2020 de Kimler E-Arşiv Faturası Düzenleyecekler ?

2020 de Kimler E-Arşiv Faturası Düzenleyecekler ?
Kimler E-Arşiv Faturası Kesmek Zorunda ?
2019 Ekim Ayındaki Değişikliğe istinaden Güncel Mevzuat
Kimler E-Arşiv Faturası Kesmek Zorundadır ?
E-Fatura Mükellefleri ( 01.01.2020 ye kadar )- E-fatura sadece büyük firmaların kendi aralarında kullandıkları sistemdir. E-arşiv faturasını ise herkes kullanabilmektedir. Mevcut değişikliğe göre e-fatura mükellefi iseniz, artık herkese elektronik ortamda fatura kesmeniz gerekmektedir.
Dijital Ajanslar -Internet Reklamcılığı hizmet aracıları ( 01.01.2020 )
İlan Siteleri (01.01.2020)
E-Arşiv mükellefi olmak zorunda olmasalar ile vergi mükelleflerine kdv dahil 5.000,00 TL vergi mükellefi olmayanlara kdv dahil 30.000 TL fatura düzenleyenler
Mali Müşavir Evren ÖZMEN
Yayını paylaşın

Komisyoncu veya Tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler e fatura kullanmak zorunda

  • Komisyoncu veya Tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler

Kimler E-Fatura Kullanmak Zorunda ?

Bu Yazı Ekim 2019 Tarihli Tebliğe İstinaden en son değişiklikleri içermektedir.

Kimler E-Fatura Kullanmak Zorunda ?

  • 2018 ve devam eden senelerde brüt satış rakamları 5.000.000 TL ve üzeri olanlar
  • EPDK lisansı olanlar ( Benzinci v.b.)
  • ÖTV ye tabi bazı malları imal, inşaa veya ithal edenler
  • Internet üzerinden aracılık hizmeti verenler
  • Komisyoncu veya Tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler

Kentsel Dönüşüm Kapsamında Kat Karşılığı Sözleşmeler Sil Baştan !

Kentsel Dönüşüm Kapsamında Kat Karşılığı Sözleşmeler Sil Baştan !

6306 Sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliğinde Son Değişikliklerden Sonra Sözleşmeler Nasıl Düzenlenecek ?

19.19.2019 Tarih 30923 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan yönetmelik ile kentsel dönüşüm kapsamında düzenlenecek kat karşılığı sözleşmeler ile ilgili önemli değişiklikler yapılmıştır. Özellikle Fikirtepe bölgesinde yaşanan mağduriyetlerin bu değişikliklere sebep olduğunu düşünmekteyim.

İdareye Teminat Verilmesi Zorunluluğu

Riskli yapının inşaat işini yüklenen müteahhit firma tarafından yapı yaklaşık maliyet bedelinin % 10 u kadar teminatın idareye verilmesi zorunlu hale getirilmiştir

Riskli yapının/yapıların bulunduğu parsellerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunuluyor ise, yapım işini üstlenen yapı müteahhidince yapı ruhsatı alınmadan önce yapı yaklaşık maliyet bedelinin % 10’u kadar teminatın İdareye verilmesi mecburidir.

Yüklenici yapı ruhsatı alsa da inşaata başlamamış ise konut satışı yapamaz.

Yüklenici tarafından konut satış yapılabilmesi hak sahipleri ile müteahhit arasında imzalanmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine göre yapım işini üstlenen müteahhitlerin payına düşen bağımsız birimlerin satışı, inşaatın ilerleme seviyesine göre ve İdarenin iznine istinaden yapılabilecektir.

Müteahhit, kendi payına düşen bağımsız birimlerin satışına izin verilmesi için İdareye müracaat eder. İdare, yerinde tespit yaparak veya yapı denetimi sisteminden kontrol ederek inşaatın tamamlanma oranını belirler ve bu oranın % 10’u altındaki oranda müteahhit payına düşen bağımsız birimlerin satışının yapılabileceğini ilgili tapu müdürlüğüne bildirir. İdare yazısı olmadan müteahhide ait bağımsız birimlerin satışı yapılamaz. Yeni yapıya ilişkin kat irtifakı kurulmuş ise müteahhit payına düşen bağımsız birimlere isabet eden arsa payı üzerinden, kat irtifakı kurulmamış ve paylı mülkiyet söz konusu ise müteahhit payı üzerinden oranlama yapılarak satış yapılır.

Yüklenicinin bu orandan fazla satış yapabilmesi mümkün müdür ?

Müteahhit payına düşen bağımsız birimlerin, inşaatın tamamlanma oranında veya bu oranın üstündeki bir oranda satışı için bütün maliklerin muvafakati gerekir.

Yüklenici kendine düşen bağımsız birimlerin tamamını ne zaman satabilir ?

İdareden inşaatın tamamlandığına dair yazı alınması veya yapı kullanma izin belgesi sunulması durumunda müteahhit payına düşen bağımsız birimlerin tamamının satışı yapılabilir.

Hak sahipleri ile müteahhit arasında imzalanmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi için şartlar nelerdir ?

Bir yıl içinde yeni yapının yapım işine başlanmaması

Bütün maliklerle anlaşma sağlanmasından veya hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar alınıp bu karara katılmayanların hisselerinin satışından sonra müteahhitten kaynaklanan sebeplerle bir yıl içinde yeni yapının yapım işine başlanılmamış olması gerekir. Sözleşmelerin bu gerekçe ile fesih edilebilmesi için, sözleşme hükümlerine göre yapım işinin başlanılmasından önce hak sahiplerince yerine getirilmesi gereken edimler var ise bunların yerine getirilmiş olması, yapım işine başlanılmasına engel teşkil edecek bir yargı kararı, idare kararı, idare uygulaması veya benzeri geçerli bir gerekçe olmaması ve yapım işine müteahhitten kaynaklanan sebeplerle başlanılmamış olması gerekir.

