BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)

3 Haziran 2017 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 30085

TEBLİĞ

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR
7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO: 1)
I- AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR
18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Kanun) 27/5/2017 tarihli ve 30078 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile il özel idareleri ve belediyelere ait alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.
A- TANIMLAR
1- Kesinleşmiş Alacak
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde; Kanun kapsamına giren alacaklar, alacaklı idareler ve alacak türleri itibarıyla tanımlanmış ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş alacaklar kapsama alınmıştır.
Kanun kapsamında yapılandırılacak alacakların, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşmiş olması gerekmektedir. Tebliğin izleyen bölümlerinde yapılan açıklamalarda kesinleşme tarihinin Kanunun yayımı tarihi dâhil olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bir alacağın kesinleşmesi, alacağın varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmamasıdır.
Alacakların kesinleşmesi, düzenlendikleri veya ilişkili oldukları kanunlardaki hükümler nedeniyle farklı şekilde gerçekleşebilmektedir.
Bazı alacakların kesinleşme süreçleri;
a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezalarının kesinleşmesi;
(1) Beyanname ile beyan edilen vergiler beyan edildiği tarihte (ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin dava konusu yapılması hâlinde bu vergiler kesinleşmemiş alacak olduğu hâlde, 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden bu durumdaki vergilerin de Kanun hükmüne göre yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.),
(2) İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ile kesilen vergi cezalarına ilişkin düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin tebliği üzerine,
– Süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması,
– Uzlaşma hükümlerinden yararlanılarak uzlaşılması,
hallerinde söz konusu olacaktır.
213 sayılı Kanunun “Tahakkuk” başlıklı 22 nci maddesinde “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, “verginin ödenebilir hale gelmesi” verginin tahakkuku olarak tanımlanmıştır.
“Tahakkuk” vergi hukukunun bir kavramı olduğu hâlde, “kesinleşme” yargılama hukukunun kavramıdır.
Vergi alacağının tahakkuku ile kesinleşmesi genellikle aynı zamanlarda gerçekleşmekle birlikte farklı olan durumlar da mevcuttur.
Örneğin, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalar vergi/ceza ihbarnamesiyle mükelleflere tebliğ edilmekte, mükelleflerce ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemesinde dava konusu yapılabilmekte ve vergi mahkemesince de bu cezalı tarhiyatların onanması (davanın reddedilmesi) hâlinde bir üst yargı merciine başvurulabilmektedir.
İtiraz/istinaf incelemesi bölge idare mahkemesinde, temyiz incelemesi Danıştay’da devam eden vergi ve cezalara ilişkin tarhiyatlar, vergi mahkemesi kararının vergi dairesine tebliği üzerine tebliğ tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanarak “tahakkuk” ettirildiği hâlde, bir üst yargı merciinde yargılamanın devam etmesi nedeniyle bu alacakların “kesinleşmiş alacak” olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, ilk derece yargı kararı üzerine tahakkuk ettiği hâlde yargılamanın devam etmesi nedeniyle kesinleşmemiş olan alacaklar Kanun kapsamına girmemektedir.
b) İdari para cezalarının kesinleşmiş alacak olabilmesi için idari yaptırım kararlarına karşı süresi içerisinde dava açılmaması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
Ancak, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları hakkında dava yolu bulunmadığından, bu idari para cezaları verildikleri tarih itibarıyla kesinleşmektedir.
c) Ecrimisillerin kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için ecrimisil ihbarnamesi/ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin tebliği üzerine süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
ç) Yukarıda yer verilen alacakların dışında kalan ancak Kanun kapsamına giren diğer alacakların kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu alacakların varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmaması gerekmektedir.
Feragat yoluyla kesinleşme süreci;
6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda feragat hakkında özel bir düzenleme yapılmadığı hâlde anılan Kanunun 31 inci maddesinde, feragat konusunda 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile 1086 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 6100 sayılı Kanunun 447 nci maddesinde, 1086 sayılı Kanuna yapılan atıfların 6100 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanunun 307 nci maddesinde feragat, “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun, 309 uncu maddesinde feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği; 311 inci maddesinde ise feragatin, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Ayrıca, yargılamanın her aşamasında davacının feragatte bulunması mümkündür.
Buna göre, açılmış bulunan davadan davacının feragati ile davacı dava dilekçesindeki talep sonucunun tamamından vazgeçmiş sayılmakta olup, davadan feragat, davacının tek taraflı bir irade beyanı ile yapılıp tamamlandığından, feragatin geçerliliği için feragatin davalı tarafından kabul edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu uyuşmazlığın feragat nedeniyle son bulduğunu tespit etme görevi mahkemeye aittir. Mahkemenin, davacının beyanının gerçekten feragat olduğunu ve kanunun öngördüğü şekilde yapıldığını tespit etmesi durumunda, davadan feragat nedeniyle uyuşmazlığın son bulduğuna karar vermesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi feragat, davacının talep sonucundan vazgeçmesi olup, feragat ile davacı, dava dilekçesinde belirttiği talepten tamamen veya kısmen vazgeçmiş olmaktadır. Davadan feragat ile davacı, sadece davasından feragat etmiş olmaz, aynı zamanda o dava ile istemiş olduğu haktan da tamamen vazgeçmiş olacaktır. Feragat eden davacı artık bu konuda yeniden dava açamayacağı gibi, feragatin her türlü sonucuna da katlanmak zorunda olup, davadan feragat edilmekle dava sona ermekte ve kesin hükmün sonuçları doğmaktadır.

Bu itibarla, 7020 sayılı Kanun kapsamına tür ve dönem olarak girdiği hâlde varlığına ilişkin dava açılmış olan alacaklardan; anılan Kanunun yayımı tarihinden önce davadan tamamen feragat edilmesi ve feragate ilişkin mahkeme kararı ile kesinleşerek taraflardan birine tebliğ edilmiş olanlar, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş alacak olması şartıyla, Kanundan yararlanabilecektir.
Bu durumda, feragat edilen davaya konu olan ve kapsama giren alacakların tamamı esas alınarak Kanun hükümlerinin tatbiki gerekecektir.
Diğer taraftan, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun “Vazgeçme ve kabul” başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında “(1) Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda karar verilinceye kadar başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, Kanun kapsamına giren idari para cezalarından, dava konusu yapılmış olanlar hakkında, davacıların davalarından vazgeçmeleri hâlinde de “feragate” ilişkin olarak yukarıda yapılan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
2- Vergi, Beyanname ve Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları
Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentlerinde;
– vergi tabirinin, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
– beyanname tabirinin, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
– Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Bu Tebliğde, vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabirleri, 7020 sayılı Kanunda tanımlandığı şekilde kullanılmıştır.
B- MALİYE BAKANLIĞINA BAĞLI TAHSİL DAİRELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde; Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına alınan alacaklar belirtilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde Kanun kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
1- Alacağın Türü ve Dönemi
a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Açısından
(1) Alacağın türü
7020 sayılı Kanunun kapsamına, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.
(2) Alacağın dönemleri
Kanun kapsamına giren vergiler, vergilendirme dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
i) 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
– Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2017 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Mart/2017 ayına rastlamakla beraber beyanname verme süresinin son günü Nisan/2017 ayına sirayet edenler kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Mart 2017 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Mart/2017 ayına rastladığından kapsama girmekte, 16-31 Mart 2017 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim tarihi Mart/2017 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi Nisan/2017 ayına sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.
Aynı şekilde, 1-15 Mart 2017 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna karşılık 16-31 Mart 2017 dönemine ilişkin olanlar kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Şubat/2017 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Mart/2017 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2017 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, Mart/2017 ayından sonraya rastlayanlar kapsama girmemektedir.
Örneğin, 10-11-12/2016 dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmekte, 1-2-3/2017 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisinin dönemi Mart/2017 itibarıyla sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Nisan/2017 ayına rastladığından kapsama girmemektedir.
Ayrıca, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin (aa) alt bendi gereğince, gelir ve kurumlar vergisine mahsuben 2017 yılında ödenmesi gereken geçici vergi de Kanun kapsamında değildir.
– Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri
Vergilendirme dönemi yıllık olan vergilerde, 2016 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2017 takvim yılına ilişkin vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
2016 takvim yılına ilişkin olarak 2017 yılının Şubat ve Mart aylarında beyan edilen gelir vergisi birinci taksitleri Kanun kapsamına girmekle birlikte, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin (aa) alt bendi gereğince, 2017 yılının Haziran ve Temmuz aylarında ödenmesi gereken gelir vergisinin ikinci taksitleri Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2016 takvim yılına ilişkin olarak Nisan/2017 ayında beyan edilmesi gereken kurumlar vergisinin Kanun kapsamında olmadığı tabiidir.
Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona erdiği tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir.
2016 yılı kıst dönemlerine ilişkin olup vergi mevzuatı gereği 2017 yılı içerisinde verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir. Aynı şekilde, tasfiye dönemine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.
– Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri
Bu vergi türünde, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsama girmektedir.
– Harç mükellefiyetleri
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak işlem anında beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyata konu olabilmektedir.
492 sayılı Kanuna göre gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle ödenmesi gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, devir ve iktisap işlemleri nedeniyle, tarh edilip 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunan harçlar Kanun kapsamına girmektedir.
492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir.
– Ücretlilerde asgari geçim indirimi
Ücretlilerde asgari geçim indirimi nedeniyle ilgililer veya işverenler adına tarh ve tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve bu vergiye bağlı cezalar Kanun kapsamındadır. Bu alacaklar için de 31/3/2017 tarihi esas alınacak, aylık ya da üç aylık vergilendirme dönemleri için yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde Kanun kapsamına girip girmediği tespit edilecektir.
ii) 2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi alacaklar Kanunun kapsamına girmektedir.
Ancak, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin (bb) alt bendi gereğince, 2017 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti bu Kanun kapsamında değildir.
18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtlara ilişkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlara ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksiti Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise girmemektedir.
2017 yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmesi gereken motorlu taşıtlar vergisi için yapılan tarhiyatlardan 31/3/2017 tarihine kadar tahakkuk ederek 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olan ve bu tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir. Ancak, 31/3/2017 tarihinden sonra tahakkuk edenler kapsama girmemektedir.
492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen ve 2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.
iii) 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamındadır.
Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarında 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Örneğin; Şubat/2017 dönemine ait olup 31/3/2017 tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi gereken mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine ilişkin tespitler en erken bu tarihin bittiği 00:00 saatinden sonra dolayısıyla 1/4/2017 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Şubat/2017 döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilmesi gereken cezalar ise Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olması şartıyla Kanun kapsamına girmektedir.
Diğer taraftan, vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir.
b) Kapsama Giren İdari Para Cezaları
Kanun kapsamına;
– 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu,
– Mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun,
– 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu,
– 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,
– 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
– 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun,
– Mülga 13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun,
– 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu,
– 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu,
– 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,
– 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun,
hükümlerine göre 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları girmektedir.
7020 sayılı Kanun hükümlerine göre, söz konusu idari para cezalarından, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Ancak, 31/3/2017 tarihinden önce verilmekle birlikte Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmemiş ya da ilgilisine tebliğ edilmemiş olan idari para cezaları Kanun kapsamına girmemektedir.
c) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Kapsamında Takip Edilen Diğer Alacaklar
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve 7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında olan alacaklardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olan asli ve fer’i amme alacaklarından takip için vergi dairelerine intikal edenler Kanun kapsamındadır.
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamına;
– Ecrimisiller,
– Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) alacakları,
– Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) alacakları,
– Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından verilen öğrenim ve katkı kredisi alacakları,
– Doğrudan gelir desteği ödemelerinden geri alınması gereken alacaklar,
– 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkümlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanuna göre doğan yiyecek bedelleri,
gibi alacaklardan vergi dairelerine takip için intikal etmiş olanlar girmektedir.
Ayrıca, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup vergi dairelerine takip için intikal etmiş olan amme alacakları 7020 sayılı Kanun kapsamındadır.
6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki zam, 68 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki tazminatlar asli alacak olarak dikkate alınmak suretiyle Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Ancak, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen;
– Adli ve idari para cezaları (Kanun kapsamına giren idari para cezaları hariç),
– Mülga 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı ile 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi,
– Mülga 22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı,
– Mülga 10/9/1960 tarihli ve 79 sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı,
– 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu,
– Mülga 10/8/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları,
7020 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
C- İL ÖZEL İDARELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi gereğince, il özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları Kanun kapsamına girmektedir.
Ancak, aynı bent ile il özel idarelerinin, idari para cezası ve 3213 sayılı Kanundan kaynaklanan özel idare payı alacakları Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.

Ç- BELEDİYELERCE TAKİP EDİLEN ALACAKLAR
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile belediyelerin anılan Kanun kapsamına giren alacakları sayılmış olup bu alacaklar aşağıda belirtilmiştir.
1- 213 sayılı Kanun Kapsamına Giren Alacaklar
– 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından,
– 2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından,
kesinleşmiş olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Belediyelerin 213 sayılı Kanun kapsamına giren alacaklarının dönemleri bu Tebliğin (I/B-1-a) bölümünde açıklandığı şekilde tespit edilecektir.
Örneğin, Şubat/2017 dönemine ait ilan ve reklam vergisi kapsama girmekte, Mart/2017 dönemine ait ilan ve reklam vergisi ise beyannamenin Nisan/2017 ayında verilmesi gerektiğinden kapsama girmemektedir. Aynı şekilde, Şubat/2017 dönemine ait haberleşme vergisi kapsama girmekte, Mart/2017 dönemine ait haberleşme vergisi ise kapsama girmemektedir.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince, 2017 yılına ilişkin emlak vergisi, emlak vergisi üzerinden hesaplanan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017 tarihinden önce yıllık olarak tahakkuk eden ve 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 16 ncı maddesine istinaden belediye meclislerince taksitle ödenmesi uygun görülen ilan ve reklam vergisi alacaklarından kesinleşmiş olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Diğer taraftan, 2464 sayılı Kanun gereğince alınan ve 31/3/2017 tarihinden önce tahakkuk eden yol harcamalarına katılma payı, kanalizasyon harcamalarına katılma payı ve su tesisleri harcamalarına katılma payından oluşan belediye alacaklarından kesinleşmiş olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
2- 6183 sayılı Kanun Kapsamına Giren Alacaklar
Belediyelerin bu Tebliğin (I/Ç-1) bölümünde açıklanan alacaklarının yanı sıra, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları da Kanun kapsamına alınmıştır.
Ancak, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmekle birlikte belediyelerce verilen idari para cezaları ile 2464 sayılı Kanunun mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası gereğince, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet gösteren maden işletmelerince 3213 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde yer alan paylara ilaveten belediyelere ödenmesi gereken paylar, Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
3- Belediyelerin Ücret Alacakları
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde, 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Örneğin, belediyelere ait iş makinelerinin 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin verdiği yetkiye istinaden kiralanması sebebiyle ödenmesi gereken kira ücretinin vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce ise Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra ise girmemektedir.
Diğer taraftan, belediyelerin gayrimenkul kira alacakları 7020 sayılı Kanun kapsamına girmemektedir.
4- Belediyelerin Su, Atık Su ve Katı Atık Ücreti Alacakları
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin, su abonelerinden; vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
Örneğin, su kullanım dönemi 15 Şubat 2017 ila 15 Mart 2017 olan su alacağının faturada yer alan son ödeme tarihi Mart/2017 ayı içerisine rastladığı takdirde Kanun kapsamına girmekte, Nisan/2017 ayına rastladığı takdirde Kanun kapsamına girmemektedir.

