DAVACI ÖNCEDEN İHRAÇ EDİLMİŞSE DE SONRADAN VERİLEN KARAR İLE ÜYELİĞE ALINMIŞ OLDUĞUNDAN ESKİ KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇMASINDA HUKUKİ YARARI YOKTUR.

Tarih: 18/02/1991 Esas No: 1989 / 9568 Karar No: 1991 / 974

Özü :

DAVACI ÖNCEDEN İHRAÇ EDİLMİŞSE DE SONRADAN VERİLEN KARAR İLE ÜYELİĞE ALINMIŞ
OLDUĞUNDAN ESKİ KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇMASINDA HUKUKİ YARARI YOKTUR.

DAVA :

Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine
verilen 23.10.1989 tarih ve 1052-894 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı
vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkilinin yönetim ile
arasında çıkan anlaşmazlık sonucu 3.4.1982 tarihinde ihraç edildiğini, yasal
bir işlem yapılmadan bu defa 11.12.1983 tarihinde yeniden üyeliğe kabul
edildiğini ancak sonradan bu kararda tahrifat yapıldığını belirterek
3.4.1982 tarihli çıkarma kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın yasal sürede açılmadığına, davacının ortaklığa kabul
kararının gerçekleşmediğini, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve ilgili belgelere göre 23.2.1983 tarihinde
davacının üyeliğe kabul edildiği bu kararın geçerli olduğu ve daha önceki
tarihli ihraç kararının iptalini istemekle davacının hukuki bir yararı
bulunmamakta olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere
delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin
bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz
itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA
aşağıda yazılı bakiye 4200 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden
alınmasına, 18.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.******

Tel : 0 216 352 29 61 – ext 21

Fax : 0 216 371 07 46

Web:www.ozmconsultancy.com

ü Please consider the environment before printing this email

Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi ve belge düzeni.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1676

29/09/2011

Konu

:

Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi ve belge düzeni.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda site müdürü, güvenlik görevlisi ve temizlik hizmetlerinde çalışan personele ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna olup olmadığı ve vergiden muaf esnafa yapılan ödemelere ilişkin belge düzeni hakkında görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, aynı maddenin 4 üncü bendinde ise; Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38 inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş; 40 ıncı maddesinde ise “…Yönetici yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.

Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü yer almıştır.

Buna göre, yönetici ve denetçilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, kendisine yönetim planında ya da sözleşmede saptanan ücret ödemesinin, gerçek ücret olarak kabul edileceği doğaldır. Ancak, yönetici ve denetçilerin kat malikleri arasından seçilmesi halinde, bunlara sağlanan menfaatler, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukların külfeti ve bu görevin yerine getirilmesinde yapılması gerekli olan masrafların karşılığı niteliğinde olması nedeniyle, bunların vergilendirilmemesi gerekir. Yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, aynı kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “(3946 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle değişen madde. Yürürlük; 1/1/1994) Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın 1 inci bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde kimlerin tevkifat yapmaya mecbur oldukları sayılmış olup, aynı maddenin 13 üncü fıkrasında; “Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden,

d) Diğer Hizmet alımları için ( “a”, “b”, “c” alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) %10 vergi tevkifatı yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bununla birlikte, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Gider Pusulası” başlıklı 234 üncü maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, anılan site yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve deneticilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemelerin gerçek ücret olarak kabul edilmemesi nedeniyle gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaması gerekmekte olup, bu kişilere yönetim giderlerinin üzerinde bir ödeme yapılması durumunda ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirilmesi gerektiğinden bu tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

Ancak, kat malikleri dışından yönetici ve denetçi seçilmesi halinde ise, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Aynı Kanun’un müteferrik istisnaları düzenleyen bölümünün “Ücretlerde” başlıklı 23 üncü maddesinde; “(2361 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle değişen madde) Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);

…” hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre; ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

Buna göre, sitenizde çalıştırılan temizlik ve güvenlik görevlilerinin hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Ayrıca vergiden muaf esnafa yaptırılan işler için gider pusulası düzenlenmesi ve 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında Kooperatif adına tahsis edilen arsa üzerinde inşaası tamamlanan konutlar için yapılacak cins tashihi ve ferdileşme işlemlerinden ne şekilde harç aranılacağı hk.

