Kooperatifin Nev’i Değiştirerek Anonim Şirkete Dönüştürülmesinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması.hk. …

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı :B.07.1.GİB.4.06.17.02-155[9-2011/1886]-1183 29/12/2011

Konu : Kooperatifin Nev’i Değiştirerek

Anonim Şirkete Dönüştürülmesinde Damga Vergisi ve Harç Uygulaması.hk.

İlgi : …. evrak kayıt sayılı özelge talep formu.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, kooperatifinizin anonim şirkete dönüştürülmesi işlemine ilişkin olarak şirket ana sözleşmesinin noterde tasdik ettirilmesi esnasında harç, damga vergisi ve kurumlar vergisi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

A – KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, adı geçen kooperatifinizin maddede belirtilen şartları taşıması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan; Kanunun 19 uncu maddesinde;

“(1) Bu Kanunun uygulanmasında aşağıdaki şartlar dahilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanunî veya iş
merkezlerinin Türkiye’de bulunması.

b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından
bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.

(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun “Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Hallerinde Vergilendirme ” başlıklı 20 nci maddesinde de;

“(1) Devirlerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilir; birleşmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve vergilendirilmez:

a) Şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarih, devir tarihidir. Münfesih kurum ile birleşilen kurum;

1) Devir tarihi itibarıyla hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ile,
2) Devir işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesini, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verirler.
b) Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt eder. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.”
hükmüne yer verilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “19” ve “20” numaralı bölümlerinde konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Bu çerçevede; kooperatifinizin devir tarihindeki bilanço değerlerinin, nev’i değişikliği suretiyle kurulacak anonim şirket tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi kaydıyla söz konusu devir işlemi 5520 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında gerçekleştirilen bir devir işlemi olarak kabul edilecektir.

Öte yandan, söz konusu nev’i değişikliğinde, 5520 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen şartlara uyulduğu takdirde devir nedeniyle doğan kârlar hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir.

Bu çerçevede, kooperatifiniz genel kurulunun nev’i değişikliği kararı alması üzerine anonim şirkete dönüşüm süreci başladığından, bu tarih itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis ettirilmesi ve devir tarihi itibarıyla hazırlanan ve müştereken imzalanan kooperatifinize ait kurumlar vergisi beyannamesinin nevî değişikliğinin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, nevî değişikliği sonucu kurulacak anonim şirket, kooperatifinizin tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini beyanname ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt edecek ve söz konusu taahhütname ile birlikte devre ilişkin bilanço ve gelir tablosu da verilecektir.

B – DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu, Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV -Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün (17) numaralı fıkrasında ise, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, nev’i değişikliği nedeniyle devir işleminin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesindeki şartlar dahilinde devir hükmünde değerlendirilmesi gerektiğinden, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılacağı anlaşılan nev’i değişikliği işlemine ilişkin olarak düzenlenen şirket ana sözleşmesinin, 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/17 fıkrası hükmüne göre damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.

C- HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinde, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerden harç alınmayacağı belirtilmektedir.

Buna göre, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerinin harçtan istisna tutulması gerekmektedir. Ancak, 492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinde kooperatiflere yer verilmediğinden, kooperatifin nev’i değişikliğine ilişkin olarak yapılan işlemlerden harç alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü V.

Belediye Gelirleri Kanunu 2012-2464 sayılı kanun

41 SERİ NO’LU BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete No 28218
Resmi Gazete Tarihi 28/02/2012
Kapsam

1. Giriş

Başkanlığımıza yapılan başvurularda, mükelleflerin ilan ve reklâm vergisi beyannamesi ve çevre temizlik vergisi bildirimini vermeleri sırasında belediyelerce mükelleflerin beyanları dışında kimlik fotokopisi, kira kontratı, vergi dairelerince düzenlenen yoklama fişi, vergi levhası, ticaret sicil gazetesi veya başkaca belgelerin talep edilmesi nedeniyle uygulamada bazı tereddütlerin oluştuğu anlaşılmış olup bu konularda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

2. İlan ve Reklâm Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisi İşlemlerinde Mükelleflerin Beyanlarının Esas Alınması

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun(1) 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında, vergiye tabi ilan ve reklamlarda, ilan ve reklam işinin mükellefçe yapılması halinde ilan veya reklam işinin yapılmasından önce mükellef tarafından; ilan ve reklam işinin bu işi mutat meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan ve reklam işini yapanlarca ilan veya reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar verilecek beyanname üzerine tarh ve tahakkuk ettirileceği ve vergi tarifesinin 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı bentlerinde yazılı ilan ve reklamlara ilişkin beyannamelerin bunların yayınlandığı, dağıtıldığı veya teşhir edildiği mahallin belediyesine verileceği hüküm altına alınmıştır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 6 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği(2) ile ilan ve reklâm vergisi beyannamesinin şekil ve içeriği belirlenmiştir.

2464 sayılı Kanunun mükerrer 44 üncü maddesinde çevre temizlik vergisine ilişkin hükümler düzenlenmiş olup söz konusu maddenin son fıkrasında, Maliye Bakanlığının, mükellefiyetle ilgili olarak bildirim verdirmeye ve buna ilişkin usulleri belirlemeye, İçişleri Bakanlığının da görüşünü alarak bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

30 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinin(3) (IV) üncü bölümünde, 2464 sayılı Kanunun mükerrer 44 üncü maddesinin son fıkrasında yer alan hüküm doğrultusunda İçişleri Bakanlığından alınan görüş ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun(4) 14 üncü maddesi hükmü de dikkate alınarak Bakanlığımızca çevre temizlik vergisinin beyan, tahakkuk ve ödenmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Konutlara ait çevre temizlik vergisi, konutları kullananların su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle su tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk ettirileceğinden konutları kullananlar tarafından ilgili belediyelere, büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde ise su ve kanalizasyon idarelerine bildirim verilmeyecektir.

Belediyenin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan ancak, su ihtiyacı belediyece veya büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerince tesis edilmiş su şebekesi haricinde karşılayan konutlar ile işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların yıl içinde kullanılmaya başlanması halinde, mükellefler; kullanmaya başladıkları tarihten itibaren 30 gün içinde bildirim vereceklerdir. Ancak, kullandıkları binalarla ilgili olarak daha önce bildirim veren mükellefler, grup, derece veya mükellefiyetlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı sürece bildirimde bulunmayacaklar ve vergi her yılın ocak ayında kendiliğinden tahakkuk etmiş sayılacaktır.

3. İlan ve Reklâm Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisi Mükelleflerinden Beyanname ve Bildirim Dışında Bir Belge Talep Edilmemesi

2464 sayılı Kanun hükümlerinde ve tebliğlerinde, ilan ve reklâm vergisi ve çevre temizlik vergisi mükelleflerine ilan ve reklâm vergisi beyannamesi ve çevre temizlik vergisi bildirimi dışında herhangi bir belge vereceklerine dair yükümlülük getiren bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, ilan ve reklâm vergisi ve çevre temizlik vergisi mükelleflerinden beyanname ve bildirim dışında kimlik fotokopisi, kira kontratı, vergi dairelerince düzenlenen yoklama fişi, vergi levhası, Ticaret Sicil Gazetesi veya başkaca bir belge talep edilmeyecektir. Mükelleflerin beyanname ve bildirimde belirttikleri bilgilere göre bu vergilerin tarh, tahakkuk ve tahsilinin yapılması gerekmektedir.

Belediyelerce, ilan ve reklâm vergisi ve çevre temizlik vergisi işlemlerinde mükellefler tarafından beyan edilen hususların teyidinin, mükelleflerden belge istenmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda belediyelerce, mükelleflere ait kimlik bilgileri, İçişleri Bakanlığı Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden, işyerlerinde çalışan işçi sayısına ilişkin bilgilerin ise Sosyal Güvenlik Kurumundan elektronik ortamda sağlanması mümkün olabilecektir. Gerekli görülmesi halinde mükelleflerin vergi levhası bilgileri Gelir İdaresi Başkanlığının kurumsal internet sayfası üzerinden e-vergi levhası sorgulamasıyla, ticaret sicil bilgileri ise Ticaret Sicil Gazetesi sorgulamasıyla teyit edilebilecektir.

Ayrıca, belediyeler mükelleflerin işe başlama, adres değiştirme ve işyeri kapatmalarına ilişkin bilgileri vergi dairelerinden talep etmeleri durumunda, vergi dairelerince söz konusu bilgiler yazılı veya elektronik ortamda verilebilecektir.

Belediyeler, vergisel işlemlerde öncelikle kendi hizmet birimlerindeki kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacaklar ve gerek duymaları halinde beyanname ve bildirimlerin kontrolü amacıyla yerinde yoklama ve tespit yapacaklardır.

4. Diğer Hususlar

6 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği ekinde yayımlanan ilan ve reklâm vergisi beyannamesi ile 14 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği(5) ekinde yer alan çevre temizlik vergisi bildirimi örnekleri yeniden düzenlenmiş olup bu Tebliğ ekinde yer almaktadır.

Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren, 6 ve 14 Seri No.lu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğleri ekinde yer alan beyanname ve bildirim örnekleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.

Organize sanayi bölgeleri kanunu 4562 sayılı kanun

Tarih: 15 Nisan2000 ​​ Sayı: 24025
Sanayi ve Ticaret Bakanlığından:

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
KANUNU
​Kanun Numarası: 4562 ​ Kabul Tarihi:12.04.2000

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar
Amaç
Madde 1 – Bu Kanunun amacı organize sanayi bölgelerinin kuruluş, yapım ve işletilmesi esaslarını düzenlemektir.
Kapsam
Madde 2 – Bu Kanun, organize sanayi bölgelerinin ve üst kuruluşlarının oluşumunu, organlarını, işleyişini, yönetim ve denetimini düzenleyen hükümler ile bunlarla ilgili kişi ve kuruluşların görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyen hükümleri kapsar.
Tanımlar ve kısaltmalar
Madde 3 – (Değişik: 23/10/2008-5807/1 md.)
Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Sanayi ve Ticaret Bakanlığını,
b) Organize Sanayi Bölgeleri (OSB): Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini,
c) Onaylı sınır: Yer seçimi sonucunda sınırları tasdik edilmiş OSB alanlarıyla birlikte, OSB’nin faaliyetleri için zorunlu olan ve Bakanlığın uygun gördüğü; teknik altyapılara ilişkin tesis ve bağlantı hatları ile teknik donatı alanlarının yer aldığı OSB dışındaki alanları,
d) İhtisas OSB: Aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı OSB ile lojistik amacıyla kurulan OSB’yi,
e) Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK): OSB’lerin kendi aralarında yardımlaşmaları ve ortak sorunlarını çözüme kavuşturmalarını sağlamak üzere oluşturulacak OSB üst kuruluşunu,
f) Katılımcı: OSB’lerde, bir işletmenin kurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veya bulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişiyi,
g) Kiracı: Katılımcının tesisini, yönetmelikte belirlenen esas ve usullere uygun biçimde kiralayan gerçek veya tüzel kişiyi,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kuruluş ve Nitelikler
Kuruluş (1)
Madde 4 – OSB, Yer Seçimi Yönetmeliğine göre uygun görülen yerlerde Bakanlığın onayı ile kurulur.
OSB`lere ait yer seçimi Bakanlığın koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla oluşan Yer Seçimi Komisyonunun yerinde yaptığı inceleme sonucunda, varsa 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı kararları dikkate alınarak oybirliği ile yapılır ve OSB ilan edilir. Mer`i mevzuat gereğince korunması gereken ve sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmeyen alanlar OSB yeri olarak incelemeye alınmaz.
Mülkiyet sınırları içinde Sağlık Bakanlığınca öngörülen sağlık koruma bandı bırakılır.
Yer seçiminin kesinleşmesinden sonra OSB sınırları dışında kalan alanların planlanması Bayındırlık ve İskan Bakanlığı veya ilgili belediye tarafından en geç bir yıl içinde yapılır. Bununla ilgili usul ve esaslar Bakanlık ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca müştereken belirlenir.
OSB sınırları içerisinde yapılacak imar (…) (1) ve parselasyon planları ve değişiklikleri, OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanır ve Bakanlığın onayına sunularak. İl İdare Kurulu kararı ile yürürlüğe girer. Onaylı OSB imar planları ilgili kurumlara bilgi için gönderilir.
(Ek fıkra: 23/10/2008-5807/2 md.) Ortak yerlerden sayılan zorunlu idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile arıtma tesisi alanı ve aktif yeşil alanlar bölge büyüklüğünün % 8 inden az; katılımcı ve/veya kiracı vasfı ile bölge içinde faaliyet gösteren küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık hizmet alanları ise bölge büyüklüğünün % 10 undan fazla olamaz.
(Değişik fıkra: 3/7/2005-5393/85 md.) Yürürlüğe giren imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.
Yer seçiminin Hazine veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazilerden yapılması halinde, bu araziler, talep edilmesi ve başkaca bir sakıncası bulunmaması durumunda, 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz devredilebilir, diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri, üzerinden peşin veya taksitle ödenmek üzere pazarlık usulüyle OSB`lere satılabilir. Bu konudaki esas ve usuller Bakanlık ve Maliye Bakanlığınca ortaklaşa belirlenir. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü mülkiyetinde bulunan stok araziler ise usulüne göre OSB tüzel kişiliğine tapuda devredilirken Arsa Ofisi Kanununun 11 inci Maddesinde belirtilen şerh tapuya işlenmez. (2)(3)