5- Büyükşehir Belediyelerinin Katı Atık Ücreti Alacakları
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendi ile büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
6- Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Su ve Atık Su Alacakları
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin alacaklarına yönelik düzenleme yapılmış ve bu idarelerin, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamına alınmıştır.
II- ALACAKLARIN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, Kanun kapsamına giren alacakların ne şekilde yapılandırılacağı düzenlenmiştir.
Kanun kapsamında alacakların yapılandırılarak ödenebilmesi için bu alacakların;
– Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen tür ve dönemden kaynaklı bir alacak olması,
– “kesinleşmiş alacak” olması,
– Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması (Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d) ve (e) bendinde vadesi 31/3/2017 tarihi ve öncesi olarak belirlenen alacaklar için bu tarih ve öncesinin esas alınması),
şarttır.
Buna göre, bir alacağın 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenebilmesi için bu üç şartın bir arada bulunması gerekmektedir.
A- BAŞVURU SÜRESİ VE ŞEKLİ
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ilgili maddelerde yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanundan yararlanmak isteyen borçluların 30/6/2017 tarihi sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunması şartı getirilmiştir.
Buna göre, Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere, büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerine bağlı tahsil dairelerine olan ve bu Kanun kapsamına giren borçlarını yapılandırarak ödemek isteyen borçluların, 30 Haziran 2017 tarihine (bu tarih dâhil) kadar borçlu bulundukları tahsil dairelerine yazılı olarak başvurmaları gerekmektedir.
Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine olan borçları için Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlular, bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan başvurabilecekleri gibi posta yoluyla veya Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden başvuruda bulunabileceklerdir.

Ayrıca, borçlular motorlu taşıtlar vergisi ve/veya taşıtla ilişkili idari para cezaları için bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine de başvuru yapabileceklerdir. Bu takdirde, ödeme planları mükelleflerin bağlı oldukları vergi daireleri tarafından tanzim edilecek ve mükelleflere ödeme planları müracaat ettikleri vergi dairesinde imza karşılığında elden, gerekli şartların bulunması koşuluyla (www.gib.gov.tr) internet adresi üzerinden doğrudan verilebilecektir.
Bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru dilekçeleri (Ek:2/A, 2/B, 2/C, 2/D), Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek kesinleşmiş alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyen borçlularca kullanılmak üzere düzenlenmiş olup alacaklı diğer idarelerce örneğe uygun başvuru dilekçelerinin hazırlanarak borçluların kullanımına sunulması icap etmektedir.
Borçluların birden fazla vergi dairesine olan borçları için Kanundan yararlanma talebinde bulunmaları hâlinde, her bir vergi dairesine ayrı ayrı başvurmaları gerekmektedir.
213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutarlar dikkate alınarak ilgili vergi dairesine yazılı başvuru yapmak suretiyle 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla bu kişilerin Kanundan yararlanabilmek için Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi üzerinden başvurmaları mümkün bulunmamaktadır.
Borçlular, Kanun kapsamına giren toplam borçları için Kanundan yararlanabilecekleri gibi talep ettikleri dönem ve türler açısından da Kanundan yararlanabileceklerdir. Ancak, motorlu taşıtlar vergisi mükelleflerinin, her bir taşıt itibarıyla hesaplanacak toplam borç tutarı için başvuruda bulunmaları zorunludur.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm gereğince, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesinin mükellefe tebliğ edilmemiş olması nedeniyle ödeme süresi oluşmamış alacaklar için maddeden yararlanmak isteyen mükellefler, başvuru dilekçesinde bu hususu ayrıca belirteceklerdir.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında vergi dairelerince Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri adına niyabeten takip edilen alacaklar için vergi dairelerine başvurulması mümkün bulunmayıp, bu yöndeki taleplerin ilgili gümrük idaresine yapılması gerekmektedir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrası gereğince, Kanun hükümlerinden yararlanmanın şartlarından birisi de dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması olduğundan, bu Kanundan yararlanmak üzere başvuran borçluların, takip ve tahsilat işlemlerinden dolayı açtıkları davalardan da (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) vazgeçmeleri gerekmektedir.
Öte yandan, elektronik ortamda Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunan borçluların, yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili davalar bulunması hâlinde ilgili vergi dairesine ayrıca yazılı olarak da başvurmaları şarttır.
B- ALACAK TUTARININ TESPİTİ
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek tutarın tespitinde uygulanacak esaslar belirlenmiş ve alacak asılları üzerinden hesaplanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak Yİ-ÜFE tutarının alacak asılları ile birlikte ödenmesi kuralı getirilmiştir.
Madde kapsamında, yapılandırılarak ödenecek alacakların tespitinde aşağıda yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
1- Yİ-ÜFE Tutarının Hesaplanması
Yİ-ÜFE tutarı, fer’i alacaklar için esas alınan hesaplama yöntemleri kullanılarak tespit edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 213 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, sadece aylık gecikme faizi/gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, gecikme faizi veya gecikme zammı dışında Kanun kapsamına giren diğer fer’i alacaklar yerine de hesaplanabilmektedir. Bu durumda da ilgili fer’i alacağın hesaplama yöntemi kullanılarak ödenecek Yİ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Ayrıca, Yİ-ÜFE tutarı, 31/10/2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği aylık değişim oranları, 1/11/2016 tarihinden itibaren Kanunun yayımlandığı Mayıs 2017 ayı dâhil geçen süreye her ay için aylık %0,35 oranı esas alınmak suretiyle hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE hesaplamalarında ilk aya ilişkin esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için açıklanmış olan orandır. Alacağın vade tarihinin ayın son günü olması hâlinde de hesaplamalarda başlangıç oranı olarak kullanılacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, vade tarihinin rastladığı ay için belirlenmiş oran olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumunca, Ocak/1980 ayından Ekim/2016 ayına ait açıklanan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren esas alınacak aylık oran ekli tabloda (Ek:1) yer almaktadır. Yİ-ÜFE tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı eksi değer olduğu takdirde alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir.
Örnek 1- 24/8/2015 vadeli bir verginin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olması hâlinde bu vergiye %29,4934 oranında hesaplanması gereken gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları toplamı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE
ESAS ALINACAK ORAN (%)
25/8/2015 – 24/9/2015 için
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,98
25/9/2015 – 24/10/2015 için
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı
1,53
25/10/2015 – 24/11/2015 için
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı
-0,2
25/11/2015 – 24/12/2015 için
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı
-1,42
25/12/2015 – 24/1/2016 için
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı
-0,33
25/1/2016 – 24/2/2016 için
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,55
25/2/2016 – 24/3/2016 için
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı
-0,2
25/3/2016 – 24/4/2016 için
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,4
25/4/2016 – 24/5/2016 için
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,52
25/5/2016 – 24/6/2016 için
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı
1,48
25/6/2016 – 24/7/2016 için
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,41
25/7/2016 – 24/8/2016 için
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,21
25/8/2016 – 24/9/2016 için
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,08
25/9/2016 – 24/10/2016 için
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,29
25/10/2016 – 24/11/2016 için
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,84
25/11/2016 – 24/12/2016 için
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
25/12/2016 – 24/1/2017 için
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
25/1/2017 – 24/2/2017 için
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
25/2/2017 – 24/3/2017 için
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
25/3/2017 – 24/4/2017 için
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
25/4/2017 – 24/5/2017 için
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
25/5/2017 – 26/5/2017 için
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı
[(0,35/100)/30×100]x2*
0,0234

TOPLAM Yİ-ÜFE ORANI
7,2634
*Gecikme zammının ay kesrine isabet eden günleri için Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, ilgili ay Yİ-ÜFE aylık değişim oranı 30’a bölünmek suretiyle (Yİ-ÜFE aylık değişim oranı/100/30=) bulunacak günlük oran kullanılacaktır. Bulunacak rakamın virgülden sonraki 6 hanesi hesaplamalarda kullanılacak olup, 7 nci ve devam eden hanelerde bir sayı bulunması hâlinde 6 ncı hane bir üst sayıya tamamlanacak ve bulunan rakam 100 sayısı ile çarpılmak suretiyle günlük Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır. Bulunan günlük oran geçen gün sayısı ile çarpılarak ay kesrine isabet eden toplam Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır.
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Örnek 2- 30/6/2016 vadeli yıllık gelir vergisi ikinci taksitinin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olması hâlinde bu vergiye %15,2142 oranında hesaplanması gereken gecikme zammı yerine toplam Yİ-ÜFE oranı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE
ESAS ALINACAK ORAN (%)
1/7/2016 – 31/7/2016 için
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,41
1/8/2016 – 31/8/2016 için
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,21
1/9/2016 – 30/9/2016 için
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,08
1/10/2016 – 31/10/2016 için
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,29
1/11/2016 – 30/11/2016 için
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,84
1/12/2016 – 31/12/2016 için
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
1/1/2017 – 31/1/2017 için
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
1/2/2017 – 28/2/2017 için
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
1/3/2017 – 31/3/2017 için
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
1/4/2017 – 30/4/2017 için
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı
0,35
1/5/2017 – 26/5/2017 için
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
[(0,35/100)/30×100]x26
0,3042
TOPLAM Yİ-ÜFE ORANI
3,8842

Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yİ-ÜFE Tutarının Hesaplanmasında Esas Alınacak Diğer Hususlar;
Gecikme zammının günlük olarak hesaplanması gerektiği hallerde, bu sürelere uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde günlük olarak bulunacaktır.
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde yer alan asgari gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine alınacak Yİ-ÜFE tutarı için de uygulanacaktır.
6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz halleri söz konusu ise gecikme zammı uygulanmayan süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da uygulanmayacak, bu hallerin varlığı Yİ-ÜFE uygulanan süreyi de durduracaktır.
6183 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi uyarınca, belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil edilen ve tahsildarın ilk uğradığı zaman ödeme yapılmadığı takdirde %10 oranında uygulanan gecikme zammı yerine, tahsildarın ilk uğradığı aydaki Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanacaktır.
2- Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Vadesi Geldiği Hâlde
Ödenmemiş Vergiler
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olan ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, bu tarihe kadar (bu tarih dâhil) vadesi geldiği hâlde ödenmemiş vergiler girmektedir.
Madde kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;
– vade tarihinden, Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı yerine,
– daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi aslına bağlı vergi cezaları ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 3- 26/1/2014 vadeli 13.400,00 TL gelir (stopaj) vergisi süresinde ödenmemiştir. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar 7.504,00 TL gecikme zammı hesaplanmıştır. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla toplam borç tutarı 20.904,00 TL’dir.
Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, vergi aslına uygulanan gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.

Gecikme Zammı Hesaplanan Süre
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
Toplam Gecikme Zammı Oranı
Gecikme Zammı Tutarı
(TL)
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
27/1/2014 – 26/5/2017
13.400,00
%56
7.504,00
%18,55
2.485,70

Buna göre, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Ödenecek Tutar

Gelir (Stopaj) Vergisi
:
13.400,00 TL

Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine)
:
2.485,70 TL

TOPLAM
:
15.885,70 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı
:
7.504,00 TL

Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 15.885,70 TL tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 7.504,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 4- 2012 vergilendirme dönemine ilişkin olarak 25/3/2013 tarihine kadar elektronik ortamda verilmesi gereken yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemiştir. Yapılan inceleme sonucunda, 2012 dönemi için 42.000,00 TL gelir vergisi tarh edilmesi ve bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.170,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Vergi/ceza ihbarnamesi 17/4/2014 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir. İnceleme sonucu yapılan bu tarhiyat 17/5/2014 tarihinde tahakkuk etmiş ve Kanunun yayımı tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır. Bu tarhiyata göre tahakkuk eden vergi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve gecikme zamları şu şekildedir.

Gelir Vergisi
:
42.000,00 TL
Vergi Ziyaı Cezası
:
42.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası
:
1.170,00 TL
Gecikme Faizi
:
6.468,00 TL
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı
:
20.599,61 TL
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı
:
20.599,61 TL
TOPLAM

132.837,22 TL

Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları aşağıdaki gibi olacaktır.
Vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan ve Kanun kapsamına giren vergi cezalarının Kanundan yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince bu cezaların %50’sinin ödenmesi şartıyla, cezanın geri kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Vergi aslına uygulanan gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak, Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, örnek olayda gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda gösterilmiştir.