775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında Kooperatif adına tahsis edilen arsa üzerinde inşaası tamamlanan konutlar için yapılacak cins tashihi ve ferdileşme işlemlerinden ne şekilde harç aranılacağı hk.
Tarih 02/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-592
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KDV VE DİĞER VERGİLER GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

.4.35.17.02-032-592

02/11/2011

Konu

:

Tapu Harcı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve ekli yazınızın incelenmesinden, 775 sayılı Gecekondu Kanunu gereğince … Gecekondu Önleme Bölgesinde Kooperatifinize tahsis edilen arsa üzerinde inşa edilen konutların tamamlandığı belirtilerek, konutların cins değişikliği ve tapularının ferdileşme işlemlerinin harçtan istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 inci maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu belirtilmiş, 58 inci maddesinde de tapu ve kadastro harçlarının mükellefleri sayılmıştır.

Aynı Kanunun 123 üncü maddesinde ise; özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “Tapu İşlemleri” başlıklı I inci bölümünün 13/a fıkrasında; “Arsa ve arazi üzerine inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde (Her bir bağımsız bölüm vesair tesis için)” maktu, aynı tarifenin 15 nci fıkrasında ise; “Yapı kooperatiflerinin ortaklarına dağıtacağı gayrimenkullerin ortaklar adına tescilinde kayıtlı değer üzerinden ” nispi harç aranılacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 775 Sayılı Gecekondu Kanununun 33 üncü maddesinde; “Bu kanun hükümlerine dayanılarak yapılan ivazlı veya ivazsız devir, temlik, kamulaştırma, alım, satım, kira, geri alma, geri verme, ifraz, tevhit, tescil, cins değişikliği, rehin tesis ve terkini, ıslah, değişiklik, onarım, inşa ve ikmal gibi her türlü işlemler, sözleşmeler, beyannameler ve benzerleri, tasarruf bonosundan ve her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmü yer almaktadır.

775 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan 33 üncü maddesi hükümlerinden yararlanılabilmesi için, konut inşa edilecek arsa veya arazinin bu Kanun hükümlerine göre tahsis edilmiş olması gerekmektedir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ekinde yer alan tapu kayıt örneğinin incelenmesinden; söz konusu konutların inşa edildiği arsa vasıflı taşınmazın 775 sayılı Kanun hükümleri uyarınca … tarihinde Kooperatifiniz adına tahsis işleminin yapıldığı anlaşılmıştır.

Buna göre; 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında Kooperatifiniz adına tahsis edilen arsa üzerinde inşaası tamamlanan konutlar için yapılacak cins tashihi işlemlerinin ve müteakiben yapılacak ferdileşme işlemlerinin harçtan müstesna tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatif adına kayıtlı kısıtlı arsa üzerine yapılan binaların ortaklarına devri halinde tecil edilen emlak vergilerinin tahsili hk. 2012

Başlık Kooperatif adına kayıtlı kısıtlı arsa üzerine yapılan binaların ortaklarına devri halinde tecil edilen emlak vergilerinin tahsili hk.
Tarih 20/01/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1889
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1889

25/10/2011

Konu

:

Kooperatif adına kayıtlı kısıtlı arsa üzerine yapılan binaların ortaklarına devri halinde tecil edilen emlak vergilerinin tahsili hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Belediyesi sınırları içerisinde yer alan kooperatifiniz adına kayıtlı arsanın imar planı kesinleşmeden önce tasarrufunun kısıtlı olduğu, imar planının çıkması sonucunda söz konusu taşınmazın kısıtlılığının kaldırıldığı ve 3 yıldır tam vergi ödendiği, kısıtlılığın sona ermesinden sonra söz konusu arsa üzerine inşa edilen binaya ait bağımsız bölümlerin kooperatif ortaklarına tapuda tescil edilmesi esnasında kısıtlı olduğu dönemde tecil edilen emlak vergisinin 9/10 oranındaki kısmının adı geçen belediyece tahsil edilmesi gerektiğinin bildirildiği belirtilerek söz konusu kooperatif ortakları adına yapılan işlemin Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesi hükmü kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10’u oranında tahsil olunacağı, kısıtlamanın kaldırılması halinde kaldırılma tarihini takip eden bütçe yılından itibaren emlakın vergisinin tüm vergi değeri üzerinden ödeneceği, kısıtlamanın devam ettiği sürece tecil edilen verginin 9/10’unun bina, arsa veya arazinin satılması, istimlakı veya hibe yoluyla başka şahıslara devir ve temliki halinde tahsilat zamanaşımına uğramamış olanlarının muaccel hale geleceği hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, kooperatifiniz adına kayıtlı arsa üzerine inşa edilen binaya ait bağımsız bölümlerin kooperatif ortaklarına tapuda tescil edilmesi işlemi Kanunda belirtilen satış, istimlak veya hibe yoluyla başkasına devir ve temlik kapsamında olmadığından mezkûr arsanın tasarrufunun kısıtlı olduğu dönemlerde tecil edilen vergilerin tahsil edilmesine imkan bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü tarafından yüklenicilere yapılacak hakediş ödemelerinden dolayı damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk. 2012-Mali Musavir Kemal Ozmen

T.C.

BOLU VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı :B.07.4.DEF.0.14.10.00-DVK/680–41 26/09/2011

Konu : Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü tarafından

yüklenicilere yapılacak hakediş ödemelerinden

dolayı damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.

İlgi : … tarih ve … sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünüzce, müteahhit firma … San. Tic. Ltd. Şti.ne yapılacak hakediş ödemelerinden dolayı damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında da, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacağı, bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunmasının damga vergisinin noksan ödenmesini gerektirmeyeceği, damga vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamının kişiler tarafından ödeneceği, ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumların da müteselsilen sorumlu olacağı hükümleri yer almaktadır.

Mezkur Kanuna ekli (I) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, “Resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli bir parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış ve açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtlar”ın damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden geçerli olmak üzere nispi damga vergisi oranı, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-a fıkrasındaki kağıtlar için binde 8,25 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesinde, Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğinin bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesi ile Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğine bu Kanunun uygulanmasına dair işlemler yönünden muafiyet tanınmış olup, Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliği ile 488 sayılı Kanuna göre kişi konumunda bulunanlar arasında düzenlenen ve Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan kağıtların damga vergisine tabi tutulması ve verginin tamamının kişi konumunda bulunanlarca ödenmesi, verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde ise Damga Vergisi Kanununun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü çerçevesinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğinin de müteselsilen sorumlu tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, resmi daire sayılmayan kişi ve kuruluşlarca diğer kişi ve kuruluşlara yapılan mal ve hizmet bedeli ödemesine ilişkin düzenlenen kağıtlar Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan kağıtlardan olmadığından, 488 sayılı Kanuna göre kişi konumunda bulunan Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünüzce yine kişi konumunda bulunan müteahhit firmaya yapılan hakediş ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-a fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Defterdar

Kooperatifin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde ettiği kazancının vergilendirilmesi

Başlık Kooperatifin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde ettiği kazancının vergilendirilmesi hk.
Tarih 23/11/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/9]-1052
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[4-11/9]-1052

23/11/2011

Konu

:

Kooperatifin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde ettiği kazancının vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kooperatifinizin ../../1978 tarihinde 40 üye ile … kurulduğu ve 1979 yılında arsa alındığı ancak arsa üzerine inşaat yaptırılmadan önce bu arsadan bağımsız olarak bir müteahhitten bedel karşılığı olmak üzere 40 üyeye 40 adet daire satın alındığı, söz konusu arsanın ise 2007 yılında kat karşılığı 7,75 daire karşılığında başka bir müteahhide verilerek teslim alınan dairelerden bir kısmının satıldığı ve elde edilen gelirin de 40 üyeye dağıtılacağı belirtilerek bu dağıtımdan dolayı kooperatifinizin herhangi bir vergi sorumluluğunun olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