(1)23/10/2008 tarihli ve 5807 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle; bu maddenin beşinci ve altıncı fıkralarında yer alan “mevzii” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
(2)Bu fıkrada geçen “2886 sayılı Devlet ihale Kanununun 13 üncü Maddesinin birinci fıkrasında belirtilen Komisyonca günün rayicine göre takdir edilecek bedelleri” ifadesi, 3/7/2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle “492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(3) Bu fıkrada geçen “492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri” ibaresi, 16/7/2004 tarihli ve 5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle “29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz devredilebilir, diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerleri,” olarak 31/7/2004 tarihinden geçerli olmak üzere değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Seçilen bölgede özel mülkiyette olan araziler bulunması halinde bu araziler rızaen satın alma veya kamulaştırma yoluyla iktisap edilir. Bu nitelikte taşınmazlar hakkında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri uygulanır.
(Değişik fıkra: 23/10/2008-5807/2 md.) OSB; kurulması öngörülen yerde varsa sanayi odası, yoksa ticaret ve sanayi odası, o da yoksa ticaret odasından en az biri ile talepleri halinde il özel idaresi veya OSB’nin içinde bulunacağı il, ilçe veya belde belediyesinin, büyükşehirlerde ayrıca büyükşehir belediyesinin temsilcilerince imzalı ve valinin olumlu görüşünü muhtevi kuruluş protokolünün Bakanlıkça onaylanması ve sicile kaydı ile tüzel kişilik kazanır.
İhtisas OSB`lerinde konuyla ilgili meslekî kuruluşlar ve teşekküllerin temsilcileri, talepleri halinde müteşebbis heyete dahil edilirler.
Bu madde ile ilgili esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Nitelikleri
Madde 5 – OSB, kamu yararı gerekçesiyle adına kamulaştırma yapılabilen veya yaptırılabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.
Kamu yararı kararı, OSB müteşebbis heyetinin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilir. Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedeli ödeme yükümlülüğü OSB tüzel kişiliğine aittir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Organlar
Organlar
Madde 6 – OSB`nin organları;
a) Müteşebbis heyet (işletme aşamasında genel kurul),
b) Yönetim kurulu,
c) Denetim kurulu,
d) Bölge müdürlüğüdür.
Müteşebbis heyet
Madde 7 – Müteşebbis heyet OSB`nin oluşumuna katılan kurum ve kuruluşların yetkili organlarınca, mensupları arasından tespit edilecek üyelerden oluşur. Müteşebbis heyeti oluşturacak üye sayısı on beş asıl ve on beş yedek üyeden fazla olamaz.
Katılan kurum ve kuruluşların müteşebbis heyette temsil edilecekleri üye sayışı, katılım oranları dikkate alınarak kuruluş protokolünde belirlenir.
Müteşebbis heyette yer alan üyeler iki yıl için seçilir ve temsil ettikleri kurum ve kuruluşlardaki görevleri sona erdiğinde üyelikleri düşer. Üyelikten düşen veya ayrılan üyenin yerine, temsil ettiği kurum ve kuruluşun ön sıradaki yedek üyesi geçer. Katılan üye, yerine geçtiği üyeden kalan süreyi tamamlar.
Müteşebbis heyet ilk toplantısında, valinin başkan olması durumunda, 4 üncü Maddenin yedinci fıkrasında sayılan kuruluşlardan il özel idaresi ve belediye temsilcileri-dışında kalanlardan bir başkanvekili, aksi takdirde bir başkan ve bir başkanvekili seçer.
Müteşebbis heyet en az üç ayda bir defa başkan veya başkanın yokluğunda başkanvekili başkanlığında salt çoğunluk ile toplanır. Kararlar mevcudun salt çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.
Müteşebbis heyette görevli üyeler, geçerli sayılan bir mazeretleri olmaksızın üst üste yapılan üç toplantıya veya mazeretleri olsa dahi bir yıl içinde yapılan toplantıların en az yarıdan bir fazlasına katılmamaları halinde üyelikten çekilmiş sayılırlar.
Müteşebbis heyet; OSB`nin kuruluş amacım gerçekleştirmek için gerekli karartan ve tedbirleri almak, yer seçimi raporunda belirtilen hususları yerine getirmek, kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemelerle verilen görevleri yapmak, yönetim ve denetim kurulu çalışmalarını ve hesaplarını ibra etmek, OSB`ye ait para ve diğer kaynakları kuruluş amacına uygun kullanmakla yükümlü ve görevlidir.
Müteşebbis heyet üyeleri ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevlendirilme usul ve esasları,kuruluş protokolünün tanzim şekli ve ihtiva edeceği hususlar ile görev ve çalışmalarına ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yönetim kurulu
Madde 8 – Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir.
Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.
Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB`nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir.
Denetim kurulu
Madde 9 – Denetim kurulu, müteşebbis heyetin kendi üyeleri arasından seçeceği iki asıl, iki yedek üyeden oluşur. Denetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir.
Denetim kurulu bütçenin sarf ve uygulamasını denetlemek, yılda bir defa genel denetleme raporu ve en az üç ayda bir de ara rapor düzenleyerek müteşebbis heyete sunmakla görevlidir.
Bölge müdürlüğü
Madde 10 – Bölge müdürlüğü, bölge müdürü ile yeteri kadar idarî ve teknik personelden oluşur. Kredi kullanan OSB`lerde, müdürlüğün teşkilat seması ve kadrosu Bakanlık onayı ile oluşur ve değişir.
Bölge müdürü, müteşebbis heyet tarafından atanır. Bölge müdürü, yönetim kurulunun kararları ve talimatları doğrultusunda OSB`nin sevk ve idaresini yürütmek ve verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür.
Kredi kullanan OSB`lerde bölge müdürünün ve OSB`de görevlendirilecek diğer personelin nitelikleri ve sayıları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Temsil ve ilzam
Madde 11 – OSB`ler; yönetim kurulu başkanı veya başkanvekili tarafından temsil edilir. OSB`yi ilzam edici yazılar yönetim kurulu başkanı veya vekili ile birlikte bir diğer yönetim kurulu üyesi veya yetkilendirilmiş OSB bölge müdürü tarafından imzalanır ve böylece çift imzalı olarak tekemmül eder.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Malî Konular

Gelirler
Madde 12 – OSB`nin gelirleri şunlardır:
a) Müteşebbis heyete katılan kurum ve kuruluşların verdikleri iştirak payları.
b) Arsa tahsisi yapılan veya satışı yapılan ve OSB`de faaliyet gösterecek olan ve gösteren katılımcıların ödedikleri aidatlar ile arsa ve alt yapı katılım payları ve hizmet karşılıkları.
c) OSB alt yapı ve sosyal tesislerinin ihalesi için hazırlanan dosyaların satış bedelleri ile bölge içinde kurulacak olan işletmelerin projelerinin tasdik ve vize bedelleri.
d) Yönetim aidatlar.
e) Su, elektrik, doğalgaz, sosyal tesis, arıtma ve benzeri işletme gelirleri ile iştirak gelirleri.
f) Arsa satışından sağlanan gelirler.
g) Bağışlar.
h) Bölge ortak mülklerinin kira ve hizmet gelirleri.
i) Banka faizleri.
j) Gecikme cezaları.
k) İlan ve reklam gelirleri.
l) Diğer gelirler.
Katılma payları
Madde 13 – OSB`nin oluşumuna katılan kurum ve kuruluşlar Bakanlıkça belirlenecek kuruluş masraflarına katılmayı Bakanlığa taahhüt ederler. Bu taahhüt tüzel kişilik iktisabından itibaren OSB`ye karşı da geçerlidir.
Katılım paylarının ödeme şekil ve şartları kuruluş protokolünde belirlenir. Bu konudaki uyuşmazlıklar asliye hukuk mahkemesince çözümlenir.
Krediler
Madde 14 – OSB`nin yetkili organları projenin keşif tutarı ve genel idare giderleri ile ilgili olarak, Bakanlıktan kredi talep edebilirler. Bu kredinin miktarı gösterilen teminatlarla sınırlıdır. Krediye ait tip sözleşme Bakanlıkça hazırlanır. (1)
Kredi talebi ve bunun geri ödeme usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Kredinin amacına uygun bir biçimde kullanılmasını Bakanlık denetler.
Ayrıca ihtiyaç duyulması halinde başka iç kaynaklar ve dış kaynaklardan kredi kullanabilirler.
Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak OSB ile yüksek teknoloji gerektiren ihtisas OSB`ye arsa kredisi de verilir.
Gelişmiş ve normal yörelerde; ilk defa yapılan OSB`nin alt yapısı için Bakanlıkça belirlenen şartlarda kredi kullandırılır. Yeni proje veya tevsii şeklinde yapılacak müteakip bölümlerde ise faiz oranları Bakanlıkça belirlenecek miktarlarda artırılarak uygulanır.
Kamulaştırma için verilecek kredi miktarı Bakanlıkça belirlenir.
(Mülga son fıkra: 29/1/2004 – 5084/10 md.)

(1) Bu fıkrada bulunan “ve genel idare giderleri” ibaresi 9/1/2002 tarihli ve 4737 sayılı Kanunla eklenmiştir.