Açıklama: ecblank
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
Toplam Gecikme Faizi Oranı
Gecikme Faizi Tutarı (TL)
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
I. Taksit
1/4/2013-17/5/2014
21.000,00
%18,20
3.822,00
%12,53
2.631,30
II. Taksit
1/8/2013-17/5/2014
21.000,00
%12,60
2.646,00
%9,77
2.051,70
TOPLAM
Açıklama: ecblank
42.000,00
Açıklama: ecblank
6.468,00
Açıklama: ecblank
4.683,00

Gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekildedir.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
Toplam Gecikme Zammı Oranı
Gecikme Zammı Tutarı
(TL)
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
18/6/2014 -26/5/2017
42.000,00
(Gelir V.)
%49,3736
20.736,91
%13,6453
5.731,03
18/6/2014 -26/5/2017
42.000,00
(Vergi Ziyaı Cezası)
%49,3736
20.736,91
—–
—–

Ödenecek Tutar

Gelir Vergisi
:
42.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.170,00 x %50=)
:
585,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine)
:
4.683,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine)
:
5.731,03 TL
TOPLAM
:
52.999,03 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

Vergi Ziyaı Cezası
:
42.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.070,00 x %50=)
:
585,00 TL
Gecikme Faizi
:
6.468,00 TL
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı
:
20.736,91 TL
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı
:
20.736,91 TL
TOPLAM
:
90.526,82 TL

Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 52.999,03 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 90.526,82 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
3- Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Ödeme Süresi Henüz Geçmemiş Vergiler
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleştiği hâlde ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için de Kanun hükmünden yararlanılabileceği belirtilmiştir.
Buna göre, muhtelif şekillerde kesinleşen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan alacaklar hakkında, aşağıda açıklanan hususlar ve bu Tebliğin önceki bölümlerinde yer alan açıklamalar dikkate alınarak işlem tesis edilecektir.
a) 213 sayılı Kanunun Uzlaşma Hükümlerine Göre Kesinleşen Alacaklar
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 213 sayılı Kanunun gerek uzlaşma gerekse tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlanılarak uzlaşma sağlanmış ancak ödeme süresi henüz geçmemiş borcu olan mükellefler, uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi ve ceza tutarları ile hesaplanan gecikme faizleri dikkate alınarak Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Örnek 5- 24/6/2016 tarihinde verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamesi süresinde verilmemiştir. Mükellefin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu adına 60.000,00 TL katma değer vergisi tarh edilerek bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.370,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Buna ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi 3/4/2017 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir.
Mükellef, 12/4/2017 tarihinde uzlaşma talebinde bulunmuş, 5/5/2017 tarihi uzlaşma günü olarak verilmiş ve aynı gün varılan uzlaşma sonucuna göre, vergi dairesince aşağıda yazılı tutarlar tahakkuk ettirilmiştir.

Katma Değer Vergisi
:
50.000,00 TL
Vergi Ziyaı Cezası
:
6.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası
:
1.370,00 TL
Gecikme Faizi
:
7.000,00 TL
TOPLAM
:
64.370,00 TL

Mükellefin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla uzlaşma sonucu tahakkuk eden alacakların ödeme süresi henüz geçmemiş (vade tarihi: 4/6/2017) olduğundan, Kanun hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
Toplam Gecikme Faizi Oranı
Gecikme Faizi Tutarı
(TL)
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
27/6/2016-5/5/2017
50.000,00
%14,00
7.000,00
%3,58
1.790,00

Ödenecek Tutar

Katma Değer Vergisi
:
50.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.370,00 x %50=)
:
685,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine)
:
1.790,00 TL
TOPLAM
:
52.475,00 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

Vergi Ziyaı Cezası
:
6.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.370,00 x %50=)
:
685,00 TL
Gecikme Faizi
:
7.000,00 TL
TOPLAM
:
13.685,00 TL

Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 52.475,00 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 13.685,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
b) 213 sayılı Kanunun 376 ncı Maddesinden Yararlanılarak Ödenecek Alacaklar
213 sayılı Kanun uyarınca kesilmiş olan vergi cezaları için anılan Kanunun 376 ncı maddesi hükmü uyarınca indirim talebinde bulunulan ancak, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmiş, dolayısıyla kesinleştiği hâlde ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için indirimli ceza tutarları dikkate alınarak Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.
Bu safhada bulunan alacaklar için, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesine göre indirimli olarak tahakkuk ettirilen cezanın vergi aslına bağlı olmayan bir ceza ya da iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezası olması durumunda ödenecek ceza tutarının 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre indirilmiş tutar üzerinden hesaplanmasına dikkat edilecektir.
Örnek 6- 12/4/2017 tarihinde Bakanlığımız özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına 800,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi 17/4/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mükellef söz konusu vergi cezası için 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi hükmünden yararlanmak üzere dava açma süresinin son günü olan 17/5/2017 tarihinde vergi dairesine müracaat etmiştir.
Vergi dairesince mükellefin talebi üzerine cezanın 1/3’ü indirilerek, kalan 533,33 TL özel usulsüzlük cezası tahakkuk ettirilmiş ve mükellefe cezayı 17/6/2017 tarihine kadar ödemesi gerektiği bildirilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi çerçevesinde hesaplanan 533,33 TL özel usulsüzlük cezası, 7020 sayılı Kanun hükümlerine göre %50 oranında indirilerek tahsil edilecektir. Söz konusu cezanın %50’sine isabet eden (533,33 x %50=)266,67 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, özel usulsüzlük cezasından kalan 266,66 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
c) 213 sayılı Kanunun 371 inci Maddesinde Yer Alan Pişmanlık Hükümlerine Göre Beyan Edilen Matrahlar Üzerinden Tahakkuk Eden Alacaklar
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla (bu tarih hariç) pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve 15 günlük ödeme süresi henüz geçmemiş olan alacaklar için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Bu takdirde, pişmanlık zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ancak, 7020 sayılı Kanun hükümlerine göre ödeme yapılmamış olması hâlinde pişmanlık hükümlerinin ihlal edilmiş sayılacağı tabiidir. Dolayısıyla, kısmen pişmanlık ihlali olamayacağından borçlular ödedikleri tutar kadar Kanun hükmünden yararlanamayacaktır.
213 sayılı Kanunun pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 371 inci maddede öngörülen 15 günlük ödeme süresinde ödenmemiş olan vergiler için pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş olacak ve vergi asılları ile bunlara hesaplanan gecikme faizi/gecikme zammı Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 7- Şubat/2016 vergilendirme dönemine ilişkin elektronik ortamda verilmesi gereken gelir (stopaj) vergisi beyannamesi 15/5/2017 tarihinde pişmanlıkla verilmiş, bunun üzerine 18.600,00 TL vergi tahakkuk etmiş ve alacağın vadesi 30/5/2017 tarihi olarak oluşmuştur. Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle 1.370,00 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilerek aynı gün mükellefe tebliğ edilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, Kanun hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Pişmanlık Zammı Hesaplanan Süre*
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
Pişmanlık
Zammı
Oranı
Pişmanlık
Zammı Tutarı
(TL)
Yİ-ÜFE
Hesaplanacak
Süre
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
27/3/2016-
26/5/2017
18.600,00
%19,60
3.645,60
27/3/2016-
26/5/2017
%6,33
1.177,38
* Pişmanlık zammının hesabında Kanunun yayımı tarihi esas alınmıştır.

Ödenecek Tutar

Gelir (stopaj) Vergisi
:
18.600,00 TL
Damga Vergisi
:
33,90 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Pişmanlık Zammı Yerine)
:
1.177,38 TL
TOPLAM
:
19.811,28 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

Pişmanlık Zammı (Gelir (stopaj) Vergisi için)
:
3.645,60 TL
Yukarıda belirtilen 19.811,28 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, 3.645,60 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefe kesilmiş olan 1.370,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına ilişkin vergi/ceza ihbarnamesinin 15/5/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 30 günlük dava açma süresinin geçmemiş olması nedeniyle bu alacak kesinleşmemiş olduğundan, bu ceza için Kanun hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Mükellefçe, yapılandırılan tutarın tamamının Kanun hükümlerine göre ödenmemesi hâlinde, pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş sayılacak ve Kanun hükmünden yararlanılamayacaktır.
ç) 213 sayılı Kanun Uyarınca İkmalen, Re’sen ya da İdarece Yapılan Tarhiyata İlişkin Olarak Dava Açılmaksızın Kesinleşen Alacaklar
İkmalen, re’sen ya da idarece tarh edilmiş ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olan ve ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için tarhiyata ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerinde belirtilen tutar ve hesaplanan gecikme faizi dikkate alınarak Kanundan yararlanılabilecektir.
4- Kanunun Yayımı Tarihinden Önce Asılları Kısmen ya da Tamamen Ödenmiş Olan Vergiler
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan alacaklar Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılandırılacaktır.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihinden önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan vergilerle ilgili olarak aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.
a) Asılları Kısmen Ödenmiş Olan Vergiler
Asılları kısmen ödenmiş olan vergilerin ödenmemiş kısmına,
– vade tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanacak gecikme zammı yerine,
– daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması hâlinde, gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, ödenmemiş vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Asılları kısmen ödenmiş vergilerin, ödenmiş kısmına isabet eden gecikme zammı ve gecikme faizinin ödenmemiş olması hâlinde ise aşağıdaki (b) bölümünde yer alan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
b) Asılları Tamamen Ödenmiş Vergilere İlişkin Gecikme Faizi ve Gecikme Zammı
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce asılları tamamen ödenmiş vergiler üzerinden hesaplanmış gecikme zammı ve gecikme faizleri;
– verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
– vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımı tarihinden önce vergi aslının, vergi aslına uygulanan gecikme zammının, gecikme faizinin ve vergi cezalarının ödenmiş olması, başka bir ifadeyle, ödenmemiş kısmın sadece vergi cezasına uygulanan gecikme zammından ibaret olması hâlinde, herhangi bir şart aranmaksızın vergi cezalarına uygulanan gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
c) Asılları Tamamen Ödenmiş Vergilere İlişkin Gecikme Faizi ve Gecikme Zamlarından, Kanunun Yayımı Tarihinden Önce Kısmen Tahsil Edilenler
Asılları tamamen ödenmiş vergilere ilişkin gecikme faizi ve gecikme zamlarından, Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen tahsilat yapılmışsa,
– verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
– vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ödenmiş gecikme faizi/gecikme zammı tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından fazla olması hâlinde herhangi bir tahsilat yapılmayacak, kalan gecikme faizi/gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla birlikte, tahsil edilmiş gecikme faizi ve gecikme zammından red ve iade yapılmayacaktır.
Ödenmiş gecikme faizi/gecikme zammı tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından az olması hâlinde ise ödenecek tutar, Yİ-ÜFE tutarından ödenmiş olan gecikme faizi/gecikme zammı çıkartılmak suretiyle tespit edilecektir. Bu şekilde belirlenen tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan gecikme faizi/gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 8- Ocak, Şubat, Mart/2016 vergilendirme dönemine ilişkin 22.850,00 TL kurum geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef 17/5/2016 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu kurum geçici vergi borcu mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini, beyanname verme süresi içerisinde vermesi nedeniyle, 1/4/2017 tarihi itibarıyla terkin edilmiş ve 3.359,06 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin gecikme zammı borcuna karşılık vergi dairesince 2/5/2017 tarihinde 350,00 TL tahsilat yapılmıştır.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde geçici verginin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı %4,8855’dir.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (22.850,00 x %4,8855=)1.116,34 TL olacaktır.
Mükellefin gecikme zammına karşılık hiç ödeme yapmamış olması hâlinde, Kanun hükmünden yararlanmak için ödemesi gereken tutar 1.116,34 TL’dir.
Ancak, mükelleften Kanunun yayım tarihinden önce gecikme zammına karşılık 350,00 TL tahsilat yapıldığından, 7020 sayılı Kanuna göre ödemesi gereken Yİ-ÜFE tutarından, daha önce ödenen gecikme zammı tutarı çıkarılarak tahsili gereken Yİ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Buna göre, ödenecek Yİ-ÜFE tutarı; (1.116,34 – 350,00=)766,34 TL’dir.
Mükellefin bu tutarı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemesi hâlinde gecikme zammından kalan (3.359,06 – 350,00=)3.009,06 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
5- Sadece Vergi Aslına Bağlı Vergi Cezası ve Buna İlişkin Gecikme Zammından İbaret Borçlar
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla ödenmemiş borcun sadece vergi aslına bağlı kesilen cezalardan olması durumunda bu Tebliğin (II/F-14) bölümünde belirtilen açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
6- Bir Vergi Aslına Bağlı Olmaksızın Kesilmiş Olan Vergi Cezaları
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilmiş olan vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması hâlinde, anılan bent kapsamında yapılandırılabilecektir.
Bu durumda, vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel usulsüzlük cezaları) %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce bu cezalara karşılık kısmi ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş kısım için bu Kanundan yararlanılacaktır.
Örnek 9- Mükellefe, yaptığı satışa ilişkin fatura vermemesinden dolayı 210,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi 10/2/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kesilen ceza itirazsız kesinleşmiştir.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde 210,00 TL özel usulsüzlük cezasının %50’sine isabet eden (210,00 x %50=)105,00 TL’yi ödemesi gerekecektir. Söz konusu tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde kalan 105,00 TL özel usulsüzlük cezasının tahsilinden vazgeçilecektir.
7- İştirak Nedeniyle Kesilen Vergi Ziyaı Cezaları
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iştirak nedeniyle kesilen, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce bu cezalardan kısmen tahsilat yapılmış ise kalan tutar üzerinden Kanundan yararlanılabilecektir.
8- İhtirazi Kayıtla Beyan Edilen Vergiler
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında, maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihtirazi kayıtla beyan edilmiş ancak ödenmemiş vergiler dava konusu yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın Kanun kapsamında yapılandırılacaktır. Bu takdirde, ihtilafa ilişkin yargı mercilerince verilmiş kararlar dikkate alınmadan mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk eden tutar esas alınarak Kanun hükmünden yararlanılacaktır.
Ayrıca, alacağa ilişkin açılmış olan davalardan vazgeçilmesi gerektiği tabiidir.
9- Motorlu Taşıtlar Vergisine İlişkin Yapılacak İşlemler
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasıyla, Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla, 197 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmadan, taksit ödeme süresi sonuna kadar fenni muayene yaptırılmasına ve uçuşa elverişli belgesi verilmesine imkân sağlanmaktadır.
Ancak, taşıtın satış ve devri hâlinde taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi şartının aranılacağı tabiidir.
10- 5736 sayılı Kanuna Göre Uzlaşılmış Alacaklar
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği hâlde Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan tutarların Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.
5736 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilen alacaklardan 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar, Kanunun 2 nci maddesine göre yapılandırılacak ve ödenecek tutarın tespitinde, alacak asıllarına 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince ödemede gecikilen her ay ve kesri için aylık olarak uygulanması gereken;
– %5 zammın yerine ilgili aylara ait Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
– 5736 sayılı Kanunda öngörülen ve taksitlere %5 zammın uygulandığı süreden sonra gecikilen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanması gereken gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
7020 sayılı Kanuna göre; 5736 sayılı Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri uyarınca ödenecek taksitlere ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde iki oranında hesaplanan faiz için herhangi bir Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacaktır. Binde iki oranında hesaplanan tutar, 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince, Kanun kapsamında yapılandırılan borcun Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla terkin edilecektir.
Diğer taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi kapsamında uzlaşılarak tahakkuk ettirilen ve taksitler hâlinde vadelendirilen alacak tutarı içerisinde yer alan vergi aslı ve gecikme faizi Kanun kapsamında yapılandırılacak ve varsa vergi cezaları hakkında da 7020 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
11- Kanunun 2 nci Maddesi Kapsamındaki İdari Para Cezaları
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde; 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan idari para cezalarının yapılandırma usulü belirlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan askerlik, seçim, nüfus, trafik, karayolu taşıma, otoyollar ve köprülerden ihlalli geçiş idari para cezaları ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından verilmiş olan idari para cezalarından, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilmiş olan ve bu Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanların asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan idari para cezalarından;
– 2918 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarına, vade tarihinden ödendiği tarihe kadar,
– 4925 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde ödenmemiş olan idari para cezalarından, anılan Kanunda değişiklik yapan 5728 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 8/2/2008 tarihinden önce (bu tarih hariç) verilmiş olanlara vade tarihinden 8/2/2008 tarihine kadar (bu tarih hariç),
geçen her ay ve kesri için aylık %5 oranında faiz hesaplanması ve hesaplanan faiz tutarının da cezanın iki katını geçmemesi gerekmektedir.
7020 sayılı Kanun kapsamında trafik ve karayolu taşıma idari para cezalarının yapılandırılmasında aylık %5 oranında hesaplanacak faiz yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Ancak, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarı da ilgili Kanun gereğince idari para cezasının iki katını geçemeyecektir.
2918 sayılı Kanunun 31/7/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki 115 inci maddesi hükmüne göre, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren on gün içerisinde ödenmeyen trafik idari para cezaları iki katına çıkarak ödeme süresi on gün daha uzamakta ve bu süre içerisinde de ödenmeyen trafik idari para cezaları üç katına çıkmaktaydı. 5228 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce verildiği hâlde 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan trafik idari para cezalarının yapılandırılmasında herhangi bir fer’i alacak bulunmadığından, bu alacak üzerinden Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacak ve yapılandırmada üç katına çıkmış tutar esas alınacaktır. Aynı şekilde 4925 sayılı Kanunun 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki 29 uncu maddesi hükmüne göre üç katına çıkmış karayolu taşıma idari para cezaları için de üç katına çıkan tutar üzerinden Kanundan yararlanılabilecektir.
7020 sayılı Kanun kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin tutanakların ilgili vergi dairelerine intikal etmemiş olması hâlinde, borçlular vergi dairelerine idari yaptırım karar tutanaklarını ibraz ederek başvuruda bulunabilecek ve bu başvurular üzerine söz konusu idari para cezaları Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 10- 13/4/2016 vadeli 844,00 TL tutarlı trafik idari para cezasının, Kanundan yararlanılmak suretiyle ödenmesi durumunda ödenmesi gereken alacak tutarı ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı şu şekilde olacaktır.