Kooperatifinize ilişkin olarak Başkanlığımız kayıtlarının incelenmesinden 1999 yılından itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğunuz tespit edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı; 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Menkul Sermaye İradı” başlığı altındaki 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde, “İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.)” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b/i) alt bendinde ise tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) %15 tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, kooperatifinizin arsa karşılığı sahip olduğu dairelerin satılması nedeniyle elde edilen kazancın, satışın yapıldığı hesap döneminin kurum kazancı olarak beyan edilmesi gerekmekte olup dairelerin satışı nedeniyle elde ettiğiniz kazancın üyelerinize dağıtılması halinde, dağıtılan kazançlar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b/i) alt bendi gereğince kooperatifiniz tarafından tevkifat yapılması ve tevkif edilen gelir vergisinin muhtasar beyanname ile beyan edilerek süresi içinde ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatiflerde ortaklik devri 2012-Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal Ozmen

2012–kooperatif anasözleşmesinin 17.maddesinde “Ortaklığın Devri” başlığı altında hüküm altına alınmıştır. Bu madde anasözleşmede aynen “Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10’ncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir.
Yönetim Kurulu, bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz.
Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe, bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenemez.” şeklindedir.

Yapı Kooperatiflerinde Tapu İşlemleri 2012-Kooperatif Danışmanı Mali Müşavir Kemal ÖZMEN

2012-Kooperatiflerin taşınmaz mal tasarrufları hakkındaki talepleri sırasında; 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 2 nci maddesi gereğince ticaret sicil memurluğundan alınması gerekli yetki belgesinin içeriği ile kooperatiflere ilişkin diğer hususlarda yaşanan aksaklıkların giderilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla aşağıdaki açıklamalara ihtiyaç duyulmuştur.

1 Kooperatiflerin Taşınmaz Tasarrufları:

24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42 nci maddesinin ikinci fıkrasına, 06.10.1988 tarihli ve 3476 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesiyle eklenen, 6 ncı bentte, “Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulun niteliğini, yerini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulun asgari fiyatını belirlemek,” yetkisi kooperatif genel kurulunun yetkileri arasına alınmıştır.

Buna göre, taşınmaz mal alım ve satımı için öncelikle kooperatif genel kurulunca karar verilmiş olması gerekmektedir. Genel kurul, bu yetkisini devir ve terk edemeyeceği gibi 1163 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesine 3476 sayılı Kanun ile eklenen “Yönetim kurulu üyeleri ve temsile yetkili şahıslar, genel kurulun devredemeyeceği yetkilerini kullanamaz.” sekizinci fıkrası hükmü uyarınca yönetim kurulunun böyle bir yetkiyi kullanması hukuken mümkün değildir.

Diğer taraftan, 1163 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesine 3476 sayılı Kanun’un 15 inci maddesiyle eklenen 4 üncü fıkrası, “Kooperatiflerce alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılması şarttır.”, 5 inci fıkrası ise “Alınacak gayrimenkulun kooperatifin amacına uygun olması gerekir.” hükmüne amirdir.

Bu nedenle, kooperatif temsilcilerince taşınmaz mal alımı, satımı veya satış vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhi için talepte bulunulması halinde, 2644 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca ticaret sicil memurluğundan alınıp ibraz edilen yetki belgesinde;

a) Kooperatifi temsile yetkili kişi veya kişilerin kimler olduğu,

b) Genel kurulca, tapu kaydı gözetilerek hangi taşınmaz malın satın alınacağının
belirlenmesinin gerekmediği, yalnızca taşınmaz malın niteliği (konut yapımına elverişli olması vb.) ve yeri (belirlenen bir il, ilçe veya bölge sınırları içinde olmak gibi) konusunda belirtme yapılmasının yeterli olduğu, mutlak surette ada ve parsel numaralarının belirtilmesinin zorunlu olmadığı,

c) Genel kurulca; il, ilçe veya bölge sınırlaması yapılan taşınmaz malın azami olarak hangi fiyatla satın alınabileceği, ya da kooperatifin kayden maliki bulunduğu hangi taşınmazın asgari hangi fiyatla satılabileceği ile alım veya satımda takip edilecek usul konusunda kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiğine ilişkin bilgilerin olup olmadığının araştırılması gerekmekte olup, bu bilgilerin bulunması halinde talebin karşılanması gerekmektedir.

Ayrıca, yetki belgesinde, genel kurulca alınmış karardan bahsedilmemesi halinde ise, noterden tasdikli genel kurul kararına istinaden talebin karşılanması, aksi halde reddi gerekmektedir.