Arsa satışları
Madde 15 – Arsa satışları müteşebbis heyetin belirleyeceği prensipler içerisinde yönetim kurulunun yetki ve sorumluluğu ile gerçekleştirilir ve Bakanlığa bilgi verilir. Kredi kullanan OSB`lerde kredi borcu ödeninceye kadar Bakanlığın ilgili bankaya bildirdiği bu satışları banka takip eder, tahsis ve satıştan elde edilen meblağ ile kredi taksitlerinin süresinde ödenmesini sağlar.
Arazi satışlarından elde edilen meblağı yönetim kurulunun yatırmadığının tespit edilmesi durumunda; söz konuşu tutar peşinat ise satış sözleşmesinin yapıldığı tarihten, taksit ise vade tarihinden yatırılış tarihine kadar geçen süre için banka, Bakanlık lehine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci Maddesinde belirtilen oranlarda gecikme zammı oranını uygular ve tahsilini takiben genel bütçeye gelir kaydeder. (1)
(Değişik üçüncü fıkra: 23/10/2008-5807/3 md.) OSB’ce teminat olarak gösterilen ve bu nedenle satışına karar verilen veya katılımcıların borcundan dolayı satışına karar verilen taşınmazların icra yoluyla satışı halinde; Bakanlık ve OSB alacaklarının öncelikle ödenmesi koşuluyla, bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip alıcılara veya kredi alacaklısı kuruluşa satış yapılabilir. Satış ilanlarında kuruluş protokolünde yer alan katılımcı niteliklerine de yer verilir.
(Ek fıkra: 23/10/2008-5807/3 md.) Taşınmazların kredi alacaklısı kuruluşa satılması halinde, kredi alacaklısı kuruluş, satın aldığı taşınmazı sadece bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip gerçek veya tüzel kişilere en geç iki yıl içerisinde satmak veya aynı nitelikteki gerçek veya tüzel kişilere kiraya vermek zorundadır.
Yönetim aidatları
Madde 16 – Yönetim aidatları ve hizmetlerin karşılıkları, müteşebbis heyet tarafından arıtma tesisi işletme masrafları hariç parsel büyüklüğüne göre belirlenir. Arıtma tesisi işletme masraflarına katılım payları ise debi ve kirletme parametreleri esas alınarak yönetim kurulunca tespit edilir. Yönetim kurulunun yıllık bütçesinde belirtilen, bölgenin alt yapı ve müşterek hizmetlerine ait tüm masraflar önceki yıla ait kesin hesap da dikkate alınarak katılımcılar tarafından karşılanır. Belirtilen hizmetlerden yararlanmadıkları gerekçesi ile yönetim aidatlarının ödenmesinden kaçınılamaz.
Müteşebbis heyetin yönetim aidatı ile ilgili kararları ilam hükmünde olup, ilamların icrasına ilişkin yolla takip edilirler.
Parasal haklar ve özlük hakları
Madde 17 – Müteşebbis heyet, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile denetim kurulu üyelerinden kamu personeli olanlara toplantı başına huzur hakkı, diğerlerine de huzur hakkı veya aylık ücret ödenebilir. Söz konusu ödemeler müteşebbis heyetin Bakanlıktan aldığı kredi dışında, kendi kaynaklarından yapılır. Huzur hakları ve ödenecek ücretin aylık miktarı her yıl müteşebbis heyet tarafından tespit edilir.
Bölge müdürü ve sair personel 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırılır. Kredi kullanan OSB`lerde OSB personelinin parasal ve özlük haklarının asgarî ve azamî miktarları Bakanlık tarafından belirlenir.
(1)Bu fıkrada yer alan; “fon hesabına alacak kaydeder” ibaresi, 20/6/2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunla, “genel bütçeye gelir kaydeder” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Arsa tahsisleri
Madde 18 – Katılımcılara arsa tahsisi. Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik hükümlerine göre müteşebbis heyet tarafından yapılır.
Bakanlık gerekli gördüğü takdirde, OSB`de yer tahsis edilecek özel ya da tüzel kişilerin temel vasıfları ile iştigal konularını kuruluş protokolünde belirleyebilir.
Katılımcılara tahsis veya satışı yapılan arsalar hiçbir şekilde tahsis amacı dışında kullanılamaz. Bu arsalar katılımcılar ve mirasçıları tarafından borcun tamamı ödenmeden ve tesis üretime geçmeden satılamaz, devredilemez ve temlik edilemez. Bu husus tapuya şerh edilir. Arsa tahsis ve satışının şirket statüsündeki katılımcılara yapılması halinde, borcu ödenmeden ve tesis üretime geçmeden arsanın satışını ve spekülatif amaçlı işlemlerle mülkiyet hakkının devrini önlemeye yönelik tedbirleri almakla Bakanlık yetkilidir.
Ancak, arsa tahsisi veya satışı yapılan firmanın tasfıyesi halinde, firmanın katılımcı vasfını taşıyan ortağına veya ortaklarına tahsis hakkının devri mümkündür. Bu konudaki işlemlerin muvazaalı olup olmadığını tetkikle ve sonucuna göre gerekli tedbirleri almakla Bakanlık yetkilidir.
Bu husustaki yasaklara aykırılığın mahkemece tespiti halinde, arsa kimin tasarrufunda olursa olsun tahsis veya satış tarihindeki bedeli ile geri alınarak bir başka katılımcıya tahsis ve satışı yapılır.
(Ek fıkra: 23/10/2008-5807/4 md.) Katılımcılara geri alım hakkı şerhi kaldırılarak tapu verilmesi durumunda tapu kaydına “taşınmazın icra yoluyla satışı dahil üçüncü kişilere devrinde OSB’den uygunluk görüşü alınması zorunludur.” şerhi konulur. Bu durumda eski katılımcının vermiş olduğu taahhütler, yeni alıcı tarafından da aynen kabul edilmiş sayılır.
OSB`lerde yer alacak sanayi kuruluşlarının müşterek yararlarına yönelik hizmet vermek üzere. Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme îdaresi Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Türk Standartları Enstitüsü, Posta îşletmesi Genel Müdürlüğü, T. Telekomünikasyon A.Ş., Türk Patent Enstitüsü, müteşebbis heyette temsil edilen oda gibi kurum ve kuruluşlara müteşebbis heyet tarafından mülkiyeti OSB`de kalmak üzere arsa tahsis edilebilir.
Ortak yerler
Madde 19 – OSB alanlarından katılımcıların ortak yararlanmasına tahsis edilenlerin giderleri, OSB bütçesinden karşılanır.
OSB alanının katılımcılara devir ve temlik edilmemiş kısımları ile OSB imar planı hudutları içindeki yollar ve rekreasyon alanları, OSB tasarrufundadır. Bu husus şüyulandırma aşamasında tapuya işlenir.
OSB`nin, altyapı ya da genel hizmet tesislerinin geçtiği veya geçeceği sanayi parsellerinde ayrıca irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilmez.
Alt yapı tesisleri kurma, kullanma ve işletme hakkı
Madde 20 – OSB`lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece OSB`nin yetki ve sorumluluğundadır. Ancak, atıkların ortak arıtma tesisinin kabul edebileceği standartlara düşürülmesi amacıyla münferiden ön arıtma tesisi yapılması gerekir.
OSB`de yer alan kuruluşlar, alt yapı ihtiyaçlarını OSB`nin tesislerinden karşılamak zorundadır. OSB`nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçları başka bir yerden karşılanamaz ve bu amaçla münferiden tesis kurulamaz. Bu kuruluşlar kendilerine tahsis edilen alt yapı kullanma hakkını başka kuruluşlara devir ve temlik edemez ve başkalarının istifadesine tahsis edemez.Bu Maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Muafiyet
Madde 21 – OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.​
Atıksu arıtma tesisi işleten bölgelerden, belediyelerce atıksu bedeli alınmaz.
Sorumluluk
Madde 22 – Müteşebbis heyet, yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve bölge müdürü ile sair personel kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunlar, para ve para hükmündeki evrak ve senetler ile bilanço, tutanak, rapor, defter ve belgeler üzerinde işledikleri suçlardan dolayı Devlet memurları gibi cezalandırılırlar.
Bakanlığın yetkileri
Madde 23 – OSB kuruluş protokolü müteşebbis heyetlerce hazırlanır ve Bakanlıkça onaylanır.
Bakanlık gerekli gördüğü hallerde veya şikayet üzerine OSB`lerin her türlü hesap ve işlemlerini denetlemeye ve tedbirler almaya yetkilidir.
Bakanlık kanalıyla kredi kullanan bölgelerin alt yapı, sosyal hizmet tesisleri ve proje ihalelerinde, ihale komisyonu teşkil edilmesi de dahil olmak üzere ihale ile ilgili bütün işlemler. Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar dahilinde OSB yönetimi tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. İhalelerin ne şekilde yapılacağı ve komisyonların teşkili ile hakedişlerin düzenlenmesi ve onaylanmasıyla ilgili hususlar çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Söz konuşu krediden faydalanmayan OSB`lerde ihale işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması müteşebbis heyetin yetki ve sorumluluğundadır.
Bu Kanunun geçici l inci Maddesinin birinci fıkrası gereğini yerine getirmeyen müteşebbis heyetlerin ve yapılacak denetim sonucunda organları bu Kanunla verilen görevleri yapmadığı belirlenen OSB`lerin, kredi talepleri kabul edilmez. Bunlara verilmiş kredilerin geri ödenmesi muaccel olur.
Denetim
Madde 24 – OSB`nin her türlü hesap ve işlemleri OSB yönetimince yıllık olarak, müteakip yılın ocak ayında ve gerekli görülen hallerde her zaman yeminli malî müşavire inceletilir. Bağımsız denetim yapan yeminli malî müşavir, düzenlediği denetim raporunu OSB yönetimine ve Bakanlığa eş zamanlı olarak verir.
Genel kurul
Madde 25 – OSB`de üretime geçtiğini Bakanlıkça istenecek belgelerle tevsik eden ve kuruluş protokolünde tarifi yapılan işletmelerin sayısı bölgede kurulacak işletme sayısının 1/3`üne ulaştığında, kendilerine yer tahsis edilen veya satılan ve böylece katılımcı sıfatını iktisap eden gerçek ve tüzel kişiler, temsil ve ilzama yetkili birer temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri üyeler vasıtasıyla müteşebbis heyette temsil edilirler. Bu suretle seçilen üyelerin sayısı müteşebbis heyet üye sayısının yarısını geçemez.
(Değişik: 19.06.2010-5997/16 md.)Bölgede kurulacak tüm işletmelerin 2/3’ünün yapı kullanma izni alması ve bunların da en az yarısının üretime geçtiğini işyeri açma belgesi ile belgelemeleri halinde, katılımcılar veya temsilcilerinin müteşebbis heyet üyeleri ile birlikte en geç altı ay içinde yapacakları ilk genel kurul toplantısında müteşebbis heyet, yönetim kurulu ve denetim kurulunun görevi sona erer.
Üretime geçmiş katılımcıların salt çoğunluğu müteşebbis heyetin devam etmesini istedikleri takdirde müteşebbis heyet devam eder. Müteşebbis heyetin devam etmesi durumunda müteşebbis heyete katılacak katılımcıların sayısı müteşebbis heyet üye sayısının yarısından bir fazla olur.
Genel kurulun ilk toplantısında, mevcut kuruluş protokolü tüzel kişiliğin ana sözleşmesi olarak değiştirilir, kararlar salt çoğunlukla alınır.
Genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB`lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri kıyasen uygulanır.
Genel kurulun oluşumunu müteakip müteşebbis heyet, yönetim kurulu ve denetim kurulu OSB ile ilgili herhangi bir karar alamaz, alacakları karar uygulanmaz.
Genel kurul toplantılarının esas ve usulleri ile yönetim kurulu ve denetim kurulu seçimine ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Özel organize sanayi bölgeleri
Madde 26 – Bu Kanundaki usullere göre belirlenen yerlerde, özel hukuk tüzel kişilerince ve gerçek kişilerce de OSB kurulabilir. Ancak, özel OSB kuracak olanlar kamulaştırma yapamazlar.
OSB`nin kuruluş talebi, kurulacağı ilin valiliğinin uygun görüşü ile Bakanlığa iletilir.
OSB`nin yer seçimi Bakanlığa yapılan talep üzerine, 4 üncü Maddedeki usule göre yapılır.
Arazi temini, OSB`nin planlanması, projelendirilmesi, alt yapı inşaatı ile ilgili harcamalar bölgeyi kuracak gerçek ve tüzel kişilerce karşılanır. OSB ile ilgili plan ve projeler bu konudaki yetkili kurum ve kuruluşlar yanında Bakanlığın uygun görüşü ve onayına tabidir.
OSB`deki arazi, parseller halinde veya işletme binaları da yapılmak suretiyle satılabilir veya kiraya verilebilir.
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri
Madde 26/A – (Ek: 23/10/2008-5807/5 md.)
Tarım ve sanayi sektörünün entegrasyonunu sağlamaya yönelik tarıma dayalı sanayi girdisini oluşturan bitkisel ve hayvansal üretimin ve bunların işlenmesine yönelik sanayi tesislerinin yer alabileceği ve ilgili mevzuatı uyarınca öngörülen biyogüvenlik tedbirlerine uyulması şartıyla Tarıma Dayalı İhtisas OSB kurulabilir. (Ek Cümle: 02/11/2011-662 sayılı KHK /12 md.)Organize Sanayi Bölgelerine ilişkin olarak Bakanlığa verilmiş olan yetkiler ve görevler, Tarıma Dayalı İhtisas OSB’leri bakımından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca kullanılır ve yerine getirilir.
Bu bölgelerin yer seçimi, kuruluşu, imar planı onayı, faaliyeti, işleyişi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar (Değişik : 02/11/2011-662 sayılı KHK /12 md.)Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulacak ayrı bir yönetmelik ile belirlenir.
Üst kuruluş, yönetmelikler ve düzenlemeler
Madde 27 – OSB`lerin kendi aralarında yardımlaşmaları ve ortak sorunlarını çözüme kavuşturmalarını sağlamak üzere oluşturulacak OSB üst kuruluşunun görev ve çalışma şekilleri çıkarılacak yönetmelikte belirlenir. (1)
(1) 23/10/2008 tarihli ve 5807 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle; bu fıkrada yer alan “kuruluşlarının” ibaresi “kuruluşunun” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler, “OSB Uygulama Yönetmeliği” adı ile tek bir yönetmelik olarak, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılır. Bakanlık bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak mevzuat çerçevesinde gerekli tedbirleri almaya ve düzenlemeleri yapmaya yetkilidir.
ALTINCI BÖLÜM
Geçici Hükümler
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Kanunun amacına uygun biçimde oluşan OSB’ler, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hale getirirler.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce kurulmuş olan OSB`lerin organları, bu Kanuna intibak süresi içinde işlevlerini sürdürürler. Bu organların almış olduğu kararlar, imzaladıkları malî, idarî ve iltizamî akit ve sözleşmeler, intibak işleminin tamamlanmasından sonra da geçerliliğini aynen korur. OSB`lerde çalışmakta olanların özlük hakları mahfuz tutulur.
Geçici Madde 2 – (Değişik: 23/10/2008-5807/7 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, mülga 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun 5 inci maddesinin (r) bendinin (5) numaralı alt bendine göre kurulup yönetilmekte olan OSB’ler, bu Kanunda adı geçen OSB’lerden sayılır. Bu şekilde kurulup yönetilmekte olan OSB’lerde, genel kurul ve müteşebbis heyet görevlerini, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununa göre faaliyette bulunan oda meclisleri yürütür. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri oda meclisi üyeleri arasından seçilir. Oda meclisi üyeleri arasında, OSB katılımcısı varsa, yönetim kurulu üyelerinin en az üçü bu üyeler arasından seçilir.
Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulan OSB`lerin müteşebbis heyetlerine, 4 üncü Maddenin yedinci fıkrasında sayılanlardan başka kurum ve kuruluşlar iştirak etmişler ise bunların hak ve mükellefiyetleri aynen devam eder veya isterlerse, iştirak paylarının iade edilmesi şartıyla ayrılabilirler.
Geçici Madde 4 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlatılan kamulaştırma işlemleri, ilgili kurumlarca sonuçlandırılır.
Geçici Madde 5-(Değişik: 19.06.2010-5997/17 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olan küçük sanayi sitelerinden oluşan organize küçük sanayi bölgeleri içinde bulunan küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri, toplu işyeri yapı kooperatifleri, işletme kooperatifleri, site yönetimleri, imar planında yer alan ve her birinde bir işletmenin yer alacağı en az 3000 m² veya yönetmelik ile belirlenecek büyüklükteki müstakil sanayi parsel sahipleri ile 3000 m²’den küçük sanayi parseli şeklinde yer almış en az 50 parsel malikinin yukarıda belirtilen şekilde örgütlenmesi halinde, bu Kanunun uygulanmasında bir katılımcı olarak genel kurulda temsil edilir. Aksi takdirde bu şekilde örgütlenmeyenler, temsil haklarından feragat etmiş kabul edilir.
​Katılımcılar genel kurulda bir temsilci ile temsil edilir. Ancak tek bir kooperatif alanı, içinde bulunduğu OSB alanının % 60’ını geçmesi halinde; bu OSB’deki katılımcıların genel kurul temsilcileri, her 100 üyesi için bir kişi olarak tespit edilir. Temsilciler, site yönetimleri ile kooperatiflerin yetkili organları tarafından seçilir. Toplam temsilci sayısının OSB organlarını oluşturmaya yetmemesi durumunda, Bakanlık tarafından belirlenecek temsilci sayısının katları oranında artırılmış temsilci ile temsil olunur.
​Küçük sanayi sitelerinden oluşan organize sanayi bölgeleri, olağan genel kurul toplantılarını her yılın ilk altı ayı içerisinde yapmak zorundadır.
​Organize Sanayi Bölgesi; katılımcıların ödemesi gereken arsa ve alt yapı katılım payları, su, elektrik, doğalgaz, arıtma tesisi vb. tüketim bedelleri, işletme ve yönetim aidatları ve bunların gecikme cezalarını kooperatif ve/veya site yönetimlerinden, katılımcıların aczi veya organ oluşturamaması nedeniyle tahsil edemediği hallerde ise, alacağı hizmetin kullanım oranlarına göre iş yeri sahiplerinden talep ve tahsil eder.
​Küçük sanayi sitelerinden oluşan organize sanayi bölgelerinde temsilciler, ilk genel kurulu yapmak ve organları seçmek üzere Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Bakanlık gözetiminde toplanır.​
Geçici Madde 6 – Kanunun yürürlüğe girmesinden önce OSB kurmak amacı ile müteşebbis heyeti meydana getiren kurum ve kuruluşlar adına iktisap edilmiş bulunan tüm arsalar, araziler ve tüm gayrimenkuller ile bilahare bunlar üzerinde müteşebbis heyeti meydana getiren kurum ve kuruluşlar adına inşa edilmiş olan tüm binalar ve ortak tesisler OSB tüzel kişiliği lehine tapuda tashihen tescil edilir.
OSB müteşebbis heyetinin uhdesinde bulunan OSB`ye ait tüm menkul kıymetler ve iştirak hisseleri bedelsiz olarak OSB tüzel kişiliğine devredilir.
Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünden satın alınmış olan arsa ve arazilerde Arsa Ofisi Kanununun 11 inci Maddesine göre tapuya işlenmiş olan şerhler silinir.
Geçici Madde 7 – 4342 sayılı Mera Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mera olarak nitelendirilen alanlara yapılmış OSB`ler; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmış ve yatırım programına alınmış olmaları şartıyla mera vasfını kaybetmiş olur. Bu alanlar 4342 sayılı Mera Kanununun hükümlerine tabi değildirler. İl mera komisyonlarının bu alanlarla ilgili daha önce aldıkları kararlar hükümsüzdür.
​1/1/2005 tarihinden önce kesinleşen imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya aynı tarihten önce, Bakanlık tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan OSB’lerin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında; ilgili kamu idarelerince daha önce yapılan kamulaştırma ve diğer işlemler, tezyidi bedel dahil kamulaştırma, faiz ve diğer bedellerin ödenmesi kaydıyla geçerli kabul edilir, bu işlemlere dayanılarak ilgili gerçek ve tüzel kişiler adına tapuda yapılan tesciller korunur(…)(1)(12.07.2011 tarih ve 27992 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Esas 2009/30, Karar 2011/76 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilmiştir.
Geçici Madde 8 –(Ek Geçici Madde: 12/04.2011-27903) Bu maddenin yürürlük tarihinden önce mer’i plana göre yapılaşan sanayi tesislerinin bulunduğu alanlar için, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılan başvuruların, valilikçe uygun görülmesi halinde; hazırlanan gerekçe raporuna istinaden 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca plan onama yetkisi bulunan idarelerle alanın özelliklerine göre ilgili kurumların katılımıyla, vali başkanlığında oluşturulacak olan ıslah komisyonunun belirlediği ıslah şartları ve süresinin Bakanlık tarafından uygun görülmesi ile söz konusu alanlar OSB olarak değerlendirilebilir. Bakanlık, OSB yer seçimi komisyon üyesi olan kurum ve kuruluşlardan alacağı görüşler doğrultusunda OSB sınırlarını belirler.

(1) 12.07.2011 tarih ve 27992 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı ile 18.02.2009 günü 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun 22 maddesi ile Geçici 7. Maddeye eklenen 2. fıkranın “…mülkiyete yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir.” bölümü iptal edilmiştir.

Tespit edilen ıslah şartları çerçevesinde, tüzel kişilik kazanan OSB’lerde, bu Kanunla getirilen tüm izin ve ruhsat yetkileri, ıslah çalışmaları tamamlanıncaya kadar genel mevzuat hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde ıslah şartlarını tamamlamayanlar OSB niteliklerini kaybederek sicilden terkin edilir.
Bu maddenin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar OSB Uygulama Yönetmeliğinde belirlenir.
Geçici Madde 9 –(Ek Geçici Madde: 12/04.2011-27903) İl ve ilçelerin sosyoekonomik durumları dikkate alınarak OSB’lerdeki parsellerin tamamen veya kısmen bedelsiz tahsisleri Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.
Buna göre;
a) Bakanlık kredisi kullanan organize sanayi bölgelerindeki tahsis edilmemiş parseller, organize sanayi bölgesinin yetkili organlarının karar almaları halinde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere tamamen veya kısmen bedelsiz olarak tahsis edilebilir. Bu durumda tahsis edilen parselin değeri, Bakanlık tarafından organize sanayi bölgesine verilen kredi geri ödemesinden mahsup edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçek ve tüzel kişilere bedelli olarak tahsis edilmiş parseller için ödemeler durdurulur ve kalan meblağ Bakanlık tarafından organize sanayi bölgesine verilen kredi geri ödemesinden mahsup edilir. Parsellerin mahsup işlemlerine esas değeri, Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça her organize sanayi bölgesi için tespit edilecek yılı metrekare fiyatı üzerinden hesaplanır.
b) Bakanlık kredisi kullanmamış ya da kredi borcunu ödemiş olan organize sanayi bölgelerinden de yetkili organlarının karar almaları halinde, en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere tamamen veya kısmen bedelsiz olarak parsel tahsisi yapılabilir. Bu durumda tahsis edilen parselin değeri, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğine Hazinece ödenir. Ödemeye esas parselin değeri, Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça her organize sanayi bölgesi için tespit edilecek yılı metrekare fiyatı üzerinden hesaplanır.
Yatırımcının bu madde kapsamında belirlenen şartlara uymadığının veya mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın tamamlanmadığının tespiti halinde, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın parsel tahsisi iptal edilir. Bu durumda taşınmazın üzerindeki tüm yapı ve tesisler sağlam ve işler durumda tazminat veya bedel ödenmeksizin organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğine intikal eder, bundan dolayı adına tahsis yapılan kişiler veya üçüncü kişilerce herhangi bir hak ve talepte bulunulamaz. Ancak, öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesi halinde yatırımın bedeli, yeni yatırımcı tarafından önceki yatırımcıya ödenir. Bu ödeme, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğince sağlanır. Yukarıda belirtilen en az on kişilik istihdam şartı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinde aranmaz.
Organize sanayi bölgelerinde parsel tahsisine ilişkin uygulama, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süre için geçerlidir. Bu süre Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki defa ikişer yıl daha uzatılabilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili istihdam, yatırıma başlama ve tamamlama süresi, tahsis ve devir işlemleri ile diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.
Geçici Madde 10 –(Ek Geçici Madde: 02/11/2011-662 sayılı KHK /12 md.)) Bu maddenin yayımı tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı denetiminde yürütülmekte olan Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine ilişkin iş ve işlemler, bütçeleri ile birlikte bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında imzalanacak bir protokolle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devredilir. Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine ilişkin iş ve işlemler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülür.
Mevzuatta Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine ilişkin olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yapılan atıflar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına yapılmış sayılır.
Yürürlük
Madde 28 – Bu Kanunun 14 üncü maddesinin son fıkrası 31.12.2003 tarihinde, diğer Maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.(1)
Yürütme
Madde 29 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
23.10.2008 TARİHLİ 5807 SAYILI KANUN İLE EKLENEN GEÇİCİ MADDE
GEÇİCİ MADDE 1 – 15/4/2000 tarihinden önce, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun amacına uygun olarak kurulmuş olup, aynı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre tüzel kişilik kazanamayan veya kazanmamış sayılan ve varsa tevsii alanları dahil yer seçimi kesinleşmiş OSB’lerin, 4562 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre hazırlayacakları kuruluş
protokolünü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde Bakanlığa vermeleri
halinde, durumlarını bu Kanuna uygun hale getirmiş sayılırlar ve Bakanlık OSB sicil defterine
kaydedilerek tüzel kişilik kazanırlar.
(1) Bu fıkrada geçen “31/12/2002” tarihi, 7/1/2003 tarihli ve 4783 sayılı Kanunla, yayımı tarihi olan 9/1/2003 tarihinden geçerli olmak üzere, “31/12/2003” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
4562 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE
DEĞİŞTİREN KANUN NO
TARİH
FARKLI TARİHTE YÜRÜRLÜĞE GİREN MADDELER
4684
20.06.2001

4731
31.12.2001
GEÇİCİ 7. MADDE
4737
09.01.2002

4783
07.01.2003

4916
03.07.2003

5084
06.02.2004
14. MADDE
5393
13.07.2005
4. MADDE
5807
10.11.2008
3, 4, 15, 18, 26/A, 27, GEÇİCİ MADDE 2 DEĞİŞİKLİĞİ VE YENİ BİR “EK MADDE” EKLENDİ.
5838
28.02.2009
GEÇİCİ 7.MADDE
5997
19.06.2010
25/2- GEÇİCİ 5. MADDE
6215
12.04.2011
GEÇİCİ 8. VE 9. MADDE EKLENDİ.
Anayasa Mahkemesi Kararı
12.07.2011
GEÇİCİ 7. MADDE 2. FIKRASI
662 sayılı KHK
02.11.2011
26/A, GEÇİCİ 10. MADDE

Organize Sanayi Bölgelerinin alt yapıları tamamlanan arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olup olmadığı

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17.4-1463

05/09/2011

Konu

:

Organize Sanayi Bölgelerinin alt yapıları tamamlanan arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olup olmadığı

İlgide kayıtlı dilekçenizle … Organize Sanayi Bölgesi için arsa temin edilmesi ve işyerlerinin imal ve inşa edilmesi aşamasında yerine getirilen alt yapı faaliyetlerinin (hafriyat, yol, asfaltlama, parsel belirleme, kanalizasyon, gaz, elektrik, su gibi) katma değer vergisinden istisna olup olmadığı ile bu faaliyetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iadesinin mümkün olup olmadığının bildirilmesi istenilmiştir.

Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 17/4-k maddesinde ise, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı 69 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde; sözü edilen organizasyonların sadece arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olacağı, bu organizasyonların üyelerine yapacakları arsa ve işyeri dışındaki teslim ve hizmetlerin ise genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi olacağı açıklanmıştır.

Öte yandan, Kanunun 32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri kapsamında bulunan istisnalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, indirim yoluyla giderilemeyen verginin ise Bakanlığımızca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hükme bağlanmıştır.

Ancak, Kanunun 17/4-k maddesinde yer alan istisna, 32 nci madde kapsamında iade hakkı doğuran işlemlerden olmadığından, bu işlemler nedeniyle yüklenilen verginin KDV Kanununun 30/a maddesi hükmü gereğince indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Buna göre, organize sanayi bölgelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin, vergiden istisna edilmiş arsa ve işyeri teslimlerine ilişkin arsanın iktisabı ile işyerlerinin imal ve inşası ile ilgili olarak yüklendikleri KDV yi indirim ve iade konusu yapmaları mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, organize sanayi bölgesinin oluşturulması için tarafınızca yerine getirilen hafriyat, yol, asfaltlama, parsel belirleme, kanalizasyon, gaz, elektrik, su gibi alt yapı faaliyetlerinin, üyelere teslim edilen arsa ve işyerlerinin mütemmim cüzü sayılması mümkün olmadığından, bu hizmetler dolayısıyla üyelere düzenleyeceğiniz faturalarda KDV hesaplanması ve genel esaslar çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği.

Konu

:

Tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği hususunda görüş talep edilmektedir.

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9 uncu maddesinde; kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların kurum kazancının tespitinde hasılattan indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline girmiş kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve sonraki dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı, tasfiye kârının da tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu fark olduğu hükme bağlanmıştır.

Kurumlar vergisi uygulamasında tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten itibaren başlamakta olup, tasfiyenin sona erdiği tarihe kadar devam etmektedir. Tasfiye başlangıç tarihinden aynı yıl sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı bağımsız bir tasfiye dönemi sayılmakla birlikte, bağımsız bu tasfiye dönemlerinde de tasfiye süreci devam etmektedir.

Buna göre; şirketinizin tasfiye dönemleri itibariyle beyannamelerinin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yazılı sürelerde verilmesi gerekmekte olup; yine aynı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde dönem zararının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 340 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile elektronik beyannameye ilişkin usul ve esasların temelleri ve işleyişleri belirlenerek uygulamaya ihtiyari olarak başlanılmıştır.

367 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın kurumlar vergisi beyannamesini ve geçici vergi beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

376 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın;

-Ticari zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerine yıllık gelir vergisi beyannamesini, geçici vergi beyannamelerini,

-Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerine muhtasar beyannamesini, katma değer vergisi beyannamesini (1 ve 2 no.lu)

340 ve 346 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

Tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri de kurumlar vergisi beyannamelerini (tasfiyeye giriş tarihinden önceki kıst dönemler hariç) elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.

Ancak, tüzel kişiler için tasfiye, devir, birleşme ve hesap döneminin değişmesi durumunda verilmesi gereken kıst dönem beyannameleri henüz elektronik ortamda alınamamaktadır. Anılan kıst dönem beyannamelerinin kağıt ortamında vergi dairelerince kabul edilmesi gerekmekte olup elektronik ortamda gönderilmediğinden dolayı cezai müeyyidesi bulunmamaktadır.

Bu itibarla, elektronik ortamda vermiş olduğunuz beyanname 05/10/2006-31/12/2006 dönemine ilişkin hesap dönemini kapsamakta olup 01/01/2006-04/10/2006 kıst dönem beyannamesinin kağıt ortamında gönderilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu döneme ilişkin zararın 05/10/2006-31/12/2006 ve müteakip dönemlerde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.

Diğer taraftan, 01/01/2006-04/10/2006 kıst dönemine ilişkin zararın 05/10/2006-31/12/2006 dönemine ilişkin verilen beyannamede 2005 yılı zararları içerisinde gösterilerek indirim konusu yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.01.16.01-2010-3299-KV-72

14/09/2011

Konu

:

Kooperatifin üyesi olmayanlara bedel karşılığı yaptığı işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefiyetinin olup olmayacağı hususu ile nasıl vergilendirileceği hk.

İlgi Özelge Talep Formu ile Başkanlığımız … Malmüdürlüğü’nün … vergi numarasında kayıtlı mükellef olduğunuzu; kooperatifinize 13.08.2010 tarihinde hidromek kırıcı iş makinası alındığını; iş makinası ile üyelerinize bedel karşılığında iş yapılacağını, üyelerinizin işi olmadığı zamanlarda ise üye olmayan kişi ve kurumlara bedel karşılığı iş yapılacağını belirterek; üye olmayanlara bedel karşılığı yapılan işlerden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacağınız ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız durumunda sadece iş makinası gelirinden mi yoksa tüm kooperatif gelirinden oluşan kardan mı vergilendirilmeniz gerektiği, hususunda görüş talep etmektesiniz.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup; 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında; kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere,ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilciliklerine veya Kanunun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Tebliği’nin “4.13-Kooperatifler” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Bu hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; kooperatifinizin 13.08.2010 tarihinde aldığı hidromek kırıcı iş makinası ile üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara veya kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda üyelerinize bedel karşılığı hizmet verilmesi durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k bendindeki “sadece ortaklarla iş görülmesine” ilişkin muafiyet şartı ihlal edilmiş olacağından, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefi olması ve kooperatifiniz bünyesinde elde edilen kazançların kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

20120316-071122.jpg

Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk. Tarih 05/12/2011

Başlık Kooperatifin kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 05/12/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.26.15.01-GVK 40-2/23-121

05/12/2011

Konu

:

Gelir Vergisi Tevkifatı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatifinizin sahip olduğu dükkanlardan elde ettiği kira gelirleri dolayısıyla fatura düzenleyip düzenlemeyeceği ve bu kira gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinde; “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veyahesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:

a)….

b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.

….” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı 15.3.2.1. bölümünde;

– Bu Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı,

– 01.01.2007 tarihinden itibaren 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacağı,

– Söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türü, mükellef veya muaf olup olmamasının bir önemi bulunmadığı

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu tevkifat oranı, 03.02.2009 tarih ve 27130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/14594 sayılı B.K.K. ile % 20 olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; Türkiye’de ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi bulunduğu hükmü ile aynı fıkranın (3/f) bendinde ise Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinin konusuna girdiği hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerdenve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) geçmesi veya bedeli 700. -TL (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2011’den itibaren) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinize ait dükkanlar dolayısıyla kooperatifinize yapılan kira ödemeleri için fatura düzenlenmesi, kooperatifiniz tarafından kiracılar adına düzenlenecek bu faturalarda kira bedeli üzerinden genel oranda (% 18) katma değer vergisi hesaplanması ve kiracıların vergi tevkifatı yapmakla yükümlü bulunması halinde söz konusu kira bedelleri (KDV hariç) üzerinden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fırkasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Mülga Kooperatifçilik Tanıtma ve Eğitim Fonu

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.GEL.0.68/6808-8

KONU: Mülga Kooperatifçilik Tanıtma ve Eğitim Fonu

…………….. BAKANLIĞI

(Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğüne)

İLGİ: …………….. tarih ve …………….. sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda, Bakanlığınız il müdürlükleri kanalıyla tarımsal amaçlı kooperatiflerin yıllık bilançosundaki müspet gelir-gider farkından doğan %1’lik Çiftçi ve Kooperatifçilik Tanıtma Eğitim ve Ödüllendirme Fonu kesintilerinin Bakanlığınıza ait banka hesabına havale edildiği ve Bakanlığınızca da takibinin yapıldığı; ancak 2002/1 Seri No’lu Vergi Dışı Gelirler İç Genelgesinde söz konusu fon gelirlerinin takip ve tahsilinin vergi dairelerince yapılacağının bildirildiği belirtilerek, Çiftçi ve Kooperatifçilik Tanıtma Eğitim ve Ödüllendirme Fonu gelirlerinin tahsili ve takibi konusunda uygulamaya esas olmak üzere Bakanlığımız görüşü istenilmektedir.

26.04.2002 tarihli ve 18736 sayılı 2002/1 Seri No’lu Vergi Dışı Gelirler İç Genelgesinin (1) numaralı bölümünde, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı tarımsal kooperatifler ve üst kuruluşlarının 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun yürürlükten kaldırılan 94 üncü maddesinde açıklanan ortak içi işlemlerden doğan müspet gelir-gider farkının %1′ i eskiden olduğu gibi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca bütçe geliri olarak tahsil edilecektir.” denilmekte; söz konusu İç Genelgenin (2) numaralı bölümünde ise, Bakanlığımızca tahsil edilecek Mülga Kooperatifçilik Tanıtma ve Eğitim Fonu kapsamına giren kooperatifler, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı tarımsal kooperatifler ve üst kuruluşları hariç, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanuna tabi kooperatif ve üst kuruluşlar” olarak belirtilmektedir.

Bu nedenle, Bakanlığınıza bağlı tarımsal kooperatifler ve üst kuruluşlarının ortak içi işlemlerinden doğan, müspet gelir gider farkının %1’i oranındaki Çiftçi ve Kooperatifçilik Tanıtma Eğitim ve Ödüllendirme Fonu kesintilerinin takip ve tahsili işlemlerinin, eskiden olduğu gibi, Bakanlığınızca yürütülmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini arz ederim.

Konut yapı kooperatifinin kurumlar vergisi, kurum geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyeti ile Ba-Bs bildirim formu düzenleme zorunluluğu hk.-Mali Musavir Kemal OZMEN

Başlık Konut yapı kooperatifinin kurumlar vergisi, kurum geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyeti ile Ba-Bs bildirim formu düzenleme zorunluluğu hk.
Tarih 13/06/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.18.02-32Mük.257-7682-404
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.18.02-32Mük.257-7682-404

13/06/2011

Konu

:

S.S. Kardeşler Teknik Konut Yapı Koop.

İlgi dilekçenizde; Kooperatifinizin … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğu, adına kayıtlı herhangi bir arsa, inşaat yapımı veya kat karşılığı sözleşmesi bulunmadığı, bununla birlikte üst birliğe kayıtlı olmadığından, Ba-Bs Formu, 0015-Katma Değer Vergisi, 0033-Kurum Geçici Vergisi ve 0010-Kurumlar Vergisi yönünden mükellefiyet kaydının bulunduğu ve yasal süreleri içerisinde bütün beyanname ve bildirimlerin verildiği belirtilerek, söz konusu beyanname ve bildirimlerin verilip verilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunulmuştur.

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesinde kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmıştır.

Aynı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuş olup bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatiflerin muafiyet hükümlerinden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “4.13.1. Muafiyet Şartları” başlıklı bölümünde; “Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

– Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

– Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,

– Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına,

– Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.

Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır.” denilmiş, aynı Tebliğ’in “4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar” başlıklı bölümünde de; yapı kooperatiflerinde muafiyetten yararlanabilmek için yukarıda belirtilen şartlara ilaveten;

– Kuruluşlarından, yapı inşaatlarının sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, sözkonusu inşaat işini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesine göre bunlarla ilişkili kişilere veya işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer verilmemesi,

– Yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması

gerektiği belirtilmiş, henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartların aranmayacağı ifade edilmiştir.

Aynı Tebliğ’in “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde, bazı kooperatiflerin ana sözleşmelerinde, “ortakların sosyal, kültürel, ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kurmak, işletmek veya kiraya vermek…” hükmünün yer alabileceği, ana sözleşmelerinde söz konusu hüküm olsa dahi fiilen söz konusu tesislerin kurulup bizzat işletilmesi veya kiraya verilmesinin ortak dışı işlem olarak değerlendirileceği, bu hükmün ana sözleşmede yer almasının tek başına mükellefiyet için yeterli olmayacağı ifade edilmiştir.

Buna göre, yukarıda belirtilen şartların sağlanması halinde Kooperatifinizin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.

Dolayısıyla, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanacak kooperatifler tarafından kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesine göre, ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir.

Aynı Kanunun 17nci maddesinin 4 üncü fıkrasına 4369 sayılı Kanun ile eklenen (k) bendinde ise, konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yapacakları konut teslimleri 1/8/1998 tarihinden itibaren istisna kapsamına alınmıştır.

Ancak Kanunun 17/4-k maddesinde yer alan “… konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri” hükmü, 3/7/2009 tarihinden geçerli olmak üzere, 5904 sayılı Kanunun 13/b maddesiyle yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanunun 16 ncı maddesiyle 3/7/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci maddesinde; ” Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimleri KDV’den müstesnadır.” hükmüne yer verilerek, 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri KDV den istisna edilmiştir.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin A/4 bölümünde, 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren KDV mükellefiyeti tesis edileceği, vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi sözü edilen konut yapı kooperatifleri tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle KDV beyannamesi verileceği, ancak 3/7/2009 tarihinden önce veya sonra kurulan konut yapı kooperatifleri adına bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti tesis edilmeyeceği belirtilmiştir.

Buna göre, üzerinde kayıtlı herhangi bir arsa ve inşaat ruhsatı bulunmadığı anlaşılan Kooperatifiniz adına, bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak 17/08/2006 tarihli ve 26262 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 362 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilerek bildirimde uygulanacak usul ve esaslar belirlenmiş; 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile mal ve hizmet satışlarının 2008 yılı ve müteakip yıllarda bildirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadlerine ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

362 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, bildirim verme yükümlülüğü bulunan mükelleflerin belirtilen hadlerin altında kalması sebebiyle bildirilecek alım satımları bulunmasa dahi bu bildirim formlarını vermek mecburiyetindeoldukları açıklanmış, 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “1.2. Bildirimlere İlişkin Hadler” başlıklı bölümünde ise; “1.2.1. 2008 yılı ve takip eden yıllara ilişkin mükelleflerin mal ve/veya hizmet alımları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 8.000 YTL(Yeni Türk Lirası ) olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 8.000 YTL (Yeni Türk Lirası) ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alımları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 8.000 YTL (Yeni TürkLirası) ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirilecektir. Limitin altında kalan alış ve satış bedelleri toplamı ise “Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı” ( Tablo III ) bölümüne yazılacaktır (Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan satışların toplamı KDV hariç tutarlar olarak Tablo III’e dahil edilecektir).