Altı Aydır İnşaatta herhangi bir ilerleme Olmaması

Yapım işinin belirli bir seviyede durdurulmuş ve en az altı aydır projenin bitirilmesini gerektirecek seviyede ekip ve ekipmanla inşai faaliyete devam edilmiyor olması gerekir. Sözleşmelerin bu gerekçe ile feshedilebilmesi için, yapım işinin durdurulduğunun ve en az altı aydır projenin bitirilmesini gerektirecek seviyede ekip ve ekipmanla devam edilmediğinin, ilgili idarenin tespit, tutanak ve kayıtları, yapı denetimi sistemindeki kayıtlar, fotoğraflar, uydu görüntüleri vb. bilgi ve belgeler ile ortaya konulması gerekir.

Yukarıdaki Durumlarda Fesih Süreci Nasıl Gerçekleşir ?

Yukarıdaki durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde, sözleşmelerin feshi için hisseleri oranında maliklerin en az üçte iki çoğunluğu ile karar alınması gerekir. Fesih kararı alınması herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Fesih iradesi, fesih konusunda maliklerin en az üçte iki çoğunlukla anlaştıklarına dair anlaşan maliklerce imzalı karar tutanağı, maliklerin en az üçte iki çoğunluğu tarafından verilen fesih talebine ilişkin dilekçe, maliklerin en az üçte iki çoğunluğunun başka bir müteahhitle anlaştıklarına dair sözleşme veya vekaletname örnekleri gibi sair belgeler ile ispatlanabilir.

Yükleniciye Süre Verilir mi ?

30 Günlük Süre Verilir. Fesih şartlarının gerçekleştiğinin tespit edilmesi durumunda ise, müteahhide otuz gün süre verilerek fesih gerekçesine göre, yapım işine başlaması/projenin bitirilmesini gerektirecek seviyedeki ekip ve ekipmanla işe devam etmesi gerektiği, aksi takdirde bu sürenin bitim tarihi itibarıyla sözleşmelerin resen feshedileceği ihtar edilir. Otuz günlük sürenin sonunda müteahhidin işe başlayıp başlamadığı/projenin bitirilmesini gerektirecek seviyedeki ekip ve ekipmanla işe devam edip etmediği mahallinde kontrol edilir.

Yapım işinin projenin bitirilmesini gerektirecek seviyedeki ekip ve ekipmanla devam edip etmediğinin takdir hakkı incelemeyi yapan Müdürlük veya İdareye aittir.

Kendisine yapılan ihtara rağmen müteahhidin işe başlamadığının/yapım işine projenin bitirilmesini gerektirecek seviyedeki ekip ve ekipmanla devam edilmediğinin tespit edilmesi durumunda, otuz günlük sürenin bittiği tarih itibarıyla hak sahipleri ile müteahhit arasında imzalanmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ilgililerinin muvafakati aranmaksızın resen feshedilmiş sayılır. Sözleşmelerin feshedilmiş sayıldığı, maliklere ve müteahhide bildirilir.

Fesih Tarihine Kadar Yapılan İşlerin Bedeli Ne Olacak ?

Fesih tarihine kadar yapılmış olan işler, devrolunan hisseler, yapılan ödemeler ve diğer hususlarda genel hukuk hükümleri uygulanır.

Kira Ödemeleri Geri İstenecek midir ?

Fesih tarihine kadar müteahhit tarafından hak sahiplerine yapılan kira yardımı ödemeleri hak sahiplerinden geri talep edilemez.

Saygılarımla

 

KOOPERATİFLERDE FİNANS&MUHASEBE MÜDÜRÜNÜN GÖREVLERİ NELER OLMALIDIR ?

KOOPERATİFLERDE FİNANS&MUHASEBE MÜDÜRÜNÜN GÖREVLERİ NELER OLMALIDIR ?

 

İŞ TANIMI:

 

Kooperatifin finans ve muhasebe sisteminin etkin bir şekilde yürütülmesini ve ilgili ekibin koordinasyonunu sağlamak.

SORUMLULUKLAR:

  • Günlük nakit ödeme ve tahsilat planlarının yapılması,
  • Finans kurumları ile tüm kredi işlemleri ve cari işlemlerin görüşülmesi, fiyat pazarlıklarının yapılması ve işlemlerin yaptırılması,
  • Tedarikçilerle ve müşterilerle ödeme ve tahsilat görüşmelerinin yapılması ve takibi,
  • Satış ve satın alma süreçlerinde fiyatlama ve ödeme vadeleri ile ilgili planlama yapılması,
  • Satın alma ve satış faturalarının kontrolü
  • Muhasebe kayıtlarının zamanında ve doğru yapılmasını kontrol edilmesi,
  • Nakit akış planlarının, bütçelerinin hazırlanması, risk takip raporlar

ve finansman fiyatlamaları ile ilgili raporların hazırlanması ve ilgili kurumlara gönderilmesinin sağlanması,

  • Kooperatifin tüm finansal tablolarının hazırlanması ve ilgili kurumlara

gönderilmesinin sağlanması,

  • Kooperatif ödemelerinin düzenli takibi ve kontrolü.