Emlak vergisi uygulaması bakımından kooperatif tüzel kişiliği ile ortakların yükümlülükleri önem arz etmektedir

Emlak vergisi uygulaması bakımından kooperatif tüzel kişiliği ile ortakların yükümlülükleri önem arz etmektedir. Emlak Vergisi Kanunu’nun “mükellef” başlığını taşıyan 3 ve 13. maddelerinde, bina ve arazi vergisini bina ve arazinin malikinin, varsa intifa hakkı sahibinin, her ikisi de yoksa bina ve araziye malik gibi tasarruf edenlerin ödeyecekleri hükme bağlanmıştır.
Burada bir konuya açıklık getirmekte fayda vardır. 3194 sayılı İmar Kanununun 31. maddesine göre inşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Ancak, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre, bina vergisi mükellefiyetinin doğması için yapı ve yapı kullanma izni bulunması zorunluluğu olmayıp, kısmen veya tamamen kullanılmaya başlanılmış bir binanın bulunması yeterlidir. Danıştay 9. Dairesinin 12/02/1976 tarih ve Esas No: 1975/2226 ve Karar No: 1976/433 sayılı Kararında; arsaları üzerinde başkalarına ait gecekondular bulunsa bile mükelleflerin gecekonduların emlak vergisini ödemekle yükümlü olduğuna karar verilmiştir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinde; Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde (geçici ve daimi muafiyetten faydalanılması hali dahil) emlâk vergisi bildirimi verilmesinin zorunlu olduğu,
Bildirimlerin;
a) Yeni inşa edilen binalar için, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden evvel kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı bütçe yılı içerisinde,
b) Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde,
Yukarıdaki fıkralarda yazılı haller bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulduğu takdirde bildirimin, olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içinde,
Emlakin bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verileceği,
Hükümlerine yer verilmiş,
Emlak Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinde de, vergi değerini tadil eden sebepler; 1. fıkrasında yeni bina inşa edilmesi, 6. fıkrasında da, bir bina veya arazinin taksim veya ifraz edilmesi veya mükellefinin değişmesi şeklinde sıralanmıştır.
Bu hükümler karşısında emlak vergisi mükellefiyeti bakımından kooperatif tüzel kişiliği ile ortakların durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir. Kooperatifin bina inşa etmek amacıyla temin ettiği arsa nedeniyle satın alınan tarih itibariyle süresinde emlak vergisi (arsa) bildirgesini vermek suretiyle mükellefiyet tesis ettirmesi gerekmektedir. Arsa üzerine bina inşa ettirmekle birlikte bu inşaatlar henüz tamamlanmamışsa kooperatifçe arsa vergisi ödenmesine devam edilecektir.
Ortakların bina vergisi mükellefiyeti ise, tapu devirleri de aynı tarihte yapılmak şartıyla inşaatların bitiş tarihini takip eden bütçe yılından itibaren başlayacaktır. İnşaatlar bittiği halde ortaklara tapu yoluyla devir edilmemişse kooperatif için bina vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.
Kooperatif ortaklarının, binaları adlarına tapu tescil işleminin yapıldığı bütçe yılının sonuna kadar, tapu tescil işlemi bütçe yılının son üç ayı içinde yapılmışsa üç ay içinde ilgili belediyeye emlak vergisi bildirimi vermesi gerekir. Emlak (bina) vergisi mükellefiyetlerinin ise adlarına tapu tescil işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlaması gerekmektedir. Dolayısıyla ortakların verecekleri emlak (bina) vergisi bildirgesinin “Bina Bildirimi” bölümündeki “İktisap Tarihi” kısmına tapunun verildiği tarihin yazılması gerekmektedir.
Kooperatifin bina inşa etmek amacıyla temin ettiği arsa üzerine inşa edilen binalar ortaklar adına tapuda devir yapılmadıkça malik olarak kooperatif mükellef durumundadır. Tapuların ortaklara devredilmesi ile birlikte ortakların mükellefiyeti başlamaktadır. Bu husus mükellefin değişmesi olarak ortaya çıkmakta, her bir ortak tarafından ayrı ayrı emlak vergisi bildirimi verilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak; kooperatifler tarafından inşa edilen, ancak ortaklar (iştirakçiler) adına tapuları verilmeyen binalar için tapu devri yapılıncaya kadar bina vergisi mükellefi ilgili kooperatiflerdir. Bu nedenle, söz konusu binalara ait bildirimlerin kooperatiflerce verilmesi ve verginin de kooperatiflerce ödenmesi gerekir.
Ortakların bina vergisi mükellefiyeti ise, adlarına tapu verildiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacaktır. Ancak, kooperatifler tarafından yaptırılan ve ortaklara dağıtılmakla beraber mülkiyeti henüz kooperatif uhdesinde bulunan binalar için ortaklarca bildirim verilmiş ise verilen bildirimlerin kooperatiflerce verilmiş kabul edilerek ortaklar adına yapılan tarhiyatın terkini ve tahakkukun kooperatif adına düzeltilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre; bina vergisi mükellefiyetinin doğması için yapı ve yapı kullanma izni bulunması veya kat mülkiyetine geçilmesi zorunluluğu olmayıp, kısmen veya tamamen kullanılmaya başlanılmış bir binanın bulunması yeterlidir.

