KOOPERATİFÇİLİĞİN ÖZELLİKLERİ
Kooperatifler, hem ekonomik hem de sosyal oluşumlardır. Bu nedenle bazı ekonomistler ve sosyologlar kooperatifçiliği kamu ve özel sektörlerin yanında üçüncü bir sektör olarak kabul etmektedirler.
Ekonomik ve sosyal kuruluşlar, bir çok yönleri ile birbirlerinden ayrılırlar. Ekonomik kuruluşlarda sermaye unsuru ön plandadır. Ticari amaçla kurulurlar ve faaliyet gösterirler. Bu kuruluşlarda kâr elde etmek temel amaçtır. Kuruluşu oluşturanlar, kuruluşun sahibi ya da ortağıdırlar.
Kuruluşa ödedikleri paralara sermaye taahhüdü[1], kuruluştan aldıkları paya ise kar payı[2] denir. Kuruluşta yönetim, sermayeye bağlı olarak etkinlik gösterir. Sermayenin yarısından fazlasını elinde bulunduran kişi ya da kişiler, kuruluşun yönetiminde etkin ve genelde yetkilidirler.
Sosyal kuruluşlara gelince; bu kuruluşlarda sermaye değil, kişi unsuru ön plandadır. Kuruluşun amacı, hizmettir. Kuruluşu oluşturan kişiler, kuruluşun üyeleridirler. Bu kişilerin kuruluşa ödedikleri paralara aidat, kuruluştan aldıkları paralara ise risturn ya da faiz denilmektedir. Kooperatifin taşınmazlarının satış gelirinin dağıtılması ya da gelir fazlasının ortaklara dağıtılması söz konusu olduğu taktirde dağıtılan miktar kâr payı olarak adlandırılmaktadır.
Kooperatifler hem ekonomik hem de sosyal kuruluşlardır. Öncelikle ekonomik kuruluşlardır. Çünkü kooperatifi oluşturanlar kooperatifçe yaratılan ekonomik değerden pay almaktadırlar. Bunun yanında sosyal kuruluşlardır. Çünkü gelirin eşit olarak dağılmasına ve demokrasiye katkıda bulunmaktadırlar. Kooperatiflerin hem ekonomik hem de sosyal kuruluşlar olması nedeniyle kooperatifi oluşturan kişilere kooperatifin ortağı dendiği gibi üyesi de denilmektedir. Bu kişilerin kooperatife yaptıkları ödemelere sermaye taahhüdü ya da ortaklık taahhüdü dendiği gibi aidatta denilmektedir.
Kooperatiflerde bazı durumlarda kişi unsuru daha çok öne çıkmaktadır. Şöyle ki, kooperatiflerde ortaklık payına bakılmaksızın her ortağın bir oyu olması ve kooperatifin kuruluş amacını teşkil eden konunun (taşınmaz vs) maliyet bedeli ile ortaklarına verilmiş olması, kişi unsurunun ön planda olduğunu belirten hususlardır.
Diğer taraftan kooperatiflerin hizmet vermesi sosyal adaleti ve demokrasiyi birlikte yaşama, birlikte yönetme ve birlikte karar verme ile birlikte paylaşma yönünden önem arz etmektedir. Bu nedenle gelişmekte olan ülkeler, kooperatiflerden büyük oranda yararlanmaktadırlar. Zira kooperatifler gelirin dağılmasını düzenleyen bir araç oldukları gibi, serbest rekabet ortamında da var olan kuruluşlardır.
Kooperatifler sadece yardım veya hayır kurumları değillerdir. Vakıflardan farklıdırlar. Kuruluş amacı ne ise, faaliyetinin temeli bu amacın gerçekleşmesine yöneliktir.
Kısaca kooperatifçilik hareketi, yeryüzünün en büyük sosyo-ekonomik hareketidir.
Kooperatifçilik hareketinin diğer bir özelliği de; dünyada 5 kıtaya yayılmış evrensel bir hareket olmasıdır. Gelişmemiş, gelişmekte olan ve gelişmiş bütün ülkelerde kooperatifler bulunmaktadır.
[1] Anas. 21, 23/6, 61
[2] KK. 39, Anas. 68