Yapı Kayıt Belgesi iş yeri çalışma ruhsatının alınması için yeterli mi ?-Mali Müşavir Evren ÖZMEN

Yapı Kayıt Belgesi iş yeri çalışma ruhsatının alınması için yeterli mi ?

Mali Müşavir Evren ÖZMEN

3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16.madde kapsamında ruhsata veya ruhsat eklerine aykırı olan yapıların kayıt altına alınarak yıkım kararlarının kaldırılması imkanı sayesinde bir çok işyeri de kayıt altına alındı.

 

Bu yazımın konusu, sadece yapı kayıt belgesi alınmasını iş yerlerinin çalışma ruhsatı alınması için yeterli olup, olmayacağı ile ilgilidir.

 

Yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar tebliğinin Yapı kayıt belgesinin kullanım yerleri başlıklı 6.maddesinin 8.fıkrasında “ Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarda işyeri açma ve çalışma ruhsatı yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın verilir” denilmesi nedeni uygulamada bir çok tereddüt yaşanmakta ve sanki yapı kayıt belgesi çalışma ruhsatı için yeterli olduğu zannedilmektedir.

 

Örnek olarak yangın yönetmeliği veya diğer yönetmelikler dikkate alınmayacak mıdır ?

 

Dikkate alınması gerekmektedir.

 

Şöyle ki; İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılacak ruhsatlandırmalarda ruhsatlandırılacak tüm iş yerleri için ticari amaca yönelik verilen yapı kayıt belgesinin yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar yapı kullanma izin belgesi yerine kullanılabileceği; bununla beraber, yapı kayıt belgesine sahip olan yapılarda açılmak istenen iş yerlerinin faaliyet konusu itibariyle ruhsatlandırma için gerekli olan İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’in ve ilgili diğer mevzuatın amir hükümlerinde belirtilen şartları taşıması gerekmektedir.

 

Aksi takdirde kanunun yönetmeliğin önünde olduğu gerekçesi ile uygulamada çok büyük riskler söz konusu olabilecektir. İskan şartı aranmaması yönetmeliklerin uygulanmayacağı anlamı çıkartılması durumunda yangın yönetmeliğinin dikkate alınmayacağı, tuvalet ile mutfağın yan yana olduğu lokanta ve pastanelere sebep olması muhtemeldir.

 

Saygılarımla

 

İLK TURİZM PAYININ BEYANI VE ÖDENMESİ HANGİ AY ?

EKİMDE VERİLECEK KASIMDA ÖDENECEK

TURİZM PAYININ BEYANI VE ÖDENMESİ:

KDV mükellefinin tabi olduğu vergilendirme dönemini takip eden ayın 24. günü sonuna kadar, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilecek, 26. günü akşamına kadar ödenecektir.

 

Beyanname GİB e- beyan sisteminden verilecektir. 01 EKİM 2019 tarihinden başlamak üzere, EKİM ilişkin verilmesi gereken ilk beyanname ise 24 KASIM 2019 tarihine (bu tarih dahil) kadar verilecek ve turizm payları 26 KASIM 2019 tarihi akşamına kadar ödenecektir.

Kooperatifler Özelinde Yeni Ekonomi Programı

Kooperatifler Özelinde Yeni Ekonomi Programı

Orta Vadeli Program

FİYAT İSTİKRARI

Politika ve Tedbirler:Gıda Enflasyonunun Önlenmesi

BÜYÜME VE İSTİHDAM

İstihdam ile İlgili Politika ve Tedbirler:

Kooperatiflerde dosya düzeni nasıl kurulmalıdır ?

Kooperatiflerde dosya düzeni nasıl kurulmalıdır ?

Mali Müşavir Evren ÖZMEN

  • Vergi Dosyası
    • Beyannameler
    • Gelir & Gider Faturaları v.b.
    • Banka ekstreleri
  • Sigorta Dosyası
  • Kuruluş Dosyası
    • Ana sözleşme
    • Vergi Dairesi Açılış
    • Kira sözleşmesi
    • Yönetim kurulundan denetim kurulunun aldığı taahhütname
  • Genel Kurul dosyası
    • Genel kurul tutanakları
    • Hazirun cetvelleri
    • Vekaletnameler
    • Genel kurulda alınan şerhler
    • Yıl bazında yönetim kurulu raporları
    • Yıl bazında denetim kurulu raporları
    • Yıl bazında bilançolar ve açık mizanlar
    • Yıl bazında gelir tabloları
    • Resmi defterler
  • Ortak Dosyaları
    • Gerçek kişi ortak var ise KVKK ya uygun aydınlatma ve açık rıza metinleri
    • Ortak talep dilekçesi
    • Yönetim Kurulu Kararının bir örneği
    • Ortak ile yazışma yapılmış ise o yazışmalar
    • Ortaklık senedinin bir örneği
    • Temsilci belgeleri
    • Ortak iletişim bilgilerinin bulunduğu form
    • Tüzel kişi ortak ise firmaya ilişkin belgeler
      • Ortak olması için yetkili kurulundan aldığı karar
      • Yetki belgesi
      • İmza sirküleri fotokopisi

Kooperatifin Kamulaştırılan Arsasından Elde Edilen Geliri Ortaklarına Dağıtması Durumunda Vergilendirme

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

AYDIN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

79690095-125-53723

09.08.2019

Konu

:

Kurumlar Vergisi Kanunu Uygulamaları

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

-Kooperatifinizin 1966 yılında kurulduğu, her yıl yapılması gereken genel kurul toplantılarının yasal süresi içerisinde yapılmaması nedeniyle .. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan dava sonucu verilen … tarih ve … sayılı karar ile kooperatifin feshine karar verildiği,

-Feshedilen kooperatifiniz adına kayıtlı bulunan 2960 m² yüzölçümlü arsanın …Belediyesi Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile … TL bedelle kamulaştırıldığı; kamulaştırılan taşınmaz için … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan dava sonucu anılan mahkemece verilen … tarihli ve E: …,  K: … sayılı karar ile kooperatifinizin ihyasına karar verildiği,

-Kooperatifinizin ihyasından sonra kamulaştırma bedelinin artırılması talebiyle aynı mahkeme nezdinde açılan dava sonucu verilen … tarihli ve E:…,  K:… sayılı karar ile kamulaştırılan taşınmazın 2927 m²’lik kısmının bedelinin … TL olarak tespitine ve kooperatifinize ödenmesine karar verildiği; kesinleşen alacak için … İcra Müdürlüğü nezdinde takip başlatılarak alacağın tahsiline başlandığı; kooperatifinizce … tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, tahsil edilecek alacağın kooperatifin 116 ortağına dağıtılmasına ve kooperatifin feshine karar verildiği

belirtilerek;

– Tasfiye süresince verilmesi gereken beyanname ve bildirimlerin yapılabilmesi için hangi mükellefiyet kayıtlarının açtırılması gerektiği,

– Kamulaştırma bedeli ve ödemelerin gecikmesi sonucunda tahsil edilen faizlerin ortaklara dağıtılmasında stopaj yapılıp yapılmayacağı,

– Kooperatife ait arsanın kamulaştırılması sonucu alınacak kamulaştırma bedeli ve faiz tahsilatlarının ticari faaliyet olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve tahsil edilen bedelin ortaklara dağıtılması işleminin kurumlar vergisi muafiyet şartlarının ihlali sayılıp sayılmayacağı,

– Kurumlar vergisi muafiyet şartlarının ihlal edildiği yönünde görüş verilmesi halinde, 1960’lı yıllarda satın alınan arsanın maliyet bedelinin ve kooperatif üyeleri tarafından ödenen aidatların ne şekilde değerlendirileceği

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I-GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının 7061 sayılı Kanunla değişmeden önceki (k) bendinde; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Anılan Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının 7061 sayılı Kanunla değişmeden önceki (i) bendinde ise, kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile tüketim, üretim ve kredi kooperatiflerinin hesapladıkları risturnların, risturn istisnasından yararlanabileceği belirtilmiş olup hesaplanan risturnların ortaklara dağıtımının kar dağıtımı sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.11.1. Yönetim gideri karşılığı olarak ödenen paralardan harcanmayarak ortaklara dağıtılan kısımlar” başlıklı bölümünde de; “Bütün kooperatifler için ortakların yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak ortaklara iade edilen kısımlar, risturn istisnasından yararlanacaktır. Yönetim gideri olarak ödenen paraların risturn sayılabilmesi için kooperatif tarafından üyelere iade edilmesi gerekmektedir. İade nakden olabileceği gibi hesaben de olabilir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde iştirak hisselerinden doğan kazançların menkul sermaye iradı olduğu ve kooperatiflerin dağıttıkları kazançların da bu zümreye dahil bulunduğu, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde ise tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yazılı kâr paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, vergi kesintisi oranı 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %15 olarak belirlenmiştir.

Ortaklarının belirli ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan kooperatiflerin, üstlendikleri görevi yerine getirmek amacıyla edindikleri iktisadi kıymetlerini, kamu gücü kullanılmak suretiyle elden çıkarmalarının zorunlu olduğu durumlarda, kamulaştırmadan elde edilen hasılatın kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması şartıyla, bu kamulaştırma işlemlerinin kurumlar vergisi muafiyetine bir etkisi bulunmamaktadır.

Öte yandan tasfiye; kurumların fesih ve infisahını teminen, kurum mevcutlarının, alacaklarının ve borçlarının tayin ve tespiti ile alacaklarının tahsili, mevcutlarının nakde çevrilerek borçlarının ödenmesi ve geri kalan nakdin ortaklara kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre dağıtılmasını temin eden işlem sürecidir. Tasfiye süreci, kurumun faaliyet süreci ile ilgili tedarik işlemlerinin durdurulmasının yanı sıra işletmede bulunan emtia stokları veya diğer döner ve sabit değerlerin elden çıkarılması veya bu varlıkların işletme sahiplerince işletmeden çekilmesi, tüzel kişiliği haiz mükelleflerin ayrıca ticaret unvanlarının ticaret sicilinden silinmesi ile son bulmaktadır.

Dolayısıyla, feshedilen kooperatifinize ait arsanın kamulaştırılması suretiyle satışı ortak dışı işlem değerlendirileceğinden ve bu suretle elde edilen bedel ortaklara dağıtılacağından, kooperatifinizin muafiyet hükmünden faydalanması mümkün olmayıp şartın ihlal edildiği tarih itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, feshedilen ve adına kayıtlı bulunan 2960 m² yüzölçümlü arsanın kamulaştırılması işlemleriyle sınırlı olarak mahkemece ihyasına karar verilen kooperatifinizin söz konusu arsanın kamulaştırılmasından doğan kazancının tasfiye beyannamesi ile beyan edilerek kurumlar vergisine tabi tutulması, söz konusu arsanın satış kazancının tespitinde kamulaştırma bedeli ile enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş maliyet bedeli arasındaki farkın dikkate alınması ve  vergi sonrası kalan kârın ortaklara dağıtılması aşamasında da %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Ancak, ortakların yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak ortaklara iade edilen kısımlar için kooperatifinizin risturn istisnasından yararlanabileceği tabiidir.