Kooperatiflerde Kanunun 42. ve Anasözleşmenin 23.maddelerinde sayılanların dışında muhtelif maddelerinde genel kurula ait olduğu belirtilen görev ve yetkiler 2012 Kooperatif danismani mali musavir Kemal Ozmen


01-Anasözleşmenin yeni çıkarılan bir yasaya intibakı gerekiyor ise, (3476 sayılı kanun gibi)
02-OSB organlarında kooperatifi temsil edecek kişilerin seçimi,
03-Kamu kurum ve idareleri, yapılan işlerle ilgili genel kurul kararı istiyor ise,
04-KK’nun 46/2 ve Anasözleşmenin 31.maddesine göre 4 ortaktan az olmamak üzere, en az ortak sayısının 1/10’u tarafından müşterek ve noterden gönderilen genel kurul gündem maddesi,
05-Yeni alınan ortaklardan farklı bir ödeme isteniyorsa,
06-Çıkan veya çıkarılan ortaklara yapılacak ödeme, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği nedeniyle üç yılı aşmamak üzere geciktirilmek isteniyorsa, (KK 17)
07-Sabit bedelle veya ödemesiz ortak alınmak isteniyorsa, (Gerekçe ve ortağın adı)
08-Bazı ortaklara tercihli tahsis yöntemiyle işyeri verilecek ise, (Gerekçe ve ortağın adı)
09-Borçlu ortaklarla ilgili karar alınmak isteniyorsa.
10-Çekilecek kur’a da özellik gösteren bir husus var ise, (Yanyana gelme gibi)
11-Gelir-gider farkının ortaklara dağıtılması isteniyorsa,
12-Bağış yapılması isteniyorsa, (Bağışın miktarı, kooperatifin bünyesini sarsmaması)
13-Kamu kurum ve idarelerine taahhüt veya teminat verilmesi gerekiyorsa,
14-Tapuda yapılması gereken hertürlü işlem, genel kurul kararını gerektirir.
15-Bakanlıkça görüşülmesi istenilen konular, (açık ve anlaşılır bir şekilde)
16-Kooperatifin feshi veya başka bir kooperatifle birleşmesi gerekiyor ise,
17-Kooperatif amaç ve tür değişikliği yaparak işletme kooperatifine dönüşmek isteniyorsa,
18-Haklarında kamu davası açılmış yönetim kurulu üyelerinin göreve devam edip etmeyecekleri konusu, (KK 56)
19-Uzlaşma, ibralaşma, bir alacaktan vazgeçme gibi işler sözkonusu ise,
20-Yönetim kurulu ve denetim kurulunca gerek görülen herhangi bir konu,

Genel kurullarda oy hakkı ve temsil-2018-Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal Ozmen

Genel kurullarda oy hakkı ve temsil

DETAYLI BİLGİ İÇİN [email protected]
01-Her ortağın genel kurula katılma, oy kullanma, seçme ve seçilme hakkı vardır.
02-Oy hakkı, ortağın temel haklarından biri olup, devredilemez ve sınırlandırılamaz. Bu konuda herhangi bir sözleşme yapılamaz. Yapılsa bile geçersizdir.
03-Genel kurulda her ortak yalnız bir oya sahiptir.