Faiz Hesaplanan Süre
İdari Para Cezası Tutarı
(TL)
Faiz Oranı
Faiz Tutarı
(TL)
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
14/4/2016-
26/5/2017
844,00
%70
590,80
%6,28
53,00

Ödenecek Tutar
İdari Para Cezası
:
844,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Faiz Yerine)
:
53,00 TL
TOPLAM
:
897,00 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacak
Faiz
:
590,80 TL

Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 897,00 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 590,80 TL tutarındaki faizin tahsilinden vazgeçilecektir.
12- 6183 sayılı Kanun Kapsamında Takip Edilen Diğer Alacaklar
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, vergiler ile Kanun kapsamına giren idari para cezaları dışında kalan ve bu Tebliğin (I/B-1-c) bölümünde belirtilen amme alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında olan ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan asli alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmemiş olan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde ise fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla Kanun hükmünden yararlanılacak ve faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu bent kapsamına giren alacak asıllarının Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde yapılandırılacak tutar bu Tebliğin (II/B-4) bölümüne göre tespit edilecektir.
Bu bölümde yer verilen alacaklara yönelik olarak Kanundan yararlanılmak istenildiği takdirde dava açılmaması, dava açılmış olması hâlinde davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
Örnek 11- Yurtdışından 7 ay vadeli ihracatın finansmanı için 13/3/2013 tarihinde kredi kullanan mükelleften teşvik mevzuatı gereğince kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi yapılmamıştır.
İhracat taahhüdünü süresi içinde kapatan mükellefin taahhüt kapatılmasında kullanılan gümrük beyannamelerinin gerçeğe uygun olmadığının anlaşılması üzerine ilgili banka tarafından 12.000,00 TL kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi takip ve tahsil edilmek üzere mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine 17/7/2014 tarihinde bildirilmiştir. Vergi dairesince yapılan tebliğ üzerine vadesi 24/9/2014 tarihi olan kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ile kredi kullanım tarihinden vade tarihine kadar hesaplanan cezai faiz için Kanunun yayımı tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak üzere bağlı olduğu vergi dairesine başvurması hâlinde, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi aslına;
– Kredi kullanım (13/3/2013) tarihinden vade tarihine kadar geçen süre için hesaplanan cezai faiz yerine,
– Vade tarihinden Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ile cezai faiz ve gecikme zammı yerine uygulanacak Yİ-ÜFE tutarları aşağıdaki şekilde olacaktır.

Cezai Faizin Hesaplandığı Süre
KKDF Tutarı
(TL)
Cezai
Faiz
(TL)
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
13/3/2013 – 23/9/2014
12.000,00
3.313,97
%13,6224
1.634,69
Örnek olayın meydana geldiği dönemde yıllık cezai faiz oranı; 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1 inci maddesinde yer alan kanuni faiz oranlarının 2 katıdır. Hesaplamalarda, kredi kullanım tarihinden alacağın vade tarihine kadar yürürlükte olan kanuni faiz oranlarının 2 katı esas alınarak geçen gün sayıları üzerinden basit faiz hesaplama metodu kullanılmaktadır. 13/3/2013 tarihinden 23/9/2014 tarihine kadar geçen süre için faiz tutarı [12.000,00 x 560 x (9×2)]/36500=3.313,97 TL’dir.

Gecikme Zammının Hesaplandığı Süre
KKDF Tutarı
(TL)
Toplam Gecikme Zammı Oranı
Gecikme Zammı Tutarı
(TL)
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
25/9/2014-26/5/2017
12.000,00
%44,8467
5.381,60
%12,3534
1.482,41
Ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı:

Ödenecek Tutar

Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi
:
12.000,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Cezai Faiz Yerine)
:
1.634,69 TL
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı Yerine)
:
1.482,41 TL
TOPLAM
:
15.117,10 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

Cezai Faiz
:
3.313,97 TL
Gecikme Zammı
:
5.381,60 TL
TOPLAM
:
8.695,57 TL

Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 15.117,10 TL tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 8.695,57 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
13- Tecilli Alacaklar
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrasında “(12) Bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımı tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca, 7020 sayılı Kanun kapsamına giren alacakların, Kanunun yayımı tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar (4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi gibi) uyarınca tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun ödeniyor olması hâlinde borçlular, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş olan taksit tutarları için Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Bu takdirde, tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanmış ve tahsil edilmiş olduğundan, ödenmiş kısım ile ilgili herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Kalan taksit tutarları vadesinde kısmen veya tamamen ödenmemiş alacak kabul edilerek 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır.
İlgili kanunlara göre tecil edilmesine rağmen alacağın varlığına ilişkin mahkemelerde ihtilafın devam ediyor olması, dolayısıyla alacağın kesinleşmemiş bulunması durumunda bu alacağın Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olmayacaktır.
Ayrıca, 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ondokuzuncu fıkrasında, bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar ile bu maddenin onikinci fıkrası kapsamında olan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle, Kanun hükümlerinden yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce taksit tutarları ile birlikte ödenen tecil faizleri red ve iade edilmeyecektir.
Bu durumdaki alacaklar için Kanundan yararlanılmak istenilmesi hâlinde ödenmemiş alacak aslına uygulanmış olan fer’i alacaklar yerine, vade tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak yapılandırılan alacak tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde alacak asıllarıyla ilgili fer’i alacakları ile asla bağlı vergi cezaları ve bu cezalara ilişkin gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecektir.
6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile diğer kanunlar gereğince tecil edilen alacağın gecikme zammı, gecikme faizi ve/veya vergi cezasından ibaret olması hâlinde, bu Tebliğin (II/B-4 ila 6) bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde ödenecek Yİ-ÜFE tutarı tespit edilerek Kanun hükmünden yararlanılacaktır. Bu takdirde de Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş tecil faizlerinin red ve iadesi yapılmayacaktır.
Örnek 12- Mükellef tarafından 26/7/2016 tarihinde ödenmesi gereken 24.000,00 TL gelir (stopaj) vergisi zamanında ödenmemiştir. 3/11/2016 tarihinde vergi dairesine başvurularak toplam borç için tecil talebinde bulunulmuştur.
Vergi dairesi mükellefin gecikme zammı dâhil 25.086,46 TL borcu olduğunu tespit etmiş ve bu tutarın, ilk taksit Kasım/2016 ayından başlamak ve 12 ayda 12 eşit taksitte ödenmek üzere tecilini uygun görmüştür.
Aylık Taksit Tutarı: 25.086,46 / 12 = 2.090,54 TL’dir.
Mükellef ilk yedi taksitini zamanında ödemiş, 7/6/2017 tarihinde Kanundan yararlanmak için bağlı olduğu vergi dairesine başvuruda bulunmuştur. İlk yedi taksit ile birlikte toplam 573,51 TL tecil faizi ödenmiştir.
Bu örnekte, vergi dairesi öncelikle kalan borç tutarından ne kadarının vergi aslı, ne kadarının da gecikme zammı olduğunu tespit edecektir.
Örnek olayda;

Ödenen Borç Tutarı
=
Aylık Taksit Tutarı x Ay Sayısı

=
2.090,54 x 7

=
14.633,78 TL’dir.
Ödenen tutardan vergi aslına isabet eden tutar, aşağıdaki formüle göre tespit edilecektir.

Vergi aslına isabet eden tutar
=
Ödenen Tutar x Vergi Aslı Tutarı
Toplam Borç Tutarı

Vergi aslına isabet eden tutar
=
14.633,78 x 24.000,00
=
14.000,00 TL’dir.
25.086,46