Diğer taraftan, feshedilecek olan kooperatifiniz açısından pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarına ilişkin olarak Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci ve geçici 25 inci maddelerine göre işlem tesis edileceği tabiidir.

            II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasında enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Söz konusu Kanuna eklenen Geçici 25 inci maddede ise, mükelleflerin 31.12.2003 tarihli bilançolarını bu madde hükmüne göre, anılan maddede hüküm bulunmayan hallerde Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı geçici maddenin (j) bendinde, 2004 yılı hesap döneminden itibaren ilk defa bilanço esasına geçen mükelleflerin bu maddede yer alan esaslara göre düzeltme yapacakları hüküm altına alınmıştır. Anılan hükmün kapsamına enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde kazançlarını bilanço esasına göre tespit etmesine rağmen gelir veya kurumlar vergisinden muaf olmaları nedeniyle düzeltme yapmayan mükellefler de girmektedir.

Buna göre, kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunması halinde; mükellefiyetinizin tesis edildiği tarih itibariyle düzenlenen bilançonun anılan Kanunun geçici 25 inci maddesine göre, şartların oluşması halinde de mükerrer 298 inci maddesine göre düzeltilmesi gerekmektedir.

Yukarıdaki açıklamalara göre, koopertifinizin ihyası sonrasında mükellefiyetinizin tesis edildiği tarih itibariyle kooperatifinizce düzenlenecek bilançonun Kanunun geçici 25 inci maddesine göre düzeltmeye tabi tutulması gerekmektedir.

Aynı Kanunun geçici 25 inci maddesinin (l) bendinde ve mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 5 inci bendinde, enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet addolunacağı hükmü yer almaktadır.

Bu durumda, enflasyon düzeltmesinin yapıldığı yıllarda arsanın kooperatifinizin aktifinde yer alması koşuluyla, arsa için enflasyon düzeltmesi yapılması ve arsayı elden çıkarmanız durumunda buna ilişkin enflasyon düzeltme farkını arsanın maliyetine eklemeniz mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, geçici 25 inci madde ve mükerrer 298 inci madde kapsamında enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan geçmiş yıl karları ve zararlarına ilişkin yapılacak işlemler 328, 337, 338 ve 348 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile enflasyon düzeltmesi uygulamasına yönelik sirkülerler de ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

            III-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin, katma değer vergisinden istisna olduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, kooperatifinize ait arsanın kamulaştırılması sonucu alınacak kamulaştırma bedeli KDV Kanununun 17/4-r maddesi uyarınca KDV’den istisnadır. Alınan kamulaştırma bedelinin ve buna ilişkin faizin üyelerinize dağıtılması işlemi, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

Dolayısıyla kooperatifinizin başkaca bir faaliyeti olmaması kaydıyla bu işlemden dolayı katma değer vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Mal Varlıklarına Tedbir Konulabilir mi ?

Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı ve özel belgede sahtecilik suçlarının işlendiği iddiasına ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında şirket veya kooperatif yöneticilerinin taşınmazlarına ve banka hesaplarına 5271 sayılı Kanun’un 128.maddesi kapsamında el koyma tedbiri uygulanabilir.

Ceza Muhakemeleri Kanunu

Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma Madde 128 —

(1) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait;

a) Taşınmazlara,

b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,

c) Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba,

d) Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara,

e) Kıymetli evraka,

f) Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına,

g) Kiralık kasa mevcutlarına,

h) Diğer malvarlığı değerlerine,

El konulabilir

Kooperatiflerde Payın Bölünemezliği Hakkında

Kooperatiflerde Aidat Ödemeleri Hakkında Önemli Yargıtay Kararları

Yargıtay Kararları:

 

– Tahsil yetkisi yönetim kuruluna ait olup, aidat ve gecikme faizi alacağının miktarı ancak genel kurul kararları çerçevesinde tespit edilebilir. Borç, tamamen genel kurul kararlarına göre tayin edilir. (Y. 11. HD. 24.11.2008, E. 2007/9718, K. 2008/13253)

 

– Ortakların ödeyeceği aidat tutarı genel kurulca belirlendiğine göre, bu alacak likit sayılır. (Y.11.HD. 12.06.1997 E.3826/K.4591)

 

– Ortağın aidat borcu hesap edilirken, ortakların fiilen ödediği borç tutarı değil, genel kurul kararının kabul ettiği aidat tutarına göre, hesap edilmesi gerekir. (Y.11.HD. 10.06.1997 E.4058/K.4533)

 

– Ortağın aidat borcu kooperatif genel kurulunca belirlenmiş olup, likit bir alacaktır ve inkarı halinde de, icra inkar tazminatına karar vermek gerekir. (Y.11.HD. 26.02.1996 E. 673 /K.1179)

Ortak Alanların Bakım Onarımı Kime Aittir ?