özmen-2
Evren ÖZMEN-Mesleki yayınlar

04-Ortak sayısı 1000’e kadar olan kooperatiflerde, bir ortak başka bir ortağı veya eş ve birinci derecede akrabasını temsilci tayin edebilir. Ortak sayısı 1000’i geçen kooperatiflerde, temsil sayısı 9’a kadardır. Ancak ortak sayısı 500’ü geçen kooperatiflerde organ seçiminde bir vekalet kullanılabilmektedir.

20121216-224032.jpg
Kooperatif genel kurul işlemleri-Kitap

05-Vekalet, yazılı olarak verilmelidir. Şekil şartı yoktur. Noterden olması gerekmemektedir. Asıl nüsha olmalıdır. Faks ve fotokopi kabul edilmemektedir.
06-Bir işyerine birden çok ortak kayıtlı ise, bunlardan biri temsilci olarak oy hakkını kullanır. Şirketlerde de gerçek kişi, şirketi temsil eder.
07-Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili kişiler vekaleten oy kullanamazlar.
08-Kooperatifin işlerinin görülmesine katılmış olanlar da, yönetim kurulu ibrasında oy kullanamazlar. Ayrıca ortaklardan hiçbiri kendisi veya karı,kocası, yahus usul furüg ile kooperatif arasındaki şahsi bir işe veya davaya dair olan görüşmelerde oy hakkını kullanamazlar.
09-Avukatlık ilişkisi, genel kurulda temsil hakkı doğurmaz.
10-Oylamalar, kural olarak el kaldırmak suretiyle yapılır. Ancak genel kurulca gizli oya başvurulabilir.
11-Ortak sayısı 500’ü geçen kooperatiflerde organ seçimlerinin gizli yapılması şarttır.

Detaylı sorularınız ve mali müşavirlik hizmet talepleriniz için

[email protected]

Genel kurullarda nisap (çoğunluk)-2012-Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal Ozmen

ekran-resmi-2016-10-22-19-29-31

Genel kurullarda nisap (çoğunluk)
1-Bütün genel kurullarda toplantı çoğunluğu 1/4
2-Karar sayısı, genel kurulda mevcut oyların yarıdan fazlasıdır.
3-Anasözleşme değişikliği, dağılma ve birleşmede çoğunluk, mevcudun 2/3’ü dür.
4-Şahsi sorumlulukların ağırlaştırılmasında ve ek ödeme yükümlülüğü getirilmesinde çoğunluk, bütün ortakların 3/4’ü dür.

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Genel kurula çağrı zamanı, şekli ve süresi-2012-Kooperatif Danismani Mali Musavir Kemal Ozmen

Genel kurula çağrı zamanı, şekli ve süresi
1-Olağan genel kurulun, yılın ilk altı ayı içinde yapılması,
2-Anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplanır.
3-Çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok iki ay içinde yapılması gerekmektedir.
4-Birinci toplantıda çoğunluk olmaz ise, yapılan çağrıda ikinci toplantının tarihi, saati ve yeri yazılmak suretiyle yeni bir bildirime gerek kalmaksızın toplantı yapılabilir.
5-İki toplantı arasında en az 7 ve en fazla 30 gün süre bulunması gerekir.
6-Sürelerin hesabında duyuru ve toplantı günleri dahil değildir.
7-KK’nun 47.maddesine göre yapılan genel kurullarda çağrı hakkındaki hükümlere uyulmayabilir.
8-Bakanlık temsilcisi için genel kuruldan en az 15 gün önce başvuruda

Kooperatifler hakkinda

20120116-135449.jpg

3/7/2009 tarihinden önce veya sonra kurulan konut yapı kooperatifleri adına bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti tesis edilmeyeceği belirtilmiştir

03/7/2009 tarihinden önce veya sonra kurulan konut yapı kooperatifleri adına bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti tesis edilmeyeceği belirtilmiştir.

Motorlu taşıtlar vergisi 1.taksidi

Motorlu taşıtlar vergisi 1.taksidi