1.2.2. Bildirim verme yükümlülüğünde olan, ancak, tüm alış ve satışları belirtilen hadlerin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar. Bu bildirimlerinde limit altında olan tüm alışları için Ba formunun, limit altında olan tüm satışları için de Bs formunun Tablo III bölümünde yer alan “Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı” alanları doldurulacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Bu çerçevede, 362 Sıra No. lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre, Ba-Bs bildirim formlarının verilmesi zorunluluğu bilanço esasına göre defter tutmaya bağlandığından, kooperatifler tarafından söz konusu tebliğde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Form Ba-Bs bildirimlerinin verilmesi gerekmektedir.

Ancak, 381 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “4-DİĞER HUSUSLAR VE CEZAİ YAPTIRIM” başlıklı bölümünün (4.13.) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre, kurumlar vergisinden muaf olanlar 2007 yılı ve takip eden yıllarda Form Ba ve Bs bildiriminde bulunmayacaklarından Kooperatifinizin kurumlar vergisinden muaf olması durumunda, 2007 yılı ve müteakip yıllar için Form Ba ve Bs bildiriminde bulunulmayacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

20120316-065807.jpg

İşyerinin kapatılması halinde sermaye düzeltmesi olumlu farkları hesabında yer alan tutarın vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hk

Başlık İşyerinin kapatılması halinde sermaye düzeltmesi olumlu farkları hesabında yer alan tutarın vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hk.
Tarih 17/06/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.17.10.00-VUK-2010-4
Kapsam

T.C.

ÇANAKKALE VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

İVEDİ

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.17.10.00-VUK-2010-4

17/06/2011

Konu

:

Enflasyon Düzeltmesi

İlgi talep formunuz ile, 2003 ve 2004 yılı enflasyon düzeltmeleri sonucu oluşan bilançonuzdaki 502 Sermaye (olumlu) farkları hesabındaki 21.278,00 TL tutarın 19.08.2009 tarihinde işyerinizi kapatmanız nedeniyle, 2009 yılı Gelir Vergisi Beyannamenizde vergilendirip vergilendirilmeyeceği konusunda tereddüt ettiğinizden, konu hakkında bilgi istenilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinin (g) bendi ile aynı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 5 numaralı bendinde, pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, bu işlemlerin yapıldığı dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacağı ancak, özsermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebileceği veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği, bu işlemlerin kar dağıtımı sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, enflasyon düzeltmesi neticesinde ortaya çıkan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesabı ancak, yine düzeltme neticesinde oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilmek suretiyle veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilmek suretiyle kapatılabilir. Bunun dışında, anılan hesabın herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, söz konusu işlemlerin yapıldığı dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır.

Bu itibarla işyerinizin kapatılması, bilançonuzda yer alan sermaye (olumlu) farkları hesabındaki tutar açısından çekiş olarak değerlendirilecek ve düzeltme işlemin yapıldığı dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır.

Bilgilerinizi rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Ticari emtia olarak alım satımında bulunulan motorlu taşıtların vergi dairesine bildirim zorunluluğu olup olmadığı.

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1459

05/09/2011

Konu

:

Ticari emtia olarak alım satımında bulunulan motorlu taşıtların vergi dairesine bildirim zorunluluğu olup olmadığı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda her türlü motorlu taşıt alım ve satım işi ile iştigal ettiğiniz belirtilerek, ticari emtia olarak alım satımında bulunduğunuz motorlu taşıtların vergi dairesine bildirim zorunluluğunun olup olmadığı sorulmaktadır.

Bilindiği gibi, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153 ve müteakip maddelerinde, mükelleflerin ilgili vergi dairesine bildirmekle zorunlu tutuldukları hususlar işe başlama, adres ve iş değişiklikleri ile işyeri sayısındaki değişiklikler, işi bırakma, bina ve arazi değişiklikleri şeklinde belirtilmiştir. Mükelleflerin işe başlamayı, işe başlamadan önce bağlı oldukları vergi dairesine bildirmek zorunda olmalarına karşın işe başladıklarını bildiren mükelleflerin,

– İş ve ikamet adreslerindeki değişikliği,

– Yeni bir vergiye tabi olmayı,

-Mükellefiyet şeklinde değişikliği,

-Mükellefiyetten muaflığa geçmeyi gerektirecek değişiklikleri

Değişikliğin vuku bulduğu tarihi takip eden bir ay içinde bağlı bulundukları vergi dairesine bir dilekçe ile bildirmeleri gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, ticari emtia olarak ve şirket aktifine kaydedilmek üzere aldığınız araçların alım satımında vergi dairesine herhangi bir bildirim zorunluluğunuz bulunmamaktadır.

Daire satışlarında, tapu idarelerinde yapılan işlemlerin tevsik zorunluluğu kapsamında olup olmadığı hk

Başlık Daire satışlarında, tapu idarelerinde yapılan işlemlerin tevsik zorunluluğu kapsamında olup olmadığı hk.
Tarih 15/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.33.15.02-2011/720-5-30
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.33.15.02-2011/720-5-30

15/07/2011

Konu

:

Daire satışlarında, tapu idarelerinde yapılan işlemlerin tevsik zorunluluğu kapsamında olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Başkanlığımız … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olduğunuz, 8.000,00 TL üzeri tevsik zorunluluğu kapsamı ile ilgili olarak yayımlanan 323 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatların belirtilen kurumlar aracı kılınarak yapılması zorunluluğunun bulunmadığının belirtildiği, bu işlemlerin tapuya yapılan harç vb. ödemeler mi yoksa daire satışlarında tapu devri ile ilgili tapu idarelerinde yapılan işlemlerin mi olduğu, ayrıca müşteriden aldığınız konut bedelinin bankadan geçme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı konusundaki görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.

Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257’nci maddesinin 2’inci fıkrasında Maliye Bakanlığı’nın mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme konusunda yetkili olduğu hükmü yer almaktadır.

Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğunun kapsamı, işlem tutarı, başlangıç tarihleri ve uygulanma esasları 320, 323, 324, 332, 337 ve 400 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile 268 Seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği ve 1 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri’nde düzenlenmiştir.

323 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, tevsik zorunluluğu kapsamına giren kişiler ile nihai tüketicilerin genel ve katma bütçeli idareler ile döner sermaye işletmelerine yapacakları ödeme veya tahsilat işlemlerine ilave olarak sermaye piyasası aracı kurumlarında, yetkili döviz müesseselerinde, noterlerde ve tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatların belirtilen kurumlar aracı kılınarak yapılması zorunluluğunun bulunmadığı hususu açıklanmıştır.

Buna göre, tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatların belirtilen kurumlar aracı kılınarak yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

8.000 TL üzerindeki ödemelerin müşteri tarafından satıcıya elden verilmesi halinde gün sonunda firmanın müşteri adına kendi banka hesabına para yatırmasının mümkün olup olmadığı

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1365

20/08/2011

Konu

:

8.000 TL üzerindeki ödemelerin müşteri tarafından satıcıya elden verilmesi halinde gün sonunda firmanın müşteri adına kendi banka hesabına para yatırmasının mümkün olup olmadığı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, peşin olarak satılan araçlara ilişkin bedellerin müşterilerinizce makbuz mukabili ödenmek istendiği, bu durumda makbuzla tahsil edilen tutarın gün sonunda ödeyen kişi adına banka hesabınıza yatırılması halinde cezai müeyyide uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Başkanlığımızın görüşü sorulmaktadır.

Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Bakanlığımıza, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir.

Bu yetkiye istinaden yayımlanan 320, 323, 324, 332 ve 337 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu ve uygulamaya ilişkin esasları açıklanmıştır. Söz konusu tebliğlerde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal ve hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000 TL üzerindeki tahsilat ve ödemelerin Bankalar, Özel Finans Kurumları (Katılım Bankaları) ve Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınarak yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Bu düzenleme ile, ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 8.000 TL nin üzerindeki araç satışlarınıza ilişkin müşterileriniz tarafından yapılan ödemelerin anılan tebliğlerde belirtilen kurumlar aracı kılınarak yerine getirilmesi ve bu ödemelerin söz konusu kurumlar tarafından düzenlenecek belgelerle tevsik edilmesi zorunludur.

Bu zorunluluğa uyulmaması halinde, şirketiniz ve mezkur tebliğlerde sayılan kişilerden (nihai tüketiciler hariç) olmaları halinde müşterileriniz adına her bir işlem için 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre özel usulsüzlük cezası kesileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Başlık İşletme aktifine kayıtlı binaların değerlemesi, Yeniden Değerleme ve Değer Artış Fonu hk

Başlık İşletme aktifine kayıtlı binaların değerlemesi, Yeniden Değerleme ve Değer Artış Fonu hk.
Tarih 19/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1358
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1358

19/08/2011

Konu

:

İşletme aktifine kayıtlı binaların değerlemesi, Yeniden Değerleme ve Değer Artış Fonu.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, şirket bilançonuzun gerçek durumu yansıtması amacıyla envantere kayıtlı fabrika binasını piyasa değeri ile değerleyip kayıtlarınıza almayı düşündüğünüz, yapılacak değerleme sonucu ortaya çıkacak değer artışını bilançoda özsermaye hesapları altında açılacak özel fon hesabına kaydetmeyi planladığınız belirtilerek, gerçekleştirmiş olduğunuz bu değer artırımı işlemi sonucu ortaya çıkan ve bilançonun öz kaynakları içerisinde yer alacak olan özel fon tutarının kurumlar vergisine tabi olup olmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 269’uncu maddesinde gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 5024 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 298’inci maddesinde ise enflasyon düzeltmesi müessesesi ihdas edilerek yeniden değerleme uygulaması kaldırılmıştır.

Söz konusu mükerrer 298’inci maddenin A fıkrasında; mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin bu madde hükümlerine göre enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı; enflasyon düzeltmelerinin, ilgili kıymetlere ait fark hesaplarına ve enflasyon düzeltme hesabına kaydedileceği; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulacağı, ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebileceği veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmayacağı ile enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunacağı, matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarları ile dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, 5024 sayılı Kanunla getirilen ve Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesinde yer alan enflasyon düzeltmesi işlemi ile yeniden değerleme müessesesi kaldırılmış olup, kanun maddesinde yer alan şartları haiz mükellefler enflasyon düzeltmesi haricinde başka bir değerleme işlemi yapamayacaklardır. Bu nedenle, işletmenize ait fabrika binasının bilanço değerine herhangi bir şekilde yeniden değerleme yaptırılması halinde bu işlemin vergi usul mevzuatı açısından değerleme işlemi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, şirketinizin aktifinde yer alan fabrika binasının değerinin Asliye Ticaret Mahkemesi veya gayrimenkul değerleme şirketlerince vb. şekilde yeniden tespit edilmesi halinde ortaya çıkan farkların bilançonun dipnotlarında sadece bilgi amaçlı gösterilmesi mümkün bulunmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalara göre, iktisadi işletmelere dahil gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerlenmesi esas olup, piyasa fiyatıyla değerleme yapılamayacağından, değerleme sonucu sermayeye ilavesi gereken bir fonun ortaya çıkması da söz konusu olamayacaktır. Ancak sonraki yıllarda enflasyon düzeltmesi şartlarının tekrar oluşması durumunda parasal olmayan kıymetlerden olan söz konusu fabrika binası enflasyon düzeltmesine tabi tutulabilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatif ortaklari gayrimenkul satis kazancı istisnasından faydalanabilirler mı “”?-Mali Musavir Kemal OZMEN

5.6.2.2.2. İştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri

Maddede yer alan “iştirak hisseleri” deyimi, menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmektedir.

Bunlar,

Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),
Limited şirketlere ait iştirak payları,
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları,
İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları,
Kooperatiflere ait ortaklık payları

Yapi kooperatifleri gayrimenkul satis kazancı istisnasından faydalanabilirler mı ?-Mali Musavir Kemal OZMEN

5.6.2.3.4.1. Kooperatiflerin durumu

Yapı kooperatiflerinin de önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu istisnadan yararlanabilmesi mümkündür. Ancak, istisna edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, diğer kooperatiflerin yapacakları işlemlerden doğan kazançlar da kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir.

İstisna uygulaması bakımından ortakların bir veya birden fazla konut veya işyeri sahibi olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kooperatiflerin amaçlarını gerçekleştirdikten sonra kalan fazla arsa veya konutu elden çıkarmaları halinde de doğan kazanç istisnaya konu olabilecektir.
İstisnadan faydalanmak icin yazilmasi gereken Rapor icin bize ulaşın

20120316-063253.jpg

Kimler Kooperatif yoneticisi olamaz ? hangi gorevleri yapamazlar ?-Kemal OZMEN

KOOPERATİFLER VE ÜST KURULUŞLARININ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ VE DENETÇİLERİ İLE BUNLARIN EŞ VE HISIMLARININ BAĞDAŞMAYAN

GÖREVLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: TGM-2011/01)

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri ile bunların eş ve ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarının bağdaşmayan görev alma yasaklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 86 ve Ek 3 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Bağdaşmayan görev;

1) Kooperatif ve üst kuruluş yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri için; kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluşun, hisse payı ne olursa olsun, hissedarı olduğu tüm şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyeliğini veya denetçiliği, ücretli olarak personel veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi diğer her türlü görevleri;

2) Kooperatif ve üst kuruluş yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve ikinci derece dahil kan ve kayın hısımları için; kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluş ile bu kuruluşların yüzde elliden fazla hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyeliğini veya denetçiliği, ücretli olarak personel (idareci, büro personeli, daimi veya geçici işçi gibi her türlü görevleri) veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi diğer her türlü görevleri;

b) Diğer teşekkül; Kooperatif ve üst kuruluşların katıldığı veya ortağı yahut üyesi olduğu üretici birlikleri, başka tür kooperatif ve üst kuruluşları, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, dernekler gibi kuruluşları,

c) Hısım; Kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinin ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarını (kendisinin veya eşinin anne, baba, çocuk, torun, kardeş, büyük anne ve büyük babalarını),

ç) Kanun; 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununu,

d) Kooperatif; Kanun, 1/6/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun ile 18/4/1972 tarihli ve 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununa göre kurulup faaliyet gösteren kooperatifleri, tarım satış kooperatiflerini ve tarım kredi kooperatiflerini,

e) Üst Kuruluş; Kanun, 1/6/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun ile 18/4/1972 tarihli ve 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununa göre kurulup faaliyet gösteren kooperatif birliklerini, bölge birliklerini, merkez birliklerini ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğini,

ifade eder.

Yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin bağdaşmayan görevleri

MADDE 4 – (1) Kanunun Ek 3 üncü maddesine göre, kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri bağdaşmayan görev alamazlar.

Örneğin, A Üst Kuruluşuna ortak B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri, A Üst Kuruluşu ve/veya B Kooperatifinin, hissesi ne olursa (ister % 0,1 ister % 99) olsun hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacak, buralarda personel veya ücretli danışmanlık, müşavirlik gibi başka bir görev alamayacaktır. Aynı şekilde, A Üst Kuruluşunun yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri de, Üst Kuruluş ve/veya Kooperatifin hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde benzeri görevleri alamayacaktır.

(2) Bağdaşmayan görev alma yasağı, kooperatif ve üst kuruluşların tüm yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerini ve bunların eş ve ikinci dereceye kadar, ikinci derece dahil, kan ve sıhri hısımlarını kapsamaktadır. 4572 sayılı Kanuna göre tarım satış kooperatifler birliklerinin yönetim kurullarının doğal üyesi olan genel müdürleri ve 1163 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre yönetim kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişilerin belirledikleri temsilcileri de birinci fıkradaki bağdaşmayan görev alma yasağı kapsamına girmektedir.

(3) Yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe seçilmeden önce bağdaşmayan görev yapanlar; kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe seçilmeleri durumunda, seçildikleri tarih itibariyle tüm bağdaşmayan görevlerinden ayrılmak zorundadırlar. Seçilme tarihi; seçimin yapıldığı genel kurul tarihini ve boşalan yönetim kurulu üyeliğine veya boşalan denetçiliğe atama ve çağrı yapılmış ise buna ilişkin atama ve çağrının tebliğ tarihini ifade eder.