Kalan vergi aslı tutarı = 24.000,00 – 14.000,00 = 10.000,00 TL’dir.
Bu durumda, tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır. Kalan 5 taksit tutarının toplamı 10.452,70 TL olup bunun 10.000,00 TL’si vergi aslı, 452,70 TL’si gecikme zammıdır.
Vergi aslından kalan 10.000,00 TL tutara, Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanan 1.400,00 TL gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak 352,00 TL Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Kanuna göre ödenmesi gereken vergi aslı ve Yİ-ÜFE tutarının (10.352,00 TL), Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde 10.000,00 TL vergi aslına hesaplanan 1.400,00 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Bununla birlikte, tecil kapsamında ilk yedi taksit tutarı ile birlikte Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilen 573,51 TL tecil faizi red ve iade edilmeyecektir.
14- Bazı Kanunlara Göre Yapılandırılmış Olan ve Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Ödemeleri Devam Eden Alacaklar
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (a) bendinde; bu Kanun hükümlerinin, 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlandığından, anılan Kanunlar uyarınca uzlaşma ya da yapılandırma hükümlerinden yararlanan kuruluşların bu borçları Kanun kapsamında yapılandırılmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince;
– 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
– 6552 sayılı Kanun,
– 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun,
hükümlerine göre yapılandırılan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar ile,
– 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacakların (matrah ve vergi artırımı ile işletme kayıtlarının düzeltilmesinden kaynaklanan vergiler),
7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası ile 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunduğu hâlde geçici 2 nci maddenin yürürlüğe girdiği 27/1/2017 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek anılan Kanun hükümlerini ihlal eden borçlulara, ihlale neden olan tutarları, ödemeleri gerektiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar (bu tarih dâhil) geçen süre için 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin altıncı fıkrasında belirlenen ve ödemede gecikilen her ay ve kesri için hesaplanması gereken geç ödeme zammı ile birlikte 31 Mayıs 2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödemeleri hâlinde 6736 sayılı Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı sağlanmıştır.
Ayrıca, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre, 6736 sayılı Kanun kapsamında 2017 yılının Ocak ayından itibaren (ödeme süresi bu aya tekabül eden taksitler dâhil) ödenmesi gereken taksitlerin her birinin ödeme süreleri dörder ay uzatılmıştır.
Buna göre, 7020 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 27/5/2017 tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan ve taksit ödemeleri devam eden bu alacakların 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
Örnek 13- Mükellef, 26/4/2013 vadeli katma değer vergisi borcunu 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında 12 taksit ödeme seçeneğini tercih etmek suretiyle yapılandırmış, 2012 takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi borcunu ise yapılandırmamıştır.
Mükellef, yapılandırılan borcuna ilişkin olarak, 30/11/2016 tarihine kadar ödemesi gereken birinci taksitini süresinde ödemediğinden, 6736 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.
Ancak, 6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesiyle mükelleflere, ödenmeyen birinci taksit tutarlarının, hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 31 Mayıs 2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödenmesi hâlinde anılan Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı sağlanmıştır.
Buna göre, mükellefin, yapılandırılan borcuna ilişkin süresinde ödemediği birinci taksiti 6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine istinaden 31 Mayıs 2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödeme imkânı bulunduğundan, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun hükümleri ihlal olmamıştır. Bu nedenle, mükellefin 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borcu için 7020 sayılı Kanundan yararlanma imkânı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, mükellefin 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmadığı 2012 takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi borcu için 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabilmesi mümkündür.
Örnek 14- 6736 sayılı Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılan vergi incelemesi sonucu tarh edilen vergi ve kesilen cezalara ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi mükellefe 10/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, mükellef 6736 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ila sekizinci fıkrası hükümlerinden yararlanmak için peşin ödeme seçeneğini tercih ederek 6/12/2016 tarihinde başvuruda bulunmuş ve borcun vadesi 31/12/2016 olarak belirlenmiştir. Ancak, mükellef tarafından bu tarihe kadar ödeme yapılmamıştır.
Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince, süresinde ödenmeyen söz konusu borcun, 31/1/2017 tarihine kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde anılan Kanundan yararlanma imkanı bulunmasına rağmen mükellef bu süre içerisinde de ödeme yapmamıştır.
Bu durumda, 6736 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırması 1 Şubat 2017 tarihi itibarıyla ihlal olmuş ve 6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi hükümlerinden yararlanamamıştır.
Buna göre, mükellefin söz konusu vergi/ceza ihbarnamesine konu borcu için 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun hükümleri ihlal edilmiş olduğundan, söz konusu borcun 7020 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.
15- Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Yargı Kararına Göre Kesinleştiği Hâlde Ödeme Süresi Belirlenmemiş Alacaklar
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacakların da bu madde hükümlerinden yararlandırılacağı, bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacağı ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihinin kabul edileceği, bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, Kanunun kapsadığı dönemlerle ilgili olup, tarhiyata ilişkin mahkemelerce verilerek taraflardan birine tebliğ edilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşen yargı kararına istinaden vergi dairelerince mükellefe ödemeye yönelik tebligatın (Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi) yapılmaması nedeniyle borcun vadesinin belirlenmediği alacaklar için bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla Kanundan yararlanılabilecektir.
Bu durumda, borçlunun başvuru dilekçesinde bu fıkra kapsamına giren borçları için Kanun hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtmesi şartıyla, bu alacaklar için ayrıca vergi dairesince mükellefe Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi tebliğ edilmeyecek ve alacakların vade tarihi Kanunun yayımı tarihi kabul edilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacakların yalnızca vergi aslı veya vergi aslı ile birlikte asla bağlı vergi cezası olması durumunda, verginin tamamı ile bu tutar üzerinden gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak yapılandırılan alacak tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla alacak asıllarıyla ilgili gecikme faizi ile asla bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca asla bağlı vergi cezası olması ve vergi aslının Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması durumunda, herhangi bir başvuruya bağlı olmaksızın bu cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca asla bağlı olmayan vergi cezası olması durumunda, bu vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel usulsüzlük cezaları) %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun yayımı tarihinden sonra bu fıkra kapsamına giren alacaklara yönelik başvuru süresi içerisinde yapılmış ödemelere ilişkin tebligatlar hakkında da başvurulması şartıyla bu fıkra hükmü uygulanacak ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayım tarihi kabul edilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımı tarihinden önce fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık kısmi ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş kısım için bu madde hükümlerinden yararlanılabilecektir. Ancak, fıkra kapsamına giren alacakların Kanunun yayımı tarihinden önce tamamının ödenmiş olması hâlinde bu madde hükümlerinden yararlanılamayacağı tabiidir.
Ayrıca, bu fıkra hükmünden yararlanılması durumunda, fıkra kapsamına giren alacaklar için tebligat yapılmayacağı gibi alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edileceğinden, madde hükümlerinin ihlal edilmesi hâlinde söz konusu alacaklar için Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi tebliğ edilmeksizin ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi vade tarihi kabul edilmek suretiyle takip ve tahsil işlemlerine devam edilecektir.
Ancak, borçlu tarafından bu fıkra hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunulmaması durumunda vergi dairesince alacağa yönelik Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesinin tebliğ edileceği tabiidir.
16- Belediyelerin Ücret, Su ve Atık Su Alacakları, Büyükşehir Belediyelerinin Katı Atık Ücreti Alacakları ile Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Su ve Atık Su Alacakları
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları gereğince yapılandırılacak ücret, su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu alacakların yapılandırılmasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/B-12) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
C- ÖDEME SÜRESİ VE ŞEKLİ
1- Ödeme Süresi
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) 30/6/2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 31/7/2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil), Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 31/8/2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm çerçevesinde; Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine borçlu olanların Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak istemeleri hâlinde, 30 Haziran 2017 tarihine (bu tarih dâhil) kadar borçlu bulundukları tahsil dairelerine başvurmaları gerekmektedir. Kanun kapsamında yapılandırılan borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ya da ikişer aylık dönemler hâlinde azami onsekiz eşit taksitte ödenmesi mümkün olup ilk taksit ödeme süresi 31 Temmuz 2017 tarihi mesai saati bitiminde sona ermektedir.
Kanunun 3 üncü maddesi hükmü ile azami taksit süresi 18 eşit taksit olarak belirlenmiş olmakla birlikte 6, 9 ve 12 eşit taksitte ödeme seçenekleri de bulunmaktadır.
Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonuna kadar uzayacaktır.
2- Ödeme ve Katsayı Uygulaması
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle, Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacak tutarının peşin veya taksitle ödenmesi imkânı getirilmiş ve ödeme süresine bağlı olarak katsayı uygulaması öngörülmüştür.
Katsayı uygulamasının düzenlendiği Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu tutarlara bu Kanunun yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden ayrıca %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi hâlinde, borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
c) Taksitle yapılacak ödemelerde 2 nci ve 4 üncü maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,045),
2) Dokuz eşit taksit için (1,083),
3) On iki eşit taksit için (1,105),
4) On sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükmün uygulamasında aşağıda yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
a) Kanuna göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak tamamen ödenmesi hâlinde, bu tutara Kanunun yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı ya da katsayı uygulanmayacaktır.
Söz konusu ödemenin defaten yapılması zorunlu olmayıp, ilk taksit ödeme süresi içerisinde farklı zamanlarda borcun tamamının ödenmesi hâlinde de bu hükümden yararlanılacaktır.
b) Kanuna göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak tamamen ödenmesi hâlinde, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutar üzerinden ayrıca %50 oranında indirim yapılacaktır.
Ancak, peşin ödeme indirimi ilk taksit ödeme süresi içerisinde borcun tamamına karşılık yapılan ödemelere uygulanacağından, Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte yapılacak ödemelerde peşin ödeme indirimi uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Örnek 15- Kanun hükümlerinden yararlanmak için vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef, peşin ödeme seçeneğini tercih etmiştir.
Vergi dairesi, Kanun kapsamında yapılandırılan alacak aslı tutarını 145.800,00 TL, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutarı ise 38.250,00 TL olmak üzere toplam 184.050,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan borç tutarını peşin ödeme seçeneği ile ödemeyi tercih ettiğinden, ayrıca bir katsayı hesaplanmamıştır.
Mükellef tarafından ilk taksit ödeme süresi içerisinde yapılandırılan borcun ödenmesi nedeniyle fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutardan %50 oranında indirim yapılacaktır. Bu durumda, mükellef Yİ-ÜFE tutarı olarak [38.250,00 – (38.250,00 x %50)]=19.125,00 TL, toplamda 164.925,00 TL ödeme yapmak suretiyle Kanun hükümlerinden yararlanacaktır.
Ancak, yapılandırılan borcun mükellef tarafından Temmuz/2017 ayının sonuna kadar ödenmeyip, hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte Ağustos/2017 ayı içerisinde ödenmesi durumunda 38.250,00 TL Yİ-ÜFE tutarının tamamının ödenmesi gerekmektedir.
Örnek 16- Örnek 5’de belirtilen yapılandırılan alacağın peşin ödenmek istenmesi hâlinde ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilecek tutar aşağıda gösterilmiştir.

Ödenecek Tutar

Katma Değer Vergisi
:
50.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.370,00 x %50=)
:
685,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarının %50’si (Gecikme Faizi Yerine)
:
895,00 TL
TOPLAM
:
51.580,00 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

Vergi Ziyaı Cezası
:
6.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.370,00 x %50=)
:
685,00 TL
Gecikme Faizi
:
7.000,00 TL
Yİ-ÜFE Tutarının %50’si
:
895,00 TL
TOPLAM
:
14.580,00 TL

Örnek 5’de yer alan toplam 64.370,00 TL alacak, Kanun kapsamında yapılandırılarak peşin ödenmesi hâlinde 51.580,00 TL’ye düşmekte ve 14.580,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilmektedir.
c) Yapılandırılan alacak tutarının taksitle ödenmesi mümkündür. Bu takdirde, borçlularca başvuru sırasında; 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden biri tercih edilecektir. Borçlu tarafından taksit sayısına ilişkin bir tercihte bulunulmaması hâlinde, idarece Kanunda öngörülen en uzun taksit sayısı olan 18 taksite ilişkin ödeme planı verilecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin açık hükmü sebebiyle borçlular tercih ettikleri taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapamayacaktır.
ç) Taksitle yapılacak ödemeler için Kanunun öngördüğü ilgili katsayı, yapılandırılan alacak tutarı ile çarpılacak ve bulunacak tutar borçlu tarafından seçilen taksit sayısına bölünerek ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılandırılan alacağın 6 eşit taksitte ödenmesi yönünde tercih kullanıldığı takdirde yapılandırılan alacak tutarı 6 eşit taksit için öngörülen (1,045) katsayısı ile çarpılacak ve bulunan tutar taksit sayısı olan 6 sayısına bölünecektir. Aynı şekilde borçlunun 18 eşit taksiti seçmesi hâlinde, taksitle ödenecek alacak tutarı (1,15) katsayısı kullanılarak tespit edilecektir.
d) 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ile borçlulara seçtikleri taksit süresinden daha kısa sürede ödeme yapma imkânı verilmekte ve daha kısa sürede yapılan ödemelerde madde hükmüne göre hesaplanan katsayının düzeltilmesi öngörülmektedir.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarının 18 eşit taksitte ödenmesi yönünde tercih kullanıldığı hâlde borcun 9 eşit taksit için öngörülen sürede tamamen ödenmesi hâlinde, (1,15) katsayısı esas alınarak hesaplanan tutar, 9 eşit taksit için öngörülen (1,083) katsayısına göre düzeltilecektir.
Kanunda genel olarak 6, 9, 12 ve 18 eşit taksit süresi olmak üzere dört ayrı taksit süresi ve bu süreler için dört farklı katsayı belirlenmiştir. Erken yapılan ödemeler nedeniyle katsayı düzeltmesinin yapılabilmesi için borçlu tarafından seçilen taksit süresine uygulanacak katsayı ile alacağın tamamının ödendiği tarihin denk geldiği taksit süresi için belirlenmiş katsayının birbirinden farklı olması gerekmektedir.
Örnek 17- Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef, borcunu 12 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi dairesi Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 36.000,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 12 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 36.000,00 TL alacak tutarı (1,105) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 12’ye bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
12 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar : 36.000,00 x 1,105= 39.780,00 TL
Taksit tutarı : 39.780,00 / 12= 3.315,00 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 36.000,00 TL’nin (39.780,00 – 36.000,00=)3.780,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, Temmuz/2017, Eylül/2017, Kasım/2017, Ocak/2018, Mart/2018 aylarında ödemesi gereken taksit tutarları toplamı olan (3.315,00 x 5=)16.575,00 TL’yi süresinde ödemiştir.
Nisan/2018 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Başvuru sırasında 12 eşit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit taksit ödeme seçeneğinin ödeme süresi içerisinde, borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak tutarına (1,105) katsayısı yerine 6 eşit taksit için öngörülmüş olan (1,045) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045) katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.
Buna göre;

6 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar
:
36.000,00 x 1,045
=
37.620,00 TL
Ödenen toplam taksit tutarı
:
3.315,00 x 5
=
16.575,00 TL
Tahsil edilecek toplam tutar
:
37.620,00 – 16.575,00
=
21.045,00 TL

olacaktır.
Bu durumda, mükellefin 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan 36.000,00 TL borcu için (37.620,00 – 36.000,00=)1.620,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (3.780,00 – 1.620,00=)2.160,00 TL daha az ödeme imkânı sağlayacaktır.
Örnek 18- Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef, borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi dairesi Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 22.000,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 22.000,00 TL alacak tutarı (1,15) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.

18 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar
:
22.000,00 x 1,15 = 25.300,00 TL
Taksit tutarı
:
25.300,00 / 18 = 1.405,56 TL’dir.

Taksitlendirmeye esas olan 25.300,00 TL’nin (25.300,00 – 22.000,00=)3.300,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, ilk 12 taksiti süresinde ödemiştir. Bu sürede yapılan toplam tahsilat (1.405,56 x 12=)16.866,72 TL’dir.
Haziran/2019 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Mükellef tarafından borcun tamamı 18 eşit taksit için öngörülmüş ödeme süresi (Temmuz/2017 ila Mayıs/2020) içinde erken ödenmiş olmakla birlikte, ödemenin yapıldığı Haziran/2019 ayı Kanunda belirlenen ve farklı katsayı uygulanmasını gerektiren 12 eşit taksit için öngörülmüş süreden (Temmuz/2017 ila Mayıs/2019) sonraya rastlamaktadır.
Kanunda 12 eşit taksit ila 18 eşit taksit arasındaki süreler için farklı bir katsayı belirlenmemiştir. Bu nedenle, mükellefçe yapılan ödemeye 18 eşit taksit için belirlenmiş katsayı dışında bir katsayı uygulanması imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Haziran/2019 ayında mükellefin kalan altı taksit tutarını defaten ödemesi hâlinde herhangi bir katsayı düzeltmesi yapılmayacaktır.
Örnek 19- Örnek 18’de belirtilen mükellefin taksitlendirilen borcunun ilk 5 taksitini süresinde ödedikten sonra kalan kısmın tamamını Mayıs/2018 ayında ödediği kabul edildiğinde Kanun kapsamında ödenecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarı 22.000,00 TL’dir. Katsayı uygulanmak suretiyle taksitlendirilen tutara (25.300,00 TL) karşılık beş taksit tutarı olan 7.027,80 TL tahsil edilmiştir.
Başvuru sırasında 18 eşit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit taksit ödeme seçeneğinin ödeme süresi içerisinde borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak tutarına (1,15) katsayısı yerine 6 eşit taksit için öngörülmüş olan (1,045) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045) katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.

Buna göre;

6 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar
:
22.000,00 x 1,045
=
22.990,00 TL
Ödenen toplam taksit tutarı
:
1.405,56 x 5
=
7.027,80 TL
Tahsil edilecek toplam tutar
:
22.990,00 – 7.027,80
=
15.962,20 TL

olacaktır.

