanuna tabi kooperatif ve üst kuruluşlar” olarak belirtilmektedir.

Bu nedenle, Bakanlığınıza bağlı tarımsal kooperatifler ve üst kuruluşlarının ortak içi işlemlerinden doğan, müspet gelir gider farkının %1’i oranındaki Çiftçi ve Kooperatifçilik Tanıtma Eğitim ve Ödüllendirme Fonu kesintilerinin takip ve tahsili işlemlerinin, eskiden olduğu gibi, Bakanlığınızca yürütülmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini arz ederim.

Konut yapı kooperatifinin kurumlar vergisi, kurum geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyeti ile Ba-Bs bildirim formu düzenleme zorunluluğu hk.-Mali Musavir Kemal OZMEN

Başlık Konut yapı kooperatifinin kurumlar vergisi, kurum geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyeti ile Ba-Bs bildirim formu düzenleme zorunluluğu hk.
Tarih 13/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.18.02-32Mük.257-7682-404
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.18.02-32Mük.257-7682-404

13/06/2011

Konu

:

S.S. Kardeşler Teknik Konut Yapı Koop.

İlgi dilekçenizde; Kooperatifinizin … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğu, adına kayıtlı herhangi bir arsa, inşaat yapımı veya kat karşılığı sözleşmesi bulunmadığı, bununla birlikte üst birliğe kayıtlı olmadığından, Ba-Bs Formu, 0015-Katma Değer Vergisi, 0033-Kurum Geçici Vergisi ve 0010-Kurumlar Vergisi yönünden mükellefiyet kaydının bulunduğu ve yasal süreleri içerisinde bütün beyanname ve bildirimlerin verildiği belirtilerek, söz konusu beyanname ve bildirimlerin verilip verilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunulmuştur.

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesinde kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmıştır.

Aynı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuş olup bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatiflerin muafiyet hükümlerinden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “4.13.1. Muafiyet Şartları” başlıklı bölümünde; “Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

– Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

– Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,

– Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına,

– Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.

Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır.” denilmiş, aynı Tebliğ’in “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde de; yapı kooperatiflerinde muafiyetten yararlanabilmek için yukarıda belirtilen şartlara ilaveten;

– Kuruluşlarından, yapı inşaatlarının sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, sözkonusu inşaat işini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili kişilere veya işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer verilmemesi,

– Yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması

gerektiği belirtilmiş, henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartların aranmayacağı ifade edilmiştir.

Aynı Tebliğ’in “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde, bazı kooperatiflerin ana sözleşmelerinde, “ortakların sosyal, kültürel, ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kurmak, işletmek veya kiraya vermek…” hükmünün yer alabileceği, ana sözleşmelerinde söz konusu hüküm olsa dahi fiilen söz konusu tesislerin kurulup bizzat işletilmesi veya kiraya verilmesinin ortak dışı işlem olarak değerlendirileceği, bu hükmün ana sözleşmede yer almasının tek başına mükellefiyet için yeterli olmayacağı ifade edilmiştir.

Buna göre, yukarıda belirtilen şartların sağlanması halinde Kooperatifinizin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.

Dolayısıyla, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanacak kooperatifler tarafından kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesine göre, ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir.

Aynı Kanunun 17nci maddesinin 4 üncü fıkrasına 4369 sayılı Kanun ile eklenen (k) bendinde ise, konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yapacakları konut teslimleri 1/8/1998 tarihinden itibaren istisna kapsamına alınmıştır.

Ancak Kanunun 17/4-k maddesinde yer alan “… konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri” hükmü, 3/7/2009 tarihinden geçerli olmak üzere, 5904 sayılı Kanunun 13/b maddesiyle yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanunun 16 ncı maddesiyle 3/7/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci maddesinde; ” Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimleri KDV’den müstesnadır.” hükmüne yer verilerek, 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri KDV den istisna edilmiştir.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin A/4 bölümünde, 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren KDV mükellefiyeti tesis edileceği, vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi sözü edilen konut yapı kooperatifleri tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle KDV beyannamesi verileceği, ancak 3/7/2009 tarihinden önce veya sonra kurulan konut yapı kooperatifleri adına bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti tesis edilmeyeceği belirtilmiştir.

Buna göre, üzerinde kayıtlı herhangi bir arsa ve inşaat ruhsatı bulunmadığı anlaşılan Kooperatifiniz adına, bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak 17/08/2006 tarihli ve 26262 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 362 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilerek bildirimde uygulanacak usul ve esaslar belirlenmiş; 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile mal ve hizmet satışlarının 2008 yılı ve müteakip yıllarda bildirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadlerine ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

362 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, bildirim verme yükümlülüğü bulunan mükelleflerin belirtilen hadlerin altında kalması sebebiyle bildirilecek alım satımları bulunmasa dahi bu bildirim formlarını vermek mecburiyetindeoldukları açıklanmış, 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “1.2. Bildirimlere İlişkin Hadler” başlıklı bölümünde ise; “1.2.1. 2008 yılı ve takip eden yıllara ilişkin mükelleflerin mal ve/veya hizmet alımları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 8.000 YTL(Yeni Türk Lirası ) olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 8.000 YTL (Yeni Türk Lirası) ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alımları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 8.000 YTL (Yeni TürkLirası) ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirilecektir. Limitin altında kalan alış ve satış bedelleri toplamı ise “Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı” ( Tablo III ) bölümüne yazılacaktır (Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan satışların toplamı KDV hariç tutarlar olarak Tablo III’e dahil edilecektir).

1.2.2. Bildirim verme yükümlülüğünde olan, ancak, tüm alış ve satışları belirtilen hadlerin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar. Bu bildirimlerinde limit altında olan tüm alışları için Ba formunun, limit altında olan tüm satışları için de Bs formunun Tablo III bölümünde yer alan “Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı” alanları doldurulacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Bu çerçevede, 362 Sıra No. lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre, Ba-Bs bildirim formlarının verilmesi zorunluluğu bilanço esasına göre defter tutmaya bağlandığından, kooperatifler tarafından söz konusu tebliğde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Form Ba-Bs bildirimlerinin verilmesi gerekmektedir.

Ancak, 381 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “4-DİĞER HUSUSLAR VE CEZAİ YAPTIRIM” başlıklı bölümünün (4.13.) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre, kurumlar vergisinden muaf olanlar 2007 yılı ve takip eden yıllarda Form Ba ve Bs bildiriminde bulunmayacaklarından Kooperatifinizin kurumlar vergisinden muaf olması durumunda, 2007 yılı ve müteakip yıllar için Form Ba ve Bs bildiriminde bulunulmayacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

20120316-065807.jpg