Kat Mülkiyeti Kanunu,  ve genel Yargıtay uygulaması ışığında her kat malikinin kendi bölümü dışında kalan kalorifer, doğal gaz, elektrik, telefon, televizyon ve su hatları ortak alan olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle  bu hatlarda yapılacak tadilat ve yenileme çalışmalarının masrafı tüm kat sahipleri arasında eşit şekilde paylaşılır. Bunlar dışında çatı, baca, yağmur oluğu, yangın merdiveni, bina temeli, taşıyıcı duvarlar, asansör, koridor, genel kömürlük, garaj, kuyu, sarnıç, kalorifer dairesi, su deposu ve sığınak gibi ortak kullanıma tahsis edilmiş alanlar da tüm daire sahiplerinin ortak malıdır. Bu alanların yapımı, yıkımı ve onarımı da tüm kat maliklerini ilgilendirir.

Av. Doğuçay Yılmaz 

Hangi Kooperatifler Hazineden Arsa Kiralayabilir ?

Hangi Kooperatifler Hazineden Arsa Kiralayabilir ?

Mali Müşavir Evren ÖZMEN

Yoğun gündem içerisinde 23 Ağustos 2019 Tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 393 Sayılı Milli Emlak Genel Tebliğ pek dikkat çekmedi.Aslında ilgili tebliğ son derece önemli. Çok yakın tarihte yaşadığımız gıda fiyatlarındaki artışları ve tanzim satış noktalarını hepimiz üzülerek hatırlıyoruz. Mevsim etkisi ile nispeten şu dönem fiyatlar düşmüş olsa da kışın tekrar fiyatların artması muhtemel.

Gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar yaşanırken bir çok kişinin hem fikir olduğu, tarımsal üretimlerin daha çok kooperatifler aracılığı ile teknolojik bir şekilde yapılması gerektiğine ilişkin düşünceler yukarıda numarasını verdiğim Milli Emlak Genel Tebliğ ile kısmen hayata geçecek.

Hazine arazileri teknolojik seracılık şirketleri sayesinde (çiftçilerimiz mağdur edilmeden)yılda 12 ay üretim yapabilen fabrikalar haline dönüşebileceğini umuyorum.

Tebliğ hazineye ait taşınmazlarıntarımsal üretim yapmak üzere;

Tarımsal amaçlı kooperatifler,

Tarım satış kooperatifleri ve

Tarımsal üretici birlikleri ile bunların üst kuruluşlarına vade farkı alınmadan taksitle ve son derece düşük bedeller ile kiraya verilebilmesi ile ilgilidir.

Tebliğ ile Hangi Taşınmazlar kiraya verilebilecektir ?

İmar planı bulunmayan veya 1/5000 ya da 1/1000 ölçekli imar planlarında tarımsal amaca ayrılan Hazineye ait taşınmazlar bu tebliğ ile kiraya verilebilecektir.

Hangi Kooperatifler bu taşınmazları kiralayabilir ?

Tarımsal amaçlı kooperatifler, tarım satış kooperatifleri ve tarımsal üretici birlikleri ve üst kuruluşları bu taşınmazları kiralayabilir.

Ne Kadar Süre ile bu Taşınmazlar kiralanabilir ?

İlgili taşınmazlar yirmi yıl süre ile kiralanabilir.

Kira Süresi Uzatılabilir mi ?

Evet Süre uzatılabilir. Kira süresi sonunda yükümlülüklerini yerine getirdiği tespit edilen ve talepte bulunan kiracıların kira süresi, kontrol ekibinin uygunluk raporu ve yeniden bedel belirlenmek suretiyle Bakanlık izni ile uzatılabilir.

Kira Bedeli Nedir ?

Taşınmazın ilk yıl kira bedeli, taşınmazın 492 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerin yüzde biridir.

Kira Bedeli Taksit ile Ödenebilir mi ?

Kira ve katılım bedeli peşin veya taksitle ödenebilir. İlk yıl kira ve varsa katılım bedelinin taksitle ödenmesi halinde dörtte biri sözleşme imzalanmadan önce peşin olarak, kalanı ise aynı yıl kira dönemi içinde iki eşit taksitle veya yılı sonunda tek seferde ödenebilir. Müteakip yıllar kira bedelleri ise aynı yıl kira dönemi içinde olmak kaydıyla üç eşit taksitle veya yılı sonunda tek seferde ödenebilir. Taksitlere kanuni faiz uygulanmaz.

Taşınmazlarda tarımsal amaçlı faaliyet yapıldığı nasıl denetlenecektir ?

Tebliğ kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin kontrol ekibi tarafından, başvuru şartlarına ve kira sözleşmesine uygun faaliyette bulunup bulunulmadığı yıllık olarak denetlenir.

Taşınmazlarda Yapılaşma mümkün müdür ?

Hayır değildir. Kiraya verilen taşınmazlar kiralama amacı dışında kullanılamaz, sera ve jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımlarıhariç üzerlerinde hiçbir şekilde sabit yapı ve tesis inşa edilemez.

Ancak kiracı tarafından talep edilmesi halinde üretim için zorunlu olan; modern örtüaltı, topraksız tarımsal üretim gibi ihtiyaçlar için gerekli altyapı ve kiralama amacına matuf takılıp sökülebilir malzemelerle geçici nitelikte tesis, depo ve benzeri yapılar kontrol ekibinin uygun görüşü ve İdarenin izni ile yapılabilir. Bu şekilde izin verilen yapılar, sözleşme bitiminde kiracı tarafından kaldırılır ve tahliye edilir.

Teknolojik Seracılık Şirketleri bu taşınmazlar üzerinde kiralayabilir mi ?