Örneğin, B Kooperatifinin hissedarı olduğu K Şirketinde bağdaşmayan bir görev yapan C Şahsının, 15/04/… tarihinde yapılan genel kurul toplantısında Kooperatif yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe seçilmesi durumunda, bu Şahıs 15/4/… tarihi itibariyle K Şirketindeki görevinden ayrılacaktır. Diğer yandan, D Şahsının, yedekler arasından, boşalan asil yönetim kurulu üyesinin veya denetçisinin yerine çağrılması durumunda ve bu çağrının kendisine tebliğ edildiği tarihte (yedek üyeliğe seçildiği 15/4/… tarihinde değil, asil üyeliğe çağrının kendisine tebliğ edildiği tarihte), B Kooperatifinin hissedarı olduğu K Şirketindeki görevlerinden ayrılması gerekecektir. A Üst Kuruluşun asil ve yedek yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine seçilenler için de durum aynı olacaktır.

(4) Kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine seçilenler, seçilmeleri sırasında yürüttükleri bağdaşmayan görevlerden, yukarıdaki fıkrada belirtilen sürelerde ayrılmazlarsa, seçilmelerine ilişkin işlemler hükümsüz sayılacaktır. Bu durumda, boşalan yönetim kurulu üyeliklerine ve denetçiliklere yedekleri çağrılır. Bu yolla da boşalan üyeliklerin doldurulamaması durumunda, anasözleşmelerin ilgili hükümlerine göre hareket edilir. Bunların hakkında da Kanunun ilgili maddesi ve bu Tebliğ hükümleri uygulanır.

(5) Kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine seçilenlerin, seçildikten sonra, bağdaşmayan görevlerden birini edinirlerse, bağdaşmayan görevin edinilmesine ilişkin seçilme veya görevlendirme ile bu kapsamda yapılan sözleşmeler hükümsüz sayılır ve edinilen yasak görev, edinme tarihi itibariyle kendiliğinden sona erer.

Örneğin, C Şahsı, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine 15/4/… tarihinde seçildikten sonra, kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluşun (hisse payı ne olursa olsun) hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik veya ücretli olarak personel veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi her hangi bir bağdaşmayan görevi edinirse, bu Şahıs bağdaşmayan görevi edindiği tarih itibariyle (örneğin bağdaşmayan görevi 30/4/… tarihinde edinmişse, bu tarih itibariyle) edindiği bağdaşmayan görevi kendiliğinden sona erecektir.

(6) Kanunun Ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin bu görevlerini fiilen yürüttükleri dönemlerde, eş ve hısımlarının kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyesi veya denetçisi olmaları yasaklandığından, kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinde ilgili Kanun ve kendi anasözleşmelerinde aranan şartlara ilave olarak; kooperatif ve üst kuruluşların diğer yönetim kurulu üyeleri veya denetçileri ile eş veya hısım olmama şartı da aranacaktır.

Örneğin, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyesi veya denetçisi C Şahısının eşi ve eşinin ya da kendisinin anne, baba, çocuk, torun, kardeş, büyük anne ve büyük babası gibi hısımları; C Şahısının görev yaptığı dönem içerisinde, B Kooperatifinde ve bu Kooperatifin ortağı olduğu A Üst Kuruluşunda yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacaktır. A Üst Kuruluşunun yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımlarının durumları da aynı olacaktır.

Bağdaşmayan görev yapan mevcut yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin durumu

MADDE 5 – (1) Kooperatif ve üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinden, 6215 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bağdaşmayan görev yürütenler, 6215 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 12/4/2011 tarihinden itibaren üç ay içerisinde (12/7/2011 tarihine kadar) bu görevlerden sadece birini tercih ederek diğerlerinden ayrılacaklardır. Bu süre içinde tercihte bulunmayanların, kooperatif ve üst kuruluşlarındaki yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik görevleri dışındaki diğer bağdaşmayan görevlerinin tamamı, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, kendiliğinden sona erecektir.

Örneğin, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyesi veya denetçisi C Şahısı; üç aylık sürenin bitimi olan 12/7/2011 tarihine kadar, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeliği veya denetçiliği ile 6215 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden (12/4/2011 tarihinden) önce yürüttüğü bağdaşmayan görevlerden birini tercih ederek diğerinden ayrılacaktır. Bu şahıs, 12/7/2011 tarihine kadar tercihini yapmaz ise, bağdaşmayan görevleri kendiliğinden sona erecektir. C Şahısı 12/7/2011 tarihinden itibaren yalnızca B Kooperatifindeki yönetim kurulu üyeliğini sürdürecektir.

Yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin eş ve hısımlarının bağdaşmayan görevleri

MADDE 6 – (1) Kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin fiilen bu görevleri yürüttükleri dönemde bunların eş ve hısımları; kooperatif ve ortağı bulunduğu üst kuruluşlar ile bunların yüzde elliden fazla hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi, ücretli olarak personel veya danışmanlık, müşavirlik, uzmanlık gibi diğer her türlü göreve alınamazlar.

Örneğin, B Kooperatifinde yönetim kurulu üyesi veya denetçisi olan C Şahısının veya A Üst Birlik yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinin, bu görevi fiilen yürüttüğü dönemde, eşi ve hısımları, B Kooperatifi ve Kooperatifin ortağı olduğu A Üst Kuruluşu ile bu kuruluşların yüzde elliden fazla hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacak, personel olarak veya müşavir, danışman gibi başka bir şekilde ücretli olarak işe alınamayacaklardır. B Kooperatifinin ve/veya A Üst Kuruluşunun hissedarı oldukları şirketlerdeki hisse oranı % 50’nin altında ise, C Şahısının veya A Üst Birlik yönetim kurulu üyeleri veya denetçilerinin eşi ve hısımları buralarda görev alabileceklerdir.

(2) Kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımları; Kanunun Ek 3 üncü maddesinin yürürlük tarihinden önce yürüttükleri bağdaşmayan görevlerini sürdürmeye devam edeceklerdir. Ancak, bunların görev veya sözleşme dönemlerinin sona ermesi durumunda, yeni görevlendirme ve atamalarda veya sözleşmelerin yenilenmesinde Kanunun Ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile bu Maddenin birinci fıkrasına göre hareket edilecektir. Aynı şekilde, Ek 3 üncü maddenin yürürlüğe girmesinden sonra bağdaşmayan görevi yürütenler, eş ve hısımlarının kooperatif ve üst kuruluş yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğine sonradan seçilmesi durumunda da görevlerini yürütmeye devam edeceklerdir.

Örneğin, B Kooperatifi veya A Üst Kuruluşu yönetim kurulu üyesi veya denetçisi C Şahısın eşi veya oğlu ya da diğer hısımları, 12/4/2011 tarihinden önce Kooperatifte veya Üst kuruluşunda yahut bunların hissedarı olduğu şirkette, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde personel, müşavir, yönetim kurulu üyesi veya denetçi gibi herhangi bir bağdaşmayan görevi yürütüyorlar ise, bunlar 12/4/2011 tarihinden sonra da bu görevlerini sürdürmeye devam edecektir. Bu şahıslar, söz konusu düzenleme tarihinden önce işe alınmış olmak şartıyla, geçici/mevsimlik olarak çalışıyorlarsa, aynı statüde sonraki mevsimlerde de çalışmayı sürdüreceklerdir. Ancak, geçici/mevsimlik olarak çalışanların geçici kadrolardan daimi kadrolara geçirilmesi veya daimi ya da geçici/mevsimlik çalışanların iş akitlerinin sona ermesinden sonra yeniden işe alınmaları söz konusu olduğunda, bağdaşmayan görev alma yasağı gündeme gelecek, Kanunun Ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile bu Maddenin birinci fıkrasına göre hareket edilecektir.

Aynı şekilde, Ek 3 üncü maddenin yürürlüğe girmesinden önce, C Şahsı ile bunun eşi veya hısımlarından biri, B Kooperatifinde veya A Üst Kuruluşuna bağlı B ve N Kooperatiflerinde ya da B Kooperatifi ve A Üst Kuruluşunda aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik görevlerini yürütüyorlarsa, C Şahsının eşi ve hısımlarının bu görevleri, görev dönemi sonuna kadar devam edecektir. Yeniden seçilmeleri gündeme geldiğinde, bağdaşmayan göreve uyup uymadığı yönünde değerlendirme yapılacaktır.

Diğer yandan, B Kooperatifinde veya A Üst Kuruluşunda ücretli olarak görev yapan C Şahsı, göreve başlama tarihinden sonra, eşi veya hısımlarından biri anılan Kooperatife veya Üst Kuruluşuna yönetim kurulu üyesi veya denetçi seçilmesi durumunda, Ek 3 üncü maddenin yürürlük tarihinden önce veya sonra göreve başlayıp başlamadığına bakılmaksızın, yürüttüğü görevi sürdürecektir.

(3) Kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımlarının, üst birliğe bağlı diğer kooperatiflerde görev alması, Kanunun Ek 3 üncü maddesi ile getirilen bağdaşmayan görev kapsamına girmez. Ancak, üst kuruluşların yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin eş ve hısımları, bu üst kuruluşlar ile bağlı tüm kooperatifler ve bunların yüzde elliden fazla hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamaz, personel olarak veya başka bir şekilde ücretli olarak işe alınamaz.

Örneğin, A Üst Kuruluşuna, B Kooperatifinin yanı sıra M Kooperatifi de ortak ise, B Kooperatifinin yönetim kurulu üyeleri veya denetçileri ile bunların yakınları M Kooperatifinde ve M Kooperatifinin hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerinde görev alabileceklerdir. Ancak, A Üst Kuruluşunun yönetim kurulu üyeleri veya denetçileri ile bunların yakınları hem A Kooperatifinde hem de M Kooperatifinde ve bunların hissedarı olduğu şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerinde görev alamayacaklardır.

Denetçilerin araştırma yükümlülüğü

MADDE 7 – (1) Kooperatif ve üst kuruluşlarının denetçileri, kendi kuruluşlarında, Kanunun 56 ncı maddesinin birinci, 67 nci maddesinin ikinci ve Ek 3 üncü madde hükümleri çerçevesinde, Ek 3 üncü madde hükmüne aykırı uygulamaların olup olmadığını araştırmakla yükümlüdür. Bu araştırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen denetçiler, Kanunun Ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre sorumlu olacaklardır.

(2) Seçilme veya görevlendirme işlemleri ile sözleşmeleri bu Tebliğe göre hükümsüz olanlara, herhangi bir ad altında ücret, maaş, huzur hakkı gibi bir ödeme yapılmaz ve menfaat temin edilmez.

Yürürlük

MADDE 8 – (1) Bu Tebliğ, 12/4/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Sanayi ve Ticaret Bakanı, Bayındırlık ve İskan Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.

20120316-061320.jpg

Ortak sayısı 500′ un üzerinde kooperatifler Yonetim kurulu denetim kurulu secimlerini nasıl yapmaları gerekli ?-Danışman Kemal OZMEN

“Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri hariç olmak üzere, ortak sayısı 500’den fazla olan kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının genel kurul toplantılarındaki yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. Kooperatiflerin organ seçimlerinde her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir. Anasözleşmelerin bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz.”

20120316-061031.jpg

KOOPERATİFLER KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

KOOPERATİFLER KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 5983 Kabul Tarihi: 3/6/2010

MADDE 1 – 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 48 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri hariç olmak üzere, ortak sayısı 500’den fazla olan kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının genel kurul toplantılarındaki yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. Kooperatiflerin organ seçimlerinde her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir. Anasözleşmelerin bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz.”
MADDE 2 – 1163 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.”
MADDE 3 – 1163 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 90 – İlgili bakanlık; kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin işlem ve hesaplarını ve varlıklarını müfettişlere, kooperatif kontrolörlerine veya denetim için görevlendirilecek olan personele denetlettirebilir.
Kontrolörlerin seçilme ve çalışma usul ve esasları ile görev ve yetkileri tüzükle tespit olunur.
Birinci fıkradaki teşekküller, denetim sonuçlarına göre ilgili bakanlıkça verilecek talimata uymak zorundadırlar. Yapılan denetimler sonucunda, kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin ve bunların iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgili Bakanlık, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride telafisi güç veya imkansız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla bu kişilerin görevlerine tedbiren son verebilir. Bu durumda ilgili Bakanlık, bir yıl içerisinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapılması için gerekli tedbirleri alır.
Kooperatifler ve üst kuruluşlarına kredi veren kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve ilgili bakanlıklar; verilen kredilerin açılış gayesine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını, plan ve projesine uygunluğu, teknik özellikleri ve kalite açısından denetleyebilirler.
Kooperatiflerde ve üst kuruluşlarında görevli bulunanlar bu kuruluşlara ait mal, para ve para hükmündeki kağıtları ve gizli de olsa bunlarla ilgili defter ve belgeleri istenildiğinde müfettişlere, kooperatif kontrolörlerine, denetimle görevlendirilen personele ve kredi kuruluşlarının denetim görevlilerine göstermek, saymasına ve incelemesine yardımda bulunmak, istenilen bilgileri gerçeğe uygun ve eksiksiz olarak vermek ve doğru beyanda bulunmakla yükümlüdürler.
Birinci fıkradaki teşekküller, ilgili Bakanlıkça teşekküle ilişkin olarak istenilen her türlü bilgi, belge ve kayıtları, tanınan süre içinde tam olarak vermek zorundadır.”
MADDE 4 – 1163 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İlgili bakanlık deyiminden, bu Kanun kapsamındaki tarımsal amaçlı kooperatifler ve üst kuruluşları için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yapı kooperatifleri ve üst kuruluşları için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve diğer kooperatifler ve üst kuruluşlar için ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı anlaşılır.”
MADDE 5 – 1163 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3 – 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 1 inci maddesi uyarınca Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yapı kooperatifleri ve üst kuruluşları ile ilgili başlatılmış veya planlanmış iş ve işlemler ile bunlara dair her türlü hak, yetki ve görevler Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devredilmiştir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca başlatılmış veya planlanmış iş ve işlemleri yürütmeye, bunlar hakkında yeni iş ve işlemler yapmaya, gerekli görülenleri tasfiye etmeye yetkilidir.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı; Kooperatifler Kanununun ek 1 inci maddesi uyarınca yapılan iş ve işlemlerden dolayı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının taraf olduğu işlemlerde ve sözleşmelerde taraf olur ve bu Bakanlık leh ve aleyhine açılmış ve bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce bu Bakanlık tarafından yapılmış olan iş ve işlemler sebebiyle açılacak olan davalarda kendiliğinden taraf sıfatını kazanır.
Bu madde ile devredilmesi öngörülen her türlü işleme ilişkin evrak ile dava dosyaları ve sair malzemenin devri, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca müştereken belirlenecek usul ve esaslara göre gerçekleştirilir.
GEÇİCİ MADDE 4 – Bayındırlık ve İskan Bakanlığının personel ve teşkilat yapısı, yapı kooperatifleri ile ilgili olarak bu Kanun ile verilen görevleri yürütmeye hazır hâle getirilinceye kadar, hizmetine ihtiyaç duyulan personel, her türlü özlük hakları saklı kalmak kaydıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı emrinde bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl süre ile geçici olarak görevlendirilir.”
MADDE 6 – 13/12/1983 tarihli ve 180 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“r) Yapı kooperatifleri ve üst birlikleri ile ilgili olarak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve diğer kanunlar ile verilen görevleri yapmak, yapı kooperatifçiliğinin gelişmesini sağlayacak tedbirleri almak, bu kooperatifler ile üst birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine ve denetlenmesine ve yapı kooperatiflerinin kuruluş kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasına dair iş ve işlemleri yapmak, yaptırmak ve denetlemek.’’
MADDE 7 – 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının mülga (b) ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“b) Yapı kooperatifleri ve üst birlikleri ile ilgili olarak Kooperatifler Kanunu ve diğer kanunlar ile Bakanlığa verilen görevleri ve yapı kooperatiflerinin ve üst birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine ve denetlenmesine ilişkin iş ve işlemleri yapmak, yapı kooperatiflerinin kuruluş kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasını sağlamak ve uygulamaları denetlemek,
c) Yapı kooperatifçiliğinin gelişmesi ve işleyişi ile ilgili tedbirler almak, kooperatiflere mali destek sağlanmasına yardımcı olmak, teknik destek sağlamak ve gerekli mevzuatı hazırlamak,”
MADDE 8 – 8/1/1985 tarihli ve 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“m) Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı tarımsal amaçlı kooperatifler, tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri ile yapı kooperatifleri ve üst birlikleri hariç olmak üzere, tarım satış kooperatifleri ve birlikleri ile genel hükümlere tabi kooperatiflerin ve birliklerin kuruluş, işleyiş ve denetimlerine ait işlem ve hizmetleri yürütmek,”
MADDE 9 – 3143 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı tarımsal amaçlı kooperatifler, tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri ile yapı kooperatifleri ve üst birlikleri hariç olmak üzere, tarım satış kooperatifleri ve birlikleri ile genel hükümlere tabi kooperatiflerin ve birliklerin kuruluş, işleyiş ve denetimlerine ait işlem ve hizmetleri yürütmek,”
MADDE 10 – Bu Kanunun;
a) 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri yayımı tarihinde,
b) Diğer maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
yürürlüğe girer.
MADDE 11 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
12/6/2010