Bu durumda, mükellefin 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan 22.000,00 TL borcu için (22.990,00 – 22.000,00=)990,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (25.300,00 – 22.990,00=)2.310,00 TL daha az ödeme imkânı sağlayacaktır.
e) 7020 sayılı Kanun kapsamında ödenecek tutarlar, vergi dairelerine, anlaşmalı bankalara ödenebileceği gibi, anlaşmalı bankaların banka kartı ve kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödenebilecektir.
3- Kredi kartı ile ödeme
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “(4) Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm, 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarının kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödenmesine imkân vermektedir. Madde hükmüne göre kredi kartı kullanılarak ödeme yapılabilmesi için aracılık yapan bankalarla anlaşma yapılması gerekmektedir.
Bu Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek alacakların tahsilatı amacıyla ödemeye aracılık yapacak bankalarla gerekli anlaşma sağlanmış olup kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılacak ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesi (www.gib.gov.tr) üzerinden yapılabilecektir. Ancak, bankaların uygulama geliştirmeleri hâlinde, internet siteleri veya şubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat işlemleri yapılması mümkündür.
Kredi kartı ile yapılacak ödemeler, tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten ödenmesi ya da bir veya birden fazla taksitin ilgili taksit aylarına yansıtılmak suretiyle ödenmesi şeklinde yapılabilecektir.
Borçluların kredi kartına taksit şeklinde ödeme yapmak istemeleri hâlinde, 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarı banka tarafından borçlunun hesaplarına Kanunun öngördüğü taksit aylarında yansıtılacaktır. Bununla birlikte, borçlu tarafından yapılan ödeme tutarını gösterir alındı, kredi kartı ile ödeme işleminin yapıldığı tarih itibarıyla verilecek ve borç ödenmiş kabul edilecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, kredi kartı kullanılmak ve borçlunun bankadaki kredi hesaplarına taksit aylarında borç olarak yansıtılmak suretiyle yapılan ödemeler, ilgili taksit ayının son gününü izleyen günden itibaren 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen sürede Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Örneğin, borçlu tarafından Kanun kapsamında taksitlendirilmiş alacağın ilk iki taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan Temmuz/2017 ve Eylül/2017 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü izleyen 20 gün içerisinde Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Kredi kartıyla yapılan taksitli ödemenin Kanunun öngördüğü taksitli ödeme şekli olduğu dikkate alındığında, bu şekilde yapılan ödemelerde de katsayı uygulanacaktır.
4- Mahsuben ödeme
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında, Kanun hükümlerinden yararlanarak borçlarını yapılandıran mükelleflerin vergi dairelerinden olan alacaklarıyla yapılandırılan borçlarını ne şekilde ödeyebilecekleri hususu düzenlenmiştir.
Madde hükmüne göre, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere, Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Belgelere ek olarak mahsuben iadenin gerçekleştirilebilmesi için teminat, yeminli mali müşavir raporu veya vergi inceleme raporu da aranan durumlarda, bunların da aynı süre içinde vergi dairesine intikal etmiş olması gerekmektedir.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılacaktır. Mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen taksit tutarının bir ay içerisinde ödenmesi hususunda bildirimde bulunulması gerekmektedir.
Bir aylık süre içerisinde eksik ödenen taksit tutarının, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Mükelleflerin bu hükümden yararlanmaları için başvurularını bu Tebliğe ekli (Ek:2/E) dilekçe ile yapmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellefin mahsup talebi üzerine mahsup işlemleri yapıldıktan sonra, fazla veya yersiz mahsup yapıldığının tespiti hâlinde, haksız alınan iade tutarı için vergi mevzuatı gereği gerekli tarhiyatın yapılacağı tabiidir. Bu durumda, Kanun kapsamında mahsup yoluyla yapılmış olan tahsilatlar için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacaktır.
Ç- KANUN HÜKMÜNDEN YARARLANMANIN DİĞER ŞARTLARI
1- Taksit Ödeme Süresince Mükelleflerin Beyanı Üzerine Tahakkuk Edecek Vergilerin Zamanında Ödenmesi
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında “(7) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri, çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri hâlinde bu Kanun hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, Kanundan yararlanmak üzere yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için başvuruda bulunan mükelleflerin Kanunda öngörülen diğer şartların yanı sıra; belirtilen vergi türlerinden, taksit ödeme süresince beyan üzerine ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden mükellef tarafından seçilen son taksit ödeme süresinin sonuna kadar, erken ödeme hâlinde borcun tamamen ödendiği tarihe kadar, tahakkuk edenleri vadesinde ödemeleri şarttır.
Bu hüküm, Kanuna göre ödenecek taksitlerin süresinde ödenmemesi hâlinde uygulanacak hükümler ile ilişkili olmayıp, taksit ödeme süresince mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk edecek vergilerin zamanında ödenmesi ile ilgilidir.
Örneğin, gelir vergisi mükellefi olan borçlunun, Kanundan bu vergi türü için 12 eşit taksitte ödeme seçeneği ile yararlanması durumunda, ilk taksit ödeme süresinin başladığı 1/7/2017 tarihinden 12 eşit taksitin sona erdiği 31/5/2019 tarihine kadar beyanı üzerine tahakkuk eden, gelir vergisini, katma değer vergisini, gelir (stopaj) vergisini ve mükellefiyeti bulunması hâlinde özel tüketim vergisini ödemesi gerekmektedir. Ancak, bu vergilerle birlikte tahakkuk eden damga vergisinin vadesinde ödenmemesi hâlinde yapılandırma ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmesi şartı, bir takvim yılında her bir vergi türü için en fazla iki defa ihlal edilebilecektir. Böyle bir durumda borçlular Kanun hükümlerinden yararlanma haklarını kaybetmeyecektir.
Ancak, bir vergi türünün bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde mükellefler üçüncü ihlale konu verginin vadesinin rastladığı ayın sonuna kadar (bu tarih dâhil) ödedikleri taksitler için Kanun hükmünden yararlanacak bu tarihten sonra ise Kanun kapsamında ödeme haklarını kaybedeceklerdir.
Diğer taraftan, mükelleflerin çok zor durumda bulunmaları nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememeleri hali Kanunun ihlal nedeni sayılmamıştır.
Çok zor durum hali, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde geçen “çok zor durum” halini ifade etmektedir.
Buna göre, 6183 sayılı Kanuna göre vadesinde ya da vadesinden önce yapılan müracaatlara istinaden borçları tecil edilen mükelleflerin çok zor durumda bulundukları kabul edilecektir. Tecil talebi çok zor durum hali dışındaki nedenlerle (Örneğin, özel tüketim vergisi gibi taksitlendirilmesi uygun görülmeyen vergiler veya diğer nedenler) uygun görülmeyen mükellefler için tecil yapılmamakla birlikte, çok zor durum halinin varlığı tespit edilmişse Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
2- Dava Açılmaması, Açılmış Davalardan Vazgeçilmesi
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrasında, bu Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların Kanunda belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Kanun kapsamına, alacağın varlığı hususunda ihtilaf olan alacaklar girmemekte olup, münhasıran kesinleşmiş alacaklar girdiğinden, bu Kanundan yararlanmak isteyen borçluların kesinleşmiş alacaklara ilişkin dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) ve kanun yollarına başvurmamaları gerekmektedir. Bu nedenle, Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların bu yöndeki iradelerini başvuruları sırasında yazılı olarak belirtmeleri şarttır.
Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller tarafından açılan davalardan vazgeçme yetkisi, bunların kanuni temsilcilerinde bulunduğundan, Kanundan yararlanma başvuruları kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır. Aynı şekilde, iflas idaresi tarafından açılan ya da ihtilafı devam ettirilen davalardan da iflas idaresince vazgeçilmesi gerekecektir. Kanuni temsilcilerin bu başvuruları sırasında dilekçelerine temsilci sıfatlarını gösteren belgeyi eklemeleri icap etmektedir.
Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrası hükmü gereğince, davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairelerine verilecek ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu nedenle, tahsil dairelerince alınan dilekçenin bir örneğinin derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilmesi gerekmektedir.
Kanundan yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunan borçluların, devam eden ihtilaflardan vazgeçtiklerini gösterir ıslak imzalı dilekçelerini başvuru süresi içerisinde ilgili tahsil dairesine vermeleri gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükelleflerce Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği tabiidir.
3- Kanunun Yayımı Tarihinden Sonra Tebliğ Edilen Yargı Kararları İle Yargılama Giderleri
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onaltıncı fıkrası gereğince, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen yargı kararları uyarınca işlem yapılmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onyedinci fıkrasına göre, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlarla hükmedilmiş yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile fer’ilerinin bulunması hâlinde bu tutarlar karşılıklı olarak talep edilmeyecek, bu alacaklar için icra takibi yapılamayacak ve vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmayacaktır.
D- TAKSİTLERİN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde, Kanuna göre yapılandırılan alacakların taksitlerinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun hükümlerinden yararlanabilme koşullarına yönelik düzenlemeler yer almaktadır.
1- Süresinde Ödenmeyen Taksitler
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasında “(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında en fazla iki taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacak ve ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun başvuru sırasında tercih ettiği taksitlendirme süresinin son taksitini izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.
Dolayısıyla, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden;
– İlk ikisinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
– Bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
– Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen ayın sonuna kadar da ödenmemesi,
hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Bu durumda, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden ilk ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmesi Kanundan yararlanma hakkının devamı için zorunlu olduğundan, taksitli ödeme seçeneğini tercih eden borçluların Temmuz/2017 ve Eylül/2017 taksitlerini süresinde ve tam olarak ödemeleri gerekmektedir.
Bu hüküm, alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası gereğince, aynı maddenin yirminci ve yirmibirinci fıkra hükümlerine göre 213 sayılı Kanun kapsamında ilan edilen mücbir sebep halleri ile ilgili olarak 7020 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin ödeme süresinin uzatılması hâlinde, bu taksitler için süresinde ve tam olarak ödenme şartı aranılmayacaktır. Bununla birlikte, süresinde ödenmeyen taksitler hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
7020 sayılı Kanun hükümlerine göre borçlarını yapılandıran belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken taksit tutarlarının, 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanuna göre belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından tahsil edilmesi gerekmekle birlikte, 5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Bakanlar Kurulunca durdurulması hâlinde, aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için de durdurulacağından taksit ödemeleri yönünden bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
2- İhlal Nedeni Olmayan Eksik Ödemeler
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında “(9) Bu maddenin yedinci ve sekizinci fıkraları uyarınca vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların veya taksit tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 5 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenecek taksitler ile taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden ve Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen vergilerin (her bir vergi türü itibarıyla) vadesinde yapılan ödemelerinde 5,00 TL’ye kadar eksik ödemeler ihlal sebebi sayılmayacaktır. Bununla birlikte, tahakkuk eden alacağın %10’u 5,00 TL’nin altında ise yüzde %10 tutarına isabet eden tutar kadar eksik ödeme hali ihlal sebebi sayılmamıştır. Ancak, bu tutarları aşan eksik ödemelerin ihlal sebebi olarak değerlendirileceği tabiidir.
Örneğin, Kanun hükmünden gelir vergisi için yararlanmış bir mükellefin Kasım/2017 dönemine ilişkin beyanı üzerine tahakkuk eden katma değer vergisi 2.435,00 TL olmasına rağmen bankaya 2.430,00 TL olarak ödeme yapılmıştır. Eksik ödenen tutar, 5,00 TL’yi aşmadığından Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Diğer taraftan, tahakkuk eden verginin %10’u olan (2.435,00 x %10=)243,50 TL ise 5,00 TL’den daha fazla olduğundan tutarın oranla mukayese edilmesine gerek olmadığı tabiidir.
3- İhlal Hâlinde Kanun Hükümlerinden Yararlanma
7020 sayılı Kanun kapsamında ödenecek taksitler ile taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden ve Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen vergilerin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde borçluların, Kanundan ne şekilde yararlanabileceklerine ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
a) Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasında, Kanun kapsamına giren alacakların aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde, borçluların ödedikleri tutar kadar Kanun hükümlerinden yararlanacağı düzenlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında taksitlendirilen alacakların Kanunda öngörülen süre ve şekilde tamamen ödenmemesi hâlinde, bu Tebliğin (II/B-3-c) bölümlerinde yer alan açıklamalar saklı kalmak kaydıyla borçlular yaptıkları ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden yararlandırılacaktır.
Örnek 20- Mükellef, 7020 sayılı Kanun kapsamında olan kesinleşmiş borçları için Kanundan yararlanma talebinde bulunmuştur.
Mükellefin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kapsama giren borçları aşağıdaki şekildedir:

2015 takvim yılı gelir vergisi

:

64.000,00 TL
Gelir vergisine ilişkin gecikme zammı
:
10.633,08 TL
26/9/2016 vadeli gelir (stopaj) vergisi
:
12.440,00 TL
Gelir (stopaj) vergisine ilişkin gecikme zammı
:
1.393,28 TL
TOPLAM
:
88.466,36 TL

Vergi asıllarına vade tarihleri ile Kanunun yayımı tarihine kadar gecikme zammı yerine hesaplanacak toplam Yİ-ÜFE oranları ve tutarları aşağıdaki gibidir:

Gelir Vergisi I. Taksit Tutarı İçin
:
32.000,00 x %6,2842 =
2.010,94 TL
Gelir Vergisi II. Taksit Tutarı İçin
:
32.000,00 x %3,4742 =
1.111,74 TL
Gelir (stopaj) Vergisi İçin
:
12.440,00 x %3,23 =
401,81 TL
TOPLAM (Yİ-ÜFE)
:

3.524,49 TL

Katsayısız Genel Toplam

:

76.440,00 + 3.524,49 = 79.964,49 TL
Mükellef, vergi asılları ile hesaplanan Yİ-ÜFE tutarları toplamını Kanun kapsamında 9 eşit taksitte ödemeyi tercih etmiştir.
Ödenecek Taksit Tutarları = [(Vergi Asılları + Toplam Yİ-ÜFE Tutarı) x 1,083] / 9
= [(76.440,00 + 3.524,49) x 1,083 ] / 9
= 9.622,40 TL
Mükellef Kanuna göre 8 taksiti süresinde ödemiş ancak, son taksit için herhangi bir ödeme yapmamıştır.
Bu durumda, mükellefin yaptığı ödemeler, vadesi önce gelen borçlardan başlanarak her bir dönem itibarıyla mahsup edilecektir. Yapılan ödemeler belirtilen şekilde mahsup edildikten sonra alacağın tamamen tahsil edilemediği dönemlerde Kanun hükmü ihlal edilmiş sayılacaktır. Bu takdirde, kısmi ödeme olan döneme ilişkin vergiler için yapılmış ödemeler kadar Kanundan yararlanılacaktır.
Mükellefin Kanundan yararlanacağı tutar hesaplanırken, yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, Kanun kapsamında yapılandırılan toplam alacak tutarı 79.964,49 TL olup, bu tutara karşılık 8 taksit içerisinde ödenen tutar [(79.964,49 / 9=)8.884,94 x 8=]71.079,52 TL’dir.
Mükellefin vadesi önce gelen borcu yıllık gelir vergisi olduğundan, 71.079,52 TL yapılan ödeme tutarı, ilk önce yıllık gelir vergisi ile buna isabet eden Yİ-ÜFE tutarı toplamına (64.000,00 + 3.122,68=)67.122,68 TL mahsup edilecektir. Bu şekilde yapılan mahsup sonucunda mükellef, 31/3/2016 ve 31/7/2016 vadeli gelir vergisi ve buna ilişkin gecikme zammı için Kanundan yararlanmış olacaktır.
Mahsuptan sonra kalan (71.079,52 – 67.122,68 =)3.956,84 TL tutar, gelir (stopaj) vergisi ve bu vergiye ilişkin Yİ-ÜFE tutarı toplamı olan 12.841,81 TL’yi karşılayamadığından bu dönem borcu için Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılacaktır.
Bu durumda, yapılan ödeme tutarı kadar Kanundan yararlanılacaktır. Ödeme tutarından vergi aslına isabet eden tutar;

Vergi aslına isabet eden tutar
=
(Vergi Aslı) x (Yapılan Ödemeden Kalan Tutar)
(Vergi Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı)

formülü ile bulunacaktır. Buna göre;

Vergi aslına isabet eden tutar
=
12.440,00 x 3.956,84
=
3.833,03 TL’dir.
12.841,81

Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (3.833,03 x %3,23=)123,81 TL ile birlikte (3.833,03 + 123,81=)3.956,84 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup edileceğinden, gelir (stopaj) vergisinin kalan (12.440,00 -3.956,84=)8.483,16 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek 21- Temmuz, Ağustos, Eylül/2016 geçici vergilendirme dönemine ilişkin 158.000,00 TL kurum geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef 17/11/2016 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu geçici vergi, mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini süresi içerisinde vermesi nedeniyle, 1/4/2017 tarihinde terkin edilmiş ve 9.954,79 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde kurum geçici vergisinin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı %1,5755’dir.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (158.000,00 x %1,5755=)2.489,29 TL olacaktır.
Mükellefin söz konusu tutarı 12 eşit taksitte ödemek istemesi durumunda Kanun kapsamında toplam ödenecek tutar (2.489,29 x 1,105=)2.750,67 TL olarak bulunacaktır. Dolayısıyla, bir taksit tutarı (2.750,67 / 12=)229,22 TL olacaktır.
Mükellefin Kanun kapsamında ilk 10 taksitini süresinde ödediği, diğer taksitlerini ise ödemediği varsayıldığında, mükellef ödediği tutar kadar Kanundan yararlanabilecektir. Bu durumda mükellefin Kanundan yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.