Hayır. Ancak Tarımsal amaçlı kooperatifler, tarım satış kooperatifleri ve tarımsal üretici birlikleri ile bunların üst kuruluşları, kiraya verilen taşınmazları bizzat işletebilecekleri gibi bünyesinde bulunan kooperatiflere, birliklere, üst kuruluşlara ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu iştiraklerineBakanlıkça izin verilmek suretiyle işlettirebilirler.

Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklığıyla kurulacak Sera A.Ş.bu kapsamda teknolojik tarım yapmasının da önünün açılabileceğini ancak bu noktada çiftçinin de küstürülmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla

 

Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve şirket ortağına ait binanın Şirket tarafından kiralanmasında Emlak Vergisi muafiyeti var mı ?

Konu

:

Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve şirket ortağına ait binanın Şirket tarafından kiralanmasında Emlak Vergisi

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve şirketinizin faaliyet gösterdiği binanın mülkiyetinin şirketinizin sahibi …’e ait olduğu belirtilerek, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (m) fıkrasına göre daimi olarak emlak vergisinden muaf olup olmadığınız hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye sınırları içinde bulunan binaların bu Kanun hükümlerine göre bina vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde de bina vergisinin, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler tarafından ödeneceği hükme bağlanmıştır.

 

7033 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile 1319 sayılı Kanunun daimi muaflıklara ilişkin 4 üncü maddesi,

 

” Aşağıda yazılı binalar, kiraya verilmemek (24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı devirleri hariç) şartıyla Bina Vergisinden daimi olarak muaftır. ( (a), (b), (s), (y) ve (z) fıkraları için kiraya verilmeme şartı aranmaz.)

 

 

m) Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ait binalar (Vakıf senedindeki cihete tahsis edilmek şartiyle) ile organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binalar ” şeklinde düzenlenmiştir.

 

Bu itibarla, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binaların kiraya verilmemek şartıyla daimi olarak emlak (bina) vergisinden muaf tutulmaları gerekmekte olup, kiralama ilişkisine konu edilen bahse konu binanın anılan muafiyet hükmünden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Site içinde bulunan ve sadece site sakinleri tarafından kullanılan kapalı otopark inşaatı sebebiyle işyerlerine yapılan ilave m²’lerin Emlak Vergisi hesaplanması hk.

Site içinde bulunan ve sadece site sakinleri tarafından kullanılan kapalı otopark inşaatı sebebiyle işyerlerine yapılan ilave m²’lerin Emlak Vergisi hesaplanması hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; … adresinde maliki bulunduğunuz üç adet dükkan için tahakkuk ettirilen emlak vergilerinin, site içerisinde bulunan ve sadece site sakinlerinin kullandığı kapalı otopark inşaatı sebebiyle arttığı, dükkanların brüt alanlarına yaklaşık 55 m² ilave yapıldığı, Yönetim Planı gereği dükkan sahiplerinin kapalı otoparkı kullanma haklarının bulunmadığı hususları belirtilerek konu ile ilgili olarak Başkanlığımızdan bilgi talep edildiği anlaşılmaktadır.,

 

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, “Türkiye sınırları içinde bulunan binalar bu kanun hükümlerine göre Bina Vergisine tabidir.”, 2 nci maddesinde “Bu kanundaki bina tabiri, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inşaatın hepsini kapsar.

 

Bu kanunun uygulanmasında Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimleri de bina ile birlikte nazara alınır.” hükümleri yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun, 3 üncü maddesinde bina vergisinin binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler tarafından ödeneceği, 7 nci maddesinde de bina vergisinin matrahının binanın bu kanun hükümlerine göre tespit edilen vergi değeri olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Anılan Kanunun 29 uncu maddesinde;

 

“Vergi değeri;

 

a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre,

 

b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden yararlanılmak suretiyle,

 

Hesaplanan bedeldir.” hükmü yer almaktadır.

 

15/3/1972 tarih ve 14129 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 29/2/1972 tarih ve 7/3995 sayılı Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzüğün “Mütemmim cüzüler, eklentiler ve müştemilatın takdiri” başlıklı 14 üncü maddesinde;

 

“Vergi değerinin takdirinde, Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimleri ve kat mülkiyeti kurulmuş binalarda eklentiler, bağlı oldukları bina ile birlikte nazara alınır.” denilmiştir.

 

Ayrıca, binanın brüt alanı ile ilgili olarak 6 seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde;

 

“A – BİNA VERGİSİ

 

l. Verginin konusu ve bina kavramı:

 

 

c) Ortak yerlerin değerlemesi:

 

Kat mülkiyeti kurulmuş binalarda ortak yerlerin nasıl değerlendirileceği Emlâk Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzüğün 15 inci maddesinde belirtilmiştir.

 

Bu maddedeki ortak yerler deyimi, kat mülkiyetine konu olabilecek veya ortak faydalanma dışında müstakilen kulanılabilecek duruma getirilen (dükkân, daire, depo gibi.) yerleri kapsamaktadır. Bu bakımdan sözü edilen hükümlere göre bu nitelikteki yerlerin ayrıca değerlendirilerek kat (bağımsız bölüm) malikleri tarafından payları oranında ayrı ayrı beyan edilmesi gerekir.

 

Buna karşılık, Kat Mülkiyet Kanununa göre kat maliklerinin ortak kullanımına tahsis edilen ve müstakillen tasarrufu mümkün olmayan (çamaşırlık, sığınak, kapıcı ve kalorifer dairesi, bahçe, ortak garaj ve benzeri.) yerler için, eklentilerde olduğu gibi, bunlar da bağımsız bölümlerin değerini tayin eden kısımlar olduğundan, ayrıca vergi değeri tayin ve takdir edilmiyecek ve bağımsız bölümlerle bağlantıları ölçüsünde bu bölümlerle birlikte değerleme konusu yapılacaktır.” denilmektedir.