20120316-060854.jpg

Kooperatif Davalari hangi mahkemede gorulur ?-Kemal Ozmen

II – TARÝFLER:

MADDE 2 – Bu kanuna göre :

a) Kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününe (Anagayrimenkul); yalnýz esas yapý kýsmýna (Anayapý); anagayrimenkulün ayrý ayrý ve baþlý baþýnakullanýlmaya elveriþli olup, bu Kanun hükümlerine göre baðýmsýz mülkiyeti konu olan bölümlerine (Baðýmsýz bölüm); bir baðýmsýz bölümün dýþýnda olup, doðrudan doðruya o bölüme tahsis edilmiþ olan yerlere (Eklenti); baðýmsýz bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkýna (Kat mülkiyeti) ve bu hakka sahip olanlara (Kat maliki);

b) Anagayrimenkulün baðýmsýz bölümleri dýþýnda kalýp, korunma ve ortaklaþa kullanma veya faydalanmaya yarýyan yerlerine (Ortak yerler); kat maliklerinin ortak malik sýfatiyle paydaþý bulunduklarý bu yerler üzerindeki faydalanma haklarýna (Kullanma hakký);

c) (Deðiþik: 2814 – 13.4.1983) Bir arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapýlacak veya yapýlmakta olan bir veya birden çok yapýnýn baðýmsýz bölümleri için o arsanýn maliki veya ortak malikleri tarafýndan bu Kanun hükümlerine göre kurulan irtifak hakkýna (kat irtifaký); bu hakka sahip olanlara da (kat irtifak sahibi);

d) Arsanýn, bu kanunda yazýlý esasa göre baðýmsýz bölümlere tahsis edilen ortak mülkiyet paylarýna (Arsa payý);

e) Kat mülkiyetinin veya irtifakýnýn kurulmasýna ait resmi senede (Sözleþme);

denir.

III – KAT MÜLKÝYETÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKININ NÝTELÝÐÝ:

MADDE 3 – Kat mülkiyeti, arsa payý ve anagayrimenkuldeki ortak yerlerle baðlantýlý özel bir mülkiyettir.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.1) Kat mülkiyeti ve kat irtifaký, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün baðýmsýz bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan deðerleri ile oranlý olarak projesinde tahsis edilen arsa payýnýn ortak mülkiyet esaslarýna göre açýkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarýnýn baðýmsýz bölümlerin paylarý ile oranlý olarak tahsis edilmediði hallerde, her kat maliki veya kat irtifaký sahibi, arsa paylarýnýn yeniden düzenlenmesi için mahkemeye baþvurabilir. Baðýmsýz bölümlerden her birine bu fýkra uyarýnca tahsis edilen arsa payý, o bölümlerin deðerinde sonradan meydana gelen çoðalma veya azalma sebebiyle deðiþtirilemez. 44 üncü madde hükmü saklýdýr.

(Deðiþik 3. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.1) Kat irtifaký arsa payýna baðlý bir irtifak çeþidi olup, yapý kullanma izin belgesi alýndýktan sonra arsanýn malikinin veya kat irtifakýna sahip ortak maliklerin veya bunlardan birinin tapu idaresine yapacaðý istem üzerine, bu Kanunda gösterilen þartlar uyarýnca, kat mülkiyetine çevrilir.

IV – ORTAK YERLER:

MADDE 4 – Ortak yerlerin konusu sözleþme ile belirtilebilir. Aþaðýda yazýlý yerler ve þeyler bu Kanun gereðince her halde ortak yer sayýlýr.

a) Temeller ve ana duvarlar, (Ek ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.2) “taþýyýcý sistemi oluþturan kiriþ, kolon ve perde duvarlar ile taþýyýcý sistemin parçasý diðer elemanlar,” baðýmsýz bölümleri ayýran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriþ kapýlarý, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlýklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lâvabolar, kapýcý daire veya odalarý, genel çamaþýrlýk ve çamaþýr kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazý saatlerinin korunmasýna mahsus olup baðýmsýz bölüm dýþýnda bulunan yuvalar ve kapalý kýsýmlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnýçlar, yapýnýn genel su depolarý, sýðýnaklar,

b) Her kat malikinin kendi bölümü dýþýndaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanallarý ile kalorifer, su, havagazý ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak þebeke ve antenler; sýcak ve soðuk hava tesisleri,

c) Çatýlar, bacalar, genel dam teraslarý, yaðmur oluklarý, yangýn emniyet merdivenleri,

Yukarýda sayýlanlarýn dýþýnda kalýp da, yine ortaklaþa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diðer yerler ve þeyler de (Ortak yer) konusuna girer.

B) BAÐLANTILAR:

I – BAÐIMSIZ BÖLÜMLERLE ARSA PAYI ARASINDAKÝ BAÐLANTI:

MADDE 5 – Kat mülkiyetinin baþkasýna devri veya miras yoliyle geçmesihalinde, ona baðlý arsa payý da birlikte geçer; arsa payý, kat mülkiyetindenveya kat irtifakýndan ayrý olarak devredilemiyeceði gibi, miras yoliyle degeçmez ve baþka bir hakla kayýtlanamaz.

Anagayrimenkulde, kat mülkiyetine baðlanmamýþ veya lehine kat irtifakýkurulmamýþ arsa payý býrakýlamaz.

Kat mülkiyetini kayýtlýyan haklar, kendiliðinden arsa payýný da kayýtlar.

Kat irtifakýna konu olan arsa üzerinde bu hakla baðdaþmasý mümkün olmýyan irtifaklar kurulamaz.

Anagayrimenkulde kat mülkiyetinin kurulmasýndan önce o gayrimenkulün kütükteki sayfasýna tescil veya þerhedilmiþ olan haklar kat mülkiyetini de,kaide olarak arsa payý oranýnda, kendiliðinden kayýtlar.

II – BAÐIMSIZ BÖLÜMLERLE EKLENTÝLER VE ORTAK YERLER ARASINDAKÝ BAÐLANTI:

MADDE 6 – Bir baðýmsýz bölümün dýþýnda olup, doðrudan doðruya o bölümetahsis edilmiþ olan kömürlük, su deposu, garaj, elektrik, havagazý veya susaati yuvalarý, tuvalet gibi eklentiler, ait olduðu baðýmsýz bölümünbütünleyici parçasý sayýlýr ve o bölümün maliki, eklentilerin de tek baþýnamaliki olur. Eklentiler kat mülkiyeti kütüðünün (Beyanlar) hanesine kaydedilir vebunlardan anayapýnýn oturduðu zeminin dýþýnda kalanlar kadastro plânýnda veyatapu haritasýnda ayrýca gösterilir.

Baðýmsýz bölüm üzerinde kat mülkiyetiyle ve diðer kat maliklerininhaklariyle baðdaþmasý mümkün olmýyan irtifaklar kurulamaz. Baðýmsýz bölümlerin baþkasýna devri, kayýtlanmasý veya kiralanmasý halinde,eklentiler ve ortak yerler de kendiliðinden devredilmiþ, kayýtlanmýþ veyakiralanmýþ olur.

C) ORTAKLIÐIN (ÞÜYUUN) GÝDERÝLMESÝ VE ÖNCELÝKLE SATINALMA (ÞÜF’A) HAKKI:

I – ORTAKLIÐIN GÝDERÝLMESÝ:

MADDE 7 – Kat mülkiyetine veya kat irtifakýna tabi olan gayrimenkuldeortaklýðýn giderilmesi istenemez. Baðýmsýz bölümler, baðýmsýz bir gayrimenkul gibi dâva ve takip konusuolabilir; bunlarda ortaklýðýn giderilmesi istenebilir.

II – ÖNCELÝKLE SATINALMA HAKKI:

MADDE 8 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat mülkiyeti kurulmuþ bir gayrimenkulün baðýmsýz bölümlerinden birinin veya kat irtifaký baðlanmýþ arsa payýnýn satýlmasý halinde diðer kat maliklerinin veya irtifak hakký sahiplerinin öncelikle satýn alma hakký yoktur.

Bir baðýmsýz bölümün paydaþlarýndan birinin kendi payýný baþkasýna satmasý halinde öteki paydaþlar, öncelikle satýnalma hakkýný kullanabilirler.

Sözleþmede bu maddenin aksine hüküm konulabilir.

D) GENEL HÜKÜMLERÝN UYGULANMA ALANI:

MADDE 9 – Kat mülkiyetine veya kat irtifakýna ait kütük kaydýnda veya katmalikleri arasýndaki sözleþmede veya yönetim plânýnda veya bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, kat mülkiyetinden doðan anlaþmazlýklar, Medeni Kanun ve ilgili diðer kanunlar hükümlerine göre karara baðlanýr.

ÝKÝNCÝ BÖLÜM

KAT MÜLKÝYETÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKININ KURULMASI

A) GENEL KURAL:

MADDE 10 – Kat mülkiyeti ve kat irtifaký resmi senetle ve tapu siciline tescil ile doðar.

Anagayrimenkulün tümünün mülkiyeti (Kat mülkiyeti) ne çevrilmeden o gayrimenkulün yalnýz bir veya birkaç bölümü üzerinde kat mülkiyeti kurulamaz.

(Deðiþik 3. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.3) Kat mülkiyeti kurulurken ayný katta birbirine bitiþik bulunan ayný nevideki birden fazla baðýmsýz bölüm veya bir yapýnýn otel, iþ veya ticaret yeri gibi iktisadi açýdan veya kullanma bakýmýndan bütünlük arz eden birden çok katý veya bölümü, kat mülkiyeti kütüðüne tek baðýmsýz bölüm olarak tescil edilebilir. Böyle bir tescilin yapýlabilmesi için, buna uygun deðiþiklik projesinin ve yapý kullanma izin belgesinin Tapu Sicil Müdürlüðüne verilmiþ olmasý gereklidir.

Kat mülkiyetinin tescili, tapu memurunca düzenlenen resmi senet uyarýncaveya aþaðýdaki fýkraya göre verilen bir mahkeme hükmü ile yapýlýr.

Kat mülkiyetine konu olmaya elveriþli bir gayrimenkul üzerindeki ortaklýðýn giderilmesi dâvalarýnda, mirasçýlardan veya ortak maliklerden biri, paylaþmanýn, kat mülkiyeti kurulmasý ve baðýmsýz bölümlerin tahsisi suretiyle yapýlmasýný isterse, hâkim o gayrimenkulün mülkiyetinin, 12 nci maddede yazýlý belgelere dayanýlarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleþtirilmek suretiyle baðýmsýz bölümlerin ortaklara ayrý ayrý tahsisine karar verebilir.

(Ek fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.3) Gelirinin ortak giderlere harcanmasý için veya baþka bir amaçla ortak yararlanmaya tahsis edilen baðýmsýz bölümlerin malik hanesine, bunlardan yararlanan “baðýmsýz bölümlerin numaralarý” yazýlmak suretiyle kat mülkiyeti kütüðüne tescil edilir. Bu husus baðýmsýz bölümlerin beyanlar hanesinde gösterilir.

B) KAT MÜLKÝYETÝ KÜTÜÐÜ:

MADDE 11 – (Deðiþik: 5711 – 14.11.2007 / m.4) Kat mülkiyeti ve kat irtifaký, Tapu Sicili Tüzüðü’ne göre tutulacak kat mülkiyeti kütüðüne tescil olunur. Bu Kanunda aksine hüküm olmadýkça, tescille ilgili genel hükümler, kat mülkiyeti kütüðüne yapýlacak tescillerde de uygulanýr.

Henüz kadastrosu yapýlmamýþ olan yerlerde kat mülkiyeti ve kat irtifaký, Tapu Sicili Tüzüðü’ndeki formüle göre, ayrýca tutulacak Kat Mülkiyeti Zabýt Defterine tescil olunur.

C) KAT MÜLKÝYETÝNÝN KURULMASI:

I – ÝSTEM VE BELGELER:

MADDE 12 – (Deðiþik: 5711 – 14.11.2007 / m.5) Kat mülkiyetinin kurulmasý için, anagayrimenkulün kat mülkiyetine çevrilmesi hususunda o gayrimenkulün maliki veya bütün paydaþlarýnýn aþaðýda yazýlý belgeler ile birlikte tapu idaresinde istemde bulunmasý gerekir:

a) Anagayrimenkulde, yapý veya yapýlarýn dýþ cepheler ve iç taksimatý baðýmsýz bölüm, eklenti, ortak yerlerinin ölçüleri ve baðýmsýz bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan deðerleriyle oranlý arsa paylarý ve baðýmsýz bölümlerin yapý inþaat alaný da açýkça gösterilmek suretiyle, proje müellifi mimar tarafýndan yapýlan ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaþlarý tarafýndan imzalanan, yetkili kamu kurum ve kuruluþlarýnca onaylanan mimari proje ve birden çok yapýlarda yerleþimlerini gösteren vaziyet planý ile yapý kullanma izin belgesi.

b) Baðýmsýz bölümlerin kullanýlýþ tarzýna, birden çok yapýnýn varlýðý halinde bu yapýlarýn özelliðine göre 28 inci maddedeki esaslar çerçevesinde hazýrlanmýþ, kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafýndan imzalanmýþ bir yönetim planý.

c) Her baðýmsýz bölümün arsa payýný, kat, daire, iþ bürosu gibi nevini ve bunlarýn birden baþlayýp sýra ile giden numarasýný, varsa eklentisini gösteren ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaþlarý tarafýndan imzalanmýþ noterden tasdikli liste.

II – SÖZLEÞME VE TESCÝL:

MADDE 13 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Tapu memuru kendisine verilen belgelerin tamam ve usulüne uygun ve dilekçeyi verenlerin veya istemde bulunanlarýn yetkili olduklarýna kanaat getirdikten sonra, katmülkiyeti veya kat irtifaký kurulmasýna dair resmi sözleþmeyi düzenler. Bu sözleþme ayný zamanda tescil istemi sayýlýr.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.6) Sözleþme düzenlenince kat irtifakýnýn kat mülkiyetine çevrilmesinde kat irtifakýnýn kayýtlý olduðu kat mülkiyeti kütüðü sayfasýndaki, doðrudan doðruya kat mülkiyetinin kurulmasý halinde ise anagayrimenkulün kayýtlý bulunduðu tapu kütüðü sayfasýndaki mülkiyet hanesine “Bu gayrimenkulün mülkiyeti kat mülkiyetine çevrilmiþtir.” ibaresi yazýlarak, sayfa anagayrimenkulün leh ve aleyhine tesis edilecek irtifak haklarý dýþýndaki iþlemlere kapatýlýr ve kat mülkiyetine konu olan her baðýmsýz bölüm, kat mülkiyeti kütüðünün ayrý bir sayfasýna o bölüme baðlý arsa payý ve anagayrimenkulün kayýtlý bulunduðu genel kütükteki pafta, ada, parsel, defter ve sayfa numaralarý gösterilmek suretiyle tescil edilir; anagayrimenkulün kayýtlý bulunduðu genel kütük sayfasýna da, baðýmsýz bölümlerin kat mülkiyeti kütüðündeki defter ve sayfa numaralarý iþlenmek suretiyle, kütükler arasýnda baðlantý saðlanýr.