Toplam Gecikme Zammı Tutarı x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı Hariç)
Hesaplanan Yİ-ÜFE Tutarı

=
9.954,79 x 2.074,40
=
8.295,62 TL
2.489,29

formülü kullanılacak ve hesaplanan 8.295,62 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kalan (9.954,79 – 8.295,62 =)1.659,17 TL gecikme zammının ise takip ve tahsiline devam edilecektir.
Örnek 22- Bu Tebliğin 4 numaralı örneğinde yer alan mükellefin Kanuna göre belirlenen tutarı 9 taksitte ödemek istediğini, ancak 6 taksiti süresinde ödediğini, kalan 3 taksiti ödemediğini varsaydığımızda, bu mükellefin Kanun kapsamında yararlanacağı tutar şu şekilde hesaplanacaktır.
Mükellefin, Kanuna göre yapılandırılan borç toplamı [(42.585,00 + 10.414,03) x 1,083=] 57.397,95 TL olup (57.397,95 / 9=) 6.377,55 TL, bir taksitte ödenecek tutardır. Buna göre, mükellef 6 taksitte toplam (6.377,55 x 6 =)38.265,30 TL ödeme yapmıştır.
Ancak, mükellefin Kanundan yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, katsayı hariç olmak üzere yapılandırılan alacağa yönelik olarak taksitler içerisinde ödenmiş olan tutar, katsayının tatbik edildiği tutarın taksit sayısına bölünmesi ve ödenen taksit sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacaktır.
Taksitler içerisinde katsayı hariç ödenen tutar [(52.999,03 / 9=)5.888,78 x 6=] 35.332,68 TL’dir.
Mükellefin Kanundan yararlanacağı tutarın yapılandırılan borçlarına mahsubunda Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılanan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanun gereğince vergi aslından yararlanacağı tutarın “A” olduğu varsayılmıştır.

A
=
Alacak Aslı (Vergi) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)

A
=
42.000,00 x 35.332,68
52.999,03

A = 27.999,99 TL olarak hesaplanacaktır.

Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (27.999,99 x %13,6453=)3.820,68 TL ile birlikte (27.999,99 + 3.820,68=)31.820,67 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup edileceğinden, yıllık gelir vergisinin kalan (42.000,00 – 27.999,99=)14.000,01 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Diğer taraftan, 42.000,00 TL vergi aslı için hesaplanan gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak hesaplanan 4.683,00 TL Yİ-ÜFE tutarına karşılık kısmi ödeme nedeniyle mahsup edilecek tutar ile takip edilecek gecikme faizi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
Yıllık gelir vergisi kanuni süresinde beyan edildiğinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Kanuni süresinden sonra tahakkuk ettirilen yıllık gelir vergisi için gecikme faizi, taksitlerin kanuni ödeme süreleri dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Bu çerçevede örnek olayda gecikme faizi ve gecikme faizi yerine tahsil edilecek Yİ-ÜFE tutarının hesabında da yıllık gelir vergisi taksitlerinin kanuni ödeme süreleri esas alınmıştır.
Mükellefin, Kanun gereğince gecikme faizinden yararlanacağı tutar (F=F1+F2);
F1= Yıllık Gelir Vergisi 1. Taksit Tutarına İsabet Eden Gecikme Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (27.999,99 / 2=)14.000,00 x %12,53 = 1.754,20 TL’dir.
F2= Yıllık Gelir Vergisi 2. Taksit Tutarına İsabet Eden Gecikme Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (27.999,99 / 2=)13.999,99 x %9,77 = 1.367,80 TL’dir.
F= 1.754,20+1.367,80=3.122,00 TL olacaktır.
Mükellefin, 6.468,00 TL gecikme faizi yerine hesaplanmış olan 4.683,00 TL tutarında Yİ-ÜFE’ye karşılık 3.122,00 TL tahsil edildiği dikkate alındığında, bu tahsilata isabet eden gecikme faizi tutarı;
F =
Gecikme Faizi x Ödenen Yİ-ÜFE (Gecikme Faizi Yerine)
Hesaplanan Yİ-ÜFE (Katsayı Tutarı Hariç)

F =
6.468,00 x 3.122,00
4.683,00

F = 4.312,00 TL olarak hesaplanacaktır.
(6.468,00 – 4.312,00=)2.156,00 TL gecikme faizinin takibine devam edilmesi gerekmektedir.
Mükellefin, Kanun gereğince vergi ziyaı cezasından yararlanacağı tutarın “C” olduğu varsayılmıştır.

C
=
Alacak Aslı (Vergi Ziyaı Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)

C
=
42.000,00 x 35.332,68

52.999,03

C = 27.999,99 TL olarak hesaplanacaktır.
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (27.999,99 x %13,6453=)3.820,68 TL ile birlikte (27.999,99 + 3.820,68=)31.820,67 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Vergi ziyaı cezasından kalan (42.000,00 – 27.999,99=)14.000,01 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Mükellefin, Kanun gereğince özel usulsüzlük cezasından yararlanacağı tutarın “U” olduğu varsayılmıştır.

U
=
Alacak Aslı (Özel Usulsüzlük Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)

U
=
585,00 x 35.332,68
52.999,03
U = 389,99 TL olarak hesaplanacaktır.
Yapılandırılan 585,00 TL özel usulsüzlük cezasına karşılık 389,99 TL ödeyen mükellefin Kanundan ödediği tutar kadar yararlandırılmasında yapılandırma öncesi tutarın da dikkate alınması gerektiğinden, yapılandırma öncesi 1.170,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına karşılık Kanundan yararlanılacak tutar (Y) aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Y
=
Yapılandırma Öncesi Alacak Aslı x Özel Usulsüzlük Cezasına Karşılık Ödenen Tutar
Yapılandırılmış Tutar
Y
=