 

Bu açıklamalara göre, kat maliklerinin ortak kullanımına tahsis edilen ve müstakilen tasarrufu mümkün olmayan çamaşırlık, sığınak, kapıcı ve kalorifer daireleri, ortak garaj gibi yerler, eklentilerde olduğu gibi arsa payı oranında bağlı olduğu bina ile birlikte dikkate alınır.

 

Buna göre, genel ortak alanların yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi ve kat maliklerinin ortak kullanımına tahsis edilen ve müstakilen tasarrufu mümkün olmayan yerlerin, mükelleflerin arsa hissesine göre bulunacak payları oranında bağımsız bölümlerle birlikte değerleme konusu yapılarak vergi değerinin hesaplanması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Boşanılan Eş İle Çocuğunuza Ödenen Nafakanın Gelir Vergisi Beyannamesinden İndirilip İndirilmeyeceği Hk.

Sayı

:

84098128-120.04[68-2019/1]-E.258925

08.07.2019

Konu

:

Boşanılan Eş İle Çocuğunuza Ödenen Nafakanın Gelir Vergisi Beyannamesinden İndirilip İndirilmeyeceği Hk.

 

 

İlgi

:

02/02/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ayrılmış olduğunuz eşiniz ile çocuğunuza ödediğiniz nafaka tutarının, mahkeme tarafından, serbest meslek faaliyetiniz dolayısıyla vermiş olduğunuz yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirdiğiniz gelir beyanınız dikkate alınmak suretiyle belirlendiği belirtilerek, söz konusu nafaka ödemelerini vermiş olduğunuz gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapıp yapamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde;

 

“Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

 

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…” hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun “Serbest Meslek Kazancının Tespiti” başlıklı 67 nci maddesinin birinci fıkrasında da; “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Anılan Kanunun 68 inci maddesinde, serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek mesleki giderlere, 89 uncu maddesinde ise, gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden yapılabilecek indirimlere yer verilmiş olup, nafaka ödemelerine söz konusu maddelerde yer verilmemiştir.

 

Bu hükümlere göre, ayrılmış olduğunuz eşiniz ile çocuğunuza ödediğiniz nafaka tutarının serbest meslek kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate almanız veya yıllık gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirden, indirim konusu yapmanız mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Evde kaktüs üretimi yaparak internet üzerinden satışının yapılması halinde esnaf muaflığından yararlanılıp yararlanılamayacağı hk.

Sayı

:

85373914-120.01.03[40.01.99]-E.92961

11.07.2019

Konu

:

Evde kaktüs üretimi yaparak internet üzerinden satışının yapılması halinde esnaf muaflığından yararlanılıp yararlanılamayacağı hk.

 

 

İlgi

:

02/03/2018 tarih ve 53075 kayıt sayılı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; evde kaktüs üretimi yapıp internetten satmanız halinde esnaf muaflığından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı 9 uncu maddesinde,

 

Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

 

 

6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın (7162 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle eklenen ibare Yürürlük; 30.1.2019) veya yıl içinde gerçekleştirilen satış tutarı, ilgili yıl için geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarından fazla olmamak üzere, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

 

 

Ticari, zirai veya mesleki kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tabi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından faydalanamazlar.

 

hükmü yer almıştır.

 

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156 ncı maddesinde işyeri; ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tarif edilmiştir.

 

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, işyerinin tanımı yapılırken, ticari, sinai, zirai ve mesleki faaliyetin yapılması ve yürütülmesinde kullanılan yerlerin neler olabileceği nitelenmiş ve tanımda belirtilen yerlerle sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle, elektronik ortamda yapılan bu tür faaliyetler için iletişim amacıyla kullanılan yerin işyeri olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

 

7162 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle 30/1/2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, 193 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi kapsamında esnaf muaflığından faydalananların, evlerde imal ettikleri ürünleri, internet ve benzeri elektronik ortamlarda da satmaları halinde esnaf muaflığından faydalanmaları mümkün hale getirilmiştir. Bu muaflıktan faydalanılabilmesi için, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden yıl içinde gerçekleştirilen satış tutarının ilgili yıl içinde geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması gerekmektedir.

 

Konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara 306 seri no.lu Gelir Vergisi Genel tebliğinin “İnternet ve Benzeri Elektronik Ortamlar Üzerinden Yapılan Satışlarda Esnaf Muaflığı”başlıklı bölümde yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; Kanunun öngördüğü makine ve aletler dışında başka makine ve alet kullanmadan evde üretimini yaptığınız kaktüsleri, herhangi bir işyeri açmaksızın, pazar takibi yapmaksızın ve ticari, zirai, mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri kermes, festival, panayır gibi yerler haricinde satmanız halinde, Gelir Vergisi Kanununun 9/6 maddesi kapsamında esnaf muaflığından yararlanmanız mümkündür.

 

Ayrıca, söz konusu ürünlerin internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satmanız halinde, yıl içinde gerçekleştirilen satış tutarının ilgili yıl içinde geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması kaydıyla muafiyetten faydalanmanız mümkün bulunmaktadır. İnternet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden yıl içerisinde yaptığınız satışların ilgili yılda geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarını geçmesi halinde ise, muafiyetiniz kaybedilecek ve izleyen takvim yılı başı itibarıyla adınıza gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.