(Deðiþik 3. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.6) Anagayrimenkulün sayfasýnda evvelce mevcut olan haklara ait sicil kaydý, irtifak haklarý hariç, baðýmsýz bölümlerin kat mülkiyeti kütüðündeki sayfasýna geçirilir. Anagayrimenkulün mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesinden sonra, anagayrimenkulün leh ve aleyhine tesis edilecek irtifak haklarý da anagayrimenkulün tapu kütüðü sayfasýna tescil edilir ve kat mülkiyeti kütüðünün beyanlar hanesinde belirtilir.

Kat mülkiyeti kütüðüne tescil edilen her baðýmsýz bölüm ayrý bir gayrimenkul niteliðini kazanýr ve kütükte o bölümün tasdikli plânýndaki numarayý alýr.

(Deðiþik 5. fýkra: 3814 – 13.4.1983) Kat malikine, anagayrimenkulün çaplý tasarruf belgesinden baþka, istem halinde, 12 nci maddenin (a) bendinde belirtilen projeden kendi baðýmsýz bölümüne ait olan kýsmýnýn tasdikli bir örneði de verilir.

D) KAT ÝRTÝFAKININ KURULMASI:

MADDE 14 – (Deðiþik 1. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.7) Henüz yapý yapýlmamýþ veya yapýsý tamamlanmamýþ bir arsa üzerinde kat irtifakýnýn kurulmasý ve tapu siciline tescil edilmesi için o arsanýn malikinin veya bütün paydaþlarýnýn buna ait istem ile birlikte 12 nci maddenin (a) bendine uygun olarak düzenlenen proje ve plan, (b) bendindeki yönetim planý ile (c) bendindeki listeyi tapu idaresine vermeleri lazýmdýr. Kat mülkiyetine geçiþte ayrýca yönetim planý istenmez.

Bir arsa üzerinde kat irtifaklarý ancak sözleþmede veya dilekçede her kat irtifakýnýn ilgili bulunduðu baðýmsýz bölüme tahsisi istenen arsa payý, arsanýn kayýtlý olduðu kütüðün (Beyanlar) hanesinde belirtilmek suretiyle kurulur ve yapýnýn, verilen projeye göre tamamlanmasýndan sonra kat mülkiyetine konu olacak baðýmsýz bölümlerinin numarasý ve bu bölümlere baðlý eklentiler kütüðün beyanlar hanesinde belirtilir.

Yapýnýn tamamlanmasýndan sonra kat irtifaklarýnýn kat mülkiyetine çevrilmesi, irtifak sahiplerinden biri tarafýndan istenince, tescil, kat irtifakýnýn tesciline ait resmi senete ve 12 nci maddede yazýlý belgelere ve anagayrimenkulün baðýmsýz bölümlerinin, evvelce verilmiþ olan plâna uygunluðunun belediye tasdikýna dayanýlarak yapýlýr.

(Ek fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.7) Yapýlarý tamamlanmýþ olan kat irtifaklý anagayrimenkulde, yapý kullanma izin belgesinin alýndýðý tarihten itibaren bir yýl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunludur. Belirtilen süre içinde kat irtifak hakký sahiplerinden birinin veya varsa yöneticinin yazýlý uyarýsýna raðmen, kat mülkiyetinin kurulmasý için tapu idaresine verilmesi gereken 12 nci maddede yazýlý belgelerden eksik olanlarý tamamlamaktan veya imzalanmasý gerekenleri imzalamaktan kaçýnan kat irtifak hakký sahiplerinden her birine, kendine ait her baðýmsýz bölüm için, anagayrimenkul belediye sýnýrlarý içinde ise belediye, belediye sýnýrlarý dýþýnda ise mülki amir tarafýndan bin Türk Lirasý idari para cezasý verilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KAT MALÝKLERÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKI SAHÝPLERÝNÝN HAKLARI

A) KAT MALÝKLERÝNÝN HAKLARI:

I – BAÐIMSIZ BÖLÜM ÜZERÝNDE:

MADDE 15 – Kat malikleri kendilerine ait baðýmsýz bölümler üzerinde, bu Kanunun ilgili hükümleri saklý kalmak þartiyle, Medeni Kanunun maliklere tanýdýðý bütün hak ve yetkilere sahiptirler.

II – ORTAK YERLER ÜZERÝNDE:

MADDE 16 – Kat malikleri anagayrimenkulün bütün ortak yerlerine, arsa paylarý oranýnda, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar. Kat malikleri ortak yerlerde kullanma hakkýna sahiptirler; bu hakkýn genel kömürlük, garaj, teras, çamaþýrhane ve çamaþýr kurutma alanlarý gibiyerlerdeki ölçüsü, aksine sözleþme olmadýkça, her kat malikine ait arsa payýile oranlýdýr.

B) KAT ÝRTÝFAKI SAHÝBÝNÝN HAKLARI:

MADDE 17 – Kat irtifaký sahipleri, ortak arsa üzerinde yapýlacak yapýnýn, sözleþmede yazýlý süre içinde baþlamasý ve tamamlanmasý için kendilerine düþen borçlarýn yerine getirilmesini, karþýlýklý olarak isteme ve dâva etme hakkýnasahiptirler.

(Deðiþik 2. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat irtifaký sahipleri yapýnýn tamamlanmasý için kendi aralarýndan veya dýþarýdan bir veya birkaç kiþiyi yönetici olarak tayin edebilirler. Kat mülkiyeti yöneticisinin görev, yetki ve sorumluluklarýna dair hükümler, bu yönetici hakkýnda da uygulanýr.

Kat irtifaký kurulmuþ gayrimenkullerde yapý fiilen tamamlanmýþ ve baðýmsýz bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanýlmaya baþlanmýþsa, kat mülkiyetine geçilmemiþ olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanýr.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KAT MALÝKLERÝNÝN VE KAT ÝRTÝFAKI SAHÝPLERÝNÝN BORÇLARI

A) KAT MALÝKLERÝNÝN BORÇLARI:

I – GENEL KURAL :

MADDE 18 – Kat malikleri, gerek baðýmsýz bölümlerini, gerek eklentileri veortak yerleri kullanýrken doðruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsýz etmemek, birbirinin haklarýný çiðnememek ve yönetim plâný hükümlerine uymakla, karþýlýklý olarak yükümlüdürler.

Bu kanunda kat maliklerinin borçlarýna dair olan hükümler, baðýmsýz bölümlerdeki kiracýlara ve oturma (Süknâ) hakký sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir suretle devamlý olarak faydalananlara da uygulanýr; bu borçlarý yerine getirmeyenler kat malikleriyle birlikte, müteselsil olarak sorumlu olur.

(…) (Madde 18 in son fýkrasý, 28.11.2007 tarih ve 26714 sayýlý R.G.’de yayýmlanan, 14.11.2007 tarih ve 5711 sayýlý Kanun’un 24. maddesi hükmü gereðince yürürlükten kaldýrýlmýþtýr.)

II – ANAGAYRÝMENKULÜN BAKIMI, KORUNMASI VE ZARARDAN SORUMLULUK:

MADDE 19 – Kat malikleri, anagayrimenkulün bakýmýna ve mimari durumu ile güzelliðini ve saðlamlýðýný titizlikle korumaya mecburdurlar.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.8) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beþte dördünün yazýlý rýzasý olmadýkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inþaat, onarým ve tesisler, deðiþik renkte dýþ badana veya boya yaptýramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluðun anayapýya veya baðýmsýz bir bölüme veya bölümlere zarar verdiðinin ve acilen onarýlmasý gerektiðinin veya anayapýnýn güçlendirilmesinin zorunlu olduðunun mahkemece tespit edilmiþ olmasý halinde, bu onarým ve güçlendirmenin projesine ve tekniðine uygun biçimde yapýlmasý konusunda kat maliklerinin rýzasý aranmaz. Kat maliki kendi baðýmsýz bölümünde anayapýya zarar verecek nitelikte onarým, tesis ve deðiþiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine baðlantýlý bulunan baðýmsýz bölümlerin baðlantýlý yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rýzasý ile anayapýya zarar vermeyecek onarým, tesis ve deðiþiklik yapýlabilir.

Her kat maliki anagayrimenkule ve diðer baðýmsýz bölümlere, kusuru ile verdiði zarardan dolayý diðer kat maliklerine karþý sorumludur.

III – ANAGAYRÝMENKULÜN GENEL GÝDERLERÝNE KATILMA:

MADDE 20 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat maliklerinden her biri aralarýnda baþka türlü anlaþma olmadýkça :

a) Kapýcý, kaloriferci, bahçývan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eþit olarak;

b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakým, koruma (Ek ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.9) “, güçlendirme” ve onarým giderleri ile yönetici aylýðý gibi diðer giderlere ve ortak tesislerin iþletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payý oranýnda;

Katýlmakla yükümlüdür.

c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerinde kullanma hakkýndan vazgeçmek veya kendi baðýmsýz bölümünün durumu dolayýsýyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadýðýný ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payýný ödemekten kaçýnamaz.

(Deðiþik 2. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Gider veya avans payýný ödemeyen kat maliki hakkýnda, diðer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafýndan yönetim planýna, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açýlabilir, icra takibi yapýlabilir. Gider ve avans payýnýn tamamýný ödemeyen kat maliki ödemede geciktiði günler için aylýk (Deðiþik ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.9) “yüzde beþ” hesabýyla gecikme tazminatý ödemekle yükümlüdür.

Birinci fýkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun baðýmsýz bölümünden herhangi bir suretle faydalanan kiþinin kusurlu bir hareketi sebep olmuþsa, gidere katýlanlarýn yaptýklarý ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu haklarý vardýr.

IV – SÝGORTA ANLAÞMASI:

MADDE 21 – Anagayrimenkulün, kat malikleri kurulunca tayin edilecek deðer üzerinden sigorta edilmesi kat malikleri kurulunca kararlaþtýrýlabilir.

Sigorta yapýlmasý halinde kat malikleri, sigorta giderlerine, arsa paylarý oranýnda, katýlmakla yükümlüdürler.

Anagayrimenkulün tümünün harap olmasý halinde alýnacak sigorta bedeli, aksine sözleþme olmadýkça, kat maliklerine, arsa paylarý oranýnda paylaþtýrýlýr.

Yalnýz bir veya bir kaç baðýmsýz bölüm veya eklentisi veya ortak yerlerden bir kýsmý hasara uðramýþsa, alýnacak sigorta bedeli hasara uðrayan yerlerin onarýmýna arsa paylarý oranýnda harcanýr.

Kat malikleri anagayrimenkulün sigortasýyla giderilemeyecek olan zararlarýný karþýlamak üzere, kendi baðýmsýz bölümlerini ayrýca kendi ad ve hesaplarýna sigorta ettirebilirler; bu halde alýnacak sigorta bedeli, anagayrimenkulün sigorta bedelindeki paylarý da ayrýca saklý kalmak üzere, yalnýz kendilerine ait olur. Sigorta hakkýndaki emredici hükümler saklýdýr.

V – ORTAK GÝDERLERÝN TEMÝNATI:

MADDE 22 – (Deðiþik 1. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat malikinin, 20 nci madde uyarýnca payýna düþecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatýndan, baðýmsýz bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkýna veya baþka bir sebebe dayanarak devamlý bir þekilde faydalananlar da müþtereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracýnýn sorumluluðu ödemekle yükümlü olduðu kira miktarý ile sýnýrlý olup, yaptýðý ödeme kira borcundan düþülür.

Kat malikinin borcu bu yolla da alýnamazsa, mahkemece tesbit edilen borcunu ödemiyen kat malikinin baðýmsýz bölümü üzerine, varsa yöneticinin yoksa kat maliklerinden birinin yazýlý istemiyle bu borç tutarý için, diðer katmalikleri lehine kanuni ipotek hakký tescil edilir. (Deðiþik son cümle: 5711 – 14.11.2007 / m.10) 4721 sayýlý Türk Medeni Kanunu’nun 893 üncü maddesinin son fýkrasý hükmü burada da uygulanýr.

(Deðiþik 3. fýkra: 2814 – 13.4.1983) Kat maliklerinin, gider borcunu ödemeyen kat maliki veya diðer sorumlulardan olan alacaklarý önceliklidir.

VI – MÜSAADE MECBURÝYETÝ:

MADDE 23 – Kat maliklerinden birinin baðýmsýz bölümünde veya bu bölümdeki tesislerde meydana gelen bir hasar veya bozukluðun onarýmý veya giderilmesi veya tesislerin yeniden yapýlmasý (Ek ibare: 5711 – 14.11.2007 / m.11) “ile yapý güvenliðiyle ilgili olarak yapýlmasý gerekli görülen teknik incelemeler” için diðer bir baðýmsýz bölüme girmek gerekiyorsa, o bölümün maliki veya o bölümde baþka sýfatla oturanlar, giriþ müsaadesi vermeye ve bölümde gerekli iþlerin yapýlmasýna katlanmaya mecburdurlar.

Anagayrimenkulün bir kýsmýnýn harap olmasý halinde, harap olan baðýmsýz bölüm ve eklentilerinin veya ortak yerlerin veya baðýmsýz bölümdeki tesislerin yeniden yapýlmasý için, saðlam kalan baðýmsýz bölümlerin içinden veya dýþýndan faydalanýlmasý gerekiyorsa, o bölümlerin malikleri veya orada baþka sýfatla oturanlar buna müsaade etmeye mecburdurlar.

Yukarýdaki fýkralarda yazýlý müsaade yüzünden, kat maliklerinin veya orada baþka sýfatla oturanlarýn uðrayacaklarý zararý, lehine müsaade verilen baðýmsýz bölüm malikleri derhal ödemekle yükümlüdürler.

VII – YASAK ÝÞLER:

MADDE 24 – Anagayrimenkulün, kütükte mesken, iþ veya ticaret yeri olarak gösterilen baðýmsýz bir bölümünde hastane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza lâboratuvarý gibi müesseseler kurulamaz; kat maliklerinin buna aykýrý sözleþmeleri hükümsüzdür; dispanser, klinik, poliklinik niteliðinde olmayan muayenehaneler bu hükmün dýþýndadýr.

Anagayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen baðýmsýz bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve emsali gibi eðlence ve toplantý yerleri ve fýrýn, lokanta, pastahane, süthane gibi gýda ve beslenme yerleri ve imalâthane, boyahane, basýmevi, dükkân, galeri veçarþý gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliði ile vereceði kararla açýlabilir. Bu karar yöneticinin veya kat maliklerinden birinin istemi üzerine bütün baðýmsýz bölümlerin kat mülkiyeti kütüðündeki sahifelerine þerh verilir.

VIII – KAT MÜLKÝYETÝNÝN DEVRÝ MECBURÝYETÝ:

MADDE 25 – Kat maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düþen borçlarý ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle diðer kat maliklerinin haklarýný, onlar için çekilmez hale gelecek derecede ihlâl ederse, onlar, o kat malikinin müstakil bölümü üzerindeki mülkiyet hakkýnýn kendilerine devredilmesini hâkimden istiyebilirler.

(Deðiþik 2. fýkra: 5711 – 14.11.2007 / m.12) Bu gibi bir kat maliki hakkýnda, baðýmsýz bölümün mülkiyetinin hükme en yakýn tarihteki deðeri o kat malikine ödenerek bu mülkiyetin diðer kat maliklerine, arsa paylarý oranýnda devredilmesi için davanýn açýlmasý, aksi kararlaþtýrýlmýþ olmadýkça, diðer kat maliklerinin sayý ve arsa payý çoðunluðuyla karar vermesine baðlýdýr. Bu karara raðmen kat maliklerinden bir kýsmý bu davayý açmak istemezse, davayý öteki kat malikleri açar ve hakim hüküm vermeden önce devir bedelinin ileride hak sahibine ödenmek üzere bankada üçer aylýk vadeli hesaba yatýrýlmasý ve makbuzunun ibrazý için davacýlara resen belirleyeceði uygun bir süre verir. Devir bedelinin süresi içinde yatýrýldýðýna iliþkin belge ibraz edildiðinde ve davanýn kabulü halinde hakim, davalýnýn baðýmsýz bölümünün mülkiyetinin davayý açmýþ olan kat maliklerine arsa paylarý oranýnda devredilmesine ve devir bedelinin iþlemiþ faiziyle birlikte davalýya ödenmesine karar verir.

20120316-060031.jpg