1.170,00 x 389,99
585,00

Y = 779,98 TL Kanundan yararlanılacaktır.
Borçludan özel usulsüzlük cezası olarak (1.170,00 – 779,98=)390,02 TL tutar takip edilecektir.
Yapılan tahsilatlardan bakiye 2.932,62 TL ise katsayı tutarı olup bu tutarla ilgili herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
b) 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasında, Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası hükmü saklı kalmak suretiyle yapılan ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden yararlanılacağı düzenlenmiştir.
Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/Ç-1) bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Bu itibarla, yıllık gelir veya kurumlar, gelir (stopaj), kurumlar (stopaj), katma değer ve özel tüketim vergilerinin Kanun kapsamında yapılandırılarak taksitlendirilmesi hâlinde, Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrası kapsamında ödemeler nispetinde yararlanılabilmesi için taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergilerin vadesinde ödenmesi gerekmektedir.
Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde veya bu bölümde yapılan açıklamalara göre ödenmesine rağmen, Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereğince yararlanılan vergi türlerinin, taksit ödeme süresince verilen beyannameler üzerine tahakkuk edenlerinin bir takvim yılında her bir vergi türü itibarıyla çok zor durum olmaksızın ikiden fazla vadesinde ödenmemesi ya da eksik ödenmesi hâlinde, üçüncü ihlalin yapıldığı vade tarihinin rastladığı ayın sonunda Kanun hükümleri ihlal edilmiş olacak ve bu tarih itibarıyla, Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenmiş taksit tutarları için Kanun hükmünden yararlanılacaktır.
Örnek 23- Mükellef, Kanun kapsamında yapılandırılan gelir (stopaj) vergisi borcuna ilişkin Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs ve Temmuz/2018 aylarında ödemesi gereken taksitlerini taksit ödeme süresi içerisinde ödemiş olmakla birlikte; Kanun kapsamında yapılandırılmasını talep ettiği gelir (stopaj) vergisi ile ilgili olarak Mart, Nisan, Mayıs/2018 aylarında beyanı üzerine tahakkuk eden vergilerini ödeme süresi içerisinde ödememiştir.
Bu durumda, mükellef, taksitlendirme süresince tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisini bir takvim yılında üç defa ödemeyerek Kanundan yararlanma şartını ihlal ettiğinden, ihlalin gerçekleştiği Mayıs/2018 ayına kadar ödediği Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs/2018 taksit tutarları için 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacak, Temmuz/2018 taksit tutarları için ise anılan Kanun hükümlerinden yararlanmayacaktır.
Diğer taraftan, mükellefin Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs ve Temmuz/2018 taksitlerini 31/5/2018 tarihinden önce ödemiş olması hâlinde, bu taksit tutarlarının tamamı için anılan Kanun hükümlerinden yararlanılacağı tabiidir.
E- MÜCBİR SEBEP HALLERİNDE KANUNDAN YARARLANMA
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yirmibirinci fıkrasında “(21) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilmiş ve devam eden yerlerdeki vergi dairelerinde mükellefiyet kaydı bulunanlardan mücbir sebep hâli devam edenler ile Sosyal Güvenlik Kurumunca mücbir sebep hâli nedeniyle belge verme süresi ve prim ödemelerinin ertelendiği yerlerdeki kayıtlı işveren, sigortalı ve diğer prim ödeme yükümlülerinin, bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden, mücbir sebep hâli süresi içerisinde ödenmesi gereken taksitleri, mücbir sebep hâlinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere altı ay içinde ödenir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine istinaden mücbir sebep hâli ilan edilmiş ve devam etmekte olan Diyarbakır İli Sur ve Silvan İlçeleri, Mardin İli Dargeçit, Derik ve Nusaybin İlçeleri, Siirt İli Eruh İlçesi, Hakkari, Şırnak, Kilis İlleri genelindeki vergi dairelerinde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin, bu Kanun hükümlerinden yararlanması durumunda, Kanun kapsamında yapılandırılan alacakların taksit ödeme süreleri bu fıkra uyarınca belirlenecektir.
Diğer taraftan, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla mücbir sebep hali devam eden Van İli geneli, Bitlis İli Adilcevaz İlçesi, Ağrı İli Patnos İlçesinde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin mücbir sebep hali, bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince 31/5/2017 tarihi itibarıyla sona erdiğinden, Kanunun 3 üncü maddesinin yirmibirinci fıkra hükmünden yararlanmaları söz konusu olmayacak, mücbir sebep halinin başladığı tarihten önceki borçları ile mücbir sebep hali kapsamına girmeyen borçları için Kanundan yararlanmaları durumunda yapılandırılan tutarlar, Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenecektir.
Ancak, bu yerlerdeki mükelleflerden 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ondokuzuncu fıkrası kapsamında ilgili vergi dairesine başvurmak suretiyle mücbir sebep hallerini sona erdiren ve anılan fıkrada öngörülen sürede beyanname ve bildirimlerini veren mükelleflerin bu beyan ve bildirimleri üzerine tahakkuk eden vergiler hakkında 7020 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmü uygulanacaktır.
F- DİĞER HUSUSLAR
1- Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için Kanun hükümlerinden yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.
2- 7020 sayılı Kanun hükümlerinden, 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceklerdir.
1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Kanunu uyarınca mükellefle birlikte borcun ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunanların da bu Kanun hükmünden yararlanmaları mümkündür.
Asıl amme borçlusu ile birlikte borcun ödenmesinden birden fazla kişinin sorumlu olması hâlinde bu kişilerce Kanun hükümlerinden farklı taksit seçenekleri seçilmek suretiyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
3- Adi ve kollektif şirketlerde ortak olanlar şirketin borçlarının tamamı üzerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından, bu ortaklar da sorumlu oldukları bu borçlar için Kanun hükmünden yararlanabileceklerdir.
4- 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla haklarında 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre iflasın açılmasına karar verilen gerçek ve tüzel kişilerin Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için iflas işlemlerini yürüten iflas idaresinin ilgili vergi dairesine yazılı olarak müracaat etmesi zorunludur.
Bununla birlikte, iflas hâlindeki tüzel kişiliklerin ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin 213 sayılı Kanun ve 6183 sayılı Kanun uyarınca sorumlu oldukları borçlar için Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri mümkün bulunmaktadır.
Ancak, iflas hâlinde bulunan mükelleflerden aranılan kamu alacaklarına ilişkin olarak Kanundan yararlanmak için başvuru süresi içerisinde herhangi bir başvuruda bulunulmaması ve/veya bu alacakların 30/6/2017 tarihinden sonra iflas masasına kaydedilmiş olması hâlinde, alacaklar Kanunun kapsadığı dönemlere ait olsa dahi 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılamayacaktır.
2004 sayılı Kanunun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen iflas ertelemesine ilişkin hükümler çerçevesinde iflas ertelemesine karar verilen şirkete veya kooperatife mahkemece erteleme kararıyla birlikte kayyım atanmaktadır. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. Haklarında iflas ertelemesi kararı bulunan şirketler ve kooperatifler 7020 sayılı Kanuna göre yapacakları başvurularını haklarında verilmiş mahkeme kararına göre temsile yetkili kişiler vasıtasıyla yapacaklardır.
Ayrıca, 2004 sayılı Kanun dışındaki mevzuatlar gereğince de borçlulara kayyım atanması mümkün bulunmaktadır. Bu durumda, borçlu adına Kanundan yararlanmak için yapılan başvuruların yetkili kişilerce yapılıp yapılmadığının ilgili mevzuat hükümleri ve kayyım atanmasına ilişkin kararlar dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
5- 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce, vergi mevzuatında yer alan düzenlemeler nedeniyle mahsuben iade talebi bulunan mükellefler diledikleri takdirde mahsup talep ettikleri borçları için Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir. Bu takdirde, mahsuben iade talebinden vazgeçtiklerini bağlı bulundukları vergi dairesine, birden fazla vergi dairesine mahsup talepli borçları olması hâlinde, her birine ayrı ayrı Kanundan yararlanmak için belirlenen başvuru süresi içinde ekte yer alan (Ek:2/F) dilekçeyle bildirmeleri gerekmektedir.
Mükellefin kendi borcu dışında, ilgili mevzuat uyarınca üçüncü şahısların borçlarına mahsup talebi olması hâlinde ise mahsup talebinden vazgeçebilmesi için borcuna mahsup istenen üçüncü şahsın da bu konuya yönelik irade beyanı aranılacaktır. Bu takdirde, mükellefin üçüncü şahıs lehine yaptığı mahsup talebi hükümsüz kalacaktır. Lehine mahsup talep edilen üçüncü şahsın ise mükellefin irade beyanı olmadan Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceği tabiidir.
Bununla birlikte, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu iade alacaklarını 7020 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerine Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre veya Kanun kapsamında yapılandırılmayan vergi borçlarına ilgili mevzuat uyarınca mahsubunu talep etmeleri mümkündür. Bu durumda, mahsuba esas alınacak tarih, Kanunun yayımı tarihinden sonra yaptıkları başvuru esas alınarak belirlenecektir.
Diğer taraftan, ilgili vergi mevzuatından doğan iade alacağının vergi borcuna mahsubunu talep eden ve vergi borcunu 7020 sayılı Kanuna göre ödemek üzere bu mahsup talebinden vazgeçen mükelleflere iade alacaklarının, mahsubundan vazgeçilen borcun söz konusu Kanun kapsamında yapılandırılmasından sonra hesaplanan taksit tutarları toplamını aşan kısmı, ilgili mevzuat hükümleri ve 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi göz önünde bulundurularak nakden iade edilebilecektir.
6- Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, Kanunun 3 üncü maddesinde öngörülen katsayı uygulaması hariç olmak üzere Kanunun yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi herhangi bir fer’i alacak tatbik edilmeyecektir.
7- 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ondördüncü fıkrasında, Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak tatbik edilen hacizlerin yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden teminatların iade edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, Kanun kapsamındaki borçlarını ödemek üzere başvuran ve borçlarına karşılık ödemede bulunan mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların, ödenmemiş taksitlerin yapılandırma öncesi tutarını karşılayacak değerde olması şartıyla ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.
Bu hüküm çerçevesinde, borçları Kanun hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin teminat değişikliği talepleri de değerlendirilebilecektir.
Diğer taraftan, bu Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar muaccel olmaktan çıktığından, bu borçlarla ilgili olarak 6183 sayılı Kanun kapsamında takip işlemi yapılmamaktadır. Ancak, Kanunun 3 üncü maddesinin ondördüncü fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilecektir. Satış sonucunda elde edilecek tutarın, ilgili mevzuata göre öncelikli alacakların mahsubundan sonra yapılandırmaya konu borçlara mahsup edilmesi icap etmektedir.
Aynı fıkra gereğince, borçlu tarafından hacizli malların satılmasının talep edilmiş olması, alacaklı tahsil dairesince söz konusu malların satışa çıkarılamaması ya da satışa çıkarıldığı hâlde satılamaması durumunda, borçluya Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitleri süresinde ödememe hakkı vermemektedir.
8- Borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılan ödemelerin kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılması durumunda borç kredi kartı ile ödeme işleminin gerçekleştiği anda ödenmiş olacağından, bu şekilde yapılmış olan ödemeler yönünden de varsa ödenen alacaklara ilişkin tatbik edilmiş hacizler ödeme nispetinde kaldırılacak ve alınmış teminatlar iade edilecektir.
Kredi kartıyla son taksiti de içerecek şekilde ödeme yapılması hâlinde;
– Kredi kartıyla yapılan ödemelerin ilişkin olduğu motorlu taşıtların satış ve devrine izin verilebilecektir.
– Kredi kartı ile yapılan ödeme tarihinden itibaren Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında yer alan taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenme şartı aranılmayacaktır.
9- 7020 sayılı Kanuna göre başvuruda bulunan ve borçları Kanuna göre taksitlendirilen mükellefler tarafından, borcu olup olmadığına dair yazı istenilmesi hâlinde Kanun hükümleri ihlal edilmediği sürece bu borçları için vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair yazı verilecektir.
10- 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde, il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerine, Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarlarını ikişer aylık dönemler hâlinde azami 36 eşit taksitte ödenmesi imkânı verilmiştir.
Spor kulüplerinin bu imkândan yararlanabilmeleri için başvuru sırasında Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulübü olduklarını belirten belgeyi ibraz etmeleri gerekmektedir. Bu kulüplerin dernek veya şirket şeklinde örgütlenmiş olması Kanun ile verilen imkândan yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir. Spor kulüplerinden aranılan amme alacaklarıyla ilgili olarak ikincil sorumluluğu bulunan kişiler de bu hükümden yararlanabilecektir.
7020 sayılı Kanun hükmüne göre bu kuruluşların kendilerine verilen imkânı kullanarak ödeme yapmak istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına; yirmidört eşit taksit için (1,194), otuz eşit taksit için (1,238), otuzaltı eşit taksit için (1,318) katsayısı uygulanacaktır. Katsayı uygulaması bu Tebliğin (II/C-2) bölümüne göre yapılacaktır.
Diğer taraftan, il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar dışında il özel idarelerine ait tüzel kişiler ise Kanunun tanıdığı azami 36 eşit taksit imkânından yararlanamayacaklardır.
11- 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi ile belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların bu Kanun kapsamında yapılandırdıkları borçlarına ilişkin taksit tutarları, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki %40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler hâlinde azami yüz kırk dört eşit taksitte tahsil edilecektir. Bu kapsamda, kesinti tutarı her hal ve takdirde bu idareler adına genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık tutarının %50’sini aşamayacaktır.
7020 sayılı Kanun hükmüne göre bu kuruluşların kendilerine verilen imkânı kullanarak ödeme yapmak istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına;
– altı eşit taksit için (1,032),
– dokuz eşit taksit için (1,053),
– oniki eşit taksit için (1,064),
– onsekiz eşit taksit için (1,086),
– yirmidört eşit taksit için (1,109),
– otuzaltı eşit taksit için (1,19),
– kırksekiz eşit taksit için (1,247),
– altmış eşit taksit için (1,304),
– yetmişiki eşit taksit için (1,361),
– yüzkırkdört eşit taksit için (1,703)
katsayısı uygulanmak suretiyle bulunan tutar, taksit sayısına bölünerek ödenecek taksit tutarları aylık dönemler hâlinde kesinti yoluyla tahsil edilecektir.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Bakanlar Kurulunca durdurulması hâlinde, yapılandırılan borçlara ilişkin aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için durdurulacak ve ödenmeyen taksitler tercih edilen taksit ödeme süresinin sonundan itibaren ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın aylık dönemler itibarıyla paylardan kesinti suretiyle tahsil edilecektir. Bu kapsamdaki taksitlerin süresinde ödenmemiş olması ihlal nedeni sayılmayacaktır.
Öte yandan, bu idarelerin taksit tutarlarının, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden aktarılacak tutarlardan daha yüksek olması hâlinde, eksik tutarların taksit ödeme süresini takip eden ay sonuna kadar borçlu tarafından ödenmesi durumunda, bu tutarlara geç ödeme zammı hesaplanmayacaktır. Bu suretle ödeme yapılmaması hâlinde eksik ödenen tutarlara geç ödeme zammı hesaplanacağı tabiidir.
Bu bent kapsamında kesinti yoluyla tahsil edilecek olan taksitlerin, bent hükmünde belirtildiği şekilde bir takvim yılında ikiden fazla süresinde ödenmemesi hâlinde Kanundan yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Ayrıca, belediyelerin peşin ödeme indirimden yararlanabilmesi için yapılandırılan tutarın tamamını Temmuz/2017 ayı içerisinde ödemeleri gerekmektedir.
12- 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası gereğince, Kanun hükümlerinden yararlanan il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası hükmü uygulanmayacaktır. Buna göre, anılan kuruluşların, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruları üzerine yapılandırılan borçlarının ödeme süresince, beyanları üzerine tahakkuk eden vergilerini vadesinde ödeme şartı bulunmamaktadır.
13- 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak için açılmış davalardan vazgeçilmesi şart olduğundan, borçlular tarafından Kanundan yararlanmak için yapılan başvurular üzerine tahsilat işlemlerinden dolayı açılmış davalar sulh yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılmış olan davalara konu alacaklar için Kanun hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödeme emrine karşı açılmış davalardan da vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi gereğince %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.
14- 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yirmiüçüncü fıkrasında “(23) Bu Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm, 7020 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunda yer alan ceza kesme zamanaşımı sürelerinin işlememesini de sağlamaktadır.
Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler kesinleştiği halde bu vergilere bağlı olarak kesilmesi gereken vergi ziyaı cezaları Kanunun yayımı tarihi itibarıyla farklı safhalarda bulunabilmektedir.
Vergi aslının bu Kanuna göre yapılandırılması durumunda, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı cezasının bulunduğu hukuki aşama dikkate alınarak işlem tesis edilecektir. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla;
a) Vergi ziyaı cezasının henüz kesilmediği haller ile vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmediği hallerde vergi aslına ilişkin taksit ödemeleri devam ettiği müddetçe vergi ziyaı cezası kesilmeyecek ve vergi/ceza ihbarnameleri tebliğ edilmeyecektir. Vergi aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ziyaı cezalarının kesilmesinden ve tebliğinden vazgeçilecektir. 7020 sayılı Kanun hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda ise Kanunun 3 üncü maddesinin yirmiüçüncü fıkrasına göre işlemeyen ceza kesme zamanaşımı süresi dikkate alınarak gerekli işlemlerin tesis edileceği tabiidir.
b) Vergi ziyaı cezası kesilerek vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edildiği hallerde vergi ziyaı cezası için;
-uzlaşma talep edilmiş ve uzlaşma talebinden vazgeçilmemiş ise Kanunun yayımı tarihinden sonra uzlaşma sağlanmış olsa dahi, vergi aslının tam ödenmesine müteakip cezanın tahsilinden vazgeçilmesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsil edilen bir tutarın bulunması halinde red ve iade edilmesi,
-ceza indirimi talep edilmiş ve indirim talebinden vazgeçilmemiş ise, Kanunun yayımı tarihinden sonra vergi ziyaı cezasına karşılık ödeme yapılmış olması halinde vergi aslının bu Kanuna göre tam olarak ödenmiş olması şartıyla, vergi ziyaı cezasının tahsilinden vazgeçilerek tahsil edilen tutarın red ve iade edilmesi,
-dava açılmış ve ihtilaftan vazgeçilmemiş ise, vergi aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi şartıyla, ödemenin tam yapıldığı tarihten sonra yargı kararları uyarınca işlem yapılmaması ve idarece de ihtilafın sürdürülmemesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsil edilen bir tutarın bulunması halinde red ve iade edilmesi,
gerekmektedir.
Diğer taraftan, vergi aslının Kanunun yayımı tarihinden önce tamamen ödenmiş olması halinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı cezalarının;
– kesilmemiş olması durumunda kesilmesinden, kesildiği halde vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmemiş olması durumunda tebliğ edilmesinden,
– vergi/ceza ihbarnamesinin Kanunun yayımı tarihinden önce kesilerek tebliğ edildiği hallerde; uzlaşma talep edilmişse uzlaşma talebinden, ceza indirimi talep edilmişse, indirim talebinden vazgeçildiği kabul edilerek söz konusu vergi ziyaı cezalarının tahsilinden,
– kesilmiş ancak ihbarnameye veya takibe ilişkin ihtilafın bulunması durumunda borçlunun müracaat etmesi ve ihtilafından vazgeçmesi şartına bağlı olarak bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının tahsilinden,
– kesinleştiği (Kanunun yayımı tarihinden sonra kesinleşenler dahil) halde takibe ilişkin ihtilafın bulunmaması koşuluyla vergi dairesi tarafından re’sen, bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının tahsilinden,
vazgeçilecektir.
15- 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara ilişkin zamanaşımı süreleri 6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının onbirinci bendi hükmü dikkate alınarak tayin edilecektir.
16- 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunmayan ya da borçları Kanun kapsamına girmeyen mükelleflerden aranılan amme alacaklarının takip ve tahsiline devam edilecektir.
17- 7020 sayılı Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık;
– Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar,
– Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar,
– Kanunun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrasında belirtilen tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizler,
red ve iade edilmeyecektir.
18- Bu Kanun hükümlerine göre yazılı olarak yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi hâlinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır.
Diğer taraftan, başvuruların Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden yapılması hâlinde, başvuru tarihi, elektronik ortamda başvurunun yapıldığı tarih olacaktır.
19- 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasında, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç kullandığı tespit edilen sürücülerin geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla verilmiş olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan hüküm çerçevesinde, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında geri alınan sürücü belgelerinin iade edilebilmesi için sürücü belgesi geri verilecek olan kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla anılan Kanun hükümlerine göre verilmiş olan tüm trafik idari para cezalarının ödenmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla, 7020 sayılı Kanun kapsamında borçlarını yapılandıran borçlulara, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasına göre trafik idari para cezası borcu bulunmadığına dair yazının verilebilmesi için bu borçların tamamının ödenmiş olması gerekmektedir.
20- Bu Tebliğin ekleri, çoğaltılmak suretiyle kullanılabilir.
21- 7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, diğer bazı alacakların da Kanun kapsamında yapılandırılacağı hüküm altına alınmış olup Kanunun 4 üncü maddesinde Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek alacaklar, alacaklı idareler de belirtilmek suretiyle bu Tebliğe ekli tabloda (Ek:3) gösterilmiştir.
Tebliğ olunur.

Ekleri için tıklayınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir